Kamu İhalelerinde Firmaların Ekonomik Ve Mali Yeterliliğe İlişkin Bilgilerinin Beyanı Hakkında

Kamu İhale Kurumu tarafından yayımlanan 2022 yılı ilk altı aylık verilere ilişkin raporlar incelendiğinde, yılın ilk altı ayında 45.645 ihalenin yapıldığı görülmektedir. Bu ihalelerin elektronik ortamda yapılması koşulu getirilmiş ve ortam olarak Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) aracılığıyla bu işlemler gerçekleştirilmiştir.

İdareler tarafından gerçekleştirilen ihale sayıları ile bu ihaleler neticesinde imza altına alınan sözleşme bedellerinin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda kamu ihalelerinde, ihaleye katılabilme şartlarının yerine getirilmesi firmalar tarafından büyük bir önem arz etmektedir. 4734 sayılı Kanun’ un 10 uncu maddesinde ihaleye katılımda yeterlik kriterlerine ilişkin hükümler yer almakla ve yeterlik kriterleri genel anlamıyla “ekonomik ve mali” ve “mesleki ve teknik” yeterlikler olarak sınıflandırılmıştır. Kanunun 10 uncu maddesinin (a) bendin de, ekonomik ve malî yeterliğin belirlenmesi noktasında bankalardan temin edilecek belgeler, bilanço ve gelir tablosunun ilgili bölümleri ile isteklinin iş hacmini gösteren toplam cirosunu gösteren belgelerden bahsedilmektedir.

Konunun kısıtı bakımından hem firmalar, hem de değerlendirmede bulunan İdareler tarafından önemli olduğunu düşündüğüm ekonomik ve mali yeterlilik ile ilgili özellikle bilanço ve eşdeğer belgelerin istenildiği ihalelerde, istekliler tarafından bilanço ve gelir tablosundaki veriler ile bu verilerin elektronik ihalelerde kullanılan yeterlilik bilgileri tablosuna ne şekilde aktarılması gerektiği, İdareler tarafından ise değerlendirme sürecinde dikkat edilmesi gereken birkaç hususa değinmeye çalışacağım.

Hizmet Alımları İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin “Bilanço ve Eşdeğer Belgeler” başlıklı 35 inci maddesinde firmaların bir nevi mali gücünü görmeye yönelik olarak, işin/hizmetin ifası esnasında nakit akışını sağlayabilmesi için gerekli likiditeye ve borç ödeme gücüne sahip olup olmadığı, aktif varlıkların ne kadarının öz kaynaklarından oluştuğu ve kısa vadeli banka borçlarının öz kaynakları içerisinde ki büyüklüğüne bakılmaktadır.

Bunlar kısaca;

  • Dönen varlıklar/kısa vadeli borçlar oranının en az 0,75 olması,
  • Öz kaynaklar/toplam aktif oranının en az 0,15 olması,
  • Kısa vadeli banka borçları/öz kaynaklara oranının 0,50’den küçük olmasıdır.

Aynı maddenin 4 üncü fıkrası “Yukarıda belirtilen kriterleri bir önceki yılda sağlayamayanlar, son iki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu takdirde, son iki yılın parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.” olarak, 5 inci fıkrası ise “ İhale veya son başvuru tarihi yılın ilk dört ayında olan ihalelerde, bir önceki yıla ait belgelerini sunmayanlar, iki önceki yıla ait belgelerini sunabilirler. Bu belgelerde yeterlik kriterini sağlayamayanlar ise iki önceki yılın belgeleri ile üç önceki yılın belgelerini sunabilirler. Bu durumda, belgeleri sunulan yılların parasal tutarlarının ortalaması üzerinden yeterlik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına bakılır.” olarak belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan hükümler nezdinde, istekli firmalar tarafından yeterlilik bilgileri tablosunun Ekonomik ve Mali Yeterliğe İlişkin Bilgiler satırına öncelikle bir önceki yıl verilerini aktarması gerektiği, bir önceki yılda istenilen kriterleri sağlayamayanların son iki yıla verileri de aktarması gerekmektedir.

Firmaların ihalelerde değerlendirme dışı bırakılmalarına sebep olan önemli bir husus ise önceki yıl mali verilerin istenilen kriterleri karşılamaması halinde bu verilerin yeterlilik bilgileri tablosunda yer verilmeyerek sadece istenilen kriterleri karşılayan yıla ait verilen yeterlilik bilgileri tablosunda beyan edilmesidir.

İdareler tarafından EKAP üzerinden yapılan sorgulamalarda, istekli firmaların kayıtlı tüm yıllara ait belgelerine ve bu belgelerde ki verilerine ulaşılabilmesine rağmen bu durum istekli firmaların önceki yıl mali verileri yeterlilik bilgileri tablosunun ilgili satırında beyan etmemesi nedeniyle ihalede değerlendirme dışı bırakılma sonucunu değiştirmemektedir.

Konuya ilişkin, Kamu İhale Kurulunun 2021/UH.I-1857 sayılı kararında “Başvuru sahibi istekli tarafından yeterlik bilgileri tablosunda 2018 yılı gelir tablosuna ilişkin bilgiler beyan edilmiş, 2020 ve 2019 yıllarına ait herhangi bir bilgi beyan edilmemiştir. İhale tarihi dikkate alındığında, isteklilerce 2020 yılına ait iş hacmine ilişkin bilgilerin yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi ancak 2020 yılına ait bilgilerinin idarece aranan kriterleri sağlamaması durumunda 2020 yılı ile birlikte 2019 yılı gelir tablosuna ilişkin bilgilerin beyan edilmesi gerekirken, ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından 2018 yılına ait gelir tablosu bilgilerinin beyan edildiği görüldüğünden, İdari Şartname’nin 7.4.3’üncü maddesinde belirtilen yeterlik kriterinin sağlanmadığı anlaşılmıştır.

 Ayrıca yeterlik bilgileri tablosunda yer alan bilgilerin istekliler tarafından doldurulduğu, istekliler hangi yılın verilerini kullanmak istiyorlarsa o yılın verilerinin tabloya işlendiği, sistem tarafından otomatik olarak 2018 yılına ait iş hacmine ilişkin verilerin girilmesinin mümkün olmadığı, söz konusu yeterlik bilgileri tablosunun doldurulması hususunda sorumluluğun isteklilere ait olduğu, aynı zamanda söz konusu ihalenin elektronik ortamda e-teklif alınmak suretiyle gerçekleştiği göz önüne alındığında, tamamlanması ve idareye sunulması gereken bir belge bulunmadığı, idarelerce, yeterlik bilgileri tablosunda verilen bilgiler çerçevesinde tekliflerin değerlendirmesinin yapıldığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddiasının yerinde olmadığı, idare tarafından yapılan işlemin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.” açıkça belirtildiği üzere yıllara ait verilerin sıralı bir şekilde beyan edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte istekli firmalar tarafından yeterlik bilgileri tablosunda verilen bilgiler çerçevesinde İdareler tarafından tekliflerin değerlendirmesinin yapılması gerekmektedir.

Son olarak, Kamu İhale Genel Tebliği’nin 36.2 maddesinde Bilanço rasyolarına ilişkin kriterleri ihalenin yapıldığı yıldan önceki yılda sağlayamayan aday ve istekliler, son üç yıla kadar olan yılların belgelerini sunmak suretiyle kriterleri sağladıklarını tevsik edebileceklerdir. Ancak bu durumda, ihalenin yapıldığı yıldan bir önceki yıldan itibaren geriye doğru olan yıllara ait belgelerin sunulması zorunludur. Örneğin; 2011 yılının Eylül ayında yapılan bir ihalede, 2010 yılı bilançosunda bilanço rasyolarına ilişkin kriterleri sağlayamayan bir istekli, 2009-2010 yıllarına veya 2008-2009-2010 yıllarına ilişkin belgeleri sunmak suretiyle kriterleri sağladığını tevsik edebilecek olup, 2010 yılında kriterleri sağlayamayan isteklinin sadece 2009 yılına ait veya 2008 yılına ait yahut 2008-2010 veya 2008-2009 yıllarına ait bilançolarını sunmak suretiyle bu kriterleri sağladığını tevsik etmesi mümkün değildir.” belirtildiği üzere ihalenin yapıldığı yıldan bir önceki yıldan itibaren geriye doğru olan yıllara ait belgelerde yer alan verilerin yeterlilik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İhalelere katılım sağlayan firmaların yukarıda bahsedilen konu başta olmak üzere birçok hususu göz önünde bulundurmaları ihalelerden elenmeme adına, İdareler tarafından yapılacak değerlendirmelerde ise bu tür hususlara dikkat edilerek hak kayıplarının önüne geçilmesi adına çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Yusuf YOGUN

Teknik Öğretmen

Teknoloji Kullanıcısı & Teknoloji Tedarikçisi İş Birliğinde Dikkat Edilmesi Gereken Hukuki Konular – Webinar Kaydı + Eğitim Notları

TÜSİAD SD² Programı 6. Çağrı Dönemi etkinlikleri kapsamında “Teknoloji Kullanıcısı & Teknoloji Tedarikçisi İş Birliğinde Dikkat Edilmesi Gereken Hukuki Konular Webinarı” düzenlendi.

Gün+Partners Avukatlık Bürosu temsilcileriyle gerçekleşen webinarda değinilen başlıklar şöyle:

Başlıklar

  • İş birliği sürecinin yönetilmesi, planlanması, hukuki korumaların sağlanması,
  • Gizliliğin korunması,
  • İş birliğinin yönetilmesi,
  • FM haklarının düzenlenmesi, yönetilmesi

Konuşmacılar

  • Onur Eren – TÜSİAD SD2 Görev Gücü Başkanı
  • Begüm Yavuzdoğan Okumuş – Avukat
  • Hande Hançer – Avukat

Webinar kaydını aşağıda yer alan bağlantıdan izleyebilirsiniz. 

Webinar’den Seminer Notları Aşağıda Sunulmaktadır:

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu içeriğe erişim sağlayabilirsiniz. Üye iseniz lütfen giriş yapınız.
Hesap Oluştur

Mobil Oil Türk A.Ş. ile WEConnect International’dan Kadınların Tedarik Zincirinde Güçlenmesine Tam Destek!

Mobil Oil Türk A.Ş., dünyanın birçok ülkesindeki kadın iş sahiplerine, büyük kurumların tedarik zincirine dahil olmaları için fırsatlar sunan WEConnect International ile birlikte hayata geçirdiği örnek iş birliğiyle kadınlara networklerini geliştirme imkânı sağlamaya devam ediyor. Bu kapsamda bu yıl altıncısı gerçekleştirilen “Satın Almacıyla Tanışma Toplantısı” etkinliğiyle şirket sahibi kadınlar; kurumsal firmaların yöneticileri ile tanışma fırsatı, ürün ve servislerini anlatma imkânı buldu. “Kadına Destek” prensibiyle hareket ettiklerini söyleyen Exxon Mobil Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Stratejik Otomotiv Müşteriler Müdürü Eda Demir, “Bu Türkiye için önemli bir konu. Çünkü Türkiye’de kadın işyeri sahibi oranı yüzde 1.3, iş hayatında aktif çalışan kadın oranı yüzde 23 ve bunun çoğunluğu tarımda çalışan dönemsel işçi. Yani beyaz yaka oranı çok düşük” dedi.

Kadınların iş hayatında daha aktif yer almaları adına önemli iş birliklerine imza atan Mobil Oil Türk A.Ş., Türkiye’deki kadınların sahip olduğu işletmeleri desteklemek, tedarik zincirinde güçlenmelerine yardımcı olmak adına örnek bir organizasyonu daha geride bıraktı. Dünyanın birçok ülkesindeki kadın iş sahiplerine, lokal ya da global kurumların tedarik zincirine dahil olmaları için fırsatlar sunmayı amaçlayan WEConnect International’ın düzenlediği, Mobil Oil Türk A.Ş.’nin de sponsorlarından biri olduğu bu yıl altıncısı düzenlenen “Satın Almacıyla Tanışma Toplantısı” Hotel Sheraton İstanbul’da gerçekleştirildi.

150’den Fazla Ülkede Faaliyet Gösteriyor !

Toplantıda konuşan Exxon Mobil Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Stratejik Otomotiv Müşteriler Müdürü Eda Demir, WEConnect’in 150’den fazla ülkede faaliyette bulunduğunu söyledi. WEConnect’in portföyünde 15 bin kadın olduğunu ifade eden Eda Demir, “Küçük ve çeşitli tedarikçiler ile çalışmak şirketlere çok büyük bir esneklik kazandırıyor” dedi. Bu tedarikçilerin şirketlerde fiyat rekabetini artırdığını vurgulayan Eda Demir, “Büyük tedarikçilerin kendi içlerinde bir hegemonyaları olabiliyor, rekabet bunu kırabiliyor. İkincisi de yaratıcılık getiriyor. WEConnect International, iş yaşamında azınlık olan kadınlarımızı destekleyerek çeşitliliği artırmak istedi ve gönüllülük esasına dayanan bir network oluşturdu. Bu şekilde 2011’de Amerika’da gönüllülük esası ile başlayan bu hareket zamanla büyüdü ve yerel iş sahibi olan kadınları destekleyen 3 milyar dolarlık global bir kurum haline geldi” diye konuştu. Mobil ile WEConnect’in ilk kez 2011 yılında buluştuğunu belirten Eda Demir, şöyle devam etti: “Exxon Mobil, WEConnect ile 12 ülkede iş birliğini sürdürüyor. Türkiye’deki başkanlığını da ben yürütüyorum. Türkiye’deki şirketimiz Mobil Oil Türk A.Ş.’ye yeni kadın tedarikçiler kazandırmaya çalışıyoruz. Kadınlarımız kısıtlı imkanlarla gerçekten ilham verici hikayeler yaratabiliyorlar. Türkiye’de ve dünyada kadının ekonomideki yerini artırmak için verdiğimiz desteği sürdüreceğiz.”

İşyerlerinin Sadece Yüzde 1,3’ü Kadınların!

ExxonMobil’in global portföyde bugün itibarıyla 2 bin kadın girişimcinin yer aldığını söyleyen Eda Demir, “Bu 2 bin kadından WEConnect veya farklı sivil toplum kuruluşları (STK) vasıtası ile aktif olarak satın alma yapılıyor. Bizim Woman Economic Opportunity ile ulaştığımız kadın sayısı 90’dan fazla ülkede 10 binlerce kişi. Kadın iş yeri sahiplerini satın alımcılarla buluşturuyoruz. Bu çok büyük bir fırsat” dedi. Yılda en az 2-3 etkinlik yaptıklarını ifade eden Eda Demir, bu organizasyonun 2022’deki üçüncü toplantı olduğunu da kaydetti. “Türkiye’de kadın işyeri sahibi oranı yüzde 1.3, iş hayatında aktif olarak çalışan kadın oranı yüzde 23 ve bunun çoğunluğunu tarım işçileri oluşturuyor” diyen Eda Demir sözlerine Mobil Oil Türk. A.Ş.’nin kadın tedarikçi sayısını artırmaya yönelik desteğini distribütörlerinin ve tedarikçilerinin de vermesi yönünde çalışmalar yapıldığını ve bu çalışmalar doğrultusunda etkinliklere beraber katılım gösterdiklerini de ekledi. Şirket sahibi kadınların yaşadığı ana sorunun satış olduğunu söyleyen WEConnect Türkiye Direktörü Nilay Çelik ise, “İşlerini çok iyi yapıyorlar ama konu satışa geldiğinde bambaşka bir alanla karşılaşıyorlar. Tabii pandemi de satışı etkileyen çeşitli sorunlara neden oldu ve kadın girişimciler arasında şirketini kapatanlar çok oldu” dedi. Halihazırda 15 bin kadının yer aldığı WEConnect platformunda bu yılki hedefin henüz açıklanmadığını belirten Nilay Çelik, 2023 hedefinin 20 bin kadın olabileceğini kaydetti.

Koton 2021 Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Woman holding a plant pot like planet earth. Environment protection concept. Sustainable development goals. SDGs. Elements of this image furnished by NASA (url:https://earthobservatory.nasa.gov/blogs/elegantfigures/wp-content/uploads/sites/4/2011/10/land_shallow_topo_2011_8192.jpg)

Koton, çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarındaki sürdürülebilirlik hedeflerini ve 2021 yılı performansını yansıtan raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Trendlerin öncü markası Koton, ilkelerini, uygulamalarını, hedeflerini ve performanslarını yansıtan 2021 Sürdürülebilirlik Raporunu yayınladı. 2022 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) imzacısı olarak iş dünyasında sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik ilkelere taahhüt veren Koton, Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ne (Women’s Empowerment Principles-WEPs) Türkiye’de imza atan ilk şirketler arasında yer alıyor.

Koton 2040 yılında karbon nötr olmayı hedefliyor

Koton, 2020 yılında yayınladığı Yaşama Saygı Manifestosu ile sürdürülebilirlik çalışmalarını Dünyamıza Saygı, İnsana Saygı, Topluma Saygı ve İşimize Saygı başlıklarında ele alıyor. 2021 Sürdürülebilirlik Raporunda kısa-orta-uzun vadeli hedeflerini de kamuoyuyla paylaşan Koton 2040 yılında Karbon nötr olmayı hedefliyor. 2030 yılına kadar kendi operasyonlarında %100 yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmiş enerji kullanmak, 2030 yılına kadar sürdürülebilir ürünler üzerine çalışacak olan Ar-Ge departmanı kurmak ve 2030’da tüm tedarik zinciri sistemlerini %100 izlenebilir kılmak raporda öne çıkan diğer önemli hedefler. 2023’le birlikte geri dönüştürülmüş ambalaj oranını %15; 2026 yılına kadar da %50 artırma hedefi koyan Koton, yine 2023’le birlikte tek kullanımlık plastik malzeme oranını %15; 2026 yılına kadar tek kullanımlık plastik malzeme oranını %50 azaltmayı ve 2026’da Viskon, Liyosel kullanımının %50’sinin sorumlu kaynaklardan gerçekleştirmeyi hedefliyor. “Yaşama Saygı” ürünlerinin ciro içindeki payını ise her sene %10 artırmayı amaçlıyor.

Koton, dünya üzerinde daha iyi şartlarda pamuk üretmeyi amaçlayan Better Cotton’a üye Türkiye’nin ilk perakende markası. Bu doğrultuda girişime üye oldukları ilk yılda (2020) pamuk içeren tüm ürünlerin %10’unu BC standartlarına uyumlu hale getirdi ve beş sene içinde pamuk içeren ürünlerin %50’sini BC standartlarına uyumlu hale getirmeyi taahhüt ediyor.

Cadde mağazalarındaki enerji tüketimini %54’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde eden Koton, daha iyi bir gelecek için çalışmalarını sürdürüyor. Son dört yılda gerçekleştirdikleri enerji tasarrufu uygulamaları ile enerji tüketimlerini toplamda %31 düşürdü.

Koton, iklim değişikliğinin en kritik sebeplerinden biri olan sera gazı emisyonlarını azaltma üzerine de çalışıyor. 2021 yılında emisyon salınımını 2020 yılına kıyasla %58 azalttı. 2021 yılında bir önceki yıla göre toplam 3 kat fazla olmak üzere 92.114 kişiye bu konuda farkındalık eğitimleri sağladı.

Son 5 yılda su tüketim değerlerinde %48’lik azaltmayı başaran Koton, Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Milli Sporcu ve UNDP Türkiye’nin Sudaki Yaşam Savunucusu Şahika Ercümen ile 2021 yılında hayata geçirdiği Suya Saygı koleksiyonuyla geri dönüştürülmüş polyester, pamuk, akrilik ve pamuk karışımlı kumaşlar kullandı. Suya Saygı Projesi ile 2021 yılında 90 bin adet pet şişenin geri dönüşümü ve 45 milyon litre su tasarrufu sağladı. Koton, Sıfır Atık ilkeleri ile 2021 yılında Genel Müdürlüğünde toplam 115.284 kg, Lojistik Merkezlerinde ise 773.800 kg atığı geri dönüşüme kazandırdı.

Koton, İnsana Saygı prensibiyle çeşitlilik, kapsayıcılık ve iş hayatında kadınların güçlendirilmesi için inisiyatifler alıyor.

Koton, BM Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni (WEPs) Türkiye’de imzalayan ilk şirketler arasında yer alıyor. Global düzeyde %52 olmak üzere kadın yönetici ve şirket genelinde kadın çalışan oranı %64. Çalışanlarıyla Koton Desk, EBA platformları üzerinden iletişime geçerek kontrollü bir iş ortamı oluşturuyor.2021 yılında 6.675 çalışanıyla 60.840 kişiye İSG eğitimi sağladı.  11 farklı alanda sağladığı toplam 92.114 kişi*saat eğitim ile çalışanlarının %77,5’ine ulaştı.

Koton, Toplumsal cinsiyet eşitliği projeleri vasıtası ile (Mor Oda Sohbetleri, Eşitiz Projesi, El Emeği Projesi, Ev Kadınları Projesi) kadınların ekonomik hayatta aktif rol almasını sağlayarak ve toplumda farkındalık uyandırarak toplulukları güçlendiriyor.

Koton’un, 2021 yılında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Farkındalık Projelerine toplam 1.345 kişi katılım gösterdi. El Emeği Koleksiyonu ile GAP bölgesindeki kadınlara 2021 yılı sonunda 3,5 milyon TL üzerinde gelir aktardı. 2022 sonu itibarıyla projenin başından bu yana ÇATOMlara yönlendirilen gelir 7,2 milyon TL olarak gerçekleşti. Esnek çalışma saatleri ile ev kadınlarının iş yaşamın kazandırılmasını amaçlayan Koton Ev Kadınları Projesi ile 36 şehirde, 108 Koton mağazasında toplam 208 kadının iş yaşamına girmiş oldu. Tedarikçi ağında kadınların güçlendirilmesi amacıyla Eşitiz projesi hayata geçirildi. 2021 yılında çeşitli bağışlar yoluyla 1 milyon TL üzerinde kurumsal sosyal sorumluluk desteği sağlandı.

Koton Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Komite Başkanı Gülden Yılmaz, Koton’un 2021 sürdürülebilirlik raporu hakkında şunları söylüyor: “Sürdürülebilirlik bizim için insanlara, topluma, işimize, dünyaya, doğaya, hayvanlara, tüm canlılara ve kısaca “yaşama saygı duymak” anlamına geliyor.  Bu yolculukta en büyük hedefimiz paydaşlarımızla birlikte ilerlerken tüm operasyonlarımızda risklerimizi belirleyip, sürdürülebilir iş stratejimiz doğrultusunda trendleri hızlıca yakalayıp tüm paydaşlarımız özelinde değer yaratmak. Yıllardır iş yapış biçimimize dahil olan sürdürülebilirlik çalışmalarımızı devam ettirirken, başta müşterilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımızı şeffaf ve hesap verebilir şekilde bilgilendirmeyi esas alıyoruz. İlk sürdürülebilirlik raporumuzun mevcut uygulamalarımızı geliştirirken ve gelecek hedeflerimizi belirlerken faydalı bir iletişim kanalı olacağını ön görüyoruz.” 

Koton, İnsana, Topluma, Dünyamıza ve İşimize Saygı odağında sürdürülebilir bir gelecek için çalışmaya devam edecek.

 

‘Sigorta Dolandırıcılığına’ Dikkat

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Benli, dolandırıcıların ‘sahte web sitesi’ üzerinden, ‘sahte’ kefalet sigortası düzenleyerek vatandaşları mağdur ettiğini açıkladı ve uyardı: “Birliğimizin tek web sitesine www.tsb.org.tr adresinden ulaşılıyor. Bunun dışındakilere itibar etmeyiniz.” 

Faaliyetlerini, sigorta sektörünü büyütmek, sigortalılar lehine ürünler geliştirmek ve ülke ekonomisine katkı sağlamak hedefleriyle yürüten Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, Birliğin adı kullanılarak ‘sahte’ sigortacılık faaliyetleri yürütüldüğü ve vatandaşlara ‘sahte poliçe’ satıldığı yönündeki şikayetlere dair açıklamalarda bulundu.

Özellikle banka teminat mektubuna alternatif bir finansal enstrüman niteliğindeki kefalet sigortasına yönelik ‘sahte işlemler’ hakkında konuşan Benli şunları söyledi: “Kefalet sigortası, sektörümüzün finansal sistem içerisindeki önemini ve potansiyelini gösteren kıymetli bir ürün. Bilinirliği arttıkça ürüne olan talebin de artış gösterdiği kefalet sigortası, dolandırıcıların da dikkatini çekmiş durumda.”

TSB’nin adını kullanarak https://sigortabirligi.org.tr/ adresiyle sahte web sitesi açan dolandırıcılar, buradan ‘sahte poliçe’ düzenleyerek vatandaşların mağdur ediyorlar. Vatandaşlar, kare kodlar aracılığıyla aynı web sitesi üzerinden sigorta poliçelerinin sorgulamasını da yapabildikleri için durumdan şüphelenmiyorlar.

Dolandırıcıların, sigorta ürünlerine olan teveccühü kötüye kullanmalarına izin vermeyeceklerini vurgulayan TSB Başkanı Benli “TSB olarak konuyla ilgili hukuki girişimleri yaptık. Söz konusu web sitesinin kapatılmasını sağladık” dedi. 

Atilla Benli sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimizin zarar görmemesi için yasal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. TSB olarak sigortalıların alın teriyle kazandıkları değerlerin korunmasını ve geliştirilmesini sorumluluğumu olarak kabul ediyoruz. Bu sorumluluk bilinciyle her zaman vatandaşlarımızın yanındayız.” Benli ayrıca, sadece TSB’nin resmî web sitesi olan www.tsb.org.tr adresine itibar edilmesi gerektiğini hatırlattı.

 

Global Riskler Zirvesi 13 Ocak’ta Gerçekleşecek – Ücretsiz

global riskler 2023

Kurumsal Risk Yönetimi Derneği’nin her yıl gerçekleştirdiği ‘Global Riskler Zirvesi’ farklı sektörlerden önde gelen firmaların yöneticilerinin ve sektör profesyonellerinin katılımıyla 13 Ocak Cuma günü Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleşecek. 

Türkiye’de risk yönetimi konusunda finans dışı sektörlerde faaliyet gösteren tüm profesyonelleri aynı çatı altında toplayan Kurumsal Risk Yönetimi Derneği (KRYD) tarafından düzenlenen ‘2023 Global Riskler Zirvesi’ 13 Ocak’ta İstanbul’da gerçekleşecek. Dünyanın karşı karşıya kaldığı risklere ve alınabilecek önlemlere dikkat çekmek amacıyla bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilecek zirvede alanlarında uzman birbirinden değerli isimler yer alacak.

KRYD tarafından her yıl düzenlenerek Türkiye’nin risk yönetimi alanında önemli platformlardan biri haline gelen ‘2023 Global Riskler Zirvesi’, Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda misafirlerine ev sahipliği yapacak.

Türkiye ve dünyayı etkileyecek makroekonomik, jeopolitik, teknolojik riskler ve bunların yönetiminin kapsamlı bir şekilde ele alınacağı zirvenin açılış konuşmalarını KRYD Yönetim Kurulu Başkanı A. Serdar Öngün ve Sabancı Holding Finans Grup Başkanı N. Orhun Köstem gerçekleştirecek. Zirvenin diğer konuşmacıları arasında Amarkon Grup Yönetim Kurulu Üyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi IIBF Uluslararası Finans Öğretim Üyesi Dr. Markus C. Slevogt, Axa Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Yavuz Ölken, Global Source Partners’ten Dr. Murat Üçer ile teknoloji yazarı ve trend avcısı M. Serdar Kuzuloğlu yer alıyor.

Risk profesyonellerini bir araya getiren zirveye katılım ücretsiz olarak 13 Ocak Cuma günü Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleşecek.

 

İnsan Kaynakları Analitiği

Küresel dünyanın teknolojik üstelinin etkisiyle ortaya çıkan dijitalleşme; ülkeleri, yapıları, örgütleri ve insanları daha da fazla değişime/dönüşüme zorlamakta ve geleneksel iş modellerinin yerine yeni iş modelleri arama, bulma ve pratiğe yöneltmeyi sağlamaktadır. İşletmelerin dijital dönüşümünün tamamlanması ve veri analitik yeteneğinin oluşması için (Pettey, 2019); verilerin toplanması ve analiz edilmesi ve iş/işletmecilik faaliyetleriyle ilgili faydaya dönüştürülmesi noktasında “iş analitiği” veya “analitik” önemli bir rekabet avantajı sağlayıcısı olarak görülmektedir (Davenport ve Harris, 2007: 46-47). İş analitiğinin bir alt boyutu olarak ve/veya insan odaklı bağlamı olarak düşünülebilecek olan “İnsan Kaynakları Analitiği veya İK Analitiği” 2000’li yılların başından itibaren iş/işletmecilik dünyasında aktüel bir unsur haline gelmiştir.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Fransız Kaldığımız Konular #1 “l’orientation”

Örtmenim Böğün Canlı Ders Var mı ?

Bu cümleyi pandemi dönemlerinde evinden eğitim alan bir çocuğun ağzından duyduk ve çok güldük. Oldukça popüler olup, sanki ilk defa kurulan bir cümle gibi tüm Türkiye’de eğlence konusu oldu.

Tabi hemen tepkiler de geldi:

  • Ege’de : “La akideş, beni bak hele sen bunu ilk kere mi işiteyon” diyen oldu.
  • Trakya’da : “Yok beyaaa, epten komik ediverdi beya”
  • Karadeniz’de : “Pirakun ha uşağı da, ağizu dönmii” da dediler.
  • İstanbul’da : “Aynen aynen, çok fantastik bir yaaa” bile dediler.

Tepkiler böyle uzadı gitti.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Çalışanlara Vergisiz / Primsiz 1.000 TL Enerji Yardımı İmkânı

İşverenler tarafından elektrik, doğalgaz ve diğer ısınma giderlerine karşılık olmak üzere 30/6/2023 tarihine kadar çalışanlarının mevcut ücretlerine/prime esas kazançlarına ilave olarak yapılan aylık 1.000 Türk lirasını aşmayan ödemeler, 5510 Kanununa göre prime esas kazanca dâhil edilmeyecek ve bu tutar üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu uyarınca gelir vergisi hesaplanmayacaktır.

7420 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinde yer alan enerji yardımının prime esas kazançtan istisna tutulabilmesi için;

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Beynin Sınırlarını Aşmak: Aşağıdan Yukarıya Görsel Dikkat

Sıradan bir gününüzü hayal edin! Uyandınız, yataktan kalktınız, yüzünüzü yıkamak için banyoya ilerliyorsunuz. Üzerinde belli bir markanın yazılı olduğu sabundan bir miktar aldınız ve musluğu açtınız. Musluğun üzerinde bir üreticinin logosunu görüyorsunuz. Mutfağa girdiniz, buzdolabının kapağını açmak üzereyken başka bir tane daha. Giyinirken takım elbisenizde, gömleğinizde, ayakkabınızda. İşe gitmek için arabanıza ilerliyorsunuz, arabanızın farlarının arasına sıkıştırılmış başka bir tanesi, yolda ilerlerken binaların üzerine asılmış onlarca afişte cabası! Hepsi size bir şeyler anlatmaya ben buradayım demeye çalışıyor. Redcrowmarketing tarafından hazırlanan bir rapora göre gün içerisinde maruz kaldığınız reklam sayısı on binden daha fazla. 

Fakat yalnız değiller. 

Sabah uyandığınızda o gün ne yapacağınızı düşüyorsunuz, yöneticiniz günün ilk ışıkları ile e-postalar atmaya başlıyor, trafikte korna sesleri yükseliyor, bebek arabasında yeni uyanmış bir çocuk ağlıyor ve daha niceleri… Hangisi sizin için daha önemli? Kaç tanesini dikkatinizi çekti veya dağıttı? Kaç markanın mesajı size ulaştı? Bu kadarı bilgi işlemedeki gücü inanılmaz boyutlarda olan beynimiz için bile çok fazla. Tüm bu uyaranlar toplandığında beynin bir saniyede maruz kaldığı toplam bilgi, 11 milyon biti aşıyor. 

Çevreden gelen bilgilerin bu büyük hacmine rağmen beyin tüm bilgilere aynı oranda dikkat etmez çünkü insan vücudunun sadece %2’sini oluşturan beyin, tek başına vücudun harcadığı toplam enerjinin %20’sini tüketir. Bu yoğun enerji tüketiminden dolayı, maruz kaldığı bilgilerden kendisini en fazla ilgilendiren parçaları seçerek ya da bu bilgileri küçük parçalara ayırarak bilgi işleme sürecini gerçekleştirir. Bu işlenen parçalar beynin maruz kaldığı toplam bilginin sadece milyonda 5’ini oluşturmaktadır. 

Bazı markalar bu kalabalıktan sıyrılıp bilgi işleme sürecine girerken oldukça başarılı olmuştur. Belirli bir cep telefonunun zil sesini duyduğumuzda, hemen markasını tahmin edebiliyoruz ya da bir rengi gördüğümüzde, o rengi belirli bir markayla özdeşleştirebiliyoruz fakat her marka bu kadar başarılı işler çıkaramıyor. Başarılı olsalar dahi tüketicinin dikkatini uzun süre çekemiyor. Tilburg Universitesinden Dr. Pieters ve meslektaşı Dr. Wedel tarafından gerçekleştirilen ve 3000’den daha fazla insan üzerinde yapılan bir çalışmada, bir reklam üzerinde harcanan ortalama sürenin 2 saniyeden daha az olduğu bulgulanmıştır. Bu durum reklam afişlerinde iletmeye çalışılan bilgileri oldukça işlevsiz bırakmaktadır. Bu bilgi yığınında görünür olabilmek için markaların uyguladığı farklı bir strateji var: Aşağıdan yukarıya görsel dikkati hedeflemek!

Aşağıdan yukarıya görsel dikkat; markalar için dikkat edilmesi gereken önemli bir süreçtir çünkü beyin, maruz kaldığı bilgileri işlerken gözlerimizi kırpmak ya da hareket ettirmek için dahi kısa bir sürede maruz kaldığı görseldeki nesnenin ne olduğunu algılayabilmektedir. Dr. Mouchetant-Rostaing önderliğinde gerçekleştirilen bir çalışmada, 50 milisaniye gibi kısa bir sürede bir görsel de beliren yüzün cinsiyetinin beyin tarafından ayırt edilebildiği bulgulanmıştır. 

Bu hızlı fakat seçici bilgi işleme sürecinin farkında olan markalar, ürünlerinin parlaklığını boyutunu ya da sunumunu çevresinde var olan nesnelerden farklılaştırarak, bu süreç içerisinde hedef kitleleri tarafından daha algılanabilir olmayı amaçlamaktadır. 

Caltech’den Dr. Milosavljevic önderliğinde gerçekleştirilen bir çalışma, etrafındaki nesnelerden %65 oranında daha parlak olan bir nesnenin daha fazla tercih edildiğini göstermiştir. Bu durum pop-up reklamlarda olduğu gibi etrafındaki kalabalıktan tamamen sıyrılmış görsel olarak oldukça belirgin bir nesneyi işaret eder. Bu bulgudan yola çıkarak, ellerindeki sepetten bazı ürünleri yem olarak kullanan markalar, asıl talep edilmesini istedikleri ürünü ön plana çıkarabilmektedir. Buna ek olarak araştırmada bulgulanan daha dikkat çekici bir sonuç, görsel belirginliğin bilişsel yük olarak adlandırılan, çalışan belleğin kullandığı kaynakların arttığı durumlardaki etkisinin nasıl olduğu üzerine olmuştur. Satın alma öncesindeki tercihlerimiz, çoğunlukla farklı uyaranlarında beynimizi meşgul ediyor olmasından dolayı satın alma sürecinde etkisini kaybedebilmektedir. Bu durumda ihtiyaç duyduğunuz bir ürünü ararken telefonunuz çaldığında dikkatimiz dağılacak ve seçiminiz büyük ihtimalle beyninizin en kolay algıladığı üründen yana olacaktır. Araştırmacılar böylesi bir durumla karşı karşıya kalan tüketicilerin daha önceki tercihlerini seçmeleri için daha uzun bir süreye ihtiyaç duyduklarını ve belirginliği en yüksek olan ürünü daha kısa sürede seçtiğini bulgulamışlardır. Belirginliğin bu etkisi özellikle markanın baskın olmadığı durumlarda dahada etkili olmuştur.

İletişim araçlarının yaygınlaşmaya başlamasından günümüze kadar olan süreçte, markalar hedef kitlelerine mümkün olan her yolu deneyerek ulaşmaya çalışmaya devam etmektedir. İnsan beyninin tüm bu bilgi yığını içerisinde kendisine en fazla fayda sağlayacak olanı seçmeye olan yatkınlığı sebebiyle bu süreci doğru kullanan markalar, rakiplerinden sıyrılarak hedef kitlesinin zihnine ulaşmayı başarabilmektedir.

Kayıt Formu

Hoşgeldin Üyeliği (Ücretsiz)
Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.