2017 İlk Yarı Dijital Reklam Yatırımları

2017’nin ilk yarı Dijital Reklam Yatırımları IAB Türkiye tarafından açıklandı. IAB Türkiye AdEx-TRilk 6 ay sonuçlarına göre dijital reklam yatırımları, 2016’nın aynı dönemine oranla yüzde 14,6 oranında artarak 1.063 Milyon TL’ye ulaştı.

IAB Türkiye’nin yaptığı açıklamaya göre, display reklam yatırımları 2017’nin ilk 6 ayında yüzde 13 büyüyerek 618 milyon TL oldu. Display reklamlar kategorisinde en büyük payı 460 milyon TL ile Gösterim ya da Tıklama Bazlı Reklam Yatırımları aldı. Video reklam yatırımları yüzde 33,7’lik büyümeyle 122,7 milyon TL olarak gerçekleşirken, Native 35 milyon TL’ye ulaştı.

Ücretli Sıralama Yatırımlarını içeren Arama Motoru Reklam Yatırımlarının büyüklüğü 387 milyon TL olurken, İlan Sayfaları Reklam Yatırımları 49,8 milyon TL’ye çıktı. Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un etkisine bağlı olarak geçtiğimiz dönemlerde küçülme gözlemlenen E-posta yeniden büyüme trendine geçti ve ilk ayda 2,9 milyon TL oldu. Oyun İçi reklamlar ise 5,8 milyon TL’lik büyüklüğe erişti.

Mobil reklam yatırımları 454,6 milyon TL olurken,160,7 milyon TL’lik büyüklüğe ulaşan Sosyal Medya reklamlarının yüzde 64’ü mobil cihazlarda yer aldı. Programatik satın alma 2017’nin ilk yarısında da artışını sürdürdü ve büyüklüğü 625,3 milyon TL’ye çıktı.

IAB Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mahmut Kurşun 2017 yılının ilk yarısını şu sözlerle değerlendirdi:“2017 yılına Nisan ayındaki referandum nedeniyle görece yavaş bir başlangıç yaptık. Yine de ilk yarıyı yaklaşık yüzde 15’e yakın bir büyümeyle tamamlamış olmamız sevindirici. Dünyada dijital reklam yatırımlarının 2021’de toplamın yüzde 50’sine ulaşacağını öngörülüyor. Bilindiği gibi dijital Avrupa’da iki senedir televizyonun üstünde yer alıyor. Ülkemizdeki seyri dikkate alarak 2022’de Türkiye’de de dijitalin birinci sıraya yerleşeceğini öngörebiliriz. Öngörümüzün gerçekleşmesi için küresel ölçekte yaşanan sorunları sektörün tüm taraflarıyla ele almamız ve birlikte çözüm üretmemiz gerekli. IAB Türkiye olarak mecraların ve pazarlama departmanlarının tüm dünyada dijital transformasyon kavramına odaklandığı günümüzde, sektördeki meslek kuruluşlarının temel görevinin dönüşümü kolaylaştıracak şekilde çalışması gerektiğinin bilincindeyiz.”

2016 ilk 6 ay Milyon TL 2017 ilk 6 ay Milyon TL Değişim %
DijitalReklamYatırımToplamı* 927,62 1063,13 14,61
Display ReklamYatırımları 545,98 617,54 13,11
Gösterimya da tıklamabazlı 427,70 459,78 7,50
Video reklamyatırımları 91,78 122,70 33,69
Native 26,51 35,07 32,29
Arama Motoru ReklamYatırımları 329,60 386,99 17,41
Ücretli sıralama yatırımları 329,60 386,99 17,41
İlanSayfalarıReklamYatırımları 44,46 49,81 12,02
Diğerleri 7,58 8,79 15,93
E-posta 2,75 2,99 8,80
In-game advertising 4,83 5,80 20,00
*Yaratıcı işler, mevcut müşterilere yapılan CRM çalışmaları, SEO yatırımları dahil değildir.
SosyalMedyaReklamYatırımları** 126,65 160,74 26,91
Mobil** 285,30 454,59 59,34
Programatik** 164,30 625,29 280,58
**Sosyal Medya, Mobil veProgramatik, Format Bazlı Dijital Reklam Yatırımları içinde
yer aldığından ayrıca toplama eklenmemelidir.

Almanya Seçimleri Kısa Vadede Euro Varlıklarını Etkileyebilir

Piyasaların merakla beklediği Almanya seçimleri sonuçlandı. Angela Merkel beklentilerden daha az oyla seçimi kazanması sonrası hangi partiler arasında koalisyon yapılacağı piyasaları meşgul edecek gibi görünüyor. Sosyal Demokrat parti, Merkel’in Hıristiyan Demokrat Birliği Partisiyle ile koalisyona gitmeyeceğini açıkladı. Bu açıklama sonrası olası bir koalisyon sürecinin uzun süreceği beklentisi Euro varlıkları üzerinde etkili olabilir. Büyük olasılıkla Merkel’in partisi FDP ve Yeşiller ile bir koalisyona gidecek ancak görüşmelerin normalden uzun sürmesi bekleniliyor. Olası bir koalisyon sürecinin gecikmesi kısa vadede Euro varlıklarını olumsuz etkileyebilir. Euro, Dolar karşısında yılbaşından bu yana yüzde 13 yükselmesi sonrası kısa vadede değer kaybı yaşama potansiyeli taşıyor. Ancak, orta vadede Euro kendi trendi içinde ve Avrupa Merkez Bankasının atacağı adımlara göre şekillenmeye devam edecektir. Bu yüzden Almanya’da sonuçlanan seçimlerini etkisini kısa vadeli değerlendirmek yararlı olabilir. Euro TL paritesinde de kısa vadeli aşağı yönlü hareketler yaşanma ihtimalinin yer aldığını söyleyebiliriz.

TL Varlıklarında Referandum Etkisi Takip Edilecek

Almanya seçimlerinin TL varlıklarına etkisi sınırlı olsa da Kuzey Irak’ta gerçekleştirilecek olan referandumun daha çok yurt içi piyasaları etkilemesini bekleyebiliriz. Türkiye’nin referandum konusundaki tavrının net olması ve sınırda askeri hareketliğinin artması sonrası TL varlıklarında oynaklığın bir miktar yükseldiğini görebiliriz. Referandum sonrası sınırda atılacak adımlar ve alınacak kararlar piyasaların yakın takibinde olacak. Kısa vadede Dolar TL paritesinde yukarı yönlü hareketler yaşansa da yeni bir yukarı trendin başlama ihtimalinin düşük olmasını bekleyebiliriz. Ancak, Kuzey Kore odaklı jeopolitik risk sürecinin devam etmesi ve Amerika Merkez Bankasının attığı adımlarının etkisi devam edebilir. Dolar kuru için yukarıda 3.5250 – 3.5400 bölgesi ön plana çıkabilir. Aşağıda ise 3.4840 seviyesi izlenebilir.

Kutay Gözgör

Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Görevlisi

Türkiye’de sanayi yatırımlarını artırmalıyız!

TİAD Başkanı Hakan Aydoğdu, Almanya’da gerçekleştirilen EMO Hannover 2017 Fuarı sonrası yaptığı açıklamada, dünyada takım tezgahları sektörünün büyüme trendinde olduğunu belirtti. Aydoğdu “Türkiye’de de aynı büyümeyi yakalamak için sanayi yatırımlarını artırmalıyız” dedi.

Ülke ekonomilerinde beklenen büyüme ve sanayileşmenin artışı, önümüzdeki yıllarda takım tezgahları sektörü için büyük fırsatlar yaratıyor. Takım Tezgahları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TİAD) yönetim kurulu üyelerininde arasında yer aldığı Avrupa Takım Tezgahları ve Aksesuarları Ticari Birliği’nin (CELIMO), EMO Hannover 2017 Fuarı sırasında düzenlediği uluslararası toplantısı birçok ülkeden gelen sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda takım tezgahları sektörünün geleceği ve hedefleri konuşuldu.

HEDEF PAZARLAR BÜYÜYOR

CELIMO üyesi ülkelerinin hedef pazarları arasında yer alan Hindistan, ABD ve Japonya ülkelerinin sektör temsilcisi olan Hindistan Takım Tezgahları Üreticileri Derneği (IMTMA), Amerikan Üretim Teknolojileri Derneği (AMT), Japon Takım Tezgahları Distribütörleri Derneği (JMTDA) yetkilileri ülkelerindeki güncel durum hakkında bilgiler verdi. Avrupa ülkelerinde 2015 yılından bu yana üretim ve ticaret hacminin sürekli olarak artış göstermesi ve işsizlik oranlarında yaşanan yüzde 4’lük düşüş sektör açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi.

SİPARİŞLERDE YÜZDE 40 ARTIŞ

Toplantıda; Hindistan’ın üretime verdiği önem ile 2025 yılına kadar GSMH’deki üretim payının yüzde 25’e çıkarmayı planlandığı konuşuldu. Global çapta da takım tezgahları sektöründe alınan siparişlerde geçen seneye göre Ocak-Ağustos döneminde yüzde 40’lık bir artış yaşandığı belirtildi. Hindistan’ın özellikle demir yolu, savunma ve otomotiv sektörlerinde gerçekleştirilen yabancı sermaye ile ortak yatırımlar sayesinde büyük atılım yaptığı ve otomotiv endüstrisinde 2026 yılına kadar dünyada üçüncü sıraya yükselmeyi hedeflediği konuları üzerinde duruldu.

DÜNYA TRENDİ YAKALANMALI

Toplantıda verilen bir bilgide, Amerika’nın aldığı takım tezgahı siparişlerinde 2017 yıl sonunda yüzde 12,5, 2018 sonunda ise yüzde 4,5 artış beklendiği belirtildi. Japonya’da ise büyük firmalar başta olmak üzere otomotiv sektöründe fabrika ve ekipman yatırımının hızla artmaya devam ettiği masaya yatırıldı. Toplantının ardından TİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Aydoğdu, tüm dünyada sanayi alanında büyüme ve yatırımın hızlı bir artış trendinde olduğunun, fakat Türkiye’de bu trendin yakalanamadığını belirtti. Sürekli bir büyüme için sanayi ile büyümenin önemli olduğunun altını çizdi.

MAPFRE Sigorta’dan Dijital Dönüşüme Destek

MAPFRE Sigorta, “Dijital Dönüşümde Oyunun Kuralları” kitabının Türkçeleştirilmesine destek oldu. MAPFRE Sigorta Genel Müdürü (CEO) ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Alfredo Muñoz’un özel olarak kaleme aldığı sunuş ile başlayan, Optimist Yayınları’ndan çıkan David Rogers imzalı kitap, dijital dönüşümün kurallarını anlatırken sektörde başarılı olmak isteyenlere yol gösteriyor.

MAPFRE Sigorta, müşteri ağları üzerine çığır açıcı modeli ve dijital dönüşüm konusundaki çalışmalarıyla marka ve dijital strateji konusunda dünya çapında tanınmış lider David L. Rogers’ın kaleme aldığı, “Dijital Dönüşümde Oyunun Kuralları” adlı kitabın Türkçeleştirilmesine destek verdi.

Kitapta, internetten önce kurulmuş şirketlerin ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğunu fakat bu şirketlerin yok olmaya mahkum dinozorlar olmadığının altını çizen Rogers, dijital değişim süresince hiçbir şirketin müşterilere aynı değer önerisini sunarak ayakta kalamayacağını vurguluyor. Optimist Yayınları’ndan çıkan ve “Dijital çağa nasıl uyum sağlayıp dönüşebiliriz? sorusuna yanıt arayan kitap, sigorta sektöründeki dijital dönüşümünün kurallarını irdelerken, sektördekilere bir yol haritası çiziyor.

“Dijitalleşme bir teknoloji meselesi değil, bir düşünce biçimi”

Kitap için özel olarak bir sunuş kaleme alan MAPFRE Sigorta Genel Müdürü (CEO) ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Alfredo Muñoz kitaba verdikleri desteği ve sektörün dönüşümünü şöyle değerlendirdi: “Son yıllarda değişimin hızı katlanarak arttı. Hayat tarzımız günden güne değişiyor, dijitalleşme hayatın her alanında bir düşünce biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Bireyler olarak, bizlere sunulan dijital özelliklere sahip hizmetler de giderek artıyor ve çeşitleniyor. MAPFRE Sigorta olarak en yenilikçi teknolojileri kullanarak, gündemi ve küresel gelişmeleri sıkı takip ediyor ve Türkiye’de bunun ilk uygulayıcıları olmaya çalışıyoruz. Bu amaçla MAPFRE Global Dijital Dönüşüm Modeli inisiyatifini ve Dijital Sigortacılık Planı’nı yayınladık. Sadece dijital dönüşüm için çalışan özel bir departmanımız bulunuyor. Tüm süreçlerimizin dijitalizasyonunu sağlayarak operasyonel mükemmeliyete ulaşmayı hedefliyoruz. “Dijital Dönüşümde Oyunun Kuralları” kitabının Türkçeleştirilmesine destek olmaktan mutluluk duyuyoruz; sektördeki gelişmeleri ve değişimi destekleyen çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Türkiye Ticaret Merkezi, New York’da Açıldı

Türkiye Ticaret Merkezi, New York’un sembolü Empire State’e komşu oldu

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), hedef pazarlarda Türk ihraç ürünlerinin sürekli tanıtımı için depo, antrepo ve lojistik hizmetleri vermek üzere kurduğu Türkiye Ticaret Merkezlerinin (TTM) dördüncüsünü New York’ta açtı. New York’un merkezinde sembolik önem taşıyan Empire State Binası ile arasında iki bina bulunan New York TTM’de 1550 metrekare alanda ev tekstili, iş kontratları, halı ve hazırgiyim sektörlerinde faaliyet gösteren 30 firma bulunuyor. 

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şunları söyledi: “New York’un en dinamik noktalarından birinde merkezimizi açtık. ABD ile ticaret hacmimizi daha da artırmak için, TTM bize çok büyük katkılar sağlayacak. Deri ve ayakkabı sektörleri de birkaç ay içerisinde burada yerini alacak. Sektörler Türkiye’nin ihracatında önemli bir başlangıç yapacak. Çünkü iyi bir başlangıç yapmak, fırsatı yakalamak yarı yarıya başarı demektir.”

Açılışa katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “New York çok iyi bir örnek. Her şeyin ilk başladığı, ilk tasarlandığı, doğduğu ve bütün dünyaya yayıldığı yer burası. Burada kritik bir noktada ihracatçılarımız için önemli bir yer edindik. Gerekirse çok daha büyümesi ve genişletilmesi için çalışmalarımızı yaparız. Oturduğunuz yerde müşteri bekleme şeklinde olmayacak burası” diye konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), hedef pazarlarda Türk ihraç ürünlerinin sürekli tanıtımı ile depo, antrepo ve lojistik hizmetleri vermek üzere kurduğu Türkiye Ticaret Merkezlerinin (TTM) dördüncüsünü Tahran, Şikago ve Dubai’nin ardından New York’ta açtı. New York’un merkezinde sembolik önem taşıyan Empire State Binası ile arasında iki bina bulunan New York TTM’de 1550 metrekare alanda ev tekstili, iş kontratları, halı ve hazırgiyim sektörlerinde faaliyet gösteren 30 firma bulunuyor.

Açılış törenine Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkanı İbrahim Burkay, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ile Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Abdurrahman Kaan katıldı.

Firma sayısı 40’a çıkacak 

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şunları söyledi: “New York’un en dinamik noktalarından birinde merkezimizi açtık. ABD ile ticaret hacmimizi daha da artırmak için, TTM bize çok büyük katkı sağlayacak. Deri ve ayakkabı sektörleri de birkaç ay içerisinde burada yerini alacak. Firma sayısı 40’a çıkacak. Sektörler Türkiye’nin ihracatında önemli bir başlangıç yapacak. Çünkü iyi bir başlangıç fırsatı yakalamak yarı yarıya başarı demektir.”

ABD ile geçen yıl ihracatın 6,6 milyar dolar, ithalatın ise 10,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği bilgisini veren Büyükekşi, “Amerika’nın dünyanın en büyük ticaret devi olduğunu düşündüğümüzde bu rakamlar gerçekten son derece yetersiz. Mutlaka bunları çok daha yukarılara çıkarmamız gerekiyor. Bu yıl çok önemli adımlar da atıldı aslında. Şu anda 8 aylık rakamlara baktığımızda ABD’ye ihracatımızda yüzde 36 artış var ve 5,1 milyar dolara ulaştık” dedi.

Firmalar sadece yüzde 25’ini ödüyor

TTM’lerdeki firmaların hiçbirinin merkez içinde şirket olarak faaliyet göstermediğini aktaran Büyükekşi, işleyişi şöyle anlattı: “Buradaki firmaların hiçbiri şirket kurmayla ilgilenmiyor, onun için ayrı bir masrafa girmiyor. Buradaki şirket TİM’in şirketi. Bu şirket ortakları da ihracatçı birlikleri. Normalde devlet yardımlarında firmaların masrafı ödemesi, ondan sonra devletten talep etmesi gerekiyor. TTM’lerde sistem böyle değil. Biz TİM olarak 30 milyon lira sermayeli Türk Ticaret Merkezi AŞ adı altında bir şirket kurduk. Bütün paraları bu şirket ödüyor. Tamamını biz ödüyoruz, onlardan sadece yüzde 25’ini alıyoruz. Evrakları tamamlayınca ekonomi bakanlığına müracat edip, yüzde 75’ini alıyoruz. Refinansman yapıyoruz.”

Gerekirse büyümesi için çalışmaları yaparız 

Açılışa katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “New York çok iyi bir örnek. Her şeyin ilk başladığı, ilk tasarlandığı, doğduğu ve bütün dünyaya yayıldığı yer burası. Burada önemli bir nokta da ihracatçılarımız için önemli bir yer edindik. Gerekirse çok daha büyümesi ve genişletilmesi için çalışmalarımızı yaparız. Oturduğunuz yerde müşteri bekleme şeklinde olmayacak burası” diye konuştu.

Medikal ihracatı 10 yılda dörde katlandı

İhracatın Türkiye ekonomisinin büyümesine verdiği katkı artarken ihracatçıların üzerinde en çok tartıştıkları konulardan biri katma değeri yüksek ihracat… Yüksek katma değer yaratacak sektörler, ürün grupları ve hatta bu potansiyele sahip firmaların teşvik edilmesini esas alan bir strateji geliştirilmesi noktasında hemen herkes hemfikir. Peki bu strateji nasıl belirlenecek, nasıl yürütülecek. İKMİB, kimya sektörünün yüksek katma değer içeren ürün gruplarında ihracatı artırmaya yönelik çalışmaları kapsamında medikal sektörünü yakından izliyor ve stratejik sektör olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. Türkiye’nin ihracatında kilogram başına birim fiyatlar 1,2 dolarken medikal ihracatında birim fiyat 20 dolara yükseliyor. Üstelik doğru adımların atılması ve sektörün desteklenmesi halinde bu rakamı çok daha yukarılara çıkarmak mümkün…

Ülkemizde medikal üretimi 1980’li yıllardan itibaren ivme kazandı. Medikal alet ve malzeme üreten firmalar ağırlıklı olarak Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa, Adana, Gaziantep, Samsun ve Trabzon’da yer alıyor. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası’na (TİTUBB) kayıtlı 13 bin 170 firma bulunuyor. Bunlardan bin 509’u üretici firmalardan oluşuyor. Artan nüfus, ortalama yaşam süresinin yükselmesi, sağlık harcamalarındaki artış, kronik hastalıklardaki artış, sigorta sisteminin yaygınlaşması, ülkedeki refah seviyesinin yükselmesi gibi faktörlerin etkisiyle medikal alet ve ürünlere yönelik talep her geçen yıl artıyor.

Türkiye medikal sektöründeki yarışa geç katılsa da firmaların kendi kaynakları ile Ar-Ge ve teknolojiye yaptıkları yatırımlar sayesinde son 10 yılda ihracatta önemli gelişmeler yaşandı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)verilerine göre son 10 yılda dörde katlanan medikal sektörü ihracatı 2006 yılında 108,7 milyon dolar seviyesindeyken 2016 yılında 507,9 milyon dolara ulaştı. Geçtiğimiz yıl en fazla medikal ihracatı yaptığımız ilk 10 ülke; Almanya, Çin, Irak, Hollanda, Fransa, Azerbaycan, Suriye, İtalya, KKTC ve ABD şeklinde sıralandı.

Sektörün 2016 ihracatında ilk sırada, “Tıpta, cerrahide, dişçilikte ve veterinerlikte kullanılan diğer alet ve cihazlar” yer aldı. Toplam medikal ihracatında birim fiyat 20 dolar olurken, ilk sırada yer alan bu ürün grubunda birim fiyatın 47 dolara kadar yükseldiği dikkat çekti. 2017 yılının Ocak-Haziran aylarında ise 285 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti.

İhracattaki olumlu ilerlemeye karşın ithalat halen yüksek seyretmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl medikalde 2,98 milyar dolarlık ithalat gerçekleşti. Bu dönemde en fazla ithalatı ABD, Almanya, Çin, İtalya, Japonya, Malezya, İrlanda, Fransa, İsviçre ve İngiltere’den yaptık. 2017’nin 6 aylık döneminde yapılan ithalat ise 1,4 milyar dolar oldu. Yüksek teknolojiye sahip medikal araçlar ve cihazlar ithalatta ilk sırada bulunuyor.

ABD, Almanya, Güney Kore gibi devler medikal ve tıbbi cihazlar alanında teknolojiye yön veren ülkeler olarak dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl Almanya’nın medikal ihracatı 36,4 milyar dolar, İtalya’nın 8,5 milyar dolar, Güney Kore’nin ise 4,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Medikal alet sektörünün küresel ticaret hacmi 2015 yılı sonu itibariyle 1,17 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşmış durumda. Dünya medikal cihaz sektörü pazarının büyüklüğü ise 400 milyar doların üzerinde. Yüksek teknoloji alanında küresel medikal alet pazarından en büyük payı alan beş ülke: ABD, Japonya, Almanya, Fransa ve İtalya şeklinde sıralanıyor. Bu ülkelerin küresel pazardan aldığı pay yüzde 67’yi buluyor.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, medikal sektörünün stratejik sektör olarak desteklenmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Medikal ihracatımız son 10 yılda dörde katlanmasına rağmen sektörün potansiyelini ve dünyadaki büyükleri göz önüne aldığımızda mevcut rakamları yeterli görmüyoruz. İKMİB olarak medikal sektörüne duyduğumuz inançla firmalarımızı dünya pazarlarına açılmaları için gerek fuarlar gerekse sektörel ticaret heyetleri düzenleyerek destekliyoruz. Dünyanın en büyük medikal fuarı olarak değerlendirilen MEDICA Fuarı’nın Türkiye milli katılım organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu organizasyonlarda firmalarımızın girişimci yanlarının ve cesaretlerinin çok yüksek olduğuna şahit oluyoruz. Avrupalı ya da ABD’li firmaların seviyelerine ulaşmamız için daha çok çaba harcamalıyız ancak firmalarımızın bunu tek başlarına yapmaları zor. Ar-Ge ve inovasyon yatırımları ile katma değeri yüksek stratejik ürünlerin desteklenmesi gerekiyor. Hükümetimizin yerli üretimin teşvik edilmesi noktasındaki vizyon ve girişimlerinin çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Medikalde yerlilik oranı ülkemizde yüzde 15’ler seviyesinde. Oysa Almanya’da bu oran yüzde 30’larda. Stratejik olarak düşünülmesi gereken medikal sektöründe yerlilik oranının artması ülkemiz açısından önem taşıyor. Medikalin stratejik sektör olarak desteklenmesini istiyoruz ”.

Uluslararası rekabet geliştirme projesi olan Medikal Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımı MediClusTR’yi kurduklarını da belirten İKMİB Başkanı Akyüz, “Medikal sektörümüzle yakın işbirliği halinde çalışıyoruz. Üyelerimizin sorunlarının dile getirilip çözüm üretildiği, ihracatı artırabilecek görüşlerin paylaşıldığı komite toplantıları düzenliyoruz. Bu işbirliğinin sonucu olarak hastane yatakları ve mobilyalarından tıbbi malzeme ve ekipmanlara, ortopedi cihazlarından ilaç tanı ve biyoteknoloji ürünlerine, hastane sarf malzemelerinden gaz ünitelerine kadar farklı alanlarda sektörde faaliyet gösteren 44 firmamız ile Medikal Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımı MediClusTR’yi kurduk. Yurtdışı pazarlarda ortak bir sinerji ile hareket ederek ihracatımızı artırmak amacıyla çok verimli aktiviteler gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde Sağlık Yurtdışı Pazarlama Takımı olarak oluşturduğumuz ikinci kümemizin ihtiyaç analizini gerçekleştirip gerekli eğitimleri almalarını sağlayacak ve yurtdışı hedef pazarlara açılmalarına destek olacağız” diye konuştu.

85 dB ses seviyesiyle JBL’den çocuklara özel bluetooth kulaklık

E-ticaret platformu n11.com, büyüme çağındaki minik müzikseverlere özel JBL tarafından tasarlanan, ultra hafif ve eğlenceli bluetooth kulaklıkları satışa açtı. Rahat kafa bandı ve kulaklık yapısının yanı sıra 85 dB’lik ses seviyesiyle güvenli dinleme deneyimi sunan JBL JR300BT, n11.com’da satışta.

Renkli ve dayanıklı bluetooth hoparlörleriyle ünlü marka JBL, kablosuz bluetooth kulaklıklarıyla da adını duyurmaya başladı. 7’den 70’e ailenin her ferdine hitap eden kulaklık ve hoparlörler üreten markanın küçük müzikseverlere özel tasarladığı bluetooth kulaklık JBL JR300BT, e-ticaret platformu n11.com’da satışa açıldı.

85 dB ile sınırlanmış maksimum ses seviyesi

Güvenli bir dinleme deneyimi için maksimum ses seviyesi 85 dB ile sınırlandırılan kulaklık, üzerindeki çocuk dostu kontrol panelleri ve mikrofonuyla da minik müzikseverlere kolay ve güvenli bir çözüm sunuyor. Çocukların 15 metreye kadar uzaktaki bir kablosuz bağlantıyla müziğe doyacağı kulaklık, rahat ve ayarlanabilir kafa bandıyla her yaşta çocuğun keyfine 12 saatlik pil ömrüyle eşlik ediyor. Sticker ile kişiselleştirilebilen JBL JR300BT, n11.com’da 229 TL’den satışa sunuluyor.

Hediyelik Meyve Pazarı E-Ticaretle Büyüyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) araştırmasına göre, internet üzerinden alışveriş yapanların oranı 24,9’a yükseldi. TÜİK verileri toplamda 15 milyon kişinin internetten alışveriş yaptığını ortaya koyuyor. 2014’ten beri yükselişe geçen hediyelik meyve pazarı ise girişimcilerin bu sektöre olan taleplerinin artmasına neden oluyor. Sosyal medya ve e-ticaretin gelişmesiyle 15 milyon TL’lik pazara ulaşan hediyelik meyve pazarında Nefis Demet, yüzde 67’lik payla sektörde liderliğe oynuyor.

TÜİK’in Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre, 2016 yılında yüzde 20,9 olan, internet üzerinden mal ve hizmet siparişi veren ya da satın alanların oranı 2017 yılında yüzde 24,9’a yükseldi. Online alışveriş sektörü, son bir yılda 2,5 milyon yeni müşteri daha kazandı. Online mecraları aktif bir şekilde kullanan Nefis Demet ise, bugün hediyelik meyve pazarında yüzde 67’lik bir payla lider konumda. Nefis Demet Genel Müdürü Devrim Aydın, başarı anahtarının e-ticarete verdikleri önemden kaynaklandığını belirtti.

E-ticaret İçin İnovasyon Şart

İnternet evreninin sürekli değişen yapısı birçok markanın büyümesine yardımcı olduğu gibi, yok olmasına da sebep olabiliyor. Nefis Demet bu durumu, her ay düzenli olarak yeni ürün tasarımlarını müşterilerinin beğenisine sunarak, inovatif bir yaklaşımla kontrol altında tutuyor. Büyüyen e-ticaret rekabetinde ayrıcalıklı ürünler koymadan sektörde kalıcı olmanın çok zor olduğunu belirten Devrim AydınSosyal medyanın gelişmesi sektörün büyümesini sağladı. Şu an instagramda 25 bini aşkın takipçimiz var. Siparişlerimiz oradan da gelmeye devam ediyor” diye konuştu.

E-ticarette Rekabet Kızıştı

E-ticaret rekabetinin günden güne zorlaştığı pazarda, ayrıcalıklı ürünler ortaya koymadan sektörde kalıcı olmak kolay değil. Özellikli ürünler ve müşteriyle kurulan güven bağı şirketleri pazarda söz sahibi haline getirebiliyor. Müşteriyle bağ kurmanın en büyük yolu ise, arama motorlarını aktif kullanmaktan geçiyor. İnternet aramalarında ilk sıralarda çıkmanın sebebi, daha önce internet sitesinden yapılmış başarılı alışverişler… İşte, 2017 yılının ilk yarısında 24 bin meyve demetini müşterileriyle buluşturan Nefis Demet’in arama motorlarında ilk sıralarda yer almasının sebebi.

Bakan Fakıbaba, gıda sanayini dinledi

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz ve beraberindeki dernek başkanlarının görüşmesinde, gıda ve içecek sanayinin gündemindeki konular ele alındı.

27 sektörel üye derneği ile Türkiye gıda sektörünün en büyük temsilcisi konumundaki Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, beraberinde federasyon üyesi derneklerin başkanları ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’yı ziyaret etti.

Görüşmede Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç, Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk, Hayvancılık Genel Müdür Vekili Osman Uzun, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu ile Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdür Yardımcısı Ethem Kalın da hazır bulundu.

Gıda sektörünün gündemindeki konular aktarıldı

TGDF Başkanı Kopuz ve dernek başkanlarının, sektörde faaliyet gösterdikleri alanlarda yaşanan sıkıntıları tek tek anlattıkları görüşmede, iklim değişikliğinin tarım ve gıda üretimine etkileri, iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, 2 Ekim 2017 tarihine ertelenen Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi’nin (ÜDTS) uygulanabilir olmadığı için yürürlükten kaldırılması, ESK’nın çiğ süt arzında düşüş yaşanan dönemlerde müdahale alımlarını durdurması gerektiği dile getirildi. Başkan Kopuz, şekerli mamul sanayinin istenilen fiyat ve kalitede süt tozu bulamadığını, bunun da sektörün üretim ve ihracatını sekteye uğrattığını kaydetti.

Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba, planlanandan uzun süren görüşmede, Bakanlıktaki mesai arkadaşlarına, yaşanan sorunlara, sektörle işbirliği içinde çözüm bulunması talimatı verdi.

“Türkiye’ye hizmet etmeye çalışıyorsunuz”

Görüşmede, üretimin öneminin altını çizen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, üretici, sanayici ve tüketicinin, kısaca herkesin kazanacağı, mutlu olacağı bir sistemi ortaya koymak istediklerini söyledi. Bugüne kadar STK’larla diyaloğunun hep çok iyi olduğunu, olmaya da devam edeceğini belirten Fakıbaba, “Sizler Türkiye’ye hizmet etmeye çalışıyorsunuz. Bizler de hizmet etmeye çalışıyoruz. Ülkemiz adına nasıl ortak paydalarda buluşabiliriz, ona bakmamız lazım” dedi.

“Özel sektör işini yapacak, devlet kontrol edecek”

Devletin görevinin sadece kontrol etmekle sınırlı olması gerektiğini belirten Fakıbaba, görüşmede, şu görüşleri dile getirdi:

“Devlet kontrol edecek, özel sektör işini yapacak. Devlet bir rahatsızlık gördüğü zaman regülasyon işini üzerine alacak. Özel sektörde riskler vardır. O riskleri de görmek lazım. Devletin gerektiğinde regülasyon için hazır olması lazım. Özel sektör bilecek ki, ‘ben hata yaptığım zaman devleti karşımda bulurum. Tek taraflı düşünmemek lazım. Çiftçi de, sanayici de kazanacak.”

Toprağı suyla, çiftçiyi bilgiyle buluşturmadan tarımda başarılı olunamayacağını yineleyen Bakan Fakıbaba, masa başında oturan, kravatlı ziraat mühendisi, veteriner istemediklerini belirterek, “Bu işi yapacaksanız hakkını vereceksiniz. Üzeri hayvan kokmayan veteriner, tarlayı görmeyen ziraat mühendisi olur mu?” diye konuştu.

Yönetim toplulaştırması

Tarım arazilerinin toplulaştırılmasının yanı sıra küçük işletmelere yönelik yönetim toplulaştırması çalışması yaptıklarını da dile getiren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, tarım desteklerinin doğrudan çiftçinin hesabına yatırılması gerektiğinin de altını çizdi.

“Su olmadan ot, ot olmadan süt ve et olmaz” diyen Fakıbaba, ESK’nın regülasyon amaçlı çiğ süt alımı konusunda da, “Bizim amacımız regülasyon. Süt fiyatı düştüğü zaman alırız, yükselince bırakırız. Bizim sanayici ile yarışma durumumuz yok” değerlendirmesini yaptı.

“Sürdürülebilir iletişim için ortak paydada buluştuk”

Görüşme çıkışında açıklamalarda bulunan TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, Bakan Fakıbaba ile tarım ve gıda sektöründe yaşanan sorunları konuştuklarını ve çözümler üzerinde durduklarını söyledi. Kopuz, şunları kaydetti:

“Yeni Gıda ve Tarım Bakanımız sayın Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’yı sektör olarak ziyaret ederek, ‘Hayırlı olsun’ dedik. Ziyarette sektörün genel ana arterlerindeki konuları da kendisine iletme fırsatı bulduk. Türk gıda içecek Sanayi için sürdürülebilir iletişim konusunda ortak paydalarda buluştuk. Önümüzdeki günlerde sektörü kategori bazında yayarak, ilgili sektörün önünde bekleyen acil konuların çözümü konusunda ortak iradeyi koyduk.

Sivil Toplum Kuruluşları (STK) sektörü temsil eder. Devlet ve STK iş birliği olduğu sürece, Türk Gıda ve İçecek Sanayi daha iyi yerlere gelecektir. Sayın Bakanla, TGDF Yönetim Kurulu ve Başkanlar Kurulu olarak bu iradeyi net bir şekilde ortaya koymuş olduk.”

“ORTAK ÇALIŞMA PLANLARINI KONUŞTUK”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba ile görüşmelerinde, Ürün Denetleme ve Takip Sistemi (ÜDTS) ve Biyogüvenlik Kanunu gibi birçok konuyu konuştuklarını dile getiren Kopuz, şöyle devam etti:

“İklim değişikliği ile ilgili hazırladığımız raporları kendisine sunacağız. ÜDTS’nin Türk gıda içecek sektöründe tamamen kaldırılması ve özellikle et ve süt politikalarının tekrar gözden geçirilmesi, sanayicinin rekabet gücünü, iç pazardaki durum ve ihracatımızı da ele aldık. Bitkisel yağımızı, arz talepleri konuştuk. Bizim sanayici olarak istediğimiz şey; rekabet edici, sürdürülebilir, kaliteli, uygun hammadde ulaşmak. Bunun temini konusunda da ortak çalışma planlarını konuştuk.”

Cat Phones Türkiye’nin Ülke Müdürü Bahar Pınarlı Oldu

Dünyanın ilk termal akıllı telefonuyla adından söz ettiren Cat Phones Türkiye’nin Ülke Müdürlüğü görevine Bahar Pınarlı getirildi.

Dünyanın ilk termal akıllı telefonunu piyasaya süren Cat Phones, Türkiye pazarına giriş yaptı. Cat Phones’un Ülke Müdürlüğü görevine ise, sektörün deneyimli ismi Bahar Pınarlı atandı.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu olan Pınarlı, Cornell Üniversitesi’nde “Leadership and Management” programını bitirdi. Pınarlı, uzun yıllar DHL firmasında farklı satış pozisyonlarında görev yaptı. Ardından, 12 yıl boyunca ise telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren Turkcell ve Fideltus İleri Teknoloji şirketlerinde Satış Müdürü pozisyonunda çalıştı. Cat Phones’a katılmadan önce ise son olarak 7 yıl boyunca Sony Mobile Türkiye’de Kıdemli Kanal Satış Müdürü olarak görev aldı.