Gıda’da 1 milyar dolarlık ihracat pazarının kapısı CNR EXPO’da açılacak

Türkiye’de ilk kez gıda, ambalaj ve ev dışı tüketim sektörleri, CNR Food İstanbul-CNR Ambalaj fuarları ile Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçileri Buluşmasıyla CNR EXPO Yeşilköy’de bir araya gelecek.

Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (URGE) Projesi kapsamında düzenlenecek alım heyeti organizasyonu ile CNR EXPO’da 45 ülkeden toplam 1 milyar dolar ithalat bütçesi olan 99 firma ağırlanacak.

Gıda sektörünün en kapsamlı uluslararası ticaret platformu olma hedefiyle Türkiye’de ilk defa gıda, ambalaj ve ev dışı tüketim sektörleri CNR EXPO Yeşilköy çatısı altında buluşturuluyor. CNR Holding tarafından, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ile Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği’nin iş birliğinde ‘CNR FOOD İstanbul, CNR Ambalaj İstanbul fuarları ve Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçilerinin Buluşması’ 20-23 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek. Gıda sektöründe yapılan kapsamlı organizasyonda, Türkiye’nin en kapsamlı alım heyetleri organizasyonlarından birine ev sahipliği yapılacak.

Türk gıda firmalarına ihracatlarını artırma imkanı

Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (URGE) Projesi kapsamında düzenlenecek alım heyeti organizasyonu ile CNR EXPO’da 45 ülkeden toplam 1 milyar dolar ithalat bütçesi olan 99 firma ağırlanacak. İtalya, Almanya, İngiltere, Yunanistan, İran, Irak, Libya, Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan, Cezayir, Tunus, KKTC, Azerbaycan, Rusya’nın yanı sıra, sektörün hedef pazarlarından olan Avrupa ve MENA bölgesinden de VIP alım heyetlerinin aralarında bulunduğu dünyanın dört bir yanından gelen alıcılar, Türk gıda firmalarına ihracatlarını artırma imkanı sağlayacak.

84 ülkeden 65 bin ziyaretçi

Üç sektörün tek çatı altında buluşturulduğu organizasyon 80 bin metrekarelik alanda, 84 ülkeden 65 bin yerli ve yabancı ziyaretçi hedefiyle düzenlenecek. Gıda toptancıları, zincir marketler, tekil ve zincir otel, restoran, cafe, yemek ve catering şirketleri gibi kurumların işletme sahipleri satın almacıları, şefleri tarafından yoğun ilgi görecek olan organizasyon ile kısa bir sürede Sial Paris, Anuga Köln, Gulfood Dubai gibi uluslararası gıda fuarlarına rakip olma hedefleniyor.

Dijital kanca, doğumgünü hatırlatma uygulaması

Sıradan bir uygulama bile siber saldırganlar için araca dönüşebiliyor. ESET güvenlik araştırmacıları, popüler ve zararsız görünümlü bir ‘doğum günü hatırlatma‘ uygulamasının taklit edilerek, reklam görüntülemek için kullanıldığını tespit ettiler. Üstelik bunu yaparken de DNS ayarlarıyla oynuyorlar. Türkiye, bu zararlı bulaşmada da yine ön sıralarda, dünyada 5’inci sırada.

Global antivirüs yazılım kuruluşu ESET tarafından ‘DNSBirthday’ olarak etiketlenen bu reklam uygulaması; ağırlıklı olarak ABD, İspanya, Japonya ve İtalya’da görüldü. Türkiye ise yüzde 6’lık bulaşma oranıyla global düzeyde, Almanya ile birlikte 5’inci sırayı paylaştı.

Söz konusu doğum günü hatırlatma uygulaması (birthday reminder), web sayfalarına reklamları enjekte etmek için arka planda çalışarak web tarayıcılarının DNS işlevlerini bozuyor.

Dijital kanca tasarlamışlar

ESET araştırmacılarının analizine göre bu proje kapsamında çalışan siber saldırganlar, yapılandırma dosyasının engelleme listesinde, etki alanı adı bulunduğunda, alternatif DNS sunucularına bağlanabilecek bir kanca tasarladılar.

Saklanmak için çok uğraşmışlar

“Bu zararlı kodları yazanlar, tespit edilmemek için çok çaba sarf ediyorlar” açıklaması yapan ESET Kanada’dan Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Marc-Étienne M. Leveillé sözlerini şöyle sürdürdü: “Zararlı yazılımların modüler mimarisi, güncellemelerle daha fazla özellik veya zararlı yazılım eklenmesine izin veriyor. Bu da tüm yeteneklere henüz tanık olmamış olabileceğimizi gösteriyor. Ayrıca burada, C&C sunucusuyla olan iletişim, neler olup bittiğini dinlemeyi önleyen sabitlenmiş bir ortak anahtar ile güvence altına alınmış.“

ESET araştırmacıları, C&C sunucusunun ve sahte DNS sunucusu iletişiminin yapıldığı barındırma şirketi olan OVH’ye ulaştı ve gerekli bilgilendirmeleri yaptı.

Router güvenliği önemli

Marc-Étienne M. Leveillé, bu tür tehditleri önlemek için mümkünse router güvenliğini izleyebilen iyi bir güvenlik çözümü edinilmesi tavsiye ediyor. ESET Internet Security, ESET Smart Security Premium ve ESET Multi Device Security yazılımları, “Ev Ağı Koruması” özelliğiyle router ve modemleri izinsiz sızmalara karşı güvenlik altına alıyor.

Muratbey, AB’ye ihracat onayı aldı

Yenilikçi ve lezzetli ürünleriyle peyniri günün her saati tüketilebilen sağlıklı atıştırmalığa çeviren Muratbey, Türkiye’den Avrupa Birliği’ne (AB) süt ve süt ürünleri ihracatı yapmak için onay aldı.

Tecrübesiyle peynirin Türkiye’de gelişimine yön veren Muratbey, Türkiye’den Avrupa Birliği üyesi ülkelere ihracat yapma onayı aldı. Muratbey, bu onayı Avrupa Birliği normlarına uygun olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yürütülen uzun ve yoğun denetimler sonrasında almaya hak kazandı. Bakanlık, resmi tanımıyla “Avrupa Birliği Ülkelerine İhracat Amaçlı Onaylanacak Süt İşletmelerinin Kontrol Prosedürü” uyarınca, Muratbey için ihracat iznini 12 Temmuz 2017 tarihinde onayladı. Muratbey böylece, Avrupa’ya ihracat onayı alan sayılı firmalar arasında yer aldı.

Muratbey Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, bu önemli gelişmeden sonra ihracat hacimlerini genişletmeye odaklanacaklarını belirten Erol, “Muratbey markasını zaten başta Fransa, Belçika, Danimarka, Almanya, İtalya, Macaristan, İsveç olmak üzere 28 AB ülkesi ile ABD, Rusya, Kuveyt, Ürdün, BAE, Fas, KKTC, Kazakistan, Bahreyn’in aralarında bulunduğu 60 ülkede tescillendirdik. Firma olarak şimdi Avrupa’daki işimizi geliştirecek önemli bir eşiği aşmış olduk” dedi.

Dünya sofralarında kendi markalarıyla yer aldıklarını ifade eden Erol, “ABD, Japonya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Irak, Bahreyn, Kuveyt, Katar, K.K.T.C, Türkmenistan, Azerbaycan, Ürdün gibi birçok ülkeye ihracat yapıyoruz. Ayrıca, 2014 yılında Türkiye’nin ihracatını ve markalaşmayı artırmayı planlayan Turquality Marka Destek Programı’na alınan 8 firmadan biri olduk” diye konuştu.

İnovasyona verdiği önemle de Türkiye’nin yenilikçi ve öncü peynir markası olan Muratbey, 30 bin metrekare kapalı alana sahip üretim tesisi, 400 çalışanı ve günde 700 ton süt işleme kapasitesi ile her gün Türkiye çapında 15 bin satış noktasına ulaşıyor.

Yasak, 2013 yılında kaldırıldı

Avrupa Birliği, Türkiye’deki üretim koşullarını gerekçe göstererek 2002 yılında süt ve süt ürünleri konusunda genel bir ithalat yasağı uygulamaya koymuş, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın öncülüğünde Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) ve sektör oyuncuları tarafından yürütülen uzun soluklu çalışmalar sonucu 2013 yılında bu yasak kaldırılmıştı. Ancak henüz çok az sayıda firma ihracat izni alabildi. 

Dijital Trendler Eğitime Yön Veriyor

Gelişen teknoloji ve değişen dünya düzeni bilgiyi sanal dünyaya da taşıdı! Sanal eğitimler artık çocukların en büyük destekçilerinden.

Teknolojinin gelişimi, öğretim sürecinin geleneksel metotlarını da değiştirmeye başladı. Öğrenmenin zaman ve mekandan bağımsız hale geldiği dijital eğitim uygulamaları, son yılların en çok gelişen alanı.

Eduprofill Eğitim Danışmanlık Kurumsal İletişim Koordinatörü Filiz Kantekin ; “Sanal eğitimde yazılımlar ve öğretmenin niteliği ön planda. Öğrenciler bu sayede kendi öğrenme ortamlarını düzenleyip, ihtiyaçları doğrultusunda kişiselleştirebiliyorlar. Ayrıca sanal eğitimler öğrencilere dersin anlayamadıkları kısımlarını tekrar etme ya da iyi bildikleri kısımları atlayabilme ve zamanlarını dersin dikkatlerini daha çok çeken bölümlerine ayırabilme olanağı veriyor,” diyor.

Dünyada Trend Sanal Eğitim

Her zaman her yerde öğrenme mantığını tüm dünya gerçek anlamda destekliyor. Eğitim kaynaklarının herkesin kullanımına açılmasına yönelik çalışmalar her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. Bu doğrultuda Yale, Harvard ve MIT gibi dünyanın önde gelen üniversiteleri ders materyallerini ücretsiz olarak internet üzerinden erişime sundu. Bu kaynaklara iTunes U gibi mobil uygulamalarla da ulaşılabiliyor. Bunun dışında dünyada gitgide yaygınlaşan Khan Academy gibi ücretsiz eğitim portalları da kullanıcı sayısını her geçen gün artırıyor. Üstelik Khan Academy gibi eğitim portallarının içerikleri İngilizce’den sonra Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) destekli olarak anadilde de yayınlanıyor. MEB’in Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ve online bir eğitim platformu olan Eğitim Bilişim Ağı’nda (EBA) çok sayıda dijital kaynak bulunuyor. Dünya Bankası’nın ‘edutech’ isimli eğitimde bilişim teknolojileri kullanımı konusunu ele alan blogunda yer alan ‘10 Global Trends in ICT and Education’ başlıklı yazıya göre bu alanda küresel ölçekteki 10 trend; mobil öğrenme, bulut bilişim (cloud computing), her öğrenciye elektronik cihazın eğitim kurumu tarafından temin edildiği ‘one to one computing’, her yerde her zaman öğrenmeyi ifade eden ‘ubiquitous learning’ (u-learning), eğitsel oyunlar, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına yönelik olarak ‘kişiselleştirilmiş öğrenme’, öğrenim alanlarının geleneksel oturma düzeni de dahil olmak üzere yeniden tanımlanması, öğretmenler tarafından üretilen açık ve online içerikler, öğrencilere yönelik oluşturulan kişisel online portfolyoların değerlendirilmesi ve öğretmen rollerinin bilginin kaynağı olmaktan ziyade öğrencilere birçok konuda rehberlik sağlayan öğretici/mentor niteliğinde olması yönündeki değişim.

Türkiye Online Eğitimde Nerede?

Türkiye’nin dijital okur-yazarlıkta dünyanın neresinde olduğunu kavramak için PISA sonuçlarından yola çıkıyor uzmanlar. Buna göre 2009’da OECD ülkeleri içinde öğrencilerin yüzde 1’inden daha azı hayatlarında hiç bilgisayar kullanmadığını belirtmiş. Bu oran Yunanistan, Türkiye, Japonya ve İsrail’de yüzde 2-3 arasında. Evinde bilgisayarı olan öğrencilerin, toplam öğrencilere oranı OECD ortalamasında yüzde 94 iken ülkemizde yüzde 61 olup Türkiye, Şili (yüzde 76) ve Meksika (yüzde 50) ile birlikte OECD ortalamasının altında kalan ülkeler arasında gösteriliyor. Sosyo-ekonomik açıdan teknolojiye erişim değerlendirildiğinde, OECD ülkeleri içinde Türkiye, avantajlı ve dezavantajlı öğrencilerin arasında evde internet erişimi açısından en fazla farkın olduğu ülkelerden. Bu farkın en az olduğu ülkeler ise Hollanda, Norveç, Finlandiya ve Danimarka.

Gelecekte neler olacak?

Orta vadede eğitimin dijital materyallerle desteklenmesinde artış ve uzun vadede öğrenim işinin çoğunlukla sanal ortama taşındığı bir dünya duruyor geleceğimizde. Eduprofill Eğitim Danışmanlık Kurumsal İletişim Koordinatörü Filiz Kantekin bu bilgiyi göz önüne alarak okulların öğretim ve bilgiye erişimden ziyade öğrencilere bu konuda yol gösterici olması gerektiğini belirtiyor. Öğretmenlerin de bu konuda rehberlik eden, eğitimde bu çağa uygun metotlar geliştiren ve uygulayan kişiler olup, eğitim sisteminin tamamen öğrenci odaklı olması gerektiğinin altını çiziyor. Birkaç çalışmada öğrenci özelliklerinden kaynaklanan problemler (kültürel faklılıklar, ülkelerarası zaman faklılıkları, öğrencinin eğitim altyapısı gibi), kurumsal problemler, mali boyut, öğretmen nitelikleri gibi problemler yaşansa da gelişen teknoloji ile yakın zaman da bu durumların tamamen ortadan kalkması bekleniyor. Siz de online eğitimleri takip edin, çocuğunuzu hayat boyu sürdürebileceği öğrenme tekniğiyle tanıştırın!

Türkiye Oyun Pazarı İştah Kabartıyor

Her ay aktif olarak oyun oynayan kişilerin sayısı 30 milyon. Yani Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı oyun oynuyor. ByNoGame’in kurucusu Can Kömürcü, yakın gelecekte dijital oyunların dizilerin önünü keseceğini söylüyor.

25.07.2017

Üreticilerin iştahını kabartan Türkiye oyun pazarı 600 milyon dolar seviyesinde büyüklüğe sahip. Her ay aktif olarak oyun oynayan kişilerin sayısı 30 milyon. Yani Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı oyun oynuyor. Her yıl yaklaşık yüzde 7 oranında büyüme kaydeden Türkiye oyun pazarının 2020’de 2 milyar dolarlık hacme ulaşması bekleniyor.

110 milyar dolar büyüklüğe sahip olan dünya oyun pazarının, 40 milyar dolarını mobil oyunlar oluşturuyor. Mobil piyasasının pastadaki payının büyük olması akıllı telefon kullanımının, mobil oyunlardaki kalitenin ve çeşitliliğin artmasından, tabletlerin popülerliğini kaybetmesinden, telefonun her yere taşınabilen bir cihaz olmasından kaynaklanıyor. Ancak PC oyunları da popülerliğini korumaya devam ediyor.

Oyuna parayı en çok erkekler yatırıyor

Türkiye’de genç nüfusun çoğunlukta olması nedeniyle dijital oyun kültürü son derece yaygın. VR (Virtual Reality / Sanal Gerçeklik) yeni trendler arasında en popüler olanı. Ancak oyuncuların çoğu klasik bir şekilde oyun oynamayı seviyor. Türkiye’deki oyuncular P2P (ücretli) yerine, F2P (Ücretsiz) oyunlarda daha çok zaman geçiriyor. Aktif bir şekilde mobil oyun oynayan kullanıcıların büyük bir bölümü tek bir oyunla yetinmiyor. Kullanıcıların yüzde 85’i en az iki veya daha fazla oyunu aynı zamanda oynuyor. Oyunlara en çok parayı ise 12 ile 30 yaş aralığındaki erkekler yatırıyor.

E-pin, CS:GO Skin-Key, Knight Online gold bar ve item alım satımlarında Türkiye lideri ByNoGame’den alışveriş yapanların yüzde 96’sı erkek. Site üzerinden en çok satılan dijital oyun ürünü ise CS: GO Counter-Strike: Global Offensive. ByNoGame’in kurucusu Can Kömürcü oyun üreticilerinin kadınları da hedeflemesi gerektiğini düşünüyor: “Birçok oyun riske girmemek için erkeklere yönelik yapılıyor. Çünkü pazara ağırlıklı olarak erkekler para harcıyor. Örneğin oyunlarda yaygın olarak seksi kadın figürleri kullanılıyor. Bu da erkek oyuncuların ilgisini çekebiliyor. Kadınların becerilerine hitap edecek oyunlar yapılırsa pazar daha da büyür. Ancak bu alana çok büyük paraların ayrılması gerekiyor.”

Kadınlar mobil oyunları sevdi

PC’de maskülen hakimiyet devam ederken, mobil oyun sektöründe kadın erkek oranı neredeyse kafa kafaya gelmiş gibi gözüküyor. Mobil oyuncuların yüzde 51.6’sını kadın kullanıcılar oluşturuyor. Genel olarak PC ve konsol oyunları denildiğinde erkek kullanıcıların üstünlüğü göze çarpıyor. Kadın kullanıcılar daha çok zaman geçirmek ve stres atmak için, bulmaca türü oyunlar oynamayı tercih ediyor.

Sadece oyun oynayanlar değil yayıncılar arasında da artık kadınları görmek mümkün. Ancak sektördeki kadın yayıncı sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Can Kömürcü: “Bizim kullanıcılarımızın yüzde 95’i Türkiye’den, yüzde 5’i ise yabancı. Aynı oran erkek ve kadın kullanıcıda da geçerli. Duygu Köseoğlu, Süpürgesiz Cadı, Ruthless Ladies, Fionamed gibi birkaç kadın yayıncımız var; ama sayıları maalesef çok az. Kadınların bazı konularda dikkatleri ve yetenekleri çok kuvvetli. Örneğin Maserati otomobilleri fabrikadan son çıkış bandında sadece kadın mühendislere emanet ediliyor. Çünkü milimetrik incelemeleri daha titiz yapıyorlar ve hata bulma konusunda bir üstünlükleri var. Kısacası kadınların bu yanları gözetilerek çeşitli oyunlar tasarlanabilir. Kadınların ilgisini çekecek oyunlara yatırım yapanlar bunun meyvelerini çok daha fazla toplarlar. Kadın sayısı artarken erkekler azalmayacağı için pasta her koşulda büyümüş olur.” diyor.

Oyun sektöründe büyük değişim

Dijital oyun ürünlerinin alınıp satıldığı ve kullanıcıların kazançlarını anında paraya dönüştürebildikleri web platformu ByNoGame’in kurucusu Kömürcü, önümüzdeki iki yıl içinde, oyun sektöründe inanılmaz bir değişim bekliyor. Sanal Gerçeklik (Virtual Reality) ve 3 Boyutlu Baskı teknolojilerinin sektörde ciddi gelişmelere sebep olacağını kaydeden Kömürcü: “Türkiye’deki internet kullanıcılarının en çok ziyaret ettiği 300 siteden birisiyiz. On yıllık süreçte satıcılarla oyuncular arasında mükemmel bir köprü olduk. Avrupa’nın en prestijli listesi Red Herring Top 100’e adımızı yazdırmayı başardık ve Avrupa’nın en iyi 100 şirketi arasına girdik. Ayda 11 milyon sayfa görüntülenmesi alıyoruz. Yarım milyondan fazla aktif kullanıcımız var ve günde 45 bin kişi tarafından ziyaret ediliyoruz. Kendi geleceğimizi de, sektörün geleceğini de çok parlak görüyoruz. Türkiye nüfusunun yüzde 51’i 25 yaşın altında. Birkaç dili anadili gibi konuşan, internet ve bilgisayarı aktif olarak kullanan bir jenerasyon söz konusu. Türkiye’de oyun sektörünün tanıtımını en iyi yayıncılar ve Youtuber’lar yapacak. Yayıncılık YouTube’a doğru kayıyor. Oyun sektörüne yön vermek için bence Twitch ve Youtube’daki yayıncılara yatırım yapmalıyız.” diyor.

ByNoGame’den alışveriş yapanların BNGpay hizmeti sayesinde Twitch ve Youtube yayıncılarına destek olabileceklerini hatırlatan Kömürcü, Türkiye’de Levent Balım (Levo), Ahmet Sonuç (Jahrein), Cantuğ Özsoy (Unlost), Ferit Kaya (Wtcnn) gibi çok başarılı yayıncılar olduğuna dikkat çekiyor.

2 Milyara yakın kişi dijital oyun oynuyor

PC, mobil ve konsol oyunları satışlarının 2018’de 100 milyar doların üzerine çıkması bekleniyor. “Özellikle Asya pazarı çok hızlı bir büyüme kaydediyor. Türk kullanıcıları alışverişte ilk parayı çok zor harcıyor ama diğer ürünleri daha hızlı alıyorlar. Rusların davranış şekilleri de Türklerle benzerlik gösteriyor. Trafikteki kavgalarından, alışveriş sepetlerindeki hareketlere kadar… Oyuna meraklı ülkelerden Almanya ve Brezilya da gelecek gördüğümüz pazarlardan.” diyen Kömürcü’ye göre Türkiye oyun pazarı sadece yabancı yatırımlarla değil oyun üretimiyle, fuarlarla ve yayıncılarla da günbegün büyüme kaydediyor.

Fuarlar pazara çok şey katıyor

Fuarların yayıncı, yapımcı ve tasarımcılarla tanışma, yeni çıkacak oyunları test etme, turnuvaları izleme, yeni oyunları keşfetme gibi pek çok fırsat sunduğuna inanan Kömürcü, “Steam oyunları genel olarak birçok oyunu barındırdığı için Türkiye pazarında lider durumda. Satış yapan siteler arasında pazar lideri biziz. Türkiye’de ayrıca Dark Passage, HWA, Supermassive, Spacesoldiers, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, ANT Espor, Team Turquality, Zone Esports, Crew gibi çok başarılı Espor takımları da var. E3, Gamescom, Blizzard, Tokyo Game Show gibi pek çok önemli fuar organize ediliyor. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Gaming İstanbul’u (Gist) 2017’de 83 bin kişi ziyaret etti. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen GameX ise, Ortadoğu, Balkanlar ve Afrika’nın en büyük oyun fuarı olarak geçiyor. Oyun fuarlarının sektörün gelişmesine önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Sektöre yönelik teşvikler, yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi, sektörün ihtiyaç duyduğu insan kaynağının oluşturulması ve üniversiteleri de kapsayacak bir mevzuatın düzenlenmesi Türkiye oyun pazarına çok şey katar.” diyor.

Oyun dizilerin önüne geçecek

Ortalama oyun oynama süresi yıldan yıla artış gösteriliyor. 21-30 yaş arasındaki erkekler haftada ortalama 3 buçuk saat oyun oynuyor. Can Kömürcü, yakın gelecekte oyun sektörünün dizi sektörünün önüne geçeceğini düşünüyor. Bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: “Dizi izlerken kontrol bizde değil ekrandaki oyuncularda, ama oyun oynarken kontrol oyuncunun kendisindedir. Gelecekte, artık daha fazla kontrol ve gücü elinde bulundurmak isteyen insanlar olacak. Çünkü yeni kuşak gereğinden fazla sabırsız. Eskiden yazılan mektubu bir hafta beklerdik. Şimdi mesaj ışığı yandığı anda telefona bakmadan duramayan gençlerle karşı karşıyayız. Oyunda da aynı durum söz konusu. Yeni nesil, birden fazla ekrana ihtiyaç duyuyor. Televizyon izlerken elindeki telefonla oynuyor, birisiyle yazışıyor, yanında bilgisayarı veya tableti açık duruyor. Bu durum, dizi, film ve televizyon gibi şeylerin eskisi kadar talep görmeyeceğini gösteriyor. Gelecekte insanlar daha çok, kendilerinin kontrol edebilecekleri şeylere ihtiyaç duyacaklar. Oyun da böyle bir şey. Bu nedenle yakın gelecekte oyun, tüm planları altüst edecek.”

İnoksan, 37. yılında gözünü ABD’den sonra Çin pazarına dikti

5 kıtada 80 ülkeye yaptığı ihracatla endüstriyel mutfağın globalleşen markası İnoksan, 37. yaşını kutladığı bugünlerde Çin pazarına açılmak üzere hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğunu açıkladı. Gelirlerinin yüzde 35’ini oluşturan ihracat payını yüzde 50’ye çıkarmayı hedeflediklerini ifade eden İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, “Çok sayıda ülkeye ürünlerimizi ihraç etsek de bazı ülkeler pazar potansiyeli olarak bizi daha fazla heyecanlandırıyor. Kısa bir süre önce ABD pazarının gerektirdiği kalite standartlarında yeniden geliştirerek üretimine başladığımız set altı bulaşık yıkama makinelerimizle ABD pazar payımızı artıracağız. Yine ihracat stratejimiz kapsamında önümüzdeki kısa dönemde anlaşmalarımızı tamamlayıp Türk mühendislerin imzasını taşıyan binlerce Bulaşık Yıkama Makinesi ve Inosmart Touch Kombi Fırını da Çin’li endüstriyel mutfak kullanıcılarına sunacağız” dedi.

Bursa’da küçük bir işletme olarak yola çıkan İnoksan, bugün 20.000 m² kapalı alanda yaptığı üretime ve 140 milyon TL ciroya sahip bir sektör lideri olarak 37. yaşını kutluyor. Yeni yaşında yurtdışı hedeflerini de büyüten İnoksan, özellikle Çin pazarında Türk mühendislerinin imzasını taşıyan inovatif Inosmart Touch Kombi Fırın ve Bulaşık Makineleri ile önemli atılımlar gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Hali hazırda ABD pazarında döner ocakları ile faaliyet gösteren ve yakın zamanda buradaki pazar payını set altı bulaşık makinalarıyla artırmayı hedefleyen İnoksan, ABD’nin önde gelen firmalarından biri ile işbirliğine de gitti. İnoksan, elektrik, gaz ve su gibi teknik aksamlarının Avrupa standartlarından farklı olması nedeniyle ABD standartlarına uygun olarak yeniden geliştirdiği set altı bulaşık makinesini Bursa’daki fabrikasında hijyen ve güvenlik sistemleri ile CE standartlarının üzerinde üretecek.

“Bizim için artık daha fazlasını yapma zamanı”

37. yılı olan 2017’yi ihracat yılı ilan ederek, yüzde 15 büyüme hedefi koyan İnoksan, başarılı girişimleri sayesinde yılsonunda bu hedefi aşmayı öngörüyor. 5 kıtada 80 ülkeye ihracat yaptıklarını aktaran İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, “Gelirimizin yüzde 35’ini oluşturan ihracat payımızı yüzde 50’ye çıkarmayı hedefliyoruz.Çünkü bizim için artık daha fazlasını yapma zamanı.” dedi. ABD pazarı için yaptıkları önemli atılımların ardından, yakın zamanda Çin pazarına da hızlı bir giriş yapacaklarını ifade eden Varlık, “Çin’de Inosmart Touch Kombi Fırın ve Bulaşık Makinelerimizin toptan satışı için 2017 başından bu yana çalışmalar yapıyoruz. Burada bizim için büyük bir potansiyel var. Planlarımız doğrultusunda ilerleyerek, orta vadede Çin’e binlerce kombi fırın ve bulaşık makinesi satışı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

TAV’dan yılın ilk yarısında 511 milyon avro ciro

TAV Havalimanları 2017 yılının ilk yarısında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artışla 51 milyon yolcuya hizmet verdi.

Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki önemli markası TAV Havalimanları, 2017 yılının ilk yarısında 51 milyon yolcuya hizmet verdi. Konsolide cirosunu 2016’nın aynı dönemine göre yüzde 2 artıran şirket 60 milyon avro net kar açıkladı.

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “Havalimanlarımızdaki yolcu trafiği 2017 yılının ikinci çeyreğinde pozitif ivmeyi yakaladı. Atatürk Havalimanı şehir çıkışlı dış hat yolcusu, nisan ayında yeniden artış göstermeye başladı ve ikinci çeyreği yüzde 3 büyümeyle tamamladı. Aynı dönemde, dış hat transfer yolcusu ise yüzde 12 arttı. Bu yılın ilk altı ayında konsolide ciromuz yüzde 2 artarak 511 milyon avroya ulaştı. Net kâr, ağırlıklı olarak finansman giderlerimizdeki düşüş nedeniyle artış gösterdi. 2017 yılı için net karda önemli artış beklentimizi koruyoruz.

 

Mart ayında yüzde 50 kar dağıtımı politikamız çerçevesinde 247 milyon TL temettü dağıttık. Tiflis Havalimanı’na 2016 ve 2017 yıllarından toplam 44 milyon avro tutarında yatırım yaptık ve bu havalimanındaki büyüme trendi bu kararımızın ne kadar doğru olduğunu ortaya koydu. TAV Havalimanları olarak 20 senede biriktirdiğimiz sosyal ve entelektüel sermaye ile tüm dünyada yeni iş fırsatlarını ve potansiyel havalimanı özelleştirme projelerini titizlikle araştırıyor ve takip ediyoruz. Bu yıl da portföyümüzü büyütmek için iş geliştirme ve yatırım çalışmalarına hız kesmeden devam ettik. Haziran ayında Suudi Arabistan Sivil Havacılık İdaresi (GACA) ile Yanbu, Qassim ve Hail havalimanlarının geliştirilmesi ve işletmesi için sözleşmeleri imzaladık. Medine havalimanındaki başarımızı bu havalimanlarında da tekrarlamak istiyoruz.

 

Temmuz ayında kurucu ortaklarımızdan Akfen Holding’in gene hissedarımız olan Groupe ADP’ye hisselerini satması işlemi hem ADP’nin Türk havacılığına güvenini gösteriyor, hem de TAV Havalimanları’nın önündeki büyüme fırsatlarını daha da genişletiyor. Tüm hissedarlarımıza, iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza TAV markasını bugünlere taşıyan güvenleri ve emekleri için teşekkür ediyorum” dedi.

 

 

ÖZET FİNANSAL VE OPERASYONEL BİLGİLER

(milyon avro)   2016 1.yarı 2017 1.yarı % değişim
Konsolide ciro* 502,6 511,0 %2
FAVKÖK* 267,3 281,7 %5
FAVKÖK marjı (%) %53,2 %55,1 2.0 puan
FAVÖK* 194,5 201,8 %4
FAVÖK marjı (%) 38,7% 39,5% 0.8 puan
Net Kâr 31,6 60,0 %90
     
Yolcu sayısı (mn) 49,5 50,7 %2
– Dış hat 27,4 28,3 %3
– İç hat 22,1 22,4 %1

Not: Bu bültendeki bilgiler TFRS Yorum 12 için düzeltilmiş ciro ve FAVÖK baz alınarak hesaplanmıştır.

Sigortasız Araç, Konut ve İşyerleri Selin Bilançosunu Ağırlaştırıyor

18 Temmuz’da şiddetli yağışın neden olduğu sel felaketi, ilk tahminlere göre 150-200 milyon TL sigortalı hasara neden olurken, sigortanın önemini bir kez daha hatırlattı. Bazı ilçelerde metrekarede 128 kg’a kadar yükselen, ortalama 65 kg yağışın düştüğü İstanbul’da binlerce araç, işyeri ve ev, sular altında kalırken, özellikle konut ve işyerlerinde düşük sigortalılık oranının önemli mağduriyetler yaratacağı belirtiliyor.

SİGORTALILIK ORANI DÜŞÜK

Trafiğe kayıtlı yaklaşık 21 milyon aracın 15.2 milyonunun kaskosuz olduğunu belirten Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, sigortalılık oranının en yüksek olduğu illerin başında gelen İstanbul’da dahi iki araçtan birinin kasko güvencesinden yoksun olduğunu söyledi. Sel felaketinden zarar gören araçların yüzde 95’inin sel teminatı bulunduğunu belirten Uğur Gülen, en büyük mağduriyetlerin sigortalılık oranının düşük olduğu konut ve işyeri branşlarında yaşanacağını söyledi. Konutlarda sigortalılık oranının yaklaşık yüzde 20 olduğunu söyleyen Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, toplumda yaygın olan bilginin tersine Zorunlu Deprem Sigortası’nın sel hasarlarını karşılamadığının da altını çizdi.

AKSİGORTA’YA BİR GÜNDE 444 HASAR İHBARI GELDİ, HASAR BEDELİ 5 MİLYONA YAKLAŞTI

İşyerlerinin sigortalılık oranının ise istenilen seviyelerde olmadığına değinen Uğur Gülen, özellikle küçük ölçekli işyerlerinde bu oranın son derece düşük olduğunu, bu tip felaketlerde en büyük kayıpların küçük işyerlerinde yaşandığını söyledi.

Aksigorta olarak 18 Temmuz günü yaşanan sel felaketine bağlı olarak aldıkları 444 hasar ihbarından 391’inin, bir günlük hasar bedeli olan 5 milyon TL’nin 4 milyon TL’sinin İstanbul kaynaklı olduğuna işaret eden Uğur Gülen, “Sigorta sektörü olarak vatandaşlarımızın mağduriyetlerini en kısa sürede gidermek üzere yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. En son 2009 yılında İstanbul’da 31 vatandaşımızın boğularak yaşamını yitirdiği, sağanak yağış ile Ayamama, Tavukçu ve Hamam derelerinin taşması sonucu çok sayıda TIR ve aracın sel sularına kapılarak sürüklendiği sel felaketinde gösterdiğimiz hassasiyeti bu süreçte de gösteriyoruz” dedi. Uğur Gülen, yaşanan felaketlerin ardından sigortaya talebin arttığını, ancak yaşanan sıkıntıların zihinlerde bıraktığı izin silinmesinin ardından poliçelerin yenilenmediğini, bu durumun da sigortalılık oranında kalıcı bir artışı önlediğini söyledi.

Organizasyon Yapısını Değiştiren Brisa’da Yeni Dönem

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, yurt içi ve yurt dışı pazarlardaki rekabetçi hedefleri doğrultusunda organizasyon yapısında bir dizi değişiklik gerçekleştirdi. Buna göre şirketin yönetim kadrosu “Satış”, “Pazarlama ve Girişimcilik” ve “Uluslararası Pazarlar ve OE” olmak üzere üç temel birime ayrıldı.Bu kapsamda şirketin üst düzey yöneticileri Yakup Demir, Brisa Satış Genel Müdür Yardımcısı; Korhan Korel, Brisa Pazarlama ve Girişimcilik Genel Müdür Yardımcısı; Halit Şensoy ise Brisa Uluslararası Pazarlar ve OE Genel Müdür Yardımcısı olarak bu birimlere liderlik edecek.

Brisa, 2017 yılında Türkiye pazarında liderliğini güçlendirmek ve yurt dışı pazarlarda varlığını derinleştirmek üzere önemli atılımlar gerçekleştiriyor. Bu hedefleri doğrultusunda şirket organizasyon yapısında da stratejik değişiklikler yaptı.

Daha önce tüketici ürünleri, ticari ürünler, perakendecilik, OE (orijinal ekipman) ve uluslararası pazarlar olarak yönetilen birimler, “Satış”, “Pazarlama ve Girişimcilik” ve “Uluslararası Pazarlar ve OE” olmak üzere üç temel birime ayrıldı.

Bu birimlerin liderliğine ise şirket içerisinde Brisa’nın büyümesi ve gelişiminde rol almakta olan yöneticiler getirildi. Buna göre; Yakup Demir, Brisa Satış Genel Müdür Yardımcısı; Korhan Korel, Brisa Pazarlama ve Girişimcilik Genel Müdür Yardımcısı; Halit Şensoy ise Brisa Uluslararası Pazarlar ve OE Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Bu birimler çatısı altında Taylan Sadi Avcıoğlu, Brisa Satış Direktörü; Oğuzhan Avdan ise Brisa Girişimcilik Direktörü görevlerine getirildiler.

Şirket bu yeni yapılanma ile 2017 yılı büyüme stratejisine ivme kazandırmayı hedefliyor.

Brisa hakkında:

Brisa’nın temelleri, Sabancı Holding ve ortaklarının girişimiyle 1974 yılında kurulan Lassa ile atılmıştır. Lastik sektöründe dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak; 1988 yılında Sabancı Topluluğu ile Dünyanın en büyük lastik üreticisi Bridgestone Corporation arasında gerçekleşen ortaklık sonucunda, Brisa bugünkü adını almıştır ve 25 yılı geride bırakmıştır. Türkiye lastik endüstrisinin lideridir.

1993 yılında ilk Ulusal Kalite Ödülü’nü kazanan Brisa, 1996 yılında da iş mükemmelliği konusunda gösterdiği üstün performans sonucu Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nü kazanan ilk Türk şirketi olmuştur. Brisa Kocaeli Üretim tesisleri, 361.000 m2ye ulaşan kapalı alanıyla, dünyanın tek çatı altındaki en büyük lastik fabrikalarından biridir. Bu tesis, aynı zamanda, Bridgestone’un dünya üzerindeki en önemli üretim üslerinden biri olma özelliğini de taşımaktadır. Brisa, Aksaray Organize Sanayi Bölgesi’nde kuracağı 4,2 milyon adet lastik üretim kapasitesine sahip yeni üretim tesisini 2018 yılında devreye almayı planlamaktadır.

Brisa’nın ürettiği Lassa markası, bugün 60’ı aşkın ülkede 80 distribütörüyle faaliyet göstermekte, 580’in üzerinde tabelalı mağazası bulunmaktadır. Uluslararasında derinleşmek ve global marka olmak hedefine ilerleyen Lassa, 2018-2019 sezonu sonuna kadar FC Barcelona salon sporları takımlarının “Global Resmi Lastik Partneri”dir.

Türk ekonomisine olduğu kadar ülkenin toplumsal gelişimine de önem veren Brisa, sürdürülebilirlik faaliyetlerini çevresel, ekonomik ve toplumsal açıdan ele almaktadır. Biyoçeşitliliğe katkıda bulunduğu “Turnalar Hep Uçsun”, eğitime katkısını ortaya koyduğu “Brisa Mensupları Öğrenimi Destekleme Derneği”, trafikte emniyetli sürüşe katkı sağladığı “Lassa Yola Sağlam Çık” ve “Bridgestone #emniyetimiziçin2dakika”, ülkemizin tarım alanında gelişimine destek verdiği “Lassa ileTarım Sağlamsa Gelecek Sağlam” ve kültürel bir değer olan “Brisa Müze” ön plana çıkan projeleri arasındadır.

“Yolculuğunuzun Geleceğini Tasarlıyoruz” vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Brisa, bir sanayi şirketinden inovasyon şirketine dönüşümünü hızla devam ettirmektedir. Brisa, sürdürülebilirlik vizyonundan aldığı ilham ve inovasyon anlayışıyla, fosil yakıt kullanmadan yalnızca güneş enerjisiyle çalışan “Solar Impulse”ın, 2015-2016 yılları arasında dünya çevresinde gerçekleştirdiği bir tam tur yolculuğun Türkiye Resmi Partneri olmuştur.

Brisa stratejik yönetimdeki başarısı ile 2014 yılında Palladium Group tarafından verilen Hall Of Fame(Stratejik Yönetim Oscar’ı) ödülü sahibi olmuştur. İnovasyon alanındaki çalışmaları ise 2014 ve 2015 yıllarında TİM Müşteri Odaklı Hizmet İnovasyonu ödülünü ve 2014 yılı Avrupa İş Dünyası Ulusal İnovasyon Şampiyonu ünvanını getirmiştir.

İnşaat sektöründe yılın ikinci yarısı hareketlilik bekleniyor

Türkiye Hazır Beton Birliği, Hazır Beton Endeksi’yle inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koydu. Raporda, son üç aydır 100 değerinin üzerinde bulunan Faaliyet Endeksi’nin, mevsimselliğe rağmen haziran ayında da eşik değerin üzerinde kalması dikkat çekti. Güven Endeksi’nin 100 değerine ulaşmamış olması, hazır betondaki hareketliliğin halen istenilen seviyede olmadığını ortaya koydu.

Faaliyet Endeksi mevsimselliğin etkisi ile kısmi bir azalma gösterdi

Aralık ayından bu yana artış gösteren Faaliyet Endeksi haziran ayında mevsimselliğin etkisi ile faaliyetteki yavaşlama sebebiyle %1,4’lük kısmi bir azalma gösterdi. Ankete katılan firmaların %47’si haziran ayında satışlarının azaldığını belirtirken %28 oranındaki katılımcı, satışlarında geçen aya kıyasla bir değişme olmadığını ifade etti. Satışlarının arttığını söyleyenlerin oranı yüzde 26’da kaldı. Alınan kayıtlı siparişlerde azalma olduğunu söyleyenlerin oranının %42 olması, faaliyetlerdeki mevsimsel yavaşlamayı teyit etti.

Güven Endeksi eşik değerin altında kaldı

Güven Endeksi mayıs ayına kıyasla %0,6 azalış kaydetti. Haziran ayı Güven Endeksi’nin değerinin 100 eşik değerin altına düşmesi, hazır beton sektöründe ekonomiye olan güvenin sınırlı olduğunu gösterdi. Ankete katılanların %72’si yeni yatırım yapmayı düşünmemekte iken yeni bir istihdamı düşünenlerin oranı %9, istihdamın aynı kalacağını düşünenlerin oranı ise %80 oldu.

Beklenti Endeksi kısmi bir artış gösterdi

Önümüzdeki dönem gidişatını göstermesi açısından büyük önem taşıyan haziran ayı Beklenti Endeks değeri bir önceki aya kıyasla %0,3 oranında artış gösterdi. Önümüzdeki üç ayda satışlarının artacağını düşünenlerin oranı haziran ayında yüzde 51 iken satışlarının azalacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 12 oldu. Beklenti Endeksi’nde gerçekleşen bu kısmi artışın, önümüzdeki dönemde sektörün satışlarında bir hareketlilik beklediğine dikkat çekti.

Hazır Beton Endeksi haziran ayında yüzde 0,6 oranında geriledi

Bileşik endeks olan Hazır Beton Endeksi de bu gelişmelerden etkilendi. Hazır Beton Endeksi 100,77seviyesinden 100,19’a gerileyerek haziran ayını önceki aya kıyasla yüzde 0,6 düşüş ile kapattı.

İnşaat sektöründe yılın ikinci yarısı hareketlilik bekleniyor

Hazır Beton Endeksi Haziran Ayı Raporu sonuçları ile ilgili görüşlerini açıklayan Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, 2016 aralık ayından bu yana artış gösteren Hazır Beton Faaliyet Endeksi’nin haziran ayında mevsimselliğin etkisi ile kısmi bir azalma gösterdiğini ancak inşaat ve hazır beton sektöründeki hareketliliğin yılın ikinci yarısı artabileceğini söyledi.

Yavuz Işık, 2017 yılı haziran ayı raporu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Aralık ayından bu yana artış gösteren Faaliyet Endeksi haziran ayında mevsimselliğin etkisi ile kısmi bir azalma gösterdi. %0,6 azalış kaydeden Güven Endeksi hariç diğer 3 endeks, haziran ayında 100 değeri üzerinde gerçekleşti. Haziran ayında en yüksek değer, Beklenti Endeksi’nde görüldü. Bu durum, mevsimselliğin etkisi ile azalış kaydeden Beklenti Endeksi’nin, önümüzdeki dönemde yükseleceğine işaret etti. Raporda, 3 aydır 100 değerinin üzerinde bulunan Faaliyet Endeksi’nin, mevsimselliğe rağmen haziran ayında da eşik değerin üzerinde kalması dikkat çekti. Güven Endeksi’nin halen 100 değerine ulaşmamış olması, hazır betondaki hareketliliğin halen istenilen seviyede olmadığını ortaya koydu. Beklenti Endeksi değerleri geçtiğimiz aya kıyasla %0,3’lük bir artış gösterdi. Beklenti Endeksi’ndeki bu artış inşaat sektöründe hareketliliğin yılın ikinci yarısında artacağına olan sektörün inancını gösterdi.”

Hazır Beton Endeksi hakkında

Söz konusu endekslerin oluşturulmasına esas teşkil eden anket ile firmalara 10 soru sorulmuştur. Her bir endeksin değeri 100’ün altında ya da üstünde olmasına bağlı olarak yorumlanmaktadır. 100’ün üzerinde olması durumunda önceki aya ait faaliyetin ya da gelecek döneme ilişkin beklentinin olumlu yönde geliştiği yorumu yapılmaktadır.

Türkiye genelinde her ay hazır beton üreticileri ile gerçekleştirilen çalışmada 3 farklı endeks türetiliyor. Hazır Beton Faaliyet Endeksi ile hazır beton firmalarının geçmiş bir aylık faaliyetlerinin sonuçları, Hazır Beton Güven Endeksi ile hazır beton sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin, ekonomi ve sektöre yönelik duydukları güven seviyesi, Hazır Beton Beklenti Endeksi ile hazır beton firmalarının önümüzdeki üç aylık dönemde faaliyetlerinin hangi seviyede olacağına ilişkin beklentiler hakkında bilgi edinildi. Hazır Beton Endeksi ile endekslerin tümünü içeren bileşik endeks elde ediliyor.

Türkiye Hazır Beton Birliği hakkında

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 1988 yılından beri güvenli ve dayanıklı yapıların inşası için, standartlara uygun beton üretilmesi, standartlara uygun beton uygulamaları için, özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yüksek dayanım sınıflarında beton kullanılması için uğraş veren mesleki bir kuruluştur. 1991 yılından beri Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) de tam üyesi olan THBB’ye üye olacak şirketlerin tüm hazır beton tesislerinde standartlara uygun üretim yapılması, Kalite Güvence Sisteminin (KGS) sürekli habersiz denetimlerine tabi olunarak KGS Uygunluk Belgesi alınması, uygun laboratuvar bulunması, teknik, çevre, iş sağlığı – işçi güvenliği, yasal ve etik kriterlerin eksiksiz yerine getirilmesi zorunludur.