Kayıt Dışı İstifa

Prof. Dr. Umut Omay

Bu haftaki yazımda ilk kez 1982 yılında Höhn tarafından kavramlaştırılıp tanımlanan, Almanca literatürde de uzunca bir süreden beri tartışılmakta olan ve Türkiye’de henüz yeterince dikkat çekmemiş bulunan bir sorundan bahsetmek ve bu soruna farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak istiyorum.

Almancada “innere kündigung” olarak belirtilen ve kelime anlamı olarak Türkçeye “içsel istifa” ya da “içsel işten ayrılma” olarak çevrilebilecek bu sorunda işgören, daha önce böyle olmamasına rağmen, zaman içerisinde inisiyatif almaktan kaçınma, olması gerekenden daha düşük performans gösterme (hatta yalnızca kovulmayacak kadar çalışma) gibi bir dizi tutum ve davranış değişikliği sergilemeye başlamaktadır (1,2). Diğer bir deyişle, işgören çeşitli nedenlerden kaynaklanan hoşnutsuzluğunun bir sonucu olarak örgüte küsüp iş ilişkisini kendi zihninde sona erdirmekte ancak bunu işverenine açık bir biçimde bildirmemekte ve iş ilişkisini görüntüde devam ettirmektedir.

Ne var ki, böylesi bir iş ilişkisinin sürdürülmesiyle birlikte yapılan işin kalitesinin düşmesi, müşteri şikâyetlerinin ve hatalı üretim ya da işlemlerin sayısının artması gibi sorunlar kaçınılmaz hale gelmektedir (3).

Bazı yazarlar sorunun örgütsel patolojiden kaynaklandığını ileri sürmektedir (4). Sorunun kaynağına ve nedenlerine ilişkin araştırmalar tek bir neden yerine bir “nedenler kümesinin” işgörenlerin bu yönde bir davranış göstermelerine yol açtığına işaret etmektedir. Dolayısıyla birden fazla olumsuz faktör belirli bir süre etkide bulunduktan sonra işgörenlerin böylesine bir tutum sergilemesine neden olmaktadır. Bu faktörlerden bazı şu şekildedir (4,5):

  • Kötü yönetim ve yetersiz liderlik,
  • Mobbing,
  • Açık olmayan ya da yetersiz yapılan görev ve hedef tanımları nedeniyle üstler, astlar ve iş arkadaşlarıyla yaşanan çatışma ve sorunlar,
  • Ortak değerlerin olmaması gibi kurumsal kültürdeki noksanlıklar,
  • Yükselme olanaklarının yetersizliği,
  • Yüksek performans baskısı,
  • Sürekli olumsuz stres yaşanması,
  • Sürekli fazla mesai yapılması yönündeki talepler,
  • Geri bildirim noksanlığı.

Kavram çalışma keyfinin yitirilmesine, motivasyon düşüklüğüne ve yapılan işe kayıtsızlaşmaya gönderme yapması nedeniyle Almanca literatürde bu tip sorunlar üzerinde çalışanlar tarafından fazlasıyla kabul görmüş ve deyim yerindeyse dile pelesenk olan bir kavram haline gelmiştir. Yine Almanca literatürde “innere kündigung” kadar yaygın olmasa da sorunu tanımlamak için “kendini emekliye ayırma” gibi kavramların da kullanıldığı görülmektedir. Kavrama yönelik çalışmalarda bu soruna ilişkin tutum ve davranışlardaki değişikliklerde duygusal, zihinsel ve davranışsal olmak üzere üç temel bileşenin bulunduğuna da dikkat çekilmektedir (6). Diğer yandan sorunun “geçici” bir durumu ifade etmediği, zaman içerisinde durağan bir nitelik kazandığı da belirtilmektedir (7).

Sorun her ne kadar gizli ve sessiz bir biçimde ortaya çıkıyor olsa da yapılan araştırmalar bir işgörenin kendi zihninde iş ilişkisini sona erdirmesine ilişkin birçok belirtinin bulunduğunu göstermektedir. Örneğin bu tip işgörenlerin işverenin ekonomik başarısına kayıtsız oldukları, isteksizce iş yaptıkları, işe gelme ve kendilerini geliştirme konusunda yine isteksiz oldukları, olumsuz ruh hali içerisinde bulundukları, sürekli herkesten ve her şeyden şikâyetçi oldukları, sıklıkla çeşitli bahanelerle işe gelmedikleri ve mesainin bitmesini sabırsızlıkla bekledikleri (8) görülmektedir. Sonuçta bu belirtileri göstermeye başlayan bir işgörenin iş ilişkisini zihninde bitirmiş olduğu, diğer bir deyişle işgören aslında kendi zihninde istifa etmesine rağmen bunu işverenine açıklamadığı kabul edilmektedir.

Bu nedenle bu duruma “kayıt dışı istifa” demek de mümkündür. Eğer istihdam ilişkisinin belirli prosedürlere uygun olarak gerçekleştirilen bir bildiriminin olmaması ya da bu prosedürlere tam olarak uyulmaması o iş ilişkisini kayıt dışı istihdam haline getiriyorsa, benzer bir durum iş ilişkisinin işgören tarafından haber verilmeksizin yalnızca kendi zihninde sona erdirilmesini de pekâlâ “kayıt dışı” hale getirebilir.

Kayıt dışı ekonomi ve buna bağlı olarak kayıt dışı istihdam kavramlarına ne yazık ki yabancı değiliz ve bu kavramlar sık sık karşımıza çıkıyor. Üstelik kayıt dışılık sorununun dünya geneline yayılmakta olduğu ve küresel nitelikli bir sorun haline geldiği de söylenebilmektedir (9, 10).

Kayıt dışı istihdamın özellikleri incelendiğinde 3 farklı biçiminin bulunduğu görülmektedir (11):

  1. Çalışmaları hiç bildirilmeyenler,
  2. Çalışmaları eksik bildirilenler,
  3. Mevzuatın kayıt dışında bıraktığı çalışanlar.

Kayıt dışı istihdamda her ne biçimde olursa olsun sonuçta istihdamın ya tamamen ya da kısmen resmi prosedürün dışında bırakıldığı bir durum söz konusudur. Dolayısıyla iş ilişkisinin kurulması ve sürdürülmesi yasal gereklilikler yerine getirilmeden gerçekleştirilmektedir. Bunun sonucunda da uygulamada çeşitli ilginç durumların ortaya çıktığı görülmektedir. Örneğin çalışmıyor görünen biri aslında çalışmakta, kısmi zamanlı çalışan biri tam zamanlı iş görmekte, daha fazla ücret alan biri asgari ücretle çalışıyor gibi gösterilmektedir.

Sonuçta eğer iş ilişkisi kayıt dışı kurulabiliyor ve kayıt dışı unsurlar çerçevesinde sürdürülebiliyorsa, iş ilişkisinin sona ermesinin de kayıt dışı olabileceği söylenebilir. Gerçekten de çalışmıyor görünen ya da göründüğünün ötesinde çalışmak durumunda kalan çalışanların var olduğunu ya da daha yüksek ücretlerin asgari ücret gibi gösterildiğini biliyorsak, çalışıyor görünen ancak yeterince çaba sarf etmeyen ya da kendisine ödenen ücrete karşılık gelen katma değeri üretmekten kaçınan çalışanların olması da şaşırtıcı gelmemelidir.

Kavramsal tartışmalar bir yana buradaki asıl sorun örgütün bazı işgörenlerinin potansiyelinden yeterince yararlanamamasıyla kendisini göstermektedir. Özellikle vasıflı işgörenler söz konusu olduğunda sorun daha da önem kazanmaktadır. Gerçekten de örgüte büyük beklentilerle kazandırılan bu işgörenlerin küstürülmesi, harcanan çabanın ve kaynakların boşa gitmesine neden olabilmektedir. Burada örgütün “kayıt dışı istifa edenleri” ve tutum değişikliğinin nedenlerini tespit edebilmesi örgütün mevcut durumu kadar geleceği açısından da önem taşımaktadır. Elbette kişisel nedenlerle bazı kişilerin çalışmaya ya da örgüte küsmeleri mümkündür. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta bu sorunun kişisel nedenlerden mi yoksa örgütün sahip olduğu bazı özelliklerden mi kaynaklandığının anlaşılmasıdır. Bu nedenle işgörenlerin tutum değişiklikleri gözlenmeli ve bunların nedenleri mutlaka araştırılmalıdır. Böylelikle örgütsel bir patoloji halinin bulunup bulunmadığının teşhisi de mümkün olabilecektir. Eğer örgütsel bir patoloji hali söz konusu ise sorun ya da sorunlar “erken teşhis” ile tespit edilebilecek ve böylelikle daha büyük ve geri dönüşü olmayan zararlar ortaya çıkmadan uygun tedavi yöntemleri ile ortadan kaldırılabilecektir.

Kaynakça

(1) “Innere Kündigung”, Çevrim içi: https://de.wikipedia.org/wiki/Innere_Kündigung, Erişim tarihi: 16.05.2022.

(2) Mai, J. (2022), “Innere Kündigung: Symptome, Ursachen, Lösungen + Test”, Çevrim içi: https://karrierebibel.de/innere-kundigung-test/, Erişim tarihi: 20.05.2022.

(3) Scheibner, N. & Hapkemeyer, J. (2013), “Innere Kündigung als Thema in der Organisationsentwicklung”, Organisationsberatung,Supervision, Coaching, 20, p. 466.

(4) Badura, B., Walter, U., & Hehlmann, T. (2010), “Problemstellungen, Ziele und Interventionsformen”, Betriebliche Gesundheitspolitik, Ed. B. Badura, U. Walter & T. Hehlmann, Springer-Verlag Berlin Heidelberg, p. 49.

(5) Mladina, A. (2018), “Innere Kündigung: Was tun gegen den schleichenden Rückzug?”, Çevrim içi: https://www.roberthalf.de/blog/innere-kuendigung-was-tun-gegen-den-schleichenden-rueckzug, Erişim tarihi: 16.05.2022.

(6) Scheibner, N., Hapkemeyer, J. & Banko, L. (2016). iga.Report 33. Engagement erhalten – innere Kündigung vermeiden. Wie steht es um das Thema innere Kündigung in der betrieblichen Praxis? Dresden: iga, p. 15.

(7) Scheibner & Hapkemeyer, ibid. p. 464.

(8) Mladina, ibid.

(9) Bozkurt, C. (2014), “Kayıtdışı Ekonominin Bir Değerlendirmesi ve Türkiye”, Gaziantep University Journal of Social Sciences, 13 (1), 41-58.

(10) Kalaycı, C. ve Kalan, E. (2017), “Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele Politikalarının Analizi”, Uluslararası Ekonomi, İşletme ve Politika Dergisi, 1 (1), 17-34.

(11) Yereli, A. B. ve Karadeniz, O. (2004), Kayıt Dışı İstihdam, Odak Yayın Evi, Ankara.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

Belirli Bir Yaşa Ulaşma, İş Sözleşmesinin Kendiliğinden Sona Erme Sebebi Olabilir mi ?

LÜTFİ İNCİROĞLU

İş ve sosyal güvenlik mevzuatında iş ilişkilerinde yaş sınırlaması ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu konu sadece 20 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda düzenlenmiştir.

6701 sayılı Kanuna göre, “Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır” (m.3/2). Aynı Kanun’un 7/1-(c) maddesinde ise, yaş temelinde farklı işlem yapılmasıyla ilgili olarak, işe kabul ve istihdam sürecinde sadece hizmetin zorunlulukları nedeniyle yaş sınırlarının belirlenmesi ve uygulanmasına izin verilmiş olup, genel olarak yaşa dayalı farklı muamele yasaklanmıştır.

Öğretide, belirli bir yaşa ulaşma ve/veya emekliliğe hak kazanma durumunda iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği hususu iş sözleşmelerinde, toplu iş sözleşmelerinde veya işyeri iç yönetmeliklerinde düzenlenmiş olsa dahi geçersiz kabul edilmektedir[1]. Çünkü belirli bir yaşa ulaşma ile iş ilişkisinin kendiliğinden sona erdiğinin kabulü, azami iş sözleşmesi kurulması anlamına gelmektedir. Oysa azami süreli iş sözleşmeleri 4857 sayılı İş Kanunu m.11/1’de yer alan belirli süreli iş sözleşmelerine getirilen sınırlamalara tabidir[2]. Nitekim, azami süreli sözleşmelerde taraflar sözleşme kurulurken sözleşmenin geçerli olacağı azami süreyi belirler ve sözleşme belirlenen sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona erer. Sözleşmenin ne zaman sona ereceği sözleşmede belirtildiği için azami süreli sözleşmeler belirli süreli sözleşmeler gibi işlem görürler ve 4857 sayılı Kanun m.11/1’de belirli süreli sözleşmelerin kurulmasında aranan kriterler burada da aranmaktadır. Kaldı ki, belirli süreli iş sözleşmeleri objektif bir neden olmadan kurulamaz. Dolayısıyla, iş sözleşmesinin sona ermesinin belirli bir yaşa ulaşmaya bağlanması sözleşmeyi belirli kılacağından işçilerin belirli bir yaşa gelmesi veya emekliliğe hak kazanması durumunda, iş sözleşmeleri kendiliğinden sona ereceği için ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamayacakları gibi işsizlik ödeneği de alamazlar işe iade davası da açamazlar. Bu durumda emekliliğine hak kazanması nedeniyle iş sözleşmesini sona erdirerek kıdem tazminatı alabilecek işçilerin bu haktan mahrum edilmesi kabul edilemez[3].

Sonuç olarak, belirli bir yaşa ulaşma ve/veya emekliliğe hak kazanma iş sözleşmesini kendiliğinden sona erdirmez. Buna ilişkin bir kaydın iş sözleşmesine, toplu iş sözleşmesine ya da işyeri iç yönetmeliği’ne konulması da sonucu değiştirmez. Çünkü belirli bir yaşa ulaşma ile iş ilişkisinin kendiliğinden sona erdiğinin kabulü, azami iş sözleşmesi kurulması anlamına gelir. Oysa, azami süreli iş sözleşmeleri İş Kanunu m.11’de belirtilen sınırlamalara tabidir ve objektif bir sebep olmadan bu yönde yapılan bir düzenleme hukuka aykırı olur.

[1] TUNCAY, Can, Karar İncelmesi, ÇİD, s.1990 S.3, C.4; ÜNAL, Canan, İş Hukukunda Yeni Yaklaşımlar, İstanbul 2017.

[2] ASTARLI, Muhittin, İş Hukukunda İkale, (Bozma Sözleşmesi) , Ankara 2016.

[3] ÜNAL, Canan, İş Hukukunda Yeni Yaklaşımlar, İstanbul 2017.

Apple Tedarik Zincirini Çeşitlendirmek İstiyor

Wall Street Journal’da yayınlanan bir habere göre  Apple, Çin dışındaki üretimini artırmak istiyor, firmanın pandemi öncesinde de benzer konular üzerinde çalıştığı daha önce yayınlanmıştı.

Bu kez teknoloji devi, görünüşe göre üretim ortaklarını çeşitlendirmek istiyor. Çin’in yüz milyonlarca insanın uzun süreli kilitlenmelerine ve seyahat kısıtlamalarına yol açan katı Covid-19 protokolleriyle ilgili hayal kırıklıkları nedeniyle bazı üretim operasyonlarını Çin dışına kaydırmayı düşünüyor.

Apple, üretiminin büyük çoğunluğu (%90’dan fazlası) için uzun zamandır Çin’de faaliyet gösteriyor. Ürünlerinin küçük bir yüzdesi Hindistan ve Vietnam’da üretiliyor. Mevcut durumda her iki ülkenin de ek üretim için potansiyel varış noktaları olarak adlandırıldığını söylüyor.

Apple’ın Çin’den uzaklaşması sadece bir başlangıç olabilir

Kaynaklar doğruysa, Apple’ın Çin’den uzaklaşması diğer teknoloji şirketlerinin de dalgayı takip etmesine neden olabilir.

ABD merkezli bir ticaret birliği olan Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) son verilerine göre, Çin, yalnızca Mart ayında 17,5 milyar dolara ulaşan çıkışlarla yabancı yatırımlarda sürekli bir düşüş görüyor. Bu değişim daha önce “benzeri görülmemiş” olarak adlandırılıyor. Diğer gelişmekte olan piyasaların pandemi sırasında aynı yatırımcı tepkisini görmediği belirtiliyor.

Çin’in Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini ve devam eden savaşını kınamayı reddetmesi, yatırımcıların ve ABD şirketlerinin ülkeden uzaklaşmasının bir başka nedenidir. Siyasi analistler ayrıca, Çin’in Putin’in Ukrayna’daki savaşından Tayvan’a saldırı planlarına göre hareket etmek için cesaretlendirileceğinden korkuyorlar.

Bu arada, ülkenin “covid sıfır” stratejisini takip etmedeki rakipsiz gayreti, iç ekonomisiyle ilgili endişelere de yol açıyor. CNBC, Apple’ın yanı sıra, Starbucks, Dupont ve Estée Lauder gibi büyük firmaların hepsinin operasyonel engeller ve daha yavaş satışlar için uzun süren covid kilitlenmelerini suçladığını yazıyor. Pandemiden önce Apple, jeopolitik risklere maruz kalması nedeniyle üretiminin bir kısmını Çin dışına taşımak için de motive olmuştu.

Sert veya ani bir değişiklik beklemeyin

Çin’in ABD şirketleri için daha az çekici görünebileceği nedenlerinin kartopu listesine rağmen, bazı analistler sert veya hızlı bir değişim beklemediklerini söylüyor.

Apple, montaj merkezlerini ve ilişkilerini Çin’de inşa etmek için onlarca yıl harcadı, burada yetenekli insanlardan ve sağlam altyapıdan oluşan büyük bir havuza erişebiliyor. Ayrıca, diğer ABD merkezli firmalarda olduğu gibi, Çin’de ürün üretmek, Apple’ın Çin’in muazzam iç tüketici pazarına daha kolay erişmesini sağlıyor.

The Economist Intelligence Unit’in küresel ticaret lideri Nick Marro, kısa süre önce CNBC’ye verdiği demeçte, “Tedarik zinciri çeşitlendirmesi oldukça zordur çünkü insanlar her zaman bunun hakkında konuşurlar ve yönetim kurulu odaları bunu tartışmayı sever” şeklinde konuşarak Apple ve benzeri şirketlerin tedarik zincirlerini bir çırpıda çeşitlendirmelerinin kolay olmadığını vurguluyor.

 

İhracatın Kuralları – IV

İHRACATTA NEYİ BİLMELİYİZ ?  

Yurt dışına mal satacak, uluslararası arenada boy gösterecek ihracatçının her şeyden önce elinin güçlü olması gerekir. Elinin güçlü olması derken, pazuları iyi ve kuvvetli kastım olmadığı bilinmelidir. İhracatçımız uluslararası alış ve satış kurallarıyla birlikte satacağı malın fiyatının rekabet edebilir düzeyde olmalıdır.

Uluslararası kurallar derken; ICC – International Chamber and Commerce’nin çıkartmış olduğu kurallardan bahsediyorum. Yerine göre ihracatçımız malını vadeli satacaktır. Vadeli sattığında vadede parasını alabilecek mi? Yerine göre mal mukabili satacaktır. Mal mukabilinin ve kurallarının ihracatçımız tarafından iyi biliniyor olması gerekir.

Kuralları ne kadar bilip ne kadar bilmediğimiz şöyle dursun, ihracatçımızın karşısındaki ithalatçının niyeti oldukça önemlidir.

 

ULUSLARARASI KURALLAR

Uluslararası Odalarının hazırlayıp küresel piyasada iş yapan tüm tarafların bilgisine sunmuş olduğu kurallar vardır ki bu kuralların dış ticaretin tarafları olan;

  • İhracatçı,
  • İthalatçı,
  • İhracatçının bankası,
  • İthalatçının bankası,
  • Gemi şirketi,
  • Brokerler

tarafından bilinmeleri gereklidir.

 

ICC – INTERNATIONAL CHAMBER AND COMMERCE KURALLARI

Uluslararası Ticaret Odalarının hazırlamış olduğu ve hala kullanımda olan tüm ticaret taraflarının uymaları gereken kurallar şöyledir;

  • Uluslararası ticarette Teslim yöntemleri için INCOTERMS 2020
  • Garanti akreditifleri (standby LC) için ISP (International Standby Practices),
  • Ticari Akreditifler için “Akreditiflere İlişkin Bir Örnek Usuller ve Uygulama Kuralları” (“Uniform Customs and Practice for Documentary Credits” – “UCP 600”),
  • Tahsiller için “Vesaik Mukabili Ödeme İşlemlerine ilişkin Tahsiller İçin Bir Örnek Kurallar” (“Uniform Rules for Collections” – “URC 522”) ve
  • Garantiler/kontrgarantiler için “Garantilere İlişkin Bir Örnek Kurallar (“Uniform Rules for Demand Guarantees” – “URDG 758”) dir. ICC kuralları dünya çapında çok yaygın olarak kullanılmaktadır.

Uluslararası ticaretin kuralları olmasaydı alıcı ve satıcı arasında çeşitli ihtilaflar, ihtilaflar zaman kaybına, ihtilaflar yargı mercine intikaline ve sonucunda, para, zaman, güven kaybı olacağı ortaya çıkacaktı. ICC kurallarının dünya ticaretine katkısı büyüktür. En önemlisi dünya ticaretinde uyulması gereken kuralların ne olduğunu ortaya koyarak ticareti kolaylaştırdı. Her şeyden önce ticaretti kolaylaştırmaktadır, ihtilafların çözümüne katkıda bulunmaktadır, çoğu zaman sözleşmelerin hazırlanması aşamasında devreye girerek ihtilafların ortaya çıkmasını engellemektedir. Uluslararası ticarette yapılan sözleşmelerde ICC’nin kurallarına atıfta bulunarak ortak bir dil üzerinde anlaşma yoluna gidilmektedir. Dolayısıyla ICC’nın uluslararası ticaretle ilgili getirdiği kurallar Dünya ticareti için ortak bir lisandır.

Dünya ticaretinin ortak dili Uluslararası Ticaret Odalarının çıkartmış olduğu kurallar olduğundan, bir ihracatçı neyi bilmelidir diye bir soru aklımıza geldiğinde; kesinlikle dünya ticaretinin ortak dilinin bilinmesi gerekir derim.

REŞAT BAĞCIOĞLU

 

Ticaretle ilgili alım-satım ve danışmanlık taleplerinizi https://satinalmadergisi.com/ticaritalep/ sayfasından iletebilirsiniz.

Yöneticiler için ÖDÜLLÜ İŞ BULMACASI No:13

Yöneticiler için ÖDÜLLÜ İŞ BULMACASI No:13

Güzel bir mola verin. Zihinsel bir tazeleme için bulmaca çözün.
İş hayatı odaklı bulmaca için zaman ayırın.

Haftanın bulmacasını çözmek için 

https://satinalmadergisi.com/bulmaca13/
TIKLAYIN.

İnteraktif şekilde web sitesi üzerinde veya kağıt çıktıda (PDF) çözebilirsiniz.

Her pazartesi bir bulmaca sizi bekliyor.
Kolaylıklar dileriz. Prof. Dr. Murat ERDAL

Dünyanın en büyük nakliye hatları gökyüzüne çıkıyor

Dünyanın en büyük üç nakliye hattı, kendi kargo havayollarını geliştirmek için büyük hedeflere sahip. Maersk, Mediterranean Shipping Company (MSC) ve CMA CGM, uçak satın alıyor, hava kargo satıcılarıyla birleşiyor ve hava kargo tekliflerini genişletmek için mevcut havayollarıyla ortaklıklar kuruyor.

İki yıl boyunca yükselen nakliye karlarından sonra, firmalar pandeminin tetiklediği yüksek deniz taşımacılığı oranlarının sonsuza dek sürmeyeceğini biliyorlar. Artık nakliye fiyatları çökmeden önce karayolu taşımacılığından depolamaya, tedarik zinciri yazılım geliştirmeye kadar lojistik işinin diğer köşelerine doğru çeşitleniyorlar. Nakliye şirketleri dikey olarak entegre kargo şirketlerinin geleceğine odaklanırken, her üç nakliye hattı da karadan, denizden ve havadan tedarik zincirlerine hükmetmek için yarışıyor.

Air France-KLM ve CMA CGM hava kargoda ortak oldu

CMA CGM, hava kargo kapasitesini hızla genişletmek için Air France-KLM ile ortaklık kurdu. 18 Mayıs’ta açıklanan anlaşmanın şartlarına göre, şirketler kargo uçağı jetlerinde yer paylaşacak; CMA CGM, müşterilerinin kargoları için Air France-KLM uçaklarında yer ayırtabilir veya bunun tersi de geçerlidir. CMA CGM ayrıca Air France-KLM’nin yönetim kurulunda yer aldı ve şirkette % 9’luk bir hisse satın aldı ve CMA CGM’yi Air France-KLM’nin en büyük hissedarlarından biri haline getirdi.

CMA CGM, kargo havayolu şirketini Şubat 2021’de başlattı ve pandemi karlarının bir kısmını dört Airbus kargo jeti satın almak için kullandı. Şirket, dört Boeing 777 kargo uçağı ve dört Airbus A350 kargo uçağı sipariş ederek filosunu genişletmeye çalıştı – ancak bu uçaklar hala teslim edilmedi. Air France-KLM ile olan bağ, şirketlerin birleşik filosunu anında 10 kargo jeti içerecek şekilde genişletiyor ve sipariş üzerine bir düzine daha var.

Maersk hava kargo işini konsolide etti

Maersk, pandemi sırasında hava kargo alışveriş çılgınlığına başladı. Nakliye hattı, Boeing’den iki yeni 777 kargo uçağı satın aldı ve 15 kargo jetinden oluşan şirket içi filosunu genişletmek için kargo havayolu Hava Taşımacılığı Hizmetleri Grubu’ndan üç 767 kargo uçağı kiraladı. Ve Kasım ayında Maersk, müşterilerinin kargo uçaklarında yer ayırmasına yardımcı olan bir nakliye şirketi olan Senator International’ı satın aldı.

Maersk, Nisan ayında bu alımları Maersk Air Cargo adlı bir yan kuruluşta birleştireceğini açıkladı. Şirket yöneticileri, amaçlarının müşterilerine sattığı hava kargo alanının üçte birini taşımak için şirket içi havayolunu kullanmak ve geri kalanını diğer taşıyıcılara ve charter şirketlerine vermek olduğunu söylüyor.

MSC, ITA Airways’i hava kargosuna ilk adımı olarak mahkemeye verdi

MSC henüz bir kargo havayolu şirketi kurmadı, ancak işe girmek istiyor. Nakliye hattı, Ocak ayında sorunlu İtalyan devlet havayolu ITA Airways’in çoğunluk hissesini satın almayı teklif etti. İtalyan hükümeti, para kaybeden taşıyıcıyı Haziran ayı ortasına kadar satmak istediğini söyledi ve MSC, devralmak için 1,2 milyar dolardan fazla agresif bir teklifte bulundu. Ancak anlaşmayı kıstırmak için, Air France-KLM de dahil olmak üzere rakip teklif sahiplerini savuşturmak zorunda kalacak..

Hapag-Lloyd, hava kargosuna geçişi reddetti

Beşinci en büyük nakliye hattı olan Hapag-Lloyd’un mücadeleye katılmasını beklemeyin. CEO Rolf Habben Jansen, Şubat ayında gazetecilerle yaptığı konferans görüşmesinde, şirketinin bir havayolu şirketi işletmek için uzmanlığa sahip olmadığını gerekçe göstererek olasılığı reddetti. Ayrıca, nakliye hatlarının kargo havayollarının, yüzlerce uçağa sahip FedEx ve UPS gibi şirketlerle rekabet etmek için çok küçük olduğunu söyledi.

“Bazı taşıyıcıların dört, altı veya 10 kargo uçağı ile yaptıkları hava taşımacılığı operasyonlarının büyüklüğüne bakarsanız, bu sizi otomatik olarak büyük bir küresel kargo taşıyıcısı yapmaz. Ve bu nedenle, şüpheci olmaya devam ediyoruz, “dedi Habben Jansen.

 

 

Simdata Akademi Haziran Ayı Kamu İhale Eğitimleri

Simdata Akademi Haziran Ayı Kamu İhale Eğitimleri;

1-SERTİFİKALI EKAP EĞİTİMİ / 1 HAZİRAN 2022/ ANKARA
2-EK FİYAT-ARTIRIMLI FİYAT FARKI EĞİTİMİ / 2 HAZİRAN 2022/ ANKARA
3-EK FİYAT-ARTIRIMLI FİYAT FARKI EĞİTİMİ / 7 HAZİRAN 2022/İSTANBUL
4-SERTİFİKALI EKAP EĞİTİMİ / 8 HAZİRAN 2022/İSTANBUL

Ayrıntılı bilgi ve başvuru için;

0 312 963 13 93

https://www.simdata.org/simdata-akademi-hizmetlerimiz/simdata-egitim-hizmetlerimiz/aktif-egitimlerimiz

#kik #ihale #mevzuat #ekap #eihale #fiyatfarkı #tedarikyonetimi #satınalma  #tıbbitedarik #artırımlifiyat #eğitim #ihaleeğitim #elaktronikihale

Jüpiter Koç Burcunda

Betül ERDEM

Astrolog & Yazar

Jüpiter gezegeni 11 Mayıs’ta Koç burcuna geçiş yaptı ve 27 Ekim’e kadar Koç burcunda hareket etmeye devam edecek. Daha sonra Balık burcunda gerilemeye başlayacak. 21 Aralık 2022 ve 17 Mayıs 2023 tarihleri arasında tekrar Koç burcunda hareket etmeye devam edecek.

Astrolojide Jüpiter şansı, bolluğu, genişlemeyi, bereketi, inançları, felsefeyi, bilgeliği, adaleti, entegrasyonu, özgürleşmeyi, umut ve istekleri, iyimserliği, kontrolsüz büyümeyi ve fanatizmi, Dünya astrolojisinde ise toplumu ve sosyal bilinci kontrol eden bütün sistemleri, din adamlarını, profesörleri, anayasayı, toplumun genel ahlak anlayışını, farklı kültürleri, yabancıları, üniversiteleri, büyükelçileri, uluslararası ticareti, medyayı, reklamları, popüler kültürü, yayıncıları, yayınevlerini, hukukçuları, uçakları ve gemileri temsil eder.

Astroloji de Koç burcu girişkenliği, cesareti, risk almayı, enerjiyi, ataklığı, heyecanı, bireyselliği, bencil olmayı, bağımsızlığı ve dürüstlüğü, Mundan Astroloji de ise yangınları, aktif volkanları, siyaset mağdurlarını, sansasyonları, enerjiyi, kuraklığı, demiri, güneş patlamalarını, rütbesiz askerleri, rekabete dayalı sporlar, sporcuları, liderleri, öncüleri ve itfaiyecileri temsil eder.

Ateş grubu olan Koç, Aslan ve Yay burçları için şanslı bir dönem başlıyor. Özellikle Koç burçları atacağı adımlarda gökyüzünden muhteşem bir destek görecekler. Kendilerini manen daha iyi hissedecek ve maddi anlamda da güzel fırsatlarla karşılaşacaklar. Fakat şunu unutmamak gerekiyor Jüpiter’in büyütme enerjisi var ve içinde bulunduğunuz durumu iyi ise daha iyiye kotü ise daha da kötüye götürebilir. Yani kilo aldığınız bir dönemde iseniz daha fazla kilo aldırabilir veya çok para kazandığınız bir dönemden geçiyorsanız gelirleriniz daha da artacaktır.

Bu süreç öyle bir süreç olacak ki kendi inançlarımız ve değerlerimiz doğrultusunda hareket edeceğiz. Bireysellik ön planda olacak. Kendimize yeni bir sistem kurabiliriz. Bir gruba veya birliğe ait olmak toplu olarak hareket etmekten uzak kalabalıklar içinde ön planda olmayı tercih edeceğiz. Cesaretimiz artacak, yeteneklerimizle ön planda olacağız. İş hayatında risk olabilir ve ilişkilerde daha cesur olabiliriz.

Bu dönem kendi şansımızı kendimiz yaratacağız, birilerinden yardım gelmesini beklemeden harekete geçeceğiz. Kendi kendimizi motive edeceğiz. İçimizde gücü keşfedeceğiz.

Özellikle ortaklaşa iş yaptığımız kişilerle ilişkilerimiz de bu dönem gerginlik olabilir. Hareket etmekte zorlanan işleri ağırdan alan kişilere karşı tahammülümüz olmayabilir. Dikkat etmemiz gereken en önemli nokta ise daldan dala atlamadan başladığımız işi bitirmek için çaba göstermek olacaktır.

Yeni bir din anlayışı felsefi bir yapı ortaya çıkabilir. Dinler arası rekabet kendini ortaya çıkarma telaşı söz konusu olabilir. Hukuki alanda yeni yasalar ortaya çıkabilir. Eğitim sistemi, üniversitelerle ilgili yeni bir süreç başlayabilir. Yepyeni bölümler açılabilir. Basın ve medyada hiç denenmemişin denenmesi söz konusu olabilir. Yeni yazalar ve gazeteciler ortaya çıkabilir. Dış ticaret yepyeni bir boyut kazanabilir.

Güneş patlamaları, yangınlar ve volkanik patlamalar olabilir. Ülkeler arası politik gerilimler olabilir. Daha önceki Koç burcu sürecinde Arap Baharı başlamıştı yine böyle bir olay meydana gelebilir. Askeri alanda özellikle hareketli bir dönem olabilir.

Jüpiter ülkemizin 10. evinde hareket edecek. Yeni liderler ortaya çıkabilir, ön planda olabilir ve konuşulabilir. Jüpiter Koç burcunda iken 2011 yılında seçimler yapılmıştı. Yine bu süreçte seçim olabilir.

Biraz da burçlar üzerindeki etkilerine bakalım.

KOÇ BURCU: Yeni girişimlerde bulunmak için gökyüzünden çok güzel bir destek görebileceksiniz. Bakış açınızı tamamen değiştirebilirsiniz. Son derece cesur olabilir. İçinizde gücü keşfedebilirsiniz. Yeni fikirlere daha sıcak bakabilirsiniz. Kalbi boş olan Koç burçları yeni bir ilişkiye başlayabilir. İkili ilişkiler açısından güzel fırsatlar sizi bekliyor. Ayrıca kilo almaya meyilli olacağınız bir dönemde olacağınız için spora ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmelisiniz. Fiziksel açıdan görüntünüzü değiştirmek ve yenilenmek isteyebilirsiniz.

BOĞA BURCU:  Jüpiter’in hayatınızda ki etkileri gözle görülür olmaktan ziyade sizin için daha içsel geçebilir. Hayatınızda ruhsal anlamda büyüme ve gelişme ile kendi iç dünyanızı zenginleştirmek isteyebilirsiniz. Bu zamana kadar bilinçaltınıza attığınız ve nedenini çözemediğiniz olayları daha iyi analiz edebilir ve sezgilerinizin yardımı ile bazı sorunların cevaplarını bulabilirsiniz. Okültizm, parapsikoloji ve şifa ile ilgili araştırmalar yapmak ve bilgi sahibi olmak isteyebilirsiniz. Çok fazla rüya görebilirsiniz, hisleriniz güçlenebilir. Bu süreçte dikkat etmeniz gereken şey gizli düşmanlar, kıskançlıklar ve dedikodular olacaktır. Jüpiter’in büyütme enerjisi arkanızdan çevrilen işlere dikkat etmeniz gerektiğini gösteriyor. Ayrıca bir şekilde korunduğumuzu hissedecek olaylar yaşayabilirsiniz.

İKİZLER BURCU: Gireceğiniz sosyal ortamlarda tanışacağınız yeni insanlar sayesinde arkadaş çevrenizi genişletebilirsiniz. Özellikle yabancı kültürden ve eğitimli insanlarla karşılaşabilirsiniz. Geleceğe dair plan yapabilir ve yeni hedefler belirleyebilirsiniz. Özellikle kariyer gelirlerinizle ilgili olumlu artışlar yaşanabilir. Toplumsal fayda getirecek organizasyonlarda görev alabilirsiniz. Arkadaş çevreniz size maddi ve manevi açıdan destek olabilir. Sosyal medyada daha aktif olabilir ve hatta tanınabilirsiniz.

YENGEÇ BURCU: Jüpiter size iş ve kariyer açısından önemli şans ve fırsatlar sunacaktır. Kariyer hayatınızda yükselebilir ve toplumsal açıdan tanınan biri olabilirsiniz. İş hayatınızda sorumluluklarınızı artabilir. Daha çok göz önünde olabilir İşinizden dolayı sık sık yurt dışı seyahatlerine gidebilirsiniz. Ve birçok Yengeç bu dönem evlenebilir.

ASLAN BURCU: Hayata bakış açınız değişebilir, farklı fikirleri araştırabilirsiniz. Kendinizi özgürce ifade etmek isteyebilir. Sınırlarınızı yeniden çizebilirsiniz. Kişisel anlamda kendinizi zenginleştirmek en büyük isteğinizi olabilir. Bunun için din, felsefe, kişisel gelişim konuları ve astroloji üzerine araştırmalar yapabilir ve eğitim alabilirsiniz.  Yeni bir üniversiteye başlamak veya yüksek lisans yapmak isteyebilirsiniz. Yabancı ülkelere ve kültürlere olan ilginiz artabilir. Sık sık yurt dışı seyahatlerine çıkabilirsiniz. Uzun yolculuklar yapabilirler. Yabancı kültürden insanlarla tanışabilir ve çevrenizi genişletebilirsiniz. Uluslararası alanda yapacağınız işlerde önemli şanslar ve fırsatlar elde edebilirsiniz. Yabancılarla yapacağınız ortaklıklar ve imzalar gündeme gelebilir. Hukuksal olarak devam eden süreçleriniz varsa sizin lehinize olacak şekilde sonuçlanabilir.

BAŞAK BURCU: Bu süreçte eş ve ortak gelirlerinden yana olumlu bir destek görebilirsiniz. Eşinizin ve veya ortağınızın gelirinde ki artışlar sizi finansal açıdan rahatlatabilir. Miras, nafaka, burs ve kredi ile ilgili konularda beklentileriniz lehinize sonuçlanabilir. Borçlarınız varsa eğer bu süreçte bunları yapılandırmakta ve maddi konularda ayaklarınız yere sağlam basacak şekilde hareket etmeniz sizin için iyi olacaktır zira Jüpiter’in büyütme enerjisi sizin maddi açıdan zorlayabilir. Danışmanlık yapan Başak burçlarının gelirlerinde artış olabilir. Kaza ve her türlü hayati riskten ilahi anlamda korunduğunuzu hissettirecek olaylar yaşayabilirsiniz.

TERAZİ BURCU: Bekâr Teraziler ciddi bir ilişkiye başlayabilir ve evlilik yolunda bir adım atabilir. İlişki açısından güzel fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. İlişkilerde partnerinize karşı daha anlayışlı olmakta ve sabır göstermekte zorlanabilirsiniz. Problemli ilişkilerde sorunlar ise büyüyebilir ve ilişkiniz bitme noktasına gelebilirsiniz. İlişkisinde her şey yolunda olanların ise korkmasına gerek yok çünkü bir yıl boyunca sizler ilişkinizi daha zenginleştirebilecek ve mutlu olabileceksiniz. Ortaklık açısından önemli fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. Özellikle danışmanlık yapan Terazi burçlarının müşterileri artabilir.

AKREP BURCU: İş arayan veya mevcut işini değiştirmek isteyen Akrep burçları işle ilgili çok güzel fırsatlarla karşılaşabilirler. Özellikle yabancı firmalarda kolayca iş bulabilirsiniz. Gelişime daha açık olabilirsiniz, işinizle ilgili eğitimlere katılabilirsiniz. Ekip çalışmalarında ön plana çıkabilirsiniz. Çalışma şartlarınızla ilgili yenilikler olabilir. Eğer çalışma şartlarından memnun değilseniz iş hayatı ile ilgili sorunlarınız daha da büyüyebilir. Çalışma arkadaşlarınıza karşı biraz daha sabırsız olabilirsiniz. Evcil bir hayvan edinmek isteyebilir, ailenize küçük bir üye daha katabilirsiniz. Sağlık açısından ise kafa, beyin, yüz, baş ağrısı, migren, yaralanma kas ve kan hastalıkları, ateşli hastalıklar ve kazalara karşı dikkatli olmanızda fayda var.

YAY BURCU: Kalbiniz boşsa eğer uzun zamandır hayatınızda kimse yoksa aşk kapınızı çalabilir. Aşk hayatınızda aradığınız mutluluğu bulabilirsiniz. Bu dönem çok fazla insanın ilgisi üzerinizde olabilir ve karar vermekte zorlanabilirsiniz. İlişkisi olan Yay burçları evlilik yolunda adım atmak isteyebilir. Eğer ilişkiye dair sorunlarınız varsa ve çözemiyorsanız Jüpiter’in büyütme enerjisi maalesef bu sorunlarınızı büyütmeye devam edecektir. Ya sorunlarınızı çözerek ilişkinizi güzelleştirmek isteyecek veya ilişkinizi bitirmek isteyeceksiniz. Sık sık tatil yapabilir, eğlence, konser ve tiyatroya gidebilir ve daha fazla sosyalleşebilirsiniz. Ayrıca şans oyunları ve borsa gibi riskli yatırımlardan ekstra gelir elde edebilirsiniz. Birçok Yay burcu bu yıl hamile kalabilir ve çocuk sahibi olabilir. Kendi yeteneklerinizi geliştirmek isteyebilir sevdiğiniz veya yeteneğiniz olan bir alanda eğitim almak isteyebilirsiniz.

OĞLAK BURCU: Evinizi yenilemek, dekore etmek isteyebilirsiniz. Ya da taşınarak daha geniş bir eve geçmek isteyebilirsiniz. Gayrimenkullerinizle ilgili önemli fırsatlar elde edebilirsiniz.  Diğer yandan aile içinde çözülmemiş sorunlarınız varsa bu sorunlarınız üstüne gitmeye ve çözmeye çalışabilirsiniz. Ailenizle ilişkilerinizde bazı gerginlikler yaşanabilir.

KOVA BURCU: Yakın çevrenizden ve kardeşlerinizden yana güzel destekler görebilir ve bazı fırsatlar elde edebilirsiniz. Sık sık kısa yolculuklara çıkabilirsiniz. Eğitim, kurs ve seminerlere katılarak bilgi anlamında kendinizi daha çok zenginleştirebilirsiniz. Hayata karşı daha farklı pencerelerden bakmayı öğrenebilir ve yeni bir bakış açısı kazanabilirsiniz. Düşüncelerinizi daha cesursa ifade edebilirsiniz. Yurt dışı bağlantılı işlerle ilgili çalışmalarınız olabilir. Sosyal medyada daha aktif olabilirsiniz. Kitap yazmaya başlayabilirsiniz.

BALIK BURCU:  Maddi açıdan çok güzel fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. Gelirlerinizi arttıracak projelerde görev alabilir ve daha yoğun çalışabilirsiniz. Maddi açıdan özgürleşmek isteyebilirsiniz. Yetenekleriniz keşfedebilir, manevi açıdan kendinizi zenginleştirecek fırsatlar karşınıza çıkabilir. Bu süreçte harcamalarınıza dikkat etmeli gelir ve gider dengenizi korumanızda fayda var.

Kurumsallaşma ve Kurumsallaşmanın Önemi

Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT

Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi

İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu

 

“Hiçbir iş insana bağlı kalmamalıdır, başarıların devamı için kurumlaşma şarttır.” Sakıp Sabancı

20. yüzyılın sonlarında kurumsallaşma kavramı ilk kez Amerikalı iktisatçılar tarafından öne sürülmüştür. Kurumsallaşma teorileri, kurumların değişen ekonomik şartlara uyum gösterebilmesi ve devamlılıklarını sağlayabilmeleri için ortaya atılmıştır.

İşletmelerin kurumsallaşması, belirli kişi veya kişilerin varlığına bağlı olmadan, kurumun bir sistem üzerinde devamlılığını sürdürebilmesi olarak ifade edilebilir. Her sistemde olduğu gibi kurumsal bir yapıda da sistemin farklı unsurlarının birbiriyle ve sistemin bütünüyle ilişkisinin belirlenmesi, farklı rol ve görevlerin tanımlanması, sağlıklı bir işleyiş kurulması için zorunludur. DiMaggio ve Powel’a (1983) göre kurumsallaşma sürecindeki işletmeler tekrarlanan örgüt davranışlarını kurumun alışkanlıklarına çevirerek kuruma özgü kuralların yaratılmasını sağlarlar. Bu davranışlar, kurumdaki bireylerin birbirleriyle selamlaşma biçimi veya ödül ve ceza sistemleri gibi hususlardan bazılarıdır. Kurumsallaşmadan söz edilebilmesi için kurumda alışkanlık hâline gelen davranışların olması gerekir.

İşletmeler de bireyler gibi kendilerine rol model almaktadır. İşletmeler hem belirsizlikten kurtulmak hem de bazı konularda tecrübe edinerek öğrenecek kadar zaman ve maddi kaynaklarını kaybetmemek için başarılı ve öncü işletmeleri taklit etmektedir. Böylelikle kurumsallaşmaya olanak tanınmaktadır. Kurumsallaşma, kurum yapısının belli kural ve standartlar içinde yeniden yapılandırılması, yönetici ve çalışanların işin uzmanı bireylerden olması ve kurumun bilgiye dayalı bir anlayış içinde çalışması demektir. Kurumsallaşma, bir işletmenin diğer bir işletmeden farklı olarak kendine has bir kimliğinin olduğu, toplumsal ihtiyaçlara uyum sağlayan organizasyonel anlamda duyarlı ve esnek bir oluşumu desteklemektedir.

Kurumsallaşmanın Önemi

Değişim hayatımızın vazgeçilmez bir unsurudur. İşletmelerde, insanların davranışlarında, fikirlerinde ve içinde yaşadığımız dünyanın her alanında değişim gerçekleşir. Küreselleşme ile birlikte rekabette de hızlı bir değişim sürecinin yaşanması, işletmelerin kurumsallaşmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Girişimcinin vizyonu ve sahip olduğu değer ve inançların, kurumun stratejisi üzerinde oldukça etkili olduğu bir gerçektir. Bu durum ise aile işletmesinin kurumsallaşmasındaki önemli etkilerinden birini oluşturmaktadır. İşletmelerin nesilden nesile aktarımı ve devamlılığının sağlaması, özellikle küçük ölçekli işletmelerde önemli olan hayati konulardan biridir ve bu nedenle kurumsallaşmanın işletmeler açısından önemi büyüktür.

Kurumsallaşma düzeyi yüksek olan işletmeler, çevresel değişimlere uyum sağladıktan sonra kurumda yerleşmiş olan misyon, vizyon, amaç, kural ve değerler ile çevrelerini de etkileyerek kişisel değer ve inançlarını işletmenin süreç ve işleyişlerinden uzak tutabilmektelerdir (Bilgin, 2007:28). Kurumsallaşma sayesinde işletmeler, anahtar pozisyonlarda bulunan yöneticilerin ani istifası veya emekli olması gibi beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olmasını sağlar. Bu da bir işletmenin yönetici bireylere karşı bağımlı olmasının önüne geçer.

Kurumsallaşamamış aile işletmelerinde merkeziyetçi bir yönetim, yazılı olmayan örgüt planı, görev ve yetki dağılımının net olmadığı, vâris planlarının bulunmadığı, profesyonel yöneticilerin istihdamına önem verilmediği, tutucu bir yapının hâkim olduğu gibi özellikler dikkat çekmektedir. Bu gibi unsurlar, aile işletmelerinin istikrarsız ve süreklilik arz etmeyen yapısını da ortaya koymaktadır. Bundan dolayı küreselleşen rekabete uyum sağlamak ve sürdürülebilir bir yapı kazanmak için işletmede kurumsallaşma adımlarının atılması büyük önem arz etmektedir.

Kurumsallaşma, aile şirketi tarafından sahip olunan örgütün sistematik olarak kurum kültürüyle oluşmasını ve çalışmasını sağlamaktadır. Kurumsallaşma aynı zamanda finansal yapının oluşumunu da belirleyerek bu konuda bir disiplinin sağlanmasına da olanak tanır. Bu unsurlara ek olarak mülkiyetin ve dağılımının belirlenmesi yönünde de bir standart oluşturulmasına katkıda bulunur. Bugünün küçük işletmeleri dahi kurumsallaşma süreçlerini uygulayarak hayatta kalabileceklerinin farkına varmışlardır. Ülkede kurumsallaşma düzeyinin yüksek olduğu işletmelerin var olması, toplumun sosyoekonomik koşullarını da etkilemektedir. Yüksek düzeyde kurumsallaşma sağlayamayan işletmeler ise rekabet avantajlarını kaybetmektelerdir.

Detaylı bilgiler için aşağıdaki eseri okuyabilirsiniz.

Mert, G. (2021). Aile İşletmelerinde Kurumsallaşma ve Kurumsallaşma Süreci, Ed. Osman Yılmaz ve Gözde Mert, Aile İşletmelerinde Kurumsallaşma ve Aile Anayasası, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara. https://www.gozdemert.com/ebook/aikaa.pdf

Bir Şirketin Vekili Aynı Zamanda Diğer Şirketin Ortağı Aynı İhaleye Girebilir Mi ?

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, 4734 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin (b) bendi kapsamında tesis edilen idare işleminin mevzuata uygun olmadığı iddia edilmektedir

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; 27.04.2022 tarihli ve 2022/UY.I-550  sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Yapılan incelemede, 03.03.2022 tarihli ilk ihale komisyon kararı ile başvuru sahibi Hasan Bezek’in teklifinin ekonomik açıdan en avantajlı birinci, Versus Enerji San. ve Tic. Ltd. Şti.nin teklifinin ise ikinci teklif olarak belirlendiği, anılan tüzel kişiliğin hisselerinin %80’inin Berzan Bezek’e ait olduğu ve şahsın münferiden temsile yetkili müdür sıfatını taşıdığı,

Başvuru sahibinin, idarenin 18.03.2022 tarihli yazısı ile sözleşmeye davet edildiği, idareye cevaben 24.03.2022 tarihinde “versusenerji.com.tr” alan adıyla gönderilen e-posta iletisinde “Sözleşme imzalamak için…EKAP’ta vekil kaydı bulunan Berzan Bezek sözleşmeyi imzalamaya gelecektir” ifadelerine yer verildiği ve temsil yetkisine ilişkin olarak 17.02.2021 tarihinde düzenlenmiş bir vekaletnamenin sunulduğu, vekaletnamede Hasan Bezek’in Berzan Bezek’i sözleşme imzalamak da dahil tüm ihale işlerinde yetkili kıldığı görülmüştür.

İdarece Berzan Bezek’in en avantajlı ikinci teklif sahibi Versus Enerji San. ve Tic. Ltd. Şti.nin %80 hissesine sahip olduğunun tespit edildiği ve idare bünyesindeki hukuk müşavirliğinden durumun yasak fiil ve davranışlar kapsamında olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği,

Hukuk Danışmanlığının cevap yazısında, yargı kararlarına da atıfla iki istekli arasında rekabeti ve ihale kararını etkileyebilecek nitelikte bir bağ olduğuna dair kuvvetli karineden bahisle her iki istekli hakkında 4734 sayılı Kanun’un 17(b) ve (d) maddelerine aykırılık tespit edildiği anlaşılmıştır.

İhale komisyonunun 31.03.2022 tarihinde “Hasan BEZEK firmasının sözleşmeye davet tebligatından sonra İdaremize sunduğu vekâletname ile ihalede ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi Versus Enerji Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. firmasının ortağı ve yetkilisinin teklif verme, sözleşme imzalama hususlarında vekil tayin edildiği görülmüştür. Bu yetkinin adı geçen iki istekli arasında ihaleden önce oluşturulmuş olması ve sözleşme imzalanması amacıyla İdaremize sunulması, istenen belgelerin Hasan BEZEK adına Versus Enerji Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. firması tarafından gönderilmesi ile 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununun 17. maddesinin b bendinin (İsteklileri tereddüde düşürmek, katılımı engellemek, isteklilere anlaşma teklifinde bulunmak veya teşvik etmek, rekabeti veya ihale kararını etkileyecek davranışlarda bulunmak) ihlal edildiği tespit edilerek Hasan BEZEK isteklisi ile Versus Enerji Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. isteklisinin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına ve bu istekliler ile ilgili Kamu İhale Kanununun 58. maddesine göre işlem başlatılmasına…” şeklinde karar aldığı görülmüştür.

İtirazen şikayet dilekçesinde yazılı hususlarla birlikte değerlendirildiğinde ; ilk komisyon kararı ile ihale üzerinde bırakılan Hasan Bezek’in ihale süreci öncesinde, akrabası olduğunu belirttiği Berzan Bezek’i ihale, vergi, SGK, araç alım-satım vb. konularda münferit olarak vekil tayin ettiği, anılan şahsın ise ihalede ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi Versus Enerji Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.nin hakim ortağı ve münferiden temsile yetkili müdürü olduğu,

Hasan Bezek’in sözleşmeye davet edilmesi üzerine idareye Versus Enerji Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.ne ait “ …@versusenerji.com.tr” e-posta adresi üzerinden cevap verildiği ve bahse konu vekaletnamenin ve diğer belgelerin taranarak gönderildiği,

idarece yapılan sorgulamada vekaletnamenin 23.02.2022 tarihi itibarıyla EKAP’ta kayıtlı olduğunun görüldüğü anlaşılmış,

istekliler arasındaki ilişkinin idarece 4734 sayılı Kanun’un 17(b) maddesi kapsamında değerlendirildiği ve her iki isteklinin teklifinin değerlendirme dışı bırakılarak bahse konu Kanun maddesi gereği işlem başlatılmasına karar verildiği görülmüştür.

Kanun’un 17’nci maddesinde, ihalelerde hangi fiil veya davranışlarda bulunmanın yasak olduğu sayma suretiyle belirlenerek hükme bağlanmış olup, ihalelerde bu tür fiil ve davranışların yasaklanarak söz konusu fiil ve davranışlarda bulunanlara idari yaptırım uygulanması, aynı Kanun’un beşinci maddesinde öngörülen temel ilkelerin korunmasıyla yakından ilgilidir.

Zira gerek anılan Kanun’da öngörülen temel ilkeler gerekse yasak fiil ve davranışlara uygulanan idari tedbirler, ekonomik düzenin korunması amacına yönelik olarak kamu kaynaklarının israf edilmeden, ihtiyaçlara uygun ve verimli bir şekilde kullanılmasını amaçlamaktadır. Bu bağlamda, yasaklama işlemi, ileriye yönelik önleyici ve koruyucu bir yaptırım özelliği de taşımaktadır.

İhalelerde rekabetin ve diğer temel ilkelerin sağlanmasının koşullarından biri, istekliler arasında organik bağ ya da temsil ilişkisinin olmamasıdır. İhaleye katılan her isteklinin özgür iradesiyle verdiği teklif sonucunda gerçekçi ve piyasa koşullarına uygun, kamu açısından da en avantajlı teklifin elde edilmesi amaçlanmaktadır. Anılan husus, kamu kaynaklarının verimli kullanılmasına etki ettiği gibi, ihalede tarafların aralarında anlaşma yaparak teklif bedellerini belirlemelerine olanak sağlayacak hiyerarşik ilişkiler ya da temsil ilişkileri nedeniyle saydamlık ilkesinin de ihlâline sebebiyet verebilecektir. Bu nedenle Kanun’un 17’nci maddesinde sayılan durumlar sadece ihale dışı bırakılma sebebi olarak öngörülmemiş, konunun önemi nedeniyle bu fiillerin tespiti halinde yasaklama yaptırımının uygulanacağı da hüküm altına alınmıştır.

Her ne kadar, isteklilerin ihale dokümanı indirdiği ve teklif sunduğu IP numaraları ile geçici teminat mektuplarının alındığı bankaların farklı olduğu görülmüşse de, somut olayda;

ihalede en avantajlı ilk iki teklifi sunan kişiler arasında ihale tarihi öncesine dayanan ve ihale süreci itibarıyla da devam eden geniş bir temsil ilişkisi kurulduğu,

yetkinin ihalelere katılma ve sözleşme imzalama işlemlerini de kapsadığı,

Hasan Bezek’e tebliğ edilen sözleşmeye davet yazısına dahi ikinci en avantajlı istekli tarafından icabet edildiği görülmüş,

fiili durumun istekliler arasında organik bir bağ ve güven ilişkisi bulunduğu yönünde kuvvetli karine oluşturduğu, bunun da rekabet, gizlilik ve güvenilirlik ilkelerini ihlal ettiği ve idarece tesis edilen işlemde hukuku aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anılan Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikâyet başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen