Karın Romantizmi ve Tedarik Zincirinin Gerçekleri: Zorlu Hava Koşullarında İş Sürekliliği!

Karın Romantizmi Ve Tedarik Zincirinin Gerçekleri Zorlu Hava Koşullarında İş Sürekliliği! Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Karın Romantizmi ve Tedarik Zincirinin Gerçekleri: Zorlu Hava Koşullarında İş Sürekliliği!

Olgar ATASEVEN

Karın Romantizmi Ve Tedarik Zincirinin Gerçekleri Zorlu Hava Koşullarında İş Sürekliliği! Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemEvde otururken, sıcak kaloriferleriniz yanarken dışarda kar yağmasının güzelliğini seyretmekten daha güzel bir şey yok herhalde. Kar, doğanın bize sunduğu en büyüleyici manzaralardan biri. Beyaz örtünün tüm doğayı ve şehirleri kapladığı anlar, her zaman bize bir masal dünyası gibi yansır. Türkiye’de ve İstanbul’da bu hafta yaşanan kar yağışı da kentlerin ve  doğanın silüetini değiştirerek, herkesi hem heyecanlandırdı hem de büyüledi. Ancak bu romantik manzaranın ardında, özellikle iş dünyası ve tedarik zinciri yönetimi açısından ciddi zorluklar yatıyor. Kar yağışı ve soğuk hava, lojistik operasyonları aksatırken, stok yönetimini zorlaştırıyor ve tedarikçiler ile müşteriler arasındaki dengeleri alt üst ediyor. Peki, bu zorlu hava koşullarında tedarik zincirini nasıl ayakta tutabiliriz? Bu makalede gelin bu sorunun cevabına biraz olsun ışık tutalım.

Tedarik Zincirinde Hava Koşullarının Etkisi: Neden Bu Kadar Kritik?

Hava olayları, tedarik zincirinin en büyük düşmanlarından biri. Özellikle kar yağışı ve buzlanma, lojistik operasyonlarını doğrudan etkileyerek, malzeme ve ürünlerin zamanında ulaşmasını engelleyen en büyük faktörlerin başında geliyor. Türkiye’de ama özellikle de İstanbul’da yaşanan kar yağışı, Türkiye’nin en büyük lojistik merkezlerinden birini yeri geldiğinde adeta felç edebiliyor. Karayolu taşımacılığında yaşanan aksaklıklar, tırların yollarda mahsur kalmasına, havaalanı operasyonlarının yavaşlamasına ve hatta limanlardaki yükleme-boşaltma işlemlerinin gecikmesine neden olabiliyor. Bu durum, sadece İstanbul’da değil, tüm Türkiye’deki tedarik zincirini olumsuz etkiliyor. Burada dağıtım altyapısında ne kadar hazırlıklı olursak olalım yollara çıkıldığında diğer araçların ve şoförlerin tedbirsiz olması sebebi ile zaten olumsuz etkilenmemek mümkün değil.

Tedarik zincirine, birbirine bağlı halkalardan oluşan bir sistem diye baktığımızda bir halkada yaşanan aksaklık, tüm sistemi etkiler dememiz herhalde anormal gelmiyordur sizlere. Örneklersem: Bir tedarikçiden gelen malzeme geciktiğinde, üretim durma veya ciddi aksama noktasına gelebilir. Bu da, müşteriye olan teslimatların aksamasına ve nihayetinde gelir kaybına yol açar. İşte bu nedenle, hava koşullarına karşı proaktif bir yaklaşım benimsemek, tedarik zincirinin sürekliliği açısından hayati öneme sahiptir. Diğer taraftan hava koşulları çalışanların üretim ve dağıtım yerlerine de gelmesini zorlaştırmaktadır. İşletme olarak tedbir alsanız dahi çalışanlarınız zamanında ve sağlıklı bir şekilde lokasyonlarınıza ulaşmadığında yine aksamalar yaşarsınız. Bu tabi planlama konusu ama başka bir yazıda bu detaya gireriz.

Tedarik Zincirinde Yaşanan Sorunlar: Nelerle Karşı Karşıyayız?

Lojistik ve Dağıtım Ağındaki Aksaklıklar

Kar yağışı, özellikle karayolu taşımacılığını ciddi şekilde etkiler. Yolların kapanması, tırların yollarda mahsur kalması ve sürücülerin güvenliği nedeniyle yavaş ilerleme, lojistik operasyonlarını sekteye uğratır. Hepimiz en azından senede bir kez yaşıyoruz;  İstanbul’da yaşanan bir kar yağışı sırasında, Kuzey Marmara ve TEM otoyolunda kilometrelerce araç kuyruğu oluşuyor. Bu durum, sadece İstanbul’a değil, Anadolu’ya yapılacak sevkiyatları da geciktiriyor. Ya da Anadolu’dan bu tarafa yapılan tüm sevkiyatlar gecikiyor.  Havaalanı operasyonları da benzer şekilde etkileniyor. Uçuşların iptal edilmesi veya gecikmesi, acil kargo teslimatlarını aksatıyor. Özellikle e-ticaret sektöründe, müşterilerin siparişlerinin zamanında ulaşmaması, memnuniyetsizliğe ve marka itibarının zedelenmesine neden oluyor. Nden mi? Çünkü zamanımızın “sabırsız ve tahammülsüz” müşterileri, ne olursa olsun e-ticaret sitesinden aldığı ürünlerin zamanında teslim edilmesini istiyor. Koşulların ne olduğunu önemsemiyor.

Stok Yönetimi ve Tedarik Süreçlerindeki Zorluklar

Hava koşullarının belirsizliği, stok yönetimini de zorlaştırıyor. Tedarikçilerden malzeme teminindeki gecikmeler, üretim süreçlerini aksatırken, depolarda yeterli stok bulunmaması, müşteri taleplerini karşılamayı oldukça zorlu hale getirebiliyor. Burada özellikle B2B ve endüstriler arası ara mal, hammadde üretenlerde satanlarda ciddi sıkıntıların çıkması olası oluyor.

Talepteki Dalgalanmalar

Biraz önce zamanın tüketici kalıplarından birini yazdım ama hava koşullarında değişme ve Kar yağışı, tüketici davranışlarını da değiştirebiliyor. Çok rastlanmasa da bazen panik alımları ne olur ki ondan bol ne var dediğimiz ürünlerde bile neredeyse rafların bomboş hale gelmesine sebep olabiliyor.

Hava Koşullarına Karşı Tedarik Zincirinin Dayanıklılığını Artırma Stratejileri

Risk Yönetimi ve Planlama

Bu konu özellikle çok önemli. Hava koşullarına karşı proaktif bir yaklaşım benimsemek, tedarik zincirinin dayanıklılığını artırır. Bu noktada, risk analizi ve senaryo planlaması büyük önem taşır. Örneğin, kar yağışı öncesinde tedarikçilerle iletişime geçerek, stok seviyelerini artırmak veya alternatif lojistik çözümlerini devreye almak, olası aksaklıkları önleyebilir. Burada kullanılabilecek belirli optimizasyon yazılımları mevcut isteyenlere paylaşabilirim ama her şeyden öte en basit hali ile hava tahminleri ile çok sıkı fıkı olmak gerekiyor.

Lojistik ve Dağıtımda Alternatif Çözümler

Çok modlu taşımacılık, hava koşullarına karşı en etkili çözümlerden biri olarak elimizdeki kullanacağımız en etkili ve kolay yöntemlerden biri. Karayolu taşımacılığı aksadığında, demiryolu veya deniz yolu gibi alternatif taşıma yöntemlerine başvurmak, teslimat süreçlerini hızlandırabilir. Ayrıca, yerel tedarikçilerle iş birliği yapmak, lojistik süreçlerini kısaltarak, tedarik zincirinin daha esnek hale gelmesini sağlayabilir. Burada hizmet ettiğiniz, iş yaptığınız coğrafyaların doğasına, altyapısına uygun senaryoları hazırlamak sizin en önemli işiniz.

Teknoloji ve Veri Kullanımı

Gerçek zamanlı izleme sistemleri ve optimizasyon yazılımları ile birlikte kullanılacak IoT çözümleri, tedarik zincirinin daha etkin yönetilmesine olanak tanıyan araçları arasında yer alıyor. Örneğin, artık hayatımızın olmaz ise olmaz araç takip sistemleri sayesinde, tırların konumu ve yol durumu anlık olarak izleniyor. Bu da, olası gecikmelere karşı önlem alınmasını kolaylaştırıyor. Ayrıca, yapay zeka ve makine öğrenmesi ile talep tahmini yapmak stok yönetimini optimize ederken, rota planlaması konusundaki optimizasyon en çok bu zamanlarda işe yarıyor. Çünkü siz ne yaparsanız yapın bir şeyler her zaman aksi gidebiliyor.

İş Birlikleri ve Paydaş Yönetimi

Tedarik zincirinin dayanıklılığını artırmak için, tedarikçiler, lojistik firmaları ve perakendeciler arasında güçlü bir koordinasyon sağlanması konusu çok önceden yapılacak bir hazırlığın parçası olarak gündeme alınmalı. Bu işbirliği konusu son dakika yapılacak ve planlanacak bir konu değil. Ayrıca, kamu-özel sektör iş birlikleri, acil durum müdahale planlarının daha etkin bir şekilde uygulanmasına yardımcı olabilir. Siz biraz önce dediğim gibi kendi planlamanıza en uygun çözüme bakmakla yükümlüsünüz.

Örnek Bir Olay

Türkiye’de ve dünyada benzer hava koşullarında yaşanan tedarik zinciri krizleri, bize önemli dersler veriyor. Örneğin, 2021 yılında ABD’de yaşanan kar fırtınası, Walmart gibi büyük ve belki de olabilecek her tedbiri almış bir perakendecinin bile tedarik zincirini ciddi şekilde etkiledi. Ancak, Walmart’ın gelişmiş lojistik altyapısı ve stok yönetimi sayesinde, bu kriz en az zararla atlatıldı. Bu örnek, tedarik zincirinin dayanıklılığının ve hazırlıklarının ne kadar farklı olduğunun bize ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Kar yağışı ve zorlu hava koşulları, tedarik zinciri yönetimi açısından her zaman en büyük sınavların en başında geliyor. Ancak, doğru stratejiler ve proaktif bir yaklaşım ile bu sınavları başarıyla atlatmak mümkün. Çünkü bu her sene tekrarlanıyor. Ayrıca her coğrafyanın kendine özgü hava koşulları sadece soğuk ile her zaman işletmeleri sınamıyor. Dolayısı ile işletmelerin “Felaket Senaryolarını” çok farklı alternatifler ile baştan yazması, planlaması ve bunlar için pratiklerini önceden yapması gerekiyor.

Karın Romantizmi Ve Tedarik Zincirinin Gerçekleri Zorlu Hava Koşullarında İş Sürekliliği! Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSektör paydaşlarına en baştaki önerim, risk yönetimi, teknoloji kullanımı ve iş birliklerine odaklanmayı ihmal etmemeleri ama bunları yumurta kapıya dayanmadan yapmak gerekiyor. Özellikle her şey yolunda giderken üst yönetimlerin masraf olmasın, zaman harcanmasın diye durdurduğu işler, kriz anlarında yaşanabilecek kayıplarla karşılaştırıldığında devede kulak misali önemsizleşiyor. Özellikle değerli patronlara sesleniyorum! Unutmayın, tedarik zincirinin dayanıklılığı, iş sürekliliğinin temelidir ve hava koşulları ya da daha geniş perspektiften dünya koşulları belirsizdir. Bu belirsizliğe ise en iyi çare hazırlık ve planlamadır.

Olgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Cerrahi İşlemlerde Lojistik Malzeme Yönetimi

Cerrahi İşlemlerde Lojistik Malzeme Yönetimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Cerrahi İşlemlerde Lojistik Malzeme Yönetimi

Kadir HANÇER

Cerrahi İşlemlerde Lojistik Malzeme Yönetimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSağlık kuruluşlarında kullanılan tıbbi ürünlerin ve malzemelerin etkili bir şekilde izlenmesi, depolanması, dağıtılması ve kontrol edilmesi süreçleri çok kritik öneme sahiptir. Bu süreç, hasta bakımının kalitesini doğrudan etkileyen, aynı zamanda hastane bütçesini optimize etmeye yardımcı olan kritik bir alandır. Medikal envanter yönetimi, gereksiz stok birikimlerinin önlenmesi, ihtiyaç duyulan malzemelerin zamanında temin edilmesi ve atıkların azaltılması gibi hedeflere yönelik stratejik bir yönetim gerektirir.

Cerrahilerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli olan tıbbi malzemelerin doğru zamanda, doğru miktarda ve uygun koşullarda temin edilmesini, saklanmasını, kullanılmasını ve takibinin tüm süreçleri lojistik yönetimine tabiidir. Cerrahi işlemler, genellikle hassas ve kritik olduğundan, cerrahi malzemelerin güvenli ve verimli bir şekilde yönetilmesi, hasta güvenliği, cerrahın performansı ve hastane verimliliği açısından çok önemlidir.

Cerrahi Malzeme Yönetiminin Önemi

  • Hasta Güvenliği:

Cerrahi malzemelerin eksikliği, yanlış kullanımı veya steril olmayan koşullarda kullanılması, ciddi enfeksiyonlara ve hastanın sağlık durumunun kötüleşmesine yol açabilir.

  • Operasyonel Verimlilik:

Cerrahi ekipmanların doğru bir şekilde yönetilmesi, operasyonların aksamadan ve zamanında yapılmasını sağlar. Eksik veya yanlış malzeme temini cerrahinin ertelenmesine veya komplikasyonlara neden olabilir

  • Maliyet Yönetimi:

Cerrahi malzemelerin etkin bir şekilde yönetilmesi, gereksiz stokların önüne geçilmesine, atıkların azaltılmasına ve maliyetlerin kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

Cerrahi Malzeme Yönetim Süreci

Cerrahiden önce, hangi tür malzemelere ihtiyaç duyulacağı belirlenmelidir. Bu, cerrahinin türüne ve hastanın durumuna bağlı olarak değişir. Her cerrahi işlem için belirli bir malzeme takımı oluşturulabilir. Örneğin, kardiyovasküler cerrahi, ortopedi cerrahisi veya genel cerrahi her biri için farklı setler ve medikal non-medikal malzemeler gerektirir. Planlanan cerrahilerin türüne göre, hangi malzemelere ve cihazlara ihtiyaç duyulacağı belirlenir. Bu, cerrahinin zorluk seviyesine ve kullanılacak tekniklere göre değişir. Geçmişteki cerrahi işlemlerden elde edilen verilere dayalı olarak, belirli bir süre zarfında hangi tür malzemelere daha fazla ihtiyaç olacağı tahmin edilebilir. Güvenilir ve kaliteli tedarikçilerle çalışmak, cerrahi malzemelerin güvenliğini sağlamak için kritiktir. Tedarikçiler, ürünlerin zamanında teslimatını sağlamalı ve kalite standartlarına uymalıdır. Cerrahi malzemelerin alımında maliyetler büyük rol oynar. Toplu alımlar veya uzun vadeli sözleşmelerle fiyatlar optimize edilebilir.

Ancak, kaliteye de dikkat edilmesi gerekmektedir, çünkü düşük kaliteli malzemeler, cerrahi komplikasyonlara neden olabilir. Cerrahi malzemeler, doğru şekilde paketlenmeli ve sterilize edilmelidir. Kullanılmadan önce sterilizasyon işlemleri sıkı bir şekilde izlenmelidir. Cerrahi malzemelerin doğru bir şekilde saklanması, cerrahi ekiplerin ihtiyaç duyduğunda kolayca ulaşabilmesini sağlar. Cerrahi malzemelerin çoğu, belirli sıcaklık ve nem koşullarında saklanmalıdır. Örneğin, bazı cerrahi aletler, nemden ve ısıdan etkilenebilir. Bu nedenle depolama alanlarının doğru koşullarda olması gerekir. Raflarda eski malzemelerin öncelikli olarak kullanılmasını sağlamak için FIFO prensibi uygulanmalıdır. Böylece, son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin kullanılmasının önüne geçilir. Steril malzemeler steril alanlarda saklanmalı, kullanıma kadar her zaman steril kaldıkları garanti edilmelidir. Ayrıca, steril malzemelerin dış ortamla teması engellenmelidir.

Malzeme İzleme ve Performans Değerlendirmesi

  • Otomatik İzleme Sistemleri

Gelişmiş envanter yönetim sistemleri, cerrahi malzemelerin otomatik olarak izlenmesini sağlar. Bu yazılımlar, malzemelerin stok seviyelerini, son kullanma tarihlerine yakın ürünleri ve malzeme kullanımını takip edebilir.

  • Raporlama ve İyileştirme

Cerrahi malzeme kullanımına dair düzenli raporlar oluşturulmalı ve bu raporlar doğrultusunda malzeme yönetimi süreçleri sürekli olarak iyileştirilmelidir. Verimsiz kullanılan malzemeler, aşırı stoklanan ürünler veya sıkça eksik kalan malzemeler tespit edilerek gerekli düzenlemeler yapılabilir.

Cerrahi Malzeme Yönetiminde Kullanılan Teknolojiler

  • Barkod ve RFID Teknolojileri

Cerrahi malzemelerin takibi için barkod ve RFID etiketleme teknolojileri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu teknolojiler, her malzemenin kullanım tarihini, depolama koşullarını ve son kullanma tarihini kolayca takip etmeyi sağlar.

  • Otomatik Envanter Yönetim Yazılımları

Cerrahi malzeme yönetimini kolaylaştırmak için özel yazılımlar kullanılabilir. Bu yazılımlar, envanterdeki malzemeleri gerçek zamanlı olarak takip eder, stok seviyelerini otomatik olarak günceller ve malzeme taleplerini tahmin eder.

  • Sterilizasyon Takip Sistemleri

Sterilizasyon işlemlerinin doğru şekilde takip edilmesi için özel yazılım ve sistemler kullanılabilir. Bu, cerrahi malzemelerin güvenli bir şekilde tekrar kullanım için uygun olup olmadığının denetimini sağlar.

Cerrahi İşlemlerde Lojistik Malzeme Yönetimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak cerrahi işlemlerde malzeme yönetimi, sağlık hizmetlerinin etkinliği, hasta güvenliği ve maliyetlerin kontrolü açısından kritik bir öneme sahiptir. Doğru malzeme planlaması, etkili envanter yönetimi, sterilizasyon süreçlerinin izlenmesi ve teknolojik çözümlerle desteklenen bir yönetim, cerrahi operasyonların sorunsuz bir şekilde yapılmasını sağlar. Cerrahi malzemelerin etkin ve güvenli bir şekilde yönetilmesi, hastane operasyonlarının verimliliğini artırır ve hasta bakımının kalitesini iyileştirir.

Kadir HANÇER

Açıklamaları Güçlendirmek

Açıklamaları Güçlendirmek Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Açıklamaları Güçlendirmek

M.Efsun Yüksel TUNÇ

Açıklamaları Güçlendirmek Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemHepimiz hayatımızın bir noktasında bir fikri, projeyi ya da bilgiyi bir başkasına aktarmaya çalışmışızdır. Ancak bazen ne kadar iyi bildiğimiz bir konuyu anlatmaya çalışsak da karşımızdakinin yüzündeki boş bakışlar ya da belirsiz tepkiler, mesajımızın tam olarak iletilmediğini gösterir. İşte burada devreye etkili açıklama becerisi girer. Açıklamak sadece bir şeyleri anlatmak değildir; etkili bir açıklama, karşımızdakinin zihninde netlik yaratmak ve onları harekete geçirebilmek anlamına gelir.

Öncelikle, iyi bir açıklamanın nasıl olması gerektiğini anlamamız gerekiyor. Başarılı açıklamalar:

  • Net ve açık olmalı: Karmaşık detaylar arasında kaybolmak yerine, öz ve anlaşılır bir çerçeve sunmalıyız.
  • Bağlam içermeli: Bilginin neden önemli olduğunu ve karşımızdakinin nasıl faydalanacağını göstermeliyiz.
  • Mantıklı bir akışa sahip olmalı: Konu bütünlüğünü korumak için bilgileri sıralı ve mantıklı bir şekilde düzenlemeliyiz.
  • Karşı tarafın perspektifini dikkate almalı: Kendi anlatmak istediklerimiz kadar, dinleyicinin neye ihtiyacı olduğunu da göz önünde bulundurmalıyız.

Bir fikri anlatırken sadece “bilgi veren” kişi olmak yeterli değildir. Açıklamalarımızın anlaşılmasını sağlamak için dinleyicimizi sürece dahil etmeliyiz. Etkili bir açıklamanın en temel unsurlarından biri, kiminle konuştuğumuzu bilmektir. Farklı insanlar, farklı geçmişlere, bilgi seviyelerine ve ilgi alanlarına sahiptir. Anlatımımızı onlara göre şekillendirmediğimiz sürece, iletişimimiz eksik kalacaktır. Bu noktada şu soruları sormamız gerekiyor:

  • Karşımdaki kişi bu konu hakkında ne kadar bilgi sahibi?
  • Onun hangi sorularını yanıtlamak önemli olacak?
  • Anlatılan şey, onun için neden önemli?

Hedef kitlemizin seviyesine uygun kelimeler seçmek, açıklamalarımızı çok daha etkili hale getirecektir. Karmaşık terimlerden kaçınmak ve onların anlayabileceği bağlamlar oluşturmak, mesajımızın daha güçlü olmasını sağlar.

Etkili bir açıklama süreci, sistematik bir şekilde ilerlemelidir. Bunu bir inşaat süreci gibi düşünebiliriz: sağlam bir temel atılmadan güçlü bir bina inşa edilemez. Süreci adım adım yönetebilmek için yapabileceklerimiz:

  1. Kurgu Yapmak: Öncelikle açıklamanın bağlamını belirlemeliyiz. Konunun neden önemli olduğunu netleştirelim.
  2. Gerekli Bilgileri Toplamak: Açıklamamızın güçlü olması için güvenilir ve ilgili bilgilere sahip olalım.
  3. Bilgiyi Süzmek: Karmaşıklığı ortadan kaldırarak en önemli noktaları belirleyelim. Fazlalıklardan arındıralım.
  4. Bilgiyi Organize Etmek: Mantıklı bir sıralama oluşturalım. Öncelikle temel kavramları verelim, sonra detaylara girelim.
  5. Bağlantılar Kurmak: Anlatılan bilgiyi, dinleyicinin halihazırda bildiği şeylerle ilişkilendirelim. Örnekler kullanarak anlamı pekiştirelim.
  6. Sadeleştirmek ve Güçlendirmek: Gereksiz detayları eleyelim ve açıklamamızı netleştirelim.
  7. Etkili Bir Şekilde Sunmak: Beden dili, ses tonu ve vurgularımızla açıklamamıza güç katalım.

Bu adımları izlediğimizde, açıklamalarımızın daha etkili ve akılda kalıcı olduğunu fark edeceğiz.

Bazı durumlarda, statik bir açıklama yeterli olmayabilir. İnsanların sorularına yanıt vermek, onların sürece dahil olmasını sağlamak ve açıklamanın dinamik bir hale gelmesini sağlamak önemlidir.

Bu noktada devreye şu unsurlar girer:

  • Bilgiyi Hazırlamak: Ne anlatacağımızı iyi bilirsek, açıklamalarımız çok daha güvenilir ve etkili olur. Önceden konumuzu çalışarak, kendimize netlik kazandırmalıyız.
  • İçeriği Organize Etmek: Sadece bilgi vermek yeterli değil; bilgiyi, dinleyenin zihninde anlamlı bir yapı oluşturacak şekilde sunmalıyız. Mantıklı bir akış oluşturarak, anlatımımızı daha anlaşılır hale getirebiliriz.
  • Sözel İfade Gücü: Sözcüklerimizi ve anlatım tarzımızı etkili kullanarak, dinleyiciyi sürece dahil edebiliriz. Ses tonumuz, vurgularımız ve beden dilimizle mesajımızı güçlendirmeliyiz.
  • Bilgiyi Hatırlamak ve Doğru Kullanmak: Açıklamalarımızın akıcı ve tutarlı olması için ana noktaları iyi kavramamız önemli. Bilgiyi hafızamızda sağlam bir şekilde tutarak, doğru zamanda ve doğru şekilde paylaşabiliriz.
  • Soru-Cevap Dinamiği: Açıklamalar sırasında gelen sorulara açık ve net yanıtlar vererek süreci güçlendirebiliriz. Sorular, açıklamalarımızı geliştirmek için bir fırsat sunar; bu yüzden onları dikkate almalı ve etkili bir şekilde yanıtlamalıyız.

Günümüz dünyasında herkesin dikkati sınırlı. Uzun ve karmaşık açıklamalar yerine, net ve kısa ifadeler kullanmak çok daha etkili olabilir. Bunun için kısa öz konuşup gereksiz kelimelerden sakınabiliriz. Kendimize tüm anlatımımızı tek cümlede nasıl toparlayabilirim diye sorabiliriz.

Etkili açıklama becerisi, sadece bir konuşma sanatı değildir; aynı zamanda bir liderlik ve ikna becerisidir. Açıklamalarımızı güçlendirmek için yukarıdaki prensipleri uyguladığımızda hem profesyonel hem de kişisel hayatımızda daha güçlü bir iletişim kurabiliriz. Hedef kitlemizi tanıyarak, net olup ve anlatmak istediklerimizi karşı tarafın bakış açısından değerlendirerek sunduğumuzda hem bilgiyi aktarmış hem de anlam yaratmış olacağız.

 

Açıklamaları Güçlendirmek Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemM.Efsun Yüksel TUNÇ

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

Instagram @indusefsun

#etkiliiletişim #açıklamabecerisi #anlaşılankonuşmalar #iknasanatı #bilgivermedeustalık #doğruanlatım #özlüvegüçlü #iletişimstratejileri #profesyonelsunum #açıklamasanatı #konuşmagücü #anlaşılıranlatım #dinleyicitanımak #netlikvegüven #kısaveöz

İş Sözleşmesinin Devri İşçi Tarafından Kabul Edilmezse, Bu Durum İş Koşullarında Esaslı Değişiklik Sayılır mı?

İş Sözleşmesinin Devri İşçi Tarafından Kabul Edilmezse, Bu Durum İş Koşullarında Esaslı Değişiklik Sayılır Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İş Sözleşmesinin Devri İşçi Tarafından Kabul Edilmezse, Bu Durum İş Koşullarında Esaslı Değişiklik Sayılır mı?

Lütfi İNCİROĞLU

İş Sözleşmesinin Devri İşçi Tarafından Kabul Edilmezse, Bu Durum İş Koşullarında Esaslı Değişiklik Sayılır Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİş sözleşmesinin devri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre, “Hizmet sözleşmesi, ancak işçinin yazılı rızası alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene devredilebilir. Devir işlemiyle, devralan, bütün hak ve borçları ile birlikte, hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olur. Bu durumda, işçinin, hizmet süresine bağlı hakları bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır (m.429).

Yargıtay’a göre, “İş sözleşmesinin rızaya dayalı devri (iradi devir), işveren değişikliğine yol açan işçi geçişinin özel görünüm biçimlerinden birisini oluşturmaktadır. İş sözleşmesinin devri, sözleşmeyi devredenin, sözleşmeyi devralanın ve sözleşmede kalan taraf sıfatıyla işçinin dahil olduğu üç köşeli bir sözleşme şeklinde gerçekleştirilebileceği gibi sözleşmeyi devreden ve sözleşmeyi devralan arasında aktedilen bir devralma sözleşmesine işçinin sonradan yazılı onay vermesi şeklinde de gerçekleştirilebilir. Kendine özgü bu hukuki işlemin gerçekleştirilmesiyle birlikte, iş sözleşmesinin tüm hak ve borçlarıyla birlikte bir bütün olarak sürekli bir biçimde başkasına geçeceği kabul edilmektedir. (Ender Gülver, Özellikle Koşulları ve Hukuki Sonuçları Çerçevesinde İş Sözleşmesinin Rızaya Dayalı Devri Yoluyla İşçi Geçişi, İstanbul, 2021, s. 51.) İşçinin, hizmet süresine bağlı hakları bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı tarih dikkate alınır. Bu durum iş sözleşmesinin bütün hak ve borçlarıyla birlikte devredilmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır”[1].

İş sözleşmesinin devrinde işçinin yazılı onayının alınması şarttır. İş sözleşmesinin devrine onay vermeyen işçi iş görme borcunu işverenine karşı yerine getirmeye devam eder. İş sözleşmesinin devrinde işçinin yazılı onayı ne zaman vermesi gerektiği hususunda Kanun hükmümde açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay yazılı onayın devir sırasında alınması gerektiğini kabul etmektedir. Nitekim Yargıtay’a göre, Somut uyuşmazlıkta, davalı işveren iş sözleşmesindeki nakil yetkisi nedeni ile davacı işçiyi grup şirketlerinden biri olan başka bir işverende çalışmak üzere, görevlendirmiştir. Görevlendirme nedeni olarak, işletme gereklerinden çok, davacının bilgi ve becerisini geliştirmesi, deneyim kazanması, mesleki ve bireysel gelişimini arttırması gösterilmiştir. Bu bir hizmet akdi devridir. Geçici iş ilişkisinde dahi, devir anında işçinin yazılı rızası aranmaktadır. Hizmet akdi devrinde bu rızanın devir anında olması gerekir. Başlangıçta sözleşmede diğer grup şirketine nakil yetkisi verilmiş olması bu olguyu ortadan kaldırmaz. Davacı, hizmet akdi devri uygulaması yaratan davalı işverenin bu uygulamasına, rıza göstermiş değildir[2].

Peki, iş sözleşmesinin devri işçi tarafından kabul edilmezse, bu durum işverence iş koşullarında esaslı değişiklik sayılacak mıdır? Hizmet akdi devri, işçi, işveren ve hizmet akdini devralan işveren arasında gerçekleşen, işçinin bundan böyle devralan işverene hizmet vermesini öngören ve geçici iş ilişkisi kapsamında olmayan üçlü ilişkiyi ifade eder. İşyeri devrinden farkı, işverenler arasında işyerini devri yönünde bir işlem olmamakta ve işçi bir işverene ait işyerinden diğer işverene ait işyerine nakledilmektedir. Hizmet akdi devri, üçlü bir hukuki ilişkidir. Devreden ve devralan işverenler ile işçi arasında hizmet akdi devri konusunda iradelerin birleşmesi şarttır. İşçinin bu ilişkiyi kabul etmemesi halinde uygulama, işverence işçinin iş koşullarının değiştirilmesi olarak da değerlendirilemez. Zira, işçi işverenin bir başka işyerine değil, ayrı bir işyeri olan diğer bir işverene gönderilmek istenmektedir. İşverenin işçinin iradesi olmaksızın bu uygulamaya gitmesi ve işçinin de kabul etmeyerek diğer işverene ait işyerinde işbaşı yapmaması, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi olarak kabul edilmelidir”[3].

İş Sözleşmesinin Devri İşçi Tarafından Kabul Edilmezse, Bu Durum İş Koşullarında Esaslı Değişiklik Sayılır Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak, işçinin rızası alınarak iş sözleşmesinin devri, işveren değişikliğine yol açan işçi geçişinin özel bir görünüm biçimlerinden birisini oluşturur. İş sözleşmesinin devri, sözleşmeyi devreden, sözleşmeyi devralan ve sözleşmede kalan taraf sıfatıyla işçinin dahil olduğu üçlü bir iş ilişkisidir. İşçinin bu ilişkiyi kabul etmemesi halinde, bu durum işverence işçinin iş koşullarının değiştirilmesi olarak değerlendirilmez. Çünkü işçi aynı işverenin başka bir işyerine değil, ayrı bir işverenin işyerine gönderilmek istenmektedir. İşverence, işçinin iradesi olmaksızın böylesi bir uygulama yapması, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi olarak kabul edilir.

Lütfi İNCİROĞLU

Kaynakça:

[1] Y9HD.15.02.2022 T., E.2022/1029, K. 20221771 Legalbank.

[2] Y9HD.16.06.2008 T., E.2007/41042, K. 200815622 Legalbank.

[3] Y9HD.16.06.2008 T., E.2007/41042, K. 200815622 Legalbank.

Tedarik Zinciri Yönetimi Gündem Klasörü Yayında. İndirebilirsiniz.

Tedarik Zinciri Yönetimi Gündem Klasörü Yayında
Tedarik Zinciri Yönetimi Gündem Klasörü Yayında

Tedarik Zinciri Yönetimi Gündem Klasörü Yayında. İndirebilirsiniz.

Değerli Yöneticiler,

Tedarik Zinciri Yönetimi Gündem Klasörü Yayında2025 yılı tüm dünyada ekonomik ve siyasi etkileri ile büyük bir dönüşümü simgeliyor.

Liderlerden açıklamalar arka arkaya geliyor. Belirsizlik ve riskler artıyor. Rekabet keskinleşiyor.

Tedarik zincirlerinin yönetimi zorlaşıyor. Yeni dönemde operasyon yönetimini başka bir vizyonla ele almak gerekiyor. Tedarik zinciri iş çevresini verilerle kısım kısım incelemeye devam edeceğim.

Tüm şirketlerimizin güçlü ekiplere ihtiyaç duyduğu inancındayım.

Eğitim kataloğumuzun linkini http://satinalmadergisi.com/egitim.pdf paylaşıyorum.

Klasör gönderim listesine katılım isteyen arkadaşlarımızın
egitim@SatinalmaDergisi.com a kısa bir dönüş yapmaları yeterli. Ücretsiz gönderimdir 🙂

 

Imza Murat Erdal

Saygılarımla,

 

 

GÜNDEM KLASÖRÜNÜ İNDİREBİLİRSİNİZ. TIKLAYINIZ.  

Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı
merdal@istanbul.edu.tr

SÖZLEŞME YÖNETİMİ ve KONTRAT YÖNETİCİLİĞİ MAKALELERİ

TEDARİKÇİ ÜRETİM SÖZLEŞMESİ

  1. Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 1

Bölüm-I: Tedarikçi Üretim Sözleşmelerinde Kalite Yönetimi, Kontrol, Uygunsuzluklar

2. Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 2

Bölüm-II: Numune ve Ürün Dosyası, Seri Üretim Onayı, Garanti, Ambalaj

3. Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 3

Bölüm-III: Teslimat, Teslim Yeri ve Nakliye, İade, Fiyat, Ceza

4. Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 4

Bölüm-IV: Fesih, Mücbir Sebep, İhtilaf, Kalıp, Ekipman, Sözleşme Ekleri

OTOMOTİV SEKTÖRÜ MİLK-RUN LOJİSTİK SÖZLEŞME İNCELEMESİ

  1. Milk-Run Lojistik Sözleşme İncelemesi – I Bölüm-I: Taşıma Esasları – Araç Spesifikasyonları (Madde 1-5 arası)
  2. Milk-Run Lojistik Sözleşme İncelemesi – IIBölüm-II: Nakliyecinin Yükümlülükleri ve diğer. Madde (6-21 arası)

DANIŞMANLIK HİZMET ALIMLARI VE SÖZLEŞMELER

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
VE YEŞİL SATINALMA MAKALELERİ

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİM TESTLERİ

SATINALMA EĞİTİM TESTLERİ

SATINALMA EĞİTİMİ UYGULAMA ÇALIŞMALARI

SATIŞ EĞİTİMİ UYGULAMA ÇALIŞMALARI

SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ MAKALELERİ

LOJİSTİK YÖNETİMİ MAKALELERİ 

KİTAP ÖNERİLERİ: 

Satınalma Dergisi E-Mağaza https://satinalmadergisi.com/magaza/

  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ,
    Prof. Dr. Murat ERDAL, https://satinalmadergisi.com/magaza/ ,  4. Baskı.
  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı),
    Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ MAKALELERİ
“Taktikler bazen pazarlık sürecinin başı, bazen ortası bazen de sonunda etkilidir.”

PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

“If you are not at the table, you are on the menu”.

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

MÜZAKERE & PAZARLIK EĞİTİM TESTLERİ

“Tedarik Zincirleri Pazarlama-Satış Odaklı Olmalıdır.”

SATIŞ MAKALELERİ

KİTAPLAR:

  • Erdal, M., Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi, 4. Baskı, Beta Yayınevi.
  • Erdal, M. (Editör), Tasarımdan Süreç İyileştirmeye Tedarik Zinciri Yönetimi Başarı Hikayeleri, BETA Basım, İstanbul.
  • Erdal, M. (Editör), Konteyner Deniz ve Liman İşletmeciliği, 2. Baskı, BETA Basım, İstanbul.
  • Erdal, M., Ünal, A., Lojistik Merkez Yönetimi, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yayını, İstanbul.
  • Erdal, M. Saygılı, M., Global Logistics, UTİKAD Yayını, İstanbul.
  • Erdal, M. ve Çancı, M., Lojistik Yönetimi, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yayını, 4. Baskı, İstanbul.
  • Erdal, M. ve Çancı, M., Uluslararası Taşımacılık Yönetimi, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yayını, 4. Baskı, İstanbul.
  • Trakya Lojistik Master Planı, Trakya Kalkınma Ajansı, 2012.
  • Erdal, M., Görçün, Ö., Saygılı M., Depo Yönetimi, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yayını.
  • Erdal, M., Güvenler A., Sandalcı, K., Uluslararası Demiryolu Eşya Taşımacılığı, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yayını, İstanbul.
  • Erdal, M., Görçün Ö. F., Görçün Ö., Saygılı, M., Entegre Lojistik Yönetimi, BETA Basım, İstanbul.
  • Erdal, M., Teknoloji Yönetimi, 2. Baskı, Türkmen Kitabevi, İstanbul,
  • Erdal, M., Saygılı, M., Lojistik İşletmelerinde Yönetim-Organizasyon ve Filo Yönetimi, UTİKAD Yayını, Mataş Matbaası, İstanbul.
  • Erdal, M., Alkan, M., Lojistik ve Dış Ticaret Sözlüğü, UTİKAD Yayını, 2. Baskı, İstanbul.
  • Erdal, M., (Editör), Yurtiçi ve Uluslararası Karayolu Taşımacılığı, Eşya-Kargo-Yolcu, Mesleki Yeterlilik Sınavı Soru Bankası, Beta Basım Yayın, İstanbul.
  • Erdal, M., Küresel Lojistik, UTİKAD Yayını, Mataş Matbaası, İstanbul.

EĞİTİMLER

-> Şirket Eğitimleriniz için Doğru Teklif Alın -> egitim@satinalmadergisi.com

Tedarik Zinciri Satın Alma Sürdürülebilirlik Eğitimi Satın Alma Tedarik Zinciri EğitimiFABRİKANIZDA BİRE BİR (1-1) ve GRUP EĞİTİMLERİ

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz. Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİKÇİ GELİŞTİRME PROGRAMI
PROJE DANIŞMANLIĞI

Proje Konuları:

  • Sürdürülebilir Tedarik / Kaynak Stratejisi
  • Tedarikçi ve Operasyonel Riskler
  • Sürdürülebilir Tedarikçi Kimliği
  • Tedarikçi ESG Programı
  • Mevzuata Uyum ve Emisyon Hesaplamaları
  • ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı
  • İhale Kriterleri ve Sözleşmelerin Revizyonu
  • Tedarikçi Geliştirme – Rehberlik Programı
  • Tedarikçiler için Eğitimler
  • Tedarikçi Portalı; Takip ve İzleme
  • Tedarikçi Performans Değerlendirme
  • Tedarikçi Etik Kodlar
  • Tedarikçi Davranış Kuralları
  • Tedarikçi Gelişimi ve Raporlama

Proje Danışmanlık Süresi: 1 Yıl

Proje Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL merdal@istanbul.edu.tr 

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı

Yapay Zeka ve Satış Süreçleri: Geleceğin Müşteri İletişimi

Yapay Zeka Ve Satış Süreçleri Geleceğin Müşteri İletişimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Yapay Zeka ve Satış Süreçleri: Geleceğin Müşteri İletişimi

Sirius AI Tech

Yapay Zeka Ve Satış Süreçleri Geleceğin Müşteri İletişimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSatış dünyası her geçen gün daha rekabetçi bir hal alıyor ve bu alanda öne çıkmak isteyen şirketlerin yeni teknolojilere hızlıca adapte olması artık bir tercih olmaktan çok bir zorunluluk. Peki, sürekli gelişen bu rekabet ortamında müşteri iletişimini nasıl güçlendirebilir, satış ekiplerinin verimliliğini nasıl artırabilir ve aynı anda maliyetleri nasıl optimize edebiliriz? Cevap, günümüzün en popüler teknolojilerinden biri olan yapay zekâ (YZ) olabilir.

Bu yazıda, “Yapay zekâ satış süreçlerinde tam olarak neleri değiştiriyor?”, “Nasıl bir değer sunuyor?” ve “Gerçek anlamda işe yarıyor mu?” gibi soruların cevabını arayacağız. Aynı zamanda, genel olarak YZ destekli satış araçlarının ne tür özellikler barındırabileceğini de alt başlıklar halinde ele alacağız. Yazının sonunda ise bu özellikleri barındıran bir çözümden çok kısa bahsedip, ilgili bağlantıyı paylaşacağız. Eğer satış ekibinizi güçlendirmek, müşteri ilişkilerinizi iyileştirmek ve rekabette öne çıkmak istiyorsanız, lütfen okumaya devam edin.

Müşteri Odaklı İletişimin Yeni Boyutu

Günümüzün dijital çağında, müşterilerle etkileşim kurmak sadece bir “satış görüşmesi” olmaktan çıktı. Artık insanlar, satın alacakları ürün veya hizmeti derinlemesine araştırıyor; sosyal medya, kullanıcı yorumları, forumlar ve çeşitli çevrimiçi kanalları aktif biçimde kullanıyorlar. Bu noktada, bir satış temsilcisinin tek başına müşterinin tüm beklentilerini anlaması, her bir müşteriyle ilgili veriyi analiz etmesi ve kişiye özel bir yaklaşım geliştirmesi oldukça zorlayıcı olabiliyor.

Yapay zekâ ise burada devreye girerek satış temsilcilerinin yükünü hafifletiyor. Örneğin, geçmiş satın alma verilerini, müşteri davranışlarını ve etkileşim geçmişlerini analiz eden YZ algoritmaları, hangi müşteriye nasıl bir yaklaşımın daha etkili olacağını öngörebiliyor. Böylece müşteri odaklı, kişiselleştirilmiş ve tutarlı bir iletişim stratejisi oluşturmak çok daha kolaylaşıyor.

“Teknolojiyi kullanarak müşteri deneyimini nasıl gerçekten kişiselleştirebiliriz?”

Yanıtı basit: Yapay zekâ destekli sistemler, müşterinin önceki etkileşimlerini, satın alma alışkanlıklarını ve ilgi alanlarını gerçek zamanlı olarak değerlendirerek, temsilcilere veya otomatik etkileşim kanallarına doğru öneriler sunuyor. Böylece müşteriler, kendilerini değerli hissediyor ve marka ile daha güçlü bir bağ kuruyor.

Otomatik Çağrı Akışları ile Verimliliği Artırma

Satış ekiplerinin verimli çalışabilmesi için süreçlerin olabildiğince standartlaştırılması ve otomatize edilmesi önemlidir. Otomatik çağrı akışları, ilk temas anından itibaren müşterinin ihtiyaç duyduğu bilgiye hızlıca ulaşmasını sağlayan bir yapıyı ifade eder. Örneğin, müşteriniz hangi ürüne veya hizmete ilgi duyuyorsa, çağrının o konu hakkında uzmanlaşmış bir temsilciye yönlendirilmesini otomatize edebilirsiniz.

Bunun yanı sıra, temsilcilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, tüm görüşmeler için aynı kaliteyi ve tutarlılığı sağlamaktır. Otomatik çağrı akışları, süreçteki adımları belirli bir standart çerçevesinde yürütmeye yardımcı olur. Böylece olası aksaklıkların veya tutarsızlıkların önüne geçilerek, her müşteriye benzer kalitede bir deneyim sunulur. Yapay zekâ, bu akışları dinamik olarak yönetme kapasitesine de sahiptir; örneğin, müşterinin konuşmalarından belirli anahtar kelimeleri algılayarak akışı değiştirip daha doğru bir yöne çekebilir.

Gerçek Zamanlı Konuşma Analizi ve İçgörü

Satış görüşmeleri sırasında bir temsilcinin dikkat etmesi gereken pek çok konu var: Müşterinin ihtiyaçları, ürünün özellikleri, fiyatlandırma, itirazların cevaplanması ve doğru üslup kullanımı gibi. Aynı anda, doğru soruları sormak ve müşterinin duygusal tonunu anlamak da kritik öneme sahip. Ancak insan beyni, anlık olarak gelen bu kadar çok veriyi her zaman yüksek doğrulukla işleyemeyebilir.

Gerçek zamanlı konuşma analizi sunan yapay zekâ sistemleri, görüşme sırasında söylenenleri kelime kelime analiz ederek temsilciye anlık öneriler sunabiliyor. Müşteri, bir itiraz dile getirdiğinde sistem, temsilciye uygun yanıt örnekleri veya ek bilgi notları gösterebiliyor. Ya da konuşmanın gidişatına göre, daha önce benzer bir soruya verilen en başarılı yanıtları anlık olarak hatırlatıyor. Bu sayede, daha tutarlı ve hedefe yönelik diyaloglar kurulması kolaylaşıyor.

“Bu teknoloji gerçekten satış ekibinin işini kolaylaştırıyor mu, yoksa onları bir çeşit kalıba mı sokuyor?”

Aslında yapay zekâ, temsilcinin deneyimlerini ve özgünlüğünü tamamlayıcı bir rol üstleniyor. Temsilciye kalıp bilgiler vermek yerine, müşterinin söylemlerine göre güncel ve kişiye özel önerilerde bulunuyor. Bu da satış görüşmesini daha verimli, hızlı ve etkili bir hale getiriyor.

Kişiselleştirilmiş İletişim: Müşteri Sadakati için Anahtar

Kişiselleştirme, yalnızca pazarlama dünyasında değil, satış süreçlerinde de kritik bir konumda. Özellikle e-posta veya mesaj bazlı iletişimde, yapay zekâ hem içerik hem de zamanlama açısından kişiselleştirme yaparak müşteriye doğru anda doğru mesajı gönderebiliyor. Örneğin, müşteriyle yapılan bir telefon görüşmesinde, “Bu çözüme ihtiyaç duyuyor musunuz?” sorusunun cevabı hayır olsa dahi, ilgili müşteri profili veritabanında etiketlenerek, belirli bir süre sonra ona farklı bir çözüm veya kampanya sunulabiliyor.

Bu noktada en önemli avantaj, sürekli veri toplama ve analiz etme yeteneği. Müşterilerin etkileşim sıklığı, satın alma geçmişi veya ilgi alanları gibi birçok veri parametresi gerçek zamanlı olarak işlenebiliyor. Böylece, aynı anda onlarca ya da yüzlerce farklı müşteriye tamamen farklı iletişim yaklaşımları kurgulanabiliyor. Sonuç olarak da müşteri, kendisine özel bir yaklaşım sunulduğunu hissediyor ve marka sadakati güçleniyor.

Çoklu Dil ve Kanal Desteği

Dünya giderek daha bütünleşik bir hal alıyor. Küresel çapta iş yapan şirketlerin farklı ülkelerdeki, hatta farklı bölgelerdeki müşterilerine ulaşması artık bir lüks değil, çoğu sektörde bir gereklilik. Bu sebeple, satış ekiplerinin sadece tek bir dilde veya tek bir kanalda kalması büyük bir dezavantaj oluşturabilir.

Yapay zekâ destekli araçlar, çoklu dil ve çoklu kanal desteğini neredeyse sorunsuz şekilde sunabiliyor. Örneğin, bir temsilci Türkçe konuşmayı tercih eden bir müşteriyle görüşürken, AI sistemi otomatik olarak Türkçe analiz yapabiliyor ve hem sesli hem de metin bazlı iletişimde anında çeviri özelliklerinden yararlanabiliyor. Bu durum, şirketlerin küresel ölçekte büyümesini kolaylaştırırken, mevcut pazarlar içinde de farklı müşteri segmentlerine hitap etmesini mümkün kılıyor.

Anlık Raporlama ve Veri Odaklı Karar Verme

Satış yöneticileri, ekibinin performansını takip etmek, müşteri geri bildirimlerini değerlendirmek ve stratejik kararlar almak zorunda. Ancak bu kararlar ne kadar veriye dayanırsa, isabet oranları da o kadar yüksek olur. YZ tabanlı satış sistemleri, anlık raporlama özelliğiyle yöneticilere gerçek zamanlı veriler sunar: Kaç adet çağrı yapıldı, kaç satışa dönüştü, hangi itirazlar en sık geliyor, hangi ürün veya hizmet hakkında daha çok soru alınıyor vb.

Bu sayede, yöneticiler günlük, haftalık veya aylık olarak değil, neredeyse anlık olarak trendleri tespit edebilir ve ekibini yönlendirebilir. Örneğin, bir ürüne yönelik şikâyetlerin son birkaç günde belirgin şekilde arttığını gören yönetici, bu konuda hızlıca aksiyon alarak satış ekibinin yanıt stratejisini güncelleyebilir. Aynı şekilde, ekibin hangi saatlerde daha fazla dönüşüm sağladığını görerek, çalışma planlarında optimizasyon yapabilir.

Geleceğe Hazırlık: Yapay Zeka ve İnsan İşbirliği

Yapay zekâ, birçok sektörde olduğu gibi satış dünyasında da “insan faktörünü” tamamen ortadan kaldıracak bir tehdit gibi algılanabiliyor. Oysa gerçek deneyimler, YZ teknolojilerinin satış ekiplerini destekleyici ve hatta güçlendirici bir rol oynadığını gösteriyor. Özellikle karmaşık ve değer odaklı satışlarda, müşterilerle insani dokunuşun korunması büyük önem taşıyor.

YZ burada, temsilcilerin hızını, doğruluğunu ve bilgi düzeyini artıran bir “asistan” görevi görüyor. Gün sonunda kritik kararlar, ilişki kurma becerisi ve empati gibi insan dokunuşu gerektiren yetenekler, satış profesyonellerinin sorumluluğunda kalmaya devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında, YZ ve insanlar arasındaki işbirliği, şirketlerin rekabette öne çıkabilmesi için ideal bir denge sunuyor.

Calling AI ile Bir Adım Önde Olun

Yapay zekâ ve satış süreçleri arasındaki bu güçlü ilişkiyi ve çağrı merkezleri başta olmak üzere çoklu kanal desteği, gerçek zamanlı konuşma analizi, kişiselleştirilmiş iletişim ve otomatik çağrı akışları gibi özelliklerin önemini ele aldık. Tüm bu noktalar, satış ekiplerinin daha verimli, daha hızlı ve daha etkili çalışmasını sağlarken, müşterilere de daha tatmin edici bir deneyim sunuyor.

Eğer siz de bu özellikleri entegre ederek satış ekibinizi bir adım öteye taşımak istiyorsanız, Calling AI tam da bu noktada devreye giriyor. Sunduğu gerçek zamanlı konuşma analizi, çoklu dil desteği ve kişiselleştirilmiş iletişim gibi fonksiyonlarla, geleceğin satış süreçlerini bugünden deneyimleme fırsatı sunuyor.

Yapay Zeka Ve Satış Süreçleri Geleceğin Müşteri İletişimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSatış ekibinin dinamiklerini değiştiren, müşterilere eşsiz bir deneyim katan ve işletmenizi rakiplerinizin önüne geçirebilecek bu teknolojiye bir şans vererek, yapay zekâ temelli satış dönüşümüne ilk adımı atabilirsiniz. Unutmayın, geleceğin yarışında yerinizi almak için bugünden başlayarak doğru stratejileri uygulamak çok değerli. Her ne kadar YZ bir teknoloji gibi görünse de, insan dokunuşu ve empatiyle birleştiğinde, gerçek farkı yaratacak bir güç haline gelir.

Sirius AI Tech

Bain&Company 2025 Küresel Satınalma ve Birleşme (M&A) Raporu Yayınlandı

Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Bain&company 2025 Küresel Satınalma Ve Birleşme (m&a) Raporu Yayınlandı

2024 Yılında Küresel Birleşme ve Satın Alma (M&A) İşlem Değeri 3,6 Trilyon Dolara Ulaştı ve 2023’e Kıyasla %13 Arttı; İşlem Hacmi İse %9 Büyüdü

  • Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Bain&company 2025 Küresel Satınalma Ve Birleşme (m&a) Raporu YayınlandıTeknolojideki dönüşüm, küreselleşme sonrası dinamikler ve değişen kâr beklentileri, düşen faiz oranları ve düzenleyici engellerle birlikte önümüzdeki yıl birleşme ve satın alma faaliyetlerini yönlendirecek.
  • Bain & Company tarafından yapılan bir ankete göre, her üç M&A profesyonelinden biri yıl sonuna kadar işlem süreçlerinde üretken yapay zekayı kullanmayı planlıyor.
  • Bain & Company’e göre, üretken yapay zeka önümüzdeki beş yıl içinde M&A sürecinin her aşamasında aktif bir rol oynayacak.

2024 yılında küresel birleşme ve satın alma (M&A) işlemlerin değeri 3,6 trilyon dolara ulaştı ve 2023’e kıyasla %13 arttı, işlem hacmi ise %9 büyüdü. Devam eden zorluklara rağmen stratejik işlem değeri mütevazı bir şekilde %9 artarken, değerlemeler 10,6 kat seviyesinde sabit kaldı; kamu piyasası çarpanları ise rekor seviyelere ulaştı. Düşük faiz oranları, finansal yatırımcı liderliğindeki birleşme ve satın alma (M&A) işlemlerinde %34’lük bir artışı tetikledi. Bölgesel olarak, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) stratejik işlem değeri artışında Amerika kıtasını geride bırakırken, Asya- Pasifik (APAC) bölgesinin ise gerisinde kaldı ve 595 milyar dolara ulaşarak %11 artış gösterdi. 30 milyon doların üzerinde yaklaşık 1.000 işlem gerçekleşti ve bu yıllık bazda %8’lik bir artışı temsil etti.

Bain Company LogoSon üç yıldır durgun seyreden birleşme ve satın alma (M&A) faaliyetlerinin ardından, 2025 yılı birleşme ve satın alma (M&A) piyasasının yeniden canlanacağı bir yıl olabilir. Bain & Company’nin yayınladığı 2025 Küresel M&A Raporu’na göre, son dönemdeki anlaşmaların önündeki en büyük iki engel olan faiz oranları ve düzenleyici zorlukların 2025’te hafiflemesi bekleniyor.  Şirket, teknoloji alanındaki dönüşüm ve küreselleşme sonrası ekonomide kâr beklentilerinin kaymasıyla birlikte, M&A ve varlık satışlarının şirketler için kritik araçlar olacağını belirtiyor.

Kara VolkanBain & Company Ortağı Volkan Kara, yükselen küresel birleşme ve satın alma beklentilerini yorumladı: “Birleşme ve satın alma faaliyetleri doğası gereği döngüseldir ve piyasanın bir toparlanma sürecine girdiğine inanıyoruz. Geçtiğimiz yıl sınırlı bir iyileşme görmüş olsak da, son üç yıldır karşılaşılan zorluklar nedeniyle işlem hacmi, küresel GSYİH’ye oranla tarihsel olarak düşük seviyelerde seyretmeye devam ediyor. Ancak bu durgunluk döneminde en iyi şirketler kararlılıkla ilerlemeyi sürdürdü, elverişsiz piyasa koşullarında nasıl yol alacaklarını öğrendi ve inorganik büyüme sağladı. Şimdi, bu zorlukların etkisi azalırken, daha fazla şirket uyum sağlamayı öğrenenlerin arasına katılacak.”

Yükselişin Arkasındaki Güçler

Bain&Company tarafından hazırlanan rapor işlemlere yönelik temel talebin güçlü kalmaya devam ettiğini vurguluyor. Şirketler, belirsiz ekonomik koşullar, tedarik zinciri aksaklıkları ve jeopolitik gerilimler karşısında risk ve ödül dengesini gözeterek büyüme fırsatları ararken, birleşme ve satın alma stratejileri iş dünyasının merkezinde yer alıyor. Raporda, yatırımcıların da yeni birleşme ve satın alım işlemlerine sermayelerini kullanmak için istekli olduğu vurgulanıyor.

Arz Tarafında Hevesin Devam Ettiği Belirtilen Raporda Şu Bulgular Paylaşıldı:

“Stratejilerini yeniden odaklayan şirketlerden, likidite sağlama baskısı altındaki özel sermaye ve girişim sermayesi firmalarına kadar herkes, piyasa geri döndüğünde ve değerlemeler yükseldiğinde satmak istedikleri en az birkaç varlığa sahip. Avrupa Birliği ve ABD’deki yeni yönetimlerin birleşme ve satın almalara daha açık bir yaklaşım benimsiyor. 2025’te stratejik anlaşma yapan kurumlar, rekabet avantajı sağlamak, kârlılığı artırmak ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek adına piyasa momentumundaki kısa vadeli dalgalanmaların ötesine odaklanacaklar.”

Raporda, teknoloji alanındaki dönüşümün önümüzdeki yıllarda birleşme ve satın alma faaliyetlerini artırarak en önemli stratejik gelişmelerden biri olacağı vurgulanıyor. Üretken yapay zeka, yapay zeka, otomasyon, yenilenebilir enerji ve kuantum bilişim gibi alanların, şirketlerin rekabetçi kalabilmek ve maliyet avantajlarını koruyabilmek için geliştirmeleri veya satın almaları gereken kritik teknolojiler arasında yer aldığı belirtiliyor. Ayrıca, teknoloji ve teknoloji dışı şirketlerin, işletmelerini geleceğe hazırlamak amacıyla teknoloji anlaşmalarına olan ilgisini sürdüreceğine dikkat çekiliyor.

Rapora göre, şirket yöneticileri stratejilerini her türden değişen kârlılık hesaplarına göre uyarlarken, çekici son pazarlara erişimi ve arz güvenliği sağlamak için küresel ayak izlerini yeniden değerlendirip, küreselleşme sonrası ve değişen kâr algoritmaları da anlaşmaları yönlendirmeye devam edecek.

Birleşme ve Satın Almalarda (M&A) Üretken Yapay Zeka Kullanımı

Bain&Company’nin 300’den fazla (M&A) birleşme ve satın alma uzmanı ile gerçekleştirdiği anket, bu grubun %21’inin birleşme ve satın alma için üretken yapay zeka kullandığını (bu rakam bir yıl önce %16 düzeyindeydi) ortaya koydu. Ayrıca anket, her üç kişiden birinin de yıl sonuna kadar kullanmayı beklediği sonucuna ulaştı. Araştırma, yapay zekanın satın alma eğilimine sahip şirketler ve özel sermaye şirketleri arasında benimsenme oranlarının daha da yüksek olduğunu gösteriyor. Şu anda birleşme ve satın alma sektöründe en yaygın faaliyetler, her ne kadar anlaşmaları bulma ve gerçekleştirme odağında yoğunlaşsa da Bain&Company anketinde, önümüzdeki beş yıl içinde birleşme ve satın alma süreçlerinin her adımının üretken yapay zeka tarafından destekleneceği öngörülüyor.

Guastella ArmandoBain & Company Ortağı Armando Guastella, “Üretken yapay zekanın etkisi iki yönlü olacak: Üretken yapay zeka bir yandan, iş yapış biçimlerini dönüştürerek, erken benimseyen şirketlerin daha hızlı ve daha derin içgörülere ulaşarak rekabet avantajı elde etmesini sağlıyor. Öte yandan, iş modellerini ve süreçleri yeniden şekillendirerek, şirketlerin görece değerini arttırma potansiyeline sahip ve gelir yaratımı ile maliyet yapıları arasındaki dengede net bir dönüşüm yaratıyor”.

Anket sonuçlarına göre; kaynak bulma, tarama ve durum tespiti süreçlerini hızlandırmak için üretken yapay zeka destekli araçlara güvenmenin yanı sıra, bu araçları erken benimseyenler entegrasyon ve varlık satışı planlaması ile program yönetimi için de bu teknolojiyi test etmeye başladı.

Bain&Company, önümüzdeki 12 ay içinde üretken yapay zekayı erken benimseyen şirketlerin, entegrasyon iş planları ve geçiş hizmeti anlaşmalarını hazırlama süreçlerini, geçmişe kıyasla %20 oranında  daha kısa sürede tamamlamalarını bekliyor. Bir sonraki aşamada ise şirketlerin üretken yapay zeka araçlarını kullanarak belirli şirket verilerine erişmesi, gerçekçi maliyet ve gelir sinerjilerini belirlemesi ve önceki satın almalarına dayanarak değer yaratma planları oluşturması öngörülüyor.

Sektör Perspektifleri

Bain & Company’nin raporu, 12 sektör ve 10 bölgede stratejik M&A trendlerini inceliyor. Bazıları şunlar:

“• Tüketici Ürünleri: Birkaç büyük satın alma işlemi olmasına rağmen, tüketici ürünleri işlemlerinin değeri 2024’te %19 oranında gerileme gösterdi. Birçok şirket, portföylerindeki düşük büyüme gösteren ve ana iş alanı olmayan bölümleri değerlendirmeye ve tasfiye etmeye devam ediyor. Bain’in anketine göre, tüketici ürünleri yöneticilerinin yüzde 60’ı önümüzdeki üç yıl içinde varlık satmayı bekliyor. Varlık satmaya karar verirken en önemli üç faktör olarak paydaş desteği, vergi etkileri ve alıcıların bulunabilirliği listelendi.

  • Enerji ve Doğal Kaynaklar: Petrol ve gaz şirketleri 2024’te bir birleşme dalgası yaşarken, kimya şirketleri portföylerini yeniden şekillendirdi. Enerji sektöründe 2024’te 400 milyar doların üzerinde işlem yapıldı, bu son üç yılın en yüksek rakamı. En büyük anlaşmaları gerçekleştiren şirketler, anlaşmalarından daha fazla sinerji elde ediyor ve bu sinerjileri daha hızlı sağlıyorlar: yıllık sinerji değeri arttı, uygulama süresi ise son yıllarda azaldı.
  • Finansal Hizmetler: Teknoloji, düzenlemeler ve değişen müşteri talepleri, finansal hizmetler alanındaki yöneticileri 2024’te Birleşme ve Satın Alma pazarına geri itti. Finansal hizmetler sektöründeki toplam işlem değeri 2024’te 309 milyar dolara ulaştı, bankacılık ve finans en büyük işlem payına sahipken, kartlar ve ödemeler en büyük büyümeyi temsil etti. Bain&Company, bankaların ölçek liderliği elde etmek için satın almalar yapmaya, sigorta şirketlerinin ana iş alanlarına odaklanmaya ve dolandırıcılık öncesi ve kimlik doğrulama alanlarının ödemelerdeki satın almalar için sıcak alanlar olmaya devam edeceğini öngörüyor.
  • Medya ve Eğlence: Büyük teknoloji şirketlerinin medya ve oyun sektörüne girmesi, geleneksel medya şirketlerini ana işlerinde ölçek oluşturmak amacıyla birleşmeye zorladı. 2024’te medya ve eğlence sektöründeki birleşme ve devralmaların yarısından fazlası ya hedef ya da alıcı olarak sektörü dışında bir şirketi içeriyordu.
  • Perakende: Artan düzenleyici denetimlere rağmen, perakende sektörü 2024’te işlem değer ve hacminde bir toparlanma yaşadı ve sektör büyük devralma anlaşmalarıyla gündeme geldi. Perakende uzmanları ise anlaşma yapmaya devam etme konusunda herhangi bir duraklama belirtisi göstermiyor – Bain’in anketine katılan uzmanların %75’inin 2025’te aynı sayıda ve büyüklükte anlaşma yapmaya devam etmeyi beklediğini ortaya koyuyor.
  • Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Bain&company 2025 Küresel Satınalma Ve Birleşme (m&a) Raporu YayınlandıOtomotiv ve Mobilite: Küresel zorluklara rağmen, şirketler 2024 yılında büyük ölçüde birleşme ve satın alma işlemlerinden kaçındı. 2024’ün ilk üç çeyreğinde işlem değeri yaklaşık %80, hacmi ise yaklaşık %60 düştü. Ancak, şirketler artık tek başlarına devam edemeyeceklerini kabul ettikçe faaliyetlerin artması muhtemel gözüküyor.

 

  • – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

SATIŞ EĞİTİMİ UYGULAMA ÇALIŞMALARI

SATIŞ MAKALELERİ

Kurumsal Satış Eğitimi Endüstriyel Pazarda Pazarlama B2b

Akreditifin Zayıf Yanları

Akreditifin Zayıf Yanları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Akreditifin Zayıf Tarafları

Akreditifin Zayıf Yanları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemAkreditifle iş yapmak istemeyen her tacire neden akreditifi kullanmıyorsunuz diye sorulduğunda, büyük çoğunluğu rezerv konusunda çekinceleri olduklarını ifade edeceklerdir. Bankalar rezerv koyuyormuş diye düşünceleri vardır tacirlerin. Bankaların rezerv koyup koymadığı hususlarını bir kenara bırakalım da asıl sıkıntı akreditifteki rezervden bahsedelim. Bir rezervin akreditife ilişkin tüm yükümlülükler ile teyid klozunu ortadan kaldıracağını düşündüğümüzde rahatlıkla bir rezervin akreditifteki zayıf yönü olarak saymamızda sizce de sakınca yoktur sanırım.

Zaten bu rezervlerine bankalar sırf ihracatçıyı üzmek adına koyduklarını ben de biliyorum. Ben o bankaları bilmez miyim?

Bankalar olmasa akreditifte rezerv de olmazdı ve bizler de burada rezervin akreditifin zayıf yönü olduğunu söylemiyor olacaktık.

Akreditiflerin Zayıf Yönü

Madem ki akreditifin zayıf yönlerinden rezerv ile başladık, devamı da vardır elbet. Diğer zayıf yönlerine sıralayalım. Bu makalem sayesinde akreditifi kullanmaktan vaz geçecek birkaç tacir farklı ödeme şeklini kullanmaya başlayabilir. Muhtemelen…

Akreditiflerin zayıf yönleri… Bakalım kaç tacirin aklını çelebileceğim…

  • Ülke riskiAkreditif Rezerv
  • Mücbir sebep riski
  • Sahtekarlık riski
  • Malların eksik veya kalitesizliği
  • Amirin iflas etmesi
  • Kur riski
  • Amir bankanın iflası
  • Akreditifteki bankaların riski
  • Rezerv (Gerçi rezerv maddesini söylemiştim ama fazla mal göz çıkartmaz)
  • Belgelerin postadan geç gelmesi
  • Belgelerin postada kaybolması
  • Teyit bankasının iflası
  • Rambursman bankasının iflası
  • Satıcının akreditif tekniğini iyi bilememesi (İyi bir eğitim alınsaydı bu husus sorun olmazdı.)
  • Akreditifin sahte olması (Diyeceksiniz akreditifin sahtesi olur mu diye? Neden olmasın, paranın, dostun sahtesi olur da akreditifin mi sahtesi olmaz)
  • Bilhassa “Free Negotiable” akreditiflerin sahte olma olasılığı çoktur
  • Akreditif non-operative olabilir
  • Akreditifteki vadeler sone ermiş olabilir
  • Teyit bankası yeterince güçlü ve basiretsiz olabilir
  • Amir banka basiretsiz ve yeterince donanımlı olmayabilir
  • Satıcı olası rezerv durumunda “B” planı yapmamış olabilir
  • Alıcı ve bankası UCP 600 Sayılı Broşür hükümlerini yeterince bilmiyor olabilir
  • Alıcının bankası basiretli tacir gibi davranmıyordur
  • Alıcı; eksik yükleme ve kalitesiz mal konusunda endişesi olduğu halde bunu kanıtlayan belge almamış olabilir
  • Alıcı fatura ve sigorta belgelerinde yeterli bilgileri talep etmemiş, sigorta koşulları yetersiz olabilir
  • Akreditifte yer alan bankalar görevlerini eksik yapmış ve sonucunda risk doğurmuş olabilir
  • Alıcı veya bankası veya teyit bankası belgelerin postada kaybolmasına ilişkin önlem almamış olabilir

Daha da yazardım akreditifin zayıf yönlerini, o zaman akreditifle iş yapmaya niyetli olan birkaç kişiyi de caydırmış olurum sanırım.

Unutmayınız

Daha fazla eğitim, daha fazla dikkat, daha fazla tecrübe sizi akreditif konusunda bir adım öteye taşıyacaktır.

Akreditifin Zayıf Yanları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Yaratıcılık, Sürdürülebilirlik ve Sanatın Buluşması: Denim Ötesi

Yaratıcılık, Sürdürülebilirlik Ve Sanatın Buluşması Denim ötesi
Yaratıcılık, Sürdürülebilirlik ve Sanatın Buluşması Denim Ötesi

Yaratıcılık, Sürdürülebilirlik ve Sanatın Buluşması: Denim Ötesi
Selin ERDAL

Denim, sanat ve sürdürülebilirliğin estetik bir bakış açısıyla harmanlanması: Denim Ötesi

Yaratıcılık, Sürdürülebilirlik Ve Sanatın Buluşması Denim ötesiSıradan bir tekstil malzemesi olan denimin yeniden üretilmesiyle ziyaretçilere yeni bir bakış açısı kazandıracağını düşündüğüm bu sergi, doğal kaynaklar odağında ileri dönüşüm ve çağdaş sanatın eteğinde sürdürülebilirliği ve modayı birleştiriyor.

Denim

Denimin temeli, aslında çok eski zamanlara dayanır. İlk olarak 17. yüzyılda Fransız kasabası Nîmes’de üretilmeye başlanan denim; burada kullanılan kumaşın ismiyle ilişkilendirilmiştir, dokusu da bugünkü denimin temelini atmıştır. Temel hammaddesi pamuk olan denim, gerçek anlamda Endüstri Devrimi ile yaygınlaşmaya başlamıştır. 19. yüzyılın ortalarında, Amerika’da minerallerin çıkartılması ve demiryollarının inşası gibi ağır sanayi işlerinde çalışan işçiler için dayanıklı bir kumaş ihtiyacı doğmuştur.

Denim Sanat 2
Ian Berry, Denim Ötesi Sergisi, Kalyon Kültür, 30 Kasım 2024 – 14 Şubat 2025

Başlangıçta işçilerin ve maden işçilerinin giysisi olarak kullanılan denim, 20. yüzyılın başlarında popülerleşmeye başladı. Özellikle 1930’lar ve 1940’lar, Amerikan işçi sınıfının ve çiftçilerinin günlük yaşamında bu kumaşın önemli bir yer tuttuğu dönemlerdi. Fakat denim, sadece işçi kıyafetlerinden öteye geçerek 1950’lerde Hollywood yıldızları ve gençlik kültürü ile özdeşleşmeye başladı.

1960’lar ve 1970’lerde ise denim, gençlerin karşı kültür hareketlerinin vazgeçilmez bir parçası oldu. Hippiler ve rock yıldızları, denim giysilerini özgürlük, isyan ve bireysel ifade biçimi olarak kullandılar. 1980’lerde ise moda dünyasında farklı tasarımcıların bu kumaşı kullanmaya başlamasıyla denim, lüks giyimde de yer almaya başladı.

Günümüzde denim, sadece giyim değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı ve kültürün ifadesi haline geldi. Pek çok ünlü tasarımcı, çevresel sürdürülebilirlik hareketine katkıda bulunarak denim üretiminde geri dönüştürülmüş malzemeler ve organik pamuk kullanmaktadır.

Denim Sanat 1
Ian Berry, Denim Ötesi Sergisi

Bu kumaşın dayanıklı ve uzun ömürlü yapısı, moda endüstrisinin giderek daha fazla dönüştüğü sürdürülebilirlik anlayışına uygun bir alternatif sunmaktadır. Ayrıca denim, çok katmanlı kimliği ve yeniden üretilebilirliği sayesinde çağdaş sanat dünyasında da önemli bir ifade biçimi olarak kabul edilmektedir. Sanatçılar, bu malzemeyi kullanarak toplumsal mesajlar vermekte ve gündelik estetiği dönüştürerek kendi sanatını yaratmaktadır. Bu da denimi sadece bir giysi parçası değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal bir ifade biçimi olarak ön plana çıkarmaktadır.

Denim Ötesi

İngiliz sanatçı Ian Berry; Türkiye’deki ilk kişisel sergisini Kalyon Kültür çatısı altında gerçekleştirdi. Taş konağın her odasında yakından incelemek istediğim, detaylara sürüklendiğim, küresel bir ikon olan denim kumaşının yeniden yapılandırılmasıyla ilham verici çalışmalar yer alıyordu. Ayrıca bu seçkide hayvan portrelerinden oluşan yeni seri, dünyada ilk defa Kanyon Kültür’de sergilendi. 30 Kasım 2024 – 14 Şubat 2025 tarihleri arasında görülmeye açık olan Denim Ötesi’nin, sürdürebilirlik ve moda hakkında ufuk açtığı ve denim kumaşına yeni bir boyut kazandırdığı görüşündeyim.

Denim ötesi
Ian Berry, Denim Ötesi Sergisi, Kalyon Kültür, 30 Kasım 2024 – 14 Şubat 2025

Serginin küratörü Aslı Bora: “Ian Berry, tüketim kültürünün mekanikleşmiş karakterine karşılık sanatsal üretiminin odağına denimi yerleştiriyor. Berry, atık ve kullanılmış denim ile meydana getirdiği çalışmalarıyla modanın değişken karakterinin yarattığı kaynak israfına ilişkin bir sorgulama alanı yaratıyor. Diğer taraftan Berry’nin denim parçalarından inşa ettiği eserler, sanatsal bir “trompe-l’oeil” tekniğiyle izleyiciyi gerçekliğin sınırlarını sorgulamaya davet ederken, tüketim alışkanlıklaımızı yeniden değerlendirmek için güçlü bir çağrıda bulunuyor. Berry’nin işlerinde denim, sıradan bir kumaş olmanın ötesine geçiyor; tarihin, emeğin ve modern dünyanın somut bir sembolü haline geliyor.” şeklinde ifade ediyor.

Yapay Zeka ve Üst Yönetim: Liderlikte Yapay Zeka Kasları

Yapay Zeka Ve üst Yönetim Liderlikte Yapay Zeka Kasları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Yapay Zeka ve Üst Yönetim: Liderlikte Yapay Zeka Kasları

Dr. Umut KÖKSAL

Yapay Zeka Ve üst Yönetim Liderlikte Yapay Zeka Kasları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemYapay zekadaki gelişmeler, adına yapay zeka çağı verdiğimiz bir dönem için gerçekten ilginç ve ilham verici.

Yapay zeka, sadece operasyona odaklanan şirket çalışanları için değil, C düzeydeki yöneticiler için stratejik planlama ve stratejik yönetimi de yeniden tanımlamaya başlıyor.  Yapay zeka alanındaki projeler, ürünler; üst düzey yöneticiler için veri odaklı iç görüleri ortaya koyarak, karmaşık, zor karar verme süreçlerini otomatik hale getiriyor ve iş süreçlerini optimize ederek daha proaktif karar verme ve  stratejik  yönetim  yapabilmenin de önünü açıyor.

CEO’dan, CFO’ya, CMO’dan, CTO’ya….. Hangi üst düzey yönetici, rol olursa; yapay zeka algoritmalarının sunduğu ileri düzey analitik yardımcı ile; stratejik kararlar için gerekli olan büyük veri analitiği, gerçek zamanlı bilgilerin işlenişi daha başarılı şekilde sağlanarak; pazardaki değişimler, trendlere yönelik öngörüler daha sağlıklı gerçekleştirile biliyor.

Yapay zeka ile doğrudan ilişkili ileri düzey veri analitiği, makine öğrenmesi algoritmaları;  üst yönetim açısından daha etkin risk analizinin yapabilmenin zemini oluşturuyor, bu zemin daha çevik bir yönetim anlayışının işaret fişiğini  de yakmış oluyor.

Örneğin; yapay zeka odaklı finansal projeksiyonlar, senaryoları gözden geçirme CFO’lara, yetenek ve potansiyel yönetiminde, çalışan deneyiminin tasarımında yapay zeka temelli insan kaynakları ürünleri CHRO’lara yeni kapılar açarak; finans yönetimi ve insan kaynakları süreçlerinin optimize edilmesini, etkin, verimli ve daha stratejik yönetilmesi için kolaylıklar sağlıyor.

Aynı şekilde, yapay zekanın tedarik zinciri süreçlerinin daha çevik, daha dayanıklı hale getirilmesinde kullanılması, COO’lara daha maliyet optimize, daha daha sürdürülebilir tedarik zinciri ve lojistik yönetimi yapabilmelerini sağlıyor.

Ancak burada şirket üst yönetimlerinin dikkatli olması gereken, hassasiyetle yaklaşmaları gereken noktalar da var. Bir kere öncelikli olarak; yapay zekanın, ve son dönemler için spesifik ifade etmek isterse, üretken yapay zekadaki gelişmelerin stratejik yönetime entegrasyonu, siber güvenlik, etik, sürdürülebilirlik, kişisel verilerin korunması kanunu, veri gizliliği gibi faktörler de dikkate alınarak değerlendirilmelidir.

Yapay zeka, günümüz iş dünyasında sadece bir teknoloji ya da oyuncak değil, şirketin her düzeyindeki çalışan, yönetici açısından sürdürülebilirlik, etkinlik, verimlilik ve kurumsal hedeflere ulaşmak için doğru tasarlanması gereken bir  teknolojiler grubu, bir iş yapış aracı, her şeyden de önemlisi bir yönetim, liderlik aracı.

Şirket üst yönetimi, güven, uyumluluk ve verimliliği güvence altına almak adına, yapay zeka ile ilgili projeleri, çalışmaları yönetişim boyutu ile dengelemeliler.

Bunun sadece bir teknoloji kullanımı olmadığını, yapay zekanın şirket kültürü, şirket stratejileri ile uyumunun sağlanması adına yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya farkındalığının, her düzeyde yakalanması gerekliliğini anlamaları gerekiyor.

Yapay zeka, üst düzey yöneticiler için bir kas. Bir kas olarak, üst düzey yöneticilerin stratejik yönetim yetkinliklerini güçlendiriyor, kas çalıştırıldıkça karar verme, planlama yetkinlikleri artıyor ve gün sonunda operasyonel mükemmeliyete giden yolda bir adım daha atılmış oluyor.

Nasıl ki insan vücudundaki kaslar, bireye hareket, güç sağlıyorsa, yapay zeka teknolojileri de- teknolojileri diyorum çünkü yapay zekayı, farklı yeni nesil teknolojilerin entegre edildiği bir bakış açısı ile değerlendirmek lazım,  üst düzey yöneticileri büyük miktarda(big data) veriyi işleme, zor, komplike iş süreçlerini otomatize etme ve şirket stratejilerini real-time(gerçek ve eş zamanlı) optimize edebilme avantajını da doğuruyor.

Bu kas güçlendikçe, beslendikçe; üst düzey yöneticiler, stratejik miyop’dan uzaklaşarak daha fazla inovasyona, vizyona ve stratejik odaklanmaya sahip oluyorlar.

Peki Sizce, yapay zeka; c düzey yöneticiler açısından gelecekte neleri imkan kılacak?  Üst düzey yöneticilerin, yapay zekanın ortaya koyduğu fırsatlardan yararlanması için yapmaları gereken başka şeyler neler?

Yapay Zeka Ve üst Yönetim Liderlikte Yapay Zeka Kasları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemDr. Umut KÖKSAL

UK Danışmanlık Kurucusu,

Dijital Dönüşüm Lideri, Öğretim Üyesi