Demir Yoluyla Liman Bağlantılı Kombine Taşımacılık 12,3 Milyon Tona Ulaştı

Demiryolu Taşımacılığı Derneği’nin (DTD) raporuna göre Türkiye’de geçen yıl ihracat kapsamında 5,8 milyon ve ithalat kapsamında 6,5 milyon ton olmak üzere toplam 12,3 milyon ton yük, liman bağlantılı demir yolu kombine taşımalarıyla hedefe ulaştı. Bu durum intermodal taşımacılığa da olumlu yansıdı. Boltas CEO’su Selman Çoban, demir yolu yatırımlarının hızlanmasıyla intermodale talebin daha da artacağını belirtti.

Demiryolu Taşımacılığı Derneği’nin (DTD) raporuna göre 2022 yılında 5,8 milyon ton liman bağlantılı kombine ihraç taşıması gerçekleştirildi. İthalat kapsamında da toplam 6,5 milyon ton kombine yük taşıması yapıldı.

Türkiye Avrupa hattında blok trenleri ile sağladıkları intermodal taşımalarıyla öne çıkan Boltas’ın CEO’su Selman Çoban, Türkiye’de demir yolu ile yük taşımacılığına ilişkin yatırımların ve verimliliğin artması halinde kombine ve intermodal taşımacılığın daha fazla tercih edileceğini vurguladı.

Liman Bağlantılı Kombine Taşımacılık 12,3 Milyon Tona Ulaştı

Son 10 yılda Türkiye’deki intermodal taşımaların sürekli artış gösterdiğini ifade eden Çoban, “DTD’nin raporuna göre geçen yıl ithalat ve ihracat olmak üzere toplam 12,3 milyon ton liman bağlantılı kombine yük taşımacılığı gerçekleştirildi. Yeni demir yolu bağlantılarının eklenmesiyle bu rakamın her geçen yıl artacağını düşünüyoruz.” dedi.

Yeşil Mutabakat’a Uyum İçin Intermodal Şart

Çoban, intermodal taşımaların düşük karbon salımı sebebiyle de öne çıktığını belirterek, “AB Yeşil Mutabakatı, ihracatta fırsata dönüştürebilmemiz için intermodal daha önemli hale geldi. İntermodal taşımacılıkta daha uygun fiyatlamalar ve sabit transit süreler de ticaretin daha akıcı olmasını sağlıyor.” diye konuştu.

Taşıma hacimlerinin yüzde 85’ini intermodal operasyonların oluşturduğunu söyleyen Çoban, şunları da kaydetti:

İstanbul, Yalova, İzmir ve Mersin’den gerçekleştirdiğimiz Ro-Ro çıkışlarımız ile Fransa’nın Sete Limanı’na veya İtalya’nın Trieste Limanı’na ulaşıyoruz. İntermodal hatlarımızda kara yolu, deniz yolu ve demir yolu servislerini entegre şekilde, optimum verimlilik anlayışıyla kullanıyoruz. 

Türkiye – Almanya hattında hem Ro-Ro bağlantılı hem de direk kara treni seferleriyle hizmet veriyoruz. Bu hatta karşılıklı tek seferde karbon salınımını 80 ton azaltıyorken, yüzde 15-20 civarında maliyet avantajı da sağlayabiliyoruz. Geçen yıl İngiltere intermodal hattımızı da devreye almıştık. Yeni intermodal güzergâhları ve rotaları için ise çalışmalarımız sürüyor.

1503 – Proje Pazarları Destekleme Programı Nedir ?

Proje pazarları, potansiyel ortakların birbirlerinin becerileri, ilgi alanları ve ihtiyaçları hakkında daha fazla bilgi edinmek için bir araya geldiği bir toplantıdır. Bir aracılık etkinliğidir. Bu etkinlik potansiyel işbirliği ortaklarıyla tanışmanın, bağlantı kurmanın hızlı ve etkili bir yoludur.

TÜBİTAK 1503 Proje Pazarları Destekleme Programı kapsamındaki etkinliklerde temel ilkeler;

  • Somut Ar-Ge düşünce ya da proje önerilerine sahip olup, bunları gerçekleştirmek için kendi yetenekleri dışında başka uzmanlık alanlarında katkıya gereksinim duyan,
  • Proje öneri veya sonuçlarına ilişkin talep varlığını araştıran,
  • Arz edilen proje iş birliği önerilerine teknolojik veya finansal katkıda bulunmak isteyen,
  • Üniversite, araştırma ve özel sektör kuruluşlarından temsilcilerin bir araya gelerek aktif katılımları ile projelerini birbirlerine tanıtmaları yoluyla iş birliği olanaklarına ortam oluşturulmasına yönelik düzenlenen ulusal ve / veya uluslararası etkinliklerdir.
  • Etkinlikte yer alacak katılımcı kuruluşlardan en az birinin yurt dışında yerleşik olması durumunda, etkinlik uluslararası düzeyde değerlendirilir.
  • Etkinliğin uluslararası düzeyde başvurulabilmesi için katılımcı kuruluşun katılımına ilişkin katılım niyet mektubu Proje Pazarı Öneri Bilgileri Formu (AGY104) ekinde teslim edilmelidir.

Etkinlik kapsamında, katılımcıların proje fikirleri ve talepleri belirli bir zaman önceden toparlanmalı, isteniliyorsa bu öneriler arasından bir eleme yapılmalı, uygun görülenler hakkında ise diğer katılımcılara ön değerlendirme yapılarak etkinliğe hazırlıklı gelmelerini sağlayacak planlama yapılmış olmalıdır.

Yayınlanan tüm profiller, bu etkinliğin organizatörleri tarafından kapsamlı bir şekilde tanıtılır. Etkinliğin tüm katılımcıları işbirliği profilini görüntüleyebilir. Yapılan araştırmalardaki 40 eşleştirme/komisyonculuk etkinliğinin istatistiksel analizinde yüksek kaliteli profillerin etkinlikten ÖNCE yaklaşık 50 ila 150 kez ziyaret edildiğini ve etkinlikten SONRA da görüntülenmeye devam edildiği göstermektedir.

Bu Programa Kimler Başvurabilir ?

Proje Pazarı etkinliğinde en az bir üniversite ile, sanayi odası, ticaret odası, ihracatçı birliğinden herhangi biri veya daha fazlasının katılımcı olması zorunlu olup, bu katılımcı kuruluşlardan (üniversite, sanayi odası, ticaret odası, ticaret ve sanayi odası, ihracatçı birliği) herhangi biri TÜBİTAK’a etkinlik için destek başvurusunda bulunabilir.

Sağlanan Desteğin Miktarı Nedir ?

TÜBİTAK tarafından belirlenen üst sınırı geçmeyecek biçimde, etkinliği düzenleyen kuruluşun talebinin uygun görülen kısmı için hibe destek sağlanmaktadır. Destek ödemeleri etkinlik öncesi yapılmaktadır. 

Her bir etkinlik için toplam destek tutarı en fazla 90.000 (doksan bin) TL, söz konusu etkinliğin uluslararası katılımlı olması durumunda toplam destek tutarı en fazla 130.000 (yüz otuz bin) TL olarak belirlenmiştir.

Etkinliğe İlişkin Destek Verilen Harcama Kalemleri Nelerdir ?

  1. Basım ve  kırtasiye giderleri: Etkinlik ile ilgili gerekli basım ve kırtasiye giderleri (davetiye, afiş, broşür, kitap, sarf malzemeleri, v.b),
  2. Posta ve kurye giderleri: Etkinlik ile ilgili yapılan posta ve  kurye giderleri,
  3. Ulaşım ve konaklama giderleri: Üniversite ve araştırma kuruluşlarından  etkinlik kapsamında proje fikriyle katılacak  kişilere ait uçak, tren, otobüs, gemi ile yapılan şehirlerarası ve uluslararası ekonomi sınıfı ulaşım giderleri ile en fazla 100 (yüz) TL’ye kadar günlük konaklama giderleri.

Başvuru:

Proje Pazarları Destekleme Programı’na başvurular yılın herhangi bir iş gününde yapılabilir.

Proje Pazarları Destekleme Programına yapılacak etkinlik destek talep başvurularının, bir ön yazı ile etkinlik tarihinden en az iki ay önce “www.teydeb.tubitak.gov.tr” adresinde belirtilen başvuru formatına ve istenilen içeriğe uygun olarak “TÜBİTAK-Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı”na yapılması gerekir.

https://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/ulusal-destek-programlari/icerik-1503-proje-pazarlari-destekleme-programi

Doç. Dr. Zümrüt ECEVİT SATI

Geçici İthalat Hakkında Genel Bilgiler

Geçici İthalat Hakkında Genel Bilgiler

Kerim ÇOBAN

Geçici İthalat Rejimi: Serbest dolaşıma girmemiş eşyanın ithalat vergilerinden tamamen ya da kısmen muaf olarak ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın, Türkiye Gümrük Bölgesi içinde kullanılması ve bu kullanım sırasındaki olağan yıpranma dışında, herhangi bir değişikliğe uğramaksızın yeniden ihracına imkân sağlayan hükümlerin uygulandığı rejimdir.

– Geçici ithalat izni, eşyayı kullanan veya kullandıran kişinin talebi üzerine izin başvurusunun yapıldığı gümrük idareleri tarafından verilir.

Geçici ithalat izin başvuruları Tek Pencere Sistemi (TPS) üzerinden yapılır.

Geçici olarak ithal edilen eşyanın, gümrük idaresince verilen izin süresi içinde yeniden ihraç edilmesi ya da gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanıma tabi tutulması gerekir. Bu işlemler için dış ticaret mevzuatı ile sair gümrük mevzuatı gereğince ibraz edilmesi gereken uygunluk belgesi, kontrol belgesi, ithal lisansı, izin yazısı, gözetim belgesi, tahlil raporu gibi belgelerin temin edilip ilgili gümrük idaresine sunulması gerekir. İthal eşyasının yeniden ihraç edilmesi veya gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanıma tabi tutulması için gerekli süreler, izin verilen kullanımın amacına uygun olacak şekilde Ticaret Bakanlığı’nca belirlenir. Gümrük Kanunu’nun 131.madde uyarınca tespit edilecek özel süreler saklı kalmak üzere, eşyanın geçici ithalat rejimi altında kalma süresi azami yirmi dört (24) aydır. Bununla birlikte, gümrük idareleri ilgili kişinin de kabul etmesiyle daha kısa süreler saptayabilir.

Ancak; a) Özelliği nedeniyle mülkiyeti devredilemeyen eşya,

  1. b) Yirmi dört aydan uzun süreli yatırımlarda kullanılan eşya,
  2. c) Kamu kuruluşları, belediyeler ve sermayesinin tamamı devlete ait olan kamu iktisadi kuruluşları ile yapılan sözleşmeye istinaden ticari amaçla kullanılmak üzere getirilen, Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yerleşik bir kişi adına ve bu bölge dışında tescil edilmiş olan ambulans hava taşıtları, yangın söndürme hava taşıtları, zirai ilaçlama hava taşıtları ve sıhhi ilaçlama hava taşıtları ile bunların yenilenmesi, ayarı ve muhafazasına yönelik tamir ve bakım için gerekli olan yedek parça, aksesuar ve ekipmanlar için ilgili giriş gümrük idaresince yirmi dört ayı aşan süre uzatımı da yapılabilir.

– İthal vergilerinden tam muafiyet suretiyle geçici ithalat rejiminin uygulanabileceği durumlar ve özel şartlar Cumhurbaşkanınca tespit edilir.

– 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 131 ve 132.maddeleri uyarınca Cumhurbaşkanlığı Kararı ile belirlenen kısmi muafiyetten yararlandırılmayacak eşya, tam muafiyetten de yararlandırılmaz.

– Türkiye’ye ithali yasak olan eşya, tüketilebilir nitelikteki eşya, ayniyet tespitinin yapılması mümkün olmayan eşya ile ülke ekonomisine zarar verebileceği Bakanlıkça belirlenecek eşya, ithalat vergilerinden tam veya kısmi muafiyet suretiyle geçici ithalat rejiminden yararlandırılmaz.

Geçici ithalat rejimi kapsamındaki eşya kiralanamaz, ödünç verilemez, bir başkasının kullanımına bırakılamaz ve satılamaz. Geçici ithaline izin verilen eşya, rejim altında kaldığı süre içinde giriş ayniyetine ve tahsis amacına uygun olarak tahsis edildiği yerde kullanılmak zorundadır. Rejim kapsamındaki eşya, giriş ayniyetini korumaya yönelik olağan bakım faaliyetleri dışında başka bir işleme tabi tutulamaz.

– Gümrük Kanunu’nun 202.maddesi uyarınca Cumhurbaşkanlığı Kararında teminat aranmayacağı belirtilen eşya hariç, geçici ithalat eşyasından teminat alınır.

KAYNAKÇA:

  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu.
  • Gümrük Yönetmeliği.
  • 06.2017 tarih ve 30088 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2 Seri Nolu Gümrük Muafiyeti Tebliği.
  • 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu.
  • Gümrükler Genel Müdürlüğünün 2011/16, 2013/6 ve 2017/20 sayılı Genelgeleri.

Bayram Günü Çalıştırılan İşçiye Ücret Yerine İdari İzin Verilebilir mi ?

2429 sayılı Ulusal Bay­ram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda düzenlenmiştir. Buna göre, 1923 yı­lında Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim günü “Ulusal Bayramdır” (2429/m.1). Bunun dışındaki resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı günü “genel tatil günleri” olarak kabul edilir.

1) Ulusal Bayram günü; 29 Ekimdir. Bu günde özel işyerlerinin ka­pan­ması zorunludur. 28 Ekim saat: 13.00’den sonra başlar, 1,5 gündür.

2) Resmi Bayram Günleri:

a) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı; 1 gündür.

b) 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı; 1 gündür.

c) 30 Ağustos Zafer Bayramı; 1 gündür.

3) Dini Bayram Günleri:

a) Ramazan Bayramı; Arife günü saat: 13.00’ten başlar 3,5 gündür.

b) Kurban Bayramı; Arife günü saat: 13.00’ten başlar 4,5 gündür.

4) Ocak günü yılbaşı tatili, 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü ve 15 Temmuz günü Demokrasi ve Milli Birlik Günü tatilidir.

Böylece bir takvim yılı içinde 15,5 gün Ulusal Bayram ve Genel Tatil günü vardır. Buna göre; Ulusal Bayram ve Genel Tatil Günleri Cuma günü akşamı sona erdiğinde, takip eden Cumartesi gününün tamamı tatil yapılır. Bu durumda; Cuma gününe rasgelen Ulusal Bayram ve Genel Tatiller de; müteakip cumartesi günü de tatil yapılır (2429 m. 3/D/2).

Ulusal Bayram yalnızca Cumhuriyet Bayramıdır. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü, bütün özel işyerlerinin kapatılması zorunlu­dur (2429/m.2). Ancak nitelikleri yönünden sürekli görev yapması gereken kuruluşların özel yasalarındaki hükümler saklı tutulmuş ve böylesi kuruluş­ların, özel yasalarına hüküm konulmak şartıyla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gününde de çalışa­bilecekleri kabul edilmiştir. Açıkça anlaşılacağı üzere, özel yasaları olmayan veya özel yasalarında böyle bir hüküm bulunmayan kuruluşlar, nitelikleri yö­nünden sürekli bir iş yapıyor olsalar bile, 29 Ekim gününde çalışma yapama­yacaklardır.

Ayrıca, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanunda, Ulusal Bayramın 28 Ekim günü saat 13.00’den sonrası ve genel tatil günle­rinde (resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı gününde) resmi daire ve kuru­luşların tatil edilecekleri hükme bağlanmıştır. Buna karşın Kanun, bu gün­lerde özel işyerlerinin kapatılmasının zorunlu olmadığını belirtmiştir[1].

Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir (İşK. m.44).

Ulusal bayram ve genel tatil günü tatil yapmayarak ça­lı­şan işçiye çalıştığı her gün için bir günlük ücreti ödenir. Örneğin işçinin günlük ücreti 300 TL ise, ulusal bayram ile genel tatil günü çalışan işçiye 300 TL+300 TL=600 TL ödenir. Bununla birlikte, ulusal bayram ile genel tatil günü işyerinde 2 saatlik bir arızanın giderilmesi için çalıştırılan işçiye ücreti yine 600 TL ola­rak ödenir.

Yargıtay’a göre, “genel tatil ve hafta tatili ücret alacaklarının hak edi­len tarihteki çıplak ücret üzerinden hesaplanması gerekir”[2].

Peki, işveren bayram günü çalıştırılan işçiye ilave ücret yerine idari izin verebilir mi? 4857 sayılı İş Kanunu’nun 47 nci maddesinde, “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işçilerin ulusal bayram ve genel tatil ücretleri işverence işçiye ödenir” denilmektedir.

“Yargıtay uygulamasına göre, “Genel tatil günü olan bay­ram günü çalıştırılan işçiye sonradan bunun karşılığında idari izin verilmesi mümkün değildir. İşçiye bayram çalışması karşılığı ilave ücret ödenmelidir. Dosyadaki belgelerden davacının bir kısım genel tatillerde çalışıp son­rasında idari izin kullandığı görülmektedir. İşçiye genel tatil çalışması karşı­lığında idari izin kullandırılması genel tatil ücreti hakkını ortadan kaldırma­yacağından ücretin ödenmesi gerekliliği karşısında davacının ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklısı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı ta­rafça yapılan fesih işlemi 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesi gereği haklı ne­dene dayanmakla davacının kıdem tazminatına ve bir kısım ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazandığının kabulü gerekirken mahkemece hatalı de­ğerlendirme ile söz konusu taleplerin reddi isabetsizdir”[3].

Sonuç olarak, genel tatil günü olan bay­ram günü çalıştırılan işçiye sonradan bunun karşılığında idari izin verilmesi mümkün değildir. İşçiye bayram çalışması karşılığı ilave ücret ödenmelidir. İşçiye genel tatil çalışması karşı­lığında idari izin kullandırılması genel tatil ücreti hakkını ortadan kaldırma­yacağından, örneğin işçinin günlük ücreti 300 TL ise, ulusal bayram veya genel tatil günü çalışan işçiye 300 TL+300 TL=600 TL ücret ödenmesi gerekir. Ayrıca ulusal bayram ile genel tatil ücret alacaklarının hak edi­len tarihteki çıplak ücret üzerinden hesaplanması gerekir.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] İNCİROĞLU, Lütfi, Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 5. Baskı İstanbul 2023, s.435 vd.

[2] Y9HD.12.4.2018, E.2015/14919, K.2018/8470 Legalbank

[3] Y9HD.14.11.2016 T.,E.2015/5620, K.2016/19925 Legalbank.

Pazarlama Stratejisi Belirlemede Faydalanabileceğiniz İpuçları

Bu yazımda Pazarlama Stratejileri geliştirirken dikkat etmeniz gereken küçük ipuçlarından bahsetmek istiyorum. Hazırsanız başlayalım!

Pazarlama bir şirketi yönetirken ya da bir girişim başlatırken özgür olabileceğiniz ve fikirlerinizi sınırsız bir biçimde uygulamaya dökebileceğiniz benzersiz bir alandır. Girişiminizle müşterilerinize sunacağınız ürün ve hizmetlerin hangi yöntemlerle müşteriye pazarlanması ve ulaştırılması gerektiği belirleme süreci; kararlarında özgür olabilen kişiler için oldukça yenilikçi, dinamik ve bir o kadar da eğlenceli bir süreçtir. İşte size girişim ürün ve hizmetlerinizin hedeflediğinizden de fazla kişiye kolayca ulaşması için yararlanabileceğiniz etkili ve son derece pratik pazarlama yöntemleri:

Kartvizitler ve Dijital Kartvizitler

Pazarlamada kartvizite sahip olmak önemli. Günümüzde basılı kartvizitlerin yerini dijitalleri aldı. Her ne kadar pazarlama stratejinizde kartvizitler küçük bir detay gibi görünse de, bu küçük ama güçlü detay sayesinde müşteri gözündeki algınız şekillenir. Medyada gerçekleşen olaylarda genellikle öncelikle olayı görüntülerle yani gözlerimizle fark ederiz. Renk uyumu hatta grafikleri olan, profesyonelce tasarlanmış, gereksiz ayrıntılardan uzak sadece müşterinin doğrudan ilgisini çekmesini istediğiniz bilgilerin yer aldığı,  kaliteli,  göz alıcı bir kartvizit ile müşteriniz üzerinde tahmin ettiğinizden daha olumlu bir intiba bırakırsınız. Böyle bir kartvizit ile müşterinizin mutlaka iletişimde kalmak istediği kişiler arasında ilk 10’a girmeniz söz konusu. Hele de dijital kartvizitiniz varsa ve bulunduğunuz sektör yenilikçi ve dinamik bir sektörse, sahip olduğunuz kartvizit sizin ne derece yenilikleri takip ettiğiniz, yenilikçi yaklaşımlara açık olduğunuz ve vizyoner olduğunuz hakkında müşterilerinize fikir verecektir.

Broşürler ve E-broşürler

Broşürler de aynı kartvizitler gibi dijital platformlarda sıkça karşılaşılan pazarlama araçlarından. E-broşür adı verilen dijital mecralarda sıkça karşılaştığımız broşürlerde ne sunduğumuzu doğru belirlemek ilk altın kuraldır. Daha sonra ise sunulan bilgileri doğru kişilere yani hedef kitleye ulaştırmak gerekir. Doğru hedef kitle belirlemek ve sonra da bu kişilere e-broşürlerin ulaşmasını sağlamak için kullanılabilecek Google vb. şirketlerin piyasanın kullanıma sunduğu bir takım algoritmalar vardır. Bu algoritmaların dilinden anlamak ve özellikle dijital pazarlamada bu algoritmaların avantajlarından faydalanmak son derece önemli bir diğer husustur. Çünkü e-broşürün ulaşmasını istediğiniz her kişinin e-mail adreslerine bu dijital araç ve algoritmalardan ve en nihayetinde verilecek reklamlardan faydalanmadan ulaşabilmek bir hayli güç ve neredeyse imkansızdır. Dijital platformlarda ve sosyal medyada verilen reklamlar her ne kadar ilk etapta maliyetli gibi görünse de, basılı reklamlardan çok daha yararlı olabilir. Ürün ve hizmetlerinizin kısa sürede doğru kişilere tanıtılmasında oldukça etkili olan dijital reklamlar; oluşturulacak e-broşürler ile desteklendiğinde potansiyel müşteriler üzerinde oldukça olumlu etkiler bırakır.

Eşantiyon Ürünler ve Kampanyalar

Her zaman sadece satış rakamlarına odaklanan; maliyetlerden olabildiğince kaçınarak sadece satış için belirlenebilecek en yüksek ürün fiyatıyla en yüksek kar marjına ulaşmayı hedefleyen bir girişimci her ne kadar başarıya ulaşsa da, sahip olduğu başarısı ne yazık ki sürdürülebilir bir başarı olmaz.   Bazen daha çok büyüyebilmek ve başarının devam etmesi için bazı ekstra maliyetlere katlanmak gerekir. Bu maliyetler iş geliştirme için katlanılan (bakım onarım, üretim süreçleri yenileme, yeni departman kurulumu için yeni çalışanlar istihdam etme vb.) maliyetler olabileceği gibi müşterilere yönelik eşantiyon ürün dağıtımından tutun, indirim vb. kampanyalar için katlanılan maliyetler de olabilir. Örneğin, size katlanılması gereken yeni maliyetler oluşturan sosyal medya kanallarınızdan bazı ürünleri hediye etmeniz, web sitenizde veya e-bülten alıcılarınıza özel dereceye girenlere ödüllerin verildiği bir yarışma düzenlemeniz faaliyetlerinizin devamlılığı ve müşteri sadakati oluşturmanız için önemlidir. Müşteriniz olmayan kişilerin müşterilerinizin dağıttığınız eşantiyon ürünleri kullanırken görmesi ve müşterilerinizin onlara tanıdığınız ayrıcalıklar, onlara verdiğiniz ödüller, onlar için düzenlediğiniz kampanya ve yarışmalar hakkında arkadaşlarıyla bilgi paylaşımında bulunmaları ürünlerinize olan ilgi artacak ve uzun vadede katlandığınız maliyetlerin çok daha üzerinde satış gelirleri elde etmeye başlayacaksınız.

Eski Müşterilerle İletişim

Eski müşterileri yeniden kazanmak her ne kadar kulağa zor gelse de, onlarla kurmuş olduğunuz geçmiş iletişimden edindiğiniz envanter, beklenti ve taleplerinin ne olduğuna dair sahip olduğunuz bilgiler, onlara ulaşmak için edindiğiniz e-posta, telefon vb. iletişim bilgiler sayesinde yeni bir müşteri kazanmaktan daha kısa sürede eski müşterinizi ürün alımları için ikna edebilirsiniz. Eski müşterilerinize özel “Yalnızca Değerli Müşterilerimiz İçin” mottosuyla, hatta geçmiş vadelere göre sınıflandırılan “10 seneye özel silver”, “20 seneye özel gold” vb. sınıflandırmalarla, çeşitli etkinlik, panel ve atölye çalışmalarıyla ürünlerinizi tekrar denemelerini sağlayabilirsiniz. Sunduğunuz ürünlere artık ihtiyaç duymayacaklarını düşünebilirsiniz. Yine de geri kazanmaktan vazgeçmeyin. Çünkü kendileri ihtiyaç duymasalar bile ürünlerinize ihtiyaç duyabilecek bir sosyal çevreleri var.

Teşekkür Etme

Her üründen sonra dijital ortamdan teşekkür mesajı ve memnuniyet anketi göndermeniz, ya da ayın müşterisi kampanyaları düzenleyerek müşterileri ödüllendirmeniz,  müşterilerin kullandıkları ürünlerle ilgili referanslarını ve fotoğraflarını dijital platformalar üzerinden onları önemsediğinizi göstermek için paylaşmanız, ürünlerinizi sürekli alan müşterilerinize yönelik teşekkür mahiyetinde hediyeler göndermeniz; müşterilerinizin sadakatini güçlendiren uygulamalardır.

Satın alma işlemini bir akit olarak düşündüğümüzde, satın alma sürecinde gerçekleşen akitte iki tarafın iletişimin uzun yıllar devam etmesi ve iletişimde güçlü bağlar kurulması; iletişimde sağlanan alma verme dengesiyle mümkündür. Alma verme dengesi ise hem maddi hem de manevi akitte bulunan iki tarafın birbirinin çıkarını gözeterek bir takım faydaları feda etmesi ile gerçekleşir. İletişimde alma verme dengesinin kurulması karşılıklı memnuniyetten geçer. Teşekkür etmek ve bu teşekkürü eylemlerle desteklemek ise bu memnuniyetin sağlanmasında atılacak en güzel ilk adımdır.

Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU

İhracatçının Sancısı – Güven – Bölüm 6

Güven  

Gerek iş, gerekse sosyal alandaki sağlıklı ilişkilerin ve şirket kültürünün önemli bir parçasıdır çünkü iletişimi, ekip çalışmasını, bağlılığı ve üretkenliği geliştirir. Güven…

Bir güven kültürü oluşturmak için üç önemli husus vardır;

  • Taahhütleri yerine getirmek,
  • İletişim kurmak ve
  • Saygılı olmaktır.

Güveni inşa etmenin üç önemli hususu; olanları makul bir şekilde kabul etmek, küçük adımlar atmak ve sabırlı olmaktır.

İş Hayatında Güven

İş yapabilmenin ve kaybetmemenin temelinde bu sihirli kelime vardır: “Güven”. Güven duymadığınız bir iş partneri ile çalışmanın ve alış veriş tesis etmeniz söz konusu olabilir mi?

Güvenin inşa edilebileceği yolları keşfetmek, bireylerin ve şirketlerin daha güçlü ilişkiler ve daha sağlıklı kültürler yaratmasına yardımcı olabilir

Uluslararası Ticarette Güven

İşte zurnanın “zırt”  dediği yer de, bu anlatmaya çalışacağım uluslararası ticarette güvendir. Bir tarafta alıcı: ithalatçı, bir tarafta da satıcı; ihracatçı. İthalatçı ve ihracatçı farklı dilleri konuşan, farklı örf adetleri olan, farklı kültürleri olan ve farklı ülkelerde yaşayan kesimlerde önemli ve tek sorun; güven sorunudur. Muhtemelen birbirlerini hiç görmemiş ve sadece sanal ortamda tanışmış ve konuşmuş olsalar da birbirlerine iş ve parasal konuda güven etmeleri zor görünmektedir.

Uluslararası kuralların geçerli olmadığı iş yapma yöntemleri olan peşin ve mal mukabili ödeme şeklinde bir tarafın, diğer tarafa tamamen güven etmesi gerekmektedir.

  • Peşin alımlarda; İthalatçı parasını malı teslim almadan satıcıya gönderir,
  • Mal mukabili alımlarda ihracatçı önce malını gönderir nice sonra parasını ithalatçıdan alır

Gerek mal mukabili, gerekse peşin alımlarda ya ithalatçının ihracatçıya, ya da ihracatçının ithalatçıya güven etmesi gerekir. Anlayacağınız  bir taraf kendisine güven edilmesini sağladığı zaman, diğer tarafın güven açığı söz konusu olmaktadır.

Bankalara Güven

Uluslararası ticarette ithalatçı ile ihracatçı arasındaki güvensizlik bir bankanın işleme aracılık etmesi ile çözümlenir. Bir banka hem ithalatçısı için hem de ihracatçısı için bir güven unsuru olarak piyasalara güven verirler. Bilhassa dış işlemler konusunda müşterisine bir bilgi verirken bence ağızlarından çıkan her cümleleri kumpasla ölçmeleri gerekir.

Akreditifler konusunda ağzı olan konuşuyor. Bilen de, bilmeyen de. Tabii çoğu kez akreditif lehtarı zarar görüyor. Neden acaba ? Bankalar çoook iyi bilip, akreditif lehtarının daha az bilgiye sahip olmalarından mı acaba ?

Türk Paramıza Güven

Gönlümden farklı cümleler yazmak geçse de paramızın durumu ortada. Eline para geçen her kim olursa olsun, Türk Parasını farklı alanlarda değerlendirip, Türk Lirası’nın hızlı değer kaybının kurbanı olmak istememektedir.

2009 yılında tedavüle çıkan 200 Türk Lirası banknotun alım gücünü grafikte görmektesiniz. Reel alım gücü 2023 yılında TRL.17.1’e düşmüştür.

Türk Parasına güvenelim ama nereye kadar. Biz enflasyonist bir ülkedeyiz.

Uluslararası Ticari İşlemlerde Güven

İncelenmesi gereken bir konu. Farklı ülkelerdeki tarafların birbirlerine güvenmeleri ne kadar zor. İşte burada da bir bankanın garantörlüğü gerekecek. Haftaya detaylı ele almamız gerek.

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Lojistik Hizmetlerin İnternet Üzerinden Satın Alınması

Lojistik Hizmetlerin İnternet Üzerinden Satın Alınması

Atilla Yıldıztekin

Teknoloji gelişiyor iletişim hızlanıyor. Mobil iletişim iş yapma süreçlerimizde yerini aldı. Yakında 5G teknolojisi ile her an her yerde hızlı bilgiye ulaşabileceğiz. İnsanlar da yeni teknolojiyi kullanmaya bayılıyorlar. İnternet bankacılığı, internet siparişi olan e-ticaret, internetten bilet alınması, her yerden mesajlarımıza ulaşım, cep telefonunun bir kompüter gibi kullanımı her an her şeyi hızlı yapma zorunluluğunu da beraberinde getiriyor. Artık işler kaçıyor, biz kovalıyoruz veya biz kaçıyoruz işler bizi kovalıyor.

Lojistik sektöründeki satın alma süreçleri de değişmekte artık. Artık lojistik firmalardan depolama talebinde bulunan üretici veya ithalatçı firmalar nerede kaç m2 deponuz var diye sormuyor. Artık ihtiyacı olan deponun büyüklüğünü, olması gereken yeri, depo adedini, yüksekliğini, yerin durumunu hatta ödeyecekleri fiyatı da belirterek depo istemekteler. İnternet siteleri firmaların depolarında bulunan boş kapasiteleri derleyip depo talebinde olan firmalara önerilerde bulunuyorlar.

Kara nakliyesinde de benzer bir girişim söz konusu. Bir yıl önceki filli sevk adetlerini ve rotalarını listeleyen üretici firmalar gözlerine kestirdikleri birkaç büyük lojistik firmasını görüşmeye çağırıyorlar ve gelecek yıl için kara taşıması ihalesi açacaklarını bildiriyorlar. Ellerinde geçmiş yılın senaryosu ile firmalardan teklif topluyorlar. Birinci pazarlıklar yapılıyor. Fiyatlar dibe çekiliyor. Geçmiş yıl adetleri ve fiyatları referans olarak ele alınıyor ve sadece en ucuzu teklif eden firma işi alacak mantığıyla işler bağlanıyor.

İşler bu noktada bitmiyor elbette. Bundan sonra kısmen zevk, kısmen moda olması nedeniyle, işleri hızlandırmak amacıyla teknolojinin kullanımı devreye giriyor. “İnternet İhalesi “ Gladyatörlerin dövüşü gündeme geliyor.

Günümüz teknolojisinin harikası. Koltuklarınızdan kalkmadan gelecek 1-2 yıllık iş bağlantınızı yapacaksınız. İhaleyi hazırlayan üretici bir horoz düğüşünü seyredecek gibi keyifli. Bundan sonra ekranına düşecek her kelime her rakam ona para kazandıracaktır. Ne kadar süre uzarsa o kadar karlı olacaktır.

Dövüşçüler ise alacakları darbenin onların hayatında neler mal olacağını bile düşünmeden ekrandalar. İçimizde kalmış kumar zevkinin de tatmini söz konusu. Yıllardır rakip olarak karşı karşıya geldikleri kişileri, firmaları geçebilecek olmanın heyecanını yaşıyorlar. Sonunda kronometre çalışmaya başlıyor ve bin bir emekle çalışılan maliyet fiyatlarına dayalı teklif fiyatları karşılıklı kılıç darbeleriyle kesilmeye başlıyor. Kesilen her parça müşterinin tabağına düşen bir döner dilimi. Zevkle izliyor dövüşü. Sonunda canı tükenen, maliyetlerini doğru hesaplayan lojistikçiler çekiliyor yarıştan. Geride ya kumar zevkini henüz tatmin etmemiş, ya iş açlığından gözünü kan bürümüş ya da işi bilmeyen lojistik firmaları kalıyor son vuruşları vurmak için.

Ve işi son nefesini hala vermemiş olan kazanıyor. İşi kazanıyor ama aslında kaybeden o. Doğru olarak tanımlanmamış, geçen yılın varsayımlarıyla, detay analiz yapılmadan, mevsimsellik, iş riskleri,  gecikmeler, sigorta uygulamaları, bilgi akışı henüz belli olmayan, kontrata dayandırılmamış bir işi üzerinde kalıyor.

Bu tip ihalelerde ya işi alan sonunda havlu atmakta ya da gelecek yıl bu işten uzak durmaktadır. Lojistiğin yani ortak süreç yönetiminin, süreç iyileştirmenin, katma değer yaratmanın ve bunun paylaşımının olmadığı bir lojistik işi düşünülemez. İş başında nasıl dövüştüren ve dövüşen olarak başladılarsa ilişkiye iş süresince de döven ve dövülen olarak devam edeceklerdir.

İşi veren firmanın nakliye veya depolama olsun işin nasıl yapılacağını tarif edecek bilgisi olmayabilir. Her iş tanımı işi üstelenen firmanın kapasitesine, tecrübesine, iş verimliği yaratıp yaratamayacağına, kullanacağı yazılıma ve iletişim şekline bağlı olarak kurgulanmalıdır. Firmaları tanımadan yapılan hayalı süreç tanımlarına bağlı olmamalıdır.

İnternet üzerinden bir sefer alışveriş yapabilirisiniz. Bilet alabilirsiniz ancak uzun süreli bir kontratı internet üzerinden bağlayamazsınız. Lojistik iki tarafın iş birliğine dayanan bir evlilik sözleşmesidir. İnternetten yüzünü görmeden evlenmeye karar verdiğiniz kişinin sürpriz olacağı kesindir. İhalenin de öyle.

Satınalma Operasyonlarında Dijitalleşme

1970 ler, 80 ler..

Çocukluğumuzu yaşadığımız dönemler. Yaşadığımız çevredeki arkadaşlarımızla oyun oynadığımız zamanlar..

Ben de dahil eminim birçoğunuz o dönemlerde babasının ya da akrabasının işyerine gitmiştir. Hatırlar mısınız bu cümleleri ?:

Patron onay verdi mi ? İmza aldınız mı ?

Faks gönder, sipariş yazısı gitti mi ?  Tedarikçiden cevap yazısı geldi mi ?

Ürün geldi mi ?, irsaliyesi nerede ?, eksik gelmiş telefon açın yollasın..

Satınalma yapmak bugünkü şartlara göre ne  kadar zormuş değil mi?

Peki günümüzde satınalmanın daha hızlı, daha şeffaf, daha verimli,  daha güvenilir ve kontrol edilebilir olmasını sağlayan nedir ?: DİJİTALLEŞME

Bilgi ve iletişim alanındaki teknolojik değişimler, ticaretin işleyişini farklı bir boyuta geçirmiştir. Dijitalleşme etkisi ile veri tabanına bağlı sistemlerin entegrasyonu yaygınlaşmış ve bilgiyi iyi analiz eden ve kullanan firmalar rekabet ortamında bir adım öne çıkmışlardır. Bu bağlamda artık firmaların teknolojik değişim ve gelişimlerine uyum sağlaması vazgeçilmez bir unsurdur

Teknolojik gelişmeler, firmalar için oldukça önemli olan satınalma faaliyetlerini daha şeffaf ve daha hızlı hale getirirken, tedarikçileri sundukları ürün ya da hizmette daha özenli ve kaliteli olmaya yönlendirmiştir. Teknolojideki bu yenilikler sayesinde firmalar ihtiyaç duydukları ürün ya da hizmetlerin fiyat bilgilerine daha hızlı ve kolay ulaşarak maliyet avantajı sağlayabilmektedirler. Değişimin hızına ayak uyduramayan firmalar ise dijitalleşmesini sağlamış rakiplerine oranla rekabet ortamında geri kalmış, bu da hem satınalma hem de satınalmanın yarattığı maliyet avantajını kullanamamaktan kaynaklı olarak işletmeyi hatalı planlamalar sebebi ile verimsizliğe sürüklemiştir.

Endüstri 4.0 ile birlikte işletmelerin kullanmaya başladıkları teknolojiler ile bilgiyi satılabilir bir değere dönüştürmesi, işletmenin tedarik zinciri operasyonunda kendisini avantajlı hale getirmiştir.

Gün geçtikçe hayatımızın her alanında varlığını hissettiren dijitalleşme ile birlikte işletmeler satınalma dinamiklerini de değiştirmişlerdir. Gelinen noktada satınalma birimleri operasyonel verimlilik ve karlılık elde etmek amacı ile şirketlerinde satınalma yazılımları kullanmaktadırlar. Bu yazılımlar, tedarikçiden müşteriye kadar uzanan tüm süreçlere değer katmaktadır. Bu yazılımlar satınalma birimlerine aşağıdaki katkıları sunmaktadır:

  • Ürün veya hizmetler için daha çok tedarikçiden fiyat alınabilmesi
  • Tedarikçi ile firma arasındaki iletişimin artması
  • Satınalmada şeffaflık
  • Şirket satınalma hafızasının oluşması ( tüm dijital verilerin saklanması )
  • Satınalmada analitik karar verebilme
  • Maliyet avantajı
  • Tedarikçi yönetiminin kolayca yapılabilmesi
  • Onay sürelerinin kısalması ile oluşan verimlilik artışı
  • Çok seçenekli e-ihale opsiyonu ile optimum fiyata ulaşma
  • Sözleşme Yönetimi
  • Gelişmiş tedarikçi portalı ile tedarikçiler için kolay kullanım
  • Gelişmiş raporlama sayesinde hızlı stratejik kararlar alabilme
  • Esnek roller ve yetkilendirmeler ile görev tanımına göre şirket içi aktif kullanım

Alper SAĞIZ

Cumhuriyetin 100. Yılında Atatürk’ü Anlamak

İyi pazarlar kıymetli okurlar. Öncelikle Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayıp, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anarak, nice yüz yıllarımız olsun diyerek yazıma başlamak isterim.

Atatürk’ü anlamak demek; vatanını, milletini ve bayrağını çok sevmektir.

Yaşı, cinsiyeti, görevi, işi, mesleği ne olursa olsun devletine bağlı, çalışkan ve dürüst olmaktır.

Demokratik bir toplum anlayışına sahip olmaktır.

Fikri ve vicdanı hür olmak, ne olursa olsun gerçekleri haykırabilmektir.

Milli değerlerine bağlı, ahlaklı ve erdemli yaşamaktır.

Herkesin dini ve siyasi düşüncesine saygılı kalabilmektir.

Eleştiriye açık olmak, bilimin ışığını referans edinmektir.

Düşünmek, tartışmak, değerlendirmek ve doğruya ulaşmaktır.

Büyüklerine saygı duymak, küçüklerine sevgi ile yaklaşabilmektir.

Bildiklerini, gördüklerini, yaşadıklarını ve tecrübelerini gelecek nesillere aktarabilmektir.

Diline ve tarihine sahip çıkabilmektir.

Çalışmak ve üretmek, geliştirmek ve yeni buluşlara imza atabilmektir.

Zeki ve çevik olmak için gayret göstermek ve çabalamaktır.

Çok kitap okumak, öğrenmeye ve gelişime açık olmaktır.

İnsanları çok sevmek, insanlığa faydalı bir birey olmak için çabalamaktır.

Önüne çıkan tüm engelleri aşma azmine sahip olmaktır.

Takım çalışmasına yatkın olmak, yardımlaşmayı ve paylaşmayı sevmektir.

Kötü ve dar gününde milletinin yanında olabilmek, yardımına koşabilmek ve yaralarını sarabilmektir.

Düşmanlara karşı tek yürek olabilmek, omuz omuza verebilmektir.

Savaşa hazır olmak ama her zaman barışı arzulayabilmektir.

Cumhuriyete, demokrasiye ve tam bağımsızlığa sahip çıkabilmektir.

Atatürk’ü anlamak;

Dosta düşmana güven vermek, savunma sanayini geliştirmek ve Dünya’nın sayılı modern orduları arasına girmektir

Fabrikalar açıp üretimi ve istihdamı artırmak, ihracat yapıp döviz gelirlerini artırmaktır.

Markalar oluşturmak, Türk lirasının değerini korumaktır.

Tarımı ve hayvancılığı geliştirmek, ata tohumlarına sahip çıkmaktır.

Ormanları korumak, denizciliği geliştirmek, turizmi canlandırmaktır.

Enflasyonu düşürmek, faizleri indirmek ve cari açığı dengelemektir.

Arge çalışmalarına hız vermek, uzaya gözünü dikmektir.

Eğitim ve öğretime önem vermek, fen ve teknolojiye yatırım yapmaktır.

Barajlar, köprüler, otoyollar yapmak, tren ve deniz taşımacılığını geliştirmektir.

Yurt dışına açılmak, devasa yatırımlara imza atmaktır.

Aileyi korumak, güçlendirmek ve demografik yapıyı muhafaza etmektir.

Depremlere ve doğal afetlere hazırlıklı olmak, yangınlara müdahale edebilmektir.

Vergileri düşürmek, refahı ve milli geliri artırmak, Dünya’da ilk 10 ekonomik güç arasına girmektir.

Herkesin düşüncelerini özgürce ifade edebildiği bir ortam yaratmaktır.

Bilim adamları ve doktorlar yetiştirmek, modern hastaneler yapmaktır.

Özgür beyinlerin okuduğu, özgür bireylerin yetiştiği, Dünya’nın sayılı üniversitelerine sahip olmaktır.

Kendi otomobilini, silahını ve uçağını üretip, kendi yazılımını ürettiğin çipe yazabilmektir.

Dünya çapında katılımın olduğu geniş fuarlar düzenleyebilmek, Dünya’nın her yerine ürün gönderebilmektir.

Çelik ve paslanmaz başta olmak üzere her ürünün en kalitelini üretebilmek, madenlerini çıkartıp işleyebilmektir.

Cavit SOY

Zihin Haritalarının Satış Alanında Kullanımı

Konuya giriş yapmadan önce ‘zihin’ ve ‘beyin’ terimlerine kısaca bir göz atmakta fayda var. Zihin ya da bilinç; düşüncenin, algılamanın, belleğin, duygunun, isteğin ve düşlemenin bazı birleşimlerinde görünür olan bilincin ve zekânın kolektif görünüşlerini kapsar. Zihin bilinç akışı olarak tanımlanabilir. İnsan beyninin bilinçli süreçlerin tümünü içerir. Beyin (Orta Türkçede mengi ya da meyin), sinir sisteminin merkezi olarak hizmet eden bir organıdır. Beynimiz sağ ve sol kısım olmak üzere iki alanda çalışır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte her iki tarafı da dengeli olarak kullanmaya çalışmak faydalı olacaktır. Zihin Haritalama ile beynimiz ve işlevi hakkında şaşırtıcı gerçekleri keşfedip zihnin özgürlüğüne giden yolda ilk büyük adımlar atılır.

Beyin iki yarım küreden oluşur. Beynin sağ yarım küresi sözel olmayan resim yapmak, hayal kurmak, yüzleri tanımak, ritim hatırlamak, renk kullanmak, vb. aktivitelerde daha etkin konumdadır. Sol yarım küre ise dil kullanımını içeren faaliyetlerde, yazı yazmada, matematiksel problemlerin çözümü gibi akademik faaliyetlerde daha etkindir. Zihin Haritalama tekniği beynin iki yarım küresini de çalıştırıp yaratıcı zekamızı maksimum seviyede kullanmamızı sağlar. Zihin haritası, düzen ve şekil düşünmeden zihnimizdeki düşünceleri görsel bir beyin fırtınası haline getirmenin kolay bir yoludur. 1970’de Scientific American dergisi Ralph Haber’in bireylerin yüzde 85 ile 95 arasında görüntü tanıma doğruluğuna sahip olduğunu gösteren araştırmasını yayınladı. Bu araştırma ve sonrasında yapılan pek çok çalışma bizlere gösterdi ki görüntüler sözcüklerden daha uyarıcı olabilir, çok çeşitli ilişkileri tetiklemede daha kesin ve güçlü olabilir ve böylece yaratıcı düşünme ve hafızayı geliştirebilir.

Sağ Beyin ve Sol Beyin özellikleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Şekil 1: Mentalup

Zihin haritası (mind map), bilgileri ve düşünceleri organize etmek için kullanılan bir tür diyagramdır. Merkeze yazılan konunun etrafına hiyerarşik olarak başlıklar ve bilgiler yerleştirilir. Bu bilgiler arasında renkler, çizgiler, oklar, semboller ve şekiller kullanılarak anlam bağlantıları kurulur. 1960’lı yıllarda Dr. Allan Collins’in ilk temel taşlarını attığı, daha sonra Exeter Üniversitesi’nden Dr. Gordon Howe ve arkadaşlarının konuyla ilgili araştırma çalışmaları sonucunda geliştirilen bir çeşit düşünme yönetimi ve beyni etkin kullanma yöntemidir.  “Mind Map” ifadesi Tony Buzan’ın tescilli bir markasıdır. Zihin haritası, Türkçe ‘ye İngilizce Mind (Zihin) + Map (Harita) kelimelerinden geçmiştir. Düşünceleri bağlantılarla ifade ederek görselleştirmek, konuyu kavramayı ve çözümlemeyi hızlandırmak için en sık kullanılan diyagram türlerinden biridir. Bu haritalar yapan kişiye özgüdür. Amaç; yeni fikirler üretmek, özetler çıkarmak, planlama yapmak ve problemlere çözüm bulmaktır. Aslında zihnimizdeki konunun bir bütün olarak algılanması için bunu kısa ifadelerle ve şekillere özet olarak sunmaktır. Zihin haritalarında sağ ve sol beynin iki yönünün de dikkat alınması gerekir. Teknik, Buzan’ın, beyin ve not alma üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda, zihnin işleyiş şeklini ortaya koyan bir not alma modeli olarak 1960’lı yılların sonunda ortaya atılmıştır. Buzan’ın zihin haritalamaya eğilmesinde, öğrencilerin çoğu için pek etkili olmayan klasik notların öğrenme için yetersiz oluşu ve Darwin, Leonardo da Vinci, Einstein, Picasso gibi bilim adamlarının tuttuğu notlara benzememesi temel etkenler olmuştur.

Zihin Haritası Nasıl Hazırlanır ?

Beynin bilgiyi algılama ve saklama biçimine en uygun yöntemdir. Zihin haritaları beyinde saklanan bilgilerin görsel resmini oluşturur. Hazırlanması çok pratiktir. Veri toplama, not alma ve sunum yapmada kullanılabilir. Bu teknikte renkler, şekiller, çizimler, ok işaretleri ve semboller gibi görsel imgeler kullanılır.

  • Gerekli bilgiler toplanır.
  • Zihin haritası yapılacak konu veya sorun seçilir.
  • Zihin haritaları, saat 13.00 yönünden başlayarak saat yönüne giden bir sıralama ile oluşturulur.
  • Çizgisiz beyaz A4 kağıdına (resim defteri de elverişli olabilir), renkli kalemlerle yapılır.
  • Konuyu çağrıştıracak görseller ve konuya dair anahtar kelimelerle oluşturulur.
  • Kâğıdın merkezine seçilen konuyu veya problemi simgeleyebilecek büyük ve çerçevesiz bir imge çizilir.
  • Dikkat çekmesi ve belleğe yardımcı olması için merkezdeki imge çizilirken boyut, ifade, büyüklük ögelerinden yararlanılır ve en az üç renk kullanılır.
  • Her çizgiye bir anahtar kelime yazılır.
  • Konuya dikkat merkezi bir resimle sağlanır. Konunun ana temaları, merkezdeki resimden çıkan dallardan yayılır. Dallar, ilişkilendirilmiş çizgiler üzerine yazılan bir anahtar resim veya sözcüğü içerir. Dallar arasında yapısal bir ilişki vardır, yan dallar da oluşturulur.
  • Daha önemli veriler merkezdeki imgenin yakınına yerleştirilir.
  • Mümkün olan her yerde imgeler kullanılır.

Klasik Not Alma Tekniğinde; anahtar kelimeler açık değildir. Hatırlanmaları ve algılanması zordur ve beynin  farklı fikirlerini harekete geçirmezler.  Zihin haritası tekniğinde; anahtar kelimeler açıktır.  Hatırlanması ve algılanması kolaydır. Beynin farklı konulardaki üretkenliğini harekete geçirir.

Zihin Haritaları Satış Alanında Nasıl Kullanılır ?

Satışçılar zihin haritalarını kullanarak, yoğun programları içerisinde önemli ölçüde zaman tasarrufu elde edeceklerdir. Satış çalışanlarının beynin sadece tek bir yönünün kullanma gibi bir lüksleri bulunmamaktadır. Sağ ve sol beyinlerinin her ikisini de dengeli olarak kullanmaları gerekmektedir. Beynin bir tarafı daha ağır basıyorsa, diğer yönü geliştirmek için kişisel gelişim çalışmalarına yönelmeleri çok yönlü ve üretken bir yapıya sahip olmalarını sağlayacaktır. Satış mesleğinde olan çalışanlar, zihin haritalarını hayatlarına kattıklarında ne kadar pratik ve verimli olduğunu deneyimlemiş olacaklardır.

Toplantılarda konuşulacak konuların ana başlıklarını ve görselleri hatırlatıcı olarak kullanabilir. Bu şekilde konuşulacak konunun ana başlıklarından yola çıkarak detaylar hatırlanabilir. Rekabet analizinde haritalar sayesinde detaylı parçalar bir bütün haline getirilebilir. Rakiplerin analizinde birçok veririnin bir bütün haline getirilmesi sayesinde çalışma daha kısa sürede ve verimli olarak tamamlanmış olur. Müşteriler renklerine ve temsil sistemlerine göre bu haritalar üzerinden yapılandırılarak ya da alım segmentlerine göre ayrıştırılarak satış teknikleri belirlenebilir. İş planlarını zihin haritaları yoluyla organize edilebilir. Günlük ve aylık planlar da bu haritalar aktif olarak kullanılabilir.  Müşteri şikayetlerinin çözümlenmesinde zihin haritaları kullanımı, problemin kolayca anlaşılmasını ve çözüm alternatiflerinin özetlenmesini sağlar. Şikayetler ve bunlara yönelik çözüm ürünleri aynı harita üzerinde konumlandırılarak sorunlar ve çözüm yolları bir arada görülmüş olur ve hızlıca aksiyon alınabilir. Seyahat planları zihin haritalarına dökülerek, daha basit ve akıcı olarak takibi sağlanır.

Hedef Pazar araştırmalarında pazarın yapısı ve diğer detayları zihin haritaları yoluyla daha kısa sürede ve daha özet olarak yorumlanabilir. Satışın birçok alanında kendi geliştireceğiniz yöntemlerle zihin haritalarını aktif olarak kullanabilirsiniz. Satış, yoğun ve çok yönlü bir alandır. Zihin haritaları sayesinde önemli ölçüde zaman tasarrufu sağlayabilirsiniz. Ayrıca satış eğitimlerinden toplantılarından ve kitaplarından öğrendiğiniz bilgileri haritalara dökerek, ana konuya hakim olur, bunları rahatlıkla kavrar ve işinize rahatlık uygulayabilirsiniz.

Şekil 2: İİE Ders Notları

Tabloda yer alan örnek seyahat planı sayesinde, aklınızda tutmanız gereken ayrıntıları görsellerle hatırlayarak zamandan tasarruf sağlamış ve parçaları bir bütün olarak görmüş olursunuz.

2024 Yılı Zihin Haritamızı Yaptık mı ?

Şekil 3: İİE Ders Notları

Ayten NAYİR

EMES A.Ş. Yurtdışı Satış ve Pazarlama Sorumlusu

Kaynakça

İİE Ders Notları, 2021

Güner Göktürk Atahan, 2023

https://altinegitim.k12.tr/blog/zihin-haritalama-nedir-bana-ne-faydasi-olur/