Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Mülakatlarında Neler Sorulur?

İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programları

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Mülakatlarında Neler Sorulur?

Kitapçığı İndirmek İçin Tıklayınız.

Son 2 gün. 16 HAZİRAN 2023. ONLINE BAŞVURU İMKANI.

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

YÜKSEK LİSANS

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BAŞVURU REHBERİ

https://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/tr/_

YÜKSEK LİSANS YÜKSEK HEDEFLER

Toplam Ücret: 2 Dönem (Taksit) X 15.000 TL = 30.000 TL

Program Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL – merdal@istanbul.edu.tr

#tedarikzinciri #satınalma #satış #planlama #proje #kararalma #lojistik #tedarik #yükseklisans

Alım Talebi: Porselen Toz Döküm Çamuru

Porselen toz döküm çamuru alımı yapılacaktır. İlgililerin, aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (250 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

İşveren, İşçiye Tahsis Edilen Ofis, Masa, Dolap Gibi Alanları Arayabilir mi ?

Özel hayatın gizliliği ilkesi Anayasanın 20 nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Adlî soruşturma ve kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır.

Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz.”

İşyerlerinde işçilerin kullanımına özgülenen ofis, masa, dolap gibi alanların işverenin yönetim yetkisi kapsamında aranıp aranamayacağı ya da özellikle, bu tür mekan eşya ve araçların mülkiyetinin işverende olmasının işçinin özel yaşamına saygı bakımından bir fark yaratıp yaratmayacağı konuları tartışmalıdır. Genel olarak öğretide, işyerine giriş çıkışta üst ve çanta araması ile ilgili hususlar üzerinde durulurken, işyerinde işçinin çalıştığı ofis, kullandığı çekmece ve dolapların hangi durumlarda aranabileceğinden pek söz edilmemiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.01.2018 tarihli ve 2017/3017 E., 2018/99 K. sayılı kararı ile işçinin onayı olmadan işyerinde işçinin kullanımına özgülenen ofis, masa, dolap gibi alanların işveren tarafından aranmasını işçinin özel yaşamına yönelik müdahale saymıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna göre, “Davacının istirahatli olduğu bir dönemde masasındaki çekmecelerinin aranması üzerinde de durulmalıdır. Genel olarak işçinin işyerinde kullanımına özgülenen ofis, masa, dolap gibi alanların işveren tarafından aranması, işçinin özel yaşamına yönelik bir müdahale oluşturmaktadır. Söz konusu alanların aranması bir hukuka uygunluk sebebine dayanmalıdır.

Bu kapsamda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Peev-Bulgaristan kararında; başvurucunun ofisi bakımından genel olarak olmasa dahi, masa çekmeceleri ve dosya dolapları bakımından “gizliliğe ilişkin makul bir beklenti”si olduğunun kabulü gerekeceğini ifade ettikten sonra başvurucunun gizliliğe ilişkin beklentisinin haksız veya mantıksız olduğunu gösteren bir durum da –örneğin, işverenlik tarafından, çalışanların masa ve dosya dolaplarında kişisel belge saklamalarını caydırıcı nitelikte düzenleme veya işyeri uygulaması- bulunmadığını, başvurucunun işverenin bir kamu otoritesi olmasının bu tespitleri değiştirmeyeceğini dolayısıyla başvurucunun ofisindeki masa çekmecelerini ve dosya dolaplarını da kapsayan bir aramanın özel yaşama bir müdahale olarak kabulü gerektiği sonucuna varmıştır (Ayrıntılı bilgi için Çetin, E.: İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 8-11. Maddeleri Bağlamında Çalışanların Hakları, XII Levha Yayınları, İstanbul Temmuz 2015, s.229 vd.).

Somut olayda davalı işveren tarafından ibraz edilen Personel Yönetmeliğinin “Çalışanların Sorumluluk ve Yükümlülükleri” başlıklı 5.2. maddesinin “Görev ve Sorumluluklar” alt başlıklı 5.2.1. bölümünde aynen, “Çalışanlara, DFHG tarafından tahsis edilen masa, dolap, etajer ve benzeri demirbaş üstünde/içinde sadece çalışma konuları ile ilgili dokümantasyon, kitap, dergi vb. muhafaza etmeleri; kendilerine ait şahsi eşyalarını hiç şekilde bu ortamda bulundurmamaları esastır. DFHG yönetimi söz konusu dolap, masa ve etajerleri gerekli görmesi hâlinde açtırma ve inceleme hakkına sahiptir” şeklinde düzenleme olduğu görülmüştür. Söz konusu Yönetmeliğin bu hükmü işyeri düzenine ilişkin olup davalı işveren tarafından davacı işçinin masa çekmecelerinin aranmayacağı yönünde “gizliliğe ilişkin makul bir beklenti” oluşturmayacağı açıktır” denilmektedir.

Neticede, genel olarak işçinin işyerinde kullanımına özgülenen ofis, masa, dolap gibi alanların işveren tarafından aranması, işçinin özel yaşamına yönelik bir müdahale oluşturacaktır. Söz konusu alanların aranması ancak bir hukuka uygunluk sebebine dayanması halinde mümkün olabilecektir. Ayrıca, iş sözleşmesinde ya da işyeri iç yönetmeliğinde işçinin kullanımına sunulan ofis, masa, dolap gibi alanlarda işçinin kişisel özel eşyalarının bulundurulmaması gerektiği düzenlenmiş ve işçilerin bu konuda bilgilendirilmiş olması ve hatta kişisel belge ve eşya saklama hususunun caydırıcı nitelikte bir düzenleme ile kayıt altına alınması veya işyeri uygulaması haline getirilmesine rağmen işçi aksi davranışta bulunuyor ve sözleşme hükümlerine aykırı hareket ediyorsa, o zaman bu durum işçinin özel yaşamına yönelik bir müdahale oluşturmayacaktır”.

Lütfi İNCİROĞLU

İhracatın Finansmanına Türk Eximbank’ın Katkısı – Alacak Sigortası – Bölüm 2

Alacak Sigortası Nedir ?

Bir çeşit yurt dışı satışlarında alacağın kaskosu desem yerinde bir benzetme yapmış olurum. İhracatçının yurt dışına satacağı malların bedelinin politik ve ticari risklere karşı korunma altına alınmasını sağlayan sigortadır.

Ticari Alacak Sigortası bu riskleri minimize etmenin en güvenli yolu. Alacak sigortası, müşterinin ödemesini vadede yapmaması ya da iflas nedeniyle faturasını ödememesi gibi nedenlerle oluşabilecek kayıplardan korunmanıza yardımcı oluyor. Yani şirketlerin hayat sigortası olarak da adlandırılabilir. Özellikle uluslararası piyasalarda iş yapıyorsanız, ihracatçı bir firma iseniz bu sigorta şirketiniz için gerçekten hayat sigortası niteliğinde. Firmalar bu sigorta sayesinde müşterilerine açtıkları vadeleri uzatabilirken, vadeli satış yapılan tutarları da arttırabiliyor.

Dış Ticarette Ne Kadar Uzun Vade Yapılırsa, Mal Bedelinin Tahsilat Olasılığı O Kadar Zayıflar.

İhracatçılarımızın mallarını yurt dışına satmak için fiyatlamada rekabet edebilir olmalarının yanında, ithalatçının da malları vadeli alma eğilimi ihracatçımızın rekabet şansını az da olsa engellemektedir İhracatçı malını satabilmek adına ithalatçıya belli ölçüleede çeşitli tavizler verebilmelidir ki pazar şansının sürdürülebilir olması açısından. İthalatçının talebi üzerine ihracatçı ne kadar uzun vade yaparsa, mal bedelini tehsil etme olasılığı bir o kadar zayıflar. İhraç mallarının satışında uzun vade yapılması, mal bedelinin tehsil edilememe olasılığını da beraberinde getirir.  Yurt dışına sattığı malların parasını tahsil edemeyip, batıranların büyük bir kısmı ithalatçıya uzun vade tanımasındandır. Vadeli satışlar ihracatçının rekabetini koruması açısından en önemli faktörlerden bir tanesidir.

Ancak uzun vadeli satışlarda:

  • İthalatçılara mal satışı karşılıı ödemeler için vade vermek, ödememe riskini de beraberinde getirir.
  • Mal bedelnin tehsil edilememe sorunu, şirket iflaslarından karşı karşıya kalınan acı gerçeklerden bir tanesidir,
  • 5 veya 6 iflastan bir tanesi, ithalatçının mal bedelni uzun vadede ödememe riskinden kaynaklanmaktadır,
  • Vadeli olarak satılan malın bedelinin tahsil edilememesi ile karşılaşmak,
  1. Firmanın likid kalmamasına,
  2. Kâr marjının kısıtlanmasına,
  3. Müşteri kaybının var olmasına,
  4. Cironun azalmasına,
  5. Pazarlara girmede cesaretin kırılması

anlamına gelir.

Türk Eximbank Alacak Sigortası Konusunda Hangi Olanakları Sunuyor ?

En basit anlamda satılan ihraç mallarının bedelinin tahsilinde problem yaşanıyorsa, ithalatçıya vade yapıldığında mal berelinin tehsil edilememe olasılığı büyüyorsa ihracatçının Türk Eximbank’ın İhracat Kredi Sigortasını incelemesini öneririm. Türk Eximbank Türk tacirlerinin finansman ihtiyaçlarını ucuz kredi desteği sağlamakla kalmayıp, ihracatçıların mallarını daha uzun vade ile yurt dışına satmalarında mal bedelini tahsil edememe riskini de ortadan kaldırmaktadır.

Türk Eximbank adeta mal bedelinin tahsilinde “kasko” sigortası niteliğindedir.

Kısa Vadeli İhracat Kredi Sigortası – Adeta İhracat Bedeli Alacağımızın Kaskosu

İhracatçıların bir yıl içinde Türk Eximbank tarafından kapsama alınan ülkelerdeki çeşitli alıcılarına gerçekleştirdiği ve fiili ihraç tarihinden itibaren 360 güne kadar vade tanıdığı tüm sevkiyatları ticari ve politik risklere karşı teminat altına almaktadır.

İhracatçıların her bir sevkiyatı için farklı sigorta sözleşmesi düzenlemesine gerek kalmaksızın Türk Eximbank’ça kabul edilen ülkelerdeki limitleri onaylanmış alıcılara yapılacak tüm sevkiyatlar tek bir poliçe ile sigorta kapsamına dahil edilmektedir. Program kapsamına 238’den fazla ülke girmektedir. Tazminat oranı ise doğacak zararın % 90’ıdır.

Kısaca Türk Eximbank ihracat Kredi Sigortası;

  • Sizin adınıza malı satacağınız ithalatçının istihbaratını yapar,
  • Alacak garantisi verir,
  • Uzun vadeli satış olanağının desteklenmesini sağlar,
  • İhracat kredi sigorta poliçesinin teminat gösterilerek ticari bankalardan finansman kolaylığı sağlar.

Türk Eximbank İhracat Kredi Sigortası, ihracatçıların Türk Menşeili malları yurt dışına ihraç etmeleri kaydı ile, yurt dışındaki alacaklarınızı;

  • Politik,
  • Ticari

risklere karşı teminat altına alır.

Türk Eximbank’ın tüm dünyada 238 ülke ile yapmış olduğu anlaşmalar çerçevesinde, ihracatçılarımızın mallarını yurt dışı etmeden önce Türk Eximbank’dan İhracat Kredi Sigortası yaptırmaları kaydı ile, mal bedelinin fiili ihraç tarihinden itibaren 360 gün süre ile “politik veya ticari” riskler dolayısı ile ihracatçıdan kaynaklanmayan nedenler dolayısı ile tahsil edilememesi halinde, aksi belirtilmediği sürece Türk Eximbank, İhracat Kredi Sigorta Poliçe bedelinin % 90’nını ödemeyi taahhüt altına almaktadır.

Türk Eximbank Politik ve ticari riskler olması halinde tazminat ödemeyi kabul eder. Bu durumda politik ve ticari risklerin neler olduğuna bakalım;

Ticari riskler;

  • Alıcının iflas etmesi
  • Alıcı hakkında konkordato kararı alınması
  • Alıcının borçlarını ödeyememesi nedeniyle, tasfiye kararı alması,
  • Mal bedelinin ödenmemesi,
  • Malın ihracatçıdan kaynaklanmayan nedenlerle kabul edilmemesi,

Politik riskler;

  • Savaş hali,
  • İç savaş,
  • İhtilal,
  • İsyan,
  • Ayaklanma,
  • Alıcının ülkesindeki ithal yasağı,
  • Transfer güçlüğü,
  • Döviz darboğazı, kısıtlaması…

Kapsam Dışında Kalan Hususlar

Türk Eximbank’ın İhracat Kredi Sigortasında kapsam dışında kalan maddeler şunlardır;

  • Büyük savaş, nükleer risk
  • Alıcı ve satıcı arasındaki gizli ticari ihtilaf

Yukarıdaki susuşların yer alması halinde Türk Eximbank bu riskleri kapsam dışında tutmaktadır. Alıcı ve satıcı arasındaki gizli ihtilaf olması halinde ve bu ihtilafın süreç içinde ortaya çıkması halinde, ihracat kredi sigorta kapsamı dışında tutulmaktadır.

Gelecek Haftaya  

İhracatın finansmanına katkısı ve Türk Eximbank denildiğinde söyleyeceklerimiz bu kadarla sınırlı kalmayacaktır. Alacak sigortası konusuna haftaya devam edeceğim.

 

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Pazarlık Yetkinlik Değerlendirme ve İnsan Kaynakları

Satış Yönetimi Eğitimi Kurumsal Pazar Müşteri
Eğitim teklifi almak için egitim@satinalmadergisi.com

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ MAKALELERİ
“Taktikler bazen pazarlık sürecinin başı, bazen ortası bazen de sonunda etkilidir.”

KURUMSAL PAZARDA SATIŞ – EĞİTİM YAZI DİZİSİ

SATIŞ EĞİTİMLERİ

Eğitim teklifi almak için: egitim@satinalmadergisi.com 

PAZARLIK YETKİNLİK DEĞERLENDİRME ve İNSAN KAYNAKLARI

Prof. Dr. Murat ERDAL – merdal@istanbul.edu.tr 

Hayatımız müzakerelerle dolu.

Gün içerisinde aileden başlayarak sosyal çevre ve iş hayatımızda birçok müzakere yürütüyoruz. Bu müzakerelerde doğru iletişim kurabilme ve  doğru hareket etmeye gayret ediyoruz. Yakın çevre ilişkilerimizde iyi bir müzakereci olmaya odaklanmasak da iletişimlerimizde özen gösterip kendimizi doğru şekilde ifade etmeye, istek ve talepleri anlamaya çalışıyoruz.

İş hayatının olmazsa olmazı ise “müzakereler ve ticari pazarlıklar”. Birçok şirketimizin AKADEMİ başlığında yapılanmaları var.  Şirket akademi çatısı altında birlikte eğitimler düzenliyoruz. İş birlikleri meydana getiriyoruz.

Eğitim ön değerlendirme aşamasında İnsan kaynakları yöneticilerimizle sıklıkla bir araya geliyoruz. İnsan kaynakları yöneticilerimizin eğitimlerden temel beklentisi katılımcılığın teşvik edilmesi, ölçümleme ve değerlendirme olmaktadır.

İnsan Kaynakları Şirketin Geleceğini Şekillendiriyor

İnsan Kaynakları departmanı geleceğin yönetim ekiplerini hazırlanmasında büyük gayret sağlıyor. Rekabet ortamının gerektirdiği çok yönlü yeteneklerin şirkete kazandırılması ve çalışan müzakere yeteneklerinin yükseltilmesinde yeni yol haritaları hazırlıyor.

Çalışanların Müzakere Gücü Firma Gücüne Yansır

Tepe yönetimlerin bu konudaki beklentisi çok net. Firma sahipleri ve üst düzey yöneticiler, satınalmacıların tedarikçilerle, satışçıların ise müşterilerle yürüttüğü müzakereleri değerlendirirken her zaman sonuçlara bakar. Yöneticiler sonuç odaklı karar alma eğilimindedir.

Gerek satış gerekse satınalma iş ortamı yoğun müzakerelerin sert ticari pazarlıkların gerçekleştiği süreçlere sahiptir. Kaç müşteriye gidildi? Kaçı satışa döndü? İşin kapsamı, büyüklüğü ve karlılığı değerlendirilir. Satınalma tarafında da tedarik risklerinden uzak alımların sürdürülebilirliği, tasarruf miktarları ve tedarikçi ile gelişim sürecine bakılır.

Firma iş çevresi ile iyi müzakere ettiğinde ilişkileri güçlenir, pazar payı büyür, karlılıkları artar ve rekabette bir adım öne geçer. O nedenle “çalışanların müzakere gücü bir anlamda firmanın gücü”dür.

Müzakere Oyun Grupları ve Yarattığı Katma Değer

İnsan Kaynakları departmanları ile ayrı bir çalışma ortaya koyuyoruz.

Yenilikçi şirketler önerilere son derece açıklar. Bir şirketimizle yaptığımız toplantıda, yeni bir aksiyon alma kararı aldık. Rotasyonlu müzakere oyun grubu adı altında 3 ayda bir araya gelip, senaryo tabanlı müzakere rol canlandırmalarında bulunuyoruz. Bu oyun gruplarıyla birlikte çok değerli geribildirimler alınmaya başlandı.

İş hayatımız müzakerelerle dolu.

Gündelik yaşamın yoğun temposunda müzakerelerde sıklıkla hatalar da yapılabiliyor. Özensiz ya da kestirmeci hamleler, kişileri sonrasında zora sokabiliyor. Yanlış anlamalarla iletişim çıkmaza girebiliyor. Pişmanlıkların önemli bir bütünü “kendimi daha iyi ifade edebilirdim” oluyor.

Oyun gruplarında üzerinde durduğumuz temel konular;

  • Konu hakkında yeterince bilgi sahibi miyim?
  • Herhangi bir hazırlık yaptım mı?
  • Görüşmenin yeri ve zamanı doğru mu?
  • Konuyu etraflıca görüşmek için ne kadar sürem var?
  • Konuyu ilgili kişi ile mi görüşüyorum?
  • Hangi tip müzakerelerde sabırlı, hangilerinde aceleci davranıyorum ?
  • Sağduyulu ya da duygusal bir karar mı alıyorum?

Mesleki alanda belirli metinler üzerinde teknik konulara ağırlık veriyoruz.

İş hayatında çoğu zaman bizim ya da karşımızdaki kişinin iletişimde bir amacı, varılması gereken ticari bir hedefi olabiliyor. Vaka (oyun) çalışmalarında şirket ve kişisel ihtiyaçlar ile tekliflerin örtüşüp örtüşmediğini sorguluyoruz.

Müzakere atmosferi, katılımcıların psikolojisi, saldırı, aktif-pasif tutumlar, ego, ekip içi müzakere, birimler arası müzakere ve rol dağılımlarını analiz ediyoruz. Varılması gereken hedef ve gerçekleşen sonucu performans göstergeleri üzerinden puanlıyoruz.

Yetişkin Eğitimlerinde Gülmek Eğlenmek Herkesin Hakkı

İki gün süren müzakere teknikleri eğitimlerimizde tüm katılımcılar farklı rol ve senaryolarda doğrudan yer almaktadır. Katılımcılık ve etkileşim teşvik edilmektedir. Eğitimde farklı müzakere ortamlarında rol canlandırmalarla eğlenceli vakit geçirilmektedir.

İş hayatında yer alan profesyonellerin oyunlarda sergiledikleri genel tutum ve anlayışları, konuya hakimiyet, pazarlık stili ve iletişim dili 360 derece değerlendirilmektedir. Geri bildirimlerin olumlu ve yapıcı olmasına özen gösterilmektedir. Amaç mesleki ve kişisel gelişime katkı sağlamaktır.

Müzakere Koçluğu ve Süreç İçerisinde Değerlendirme

İş hayatında etkili müzakere becerisi kolay inşa edilmiyor.

Satınalma ve satış personel eğitimlerimizde üzerinde sıklıkla durduğumuz konu zorlu müzakere süreçleri ve ticari pazarlıklarda işe yarayan başarı getiren hamleler olmaktadır.  Kazan-kazan ve kazan-kaybet taktik hamlelerini birlikte senaryo tabanlı oyunlarla inceliyoruz.

Pazarlık Yetkinlik Ölçümleme ve Değerlendirme

Vaka çalışmaları ve rol canlandırmaları ile birlikte, tamamlayıcı bir rol olarak gördüğümüz pazarlık yetkinlik ölçümleme anketimiz yer almaktadır. Eğitime katılan profesyoneller sakin bir atmosferde kahvelerini içerken ankete katılmaktadırlar.

Sağlıklı bir sonuç elde etmek isteyen katılımcılarımızın ideal cevap vermelerini istemiyoruz. Müzakere ifadelerinde nasıl tepki vermek istediklerinden çok gerçekte nasıl yaptıklarına göre cevap vermelerini istiyoruz.

Kişilerin pazarlık yetkinlik değerlendirmesi insan kaynakları uzmanlarıyla koordine edilen kapsamlı bir çalışmadır. Bugüne kadar 2000’e yakın profesyonelle bu çalışmayı gerçekleştirdik.

Eğitim sonunda mevcut ekibin değerlendirilmesi, büyütülmesi ve ilave eğitimler konusunda raporlama yapıyoruz. İnsan Kaynakları, bölüm yöneticileri ile birlikte değerlendirme toplantısı gerçekleştiriyoruz. Konuları tek tek etraflıca ele alıp inceliyoruz. Toplantı sonrasında bir yol haritası içeren raporlamayı şirket yönetimi ile paylaşıyoruz. Bu yolculukta sürekli öğrenmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

YILIN EN ÇOK TERCİH EDİLEN SATIŞ EĞİTİMİ

Satış Mühendislerine Özel Rol Canlandırma / Oyun Tabanlı SATIŞ YÖNETİMİ Eğitim Talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a iletebilirsiniz. 

İnteraktif Satış Eğitimi Kurumsal Pazarda Satış


İNTERAKTİF SATIŞ EĞİTİMİ:
KURUMSAL PAZARDA SATIŞ

“Satışa Yatırım Yapmak, Firmanın Geleceğine Yatırım Yapmaktır.”

Eğitimin Amacı:

Satış oyunları, rol canlandırma ve vaka çalışmalarına dayalı eğitimin amacı, kurumsal satış konularını uygulama ağırlıklı işleyişle ele almaktır.
Eğitim içerisinde etkileşim ve satış oyunlarına katılım teşvik edilmektedir.

Kurumsal pazarda firmalar, artan rekabet ve fiyatlandırma baskıları ile karşı karşıyadır. Satınalma yöneticileri alım sürecinde kapsamlı araştırma ve verilerle donatılmıştır. Alıcıların satış görüşmelerinden ve olası anlaşmalardan beklentileri her geçen gün artmaktadır. Yeni dönem, satıcıları teknik iş birliği, kalite, operasyonel destek ve birlikte değer yaratma konularında çözüm esaslı anlayış geliştirmeleri konusunda zorlamaktadır.

Satış mühendislerinin teknik konulardaki uzmanlıkları, tek başına yeni müşteri edinme ve yüksek satış rakamları için yeterli değildir. Satışçılar yeni uzman alıcı profillerine uygun yaklaşım biçimlerini ve müşterilerine sağladıkları değeri yeniden düşünmelidir. Yeni fikirlere liderlik eden satışçılar bir adım önde olacaktır.

Tüm şirketler, doğru alıcıları bulma, stratejik müşteri (key account) portföylerini genişletme, tekrarlı ve yüksek hacimli satışlar konusunda azami çaba içerisindedir. Unutulmamalıdır ki, kurumsal pazarda satış başarısı, topyekun birlikte çalışma ile elde edilmektedir. “Satış takım sporudur”.

Eğitim Süresi: Eğitim süresi 2 -4 gündür. Rol canlandırma ve satış oyunlarında sınıf içi motivasyonun korunması için önerilen katılımcı sayısı 15’tir.

Eğitmen: Prof. Dr. Murat ERDAL

Eğitim Yöntemi: Eğitim senaryo bazlı rol canlandırma ve etkileşim tabanlıdır.

Hedef Kitle: Satış Ekipleri, Satış Mühendisleri, Müşteri İlişkileri, Sipariş Yönetimi, Toptan Kanal, Ticari Pazarlama Birimi, Ürün ve Marka Yönetimi, İhracat, Hammadde Satışçılar, Distribütör Satışçılar, Proje Satışçılar

Sektörler:

Endüstri: Otomotiv, Makine, Elektrik, Enerji, Gıda, Demir-Çelik

Hizmet: Bankacılık, Finans, Perakende, Lojistik, Gümrük, Eğitim, Tesis Yönetimi, Sağlık

Eğitimin İçeriği:

  • Dünya Ekonomisi (Dönemsel Değerlendirme)
    • Pazarı Dönüştüren Makro Etkiler
    • Ana Oyuncular (Ülkeler ve Firmalar) ve Planlamalar
    • Emtia/Hammadde Piyasa Hareketleri
    • Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
    • Taşıma Maliyetleri ve Konteyner Fiyat Hareketleri
  • Firma Üretim ve Satış Hedefleri
    • Üretim Tesisleri, İmalat Kapasitesi ve Yıllık Üretim Planlaması
  • İşletme Stratejisi ile Satış Stratejilerini Entegre Etmek
    • Satış Kültürü ve Kurumsal Yapı Refleksleri
    • Başarı İçin Satış ve Üretim Arasında Koordinasyon
  • Pazarlama ve Satış Planlarının Uyumlandırılması
    • Birimler Arası İş Birliği ve Yürütme
    • Yıllık Pazarlama ve Satış Planları Nasıl Oluşturulur?
  • Üretim ve Kurumsal Satışın Zorlukları
    • Uzun Satış Döngülerini Yürütebilmek
    • Güçlü Alıcılar Dönemi
    • Satış Toplantılarında Alıcı Beklentileri Artıyor
      Danışmanlık ve Uzmanlığa Dayalı Diyalog
    • Doğrudan Müşteriye Satış
    • Toptan Kanal ve Dağıtım Kanal Üyelerine Satış
  • Firmographics: Kurumsal Pazarda Bölümlendirme
    • Mevcut Müşteriler ve Tekrarlı Satışlar
    • Yeni Müşteri Kazanma
  • Kilit Müşteri Yönetimi (Key Account Management)
  • Kilit Müşteri Beklentiler ve İlişki Dinamikleri
  • Kilit Müşteri ve Üretim Yeteneklerinin Uyumlandırılması
  • Kurumsal Pazar Özellikleri ve Alım Sürecini Anlamak
    • Pazar Öngörüleri ve Pazar İstihbaratı
  • Kurumsal Pazarda İş Yapmanın Sırrı Nedir?
  • Yeni Ürünler ve Çözümler Konusunda Müşteri ile İş Birliği (Co-Creation)
  • Kurumsal Pazarda İlişki Geliştirmek (Networking)
  • Karar Alıcılara Ulaşmak ve Sürecin Yapısı
  • Müşteri Karar Alma Hiyerarşisi
  • Tepe Yönetimi ve Satın Alma Yöneticileri ile Etkin İletişim Kurma

– Değer Teklifinin Geliştirilmesi ve Güven İnşa Etmek

– Satış Ekibinin Geliştirilmesi ve Etkin Yönetim

  • Satış Departmanı; Organizasyon, Hedefler ve Rol Dağılımı
  • Yeni Yeteneklerin Belirlenmesi ve Kadro Planlama
  • Bölge Satışları (Coğrafi; Uluslararası – Ulusal)
  • Sektörler Bazında Satışlar

– Satışçı Profilleri ve Uygun Yapıyı Oluşturma

  • Profesyonel – Amatör Satışçı
  • Avcı – Çiftçi Satışçı
  • Girişimci Anlayışın Tabana, Tüm Çalışanlara Yayılması
  • Satış Mühendisi ve Teknik Uzmanlık

– Kurumsal Pazarda Satış Yönetimi

-Satış Çevrimi ve Satış Müzakere Sanatı

-Strateji Belirleme, İş Düzeni ve Disiplin

-Satış Mühendisi İletişim Becerileri

  • Müşteriler ve Sektör Paydaşları ile İletişim
  • Kurumsal Kimlik, Temsiliyet ve Motivasyon

-Sipariş Yönetimi ve Satış Operasyon

  • Müşteri Teklif Taleplerine Uyumlu Ürün Geliştirme
  • Müşteri İlişkileri ve Sipariş Yönetimi

– Satış Mühendisinin İş Takvimi ve Hareket Tarzı Nasıl Olmalı?

  • İş Düzeni; Ajanda ve Çalışma Sistematiği
  • Müşteri Saha Ziyaretleri ve Görüşme Planlaması
  • Ön Hazırlıklar ve Teklif Hazırlama (Saha Ziyareti, Keşif, Proje)
  • Teklif Verme ve Takip
  • Değer Odaklı Müzakere Becerileri ve Pazarlık Tekniklerinin Geliştirilmesi
  • Yeni Alışkanlar Edinmek; Planlama ve Satış Kültürü
  • Araştırma Soruları Nasıl Geliştirilir? İhtiyacı Anlamak
  • Güvenilir Bir Açılış Pozisyonu Nasıl Oluşturursunuz?
  • Müzakere Kartları Nasıl Hazırlanır?
  • Kazan-Kazan Çözümleri
  • İş Anlaşmazlıkları, Çatışmalar ve Çözümleri
  • Müşteri İlişkileri, İş Birlikleri ve Ortaklıklar
  • Güvene Dayalı İlişki Yönetimi

– Yıllık Satış Hedefleri ve Bütçeler
– Satış Projeksiyonları
– Fiyatlandırma Matrisleri

 -Analitik

  • -Performans Yönetimi ve Göstergelerle Dost Olmak
  • -Sağlıklı “Lead Generation” Nasıl Oluşturulur?
  • -Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) ve Analizler
  • -Müşteri Datası ve Müşteri Yolculuğu
  • -Satış KPI’larının Belirlenmesi ve İzlenmesi

-Etik Kodlar

  • Rekabet, Satış ve Etik
  • Zaman ve Fiyat Baskıları
  • Dürüst Teklifler ve Örtülü Tehditler
  • Şirket Etik Kodları ve Değerler

Satış Oyunları, Rol Canlandırma ve Satış Vaka Çalışmaları

“Müşteri ile temasta olan herkes satıştadır.”

Türkiye’nin En Büyük Uluslararası Ticaret Fuarı Automechanika İstanbul 2023 Yeni Rekorlara İmza Attı

Otomotiv satış sonrası endüstrisini bir araya getiren tüm zamanların en büyük Automechanika Istanbul fuarı sona erdi. Messe Frankfurt Istanbul ve Hannover Fairs Turkey iş birliğiyle İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarda 41 ülkeden 1437 katılımcı firma ve 10 ülke pavilyonu yer alırken, fuarı tüm dünyadan toplam 58.024 sektör profesyoneli ziyaret etti. Ziyaretçi sayısı, geçtiğimiz yıl düzenlenen fuara göre yüzde 20 artış gösterdi.

Tüm dünyadan otomotiv endüstrisi profesyonellerini buluşturan fuarda; parçalar ve sistemler, arıza tespit ve onarım, aksesuar ve özelleştirme, elektronik ve bağlanılabilirlik, araç yıkama ve bakım merkezi, bayi ve atölye yönetimi, alternatif sürüş sistemleri & yakıtlar ve madeni yağ kategorilerinde binlerce ürün ve hizmet grupları sergilendi. Bu yıl 16. kez düzenlenen Automechanika Istanbul 2023, dört gün boyunca üreticiler ve satın almacılar arasında yeni iş birliklerine zemin hazırlayarak sektörün gelişimine katkı sağlarken, başta “Innovation 4 Mobility by BAKIRCI” özel bölümü ve “Automechanika Academy powered by Castrol” programı ile otomotiv sektöründe sürdürülebilirlik, cinsiyet eşitliği, geleceğin e-mobilite teknolojileri temalarına odaklandı.

Otomotiv Satış Sonrası Endüstrisi İçin Kıtaların Buluşma Noktası

Automechanika Istanbul, otomotiv sektörü için yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada önemli bir buluşma noktası olma niteliği taşıyor. 2001 yılından bugüne kadar yarattığı iş fırsatlarıyla Automechanika Istanbul, Türkiye’nin otomotiv sektörü ihracatında yıllık 30 milyar doların üzerine çıkmasında önemli bir rol üstleniyor. Geçtiğimiz yıl 28 farklı ülkeden 825 katılımcı firma ve 141 ülkeden toplam 48.354 sektör profesyonelini ağırlayarak önemli bir başarı elde eden fuar, bu yıl 17.987’si Türkiye dışından olmak üzere tüm dünyadan 58 binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Yüksek verimlilikle tamamlanan Automechanika Istanbul’da bu yıl Almanya, İspanya, Kore, Çekya, Çin, Tayvan, Tayland, Hong Kong, Pakistan ve Hindistan olmak üzere 10 farklı ülke pavilyonu yer aldı. Aynı zamanda Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından düzenlenen Satın Alma Heyeti Programı dahilinde Japonya, İngiltere, Mısır, Yunanistan gibi ülkelerden gelen nitelikli satın alma profesyonelleri de katılımcılarla ikili görüşmeler yapma imkanı buldu.

B2B Eşleştirme Özelliği ile Dijital Platforma Olan İlgi Büyük Artış Gösterdi

Fuardan önce katılımcılar ve ziyaretçilerin erişimine açılan Automechanika Istanbul dijital platformu da profesyoneller tarafından yoğun ilgi gördü. Fuardan alınacak verimi artırmak üzere geliştirilen özellikleriyle dijital platformu kullanan profesyonel sayısı, 2022 yılındaki fuara göre yüzde 62 artış gösterdi. Platformu kullanarak yapılan B2B görüşme sayısı 280’e ulaşırken, kullanıcıların platform üzerinde yaptığı etkileşim sayısı da 60 binin üzerine çıktı.

Automechanika Istanbul 2023’te Sürdürülebilirlik Ön Plandaydı

Tüm dünyada iklim ve tedarik zincirinde yaşanan sorunların Türkiye otomotiv sektöründeki olumlu etkilerinin her geçen yıl daha fazla etkisini göstermesiyle birlikte otomotiv endüstrisi de değişen tüketici tercihleri doğrultusunda sürdürülebilirlik odaklı çalışmalara ağırlık vermeye başladı. Automechanika Istanbul 2023’te de tedarik zinciri, istihdam ve üretim politikalarında sürdürülebilirliğe odaklanan markalar öne çıktı. “Automechanika Academy powered by Castrol” özel programında düzenlenen sunumlar ve söyleşilerle sürdürülebilir üretim politikaları, başarı hikayeleri ve Equality 4 Business” oturumu ile otomotiv sektöründe cinsiyet eşitliğine değinilirken, elektrikli araçların bakım ve onarımında en son teknolojiler ve ekipmanların 8 ayrı istasyonda uygulamalı olarak sergilendiği “Innovation 4 Mobility by BAKIRCI” özel alanı da tüm profesyonelleri otomotiv sektöründeki dönüşüme yakından tanık olmalarına imkan sağladı.

Uluslararası Kaporta Sektörü Sempozyumu IBIS Forum alanında da elektrikli araçların onarımı hakkında güncel bilgiler profesyonellere sunumlarla aktarılırken, Türkiye Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu’nun (TOBFED) katkılarıyla hazırlanan “Ustalar Yarışıyor” etkinlik programı da katılımcı ve ziyaretçilere keyifli anlar yaşattı.

Bir Sonraki Fuar 23-26 Mayıs 2024’te Gerçekleşecek

Toplam katılımcı sayısı, uluslararası katılımcı sayısı, toplam ziyaretçi sayısı ve toplam sergi alanı alt başlıklarında rekor kıran Türkiye’nin en büyük uluslararası ticaret fuarı Automechanika Istanbul, 23-26 Mayıs 2024 tarihleri arasında yine İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek.

Tedarik Zincirlerini Yeniden Tasarlamak

Tedarik Zincirleri Yeniden Tasarlanıyor…

World Economic Forum ve Kearney tarafından yapılan değerlendirmenin yorumlu özetidir. Benim ilavelerim italik dizilidir.

  1. Porter iş faaliyetlerini 6 başlıkta sınıflandırmıştır: İlk 3 başlık tedarik zinciridir (gelen lojistik, operasyon, giden lojistik), diğer 3 başlık talep zinciridir (pazarlama ve satış, hizmetler, destek faaliyetleri). Değer zinciri, bu ikisinin birlikte ele alındığı durumdur (Yusuf Kaya, Atilla Yıldıztekin, Dr.Hakan Çınar).

Yazıdaki kelimelerin analizi: Value Chain (145), resilience (56), disruption (46), Sustainability (34), customer (31), cost (30), shortage-scarcity-congestion (15+5+2), VUCA (5+4+7+0), supply chain (12), paradigm (10), availability (10), performance (7), redundancy (3).

2022 yılından itibaren küresel yüksek enflasyon, işçi-kaynak bulma sıkıntısı, lojistik darboğazlar, yüksek enerji fiyatları, jeopolitik gerginlikler (Rusya-Ukrayna, Tayvan-Çin, Güney -Kuzey Kore), küresel iklim krizi ve artan sürdürülebilirlik baskısı, değişen teknoloji (siber ataklar), salgın hastalıklar (kapanma hallerinde talep var ama üretim yok), nadir elementlerin kıtlığı, sektörler arası rekabet gibi nedenlerle tedarik zincirleri zorlanmaktadır. Dört yıldır üst üste aksamalar görülmekte ve 80 yıllık aradan sonra yeniden arzın (supply) kısıt olduğu bir paradigma değişimi yaşanmaktadır.

Deniz taşımacılığında katedilen mesafe yıllar sonra ilk defa azalmaya başlamıştır; küreselleşme eğilimin devam etmesine rağmen üretimin ana firmaya veya pazara yakın yerlere çekilmeye başladığının sinyali olarak değerlendirilmektedir.

Dayanıklılık (resilience) kavramı “düştükten sonra çabuk kalkmaya” odaklanmıştır. Aslında öngörülen risklerden kaçınma (mitigation) mantığı proaktif olurdu, mevcut haliyle reaktif davranıştır. Zorlaşan çalışma ortamına rağmen müşteriler yine de bulunurluk, hızlı teslim, uygun fiyat talep etmektedir. Bu şartlar altında şirketlerin / zincirlerin değişen şartlara yavaşça uyum göstermesi (evrim) yeterli olamamakta, zincirlerin tekrar kurgulanması gerekmektedir. Tedarik Zincirlerinde maliyet-optimizasyon-verim-yalın yerine yeni felsefeler, stratejiler, yaklaşımlar gündeme gelmektedir. Dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve performans karakteristikleri maliyetin peşinden ikincil amaç olamayacak kadar önem kazanmaktadır. Dönüşümle ilgili beş temel eğilime işaret edilmektedir:

Küresel yerine bağlantılı-çoklu yerel değer zincirleri: Pazar için, pazarın olduğu yerde üretim kavramıdır. ABD ve AB yasal düzenlemelerle kritik sektörlerin “geri dönüşünü” teşvik etmektedir. Pazara servis hızının iyileşmesi, kotadan kaçınılması, belirli hallerde işçilik maliyetinin azaltılması, navlun-gümrük maliyetlerinin düşürülmesi gibi avantajları vardır. Ancak ölçek ekonomisinden çıkış nedeniyle maliyet artışı, organizasyonun uyarlanması, kalite standardını koruma zorluğu, veri paylaşımında güçlük gibi sıkıntılar ortaya çıkabilecektir. Örnek: Schneider çift bölgeli tedarik planı.

Dijital projeler yerine dijitalleşme projesi: Ortak bir stratejiye ait olmadan münferit yapılan projeler zaman içinde uyumsuzluk yaratmakta ve beklenen etkiyi sağlayamamaktadır. Uçtan uca ve ihtiyaca veren bir dijitalleşme projesi önerilmektedir. Bu çerçevede otomasyon işçiliğin pahalı olduğu, çalışanların yaşlandığı veya müşterilerin kişiselleştirme beklentilerinin yükseldiği yerlerde (AB bölgesi gibi, End 4.0 gibi) iyi bir seçenektir. İş sürekliliği, görünürlük, veri paylaşımı ve nadir yeteneklerin küresel erişime açılabilmesi için dijital çözümler düşünülmelidir. En önemli riskler gereğinden fazla dijital yatırım (tutar veya içerik olarak) ve siber ataklardır. Örnek: Siemens tesisler arası stok görünürlüğü uygulaması.

Ölçek ekonomisi yerine kabiliyet ekonomisi: Küresel devasa zincirler yerine yerel küçük zincirlerin ağı formasyonuna geçildiğinde siparişler küçülecek, sık tekrarlı ve hızlı terminli olacaktır. Dolayısıyla tedarikçiler alıştıkları verime dayalı ölçek ekonomisi tasarruflarını kaybederek yeni bir rekabet avantajı bulmak zorunda kalacaklardır (yapay zekâ, ileri planlama araçları, 3D üretim, otomasyon, TOC tamamlama-DBR, Yalın SMED, TQM kalite, …). Yetenekli çalışanlar inovasyon (ürün ve süreç) kapasitesini artıracaktır, dijital çözümlerle üstün yetenekler zincirin farklı lokasyonlarında da kullanılabilecektir. Ancak kabiliyetli çalışanları bulmak, işe almak, işte tutundurmak eskisinden daha zordur. Değer Zinciri Liderlerinin beceri setinde ekoloji, makro ekonomi, jeopolitik, veri analizi, dijital yatkınlık olmalıdır. Ayrıca kısa vadeli bakış açısını bırakıp uzun vadeli düşünebilmelidirler.  Örnek: Ford Otosan beyaz yaka için akademi uygulaması.

Mevzuata uyum yerine inovatif sürdürülebilirlik: Küresel ısınma ve iklim krizi sürdürülebilirlik baskısını artırmaktadır. Mevzuatın ötesine geçebilen firmalar zincirdeki çevre-sosyal riskleri azaltabilecek, süreçlerinin izlenebilirliğini iyileştirebilecek (AB Yeşil Mutabakat ile zorunlu hale geldi), olumlu marka imajı sağlayabileceklerdir. Ancak sürdürülebilir olmak için tek firmanın gayreti yeterli değildir, zincirin uyumlu olması beklenmektedir (SCC-supply chain collaboration). Ayrıca sürdürülebilirlik maliyetinin ürüne yansıtılamadığı sektörlerde tedarikçiler doğal olarak isteksizdir (AB anket çalışmalarında tüketiciler sürdürülebilir ürüne daha fazla ödemeye razı olduklarını söyleseler de bu “fazlalık” markalarda kalıyor, tedarikçilere yansıtılmıyor). Dolayısıyla firmaların karşılığını alabilecekleri şekilde sürdürülebilir olması, iş stratejisine sürdürülebilirliği eklemesi ve maliyet odağından vazgeçmesi gerekmektedir (UN Global Compact imzacısı olan tedarikçiler bu konuda taahhüt veriyor, GRI raporlamasıyla da hesap veriyor). Örnek: Estanium Association tedarik zincirinde veri paylaşımı ve net-sıfır gündemi.

1-4 arasındakiler: taleple ilgili stratejilerdir. 5-8 arasındakiler: tedarikle ilgili stratejilerdir.

Üretici maliyeti yerine müşteri değeri: Arz kısıtlı dünyada “eski” maliyet-servis optimizasyonu yetersiz kalmaktadır. Pazarın değişkenliği maliyetlerin planlanmasını zorlaştırmaktadır. Müşteriler, tedarikçilerin yenilikçi-hızlı-gününde teslimli-sürdürülebilir olmasını istemektedir. Bu ortamda müşteri beklentilerini karşılayabilen tedarikçiler rekabet avantajı elde edecektir. Yeni paradigmada maliyet-karmaşıklık içinde performans göstermek gerekmektedir. Uzun vadeli stratejiler firmaların ömrünü belirleyecektir. Örnek: Arçelik modüler yapı taşları uygulaması.

Betti, F., & Hong, P.K. (2023). A Global Rewiring: Redefining Global Value Chains for the Future. World Economic Forum, Cenevre.

Kısıtlar Teorisinin

  • Üretim çözümü DBR için OTIF100
  • Perakende çözümü Replenishment için FILLRATE100 bakabilirsiniz,
    • simülatörle deneyebilirsiniz,
    • ücretsiz bir ay test edebilirsiniz.

 

Kazanmanın coşkusu kaybetme korkusunu aştığında dönüşüm başlayacaktır.

Utkan ULUÇAY

Satınalma Dergisi Haziran 2023, Yıl:11, Sayı:126

Değerli yöneticiler, 

Yoğun mayıs gündemi sonrası haziran nihayet geldi. Zihinler bir hayli meşguldü. 

Açıkçası gün günü kovaladı. Gündemi yakalayabilmek hepimizi biraz yordu. Öncelikle seçim sonuçları ülkemiz için hayırlı olsun. Yeni meclise ve yeni kabineye başarılar dilerim. 

Profesyonellerin ve ticaretin içerisinde olanların odaklandığı konu elbette ekonomi yönetimi idi. Ekonominin başına deneyimli ismin Sn. Mehmet Şimşek’in gelmesi önemliydi. Yeni dönemin ekonomiye istikrar ve dinamizm ülkemize refah getirmesini temenni ediyorum. 

İstanbul Ticaret Odası ev sahipliğinde gerçekleştirilen Sürdürülebilirlik ve Alman Tedarik Zinciri Yasası webinarinde yazarlarımızla bir araya geldik. Webinar kaydını Youtube üzerinden https://www.youtube.com/live/j_rRYl8Y6Bk?feature=share İTO kurumsal hesabından izleyebilirsiniz. 

Şirket eğitimleriniz için teklif alın. 

Firmalarımıza satınalma ve tedarik zincirinden müzakere ve pazarlık tekniklerine, analitik ve performans değerlendirmeden dış ticaret ve B2B satışa kadar tüm alanlarda eğitim hizmetleri sunuyoruz. 

Eğitim kataloğumuzu satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirerek inceleyebilirsiniz. Teklif almak için dergi@satinalmadergisi.com ile iletişime geçebilirsiniz. 

Yeni ürün ve stok fazlası ürünlerinize talibiz. Gelin B2B mağazamızdan birlikte satalım. 

Satış mağazamıza bekliyoruz. Kurumsal pazara (B2B) e-ticaret mağazamızla yeni bir satış kanalı oluşturun. E-Mağazamız https://satinalmadergisi.com/magaza/ adım adım büyüyor. Yazılım ürünlerinden danışmanlık ve belgelendirme hizmetlerine kadar farklı kategorilerde güçleniyoruz. 

Şirket e-Dergi aboneliği ile ekibinizin yetkinliklerini yükseltin 

Ekibinizin mesleki gelişimi için bir adım atın. Departmanlar olarak tüm dergi arşivine (126 sayı), mesleki raporlarına ve bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Dijital dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/urun-kategori/satinalma-dergisi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 

Haziran sayımız her zamanki gibi yine birbirinden değerli yazılarla dolu. 

Tüm yazar ailemize emekleri için teşekkür ediyorum. 

Keyifli okumalar dilerim. 

Prof. Dr. Murat Erdal
Editör 

editor@SatinalmaDergisi.com

Satınalma Dergisi Haziran 2023

 

 

 

Türkiye’nin Enerji Depolama Stratejileri Sektör Zirvesinde Ele Alındı

Enerji depolama sistemlerine dair dünyadaki en iyi uygulama örnekleri, en yeni iş modelleri ve önümüzdeki dönemde ülkemizde atılacak adımların ele alındığı ‘Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi’, 8 Haziran’da İstanbul’da düzenlendi. 

Huawei ve Partner EGS sponsorluğunda, Harvard Business Review Türkiye ve Enerjide Dijitalleşme Derneği’nin (EDİDER) stratejik iş ortaklığıyla düzenlenen ‘Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi’, 8 Haziran’da İstanbul Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleştirildi. Çevrimiçi olarak da takip edilebilen zirve, ‘Yerel ve Global Pazarlar, Gelişen Teknolojiler ve Yeni İş Modelleri Perspektifinde Enerji Depolamaya Bakış’ temasıyla düzenlendi.

Zirvenin açılış konuşmasını, gerçekleştiren Huawei Digital Power Avrupa Başkanı Chen Le şu ifadelere yer verdi; “Huawei Digital Power, sıfır karbon hedefiyle, akıllı bir dünya için, dijitalleşmeye öncülük etmektedir. Bu vizyon doğrultusunda hedefimiz, sürdürülebilir, daha yeşil ve daha iyi bir geleceğe doğru birlikte ilerlemektir. Huawei Digital Power iş grubunun Türkiye’de faaliyete geçtiği 2021 yılından bu yana, Türkiye’nin güneş enerjisi faaliyetlerine katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Bu vesileyle, Türkiye’deki müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın desteğine bir kez daha teşekkür etmek isterim. İşletmelere ve hanelere; güvenilir, emniyetli ve verimli enerji çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz. Verimli bir dijital güç ekosistemi oluşturmak için, iş ortaklarımız ve güneş enerjisi endüstrisi ile iş birliği içinde çalışmaya kararlıyız. Bu ekosistem; bireylerin, işletmelerin ve toplulukların, yenilenebilir enerjiyi benimsemelerine katkıda bulunacaktır. Gelecek nesiller için daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir dünyayı, birlikte inşa edebiliriz.”

Zirvenin devamında söz alan Partner EGS CEO’su Alper Terciyanlı ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün hem dağıtık depolama sistemlerinin enerji dönüşümünde üstleneceği rolü hem de yeni iş modellerinin geliştirilmesi ve uygulanması konusundaki düşüncelerimizi paylaşmak için bir aradayız. Yenilikçi iş modellerinin ortaya çıkışında ve gelişiminde regülasyonların önemli bir rol oynadığını hepimiz biliyoruz. Lisanssız üretim tesislerinin piyasaya hızlı ve doğru bir şekilde entegrasyonu, yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji depolama sistemlerinin organize elektrik piyasalarına katılımının piyasa ve elektrik fiyatları üzerindeki etkileri, enerji depolama sistemlerinin şebekeye bağlantısında karşılaştığımız teknik zorlukları ve belirsizlikleri aşmak için hangi adımların atılması gerektiği, dağıtık enerji kaynaklarının ve bu sistemlerin işletilmesinde kullanılacak teknolojilerin, 10 yıl sonra nasıl bir elektrik piyasası yaratacağı, enerji depolama sistemlerinin Türkiye’nin enerji geleceğini özelinde bir yol haritası oluşturacaktır.”

Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi’nde katılımcılara seslenen, Huawei Digital Power Türkiye Genel Müdürü Zhao Guanliang konuşmasında şunları söyledi; “Enerji endüstrisinin standartlarının oluşturulmasına katkı sağlamak ve endüstride dijital gücü inovasyonla geliştirmek için, yoğun bir şekilde çalışıyoruz. İş ortaklarımız ve paydaşlarımızla, sıfır karbon hedefine ulaşma yolunda gerçekleştirdiğimiz iş birliklerinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Çevreye karşı sorumluluğumuzun kesinlikle farkındayız. Üretim süreçlerimizde ve ürün yaşam döngülerimizde, olumsuz çevresel etkileri en aza indirgemek için çalışıyoruz. Enerji depolama sistemleri, temiz enerjiye geçişin endüstrideki kilit noktalarından biri olacaktır. Türkiye’de, temiz enerjinin gelişimi için önemli fırsatlar ve geniş bir iş potansiyeli söz konusu. Huawei’in güçlü kurumsal yapısı ve satış sonrası hizmetleri, yatırımcılarımıza enerji depolama alanındaki yatırımları için, ihtiyaç duydukları güvenceyi sağlamaya devam edecektir. Enerji depolama sistemlerinin sektörün ana yatırım kalemlerinden biri haline geleceğine inanıyoruz.”

Enerji depolama sistemlerine dair dünyadaki en iyi uygulama örnekleri, en yeni iş modelleri ve Türkiye’nin enerji sektöründe önümüzdeki dönemde atılacak adımların ele alındığı etkinlikte, sektörün öncü isimleri ve altı paydaş derneğin katkılarıyla, iki ayrı panel düzenlendi.

İlk panelde, ‘Enerji Depolama Sistemlerinin Bugünü ve Geleceği’ konusu ele alındı. Moderatörlüğünü EDİDER Başkanı Elif Düşmez Tek’in gerçekleştirdiği oturumda Renecore Energy CEO’su İbrahim Erden, Sanko Enerji CEO’su Hakan Yıldırım, Polat Energy CEO’su Arkın Akbay ve Borusan EnBW CEO’su Enis Amasyalı konuşmacı olarak yer aldılar.

Enerji depolama uygulama alanları, mevcut yasal düzenlemeler, dağıtık enerji depolamanın yaygınlaşması için yapılması gerekenler ve enerji depolama teknolojilerinin Türkiye’deki üretim potansiyeli, panelin öne çıkan konuları arasındaydı.

İkinci panelde, EDİDER (Enerjide Dijitalleşme Derneği), EDSİS (Enerji Depolama Sistemleri Derneği), ETD (Enerji Ticareti Derneği), EÜD (Enerji Üreticileri Derneği), GÜNDER (Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü) ve TÜREB (Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği) gibi güneş, rüzgar, elektrik üretimi ve ticareti, enerjide dijitalleşme ve depolama alanında görev alan altı derneğin yer alacağı Paydaş Dernekler Özel Oturumu’nda, ‘Temiz Enerjiye Geçişte Yeni İş Modelleri ve Enerji Depolamanın Rolü’ konuları ele alındı. Partner EGS CEO’su ve EDİDER Başkan Yardımcısı Alper Terciyanlı’nın moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, ETD Başkanı Murat Kirazlı, TÜREB Başkan Yardımcısı Erinç Kısa, EÜD Başkanı Cem Aşık, GÜNDER Başkanı Kutay Kaleli ve EDSİS Başkanı Kâmil Çağatay Bayındır konuşmacı olarak yer aldılar.

Enerji dönüşümünde önemli bir rol oynayacağı öngörülen dağıtık depolama sistemlerinin yaygınlaşması için gereken yeni iş modelleri, regülasyon boşlukları ve bariyerler, lisanssız üretim tesislerinin piyasaya entegrasyonu, organize elektrik piyasalarına katılımın piyasa üzerindeki etkileri ve enerji depolama sistemlerinin şebekeye bağlantısı, ikinci oturumda ele alınan konulardan bazılarıydı.

Hizmet İşi ile Mal Alımının Birlikte İhale Edilmesi ?

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle,  Teknik Şartname’nin “Hizmet Sunumu İçin Mutfak, Yemekhane ve Gıda Deposu Kurulacak Merkezler” başlıklı 13’üncü maddesinin 14, 15 ve 17’nci maddelerinden Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi için gerçekleştirilecek işin mal alımı kapsamında olduğunun anlaşıldığı, bu kısmın ayrılarak mal alımı şeklinde ihale edilmesinin daha doğru olacağı, mevcut düzenlemenin teklif verilmesine engel teşkil ettiği iddialarına yer verilmiştir.

04.05.2023 tarihli ve 2023/UH.II-722 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesinde “…Mal: Satın alınan her türlü ihtiyaç maddeleri ile taşınır ve taşınmaz mal ve hakları,

Hizmet: Bakım ve onarım, taşıma, haberleşme, sigorta, araştırma ve geliştirme, muhasebe, piyasa araştırması ve anket, danışmanlık, (…), tanıtım, basım ve yayım, temizlik, yemek hazırlama ve dağıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, koruma ve güvenlik, meslekî eğitim, fotoğraf, film, fikrî ve güzel sanat, bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler ile yazılım hizmetlerini, taşınır ve taşınmaz mal ve hakların kiralanmasını ve benzeri diğer hizmetleri, … İfade eder.” hükmü,

Anılan Kanun’un “Temel İlkeler” başlıklı 5’inci maddesinde “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. Aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri bir arada ihale edilemez…” hükmü,

Teknik Şartname’nin “İşin Konusu” başlıklı 3’üncü maddesinde “İşin konusu; Bartın Devlet Hastanesi ve ek binalarında, Amasra İlçe Entegre Hastanesi, Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi ve 2023 yılında taşınılması planlanan Bartın Devlet Hastanesi yeni hizmet binasında hizmet alan hasta ve refakatçilerle, sağlık tesislerinde çalışanlara, staj yapan öğrencilere ve idarenin yemek veya kahvaltı verilmesini uygun gördüğü kişilere, 7 (yedi) gün 24 (yirmi dört) saat esasına göre, yüklenici firma tarafından temin edilen malzeme, makine, cihaz, alet ve personelle yemek ve kahvaltıların hazırlanması, dağıtılması ve sonrası hizmetlerdir.” düzenlemesi,

Anılan Şartname’nin “Hizmet Sunumu İçin Mutfak, Yemekhane ve Gıda Deposu Kurulacak Merkezler” başlıklı 13’üncü maddesinde “(14) Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi için yemekler hastane mutfağında hastane kadrolu personeli (aşçısı) tarafından pişirilecek, servis, temizlik ve bulaşık yıkama işi yine hastane kadrolu personelleri (Ulus) tarafınca yapılacaktır.

(15) Günlük kaç öğün yemek ve gece kahvaltısı hazırlanacağı idare tarafından (Ulus İlçe Hastanesi) yükleniciye bildirilecek, yüklenici yemek için gerekli miktarda malzemeleri zamanında (malzemelerin özelliğine göre günlük, haftalık, aylık olarak) teslim etmekle yükümlüdür. Teslim edilen malzemeler günlük öğün üzerinden faturalandırılacaktır.

(17) Ulus Şehit Piyade Er Haşan Hüseyin Oğuz ilçe Entegre Hastanesi için teslim edilen malzemelerin hazırlanacak olan öğün için yeterli olup olmadığı, teslim edilen gıda maddelerinin 1.Kısım şartnamede yer alan nitelikleri sağlayıp sağlamadığı kontrol komisyonunca denetlenecektir. Kontrol komisyonu tarafından uygun olmayan gıda maddeleri kabul edilmeyecektir. Bu durumda yüklenici zamanında (yemek hazırlanacak zaman kadar) ihtiyaç duyulan gıda maddelerini teslim edemez ise o gün için ihtiyaç duyulan üç çeşit yemeği dışarıdan temin etmek zorundadır. Eğer yüklenici dışarıdan yemeği temin edemezse hastane idaresince belirlenecek yerden yemek hizmeti alınarak yükleniciden tahsil edilecektir. …” düzenlemesi yer almaktadır.

İhale dokümanı kapsamında verilen “Birim Fiyat Teklif Cetveli” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

A B
Sıra No  İş Kaleminin Adı ve Kısa Açıklaması Birimi Miktarı Teklif Edilen Birim Fiyat Tutarı  
1  Normal Kahvaltı öğün 338.571      
2  Diyet Kahvaltı öğün 110.121      
3  Normal Yemek öğün 1.071.486      
4 Diyet Yemek öğün 158.859      
5 Ara Öğün öğün 274.360      
6 R1-R2 öğün 52.953      
Toplam Tutar (K.D.V Hariç)  

4734 sayılı Kanun’un “Temel İlkeler” başlıklı 5’inci maddesinde yer alan hükümden, aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işlerinin bir arada ihale edilemeyeceği anlaşılmaktadır.

Teknik Şartname’nin yukarıda yer verilen düzenlemelerinden, ihale konusu işin Bartın Devlet Hastanesi ve ek binalarında, Amasra İlçe Entegre Hastanesi, Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi ve 2023 yılında taşınılması planlanan Bartın Devlet Hastanesi yeni hizmet binasında hizmet alanlara yüklenici firma tarafından temin edilen malzeme, makine, cihaz, alet ve personelle yemek ve kahvaltıların hazırlanması, dağıtılması ve sonrası hizmetlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

Başvuru sahibi tarafından iddiaya konu edilen Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi ile ilgili bölümün idarenin mutfağında gerçekleştirileceği, yemeklerin idarenin aşçısı tarafından pişirileceği, servis, temizlik ve bulaşık yıkama işinin yine hastane kadrolu personelleri tarafınca yapılacağı, günlük kaç öğün yemek ve gece kahvaltısı hazırlanacağının idare tarafından yükleniciye bildirileceği, yüklenicinin ise yemek için gerekli miktarda malzemeleri zamanında teslim etmekle yükümlü olduğu anlaşılmakta olup, bu çerçevede ihale konusu hizmetin anılan bölümünün yalnızca malzeme temininden ibaret olduğu görülmüştür.

Yapılan tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde; 4734 sayılı Kanun’un 5’inci maddesi uyarınca aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı bulunmadığı sürece mal, hizmet ve yapım işlerinin bir arada ihale edilemeyeceğinin anlaşıldığı, ihale konusu hizmetin ifa yerlerinden biri olan Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi ile ilgili bölümünde yüklenicinin yükümlülüğünün sadece yemeklerin hazırlanmasında kullanılacak malzemelerin temini olduğu ve söz konusu ihalenin diğer bölümlerinde gerçekleştirilecek olan malzemeli yemeğin pişirilmesi, taşınması, dağıtımı veya sonrası işler kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu durumun yemek üretimi alanında faaliyet göstermeyen ancak malzeme teminini gerçekleştirebilecek yeterliliğe sahip olanların ihaleye katılımına da engel oluşturabileceği, diğer yandan olası aşırı düşük teklif sorgulaması durumunda öğün üzerinden teklif verilen iddiaya konu ihalede açıklama istenilecek teklif bileşenlerinin belirlenmesinin de sorun teşkil edebileceği ve bu şartlar altında sorgulamanın sağlıklı olarak gerçekleştirilemeyeceği, netice itibariyle tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, bahse konu işlerin bir arada ihale edilmeye imkân verecek nitelikte kabul edilebilir doğal bağlantısı bulunmadığı ve anılan işin hizmet alımı kapsamında ihale edilmesinin mevzuata uygun olmadığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Sonuç olarak, yukarıda mevzuata aykırılığı belirlenen ihale işlemlerinin düzeltici işlemle giderilemeyecek nitelikte işlemler olduğu tespit edildiğinden, ihalenin iptali gerekmektedir.

Mehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi