İşverenin, İşçiye Hak Ettiği Tazminatların Derhal Ödeneceğini Söyleyerek İstifa Dilekçesi Alması İşveren Feshi midir ?

Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24’üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Kanun’un 17’nci maddesinde düzenlenmiştir. Bunun dışında 4857 sayılı Kanunda işçinin istifasını düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır.

Konuyla ilgili Yüksek Mahkemenin verdiği karara göre, “İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.

Şarta bağlı istifa ise kural olarak geçerli değildir. Uygulamada en çok karşılaşılan şekliyle, işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil, ikale (bozma sözleşmesi) yapma yönünde bir icap olarak değerlendirilmelidir.

Uygulamada işçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverenin tazminatların derhal ödeneceği sözünü vermek ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.

İşverenin baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine değer verilemez. Dairemizce bu gibi hallerde feshin işverence gerçekleştirildiği, bununla birlikte işveren feshinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir (Yargıtay 9.HD. 3.7.2007 gün 2007/14407 E, 2007/21552 K.).

İstifa iradesinin bulunmadığına yönelik olarak irade fesadı iddiası tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir.

Somut uyuşmazlıkta davacı işçilik alacaklarını alabilmek amacıyla istifa dilekçesi verdiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise davacının istifa ettiğini savunmuştur. Mahkemece davacının istifa iradesinin fesada uğratıldığının ispatlanamadığı gerekçesi ile dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine hükmedilmiş ise de bozma sonrası dinlenen davacı tanığı S.A.’nın “Tarafıma gösterilen istifa dilekçesi ile ilgili bilgim vardır. Kendisine iki üç gün içerisinde tazminatların ödeneceği söylenerek bu belge imzalatılmıştır.” şeklindeki beyanları, gerekçesiz istifa beyanı, davalı tanık söylemleri ve dosya kapsamına göre, davacının 26/05/2014 tarihli istifa dilekçesinin irade fesadı ile malul olduğu ve davacının gerçek istifa iradesinin bulunmadığının anlaşılmasına göre dava konusu kıdem ve ihbar tazminatının kabulü gerekirken reddi hatalıdır”[1].

Yargıtay konuyla ilgili başka bir kararında da isabetli olarak, “ işçinin iradesinin fesada uğrayıp uğramadığının kanıtlanması çok kolay değildir. Yargıtay, bu güçlüğün bilincinde olarak, işçinin gerçek iradesini araştırırken, işçi lehine yorum ilkesinden isabetli şekilde yararlanmaktadır. Yüksek Mahkeme, işçinin istifa dilekçesi incelendiğinde kullandığı sözcüklerden, işverenin çelişkili ifade ve davranışlarından veya tanık ifadelerinden, istifa dilekçesinin başkası tarafından yazılmış ya da dikte ettirilmiş olduğu anlaşılıyorsa, istifanın işçinin gerçek iradesini yansıtmadığını kabul etmektedir”[2].

Sonuç olarak, işçinin iradesinin işveren tarafından fesada uğramasına ilişkin uygulamada sıkça rastlanılan örneklerden biri de, işverenin bazı taahhütlerde bulunarak, işçiden istifa dilekçesi almasıdır. Örneğin hak ettiği tazminatlarının derhal ödeneceğini söylemesi veya benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması işçinin iradesinin fesada uğratılması anlamına gelir. Yargıtay, yerleşik içtihadıyla uyumlu ve isabetli olarak, bu gibi durumlarda, işçinin iradesinin fesada uğradığını, gerçek bir istifa iradesinden söz etmenin olanaklı olmadığını, bu halde yapılan feshin işverence gerçekleştirildiğinin kabul edilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y.9.HD., 01.10.2020 T., 2020/3079 E., 2020/10129 K.; Y.22.HD.,12.3.2019 T., E. 2016/6262,
K. 2019/5766, Legalbank.

[2] Y.9.HD., 30.9.2020 T, E., 2016/25451, 2020/10097 K., Legalbank.

Schneider Electric ve AVEVA, Veri ve Yazılım Odaklı Endüstriyel Otomasyon ve Enerji Çözümlerini Tanıttı

  • Schneider Electric ve AVEVA, enerji, veri ve yazılımın gücünü birleştirerek dünyanın dört bir yanında mükemmel sistemler ve sürdürülebilir operasyonlar yaratıyor.
  • Bu alandaki deneyimi ve teknolojiyi Türkiye’nin dijitalleşme, otomasyon ve sürdürülebilirlik alanındaki dönüşümünün hizmetine sunmaya odaklanan Schneider Electric bu kapsamda özel bir etkinlik düzenledi.
  • Gerçekleştirilen buluşmada 300’e yakın farklı sektörden üst düzey temsilciler, yeni nesil teknolojileri deneyimleme ve işlerine olan etkilerini gözlemleme fırsatı buldular.

Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümüne liderlik eden Schneider Electric, AVEVA’nın mühendislik ve endüstriyel yazılımlar alanında küresel çapta öncü çözümlerini tanıtmak üzere özel bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Enerji, veri ve yazılımın gücünü birleştirerek müşterilerine mükemmel çözümler sunma hedefiyle yol alan Schneider Electric ve AVEVA, Türkiye’de 300’e yakın farklı sektörden üst düzey yöneticiler ve uzmanların katıldığı etkinlikte, uçtan uca yazılım çözümlerine dair bir deneyim ve paylaşım alanı sundu.

