Beyaz Yakadan Mavi Yakaya; Kariyer Tercihlerinde Yeni Dönem

Beyaz Yakadan Mavi Yakaya

Küresel iş gücü araştırmaları, gençlerin kariyer tercihinde ciddi bir dönüşümün işaretlerini veriyor. Beyaz yakalılar mavi yaka işlere yönelmenin planlarını mı yapıyor?

İş gücüne yönelik araştırmalar yeni bir trendin işaretlerini veriyor; FlexJobs’un 2025 araştırması verilerine göre beyaz yakalı çalışanların %62’si daha yüksek istikrar ve ücret için mavi yaka veya zanaat temelli işlere yönelmeyi düşünüyor. Jobber’ın 2025 mavi yaka raporu da, meslek okulu kayıtlarının üniversiteye kıyasla üç kat daha hızlı arttığını ortaya koyuyor. Tüm bu veriler, istikrar arayışı, otomasyona dayanıklı meslekler ve girişimcilik fırsatlarının öne çıktığını gösteriyor.

Türkiye’de Gençler Farklı Bir Yol Arıyor

Türkiye’de de genç kuşaklarda benzer bir eğilim dikkat çekiyor. TÜİK verilerine göre 2025 Ağustos itibarıyla 15–24 yaş arasındaki gençlerde işsizlik oranı %16 seviyesinde. DİSK/Genel-İş’in de bu yıl yayımladığı “Türkiye’de Genç Emeği Raporu” da, her 10 gençten 6’sının istihdama katılamadığını ortaya koyuyor. Diğer yandan MEB’in 2024-2025 Örgün Eğitim İstatistikleri duyurusunda, ortaöğretimde mesleki ve teknik eğitimde okuyan öğrenci sayısı yaklaşık 1,68 milyon olarak paylaşılıyor. Bu veriler, gençlerin daha çok iş güvencesi, somut beceri ve gelişim fırsatı sunan alanlara yöneldiğini gösteriyor. Meslek liselerine ve teknik eğitim programlarına ilgi artarken, “geleceğe dayanıklı” meslekler giderek daha fazla öne çıkıyor.

“Beyaz Yaka Roller de Dönüşüyor”

İnsan Kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Kurucusu Jilda Bal, bu trendi şöyle değerlendiriyor:
“Beyaz yakadan mavi yakaya yönelimin arkasında istikrar arayışı ve otomasyona dayanıklı işlerin tercih edilmesi var. Ancak bu durum, beyaz yaka rollerin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Aksine, bu roller yapay zeka ve otomasyonla birlikte dönüşüyor. Önümüzdeki dönemde teknoloji okuryazarlığı, esneklik ve müşteri odaklı beceriler daha da öne çıkacak. Şirketler için yetenek stratejilerinde yeni dengeler kurmak artık kaçınılmaz.”

Kimya Sektörünün 9 Aylık İhracatı 24 Milyar Doları Aştı

Ikmib Adil Pelister Kimya Sektörü

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı Eylül ayında yüzde 3 artışla 22,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kimya sektörü ise eylül ayında 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek geçen seneye göre yüzde 14 üzerinde artış sağladı. Sektörün 9 aylık ihracatı ise 24 milyar doları aştı.

Kimya sektörünün eylül ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Eylül ayında ülkemizin toplam ihracatı yüzde 3 artışla 22,6 milyar dolar oldu ve bugüne kadar en yüksek Eylül ayı ihracat rekoruna ulaşıldı. Kimya sektörümüz ise 2,5 milyar dolar değerinde kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı gerçekleştirerek geçen yıl aynı döneme göre yüzde 14’ün üzerinde bir büyüme gerçekleştirdi. Bu yıl ilk 9 aylık ihracatımız 24 milyar doları aştı. Böylece geçen yıla göre yüzde 5’lik bir büyüme söz konusu. Yılın son kalan aylarında bu aylık ihracat artışlarımızın istikrarlı devam etmesi önemli. İhracatçılarımızı desteklemek üzere yoğun bir tempo içinde çalışmaya devam ediyoruz. İKMİB olarak düzenlediğimiz sektörel ticaret heyetleri, fuar katılımları ihracatımızın artışına katkı sağlayacaktır. Bununla birlikte finansman sorunu yaşayan ihracatçılarımıza yönelik atılacak her adımı destekliyoruz. Enflasyonla mücadele sürecinde kurların az da olsa yukarı yönlü hareketi ihracatçılarımıza nefes aldırabilir. Biz de her zaman olduğu gibi ihracatımızı artırmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Eylül ayında en çok “plastikler ve mamulleri” ihracatı gerçekleştirildi

Eylül ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında plastikler ve mamulleri 798 milyon 882 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 400 milyon 449 bin dolarlık ihracatla mineral yakıtlar ve ürünler ihracatı yer alırken, anorganik kimyasallar ihracatı 239 milyon 279 bin dolarla üçüncü sırada yer aldı. ‘Anorganik kimyasallar’ı takiben ilk onda yer alan diğer sektörler ise; ‘uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun’, ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘eczacılık ürünleri’, ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’, ‘muhtelif kimyasal maddeler’, ‘gübreler’ ve ‘yıkama müstahzarları’ oldu.

 

Hollanda eylül ayında en çok ihracat yapılan ülke oldu

Eylül ayında en çok ihracat yapılan ülke 183 milyon dolar ile Hollanda oldu. Eylül ayında en çok ihracat yapılan ilk on ülke Hollanda, Almanya, Romanya, Rusya, İtalya, ABD, Irak, İspanya, İngiltere ve Ukrayna oldu. Eylül ayında ilk 20 ülke arasında en çok artış yüzde 99,39 ile Ukrayna’da oldu.

 

2025 aylık bazda kimya ihracatı

 

AY    2024 DEĞER ($)   2025 DEĞER ($)   FARK (%)
Ocak                 2.366.589.342,32                 2.549.744.569,23 % 7,74
Şubat                 2.616.317.590,13                 2.485.898.697,00 % -4,98
Mart                 3.075.842.938,29                 2.723.249.298,57 % -11,46
Nisan                 2.490.441.803,64                 2.610.569.590,57 % 4,82
Mayıs                 3.018.211.991,94                 2.785.368.276,28 % -7,71
Haziran                 2.215.209.261,42                 2.611.762.491,60 % 17,90
Temmuz                 2.582.154.972,11                 3.432.355.712,25 % 32,93
Ağustos                 2.553.608.508,60                 2.617.558.029,43 % 2,50
Eylül                 2.180.063.961,86                 2.499.207.906,25 % 14,64

 

 2025 yılı Eylül ayı en fazla kimya ihracatı yapılan ülkeler 

S. NO Ülke EYLÜL 2024 DEĞER ($)  EYLÜL 2025 DEĞER ($) DEĞİŞİM DEĞER (%)
1 HOLLANDA        119.895.486,93        183.742.514,63 % 53,25
2 ALMANYA          97.909.513,33        112.709.712,21 % 15,12
3 ROMANYA          73.011.373,20        109.197.408,12 % 49,56
4 RUSYA        138.776.585,14        104.948.467,04 % -24,38
5 İTALYA          84.158.876,80        104.317.742,67 % 23,95
6 ABD          84.954.805,17        102.676.451,48 % 20,86
7 IRAK        102.613.584,56          95.107.614,62 % -7,31
8 İSPANYA          69.778.494,34          83.804.594,87 % 20,10
9 İNGİLTERE          73.428.903,91          80.166.022,21                      % 9,18
10 UKRAYNA          37.733.550,90          75.238.109,28 % 99,39

 2025 yılı Eylül ayı kimya sektörü ihracatında alt sektörler

      2024 -2025
  EYLÜL 2024 EYLÜL 2025 %  FARK
ÜRÜN GRUBU DEĞER ($) DEĞER ($) DEĞER
PLASTİKLER VE MAMULLERİ 820.698.247 798.882.366 % -2,66
MİNERAL YAKITLAR,MİNERAL YAĞLAR VE ÜRÜNLER 251.655.973 400.449.010 % 59,13
ANORGANİK KİMYASALLAR 213.454.088 239.279.081 % 12,10
UÇUCU YAĞLAR,KOZMETİKLER VE SABUN 186.000.617 209.873.310 % 12,83
KAUÇUK,KAUÇUK EŞYA 132.158.088 153.048.777 % 15,81
ECZACILIK ÜRÜNLERİ 115.254.434 147.357.956 % 27,85
BOYA,VERNİK,MÜREKKEP VE MÜSTAHZARLARI 131.323.685 136.774.780 % 4,15
MUHTELİF KİMYASAL MADDELER 103.474.323 113.505.976 % 9,69
GÜBRELER 43.304.540 105.175.041 % 142,87
YIKAMA MÜSTAHZARLARI 84.201.020 84.761.469 % 0,67
ORGANİK KİMYASALLAR 52.271.105 54.201.930 % 3,69
YAPIŞTIRICILAR, TUTKALLAR, ENZİMLER 42.846.731 51.473.123 % 20,13
FOTOĞRAFÇILIK VE SİNEMACILIKTA KULLANILAN ÜRÜNLER 1.018.137 2.315.944 % 127,47
BARUT,PATLAYICI MADDELER VE TÜREVLERİ 2.216.542 1.917.442 % -13,49
GLİSERİN,BİTKİSEL MAMULLER,DEGRA,YAĞLI MADDELER 179.117 183.582 % 2,49
İŞLENMİŞ AMYANT VE KARIŞIMLARI,MAMULLERİ 7.315 8.119 % 11,00
TOPLAM 2.180.063.962 2.499.207.906 % 14,64

 

Ticaretin Yeni Dinamiklerinde Stratejik, Finansal ve Sürdürülebilir Adımlar

Ticaretin Yeni Dinamiklerinde Stratejik, Finansal Ve Sürdürülebilir Adımlar
Ticaretin Yeni Dinamiklerinde Stratejik, Finansal ve Sürdürülebilir Adımlar

Ticaretin Yeni Dinamiklerinde Stratejik, Finansal ve Sürdürülebilir Adımlar Semineri – İSTANBUL TİCARET ODASI 30 Eylül 2025
Moderatör: Gül SALDIRANER

Küresel Görünüm & Türkiye

Ticaretin Yeni Dinamiklerinde Stratejik, Finansal Ve Sürdürülebilir Adımlar
Ticaretin Yeni Dinamiklerinde Stratejik, Finansal ve Sürdürülebilir Adımlar

2025 yılı itibarıyla küresel tablo oldukça net: Küresel ticaret hacmi yavaşlıyor, jeopolitik riskler yükseliyor, iklim kaynaklı şoklar daha sık ortaya çıkıyor ve birçok ülke yüksek kamu ve özel borç stoklarıyla uğraşıyor; bu faktörler finansmana erişimi daha zor hale getiriyor. Uluslararası raporlar, belirsizliğin artık adeta yeni bir gümrük vergisi gibi ticaretin maliyetlerini artırdığını ortaya koyuyor.

Özellikle iklim kaynaklı şoklar artık küresel gündemin merkezinde. Kasım ayında Brezilya’da yapılacak COP30 zirvesinde ‘iklim dayanıklılığı’ öncelikli başlık olacak. Adaptasyon, yalnızca çevresel değil; aynı zamanda ekonomik, sosyal ve jeopolitik bir zorunluluk olarak tartışılıyor. Her yıl giderek daha yıkıcı iklim felaketlerine tanık oluyoruz. Bu tablo bize güçlü bir mesaj veriyor: İnsanları, ekonomileri ve ekosistemleri birlikte dayanıklı kılmak zorundayız.

Dünya Bankası ise gelişmekte olan ekonomilerde yatırım açığının derinleştiğini ve doğru politikalarla özel yatırımı harekete geçirmenin artık küresel bir öncelik haline geldiğini vurguluyor. Tüm bu tablo bize şunu söylüyor: işletmeler için hayatta kalmanın yolu, belirsizlik ve risklerin arttığı bu dönemde finansal dayanıklılığı güçlendirmek ve sürdürülebilir yatırımları önceden sahiplenmekten geçiyor.

Bu küresel farkındalığın bir göstergesi olarak, Çin bu yıl ilk kez mutlak emisyon azaltım taahhüdü verdi. Bu adım, iklim krizi değil; doğrudan ticaret ve rekabet meselesi olduğunu ortaya koyuyor.

Türkiye olarak ise rekabet gücümüz; finansman, enerji ve işgücü maliyetlerinin baskısı altında yeniden şekilleniyor. Maliyet dalgalanmaları kısa vadeli avantajlar sağlasa da kalıcı rekabet üstünlüğü yaratmıyor. O nedenle sürdürülebilir bir üstünlük için işletmelerimizin verimlilik, dijitalleşme, inovasyon, yapay zekâ uygulamaları ve yeşil finansman araçlarını cesurca benimsemeleri artık bir tercih değil, bir zorunluluk olmuştur. İş dünyası iklim krizini bir tehditten öte, inovasyon ve kolektif dönüşüm için somut bir fırsat olarak görmelidir. Ancak bu dönüşüm, tüm paydaşların işbirliği ve görünür faydalar üreten pratik uygulamalarla mümkün olacaktır.

Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi dönüşümün pusulasıdır. Sürdürülebilirlik artık çevresel bir gündemden çıkıp; rekabet gücü, finansmana erişim, yeni pazarlara açılım ve yatırımcı güveninin anahtarı olmuştur.

İTO Sürdürülebi̇li̇r şi̇rket
İstanbul Ticaret Odası Semineri – 30 Eylül 2025

Şirketler İçin Anlamı

Bu dönüşümün merkezinde ise insan kaynağı ve yetkinlikler yer alıyor. Küresel belirsizlik yalnızca finansal dengeleri değil, aynı zamanda nitelikli iş gücü ihtiyacını da baskı altına alıyor. Bugün yapay zekâ yalnızca bir yazılım değil, üretimden lojistiğe kadar tüm değer zincirini yeniden şekillendiren stratejik bir güç haline geliyor. İşletmelerimizin bu dönüşümü zamanında yakalaması, verimlilik ve rekabetçilik kadar yeşil dönüşüm hedefleriyle de doğrudan bağlantılıdır. Uluslararası çalışmalar, yapay zekâ destekli Agentic AI – yani kendi başına karar alabilen sistemlerin – kalite, hız ve maliyet üzerinde kayda değer iyileştirmeler sağladığını; üstelik yeni gelir yolları açtığını gösteriyor. Ancak McKinsey’nin verileri dikkat çekici: işletmelerin yarısından fazlası dönüşüm denemeleri yapıyor ancak yalnızca dörtte biri tam başarıya ulaşıyor. Dolayısıyla başarının anahtarı, dönüşümü yalnızca teknoloji yatırımıyla sınırlı olmuyor. Kültürden bütçeye, liderlikten iş sonuçlarına kadar bütünsel bir yol haritası çizmekten geçiyor.

Uyum ve Pazar Dinamikleri & Tedarik Zinciri Dayanıklılığı

Günümüzde regülasyonlara uyum yalnızca çevresel bir yükümlülük değil, ticari faaliyetlerin vazgeçilmez bir şartı haline geliyor. Araştırmalar Kurumsal alıcıların önemli bir kısmının, önümüzdeki yıllarda sürdürülebilirlik kriterlerini karşılamayan tedarikçileri bırakmayı, daha yeşil ve şeffaf alternatiflere yönelmeyi planladıklarını ortaya koyuyor. Artık;  performans, kalite ve fiyatın yanına karbon ayak izi, izlenebilirlik ve raporlama kriterleri eklenmiş durumda.

Öte yandan OECD’nin bulguları, tedarik zincirlerini ülke içine çekmenin yalnızca küresel ticareti küçültmekle kalmayıp, birçok ekonomide oynaklığı artırdığını, yani istikrarı azalttığını ortaya koyuyor. Dolaysıyla çözüm içe kapanmak değil, riskleri akıllıca yönetmek olmalıdır.

Dönüşümün Yönü ve Finansman Boyutu

Dünyada merkez bankaları ve düzenleyiciler iklim risklerini artık finansal istikrarın merkezine alıyor. Sermaye giderek daha şeffaf, düşük karbonlu ve dayanıklı iş modellerine yöneliyor. Bu nedenle yeşil, dijital ve sosyal dönüşümü birlikte düşünmek zorundayız; çünkü iklim hedefleri, teknolojik yenilikler ve toplumsal beklentiler aynı anda karşımıza çıkıyor.

Yüksek borçlanma maliyetleri işletmeler açısından finansmana erişimi kritik hale getiriyor. Bunun anahtarı ise şeffaf raporlama ve güçlü kurumsal yönetimdir. Sağlam mali veriler ve disiplinli nakit yönetimi yalnızca maliyetleri düşürmekle kalmaz, aynı zamanda yatırımcı güvenini artırarak kaynağa erişimin yolunu açar. Bu çerçevede öne çıkan yeşil finansman, dönüşümün hızını ve rekabet gücünü belirleyen temel anahtarı olarak öne çıkıyor.

Türkiye’nin Yol Haritası & Sonuç

Türkiye de bu küresel dönüşümün dışında değil. 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda Yeşil Mutabakat Eylem Planı 2021 yılında yürürlüğe girdi ve önemli mesafeler kat edildi. Enerji, sanayi, ulaştırma ve tarımın yanı sıra farklı sektörlerde ve politika alanlarında emisyonların azaltılması ve yeşil dönüşüm için yol haritaları oluşturuldu. 2024–2030 İklim Değişikliği Azaltım ve Uyum Strateji ve Eylem Planları yayımlandı. Temmuz ayında kabul edilen İklim Kanunu ile bu hedef yasal zemine kavuştu.

Bu çerçevede;

  • Karbon Kredilendirme ve Denkleştirme Yönetmeliği Taslağı
  • Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi Yönetmeliği Taslağı
  • Türkiye Yeşil Taksonomi Yönetmeliği Taslağı
  • Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları (YİDEP) Hakkında Yönetmelik Taslağı

yönetmelikler taslak aşamasındadır.

Bu ay Resmî Gazete’de yayımlanan 2026–2028 Orta Vadeli Program da büyüme ve istihdamın yanı sıra yeşil ve dijital dönüşümü öncelikli alanlar arasında tanımlıyor. İşletmelerimizin yol haritalarını ulusal ve uluslararası çerçevelerle uyumlu hale getirmeleri, yalnızca yasal uyum için değil; aynı zamanda pazarlara erişim ve finansman avantajı sağlamak açısından da kritik önem taşıyor.

Öte yandan BDDK, SPK düzenlemeleri yanında KGK tarafından yayımlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS 1 ve TSRS 2) ise işletmelerin iklim ve sürdürülebilirlik risklerini tanımlamasını, hedefler koymasını ve ilerlemelerini raporlamasını zorunlu kılıyor. Bu sayede dönüşüm yolculuğu ölçülebilir hale geliyor, yatırımcı güveni artıyor ve finansmana erişim kolaylaşıyor.

KOBİ’ler İçin Öncelik

Bu noktada KOBİ’lerimizin önceliği, dönüşümü işin merkezine almak; hedeflerini ölçülebilir kılmak ve stratejiden iş gücüne, tedarik zincirinden ekosistem yönetimine kadar sürdürülebilirlik temelli bütünsel adımlar atmaktır. Böyle bir yaklaşım hem risklerin yönetilmesini hem de fırsatların hızla değerlendirilmesini mümkün kılar.

Bu çerçevede, geçtiğimiz hafta New York’ta düzenlenen İklim Zirvesi’nde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözlerini paylaşmak isterim; çünkü aslında anlatmak istediğimiz tabloyu tek cümlede özetliyor:

“Bilim eylem istiyor. Hukuk bunu emrediyor. Ekonomi bunu zorunlu kılıyor. İnsanlar ise bunu talep ediyor.”

“The science demands action. The law commands it. The economics compel it. And people are calling for it,”

Bu sözler, dönüşümün artık ertelenemez bir zorunluluk olduğunu ve hepimiz için ortak bir sorumluluktaşıdığını güçlü bir şekilde hatırlatıyor.

Sunumlarla Bağlantı

İşte biz de bugün tam bu çerçevede üç kritik başlık üzerinden ilerleyeceğiz.

  • Tedarik zincirinde dayanıklılık: İklim ve jeopolitik risklerin baskısı altında kesintisiz üretim ve teslimatı sağlamak.
  • Finansal dayanıklılık: Dalgalı piyasada nakit yönetimi, borç disiplini ve yeşil finansmana erişim.
  • Sürdürülebilirlik raporlaması: Yatırımcı çekmek, müşteriyi elde tutmak ve markayı güçlendirmek için şeffaf ve güvenilir bilgi sunmak.

Bu üç alan, KOBİ’lerimizin geleceğe hazırlanmasında yol gösterici olacak.

Kapanış

Bugün paylaşılacak görüşlerin yalnızca risklere karşı korunmamıza değil, aynı zamanda yeni fırsatları görmemize ışık tutacağına inanıyorum.

Hepinize verimli bir seminer diliyor, katılımlarınız için teşekkür ediyorum.

Gül SALDIRANER

İhbar Öneli İçinde İstirahat Raporu Alan İşçinin İhbar Öneli Uzar mı?

İhbar öneli i̇çinde i̇stirahat raporu alan İşçinin i̇hbar öneli uzar mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İhbar Öneli İçinde İstirahat Raporu Alan İşçinin İhbar Öneli Uzar mı?

Lütfi İNCİROĞLU

İhbar öneli i̇çinde i̇stirahat raporu alan İşçinin i̇hbar öneli uzar mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 nci maddesine göre süresi be­lir­siz iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi ge­rekmektedir. Aksi halde iş sözleşmesinin feshi sırasında ihbar öneline uymayan taraf karşı tarafa ihbar tazminatı ödemekle yükümlüdür. İhbar tazminatı, bildirim şartına uymayan tarafça ödenir ve 5 yıllık zaman aşımına tabidir.

İşçi ihbar öneli içinde işyerini terk ederse, ihbar önel sürelerinin bölünmezliği ilkesi gereğince işverenine tüm ihbar süreleri dikkate alınarak ihbar tazminatı ödemesi gerekir.

Ayrıca işçi ihbar öneline ait ücreti peşin ödeyerek iş sözleşmesini derhal feshedemez. Sadece işveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi belirsiz süreli iş sözleşmesini feshinden önce durumu işverene bildirmekle yükümlüdür. İşçinin, iş sözleşmesini ihbar önelinde bulunmadan feshederek işten ayrılması usulsüz fesih sayılır ve işveren işçiden ihbar tazminatı talep edebilir.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, ihbar öneli ve­rilerek iş sözleşmesinin feshi halinde iş sözleşmesi önelin bitiminde feshedil­miş olur. Önelin bitiminden önce fesih halinde ise, önel verilmemiş sayılır ve bu suretle iş sözleşmesini fesheden taraf diğer tarafa ihbar öneline ait ücretin tamamını tazminat olarak ödemek durumunda kalır. İhbar önelinin bölün­mezliği ilkesi yasa ya da sözleşmede öngörülen öneller bakımından farklı uy­gulanamaz. Sözleşme ile arttırılan süre dâhil olmak üzere ihbar öneli bütün­lük arz eder ve bölünerek uygulama yapılamaz[1].

İhbar öneli içinde işçinin istirahat raporu alması durumunda işçinin ihbar önelinin uzayıp uzamayacağı ile ilgili 4857 sayılı İş Kanunu’nda bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay’ın değişik tarihlerde verdiği kararlarda rapor süresi kadar ihbar süresinin de uzayacağı yönündedir.

Nitekim Yargıtay’a göre “İhbar öneli bütünlük arz eder. Bu nedenle ihbar önelleri bölünmek sureti ile uygulanamaz. İhbar önelinin bölünmezliği ilkesi uyarınca, önel içinde izin, rapor kullandırılamaz. Kısaca önel ile izin süresi  içe geçemez. İznin ücretli veya ücretsiz olması sonuca etkili değildir. Bu durumda önel verilmemiş sayılır. Somut uyuşmazlıkta, davalı daha sonra ücretini ödese bile önel içinde davacıyı izne çıkarmıştır. Önel bölünmüştür. Davacıya usulüne uygun önel verilmediğinden, ihbar tazminatının kabulü yerine reddi hatalıdır” [2].

Yargıtay’ın konuyla ilgili başka bir kararında da davalı işveren davacının ihbar öneli içinde çalışması gerekirken rapor kullanmak suretiyle çalışmadığı süre ücretinin dava konusu alacaklardan mahsubunu istemiştir. Davacı işçinin ihbar öneli içinde istirahatli olması nedeniyle ihbar önelinin rapor süresi kadar uzadığının kabulü gerekir. Davacı bu süreyi beklemeden ayrıldığına göre ihbar önelinin usulüne uygun biçimde kullanıldığından söz edilemez. Bu durumda davalı işveren ihbar tazminatının tamamına hak kazanılabilir ise de sadece rapor süresi ücretinin mahsubunu istemek suretiyle bu konudaki talebini sınırladığından ihbar tazminatının 17 günlük süreye tekabül eden kısmının da davacının gerçekleşen alacaklarından mahsubu ile varsa bakiyesinin hüküm altına alınması gerekirken davalıların anılan savunması değerlendirilmeden karar verilmiş bulunması hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir[3]

Görüleceği üzere Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre, ihbar önel sürelerinin bölünmezliği ilkesi gereğince, işçinin sağlık raporu alması durumunda ihbar süresi durur. Raporlu geçirilen günler ihbar süresine sayılmaz. Rapor süresi bittiğinde ihbar süresi kaldığı yerden devam eder.

İhbar öneli i̇çinde i̇stirahat raporu alan İşçinin i̇hbar öneli uzar mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak, ihbar öneli bütünlük arz eder ve bölünerek uygulanamaz. Taraflardan hangisi ihbar öneli vermek suretiyle fesih bildiriminde bulunursa bulunsun şayet işçi istirahat raporu almışsa raporlu süreyle ihbar öneli iç içe giremez. Bu nedenle rapor süresi kadar ihbar önelinin uzatılmış olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, ihbar önel sürelerinin bölünmezliği ilkesi gereğince, işçinin sağlık raporu alması durumunda ihbar süresi durur. Raporlu geçirilen günler ihbar süresine sayılmaz. Rapor süresi bittiğinde ihbar süresi kaldığı yerden devam eder.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.29.2.2016 T., E.2014/31919, K.2016/4184 Legalbank.

[2] (Y9HD.,14.1.2013 T., E.2010/37390., K.2013/75 Legalbank).

[3] (Y9HD.,31.10.2000 T., E.2000/10425., K.2000/15201 Legalbank).

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Dayanıklılık

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Ve Dayanıklılık
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Ve Dayanıklılık

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Dayanıklılık 
Prof. Dr. Murat ERDAL – İstanbul Üniversitesi
merdal@istanbul.edu.tr 

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Ve Dayanıklılık
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Ve Dayanıklılık

Ticaretin Yeni Dinamiklerinde Stratejik, Finansal ve Sürdürülebilir Adımlar Semineri 30 Eylül 2025 tarihinden İstanbul Ticaret Odası Eminönü Genel Merkez binasında gerçekleşti. İstanbul Ticaret Odası (İTO) yönetimine, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Mehmet DEVELİOĞLU, organizasyonda emeği geçen tüm İTO personeline, moderatör Sn. Gül SLADIRANER’e, değerli hocalarımıza ve katılımcılara teşekkür ederim.

Seminerde sunumu paylaşmamı isteyen katılımcılarımız ve işten fırsat bulup gelemeyen arkadaşlarımız için aşağıda linkte klasörü paylaşıyorum.

SUNUM KLASÖRÜNÜ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ. 

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Dayanıklılık Sunum Klasörünü indirmek için tıklayınız. 

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Dayanıklılık

  • Dünya Ekonomisi; Ülkeler Bazında Büyüme Projeksiyonları
  • Tarife Savaşları ABD ve Çin
  • Çin Ekonomisi ve Geleneksel Sektörlerdeki Büyüme Hızları
  • Dayanıklılık (Resilience) Kavramı
  • İşletmelerde Dayanıklılık
  • Tedarik Zincirlerinde Riskler ve Dayanıklılık 
  • Türkiye-Çin İhracat ve İthalat Verileri
  • Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
  • Sürdürülebilir Satın Alma ( Sustainable Procurement)
  • ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı
  • Sürdürülebilir Tedarikçi ve Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme 
  • Sürdürülebilir Sanayi – > Rekabetçi Türkiye Hedefi 
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Dayanıklılık
Soldan Sağa: Sn. İlyas GÜLENÇ, Sn. İlyas KAHRAMAN, Sn. Murat ERDAL, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Mehmet DEVELİOĞLU, Sn. Gül SALDIRANER

30 Eylül 2025
İSTANBUL TİCARET ODASI – Eminönü 

İstanbul Ticaret Odası Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
İstanbul Ticaret Odası 30 Eylül 2025 Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi

TİCARETİN YENİ DİNAMİKLERİNDE STRATEJİK, FİNANSAL VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ADIMLAR SEMİNERİ

Ti̇careti̇n Yeni̇ Di̇nami̇kleri̇nde Strateji̇k, Fi̇nansal Ve Sürdürülebi̇li̇r Adimlar Semi̇neri̇
TİCARETİN YENİ DİNAMİKLERİNDE STRATEJİK, FİNANSAL VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ADIMLAR SEMİNERİ

TİCARETİN YENİ DİNAMİKLERİNDE STRATEJİK, FİNANSAL VE
SÜRDÜRÜLEBİLİR ADIMLAR SEMİNERİ

30 Eylül 2025 Salı

  1. Kat Fuaye Salonu (13.00 – 15.40)

13.00 – 13.30              Kayıt

13.30 – 13.40             Açış Konuşması

Mehmet DEVELİOĞLU

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Moderatör                  Gül Saldıraner

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bağımsız Denetçi

13.40 – 14.10            Tedarik Zincirinde Dayanıklılık

Prof. Dr. Murat Erdal – İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tedarik Zinciri Yönetimi Ana Bilim Dalı Başkanı

14.10 – 14.40             Finansal Dayanıklılık ve Sürdürülebilirlik

İsmail Kahraman FCO Kurucusu

14.40 – 15.10            Sürdürülebilirlik Raporlaması

İlyas Gülenç Ekostrateji Kurucusu

15.10 – 15.40            Soru – Cevap

Anahtar Sözcükler: dayanıklılık, sürdürülebilirlik, tedarik, tedarik zinciri, raporlama, İstanbul Ticaret Odası, İTO, finansal, satın alma, sürdürülebilir satın alma,  strateji, finansal dayanıklılık, Resilience, procurement, ABD, Çin, Risk Yönetimi, Tedarik riskleri, tedarik zinciri riskleri, raporlama, Murat ERDAL, sürdürülebilirlik raporlaması, ihracat, ithalat, Türkiye, Sürdürülebilir Sanayi, Rekabetçi Türkiye, Tedarikçi Eğitimleri, Eğitim, Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme

ABB, Robotikte Görsel Yapay Zekâ kullanımıyla robotların kullanımına hız kazandırıyor

Abb Robotik Yapay Zeka

*ABB, robotik teknolojilerinde görsel yapay zekâ yeteneklerini geliştirmek için LandingAI’ye stratejik bir yatırım yaptı

*Robotik teknolojisinde görsel yapay zekâ uygulamalarının eğitim ve devreye alma süresini yüzde 80’e kadar azaltacak bu adım ile lojistik, sağlık ve gıda & içecek gibi dinamik sektörlerde robotların kullanımı hız kazanacak

*Bir ilk niteliği taşıyan bu iş birliği, ABB Robotics’in Otonom ve Çok Yönlü Robotlar (Autonomous Versatile Robotics – AVR™) vizyonuna yönelik önemli bir adımı temsil ediyor

ABB Robotics, robotik teknolojisinde görsel yapay zekâ teknolojilerinin dönüşümünü hızlandırmak üzere stratejik bir adım atarak Kaliforniya merkezli LandingAI’ye yatırım yaptı. Robotik teknolojisinde görsel yapay zekânın daha hızlı, daha sezgisel ve çok daha geniş bir kullanıcı kitlesi için erişilebilir hale getirilmesini hedefleyen bu yatırım alanında bir ilk niteliği taşıyor. ABB’nin, LandingAI’nin LandingLens™ gibi yapay zekâ tabanlı görüntü işleme yeteneklerini kendi yazılım paketine entegre etmesini sağlayacak bu stratejik iş birliği, şirketin tam anlamıyla otonom ve çok yönlü robotik teknolojisine doğru yolculuğunda da önemli bir dönüm noktası niteliği taşıyor.

ABB Türkiye Robotik ve İmalat Otomasyonu İş Kolu Başkanı Emre Tural, “ABB olarak robotların çok yönlülüğünü ve otonomisini artırarak müşterilerimize robotların geleneksel kullanımının ötesinde bir deneyim sunmak için yeniliklere imza atmaya devam ediyoruz. Robotikte yapay zekâya yönelik talep; daha fazla esneklik ihtiyacından, devreye alma döngülerinin kısalmasından ve robotları programlamak ve işletmek için gereken uzmanlık becerilerinin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Yapay zekâyı yenilikçi çözümlerle ticarileştirme yönündeki on yıllık yolculuğumuzda yeni bir aşama olan bu iş birliğimiz ile kurulum ve devreye alma süreleri haftalar yerine saatler içerisinde tamamlanabilecek. Bu stratejik yatırımımız ile ülkemizdeki imalat otomasyonu ihtiyacını hızla kapatarak, müşterilerimize daha akıllı ve verimli otomasyon çözümlerini ulaştıracak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

ABB bu yatırımı, ABB Robotics’in robotik ve otomasyonun geleceğini şekillendiren yenilikçi erken aşama şirketlere yatırım yapmayı ve iş birliklerini teşvik etmeyi amaçlayan stratejik girişim sermayesi birimi olan ABB Robotics Ventures aracılığıyla gerçekleştirdi.

LandingLens ile görsel yapay zekâ sistemlerinin eğitim hızı artıyor

LandingAI’nin geliştirdiği LandingLens, karmaşık programlama ya da yapay zekâ uzmanlığı gerektirmeden, nesneleri, desenleri veya problemleri tanıyıp bunlara yanıt verebilen görsel yapay zekâ sistemlerinin hızlı bir şekilde eğitilmesini sağlayarak kullanıcılara kolaylık sağlıyor.

LandingLens sayesinde ABB Robotics, robotik teknolojisinde görsel yapay zekâ uygulamalarının eğitim ve devreye alma süresini yüzde 80’e kadar azaltacak. Kullanıcılar ise robotlara entegre edilen bu yapay zekâyı yeni senaryolara göre kendileri de eğitebilecek. Bu da çok daha yüksek bir esneklik seviyesi sağlayarak robotların geleneksel üretimin ötesinde, özellikle lojistik, sağlık ve gıda & içecek gibi dinamik sektörlerde kullanımını hızlandıracak.

Yazılım paketi içinde tam entegre bir yapay zekâ eğitim aracı sunan tek robotik şirketi olan ABB Robotics, bu yapay zekâyı da ABB’nin güçlü simülasyon ve programlama aracı RobotStudio® ile birlikte kullanıma sunacak.

Satinalmada Yapay Zeka
Satınalma ve Tedarik Zinciri Uzmanları için Yapay Zeka Eğitimi

İhracatçılar Finansman İster – Bölüm 3

İhracatçılar Finansman İster – Bölüm 3 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İhracatçılar Finansman İster – Bölüm 3

Reşat BAĞCIOĞLU

İhracatçının İhtiyacı

İhracatçılar Finansman İster – Bölüm 3 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİhracatçı işini ne kadar güzel yaparsa yapsın, ne kadar iyi bilirse bilsin ihracatın yollarını, ne kadar pazara hakim olursa olsun, ihracatçının öncelikli ihtiyacı finansmandır.

İşletme giderlerinden tutun, faaliyetini sürdürebilmesi için;

  • Hammadde alımından
  • Sabit giderlere

ihracatçıya finansman gereklidir.

Finansman derken, ihracatçının global pazarda rekabet olanağını kısıtlamayacak ölçüde, ihracat yapmaya elverişli, düşük faizli, vergisiz ve fonsun bir finansmandan bahsediyorum.

Tam da ihracatın finansmanından bahsediyorum.

İhracatın Finansmanı

Bahsettiğim ihracatın finansmanı, ihracata destek amacıyla, devlet desteği olan, Türk Eximbank kaynaklı kullanılması halinde konvansiyonel ve katılım bankalarının uyguladığı faiz ve katılım payı rakamlarından daha düşük bir kredi. İhracatın finansmanında Devlet, devletliğini gösteriyor ve kredi kullanımlarında bankalarca tahsil edilip, vergi dairesine yatırılmakta olan;

  • KKDF – Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu
  • BSMV – Bankacılık Sigortacılık Muameleleri Vergisi

Türkiye Finans GörselVergilerinden muaf, sadece kredisi kullandıran kurumun uygulayacağı faizin ödenmesiyle kullanılacak kredi. Adına ihracatın finansmanı dedikse, bu krediyi kullanan ihracatçıların da ihracat yapacaklarını kredi aldıkları kuruma taahhüt edecek, krediyi kullandıran kurum ise bu kredi kullanımından sonra olmak kaydı ile ihracatçının, ihracat yaptığını belgelemesi gereklidir. Süre de uzun; 24 aylık süre içinde ihracatını tamamlaması gerekir ihracatçının.

Zor bir şey mi sizce? İhracat yapacağım diyen ihracatçı, ihracatın finansmanı amacıyla ihracat kredisi kullanıyorsa, ihracat yaptığını da belgelemesi gereklidir.

İhracat yaptığını belgelemesi ihraç konusu mallara ait ihracat gümrük beyannamesinin (İhracat GB) tarih ve numarasının kredi veren kuruluşa bildirimi ile ihracat yaptığını kanıtlayabilir.

Unutmadan bir cümle daha söyleyeyim;

İhracat yaptığının kanıtlanması bir anlamda “ihracat taahhüdü” anlamında olup, yaptığı ihracatlara ait GB’lerin FOB tutarları esas alınır.

Şimdi diyeceksiniz ki ihracatçı ihracatını ya;

EXW – ExWorks

FCA – Free Carrier

FAS – Free Alongside Ship

teslim şekline göre yaparsa ne olacak?

Yahu şu Reşat Bağcıoğlu var ya, insanın aklını karıştırmak için elinden ne geliyorsa yapıyor. FOB tutarlar esas alınır dedim, Reşat Bağcıoğlu da neler söylüyor. Onu da kendisi söylesin bence.

İhracatın Finansmanına Erişim

Finasmana ErişimAslında lafı döndürüp konuyu buraya getirmeye çalıştım. Ne sinsice fikir bendeki değil mi?

İhracatçı finansmana nasıl erişecek? Kolay erişebiliyor mu? Kimler destek oluyor ihracatçılara?

Hemen söyleyelim;

İhracatçımızın gerçek dostu, ülkemizin yüz akı, hazine destekli, ülkemizin tek resmi ihracat kredi finans kuruluşu olan Türk Eximbank;

Eximbankk

İhracatçılarımıza rekabet edebilir nitelikte ihracatın finansmanı için uygun kredi desteği sağladığı gibi, ihracatçının riskli pazarlara girmesi ve uzun vadeli satış yapmasına olanak tanıyan İhracat Kredi Sigortası ürünü ile ihracatçımızın riskini üstlenerek ihracat kredi sigortası da yapmaktadır.

Anlayacağınız; ülkemizin güzide kuruluşu olan Türk Eximbank hem ihracatın finansmanı için kredi veriyor, hem de ihracatçıya alacak sigortası niteliğinde İhracat Kredi Sigortası sunmaktadır.

Başka bir arzunuz var mı?

Bu konuda detaylı bilgiyi de Türk Eximbank’ın çok değerli mensubu İhracat Kredi Sigortası Marmara Bölge ve Pazarlama Müdürü İbrahim Görmüş Beyefendinin kapısı her zaman açık olup, engin bilgisiyle siz ihracatçılara destek verecektir.

İhracat kredisi veren kurumların ilk sırasında Türk Eximbank’ı yazdım. Diğer bankalar ne yapıyor? Onu da dileyen ihracatçılarımız sora sora öğrenir. Her şeyi ben anlatmayayım.

Finansmana Erişim İçin Gerekli Teminat

Yeter ki ihracatçımız tüm samimiyetiyle ihracat yaptığını ve yapacağını anlatsın, firmasının mali verileri alınarak değerlendirme yapılır, verebileceği teminatlar değerlendirilir, hala teminat noksanı varsa ülkemizin güzide kuruluşu, ihracatçılarımıza can suyu niteliğinde destek veren, teminatı yetersiz olması halinde ihracatçımızın kullanacağı kredilere kefalet eden diğer kuruluşumuz olan;

İGE A.Ş. İhracatı Geliştirme A.Ş. 

Ige

İhracatçılarımıza daima destek olmayı, ihracatın arttırılmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.

İhracatçımız Finansmana Erişemiyoruz Diyor mu?

Bence demesin.

İhracatın ülkemize sağlayacağı katkının bilinci ile ihracatçılarımızın saydığım iki kuruluşa müracaat etmesi halinde eli boş dönmeyeceğine olan inancım tamdır.

Devlet, ihracat yapılması ve ihracat rakamlarının arttırılması için elini taşın altına koyuyorsa, ihracatçımız da kendini yetiştirerek ihracat yapacak ve finansman kapılarını araştıracaktır. Ben İGE A.Ş. ile Türk Eximbank’ı ilk sıraya koyarak sizlere aktardım.

Bundan sonrası değerli ihracatçılarımıza kalmıştır.

İhracatçılar Finansman İster – Bölüm 3 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi 

Satınalma ve Tedarik Zinciri Uzmanları için Yapay Zeka Uygulamaları Eğitimi

Satinalmada Yapay Zeka
Satınalma ve Tedarik Zinciri Uzmanları için Yapay Zeka Eğitimi

Satınalma ve Tedarik Zinciri Uzmanları için
YAPAY ZEKA UYGULAMALARI EĞİTİMİ (1 Gün)
Dr. Adil ÜNAL (aunal@istanbul.edu.tr)

Eğitimin ilk bölümünde, katılımcılara yapay zekânın tarihsel gelişiminden başlayarak, üretken yapay zekânın sunduğu fırsatlar ve diğer yapay zekâ türlerinden farkları üzerine kapsamlı bir çerçeve sunulmaktadır. Bu bölüm, satınalma ve tedarik zinciri süreçlerinde yapay zekânın pratik kullanım örnekleriyle desteklenerek katılımcıların iş süreçlerine doğrudan entegre edebilecekleri bilgi ve beceriler kazanmalarını hedeflemektedir. Ayrıca büyük dil modelleri, prompt mühendisliği, özelleştirilmiş prompt örnekleri, RAG (Retrieval-Augmented Generation) iş akışları ve yapay zekâ ajanları gibi güncel konular ele alınmaktadır. Böylece katılımcılar, yalnızca kavramsal bir anlayış geliştirmekle kalmayacak, aynı zamanda iş dünyasında kullanılabilir çözümler üretme konusunda da deneyim kazanacaklardır.

Eğitimin ikinci bölümünde, satınalma ve tedarik zinciri süreçlerinde yapay zekânın somut kullanım alanlarına odaklanmaktadır. P2P (Procure-to-Pay) ve S2C (Source-to-Contract) süreçlerinde yapay zekâ uygulamaları, pratik örnekler üzerinden detaylandırılmaktadır. Katılımcılar; tedarikçi chatbotları ile müzakere süreçleri, teklif karşılaştırma ve analizinde yapay zekâ destekli asistanlar, ihale yönetiminde yapay zekâ çözümleri ve dinamik sevkiyat yönetimi gibi senaryoları vaka üzerinden taratışma fırsatı bulacaktır. Ayrıca satınalmada yapay zekâ olgunluğunun ölçülmesi, üretken yapay zekânın entegrasyonu, yol haritasının belirlenmesi ve bu dönüşüme liderlik etme gibi stratejik konular da aktarılacaktır.

Bu eğitim, satınalma ve tedarik zinciri alanında çalışan profesyonellerin yapay zekâ teknolojilerini iş süreçlerine entegre edebilmesini, verimliliği artırmasını ve organizasyonlarını geleceğe hazırlamasını amaçlamaktadır. Katılımcılar, veri temelli karar alma becerilerini güçlendirerek şirketlerinin maliyet, hız ve rekabet avantajını koruma konusunda yetkinlik kazanacaktır.

Satınalma ve Tedarik Zinciri Uzmanları için
YAPAY ZEKA UYGULAMALARI EĞİTİMİ (1 Gün)

Eğitim İçeriği:
1. BÖLÜM:

  • Yapay Zekanın Tarihsel Gelişimi
  • Üretken Yapay Zeka ve Sunduğu Fırsatlar
  • Üretken Yapay Zeka ve Diğer Yapay Zeka Türleri Arasındaki Farklar
  • Satınalma ve Tedarik Zinciri Süreçlerinde Yapay Zeka Kullanımı ve Pratik Uygulama Örnekleri
  • Özelleştirilmiş Prompt Örnekleri
  • Büyük Dil Modelleri ve Prompt Mühendisliği
  • RAG – Yapay Zeka İş Akışları
  • Yapay Zeka Ajanları

2. BÖLÜM:

  • Satınalma ve Tedarik Zinciri Süreçlerinde Yapay Zekâ Kullanımı
  • P2P (Procure to Pay) Süreçlerinde Yapay Zeka
  • S2C (Source to Contract) Süreçlerinde Yapay Zeka
  • Pratik Uygulama Örnekleri
    • Müzakere Sürecinde Yapay Zeka Kullanımı: Tedarikçi Chatbot Kullanımı Örneği
    • Teklif Karşılaştırma ve Analizinde Yapay Zeka Kullanımı: Teklif Asistanı Örneği
    • İhale Süreçlerinde Yapay Zeka Kullanımı: İhale Asistanı Örneği
    • Sevkiyat Yönetiminde Yapay Zeka Kullanımı: Yapay Zeka ile Dinamik Seviyat Yönetimi Örneği
  • Satınalmada Yapay Zekâ Olgunluğunun Ölçülmesi
  • Üretken Yapay Zekânın Satınalma ve Tedarik Zincirine Entegrasyonu
  • Yapay Zekâ Yol Haritasının Belirlenmesi
  • Satınalma ve Tedarik Zinciri Departmanlarının Yapay Zekâ ile Dönüşümüne Liderlik Etmek

EĞİTİM KAZANIMLARI:

Bu eğitimin sonunda:

1. Üretken yapay zekanın temel ilkelerini ve kavramlarını anlayabileceksiniz.

2. Çeşitli yapay zeka modellerini ve bunların uygulamalarını tanımlayabilecek ve analiz edebileceksiniz.

3. Yapay zeka teknolojilerinin etik sonuçlarını ve yönetişimini değerlendirebileceksiniz.

4. Tedarik zinciri operasyonlarında üretken yapay zekadan nasıl faydalanabileceğinizi öğreneceksiniz.

5. Üretken Yapay Zekayı iş operasyonlarına ve kültürüne entegre etmek için stratejiler geliştirebileceksiniz.

6. Kuruluşunuzda yapay zeka odaklı projelere ve girişimlere liderlik edebileceksiniz.

Eğitimin amacı, sizi yalnızca üretken yapay zekanın teknik yönleriyle tanıştırmak değil, aynı zamanda stratejik kararlar almanız ve işinizde inovasyonu teşvik etmeniz için sizi güçlendirmektir.

Satinalmada Yapay Zeka
Satınalma ve Tedarik Zinciri Uzmanları için Yapay Zeka Eğitimi

Eğitmen Hakkında: Dr. Adil ÜNAL

İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı’nda Tedarik Zinciri Stratejileri ve Tedarik Zincirinde Performans Yönetimi derslerini, Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü’nde ise Lisans seviyesinde İş Zekası ve Yönetim Bilişim Sistemleri derslerini vermektedir. Çalışmalarını ağırlıklı olarak yapay zeka entegrasyonu, satınalma ve tedarik zinciri stratejilerinin belirlenmesi, stratejik planlama, operasyonel süreç ve performans yönetimi konuları üzerinde yoğunlaştırmaktadır.

2014 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi Entertech’te kurulan Tinova Bilişim Teknolojileri A.Ş.’nin ve Satınalma Dergisi’nin kurucu ortağıdır.

•Tedarik Zincirinde Süreç ve Performans Yönetimi (2024) ve Lojistik Merkez Yönetimi (2013) başlıklı iki kitabı ve yurtdışında seçkin yayınevleri tarafından yayınlanmış sürdürülebilirlik ve dijitalleşme üzerine kitap bölümleri (2025) bulunmaktadır.

•Bankacılık, Gıda/Restoran, Tekstil, Lojistik, İmalat sanayi işletmelerinde satınalma, tedarik zinciri ve bilişim teknolojileri projelerinde analist ve danışman olarak görev almıştır.

•Teknoparklarda hakem ve danışman olarak görev almaktadır.

Yapay Zeka ve ERP projeleri başta olmak üzere şirketlerin Satınalma, Tedarik Zinciri ve Süreç Yönetimi konusundaki dijitalleşme projelerini değerlendirmektedir.

Oxford Üniversitesi Eğitimde Yapay Zeka Merkezi’nde akademik partner olarak yer almaktadır. https://aieou.web.ox.ac.uk/academic-partners

Kamu ve özel sektörde satınalma, lojistik, tedarik zinciri ve dijitalleşme projelerinde görev almaktadır. Tedarik zinciri yönetimi alanında İstanbul Üniversitesi’nden doktora derecesi bulunan Ünal, bilgi ve deneyimlerini www.satinalmadergisi.com üzerinden akademi ve özel sektörle paylaşmaktadır.

Anahtar Sözcükler: P2P, Procure-to-Pay, S2C, Source-to-Contract, AI Agents, Büyük dil modelleri, Özgünleştirilmiş prompt, prompt mühendisliği, RAG, İş akışları, satın alma uzmanları için yapay zeka, yapay zeka, AI, eğitim, seminer, satınalmada yapay zeka eğitimi, yapay zeka ajanları, tedarik, tedarik zinciri, operasyon, uygulama, ihale, talep, tedarikçi, kontrat, sözleşme

ŞİRKET EĞİTİMLERİ

Eğitim içeriklerini görmek için başlıkları tıklayınız.

☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400  Standardı Eğitimi (2 gün)
☐ Satınalma ve Tedarik Zincirlerinde YAPAY ZEKA Eğitimi (2 gün)
☐ Emtia ve Kategori Uzmanları için Maliyet ve Fiyat Eskalasyon Analizi Eğitimi
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi İlişkileri Eğitimi (2 gün)
☐ Filo Yönetimi Eğitimi: “Operasyon ve Planlama İlkeleri” (2 gün)
☐ Lojistik ve Depo Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Satış Mühendisleri için Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ İdari İşler ve Tesis Yönetimi Eğitimi (2 Gün)

29 Eylül Dünya İsrafla Mücadele Günü: SKT, TETT ve Milyarlarca Dolarlık Gıda İsrafı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber 29 Eylül Dünya İsrafla Mücadele Günü Skt, Tett Ve Milyarlarca Dolarlık Gıda İsrafı

SKT ve TETT ile İlgili Yanlış Bilgi ve Uygulama, Milyarlarca Dolarlık Gıda İsrafına Yol Açıyor!

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber 29 Eylül Dünya İsrafla Mücadele Günü Skt, Tett Ve Milyarlarca Dolarlık Gıda İsrafıTemel İhtiyaç Derneği (TİDER) Başkanı Hande Tibuk, 29 Eylül Dünya İsrafla Mücadele Günü’nde, Son Kullanma Tarihi ve Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi kavramlarının karıştırılmasının gıda israfındaki kritik rolüne dikkat çekti.

“Son Kullanma Tarihi” ve “Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi”ni yanlış yorumlamak sadece aile bütçesine değil aynı zamanda ülke ekonomisine ve çevreye milyarlarca dolarlık zarar veriyor. Verilere göre tarih işaretlemesinin yanlış anlaşılmasından dolayı her yıl ekonomik değeri 70 milyar dolar ila 130 milyar dolar olan gıdaların yaklaşık yüzde 7 ila yüzde 10’u çöpe gidiyor.

Tüketici sağlığını korumak ve gıda güvenliğini sağlamak için ürünlerin üzerine konulan Son Kullanma Tarihi (SKT) ve Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) yanlış uygulandığında milyarlarca dolarlık gıda israfına yol açıyor.

Temel İhtiyaç Derneği TİDER, 29 Eylül Dünya İsrafla Mücadele Günü’nde sağlıklı gıdaya erişim ve gıda israfını önlemede önemli bir rol üstlenen Son Kullanma Tarihi (SKT) ve Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) kavramlarına dikkat çekti.

Yanlış Uygulama Milyarca Dolar Zarara Neden Oluyor

Asıl amacı sağlıklı gıdaya erişimi sağlamak olan bu önemli iki bilginin doğru öğrenilmemesi ya da aralarındaki farkın tam olarak anlaşılmaması, aile bütçesi, ülke ekonomisi ve çevreye zarar olarak geri dönüyor.

Öyle ki, tarih işaretlemesinin yanlış anlaşılmasından dolayı her yıl ekonomik değeri 70 milyar dolar ila 130 milyar dolan olan gıdaların yaklaşık yüzde 7 ila yüzde 10’u çöpe gidiyor.

Avrupa’da çöpe giden gıdanın %10-15’i, SKT ve TETT’nin yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 18 milyon ton gıda israf ediliyor. Bunun büyük kısmı tarih etiketleri nedeniyle “güvenli” gıdaların çöpe atılmasından kaynaklanıyor.

İsraf edilen gıdanın ekonomik değeri toplamda Türkiye’de 100 milyar TL’nin üzerinde, dünyada ise 1 trilyon doları aşıyor. Ayrıca veriler dünya genelinde israf edilen gıdayla kullanılan su miktarı, Afrika kıtasının yıllık su ihtiyacını karşılayacak düzeyde olduğunu ortaya koyuyor.

Oysa, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2023’te 2,33 milyar kişi “orta ya da şiddetli gıda güvencesizliği” yaşadı. Bunlardan 864 milyon kişi, ciddi ölçüde gün boyu ya da daha uzun süre boyunca yeterli gıdaya ulaşamadı.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın verilerine göre ise Türkiye’de yaklaşık 14,8 milyon kişi “yetersiz gıda tüketimi” yaşıyor. Ne yazık ki sorun, hane halkı tüketiminin bu son aşamasıyla sınırlı değil; gıda zincirinin tüm aşamalarına kadar uzanıyor. Tüketiciler olarak bu tarihlere yakın ürünler satın almak istemediğimiz için, çiftliklerden işletmelere perakendecilerden tedarikçilere kadar tüm gıda endüstrisi, kısmen bu kafa karıştırıcı tarihleme sistemine dayanarak yüz milyarlarca dolar değerinde gıdayı israf ediyor.

Hande Tibuk: “Doğru Bilgilendirme Kaybı Azaltabilir”

29 Eylül Dünya İsrafla Mücadele Günü vesilesiyle konuşan TİDER Başkanı Hande Tibuk, SKT ve TETT kavramlarının karıştırılmasının gıda israfındaki kritik rolüne dikkat çekerken doğru bilgilendirme ve bağış alışkanlıklarının bu kaybı azaltabileceğini vurguladı.

TİDER Başkanı Hande Tibuk Kamuoyuna Şu Çağrıyı Yaptı:

Handetibuk Tider Baskani“Etiketlerdeki tarihleri doğru okuyarak ürünlerin gerçek tüketim süresini bilmek, gıda israfını önlemenin ve milyonlarca ihtiyaç sahibine destek olmanın en güçlü yollarından biridir. TETT’si dolmuş ancak uygun koşullarda saklanmış ve sağlıklı ürünlerin çöpe atılmak yerine gıda bankalarına bağışlanması hem çevresel etkileri azaltır hem de gıdaya erişimde güçlük çeken ailelere umut olur. Her bilinçli tüketim ve bağış kararı, toplumsal dayanışmayı güçlendirirken sürdürülebilir bir gelecek için somut bir adım niteliği taşır.”

Bu farkın bilinmemesi nedeniyle SKT’si yaklaşan veya TETT’si geçen ürünlerin çoğunlukla market raflarında kaldığına ve çöpe gittiğine dikkat çeken Hande Tibuk, “Oysa TETT’si dolmuş ancak sağlıklı ürünlerin gıda bankaları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması mümkün” dedi.

SKT ve TETT Hakkında Doğru Bilgi, Daha Az İsraf

Gıdaları kaliteli ve güvenli tutmak ve gıda israfını azaltmaya yardımcı olmak için gıda etiketlerindeki “tavsiye edilen tüketim tarihini ve “son kullanma tarihini” bilmek önemli. TİDER, gıda ambalajlarındaki tarihlerin yalnızca tüketim güvenliği için değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da belirleyici olduğunun altını çiziyor.

TİDER’in aktardığı bilgilere göre iki tarih etiketleme arasındaki fark şöyle:

  • Son Kullanma Tarihi (SKT): Et, süt ve süt ürünleri gibi riskli gıdalarda güvenlik sınırını ifade eder. Bu tarihten sonra ürün kesinlikle tüketilmemelidir.
  • Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT): Çoğunlukla bakliyat ve kuru gıda gibi raf ömrü uzun ürünlerde kalite önerisini belirtir. Uygun koşullarda saklanan, görünüm, koku ve tat açısından bozulmamış ürünler bu tarihten sonra da güvenle tüketilebilir.

TİDER’in Ulaştığı İhtiyaç Sahipleri 1 Milyona Ulaştı

Türkiye genelinde 40 ildeki 83 gıda bankasıyla faaliyet gösteren TİDER, bugüne kadar 4 bin 830 ton ürün bağışının ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağladı. 1 milyon 35 bin 960 kişiye gıda desteği veren TİDER 12 bin 264 ton karbon salımını engelledi.

Dernek; gıda, temizlik, hijyen, giysi, ayakkabı, yakacak ve bu kategorilere yakın oyuncak, nevresim, mutfak eşyası, kırtasiye gibi ürünlerin bağışını kabul ediyor. SKT’si geçmemiş veya TETT’si dolsa da sağlıklı ürünler, TİDER ağına kayıtlı gıda bankaları aracılığıyla milyonlarca kişiye ulaştırıyor.

Temel İhtiyaç Derneği Hakkında

Ti̇der Logo2010 yılında gıda sektöründe çalışan ve gıda bankacılığının açlık ve yoksullukla mücadelede önemli bir araç olduğuna inanan 9 kurucu üye tarafından Gıda Bankacılığı Derneği adı altında faaliyetlerimize başlayan yapı, 2014 yılında insanların kendi yetkinlik ve yeteneklerine uygun işlerde çalışabilmesinin de en temel ihtiyaçlardan biri olduğundan hareketle çalışmalarına istihdam ve kalkınma projelerini de katarak Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) adını aldı.

TİDER bu yapısıyla israfı önleyerek, gezegenin önemli sorunlarından birine çözüm olmaya çalışırken, aynı zamanda insanların temel ihtiyaçlarına adil ve eşit şekilde ulaşabilmesi için, gıda bankacılığını yaygınlaştırma çalışmalarını da yürüten kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur.

Gıda Bankacılığı Nedir?

Gıda bankası; bağışlanmış gıda, giysi, temizlik ve hijyen ürünlerini toplayan, ayrıştıran, depolayan ve ihtiyaç sahiplerine dağıtan bir sivil toplum örgütlenmesidir. Firmalar ve kişiler gıda, giysi ve temizlik ürünlerini bu “bankaya yatırır”, ihtiyacı olanlar da bu ürünleri “bankadan çeker”.

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber 29 Eylül Dünya İsrafla Mücadele Günü Skt, Tett Ve Milyarlarca Dolarlık Gıda İsrafıTemel İhtiyaç Derneği, Gıda Bankacılığına geniş kapsamlı bir bakış açısı getirerek, yoksulluk ve israfla mücadeleyi bütünsel bir modelle ele alan ve somut çözümler üreten bir sivil toplum kuruluşudur. Kurulmasına destek verdiği gıda bankalarının raflarında israftan kurtardığı, kullanılabilir durumdaki gıda, temizlik ürünü ve kıyafetlerin, yoksulluk sınırındaki ailelere ulaşmasını sağlar. Gıda Bankaları, ihtiyaç sahiplerinin haysiyetinin korunması ve destek sisteminin bir parçası olmalarına imkân tanınması için, yararlanıcı olarak belirlenmiş olan ihtiyaç sahiplerinin adil bir biçimde ürünleri almasına imkan sağlar.


Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı Yazı Dizisi

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
VE YEŞİL SATINALMA SUNUMLARI VE DİĞER MAKALELER

Power Point Sunum Klasörünü indirebilirsiniz:

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu ve Türkiye Analizi



İŞ PROBLEMLERİNE ODAKLI EĞİTİMLER, ÖLÇÜLEBİLİR SONUÇLAR

Ecovadis Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Satın Alma Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri ve Yeşil Satınalma ISO 20400 Eğitimi için tıklayınız. 

 Şirket eğitimlerini standart kalıplarla değil, ihtiyaçlarınıza özel tasarlıyoruz.

Her program, işletmenizin gerçek problemlerine çözüm üretmek ve ölçülebilir sonuçlar yaratmak için hazırlanır.
Sizlerden gelen geri bildirimlerle eğitimlerimizi özgünleştiriyor, böylece her adımda somut değer katıyoruz.

Mottomuz: “Her eğitim, bir iş probleminin çözümü için tasarlanır.”

Güvenilir, verimli ve profesyonel eğitim hizmetleriyle yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim. Prof. Dr. Murat Erdal 

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri:
İçerikleri incelemek için tıklayınız.

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Standardı Eğitimi (2 gün)
☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi İlişkileri Eğitimi (2 gün)
☐ İdari İşler ve Tesis Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Filo Yönetimi Eğitimi: “Operasyon ve Planlama İlkeleri” (2 gün)
☐ Lojistik ve Depo Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Satış Mühendisleri için Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)

Dış Ticaret Eğitimi Dis Ticaret Lojistik Sozlesme Egitimi
Dış Ticarette Lojistik Operasyon ve Sözleşme Yönetimi Eğitimi için tıklayınız. 

-> EĞİTİM KATALOĞUNU İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

Türk Hava Yolları, 75’e Kadar Boeing 787 Dreamliner Siparişi Verdi, 737 MAX Jetleri İçin Görüşmeleri Tamamladı

Thy Boeing Siparişi
  • Küresel taşıyıcı, büyüme ve filo yenileme stratejisini desteklemek amacıyla 787 Dreamliner siparişlerini artırıyor
  • 150 adede kadar 737 MAX jet uçağının satın alınmasına yönelik görüşmelerin tamamlanması ile, Türk Hava Yolları’nın bugüne kadar verdiği en büyük tek koridorlu Boeing siparişi olacak

Boeing [NYSE: BA] ve Türk Hava Yolları (THY), Türk Hava Yolları’nın şimdiye kadarki en büyük Boeing geniş gövde alımı olan 75 adede kadar 787 Dreamliner için kesin sipariş anlaşması imzaladıklarını duyurdu. Anlaşma, 35 adet 787-9, 15 adet daha büyük 787-10 ve opsiyonel olarak 25 adet 787 Dreamliner’ı kapsıyor. Bu yeni sipariş, Türk Hava Yolları’nın filosunu daha da büyütmesine ve modernize etmesine katkı sağlamasının yanı sıra ABD genelinde 123.000’den fazla istihdama destek olacak.

Türk Hava Yolları, aynı zamanda, tamamlandığında Boeing’ten yapılan en büyük tek koridorlu uçak alımı olacak, 100 adedi kesin ve 50 adedi opsiyon olmak üzere toplam 150 adet 737-8/10MAX tipi uçak alımı hususunda görüşmelerin tamamlanmış olduğunu açıkladı. 787 ve 737 MAX siparişlerinin birlikte değerlendirilmesi Türk Hava Yolları’nın kapasitesini ve uçuş ağını genişletirken, Boeing filosunu da iki katına çıkaracak.

Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat yaptığı açıklamada “Bu anlaşma sadece bir filo genişletme hamlesi olarak görülmemeli; sektördeki öncü pozisyonumuzun itici gücü olan inovasyon ve operasyonel mükemmeliyete bağlılığımızın da bir yansıması olarak değerlendirilmeli. Yeni nesil Boeing uçaklarının filomuza katılması, 800 uçaklık filoya ulaşmayı hedefleyen 2033 vizyonumuzun hiç şüphesiz önemli bileşenlerinden biri olacak.” dedi.

Dünyada en fazla ülkeye uçan hava yolu olan Türk Hava Yolları, bugün 787-9, 777, 737 MAX, Yeni Nesil 737 ve 777 Kargo uçakları dahil olmak üzere 200’ün üzerinde Boeing jeti işletmektedir.

Türk Hava Yolları’nın filosuna daha büyük 787-10’u eklemesi, İstanbul ile ABD, Afrika, Güneydoğu Asya ve Orta Doğu arasındaki yoğun talep gören hatlarda yakıt verimliliğini artırırken ek yolcu ve kargo kapasitesinden de faydalanmasını sağlayacak.

787-10, tıpkı 787-9 gibi geniş gövdeli uçaklar arasında en büyük pencerelere sahip olmasının yanı sıra kabin daha düşük bir irtifada ve daha nemli hava sistemi ile basınçlandırılıyor, türbülansı algılayıp etkisini azaltan teknolojisi sayesinde daha sarsıntısız bir uçuş sağlayarak üstün yolcu konforu sunuyor.

Boeing Ticari Uçaklar Başkanı ve CEO’su Stephanie Pope, “Türk Hava Yolları’nın gelecekteki büyümesini desteklemek üzere bir kez daha 787 Dreamliner ve 737 MAX’i seçmesinden gurur duyuyoruz. Türk Hava Yolları, 787’yi uzun menzilli filosunun çok yönlü bir bileşeni hâline getiren küresel havayollarından biridir. Bugüne kadar 1.200’den fazla uçak teslim ettiğimiz 787 Dreamliner ailesi, her gün yaklaşık 500.000 yolcuya hizmet vererek geniş gövde filoları arasında en fazla ülkeyi birbirine bağlıyor. Türkiye ve Türk havacılık sanayiinin 80 yıllık gururlu bir ortağı olarak, Türk Hava Yolları’nın operasyonlarını genişletirken, yolcularına benzersiz deneyimler sunmasında desteğimizi sürdürmeye devam etmekten mutluyuz.” dedi.

Boeing, 80 yıldır Türkiye’de hava yolu işletmelerini ticari uçaklar ve hizmetlerle, Türkiye Cumhuriyeti’ni ise savunma platformlarıyla destekliyor.

Ankara ve İstanbul’daki ofisleriyle Boeing, Türkiye’de tedarik zinciri gelişimine 2 milyar ABD doları yatırım yaptı ve yaklaşık 5.000 kişilik istihdama katkıda bulundu. Bu yatırımlar, tedarikçi geliştirme programı aracılığı ile yerel uzay ve havacılık sektöründe büyümeyi destekleyerek, yenilikçiliği teşvik ederek Türk sanayiinin küresel havacılık ve uzay tedarik zincirine entegrasyonunu güçlendirmektedir.