Alım Talebi: Ahşap Oturma Bankı

Alım Talebi Ahşap Oturma Bankı

Alım Talebi: Ahşap Oturma Bankı

Bir firmamız için, 4 adet 150cm.*40cm. ölçülerinde ahşap oturma bankı alımı yapılacaktır. Teslim yeri İstanbul / Silivri olup, ödeme şekli nakittir (peşin).

İlgili olan üretici ya da satıcıların, talep edilen ürünle ilgili detaylar ve spekler için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Ahşap Oturma Bankı

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (750 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup, bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Görüntüleme İhalesinde İstenen Aksesuar ve Ekipmanların Net Olarak Belirlenmemesi?

Görüntüleme İhalesinde İstenen Aksesuar Ve Ekipmanların Net Olarak Belirlenmemesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Görüntüleme İhalesinde İstenen Aksesuar ve Ekipmanların Net Olarak Belirlenmemesi?

Mehmet ATASEVER

Görüntüleme İhalesinde İstenen Aksesuar Ve Ekipmanların Net Olarak Belirlenmemesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Teknik Şartname’nin 5.6’ncı maddesinde yer alan “Sistemler için kullanılacak aksesuar ve yan ekipmanlardan birer adet verilecektir.” şeklindeki düzenlemenin ihale dokümanından çıkarılması gerektiği, Şöyle ki, MR cihazları için yüzlerce aksesuar ve yan ekipmanın mevcut olduğu ve isteklilerin maliyetleri öngörebilmesi amacıyla istenen aksesuar ve yan ekipmanların spesifik olarak belirtilmesi gerektiği veya anılan düzenlemenin ihale dokümanından çıkarılması gerektiği, iddiasına yer verilmiştir.

Konu İle İlgili Yayımlanan Emsal Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Teknik Şartname’nin “Kurulum” başlıklı 5’inci maddesinde “5.6. Sistemler için kullanılacak aksesuar ve yan ekipmanlardan birer adet verilecektir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Teknik Şartname’nin “Kurulum” başlıklı 5’inci maddesinin altıncı bendinde sistemler için kullanılacak aksesuar ve yan ekipmanlardan birer adet verileceğinin düzenlendiği ancak ne anılan düzenlemede ne de ihale dokümanının diğer düzenlemelerinde söz konusu aksesuar ve yan ekipmanların neler olduğunun, hangi amaçla istenildiğinin ve hangi aşamada istenildiğinin belirtilmediği tespit edilmiş olup,

MR cihazları için çeşitli aksesuar ve yan ekipmanların mevcut olduğu varsayımıyla, yeterlik kriteri olarak belirlenmeyen ve sadece Teknik Şartname’de yer alan bahse konu koşula ait düzenlemede idarenin isteklileri tereddüde düşürmeyecek şekilde, sağlıklı teklif vermeleri amacıyla istenen aksesuar ve yan ekipmanları spesifik olarak belirtmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, başvuru sahibinin bu hususa ilişkin iddiasının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Görüntüleme İhalesinde İstenen Aksesuar Ve Ekipmanların Net Olarak Belirlenmemesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

 

Küresel Isınmanın Buzları Erittiği Bir Dünya: Kuzey Arktik Deniz Rotasının Ticaretteki Yükselişi

Küresel Isınmanın Buzları Erittiği Bir Dünya Kuzey Arktik Deniz Rotasının Ticaretteki Yükselişi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Küresel Isınmanın Buzları Erittiği Bir Dünya: Kuzey Arktik Deniz Rotasının Ticaretteki Yükselişi

Olgar ATASEVEN

Küresel Isınmanın Buzları Erittiği Bir Dünya Kuzey Arktik Deniz Rotasının Ticaretteki Yükselişi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMevsim normalleri denen durum artık nedense işlemiyor! Kışları artık kış gibi değil. Bahardan yaza geçmiyoruz. Bir anda yaz oluyor. Klasik mevsim tanımlarımız bu tanımlar için belirlenen aylara uymuyor. Nedenini hepimiz biliyoruz. Küresel ısınma! Kitabım #BitersemBitersin’de uzun uzun anlattığım bir konuyu burada çok kısa bir paragraf ile geçeyim.

Küresel ısınmayı, atmosferdeki sera gazlarının artışıyla dünya yüzeyinin sıcaklığının yükselmesi olarak tanımlıyoruz. Fosil yakıtların kullanımı, ormansızlaşma ve endüstriyel faaliyetler sonucu karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve azot oksitler (N2O) gibi gazların atmosferde birikmesi, güneşten gelen ısının Dünya yüzeyinden geri yansımasını engelliyor. Bu durum, gezegenin doğal sıcaklık dengesini bozuyor ve buzulların erimesine, deniz seviyelerinin yükselmesine ve ekstrem hava olaylarının artmasına neden oluyor. Bunun temel sebeplerine benim tek bir teşhisim var. Tüketim Çılgınlığı! Ama bunu yazının konusu yapmayalım ve devam edelim.

Küresel Isınmanın Etkileri ve Yeni Ulaşım İhtimalleri
Küresel ısınma, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve ticari dengeleri de dönüştürmeye devam ediyor. ABD’nin 2. kez şeçilen başkanı Trump’ın şimdiden Grönland ve Kanada için söyledikleri, burada nasıl bir agresif değişimin olacağının sinyallerini bize veriyor. Bunun gibi Arktik bölgesindeki buzulların hızla erimesi, geçmişte sadece hayal olan Kuzey Arktik Deniz Rotası’nın (NSR) ticaret dünyası için erişilebilir bir güzergâh haline gelmesine olanak tanıyor. Bu yeni ulaşım hattı, Asya ile Avrupa arasındaki ticareti kökten değiştirme potansiyeline sahip. Ancak NSR’nin uygulanabilirliği, mevcut deniz yolları ve kara köprüleriyle karşılaştırıldığında bazı zorluklar ve avantajlar sunuyor! Biz şimdilik konuyu sadece bu yeni rota doğrultusunda irdeleyelim.

NSR’nin Mevcut Durumu ve Potansiyel Avantajları
Günümüzde NSR, küresel ticaretin büyük bir kısmını yönlendiren Süveyş Kanalı gibi rotalara bir alternatif olarak değerlendiriliyor. Özellikle Ultra Büyük Konteyner gemileriyle (25.000 TEU) NSR üzerinde yapılan modellemeler, bu rotanın hem taşıma kapasitesi hem de zamansal avantajlar sunduğunu ortaya koyuyor. Daha az yakıt tüketimi, kısalan mesafeler ve potansiyel niş pazarlar, bu güzergâhın cazibesini artırıyor.

Özellikle 5.300 TEU kapasiteli ARC4 sınıfı gemilerin, NSR üzerinde haftalık bir hizmet sunarak toplam taşıma hacminin %42’sine ulaşabileceği hesaplanmıştır. Bu, kara köprüsüne kıyasla daha düşük bir gemi sayısıyla benzer taşıma kapasitelerinin elde edilebileceğini göstermektedir. Ayrıca, NSR’nin sağladığı %10’luk zaman tasarrufu, yüksek zaman değeri taşıyan kargolar için ideal bir çözüm sunmaktadır.

Zorluklar ve Geliştirme Gereksinimleri
Yukarıda yazdığım potansiyelle birlikte, NSR’nin ticarette geniş çaplı bir etki yaratabilmesi için çözülmesi gereken bazı önemli zorluklar bulunduğunu düşünüyorum. Örneğin:

  • Buz Sınıfı Gemi Maliyetleri: Buz sınıfı gemiler için yüksek inşaat maliyetleri, ekonomik fizibiliteyi zorlaştırmaktadır. Ancak yapılan analizler, buz sınıfı inşaatı ile standart gemiler arasındaki maliyet farkının önceki çalışmaların tahminlerinden daha düşük olduğunu ortaya koymuş durumda.
  • Transit Süreleri: NSR üzerindeki buz kalınlığı ve hava koşullarına bağlı olarak transit süreleri Süveyş Kanalı gibi rotalara kıyasla %150 ila %200 arasında daha uzun olabiliyor. Ama bu durum şimdilik bir zorluk. 5 – 10 sene içinde buz kalınlıklarının etkisi çok daha düşük bir seviyeye gelebilir hatta bazı bilim adamlarına bakılırsa buzlar bu rotada hiç olmayabilir.
  • Mevsimsel Kullanım: NSR, mevcut durumda sadece yaz aylarında kullanılabilirken, kış aylarında ekonomik olmaktan uzaklaşmaktadır. Ama diğer taraftan Kuzey’deki ülkelerin ki buna Rusya’yı da dahil ederek söylüyorum, şimdiden buz kırma gemi siparişlerini artırdığını duyuyoruz. Bu o bölge için yeni bir hizmet kalemi olarak öne çıkabilir ve hattın kullanım mevsimini artırabilir.

Bu görünen zorluklara rağmen Kuzey Arktik Deniz Rotası, Rusya ve kuzey ülkeleri için ticaret yollarını çeşitlendirerek ekonomik gelirlerini artırabilir ve bölgedeki liman altyapısına yapılan yatırımları teşvik ederek stratejik önemlerini artırabilir. Ayrıca, enerji ve mineral kaynaklarının taşınmasında daha kısa ve maliyet etkin bir rota sunarak bu ülkelerin küresel pazardaki rekabetçiliğini güçlendirebilir. Tabi bir de Çin’in dünya ticaretindeki etkisini perçinlemesine bir çivi daha çakabilir.

Politika Yapıcılar İçin Stratejik Çıkarımlar
NSR’nin gelecekte ticarette daha güçlü bir rol oynayabilmesi, hem altyapı yatırımlarına hem de uluslararası iş birliğine bağlıdır. Özellikle buz kalınlığının daha da azalması ve transit geçiş ücretlerinin düşürülmesi, bu rotanın rekabet gücünü artırabilir. Çin ve Avrupa arasında taşınan yüksek teknoloji ürünleri gibi niş kargolar için NSR, kara köprüsüne kıyasla %20 daha düşük maliyetlerle taşımayı mümkün kılabilir.

NSR’nin Ticaretteki Yeri ve Gelecek Öngörüleri
NSR, günümüzde mevcut kara köprüsü ve Süveyş Kanalı gibi ulaşım koridorlarına doğrudan bir alternatif olmasa da, potansiyel bir yedek güzergâh olarak dikkate alınmalıdır. Buzulların erimesi ve kara köprüsünde meydana gelebilecek jeopolitik sorunlar, bu rotanın stratejik önemini artırabilir. Uzun vadede NSR, dünya ticaretinin daha sürdürülebilir ve esnek bir sistem geliştirmesine katkı sağlayabilir.

Tedarik zinciri yöneticileri, bu rotayı kullanmadan önce lojistik planlamayı esnek hale getirmeli, maliyet analizlerini detaylı yapmalı ve hava koşullarına bağlı olarak ortaya çıkabilecek gecikmeleri yönetmek için acil durum senaryoları geliştirmelidir. Ayrıca, bu rotanın sürdürülebilirlik hedeflerine nasıl katkı sağlayacağını değerlendirmek de stratejik bir öncelik olmalıdır.

Küresel ısınmanın oluşturduğu bu yeni ticaret fırsatı, dünya ekonomisinin dengelerini değiştirmeye aday. NSR’nin daha etkin bir şekilde değerlendirilmesi, küresel lojistik sektörünün gelecekteki yönünü belirleyebilir. Tüm bunların ne kadar sürede hayatımıza gireceğini şimdiden kestirmek çok mümkün değil ama geldiğini görmemiz şart. En azından ben bu rotanın emisyonları azaltması ihtimalini düşünerek konuya pozitif bakıyorum. Türkiye’nin bu rotalardan nasıl etkilenebileceği konusunun araştırılması ve ekonomik anlamda tedbirler için harekete geçilmesi önemlidir. Devlet büyüklerimize, bürokratlarımıza ve ilgili odalarımıza buradan duyurulur.

Küresel Isınmanın Buzları Erittiği Bir Dünya Kuzey Arktik Deniz Rotasının Ticaretteki Yükselişi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemOlgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Yıllık Ücretli İznini Kullanan İşçinin İhbar Önel Ücreti Peşin Verilerek İş Sözleşmesi Feshedilebilir mi?

Yıllık ücretli İznini Kullanan İşçinin İhbar önel ücreti Peşin Verilerek İş Sözleşmesi Feshedilebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Yıllık Ücretli İznini Kullanan İşçinin İhbar Önel Ücreti Peşin Verilerek İş Sözleşmesi Feshedilebilir mi?

Lütfi İNCİROĞLUYıllık ücretli İznini Kullanan İşçinin İhbar önel ücreti Peşin Verilerek İş Sözleşmesi Feshedilebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

4857 sayılı İş Kanunu’nun 59 uncu maddesine göre, “İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği ta­rihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete iliş­kin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar. İşveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde 17 nci maddede belirtilen bildirim süresiyle, 27 nci madde gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez.

Yargıtay’a göre de “İhbar öneli bütünlük arz eder. Bu nedenle ihbar önelleri bölünmek sureti ile uygulanamaz. İhbar önelinin bölünmezliği ilkesi uyarınca, önel içinde izin, rapor kullandırılamaz. Kısaca önel ile izin süresi içe geçemez. İznin ücretli veya ücretsiz olması sonuca etkili değildir. Bu du­rumda önel verilmemiş sayılır. Somut uyuşmazlıkta, davalı daha sonra ücre­tini ödese bile önel içinde davacıyı izne çıkarmıştır. Önel bölünmüştür. Da­vacıya usulüne uygun önel verilmediğinden, ihbar tazminatının kabulü yerine reddi hatalıdır”[1].

İşverence iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda ihbar önel süreleri ile ihbar önel süresi içinde kullandırılacak olan yeni iş arama izin süreleri yıllık izin süreleri ile iç içe giremez (İşK. m.59). Bu durum öğreti de ve yargı kararlarında ihbar önelinin bölünmezliği ilkesine dayanır. Başka bir anlatımla ihbar öneli bütünlük arz eder ve bölünerek uygulanamaz.

Bu nedenle işçilerin yıllık ücretli izinlerini kullandıkları sırada iş sözleşmeleri ihbar öneli tanınarak feshedileceği zaman dikkate alınması gereken en önemli husus, ihbar önelinin fesih bildirim tarihinden itibaren değil; yıllık ücretli iznin bitim tarihinden itibaren başlayacak olmasıdır. Aynı zamanda işveren ihbar önel ücretini peşin ödese dahi işçinin yıllık ücretli iznini kullan­ması esnasında fesih yapamayacaktır. Aksi halde, yıllık ücretli izin süreleri ile ihbar önel sürelerinin iç içe giremeyeceğine ilişkin hüküm bertaraf edilmiş sayılacaktır[2].

Yıllık ücretli İznini Kullanan İşçinin İhbar önel ücreti Peşin Verilerek İş Sözleşmesi Feshedilebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak, işveren yıllık ücretli iznini kullanmakta olan işçinin iş sözleşmesini, ihbar önel sürelerine ait ücreti peşin ödeyerek sona erdiremez. Çünkü yıllık ücretli izin süreleriyle ihbar önel süreleri iç içe giremez. Ayrıca, işçinin yıllık ücretli izinde bulunduğu sırada, iş sözleşmesi ihbar öneli verile­rek sona erdirilirse, ihbar önel süreleri fesih bildiriminin işçiye ulaştığı anda değil; izin süresinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.,14.1.2013 T., E.2010/37390., K.2013/75 Legalbank.

[2] SÜMER/KAYIRGAN, İşçilik Alacakları, s.548 vd.

Perakende Değer Zinciri Tasarımında İlk Adım: Müşteri Tarafından Algılanan Değer

Perakende Değer Zinciri Tasarımında İlk Adım Müşteri Tarafından Algılanan Değer
Perakende Değer Zinciri Tasarımında İlk Adım Müşteri Tarafından Algılanan Değer

Perakende Değer Zinciri Tasarımında İlk Adım:
Müşteri Tarafından Algılanan Değer

Dr. Ulduz AZAD

Müşteri deneyimi, beklentilerin karşılandığı veya aşıldığı durumlarda olumlu bir şekilde şekillenir. Perakendeciler, ürün ve hizmetlerin farklılaşmadığı bir rekabet ortamında şiddetli fiyat savaşlarının yıkıcı etkisiyle karşı karşıya kalmakta ve bu nedenle tüketicilere sundukları değeri artırmak için sürekli olarak çaba göstermektedir (Levy & Weitz, 2009).

Perakende Değer Zinciri Tasarımında İlk Adım Müşteri Tarafından Algılanan Değer
Perakende Değer Zinciri Tasarımında İlk Adım Müşteri Tarafından Algılanan Değer

Değer kavramı, ilk kez Porter’ın 1985 yılında şirketlere rekabet avantajı sağlamak amacıyla ortaya koyduğu bir yaklaşım olarak gündeme gelmiştir. 2011 yılında ise Porter, iş sonuçları ile sosyal etkiler arasındaki bağlantıyı ele alarak, yaratılan değerin (fonksiyonel, duygusal ve sosyal) paylaşımının önemini vurgulamıştır.

Womack ve Jones’a göre “değer”, müşteri odaklı bir bakış açısıyla tanımlanır ve şu iki temel soru etrafında şekillenir: “Müşteri kimdir?” ve “Müşteri neye değer verir?” Bu yaklaşıma göre, müşteri ihtiyaçlarını karşılamayan faaliyetler “katma değer” yaratmayan, yani “atıl” işler olarak değerlendirilir.

Değer, elde edilen fayda ile bu fayda için harcanan kaynak arasındaki dengeyi ifade eder.

Lavidge ve Steiner’in (1961) geliştirdiği etkiler hiyerarşisi modeli ise tüketicilerin satın alma süreçlerini üç ana aşamada ele alır:

  • Bilişsel: Ürün veya hizmet hakkında farkındalık.
  • Duygusal: Duyguların oluşması.
  • Davranışsal: Satın alma eylemi

Bu çerçeve, perakende değer zincirinde müşteri algısına yönelik stratejik bir yaklaşım sunar.

Müşteri tarafından algılanan değeri tasarlamak ve ölçmek için, Türkiye’de geçerliliği test edilmiş olan ve 2001’de Sweeney ve Soutar tarafından geliştirilen PERVAL (Perceived Value) ölçeği kullanılabilir. Bu ölçek, değeri dört temel kategoride ele alır:

1) Fonksiyonel Değer (Kalite)

  • Tutarlı ürün kalitesi
  • Kabul edilebilir standartlar
  • Dayanıklı
  • Düşük işçilik hatası
  • Kullanım Ömrünün Yeterliliği
  • Hizmet süreçlerinde güvenilirlik

2) Fonksiyonel Değer (Fiyat)

  • Makul fiyat
  • Verilen paraya değer
  • Fiyat-kalite dengesi
  • Ekonomik seçenekler

3) Duygusal Değer

  • İyi Hissettiren
  • Eğlenceli
  • Sahip Olma İsteği uyandıran
  • Rahatlık Sağlayan
  • Kullanımı Keyifli

4) Sosyal Değer

  • Toplumsal kabul hissi
  • Algıyı Yükselten
  • İyi İzlenim Sağlayan
  • Sosyal statüyü destekleyen

Hangi değer kategorisinin fark yaratacağını düşünüyorsunuz?

Perakendecilikte, modern dağıtım sistemleri ve özellikle son kilometre lojistiği, rekabet avantajı yaratmada giderek daha önemli hale geliyor. Dijitalleşme sayesinde müşteri beklentileriyle ilgili daha fazla veri toplanabiliyor ve yeni teknolojiler (robotlar, drone’lar, yapay zeka) tedarik zinciri süreçlerini otomatikleştiriyor (Bradlaw, 2017).  Perakendedeki gelişmeler, tek bir doğru veya kesin teoriye dayanmasa da bazı yaklaşımlar daha etkili görünüyor.

Yazıda sunulan değer zinciri bakış açısının operasyonlarınızda fark yaratıp yaratmayacağına dair ne düşünüyorsunuz? Performans ölçütü olarak “algılanan değeri” sadakat ve memnuniyet yerine kullanmayı değerlendirmeye ne dersiniz?

Tedarik Zinciri Yönetimi Tezli ve Tezsiz Yüksek Lisans Programları Başvuruları 13 Ocak’ta Başlıyor

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı

2025 Yüksek Lisans Hedefi olan sektör profesyonelleri için
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programları

Bahar başvuru dönemini kaçırmayın. Online Başvuru Tarihleri: 13-17 Ocak 2025.

Tedarik Zinciri Yönetimi  TEZLİ ve TEZSİZ (2. Öğretim) Yüksek Lisans Programları. 

Koordinatör: Prof. Dr. Murat ERDAL merdal@istanbul.edu.tr 

YÜKSEK LİSANS YÜKSEK HEDEFLER. 

Uzaktan başvurunuzu yapabilirsiniz.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Program yüz yüze olup dersler Beyazıt Kampüsü’ndedir.

İkinci Öğretim (Tezsiz) Program Ücreti: 45.000 TL

ENSTİTÜ WEB SİTESİNİ https://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/tr/_   ZİYARET EDİNİZ.

BAŞVURU KILAVUZUNU İNDİREBİLİRSİNİZ. 

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Mülakatlarında Ne Sorulur?

YÜKSEK LİSANS MÜLAKATLARINDA NELER SORULUR? Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programları için REHBER

– Örgün (Tezli) Program
-İkinci Öğretim (Tezsiz) Program

Rehberi indirebilirsiniz.

Tedarik Zinciri Yonetimi Yuksek Lisans

Mülakat hazırlığı için Makale Listesini indirebilirsiniz.

Tedarik Zinciri Yonetimi Makale Listesi

  • Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Makaleleri
  • Satınalma Makaleleri
  • Lojistik Makaleleri
  • Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Makaleleri
  • Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Makaleleri
  • Kurumsal Satış Makaleleri
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı

#yüksekLisans #yüksekHEDEFLER #TedarikZinciri #Lojistik #Satınalma #SözleşmeYönetimi #Performans #Sürdürülebilirlik #Pazarlama #Strateji

İstanbul Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü – Beyazıt

Anahtar Sözcükler:

Yüksek Lisans, Lisansüstü, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, tedarik zinciri yönetimi, Satın alma, satınalma, tedarik, lojistik, üretim, planlama, karar alma, modelleme, Depo, depolama, depo yönetimi, iç denetim, katma değer, rekabet, maliyet, harcama analizi, tasarruf, değer, Buyer Network, Buyer Network Business, Satın alma Dergisi, B2B, değer zinciri, purchasing, procurement, supply, supply chain, supply chain management, Kurumsal Pazar, Analitik, CRM, e-iş, e-ticaret, inovasyon, innovation, satınalma 4.0, tedarik zinciri 4.0, endüstri 4.0, sürdürülebilirlik

Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif Ayrışabilir

Müzakere Teknikleri Eğitimi Haber Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif Ayrışabilir

Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif Ayrışabilir

Müzakere Teknikleri Eğitimi Haber Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif AyrışabilirKüresel piyasalar gelecek yılın enflasyon ve büyüme dinamiklerine odaklanırken, TCMB’nin sıkı para politikasını sürdürmesi ve enflasyonda kalıcı düşüşün devamıyla birlikte ekonomik istikrarın artacağını söyleyen Hedef Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Namık Kemal Gökalp, 2025 beklentilerini açıkladı.

ABD’de başkan değişimi, küresel merkez bankalarının faiz indirim süreçleri ve jeopolitik gelişmelerle birlikte, 2025 yılı finansal piyasalar açısından oldukça hareketli bir yıl olacak. Türkiye adına 2025 yılında ekonomik istikrarın ve öngörülebilirliğin artacağını belirten Hedef Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Namık Kemal Gökalp, yeni yıla ilişkin beklentilerini paylaştı.

Dr. Namık Kemal Gökalp“ABD’de Donald Trump’ın seçim zaferi ardından yaşanan siyasi geçiş süreci ve özellikle Fransa, Almanya gibi ülkelerde yaşanan politik çalkantılar ABD ekonomisinin Avrupa’ya göre dirençli kalacağını bir kez daha teyit etti. Doların güçlü duruşu özellikle gelişen ülkeler adına baskı yaratma potansiyeli taşısa da Türkiye, sıkı para politikası devamıyla pozitif bir ayrışma yaşayabilir. Burada elbette Fed’in aksiyonları da belirleyici olacak. ABD’de, getirilmesi beklenen tarifeler nedeniyle daha düşük büyüme ve yapışkan enflasyon görülebilir.

Diğer bir önemli unsur, Çin’in gidişatı ve ABD’nin Çin’e uygulayacağı politikalar olacak. Çünkü Avrupa düşük büyüme ve yüksek bütçe açıklarıyla boğuşurken Çin de Japonya gibi uzun süreli bir yavaşlama döngüsüne girme tehdidiyle karşı karşıya kalabilir.

“Yılın ikinci yarısında sermaye girişi hızlanabilir”

Yurt içine baktığımızda TCMB son Para Politikası Kurulu toplantısında faiz indirimlerine devam edeceği sinyali verse de sıkı duruşun korunacağı mesajının altını çizerek piyasanın beklentilerinin üzerinde bir şahin bir duruş sergiledi. Bu da ekonomi için enflasyonla mücadelede kararlılık ve TL’de reel değerlenme temasının devamı anlamına geliyor. Bu gelişmeler doğrultusunda Türkiye’nin, gelişen ülkeler içerisinde pozitif ayrışabileceğini düşünüyoruz.

Diğer taraftan Türkiye’ye sermaye girişleri devam ederken, TL’deki cazip getiriyle rezervler güçlü kalmaya devam edecek. Mevcut politika faiz oranını bileşikte yıllık yüzde 64,8 olarak kabul edersek, reel faizimiz yüzde 9,3 ile gelişen ülkelerden oldukça ayrışıyor. Özellikle yılın ikinci yarısından sonra, Merkez Bankası’nın swap kanallarını açması gibi konular da gündeme gelebilir. Bu da Türkiye adına sermaye girişlerinin hızlanması anlamı taşır ve Türk varlıklarına pozitif etki yaratır. Para piyasası fonlarının cazibesi devam ederken hem toparlanan bilançoların etkisi hem de yurt dışından artan ilgiyle birlikte borsa tarafında da yılın ikinci yarısında ciddi bir ivmelenme görebiliriz.

Faiz İndirim Döngüsü Borsaya Katalizör Olabilir

Hedef Holding LogoTüm bu değerlendirmelerimizin yanında, grup şirketlerimizden İnfo Yatırım’ın 2025 Strateji Raporu da hem yurt içi hem de yurt dışına yönelik önemli bir perspektif çiziyor.

Raporda, küresel merkez bankalarının faiz indirim döngülerine devam edeceği, enflasyon tarafında dengelenme, büyüme tarafında ise yavaşlama görüleceği vurgulanırken, Türkiye için 2025’te yüzde 3 büyüme ve yüzde 28 seviyesinde bir enflasyon öngörülüyor.

Müzakere Teknikleri Eğitimi Haber Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif AyrışabilirAyrıca raporda, Türkiye’de faiz indirim döngüsü ile yüksek faizlerden getiri elde eden yabancı yatırımcıların riskli varlıklara geçişinin hızlanabileceği de aktarılıyor. Bununla beraber, kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının, swap kanallarının açılma beklentisinin, BIST 50’deki açığa satış yasağının kaldırılması ve CDS’te geri çekilme beklentisinin BIST’te katalizör etkisi yaratabileceği vurgusu yapılıyor. Bu kapsamda BIST 100 endeksindeki 2025 yıl sonu hedefi ise 14.500 seviyesi olarak belirtiliyor.’’

İşverenin Çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat Ödemeksizin İşten Çıkartma Hakkı Var mıdır?

İşverenin çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat ödemeksizin İşten çıkartma Hakkı Var Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşverenin Çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat Ödemeksizin İşten Çıkartma Hakkı Var Mıdır?

Baran ÇAĞDAVUL / Avukat – Arabulucuİşverenin çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat ödemeksizin İşten çıkartma Hakkı Var Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşçi, 4857 Sayılı İş Kanunu’nda “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi” olarak, işveren “İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği bulunmayan kurum ve kuruluş” olarak, işyeri ise “İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla gerek maddi olan gerek maddi olmayan unsurlarla işçinin birlikte örgütlendiği birim” olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda işverenin işçiyi, işyeri kabul edilen eklentiler de dahil olmak üzere işyerinin tamamında ya da bir bölümünde çalıştırabileceği açıktır.

Peki bu durum işverene sınırsız bir özgürlük mü vermektedir yoksa gözetilmesi gereken esaslar var mıdır?

Sözleşmeye dayalı her hukuku ilişki icap ve kabul ile başlar. Taraflar arasında bir tarafın işçi, bir tarafın işveren sıfatıyla dahil olduğu bir sözleşme yapılmış ise bu sözleşme iş sözleşmesi olarak kabul edilmekte olup, taraflar sözleşmedeki hükümlere -emredici hükümlere aykırı olmaması şartlıyla- bağlı olmak durumundadırlar. Bu nedenle öncelikli olarak her iki tarafın da bağlı olduğu iş sözleşmesine bakılması ve işyeri değişikliğinin hangi şartlar altında yapılabileceğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Zira sözleşmede çalışma yeri değişikliğine ilişkin bir madde var ise burada işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edilebilecektir.

Ne var ki işverenin, sözleşmede bu yönde madde olsun ya da olmasın, işçiyi işyeri kabul edilen her yerde çalıştırma hakkı var ise de kanun koyucu 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesinde söz konusu özgürlüğün sınırlarını çizmiş durumdadır. Buna göre işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı değişiklik ancak işçinin yazılı onayı dahilinde yapılabilecektir.

Peki her işyeri değişikliği, çalışma koşullarında esaslı değişiklik anlamına mı gelmektedir?

Bu sorunun cevabı elbette ki hayır. Her iş yeri değişikliğinde işçinin yazılı onayının aranması, işveren aleyhine ciddi bir eşitsizlik yaratacağı gibi işin devamlılığını da kesintiye uğratacak şekilde işçiye keyfiyet kazandıracak bir durum yaratacaktır. Bu nedenle işyeri değişikliğinin işçinin hayatında ya da çalışma koşullarında ciddi bir değişiklik anlamına gelmesi lüzumu vardır. Örneğin işçinin sürekli çalıştığı yerden, işverene ait başka bir yerdeki işyerine gönderilmesi halinde işe gidip gelme süresinin artması, başka bir deyişle yolda geçirdiği sürenin görece yükselmesi ve bu durumun işçinin günlük istirahat ve dinlenme süresini aşırı derecede kısaltması hali çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik olarak kabul edilebilecektir.

Bununla birlikte işyeri değişikliğinin çalışma koşullarında esaslı kabul edilebilecek bir değişikliğe sebebiyet vermemesi halinde, işverenin değişikliği kabul etmeyen işçinin iş akdini sonlandırma hakkı vardır. Örneğin işyeri değişikliği sebebiyle işçinin yolda geçirdiği sürelerde orantısız bir artış yoksa, işçi yeni işyerinde aynı/benzer ünvanla, aynı ücret, aynı sosyal ve aynı yan hakları alarak çalışmaya, başka bir deyişle önceki işyerinde alıştığı ve kabul ettiği aynı koşullarda çalışmaya devam edecekse, bu halde çalışma şartlarının esaslı değişikliğinden söz edilmesi mümkün olmayacak; yapılan değişiklik işverenin yönetim hakkı kapsamında kabul edilecektir. “Mahkemece rapordaki tespitler gerekçeli kararda tekrar edilmek suretiyle, rapor ve bozma ilamı doğrultusunda yapılan görev değişikliğinin davacı aleyhine çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik yaratacağı, bu nedenle de değişikliğin yönetim hakkı kapsamında kalmadığı gerekçesi ile davanın kabulüyle işe iade kararı verilmiş ise de dosya kapsamı davalı tarafından sunulan yazılı deliller ve tanık beyanları, yapılan keşif ve alınan rapora göre davacının daha önce çalıştığı fabrika ile görevlendirildiği fabrikanın aynı alan içerisinde bulunduğu, yapılan yeni görevlendirmede görev ve unvan değişikliğinin bulunmadığı, mali ve sosyal haklar yönünden bir azalma olmadığı, her iki fabrikada da vardiyalı çalışma usulü uygulandığı, çalışan sayılarının birbirine yakın olduğu ve aynı tehlike sınıfında yer aldıkları, yapılan görev değişikliğinin iş standartlarında esaslı değişiklik oluşturmadığı ve işverenin yönetim hakkı kapsamında kaldığı, görev değişikliğinin kabul edilmemesi nedeniyle işverence hizmet akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı anlaşılmıştır.” (Y. 2. H.D. 2018/13492 E., 2018/24329 K., 13.11.2018 T.)

Kimi zaman ise işveren faaliyet gösterilen alanda gerçekleşen yenilik ve değişiklikler ya da işin devamlılığının sağlanması için lüzumlu olması nedeniyle, çalışma koşullarının esastan değişikliği anlamına gelse de işçi ya da işçilerin başka bir işyerinde çalışmasına karar verebilir. Bu halde işverenin sözü edilen değişikliği işçiye yazılı olarak bildirmesi ve işçiden 6 işgünü içerisinde değişikliğe ilişkin yazılı onay/muvafakat alması zorunluluğu vardır. İşçiye yapılan sözlü bildirimin geçerliliği bulunmadığından, bildirimin mutlaka yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Yazılı bildirimi alan işçinin 6 işgünü içerisinde yeni işyerinde çalışmaya yazılı şekilde onay vermemesi, işçinin işyeri değişikliğini kabul etmediği anlamına gelir. Bu halde işveren değişikliğin geçerli sebebe dayandığını veya iş sözleşmesinin feshi için başkaca geçerli bir nedeninin bulunduğunu işçiye yine yazılı şekilde bildirmelidir. İşverenin sözü edilen bildirimle ve işçinin çalıştığı süreye göre tespit edilecek ihbar öneline uymak suretiyle iş sözleşmesini feshetme hakkı vardır. Önemle belirtmek gerekir ki bildirimlerin yazılı şekilde yapılmaması, işçinin düşünme ve cevap verme süresinin beklenmemesi ya da fesih usulünün İş Kanunu’na uygun biçimde yürütülmemesi halinde, işçinin kıdem tazminatına hak kazanması gündeme gelecektir.

Diğer yandan kanun koyucu her ne kadar işverene fesih hakkı vermiş ise de fesih bildiriminden önce işveren tarafından dikkatle ele alınması gereken bir esas daha vardır: Feshin Son Çare Olması İlkesi (Ultima Ratio). Adından da anlaşılacağı üzere işverenin iş sözleşmesini feshetmeden önce feshin son çare olduğundan, başka bir ifadeyle iş ilişkisinin başka bir yolla sürdürülemeyeceğinden emin olması gerekmektedir. Zira fesih işleminin işçi tarafından mahkemeye taşınarak yargılama konusu edilmesi halinde, mahkemece bu ilkenin işveren tarafından gözetilip gözetilmediği re’sen dikkate alınacaktır. “İşyerinde iş şartlarında değişikliği gerektirmeyen çalıştırılma imkanı, değiştirilmiş iş şartları altında çalıştırılabileceği başka bir çalışma yerine nakilden önce uygulanması gereken tedbirdir. İşçinin iş şartlarının değiştirilmesi gerekmeden çalıştırılabileceği birden fazla çalışma yeri varsa, işveren bunlar arasından birini seçme hakkına sahiptir. İşverenin talimat verme hakkı kapsamında alternatif tedbirler arasında iş şartlarında ve sözleşme değişikliğine neden olmayacak şekilde bir tedbir olanağı var ise ve bu kapsamda bir çalışma yerinde çalıştırabilecekse değişiklik feshine başvurulmaması gerekir.” (Y. 22. HD. 2013/21882 E., 2013/21188 K., 08.10.2013 T.)

İşverenin çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat ödemeksizin İşten çıkartma Hakkı Var Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemNetice itibarıyla işverenin, çalışma yerinin değiştirilmesini kabul etmeyen işçiyi tazminat ödemeksizin işten çıkartma hakkı var ise de söz konusu hak işverene sınırsız bir özgürlük vermeyip, yukarıda değinilen esaslar çerçevesinde iyi niyet, dürüstlük ve ölçülülük kurallarına riayet edilmek suretiyle son çare olarak kullanılmalıdır.

 

Baran ÇAĞDAVUL

Avukat – Arabulucu

 

INCOTERMS 2020, FCA Free Carrier Teslim Şeklinin Özellikleri

Incoterms 2020, Fca Free Carrier Teslim şeklinin özellikleri Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

INCOTERMS 2020, FCA Free Carrier Teslim Şeklinin Özellikleri

INCOTERMS 2020 VE FCA Free CarrierIncoterms 2020, Fca Free Carrier Teslim şeklinin özellikleri Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Incoterms 2020 Uluslararası Ticaret Odaları tarafından revize edilerek 1 Ocak 2020 tarihinde en son versiyonu yürürlüğe sokulmuş olan uluslararası ticarette malların bir yerden alınıp, farklı bir yere taşınmasında tarafların sorumluluklarını ortaya koyan bir broşürdür.

Incoterms 2020’nin terimlerinden bir tanesi olan FCA Free Carrier terimi taşıyıcıya teslim edilen malları kapsar.

Incoterms 2020 Logo

FCA – Free Carrier– Taşıyıcıya Teslim

Taşıyıcıya teslim teriminin, satıcının mallarını hazırlayarak, ara taşıma araçları ile ana taşıma aracının bağlı olduğu taşıma şirketine teslim edilmesidir. Malların ihracatçı tarafından taşıyıcı şirkete teslimi söz konusu olup, teslim sırasında ihracatçının gümrükleme işlemlerini tamamlamış olması, malları gümrüklenmiş olarak taşıma şirketine teslim edilmesiyle satıcının sorumlulukları sona erer.

Free Carrier Akış Görsel

 

 

 

 

 

 

 

 

FCA – Free Carrier ve Gümrükleme

Customs GörselMalların taşıyıcı firmaya teslimi sırasında satıcı tarafından gümrüklemenin yapılmış, malların yurt dışına çıkmaya hazır bir vaziyette olması gerekmektedir.

 

  • Karayolu taşımacılığında satıcının mallarını ana taşıma şirketine teslim ederken,
  • Havayolu taşımacılığında satıcının mallarını ana taşıma şirketine teslim ederken hava yolları şirketinin kargo bölümünden,
  • Tren yolu taşımacılığında satıcının mallarını ana taşıma şirketine teslim ederken demiryolu şirketinin kargo bölümünden,

Gümrüklemenin yapılmış olarak malların teslimi söz konusu olmalıdır.

FCA Free Carrier Malların Teslimi ve Taşıma Belgeleri

Çeşitli taşıma araçlarına göre satıcısı tarafından hazırlanan ve gümrüklendirilmiş olarak taşıma şirketine teslim edilen mallara ait taşıma belgeleri;

Demiryolu Taşıma GörselTren (demiryolu) taşımacılığında taşınacak malların gümrük işlemleri yapıldıktan sonra malların demiryolu şirketinin kargo bölümüne teslimi sonrası taşıma belgesi olan Railway Bill of Lading belgesi demiryolu şirketinden alınır. Henüz tren gelmemiş ve malların yüklenmesi gerçekleşmemişken demiryolu şirketinden alınan Railway Bill of Lading belgesi ile ana taşıma aracı olan trene malların yüklenme sorumluluğunun ithalatçıya ait olduğu anlaşılmaktadır.

Uçak GörselHavayolu taşımacılığında, taşınacak malların gümrük işlemleri yapıldıktan sonra malların havayolu şirketinin kargo bölümüne teslimi sonrası taşıma belgesi olan Airway Bill of Lading belgesi havayolu şirketinden alınır. Henüz uçak gelmemiş ve malların yüklenmesi gerçekleşmemişken havayolu şirketinden alınan Airway Bill of Lading belgesi ile ana taşıma aracı olan uçağa malların yüklenme sorumluluğunun ithalatçıya ait olduğu anlaşılmaktadır.

Tır GörselKarayolu TIR taşımacılığında, taşınacak malların gümrük işlemleri yapıldıktan sonra malların TIR şirketinin kargo bölümüne teslimi sonrası taşıma belgesi olan CMR – Hamule Senedi belgesi TIR şirketinden alınır. Henüz TIR gelmemiş ve malların yüklenmesi gerçekleşmemişken TIR şirketinden alınan CMR belgesi ile ana taşıma aracı olan TIR’a  malların yüklenme sorumluluğunun ithalatçıya ait olduğu anlaşılmaktadır.

FCA – Free Carrier Teslim Şeklinde Yükleme Sorumluluğu

Satıcı mallarını teslim etmesiyle sorumluluğu sona ermiş olup, ana taşıma aracına yüklenmenin sorumluluğu malı alan ithalatçıya aittir.

Laf aramızda zaten ihracatçı mallarını nakliye şirketine teslim ettikten sonra CMR, Airway Bill of Lading, Railway Bill of Lading belgelerini almıyor muydu?

Navlun Sigorta Sorumluluğu

Taşıma Sigorta GörselNavlun sigortasının sorumluluğu… Her şeyi ihracatçıdan beklemeyin. Malların taşıma şirketine teslimi ile birlikte navlun sigortasının sorumluluğu da malı alan ithalatçıya aittir.

Ama şöyle bir güzellik yapabiliriz malı alan ithalatçıya.. Sözleşmede belirtilmiş olması kaydı ile mali yükümlülük ithalatçıya ait olmak üzere biz ihracatçı olarak navlun sigortasını yaptırır, ithalatçıyı bilgilendirebiliriz. N’olacak ihracatçının eline yapışmaz. İthalatçımıza bu şekilde bir kıyak yapabiliriz.

İthalatçımız da, ihracatçının bu sigorta konusundaki yardımseverliğini unutmasın.

Incoterms 2020, Fca Free Carrier Teslim şeklinin özellikleri Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

 

 

 

Türk Tersaneciliğinde Dev Birleşme: Desan Kaptanoğlu Tersanesi, Atlas Tersanesi’ni Satın Aldı

Satın Alma Eğitimleri Türk Tersaneciliğinde Dev Birleşme Desan Kaptanoğlu Tersanesi, Atlas Tersanesi’ni Satın Aldı

Türk Tersaneciliğinde Dev Birleşme: Desan Kaptanoğlu Tersanesi, Atlas Tersanesi’ni Satın Aldı

Satın Alma Eğitimleri Türk Tersaneciliğinde Dev Birleşme Desan Kaptanoğlu Tersanesi, Atlas Tersanesi’ni Satın AldıDenizcilikte bir asırlık deneyimi bulunan Kaptanoğlu Ailesi’ne ait Desan, tersanecilik sektörünün en önemli gemi inşa tesislerinden Atlas Tersanesi’nin yüzde 100 hissesini devralarak yeni bir döneme adım attı. Credit Europe Bankası bünyesindeki Atlas Tersanesi’nin devri ile ilgili Ocak 2023’te başlayan görüşmeler, 17 Aralık 2024 tarihinde imzalanan anlaşma ile tamamlandı. Desan Kaptanoğlu Tersanesi, anlaşmayla Atlas Tersanesi’ndeki hisse oranını yüzde yüze çıkarırken tersanenin mülkiyeti tamamen Desan Kaptanoğlu grubuna geçti.

Bu satın alımla birlikte Desan, üretim kapasitesinde ve rekabet gücünde önemli bir ivme yakalamış oldu. Desan Kaptanoğlu Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu, satın alımla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Atlas Tersanesi’ni güçlü bir ekip ve çalışma ortamıyla devraldık. Özyeğin Ailesi ve Credit Europe Bankası’na bu süreçteki yapıcı yaklaşımları için teşekkür ederim. Amacımız, 100 yılı aşkın denizcilik tecrübesine sahip Kaptanoğlu markası ile birlikte Atlas bayrağını çok daha yukarılara taşımaktır. Bu birleşmenin, Desan’ın ihracat ve büyüme hedeflerini desteklemesinin yanında, Türk gemi inşa sektörüne de önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum.”

Atlas Tersanesi, özellikle yeni gemi inşası konusunda önemli bir bilgi birikimi ve tecrübeye sahip. Tersanede şu anda bir Hollanda firması olan LongShip için 2 adet çevreci, metanol hazır konseptli kuru yük gemisinin ve Norveçli bir firma için dört adet kabuk balıkçı teknesinin inşası devam ediyor. Ayrıca, bu projelerin devamı olarak üç adet gemi daha inşa edilmesi için opsiyon bulunuyor.

2005 yılında kurulan ve Kocaeli Serbest Bölgesi’nde faaliyet gösteren Atlas Tersanesi, yıllık 30 bin DWT’lık gemi yapım kapasitesine sahip. 120’si kadrolu toplam 800 çalışanı bulunan tersanenin üretim alanı 48 bin metrekare büyüklüğünde.

Desan Atlas