Veri Merkezli İlişki Yönetimi: Söz Uçar, Veri Kalır

Veri Merkezli İlişki Yönetimi Söz Uçar, Veri Kalır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Veri Merkezli İlişki Yönetimi: Söz Uçar, Veri Kalır

Dr. Ahmet TUZCUOĞLU

atuzcuoglu@istanbul.edu.tr

Veri Merkezli İlişki Yönetimi Söz Uçar, Veri Kalır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemGünümüz rekabetçi iş dünyasında işletmeler için sadece ürün ya da hizmet kalitesiyle değil, aynı zamanda kurdukları ilişkilerle de farkı ortaya çıkarmak kritik önem taşımaktadır. Özellikle tedarikçiler ve müşterilerle kurulan ilişkilerin niteliği, işletmelerin sürdürülebilir büyüme ve krizlere karşı dayanıklılık stratejilerinin temel yapı taşlarını oluşturmaktadır. Ancak bu ilişkiler salt güvene ya da iyi niyete değil; giderek daha fazla ölçülebilir, analiz edilebilir ve optimize edilebilir verilere dayanmalıdır.

Tedarik zincirlerinin küresel çapta karmaşıklaştığı dönemde, verinin tedarikçi yönetiminde oynadığı rol daha da belirgin hale gelmiştir. Veri odaklı tedarikçi ilişkileri yürüten işletmeler, tedarik zincirindeki aksamalara daha hızlı yanıt verebilmektedir. Bu tür organizasyonlar, tedarikçi performans takibi, kalite izleme ve sözleşme uyumluluğu gibi kritik alanlarda veri kullanımını temel strateji olarak benimsemektedir.

Müşteri ilişkilerinde ise veri, yalnızca davranış analizi için değil; aynı zamanda duygusal bağlılık, memnuniyet ve sadakat gibi daha soyut kavramların ölçülmesinde de kullanılmaktadır. Müşterinin satın alma geçmişi, ürün etkileşimleri, şikayet kayıtları ve sosyal medya verilerinin entegre biçimde kullanılması ile işletmelerin kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi sunması sadakat yoluyla gelir artışının oluşmasını sağlamaktadır.

Veri, tedarikçilerle kurulan ilişkilerde; performans değerlendirme, risk yönetimi, sürdürülebilirlik takibi ve maliyet optimizasyonu gibi çok katmanlı kararları desteklemektedir. Singh ve Sohani (2011), iyi yapılandırılmış tedarikçi ilişkilerinde performans verilerinin şeffaf şekilde paylaşıldığında güvenin arttığını ve bu durumun operasyonel verimliliğe katkı sağladığını ortaya koymuştur. Özellikle dijital tedarik zinciri sistemlerinde, doğru veri akışı sayesinde “proaktif ilişki yönetimi” mümkün hale gelmiştir.

Kooli ve arkadaşları (2016) ise veri paylaşımının sadece iş ortaklıklarının sürekliliğini değil, aynı zamanda karşılıklı öğrenme ve inovasyon süreçlerini de desteklediğini vurgulamaktadır. Bettiga ve Ciccullo (2019), müşteri ilişkilerinde sürdürülebilirlik stratejileriyle veri kullanımını ilişkilendirerek; şeffaflık ve izlenebilirliğin markaya olan güveni doğrudan etkilediğini göstermektedir. Bu durum, özellikle tedarik zinciri boyunca sürdürülebilir uygulamalar konusunda hesap verebilirliği artırmaktadır.

Tedarikçi ilişkilerinde öne çıkan veri türleri: “Tedarikçi performans puanları (On-time delivery, kalite skoru)”, “Maliyet analizi ve fiyat istikrarı verileri”, “Risk puanlamaları (jeopolitik, çevresel, finansal risk)”, “Sürdürülebilirlik göstergeleri (emisyon verileri, sertifikasyon)”, “Tedarik süreleri ve kapasite kullanımı”. Müşteri ilişkilerinde öne çıkan veri türleri ise: “Müşteri memnuniyet skorları (NPS, CSAT)”, “CLV (Customer Lifetime Value)”, “Davranışsal segmentasyon verileri”, “Satın alma sıklığı ve hacmi”, “Tercih edilen iletişim kanalları”, “Şikayet ve geri bildirim kayıtları”.

Bu veriler, yalnızca geçmişi analiz etmek için değil, aynı zamanda öngörücü modellemeler ile gelecekteki ilişki dinamiklerini yönetmek için de kullanılmaktadır. Kakhki ve Nemati (2022), veri yönetiminin sadece operasyonel düzeyde değil, stratejik planlamada da önemli bir rol oynadığını belirtmektedir.

Eylül ayında işlediğimiz Hesap Tabanlı Pazarlama (ABM) konusu, bu yazının doğal bir uzantısıdır. ABM, yalnızca satış ve pazarlama alanlarında değil, tedarik yönetiminde de stratejik ilişki inşası için kullanılabilecek bir çerçeve sunar. AI destekli ABM uygulamaları ile tedarikçiler için özelleştirilmiş içerikler, ilişki raporları ve dijital teklif senaryoları üretilebilmektedir.

Veri yönetimi süreçlerinde ise işletmelerin en sık karşılaştığı zorluklar arasında veri siloları, düşük veri kalitesi ve sistemler arası entegrasyon problemleri öne çıkmaktadır. Şirketler müşteri ve tedarikçi verilerini aynı platformda entegre biçimde kullanmakta zorlanmaktadır. Bu da karar alma süreçlerinde gecikmelere, müşteri memnuniyetinde düşüşe ve tedarikçi ilişkilerinde kopmalara yol açabilmektedir.

Bu noktada dijital teknolojiler devreye girmektedir. Özellikle CRM, SRM ve ERP sistemlerinin entegre kullanımı, tedarikçi ve müşteri verilerinin eş zamanlı analizini mümkün kılmaktadır. İlişki yönetiminde yapay zekâ ve makine öğrenimi de artık merkezî bir konuma yükselmiştir. Boston Consulting Group’un “Where’s the Value in AI?” çalışmasına göre, satınalma süreçlerinde AI kullanan firmalar, tedarikçi risk analizinde %40 oranında daha yüksek isabet oranı sağlamaktadır. Öte yandan müşteri tarafında, AI tabanlı segmentasyon ve öneri sistemleri sayesinde müşteriye zamanında ve ihtiyacına uygun teklifler sunmak mümkün hale gelmiştir. Özellikle B2B ilişkilerde bu durum, karar alma süreçlerini hızlandırmakta ve daha sağlam iş ortaklıklarının kurulmasına olanak tanımaktadır.

Lacoste ve Blois (2015), ilişki yönetiminin başarısı için “değer alışverişi” kavramını öne çıkarmıştır. Yalnızca ürün ya da hizmet sunmak değil, paydaşlara stratejik bilgi, operasyonel kolaylık ve uzun vadeli fayda sağlamak, ilişkinin sürdürülebilirliğini belirleyen temel unsurlar arasındadır. Bu noktada veri, bu değerin hem üretiminde hem de aktarımında kilit bir rol üstlenmektedir.

Özellikle satınalma ekiplerinin veriyle desteklenen kararlar alma eğilimi giderek artmaktadır. McKinsey (2024) raporunda, daha iyi verilerin kategori stratejilerinin geliştirilmesinden potansiyel tedarikçilerin değerlendirilmesine, müzakerelerin yürütülmesinden tedarikçilerin performans yönetiminin devam ettirilmesine kadar, tedarik döngüsünün tüm aşamalarında faaliyetleri ve kararları destekleyebildiği; doğru şekilde uygulandığında, bu durumun değer oluşturma girişimlerinin sayısını yüzde 200’e kadar artırabildiği belirtilmektedir. Bu da işletmelerin tedarikçilerle daha sürdürülebilir ilişkiler kurmasını ve operasyonel maliyetlerini azaltmasını mümkün kılmaktadır.

Müşteri tarafında ise veri destekli ilişki yönetimi, yalnızca satışları değil; şikayet yönetimi, sadakat programları ve çapraz satış gibi kritik alanlarda da etkinliği artırmaktadır. Müşteri ilişkilerini veriye dayalı olarak yöneten markaların NPS (Net Promoter Score) skorları, sektör ortalamasının üzerinde seyretmektedir.

Tüm bu veriler ve çalışmalardan haraketle, etkili bir tedarikçi ve müşteri ilişki yönetimi için verinin yalnızca toplanması değil, analiz edilmesi, anlamlandırılması ve aksiyona dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu nedenle işletmelerin yalnızca veri teknolojilerine değil, aynı zamanda veri kültürüne yatırım yapmaları stratejik bir gerekliliktir. Kooli ve arkadaşları (2016), bu dönüşümün gerçekleşmesi için organizasyonel öğrenme kabiliyetlerinin geliştirilmesinin önemine vurgu yapmıştır.

İlişki yönetimi, satınalma fonksiyonunun yalnızca insan ilişkilerine değil, aynı zamanda dijital veriye dayalı senaryolara da yatırım yapmasını gerektiriyor. Bu bağlamda aşağıdaki öneriler ön plana çıkmaktadır:

  • Veri Envanteri Oluşturun: Hangi verilerin karar süreçlerini etkilediğini belirleyin.
  • Veri Kalitesine Yatırım Yapın: Eksik ya da eski veri, yanlış ilişki stratejilerine yol açar. Veri yönetimi projeleri, yalnızca BT departmanının değil; pazarlama, satış ve tedarik zinciri ekiplerinin ortak sorumluluğu olmalıdır.
  • CRM & SRM Sistemlerini Entegre Edin: Müşteri ve tedarikçi ilişkilerini aynı platformdan yönetin.
  • Kişiselleştirme Stratejileri Geliştirin: Tedarikçilere gönderilecek bilgilendirmeler, onların geçmiş performans skorlarına göre optimize edilmelidir. Aynı şekilde, müşterilere sunulan teklifler geçmiş davranış ve tercih verileriyle zenginleştirilmelidir.
  • Yorumlayıcı Raporlamaya Geçin: Sadece geçmişi değil, geleceği öngörecek veri modelleri oluşturun.
  • İç Müşteri Görüşlerini Rutin Hale Getirin: Departmanlar arası veri paylaşımını ve geri bildirimi teşvik edin.
  • Sürdürülebilirlik Verilerini Dahil Edin: Karbon emisyonu, döngüsel ekonomi gibi kriterleri de tedarik ilişkilerine entegre edin.
  • AI Entegrasyonu ile Veriyi Dinamik Hale Getirin: Satın alma, fiyatlama ve müşteri iletişimi süreçlerinde yapay zekâ modelleri kullanılarak daha akıllı öneri sistemleri inşa edilebilir.
  • Sürekli Ölçüm ve Optimizasyon: KPI’lar sadece satış değil; ilişki kalitesi, tedarikçi memnuniyeti, müşteri geri bildirimleri gibi alanlarda da tanımlanmalıdır.
  • Veri Güvenliğini Göz Ardı Etmeyin: Özellikle tedarikçi ve müşteri verilerinde KVKK ve GDPR uyumluluğu stratejinizin ayrılmaz parçası olmalı.

Tedarikçi ve müşteri ilişkileri, geleneksel olarak güven, iletişim ve süreklilik üzerine kurulmuştur. Ancak günümüzde bu ilişkiler; dijitalleşme, yapay zekâ ve veri bilimi ile yeniden şekillenmektedir. Artık başarı, sadece iyi iletişim kurmakta değil; bu iletişimi veriye dayandırmakta yatmaktadır. Veri temelli ilişki yönetimi, sadece kısa vadeli operasyonel verimlilik değil; aynı zamanda uzun vadeli işbirliği, inovasyon ve sürdürülebilirlik açısından da stratejik bir zorunluluktur.

Veri Merkezli İlişki Yönetimi Söz Uçar, Veri Kalır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemÖzellikle dijitalleşmenin hız kazanması, ESG kriterlerinin (çevresel, sosyal ve yönetişimsel) öneminin artması ve tedarik zincirlerinde kırılganlıkların devam etmesi, işletmeleri veriye dayalı ilişkisel stratejilere yönlendirecektir. Bu bağlamda tedarikçi ve müşteri verilerinin sadece geçmişe dönük değil, öngörücü analizlerle geleceği şekillendirecek biçimde kullanılması kaçınılmaz hale gelecektir.

Dr. Ahmet TUZCUOĞLU

atuzcuoglu@istanbul.edu.tr

Kaynaklar:

  1. Bettiga, D., & Ciccullo, F. (2019). Co-creation with customers and suppliers: an exploratory study. Business Process Management Journal, 25(2), 250-270.
  2. Boston Consulting Group. (2024). Where’s the Value in AI?. BCG Publications. https://media-publications.bcg.com/BCG-Wheres-the-Value-in-AI.pdf
  3. Kakhki, M. D., & Nemati, H. R. (2022). Value-based view of firms enabled by data analytics: aligning suppliers for customer value creation. Enterprise Information Systems, 16(1), 105-140.
  4. Kooli, K., Mansour, K. B., & Cornwell, V. (2016). Exploring CRM and SRM user satisfaction in B2B relationship management. Journal of Customer Behaviour, 15(1), 81-95.
  5. Lacoste, S., & Blois, K. (2015). Suppliers’ power relationships with industrial key customers. Journal of Business & Industrial Marketing, 30(5), 562-571.
  6. McKinsey & Company. (2024). Revolutionizing procurement: Leveraging data and AI for strategic advantage. McKinsey Insights. https://www.mckinsey.com/capabilities/operations/our-insights/revolutionizing-procurement-leveraging-data-and-ai-for-strategic-advantage
  7. Singh, R. J., & Sohani, N. (2011). A proposed model for integration of ERP, CRM, SRM and supply chain management. In International Conference on Industrial Engineering, SVNIT Surat.

Yeterlik Bilgileri Tablosundan İstenenlerin Bilgi Eksikliği Kapsamında Değerlendirilmesi?

Yeterlik Bilgileri Tablosundan İstenenlerin Bilgi Eksikliği Kapsamında Değerlendirilmesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Yeterlik Bilgileri Tablosundan İstenenlerin Bilgi Eksikliği Kapsamında Değerlendirilmesi?

Mehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Yeterlik Bilgileri Tablosundan İstenenlerin Bilgi Eksikliği Kapsamında Değerlendirilmesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; idare tarafından EKAP üzerinden gönderilen 24.06.2025 tarih ve 120 sayılı “Teklife Açıklık Getirilmesi” konulu yazıda “İl Müdürlüğümüz ve bağlı merkezlerimizin 01.07.2025-31.12.2026 tarihleri arası 18 ay süreyle ihtiyacı olan 55’i şoförlü toplam 59 araç kiralama hizmet alım işi için vermiş olduğunuz e-teklifle ilgili olarak İdari şartnamenin 7.5.4. maddesinde sunulması istenen Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında girilen binek sedan aracın araç tip kodu ile tip adı arasında uyumsuzluk tespit edilmiştir. Teklif etmek istediğiniz binek sedan araca ilişkin bilgilere İdari şartnamenin 32.1. maddesi gereği 26.06.2025 tarihine kadar açıklık getirilmesini rica ederim.” ifadelerine yer verildiği, teklifleri ile birlikte beyan edilen teklif edilen araç bilgileri formu tablosunda, sedan araçlar yönünden “tip kodu:1295” olarak beyan edilmesine rağmen marka adı ve tip adının “doblo combi safeline 1.3. m.jet 95 E6D” şeklinde yanlış beyan edildiği ve bahse konu uyuşmazlığa açıklık getirilmesinin talep edildiği, kendileri tarafından yapılan hatanın bahse konu idare yazısı ile farkına varılması sonucu, basiretli tacir sıfatı ile yeterlilik bilgileri tablosunda beyan edilen ve hatalı olan belgeyi, yalan beyanda bulunmamak adına “İl Müdürlüğünüz ve bağlı merkezlerinizin 01.07.2025-31.12.2026 tarihleri arası 18 ay süreyle ihtiyacı olan 55’i şoförlü toplam 59 araç kiralama hizmet alım işi için vermiş olduğumuz e-teklifle ilgili olarak idari şartnamenin 7.5.4. maddesinde sunulması istenen Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında girilen binek sedan aracın araç tip kodu ile tip adı ihale dosyasında belirttiğimiz gibidir.” şeklinde süresi içerisinde (26.06.2025 tarihinde) ikrar ederek aynen kabul ettikleri, akabinde 03.07.2025 tarihinde alınan ihale iptal kararının ise kendilerine 25.07.2025 tarihinde EKAP üzerinden tebliğ edildiği, söz konusu kararda “…İdari şartnamenin 7.5.4. maddesinde sunulması istenen Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında sunulan binek sedan aracın araç tip kodu ile tip adı arasında uyumsuzluk tespit edilmiştir. İdari şartnamenin 32.1. maddesi gereği 26.06.2025 tarihine kadar teklifine açıklık getirmesi istenmiştir. ………….. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında girilen binek sedan aracın, araç tip kodu ile tip adının ihale dosyasında belirtikleri gibi olduğunu 26.06.2025 tarih, 121131446 sayılı cevap yazısında idaremize bildirmişlerdir.

Söz konusu yazıdan ilgili firmanın tekliflerine açıklık getirmediği ve istenilen bilgileri tamamlamadığı anlaşıldığından, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 37. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen “Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir.” hükmü gereği teklifi değerlendirme dışı bırakılmıştır.” ifadelerine yer verildiği, iptal gerekçesi incelendiğinde, kendilerinin süresi içerisinde cevap verdiği ancak; vermiş oldukları cevap ile tekliflerine açıklık getirmedikleri ve istenilen bilgileri tamamlamadıkları gerekçe gösterilmek sureti ile 4734 sayılı Kanun’un 37’nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yer alan “Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir.” hükmü gereğince tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığı ve geçici teminatlarının gelir kaydedileceğine karar verildiği, 31.07.2025 tarihinde EKAP üzerinden kendilerine ulaşan bilgilendirme metni ile “M101012565246736R Referans Nolu” teminatlarının gelir kaydedilmesi yönünde idari işlem başlatıldığının ve ilgili bankaya talimatın gittiğinin tespit edildiği, bahse konu idari işlemin mevzuata açık aykırılık teşkil ettiği ve geçici teminatlarının irat kaydedilmesi işleminin yasal olmadığı, idarece ihalede istenilen sedan cinsi araçlar yönünden “Teklif Edilen Araç Bilgileri”  vermelerinin İdari Şartname düzenlemeleri gereğince sadece tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına yol açıyor olması gerektiği, bahse konu hatanın bilgi eksikliği kapsamına sokulmaya çalışılmasının ve bilgi eksikliğinin giderilmemesinin gerekçe gösterilerek geçici teminatlarının gelir kaydedilmesi işleminin mevzuat hükümlerine açık aykırılık teşkil ettiği, idarenin bahse konu yaptırım ile iyi niyetten uzak olduğunun da düşünüldüğü, idarece yapılan bu idari işlem sonucunun kamu ihalelerine giren her firmanın ihale dokümanına uygun teklif vermemesi halinde cezalandırılacağı sonucunu çıkaracağı, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “güvenilirlik” ilkesi ile de bağdaşmadığı, konu ile alakalı Kurul kararlarında da hata sonucu isteklilerin sadece tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiği, ancak herhangi bir yaptırıma konu edilmediği idare tarafından bahse konu hatanın bilgi eksikliği kapsamında değerlendiriliyor olup kendilerinin cevap yazısında herhangi bir bilgi ve belge sunmadıklarından bahisle teminatlarının gelir kaydedilmesinin mümkün olmayacağı, teklif edilen araç bilgileri formu tablosunda, sedan araçlar yönünden “tip kodu:1295” olarak beyan edilmesine rağmen marka adı ve tip adının “doblo combi safeline 1.3. m.jet 95 E6D” hatalı beyan edilmesinin bilgi eksikliği kapsamında olmadığı gibi tamamlatılması istenilecek bir bilgi eksikliğini de içermediği, kendilerince yapılan bir hatanın 4734 sayılı Kanun’un 37’nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında bilgi eksikliği veya İdari Şartname’nin 32.1’inci maddesi kapsamında tekliflerine açıklık getirilecek bir durum olarak değerlendirilmesinin ve geçici teminatlarının gelir kaydedilmesinin mümkün olmadığı iddialarına yer verilmiştir.

20.08.2025 Tarih  2025/UH.II-1784 Sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

 

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde;

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasında “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.” hükmü,

Aynı Kanun’un “Tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 37’nci maddesinde “İhale komisyonunun talebi üzerine idare tekliflerin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde yararlanmak üzere net olmayan hususlarla ilgili isteklilerden yazılı olarak tekliflerini açıklamalarını isteyebilir. Ancak bu açıklama, hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya ihale dokümanında yer alan şartlara uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacıyla istenilmez ve yapılmaz. Tekliflerin değerlendirilmesinde, öncelikle belgeleri eksik olduğu veya teklif mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun olmadığı 36 ncı maddeye göre ilk oturumda tespit edilen isteklilerin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verilir. Ancak, teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmaması kaydıyla, belgelerde bilgi eksikliği bulunması halinde idarece belirlenen sürede isteklilerden bu eksik bilgilerin tamamlanması yazılı olarak istenir. Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir…” hükmü,

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Başvuruların ve tekliflerin alınması, açılması ve belgelerdeki bilgi eksikliklerinin tamamlatılması” başlıklı 56’ncı maddesinde “…(4) Başvuru veya teklif zarfı içinde sunulması istenilen belgeler ve bu belgelere ilgili mevzuat gereğince eklenmesi zorunlu olan belgelerden herhangi birinin, aday veya isteklilerce sunulmaması halinde, bu eksik belgeler idarelerce tamamlatılamaz. (5) Başvuru ve teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmaması kaydıyla, sunulan belgelerde bilgi eksikliği bulunması halinde idarece belirlenen sürede bu eksik bilgilerin tamamlanması yazılı olarak istenir. Bu çerçevede, tamamlatılması istenen bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgelerin niteliği dikkate alınarak, idare tarafından iki iş gününden az olmamak üzere makul bir tamamlama süresi verilir. Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayanların başvuru veya teklifleri değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir. (6) İdarelerce bilgi eksikliklerinin tamamlatılmasına ilişkin olarak verilen süre içinde aday veya isteklilerce sunulan belgelerin, son başvuru veya ihale tarihinden sonraki bir tarihte düzenlenmesi halinde, bu belgeler, aday veya isteklinin son başvuru veya ihale tarihi itibarıyla ihaleye katılım şartlarını sağladığını göstermesi gereklidir…” hükmü,

Kamu İhale Genel Tebliğinin “İdarelerce belgelerdeki eksik bilgilerin tamamlatılması” başlıklı 16.6’ncı maddesinde “16.6.1 İhale dokümanında başvuru veya teklif zarfı içinde sunulması istenilen belgeler ve bu belgelere ilgili mevzuat gereğince eklenmesi zorunlu olan eklerinden herhangi birinin, aday veya isteklilerce sunulmaması halinde, bu eksik belgeler ve ekleri idarelerce tamamlatılmayacaktır. Ancak, a) Geçici teminat ve teklif mektuplarının Kanunen taşıması zorunlu hususlar hariç olmak üzere, sunulan belgelerde ihale sonucu açısından teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmayan bilgi eksikliklerinin bulunması halinde, bu tür bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgeler, b) Aday ve isteklilerce sunulan ve başka kurum, kuruluş ve kişilerce düzenlenen belgelerde, belgenin taşıması zorunlu asli unsurlar dışında, belgenin içeriğine ilişkin tereddüt yaratacak nitelikte olan ve belgeyi düzenleyen kurum, kuruluş veya kişilerden kaynaklanan bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgeler, İdarelerce tamamlatılacaktır. Bu çerçevede, bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgeler, idarece ilgili kurum veya kuruluştan re’sen istenebilir. Söz konusu belgelerin aday veya istekliler tarafından tamamlatılmasının istenilmesi halinde ise bilgi eksikliklerinin giderilmesine ilişkin belgelerin niteliği dikkate alınarak idarelerce aday veya isteklilere iki iş gününden az olmamak üzere makul bir tamamlama süresi verilecektir. 16.6.2. İdarelerce bilgi eksikliklerinin tamamlatılmasına ilişkin olarak verilen süre içinde aday veya isteklilerce sunulan belgelerin, başvuru veya ihale tarihinden sonraki bir tarihte düzenlenmesi halinde, bu belgeler, aday veya isteklinin başvuru veya ihale tarihi itibarıyla ihaleye katılım şartlarını sağladığını tevsik etmesi halinde kabul edilecektir. 16.6.3. Bilgi eksikliklerinin tamamlatılmasına ilişkin belgelerin yazılı olarak istenilmesi ve aday ve isteklilerce bir dilekçe ekinde sunulması gerekmektedir. İdarece belirlenen sürede eksik bilgileri tamamlamayan aday ve isteklilerin başvuruları veya teklifleri değerlendirme dışı bırakılır ve isteklilerin geçici teminatları gelir kaydedilir. 16.6.4. İlgili mevzuatına göre ihaleye katılma şartı olarak istenmesi gereken belge veya bilgilerin idarece istenmediği ve bu durumun tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında tespit edildiği hallerde, idarelerce bu tür belge veya bilgiler başvuruların ya da tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında aday veya isteklilerden talep edilemeyecek ve tamamlatılamayacaktır.” açıklaması yer almaktadır.

Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas ve Usuller’in “Genel Esaslar” başlıklı 6’ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde “Şoför giderleri hariç yapılan taşıt kiralamalarında aylık kiralama bedeli (katma değer vergisi hariç, her türlü bakım-onarım, sigorta ve benzeri giderler dahil), taşıtın Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği tarafından yayımlanan ve harcama talimatının verildiği ay itibarıyla uygulanacak Motorlu Kara Taşıtları Kasko Değer Listesinde yer alan kasko sigortası değerinin %2’sini aşmayacaktır.” hükmü yer almaktadır.

İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde “İsteklinin teklifi kapsamında sunması ve/veya sağlaması gerektiği bu şartnamenin 7 nci maddesi dışındaki maddeleri ile teknik şartnamede belirtilen aşağıdaki belgeler ve/veya yeterlik kriterleri: İstekliler teklif ettikleri araca ilişkin marka ve model bilgilerini Kasko değer listesine uygun bir şekilde (Marka kodu, tip kodu, marka adı, tip adı ve model yılı belirterek) e-teklifleri kapsamında beyan edeceklerdir. ” düzenlemesi, Anılan Şartname’nin “İsteklilerden tekliflerine açıklık getirmelerinin istenilmesi” başlıklı 32’nci maddesinde “32.1. İhale komisyonunun talebi üzerine İdare, tekliflerin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde yararlanmak üzere açık olmayan hususlarla ilgili isteklilerden açıklama isteyebilir. 32.2. Bu açıklama, hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya ihale dokümanında öngörülen kriterlere uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacıyla istenilemez ve bu sonucu doğuracak şekilde kullanılamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.

24.06.2025 tarihinde açık ihale usulüyle yapılan bahse konu hizmet alımı ihalesine 6 isteklinin katıldığı, idarenin 03.07.2025 tarihli ve “Bütün tekliflerin reddedilmesi sebebiyle ihalenin iptali” kararında, ………… Danışmanlık İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti., ………… Grup Sosyal Hizmetler Gıda Temizlik ve İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti., ………..Temizlik Turizm Taş. İnşaat Pet. Ürünleri ve Hizmet Taahhüt Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti. ve ……….. Yönetimi Turizm Temizlik İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin tekliflerinin, anılan isteklilerin EKAP üzerinde e-gtm ve idarenin muhasebe sisteminde (MOSİP) geçici teminat bilgilerine ulaşılamadığından, ayrıca teklif ettikleri araçlara ilişkin marka ve model bilgilerini kasko değer listesine uygun bir şekilde (marka kodu, tip kodu, marka adı, tip adı ve model yılı belirterek) e-teklifleri kapsamında beyan etmediklerinden geçersiz teklif olarak belirlendiği, ………. Filo Teknoloji Bilişim Reklam Danışmanlık İnşaat Ticaret A.Ş.nin teklifinin, teklif bedeli yaklaşık maliyetin üzerinde olması nedeniyle reddedildiği, başvuru sahibi ……….. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin de, teklifinde İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde sunulması istenen “Teklif Edilen Araç Bilgileri Tablosu”nun birinci satırında sunulan binek sedan aracın araç tip kodu ile tip adı arasında uyumsuzluk tespit edildiği, İdari Şartname’nin 32.1’inci maddesi gereğince 26.06.2025 tarihine kadar teklifine açıklık getirmesinin istendiği, ……………Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından “Teklif Edilen Araç Bilgileri Tablosu”nun birinci satırında girilen binek sedan aracın, araç tip kodu ile tip adının ihale dosyasında belirtikleri gibi olduğunun 26.06.2025 tarihli ve 121131446 sayılı cevap yazısında idareye bildirildiği, söz konusu yazıdan ilgili firmanın tekliflerine açıklık getirmediğinin ve istenilen bilgileri tamamlamadığının belirtildiği, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 37’nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen “Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir.” hükmü gereği teklifinin değerlendirme dışı bırakıldığının ifade edildiği, geçerli başka teklif kalmaması nedeniyle idarece ihalenin iptal edildiği anlaşılmaktadır. İdare tarafından başvuru sahibi ………… Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından yapılan şikâyet başvurusuna verilen cevapta, “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nca tekliflerin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesi sırasında ihtiyaç duyulduğu taktirde, tekliflerde net olmayan hususlarla ilgili olarak teklif sahiplerinden açıklama istenmesi imkânının getirildiği, gerek uluslararası mevzuata uyum sağlamak, gerekse açıklama yapılması ile netlik kazanacak teklifleri hemen reddetmek yerine değerlendirebilmeye imkân tanımak amacıyla bu düzenleme yapılmış olmakla birlikte, bu açıklamaların hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacıyla yapılamayacağının da hükme bağlandığı, Kamu İhale Kanunu’nun “Tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 37’nci maddesinde yer alan “İhale komisyonunun talebi üzerine idare tekliflerin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde yararlanmak üzere net olmayan hususlarla ilgili isteklilerden yazılı olarak tekliflerini açıklamalarını isteyebilir. Ancak bu açıklama, hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya ihale dokümanında yer alan şartlara uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacıyla istenilmez ve yapılmaz. Tekliflerin değerlendirilmesinde, öncelikle belgeleri eksik olduğu veya teklif mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun olmadığı 36 ncı maddeye göre ilk oturumda tespit edilen isteklilerin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verilir. Ancak, teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmaması kaydıyla, belgelerde bilgi eksikliği bulunması halinde idarece belirlenen sürede isteklilerden bu eksik bilgilerin tamamlanması yazılı olarak istenir. Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir.” hükmü gereğince mevzuata ve hukuka aykırılığın tespit edilememesi nedeniyle şikâyet başvurusunun reddine karar verildiği görülmektedir.

İdarenin 24.06.2025 tarihinde EKAP üzerinden başvuru sahibi ………. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.ye gönderdiği “Teklife Açıklık Getirilmesini İsteme” konulu yazısında “İl Müdürlüğümüz ve bağlı merkezlerimizin 01.07.2025-31.12.2026 tarihleri arası 18 ay süreyle ihtiyacı olan 55’i şoförlü toplam 59 araç kiralama hizmet alım işi için vermiş olduğunuz e-teklifle ilgili olarak İdari şartnamenin 7.5.4. maddesinde sunulması istenen Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında girilen binek sedan aracın araç tip kodu ile tip adı arasında uyumsuzluk tespit edilmiştir.

Teklif etmek istediğiniz binek sedan araca ilişkin bilgilere İdari şartnamenin 32.1. maddesi gereği 26.06.2025 tarihine kadar açıklık getirilmesini rica ederim.” ifadelerine yer verildiği görülmektedir. Başvuru sahibi ………. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin idarenin 24.06.2025 tarihinde EKAP üzerinden gönderdiği “Teklife Açıklık Getirilmesini İsteme” konulu yazısına cevabında “İl Müdürlüğünüz ve bağlı merkezlerinizin 01.07.2025-31.12.2026 tarihleri arası 18 ay süreyle ihtiyacı olan 55’i şoförlü toplam 59 araç kiralama hizmet alım işi için vermiş olduğumuz e-teklifle ilgili olarak idari şartnamenin 7.5.4. maddesinde sunulması istenen Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında girilen binek sedan aracın araç tip kodu ile tip adı ihale dosyasında belirttiğimiz gibidir.” ifadelerine yer verildiği görülmektedir.

İdarenin başvuru sahibinin geçici teminatının gelir kaydedilmesi gerektiğine ilişkin 30.07.2025 tarihli ve 123241508 sayılı yazısında “İl Müdürlüğümüz ve bağlı merkezlerimizin 01.07.2025-31.12.2026 tarihleri arası 18 ay süreyle ihtiyacı olan 55’i şoförlü toplam 59 araç kiralama hizmet alım işi ihalesi 2025/449198 ihale kayıt numarası 24.06.2025 tarihinde yapılmışta. İhaleye teklif veren ……….. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin idari şartnamenin 7.5.4. maddesinde sunulması istenen Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında sunulan binek sedan aracın araç tip kodu ile tip adı arasında uyumsuzluk tespit edilmiş, idari şartnamenin 32.1. maddesi gereği 26.06.2025 tarihine kadar teklifine açıklık getirmesi istenmiştir. Adı geçen istekli, Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında girilen binek sedan aracın, araç tip kodu ile tip adının ihale dosyasında belirtikleri gibi olduğunu 26.06.2025 tarih, 121131446 sayılı cevap yazısında idaremize bildirmiştir. Söz konusu yazıdan ilgili firmanın tekliflerine açıklık getirmediği ve istenilen bilgileri tamamlamadığı anlaşıldığından, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 37. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen “Belirlenen sinede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir.” hükmü gereği ilgili firmanın teklif etmiş olduğu 70.935.970,50 TL’nin %3’ü olan 2.128.079,12 TL’nin gelir kaydedilmesi hususunu olurlarınıza arz ederim.” ifadelerine yer verildiği görülmektedir.

İdarenin 03.07.2025 tarihli ve “Bütün tekliflerin reddedilmesi sebebiyle ihalenin iptali” kararında, başvuru sahibi ………. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında “…İdari şartnamenin 7.5.4. maddesinde sunulması istenen Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında sunulan binek sedan aracın araç tip kodu ile tip adı arasında uyumsuzluk tespit edilmiştir. İdari şartnamenin 32.1. maddesi gereği 26.06.2025 tarihine kadar teklifine açıklık getirmesi istenmiştir. ……….. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin Teklif Edilen Araç Bilgileri tablosunun birinci satırında girilen binek sedan aracın, araç tip kodu ile tip adının ihale dosyasında belirtikleri gibi olduğunu 26.06.2025 tarih, 121131446 sayılı cevap yazısında idaremize bildirmişlerdir. Söz konusu yazıdan ilgili firmanın tekliflerine açıklık getirmediği ve istenilen bilgileri tamamlamadığı anlaşıldığından, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 37. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen “Belirlenen sürede bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır ve geçici teminatları gelir kaydedilir.” hükmü gereği teklifi değerlendirme dışı bırakılmıştır.” ifadelerine yer verildiği görülmektedir.

Başvuru sahibi ………. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesi gereği “Teklif Edilen Araç Bilgileri Formu”nun sunulduğu, anılan Şartname maddesinde “İstekliler teklif ettikleri araca ilişkin marka ve model bilgilerini Kasko değer listesine uygun bir şekilde (Marka kodu, tip kodu, marka adı, tip adı ve model yılı belirterek) e-teklifleri kapsamında beyan edeceklerdir.” düzenlemesine yer verildiği, yapılan incelemede, İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde sunulması istenen “Teklif Edilen Araç Bilgileri” tablosunun birinci satırında sunulan binek sedan otomatik aracın araç tip kodu ile tip adı arasında uyumsuzluk bulunduğu, Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği tarafından yayımlanan motorlu kara taşıtlar kasko değer listesinde, söz konusu araç için “marka kodu”, “tip kodu” ve “marka adı” sırasıyla “100”, “1295” ve “TOFAS-FIAT” iken aracın “Tip Adı”nın “EGEA SEDAN EASY 1.6 M.JET 120 DCT E6D” olduğu, ancak başvuru sahibi ……….. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesi gereği sunulan “Teklif Edilen Araç Bilgileri Formu”nun birinci satırında, binek sedan otomatik araç için “marka kodu”, “tip kodu” ve “marka adı” sırasıyla “100”, “1295” ve “TOFAS-FIAT” iken aracın “Tip Adı”nın “DOBLO COMBI SAFELINE 1.3. M.JET 95 E6D” olarak düzenlendiği görülmektedir.

Yapılan değerlendirmede, yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilen hususların idarece ihaleden sonra bilgi eksikliği kapsamında değiştirilmesinin mümkün olmadığı, isteklilerin tekliflerinin yeterlik bilgileri tablosunun “Diğer Belgeler” bölümünün “Teklif Edilen Araç Bilgileri” satırında beyan ettikleri “Teklif Edilen Araç Bilgileri Formu”ndaki bilgiler üzerinden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmış olup, bu çerçevede başvuru sahibi ………. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından sunulan yeterlik bilgileri tablosunda yer alan “Teklif Edilen Araç Bilgileri Formu”nun uygun olmadığı görüldüğünden anılan isteklinin teklifinin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği, İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde sunulması istenen “Teklif Edilen Araç Bilgileri” tablosunun birinci satırında sunulan binek sedan otomatik aracın “marka kodu”, “tip kodu” ve “marka adı” ile “tip adı” arasında uyumsuzluk bulunması nedeniyle, idarece 24.06.2025 tarihinde EKAP üzerinden başvuru sahibi ……. Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.ye gönderilen “Teklife Açıklık Getirilmesini İsteme” konulu yazı ile anılan istekliden teklifine açıklık getirilmesinin istenmesinin uygun olmadığı anlaşılmış olup, söz konusu hususun yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri dikkate alındığında bilgi eksikliği kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, anılan istekli tarafından idarenin söz konusu yazısına, yukarıda yer alan yazı ile cevap da verildiği görülmektedir.

Bu sebeple, başvuru sahibi ……….Turizm Taşımacılık İnşaat Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin teklifinin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği ancak belirlenen sürede istenilen bilgi eksikliğinin tamamlanmaması gerekçe gösterilerek geçici teminatının gelir kaydedilmesi yönünde idarece alınan kararın yerinde olmadığı değerlendirilmekte olup, başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Yeterlik Bilgileri Tablosundan İstenenlerin Bilgi Eksikliği Kapsamında Değerlendirilmesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Satınalmada Dijital Duygusal Zeka

Satınalmada Dijital Duygusal Zeka Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satınalmada Dijital Duygusal Zeka

M.Efsun Yüksel Tunç
Eğitmen ve Yönetim Danışmanı
Yaşam ve Yönetici Koçu

Satınalmada Dijital Duygusal Zeka Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSatınalma dünyası, yalnızca maliyet avantajı sağlamak ve sözleşme şartlarını yönetmekten ibaret değil. Bugün dijitalleşmenin etkisiyle tedarik zincirleri, veri tabanlı algoritmalar ve çevrim içi müzakere platformları üzerinden yürütülüyor. Ancak bu tablo çok boyutlu bir tablo. Karşı tarafın duygularını sezme, güveni sanal ortamda inşa etme ve uzun vadeli iş birlikleri kurma becerisi, geleceğin satınalma profesyonelleri için kritik hale geliyor. İşte bu noktada “dijital duygusal zekâ” kavramı öne çıkıyor.

Yüz yüze görüşmelerde beden dili, göz teması ve ses tonu güven duygusunu pekiştirir. Oysa Gartner’ın 2023 tarihli araştırmasına göre, küresel ölçekte satınalma görüşmelerinin %70’i artık dijital platformlarda gerçekleşiyor. Ekran aracılığıyla yapılan bu iletişimlerde duygu ve niyetleri sezmek çok daha zor.

Burada devreye dijital empati giriyor. Örneğin, bir tedarikçi e-posta zincirlerinde sürekli “aciliyet” vurgusu yapıyorsa, bu yalnızca iş temposunu değil, aynı zamanda baskı altında olduklarını da gösterebilir. Bunu doğru okumak, süreci sert bir fiyat pazarlığına çevirmek yerine karşı tarafın güvenini kazanacak bir çözüm önermek anlamına gelir. Harvard Business Review’un 2021’de yayımladığı bir makalede de belirtildiği gibi, empatiyle kurulan sanal iletişimler, tedarikçi sadakatini %35 oranında artırıyor.

Güven, satınalmanın en değerli para birimidir. McKinsey’nin 2022 raporuna göre, dijital ortamda güven inşa edebilen firmalar, kriz dönemlerinde tedarikçilerinden %25 daha hızlı destek alabiliyor. Peki dijital pazarlıklarda güven nasıl yaratılır?

  • Şeffaflık: Fiyatlandırma beklentilerini, teslim sürelerini ve kalite standartlarını net biçimde ifade etmek.
  • Tutarlılık: Söz verilen tarihlerde yanıt vermek, verilen bilgilerin sürekli aynı çizgide olmasını sağlamak.
  • Samimiyet: Robotik bir dil yerine, doğal, insani bir ton yakalamak.

Daniel Goleman duygusal zekâyı, “kendi duygularımızı ve başkalarının duygularını anlamak, yönetmek ve ilişkilerimizi daha etkili hale getirmek” olarak tanımlar. Dijitalleşme bu tanıma yeni bir katman ekliyor: “Sanallıkta da duygusal zekâyı sürdürebilmek.”

Dijital duygusal zekâya sahip bir satınalma profesyoneli:

  • Video konferanslarda mikro mimikleri okuyabilir.
  • Mesajlarda duygusal ipuçlarını yakalayabilir.
  • Kültürler arası farklılıkları dijital iletişimde doğru yorumlayabilir.
  • Fiyat yerine “ilişki değeri” üzerinden de pazarlık yapabilir.

PwC’nin 2025 İş Gücü Raporu, duygusal zekâyı “geleceğin en kritik üç iş yetkinliğinden biri” olarak tanımlıyor. Özellikle satınalma gibi stratejik bir fonksiyonda bu yetkinlik, yalnızca bugünü değil, yarının iş ortaklıklarını da şekillendiriyor.

Dijitalleşme satınalmada hız, şeffaflık ve ölçülebilirlik sağlarken, tek başına yeterli olmuyor. Deloitte’un 2023 raporuna göre, yalnızca veri odaklı ilerleyen satınalma ekipleri, uzun vadeli tedarikçi ilişkilerinde %40’a varan kopuşlar yaşıyor. Oysa veri ile duygusal zekâyı harmanlayan ekipler hem maliyet avantajı hem de sürdürülebilir iş birlikleri kurabiliyor.

Bir başka ifadeyle, algoritmalar bize doğru fiyatı gösterebilir; fakat o fiyatın arkasındaki insanla güvene dayalı ilişkiyi kurmak, tamamen bizim dijital duygusal zekâmıza bağlıdır.

Geleceğin satınalma profesyonelleri hem iyi müzakereciler hem de “dijital empati liderleri” olacak. Verileri okurken insanı gören, ekranın arkasındaki duyguyu sezebilen ve güveni sanal ortamda da inşa edebilenler, sektörde fark yaratacak. Dijital duygusal zekâ, satınalmada bir tercih değil; geleceğe hazırlığın zorunlu bir bileşeni olacak.

Satınalmada Dijital Duygusal Zeka Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemM. Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

Instagram @indusefsun

Dijital Sürdürülebilirlik: Karbon Ayak İzinden Veri Ayak İzine – Şirketler Nasıl Yeşil Dijitale Geçer?

Dijital Sürdürülebilirlik Karbon Ayak İzinden Veri Ayak İzine şirketler Nasıl Yeşil Dijitale Geçer Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Dijital Sürdürülebilirlik: Karbon Ayak İzinden Veri Ayak İzine – Şirketler Nasıl Yeşil Dijitale Geçer?

Olgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Eğitimci, Konuşmacı

Dijital Sürdürülebilirlik Karbon Ayak İzinden Veri Ayak İzine şirketler Nasıl Yeşil Dijitale Geçer Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemHer saniye yaklaşık 7 milyon e-posta gönderiliyor, 250 bin fotoğraf bulut depolamaya yükleniyor, 1.000’den fazla yapay zekâ modeli işlem yapıyor. Bu görünmez dijital evrende enerji harcanıyor, su tüketiliyor, cihazlar ısınıyor, soğutuluyor, yenileri üretiliyor, eskileri atık haline geliyor. Kısacası; dijital dünya da fiziksel dünya kadar karbon üretiyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), veri merkezlerinin küresel elektrik tüketiminin 2024’te 460 terawatt-saat’e ulaştığını; bunun Fransa’nın yıllık tüketimine eşdeğer olduğunu bildiriyor. 2030’a gelindiğinde bu miktarın ikiye katlanması bekleniyor. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) ise yapay zekâ temelli uygulamaların tek başına veri merkezi yükünü %30 artırabileceğini öngörüyor. Bu artış, sadece sunucuların değil, veri taşıyan ağların, depolama birimlerinin ve yazılım süreçlerinin de enerji iştahını büyütüyor.

Dijitalleşme, sanayinin, hizmetlerin ve iletişimin itici gücü. Ancak artık dijitalleşme stratejileri yalnızca “verimlilik” ya da “hız” ölçütleriyle değil, sürdürülebilirlik ekseninde de değerlendirilmeli. Çünkü her bir satır kod, her bir sorgu, her bir video toplantısı bile, zincirleme biçimde karbon ayak izine dönüşüyor.

Bu yüzden iş dünyasının önündeki yeni sorumluluk alanı “dijital sürdürülebilirlik”tir. Yani dijital teknolojilerin çevresel etkilerini yönetmek, veri ayak izini küçültmek, dijital kaynak kullanımını optimize etmek ve tüm bunları kurumsal stratejinin içine entegre etmek.

Artık mesele yalnızca daha fazla dijital olmak değil; daha yeşil dijital olabilmektir.

Dijital Sürdürülebilirlik Nedir?

Dijital sürdürülebilirlik; şirketlerin dijital teknolojileri kullanırken yarattıkları enerji, karbon ve atık etkilerini azaltmak üzere planlama, tasarım ve operasyon süreçlerine entegre ettikleri politikalar bütünüdür. Bir veri merkezinin enerji kaynağından, yazılımın nasıl kodlandığına kadar uzanan geniş bir çerçeveyi kapsar. Temelde üç bileşeni vardır:

  1. Donanım tarafı: Sunucular, cihazlar, ağ altyapısı ve bunların enerji-su tüketimi.
  2. Yazılım tarafı: Kod optimizasyonu, algoritma verimliliği, işlem yükü planlaması.
  3. Süreç ve tedarik tarafı: Donanımın üretiminden geri dönüşümüne, veri yaşam döngüsünden bulut sağlayıcı seçimine kadar tüm zincir.

Dijital sürdürülebilirlik, hem çevresel hem de finansal bir disiplindir. Çünkü gereksiz veri, gereksiz enerji ve sonunda gereksiz maliyet demektir.

Bir şirketin dijital sürdürülebilirlikte ilerleme kaydetmesi için önce “ölçüm altyapısını” kurması gerekir. Yönetilemeyen hiçbir şey sürdürülemez. Bu konuda en temel göstergeler ise şunlar:

  • Enerji tüketimi (kWh)
  • Veri merkezi verimliliği (PUE oranı)
  • İşlem başına enerji (joule/op)
  • Depolama başına karbon emisyonu (g CO₂/TB-yr)
  • Bulut iş yükü başına karbon ayak izi

Bunlar, hem BT hem sürdürülebilirlik birimleri için ortak bir dil yaratır.

Green Software Foundation’ın geliştirdiği açık araçlar sayesinde artık yazılım seviyesinde bile enerji ölçümü yapmak mümkün. Bulut sağlayıcıları (örneğin Microsoft, Google Cloud, AWS), müşterilerine iş yükü bazında karbon raporları sunuyor. Bu verilerin Scope 3 (dolaylı emisyonlar) hesaplamalarına dahil edilmesi, ESG raporlarının yeni gerekliliği haline geliyor. Çünkü dijital operasyonların çoğu, şirketlerin doğrudan kontrol etmediği tedarikçi altyapılarında gerçekleşiyor. Kısacası: enerji ve karbon ölçümünü finansal KPI’lar kadar ciddiye almayan hiçbir dijital strateji artık inandırıcı değil.

Veri Merkezleri ve Bulut: Görünmeyen Dev Enerji Santralleri

Dijital dünyanın kalbi veri merkezlerinde atıyor. Ancak bu kalp, büyük bir enerjiyle çalışıyor. IEA verilerine göre, dünya genelinde veri merkezleri 2024’te küresel elektriğin yaklaşık %2’sini tüketiyor. ABD, İrlanda ve Hollanda gibi ülkelerde bu oran %10’lara yaklaştı. Üstelik yapay zekâ ve blok zinciri uygulamaları, işlem başına enerji tüketimini katlayarak artırıyor.

“Data Center Alley” olarak bilinen Virginia bölgesi, tek başına 1000’den fazla veri merkezine ev sahipliği yapıyor ve yıllık enerji tüketimi bazı eyaletlerin toplamını aşmış durumda. Su kullanımı da ayrı bir kriz: 2023 yazında ABD’nin batısında yaşanan kuraklıkta, veri merkezlerinin soğutma için kullandığı su miktarı kamuoyunda ciddi tepki topladı. Şirketler, artık sadece “bulut sağlayıcısı seçimi” değil, “bulutun karbon profili” üzerinden de karar vermek zorunda. Hatta karar kriterleri şunlar olmalı diye düşünüyorum:

  • Yenilenebilir enerji kullanımı
  • Veri merkezinin coğrafi konumu (iklim & enerji kaynağı)
  • Yük dengeleme politikaları
  • Enerji verimlilik sertifikaları

Kimi bulut sağlayıcılar “carbon-aware scheduling” adını verdikleri sistemlerle iş yüklerini, yenilenebilir enerji arzının yüksek olduğu saatlere kaydırıyor. Bu tür stratejiler, yazılım performansını etkilemeden karbonu %20-30 azaltabiliyor. Açıkçası bu her bir şirket ve kurum için kaçınılmaz stratejiler haline geliyor.

Green Software: Kodun Karbonu

Bugün yazılım geliştirme süreçlerinde enerji konusu neredeyse hiç konuşulmuyor. Ancak Green Software Foundation’ın 2024 raporuna göre, yazılım kaynaklı enerji tüketimi her yıl %9 oranında artıyor. Kodu daha “yeşil” yazmak, yalnızca hızla değil; enerjiyle de ilgili ve açıkçası bu konuda yazılımcıların ve onların üzerindeki mimariyi kurgulayanların farklı bir bakış açısına kavuşması gerekiyor.

  • Daha verimli algoritma seçimi
  • Bellek yönetimi
  • Gereksiz API çağrılarının azaltılması
  • Dosya boyutlarının optimize edilmesi
  • Kullanıcı arayüzlerinde düşük enerji profili

Bu küçük değişiklikler, bir yazılımın enerji tüketimini %15-40 arasında azaltabiliyor. Örneğin Spotify, 2023 yılında arama algoritmasını optimize ederek aynı kullanıcı sayısında yıllık enerji tüketimini %25 düşürdü. Tekrarlıyorum; “Green software” felsefesi, artık yalnızca kod yazanların değil, tüm dijital ürün yöneticilerinin gündemi olmalı. Çünkü yazılımın karbonu, hem bulut maliyetini hem de itibar riskini doğrudan etkiliyor.

Tedarik Zinciri ve Donanım Yaşam Döngüsü: Circular IT

Bir dizüstü bilgisayarın üretiminde yaklaşık 330 kilogram karbondioksit açığa çıkar. Bu miktar, cihazın kullanım süresince harcadığı enerjinin toplamından daha fazladır. Yani dijital sürdürülebilirliğin en kritik noktalarından biri, donanım üretimi ve yaşam döngüsüdür.

Avrupa Birliği bu konuda “Digital Product Passport” uygulamasını başlatıyor. Her cihaz, üretiminden geri dönüşümüne kadar şeffaf bir kimlik taşıyacak. Hangi materyal kullanıldı, hangi koşullarda üretildi, ne kadar enerji harcandı, geri dönüşüm oranı nedir — hepsi izlenebilir olacak. Şirketlerin de kendi satın alma politikalarında da bu yaklaşımı benimsemeleri gerekiyor:

  • Cihaz seçiminde enerji sınıfı ve sertifikasyon kriteri
  • “Take-back” (geri alma) programlarına katılım
  • Refurbished (yenilenmiş) donanım kullanımı
  • Donanım başına karbon raporlaması

Bu sadece çevresel değil, ekonomik bir fırsattır. Çünkü “refurbished” donanımların toplam sahip olma maliyeti genellikle %40 daha düşüktür.

Dijital sürdürülebilirlik teknik bir konu gibi görünse de aslında bir yönetim meselesidir.

CIO, CTO ve CSO’lar arasındaki sınırlar giderek bulanıklaşıyor. Birçok küresel şirket artık “Digital Sustainability Officer” pozisyonu ihdas etti. Görevi, IT birimleriyle sürdürülebilirlik ekipleri arasında köprü kurmak, metrikleri entegre etmek, stratejiyi izlemek. Yönetim kurulları ise dijital ayak izini, finansal risklerle birlikte değerlendirmeye başladı. Çünkü karbon vergileri, enerji maliyetleri ve regülasyon cezaları, artık bilançoya doğrudan yansıyan kalemler. Türkiye’de bu dönüşümün ilk adımları atılıyor. Ancak şirketlerin çoğu hâlâ dijital dönüşüm ekipleriyle sürdürülebilirlik ofislerini ayrı kulvarlarda çalıştırıyor. Oysa bu iki alanın kesişim kümesi büyüyor. Kısa vadede çözüm; ortak hedef KPI’ları belirlemek ve yıllık performans sistemine dahil etmektir. Böylece IT’nin başarısı sadece sistem sürekliliğiyle değil, karbon azaltımıyla da ölçülür.

Dijital sürdürülebilirlik yatırımları artık yalnızca çevre için değil, finansal direnç için de yapılmak zorunda. Enerji fiyatlarının oynaklığı, veri depolama maliyetlerindeki artış ve karbon regülasyonları şirketleri proaktif olmaya zorluyor.

AB’nin yeni raporlama standardı ESRS (European Sustainability Reporting Standards), dijital altyapıların enerji ve karbon verilerini zorunlu kılıyor. Bu durum, Türkiye’de faaliyet gösteren çok uluslu şirketleri de dolaylı olarak kapsıyor.

Finansal kurumlar da “yeşil dijital” yatırımları kredi değerlendirmelerinde pozitif kriter olarak görmeye başladı. Örneğin BNP Paribas ve HSBC, bulut altyapısını yenilenebilir enerjiyle destekleyen şirketlere özel faiz indirimi sağlıyor. Bu tablo, dijital sürdürülebilirliği bir maliyet kaleminden çıkarıp yatırım fırsatına dönüştürüyor.

Ölçüm, Raporlama ve İletişim: Şeffaflığın Gücü

Sürdürülebilirlikte güven, veriye dayanır. Bu nedenle dijital ayak izi raporlaması, hem iç yönetim hem paydaş iletişimi açısından stratejik öneme sahiptir. ESG raporlarında artık dijital metrikler ayrı başlık haline geliyor: veri merkezi enerji tüketimi, bulut emisyonu, yazılım verimliliği, donanım geri dönüşüm oranı… Şeffaf paylaşım, sadece yatırımcıya değil, müşteriye de değer yaratıyor. Çünkü sürdürülebilir bir dijital deneyim, markaya duyulan güveni artırıyor.

Bazı teknoloji şirketleri ürün sayfalarına “carbon label” eklemeye başladı. Kullanıcı artık bir dosya paylaşımının ya da işlem süresinin ne kadar karbon ürettiğini görebiliyor. Bu, dijital dünyanın etikleşme adımıdır. Peki uygulama yol haritası nasıl görünüyor. Gelin size mini bir yön çizeyim:

0–3 ay:

  • Dijital ayak izi envanteri çıkarın (veri merkezi, cihaz, yazılım).
  • KPI tanımlarını oluşturun.
  • Üst düzey sponsor belirleyin (örneğin CIO + CSO ortak liderliği).

3–6 ay:

  • Green Software pilotu başlatın.
  • Bulut sağlayıcınızdan karbon verilerini talep edin.
  • Tedarik zincirinizde dijital sürdürülebilirlik kriterlerini devreye alın.

6–12 ay:

  • Yenilenebilir enerji satın alma (PPA) görüşmeleri yapın.
  • Donanım geri dönüşüm veya yenileme programı başlatın.
  • Çalışanlara farkındalık eğitimi verin.

12–24 ay:

  • Üçüncü taraf doğrulama ve denetim alın.
  • Dijital sürdürülebilirlik KPI’larını ESG raporuna entegre edin.
  • Ürün veya hizmet bazlı “dijital karbon etiketi” yayınlayın.

Bu yol haritası, her ölçekten şirket için uygulanabilir. Önemli olan, “büyük bir proje” değil, ölçülebilir küçük kazanımlarla başlamak. Cesaretinizi bu konuda artırmak için size başaranlardan bir iki örnek vereyim.

Microsoft – Carbon-Aware Computing:
Sunucu yüklerini, güneş ve rüzgâr enerjisinin yüksek olduğu saatlere kaydıran algoritmalar geliştirdi. Bu sayede veri merkezi karbon emisyonunu %18 azalttı.

Spotify – Kod Optimizasyonu:
Arama algoritmasını yeniden tasarlayarak enerji tüketimini %25 düşürdü. Kullanıcı deneyimi değişmedi, enerji maliyeti azaldı.

AB Dijital Ürün Pasaportu:
2025 itibarıyla her elektronik cihazın dijital kimliği olacak. Bu, tedarik zincirinde tam şeffaflık ve geri dönüşüm izlenebilirliği sağlayacak.

Bu örnekler gösteriyor ki dijital sürdürülebilirlik, yalnızca teknoloji devlerinin değil, her ölçekten şirketin erişebileceği bir dönüşümdür.

Dijitalleşme, bugünün iş dünyasının motoru; ama aynı zamanda dünyanın yeni karbon kaynağı. Bu ikilem, bizi yeniden düşünmeye zorluyor: Daha fazla veri mi, yoksa daha değerli veri mi? Daha güçlü yazılım mı, yoksa daha verimli yazılım mı?

Şirketlerin geleceği bu sorulara verdikleri cevaplarda şekillenecek.

Dijital sürdürülebilirlik, hem çevresel farkındalığın hem de teknolojik zekânın kesişim noktasında doğan bir yönetim disiplinidir. Bugün bu konuda adım atan şirketler, yarının dijital regülasyonlarına değil, yarının müşterisine hazırlanıyorlar.

Benim için dijital sürdürülebilirlik, yalnızca enerji tasarrufu değil; bilinçli teknoloji kullanımı anlamına geliyor. İnsanlığın geleceği, algoritmaların değil, niyetlerin yönettiği bir dijital dünyada yatıyor. Bu düşünce çizgisini, uzun süre üzerinde çalıştığım kitabımda da derinlemesine ele almıştım. “Bitersem Bitersin” kitabımın odağı, “dünyanın sürdürülebilirliği için bireysel ve kurumsal dijital dönüşümün içsel dinamikleri”. Çünkü dönüşüm, önce farkındalıkla; sonra sorumlulukla başlar.

Ve unutmayın:
Teknoloji akıllıdır, ama onu akıllıca kullanmak bize düşer.

Dijital Sürdürülebilirlik Karbon Ayak İzinden Veri Ayak İzine şirketler Nasıl Yeşil Dijitale Geçer Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemOlgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Eğitimci, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

İşçinin İşyeri Kıyafetini Giymemekte Israr Etmesi Haklı Fesih Nedeni midir?

İşçinin İşyeri Kıyafetini Giymemekte Israr Etmesi Haklı Fesih Nedeni Midir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşçinin İşyeri Kıyafetini Giymemekte Israr Etmesi Haklı Fesih Nedeni midir?

Lütfi İNCİROĞLU

İşçinin İşyeri Kıyafetini Giymemekte Israr Etmesi Haklı Fesih Nedeni Midir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemUygulamada işverenler yönetim hakkı kapsamında işyerinde düzeni sağlamak amacıyla -iş sağlığı ve güvenli kapsamında giyilmesi zorunlu olan kişisel koruyucu kıyafetlerin dışında- tek tip kıyafetlerin giyilmesini zorunlu tutmakta ve bu konuda ya kıyafet prosedürü yayınlamakta ya da işyeri iç yönetmeliklerine yahut disiplin yönetmeliklerine kılık kıyafet kurallarına dair hükümler yerleştirilebilmektedir. Bu uygulama genel olarak işyerinin prestiji ve düzeni ile işyerinin temsil ettiği markanın korunması adına yapılmaktadırlar.

İşçinin, işyerindeki disiplin kurallarına ve işverenin talimatlarına uyma borcu bulunmaktadır. İşveren, yönetim hakkına dayanarak iş görme ediminin, nerede, nasıl ve ne zaman yapılacağını düzenleme hakkına sahiptir. Bu kapsamda işçilerin işverence verilen görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesinin de belirli sonuçları olacaktır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendinde, işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunda işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hükme bağlanmıştır.

Yargıtay’ın konuyla ilgili kararına göre, “iş görme edimi, işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun ola­rak yerine getirilmelidir. Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardında sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama ey­lemi hatırlatmanın ardından da devamlılık arz etmelidir. İşyeri tutanakları ve taraf tanıklarının beyanları birlikte gözetildiğinde, işverence giyilmesi zorunlu tutulan işyeri kıyafetlerini giymeme konusunda davacının ısrar ettiği sabittir. İşveren açısından da bu durumun iş düzenini bozucu etkisi bulunduğu kuşkusuzdur. Davacının giymek zorunda olduğu işyeri kıyafetlerini hatırlatıldığı halde giymemekte ısrar ettiği, bir başka anlatımla davacının iş görme edimi işverenin verdiği talimatlara uygun olarak devamlılık arz edecek şekilde yerine getirmemekte ısrar ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda işveren tarafından yapılan feshin haklı olduğu kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekmektedir”[1].

Ancak hemen ifade etmemiz gerekirse, devamlılık gösteren görevi yapmama haklı neden kabul edilmeli, diğer taraftan devamlılık göstermeyen görevi yapmama eylemi, işyerinde olumsuzluklara yol açıyor ise, iş sözleşmesinin feshi geçerli neden sayılmalıdır. Nitekim Yargıtay, işçinin iş kıyafetini giymemesini ve bu konudaki hatırlatmalara rağmen giymemekte ısrar etmesini, görevini yerine getirmemek olarak değil, işyerinde olumsuzluklara yol açan davranış olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle işçinin işyeri uygulaması haline gelen kıyafeti giyme zorunluluğuna uymamasının, haklı fesih ağırlığında olmayacağını ancak kıdem tazminatı ödenerek işten çıkarılmasına imkan veren geçerli neden teşkil edeceğini hükme bağlamıştır[2].

Dolayısıyla burada işverence verilen işyeri kıyafetlerinin giyilmemesi eyleminin devamlılık arz edip etmediği önem taşımaktadır. Başka bir deyişle işverenin birden fazla yazılı uyarılara rağmen işçinin ısrarla verilen kıyafetleri giymemekte ısrar etmesi haklı fesih nedeni ağırlığında kabul edilmeli, devamlılık göstermeyen görevi yapmama, işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise, o zaman iş sözleşmesinin feshi geçerli neden sayılmalıdır.

Bu konuda işverenlerce işçinin kılık kıyafet kurallarına aykırı davranışları nedeniyle haklı fesih yapabilmeleri için öncelikle işçinin savunması alınmalı, gerekli görülmesi durumunda uyarı verilmeli ve uyarı verilen bu davranışının tekrar etmesi durumunda, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi düşünülmelidir. Aksi halde tek bir aykırı davranış üzerine iş sözleşmesinin feshedilmesi feshe yeterli ve geçerli bir sebep oluşturmayacaktır.

Ayrıca, sosyal bir ortam olan işyerlerindeki, iş sağlığı ve güvenliğinin zorunlu gerekleri dışında, işyerindeki kılık kıyafeti, çalışanların görünüş şekillerini, giyim kuşamlarını düzenleyici nitelikte kurallar koyma ve bu kuralları denetleme yetkisinin, işverenin “yönetim hakkı” kapsamında olduğu Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. Ancak; işverenin bu yetkisini kullanırken, çalışanların motivasyonunu, iş verimliliğini olumsuz etkilemeyecek şekilde samimi davranma ve çalışanların kişilik haklarına, dini ve vicdani kanaatlerine tecavüz etmeme ve keyfi davranış ve uygulamaları dayatmama yükümlülüğü altında olduğu unutulmamalıdır[3].

İşçinin İşyeri Kıyafetini Giymemekte Israr Etmesi Haklı Fesih Nedeni Midir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak, işçinin iş görme edimini yerine getirmesi için iş güvenliği ve işyeri ku­ralları gereği verilen malzemeleri ısrarla hatırlatıldığı halde kullanmaması veya işyeri kıyafetlerini giymemesi de görevleri hatırlatıldığı halde ısrarla yapmama olarak değerlendirilmelidir. Bu gerekçe ile işveren İş Kanunu m.25/II-h bendi uyarınca haklı nedenle fesih yapabilir. Ancak, işçinin görevi yapmama ey­lemi hatırlatmanın ardından devamlılık arz etmelidir. Devamlılık gösteren görevi yapmama haklı neden kabul edilmeli, devamlılık göstermeyen görevi yapmama, işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise, iş sözleşmesinin feshi geçerli neden sayılmalıdır.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9.HD.19.06.2017 T., E.2017/5462, K.2017/10822 Legalbank

[2] Y9.HD. E.2016/5475, K.2017/2968 Legalbank

[3] Y7HD E. 2013/19270. K.2013/22249 Legalbank

İhracatçıların Finansman Maliyeti – Bölüm 4

İhracatçıların Finansman Maliyeti – Bölüm 4 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İhracatçıların Finansman Maliyeti – Bölüm 4

Reşat BAĞCIOĞLU

Finansmanın Maliyeti

İhracatçıların Finansman Maliyeti – Bölüm 4 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİhracatçının kullanacağı finansman maliyetinin, üretim maliyetlerini direk olarak etkileyeceği için, yüksek faiz maliyetleriyle kullanılan bir kredinin üretim maliyetlerini yukarı yönlü arttıracağından, ihracatçının üreteceği ürünün global piyasalarda rekabet edilebilirliği büyük ölçüde ortadan kalkar.

İhracatçı işini ne kadar güzel yaparsa yapsın, ne kadar iyi bilirse bilsin ihracatın yollarını, ne kadar pazara hakim olursa olsun, ihracatçının öncelikli ihtiyacı finansmandır.

Finansmanın Maliyeti ve Enflasyon

İhracatçılar ve döviz kazandırıcı iş yapan hizmet ihracatçıları finansman maliyetleri ile enflasyonun getirdiği maliyetleri direk olarak etkileyebilir. Bunlarla birlikte işgücü maliyetleri de üretimin maliyetini direk etkileyen unsur olarak karşımıza çıkar. Tüm bunların başında ise rasyonel şekilde ölçümü yapılan enflasyon rakamlarının tüm kesimleri yakından ilgilendirdiği ve etkilediği bir gerçektir.

Yazıya 1

Türk Eximbank İhracatçının Yanında Olduğunu Gösteriyor

EximbankkSanayici ve üretici ihracatçı düşük maliyetli kredi faiz oranları ile desteklenmelidir. Yüksek maliyetli kredilerle üretim yapan firmaların yurt dışına mal satması pek olası görünmemektedir. Türk ihracatçısının her zaman yanında olduğunu gösteren Türk Eximbank’ın Ekim 2025 ayı itibariyle Sevk Öncesi İhracat Kredisi faiz oranları şu şekildedir:

Döviz Kredileri

Türk Eximbank büyüklüğünü ve ihracatçının dostu olduğunu her koşulda ortaya koymaktadır. Türk Eximbank’ın ihracatçılara kullandıracağı döviz kredilerinin maliyeti bugünkü koşullarda rekabet edebilir, emsalsiz bir oranda olup, her dönemde Türk Eximbank vermiş olduğu kredilerdeki fiyatlamalarında tüm bankaları geride bırakmış, daima ihracatçının yanında yer almıştır.

Ticari Bankaların Durumu ve İhracatçıya Katkısı Nedir?

Öncelikle katılım ve konvansiyonel bankaların mevduat faiz oranlarına bakalım, sonrasında bu mevduat oranlarının kredi maliyetini ve ihracatçılara nasıl etkisi olacağına bakalım isterseniz.

Katılım ve konvansiyonel bankaların mevduat faiz oranları veya katılım hesabı kâr payı esasına göre topladıkları mevduatlara bugünün koşullarındaki durumu – Ekim 2025

Bankaaaa

Yukarıdaki liste mevduat faiz oranlarıdır. Bu oranlar bugünkü koşullarda (Ekim 2025 ayı) %45 ila %48 arasında değişim göstermektedir.

Mevduat faiz oranlarının üzerine işletme maliyetleri yani spread ilave edilerek kredi faiz oranları tespiti yapılır. Güncel mevduat faiz oranının %48 olduğu günümüzde kredi faiz oranlarının en iyimser olarak %60 seviyesinden daha aşağı olmasını beklemek saflık olur. %60 faiz oranından daha düşün faiz oranı uygulayan banka veya bankaların var olması halinde, bankalar ne yapar, eder kredi faiz oranını paçal olarak %60 veya bu seviyede olacak şekilde oranı belirler ve müşterinin de ruhu duymaz.

İhracatçı ve ihraç malları üreten firmalar %60 ve yukarısı bir faiz oranı ile nasıl mal üretsin, ürettiği mallar global piyasada nasıl rekabet edebilir olsun?

Bence rekabet edemez.

Katılım ve konvansiyonel bankaların çeşitli isimler altında vermekte oldukları kredi faiz oranları rekabetçilikten uzak zira kaynak maliyetleri yüksektir. Yüksek maliyetle piyasadan toplanan mevduat kaynağını hangi banka maliyetinden aşağı bir oranla kredi kullandırabilir?

Hiçbir katılım ve konvansiyonel banka böylesi faiz oranını uygulaması söz konusu olamaz.

Piyasa Göstergeleri

Akreditifli işlemlerde şöyle bir temel kural vardır;

            “Belgeler birbiri ile uyumlu olacak ve birbirleri ile çelişmeyecek”

der.

Bu kural sadece akreditifler için değil, tüm veriler ve göstergeler için de aynı geçerliliğe sahip olmalıdır.

Ortada elle tutulur somut bir gerçeklik varsa, çeşitli veriler ve göstergelerle bu rasyonellik rayından çıkartılmamalıdır.

Veriler kesinlikle birbiri ile uyumlu ve birbirlerini teyid eder nitelikte olmalıdır.

Demem odur ki;

Ortada bir enflasyon gerçeği varken;

  • TÜİK ayrı bir rakam,
  • İTO ayrı bir rakam,
  • ENAG ayrı bir rakam
  • Hatçe Teyze’nin Pazar enflasyonu ayrı bir rakam
  • Devletimizin uyguladığı amme alacaklarına dair gecikme faizi ayrı bir rakam
  • Ticari ve ihracat kredileri ayrı bir rakam
  • Mevduat ve kâr payları ayrı bir rakam
  • Emekliye verilen maaş artışı beklenilen enflasyona ilişkin rakam
  • Döviz kurlarının aylık yükselmesi ise apayrı bir rakam

olması halinde, tüm kesimlerin şaftı kayar, doğru karar vermelerini engeller.

Tabii ki tüm kesimler sıkıntı çekerken, bilhassa üretici ihracatçılar asıl sıkıntıyı çeken kesimlerdir. Çünkü ortadaki birbirleri ile uyumsuz veriler nice üretim ve ihracat şirketlerinin ya sermayelerini eritmiş erozyona uğramış, ya da küçülmeye gitmek zorunda kalmıştır.

Bilançoo

Firmaların kredi maliyetleri ile krediyi nasıl yönetip kullandıkları da son derece önemlidir. Kredi faiz oranının yüksekliği karşısında bankası ile sıkı pazarlık içerisinde olmayan firmadan bir adım geriye gitmekte yarar vardır.

Üretici ve ihracatçı firmaların krediyi bulduklarında kredi maliyetinin ne kadar uygun olup olmadığına bakmakla birlikte, bankasına ne tür teminat verebileceği de önemlidir.

Tüm koşullara ve yüksek maliyetlere rağmen kredi kullanan ihracatçı firmalar acaba para kazanabiliyor ve kredi geri ödemesini yapabiliyor mu?

İhracatçıların Finansman Maliyeti – Bölüm 4 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi 

Sağlık Sektöründe Lojistik Çalışanların Know-How Birikiminin İşletmeye Katkıları

Sağlık Sektöründe Lojistik çalışanların Know How Birikiminin İşletmeye Katkıları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Sağlık Sektöründe Lojistik Çalışanların Know-How Birikiminin İşletmeye Katkıları

Kadir HANÇER

Sağlık Sektöründe Lojistik çalışanların Know How Birikiminin İşletmeye Katkıları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSağlık sektörü, insan hayatına doğrudan etki eden hizmetleriyle operasyonel açıdan en karmaşık ve en kritik sektörlerden biridir. Bu karmaşıklığın merkezinde yer alan lojistik süreçler; tıbbi cihazlardan sarf malzemelerine, ilaçlardan steril ürünlere kadar çok sayıda öğeyi zamanında, doğru yerde ve doğru koşullarda sağlayarak sağlık hizmetinin sürdürülebilirliğini destekler. Ancak bu sistemin başarısı, sadece teknolojik altyapı ya da kaynak büyüklüğü ile değil; en temelde lojistik personelinin bilgi ve deneyim (know-how) birikimi ile doğrudan ilişkilidir.

Lojistikte Know-How Kavramı

“Know-how”, bir alandaki uygulamalı bilgi, teknik beceri, operasyonel deneyim ve problem çözme yeteneğini ifade eder. Sağlık lojistiğinde bu kavram; malzeme ihtiyaç tahmini, kritik stok yönetimi, tedarikçi ilişkileri, atık kontrolü, sterilizasyon zinciri yönetimi, kriz yönetimi gibi çok sayıda uzmanlık alanını kapsar. Bu bilgi birikimi yalnızca operasyonel verimliliği değil, aynı zamanda hizmet kalitesini, hasta memnuniyetini ve finansal sürdürülebilirliği de doğrudan etkiler.

Lojistik Çalışanlarının Bilgi ve Tecrübesinin Operasyonel Katkıları

  • Tedarik Zinciri Verimliliği

Tecrübeli çalışanlar, kurumun ihtiyaç duyduğu ürünleri tedarik sürecinde daha hızlı, ekonomik ve doğru şekilde temin edebilir. Kritik ürünlerde oluşabilecek gecikmeleri önceden öngörebilir, alternatif kaynak geliştirme becerisi gösterirler. Bu durum tedarik zinciri sürekliliğini sağlar, hizmet kesintilerinin önüne geçer.

  • Doğru Stok Yönetimi

Fazla stok maliyet yaratırken, az stok hizmet aksaklığına neden olur. Deneyimli personel, optimum stok seviyesini doğru şekilde belirleyebilir. “Minimum-maksimum” ve “güvenlik stoku” uygulamalarını yerinde ve zamanında yöneterek, nakit akışına ve sermaye kullanımına katkı sağlar.

  • Atık ve Zayiat Kontrolü

Raf ömrü yaklaşan ürünlerin zamanında kullanılması, bozulmaların önlenmesi ve gereksiz siparişlerin azaltılması gibi konularda bilgi sahibi personel; işletmenin direkt maliyetlerini düşürür. Özellikle soğuk zincire tabi ürünlerde, hatasız yönetim çok yüksek maliyet tasarrufları doğurur.

  • Entegre Teknoloji Kullanımı

ERP, WMS gibi stok ve envanter yönetimi yazılımlarının etkin kullanımı için bilgiye dayalı iş gücüne ihtiyaç vardır. Lojistik çalışanlarının sistemsel okuryazarlığı, otomasyon ve izlenebilirlik süreçlerini iyileştirerek hataları azaltır.

  • Ciroya Yansıyan Katkılar

Lojistik biriminde deneyimli ve yetkin çalışanların varlığı, doğrudan ya da dolaylı şekilde işletme cirosuna katkıda bulunur.

  • Maliyet Tasarrufu Kar Marjı Artışı
  • Gereksiz stok maliyetlerinin önlenmesi
  • Doğru alımlarla fiyat avantajı sağlanması
  • Atık ve firelerin azaltılması
  • Geri çağrılma riskinin önlenmesi

Bu maliyet kazançları, sabit gelirli sağlık işletmelerinde net kara doğrudan katkı sağlar.

  • Hizmet Sürekliliği Gelir Kaybının Önlenmesi

Ameliyat, tedavi veya test için gerekli malzemenin bulunamaması halinde hasta kayıpları yaşanabilir. Lojistik aksama, randevu iptali, hasta sevki ve prestij kaybına neden olabilir. Deneyimli personel, bu süreçlerin kesintisiz işlemesini sağlayarak gelir kaybını önler.

  • Hasta Memnuniyeti Tekrar Tercih ve Tavsiye

Malzeme temin süreleri hızlı olan, steril koşulları sağlanan ve hizmeti kesintisiz olan sağlık işletmeleri; daha yüksek hasta memnuniyetine ulaşır. Bu da hastanın tekrar aynı kurumu tercih etmesine, çevresine önermesine ve hasta sayısının artmasına neden olur.

  • Acil ve Kriz Durumlarında Esneklik Kurumsal Dayanıklılık

Pandemi, doğal afet, siyasi kriz gibi olağan dışı durumlarda lojistik bilgi ve tecrübeye sahip personelin hızlı karar alması ve alternatif üretmesi hayati önem taşır. Böyle dönemlerde hizmeti aksatmayan kurumlar hem itibar hem de ciro açısından avantaj sağlar.

  • İnsan Sermayesinin Kurum İçi Değeri

Kurumlar, lojistik bilgi ve tecrübeyi maddi olmayan bir sermaye olarak görmeli, bu birikimi eğitim, rotasyon, liderlik geliştirme ve iç mentorluk ile kurumsallaştırmalıdır. Tecrübeli personelin kurumda tutulması için motivasyon, takdir, kariyer yolu gibi unsurlar güçlendirilmelidir.

Sağlık Sektöründe Lojistik çalışanların Know How Birikiminin İşletmeye Katkıları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak sağlık kurumlarında lojistik personelinin sahip olduğu bilgi, deneyim ve uygulama becerisi; sadece operasyonel değil, finansal ve stratejik bir değerdir. Bu bilgi birikimi sayesinde kurumlar daha verimli, daha az maliyetli ve daha sürdürülebilir hale gelir. Tecrübeli bir lojistik kadrosu; hizmet sürekliliğini sağlar, hasta memnuniyetini artırır ve işletme cirosuna önemli katkılar sunar. Dolayısıyla sağlık işletmeleri, bu insan sermayesini yalnızca bir destek unsuru olarak değil, gelir ve değer üretiminde stratejik bir aktör olarak görmeli ve geliştirmelidir.

Kadir HANÇER

ERP Yazılımları Üzerine Bir Değerlendirme: Zorunda Değiliz Ama Mecburuz!

Erp Yazılımları üzerine Bir Değerlendirme Zorunda Değiliz Ama Mecburuz!ı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

ERP Yazılımları Üzerine Bir Değerlendirme: Zorunda Değiliz Ama Mecburuz!

Zafer URFALIOĞLU

Erp Yazılımları üzerine Bir Değerlendirme Zorunda Değiliz Ama Mecburuz!ı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİşletmeler, değişken piyasa koşullarına uyum sağlama, rekabet avantajı elde etme ve iç süreçlerini daha verimli yönetme konusunda her zamankinden daha fazla baskı altındalar. Tam da bu noktada devreye giren ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması) sistemleri, işletmelerin kaynaklarını etkin bir şekilde yönetmesini sağlayan bir yaklaşımdır.

  • Ancak bu yaklaşımın illa yazılım destekli mi olması gerekir?
  • ERP yazılımı bir seçenek midir?

İşte tam da bu nokta, işletmelerin “Zorunda değiliz ama mecburuz!” gerçeğiyle yüzleşmesini gerekli kılıyor.

  • ERP, Bir Yaklaşım mı, Bir Yazılım mı?

ERP, aslında bir yönetim yaklaşımıdır.

Amaç; işletmenin tüm kaynaklarını (malzeme, insan gücü, finans, bilgi vb.) entegre bir şekilde planlamak ve yönetmektir. Bu yönüyle bakıldığında, ERP aslında bir yazılım değil, bir yönetim felsefesidir.

Ancak bu felsefenin hayata geçirilmesi, günlük operasyonlara yansıtılması ve verimli bir şekilde sürdürülebilmesi, pratikte güçlü bir dijital altyapı gerektirir. Bu da ERP yazılımlarını devreye sokar.

  • Yazılım Olmadan ERP Uygulanabilir mi?

Teorik olarak, evet. ERP yaklaşımı yazılım olmadan da uygulanabilir. Örneğin, küçük bir işletme üretim planlamasını Excel dosyalarıyla, stok kontrolünü ise elle tutulan defterlerle yürütebilir. Ancak uygulamada bu yöntem:

  • Zaman alıcıdır,
  • İnsan hatasına açıktır,
  • Bilgiye ulaşım yavaştır ve karmaşıktır,
  • Veri bütünlüğü sağlamak zordur,
  • Süreçler arasında kopukluk yaşanır.

Bir işletme büyüdükçe, manuel yönetim sistemleri yetersiz hale gelir. Bu noktada işletme sahipleri ERP yazılımı kullanmak zorunda olmadıklarını düşünseler de verimli çalışmak ve sürdürülebilir olmak istiyorlarsa aslında mecbur olduklarını fark ederler.

  • ERP Yazılımı Ne Sağlar?

ERP yazılımları, ERP yaklaşımının işletmeye uyarlanmasını hızlandırır ve sağlamlaştırır.

Başlıca avantajları şunlardır:

  • Merkezi Veri Yönetimi: Tüm departmanlar tek bir sistem üzerinden çalışır. Bilgiler ortak bir havuzda toplanır.
  • Gerçek Zamanlı Raporlama: Anlık verilerle stratejik kararlar daha hızlı alınır.
  • Otomasyon: Tekrarlayan işler sistem tarafından otomatik yapılır. Bu da zaman kazandırır.
  • Yasal Uyumluluk: Özellikle Türkiye gibi mevzuatın sık değiştiği ülkelerde, e-fatura ve e-defter gibi uygulamalara uyum kolaylaşır.
  • Departmanlar Arası Entegrasyon: Satış, üretim, lojistik, muhasebe ve İK süreçleri birbiriyle entegre hale gelir.
  • Sonuç olarak; Zorunda Değiliz Ama Mecburuz!

ERP yazılımı, teoride bir zorunluluk değildir. Ancak modern işletmecilik pratiği açısından bakıldığında, sürdürülebilirlik, rekabetçilik ve verimlilik açısından ERP yazılımı neredeyse kaçınılmaz hale gelmiştir.

Erp Yazılımları üzerine Bir Değerlendirme Zorunda Değiliz Ama Mecburuz!ı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBir işletme ERP yazılımı kullanmayabilir. Ama bu, bir noktadan sonra hatalara, zaman kaybına ve verimsizliğe mahkûm olacağı anlamına gelir. Dolayısıyla, ERP yazılımı kullanmak “Zorunda değiliz”, ama “Mecburuz”.

Zafer URFALIOĞLU

Tıbbi Malzeme İhalesinde SUT Kaydı İstenmesi?

Tıbbi Malzeme İhalesinde Sut Kaydı İstenmesi

Anahtar Kelimeler; Mal Alımları, Sağlık İhaleleri, Yeterlik Bilgileri, Teklif Değerlendirme,  ÜTS, SUT, İdari Şartname, Düzeltici İşlem

Tıbbi Malzeme İhalesinde Sut Kaydı İstenmesiİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle;ihalenin 1’inci kısmında teklif edilen ürünlerin SUT kodu eşleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığı ancak doküman düzenlemelerinde ihaleye katılım kriteri olarak SUT kodu eşleşmesinin istenilmemiş olduğu bu sebeple ihale tarihi itibariyle SUT kodunun mevcut olmasının zorunlu olmadığı, ihale tarihinden sonra söz konusu ürünler için SUT kodu beyanının yapıldığı ve değerlendirme dışı bırakılma gerekçesinin ortadan kalktığı iddiasına yer verilmiştir.

Konu İle İlgili Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Yeterliğin belirlenmesinde uyulacak ilkeler” başlıklı 26’ncı maddesinde “… (2) Yeterlik değerlendirmesi için istenecek belgelerin ve yeterlik değerlendirmesinde aranılacak kriterlerin, ihale veya ön yeterlik ilanı ile idari şartnamede veya ön yeterlik şartnamesinde ya da davet yazısında belirtilmesi zorunludur.” hükmü, “Aday veya isteklinin mesleki faaliyetini sürdürdüğünü ve teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren belgeler” başlıklı 36’ncı maddesinde “(1) İhalelere katılacak aday veya istekliler tarafından, … (4) İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında satış faaliyeti için özel olarak düzenlenen izin, ruhsat veya faaliyet belgeleri, ihaleye katılımda yeterlik kriteri olarak ön yeterlik şartnamesinde ve idari şartnamede düzenlenir. İş ortaklığını oluşturan ortakların, bu belgeyi sunmasına ilişkin düzenleme ise alımın niteliği esas alınarak yapılır. Konsorsiyum ortaklarının her biri, teklif verdikleri kısmı esas alarak istenilen belgeyi sunar.” hükmü,

İdari Şartname’nin “İhaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri” başlıklı 7’nci maddesinde “7.1. İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için aşağıda sayılan belgeler ve yeterlik kriterleri ile fiyat dışı unsurlara ilişkin bilgileri e-teklifleri kapsamında beyan etmeleri gerekmektedir. … ı) İhale konusu işin ya da malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması zorunlu olan sicil, izin, ruhsat, faaliyet belgesi vb. belgeler: İhale Bazında TİTUBB veya ÜTS kayıtları Tüm ortakların sunması gerekmektedir. …” düzenlemesi,

İdari Şartname’nin “Diğer hususlar” başlıklı 48’inci maddesi ve Sözleşme Tasarısı’nın aynı başlıklı 44’üncü maddesinde “… ……….. Eğitim ve Araştırma Hastanesi İhtiyacı için alımı yapılan ve sözleşme kapsamında olan tıbbi sarf malzemeler (Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)’nin ek-3 B1 basit sarf malzemeler listesi haricindekiler) tıbbi alan tanımı (SUT Kodu) bazında eşleştirmeleri ve MEDULA’ya tanımlamaları yüklenici tarafından yapılmış olacaktır. Taşınır mal işlem belgesinin tanzim edildiği tarih itibariyle TİTUBB kaydında, Sağlık Bakanlığı Durumu “uygun” olacağını ve yanlış SUT Kodu eşleştirmesi nedeniyle idarenin sosyal güvenlik kurumundan alacağı geri ödemede meydana gelebilecek kesintiler yüklenici tarafından karşılanacaktır.” düzenlemesi, İhale İlanı’nın “İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler” başlıklı 4’üncü maddesinde “4.1. İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için aşağıda sayılan belgeler ve yeterlik kriterleri ile fiyat dışı unsurlara ilişkin bilgileri e-teklifleri kapsamında beyan etmeleri gerekmektedir. 4.1.1.3. İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması zorunlu izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgelerine ilişkin bilgiler: … TİTUBB veya ÜTS kayıtları” düzenlemesi yer almaktadır. İncelemeye konu ihalenin ………….Eğitim ve Araştırma Hastanesi ihtiyacı için tıbbi sarf malzemesi alımına ilişkin olduğu, kısmi teklife açık olan ihalenin 8 kısımdan oluştuğu, başvuru sahibinin iddiasının ihalenin perfüzör enjektörü alımına ilişkin 1’inci kısmına ilişkin olduğu, anılan kısımda 4 kalem tıbbi sarf malzemesi alımı yapılacağı, yine anılan kısımda 2 isteklinin ihaleye katıldığı, başvuru sahibi isteklinin teklifinin, teklif edilen ürünlerin SUT kaydı olmadığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakıldığı ve ihalenin ilgili kısmının neticelendirildiği görülmüştür. İlgili mevzuat hükümlerinde, yeterlik değerlendirmesi için istenecek belgelerin ve yeterlik değerlendirmesinde aranılacak kriterlerin, ihale veya ön yeterlik ilanı ile idari şartnamede veya ön yeterlik şartnamesinde ya da davet yazısında belirtilmesinin zorunlu olduğunun hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.

İhale dokümanı düzenlemeleri incelendiğinde, ihaleye katılabilmek için sunulması gereken belgeler ve yeterlik kriterlerine ilişkin İhale İlanı’nın 4.1.1.3’üncü ve İdari Şartname’nin 7.1.ı. maddelerinde, teklif edilen ürünlere ilişkin olarak yeterlik kriterleri kapsamında TİTUBB veya ÜTS kayıtlarını gösterir belgelerin sunulması gerektiğinin düzenlendiği öte yandan başvuru sahibi isteklinin teklifinin, değerlendirme dışı bırakılma gerekçesi olan SUT kaydına ilişkin olarak İhale İlanı’nda ve İdari Şartname’nin 7’nci maddesinde bir düzenleme yapılmamış olduğu, İdari Şartname’nin “Diğer hususlar” başlıklı 48’inci maddesi ve Sözleşme Tasarısı’nın aynı başlıklı 44’üncü maddesinde sözleşme kapsamındaki tıbbi sarf malzemelerinin tıbbi alan tanımı (SUT Kodu) bazında eşleştirmeleri ve MEDULA’ya tanımlamalarının yüklenici tarafından yapılmış olması gerektiğinin düzenlendiği tespit edilmiştir. 16.05.2025 tarihinde yapılan ihalede, ihalenin başvuruya konu 1’inci kısmına 2 isteklinin katıldığı, anılan kısımda 4 kalem tıbbi sarf malzemesinin yer aldığı, başvuru sahibi tarafından sunulan Yeterlik Bilgileri Tablosu’nda ilgili kısımdaki tüm tıbbi sarf malzemelerinin ÜTS kayıtlarının beyan edildiği ve ilgili belgelerin sisteme yüklendiği, istekli tarafından İhale İlanı’nın 4.1.1.3’üncü ve İdari Şartname’nin 7.1.ı. maddelerinde düzenlenen TİTUBB veya ÜTS kayıtlarını gösterir belgelere ilişkin yeterlik kriterinin karşılandığı görülmüştür.

İnceleme sürecinde, 31.07.2025 tarih ve 7053 sayılı yazı ile idareden ihale tarihinde yapılan SUT kodu ürün sorgulamaları istenilmiş olup, idarenin 31.07.2025 tarih ve 7053 sayılı cevabi yazısının ekindeki belgeler ve ihale işlem dosyası incelendiğinde, başvuru sahibi tarafından teklif edilen sarf malzemelerine ilişkin olarak idare tarafından ihale tarihinde (16.05.2025) yapılan SUT sorgulamasında, 2 kalem tıbbi sarf malzemesinin SUT kodunun mevcut olmadığının tespit edildiği ve isteklinin teklifinin anılan gerekçeyle değerlendirme dışı bırakıldığı anlaşılmıştır.

İnceleme esnasında yapılan SUT kodu sorgulamaları neticesinde, istekli tarafından teklif edilen tüm ürünlere ilişkin SUT kaydının mevcut olduğu, ihale tarihinde yapılan SUT kodu sorgulamasında, SUT kodu mevcut olmadığı tespit edilen 2 kalem tıbbi sarf  malzemesine ilişkin SUT kodu tanımlamalarının ise ihale tarihinden sonra 11.07.2025 tarihinde yapılmış olduğu tespit edilmiştir.

Yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde: başvuru sahibi isteklinin teklifinin, değerlendirme dışı bırakılma gerekçesi olarak gösterilen SUT kaydına ilişkin olarak, ihaleye katılabilmek için sunulması gereken belgeler ve yeterlik kriterlerine ilişkin İhale İlanı’nda ve İdari Şartname’nin 7’nci maddesinde bir düzenleme yapılmamış olduğu, sözleşme kapsamındaki tıbbi sarf malzemelerinin tıbbi alan tanımı (SUT Kodu) bazında eşleştirmeleri ve MEDULA’ya tanımlamalarının tarafından yapılmış olması hususunun İdari Şartname’nin 48’inci maddesi ve Sözleşme Tasarısı’nın 44’üncü maddesinde, yükleniciye ait bir sorumluluk olarak düzenlendiği, teklif edilen ürünlere ilişkin SUT kodu tanımlamalarının bir yeterlik kriteri olarak düzenlenmemiş olması nedeniyle başvuru sahibi isteklinin teklifinin anılan gerekçeyle değerlendirme dışı bırakılması işleminin yerinde olmadığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Mehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

9. Dünya Yatırımcı Haftası Başlıyor. 6-7 Ekim 2025

9. Dünya Yatırımcı Haftası Daveti
9. Dünya Yatırımcı Haftası Daveti

9. Dünya Yatırımcı Haftası Başlıyor. 6-7 Ekim 2025

Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü (IOSCO) tarafından organize edilen ve Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa İstanbul A.Ş. ve Birliğimiz iş birliğiyle düzenlenen Dünya Yatırımcı Haftası’nın dokuzuncusu 6-7 Ekim tarihlerinde dunyayatirimcihaftasi.org.tr adresinden online gerçekleşecek bir dizi çevrim içi etkinlikle kutlanacak.

6 Ekim’de başlayacak etkinliklerde 100’den fazla ülkede hafta boyunca ilgili kuruluşlar ve katılımcılar, dünya çapında yatırımcıları etkileyen trend konuları tartışmak ve farkındalığı artırmak için bir araya gelecekler. Türkiye’deki etkinliğin amacı; bireylerin finansal okuryazarlık seviyelerinin geliştirilmesi, finansal bilincin artırılması ve finansal dolandırıcılık olaylarına karşı farkındalık oluşturularak bilinçlendirilmesidir. Etkinlikler ile aynı zamanda yatırımcı eğitimi ve koruma girişimleri konusunda IOSCO üyeleri arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi de amaçlanmaktadır.

Online platform üzerinden gerçekleşecek Dünya Yatırımcı Haftası’nda 11 panel ile birbirinden değerli akademisyen ve alanında uzman 45 panelist bilgi ve deneyimlerini paylaşacaktır.Online platform, panelleri izleyemeyenler veya tekrar izlemek isteyenler için bir hafta boyunca ziyarete açık olacak. İki gün boyunca etkinliği izleyen katılımcılar, online platformda bulundukları süre, takip ettikleri paneller ve online stant ziyaretlerinden toplayacakları puanların karşılığında sponsorlar tarafından sunulan 6.000’e yakın hediyeyi almaya hak kazanacaktır.

  1. Dünya Yatırımcı Haftası ile ilgili programa ve detaylara https://dunyayatirimcihaftasi.org.tr adresinden ulaşılabilmekte olup panelleri izlemek için 9. Dünya Yatırımcı Haftası sanal platformu üzerinden kayıt olunması gerekmektedir.
9. Dünya Yatırımcı Haftası Daveti
9. Dünya Yatırımcı Haftası Daveti
  1. DÜNYA YATIRIMCI HAFTASI 06 EKİM 2025

AÇILIŞ PROGRAMI VE GONG TÖRENİ

 

08.45-09.15  Kayıt – Borsa İstanbul Fuaye Alanı

09:40            Gong Töreni

09.45-10.00  Sn. Pamir Karagöz

                     Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

10.00-10.15  Sn. İbrahim Ömer Gönül

                      Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı

10:15-10:30  Fotoğraf Çekimi/Hediye Takdimi

  1. DÜNYA YATIRIMCI HAFTASI PANEL PROGRAMI

6-7 EKİM 2025 (Online Platform) 

Panelleri izlemek için 9. Dünya Yatırımcı Haftası adresinden kayıt olunması gerekmektedir.

6 Ekim 2025 Pazartesi Panel Programı

11.00-12.00: “Yatırımın Yönü: Riskten Fırsata Giden Yol”

12.00-13.00: Oturum Arası 

13.00-14.00: “Değerleme ile Stratejik Yatırım”

14.00-14.15: Oturum Arası

14.15-15.15: “Yapay Zeka ile Yatırım Dolandırıcılığı”

15.15-15.30: Oturum Arası 

15.30-16.30: “Risk Tercihine Uyumlu Portföy Oluşturma”

16.30-16.45: Oturum Arası

16.45-17.45: “Fiziksel Dünyadan Dijital Dünyaya Geçiş: Tokenizasyon”

7 Ekim 2025 Salı Panel Programı

 10.00-11.00: “Kur Riskinden Korunma Yolları ve Stratejileri”

11.00-11.15: Oturum Arası

11.15-12.15: “Yeşil Kuğular: İklim Risklerinin Finansal Sisteme Etkisi”

12.15-13.30: Oturum Arası

13.30-14.30: “Karşıt Stratejiye Karşı Trend Yaklaşımı”

14.30-14.45: Oturum Arası

14.45-15.45: “Finansal Tavsiyelerin Yatırımcı Davranışlarına Etkisi”

15.45-16.00: Oturum Arası 

 16.00-17.00: “Finansal Okuryazarlık Ekseninde Finans Diplomasisi ve Güvenlik”

17.00-17.15: Oturum Arası

17.15-18.15 “Yatırımcı Hakları ve Yatırımcının Korunması”