İşsizlik Oranında Azalış Devam Ediyor

Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı verilere göre Nisan ayında işsizlik oranı yüzde 10,5 oldu. Nişantaşı Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Öğretim Görevlisi Kutay Gözgör, istihdam piyasasına yönelik alınan önlemlerin işsizlik oranını azaltmaya devam ettiğini ifade etti. Gözgör, istihdam oranındaki artışın devam etmesiyle işsizlik oranının yaz aylarında tek haneye inebileceğini sözlerine ekledi.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı verilere göre Nisan ayında işsizlik oranı yüzde 10,5 oldu. İşsizlik oranının Ocak ayında yüzde 13 seviyesine yükselmesi sonrası, uygulanan istihdam seferberliğinin katkısıyla gerileme devam ediyor. Önümüzdeki süreçte istihdam piyasasına yönelik alınan önlemlerin etkisini daha net bir şekilde görebileceğiz. Verinin detaylarına bakıldığında iş gücüne katılım oranının yükselmeye devam ettiğini ifade edebiliriz. Mart ayında yüzde 52,2 olan mevsimsel etkilerden arındırılmamış katılım oranı 52,7 seviyesine yükseldi. Yılbaşından bu yana iş gücüne katlım oranında yüzde 1,2 artış dikkat çekiyor. Katılım oranına istihdam oranının eşlik etmemesi işsizlik oranını yükselten etki olsa da, son aylarda istihdam oranında hızlı yükseliş yer alıyor. mevsimsel etkilerden arındırılmamış İstihdam oranı 47,2 ile 2016 yılının Haziran ayından bu yana en yüksek seviye ulaştı. Genç nüfusta işsizlik oranındaki azalış ise ılımlı seyrini koruyor. Yaz aylarında işsizlik oranının alınan önlemlerin etkisiyle tek hanelere gerilediğini görebiliriz. Ancak, iş gücüne katılım ve istihdam oranı belirleyici olmaya devam edecek.

İstanbul Yeni Havalimanı’ndan 250 Milyon Euro’luk imza

Küresel havacılık sektöründe oyunun kurallarını değiştirecek İstanbul Yeni Havalimanı; 6 şirket ile Kargo Şehri ve Yer Hizmetleri Kampüsü için alan tahsis sözleşmesi imzaladı. MNG, PTT, Çelebi Hava Servisi, HAVAŞ, Sistem Lojistik ve Bilin Lojistik, Kargo Şehri’nde, MNG, Çelebi Hava Servisi ve HAVAŞ ise Yer Hizmetleri Kampüsü’nde hizmet verecekler. İşletme süresi boyunca geçerli olacak bu anlaşmalar yaklaşık 250 Milyon Euro tutarında olacak.

Türkiye’nin dünyaya açılan vitrini olmaya hazırlanan İstanbul Yeni Havalimanı, eşsiz bir yolcu deneyiminin yanı sıra uluslararası taşımacılıkta da adından sıkça söz ettirecek. İnşaat çalışmalarının yarısından fazlasının tamamlandığı İstanbul Yeni Havalimanı’nda diğer yandan da ticari anlaşmalar imzalanmaya devam ediyor. Duty free sözleşmesinin imzalanmasının ardından bu yılın ilk çeyreğinde yeme içme alanlarının ihalesi tamamlanırken, reklam tahsis alanlarının ihalesine de önümüzdeki günlerde çıkılacak.

Oluşturulacak istihdam ve farklı iş kollarında pazarların büyümesine katkı sağlayacak olan İstanbul Yeni Havalimanı, proje alanı içerisinde yer alacak Kargo Şehri ile İstanbul’u uluslararası taşımacılığın yeni merkezi haline getirecek.

İmzalanan 25 yıllık anlaşmalar ile MNG, PTT, Çelebi Hava Servisi, HAVAŞ, Sistem Lojistik ve Bilin Lojistik “Kargo Şehri ve Yer Hizmetleri Kampüsü”ndeki binalarını yaparak, İstanbul Yeni Havalimanı içinde hizmet vermek için yerlerini alacaklar.

Toplamda 350 destinasyona uçuş imkânı sağlayacak İstanbul Yeni Havalimanı, kargo şehrinin oluşturduğu hacim ile Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşmasına katkı sunarken e-ticaret anlamında da pazarı büyütecek.

Kiralanabilir alanların yüzde 50’si tamamlandı

Yapılan rekor anlaşmanın ülke ekonomisi açısından çok önemli olduğunu vurgulayan İGA Havalimanı İşletmesi İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Keskin“Türkiye’nin stratejik konumu, Türk Hava Yolları’nın kargo alanında yaptığı ciddi yatırımlar ve ülkemizin gelişen ekonomisi, Türkiye’nin hava kargo taşımacılığında her geçen gün daha da önemli bir merkez haline gelmesini sağlıyor. Yer hizmetleri ise etkin bir havalimanı operasyonu yönetmemiz açısından yüksek öneme sahip. Biz de İGA olarak yüzyıllar boyunca medeniyetlerin buluşma noktası olan İstanbul’u havacılığın merkezine almak ve kesintisiz bir hizmet sunmak için kargo ve yer hizmetleri konusundaki ilk anlaşmalarımızı tamamladık. Bundan da çok mutluyuz. Bu kapsamda Türkiye’de doğmuş 6 büyük şirket ile 250 milyon Euro değerinde alan tahsis anlaşmaları imzaladık. Geçtiğimiz yıl duty free anlaşmamızı tamamlamıştık. Yeme içme alanlarında ise sözleşme aşamasındayız, gelecek aylarda reklam tahsis alanlarının ihalesine çıkacağız. Şu an itibari ile kiralanabilir alanların yüzde 50’sini kiraladık. Yüze yakın firma ile sözleşme yapıldı. Bu şirketlerin havalimanımıza yapacakları yatırımlardan doğan ticari hacimle ülke ekonomisine de büyük katkılar sağlayacağımıza inanıyorum. Bunun yanı sıra Türkiye’nin ticari gücüne güç katarak kelebek etkisi ile ekonomik kalkınmamıza ivme kazandıracağımızı düşünüyorum.İstanbul Yeni Havalimanı’nda yer alan tüm şirketler ülke ekonomisine katkı sunduklarının bilinciyle ve de Türkiye’mizi havacılık sektöründe daha ileriye taşıma amacıyla bu anlaşmaları imzalıyor” diye konuştu.

200 futbol sahası büyüklüğünde Kargo Şehri!

İstanbul Yeni Havalimanı’nda yer hizmetleri için toplam 150 bin metrekarelik bir alan söz konusu olacak. Kargoda ise bu rakam, kargo uçak park pozisyonları ile tüm kargo şehrinin toplamı, 1,4 milyon metrekare olacaktır. Bu büyüklük, 200 adet uluslararası standartlardaki futbol sahasına tekabül ediyor. Kargo Şehri, 35 adet geniş gövdeli kargo uçağının aynı anda operasyon yapabileceği şekilde inşa edilmektedir.

Tüm fazlar tamamlandığında Hong Kong’u bile geçecek

Hüseyin Keskin, DHMİ rakamlarına göre 2016’da Atatürk Havalimanı kargo kapasitesi 918 ton iken bu rakamın 2017’nin sonuna kadar 1 milyon tona ulaşmasının beklendiğini vurgulayarak; “İstanbul Yeni Havalimanı ise bu kapasiteyi geliştirmeye açık. Havalimanımız açıldığında 2,5 milyon ton kargo kapasitesine sahip olacak. Şu an dünyanın en büyük kargo hareketine sahip havalimanı, 4,5 milyon tonun biraz üzerinde bir hacme sahip Hong Kong Havalimanı. İstanbul Yeni Havalimanı ise tüm fazları tamamlandığında 5,5 milyon ton kapasiteye sahip olacak.” şeklinde konuştu.

Bugün anlaşmalarında sona gelinen MNG, PTT, Çelebi, HAVAŞ, Sistem Lojistik ve Bilin Lojistik yaklaşık 200 bin metrekarelik alanda faaliyetlerini sürdürecek.

Kargo ve Yer Hizmetleri’nde son teknolojiler kullanılacak

Havacılık sektöründe son dönemde imzalanan en büyük anlaşmalardan biri olan İstanbul Yeni Havalimanı kargo ve yer hizmetleri alan tahsis anlaşmaları kapsamında firmalar, yolcu deneyimini üst seviyelere taşımak için en son teknolojileri kullanacak.

İpek Yolu’nu havadan yeniden kuracak olan İstanbul Yeni Havalimanı, yer hizmetlerinde de yolcu deneyimini ön planda tutarak hizmet vermeyi amaçlıyor. Bu kapsamda gerek yolcu terminallerinde gerekse aprondaki tüm hizmetler, teknolojinin yoğun kullanılacağı en gelişmiş tekniklerin hayata geçirildiği ve yolcuların kendilerini ayrıcalıklı hissetmesini sağlayacak uygulamalar olacak.

MÜSİAD yeni dönemde yatırım, ticaret ve ihracat seferberliği ilan etti

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Abdurrahman Kaan’ın Genel Başkanlığında hem MÜSİAD’ın hem de ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacak.

3 Haziran’da düzenlenen 24. Olağan Genel Kurulu’nun ardından, Türkiye’nin lider sivil toplum kuruluşu MÜSİAD’ın yeni yönetimi, Abdurrahman Kaan’ın Genel Başkanlığında kolları sıvadı. MÜSİAD’ın yeni yönetim kadrosu ve yeni dönem projeksiyonu MÜSİAD Genel Merkez’de düzenlenen bir basın toplantısıyla tanıtıldı. MÜSİAD’ın 6. Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD’ın yatırım, ticaret ve ihracat seferberliği başlattığını ve bu seferberlikle hem MÜSİAD üyelerinin hem de ülke ekonomisinin büyümesine önemli katkı sağlayacaklarını kaydetti. Kaan toplantıda, Toplu Sanayi İdaresi’nden (TOSİ), faizsiz ekonomik modele kadar önemli bilgiler verdi.

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, “MÜSİAD sadece bir iş adamları derneği değil bir medeniyettir ve kurulduğumuz günden bu yana her yönetim medeniyetimizin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Biz de yeni yönetim ekibimiz, teşkilatımız, profesyonel kadromuz ve en önemlisi de üyelerimiz ile bu medeniyeti büyütmek üzere kolları sıvadık. Yatırımı, ticareti ve ihracatı artırmak üzere seferberlik ilan ettik ve bu kapsamda projeler üretiyoruz. Ana önceliğimiz üretim ekonomisi olacak. Üreterek büyümek için üzerimize ne düşüyorsa fazlasıyla yapacağız. Üyelerimiz arasındaki ticareti artırmak da en önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi.

“Üreterek büyüme stratejimizin yapı taşlarından biri TOSİ”

Sanayinin büyümesi ve katma değerli ürün geliştirmesi için çalışmalarına hız verdiklerinin altını çizen Kaan, orta ölçekli sanayiciler için 81 ilde TOSİ adını verdikleri sanayi siteleri kurulması için çalıştıklarını söyledi. Kaan, “Adını Toplu Sanayi İdaresi (TOSİ) diye ifade ettiğimiz proje, üreterek büyüme stratejimizin yapı taşlarından birini oluşturuyor. 3 yıllık titiz bir çalışmayla oluşturduğumuz projemizin hayata geçmesini sağlayacak kanuni altyapının çıkması için gerekli görüşmelerimizi yapıyoruz. Ülkemizde sanayi işletmeleri, küçük sanayi siteleri yani yaklaşık 100-150 metrekarelik sanayi tesislerinde üretimlerini gerçekleştiriyor. Bu işletmelerin, maddi imkân yetersizliğinden dolayı 3 bin metrekarelik Organize Sanayi Bölgelerinde yer almaları mümkün olmuyor. Fiziki ortam, üretim şartlarını etkiliyor ve üretim miktarları düşük oluyor. Bu projemizin ana çıkış fikri, fiziki şartları büyüterek firmaları büyük hedeflere yönlendirmek oldu. TOSİ’ler, sanayi siteleri ve OSB arasında sıkışmış işletmeleri bir alternatifle buluşturacak. İşletmesini küçükten orta ölçeğe taşıma hedefi olan firmalara cesaret verecek. Proje, TOKİ öncülüğünde gerçekleşecek ve bir “üretim kampüsü” şeklinde inşa edilecek. Burada en az 200 sanayi yapısı faaliyette olacak. Kampüsün içinde konutlar, bir meslek okulu ve sağlık kuruluşu gibi yapılar yer alacak” diye konuştu.

“Faizsiz Finans İçin Girişim Sermayesi Yatırım Komisyonu Oluşturduk”

Yüksek faizin, günümüz ekonomilerinde yatırımcılar için büyük engel ve risk oluşturduğunun altını çizen Kaan, MÜSİAD’ın yeni dönemde, kâr odaklı ve üretimi besleyen faizsiz çözüm ile faizsiz model hazırlığı yaptığını belirtti. Kaan şöyle konuştu;

“3 Haziran’da gerçekleşen MÜSİAD 24. Olağan Genel Kurul konuşmamda da değinmiştim. Bir sömürü aracı olan faiz, iş dünyası için de yatırımların can düşmanıdır. Bir girişimcinin yapacağı yatırım ya da bir yatırımcının sürdürülebilir bir büyüme içinde olmasının önündeki en büyük engeli faiz olarak görüyoruz.

Bir işletme sahibi, faizi en büyük çıktı olarak kabul ediyor ve sonuçlar da bunu doğruluyor. Büyük umutlarla girilen işler, belki risk alınarak hayata geçirilen işletmeler, faiz kurbanı oluyor. Çünkü kazanılan paranın hatırı sayılır miktarı faize gidiyor. Biz bu noktada faizsiz modeller üzerine yoğunlaştık. Kar odaklı ve üretimi besleyen alternatif bir model üretme sürecindeyiz. Çünkü Türkiye, artık faiz dışı fazladan yatırım dışı fazla esasına dayalı bir ekonomik yapıya geçmelidir. Bu noktada yeni bir komisyon oluşturduk. MÜSİAD Girişim Sermayesi Yatırım Komisyonumuz, faizsiz finans ilkeleri doğrultusunda girişimcileri yatırım sermayesiyle buluşturan en güçlü uluslararası yatırım ağı olmayı amaçlıyor.”

“Erdemli İnsan Eğitimi Kampanyası Başlatacağız”

MÜSİAD’ın, iş dünyasında ve iş dünyasıyla doğrudan ilgili alanlarda, tecrübelerin paylaşıldığı, çalışmalarının da olacağını belirten Kaan, “MÜSİAD olarak biz, elde edilen rakamsal kazanımları değil, ahlakı ve itibarı önceliğimize koyuyoruz. Bu kapsamda oluşturduğumuz ‘Erdemli insan eğitimi’ modelimizle, tüm şubelerimiz dâhil olmak üzere bir eğitim kampanyası başlatacağız. Bu kampanyada, iş insanlarına erdem kavramını anlatarak benimseteceğiz” dedi.

Kanun Tasarısı Önerileri Sunacağız

MÜSİAD’ın yaşamın her alanıyla dertlenip kendini sorumlu hisseden, helal olanın yasallaşması ve hayat bulması için çalışan bir dernek idealiyle çalıştığını belirten Kaan, “Bugüne kadar Türkiye’de dile getirilmemiş veya çözüm üretilmemiş, ekonomiyi, toplumu, sosyal hayatı etkileyen konulara yönelik mevzuat çalışmaları yapacağız. Ekonomi ana işimiz gibi gözükse de aileden eğitime, sağlıktan spora, sanattan hukuka yani hayatın her alanıyla ilgili önemli kanun tasarısı önerileri sunacağız. Zekât Fonu/Zekât Vakfı, Dijital Zorbalık ve Unutulma Hakkı ve Kamu Özel Sektör İşbirliği (PPP), yakın dönemde sunacağımız önerilerden birkaçı olacak” şeklinde konuştu.

MÜSİAD YÖNETİM KURULU:

  • Abdurrahman KAAN- Genel Başkan
  • Dr. Ali GÜR- Genel Başkan Vekili
  • Mahmut ASMALI- Genel Başkan Vekili- Sektör Kurulları, Kobi ve İş geliştirmeden Sorumlu
  • Kerim ALTINTAŞ- Genel Başkan Yardımcısı- Kurumsal İlişkiler ve İletişimden Sorumlu
  • Ali Reis TOPÇU- Genel Başkan Yardımcısı- Mali ve İdari İşlerden Sorumlu
  • İsrafil KURALAY- Genel Başkan Yardımcısı- Eğitim, Kültür, Yayın ve STK’lardan Sorumlu
  • Mehmet Akif ÖZYURT- Genel Başkan Yardımcısı- Stratejik Sektörler ve Politikadan Sorumlu
  • Adnan BOSTAN- Genel Başkan Yardımcısı- Dış İlişkilerden Sorumlu
  • Soner MEŞE- Yönetim Kurulu Üyesi- Yurtiçi Teşkilatlanma Komisyon Başkanı
  • Ahmet ŞEKERLİ- Yönetim Kurulu Üyesi- Yurtiçi Teşkilatlanma Komisyon Başkan Yardımcısı
  • Dr. Oktay DEDE- Yönetim Kurulu Üyesi- Yurtiçi Teşkilatlanma Komisyon Başkan Yardımcısı
  • Mehmet ÜNAL- Yönetim Kurulu Üyesi- Bütçe ve Mali İşler Komisyon Başkanı
  • Bayram ŞENOCAK- Yönetim Kurulu Üyesi- Sektör Kurulları Komisyon Başkanı
  • Muhammet Ali ÖZEKEN- Yönetim Kurulu Üyesi- Sektör Kurulları Komisyon Başkan Yardımcısı
  • Fatih Mehmet KEÇEBİR- Yönetim Kurulu Üyesi- Sektör Kurulları Komisyon Başkan Yardımcısı
  • İbrahim UYAR- Yönetim Kurulu Üyesi- Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyon Başkanı
  • Burak BENŞİN- Yönetim Kurulu Üyesi- Girişim Sermayesi Yatırım ve Fuar Forum Komisyon Başkanı
  • Mehmet Zeki GÜVERCİN- Yönetim Kurulu Üyesi- Uluslararası Ticaret ve İşbirlikleri Komisyon Başkanı
  • Hikmet KÖSE- Yönetim Kurulu Üyesi- KOBİ ve İş Geliştirme Komisyon Başkanı
  • Ömer Faruk AKBAL- Yönetim Kurulu Üyesi- Üye İlişkileri Komisyonu Başkanı
  • Dr. Halim AYDIN- Yönetim Kurulu Üyesi- Gıda Tarım ve Hayvancılık Üst Kurul Başkanı
  • Gökhan YETKİN- Yönetim Kurulu Üyesi- Enerji ve Çevre Üst Kurul Başkanı
  • Dr. Melike GÜNYÜZ- Yönetim Kurulu Üyesi- Araştırma, Yayın, Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanı
  • Burhan ÖZDEMİR- Yönetim Kurulu Üyesi- Stratejik Sektörler ve Politikalar Komisyonu Başkanı
  • Engin AKDAĞ- Yönetim Kurulu Üyesi- Gençlik Kurulu Başkanı
  • Oğuz Özcan, Genel Sekreter

Türkiye’de 22,2 Milyon Aile Yaşıyor

Her yıl 11 Temmuz günü kutlanan Dünya Nüfus Gününün bu yıl ki teması “aile planlaması, milletleri geliştirmek, insanları geliştirmek” olarak belirlendi. Medya takibinin öncü kuruluşu Ajans Press, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini derleyerek, çekirdek aile içerin hanehalklarını, çocuk bulunma durumu, doğum istatistikleri ve ideal çocuk sayılarını ilişkin verileri inceledi. Ajans Press’in incelediği verilere göre Türkiye’de 22 milyon 206 bin 776 ailenin bulunduğu belirtildi.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin 2016 yılı sonuçlarına göre çekirdek aile içeren hane halklarında en az bir çocuk bulunanların oranının en fazla olduğu il yüzde 89 ile Şırnak oldu. Bu ili sırasıyla Şanlıurfa, Ağrı, Van ve Batman takip etti.

CANLI DOĞAN BEBEK SAYISINDA DÜŞÜŞ YAŞANDI

Canlı doğan bebek sayıları incelendiğinde ise geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 1,8 düşüş yaşanarak 1 milyon 309 bin 771 olarak canlı doğum gerçekleşti. Canlı doğan bebeklerin yüzde 51,3’ü erkek, yüzde 48,7’si ise kızlar oluşturdu. Ajans Press ve PRNet’in incelemesine göre demografik unsurlardan nüfus hakkında medyaya 37 bin 167 haber yansıması olurken, bebek doğumları ile ilgili 8 bin 604 haber yansıması tespit edildi.

Rekor sıcakta İstanbul Avrupa Yakası’nda elektrik tüketimi yüzde 45,6 arttı

Türkiye’yi etkisi altına alan aşırı sıcaklar, 3 Temmuz günü elektrik tüketimine rekor kırdırırken aynı gün İstanbul Avrupa Yakası’nda da geçen yılın aynı tarihine göre tüketim neredeyse ikiye katlandı. Yüksek talebe karşı hazırlıklarını önceden yapan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ) tüketimde yüzde 45,6’ya varan artışa rağmen İstanbullulara kesintisiz enerji verdi.

Türkiye genelinde aşırı sıcak havanın etkisi ile 3 Temmuz Pazartesi günü elektrik tüketimi 928 bin MWh ile tüm zamanların rekorunu kırarken, İstanbul Avrupa Yakası’nda da rakamlar zirve yaptı. Öyle ki İstanbul Avrupa Yakası’nda elektrik tüketiminde 3 Temmuz günü, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 45,6’lık bir artış yaşandı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nü yakın takibe alan ve sıcaklıklardaki artışın talebe yansımasına karşı ön hazırlıklarını yapan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.(BEDAŞ), aşırı sıcaklarda İstanbullulara kesintisiz enerji sağladı.

3 TEMMUZ’DA TÜKETİMİN YÜZDE 8,5’İ İSTANBUL AVRUPA YAKASI’NDAN

İstanbul Avrupa Yakası’nda 3 Temmuz 2016 Pazar günü 52 bin 755 MWh düzeyinde olan elektrik tüketimi, bu yıl aynı tarihte 76 bin 842 MWh’yi aştı. Talepteki bu patlamada klima kullanımının yanı sıra bu kez 3 Temmuz’un haftanın ilk günü olan pazartesine denk gelmesi de etkili oldu. Sıcak havaya, sanayi üretimindeki artış da eklenince Türkiye genelindeki toplam tüketimin yaklaşık yüzde 8,5’i İstanbul Avrupa Yakası’ndan geldi.

3 bin 573 kilometre alanda, 22 bölgede toplam 4,8 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren BEDAŞ, talepteki artışın etkisi ile enerji hatlarında aşırı yüklenmeden dolayı bir arıza yaşamaması için günler öncesinden tedbirini aldı. 1.582 saha personeli olası arızalara müdahale için hazır bekletilirken vardiya düzeni de özel olarak düzenlendi.

‘YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARIN SONUÇLARINI ALIYORUZ’

Tüketimdeki artışa rağmen İstanbul’da 7/24 kesintisiz hizmet vermeye devam ettiklerini söyleyen BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit, “10 milyondan fazla nüfusun yaşadığı bu tarihi kente en iyi hizmeti vermek hedefiyle çalışıyor, yatırım yapıyoruz. 2013 yılındaki özelleştirmenin ardından bugüne kadar İstanbul Avrupa Yakası’na yaptığımız yatırım tutarı 1 milyar liraya yaklaştı. 2020’ye kadar bu rakam 2,1 milyar liraya ulaşmış olacak. Yaptığımız yatırımların olumlu sonuçlarını böyle zorlu günlerde görüyoruz” dedi.

2016 2017
Tarih Tüketim (MWh) Tarih Tüketim (MWh)
28 Haziran 2016 74.185 28 Haziran 2017 64.653
29 Haziran 2016 73.057 29 Haziran 2017 71.626
30 Haziran 2016 73.036 30 Haziran 2017 74.409
1 Temmuz 2016 73.191 1 Temmuz 2017 68.048
2 Temmuz 2016 63.283 2 Temmuz 2017 56.364
3 Temmuz 2016 52.755 3 Temmuz 2017 76.842

TÜGİK’ten Katar Çıkarması!

TÜGİK (Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu); Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Akboz, Genel Başkan Yardımcısı Şanser Kadoğlu, Genel Sekreter Tanzer Polat Yılmaz, Dış İlişkiler Sorumlusu Ahmet Reha Yereşen, Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Korkmaz ve Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Özdemir’den oluşan bir heyetle, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı himayesinde gerçekleştirilecek olan “Katar İş Gezisi” programı hakkında detayları istişare etmek üzere Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın ve Katar Büyükelçisi Salem Mübarek El-Şafi’yi ziyaret ederek iki ülke arasında daha güçlü bir işbirliği geliştirmek için temaslarda bulundu.

Söz konusu ziyarette TÜGİK heyetinin iki ülke arasında ekonomik ölçekle işbirliği geliştirebilmek amacıyla Katar’a yapacağı ziyaretin koordinasyonu üzerinde duruldu. Dost ve akraba Körfez ülkeleri arasında baş gösteren siyasi kriz süresince itidalin ve diplomatik çabaların sürmesi yönünde görüş belirleterek Katar halkının süreçten zarar görmemesinden yana tavır sergileyen TÜGİK tarafından, Türkiye ve Katar arasındaki dostluğu pekiştirmek ve yıllardır başarılı bir şekilde sürdürülen ilişkileri kesintiye uğratmamak amacıyla yapılan ziyaret, bu yönde çok önemli gelişmelere sahne oldu. Türkiye- Katar arasındaki ekonomik işbirliğinin zenginleştirilerek sürdürülebilir bir nitelik kazanması amacıyla gerçekleştirilen temaslar sonucunda, TÜGİK’in bu yöndeki adımı meyvelerini vermeye başladı. Bu kapsamda önümüzdeki Ağustos ayı başlarında farklı sektörlerde faaliyet gösteren iş adamlarının katılımıyla Katar’a ziyaret gerçekleştirilecek. Türkiye’nin sürdürdüğü ekonomik ve siyasi politika çerçevesinde gerçekleştirilecek ziyaretin, her iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve işbirliğinin bir neticesi olarak ülke ekonomilerine katma değer sağlanması bekleniyor.

Sincerely Yogurt Türk Girişimcisiyle Büyüyecek

Ablak Holding Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Kübra Nefise Kalkan, Ablak Holding Franchise Geliştirme Direktörü Jeff Young Ablak Holding Operasyon’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Anil Semelbauer ve Medyafors Fuarcılık Genel Müdürü Aycan Helvacıoğlu konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda markanın tanıtım lansmanı yapıldı.

Toplantının açılışını gerçekleştiren Ablak Holding Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Kübra Nefise Kalkan; “2009 yılında, sağlığı ön planda tutarak ve topluma hizmet etme isteğine dayanan prensiplerle ilk yerini açan Frozen yogurt markası Sincerely Yogurt, Amerika’da en hızlı büyüyen Frozen Yogurt franchise zinciridir. Zengin ve farklı dondurulmuş yogurt çeşidi, ve 80’in üzerinde malzeme seçenekleriyle Amerika ve Meksika’da oldukça popüler. Şimdi, franchise modeli ile büyüme stratejisi olan markamız, dinamik Türk girişimciler ile birlikte ürününü Türkiye pazarına tanıtacak. Yurtdışında kazandığımız güveni franchise sitemi ile Türkiye’ye taşıyıp, Sincerely’nin eşsiz lezzetini Türkiye ile tanıştıracağız. 2017 sonuna kadar Türkiye’de ilk mağazamızı açarak Ekim’de Bayim Olur musun fuarına katılarak bayilik verebileceğimiz dinamik girişimcilerle buluşmayı hedefliyoruz.”dedi.

Ablak Holding Operasyon’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Anil Semelbaue;” Misyonumuz, dondurulmuş tatlılara sağlıklı bir alternatif olan, fakat geleneksel frozen yogurt markalarından da bir adım ileriye giderek yağsız ve katkı maddesi veya renklendirici içermeyen bir ürün sunmaktadır. Buna ek olarak, öğün alternatifi olabilecek kadar besin değeri yüksek, sağlıklı smoothie ürün grubumuzu da mağazalarımızda yer almakta. Sincerely Yogurt sağlığı için pozitif değişim yapmak isteyen toplumlara tatlı için alternatif sunma konusunda giderek önem kazanan bir marka haline gelmektedir. Mağazalarımız ise, eğlenceli, işlevsel, modern ve rahat tasarım ile dizayn edilmiştir. Alışagelmişin dışında konsept ile geniş ürün yelpazesini birleştirdik.”dedi.

Ablak Holding Franchise Geliştirme Direktörü Jeff Young ise, Nasıl franchise Olurum? başlıklı konuşmasıyla franchise şartlarını dile getirerek markaya dahil olma sürecinden bahsetti. Franchise avantajlarına da değinen Young, “franchise girişimciye kanıtlanmış model, devamlı sunulan destek, tanınmış bir markanın ailesi olmak, hazır sistem gibi pek çok avantaj sağlamaktadır.”dedi. Young, ayrıca franchise için Türkiye pazarının potansiyelinin çok yüksek olduğuna değinerek, Türkiye’de geniş kitlelere ulaşarak pazardaki paylarını arttırmayı düşündüklerini belirtti.

Türkiye franchise pazarı ve dinamikleri ile ilgili bilgi veren Medyafors Fuarcılık Genel Müdürü Aycan Helvacıoğlu, Türkiye franchise pazarı oldukça dinamik ve büyüyen bir pazar. Türkiye ekonomisinin, genç nüfusun çok oluşu ve jeopolitik konumu bakımından dünya pazarlarına yakınlığı gibi üstün özellikleri var. Bu nedenle Türkiye’de yatırım planları olan şirket sayısı da giderek artıyor. Rakamlar da bu büyümeyi destekler nitelikte. Türkiye’de franchise sisteminin büyüklüğü 43 milyar dolara ulaştı. 2017’de yüzde 10 büyüme hedeflenen sistemde 2018 yılında yüzde 15 büyüme bekleniyor. Franchise sisteminin avantajlarının, anlatılabilmesi adına bizlere de büyük bir sorumluluk düşüyor. Fuar ile ilgili de bilgi veren Helvacıoğlu ,Franchise veren markalarla girişimcileri buluşturduğumuz Katılımcı marka, m2 ve ziyaretçi sayısı bazında Avrupa ve Ortadoğu’nun birincisi olma özelliğini taşıyan, Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı bu yıl 12-15 Ekim 2017’de, Medyafors Fuarcılık organizasyonu, UFRAD işbirliği ve Coldwell Banker Türkiye Ana Sponsorluğunda CNR Fuar merkezinde 15.kez düzenlenecek.”dedi.

“Yazın Artan Enerji Tüketimine Çevreci Çözüm; Güneş Santralleri”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre Temmuz ayına enerji tüketimi rekoru kırılarak başlangıç yapıldı. Uzmanlar bu tüketimin altında yatan en önemli sebebin, sıcak havalar ve sanayi üretimindeki artış olduğunu belirtirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının hem ülke hem de bireyler için uzun vadede çok ciddi kazanımları da beraberinde getireceğini vurguluyor. Bilinenin aksine enerji tüketimi kışa göre yaz aylarında daha fazla artıyor. Özellikle serinlemek için kullanılan klima vb. serinleme ve iklimlendirme cihazlarının kullanımındaki artış, tüketimi en yüksek seviyeye taşıyor. Böyle bir durumda kesintisiz ve ekonomik olarak enerji sağlamanın sürdürülebilir çözümü ise “güneş”te… Güneş santrallerine yapılacak her yatırım, yazın yüksek elektrik tüketimini karşılamaya dönük benzersiz bir fırsat sunuyor. Güneş ışıklarının en verimli olduğu saatlerde, maksimum verimle çalışan santraller, serinlik için en doğal kaynak oluyor.

Türkiye, 3 Temmuz günü, 927 milyon 875 bin kilovatsaat enerji tüketimi ile tüm zamanların en yüksek enerji tüketim rekorunu kırdı. Sanayi üretimindeki artış ve sıcak havalarda klima vb. iklimlendirme cihazları kullanımı ise bu tüketimin başlıca etkenleri arasında bulunuyor.

Güneş santralleri sayesinde güneş ile “serinlemek” mümkün

Tunçmatik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, yaz aylarında artan elektrik tüketiminin, güneş santralleri sayesinde bir sorun olmaktan çıktığını söyledi. Özer, geçtiğimiz yıllara göre bu sene en fazla tüketimin yapıldığı böyle bir günde, herhangi bir kesinti yaşanmamasının sebepleri arasında güneş enerji santrallerinin de enerji üretimini desteklemesi olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin, güneş verimliliği konusunda, Avrupa’da, İspanya’dan sonra en büyük potansiyeli barındırdığına dikkat çeken Özer, yaz aylarında sıcaklığın en yüksek seviyelere çıktığı öğle saatlerinin, güneş santrallerinin en verimli çalıştığı zaman dilimi olduğunun da altını çiziyor. Özer, güneş santrallerinin bu yönüyle de şehirlerin enerji ihtiyaçlarını karşılamada milli bir enerji kaynağı olduğunu belirterek, güneşe karşı serinlemek için güneş ışıklarını enerjiye dönüştürmek sadece güneş santralleri ile mümkün olduğunu söylüyor.

Türkiye’nin güneş potansiyeli Avrupa’da ikinci

Güneş enerjisini en aktif kullanan Avrupa ülkesinin Almanya olduğunu söyleyen Özer “Almanya’nın en yüksek verimle güneş enerjisi elde ettiği bölge, Türkiye’nin verimi en düşük alanı Doğu Karadeniz bölgesinden bile daha düşük kapasiteye sahip. Bu potansiyeli iyi bir şekilde değerlendirirsek, artan enerji tüketimi karşısında oluşacak kaynak ihtiyacını güneş ile karşılamış oluruz” diyor.

Dünya güneşe yatırım yapıyor

Solar Power Europe raporuna göre, global güneş pazarında yıllık kapasite artışı 2016 yılında beklenenin çok üstünde; yüzde 50 büyüdü. Günümüzde 307 GW civarında olan global güneş enerjisinden elektrik üretiminin 2021 yılında 1 TW seviyelerine çıkacağı öngörülüyor. 2030 yılında ise, dünyadaki toplam elektrik ihtiyacının en az yüzde 15’inin güneşten sağlanacağı düşünülüyor. Dünyada yıllık eklenen kapasite 2015’te 51 GW‘tan 2016’da 76 GW’a yükseldi. Avrupa’da 2016 yılında toplam elektrik ihtiyacının %4’ü güneşten elde edildi. 2016’da Avrupa’da yapılan enerji yatırımlarının yüzde 75’i güneş ve rüzgar oldu.

Tunçmatik yakın zamanda güneşe 73 milyon dolar yatırdı

Tunçmatik, toplam 73 milyon dolarlık yatırımla Uşak, Kütahya, Muğla, Afyon, Karaman, Elazığ, Ankara ve Mersin’de güneş santralleri kuruyor. 2017 sonunda tamamlanacak santraller yılda yaklaşık 123 milyon kWh elektrik enerjisi üretilecek. Bu rakam yaklaşık 41 bin hanenin bir yıllık enerji kullanımına denk enerjiye dönüşüyor. Söz konusu güneş yatırımı yılda 58 milyon TL’lik ekonomik değer üretecek, 63 bin ton karbon salınımını engelleyecek.

‘Sürdürülebilir İş Ödülleri’ İçin Son Başvuru Tarihi 15 Ağustos!

Yılın başarılı sürdürülebilir iş modellerini ödüllendiren Sürdürülebilir İş Ödülleri için başvurular başladı. Bu yıl dördüncü kez düzenlenen ödüller için başvurular 15 Ağustos’a kadar sürecek.

Bu yıl başvurulara Sürdürülebilirlik Raporu ve Sürdürülebilir İnovasyon kategorileri de eklenirken, Büyük Ölçekli firmaların yanı sıra KOBİ, Startup ve Yerel Yönetimler de alt kategori olarak değerlendirilecek. Ödül kazananlar, Ekim ayında düzenlenecek törende açıklanacak.

Türkiye’de, iş dünyasında sürdürülebilir iş modellerinin yerleşimi, gelişimi ve yaşam şeklinin yaygınlaştırılması için global bir yaklaşımla çalışan Sürdürülebilirlik Akademisi, alanında örnek olan kurumları bu yıl da ‘Sürdürülebilir İş Ödülü’ ile onurlandırıyor.

Sürdürülebilir İş Ödülleri ile sürdürülebilir iş modellerine geçişi hızlandırmak ve önemli etkiler yaratmış kurumların sosyal, ekonomik ve çevresel konulardaki projelerini öne çıkararak, başarılı projeleri geniş kitleler ile paylaşmak ve bu projelerin rol model olmasını sağlayarak değişimi teşvik etmek amaçlanıyor.

Bu yıl dördüncü kez düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri için 2 Mayıs’ta başlayan başvuru süreci, 15 Ağustos’a kadar devam edecek. Sürdürülebilir İş Ödülleri’nde değerlendirme yapacak jüri üyeleri, Türkiye’nin alanında lider isimlerinden oluşuyor.

Sürdürülebilirlik Raporu ve Sürdürülebilir İnovasyon kategorileri eklendi

İş dünyasının farklı alanlarındaki yeni iş modellerinin ödüllendirildiği Sürdürülebilir İş Ödülleri; Karbon ve Enerji Yönetimi, Su Yönetimi, Sosyal Etki, Sürdürülebilirlik İletişimi, İş birliği, Tedarik Zinciri Yönetimi, Atık Yönetimi, Çeşitlilik ve Dahil Etme,Start-Up ve bu yıl ilk kez eklenen Sürdürülebilirlik Raporu ve Sürdürülebilir İnovasyonkategorilerinde verilecek.

Yerel yönetimler ayrı kategoride değerlendirilecek

Sürdürülebilir İş Ödülleri’ne merkezi ve/veya işletme yeri Türkiye sınırları içerisinde bulunan tüzel kişiliğe sahip KOBİ’ler, büyük ölçekli işletmeler, start-uplar ve yerel yönetimler başvurabiliyor. Sürdürülebilir İş Ödülleri başvuruları http://surdurulebilirisodulleri.com/2017/ sitesi aracılığıyla yapılabiliyor.

Sürdürülebilir İş Ödüllerini kazananlar, Ekim ayında düzenlenecek törende açıklanacak.

Endüstri 4.0’da Tehditleri Fırsata Çevirelim

Endüstri 4.0’ın tehditlerin yanı sıra çok büyük fırsatları da beraberinde getirdiğini belirten Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, “Gerçekçi olmak mecburiyetindeyiz. Yeni endüstri devrimine yetişen ülkeler küresel rekabette öne çıkıyor. Biz de artık bu alanda aksiyon alarak, önceliklerimizi bir an önce belirleyip, hızlı bir şekilde ilerlemeliyiz” dedi.

Endüstri 4.0’ın özelinde düzenlenen ve Sanayi Bakanı Faruk Özlü’nün de katıldığı CEO Club toplantısında “Değişim Başlıyor mu” panelinde bir konuşma yapan Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, dünyada 24 trilyon dolarlık bir pazar oluşturan Endüstri 4.0’a dünyada ve Türkiye’de verilen önemden bahsetti.Şirket olarak kendilerinin de önceliklerine Endüstri 4.0’ı koyduklarını belirten Tamer Saka, bunun temel nedeninin “rekabetçilik” olduğunu ifade etti. Endüstri 4.0’ın doğru uygulanması halinde ciddi maliyet avantajı sağlandığını vurgulayan Tamer Saka, “Bu dönüşümü yakalayan şirketler küresel rekabette öne çıktı” dedi. Üçüncü endüstri devriminin sonuna doğru üretim merkezlerinin hızla batıdan doğuya kaydığına dikkat çeken Tamer Saka, Türkiye’nin bu dönemde katma değerli sektörleri çekmede başarılı olamadığını söyledi.

‘Nasıl’ kadar ‘Neyi’ ürettiğinize de dikkat edin

Türkiye’nin Endüstri 4.0 konusunda çok büyük tehdit ve aynı zamanda çok büyük bir fırsat ile karşı karşıya olduğunu belirten Tamer Saka, “Gerçekçi olmak mecburiyetindeyiz. Gerekli önlemleri almalıyız. Endüstri 4.0 konusunda eksikliklerimiz var. Bunu oluşturmak, uygulamak ve anlamlandırmak zaman alan bir süreç. Artık bu alanda mutlaka aksiyon olmamız lazım. Belki hepsini aynı anda yapmamız zor olacak, ancak önceliklerimizi belirleyip, hızlı şekilde ilerlememiz gerekiyor” dedi. Son 10-15 yılda insan hayatını kolaylaştıran teknolojilerin Endüstri 4.0’ın temelini oluşturduğunu vurgulayan Tamer Saka, 3 yıl sonra Endüstri 4.0 tarafında konuşan değil, uygulayan ve yaptığı başarılı örnekleri anlatan örnek bir şirket olmayı amaçladıklarını açıkladı. Tamer Saka ayrıca, Türkiye’de ve dünyada global rekabette söz sahibi olmak için ‘nasıl’ kadar ‘neyi’ ürettiğinize de dikkat etmeniz gerektiğini söyledi.

Değişimin temelinde insan var

Türkiye’nin dünya ile rekabet eder hale gelmesi ve yeni sanayi devriminin parçası olması için bütün bu yatırımlara ve yenilikçi adımlara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Tamer Saka, “Türk şirketlerinin Ar-Ge’ye yatırım yapması, nitelikli iş gücünün ülkemizde tutulabilmesi ve bilim adamı yetiştirecek olanakların Türk gençlerine ve üniversitelerine sağlanması gerekiyor” dedi. Bu değişimin temelinde insan kaynağı olduğu için, eğitim ve devletin yatırım teşvik programlarının önem arz ettiğine dikkat çeken Tamer Saka, “İmalat sanayinin verimlilik düzeyini artırmak için teknolojinin yanında insan kaynağının da etkin bir şekilde kullanılması gerekiyor. Bu doğrultuda; kamu destekleri ile kurulacak olan Ar-Ge, Ür-Ge merkezleri ile teknolojik gelişimin altyapısının hazırlanması ve özellikle inovatif ve katma değerli ürünlere yönelim sanayinin sürdürülebilirliği ve büyümesi için temel stratejik yaklaşım olacaktır. Eğitim ve yatırım teşvik alanlarında programlar niteliklendirilmeli, hedef sanayi alanlarına özel kurgulamalar yapılmalı” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 özellikle esnek ambalaj yatırımı

Türkiye’nin en köklü sanayi gruplarından biri olan Kibar Grubu’nun metal, otomotiv, ambalaj, inşaat malzemeleri, gayrimenkul, lojistik, enerji, gıda ve hizmet sektörlerinde bünyesindeki 22 şirketi ile faaliyet gösterdiğini belirten Tamer Saka, “Dünyadaki dönüşüme paralel olarak, katma değer yaratan alanlara ve akıllı ürünlere yatırım yapıyoruz. Grup şirketlerimiz satışlarının yüzde 60’ını ihracattan elde ediyor. Dolayısıyla global boyutta güçlü aktörler olarak büyüme ve karlılıkta yoğun bir rekabet içerisinde faaliyetlerini sürdürüyorlar” dedi. Kibar Holding şirketlerinden İspak Ambalaj’ın teknolojik dönüşümü yakalamak üzere, tek seferde yapılan en büyük esnek ambalaj yatırımını gerçekleştirdiğini açıklayan Tamer Saka, “İzmit’te Asım Kibar Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan yeni tesiste otomatik üretim sistemleri, simülasyonlar, yatay ve dikey yazılım entegrasyonu, siber güvenlik ve bulut teknolojileri kullanılacak. Yeni fabrika ile mevcut üretim kapasitemiz 3 katına çıkacak ve Endüstri 4.0 alanında Türkiye’de parmakla gösterilen bir örnek olacak” dedi.