İnsanlar, sosyal medyayı kullandıklarında günlük yaşamlarındaki gibi iletişim kurduklarını düşünür. Sosyal medya kullanıcıları, boş vakitlerini değerlendirdiklerini ve eğlenip dinlenip, iletişim kurduklarını düşünürken vakitlerinin çoğunu sosyal medyada harcamakta böylelikle sosyal medya kullanımı yeni bir yorgunluk kaynağı haline gelmektedir. Sosyal medyada harcanan zaman neticesinde sosyal medyanın kendisi bir meşguliyet haline gelmekte, sosyal medya kullanıcılarının tüm zamanlarını kaplar hale gelmektedir. Sosyal medyanın derinden etkilediği alanlardan biri iş hayatıdır demek yanlış bir önerme olmayacaktır. Bireylerin hayatlarının tüm alanlarını kaplamaya başlayan sosyal medya bağımlılıklar yaratarak iş yaşamının sorunlarına yenilerini eklemektedir.
Sosyal medyanın neden olduğu diğer bir sorun ise, “Gelişmeleri Kaçırma Korkusu” (Fear of Missing Out) (FOMO) olarak nitelendirilebilir. Kişi yeni olayları veya gelişmeleri kaçırmamak için sürekli olarak sosyal medya platformlarını veya mesajlarını kontrol etmektedir. Ona göre hayatın geçtiği yer sosyal medyadır ve bu bağlamda dürtüsel davranmakta, hayatı kaçırdığı endişesiyle işini sık sık bölmektedir. Dikkati dağınık, odaklanması zayıftır. Öte yandan sosyal medyada yansıtılan hayatın güzel ve eğlenceli tarafları da kişiyi umutsuzluğa sürüklemekte, “herkes eğlenirken ben çalışıyorum” duygusu geliştirmesine neden olmaktadır.
“Gelişmeleri Kaçırma Korkusu (FOMO)”nun yakından ilişkili olduğu “phubbing” kavramı bu sorunu katmerlendirmektedir. “Phubbing” olarak nitelendirilen kavram, İngilizce “phone” ve “snubbing” (görmezden gelme) kelimelerinin bir bileşiminden oluşmakta ve kişinin telefonuna dalıp diğer insanları ve işleri görmezden gelmesi olarak nitelendirilmektedir. Phubbing ve Gelişmeleri Kaçırma Korkusu (FOMO) ile sosyal medyanın bağımlılık üretici yapısı sayesinde kişinin işini savsaklamasına kadar götüren bir etkisinin olduğu da ileri sürülmektedir. Örneğin Facebook kullanımına ilişkin yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda elde edilen bulgular, Facebook kullanımının bazı insanlarda yoksunluk belirtisi gösterecek kadar bağımlılık yapıcı bir etkisi olduğunu göstermektedir. Bu araştırmalarda elde edilen bulgulara göre Facebook bağımlılığı, kendini çekme ve olumsuz duygular yaşama, nüksetme, duygu durum değişiklikleri ile görevleri ve çevresiyle çatışma yaşama gibi davranışsal bağımlılık belirtileri ile uyumludur (Turel, 2015: 84).Kısacası sosyal medyanın yoğun bir biçimde kullanılmasının ve bağımlılık haline gelmesinin kişiler üzerinde tükenmişlik de dâhil olmak üzere çalışma yaşamına uzanan birçok olumsuz etkisinin bulunduğu, örneğin kişilerin işyerindeki verimliliğini ve iş güvencesini de olumsuz bir biçimde etkilediği de ileri sürülmektedir (Soror, Steelman ve Turel, 2022: 68).
Sosyal medya onca pırıltısına karşın vaad ettiği iletişim, etkileşim hızına rağmen uzun vadede bağımlılık yaratan yapısıyla kişilerin hayatını olumsuz yönde etkilemekte, bu durum iş hayatına da yansımaktadır. Kişiler “phubbing”e daldığı zaman dünyayı unutmakta, gelişmeleri kaçırmama korkusu onların hayatı kaçırmalarına neden olmakta, iş yaşamları yara almaktadır.
Dr. Esma Gültüvin GÜR OMAY
Kaynakça
Turel, O. (2015), “An Empirical Examination of the “Vicious Cycle” of Facebook Addiction”, Journal of Computer Information Systems, 55 (3), pp. 83-91
Soror, A., Steelman, Z. R. and Turel, O. (2022), “Exhaustion and dependency: A habituation–sensitization perspective on the duality of habit in social media use”, Information Technology & People, 35 (1), pp. 67-95.