Piyasanın Dengesi Emekli – Bölüm 2

7 Gün 7 Gündem Piyasanın Dengesi Emekli – Bölüm 2

Ülkemizde Emekli Algısı7 Gün 7 Gündem Piyasanın Dengesi Emekli – Bölüm 2

Ülkemizdeki emekli algısı denilince ilk akla gelen;

“Ununu elemiş, eleğini asmış”

kişi sıfatında, pek bir işe yaramayan, gücü ve kuvveti kalmamış, topluma iş gücü anlamında bir katkısı olmayan kişi olarak algılanır.

Emekli, aktif yaşamını sonlandırmış ve bundan sonraki hayatında tüketici pozisyonunda olan, para harcayan kişi gibi algılanır.

Toplumumuzda Çalışan Emekliler

Bana göre emeklinin tanımı ve algılanması kesinlikle yukarıdaki ifadelerle açıklanması hata olan cümle olur. Tüm emekliler için söyleyemesem de emekli denildiğinde, tecrübe yumağı, yanılgısı daha az, her işe büyük resimden bakmayı bilen kişidir.

Zaten toplumumuzda çalışan kesimlerin azımsanmayacak bir bölümü emekli değil mi ? Kendi adıma konuşacak olursam; bankacılık yıllarımda müdür olmam dolayısıyla yoğun müşteri ilişkilerim ve ziyaretlerim olurdu ve yolunda gitmeyen işler ise beni  gergin hale getirirdi. Emeklilik sonrası kendi işimdeki çalışmalarım ise bankacılık hayatımdaki çalışmalarımdan çok daha fazla oldu. Öyle ki okuyup, ders çalışmaz isem değişen mevzuat hükümlerinden uzak kalacağımdan dolayı kendimi güncel tutmak adına sürekli okuyor, çalışıyor, sunumlarımı güncelliyor, danışmanlığımı yaptığım firmaların dış ticaret işlemlerini ve akreditiflerini satır, satır okuyup gerektiğinde danışmanlığını yaptığım firmayı yönlendirip, toplantılar yapıyor ve eğitimlerimi de devam ediyorum.

Ben emekli olduktan sonra bu yüzden işim bir türlü bitmiyor. Her hafta bir yeni iş geliyor, yeni eğitim konularında eğitimler veriyorum.

Ve benim adım emekli.

Emekli olmama rağmen çok iş yaptığımın farkındayım.

Emekli; ununu elemiş, eleğini asmış sözünün bana göre söylenmediğini biliyorum.

Emeklilik Hayatın İkinci Baharıdır

İkinci defa çalışmak istemeyen veya o şansı bulamayan emekliler için çok doğru bir söz.

Balık Tutma GörselHayatının ikinci baharını yaşayan emekliler. Ya balık tutarlar, ya sosyal faaliyete katılırlar, ya seyahatlere giderler, ya evcil hayvan beslerler ki bunu da yaparken sanki çok büyük bir vazifeyi yerine getiriyormuşçasına üzerinde vazife olarak görürler, ya da emekli kesimin azımsanmayacak bir bölümü koroda şarkı söyler.

Koro GörselTavla veya iskambil oynayarak topluma hiçbir yararı olmayan aynı bankadan emekli olan arkadaşlarımı da söylemek sürpriz olmaz. Hatta eski bankacı arkadaşlarımdan da tavla partisi / yarışması düzenlediklerini bahisle beni de davet ettiler.

Tavla GörselYahu arkadaşım, senin işin gücün yok mu diyesim geldi ama zaten işsizlikten ve mesleki donanımsızlıktan kendini tavlaya ve kahvehane köşelerine atmadılar mı bu arkadaşlarım?

Benim İçin Hayatın İkinci Baharı

Kendimce, aktif çalışma hayatı içindeyken de, emekli olduğumda hayatımın ikinci baharını yaşayacağım dediğimde, çevremdeki pek az kişi aktif çalışma hayatımın yoğun olduğundan dolayı benim gezip tozacağımı düşünmüşler, ancak beni gerçek anlamda tanıyan kişiler ise; Reşat emekli olsa da çalışır diyenlerin sayısı oldukça yoğundu.

Hayatımın ikinci baharı benim emeklilik sonrası tekrar çalışma hayatıma atılmamla olmuştur.

Hani emekli acınacak haldedir diye toplumun kafasında bir imaj vardı ya, işte bu imaj benim için geçerli değildi.

Çalıştıkça mutlu oldum, çalıştıkça çok kazandım, zavallı emekli sıfatı benim semtime uğramadı.

Emekli Olarak Çalışmasaydım Ne Olurdu

Evim kira olsaydı, emeklilik sonrası çalışmasaydım ne mi olurdu ? İnanın düşünmek dahi içimi daraltıyor.

Dilenci GelirEmeklilikte çalışmasaydım, dilencilik gözde para kazanma yolu diye düşünüyorum.

Lütfen küçümsemeyin dilencileri, benim diyen bir genel müdür kadar para kazanmıyorsa bana ne derseniz deyin.

 Emekli Maaşı

Bu kadar tüyo verdim emeklilere. Sadece emekli maaşından medet beklerseniz yıllık enflasyon (!) artışı kadar elinize para geçer. Tabii enflasyon doğru ölçülürse.

Diğer Ülkelerdeki Emeklilerle Ülkemizdeki Emekliler

Kıyas kabul etmeyecek derecede gelir düzeyi ve refahı çok iyi olan diğer ülkelerdeki emeklileri ülkemizdeki emeklilerin refah ve gelir düzeyi ile karşılaştırdığımızda, ülkemizdeki emeklilerin olumsuzlukları için söyleyecek sözüm kalmadı. Sefalet.

7 Gün 7 Gündem Piyasanın Dengesi Emekli – Bölüm 2Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

“Depremleri, toplumsal ve ekonomik travmalara neden olan bir doğal afet olmaktan çıkartmalıyız”

E Satınalma çözümleri Haber Depremleri, Toplumsal Ve Ekonomik Travmalara Neden Olan Bir Doğal Afet Olmaktan çıkartmalıyız

E Satınalma çözümleri Haber Depremleri, Toplumsal Ve Ekonomik Travmalara Neden Olan Bir Doğal Afet Olmaktan çıkartmalıyız6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri’nin yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, “Kahramanmaraş Depremleri sonrasında sadece riskli yapıların değil, üretimden tasarıma, uygulamadan denetime kadar tüm süreçlerdeki iş yapış şeklinin ve zihniyetin dönüşmesi gerektiğini gördük. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bilimin ışığında, kültürel ve doğal mirasımızı koruyup geçmiş tecrübelerimizden faydalanarak yeni bir toparlanma ve kalkınma döneminin kapısını aralamalıyız. Artık depremleri, toplumsal ve ekonomik travmalara neden olan bir doğal afet olmaktan çıkartmalıyız.” dedi.

2023 yılının ilk günleri ile birlikte Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlayacak olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşarken, geçmişten aldığımız tecrübeler ve dersler ile geleceğe daha güçlü ve umutlu bakıyorduk ancak 6 Şubat günü tüm ülke olarak adeta bir kâbusa uyandık. Ne yazık ki o sabah deprem konusunda yeterince yol alamadığımızı apaçık gösterdi. 50 binden fazla can kaybı yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri yaklaşık 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkilemiş ve tüm ulusumuzu yasa boğmuştur.

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrası yapılan değerlendirmelere değinen Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden etkilenen 11 ilimizde yıkılan binaların %97’si 1999 yılından önce inşa edilmiş ve mühendislik hizmeti almamış, denetime tabi olmamış yapılar olduğu belirtildi. Oysa 1999 yılı öncesinde de deprem yönetmelikleri, uygulama standartları, İmar Kanunu, fenni mesuliyet ‘TUS’ sistemi gibi birçok husus yürürlükteydi. 1999 Marmara Depremi ile tüm bunların depreme dayanıklı, can ve mal güvenliğini sağlayan yapıların inşasında etkili olmadığı görülmüş ve daha sonra önemli aksiyonlar alınmıştı. Bu aksiyonlara örnek olarak; hazır beton ve nervürlü çelik donatı kullanımının zorunlu hâle gelmesi, Yapı Denetimi Sisteminin (YDS) tüm ülke geneline yayılması, Deprem Yönetmeliklerinin güncellenmesi verilebilir. Bu aksiyonlar sonucunda 2000 yılı sonrasında ve özellikle 2011 yılında YDS’nin tüm Türkiye’de uygulamaya geçmesi sonucunda daha güvenilir ve depreme dayanıklı binaların inşası mümkün olmuştur. Buna rağmen günümüzde yapı stokumuzun yaklaşık yarısı 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş durumdadır

Kahramanmaraş ve Hatay Depremlerinde yıkılan binaların %2’si ise 2000 yılından sonra inşa edilmiştir ancak bunların büyük bir çoğunluğu yapı denetimine tabi tutulmamıştır. Depremin etkilediği 11 ilde yapı denetim sistemine geçilmesinden sonra hazır beton kullanılarak yapılan 151 bin 990 binadan 272’si yıkılmış olup, yıkılmayan bina oranı %99,8’dir.” dedi.

“kentsel dönüşüm büyük bir fırsattır”

Yavuz IşıkKentsel dönüşüm süreçlerine değinen Yavuz Işık, “2012 yılında yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Kanunu’nda 2023 yılında yapılan değişiklikler ile sürecin daha hızlanması beklenmektedir. Kentsel dönüşümün ana teması riskli yapıların dönüştürülmesi olarak algılansa da dönüşüm sürecinin çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Kent madenciliği prensipleri ile inşaat ve yıkıntı atıklarının sürdürülebilir bir şekilde değerlendirilmesi, doğal kaynakların sorumlu kullanılması, neredeyse sıfır enerjili binalara ağırlık verilmesi, olası afetler için tam donanımlı toplanma alanlarının yapılması, ulaşım akslarının yeniden planlanması, düşük karbonlu malzemelerin kullanılması gibi birçok boyutta süreç desteklenmelidir.” dedi.

“her beton hazır beton değildir”

Depreme dayanıklı yapıların özelliklerini vurgulayan Yavuz Işık, “1970’li yılların sonunda hazır beton ile tanışan Türkiye’de hazır betonun kullanımı kademeli olarak 2000’li yılların başında zorunlu hâle gelmiştir. Bu nedenle birçok eski yapıda ‘hazır beton’ yerine şu an için ‘ilkel’ olarak nitelendirilebilecek yöntemlerle beton üretilmiştir. Herhangi bir standarda ve mühendislik yaklaşımına tabi olmayan bu betonlar yine uygun olmayan inşaat demirleri ile birlikte kullanılmış ve mühendislikten uzak tasarım ve yöntemlerle bina yapımında kullanılmıştır. Günümüzde ise ‘hazır beton’ bilgisayar kontrollü otomasyon sistemlerine dayanan, tüm girdi kontrolleri yapılan, en çok denetime tabi tutulan ve denetimi RFID çiplerle gerçekleştirilen güvenilir bir yapı malzemesi ve tam anlamıyla mühendislik ürünüdür.” dedi.

Depreme dayanıklı yapıların tasarımının önemine dikkat çeken Yavuz Işık, “Önemli bir diğer husus da hiçbir yapı malzemesinin sadece kendi özellikleri ile ‘depreme dayanıklı’ olarak tanımlanmaması gerektiğidir. Doğru ve kaliteli malzeme, güvenilir yapıların olmazsa olmaz koşullarından sadece biridir. Esas olan, depreme dayanıklı yapı tasarımıdır.” diye konuştu.

“sorumluluğumuzun bilincindeyiz”

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) olarak inşaat sektörünün önemli bir paydaşı ve güvenli yapıların da en önemli bileşeninin sorumluluğunu taşıdıklarını belirten THBB Başkanı Yavuz Işık, “36 yıldır ülkemizin sağlam yapılar üzerinde gelişmesini ve büyümesini sağlamak için yoğun çaba sarf etmekteyiz. Hem sektörümüzün kalite bilincini ve yetkinliğini geliştirmek hem de hazır beton kullanıcılarını doğru uygulamalara teşvik etmek için birçok somut adım attık ve atmaya devam ediyoruz. Bunları yaparken ilgili kamu kurumları ve meslek örgütleri ile iş birliğini önemsiyoruz.

1995 yılında ülkemizde hazır beton üretimine yönelik herhangi bir denetim mekanizması yokken THBB üyeliğinin birinci şartı KGS Belgesi almaktı. Başka bir sektörde benzeri olmayan bu uygulama ile THBB, üyelerinin standartlara uygun üretim yapmasına liderlik ederken bir yandan da tüm sektörün bu yöne evrilmesini sağlamıştır. Daha sonra yürürlüğe giren G İşareti Yönetmeliği ile bu süreç tüm sektöre yayılmıştır. THBB olarak bütün hazır beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz.” dedi.

E Satınalma çözümleri Haber Depremleri, Toplumsal Ve Ekonomik Travmalara Neden Olan Bir Doğal Afet Olmaktan çıkartmalıyızTürkiye Hazır Beton Birliği olarak olarak uzun yıllardır riskli yapı stokunun dönüştürülmesini sürekli gündeme getirdiklerini belirten THBB Başkanı Yavuz Işık, “Kahramanmaraş Depremleri sonrasında sadece riskli yapıların değil, üretimden tasarıma, uygulamadan denetime kadar tüm süreçlerdeki iş yapış şeklinin ve zihniyetin dönüşmesi gerektiğini gördük. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bilimin ışığında, kültürel ve doğal mirasımızı koruyup geçmiş tecrübelerimizden faydalanarak yeni bir toparlanma ve kalkınma döneminin kapısını aralamalıyız. Artık depremleri, toplumsal ve ekonomik travmalara neden olan bir doğal afet olmaktan çıkartmalıyız. Bu konuda gerekli politikaların ve eylem planlarının oluşturulmasını destekliyor ve tüm paydaşları göreve çağırıyoruz.” dedi.

Rulman Seçiminde Nelere Dikkat Edilir ?

7 Gün 7 Gündem Rulman Seçiminde Nelere Dikkat Edilir

7 Gün 7 Gündem Rulman Seçiminde Nelere Dikkat EdilirBir satınalma uzmanı olarak yıllardır ürettiğimiz endüstriyel fırınlar için rulman almaktayım. Rulman fırınlar için kullandığımız önemli enstrümanlardan biri ve seçiminde dikkatli olmak gerekiyor. Burada satınalma uzmanına düşen görev; firmanın ar-ge ve mühendislik biriminden aldığı veriler doğrultusunda alım yapacağı firmaya doğru ürün kodlarını vermek. Diğer bir izlenecek yol ise seçim konusunu tedarikçilerin mühendislik ekiplerine bırakmak. Ancak mühendislik ekiplerine kullanımla ilgili doğru ve yeterli bilgileri vermek gerekiyor.

Satınalma Uzmanı satın aldığı her ürün hakkında detaylı teknik bilgiye sahibi olamaz, bu mümkün değil. Hele de binlerce çeşit teknik malzeme alan endüstriyel fırın imalatı yapan firmada çalışan biri ise. Ancak temel bilgileri öğrenip kendini geliştirebilir. Satın aldığı malzemelerle ilgili bilgilerini artırdıkça teknik satın almaya başlar ki işte o zaman tadından yenmez hale gelir. Yaptığı iş sanata dönüşür…

Bu yazımda rulman seçimi konusuna değinirken konu beni çocukluğuma kadar götürdü. Rulmanı ilk defa dayımın bana yaptığı bilyalı tahta arabada görmüştüm.

Rulman seçimlerinde genel olarak tedarikçiler tarafından sizden aşağıdaki bilgiler istenir:

1- Rulman üzerine gelen yük dağılımları hangi yönde ve hangi kuvvettedir ?

(Radyal – Eksenel yük dağılımları)

2- Rulman üzerine gelecek olan ağırlık kaç kg. dır ?

3- Rulmanın çalışma sıcaklığı kaç derecedir ?

4- Rulmanın çalışma ortamında ki kirlilikler nelerdir ? (Toz, su,buhar vb..)

5- Rulmanın çalışma devri ne olacaktır ? Burada iki farklı durum var:

a- Statik Devir b- Dinamik devir

Bu devir verileri doğrultusunda seçim yapılmalı. Aynı zamanda statik ve dinamik devir değerlerinde rulmanların yük kapasitesi de değişmekte. Bu yüzden devir ve yük kombin olarak kontrol edilmesi gerekiyor.

6- Rulmanın yağlaması nasıl yapılacak? (Sıvı yağ, gres vb..) Burada yağlayıcı seçimi de oldukça önemli. Rulmanın çalışma şartlarına (yük, devir, çalışma ortamı, uygulanacak gramaj vb.) bağlı olarak seçim yapılmalı. Bu durum rulman ömrünü doğrudan etkiliyor. Gereksiz bir yağlayıcı seçimi rulmanın olması gerektiğinden daha yüksek sıcaklıklarda çalışmasına sebebiyet verebilir.

7- Montaj öncesi mil veya yatak yuvarı ölçülerinin kontrolü sağlanmalı. Ekipmanın çalışma şartlarına bağlı olarak geçme toleransları belirlenmeli.

*** Rulman seçimi ile ilgili olarak diğer dikkat edilecek hususlar da şu şekilde özetlenebilir:

Rulman Teknik

Rulmanın Monte Edileceği Hacim

Rulmanın monte edileceği hacim rulman seçiminde önemli bir etkendir. Örneğin tasarımınızı yaparken, eğer seçtiğiniz makaralı rulmanın dış çapı çok büyük geliyor ve yuvanıza oturmuyorsa ya da dizaynınızı çok ağır hale getiriyorsa en yakın performans değerlerindeki iğne makaralı tip rulmanı tercih edebilirsiniz.

Radyal doğrultudaki hacmin kısıtlı olduğu durumlarda, iğneli rulman gibi ince yuvarlanma elemanlarına sahip bir rulman gerekecektir.

Rulmanın Hızı

Bir rulmanın kullanılabileceği maksimum hızı sınırlayan etkenler, rulman malzemesinin maksimum çalışma sıcaklığı ve rulmanda kullanılan yağlayıcılardır. Nispeten büyük rulmanlar daha düşük hız sınırlarına sahiptirler. Yüksek hızda çalışan uygulamalarda, daha düşük sürtünme oluşturan rulmanlara ihtiyaç duyulur. Dolayısıyla, bu tür uygulamalarda genel olarak bilyalı rulmanlar kullanılır. Eğer ortamdaki kirleticiler, vb. sebeplerle keçeli rulman kullanacaksanız da yüksek hıza uygun düşük sürtünmeli ya da temassız keçeli tipleri tercih etmelisiniz.

Rulmanın Taşıyacağı Yük

Rulman seçiminde, yükün yönünü ve rulmanın taşımak zorunda kalacağı yük büyüklüğünü hesaba katmak büyük önem taşır. Bir rulman, radyal yük, eksenel yük veya her ikisinin

birleşiminden oluşan yüklerin etkisi altında kalabilir. Tasarımınızı yaparken, rulmana montaj yerinde etki edebilecek kuvvetleri tüm yönlerde iyi analiz etmeniz gerekir.

Rijitlik

Yük altında elastik şekil değişimi oluşur. Genel olarak bu şekil değişimi çok küçüktür ve dolayısıyla ihmal edilebilir. Ancak, bazı uygulamalarda rijitlik önemli bir etkendir. Makaralı rulmanlar bilyalı rulmanlara göre çizgisel temastan dolayı daha rijittirler. Burada ihtiyaçlarınız doğrultusunda, fiyat-performans açısından optimum ürünü seçmelisiniz.

Rulman Ömrü

Bir rulman için ömür tanımı farklı şekillerde yapılabilir. Hasara uğramadan önceki dönme sayısı, hasara uğramadan önceki çalışma süresi, alınan yol (araba ve tırlar için). Bir rulmanın yuvarlanma elemanlarında veya yuvarlanma yolunda ilk yorulma belirtileri görüldüğü zaman veya kafes, keçe parçalarında hasar oluştuğunda rulmanın hasara uğradığı kabul edilir. Anma ömrü %90 güvenilirlikle verilebilecek ömür olarak tanımlanır. Geleneksel olarak L10 şeklinde gösterilir ve birimi milyon devirdir. İşletme ömrü, bir rulmanın değiştirilmeden kullanılabileceği gerçek ömrüdür. İşletme ömrü, yağlama, kirlenme miktarı, kaçıklık, uygun montaj ve çevre koşulları gibi birçok etkene bağlıdır. İşletme ömrü genellikle anma ömründen daha uzundur. Rulmanın çalışma koşullarını hesaba katarak daha hassas ömür hesabı yapabilmek için bir ömür düzeltme katsayısı tanımlanmıştır. Burada da ihtiyaçlarınız doğrultusunda, fiyat-performans açısından optimum ürünü seçmelisiniz.

Eksenel Yer Değiştirme

Bazı uygulamalarda rulmanın, milin rulmana göre olan eksenel hareketine izin vermesi gerekir. Buna eksenel yer değiştirme denir. Birçok durumda mil bir sabit ve bir serbest rulman tarafından desteklenir. Sabit rulman eksenel yer değişimine izin vermez ve mili bulunduğu konumda tutar. Serbest rulman ise mili destekler ve rulman üzerinde gerilme oluşmasını engellemek için eksenel harekete izin verir. Silindirik ve CARB torodial makaralı rulmanlar, rulman içerisinde eksenel yer değişimine izin verir.

Kaçıklık

Eğer bir mil açısal kaçıklığa meyilli ise bu durum için uygun rulman seçimi yapılması gerekir. Örnek olarak, çalışma sırasında oluşan yüklerden dolayı milde eğilme oluşabilir.

Oynak rulmanlar çalışmadan kaynaklanan ufak kaçıklıklara izin verir ve ayrıca

montaj sırasında oluşabilecek kaçıklıkları da tolere eder.

Boşluk

Bir rulmanda gerekli olan ilk radyal boşluk miktarı temel olarak geçmelere ve rulmanın içindeki sıcaklık dağılımına bağlıdır. Çalışma esnasındaki radyal boşluk, hemen hemen her zaman ilk boşluktan daha düşüktür. Eğer uygulamanızda yüksek hız, sıcaklık, vibrasyon var ise daha büyük radyal boşluklu bir rulman tercih etmelisiniz.

Örnek Bir Yatak Ve Rulman Seçimi Çalışması

Bu örnekte fan pervanesini çeviren 100 mm çapında fan mili ve pervanesi için;

Pervane ağırlığı: 105 kg.

Mil ağırlığı: 97 kg.

Mil uzunluğu: 1720 mm

Fan Devri: 1200 d/dk.

Düz delikli rulman kullanımı:

SNL 520-617 Yatak + 22220 E/C3 Rulman seçilmelidir. (Manşonlu montaj yapılmayacaksa)

Konik delikli rulman (Manşonlu kullanımda);

SNL 522-619 yatak ve 22222 EK/C3 rulman + H 322 manşon

Her iki kullanım şeklinde de yatakta iki tespit bileziği (FRB 13.5/2000)

Pervane tarafında ise tek tespit bileziği (tahrik tarafına bakan yöne)

Pervane tarafındaki yatakta ise tek tespit bileziği kullanarak mildeki uzamaya izin verilmesi ve serbest olabilmesi için yatağın pervaneye bakan tarafında tespit bileziği konulmaması gerekir.

7 Gün 7 Gündem Rulman Seçiminde Nelere Dikkat EdilirKatkılarından dolayı Ünlüteknik firmasına, Gökhan Erkuş Bey’e ve değerli dostum Emad Eren’e teşekkür ederim.

Cavit SOY

Kamu İhalelerinde Yeterlilik Kriteri Olarak Belirlenmeyen Hususlar ?

7 Gündem Satınalma Dergisi Kamu İhalelerinde Yeterlilik Kriteri Olarak Belirlenmeyen Hususlar

7 Gündem Satınalma Dergisi Kamu İhalelerinde Yeterlilik Kriteri Olarak Belirlenmeyen Hususlarİtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, İtirazen şikayete konu ihaleye ait ilanının 28.08.2023 tarihinde Kamu İhale Bülteninde yayımlandığı, ihalenin ise ilanda belirtildiği şekilde ve kesinleşen ihale dokümanına göre 27.09.2023 tarihinde gerçekleştirildiği, bu kapsamda kesinleşen ihale dokümanında yer verilen şartların kabul edilerek ihalenin 5’inci kısmı için teklif verildiği, buna rağmen tekliflerin değerlendirilmesinde, ilan metninin 4.3.4 ve İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddelerinde yer verilen ve kesinleşen şartların aranması gerekirken, ihale dokümanında olmayan şartların aranarak tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasının ihale dokümanına ve mevzuatına aykırı olduğu, iddialarına yer verilmiştir.

29.11.2023 tarihli ve 2023/UM.II-1470 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Yapılan incelemede, İdarece 20.10.2023 tarihli ihale komisyonu kararında “5. kısma teklif veren ……………… MÜH. SAN. TİC. A.Ş. firması tarafından sunulan teknik belgelerden izole merdiven (4m), izole merdiven (6m), A tipi izole merdiven malzemelerine ait bitmiş ürün sertifikalarının sunulmadığı, sunulan belgelerin istenen standartların akredite olan laboratuvarlardan alınmadığı, yetkisiz laboratuvarlarca düzenlenen belgelerin geçersiz olması dolayısıyla bahse konu firma malzemeleri teknik yönden uygun bulunmamış ve teklifi değerlendirme dışı bırakılmıştır.” ifadelerine yer verildiği ve ihalenin anılan kısmının “geçerli teklif kalmadığı” gerekçesiyle iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde başvuruya konu ihalede, istekli tarafından yeterlik belgesi olarak sunulan standarda uygunluk belgelerinin yeterlik belgesi olarak yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi ve idarenin talebi halinde sunulması gerekliliği dışında, anılan belgelerin akredite edilmiş kuruluşlardan alınması şartının belirtilmediği, anılan doküman düzenlemelerinin bu haliyle kesinleştiği, bu kapsamda isteklilerin teklif değerlendirmesinin kesinleşen ihale dokümanı düzenlemelerine göre yapılması gerektiği başvuru sahibi istekli tarafından ihaleye katılımda yeterlik belgesi olarak idarece istenilen söz konusu kalite standardı belgelerin idarenin talebi doğrultusunda doküman düzenlemelerine uygun olarak yeterlik bilgileri tablosunda beyan edildiği ve idareye sunulduğu, ihale komisyonları tarafından gerçekleştirilecek yeterlik değerlendirmelerinin kesinleşmiş ihale dokümanı içerisinde yer verilen yeterlik belgeleri ve kriterleri üzerinden sonuçlandırılması gerektiği, İdari Şartname’nin ilgili maddesinde yeterlik kriteri olarak belirlenmeyen hususlara ilişkin tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında bir değerlendirilme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmış olup, bu kapsamda başvuru sahibi isteklinin teklifinin beyan edilen ve sunulan belgelerin akredite edilen bir kuruluş tarafından düzenlenmediği gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılmasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Ayrıca, ihale dokümanı düzenlemeleri incelendiğinde, başvuruya konu ihaleye ait İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde yeterlik kriteri bağlamında bitmiş ürün belgesinin beyan edilmesinin istenilmediği, dolayısıyla istekliler tarafından anılan belgenin beyan edilmesi veya idarece istenilmesi halinde sunulmasına gerek olmadığı anlaşılmıştır.

7 Gündem Satınalma Dergisi Kamu İhalelerinde Yeterlilik Kriteri Olarak Belirlenmeyen HususlarBu çerçevede yapılan inceleme sonucunda, idarece başvuru sahibi isteklinin teklifinin malzemelerine ait bitmiş ürün sertifikalarının sunulmadığı, sunulan belgelerin istenen standartların akredite olan laboratuvarlardan alınmadığı, yetkisiz laboratuvarlarca düzenlenen belgelerin geçersiz olması gerekçeleriyle değerlendirme dışı bırakılması işleminin mevzuata ve dokuman düzenlemelerine uygun olmadığı anlaşılmış olup, başvuru sahibinin anılan iddialarının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Mehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Satınalmada İç Kontrol Üzerine Denemeler – 5

7 Gündem Satınalma Dergisi Satınalmada İç Kontrol üzerine Denemeler 5

7 Gündem Satınalma Dergisi Satınalmada İç Kontrol üzerine Denemeler 5Satınalma işlemlerini yapanlarla ilgili şüphe her zaman, satın alma yaptığı firmadan menfaat sağlaması ile ilgilidir. Bununla ilgili en yaygın denetim ise satın alma personellerini tanıdık veya referansı güçlü kişilerden seçmektir. Bu yolun en büyük eksik tarafı ise dürüstlük ile yetenek her zaman aynı kişide bulunmamaktır. Çok dürüst olarak size gelen personelin yeteneklerini artırmak ise her zaman mümkün olmayabiliyor. Yeteneksiz kişilerin satın almada istihdam edilmesi, üretimi aksatan önemli sebepler arasındadır.

Firmalar büyüdükçe dürüst elamandan daha çok yetenekli personele ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, birçok firma dürüstlüğüne bakmadan, yetenekli personelin peşine düşerler. Fakat etik değerleri olmayan kişilerle uzun bir üretim yolculuğuna çıkmakta büyük bir risktir.

Dürüstlük sadece kişisel bir inancın sonucu oluşmaz. Bazı durumlarda kurulu sistemler sizin dürüst davranmanıza veya davranmamanıza etki ederler. Örneğin Almanya’da yaşayana bir kişi tüm kurallara uyduğu halde, Türkiye’de çok rahat bir şekilde trafik kurallarını ihlal edebilir. Almanya’daki hukuk sistemi onu kurallara uymaya ve dürüst olmaya zorlarken, Türkiye’deki hukuk düzenindeki uyulama sistemindeki eksiklikler dürüst davranmaya zorunlu kılmayabilir.

Dış ülkelerde dürüst davranan satın alma personeli, aynı şekilde Türkiye’deki firmalarda istihdam edildiğinde dürüst davranmayabilir. Bunun en önemli sebebi kişinin içinde bulunduğu sistemdir. Hem ülkede uygulanan hukuk sistemi hem de şirkette uygulanan yönetim sistemi bunun sebebi olabilir. Türkiye’deki hukuk sistemini değiştirmek bir şirketin yönetiminin üstünde bir misyon olur. Ancak kendi yönetim sistemini değiştirerek, sistemsel olarak dürüstlük ilkesine uymayı kendi içinde yaygınlaştırabilir. Böylece işe alım sürecinde yetenekli personeli işe alır, sistem onu dürüst olmaya zorlar.

Satın alma ile satma işlemi karşılıklı olarak yürütülür. Satın almacı, satın alma yaptığında satış yapan diğer firma personelinin o satıştan genel olarak prim aldığını bilir. Türkiye’de genel olarak satış yapan personele, satış yapmakta teşvik etmek için satış üzerinden prim verilir. Aynı şekilde firma sahipleri de satış yaptığı için kar elde eder. Ancak tersine durumda satın alma personeli, hiçbir zaman kendi firmasından teşvik primi almaz. Hatta yaptırdığı indirimlerden bile bir pay almaz. Kendi şirketinde, yılsonunda kardan prim verilmesi durumunda, satın almacı çok indirimli mal satın aldığında, yılsonu karı fazla çıkacağı için alacağı prim bir miktar artabilir. Fakat Türkiye’de yılsonu karından personele prim verilmesi durumu çok yaygın değildir. Ancak satış yapanlara prim verilmesi çok yaygın bir uygulamadır.

Satışçılar her satışta prim alabilirken ve bireysel performansını artırdığında önemli bir kazanç elde edebilir. Satın almacı ise en iyi ihtimal ile yılsonunu bekler. Bireysel performansını artırmanın kendi kazancına çok fazla etkisi olmaz. Bu sorunu hallede bilmenin tekbir yolu vardır. Satın almacı personelin ucuz ürün bulup satın almasını ödüllendirmek.

Satış personelinin primlerini hesaplamak kolaydır. Ancak satın almacının kişisel prim hesaplaması konusunda, Türkiye’deki mevcut şirket yönetim sistemlerinde, henüz bilinen uygulamalar geliştirilmemiştir. Yeni bir sistem olarak ortaya konulacak satın alma teşvik pirimi sistemi, deneyimlenerek uygulamaya konulmalıdır. Bu nedenle prim uygulamasına geçiş aşamaları basamaklandırılmalıdır. Tüm alınan mallarda değil de belirli başlı çok tüketilen mallarda satın alma teşvik primine başlanmalıdır. Uygulama sonuçlarındaki başarıya göre yeni mallarda teşvik listesine eklenmelidir. İlk basamakta, şirketin sürekli aldığı malların bir kısmının nitelik ve nicelikleri belirlenerek satın alma fiyatları belirlenmelidir. Belirlenen fiyatların altında satın alma gerçekleşmesi durumunda satın almacıya veya satın almacı grubuna belirlenmiş oranlar dahilin prim verilebilir. Örneğin, her zaman bir top fotokopi kağıdını 500 liraya satın alındığını kabul edelim. Eğer satın alması bunun daha alt bir fiyatını bulup getirirse elde edilen karın %20-%40 arasından bir miktarını satın alma teşvik pirimi olarak verilebilir. Her zaman 500 liraya alınan bir top fotokopi kâğıdını satın almacı 400 liraya bulmuş ise elde edilen karın %20 üzerinden 20 lira satın almacı teşvik pirimi verilebilir. Bunu bir kere ye mahsus değil birden fazla yapılan satın almalarda da yapılabilir. Örneğin bir yıl içindeki bütün satın almalarda, fotokopi kâğıdında elde edilen kar üzerinden verilebilir. Uygulamaya seyrine göre kapsam genişlemesine gidilebilir.

İkinci bir yöntem olarak “Satın almada iç kontrol üzerine deneme-1” yazımda bahsettiğim şeklide, ayrı bir fiyat araştırması yapılarak, tahmini fiyatlar belirlenebilir. Tahmini fiyatlardan daha az maliyetli satın alma gerçekleşmesi durumunda, aradaki karın primi verilebilir. Böylece satın almacılar tahmini bedelin altında malzeme bulabilmek için olanca gayreti ile çalışacaklardır. Zihinlerine, satışçılar ve mal satan firmalar, “benim satın almalarım üzerinden para kazanıyor, ama ben neden kazanamıyorum, bana haksızlık var” gibi motivasyon bozucu düşünceler gelmeyecektir. Daha fazla araştırırsam daha fazla prim kazanabilirim şeklinde düşünceler gelecektir. Böylece satın almacılarda dürüstlük kontrolünden daha çok yetenek ve gayret kontrolü ön plana geçecektir.

7 Gündem Satınalma Dergisi Satınalmada İç Kontrol üzerine Denemeler 5Satın alma teşvik primlerinin, piyasada yaygınlaşması aynı zamanda, satış yapmayı da kolaylaştıracaktır. Çünkü iyi ve ucuz malı kovalayan birçok satın almacı piyasada koşturacaktır. Rekabet daha şeffaf ve daha etik olacaktır.

Aziz DİRİ

Avans İzin Kullanan İşçi İşyerinden Ayrıldığında, Kullandığı İzin Mahsup Edilebilir mi ?

7 Gündem Satınalma Dergisi Avans İzin Kullanan İşçi İşyerinden Ayrıldığında, Kullandığı İzin Mahsup Edilebilir Mi

7 Gündem Satınalma Dergisi Avans İzin Kullanan İşçi İşyerinden Ayrıldığında, Kullandığı İzin Mahsup Edilebilir Miİş mevzuatında avans izni düzenleyen doğrudan bir hü­küm bulunmamaktadır. Dolayısıyla avans iznin nasıl kullandırılacağı konusu belirsizdir. Bu konuda doktrinde farklı görüşler ileri sürülmektedir. Nitekim bir görüşe göre, “yıllık ücretli izne henüz hak kazanamamış işçiye, işve­re­nin kendi inisiyatifi veya işçinin talebi ve işverenin onayı ile gelecek yıl üc­retli izninin kullandırılması, Kanunda belirtilen bir hakkın işçilere daha el­ve­rişli olacak şekilde değiştirilebilmesi ve işveren insiyatifi ile kullandırıl­mışsa, ekonomik kriz dönemlerinde işçinin istihdamda kalması ve feshin son çare olması ilkesi uyarınca, önceden verilebilir”[1].

Aynı yönde doktrindeki başka bir görüşe göre ise, “tarafların anlaşması ile avans izin uygulamasının mümkün olabileceği yönündedir”[2]. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı­nın görüşü de bu yöndedir. Ancak doktrinde aksini savunan görüşler de bu­lunmaktadır. Örneğin, “Yıllık izin Anayasal temeli olan işçinin ücretli din­lenme hakkıdır. Bu haktan vazgeçilemez. Paraya dönüşmez. Her yıl Kanunda yazılı süreler kadar işçinin dinlendirilmesi gerekir. Bu yönüyle bakıldığında yıllık izin hakkı avans olarak kullandırılamaz. Hak kazanmadığı halde, işçiye kullandırılan izin, kural olarak “işverence verilen diğer izinler” kapsamında­dır. İşçinin onayı olsa dahi geçersizdir. Böylesi bir durumda işçinin gelecek yılı Anayasal dinlenme hakkından vazgeçmiş sayılır”[3].

Bizim görüşümüze göre de, tarafların anlaşması ile olağanüstü durumlarda işçinin ücretsiz izne çıkarılması ya da iş sözleşmesinin sona erdirilmesi yerine avans izin kullandırılması uygun olacaktır.

Peki, işçiye yıllık ücretli iznini avans olarak veren işveren işçi yıllık ücretli izne hak kazanmadan iş sözleşmesi sona ermişse, avans ola­rak kullandırdığı yıllık ücretli izinlerin karşılığını işçiden talep edebilecek mi­dir ?

Uygulamada, genellikle avans izin verilen işçiden iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılan izinlerin ücretini aylık ücretinden mahsup edile­ceği yününde yazılı onay alınmaktadır. İşverence böylesi bir onayın alınma­ması halinde, işveren işçiden herhangi bir talep de bulunamayacak, kullandırıldığı izinler İş Kanunu m.55’de yer alan “işveren tarafından verilen diğer izinler” olarak kabul edilecektir[4].

Ancak, Yargıtay’ın 2020 yılında verdiği bir karar, işverenin iş­çiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmenin yasal bir dayanağı olmadığı yönündedir [5].

Sonuç olarak, uygulamada genellikle avans izin verilen işçiden iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılan izinlerin ücretini aylık ücretinden mahsup edile­ceği yününde yazılı onay alınmaktadır. Ancak, Yargıtay işverenin iş­çiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmesinin yasal bir dayanağının olmadığı görüşündedir. Dolayısıyla işveren işçiye, avans izin kapsamında henüz hak et­mediği bir yıllık izin kullandırmışsa ve eğer işçi yıllık izin mahsup­laşması yapılamadan işten ayrılmışsa, işveren fazladan kullandırdığı yıllık izin­lerin ücretini geri isteyemez.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] AKIN, Levant, Covid-19’un İş İlişkilerine Olası Etkileri, ÇEİS, İstan­bul 2020.s.71-72.

[2] DEĞER ERMUMCU, Senem/İZMİRLİOĞLU, Ayça, 4857 sayılı İş Kanunu Bakımından Yıllık Ücretli İzin Uygulaması ve Avans İzin, SİCİL, Yıl 2020, Sayı:44. s.112.

[3] ÇİL, Şahin, Koronavirüs Salgının İş Hukukuna Etkileri, Ankara 2020. s.247.

[4] DEĞER ERMUMCU/İZMİRLİOĞLU, Avans İzin, SİCİL, s.115-116.

[5]  Y9HD.14.10.2020 T., E. 2016/26145 K. 2020/11957 Legalbank.

Piyasanın Dengesi – Emekli

7 Gün 7 Gündem Emekli

Bir Zavallı Emekli; Ben7 Gün 7 Gündem Emekli

Emekli olduğuma bakmayın. Evimin ihtiyacı olan alış verişleri sürekli ben yaparım. Bazen alışagelmiş yerlerden, bazen de farklı yerlerden.

Geçler gibi koşturamasam da gücüm kendime yetiyor ve emekli olmama rağmen pazardan aldığım ihtiyaçlarımızı evime getirebiliyorum.

Geçtiğimiz günlerde ihtiyacım olan peynir almak üzere alış veriş debisinin yüksek olduğu bir semtte peynir almak istedim. Peynir çeşitleri o kadar çoktu ki hangi peyniri alacağıma karar veremedim doğrusu.

Peynirlere baygın baygın bakmaya başladım. İşin kötüsü peynirlere de fiyat etiketini o kadar çok küçük yazmışlar ki, bendeki kartal gözü değildi hani. Pek de göremiyordum fiyat etiketlerini. Neyse ki göremiyormuşum. Zira fiyatlar uçuktu. İşte göremememin faydaları. Hangi peynirden almak istiyorsanız onun fiyatını sorup, uygun ise alıyorsunuz. Fiyatları okumak ne mümkün. Ama peynirin fiyatı yazılı mı derseniz, evet yazılı derim.

Peynir çeşitlerine boş boş bakmaya başladım bir an. İşte tam o anda tezgahtar beni görmüş olacak ki bana şöyle seslenir;

“Gel hacı baba gel. Sana emekli ayarında bir peynir vereyim”

Bu ses üzerine tezgahtara gözlerimi diktim. Peynir alacağım ve emekli olduğum kısım doğru da, “Hacı Baba” kısmı yanlış oldu. Acaba bana mı yoksa bir başkasına mı söylüyor diye döndüm arkada baktım acaba benden başka biri var da ona mı “Hacı Baba” dedi diye. Arkamda kimse yoktu. Demek oluyor ki tezgahtarın tüm tezleri benim üzerime oynanmış adeta;Peynir çeşitleri

Bunlar;

Peynir,

Emekli ayarı

Hacı baba…

Tezgahtara ne diyeceğimi şaşırdım ama tezgahtar söyler de ben neden söylemeyeyim dedim ve döndüm tezgahtara;

“Söyler misin bana, çok mu zavallı görünüyorum ? Emekli olduğum doğru ama zavallı değilim” dedim.

Emekliler Zavallı mı ?

Bana göre zavallı değiller. Bunca yıl aslanlar gibi çalışıp didindiler, devlete vergi ödediler, çoluk çocukları olmuş, emeklilik primlerini ödemişler devlete yük olmamak adına, belli bir çalışma süresi sonunda da emekli olmuşlar. Ödedikleri primler ve çalışma süreleri sonunda emekli olmuşlar. Ben onlara asla zavallı demem. Ama birileri çıkıp da emekliyi zavallı görüp “Gel hacı amca, sana emekli işi peynir vereyim” diye sözler söylerse, emekli kendini nasıl hisseder acaba ?

Burada demem şu ki emekliler zavallı değiller, ancak yıllar itibariyle emeklilere bağlanan aylıkların sürekli düşürülmesi dolayısıyla emekliler ellerine geçen tekavüt maaşlarından dolayı zavallı durumuna düşürülmüştür. Toplumumuzda “emekliler” cebinde beş parası olmayan, bir simit alırken dahi parasının hesabını yapan, açlığa mahkum olmuş, torununa dahi cep harçlığı veremeyen, sürekli ağlayan (ağlatanın ne ve kim olduğu daha önemli) kesimleri şeklinde düşünülebilir. Bütçesi dar ancak o yaşta başka bir işte çalışmak istese de yaşından dolayı kaybediyor günümüz emeklileri.

Hak ettiği emekli maaşını da alamadığını söylemek hiç de yanlış olmaz. Emekli sürekli ağlar. Onlar ağlamasın da kim ağlasın ?

Emekli Sürekli Sabır Ediyor

Emekli sabretmese ne olacak ? Kendisine reva görülen tekavüt maaşı ile geçinmek zorunda. Ağlasa da, sızlasa da, hayat pahalılığından dem vursa da. Sabır gösteren emekliye bir defalık verilmesi kararlaştırılan TL.5.000.- lık ikramiye, önce çalışmayan emeklilere, sonrasında farklı yerlerden gelen tepkilere istinaden devlet baba eşitliği sağladı ve çalışan emeklilere de verilme kararı alındı. Yaz başından beri bir defalık ikramiye alacağı bildirilen emekliye nihayet paraları geçtiğimiz iki ay içinde ödendi.

Emekli ve ATM Üzerinden İşlem Yapmak

Atm Para çekme GörselAnlatacağım minik yazımda istisna edeceğim pek çok emekliler olsa da, bir emekli bir bankanın ATM cihazının başına geçtiğinde, sıranın size gelmesi için Allah size sabır versin diyeceğim.

Anlatacağım minik olay geçen hafta İstinye’de bir bankanın ATM cihazının önünde gerçekleşti.

Geçen hafta iyi yağmur yağdı. İşte o yağmurlu havada ben haftalık alış verişimi yaptıktan sonra, elimdeki şemsiye ile bir bankanın (bankanın adını söylemiyorum ki reklam olarak anlaşılmasın diye) ATM cihazına gittim. Orada benden daha önde gelen iki orta yaş üzeri (işte tam da emekliyi tarif ettiğim kişiler) kadın, her ikisi aynı ATM’den adeta ortaklaşa iş yapıyor gibiydiler. ATM’nin tuşlarının bir kısmına kadının biri, bir kısmına da daha sonra diğer kadın basıyordu. Aralarında fısır fısır konuştuklarını da duyuyordum;

“Biz nerede hata yapıyoruz, bu ATM neden paramızı vermiyor”

Dediklerini duydum.

Ellerinde biraz para, yine diğer elinde kredi kartı veya debit kart, ATM cihazına sokuyorlar, işlem yapıyorlar, kartı çıkarıyorlar, sonrasında diğer yaşlı kadın kendi kartını ATM cihazına sokuyor, bu sefer ATM cihazının tuşlarına diğer yaşlı kadın basıyor.

Baktım ki işlemleri uzayacak, ben de diğer işlerimi yapayım, fırından sıcak ekmeğimi alayım daha sonra tekrar ATM cihazına gelirim diye düşündüm. Öyle yaptım. Yaklaşık 15 dakika sonra tekrar aynı ATM cihazına geldiğimde, o da ne? Hala o iki yaşlı kadın ATM cihazını parmaklayıp duruyorlar. Yağmurdan ne kadar çok ıslandıklarının farkında dahi değiller. Hangi işlem bir ATM cihazında 15-20 dakika sürer söyler misiniz bana? Ama bu iki yaşlı kadının işlemleri maalesef bu kadar uzun sürdü.

Dayanamadım ve kadınlara;

“Acaba işleminiz daha uzun sürer mi, ben de işlem yapacağım” dedim.

ATM cihazının önündeki kadının biri başını kaldırıp bana baktı ve;

“Biz paralarımızı çekiyorduk ama paralarımız karıştı, ayrıca hesabımızda 45 Lira daha var onu çekemiyoruz” dedi.

Allah’ım bana sabır versin dedim kendi kendime. 45 Liralarını çekemiyorlarmış ve paralarını karıştırmışlar. Neyse ki bu iki yaşlı kadın aktif çalışma hayatlarında bankacı veya muhasebeci değillermiş.

Allah dağına göre kar verir derler. Emekliye daha çok maaş verilse, muhtemelen maaşlarının çokluğundan ATM’lerin önünden hiç ayrılmayacaklar.

Emekliye Müjde ve Emekli Yılı

Hadi iyisiniz emekliler.

7 Gün 7 Gündem EmekliReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Satış Mühendislerinin Keyif Alacağı Eğitim Notları (Toplam 10 Ders) Öğrenme Merkezinde

Kurumsal Pazarda Satiş Yöneti̇mi̇

Satış Mühendislerinin Keyif Alacağı Eğitim

Saha satış ekipleri için özel olarak dizayn edilmiş eğitimdir.

İki gün boyunca “Rol Canlandırma & Satış Oyunları” gerçekleştirilmektedir.

Şirketler için 24 adet satış oyunu ve senaryo çalışması oluşturulmuştur.

Satış ekibinin gelişiminde öncelik görülen konular için 10 adet rol canlandırma öncelikli çalışılmaktadır.

Bu eğitimi alan tüm firmalar müşteri memnuniyeti en yüksek eğitim şeklinde geri bildirimde bulundu.

Sadece pazarlama ve satış ekipleri için değil tüm yönetim kademeleri için alacaksınız.

Şirketinizde her sene en az bir kez bu eğitimle bir araya geleceğiz.

Yeni senaryolar yeni oyun ve vakalarla birlikte olup bir sene içerisinde almış olduğumuz mesafeyi konuşacağız.

Kurumsal Pazarda Satiş Yöneti̇mi̇

Kurumsal Pazarda Satış Eğitimi ( 2 gün )

“Müşteri ile temasta olan herkes satıştadır.”

Eğitimler 15 kişi ile sınırlandırılmıştır.

Kurumsal Pazarda Satış Eğitimi dersi ÖĞRENME MERKEZİ’ne eklenmiştir. Eğitim toplam 10 dersten oluşmaktadır:

  1. Kurumsal Pazarda Satınalma Sürecini Anlamak
  2. Satış Yolculuğu
  3. B2B Pazarda Segmentasyon (Bölümlendirme)
  4. Key Account Customer (Stratejik Müşteri Yönetimi)
  5. Satış Analiği ve Performans Göstergeleri
  6. B2B Marka ve İletişim
  7. Satış Müzakereleri
  8. Yetkinlik Değerlendirme
  9. Satış ve Etik (Etik Kodlar)
  10. Tedarik Zinciri Riskleri

Teklif almak için egitim@satinalmadergisi.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

SATINALMA DERGİSİ’ne KURUMSAL ÜYE OLMAK İÇİN DİJİTAL İŞLEM MERKEZİ’ni ZİYARET EDİNİZ.

Tüm Satınalma Dergi Arşivine ve Eğitim Notlarına Tüm Ekibinizle Erişim Sağlayın.

Kurumsal Üyelikle 10 personeli üye yapabilirsiniz.

Endüstriyel Fırınlarda Fan Seçimi ve Kullanımı

7 Gün 7 Gündem Endüstriyel Fırınlarda Fan Seçimi Ve Kullanımı

7 Gün 7 Gündem Endüstriyel Fırınlarda Fan Seçimi Ve KullanımıEndüstriyel Fırınlarda fan seçimi çok önemlidir. Temel kriterlerin yanı sıra tesisin durumu, çalışacağı ortamın şartları, kullanım yeri ve amacı önem taşır. Buna göre fanın tipi ve yönü seçilir. Her işte olduğu gibi bu işte de bilgi birikimi ve tecrübe ön plana çıkar.

Fanların doğru seçimi için aşağıda belirtilen genel kriterlere dikkat edilmesi gerekir.

  1. Hava debisi (m3/h, m3/s veya CFM),
  2. Çalışma şartlarında ihtiyaç duyulan statik veya toplam basınç (Pa veya mmSS),
  3. Fanın içinden geçen havanın sıcaklığı (oC),
  4. Fanın taşıyacağı havanın özellikleri (toz, nem, talaş vb.),
  5. Fanın içinden geçen havanın korozif olup olmadığı,
  6. İşletmenin sürekli veya kesintili çalışması.
  7. Fan çalışma ortamında patlayıcı veya yanıcı gaz olup olmadığı.

Tesis için dikkate alınması gerekenler:

-Fanın ne yapması gerekir?

-Fan ekipmanının yeri neresi olmalıdır; eğer ekipman dış ortama yerleştirilecekse, dış ortam şartları nelerdir (rüzgâr, sıcaklık, nem)?

-Bakım ve tamir için boşluğun yeterliliği.

-Yükseklik, elektrik kapasitesi, ses ve titreşim ile ilgili olarak tesis limitleri.

-Fanın girişe, çıkışa veya her ikisine birden mi bağlanacağı.

-Fanın değişen sistem gereksinimlerini karşılamak için kontrol edilmesine ihtiyaç olup olmadığı.

-Girişteki, çıkıştaki ve gövdeden yayılan sesler için ses limitleri.

-Sistemdeki fan sayısı ve yedek fanın gerekip gerekmediği.

Hava Akış Yönüne Göre Sınıflandırma

1.Eksenel (Aksiyal) fanlar

2.Radyal (Santrifüj) fanlar

3.Karışık akışlı (Aksiyal-santrifüj) fanlar

  1. Eksenel FanlarEksenel Fanlar

-Akışkan, fan eksenine paralel hareket eder.

-Düşük basınç şartlarında yüksek debi sağlar.

-Hafif, küçük boyutlu ve ucuzdur.

  1. Radyal (Santrifüj) FanlarFanlar

-Akışkan, fan eksenine dik (radyal) yönde hareket eder.

-Düşük debi koşullarında, yüksek basınç sağlar.

-Endüstride ve klima santrallerinde yaygın kullanılan bir fan tipidir.

Santrifüj (Radyal) Fan TipleriFanlar Bir

1.Radyal (dik) kanatlı

2.Öne eğimli kanatlı

3.Geriye eğimli kanatlı

4.Aerodinamik kanatlı

  1. Karışık Akışlı FanlarFanlar Iki

-Akış, eksenel doğrultuyla 30-80 derece açıyla yönlendirilir.

 

Fanların Kullanımı Yerlerine Göre Sınıflandırılması

Kanal Tipi Fanlar

-Kanal sistemine doğrudan bağlanarak yer tasarrufu ve montaj kolaylığı sağlar.

-Gövdesi yuvarlak veya dikdörtgen kesitli olabilir.

-Akış yönüne bağlı olarak radyal, aksiyal veya karışık akışlı tipte olabilir.

Fanlar üç

Çatı Tipi FanlarFanlar 4

-Gövdesi dış hava şartlarına dayanıklıdır

-Kar ve yağmurun kanal veya bina içerisine girmesine engel olacak şekilde tasarlanmıştır

-Çatı üzerinde olması nedeniyle, bina içinde yer kaybına neden olmaz

-Mekanik gürültüler yaşam mahallinden uzaktır

-Cihaza kolay ulaşılır ve bakım yapılabilir

-Kanal sistemine bağlanmaksızın depo, fabrika gibi geniş alanların havalandırmasında kullanılabilir

-Akış yönüne bağlı olarak radyal, aksiyal veya karışık akışlı tipte olabilir

-Yatay atışlı ve Dikey atışlı modelleri mevcuttur

-Ortamdaki havayı egzoz eden ya da ortama taze hava veren tipleri vardır

Duvar Tipi FanlarFanlar 5

-Bina duvar veya pencerelerine doğrudan bağlanabilirler.

-Akış yönüne bağlı olarak radyal veya aksiyal veya karışık akışlı tipte olabilir ve montajı kolaydır.

Endüstriyel FanlarFanlar 6

Fabrikalar, enerji santralleri, maden ocakları ve benzeri üretim alanlarında gerek ortam havalandırması, gerekse imalat aşamasındaki ihtiyaçlar için gerekli olan yüksek debi ve yüksek basınçları sağlayabilen ağır konstrüksiyonlu fanlardır.

Tünel Jet FanlarıFanlar 7

Otoyol tünellerinde CO gazının kritik sınırı aşması veya yangın anında oluşacak duman ve ısının ortamdan uzaklaştırılması için özel olarak tasarlanmış her iki yönde de çalışabilen, yüksek itme gücüne sahip aksiyal fanlardır.

Korozyona Dayanıklı FanlarFanlar 8

Kimyasal üretim yapan tesislerdeki ve laboratuvarlardaki aşındırıcı gazların ortamdan tahliyesi için kullanılırlar. Gövde ve kanatları paslanmaz çelikten, özel plastik malzemelerden (PVC, PE, PP, vb) ya da çelik sac üzerine epoksi, kauçuk, vb. malzemelerin kaplanması ile imal edilmiştir.

Duman Tahliye FanlarıFanlar 9

Yangın anında insanların kaçışına imkân sağlamak ve itfaiyenin müdahalesini kolaylaştırmak için belirlenen sıcaklık ve sürede çalışarak yangın dumanının tahliyesini sağlayacak şekilde özel motor, kanat ve gövde tasarımına sahip fanlardır.

Havanın Sıcaklığına Göre Fan Seçimi

Fanlarda standart olarak kullanılan motorların çalışma sıcaklığı genellikle 60-70 °C civarındadır ve bu sıcaklık fanların normal hava şartlarında kullanımı için yeterlidir. Ancak, endüstriyel tesislerde yüksek sıcaklıklarda hava kullanımında, 100°C ile 400°C arasındaki sıcaklıklara dayanıklı fanlara ihtiyaç duyulabilir. Sıcaklığın yüksekliğine göre imalatçılar fanların gövde, kanat, yataklar ve kayış kasnak tertibatlarında özel önlemler alır ve gerekirse taze hava verilerek aşırı ısınan noktaların soğutulması sağlanır. Sürekli olarak yüksek sıcaklıkta çalışacak sistemlerin basınç kayıpları o sıcaklıktaki havanın yoğunluğu dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Sistem basınç kaybı, standart hava sıcaklığına göre hesaplanmış ise, hava yoğunluğundaki azalmayla doğru orantılı olarak sistem basıncı düzeltildikten sonra fan seçimi yapılmalıdır. Eğer fanlar yangın duman tahliye fanlarında olduğu gibi belirli bir süre için (60-90-120 dakika gibi) belirli sıcaklıkta (200-250-300-400 °C gibi) çalışacaksa, fanlar bu duruma göre seçilmeli ve sertifikalandırılmalıdır.

Aşındırıcı veya Patlayıcı Gazların Varlığına Göre Fan Seçimi

Kimyasal tesisler, laboratuvarlar gibi yerlerden transfer edilen hava içerisinde fan kanatlarını ve gövdesini aşındırıcı nitelikte asidik gazlar olması durumunda, gövdesi ve kanatları PVC, PE. PP, Paslanmaz çelik gibi malzemelerden imal edilmiş fanlar kullanılmalıdır. Motor, hava akımının dışında bırakılmalıdır. Bu tür fanlar radyal, aksiyal, kanal tipi, çatı tipi olarak imal edilebilirler. Aşındırıcı gazın cinsine göre kullanılacak malzeme türü üretici tarafından belirlenir. Hava içerisindeki gazın kolayca tutuşup patlama tehlikesi varsa bu durumda patlamaya karşı korumalı (Exproof, Explosion Proof) tipte fanlar kullanılmalıdır. Patlamaya karşı korumalı fanlar, gaz-toz grubuna, tutuşma sıcaklığına, cihazın gaza karşı izolasyon sınıfına ve cihazın olduğu ortamdaki patlayıcı gazın bulunma olasılığına göre tespit edilmiş standartlara göre gruplandırılırlar. Patlamaya karşı koruma ile ilgili standartlar, Avrupa Birliği’nde ATEX Standartları olarak düzenlenmiştir.

Fan Tahrik Tipi Seçimi

Fanların motorlarla tahrik edilmesinde üç değişik sistem kullanılmaktadır.

  1. Direkt akuple
  2. Kaplinli tahrik
  3. Kayış-kasnaklı tahrik

Direkt Tahrik Sistemleri:

-Genellikle 100 °C altındaki sıcaklıklarda ve 30 kW altındaki güçlerde kullanılır.

-Kayış-kasnak veya kaplin kayıpları olmadığı için daha yüksek verime sahiptir.

-Bakıma daha az gerek gösterir.

Kaplin Sistemleri:

-Genellikle 200 kW üstündeki motor güçlerindeki uygulamadır.

-Kaplinli sistemlerin verimi yüksektir.

-Motor ile fan arasında bir emniyet elemanı olarak işlev görürler.

-Frekans invertörleri (VSD) ile kullanıldığında enerji verimliliği ve kapasite uyumu üst düzeyde sağlanabilir.

-Yüksek sıcaklıkta veya kirlenmiş hava uygulamalarında kullanılabilirler.

-Bakım maliyetleri direkt tahrik sistemine göre daha fazladır.

Kayış- Kasnak Sistemleri:

-Genellikle 200 kW altındaki motor güçlerindeki uygulamadır.

-Bu sistemlerde herhangi bir devir sayısı elde edilebilir (buna karşın kaplin ve direk tahrikte 3000, 1500, 1000, 750 d/d şeklindeki motor devir sayıları kullanılır). Fakat eğer elektrik motoru frekans invertörleri ile kontrol edilirse kaplin ve direk tahrikli sistemlerin bu dezavantajı azalır.

-Pahalı ve düşük hızlı motorlardan (750 d/d gibi) kaçınma imkânı verir.

-Verimi direk tahrik ve kaplin tahrikli sistemlere göre daha düşüktür.

-Bakım maliyetleri direkt tahrik sistemine göre daha fazladır.

-Fan devir sayısı, motor devir sayısının ±150 d/d uzağında seçilmelidir. Örneğin 1500 d/d motor için 1350 d/d’nin altı ve 1650 d/d’nin üstündeki devir sayıları daha uygun olur. Aksi takdirde kaplinli tahrik daha uygundur.

Yüksek sıcaklıkta veya kirlenmiş hava uygulamalarında kullanılabilirler.

Fan Motorlarında İlk Kalkış (Start) Problemi

Asenkron motorların çalışmaya başladıkları ilk anda şebekeden çektiği akıma demeraj akımı, yol alma akımı veya kalkış akımı denir. Bu akım, motorun gücüne ve kutup sayısına bağlı olmakla birlikte yaklaşık olarak anma akımların 3-6 katı kadardır.

Durmakta olan bir asenkron motora gerilim uygulandığında stator sargılarında meydana gelen manyetik alan kuvvet çizgilerinin tamamı rotor çubuklarını kestiğinden rotorda indüklenen gerilim ve dolayısıyla rotor çubuklarından geçen akım en büyük değerinde olur.

İlk anda rotor dönmediğinden zıt EMK en küçük değerindedir ve bu nedenle motor şebekeden en büyük akımı çeker. Rotor dönmeye başlayınca stator döner alan hızı (ns) ile rotor hızı (nr) arasındaki fark azalmaya başlar. Bunun sonuncu zıt EMK’in değeri yükseleceğinden şebekeden çekilen kalkınma akımı gittikçe azalır.

Yukarıda belirttiğimiz değerlerden dolayı küçük güçlü motorların çektiği kalkınma akımı, gittikçe azalan bir durumda olduğundan sargılar ve şebeke için bir sorun oluşturmaz. Ancak 3 kW’ın üzerindeki büyük güçlü motorların kalkınma akımları hem şebeke için hem de motor sargıları için zararlıdır. Zira bu fazla akım motor sargılarında aşırı ısınmalara, şebekede ise gerilim düşümlerine ve gerilim dalgalanmalarına neden olur. Bunun sonucunda da gerilim düşümü, motoru ve şebekeden beslenen diğer alıcıları etkiler.

Ayrıca kumanda devresindeki anahtarlama elemanlarının çabuk yıpranmasına ve arıza yapmasına yol açar. Bu nedenle büyük güçlü motorların ve çok sık yol alan küçük güçlü motorların, kalkınma akımlarının şebekeyi olumsuz yönde etkilememeleri için değişik yöntemler (emiş klapesi, soft starter, frekans evirici vb..) uygulanır.

7 Gün 7 Gündem Endüstriyel Fırınlarda Fan Seçimi Ve KullanımıİNCİRCİOĞLU Vantilatör firmasına verdiği bilgiler ve katkıları için teşekkürlerimi sunarım.

Cavit SOY

Belirlenen Kapasite Miktarının Mevzuata Aykırı Olması ?

7 Gündem Satınalma Dergisi Belirlenen Kapasite Miktarının Mevzuata Aykırı Olması

7 Gündem Satınalma Dergisi Belirlenen Kapasite Miktarının Mevzuata Aykırı Olmasıİtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, İhale dokümanında isteklilerce sunulması istenen kapasite raporu için belirlenen kapasite miktarının mevzuata aykırı olduğu, iddialarına yer verilmiştir.

22.11.2023 tarihli ve 2023/UH.I-1447 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Yapılan incelemede, İlgili doküman düzenlemelerinden ihale konusu işin Edirne Merkezdeki Fakülte, Yüksekokul ve Meslek Yüksekokullar için Malzemeli Yemek Pişirme, Dağıtım, Servis ve Servis Sonrası Hizmet işi olduğu, ihale konusu işe ilişkin üretimin idarenin mutfağında yapılacağı, söz konusu iş kapsamında 02.01.2024-31.12.2024 tarihleri arasında toplam 850.000 adet öğün verileceği anlaşılmıştır.

İlgili ilan ve doküman düzenlemelerinden ise isteklilerce günlük yemek üretim miktarı en az 3000 öğün/gün kapasiteli kapasite raporu sunulmasının bir yeterlik kriteri olarak düzenlendiği görülmüştür.

İlgili hükümlerden idarenin kendi mutfağında yemek üretiminin gerçekleştirileceği yemek hizmeti alımı ihalelerinde idarece öngörülecek kapasite raporuna ilişkin günlük üretim miktarının, idarenin günlük yemek ihtiyacının yarısını (1/2) geçmeyeceği anlaşılmıştır.

Mezkur işin 02.01.2024-31.12.2024 arasında olduğu, bu haliyle işin 364 gün süreli bir iş olduğu göz önüne alındığında ilgili öğün miktarlarının 364 gün için belirlenmiş olduğu görülmüş, buna göre yapılan hesaplama neticesinde günlük öğün miktarının 2.335 öğün olduğu görülmüştür.

Buna göre ilgili Tebliğ hükmü doğrultusunda, mezkur ihalede idarece öngörülecek kapasite raporuna ilişkin günlük üretim miktarının azami 1168 öğün /gün olabileceği, ancak idarece yapılan düzenlemelerde isteklilerce sunulacak kapasite raporlarındaki kapasite miktarının en az 3000 öğün /gün olmasının istendiği, bu bilgiler ışığında idarece yapılan düzenlemede yer alan kapasite miktarının ilgili Tebliğ açıklamasında belirlenen sınırları aştığı görüldüğünden başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Mehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi