Duygusal Zeka ile Fark et – Fark ettir

Alım - Satım

Reyhan YALÇINKAYA
Reyhan YALÇINKAYA
İş ve yaşam koçu, finansçı, finansal analiz eğiticisi. Halen bir bankada şube müdürlüğü görevini yürütmekte. Cumhuriyet Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Ana Bilim Dalında Yönetim ve Çalışma Psikolojisi konusunda yüksek lisans yaptı. Duygusal zeka ve liderlik, finansal analiz ve bilanço okuma konularında çalışmalar yapmakta, çeşitli eğitim kurumlarında eğitimler vermektedir.

Duygusal Zeka ile Fark et – Fark ettir

Reyhan YALÇINKAYA

Pazartesi sabahları böyle bezgin olmayı sevmiyorum, ama hep böyleyim. Hava kasvetli, onunda etkisi var sanırım. İşyerine giden bu kısa yolda neden bu kadar kırmızı ışık var acaba? Diye düşünürken mendil satıcısı bir çocuk camıma vurmaya başladı. Ablacım, iyi bir hafta diliyorum, okul harçlığım için mendil satıyorum, alır mısın bir tane? Kafamı çevirdiğimde bir çift kocaman mavi göz gülümseyerek, ışık saçarak bana bakıyordu, çakır dedikleri buydu sanırım. O gülümseyen yüz, o sıcak bakış, kibar söylem sanki camı geçip bana geldi. Gülümseme bana bulaştı, o an bulutların dağılıp, masmavi gökyüzünün çıktığını düşündüm. İki mendil alıp, pazartesi sabahı bana kattığı bu mutluluk hali için küçüğe teşekkür edip, yeşil ışığın yanması ve arkadan gelen korna sesleri ile dünyama geri döndüm.

Neydi beni karamsar ruh halinden mutlu bir insana çeviren. Duygularıma dokunmuştu çocuk. Ne zaman kırmızı ışık yansa, o çakırı aradı gözlerim. Çünkü herkes gibi bende içten gelen bir gülümseme istiyorum, iyi bir ruh hali arıyorum. Hayat zaten stres ve zorluklarla dolu. Hepimizin ihtiyacı bir sıcak nefes, içten bir tebessüm.

Hayatınızın pek çok anında böylesi anlar yaşanmıştır, bir anda modunuzu olumludan olumsuza veya tersi olumsuzdan olumluya çeviren anlar. Hiç düşündünüz mü sizi olumluya çeviren olaylar neler ve nasıl bir duygu değişimi yaşıyorsunuz? Aslolan hangi durumların sizin duygularınıza dokunduğu, o durumun sizde hangi davranışla karşılık bulduğu ve sizi nasıl hareket ettirdiğidir. Aristo yıllar önce şöyle söylemiş; “Herkes kızabilir, bu kolaydır, ancak doğru insana, doğru ölçüde, doğru zamanda, doğru nedenle ve doğru şekilde öfkelenmek, işte bu kolay değildir.” Liderlik durumsallık içeren bir olgudur. Kriz anında, stres altında doğru kararlar vermeyi gerektirir. Kişi kendini, duygularını fark etmemişse, takipçilerine bunu nasıl fark ettirecek.

Duygusal zeka becerilerini geliştirerek…

1990 lı yıllardan itibaren bilim adamları zekanın bir çeşidinden daha bahsetmeye başladılar, duygusal zeka. Bilişsel, entellektüel Zeka (IQ) daha çok genetikle, çeveresel faktörlerle ilgilidir ve geliştirilmesi daha kısıtlıdır. Geliştirilemez mi? Geliştirilir ama 100 IQ hiçbir zaman 160 IQ seviyesine gelmez. Duygusal zeka (EQ) bu anlamda daha geliştirilebilir yapıdadır. IQ entelektüel bilgi birikimi, bilişsel zeka ve öğrenme ile ilgilidir. Çevremizde sıklıkla görmekteyiz, aslında önemli ölçüde bilgi sahibi, IQ su yüksek insanlar yaşamda çokta başarılı olamayabiliyorlar. Duygusal zeka becerileri yüksek kişiler daha tutkulu, daha hırslı, stres ile daha kolay başa çıkabilen insanlar olarak karşımıza çıkıyor ve daha başarılı oluyorlar. Bu durum liderlerin duygusal zeka becerileri yüksek kişiler arasından daha yoğunlukla çıkmasını sağlamaktadır. Genel bir anlam yüklemek istersek şöyle söyleyebiliriz; duygusal zeka aklın, beynin ve kalbin bütünleşik zekasıdır. EQ alanında önemli çalışmaları olan Daniel Goleman şöyle tanımlar; “Kendimiz, başkaları ve çevremizle ilişkilerimizi kolaylaştıran, duyguları fark etme, anlama ve etkin biçimde kullanma yeteneğidir.“ Duygusal zeka duyguların farkında olma, duygularla başa çıkabilme, empati kurabilme ve ilişkileri yönetebilme yeteneklerini kapsamaktadır. Duygular karşımızdaki kişiyi anlamamıza, düşünce ve davranışlarını anlamlandırmamıza, etkin empati yapmamıza yardımcı olur.

Duygu en genel anlamda zihin, his, devinimi ve bir dizi biyolojik hareket eğilimi anlamında kullanılmaktadır. Ne kadar çok ve karmaşık duygu yaşadığımızı düşünürüz, ancak yaşadığımız duygular temelde toplam sekiz tanedir. Bunlar; öfke, korku, üzüntü, tiksinti, utanç, mutluluk, sevgi, şaşkınlıktır. Kıskançlık ve öfke karışımı, üzerine üzüntü ve korkunun eklenmesi gibi yeni duygu durumları oluşabilir, en temel anlamda bu sekiz duygu çeşidinden bahsedebiliriz.

Öfke: Hiddet, hakaret, içerleme, gazap, tükenme, kızma, sinirlenme, hınç, kin, rahatsızlık, alınganlık, düşmanlık ve belki de en uç noktada, patolojik nefret ve şiddet.

Üzüntü: Acı, keder, neşesizlik, kasvet, melankoli, kendine acıma, yalnızlık, can sıkıntısı, umutsuzluk ve patolojik olduğunda şiddetli depresyon.

Korku: Kaygı, kuruntu, sinirlilik, tasa, hayret, şüphe, uyanıklık, vicdan azabı, huzursuzluk, çekinme, ürkme, dehşet, patolojik olduğunda ise fobi ve panik.

Mutluluk: Zevk, coşku, rahatlama, tatmin, haz, sevinç, eğlenme, gurur, tensel zevk, heyecan, vecd hali, hoşnutluk, kendinden geçme, aşırı zindelik, kapris ve en uç noktada mani.

Sevgi: Kabul görme, dostluk, güven, iyilik, yakın ilgi, sadakat, aşırı tutkunluk, muhabbet.

Şaşkınlık: Şok, hayret, afallama, merak.

Tiksinti: İğrenme, hor görme, aşağılama, küçümseme, nefret etme, hoşlanmama, itici bulma.

Utanç: Suçluluk, mahcubiyet, hayal kırıklığı, pişmanlık, küçük düşme, üzülme, çile ve nedamet.( Daniel Goleman; Duygusal Zeka)

Çok seri, çok doğru bir şekilde empati yapabilmek için; öncelikle kendini tanımak, daha sonra karşıdakini tanımak ve hangi duygunun hangi davranışa sebep olduğunu ortaya koymak gerekmektedir. Bu empatinin bizim için altıncı bir his gibi çalışmasını sağlayacaktır. Örneğin öfkeli biri iletişim kurmakta zorlanır. Mutlu kişi iletişime açıktır, sorun çözmeye odaklanır. Karşınızdakinin yaşadığı duyguyu bilirseniz hemen “ben olsam” sürecini başlatırsınız ve çözüm daha kolay gelir. Korku, hemen savunmaya geçmenize neden olur ve saldırgan olabilirsiniz. Öfkesini bastıramayan birinin insan ilişkilerinin yoğun olduğu yerde çalışmaması gerekir. Bu örnekleri uzatabiliriz.

Bir yöntemi var mıdır duygularımızı tanımanın, davranışlarımızı kontrol altına almanın? Bu da bir sonraki yazımızın konusu olsun.

Bu makale, SATINALMA DERGİSİ, Aralık 2018, Yıl:6, Sayı: 72, sayfa:37’de yayınlanmıştır.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

  • Çin'den Ürün Tedariki
  • Küresel Ürün ve Firma Araştırması
  • Ülke / Pazar Analizi ve Raporlaması
  • Akreditif, Gümrük ve Dış Ticaret Danışmanlığı

Dünyaya Açıl

Satınalma Dergisine ABONE OL

Dijital Abonelik ile Satınalma Dergisinin yayınlanmış tüm sayılarına erişebilir, Buyer Network Öğrenme Merkezi'nde eğitim dokümanlarına ulaşabilirsiniz.

SATINALMA DERGİSİ 11 YILLIK ARŞİVİ

Tüm Arşive ve Gelecek 12 Sayıya Dijital Erişim

Buyer Network Öğrenme Merkezi

Kariyerinizi Geliştirecek Uzaktan Eğitim Seçeneklerine Sahip Olun

ŞİRKET ÜYELİK AVANTAJI

10 Yöneticiye Kadar Geniş Takımlar için Şirket Paketini Satın Alın

Satınalma Operasyonları Dijitalleşiyor !

 

 

 

 

 


 

 

 

This will close in 20 seconds