Bu etkinlikle hedeflerinin iş ortakları ve müşterilerini, Türkiye’deki dijitalleşme, otomasyon ve sürdürülebilirlik odaklı dönüşüme hizmet edecek teknoloji ve çözümlerle buluşturmak olduğuna değinen Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Endüstriyel Otomasyon Genel Müdür Yardımcısı Kerem Barlak; “Schneider Electric olarak müşterilerimizin net sıfır dünyaya geçişlerini desteklemek üzere, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve elektrifikasyon makro trendleri doğrultusunda enerji, otomasyon ve yazılım için tamamlayıcı ürünler tasarlıyor ve geliştiriyoruz. Mevcut ekonomik ve jeopolitik koşullar ve devam eden enerji krizi ile birlikte müşterilerimizin bu çözümlere olan ihtiyacının hızla arttığının bilincindeyiz. Bu doğrultuda Schneider Electric çatısı altında hizmet sunan ve Schneider Electric Türkiye olarak satış yetkilerini aldığımız AVEVA çözümleri ile Türkiye’de dijital dönüşüme sunduğumuz katkıyı daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz tanıtım etkinliğinde, müşterilerimiz sunduğumuz teknolojiler ve hizmetlerle işlerini uçtan uca nasıl dönüştürebileceklerini ve böylece elde edebilecekleri ekonomik ve çevresel etkiyi deneyimlediler. Farklı sektörlerden başarı hikayeleri ve örneklerle deneyim paylaşımı sağlanırken, demo alanında bulunan sektörlerine özel yazılımları, Yapay Zeka ve AR teknolojileriyle bire bir canlı olarak deneyimleyerek yakından tanıma fırsatı elde ettiler. Bu buluşma Türkiye’nin bu alandaki gelişim potansiyelini de bir kez daha gözler önüne serdi. Hep birlikte ülkemizin dönüşümüne hız, verimlilik ve güvenilirlik katacağımıza inancımız tam” dedi.

Schneider Electric ve AVEVA’dan benzersiz çözümler, etkili sonuçlar

Schneider Electric ve AVEVA, enerji ve süreç verilerini bir araya getirerek ve bir dizi özel endüstriyel yazılımla zenginleştirilmiş benzersiz bir kurumsal veri merkezi oluşturarak müşterilerine sunduğu değeri en yüksek seviyeye çıkarmaya odaklanıyor. Böylece müşterilerinin operasyonları için bütünsel bir dijitalleşme çözümü sunuyor ve enerji, karbon ve kaynak yoğunluğunu azaltan iyileştirmeleri bir araya getirerek, verimlilik ve sürdürülebilirlik yolculuklarına hız katıyor.

Bu kapsamda Schneider Electric ve AVEVA’nın ürün ve çözümleri, birleşik süreç ve enerji verimliliği, tek bir veri merkezinden yönetim, yakınsama süreci, kapsamlı enerji verileri ve kurumsal Metaverse araç kutusu gibi yeniliklerle mükemmel bir müşteri deneyimine olanak sunuyor. Ayrıca basitleştirilmiş ve koordineli Agnostik Yazılım, operasyonel esneklik ve basitleştirme, Ar-Ge’de daha yakın iş birliği yoluyla daha fazla teknoloji yakınsaması ve koordineli pazara giriş ile işletmelerde büyümeyi hızlandırıyor.

Endüstriyel otomasyon alanında dünya lideri agnostik yazılım

2018 yılından bu yana Schneider Electric’in Endüstriyel Yazılımı’nın AVEVA’nın mühendislik yazılımıyla birlikte sağladığı katkıyla birlikte, mühendislik ve operasyonlar açısından endüstriyel yazılımda dünya lideri çözümler geliştirildi. 2021’de AVEVA, endüstriyel müşteriler için önde gelen veri toplama ve yapılandırma platformu olan OSIsoft’u satın alarak kapasitesini artırdı.

Aynı zamanda AVEVA, uçtan uca endüstriyel dijital ikiz çözümü ile tasarımdan başlayarak işletme ve bakım optimizasyon süreçleri de dahil olmak üzere IT – OT entegrasyonu ile bütüncül bir çözüm sağlıyor. AVEVA ürün paketinde yer alan çoklu uygulamalar, Simülasyon, Mühendislik ve Tasarım, Varlık Bilgi Yönetimi, 3D Varlık Görselleştirme, Kurumsal Varlık Yönetimi, Birleşik Tedarik Zinciri, Sistem Platformu ve Üretim Yürütme Sistemi, Fabrika SCADA, Üretim Yönetimi, Öngörücü Analitik ve PI sistemi dahil olmak üzere pazar referansları olarak öne çıkıyor.

AVEVA Connect bulut platformuna dayalı tek bir Endüstriyel Bulut kullanıcı deneyimi sayesinde AVEVA Flex abonelik programı aracılığıyla uygulamalara erişen müşteriler, daha düşük bir Toplam Sahip Olma Maliyetiyle AVEVA ürünlerine istedikleri miktarda ve istedikleri oranda esnek erişimin anahtarını sunuyor.

2022 yılının ilk yarısında AVEVA, Schneider Electric’in agnostik yazılım gelirinin yaklaşık %60’ını oluşturdu.

Yaşam döngüsü boyunca hizmet eden sürdürülebilir çözümler 

Son yıllardaki güçlü yatırımlarıyla Schneider Electric, müşterilerinin işletmelerini dijitalleştirmeleri ve tam dijital ikizini oluşturmaları için stratejik çözümler geliştirerek daha fazla verimlilik ve tasarruf sağlıyor. Schneider Electric’in müşterilerinin enerji ve otomasyon sistemlerini sorunsuz bir şekilde uçtan uca bağlı hale getirmesini ve operasyonel verimliliği artırmasını sağlayan bu çalışmalarının temelinde IoT özellikli, tak-çalıştır, açık bir mimari ve platform olan EcoStruxure yer alıyor. Schneider Electric’in bağlı ürünler, uç kontrol, agnostik yazılım ve saha hizmetlerinden oluşan dijital yelpazesi, gelirlerinin yaklaşık %50’sini oluşturuyor ve bu oranı 2025 yılına kadar gelirlerin yaklaşık %60’ına çıkarma hedefi bulunuyor.

EcoStruxure’ın yanı sıra Schneider Electric AVEVA’nın sahip olduğu Süreç ve Verilere odaklanan ve IGE+XAO, ALPI, ETAP ve RIB Yazılımları dahil olmak üzere güçlü çözümleriyle lider bir agnostik yazılım portföyüne sahip. Tüm bunlarla birlikte Grup, hem Endüstriyel Otomasyon hem de Enerji Yönetimi kapsamında öncü bir agnostik yazılım ürünleri paketi sunuyor.

Bu kapsamlı veri ve uygulama portföyü, Schneider Electric müşterilerinin tesislerinin endüstriyel dijital ikizini ve enerji dijital ikizini birleştirerek İşletme Metaverse’lerini oluşturmalarını sağlıyor. Bunun için AVEVA, müşterilerin tüm verilerini (varlıklar, operasyonlar, enerji ve karbon) bağlamaya dayalı, endüstri için optimize edilmiş tek bir veri merkezine entegre etmelerine olanak tanıyan açık ve agnostik bir veri platformu oluşturdu. Bu veri merkezi, şirketlerin operasyonlarını uçtan uca kontrol edebilmelerine ve yazılımları entegre etmelerine, kendi uygulamalarını geliştirmelerine, kendi yapay zekalarını çalıştırmalarına veya AVEVA’nın hazır uygulama portföyünü kurmalarına olanak tanıyor.

Schneider Electric’in yazılım portföyü, müşterilerin kurumsal verilerini süreç, güç ve yapı alanlarında birleştirmelerine ve varlıklarının yaşam döngüsü boyunca veriye dayalı bilgiler sağlamasına olanak tanıyor. Böylece enerji güvenliği, güvenilirliği ve sürdürülebilir operasyonlar alanında öncü gelişmeler sağlanıyor.

Kamu İhalelerinde Firmaların Ekonomik Ve Mali Yeterliliğe İlişkin Bilgilerinin Beyanı Hakkında

Kamu İhale Kurumu tarafından yayımlanan 2022 yılı ilk altı aylık verilere ilişkin raporlar incelendiğinde, yılın ilk altı ayında 45.645 ihalenin yapıldığı görülmektedir. Bu ihalelerin elektronik ortamda yapılması koşulu getirilmiş ve ortam olarak Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) aracılığıyla bu işlemler gerçekleştirilmiştir.

İdareler tarafından gerçekleştirilen ihale sayıları ile bu ihaleler neticesinde imza altına alınan sözleşme bedellerinin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda kamu ihalelerinde, ihaleye katılabilme şartlarının yerine getirilmesi firmalar tarafından büyük bir önem arz etmektedir. 4734 sayılı Kanun’ un 10 uncu maddesinde ihaleye katılımda yeterlik kriterlerine ilişkin hükümler yer almakla ve yeterlik kriterleri genel anlamıyla “ekonomik ve mali” ve “mesleki ve teknik” yeterlikler olarak sınıflandırılmıştır. Kanunun 10 uncu maddesinin (a) bendin de, ekonomik ve malî yeterliğin belirlenmesi noktasında bankalardan temin edilecek belgeler, bilanço ve gelir tablosunun ilgili bölümleri ile isteklinin iş hacmini gösteren toplam cirosunu gösteren belgelerden bahsedilmektedir.

Konunun kısıtı bakımından hem firmalar, hem de değerlendirmede bulunan İdareler tarafından önemli olduğunu düşündüğüm ekonomik ve mali yeterlilik ile ilgili özellikle bilanço ve eşdeğer belgelerin istenildiği ihalelerde, istekliler tarafından bilanço ve gelir tablosundaki veriler ile bu verilerin elektronik ihalelerde kullanılan yeterlilik bilgileri tablosuna ne şekilde aktarılması gerektiği, İdareler tarafından ise değerlendirme sürecinde dikkat edilmesi gereken birkaç hususa değinmeye çalışacağım.

Hizmet Alımları İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin “Bilanço ve Eşdeğer Belgeler” başlıklı 35 inci maddesinde firmaların bir nevi mali gücünü görmeye yönelik olarak, işin/hizmetin ifası esnasında nakit akışını sağlayabilmesi için gerekli likiditeye ve borç ödeme gücüne sahip olup olmadığı, aktif varlıkların ne kadarının öz kaynaklarından oluştuğu ve kısa vadeli banka borçlarının öz kaynakları içerisinde ki büyüklüğüne bakılmaktadır.

Bunlar kısaca;

  • Dönen varlıklar/kısa vadeli borçlar oranının en az 0,75 olması,
  • Öz kaynaklar/toplam aktif oranının en az 0,15 olması,
  • Kısa vadeli banka borçları/öz kaynaklara oranının 0,50’den küçük olmasıdır.

Aynı maddenin 4 üncü fıkrası “Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.” olarak, 5 inci fıkrası ise “ İhale veya son başvuru tarihi yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait belgelerini sunmayanlar, iki önceki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu belgelerde yeterlik kriterini sağlayamayanlar ise iki önceki yılın belgeleri ile üç önceki yılın belgelerini sunabilirler. Bu durumda, belgeleri sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.” olarak belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan hükümler nezdinde, istekli firmalar tarafından yeterlilik bilgileri tablosunun Ekonomik ve Mali Yeterliğe İlişkin Bilgiler satırına öncelikle bir önceki yıl verilerini aktarması gerektiği, bir önceki yılda istenilen kriterleri sağlayamayanların son iki yıla verileri de aktarması gerekmektedir.

Firmaların ihalelerde değerlendirme dışı bırakılmalarına sebep olan önemli bir husus ise önceki yıl mali verilerin istenilen kriterleri karşılamaması halinde bu verilerin yeterlilik bilgileri tablosunda yer verilmeyerek sadece istenilen kriterleri karşılayan yıla ait verilen yeterlilik bilgileri tablosunda beyan edilmesidir.

İdareler tarafından EKAP üzerinden yapılan sorgulamalarda, istekli firmaların kayıtlı tüm yıllara ait belgelerine ve bu belgelerde ki verilerine ulaşılabilmesine rağmen bu durum istekli firmaların önceki yıl mali verileri yeterlilik bilgileri tablosunun ilgili satırında beyan etmemesi nedeniyle ihalede değerlendirme dışı bırakılma sonucunu değiştirmemektedir.

Konuya ilişkin, Kamu İhale Kurulunun 2021/UH.I-1857 sayılı kararında “Başvuru sahibi istekli tarafından yeterlik bilgileri tablosunda 2018 yılı gelir tablosuna ilişkin bilgiler beyan edilmiş, 2020 ve 2019 yıllarına ait herhangi bir bilgi beyan edilmemiştir. İhale tarihi dikkate alındığında, isteklilerce 2020 yılına ait iş hacmine ilişkin bilgilerin yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi ancak 2020 yılına ait bilgilerinin idarece aranan kriterleri sağlamaması durumunda 2020 yılı ile birlikte 2019 yılı gelir tablosuna ilişkin bilgilerin beyan edilmesi gerekirken, ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından 2018 yılına ait gelir tablosu bilgilerinin beyan edildiği görüldüğünden, İdari Şartname’nin 7.4.3’üncü maddesinde belirtilen yeterlik kriterinin sağlanmadığı anlaşılmıştır.

 Ayrıca yeterlik bilgileri tablosunda yer alan bilgilerin istekliler tarafından doldurulduğu, istekliler hangi yılın verilerini kullanmak istiyorlarsa o yılın verilerinin tabloya işlendiği, sistem tarafından otomatik olarak 2018 yılına ait iş hacmine ilişkin verilerin girilmesinin mümkün olmadığı, söz konusu yeterlik bilgileri tablosunun doldurulması hususunda sorumluluğun isteklilere ait olduğu, aynı zamanda söz konusu ihalenin elektronik ortamda e-teklif alınmak suretiyle gerçekleştiği göz önüne alındığında, tamamlanması ve idareye sunulması gereken bir belge bulunmadığı, idarelerce, yeterlik bilgileri tablosunda verilen bilgiler çerçevesinde tekliflerin değerlendirmesinin yapıldığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddiasının yerinde olmadığı, idare tarafından yapılan işlemin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.” açıkça belirtildiği üzere yıllara ait verilerin sıralı bir şekilde beyan edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte istekli firmalar tarafından yeterlik bilgileri tablosunda verilen bilgiler çerçevesinde İdareler tarafından tekliflerin değerlendirmesinin yapılması gerekmektedir.

Son olarak, Kamu İhale Genel Tebliği’nin 36.2 maddesinde Bilanço rasyolarına ilişkin kriterleri ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda sağlayamayan aday ve istekliler, son üç yıla kadar olan yılların belgelerini sunmak suretiyle kriterleri sağladıklarını tevsik edebileceklerdir. Ancak bu durumda, ihalenin yapıldığı yıldan bir önceki yıldan itibaren geriye doğru olan yıllara ait belgelerin sunulması zorunludur. Örneğin; 2011 yılının Eylül ayında yapılan bir ihalede, 2010 yılı bilançosunda bilanço rasyolarına ilişkin kriterleri sağlayamayan bir istekli, 2009-2010 yıllarına veya 2008-2009-2010 yıllarına ilişkin belgeleri sunmak suretiyle kriterleri sağladığını tevsik edebilecek olup, 2010 yılında kriterleri sağlayamayan isteklinin sadece 2009 yılına ait veya 2008 yılına ait yahut 2008-2010 veya 2008-2009 yıllarına ait bilançolarını sunmak suretiyle bu kriterleri sağladığını tevsik etmesi mümkün değildir.” belirtildiği üzere ihalenin yapıldığı yıldan bir önceki yıldan itibaren geriye doğru olan yıllara ait belgelerde yer alan verilerin yeterlilik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İhalelere katılım sağlayan firmaların yukarıda bahsedilen konu başta olmak üzere birçok hususu göz önünde bulundurmaları ihalelerden elenmeme adına, İdareler tarafından yapılacak değerlendirmelerde ise bu tür hususlara dikkat edilerek hak kayıplarının önüne geçilmesi adına çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Yusuf YOGUN

Teknik Öğretmen

Teknoloji Kullanıcısı & Teknoloji Tedarikçisi İş Birliğinde Dikkat Edilmesi Gereken Hukuki Konular – Webinar Kaydı + Eğitim Notları

TÜSİAD SD² Programı 6. Çağrı Dönemi etkinlikleri kapsamında “Teknoloji Kullanıcısı & Teknoloji Tedarikçisi İş Birliğinde Dikkat Edilmesi Gereken Hukuki Konular Webinarı” düzenlendi.

Gün+Partners Avukatlık Bürosu temsilcileriyle gerçekleşen webinarda değinilen başlıklar şöyle:

Başlıklar

  • İş birliği sürecinin yönetilmesi, planlanması, hukuki korumaların sağlanması,
  • Gizliliğin korunması,
  • İş birliğinin yönetilmesi,
  • FM haklarının düzenlenmesi, yönetilmesi

Konuşmacılar

  • Onur Eren – TÜSİAD SD2 Görev Gücü Başkanı
  • Begüm Yavuzdoğan Okumuş – Avukat
  • Hande Hançer – Avukat

Webinar kaydını aşağıda yer alan bağlantıdan izleyebilirsiniz. 

Webinar’den Seminer Notları Aşağıda Sunulmaktadır:

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu içeriğe erişim sağlayabilirsiniz. Üye iseniz lütfen giriş yapınız.
Hesap Oluştur

Mobil Oil Türk A.Ş. ile WEConnect International’dan Kadınların Tedarik Zincirinde Güçlenmesine Tam Destek!

Mobil Oil Türk A.Ş., dünyanın birçok ülkesindeki kadın iş sahiplerine, büyük kurumların tedarik zincirine dahil olmaları için fırsatlar sunan WEConnect International ile birlikte hayata geçirdiği örnek iş birliğiyle kadınlara networklerini geliştirme imkânı sağlamaya devam ediyor. Bu kapsamda bu yıl altıncısı gerçekleştirilen “Satın Almacıyla Tanışma Toplantısı” etkinliğiyle şirket sahibi kadınlar; kurumsal firmaların yöneticileri ile tanışma fırsatı, ürün ve servislerini anlatma imkânı buldu. “Kadına Destek” prensibiyle hareket ettiklerini söyleyen Exxon Mobil Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Stratejik Otomotiv Müşteriler Müdürü Eda Demir, “Bu Türkiye için önemli bir konu. Çünkü Türkiye’de kadın işyeri sahibi oranı yüzde 1.3, iş hayatında aktif çalışan kadın oranı yüzde 23 ve bunun çoğunluğu tarımda çalışan dönemsel işçi. Yani beyaz yaka oranı çok düşük” dedi.

Kadınların iş hayatında daha aktif yer almaları adına önemli iş birliklerine imza atan Mobil Oil Türk A.Ş., Türkiye’deki kadınların sahip olduğu işletmeleri desteklemek, tedarik zincirinde güçlenmelerine yardımcı olmak adına örnek bir organizasyonu daha geride bıraktı. Dünyanın birçok ülkesindeki kadın iş sahiplerine, lokal ya da global kurumların tedarik zincirine dahil olmaları için fırsatlar sunmayı amaçlayan WEConnect International’ın düzenlediği, Mobil Oil Türk A.Ş.’nin de sponsorlarından biri olduğu bu yıl altıncısı düzenlenen “Satın Almacıyla Tanışma Toplantısı” Hotel Sheraton İstanbul’da gerçekleştirildi.

150’den Fazla Ülkede Faaliyet Gösteriyor !

Toplantıda konuşan Exxon Mobil Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Stratejik Otomotiv Müşteriler Müdürü Eda Demir, WEConnect’in 150’den fazla ülkede faaliyette bulunduğunu söyledi. WEConnect’in portföyünde 15 bin kadın olduğunu ifade eden Eda Demir, “Küçük ve çeşitli tedarikçiler ile çalışmak şirketlere çok büyük bir esneklik kazandırıyor” dedi. Bu tedarikçilerin şirketlerde fiyat rekabetini artırdığını vurgulayan Eda Demir, “Büyük tedarikçilerin kendi içlerinde bir hegemonyaları olabiliyor, rekabet bunu kırabiliyor. İkincisi de yaratıcılık getiriyor. WEConnect International, iş yaşamında azınlık olan kadınlarımızı destekleyerek çeşitliliği artırmak istedi ve gönüllülük esasına dayanan bir network oluşturdu. Bu şekilde 2011’de Amerika’da gönüllülük esası ile başlayan bu hareket zamanla büyüdü ve yerel iş sahibi olan kadınları destekleyen 3 milyar dolarlık global bir kurum haline geldi” diye konuştu. Mobil ile WEConnect’in ilk kez 2011 yılında buluştuğunu belirten Eda Demir, şöyle devam etti: “Exxon Mobil, WEConnect ile 12 ülkede iş birliğini sürdürüyor. Türkiye’deki başkanlığını da ben yürütüyorum. Türkiye’deki şirketimiz Mobil Oil Türk A.Ş.’ye yeni kadın tedarikçiler kazandırmaya çalışıyoruz. Kadınlarımız kısıtlı imkanlarla gerçekten ilham verici hikayeler yaratabiliyorlar. Türkiye’de ve dünyada kadının ekonomideki yerini artırmak için verdiğimiz desteği sürdüreceğiz.”

İşyerlerinin Sadece Yüzde 1,3’ü Kadınların!

ExxonMobil’in global portföyde bugün itibarıyla 2 bin kadın girişimcinin yer aldığını söyleyen Eda Demir, “Bu 2 bin kadından WEConnect veya farklı sivil toplum kuruluşları (STK) vasıtası ile aktif olarak satın alma yapılıyor. Bizim Woman Economic Opportunity ile ulaştığımız kadın sayısı 90’dan fazla ülkede 10 binlerce kişi. Kadın iş yeri sahiplerini satın alımcılarla buluşturuyoruz. Bu çok büyük bir fırsat” dedi. Yılda en az 2-3 etkinlik yaptıklarını ifade eden Eda Demir, bu organizasyonun 2022’deki üçüncü toplantı olduğunu da kaydetti. “Türkiye’de kadın işyeri sahibi oranı yüzde 1.3, iş hayatında aktif olarak çalışan kadın oranı yüzde 23 ve bunun çoğunluğunu tarım işçileri oluşturuyor” diyen Eda Demir sözlerine Mobil Oil Türk. A.Ş.’nin kadın tedarikçi sayısını artırmaya yönelik desteğini distribütörlerinin ve tedarikçilerinin de vermesi yönünde çalışmalar yapıldığını ve bu çalışmalar doğrultusunda etkinliklere beraber katılım gösterdiklerini de ekledi. Şirket sahibi kadınların yaşadığı ana sorunun satış olduğunu söyleyen WEConnect Türkiye Direktörü Nilay Çelik ise, “İşlerini çok iyi yapıyorlar ama konu satışa geldiğinde bambaşka bir alanla karşılaşıyorlar. Tabii pandemi de satışı etkileyen çeşitli sorunlara neden oldu ve kadın girişimciler arasında şirketini kapatanlar çok oldu” dedi. Halihazırda 15 bin kadının yer aldığı WEConnect platformunda bu yılki hedefin henüz açıklanmadığını belirten Nilay Çelik, 2023 hedefinin 20 bin kadın olabileceğini kaydetti.

Koton 2021 Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Woman holding a plant pot like planet earth. Environment protection concept. Sustainable development goals. SDGs. Elements of this image furnished by NASA (url:https://earthobservatory.nasa.gov/blogs/elegantfigures/wp-content/uploads/sites/4/2011/10/land_shallow_topo_2011_8192.jpg)

Koton, çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarındaki sürdürülebilirlik hedeflerini ve 2021 yılı performansını yansıtan raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Trendlerin öncü markası Koton, ilkelerini, uygulamalarını, hedeflerini ve performanslarını yansıtan 2021 Sürdürülebilirlik Raporunu yayınladı. 2022 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) imzacısı olarak iş dünyasında sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik ilkelere taahhüt veren Koton, Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ne (Women’s Empowerment Principles-WEPs) Türkiye’de imza atan ilk şirketler arasında yer alıyor.

Koton 2040 yılında karbon nötr olmayı hedefliyor

Koton, 2020 yılında yayınladığı Yaşama Saygı Manifestosu ile sürdürülebilirlik çalışmalarını Dünyamıza Saygı, İnsana Saygı, Topluma Saygı ve İşimize Saygı başlıklarında ele alıyor. 2021 Sürdürülebilirlik Raporunda kısa-orta-uzun vadeli hedeflerini de kamuoyuyla paylaşan Koton 2040 yılında Karbon nötr olmayı hedefliyor. 2030 yılına kadar kendi operasyonlarında %100 yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmiş enerji kullanmak, 2030 yılına kadar sürdürülebilir ürünler üzerine çalışacak olan Ar-Ge departmanı kurmak ve 2030’da tüm tedarik zinciri sistemlerini %100 izlenebilir kılmak raporda öne çıkan diğer önemli hedefler. 2023’le birlikte geri dönüştürülmüş ambalaj oranını %15; 2026 yılına kadar da %50 artırma hedefi koyan Koton, yine 2023’le birlikte tek kullanımlık plastik malzeme oranını %15; 2026 yılına kadar tek kullanımlık plastik malzeme oranını %50 azaltmayı ve 2026’da Viskon, Liyosel kullanımının %50’sinin sorumlu kaynaklardan gerçekleştirmeyi hedefliyor. “Yaşama Saygı” ürünlerinin ciro içindeki payını ise her sene %10 artırmayı amaçlıyor.

Koton, dünya üzerinde daha iyi şartlarda pamuk üretmeyi amaçlayan Better Cotton’a üye Türkiye’nin ilk perakende markası. Bu doğrultuda girişime üye oldukları ilk yılda (2020) pamuk içeren tüm ürünlerin %10’unu BC standartlarına uyumlu hale getirdi ve beş sene içinde pamuk içeren ürünlerin %50’sini BC standartlarına uyumlu hale getirmeyi taahhüt ediyor.

Cadde mağazalarındaki enerji tüketimini %54’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde eden Koton, daha iyi bir gelecek için çalışmalarını sürdürüyor. Son dört yılda gerçekleştirdikleri enerji tasarrufu uygulamaları ile enerji tüketimlerini toplamda %31 düşürdü.

Koton, iklim değişikliğinin en kritik sebeplerinden biri olan sera gazı emisyonlarını azaltma üzerine de çalışıyor. 2021 yılında emisyon salınımını 2020 yılına kıyasla %58 azalttı. 2021 yılında bir önceki yıla göre toplam 3 kat fazla olmak üzere 92.114 kişiye bu konuda farkındalık eğitimleri sağladı.

Son 5 yılda su tüketim değerlerinde %48’lik azaltmayı başaran Koton, Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Milli Sporcu ve UNDP Türkiye’nin Sudaki Yaşam Savunucusu Şahika Ercümen ile 2021 yılında hayata geçirdiği Suya Saygı koleksiyonuyla geri dönüştürülmüş polyester, pamuk, akrilik ve pamuk karışımlı kumaşlar kullandı. Suya Saygı Projesi ile 2021 yılında 90 bin adet pet şişenin geri dönüşümü ve 45 milyon litre su tasarrufu sağladı. Koton, Sıfır Atık ilkeleri ile 2021 yılında Genel Müdürlüğünde toplam 115.284 kg, Lojistik Merkezlerinde ise 773.800 kg atığı geri dönüşüme kazandırdı.

Koton, İnsana Saygı prensibiyle çeşitlilik, kapsayıcılık ve iş hayatında kadınların güçlendirilmesi için inisiyatifler alıyor.

Koton, BM Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni (WEPs) Türkiye’de imzalayan ilk şirketler arasında yer alıyor. Global düzeyde %52 olmak üzere kadın yönetici ve şirket genelinde kadın çalışan oranı %64. Çalışanlarıyla Koton Desk, EBA platformları üzerinden iletişime geçerek kontrollü bir iş ortamı oluşturuyor.2021 yılında 6.675 çalışanıyla 60.840 kişiye İSG eğitimi sağladı.  11 farklı alanda sağladığı toplam 92.114 kişi*saat eğitim ile çalışanlarının %77,5’ine ulaştı.

Koton, Toplumsal cinsiyet eşitliği projeleri vasıtası ile (Mor Oda Sohbetleri, Eşitiz Projesi, El Emeği Projesi, Ev Kadınları Projesi) kadınların ekonomik hayatta aktif rol almasını sağlayarak ve toplumda farkındalık uyandırarak toplulukları güçlendiriyor.

Koton’un, 2021 yılında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Farkındalık Projelerine toplam 1.345 kişi katılım gösterdi. El Emeği Koleksiyonu ile GAP bölgesindeki kadınlara 2021 yılı sonunda 3,5 milyon TL üzerinde gelir aktardı. 2022 sonu itibarıyla projenin başından bu yana ÇATOMlara yönlendirilen gelir 7,2 milyon TL olarak gerçekleşti. Esnek çalışma saatleri ile ev kadınlarının iş yaşamın kazandırılmasını amaçlayan Koton Ev Kadınları Projesi ile 36 şehirde, 108 Koton mağazasında toplam 208 kadının iş yaşamına girmiş oldu. Tedarikçi ağında kadınların güçlendirilmesi amacıyla Eşitiz projesi hayata geçirildi. 2021 yılında çeşitli bağışlar yoluyla 1 milyon TL üzerinde kurumsal sosyal sorumluluk desteği sağlandı.

Koton Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Komite Başkanı Gülden Yılmaz, Koton’un 2021 sürdürülebilirlik raporu hakkında şunları söylüyor: “Sürdürülebilirlik bizim için insanlara, topluma, işimize, dünyaya, doğaya, hayvanlara, tüm canlılara ve kısaca “yaşama saygı duymak” anlamına geliyor.  Bu yolculukta en büyük hedefimiz paydaşlarımızla birlikte ilerlerken tüm operasyonlarımızda risklerimizi belirleyip, sürdürülebilir iş stratejimiz doğrultusunda trendleri hızlıca yakalayıp tüm paydaşlarımız özelinde değer yaratmak. Yıllardır iş yapış biçimimize dahil olan sürdürülebilirlik çalışmalarımızı devam ettirirken, başta müşterilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımızı şeffaf ve hesap verebilir şekilde bilgilendirmeyi esas alıyoruz. İlk sürdürülebilirlik raporumuzun mevcut uygulamalarımızı geliştirirken ve gelecek hedeflerimizi belirlerken faydalı bir iletişim kanalı olacağını ön görüyoruz.” 

Koton, İnsana, Topluma, Dünyamıza ve İşimize Saygı odağında sürdürülebilir bir gelecek için çalışmaya devam edecek.

 

‘Sigorta Dolandırıcılığına’ Dikkat

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Benli, dolandırıcıların ‘sahte web sitesi’ üzerinden, ‘sahte’ kefalet sigortası düzenleyerek vatandaşları mağdur ettiğini açıkladı ve uyardı: “Birliğimizin tek web sitesine www.tsb.org.tr adresinden ulaşılıyor. Bunun dışındakilere itibar etmeyiniz.” 

Faaliyetlerini, sigorta sektörünü büyütmek, sigortalılar lehine ürünler geliştirmek ve ülke ekonomisine katkı sağlamak hedefleriyle yürüten Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, Birliğin adı kullanılarak ‘sahte’ sigortacılık faaliyetleri yürütüldüğü ve vatandaşlara ‘sahte poliçe’ satıldığı yönündeki şikayetlere dair açıklamalarda bulundu.

Özellikle banka teminat mektubuna alternatif bir finansal enstrüman niteliğindeki kefalet sigortasına yönelik ‘sahte işlemler’ hakkında konuşan Benli şunları söyledi: “Kefalet sigortası, sektörümüzün finansal sistem içerisindeki önemini ve potansiyelini gösteren kıymetli bir ürün. Bilinirliği arttıkça ürüne olan talebin de artış gösterdiği kefalet sigortası, dolandırıcıların da dikkatini çekmiş durumda.”

TSB’nin adını kullanarak https://sigortabirligi.org.tr/ adresiyle sahte web sitesi açan dolandırıcılar, buradan ‘sahte poliçe’ düzenleyerek vatandaşların mağdur ediyorlar. Vatandaşlar, kare kodlar aracılığıyla aynı web sitesi üzerinden sigorta poliçelerinin sorgulamasını da yapabildikleri için durumdan şüphelenmiyorlar.

Dolandırıcıların, sigorta ürünlerine olan teveccühü kötüye kullanmalarına izin vermeyeceklerini vurgulayan TSB Başkanı Benli “TSB olarak konuyla ilgili hukuki girişimleri yaptık. Söz konusu web sitesinin kapatılmasını sağladık” dedi. 

Atilla Benli sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimizin zarar görmemesi için yasal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. TSB olarak sigortalıların alın teriyle kazandıkları değerlerin korunmasını ve geliştirilmesini sorumluluğumu olarak kabul ediyoruz. Bu sorumluluk bilinciyle her zaman vatandaşlarımızın yanındayız.” Benli ayrıca, sadece TSB’nin resmî web sitesi olan www.tsb.org.tr adresine itibar edilmesi gerektiğini hatırlattı.

 

Global Riskler Zirvesi 13 Ocak’ta Gerçekleşecek – Ücretsiz

global riskler 2023

Kurumsal Risk Yönetimi Derneği’nin her yıl gerçekleştirdiği ‘Global Riskler Zirvesi’ farklı sektörlerden önde gelen firmaların yöneticilerinin ve sektör profesyonellerinin katılımıyla 13 Ocak Cuma günü Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleşecek. 

Türkiye’de risk yönetimi konusunda finans dışı sektörlerde faaliyet gösteren tüm profesyonelleri aynı çatı altında toplayan Kurumsal Risk Yönetimi Derneği (KRYD) tarafından düzenlenen ‘2023 Global Riskler Zirvesi’ 13 Ocak’ta İstanbul’da gerçekleşecek. Dünyanın karşı karşıya kaldığı risklere ve alınabilecek önlemlere dikkat çekmek amacıyla bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilecek zirvede alanlarında uzman birbirinden değerli isimler yer alacak.

KRYD tarafından her yıl düzenlenerek Türkiye’nin risk yönetimi alanında önemli platformlardan biri haline gelen ‘2023 Global Riskler Zirvesi’, Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda misafirlerine ev sahipliği yapacak.

Türkiye ve dünyayı etkileyecek makroekonomik, jeopolitik, teknolojik riskler ve bunların yönetiminin kapsamlı bir şekilde ele alınacağı zirvenin açılış konuşmalarını KRYD Yönetim Kurulu Başkanı A. Serdar Öngün ve Sabancı Holding Finans Grup Başkanı N. Orhun Köstem gerçekleştirecek. Zirvenin diğer konuşmacıları arasında Amarkon Grup Yönetim Kurulu Üyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi IIBF Uluslararası Finans Öğretim Üyesi Dr. Markus C. Slevogt, Axa Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Yavuz Ölken, Global Source Partners’ten Dr. Murat Üçer ile teknoloji yazarı ve trend avcısı M. Serdar Kuzuloğlu yer alıyor.

Risk profesyonellerini bir araya getiren zirveye katılım ücretsiz olarak 13 Ocak Cuma günü Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleşecek.

 

İnsan Kaynakları Analitiği

Küresel dünyanın teknolojik üstelinin etkisiyle ortaya çıkan dijitalleşme; ülkeleri, yapıları, örgütleri ve insanları daha da fazla değişime/dönüşüme zorlamakta ve geleneksel iş modellerinin yerine yeni iş modelleri arama, bulma ve pratiğe yöneltmeyi sağlamaktadır. İşletmelerin dijital dönüşümünün tamamlanması ve veri analitik yeteneğinin oluşması için (Pettey, 2019); verilerin toplanması ve analiz edilmesi ve iş/işletmecilik faaliyetleriyle ilgili faydaya dönüştürülmesi noktasında “iş analitiği” veya “analitik” önemli bir rekabet avantajı sağlayıcısı olarak görülmektedir (Davenport ve Harris, 2007: 46-47). İş analitiğinin bir alt boyutu olarak ve/veya insan odaklı bağlamı olarak düşünülebilecek olan “İnsan Kaynakları Analitiği veya İK Analitiği” 2000’li yılların başından itibaren iş/işletmecilik dünyasında aktüel bir unsur haline gelmiştir.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Fransız Kaldığımız Konular #1 “l’orientation”

Örtmenim Böğün Canlı Ders Var mı ?

Bu cümleyi pandemi dönemlerinde evinden eğitim alan bir çocuğun ağzından duyduk ve çok güldük. Oldukça popüler olup, sanki ilk defa kurulan bir cümle gibi tüm Türkiye’de eğlence konusu oldu.

Tabi hemen tepkiler de geldi:

  • Ege’de : “La akideş, beni bak hele sen bunu ilk kere mi işiteyon” diyen oldu.
  • Trakya’da : “Yok beyaaa, epten komik ediverdi beya”
  • Karadeniz’de : “Pirakun ha uşağı da, ağizu dönmii” da dediler.
  • İstanbul’da : “Aynen aynen, çok fantastik bir yaaa” bile dediler.

Tepkiler böyle uzadı gitti.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.