OPPO, Yeni Yerel Stratejisini ve Bakış Açısını Duyurdu: “Türkiye için, Türkiye’de”

Satınalma Eğitimi Oppo, Yeni Yerel Stratejisini Ve Bakış Açısını Duyurdu Türkiye Için, Türkiye'dejpg

Satınalma Eğitimi Oppo, Yeni Yerel Stratejisini Ve Bakış Açısını Duyurdu Türkiye Için, Türkiye'dejpg2023 yılında dünyanın dördüncü büyük akıllı telefon markası olan OPPO, Mayıs ayında duyuracağı yeni modeli ile Türkiye’deki faaliyetlerini hızlandırıyor.

Geçtiğimiz aylarda Türkiye’deki üretim, satış ve servis hizmetleri için Mıstaçoğlu Holding’e bağlı AGM A.Ş. ile stratejik iş ortaklığı anlaşması imzalayan OPPO, ülkemizdeki faaliyetlerini yeniden hızlandırıyor. İş birliği ile OPPO, yeni “Türkiye için, Türkiye’de” stratejisi ile Türkiye pazarında büyümeye kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor. Yeni strateji ile şirket uzmanlığını, kaynaklarını ve yeteneklerini ülkemize olumlu bir katkıda bulunmak amacıyla kullanmayı amaçlıyor.

Pazar araştırma kuruluşlarına göre 2023 yılında 100 milyonun üzerinde sevkiyatla dünyanın dördüncü büyük akıllı telefon markası olan OPPO, Türkiye’deki faaliyetlerine 2019 yılında başladı. Şirket o tarihten bu yana ürün, teknolojileri ve servis desteği ile Türkiye’deki tüketicilere hizmetlerini kesintisiz sürdürüyor. Üstün kalitesi ve rekabetçi modelleriyle kısa sürede Türkiye’nin lider markası haline gelen marka, Acun Ilıcalı ve Sıla iş birlikleri ve UEFA Şampiyonlar Ligi ortaklığı ile yerel kullanıcılarla güçlü bir etkileşim kurdu. Geçtiğimiz yıl UEFA Şampiyonlar Ligi Finali öncesinde efsanevi futbolcu Kaka OPPO marka elçisi olarak İstanbul’da heyecan verici anları akıllı telefonlarıyla kaydetmek için sabırsızlanan taraftarlarla bir araya geldi.

OPPO Orta Doğu ve Afrika Başkanı Chi Zhou, “OPPO olarak önümüzdeki üç yıl içinde Türkiye akıllı telefon pazarında ilk 3 markadan biri ve Türkiye’de tüketicilerin en güvendiği marka olmak için planlama ve çalışmalarımızı yeniden hızlandırıyoruz. Yeni ‘Türkiye İçin, Türkiye’de’ stratejimiz doğrultusunda uzmanlığımız, kaynaklarımız ve yeteneklerimiz ile Türkiye pazarında hızlı büyümemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

OPPO – AGM stratejik iş birliği kapsamında yetkili fabrika, 2024 yılının ikinci çeyreğinden itibaren OPPO’nun teknik desteği ve endüstri standartlarının üzerindeki titiz kalite mühendisliği ile üretime başlayacak. OPPO’nun AGM’nin üretim tesisinde üretilen yeni modeli, Mayıs ayında Türkiye’de pazara sunulacak.

2024’ün İlk Çeyreğinde Akbank’tan Türk Ekonomisine 1 Trilyon 323 Milyar TL Kredi Desteği

Satınalma Eğitimi 2024’ün İlk Çeyreğinde Akbank’tan Türk Ekonomisine 1 Trilyon 323 Milyar Tl Kredi Desteği

Satınalma Eğitimi 2024’ün İlk Çeyreğinde Akbank’tan Türk Ekonomisine 1 Trilyon 323 Milyar Tl Kredi DesteğiGenel Müdür Kaan Gür, Akbank’ın 2024 birinci çeyrek finansal sonuçları üzerine yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında başlayan parasal sıkılaştırma süreci bu yılın ilk çeyreğinde devam etti. Türk bankacılık sektörü bu süreçte de güçlü yapısını korudu. Diğer taraftan, iyileşen ülke risk primi bankacılık sektörünün dış kaynağa ulaşımını kolaylaştırdı. Nitekim Akbank da Türkiye’nin ilk defa tamamı yurt dışı yerleşik nitelikli yatırımcılar tarafından satın alınan Basel III uyumlu ilave ana sermaye tahvil ihracını rekor talep ile gerçekleştirdi” dedi.

 

“2024’ün ilk Çeyreğinde Ekonomimize 1 Trilyon 323 Milyar TL Kredi Desteği Sağladık”

Gür, açıklamalarına şöyle devam etti, “2024’ün ilk çeyreğinde ekonomimize sağladığımız kredi desteğini 1 trilyon 57 milyar TL’si nakdi olmak üzere toplam 1 trilyon 323 milyar TL seviyesine çıkardık. Toplam mevduatımız 1 trilyon 374 milyar TL’ye, aktiflerimiz ise 2 trilyon 72 milyar TL’ye ulaştı. Yüzde 19,2 düzeyinde gerçekleşen güçlü konsolide sermaye yeterlilik oranımızla, reel sektörün büyümesine ve gelişmesine destek olmayı sürdürdük. Bankamız yılın ilk çeyreğinde 3 milyar 314 milyon TL vergi karşılığı ayırarak 13 milyar 185 milyon TL konsolide net kâr elde etti. Başarılı performansları için çalışma arkadaşlarıma ve bizlere duydukları güven için başta müşterilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ederim.”

TSKB, Dağıtık Güneş Projelerini Desteklemek Amacıyla Dünya Bankası İle 345 Milyon Dolar Tutarında Anlaşmalara İmza Attı

Sürdürülebilir Satınalma Ve Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Tskb, Dağıtık Güneş Projelerini Desteklemek Amacıyla Dünya Bankası İle 345 Milyon Dolar Tutarında Anlaşmalara İmza Attı

Sürdürülebilir Satınalma Ve Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Tskb, Dağıtık Güneş Projelerini Desteklemek Amacıyla Dünya Bankası İle 345 Milyon Dolar Tutarında Anlaşmalara İmza AttıTSKB, Dünya Bankası ile ‘Türkiye Dağıtık Enerji için Piyasa Geçişinin Hızlandırılması Projesi’ne imza attı. Proje kapsamında, Dünya Bankası’ndan (IBRD) temin edilen 300 milyon Euro tutarındaki kredi ile birlikte Temiz Teknoloji Fonu (CTF) tarafından sağlanan 15 milyon Amerikan doları tutarındaki kredi ve Enerji Sektörü Yönetim Yardım Programı (ESMAP) tarafından sunulan 1,5 milyon ABD doları değerindeki hibe ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına katkı sağlanacak.

Projeye ilişkin görüşlerini paylaşan TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, “TSKB olarak, ülkemizin kalkınma vizyonu çerçevesinde uzun yıllardır ortaya koyduğumuz çalışmalar ve Türkiye’nin yeşil dönüşümüne sağladığımız desteklerle bugün ülkemizin yenilenebilir enerji alanındaki kurulu gücünün yüzde 15’ini temsil ediyoruz. Bu projeyle, enerji tüketicilerinin üretici olmasını ve ülkemizin temiz enerji alanındaki kapasitesinin enerji verimliliğine de katkı sağlayarak daha yukarıya taşınmasını desteklemekten mutluluk duyuyoruz” dedi.

Ekosistem odaklı kapsayıcı kalkınma misyonu ile çalışmalarını sürdüren TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası), Türkiye’nin 2053 Net Sıfır hedefine doğrudan katkı sağlayacak ‘Türkiye Dağıtık Enerji için Piyasa Geçişinin Hızlandırılması Projesi’ni Dünya Bankası ile hayata geçirdi. T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı geri ödeme garantisi altında Türkiye’de ilk defa uygulanacak olan Sonuç Odaklı Proje Programı (PforR) ile, özel sektörün iç tüketim ihtiyaçları kapsamındaki elektrik üretimine yönelik dağıtık güneş fotovoltaik yatırım uygulamalarının ve bataryalı elektrik depolama sistemlerinin desteklenmesi hedefleniyor.

Avrupa ve Orta Asya Yenilenebilir Enerji Ölçeklendirme (ECARES) programı kapsamında geliştirilen 1 milyar ABD doları büyüklüğündeki Türkiye Dağıtık Enerji için Piyasa Geçişinin Hızlandırılması Programı; IBRD’den 300 milyon Euro tutarında kredi, IBRD aracılığıyla CTF’den (Temiz Teknoloji Fonu) temin edilen 15 milyon ABD doları tutarında kredi ve ESMAP’tan (Enerji Sektörü Yönetim Yardım Programı) sağlanan 1,5 milyon ABD doları tutarındaki hibeyi içeriyor.

TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç: “Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına ve bunun verimli bir şekilde değerlendirilmesine önemli düzeyde katkı sunacağız.” 

Projeye ilişkin değerlendirmede bulunan TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, “TSKB olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın garantisiyle Dünya Bankası’ndan temin ettiğimiz 345 milyon ABD doları tutarındaki anlaşmalar ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına ve bunun verimli bir şekilde değerlendirilmesine önemli düzeyde katkı sunacağız. Bu anlamlı proje ile ülkemizin Ulusal Katkı Beyanı kapsamında, başta enerji sektörü olmak üzere ortaya koyduğu dönüşüm hedeflerine ulaşmasında rol oynamak sürdürülebilir geleceğimizin temini için de büyük bir önem arz ediyor. Projenin hayata geçmesini sağlayan Hazine ve Maliye Bakanlığımıza daimi destekleri, Dünya Bankası’na ise ülkemize ve TSKB’ye duydukları güven için teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.

Türkiye’nin son on yıllık dönemde yenilenebilir enerji gücünü üç katına çıkarmasının önemli bir gelişme ve kazanım olduğunun altını çizen Murat Bilgiç, sözlerine şöyle devam etti: “Yenilenebilir enerji ülkemizin yeşil dönüşümündeki önemli stratejik kalkınma alanlarından biri. Hali hazırda Türkiye’nin mevcut kurulu gücünün yüzde 55’i yenilenebilir enerji projelerinden oluşuyor. TSKB olarak bugüne kadar sağladığımız finansman destekleriyle ülkemizin yenilenebilir enerji alanındaki kurulu gücünün yüzde 15’ini temsil ediyoruz. Bununla beraber, son iki yılda finanse ettiğimiz 280 MW’ın üzerinde çatı ve arazi GES yatırımları ile sanayicimizin elektrik ihtiyacını kendi yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamasına destek olduk. Bu yatırımları daha hızlı bir şekilde yatırımcı ile buluşturarak yaygınlaştırmak üzere Dünya Bankası ile imzaladığımız ‘Türkiye Dağıtık Enerji için Piyasa Geçişinin Hızlandırılması Projesi’ kapsamında, ülkemizin yeşil dönüşümüne ivme kazandıracak yeni bir iş modeli kurguluyoruz. Yenilenebilir enerji gücümüzü artırmak amacıyla, Türkiye’de ilk defa uygulanacak olan Sonuç Odaklı Proje Programı (PforR) ile iç tüketim ihtiyaçlarına yönelik güneş enerjisi piyasasının genişletilmesi üzerine odaklanacak olan projemiz, ayrıca bataryalı elektrik depolama projelerini de destekleyecek.

Sonuç Odaklı Proje Programı kapsamında belirli performans göstergelerinin gerçekleştirilmesi yaklaşımı çerçevesinde sera gazı emisyonlarının azaltılması ve özel sermayenin harekete geçirilmesi boyutlarıyla somut ve sürdürülebilir program sonuçlarına ulaşmayı hedefliyoruz. Ülkemizin 2053 net sıfır hedefine ulaşmak üzere, Bankamızın SBTi (Bilim Temelli Hedefler Girişimi) onaylı net sıfır hedefleri kapsamında, özel sektörün rekabetçi gücünü artırmak için sunduğumuz destekleri arttırmaya devam edeceğiz.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Kerem Dönmez projeye dair şunları söyledi: “12. Kalkınma Planı kapsamında 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirerek enerjide kendine yeterliliği artırmak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bu çerçevede, ülkemizde yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması ve enerji verimliliğinin artırılması için Dünya Bankası ve diğer kalkınma ortaklarımız ile güçlü iş birlikleri kurmaya devam ediyoruz. Dünya Bankası’ndan sağlanan finansman ile TKYB ve TSKB tarafından uygulanacak Türkiye Dağıtık Enerji için Piyasa Geçişinin Hızlandırılması Projesi ile özel sektörün fotovoltaik güneş enerjisine ve batarya yoluyla enerji depolama sistemlerine yönelik yatırımlarını destekleyeceğiz. Projenin, 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşılmasında da katkı sağlayacağına inanıyorum.”

Sürdürülebilir Satınalma Ve Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Tskb, Dağıtık Güneş Projelerini Desteklemek Amacıyla Dünya Bankası İle 345 Milyon Dolar Tutarında Anlaşmalara İmza AttıProjeye ilişkin görüşlerini paylaşan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez ise “Dünya Bankası Grubu olarak, Türkiye’nin kalkınmasını destekleyecek çerçeveyi geliştirmek ve yenilenebilir enerji kapasitesini büyütmek üzere özel sermayeyi de harekete geçirecek yatırımları desteklemeyi sürdüreceğiz. Bu desteğin bir kanıtı olarak Dağıtık Enerji için Piyasa Geçişinin Hızlandırılması Projesi, şirketler ve sektörler gibi son kullanıcılar için dağıtık güneş enerjisi pazarını genişletmeye ve bataryalı elektrik depolama pilot uygulamalarına odaklanacak. Bu sayede, proje sadece iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin enerji güvenliğini de artıracak” şeklinde konuştu.

Alım Talebi: Sineklik Tülü (Fiberglass)

Alım Talebi Sineklik Tülü (fiberglass)

Bir firmamız için, fiberglass malzemeden üretilmiş, güneşe ve sıcağa dayanıklı “sineklik tülü” alımı yapılacaktır. 1,5mm – 2mm kalınlığında, 100cm (en) x 200cm (boy) olacak şekilde, 1.000 adet alım yapılacaktır. 1m x 500m metrelik 4 rulo şeklinde de olabilir. Ödeme şekli peşin (nakit) olup, teslim yeri İstanbul –  Sarıyer’dir.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, diğer teknik detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Sineklik Tülü (fiberglass)

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

B Planı Rehaveti

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem B Planı Rehaveti

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem B Planı Rehavetiİş yaşamında ve günlük yaşamımızda sıklıkla dile getirilen önerilerden biri mutlaka bir B planımızın, diğer bir ifade ile bir yedek planımızın olması gerektiğine ilişkindir. Hatta bazıları B planını yeterli görmeyerek, C, D, E diye giden bir dizi alternatif plan yapılmasını da önermektedir. Sonuçta bu önerinin dayandığı mantık basittir: Biri olmazsa diğeri, o da olmazsa bir diğeri mutlaka iş görecektir (1).

Bir B planının olması basitçe “gelecekteki sorunlara hazırlıklı olmanın bir yolu” olarak açıklanmaktadır (2). Yine kişinin bir B Planının bulunması beklenmeyen durumlara daha kolay uyum göstermesine yardımcı olması nedeniyle stres ve endişeyi azaltmanın bir yolu olarak da görülmektedir (3).

Ne var ki bazı çalışmalar, B Planının her zaman yararlı olmayabileceğini, aksine zararlı sonuçlara yol açabileceğini göstermektedir. Örneğin Shin ve Milkman yaptıkları bir dizi deney ile kişinin B Planının olmasının asıl planını gerçekleştirmek için gerekli çabayı göstermesine yönelik performansını ve motivasyonunu azalttığı, yine kişinin dikkatinin dağılmasına neden olduğu ve amaç ile hedef arasında bir karmaşa yaşanabildiği sonucuna ulaşmışlardır (4, 5). Kısacası B Planının varlığı başarıya ulaşma konusunda bir engel haline gelebilmektedir (6). Örneğin, tarihte bazı komutanların ordularını ilerlemekten başka şansları olmadığına ikna etmek için geriye dönmelerini sağlayacak köprüleri yıktırması ya da gemileri yaktırması, bu durumla ilişkilendirilebilir (7).

O zaman B Planı yapmaktan kaçınmak mı gerekir? Yukarıda söz edilen deneyler bireyler üzerinde kısa süreli karar alma tercihlerinin çeşitli biçimlerde manipüle edilmesiyle gerçekleştirilmiştir (4). Dolayısıyla bu deneyler sonucunda elde edilen bulguların ve bu bulgulara ilişkin yorumların iş dünyası gibi uzun soluklu planlama yapmayı gerektiren bir alana ne kadar uygun oldukları tartışmaya açıktır. Ne var ki, söz konusu deneylere ilişkin yayınların yapıldığı dönemde, iş dünyasında başarılı olmak için B Planı yapmaktan kaçınmak gerektiğini ileri süren birçok köşe yazısının kaleme alındığı ve bir süreliğine konunun tartışıldığı görülmektedir.

Mullins ve Komisar her girişimcinin işe bir A Planı ile başladığını ancak hızlıca değişen koşullar nedeniyle başlangıçta gerçek koşullar altında test edilmeden kurgulanan bu A Planının, gerçeklerle yüzleşmeye başladığında kaçınılmaz olarak değişmek zorunda olduğuna işaret etmektedir. Örneğin, Google gibi firmalar A Planına sadık kalarak değil, B Planına geçiş yaparak büyüyüp varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Dolayısıyla iş dünyası aslında A Planından B Planına doğru yaşanan bir yolculuktur (8). Bu nedenle sürekli değişen koşullar nedeniyle sürekli B Planı yapmak bir zorunluluktur.

İş hayatında dirençli olmak önemli bir meziyettir ve yapılan işe odaklanmak gerekir. Böylelikle nelerin yanlış planlandığının doğru bir biçimde anlaşılması söz konusu olabilecek ve buna uygun değişiklikler yapılıp düzeltici önlemler alınabilecektir. Ancak Test edilmemiş bir A Planının yanına test edilmemiş bir B Planı koymak, bu B Planının en ufak zorluk ve sıkıntıda hızlıca kullanılabilecek bir kaçış yolu olarak algılanıp rehavete yol açma ihtimali nedeniyle tehlikeli olabilir. Ayrıca aynı anda birden fazla plan üzerinde çalışmanın ne kadar verimli olabileceği de ayrı bir tartışma konusudur.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem B Planı RehavetiBu nedenle ilk başta en ince detayına kadar bir B Planı hazırlanmış olsa bile, A Planının uygulanmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkacak sorunlar açısından B Planının da gözden geçirilmesi ve gerekli değişikliklerin yapılması, kısacası, A Planının uygulanmasında karşılaşılabilecek en ufak sorunda hazırdaki B Planının derhal uygulamaya konulmaması gerekir.

Prof. Dr. Umut OMAY

 

Kaynaklar

(1) Jackson, D. (2017), “How Your Plan B Is Holding You Back From Business Success”, Çevrim içi: https://www.huffpost.com/entry/how-your-plan-b-is-holdin_b_9428480, (15.05.2024).

(2) Pratt, L. (2023), “Preparing for Problems: Five Reasons Why You Need a Plan B”, Çevrim içi: https://future-business.org/preparing-for-problems-five-reasons-why-you-need-a-plan-b/, (15.05.2024).

(3) Gayon, P. (2023), “Always Prepared: The Importance of Having a Plan B”, Çevrim içi: https://medium.com/@pujithgayon/always-prepared-the-importance-of-having-a-plan-b-00fe284a778b, (15.05.2024).

(4) Shin, J. and Milkman, K. L. (2016), “How backup plans can harm goal pursuit: The unexpected downside of being prepared for failure”, Organizational Behavior and Human Decision Processes 135, pp. 1–9.

(5) Phingbodhipakkiya, A. (2017), “Why having a Plan B can sometimes backfire”, Çevrim içi: https://ideas.ted.com/why-having-a-plan-b-can-sometimes-backfire/, (15.05.2024).

(6) Milkman, K. L. and Shin, J. (2016), “Having a “Plan B” Can Hurt Your Chances of Success”, Çevrim içi: https://www.scientificamerican.com/article/having-a-plan-b-can-hurt-your-chances-of-success/, (15.05.2024).

(7) Dooley, R. (2016), “Forget Plan B — Science Says You Should Be All In”, Çevrim içi: https://www.forbes.com/sites/rogerdooley/2016/07/22/forget-plan-b/?sh=39af9620275e, (15.05.2024).

(8) Mullins, J. and Komisar, R. (2009), Getting to Plan B: Breaking Through to a Better Business Model, Harvard Business Press, Boston.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

2024’ün İlk Çeyreğinde Türkiye’ye 1,5 Milyar Dolar Değerinde Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) Girişi Gerçekleşti

E Satınalma Yazılımı Haber 2024’ün İlk çeyreğinde Türkiye’ye 1,5 Milyar Dolar Değerinde Uluslararası Doğrudan Yatırım (udy) Girişi Gerçekleşti

E Satınalma Yazılımı Haber 2024’ün İlk çeyreğinde Türkiye’ye 1,5 Milyar Dolar Değerinde Uluslararası Doğrudan Yatırım (udy) Girişi GerçekleştiUluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ödemeler Dengesi İstatistiklerinin açıklanmasının ardından YASED Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bültenini yayımladı. TCMB’nin 13 Mayıs 2024’te paylaştığı Ödemeler Dengesi İstatistikleri temel alınarak hazırlanan, “YASED Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bültenine” göre, 2024 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye 1,5 milyar dolarlık Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişi gerçekleşti.

13 Mayıs 2024’te paylaşılan güncel resmi verilere göre, 2024 yılının Mart ayında, Türkiye’ye, 336 milyon dolar değerinde UDY girişi gerçekleşti. 2024 yılının ilk üç ayı toplamı değerlendirildiğinde, ilk çeyrekteki UDY girişi 1,5 milyar dolar oldu.

Yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen toplam UDY girişi içerisinde, yatırım sermayesi girişleriyle 1 milyar 218 milyon dolar ve yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı yoluyla 796 milyon dolar değerinde UDY girişi kaydedildi. Borçlanma araçlarının 112 milyon dolar ve yatırım tasfiyelerinin 424 milyon dolar değerindeki negatif etkileriyle, ilk çeyrekteki toplam UDY girişi, 1,5 milyar dolar oldu.

2024’ün İlk Çeyreğinde, Finansal Faaliyetler, En Fazla Uluslararası Yatırım Alan Sektör Oldu

Yased Logo2024’ün ilk çeyreğinde yatırım sermayesi girişlerinin toplam hacmi bir önceki çeyreğe ve geçmiş dönemlerin çeyreklik ortalamasına göre hacmen daha sınırlı olsa da hizmet sektörü, sektörel kompozisyonda öne çıktı.

2024’ün ilk çeyreğinde, finans ve sigorta faaliyetleri, toptan ve perakende ticaret ve madencilik ve taş ocakçılığı yatırım sermayesi girişlerinin çoğunluğuna ev sahipliği yaptı. Finans sektörü özelinde, bankacılık ve sigortacılık faaliyetleri haricinde kalan ‘’diğer finansal hizmet faaliyetlerinin’’ ilk çeyrekte sektörde kaydedilen 257 milyon dolarlık yatırım girişinin 249 milyon dolarını çektiği görüldü.

Yılın ilk Çeyreğinde En Fazla Uluslararası Yatırım Hollanda, ABD ve Almanya’dan Geldi

2024’ün ilk çeyreğinde, Avrupa Birliği (AB-27) ülkeleri, yüzde 58’lik payları ile Türkiye’ye gelen yatırım sermayesi girişlerinin en büyük kaynağı olmaya devam etti.

Türkiye’ye gelen yatırım sermayesi girişlerinin kaynakları arasında Hollanda yüzde 25’lik bir pay alırken, Hollanda’yı yüzde 21 ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve yüzde 12 ile Almanya izledi.

Genel Tatil Gününün Hafta Tatiline Rastlaması Halinde Hangi Ücret Ödenir?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Genel Tatil Gününün Hafta Tatiline Rastlaması Halinde Hangi ücret ödenir

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Genel Tatil Gününün Hafta Tatiline Rastlaması Halinde Hangi ücret ödenirSatinalmadergisi.com’un değerli okurları; bu haftaki yazımıza geçmeden önce, önümüzdeki günlerde idrak edeceğimiz, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlarım.

Uygulamada gerek cezaların yetersiz kalması gerekse iş­çi ve işverenlerin ihtiyaçları nedeniyle Kanuna aykırı da olsa hafta tatili çalışmaları­nın ülkemizde yaygın bir uygulama alanı bulduğu bilinen bir gerçektir. Oysa haftanın 6 iş günü çalışan işçinin 7 nci gün dinlendirilmesi esastır. Bu durum iş sağlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Kanuna aykırı olmasına rağmen işçinin normal haftalık 45 saatlik iş süresini tamamladıktan sonra hafta tatili gününde de çalıştırması halinde, işçiye hafta tatili ücreti dışında %50 ar­tırımlı ücret ödenmelidir.

Başka bir deyişle, işçinin kendisine bir iş karşılığı olmaksızın ödenen bir gündelik hafta tatili ücretine ek olarak öden­mesi gere­ken %50 artırımlı bir buçuk gündelikle birlikte, toplam iki buçuk gündelik tutarında ücret ödenmesi gerekir. Çünkü, Kanun haftalık iş süresini aşan bu çalışmaları “fazla çalışma” kabul ettiğinden, ücretinin de %50 artı­rımlı ödenmesi gerekmektedir. Örneğin, günlük ücreti 300 TL olan işçi hafta tatili günü çalıştırılmışsa, 300+300+150= 750 TL ücrete hak kazanacaktır. Aynı işçi, hafta tatili günü 7,5 saatten fazla çalıştırılmışsa, aşan kısım için ayrıca fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Örneğin haftanın yedi günü günde 9 saat çalışan işçi hafta tatili günü 7,5 saatten fazla çalıştırıldığı için 750 TL zamlı ücretin dışında ayrıca, 1,5 saat fazla çalışma ücretine de hak kazanabilecektir.

Öte yandan hafta tatilinde çalıştığının ispat külfeti işçiye [1] ; hafta içinde bir gün izin verildiğinin veya ücretinin ödendiğinin ispat külfeti işve­rene aittir [2].

Ulusal bayram ve genel tatil günlerinden birinin hafta tatili gününe rastlaması halinde, işçiye, bir günlük ücretin mi yoksa hem hafta tatili ücretinin hem de genel tatil günü ücretinin mi ödenmesi gerekeceği konusunda İş Kanunu’nda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.

Yargıtay, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden birinin “hafta tatiline” (örneğin Pazar gününe) “rastlaması” (geçişmesi, tedahül etmesi) ha­linde “sadece bir tatil günü ücretinin” verilmesi gerektiğini kabul etmiştir. Yargıtay’ın konuyla ilgili kararında, “Hafta tatili ve genel tatil günlerinin çakıştığı günlerde hafta tatili hesabı yapılmalıdır. Bilirkişi raporu bu açıdan­ denetime elverişli değildir. Örneğin, 19 Mayıs 2013 bayram tatili Pazar günü ile çakışmaktadır. Mahkemece bu konuda da denetime elverişli bilirkişi ra­poru alınarak sonuca gidilmelidir”[3]. Aynı şekilde, ulusal bayram ve tatil günlerinden birinin çalışılmayan cumar­tesi gününe rastlaması halinde de “bunun tamamen bir takvim rastlan­tısı ol­duğu” kabul edilmiş; ayrıca bir ücret ödenmesine gerek görülmemiştir. An­cak, ulusal bayram ve genel tatil gününe rastlayan hafta tatili veya çalışıl­ma­yan Cumartesi günü işyerine giderek “çalışan işçiye”, haftalık 45 saatlik nor­mal iş süresinin üstünde yapılan bu çalışması “fazla çalışma” sayılarak ücreti %50 artırımlı ödenmesi gerekir. Bir başka deyişle, hafta tatili (Pazar) çalış­malarında olduğu gibi, işçi rastlantılı (geçişmeli) bu günlerde çalışması kar­şılığı bir günlük tatil ücretine ek olarak bir buçuk günlük “hafta tatilinde ça­lışma ücreti” ile birlikte toplam iki buçuk günlük ücrete hak kazanır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Genel Tatil Gününün Hafta Tatiline Rastlaması Halinde Hangi ücret ödenirSonuç olarak, ulusal bayram ve genel tatil günlerinden birinin “hafta tatiline” (örneğin Pazar gününe) “rastlaması” ha­linde, “sadece bir tatil günü ücretinin” verilmesi gerekir. Bir başka deyişle, hafta tatili (Pazar) çalış­malarında olduğu gibi, işçi rastlantılı (geçişmeli) bu günlerde çalışması kar­şılığı bir günlük tatil ücretine ek olarak bir buçuk günlük “hafta tatilinde çalışma ücreti” ile birlikte toplam iki buçuk günlük ücrete hak kazanır. Örneğin günlük ücreti 300 TL olan işçi, pazar gününe rastlayan 19 Mayıs genel tatil gününde çalıştırılmışsa, 300+300+150= 750 TL ücrete hak kazanacaktır.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.29.6.2015 T., E.2014/10479, K.2015/23366; GÜNAY, İlhan, İş Kanunu 2, m.41, s.1708; Y9HD.08.06.2020, E.2017/15673, K.2020/4921 Legalbank.

[2] Y9HD.25.5.2015 T., E.2015/1187, K.2015/18710; GÜNAY, İlhan,  İş Kanunu 2, m 41, s.1710; Y9HD.08.06.2020, E.2017/15673, K.2020/4921 Legalbank.

[3] Y9HD.16.06.2020 T., E.2017/15912, K.2020/5760 Legalbank.

Satınalma Dergisi Mayıs 2024, Yıl:12 Sayı:137 Yayında

Kapak Mayıs 2024

Değerli yöneticiler,

Mayıs ayı ülkemiz açısından enflasyonla mücadelede yeni bir dönüm noktası olarak belirlendi. Bu yılın sonuna doğru enflasyondaki artışın dizginlenmesi ve kontrol altına alınması hedefleniyor. Özel sektörde ise satın alma tarafında maliyet ve gider analizi çalışmalarının daha dikkatle gerçekleştirildiği, tedarikçi tarafında ise tekliflerin tekrar tekrar çalışıldığı bir dönemdeyiz. Bu sayımızda tedarik zinciri performans ölçüm yöntemlerinden SCOR modeline yer veriyoruz. Literatürde genel kabul görmüş ve uygulama alanı bulunan performans ölçüm yöntemlerine sıklıkla yer vermeye devam edeceğiz. Bu sayımızda kamu ihalelerinden dış ticarete, sürdürülebilirlikten işletme yönetimine kadar geniş bir çerçevede birbirinden değerli makalelerle birlikteyiz. Katkı veren tüm yazarlarımıza teşekkür ederiz.

Tedarik Zincirinde Dijitalleşme, Riskler ve Fırsatlar Semineri 22 Mayıs’ta İTO Meclis Salonu’nda Gerçekleşecek

Satınalma Dergisi yazarlarının konuşmacı olarak katılacağı bu önemli seminere ücretsiz olarak katılabilirsiniz. Tedarik zinciri yönetimindeki en yeni gelişmelere ve yönetim metodolojilerine ulaşmak açısından faydalı bir etkinlik olacak.

Ücretsiz kayıt ve program detayları için https://www.ito.org.tr/tr/etkinlikler/detay/tedarik-zincirinde-dijitallesme-riskler-ve-firsatlar adresini ziyaret edebilirsiniz.

Tedarik Zincirlerinde Dijitalleşme Ve Ticarette Riskler & Fırsatlar Semineri Afiş

Eğitimleriniz İçin Doğru Teklifi Alın. 

Tedarikçi performans değerlendirme eğitiminden harcama yönetimi/gider analizine kadar uygun fiyatla satınalma ve tedarik zinciri yönetimi eğitim hizmetleri sunuyoruz. Kurumsal referanslarımıza güveniyoruz.

Eğitim kataloğumuzu satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirerek şirket ihtiyacınız için en doğru eğitimi alabilirsiniz.  Eğitim alan firmalara 3.000 TL değerinde 10 kişi için 1 yıllık dergi üyelik avantajı hediyoruz. 

Ekibinizi Geliştirin

E-Dergi Aboneliği ile Ekibinizin Yetkinliklerini Yükseltin

Ekibinizin mesleki ve yönetsel becerilerinin gelişimi için bir adım atın.
Departman olarak dergi arşivine (137 sayı) ve gelecek bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Dijital dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Mayıs 2024 sayımıza katkı veren yazarlarımıza tekrar teşekkür ederim.

Bir sonraki sayıda görüşmek üzere,

Keyifli okumalar,
Prof. Dr. Murat ERDAL

Kapak Mayıs 2024

 

TEDARİK ZİNCİRLERİNDE DİJİTALLEŞME ve TİCARETTE RİSKLER & FIRSATLAR SEMİNERİ

Tedarik Zincirlerinde Dijitalleşme Ve Ticarette Riskler & Fırsatlar Semineri Afiş

22 Mayıs 2024, Çarşamba 4. Kat Meclis Salonu (13.00 – 17.00)

https://ito.org.tr/tr/etkinlikler/detay/tedarik-zincirinde-dijitallesme-riskler-ve-firsatlar 

Tüm arkadaşlarımızı bekliyoruz. Prof. Dr. Murat ERDAL. Ücretsiz etkinliktir.

Tedarik Zincirlerinde Dijitalleşme Ve Ticarette Riskler & Fırsatlar Semineri Afiş

#tedarik #tedarikzinciri #ticaret #dışticaret #gümrük #iklim #sürdürülebilirlik #dijitalleşme #esatınalma #satınalma #risk #supplychain #procurement

anahtar sözcükler: 

Satınalma, tedarik, Tedarik zinciri yönetimi, tedarik zinciri stratejileri, hukuk, sözleşme, maliyet, taşımacılık, lojistik,  izlenebilirlik, Sürdürülebilirlik, satın alma, tedarik zinciri, risk, analitik, rekabet, strateji, B2B, Müzakere

Tedarik Zincirlerinde Dijitalleşme Ve Ticarette Riskler & Fırsatlar Semineri Afiş

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Enflasyon ve Stokçuluk

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Enflasyon Ve Stokçuluk

Enflasyon

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Enflasyon Ve StokçulukFarklı ve edebi cümlelerle tanımlansa da enflasyonu iki kelime ile izah edecek olursam; “yaşamın pahalılığı”. Enflasyonun nedenlerini nedense üvey evlat gibi, hiç kimse sahiplenmek istemez. Nedeni belli… Mal ve hizmetlere peş peşe yapılan zamlar ancak yapılan zamlardan bordro mahkumu çalışan kesim pek nasibini almıyor. Hal böyle olunca mal ve hizmetlerin fiyattı hızla artarken, ücret ve gelirleri aynı oranda artmayan ve enflasyon karşısında günden güne alım gücü zayıflayan çalışan kesim her geçen gün fakirleşiyor.

Her şey bir tarafa da, enflasyonun çalışanlarının alım gücünü her geçen gün zayıflattığı gerçeği bir tarafta dururken otoritelerinin;

“Biz çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz”

Şeklindeki beyanları adamın fazlasıyla zoruna gidiyor maalesef. Hani al bir taş, nerene dayarsan daya.

Bu sözü duyanların sinir sisteminin ne kadar bozulduğunu da tahmin edebilir misiniz?

Dahası;

Mal ve hizmet fiyatlarının artışları bir yıl öncesi ile kıyaslandığında pek çok ürünün fiyatı iki kat, 3 kat artmasına rağmen TUİK değerlendirmesinde enflasyonun hala cülük gibi minicik kaldığı iddia edilmektedir.

Daha da beteri; bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonda keskin bir düşüş bekleniyormuş. Çarşı Pazar enflasyonunda mı yoksa kağıt üzerinde mi keskin düşüş olacak Kağıt üzerinde keskin düşüş gösteren enflasyon karşısında çalışan ve emeklilerin alacağı enflasyon farkı da azalacak. Emekli yine aynı emekli; ağlamaya devam edecek.

Enflasyon ve Stokçuluk

Stokçuluk CezaFahiş fiyatla mal satışı yapan fırsatçılara verilen her türlü cezayı tasdik ediyorum. Haksız kazançtır, fırsatçılıktır fahiş fiyatlarla mal satışı yapmak.

Ancak enflasyonun asli sebebinin stokçuluk olduğunu söylemek ve geçmiş zamanlar örneklerini yaşadığımız gibi patates, soğan, elma, peynir, limon ve bakliyat depolarına baskın yapıp onları stokçulukla itham edip, acımasızca cezalara muhatap kalmaları çok da haklı gerekçelere dayanmamaktadır.

Limon GörselLimon soğuk hava depolarında muhafaza edilmez ise bugünkü piyasa koşullarında biz limonun kilosunu TRL.100.- ‘den yemeye başlarız.

Soğan Depo GörselSoğan ve patates ürünlerinde de hasat ile birlikte piyasayı düzenlemek amacıyla malların bir kısmı soğuk hava depolarında muhafaza edilir.

Ancak üzülerek söylemek gerekirse stokçuluğun amacı piyasayı düzenlemek için olsa da, spekülatif hareketlerin de sıklıkla görüldüğünü söylemekten üzüntü duyuyorum.

Patates Depo GörselHangi tarihte patatesin TRL.35.- ‘den satıldığını gördünüz? Stokçuluğun amacı dışında kullanılması fiyatları adeta zıplatmıştır.

Burada tek, tek sayamayacağım pek çok ürünün stoklanarak sağlandığı bir değişmez gerçektir. Aksi halde millet olarak bizler belli bir zaman sonra adeta aç kalırız. Stok yaparak malların koruma ve kontrol altına alınması son derece doğaldır.

Ancak patates, soğan depolarını basıp, ürün sahiplerini stokçulukla suçlayıp ceza kesmek kazanılmış bir zafer değildir. Tüm ürünleri hiç stoklanmadan hasat ile birlikte piyasaya sürdüğünüzde, piyasadaki mallar bittiğinde, yeni ürün hasadı yapılasıya kadar ülkemiz ithalata bağımlı olur. Geçmiş tarihlerde yaşadık; patates, soğan, limon depolarına zabıtai tedbirlerle baskınlar yapıldı ve mallar piyasaya verildi, fiyatlar serbest düşüne geçti. Stoklardaki mallar bittiğinde ise oldukça yüksek fiyatlardan ithalata başvuruldu. Stokçuluğun amacı piyasayı ürün ve fiyat yönünden düzenlemektir.

Stokçuluk dedim de aklıma geldi: nice büyük veya küçük zincir marketlerin stok depoları yok mudur? Elbette vardır. Buradaki stokçuluğun yegane amacı piyasanın talepleri karşısında düzenli bir şekilde mal tedariki yapmak ve piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda aksiyon almaktır.

Ancak; Stok yaparak piyasayı darboğaza sokan, fiyatları suni bir şekilde yukarı ivmelendiren, insanları sıkıntıya sokan hangi kurum var ise hak ettiğinden çok daha fazla cezanın verilmesine taraftarım.  İşte bu tanıma giren kurumlar piyasayı düzenlemek değil, insanları mağdur ederek haksız kazanç sağlayan kurumlardır.

Amacı Dışına Çıkmış Art Niyetli Stokçuluk

İşte enflasyonu azdıran stokçuluk şekli: art niyetle yapılan stokçuluk.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Enflasyon Ve StokçulukReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi