Makine Sektörü 2022 Yılını 25,3 Milyar Dolar İhracatla Tamamladı

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından açıklanan konsolide verilere göre, 2022 yılı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 25,3 milyar dolar oldu. Dünyadaki ortalamaların tek hanelerde kaldığı 2022 yılında; makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyümenin Türkiye’de yüzde 13 gibi yüksek seviyelerde kayıtlara geçtiğini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Küresel makine ihracat payı yüzde 1’i aşan ülkelerden biri olmak memnuniyet verici. Danimarka, Finlandiya ve Norveç gibi gelişmiş ülke sektörlerinin önündeyiz; hızımızı koruyabilirsek İsveç ve İspanya’yı da kısa zamanda geçeceğiz. Dünyadaki koşullar her nasıl olursa olsun, Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlayacağımız 2023 sonunda da rakiplerimizden daha iyi sonuçlar alacağımızdan ve küresel ölçekte pazar payımızı daha da artıracağımızdan eminiz” dedi.

Makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, sektör 2022 yılsonunda serbest bölgeler dâhil ihracatını önceki yıla göre yüzde 9,6 artırarak 25,3 milyar dolara taşıdı. Serbest bölgelerden yapılan ihracat hariç yıllık makine ihracatı Almanya için 2,9 milyar dolara, ABD için 1,5 milyar dolara, Rusya içinse 1,3 milyar dolara ulaştı.  Bu üç ülkeye serbest bölgelerden yapılan makine ihracatı ise 600 milyon doları aştı. 2022 yılında yüzde 62,4 ihracat artışı sağlanan Rusya’ya, sadece Aralık ayında 250 milyon dolar ihracat gerçekleştiren makineciler, bu ülkeyle ticari ilişkilerde tüm zamanların en yüksek verisine ulaştı.

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu 2022 yılında küresel makine ve teçhizat yatırımlarında yüzde 5,2 artış yaşandığını, makine sanayi üretiminde ise yüzde 4 artış olduğunu belirterek, “Dünyadaki ortalamaların tek hanelerde kaldığı 2022 yılında; makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyüme Türkiye’de yüzde 13 gibi yüksek seviyelerde kayıtlara geçti ve ülkemize yönelik ilave tedarik talebinin de etkisiyle makine üretimindeki canlılık yıl sonuna kadar devam etti. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre genel imalat sanayii toplam üretiminin yıllık bazda yüzde 8,3 büyüdüğü Kasım sonunda, makine ve ekipman imalatındaki üretim artışı yüzde 16,5 olarak gerçekleşti” dedi.

Dünyadaki gelişmelerin, resesyon fiyatlamasının ve çapraz kurun menfi tesiriyle makine sektörünün rekabet üstünlüklerinin ihracat tutarına geçen sene başında hedeflenen oranda yansımadığının altını çizen Karavelioğlu şunları belirtti:

“Sonuçlarımız üzerinde, Ukrayna-Rusya savaşının etkileri ile AB ve ABD’deki enflasyona bağlı parasal sıkılaşma eğilimlerinin talep üzerindeki baskısı gibi pek çok etken var. Bu unsurlara rağmen ihracatımızı miktar olarak yüzde 3 artırmış olsak da, sadece Euro-Dolar paritesinin ihracatımıza menfi tesiri 2 milyar doların üzerinde oldu. Netice itibarıyla küresel makine ihracat payı yüzde 1’i aşan ülkelerden biri olmak memnuniyet verici. Danimarka, Finlandiya ve Norveç gibi gelişmiş ülke sektörlerinin önündeyiz; hızımızı koruyabilirsek İsveç ve İspanya’yı da kısa zamanda geçeceğiz. Dünyadaki koşullar her nasıl olursa olsun, Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlayacağımız 2023 sonunda da rakiplerimizden daha iyi sonuçlar alacağımızdan ve küresel ölçekte pazar payımızı daha da artıracağımızdan eminiz.”

“Toparlanma yılın ikinci yarısını, küresel mali gevşeme gelecek yılı bulacaktır”

Yeni yıl hedeflerimizi koyarken dünyada ilk çeyrekte küçülme, ikinci çeyrekte durağanlaşma beklentisini gözettiklerini belirten Karavelioğlu, sektörün dış pazar stratejisini şu şekilde yorumladı: 

MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu: “Makine Sektörüne Kalkan Olmak Sivil Savunma Meselesidir”“Makine ve tesis mühendisliği alanında sektör gündemini izlemek üzere yakından takip ettiğimiz küresel kuruluşlarda tereddütlü bir iyimserlik hâkim. Örneğin Almanya’da görüşlerine başvurulan 600 üretici firmadan yüzde 86’sı, 2023 için karamsar olmadıklarını söylüyor. Tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar ve malzeme kıtlığı nedeniyle üretimdeki aksamalara rağmen bu algıyı besleyen ana unsur, yılın ikinci yarısında bir toparlanma olacağı beklentisi. Her durumda, gelişmiş ülkelerdeki mali gevşemenin en erken gelecek yıl başlamasını bekliyoruz. Avrupa’nın enerji krizi, bölgeyi etkisi altına alan savaş ve Çin’de devam eden salgın gibi riskler artarsa durgunluğun uzayabileceğini tahmin ediyoruz.”

“Rakiplerimiz hem yakın coğrafyalarımıza hem de ülkemize girmek için daha agresif olacaklar”

Karavelioğlu, üretimini son 12 ayda yüzde 16,5 artıran makine sektöründe kapasite kullanım oranının yüzde 75 seviyesinde olduğuna işaret ederek şunları belirtti:

“Bütün dünyada ekonomik ve coğrafi birliklerin sıkılaştığı, korumacı politikalarla ithalattaki engellemelerin yükselişe geçtiği bu dönemde, döviz kurlarının da sayesinde pazara kolay girilen Türkiye’de makine ithalatı yüzde 10 artarak yıllık 37 milyar doları buldu. Birbirine çok yakın ithalat ve ihracat artışlarımızla karşılama oranını yüzde 70 seviyesinde tutabildik ancak yeni sipariş almanın herkes için zorlaştığı bu yıl, rakiplerimizin hem yakın coğrafyalarımızda hem de ülkemizde çok daha agresif kampanyalar yürüteceklerini düşünüyoruz. Pandemi öncesi 2019 yılı verilerine kıyasla üretimini miktar olarak yüzde 64,2, ihracatını yüzde 29,3 artıran sektörümüzün yeni ölçekleriyle yakaladığı rekabetçiliğini koruyabilmek için iç pazarı acilen tahkim etmek zorundayız. Maliyet endeksimizin yüzde 92 arttığı son 12 ayda sepet kurdaki artışın yüzde 37’de kalmış olması, bu konudaki önemli bir zaafın kurun yatay hareketinden  kaynaklanmakta olduğunu gösteriyor.”

“Niteliklerimizi finanse edecek kadar hareket alanımız olmalı”

Döviz kurlarının enflasyona paralel olarak arttığı bir dengenin, ihracatçıların elini her iki cephede birden güçlendirecek bir unsur olacağını belirten Karavelioğlu şunları söyledi:

“Türkiye ekonomisinde iç talep ve büyüme beklentilerinin yeni yılın ilk yarısında yüksek olacağını düşünüyoruz. Bu canlılık ortamında, TL’nin aşırı değerlenmesine engel olacak bir model geliştirilmesi; hem ithalattaki yükselişin kontrol altına alınabilmesini hem de başta işgücü olmak üzere her alanda maliyetleri artan ihracatçıların rekabet güçlerini koruyabilmesini sağlar. Bizi rakiplerimizden pozitif ayrıştıran özelliklerimiz; ölçek yapımızdan kaynaklı esnekliğimiz, küresel taleplere geniş bir alt sektör grubunda yanıt verme gücümüz ve yüzde 80’e yaklaşan yerli katma değer oranımız. Bu niteliklerimizi finanse edecek kadar hareket alanımız olursa, müşterilerimizi rakiplerimize kaptırmayız.”

“Dönüşüm niyeti olmayanlar, Avrupa defterini kısa zamanda kapatırlar”

Karavelioğlu, rekabetin kıran kırana devam edeceği bu süreçte Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik konusunda yeni düzenlemeler getirmeye devam edeceğini belirterek “Uluslararası alanda kurduğu istikrarlı ilişkilerle Avrupa’ya güçlü bir entegrasyon sağlayan sektörümüze ve paydaşlarımıza, AB’nin kendi rekabetçiliğini korumak üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında gündeme getirdiği düzenlemeler konusundaki hatırlatmalarımızı çok önceden yapmıştık. Hatta bu durumu bir nevi, yönetmelik ve direktifler tsunamisi olarak tanımlamıştık. Bu mekanizmalar giderek hız kazandı” dedi.

Yeni yılla birlikte Almanya’nın, iş hacmi büyük firmalardan başlayarak ithalatçılara, ülkesine sokacakları mallar için değer zincirlerinin başından sonuna kadar çevre ve çalışan haklarını göz edip etmedikleri konusunda sorumluluk yükleyen Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunu’nu hayata geçirdiğine dikkat çeken Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“Türkiye’nin makine ihracatının yüzde 26’sının parça ve komponentlerden geldiğini ve üyelerimizin değer zincirlerinde önemli yerler edindiğini göz önünde tutarak, Sürdürülebilirlik Derecelendirme talepleriyle daha yoğun biçimde karşılaşacağımızı söyleyebiliriz. Ödevlerimiz her alanda sistemli şekilde artacaktır. Bütün sınai dalları bağlayacak bu gelişme, sektörel örgütlerin ve ihracatçı birliklerinin çabalarını çeşitlendirip yaygınlaştırıyor. Sürdürülebilirlik konusunda hâlâ dönüşüm niyeti olmayan işletmelerimiz varsa, bunlar maalesef Avrupa defterini kısa zamanda kapatacaktır.”

Yatırım Teşvik Kapsamı İthalat İşlemlerinde ATR Dolaşım Belgesi ve Ek Mali Yükümlülük

Yazımızın konusu 2012/35 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar uyarınca, yatırım teşvik belgesi kapsamında, GTS ülkelerinden ek mali yükümlülüğe tabi eşyaların ithalat işlemleri ve A.TR Dolaşım Belgesi’nin ibrazının açıklanması üzerinedir.

2012/35 sayılı Karar’ın teşvik unsurları incelendiğinde, ithalat işlemlerinde sadece gümrük vergisi muafiyeti ve kdv istisnası yer almaktadır.  Bu bağlamda yatırım teşvik belgesi kapsamı ithalat işlemlerinde ek mali yükümlülüğe ilişkin muafiyet hükmü bulunmamaktadır. Dolayısıyla gümrük vergisi ve kdv dışındaki diğer ithalat vergilerinin yatırım teşvik belgesi kapsamında muafiyet ya da istisna durumları için ilgili vergilerin düzenlemelerine ayrıca incelemek gerekir.

Bilindiği üzere, gümrük vergileri deyimi eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü, ithalat vergileri ise, eşyanın ithalinde denecek gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri ifade eder. Bu bağlamda ek mali yükümlülük de gümrük vergileri arasında değerlendirilir. Şayet ithalata konu eşyalar için gümrük vergisi ile ithalde alınan diğer vergi ve resimlerden ya da gümrük vergilerinden muafiyet tanındığı belirtilmiş ise bu kapsamda yapılan ithalat işlemleri ek mali yükümlülükten de muaf olacaktır. Ancak ilgili mevzuatta sadece gümrük vergisi muafiyetini içeren hüküm bulunduğunda ise ithal işlemlerinde ek mali yükümlülük muafiyeti uygulanmayacaktır.

Örneğin 3351 sayılı İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin Karar uyarınca, yatırım teşvik belgesi kapsamında gümrük vergisi muafiyetinden yararlanılarak gerçekleştirilen ithalatta ilave gümrük vergisi uygulanmaz. Bunun gibi yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilecek ithalat işlemleri için öncelikle eşyanın gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre, eşyanın ithalinde ödenmesi gereken veriler tespit edilmelidir.

Yatırım teşvik belgesi kapsamında Vietnam menşeli eşyanın İtalya’dan ithal edilmesi durumunda, yatırım teşvikli olduğu için gümrük vergisi ve kdv ödenmez. Burada A.TR Dolaşım belgesinin ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır. A.TR Dolaşım Belgesi ibraz edilmediği için ek mali yükümlülük doğmayacaktır. 2011/11799 sayılı Karar uyarınca; Bangladeş, Bolivya, Cape Varde, Endonezya, Hindistan, Kamboçya, Moğolistan, Pakistan, Paraguay, Sri Lanka, Ukrayna ve Vietnam menşeli ve İthalat Rejim Kararı II sayılı listede yer alan eşyanın AB ülkeleri üzerinden A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilmesi halinde telafi edici vergi olarak ek mali yükümlülük tahsil edilir. Bahse konu ülkelerden yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilecek ithalat işlemlerinde yatırım teşvik belgesi gümrük vergisi ve kdv için muafiyet sağlayacağından A.TR Dolaşım Belgesinin ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır. Şayet A.TR dolaşım belgesi ibraz edilirse ek mali yükümlülük için mükellefiyet doğacaktır. Bu hususa dikkat edilerek ithalat işlemlerinin gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir.

Cumhurbaşkanı Kararıyla konulan ek mali yükümlülükler yerine getirilmeden gerçekleştirilen ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemlerini gerçekleştirenler 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca noksan ek mali yükümlülüğün iki katı idari para cezası ile cezalandırılırlar.

Bununla birlikte Kabahatler Kanunu’nun içtima hükmü gereği ek mali yükümlülüğün hiç ödenmediği ve eksik ödendiğinin tespit edildiği durumlarda ağır olan idari para cezası, yani Gümrük Kanunu’nun 234. Maddesinde ön görülen eksik ödenen vergilerin üç katı şeklindeki para cezası uygulanır.

İlker ÇOLAKVERMİŞ

 

Kaynakça:

2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

Bazı ürünlerin İthalatında Ek Mali Yükümlülük Tahsili Hakkında Karar (2018/11789)

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 14.05.2019 tarihli 44160769 sayılı Yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 13.11.2019 tarihli 48900138 sayılı Yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 17.02.2020 tarihli 52329579 sayılı Yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 05.08.2021 tarihli 65752915 sayılı Yazısı

UNFCCC COP 28

UNFCCC, küresel ısınmayla mücadele konusunda BM’nin öncülüğünde hazırlanan ve neredeyse tüm dünya ülkelerinin altına imza attığı uluslararası çevre sözleşmesidir. UNFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) imzalandıktan sonra taraf ülkeler her yıl dünyanın farklı bir ülkesinde bir araya gelerek küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda bir durum değerlendirmesi yapmakta, yeni kararlar almakta ve hedefler belirlemektedir. COP (Taraflar Konferansı) adı verilen bu toplantılar, bir bakıma UNFCCC’nin en üst derecedeki karar alma organıdır. Bu toplantıların 28.’si (COP 28) 30 Kasım – 12 Aralık 2023 tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yapılacaktır. Toplantı tarihine neredeyse bir yol olmasına rağmen beklentilerin hayli yüksek ve gündemin oldukça yoğun olduğunu söyleyebiliriz. Bu toplantıda özetle neler konuşulacağına ve ne gibi kararların alınacağına kısa bir göz atalım.

Bilindiği üzere bir önceki COP’ta iklim değişikliğinin etkileriyle karşı karşıya kalan düşük gelirli ülkelere yardımcı olmak amacıyla bir Kayıp ve Zarar Fonu oluşturulmuştu. Bu fon özelinde kurulan geçiş komitesi COP 28’de fonun nasıl işletileceği konusunda tavsiyelerde bulunacaktır. Bununla ilgili ilk toplantının Mart ayı bitmeden yapılması öngörülmektedir. İklim değişikliğiyle mücadelenin finansal sac ayaklarından biri olan bu fon kısa vadede hızlı sonuçlar alınması açısından kritik önem arz etmektedir.

COP 28, 2009’da düzenlenen COP 15’te belirlenen 100 milyar dolarlık uyum fonu açısından da önemlidir. Bu fon hedefi yüksek gelirli ülkeler tarafından henüz yerine getirilmedi. Olumsuz iklim koşulları nedeniyle günlük 200 milyon dolardan fazla kayıp yaşanmasına rağmen, COP 27 müzakerecileri uyum finansmanı konusunda gereken adımları atamadı. COP 28, küresel adaptasyon hedefi için bir çerçeve oluşturulması açısından son derece önemli bir görüşme olacaktır.

BM Genel Sekreteri General António Guterres, COP 27’de, gezegenin tüm paydaşlarının önümüzdeki beş yıl boyunca çoklu tehlike erken uyarı sistemi tarafından kapsanmasına izin veren bir planı duyurmuştu. Bu bağlamda 2023’te bu konuyla ilgili boşlukların belirlenmesi ve insanların erken uyarı sistemini ele alma kapasitelerinin analiz edilmesi, uygulamada ilerleme kaydedilmesi ve finansmanın artırılmasının sağlanması konularına öncelik verileceği bildirildi. 2023 yılının sonunda düzenlenecek COP 28’de Guterres tarafından bununla ilgili bir rapor sunulması beklenmektedir.

Bilindiği üzere COP 26’da bir Küresel Durum Değerlendirmesi süreci başlatılmıştı. Bu süreç, Paris İklim Anlaşması’nın amacına ve uzun vadeli hedeflerine ulaşma yolunda dünyanın toplu ilerlemesini değerlendirmek amacıyla yürütülmektedir. COP 26’da başlatılan süreç COP 28’de son bulacak. Halihazırda ikinci aşamada olan süreçte iklim değişikliği konusunda azaltma, uyum, uygulama ve destek konuları tartışılmaktadır. Çalışmaların COP 28 tarihine kadar tamamlanması ve sonuçların bu toplantıda duyurulması beklenmektedir.

COP 27’de yeni bir gıda ve tarımsal güvenlik planı oluşturulmuştu. Fakat bu planla ilgili olarak, nihai anlaşmanın gıda sistemleri yaklaşımını göz ardı etmesi; beslenme programları, uyum ve hafifletme çalışma planları gibi önemli konuların gözden kaçırılması gibi önemli tespitler mevcuttur. COP 28’de bu konunun da taraflar tarafından kapsamlı bir şekilde ele alınması ve daha somut sonuçlar alınması beklenmektedir. Gıda ve Tarım Örgütü önümüzde süreçte sıcaklık artışını 1,5 derecenin üzerine sınırlama hedefine uygun olarak emisyonları azaltmak için bir plan yayınlayacaktır.

COP 28’de tartışılması ve önemli kararlar alınması beklenen bir diğer konu da okyanuslardır. Tüm ülkelerin ortak paydaşı olan okyanuslar ve okyanus yaşamının önemi COP 28’de şiddetle vurgulanacaktır. Toplantıya ev sahipliği yapacak olan BAE, Net Zero 2050 stratejisi çerçevesinde bozulan su ekosistemlerini eski haline getirmek ve geliştirmek için önemli adımlar atmaktadır. Bu bağlamda okyanus yaşamının COP 28’in önemli konu başlıklarından biri olacağını söylemek mümkündür.

BAE’nin COP28’e ev sahipliği yapması, BAE yönetiminin ülke ekonomisini temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra teknolojik gelişmeler ve iklim açısından akıllı çözümlerle beslenen bir ekonomiye dönüştürme çabalarının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, toplantının BAE ekonomisini karbondan arındırma noktasında önemli bir kilometre taşı olacağını söyleyebiliriz.

Dilek AŞAN

ARAÇ ve FİLO YÖNETİMİ EĞİTİM SEMİNERİ

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi
şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi

ARAÇ ve FİLO YÖNETİMİ EĞİTİM SEMİNERİ 

ŞİRKET ARAÇLARINIZI DAHA ETKİN NASIL YÖNETEBİLİRSİNİZ?

Şirketiniz için Eğitim Teklifi Alma: Eğitim talebi için egitim@satinalmadergisi.com   adresi ile temasa geçiniz.
İstanbul şehir dışı eğitimlerde ulaşım ve konaklama masrafı eğitim fiyatına ilave edilir.
Tel : (0212) 509 5656
Murat Erdal
Prof. Dr. Murat Erdal

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat Erdal

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

TEMEL EĞİTİM KONULARI

  • Filo Yönetimi ve Operasyon İş Çevresi
  • Filo Yönetim Biriminin Görevleri
  • Filo Kiralama Şirketleri ile İlişkilerin Yönetimi
  • Kiralama Sözleşmeleri ve Müzakerelerde Nelere Dikkat Edilir?
  • Araçların Şirket İçerisinde Tahsisi ve Kaynak Yönetimi
  • Araç Varlık Yönetimi
  • Araçların Bakım ve Hasar Yönetimi
  • Araçların İkinci Elde Değerlendirilmesi
  • Araçların Sigortalanması ve Risk Yönetimi
  • Karayolları Taşıma Kanunu ve Belge Yönetimi
  • Sürücülerin İşe Alımı, Eğitimi, Denetimi Sürücü Risk Değerlendirmesi
  • Maliyet ve Verimlilik Analizleri
  • Filo Performans Göstergeleri (KPI)
  • Filo Denetimi ve Raporlama

Eğitime Kimler Katılabilir ?

İdari işler personeli, satın alma, Ulaştırma, Filo, lojistik ve sevkiyat bölümü yönetici ve çalışanları, depo bölümü yönetici ve çalışanları.

Eğitim Süresi: 2 gün

Eğitim İçeriği : 

FİLO BÖLÜMÜ İŞ SÜREÇLERİ ve İŞLETME İÇERİSİNDEKİ YERİ

Filo Yönetiminde Temel Tanım ve Kavramlar

Filo Bölümü Organizasyon Yapısı ve Sorumluluk Alanı

  • Araç; bakım, lastik, resmi giderlerin yönetimi ve kayıt altına alınması, raporlama,
  • Resmi kurum işlemleri (K taşıma belgesi, taşıt kartı, fenni-egzoz muayene…),
  • Yol güvenlik uygulamaları (araç takip sistemi, filo yönetimi, güvenli sürüş uygulamaları, araç-şoför denetimleri…),
  • Personel hak ediş yönetimi (maaş, fazla mesai…),
  • Şoförlü veya şoförsüz araç kiralama hizmet alımları (minibüs, kamyon, binek…)
  • Araç satınalma-elden çıkarma süreçlerinin yönetimi
  • Personel ulaşım sevk ve idaresi (fabrika ile şehir merkezi, birimler ile şehir merkezleri arası),
  • Malzeme nakil sevk ve idaresi (fabrika ile birimler arasında, hafif veya ağır malzemeler, kamyonlar ile taşıma, iş makineleri nakli vd.),
  • Yüklenici şoför, operatör sevk ve idaresi (servis aracı, kamyon, iş makinesi…),
  • Şoför/sürücü, operatör yetkinlik değerlendirmesi (servis aracı, kamyon, iş makinesi kullanıcıları…).
şirket Filo Araçlarının Verimli İşletilmesi Eğitimi
Şirket Filo Araçlarının Verimli İşletilmesi Eğitimi

 – Filo Bölümünün Temel Yapıtaşları

-Operasyon Birimi ve İş Süreçleri

-Araç Planlama, Tahsisi ve İş Süreçleri

-Araç Takip Birimi ve İş Süreçleri

-Dispozisyon Birimi ve İş Süreçleri

-Tamir-Bakım Birimi ve İş Süreçleri

-Yükleme Güvenliği

-Temel Lastik Bilgileri

Örnek Olay (Vaka) Çalışmaları

FİLO BÖLÜMÜNÜN İŞLETME BÖLÜMLERİYLE İLİŞKİLERİ

  • İdari İşler & Satınalma Müdürlüğü ile İlişkiler (malzeme-hizmet alımları taleplerimizin karşılanması, hak ediş ödemeleri, malzeme depolama, şartname hazırlama noktasında ekip çalışması, görüş verilmesi, vd.)
  • Hukuk Müdürlüğü (görüş talepleri, karşılıklı bilgilendirme)
  • Muhasebe Finans Müdürlüğü (firma ödemeleri, mutabakat ve kontrol)
  • İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü (yetkinliklerin belirlenmesi, eğitim planlama vb.)
  • Bilgi Yönetim Müdürlüğü (yazılım ihtiyacının karşılanması, uygulamalarda destek…)
  • Depo-Antrepo Bölümü İle İlişkiler
  • Gümrükleme Bölümü İle İlişkiler
  • Sigorta Bölümü İle İlişkiler

 • OPERASYON PLANLAMASI

Operasyon Planlamasını Etkileyen Makro Dinamikler

Ulaştırma / Filo Operasyon Yönetimi

İşletme Araçlarının Yönetimi

Araçların Sefere Hazır Hale Getirilmesi ve Etkin Araç Dağıtım Planlaması

 Sefer Öncesi Hazırlıklar

 Sefer Sırasındaki Sorumluluklar

 Sefer Sonrası Prosedür

Alt Nakliyeci (Taşeron) İlişkileri

Taşıma İşleri Organizatörü (Forwarder) İlişkileri

Güzergâh Maliyet Analizi

Performans Değerlemesi

FİLO YAZILIMLARI VE RAPORLAMA

FİLO BÖLÜMÜ ve İNSAN KAYNAĞI

·Filo Yöneticiliği

oFilo Araç Operasyon Sorumlusu

oFilo Araç Operasyon Yetkilisi

oFilo Saha Şoförü

oFilo Saha Operasyon Yetkilisi

oFilo Yasal Evrak İşlem Yetkilisi

oFilo Analiz Uzmanı

oFilo Operasyon Destek Yetkilisi

oFilo Planlama Yetkilisi

oFilo Şoförü

·Şoför Hesapları Yöneticiliği

oŞoför Hesapları Yöneticisi

oŞoför Hesapları Uzmanı

oŞoför Hesapları Yetkilisi

·Şoför İşe Alım ve Eğitim Yöneticiliği

oŞoför İşe Alım ve Eğitim Yöneticisi

oŞoför İşe Alım ve Eğitim Uzmanı

 MEVZUAT

-Ulaşımla ilgili mevzuatlar

-Ulaşımla ilgili yetki belge türleri

-Sürücü ehliyet sınıfları

-Sürücü mesleki yeterlilik belgeleri

-Araç sınıfları-araçlarla ilgili tanımlar

-Araç sigorta türleri ve kapsamları

ŞOFÖR YÖNETİMİ

-İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü İle Koordinasyon

-Şoför İşe Alım Süreci

-Şoför ile İlişkiler

-Şoför çalıştırma süreçleri

-Şoför Performans Değerlemesi

-Şoför Eğitim Planlaması

-Araç, Belge ve Taşıma-Operasyon Bilgisi

-Kurum ve Çevreye Karşı Tutum ve Davranışlar

-İş Ahlakı ve Profesyonellik

– Kurum Kültürünün Kazandırılması

 ULAŞTIRMA & FİLO YÖNETİCİSİ

-Profesyonel Filo Yöneticisi Kimdir ?

-Ulaştırma / Filo Yöneticisinin Görev ve Sorumlulukları

-Ulaştırma / Filo Yöneticisinin Temel Özellikleri

-Ulaştırma / Filo Yöneticisi ve Liderlik

-Ulaştırma / Filo Yöneticisi ve İletişim Becerileri

-Diğer Departmanlar ve Sürücülerle İlişkiler

FİLO MALİYET YÖNETİMİ VE DENETİM PLANI

-Filo Yönetiminde Maliyet Türleri

-Filo Yönetiminde Maliyet ve Performans Ölçümü

-Filo Araç Yenileme Politikası ve Stratejiler

-Filo Denetim Planı

Filo Yönetimi Eğitimi “Operasyon ve Planlama İlkeleri” eğitiminde aşağıdaki temel sorulara cevap aranmaktadır.
    • Şirket araç filosundan hangi birim sorumludur ?
    • Filo yönetiminde çözümler nasıl üretilmeli ?
    • Profesyonel kurumsal (şirket) araç filosunun yönetimi konusunda eksiklerimiz nelerdir ?
    • Araç filo yönetiminden sorumlu birim yönetici ve çalışanlarının profili nedir ?
    • Şirket filo organizasyonu (ulaştırma / lojistik / sevkıyat / depo departmanları arasındaki ilişki ve koordinasyon) nasıl olmalı ?
    • Filo ve Lojistik Bölümü için en uygun organizasyon yapısı hangisidir ?
    • Sevkıyat, yükleme, istifleme, dağıtım ve depo yönetiminde özellikli noktalar nelerdir ?
    • Araç planlama yöneticisi, sevkıyat yöneticisi, ulaşım müdürü ve sürücülerinin görev ve sorumlulukları nelerdir ?
  • Sürücü Yönetiminde nelere dikkat edilir ? Profesyonellik ve iş ahlakı çözümleri?
  • Araç satınalma, taşeronla çalışma veya araç kiralamanın fayda-maliyet analizi nedir ?
  • Dış kaynak kullanımında nasıl bir yöntem tercih edilmeli ?
  • Lojistik şirketleri ile ilişkilerde nelere dikkat edilir ?
  • Mevzuat ( Trafik, Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin vd.) kapsamı nedir ? İşletmelerin yeni yönetmelikle birlikte sorumlulukları nelerdir ?
  • Faaliyet raporu hazırlama nedir ?
  • Yetki Belgesi ve Mesleki Yeterlilik kavramı nedir ?
  • ÜDY, ODY ve SRC Mesleki Yeterlilik Belgeleri Kimleri kapsar ?

Eğitim Süresi: 2 Gün

Eğitmen: Prof. Dr. Murat Erdal – İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı
web: http://www.muraterdal.com 

Şirketiniz için Eğitim Teklifi Alma: Eğitim talebi için egitim@satinalmadergisi.com   adresi ile temasa geçiniz.
İstanbul şehir dışı eğitimlerde ulaşım ve konaklama masrafı eğitim fiyatına ilave edilir.
Tel : (0212) 509 5656

–  –  –  –  –  –  –  –

Eğitim Kataloğu
Eğitim Kataloğunu indirebilirsiniz.

 

ŞİRKET EĞİTİM KATALOĞU

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli.
Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz.

Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.  Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim.
 Prof. Dr. Murat Erdal

Dış Ticaret Eğitimi Dis Ticaret Lojistik Sozlesme Egitimi
Dış Ticarette Lojistik Operasyon ve Sözleşme Yönetimi Eğitimi

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri:
İçerikleri incelemek için tıklayınız. 

☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400  Standardı Eğitimi (2 gün)
☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi İlişkileri Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Filo Yönetimi Eğitimi: “Operasyon ve Planlama İlkeleri” (2 gün)
☐ Lojistik ve Depo Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Satış Mühendisleri için Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün) 

-> İçerikler için Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Ecovadis Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Satın Alma Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri ve Yeşil Satınalma ISO 20400 Eğitimi

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

Anahtar Sözcükler: Filo eğitimi, filo yöneticisi, araç takip birimi, kiralama şirketi, filo kiralama, sözleşme, trafik, hukuk, kaza, risk, ehliyet, araç yenileme, yol, güvenlik, mevzuat, servis, servis aracı, personel, minibüs, van, kamyon, TIR, binek, otomobil, K belgesi, taşıt kartı, fenni muayene, muayene, egzoz muayene, Filo yönetimi, eğitim, ulaştırma, lojistik, araç, dağıtım, operasyon, kasko, sigorta, lastik, bakım, sürücü, şöför, bakım, idari satın alma, idari işler, satın alma, SRC, hasar

 

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

Mobilya Sektörü 2022’de İhracatını Yüzde 11,2 Artırdı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2022 yılına ait ihracat rakamlarını açıkladı. Ekonomide büyümesini sürdüren Türkiye’nin ihracatı 2022 yılında yüzde 12,9 artışla 254,2 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Son yıllarda ihracat pazarlarını çeşitlendirmeye yönelik faaliyetlerini hızlandıran mobilya sektörü ise yakaladığı istikrarla yüzde 11,2’lik artış sağlayarak 4,7 milyar dolarlık ihracata ulaştı. Açıklanan rakamlar üzerine değerlendirmede bulunan Mobilya Dernekleri Federasyonu MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, “İhracatta iyi bir ivme yakaladık, bunu 2023 yılında da sürdürmeyi planlıyoruz” dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Türkiye’nin 2022 yılına ait ihracat rakamlarını paylaştı. Global ticaret yaşanan aksamalarla küçülmesini sürdürürken, istikrarlı bir şekilde büyümeye devam eden Türkiye ekonomisi başarısını ihracatta da sürdürerek 2022 yılı hedefi olan 250 milyar doları aşıp 254,2 milyar dolara ulaştı. İhracat pazarını çeşitlendirmeye yönelik faaliyetleri ile büyüme ivmesini sürdüren Türkiye mobilya sektörünün 2022 yılı ihracatı ise yüzde 11,2’lik artışla 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Mobilya Sektörü Emin Adımlarla Büyümeye Devam Ediyor

Birçok sektörün ürün tedariki ve lojistik süreçlerde onlarca sorunla karşılaştığı 2022 yılı global ticaret için zorlu bir yıl oldu. İstikrarlı ekonomik büyümesini sürdürmek için üretim bantlarını durdurmak istemeyen Türkiye’de mobilya sektörü, yıl boyunca bir yandan sektör temsilcileri ile fuarlara katılarak diğer yandan da mevcut pazarlarında etkinliklerini artıracak projeler yaparak ihracat rakamlarına önemli bir katkı sağladı.

Mobilya sektörünün 2022’de yakaladığı rakamlar üzerine değerlendirmelerde bulunan Mobilya Dernekleri Federasyonu MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, “Ülkemizin cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaşmasına şahitlik etmek gurur verici. Ulaşılan bu rakamlara mobilya sektörünün de önemli bir katkısı bulunuyor. MOSFED olarak çatı kuruluşu olduğumuz, sektörümüzü temsil eden birçok derneğimizle birlikte mobilya sektörünün bu rakamlara ulaşmasında etkin bir rol oynadık. Yıl boyunca resesyon endişesi, enerji krizi, ülkeler arasında yaşanan gerilimler gibi pek çok sıkıntı sebebiyle zaman zaman siparişler düştü zaman zaman pazarda başka sorunlar yaşandı ancak üreticilerimiz asla yılmadılar. Yüksek enerjiyle ve gayretle hem üretip hem ihraç ederek 2022 yılını başarıyla tamamladılar. 2022’ye başlarken öncelikli hedefimiz bir önceki yılı geride bırakmaktı ve bunu başarıyla gerçekleştirdik, şimdi 2023 yılında hedeflerimize ulaşmak için aynı ciddiyetle çalışmaya devam edeceğiz. Yakın zamanda düzenleyeceğimiz Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF) ile yaklaşık 3 milyar dolarlık bir ticaret hacmi sağlamayı hedefliyoruz. Yıl boyunca katılacağımız fuar ve tanıtım etkinlikleri ile de bu rakamı daha yukarıya taşıyarak 2023 yılını 5 milyar doların üzerinde bir rakamla tamamlamayı amaçlıyoruz” dedi.

Katar’dan Türk Mobilyasına Yoğun İlgi

Türkiye mobilya sektörü ihracatının zirvesinde 2021 yılında da ilk sırada olan Irak yer aldı. 538,4 milyon dolarlık payı ile ilk sırada yer alan Irak’ı 402,5 milyon dolarlık payı ile Almanya takip etti. İsrail’e yapılan ihracat 243,7 milyon dolar olurken dördüncü sıradaki Amerika Birleşik Devletleri’ne 240,8 milyon dolar, beşinci sıradaki Fransa’ya 212,8 milyon dolarlık mobilya ihracatı gerçekleştirildi. Libya, Romanya, Birleşik Krallık ve Hollanda gelirken 2022 yılında ihracat payını yüzde 70,29 ile en çok artıran ülke Katar oldu. Katarlı firmalar dünya kupası sürecinde özellikle turistler için yaptıkları yeni konutlar, oteller ve restoranlar gibi birçok mekanda Türk mobilyalarını tercih ettiler. 2022 yılında 4,2 milyar dolar ihracat gerçekleştiren mobilya sektörü 2022 yılında 11,2’lik artışla 4,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Fransız Kaldığımız Konular #4 “La stagiaire”

Ve işte yine “Fransız Kaldığımız Konular” başlıklı bir yazı daha sizlerle. Dördüncü konumuz; La Stagiaire kelimesi üzerine !

Daha iyi anlaşılması için bir cümle içinde kullanalım:

  • “Bi Çay kap bakalım, La Stagiaire!”

Yok!

Yanlış anlaşılmasın “la” derken Ankara şivesindeki değil Fransızcadaki “la”. Yoksa normalde La Stagiaire kelimesi Türkçede Stajyer olarak kullanılır.

La Stagiaire, kökende stage “çıraklık, deneme aşaması” sözcüğünden alıntıdır. Yine Fransızca olan bu sözcük de eski Fransızcada Estage (Stage olarak İngilizcesini bilirsiniz) “Durma yeri, durak, menzil, etap” ve hatta “Manastırda çile süresi” sözcüğünden evrilmiştir.

Bizim stajyer kavramına da nasıl birebir oturmuş değil mi?

Hayret yani, bana göre de çok doğru, çile makamıdır stajyerlik yılları. Mümkün olan en az ücretle, eğitim alanına en uzak iş yapma dönemi.

İşyerindeki hemen hemen herkesin sana göre kıdemli, tecrübeli, bilgili olduğu; seninse en alt kasttan olduğun yıllardır.

Dolayısıyla işe katkısı az, mesleğe ilgisi yerlerde ve öğrenme hevesi ise zaten stajın ilk haftasında kırılmış olan bir insandır Mösyö Stajyer. 🙂

Sonuç;

  • “Allahım ben niye burdayım?” diye etrafa bakan bir gençlik.

E, ne yapacağız peki?

Konuya Fransız kalmayacağız.

Stajyer: İşimizi geleceğe taşısın diye bize emanet edilmiş bir insandır.

Stajyer: Mesleğin geleceği olan genç beyindir. Yepyeni bir bakış açısıdır.

Stajyer: Her sektörün ihtiyacı olan taze işgücü, temiz kan, yeni enerjidir.

Stajyer: İşlenmesi için bizlere sunulmuş bir cevherdir.

Kısacası Stajyer: Ülke sanayisinin ve ticaretinin geleceğidir.

Stajyer=Gelecektir.

Meslekler körelmişse, kalifiye eleman yoksa, çalışacak kimse yoksa olayın nedeni şimdide değil geçmiştedir.

Geçmişte stajyerlere ne yaptıysak bugün biçiyoruz.

Bu konu hakkında Fransız kalmak isteyip istememek elinizde; ama Türk Arşivciler Derneğinin 2017 yılında Arşiv Dünyası Dergisinin 20. sayısında yayınlanan “Staj Süreçlerinin Öğrencilerin Mesleki Beklentilerine Etkisi: Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Üzerine Bir İnceleme” isimli çalışmada bu konu gayet güzel işlenmiş.

Özetlersek:

  1. Yapılan ankette sorulmayan ancak staj sürecinde gerçekleştirilen birebir görüşmelerde, yaz stajlarının staj verimliliğini etkilediği anlaşılmıştır. (Tatil olarak kafaya işlenmiş bir dönemde gençlerin ne kadar çalışmaya istekli olacağı da ortada!)
  2. Yaz dönemi stajları aynı zamanda koordinatörler açısından stajyerlerin takibini ve yerinde denetimini zorlaştıran bir durum. (Tatil olarak kafaya işlenmiş bir dönemde koordinatörlerin ne kadar çalışmaya istekli olacağı da ortada!)
  3. Stajların, öğretim döneminde yapılabilmesi için zorunlu staj dersleri olan bölümlerin başkanları ile üniversite yönetiminin birlikte hareket etmeleri ve öğrenciler için en uygun yöntemi seçmeleri gereklidir. (İş dünyasının beklentileri ve düzenleri göz önüne alınmadan staj planı yapmak ne kadar doğru.)
  4. Ancak stajların dönem içerisinde yapılması öğrencilerin staj yapacakları bölgenin sınırlandırılmasına sebep olmaktadır. Bu, İstanbul için sorun sayılmasa da farklı illerde dezavantaj olarak görülebilir. (Eğitim birimlerinin mutlaka uygulama alanlarına ve özellikle de sektörlerdeki iş gücü yapısına uygun yerlere yapılması.)
  5. Bu anlamda stajların en az bir tanesinin dönem ortasında olması öğrenciler açısından faydalı olacaktır. (Bu tespite söyleyecek sözüm yok.)
  6. Öğrencilerin staj uygulamasını ciddi bir biçimde ele almaları, staj yaptıkları kurum veya kuruluşu seçerken kariyer hedeflerine uygunluğuna dikkat etmeleri gerektiği bu çalışmanın ortaya koyduğu temalardan biridir. (Kesinlikle)
  7. Ankette verilen yaklaşık %83’lük bilinçli yaklaşım her ne kadar çok iyi olarak ifade edilse de kalan %17’lik (staj yerinin yakınlığı ve rahat staj imkânı) oranın azaltılması önemlidir. (Staj yerinde rahat etme fikri olanlara direkt “Staj Engellidir, Mezun Olamaz Belgesi” verilebilir.)
  8. Öğrencilerin staj süresince derslerde edindikleri teorik bilginin uygulamada kullanımı ve alanla ilgili teknoloji kullanım yoğunluğu, öğrencilerin kişisel gelişimlerinde ve bölümlerin müfredatlarında değişen çağa uyum sağlamaları, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikte mezun yetişmesi açısından teşvik edicidir.  (Akademik olarak sanırım iyi bir cümle; ama sanayiciler anlayamayabilir.) 🙂
  9. Bölümlerin öğrencilerin staj sonrasında edindikleri mesleki izlenim ve gelecek beklentilerini yakından takip etmeleri ve staj imkânı sağlayan kurumlarla işbirliği içerisinde bulunmaları mesleki imaja ve bilinirliğe katkı sağlayacak mahiyettedir. (Bu cümlede öğrenciye görev verilmiş olsa da bence esas görev sevgili İK Yönetecimizde olmalı. Stajyeri bir şekilde kazanmak ve ileride çalışan olarak tutmak onların başarısıdır.)
  10. İlk stajını yapanlarla, ikinci stajını yapanların mesleki anlamda beklentileri arasındaki farkın ikinci stajını yapanlar yönünde olumlu olması mesleki anlamda olgunlaşmayla açıklanabilecek bir etkendir. (Ne kadar çok staj o kadar çok tecrübe ve bilinç artışı demek)

Özetle staj yapan öğrencilerin, staj sonrası mesleki beklentilerinde farklılaşma eğiliminde olup olmadığı araştırmaya değerdir.

Stajyerler başlı başına bir değerdir. Onlara ilk, orta ve yüksek öğretim kurumlarında birçok şeyi öğretsek de uygulamalı mesleki eğitimi vermek zorundayız. Bu görev sanayi ve akademik entegrasyonla mümkün.

Bir ülke ekonomisi için stajyerin mezuniyet sonrasında aynı sanayicinin yanında çalışan olarak işbaşı yapması kadar güzel bir kazanım olamaz. Öğretim de, Eğitim de, Gençlik de boşa gitmemiş olur.

Saygılarımla

Zafer URFALIOĞLU

Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/619690

Geçici Teminatın Gelir Kaydı: Sayıştay Görüşü

Sorumlu Tutulan İlgilerin Savunması; Belediye tarafından yapılmış olan “2014 yılı …, …, …, … Mahalleleri cadde ve sokaklarda tretuvar ve onarım işi”nde ihale üzerinde kalan isteklinin vergi borcu nedeni ile süresinde sözleşme imzalamaya gelmemesi sonucu teklifin %3 tutarındaki geçici teminatı (… TL’si) gelir kaydedilerek, ilgili mevzuatta açık bir düzenleme bulunmadığından fazlaya ilişkin kısmının ise (… TL’si) aynı durumlar için verilmiş yargı kararları ve uygulanmalarına ilişkin KİK’in kararları dikkate alınarak iade edildiğini, ayrıca bu hususta T.C. Danıştay . Dairesi 17.06.2014 tarihinde aldığı E:…, K:… sayılı kararının da bulunduğunu,

Buna karşılık, Sayıştay … Dairesinin ilamında 4734 sayılı Kanundaki geçici teminata yönelik düzenlemelere yer vererek mevzuatta “geçici teminatın tamamı gelir kaydedileceği” şeklinde hiç bir açık düzenleme bulunmamasına rağmen, mevzuattaki belirsizlikler üzerinden değerlendirme yaparak, haksız bir şekilde kamu zararına sebebiyet verildiğine karar verdiğini,

İdarecinin 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71. maddesinde sayılan kamu zararını belirleyen unsurların hiçbir tanesine sebebiyet verilmediğini,

Aksine işlem yapsalardı kamu zararına sebebiyet vereceklerini, çünkü mağdur edilmiş isteklinin silsile ile ilgili mercilere başvurarak aynı yargı kararını alacağını, sürecin sonunda da karşı tarafın avukatlık vekâlet ücretleri, faizler, harçlar, yargı giderleri ve KİK’in başvuru tazmin bedeli gibi kamu kaynaklarından fuzuli ödenecek giderlere sebebiyet verileceğini, belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

Sayıştay Temyiz Kurulunun Karar Özeti; (Yılı 2014, Dairesi 6, Dosya No 40951, Tutanak No 42990, Tutanak Tarihi 12.4.2017)

… Belediyesi tarafından ihalesi yapılan “2014 yılı …, …, …, … Mahalleleri cadde ve sokaklarda tretuvar yapımı ve onarımı işi” …’ın uhdesinde kalmış olmasına rağmen, istekli vergi borcu nedeniyle yasal süresi içinde sözleşme imzalamaya gelmemiş, bunun üzerine de istekli tarafından sunulan geçici teminatın gelir kaydedilmesine karar verilmiştir. Ancak istekli tarafından verilen … TL’lik geçici teminatın tamamı değil, teklif edilen bedelin % 3’üne tekabül eden … TL’lik tutar gelir kaydedilmiş, geriye kalan … TL ise istekliye iade edilmiştir.

Kanunun 10. maddesinde, ihale üzerinde kalan istekli tarafından taahhüt altına alınan durumu tevsik eden belgelerin sözleşme imzalanmadan önce verilmemesi halinde bu durumda olanların ihale dışı bırakılarak geçici teminatları gelir kaydedileceği hüküm altına alınmış olup, geçici teminatın gelir kaydedilmesinde herhangi bir oran belirtilmemiş, sadece ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatından söz edilmiştir. Öte yandan Kanunun 44. maddesinde, ihale üzerinde kalan isteklinin 42 ve 43. maddelere göre kesin teminatı vererek sözleşmeyi imzalamak zorunda olduğu, sözleşme imzalandıktan hemen sonra geçici teminatın iade edileceği,

bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatının gelir kaydedileceği hüküm altına alınmış olup,

yine geçici teminatın gelir kaydedilmesinde herhangi bir oran belirtilmemiş, sadece ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatından söz edilmiştir.

İhale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatı da Kanunun 33. maddesi gereğince asgari % 3 olmak üzere istekli tarafından kendi iradesi dâhilinde verilmiş olan tutardır.

Dolayısıyla geçici teminatın gelir kaydedilmesi durumunda da istekli tarafından teklif edilen ihale bedelinin % 3’ü değil, istekli tarafından verilmiş olan teminatın bütününün dikkate alınması gerekmektedir.

Sorumlunun savunmasına dayanak olarak gösterdiği, Danıştay, Ankara … İdare Mahkemesi ve Kamu İhale Kurulu kararları olaya münhasır olup bahse konu olay açısından herhangi bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.

Bu itibarla, sorumlu iddialarının reddedilerek 73 sayılı İlamın 1. maddesiyle … TL’ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE, oy çokluğuyla, karar verilmiştir.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen

Türkiye’den 25 İlaç ve Sağlık Firması, Dubai’ye Çıkarma Yaptı

Türk ilaç, farmakoloji ve sağlık sektörü, 10-12 Ocak 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen ve 100’den fazla katılımcı firma ile 20 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayan DupHat – Dubai Uluslararası Eczacılık ve Teknolojileri Fuarı ve Konferansı’na çıkartma yaptı. ExpoHIS tarafından gerçekleştirilen Milli Katılım Organizasyonu ile fuarda yer alan 25 Türk ilaç ve sağlık firması,  ihracat fırsatlarının yanı sıra yeni iş birliklere de imza attı.

Yerel pazarı desteklemek için bir konferans ve sergi olarak başlayan DupHat-Dubai Uluslararası Eczacılık ve Teknolojileri Fuarı ve Konferansı bugün bölgenin önde gelen fuarları arasında yer alıyor. 10-12 Ocak 2023 tarihleri arasında ilaç sektörünün lider markalarını buluşturan DupHat fuarına bu yıl Türkiye’den 25 ilaç ve sağlık şirketi katıldı. Fuarda dünyanın en önemli ilaç markalarının yer aldığını belirten ExpoHIS Genel Müdürü Kenan Onak, “Organizasyonumuz ile fuara katılan Türk firmaları ürün, hizmet ve teknolojilerini ziyaretçilere sunarken,  yoğun ilgiyle karşılaştı. Hem yeni iş birliklerine olanak sağlaması hem de bilinirliği artırması açısından çok başarılı bir fuarı geride bıraktık” dedi.

“Türk firmaları uluslararası pazarda ciddi bir etki yarattı”

Fuara Milli Katılım sağlamak için bu yıl güçlü tanıtım çalışmaları yürüttüklerini ve katılımcı şirket sayısını da 5 kat artırdıklarını ifade eden Kenan Onak,  “Bu yıl fuara gösterilen ilgi, Türk şirketlerinin bölgedeki önemini ortaya koyuyor. Yapılan yatırımlarla Ar-Ge ve üretim konusunda ülkemiz sağlık alanında oldukça önemli bir merkez olmuşken biz de sektördeki şirketlerimizin yeni pazarlara açılmasını kolaylaştıracak birçok fuar projesini sektöre sunuyoruz. Duphat fuarında firmalarımız ilaç, gıda takviyesi, vitamin, sağlık, bitkisel ürünler, ilaç paketleme ve yazılım ürün gruplarından olup, birçoğu uluslararası pazarda adından söz ettirecek ürünlerle fuarda ciddi bir etki yarattı.  ExpoHIS olarak Türk firmalarının yurt dışına açılmalarına ve kendilerine yeni pazarlar yaratmalarına katkı sağlamak bizi mutlu ediyor” dedi.

“Milli Katılım fuarlarımızı artırarak firmalarımızın  ihracat fırsatları yaratmalarına destek olacağız”

Her yıl Dubai World Trade Center’da gerçekleştirilen fuarın yıllar geçtikçe geliştiğini ve bölgenin en büyük fuarı olma yolunda ilerlediğini belirten Onak, sözlerine şöyle devam etti: “İlerleyen süreçte sağlık, medikal ve ilaç sektörü ile birlikte farklı sektörlerde de Ticaret Bakanlığımızın belirlediği uzak ülkeler stratejisindeki ülkelere yoğunlaşarak milli katılım sayımızı artıracak ve Türk firmalarının kendilerine yeni ihracat fırsatları yaratmalarına destek olacağız.”

En İyi Müdür Oskarı

Günlük yaşamımızda hepimizin üstlenmiş olduğu çeşitli roller bulunmaktadır. Kişilerin günlük yaşamında üstlenmiş oldukları bu roller anne, baba, çalışan, işveren, eş, arkadaş gibi toplum tarafından tanımlanmış kategorilerden oluşmaktadır. Söz konusu kategorilerin her biri yine içeriği toplum tarafından belirlenmiş bir dizi görev, sorumluluk, hak, beklenti, davranış ve normla ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla toplum rolün ne olduğu kadar o rolün tam olarak yerine getirilmesine ilişkin kuralları da belirlemiş olmaktadır (1).

William Shakespeare’e göre hayat bir sahnedir. Dolayısıyla toplumsal ilişkilerde herkesin üstlenmiş oldukları roller çerçevesinde birer aktör olduğu söylenebilir (2).

Toplumsal yaşamda her bir rolün karakteristik davranış kalıpları çerçevesinde beklentiler tarafından şekillendiği ileri sürülmektedir. Bunun sonucunda her bir rol için beklentiler tarafından oluşturulan birer özgün senaryo ortaya çıkmakta ve söz konusu rolü üstlenmiş olan aktörün bu senaryoya uygun hareket etmesi gerekmektedir (3). Örneğin bir babanın, annenin ya da arkadaşın sergilemesi gereken belirli davranış kalıpları bulunmaktadır. Birey kendisi için tanımlanmış bu davranış kalıplarına uygun olarak davranmadığı takdirde “ne biçim baba”, “ne biçim anne”, “ne biçim arkadaş” gibi eleştirilere ve bazı durumlarda çeşitli yaptırımlara maruz kalmaktadır.

İş yaşamında da her seviyedeki aktör için tanımlanmış çeşitli ve birbirlerinden farklı roller bulunmaktadır. Bu nedenle Shakespeare’in tanımına uygun olarak iş yaşamının ve işyerlerinin de “sahne” olarak nitelendirilmesi mümkündür.

Bu sahnede ise irili ufaklı birçok rol çok sayıda aktör tarafından sergilenmektedir. Bu roller toplumsal beklentiler kadar çeşitli kurallar çerçevesinde de belirlenmektedir. Örneğin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. Maddesi işverenlere yönelik olup “Eşit davranma ilkesi” başlığını taşımaktadır ve bu maddede yer alan bir hükümde işverenin “esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem [yapamayacağı]” belirtilmektedir (4). Bu nedenle işverenler açısından üstlenmiş oldukları rolün içeriğinde çalışanlarına eşit davranma yükümlülüğünün de bulunduğunu ve rollerini bu yükümlülük çerçevesinde sergilemeleri gerektiği söylenebilir.

Dolayısıyla iş yaşamındaki rollere ilişkin senaryolar yalnızca yazılı olmayan kural ve beklentilerle değil, aynı zamanda yazılı kural ve beklentilerde de oluşturulmuş bulunmaktadır. Önemli olan ister işveren ister yönetici ve ister işgören olsun, iş yaşamında belirli bir rolü üstlenmiş her bireyin yazılı ve yazılı olmayan kurallara uymasının ve bu kurallar çerçevesinde hareket etmesinin bir gereklilik ve hatta bazı durumlarda zorunluluk olduğudur.

Yine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesine göre “İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili” adı verilmektedir ve aynı maddeye göre “işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır” ne var ki “İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan [kaldırmamaktadır]” (5).

Yukarıdaki örnekte de görülebileceği gibi Yöneticilik de içeriği çok çeşitli biçimlerde doldurulmuş rollerle yakından ilişkilidir ve belki de en kapsamlı rol içeriğinin yöneticiler için belirlenmiş olduğu söylenebilir. Gerçekten de yönetici rolünü üstlenmiş bir kişinin rolünün içeriği alt kademedekiler açısından “işveren”, işveren açısından da “işçi” olarak tanımlanması ile oluşmaktadır. Böyle bir durumda yöneticilerin yalnızca toplumsal beklentiler çerçevesinde değil, yasalar çerçevesinde de belirlenmiş ve içeriği doldurulmuş rolleri oynamaları beklenmektedir. Bu nedenle iyi bir yönetici olma hedefinin bu rolün içeriğinin yazılı ve yazılı olmayan bütün kural ve beklentiler açısından tam olarak bilmesi ve bu içeriğe uygun olarak hareket edilmesi, kısacası bu rol için belirlenmiş senaryoya uygun davranılması ile gerçekleştirilebileceği söylenebilir.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Barnett, R. C. (2014), “Role theory”, Encyclopedia of Quality of Life and Well-Being Research, Ed. A. C. Michalos, Springer Science + Business Media, Dordrecht, p. 5591.

(2) Dandaneau, S. P. (2007), “role-taking”, The Blackwell Encyclopedia of Sociology, Ed. G. Ritzer, Blackwell Publishing, Malden, p. 3956.

(3) Hindin, M. J. (2007), “role theory”, The Blackwell Encyclopedia of Sociology, Ed. G. Ritzer, Blackwell Publishing, Malden, p. 3959.

(4) 4857 Sayılı İş Kanunu, Madde 5.

(5) 4857 Sayılı İş Kanunu, Madde 2.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

İmalatçı Firma Aranıyor.

İmalatçı Firma Aranıyor

Bar malzemeleri üretimi yapan, paslanmaz çelikten kokteyl setleri/ekipmanları üretimi yapan imalatçı firma aranmaktadır.

İlanda yer alan şirket ihtiyacını karşılamak için öncelikle
SATICI ÜYELİĞİNİZİ başlatmanız gerekmektedir.
Link:https://satinalmadergisi.com/satici-ol/ 

Üyelik işlemlerini tamamlayan firma temsilcileri ilanla ilgili teklifleri: ticaret@satinalmadergisi.com adresine gönderebilirler.

SEKTÖREL ALIM – SATIM İŞLERİNİZDE DESTEK OLUYORUZ.  

FİRMA & ÜRÜN/HİZMET ARAŞTIRMALARINIZDA YANINIZDAYIZ.

Hızlı araştırma ve bilgi toplama için Satınalma Talep Formu‘nu doldurunuz.