Faiz, İhracat ve Döviz Üçlüsü – Bölüm 9
İhracatın Seyri
İhracatın seyrini etkileyen önemli kalemlerden bir tanesi enflasyon desem yanlış olmaz değil mi ? Tabii ki tek etken enflasyon değildir.
Yazımızın başlığına; “Faiz, İhracat, Döviz üçlüsü” dedim ama dümenin başında enflasyonun olduğunu söylemek gerekir. Enflasyonun her üç isimde hatırı sayılır etkisi olduğu bir gerçek.
- Enflasyonun faizi arttıracağını,
- faizlerin artmasının dövizi frenleyeceğini,
- frenlenmiş dövizin ise ihracatın hızını keseceği
zincirleme bir etkileşim vardır.
O halde;
- Yüksek faizin
- İhracatın yavaşlamasının
- Faizlerin seviyesinin
- Çalışanların yaşam kalitesi ve refahının
nasıl olacağının tek müsebbibi “enflasyondur”
Suçluyu başka tarafta aramayalım. Suçlu ayağa kalk…
Asıl suçlu “enflasyondur”
Enflasyon Masum Değil Suçludur
Suçluyu başka mecralarda ararken, meğerse bizimle kol kola gezen enflasyon gerçek suçlu imiş. Öylesi bir sinsi yaklaşım gösteriyor ki bu enflasyon, cüzdanımızdaki paraya, refah düzeyimize, yaşam standardımıza kadar indiği gibi;
- Dövizi gelişimini etkileyen, dövizin yolunu kesen,
- Faizin tansiyonunu gereksiz yere yükselten,
- Dövizin gelişmesini engelleyip, faizin tansiyonunu yükseltmekle birlikte ihracatın hızını kesen
Hiç de masum olmayan işte bu enflasyondur.
Enflasyon, Faiz, Döviz Maliyeti Etkiler, Maliyet De İhracatın Seyrini
“Al bir taş, nerene dayarsan daya” diye bir söz vardır. Faizi tutsak, dövizi mi tutsak yoksa ihracatı mı desteklesek? Hepsi bir arada olmuyor maalesef.
- Dövizi düşük tutsak ve dizginlesek; hem ithalat şahlanır, hem de ihracatı baltalarız,
- Faizi düşük tutsak; ülkemize sıcak para gelmez ki dövize ihtiyacımız var ülke olarak, ancak üretim maliyetleri açısından faizin mutlaka aşağıya çekilmesi gereklidir.
- Enflasyonu düşük tutsak… Hadi tutun, asıl olması gereken enflasyonun düşük tutulması. Tabii rasyonel bir zeminde enflasyonun düşük tutulması için gereken adımların atılması gerek. Laf ola beri gele değil. Yani hedef enflasyon % 26-29 aralığında kalacak deyip emlak vergisi değerlendirmesine baz olacak rakamların % 2.000 civarı arttırılması, ve faizlerin hala % 47 ila % 50 arasında seyretmesiyle şu baş belası enflasyon maalesef düşmez.
- Günümüzde ihracatımız arzu edilen düzeyde değilse, bunun belli başlı nedenleri;
- Faizin yüksekliği ve ürerim maliyetlerinin yüksek oluşu
- Üretim maliyetlerinin yüksek oluşundan dolayı ürünlerin birim fiyatlarının da yüksek olmasına neden oluyor
- Birim fiyatı yüksek olan ürünlerimizi yurt dışına döviz bazında pazarlamaya çalıştığımızda, dövizin de enflasyon kadar artmaması dolayısıyla, Türk Lirası karşısında düşük kalan döviz üzerinden fiyatlama yapıldığından dolayı ürünlerimizin fiyatı döviz bazında daha fazla pahalı hale gelmekte ve bu defa ürünlerimizin pazarı kaybolmaktadır,
- İhracatçılarımız enflasyon kadar artış göstermeyen düşük döviz, yüksek faiz ve enflasyon karşısında adeta eli kolu bağlanmış durumda kalmaktadırlar.
Faizin ve Enflasyonun Düşmesi İçin Havaların Bulutlanmaması Gerekir
- Faizin düşmesi,

- Enflasyonun düşmesi,
- İhracat rakamlarımızın ithalat rakamlarını geçmesi
İçin havaların bulutlu, fırtınalı, yağmurlu olmaması gerekir.
Dahası;
Her şeyin müsebbibi şu faiz yok mu? İşte o faizle birlikte ülkemiz CDS (Credit Default Swap) puanının da düşmesi gerekir ki o zaman rahat bir nefes alabiliriz.
- Faizin düşmesi,
- Enflasyonun düşmesi,
- İhracat rakamlarımızın ithalat rakamlarını geçmesi
İçin havaların bulutlu, fırtınalı, yağmurlu olmaması gerekir.
Dahası;
Her şeyin müsebbibi şu faiz yok mu? İşte o faizle birlikte ülkemiz CDS (Credit Default Swap) puanının da düşmesi gerekir ki o zaman rahat bir nefes alabiliriz.
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC Uluslararası Ticaret Odaları
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi








