2024-2025 Dönemi Vergi Düzenlemeleri: Türkiye’deki Yenilikler ve Yasal Değişiklikler

2024 2025 Dönemi Vergi Düzenlemeleri

2024-2025 Dönemi Vergi Düzenlemeleri: Türkiye’deki Yenilikler ve Yasal Değişiklikler

Ekonomi ve satın alma yöneticileri için kısa bir 2024 mali gündem özeti yapalım. 2025’e hazır olalım.

2024 2025 Dönemi Vergi Düzenlemeleri2024 yılı, Türkiye’de vergi mevzuatında önemli değişikliklerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Birçok yeni kanun, tebliğ ve düzenleme ile vergi yükümlülükleri, teşvikler ve uygulamalar yeniden şekillendi. İş dünyası, finansal kurumlar ve bireyler için hayati öneme sahip bu değişiklikler, vergi mükelleflerinin iş yapma şekillerini ve devletle olan ilişkilerini derinden etkileyecektir. Bu yazıda, 2024 yılında Türkiye’de gündeme gelen önemli vergi düzenlemelerini ve bunların olası etkilerini inceleyelim.

KDV İadeleri ve Özel Esaslar

Yeni dönemde, KDV iadelerinde önemli bir değişiklik yapılmış ve özel esaslar kaldırılmıştır. Bu düzenleme, vergi mükelleflerinin KDV iadelerinde karşılaştıkları bürokratik engelleri azaltmayı hedeflemektedir. Artık, KDV iadelerinin daha hızlı ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi bekleniyor. Ayrıca, KDV beyannamelerinde bazı yeni düzenlemelerle vergi mükelleflerine ilave kolaylıklar sağlanmıştır. Devreden KDV ise sorunlu alan.

Torba Kanun ve Ertelenen Düzenlemeler

Bu yıl da birçok Torba Kanun çıktı. Ancak, Meclis’e sunulan bazı önemli düzenlemeler tepki sonucu ertelenmiş ve bunlar arasında özellikle “SSDF” için öngörülen ilave kaynaklar dikkat çekmektedir. Kredi kartlarından alınan ücretler ve benzeri mali yükümlülükler bu düzenlemeye dâhil edilmişti.

Pillar II Asgari Vergileme ve Türkiye’nin Adımları

Türkiye, uluslararası vergi düzenlemelerine uyum sağlamak adına önemli bir adım attı. 2024 yılında, Türkiye Pillar II asgari vergileme düzenlemeleri kapsamında önemli bir Yasayı kabul etmiştir. 750 milyon Euro’nun üzerinde geliri olan firmalar için geçerli olacak bu düzenleme, Türkiye’nin uluslararası vergi uygulamalarındaki yerini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Türkiye, ayrıca STTR (Global Anti-Base Erosion) anlaşmasını imzalayan ilk ülkelerden biri olmuştur. Ülkemize gelen büyük sermayeli şirketleri ve sınır aşan Türkiye şirketlerinden cirosu bu haddi aşanları ilgilendiren özellikli bir uygulamadır.

İhracatçıların Kredilendirilmesi ve Skor Kartları

13 Ocak 2025 tarihi itibariyle, Türkiye’de ihracatçı firmaların kredilendirilmesi için bir skor kartı sistemi devreye girecek. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bu sistemin etkin bir şekilde işleyişini sağlayacak ve ihracatçılara yönelik kredi talepleri, daha objektif kriterlere dayalı bir şekilde değerlendirilecektir. Bu düzenleme, ihracat sektörüne büyük fayda sağlayacaktır. Merkez Bankasının faiz indirimi sonrasında reeskont oranları da inmeye başlamıştır. 2025 yılı bu minvalde bir yıl olacaktır.

Asgari Kurumlar Vergisi ve Yeni Düzenlemeler

2025 yılında, Türkiye’de asgari kurumlar vergisi uygulaması başlıyor. Bu yeni düzenleme, özellikle büyük şirketleri etkileyecek ve geçmiş yıllara ait zararlar da bu kapsama alınacaktır. Zarardan da vergi ödeniyor gibi bir algı oluşsa da zararların indirilmeden mevcut yıl durumundan asgari vergi almayı amaçlayan bir uygulama olduğu anlaşılıyor. Ayrıca, asgari kurumlar vergisi düzenlemesi, özellikli bazı istisnalar ve belirli teşvik belgeleriyle de entegre edilecek şekilde yapılandırılacaktır.

Enflasyon Muhasebesi Uygulaması Genişliyor

Enflasyon muhasebesi uygulamasında yapılan değişikliklerle kapsam daha da genişletilmiştir. 7529 sayılı Kanun ile gayrifaal şirketler ve yatırımlar, enflasyon muhasebesi kapsamı dışı bırakılmıştır. Diğer kurumlar da bu alanda ertelemeler yapmaktadır. BDDK da bunlardan bir tanesi. Ama, vergiye esas bilançonun düzenlenmesi ve enflasyon muhasebesine tabi tutulması gerekiyor.

E-Ticaret Düzenlemeleri ve Tüketicinin Korunması

E-ticaret sektörü için yapılan düzenlemeler, 2024 yılı itibariyle hayata geçirilmiştir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikler, özellikle yerli e-ticaret firmalarına teşvik sağlamak amacıyla önemli yenilikler getirmiştir. Ayrıca 2025’te başlayacak %1’lik stopaj uygulamasının sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Ürkütmeyecek bir oran gibi görünen bu verginin yıl içinde artma ihtimali olabilir.

Taşınmaz Satışlarında İlan Doğrulama

2025 yılından itibaren taşınmaz satışlarında ilan doğrulama zorunluluğu getirilmiştir. Bu düzenleme, taşınmaz piyasasında şeffaflığı artırmayı hedeflemektedir. Ayrıca, taşınmaz satışlarına dair vergi düzenlemelerinde yakın gelecekte önemli değişiklikler beklenmektedir. Enflasyonist sarmal açısından çok önemli bir konu.

Yeşil Ekonomi ve Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Adımları

Yeşil ekonomi ve sürdürülebilirlik, 2024’te Türkiye’nin öncelikli gündem maddelerinden biri olmuştur. Türkiye, Yeşil Taksonomi Yönetmeliği Taslağı’nı yayımlayarak sürdürülebilir yatırımları teşvik etmeye başlamıştır. Bu yönetmelik, çevre dostu projelere yönelik mali avantajlar sunmayı amaçlamaktadır.

Yeni Çifte Vergilendirme Anlaşmaları

Türkiye, son yıllarda çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarını artırmaya devam etmektedir. 2024 yılı itibariyle Hong Kong dâhil olmak üzere dört yeni ülkeyle çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları imzalanmış ve yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşmalar, uluslararası ticaretin önündeki vergi engellerini ortadan kaldıracaktır.

Kripto Varlıklar ve Düzenlemeler

Kripto varlıklar, Türkiye’deki düzenleyicilerin odaklandığı bir diğer önemli alandır. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kripto varlık hizmet sağlayıcılarıyla ilgili listeyi güncellemiştir. Kripto varlıklarla ilgili uygulamalar, dünya çapındaki gelişmelere paralel olarak şekillenmektedir. MASAK da bu alanda aktif çalışmaktadır.

Dolaylı Vergi Düzenlemeleri ve Değişiklikler

Birçok sektörü ilgilendiren özel vergi düzenlemeleri de 2024’te önemli değişikliklere uğramıştır. Bunlar arasında Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarının yeniden belirlenmesi, KDV oranlarının güncellenmesi ve gayrimenkul satışlarıyla ilgili yapılan değişiklikler bulunmaktadır.

Bilanço ve Vergi Beyanları

Yeni düzenlemeler, vergi beyanlarında kullanılan formlar konusunda da değişiklikler getirmiştir. Eylül 2024 dönemi itibariyle bazı bildirimlerin verilmesi kaldırılmış ve yerine sanal formlar getirilmiştir. Bu değişiklik, özellikle vergi mükellefleri ve mali müşavirler için büyük kolaylık sağlamaktadır. Yapılacak daha çok şey var.

Sonuç ve Beklentiler

2024, Türkiye’nin vergi ve finansal düzenlemelerinde köklü değişimlerin yaşandığı bir dönem olmuştur. KDV iadeleri, asgari kurumlar vergisi, e-ticaret düzenlemeleri, yeşil ekonomi ve çifte vergilendirme anlaşmaları gibi pek çok yeni düzenleme, Türkiye’nin ekonomik yapısını dönüştürmeye adaydır. Bu düzenlemeler hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için önemli fırsatlar sunarken, vergi mükelleflerinin uyum sağlamak için hazırlıklı olmalarını gerektirecektir. Yeni yılın umut, neşe ve güzel iş fırsatları getirmesini dileriz.

Saygılarımla,

Şaban Küçük

Yeminli Mali Müşavir

10. Dönem Uygulamalı GÜMRÜK ve DIŞ TİCARET UZMANLIĞI EĞİTİM PROGRAMI

Gümrük Ve Dış Ticaret Uzmanlığı Programı
Gümrük ve Dış Ticaret Uzmanlığı Eğitim Programı

10. Dönem Uygulamalı GÜMRÜK ve DIŞ TİCARET UZMANLIĞI EĞİTİM PROGRAMI . 
Son Başvuru Tarihi: 2 Ocak 2025.  İş İmkanı sunan bu programı kaçırmayın.

Ünsped Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş.İstanbul Üniversitesi

Katılım şartları ve kayıt için : https://sem.istanbul.edu.tr

Program Yeri: Online eğitim (zoom) 60 saat

Tel: (0212) 440 17 36

Ders Programını Görmek için: https://sem.istanbul.edu.tr/tr/content/uygulamali-gumruk-ve-dis-ticaret-uzmanligi-sertifika-programi/ders-programi

Gümrük Ve Dış Ticaret Uzmanlığı Programı
Gümrük ve Dış Ticaret Uzmanlığı Eğitim Programı

Yapay Zeka ile Stratejiden Empatiye: Satışın Geleceği

Yapay Zeka Ile Stratejiden Empatiye Satışın Geleceği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Yapay Zeka ile Stratejiden Empatiye: Satışın Geleceği

Azade ÖZALTUNYapay Zeka Ile Stratejiden Empatiye Satışın Geleceği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satınalma Dergisi okuyucuları için yapay zekanın (AI) satış dünyasına etkilerini ele almak üzere bu yazıda, teknolojinin getirdiği yeniliklerin ötesinde, insani değerlerin gelecekteki önemine ışık tutuyoruz.

Bugün: Veriye Dayalı Satışın Gücü

Yapay zeka, günümüzde satış ekiplerinin en büyük destekçisi olarak, veri analizinden operasyonel yükün hafifletilmesine kadar birçok alanda fark yaratıyor.

Veri Analizi ile Kesin Tahminler: AI, geçmiş satış verilerinden trendleri anlamayı, doğru müşteri segmentlerini hedeflemeyi ve mücâdelerden öğrenmeyi kesin bir bilime dönüştürdü. Bir müşterinin alışkanlıkları ve ihtiyaçları hakkında ilk iletişimde bilgi sağlamak, satışçıların şansını büyük oranda arttırıyor.

Operasyonel Destek: E-posta takibi, toplantı planlama gibi rutin işlerin yapay zekayla otomatikleştirilmesi, ekiplerin daha stratejik ve müşteri odaklı konulara yönelmesini sağlıyor.

Gelecek: Empati ve Teknolojinin Kesişimi

2025 itibarıyla yapay zeka, satış ekipleri için salt bir araç olmanın ötesine geçerek, empati ve insan odaklılıkla çalışma yöntemlerini destekleyecek bir rehber olacak.

Duygu Analizinin Rolü: Gelişmiş duygu analizi algoritmaları sayesinde, müşterilerin kaygıları veya beklentileri anında algılanacak. Bu özellik, satış ekiplerinin daha empatik bir yaklaşım benimsemesini ve müşteri memnuniyetini arttırmasını sağlayacak.

Etkileyici Sunumlar: Artırılmış ve sanal gerçeklik teknolojileri, satışçılara ürün ve hizmetlerini daha interaktif ve unutulmaz bir şekilde sunma fırsatı tanıyor.

Teknolojiyi Etik ve Empati ile Dengelemek

Yapay zekayı etkin kullanmak kadar, etik sınırlar içinde kullanmak da kritik. Müşteri verilerinin

şeffaf ve etik bir şekilde işlenmesi, uzun vadeli güven inşa etmek için şart.

Kışiselleştirme ve Güven: Kışiselleştirme, müşterilere değer katarken, bireysel sınırları ihlal etmemek önemlidir. Verinin etik bir çerçevede kullanılması, günümüzde çok daha önemli hale geliyor.

Satışın Temeli: İnsanı Merkeze Almak

Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanlar güven ve empatiye dayalı bir bağ arar. Satış dünyasında bu değerleri korumak, sadece bir algoritma ile mümkün değildir.

2025’in Satış Stratejileri:

  • Yapay zekayı bilgi ve analiz için bir rehber olarak
  • Müşterinin duygusal ve insani ihtiyaçlarına
  • Satış süreçlerini bir işlemin ötesinde bir ilişki inşası olarak gör.

Yapay Zeka Ile Stratejiden Empatiye Satışın Geleceği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak, 2025’in satış dünyası, yapay zeka ile insani değerleri dengeleyen ekiplerin liderliğinde şekillenecek. Teknolojiyi bir iş ortağı olarak benimsemekle birlikte, insani dokunuşu kaybetmemek başarının anahtarlından biri olacak.

Azade ÖZALTUN

Leyka Consultancy

2025’te Dış Ticaret ve Lojistik Sektörünü Neler Bekliyor?

Satın Alma Eğitimleri Haber 2025'te Dış Ticaret Ve Lojistik Sektörünü Neler Bekliyor

2025’te Dış Ticaret ve Lojistik Sektörünü Neler Bekliyor?

Satın Alma Eğitimleri Haber 2025'te Dış Ticaret Ve Lojistik Sektörünü Neler Bekliyor2024, lojistik sektörü için bir yandan dijitalleşme yatırımlarının yapıldığı bir yandan da Kızıldeniz’deki gerilimin takip edildiği bir yıl oldu. 2025’te küresel ticaretteki gidişatı ABD’nin dış ticaret politikalarının belirleyeceğini söyleyen Globelink Ünimar Genel Müdürü Fatih Baş, yeni yıla ilişkin beklentilerini açıkladı.

Lojistik sektörü 2024 yılını Kızıldeniz krizi, navlun fiyatları, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik çalışmaları gibi gündemlerle geçirdi. Sektörün yeni yılda ise ABD’nin dış ticaret politikalarını takip edeceğini belirten Globelink Ünimar Genel Müdürü Fatih Baş, 2025 beklentilerini paylaştı.

Küresel Ticarette Belirleyici Olacak Dinamikler

‘’2025’te küresel ticaretteki gidişatı belirleyecek en önemli gündem maddesi, ABD’deki ikinci Trump döneminde uygulanacak dış ticaret politikaları olacak. Özellikle belli başlı ürün ve ham maddelere getirilecek ek gümrük vergileri hem dış ticaretteki dengeleri değiştirebilir hem de çeşitli emtia fiyatlarında dalgalanmalara sebep olabilir. İlk Trump döneminde Çin ile girilen ticaret savaşlarının yeniden ivme kazanıp kazanmayacağı hep birlikte takip edeceğiz.

Öte yandan Türkiye açısından, Avrupa Birliği’nin ekonomik gidişatı oldukça kritik. Çünkü Türkiye’nin ihracatında bu bölgenin yoğunluğu çok fazla. Dolayısıyla AB’de yaşanacak ekonomik durgunluk, ihracatımızı olumsuz etkileyebilir. Avrupa tarafında yönelim negatifken ihracatçımız için Ortadoğu pazarı pozitif bir tablo yaratabilir. Özellikle Suriye’nin yeniden toparlanma ihtimaliyle bu bölgeye gerçekleştirdiğimiz ihracatta ciddi artış yaşanabilir.

Asya-Avrupa Arasındaki Ticaret Yollarında Yeni Alternatifler Önem Kazanacak

İşin lojistik tarafındaysa ana odak Kızıldeniz’deki gerilim üzerinde durmaya devam edecek. Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 12’sinin bu bölgeden geçmesi sebebiyle sektör, bölgedeki politik gelişmeleri yakından takip edecektir. Buradaki krizin devam ettiği senaryoda, alternatif ticaret yollarına yapılan yatırımlar da artacaktır. Yine bu kapsamda, Asya’dan Avrupa’ya giden ticaret yollarında yeni alternatiflerin değer kazanacağını öngörüyoruz. Bunların başında “Baharat Yolu” geliyor. Ayrıca “Kalkınma Yolu” projesi de Orta Doğu ve Asya bölgesinin Avrupa ile olan bağlantısında önemli bir rota haline gelebilir. Bu potansiyel gelişmeler, lojistik sektörümüz için dengeleri pozitif anlamda değiştirebilir. Bu yolların canlanması da ülkemizdeki lojistik firmalarına olan ihtiyacı artıracaktır.

‘’Dijitalleşme ve yeşil lojistik ön plana çıkacak’’

2025 yılında dijitalleşmenin hız kazanması beklenirken, akıllı lojistik çözümleri ve otomasyon uygulamalarının daha geniş bir yer bulacağını öngörüyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yeşil lojistik uygulamaları da ön plana çıkacak. Şirketler, karbon ayak izlerini azaltmak ve çevre dostu taşımacılık çözümleri sunmak için yatırımlarını artırıyor.

Kamera sensör teknolojisinin ve barkod okuma sistemlerinin gelişimi operasyonel süreçlerde verimliliği artırdı. Bu yenilikçi teknoloji, ticaretin ivme kazanmasında önemli bir rol oynuyor. Aynı zamanda, yapay zeka destekli dağıtım, depolama ve elleçleme sistemleri sayesinde operasyonel süreçler daha verimli ve kolay bir hale geldi.

‘’2025’te e-ticaretin yükselişi küreselde devam edecek’’

Fatih BaşPandemi sonrası hız kazanan e-ticaret sektörü, 2025’te de büyümeye devam edecek. Bu durum, lojistik sektörünün esnek ve hızlı çözümler üretmesini zorunlu kılıyor. Ayrıca, tedarik zincirlerinde çeşitlilik ve dayanıklılık kavramları, küresel ticaretin yeni normallerinden biri olmaya hazırlanıyor. Tüm bu gelişmeler ışığında Globelink Ünimar olarak biz de önümüzdeki yıl teknolojik altyapımızı daha da güçlendirerek ve çevre dostu çözümler geliştirerek müşterilerimize katma değer sağlamaya devam edeceğiz. Aynı zamanda, küresel pazardaki değişimlere hızla uyum sağlayarak rekabet avantajımızı korumayı hedefliyoruz.’’ dedi.

2025 Yılına Başlarken “Yeşil Lojistik” Üzerine Hatırlatmalar

2025 Yılına Başlarken “yeşil Lojistik” üzerine Hatırlatmalar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

2025 Yılına Başlarken “Yeşil Lojistik” Üzerine Hatırlatmalar
Burcu USLULAR

2025 Yılına Başlarken “yeşil Lojistik” üzerine Hatırlatmalar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemYılın son ayında, yıl bitmeden ve sonraki yıl yapılacaklar hepimizin gündeminde yoğun bir şekilde yer alıyor. Bu listeler, şirketlerde mevcut ve stratejik faaliyetlere göre hedefler ve regülasyonlar çerçevesinde, bireyler de ise genellikle kişisel hedeflere göre şekilleniyor.

2023 yılı sonunda şirketler için bu listede yer alan önemli konulardan birisi; 29 Aralık 2023 tarih ve 32414 sayılı Mükerrer Resmî Gazete ’de yayımlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ve “Uygulama Kapsamına İlişkin Kurul Kararları” ile TSRS eşik değerleri ölçülerinden en az ikisini (çalışan sayısı 250 kişi, aktif toplamı 500 milyon TL, yıllık net satış hasılatı 1 Milyar TL) art arda iki raporlama döneminde aşan işletmeler için 01/01/2024 “Sürdürülebilirlik Raporlaması” zorunluluk kapsamına alınmasıydı. Pek çok sektörde faaliyet gösteren ve bu kriterleri sağlayan firmalar bu yönde girişimde bulunarak raporlarını paylaşmaya başladılar.

Bir diğeri ise; Avrupa Birliği’nin (AB) sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve karbon kaçağını engellemeyi amaçladığı, 1 Ekim 2023’te uygulanmaya başlanan (1 Ocak 2026’dan itibariyle zorunlu) ticari mekanizması Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile hedeflenen Net Karbon Sıfır kavramı ile öncelikle emisyon yoğun “Demir-Çelik, Alüminyum, Çimento, Gübre, Elektrik ve Hidrojen” sektörlerinde sürdürülebilirlik faaliyetlerini hızlandırılması ve zorunluluk kapsamında olmasa dahi TSRS standartlarına uygun Sürdürülebilirlik Raporu hazırlamaları idi.

Bu gelişmeler kapsamında gerek TSRS eşik değerlerini sağlayan ölçekte firmalar yönünden, gerekse SKDM mekanizması kapsamında olan sektörlere paralel olarak hem doğrudan hem de dolaylı olarak en çok etkilenen sektörlerden birisi de LOJİSTİK SEKTÖRÜ olmuştur.  Herhangi bir malın veya malzemenin bir yerden bir yere taşınması lojistik sektörü kapsamında olduğunu düşündüğümüzde aslında tüm bireyleri de kapsayan bir süreçten bahsedebiliriz. Hal böyle olunca 2024 yılında “Yeşil Lojistik” kavramı sektörde faaliyet gösteren Şirketler için rekabeti arttıran bir mekanizma olarak yerini almış, “Yeşil Lojistik Belgesi” ne talep artmış; yeşil lojistik ve sürdürülebilirlik konularının giderek daha fazla önem kazanmıştır.

2024 Aralık ayına girdiğimiz bugünlerde ve 2025 yılına başlarken yapılacaklar listesinde sürdürülebilirlik faaliyetlerine hız kazandırmak veya zorunluluk kapsamına girdiği için raporlama çalışmaları olan firmalar için; çevresel performanslarında olumlu bir etkiyi yakalamak ve rekabet ortamında iyi bir konum elde etmek isteyen şirketler için sadece lojistik kapsamında değil her alanda “Yeşil Lojistik” ile ilgili harekete geçilmesi zorunluluktan öte sosyal sorumluluk haline gelmiştir.

A. Yeşil Lojistik Nedir?

Yeşil lojistik kavramı; çevresel etkileri minimize etmeye yönelik lojistik uygulamalarını ifade eder ve 1990’lı yılların sonlarından itibaren önem kazanmaya başlamıştır. Ancak, bu kavramın akademik literatürde yer alması ve daha geniş bir kitleye ulaşması 2000’li yıllarla birlikte olmuştur.

Yeşil lojistik faaliyetleri doğaya en az zarar veren ve bu lojistik faaliyetlerin doğa üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan bir lojistik yaklaşımıdır. (1)

Yeşil lojistik, çevreyi kirletmekten kaçınarak, doğal kaynakları tüketmeden üretim yapmak ve lojistik faaliyetlerin çevreye olan olumsuz etkilerini ölçerek, bu etkileri en aza indirgemeye çalışmaktır. Yeşil lojistiğin dünya genelinde artan önemine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet ortamı, Türkiye’deki firmaların işleyiş ve politikalarını “yeşilleştirmeye” doğru yönlendirmiş ve böylelikle yeşil lojistik uygulamaları görülmeye başlanmıştır.  (2)

Yeşil lojistik, çevreyi koruma ve sürdürülebilirliği artırma amacıyla lojistik süreçlerin optimize edilmesini ifade eder. (3)

B. Yeşil Lojistiğin Temel İlkeleri ve En Yaygın Uygulamalar (3)

Yeşil lojistiğin temelinde birkaç anahtar ilke yatmaktadır. Bu ilkeler, yeşil lojistiğin temel yapı taşlarını oluşturur:

  • Enerji Verimliliği:Taşımacılıkta kullanılan enerji miktarını azaltmak, daha az yakıt tüketimi sağlamak.
  • Karbon Ayak İzi Azaltma:Lojistik süreçlerde karbon emisyonlarını minimuma indirmek.
  • Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi:Ambalaj ve diğer lojistik materyallerin geri dönüşümünü sağlamak.
  • Teknoloji Kullanımı:Çevre dostu teknolojilerin benimsenmesi.
  • Sürdürülebilir Tedarik Zinciri: Tedarikçilerle birlikte çevre dostu kullanımı. (Kaynak harici eklenmiştir.)

En yaygın yeşil lojistik uygulamaları aşağıdaki şekildedir:

  • Alternatif Yakıtlar: Fosil yakıtların yerine biyoyakıtlar veya elektrikli araçlar kullanmak.
  • Taşımacılık Optimizasyonu: Rotaları ve yükleme planlarını optimize ederek gereksiz taşımacılığı önlemek.
  • Akıllı Depolama: Depolama süreçlerinde enerji tasarrufu sağlamak için akıllı teknolojilerin kullanılması.
  • Geri Dönüşüm Programları: Lojistik süreçlerde kullanılan malzemelerin geri dönüşümünü artırmak.

C. Diğer Uygulamalar

Lojistik firmalarının faaliyetlerini “Yeşil” olarak sınıflandırmak adına Uluslararası Standartlar Teşkilatı (ISO – International Organization for Standardization) tarafından verilen kalite belgelerini almayı tercih edebilmektedir.

Türkiye’de kamuya ait tek belgelendirme kuruluşu  olan Türk Standartları Enstitüsü çatısı altında en çok kullanım alanı bulan sertifikasyon sistemi ise  TS EN ISO 14001:2015 Çevre Yönetim Sistemi standardıdır.

Bir diğer uygulama ise; 27 Mayıs 2022 tarihli 31846 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Kombine Taşımacılık Yönetmeliği” ile yürürlüğe giren “Yeşil Lojistik Belgesi” düzenlemesidir. İlgili yönetmelikte belirlenen aşağıdaki şartları sağlayan lojistik faaliyeti yürüten firmalar T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın KEP adresi üzerinden her yıl Ocak ayı süresince başvurabilir ve süresiz olarak bu belgeyi alabilmektedir.

D. Yeşil Lojistik Avantajları (4)

Yeşil lojistiğin hem işletmeler hem de çevre için sunduğu avantajlar şunlardır:

  • Çevre Dostu: Karbon ayak izini azaltmaya ve çevresel etkileri minimize etmeye odaklanır.
  • Maliyet Tasarrufu: Verimli lojistik süreçleri, yakıt ve enerji maliyetlerini düşürür.
  • Müşteri Memnuniyeti: Çevre dostu uygulamalar, müşteri nezdinde olumlu bir algı yaratır.
  • Rekabet Üstünlüğü: Yeşil lojistik uygulamaları, işletmelere piyasada rakiplerinden ayrılma fırsatı sunar.
  • Sosyal Sorumluluk: İşletmelerin topluma ve çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olur.
  • Daha İyi Verimlilik: Verimli envanter yönetimi ve lojistik süreçler, işletmelerin genel verimliliğini artırır.
  • Regülasyon Uyum: Çevresel düzenlemelere uyum sağlama konusunda işletmelere kolaylık sağlar.

Yeşil Lojistik Belgesi, sürdürülebilir taşımacılığa geçiş sürecinde işletmelerin çevresel sorumluluklarını yerine getirmelerine ve bu süreçten fayda sağlamalarına yardımcı olan önemli bir düzenlemedir. Yeşil lojistik uygulamaları hem çevreyi koruma hem de işletmelerin rekabet gücünü artırma noktasında önemli avantajlar sunar. Bu nedenle, işletmelerin Yeşil Lojistik Belgesi alarak sürdürülebilirlik yolunda güçlü adımlar atmaları büyük önem taşımaktadır.

E. Tedarik Zinciri ve Yeşil Lojistik

Yeşil Lojistik kavramı aslında “Tedarik Zinciri” süreçleri ile iç içe geçmiş bir kavram olup sadece lojistik faaliyeti yürüten firmalar kapsamında olduğu düşünülmemelidir.

Tedarik zinciri ya da lojistik ağı, ürün (ler) ya da hizmet (ler)’in tedarikçiden müşteriye doğru hareket (ler)’ini kapsayan ve bu süreç içerisindeki örgütler, insanlar, teknoloji, faaliyetler ve kaynaklar sistemlerinin bütününe verilen isimdir. Tedarik zinciri faaliyetleri sürecinde, doğal kaynaklar, hammaddeler ve bileşenler, nihai ürün haline getirilir ve son müşteriye teslim edilir. (5)

Yukarıdaki tanımdan hareketle Yeşil Lojistik kavramı; Sürdürülebilirlik yolunda önemli yere sahip tedarik zincirinin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından hemen her Şirket’in üzerinde durması gereklidir Yazımın başlığında belirttiğim gibi; 2025 yılına geçerken gözden geçirilmesi ve yapılacaklar listesine alınması gereken önemli bir kavramdır.

F. 2025 Yılına Geçerken Yeşil Lojistik Faaliyetleri İçin Neler Yapılabilir?

Kapsamlı bir faaliyet gerektirmediği ve zorunluluk kapsamında olunmadığı durumda “Şirket olarak neler yapılabilir?” literatürden bağımsız, yalın ve anlaşılır şekilde özetlemeye çalışayım.

  1. Şirket faaliyetlerinin tedarik faaliyetleri ile ilgili olan kapsamı ve bununla ilgili diğer iş planları belirlenebilir. Sadece online hizmet veren veya alan bir işletme olsanız dahi tedarik faaliyetleri dolaylı olarak ilişkili durumlar söz konusudur.
  2. Tedarik faaliyetleri ile ilgili süresi dolan sözleşmelerin revizyonu veya yeni düzenlenecek olan sözleşmelere muhatap tarafların yeşil lojistik faaliyetleri ile ilgili mevcut durumları değerlendirilmelidir. Uygun şartların sağlaması durumunda tüm tedarik zinciri boyunca çevresel ve sosyal sorumluluğun benimseyen, yeşil lojistik faaliyeti gösteren işletmeler ile bağlantıların kurulması yönünde stratejik karar alınabilir.
  3. Hali hazırda Şirket bünyesinde ambalajlama yapılarak sunulan ürünler var ise geri dönüştürülebilir ambalaj malzemesi kullanımı sağlanabilir. Müşteriler ile çevresel iş birliği yapılabilir.
  4. Ve yine ambalajlı tedarik edilen ürünler var ise geri dönüştürülebilir ürünler kullanan tedarikçiler tercih edilebilir. Tedarikçiler ile çevresel iş birliği yapılabilir.
  5. Şirketin iç ve dış faaliyetleri ile ilgili Atık Yönetimi prosedürleri belirlenebilir, çalışanların ve 3.tarafların bu prosedürleri destekleyici tutum ve davranışları ödüllendirilebilir.
  6. Şirket bünyesinde kullanılan araç ve teçhizatların bakımı, enerji kullanımı ve depolama alanlarının yönetimi, enerji kaynaklarını yenilenebilir enerji alanlarından sağlanması gibi alanlarda çevre dostu uygulamalar benimsenerek kaynakların tasarruflu bir şekilde kullanılması yönünde gerekli olan revizyonlar ve yatırım süreçleri belirlenebilir.
  7. Şirketin iç ve dış faaliyetinde hangi çevre dostu uygulamalara geçiş yapılabilirliğini belirlemek adına tüm süreçlerin gözden geçirilerek revizyona gitmesi yönünde aksiyon planları hazırlanabilir (ISO 14001 sertifikasyonu vb), 2025 yılı itibariyle süreçlere entegre edilmesi sağlanabilir.
  8. Şirket içi eğitim planları hazırlanabilir ve tüm çalışanların kapsamlı katılımı ile eğitimler gerçekleştirilerek organizasyonun çevre konusunda bilinçlendirilmesi sağlanabilir.
  9. Akıllı teknolojiler ve yapay zekâ destekli yazılımlar araştırılarak uygun olanların 2025 yılı itibariyle süreçlere dahil edilmesi ile ilgili yatırım planları yapılabilir.
  10. 2024 yılında bu yönde gerçekleştirilen faaliyetler var ise değerlendirilmeli; şimdiye kadar hiç olmasa dahi 2025 yılı hedefleri hazırlanırken bununla ilgili spesifik hedefler ve birimleri teşvik etmeye yönelik olarak olabilecek en uygun seviyede bütçe ek limitleri belirlenebilir.

Bu listeye daha pek çok madde eklenebilir. Bu konuda danışmanlık veren önemli kişi, kurum ve kuruluşlar da bulunmaktadır. Kapsamlı bir iş planı için profesyonel danışmanlık alınması tercih edilebilir.

Ayrıca sürdürülebilir yeşil lojistik konusunda detaylı bilgi edinmek ve işletmenin sürdürülebilir yeşil lojistik süreçlerini geliştirebilmek için aşağıdaki kaynaklardan da yararlanılabilir.

  1. Başta T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Durumu Bakanlığı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Avrupa Yeşil Mutabakatı (Yeşil Anlaşma) resmi internet siteleri.
  2. Akademik makale ve araştırmalar.
  3. Üniversitelerin lojistik ve sürdürülebilirlik üzerine güncellenen raporları.
  4. Lojistik ve sürdürülebilirlik kitapları.
  5. Uluslararası standartlar ve sertifikasyon programları.
  6. Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri Dernekleri Federasyonu (FIATA) ve İşletmelerin sürdürülebilirliğini sağlamak için kullanılan bir değerlendirme platformu Ecovadis sektörel organizasyonlar ve platformlar.
  7. UTİKAD (Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği) eğitim ve raporları.
  8. Coursera ve edX, Karbon Ayak İzi Hesaplayıcıları ve Rota Optimizasyon Yazılımları gibi çevrimiçi eğitim ve araçlar.
  9. Endüstri raporları ve dergiler.
  10. KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı), Avrupa Birliği Projeleri (Horizon Europe) vb. yerel ve uluslararası destek programları.

2025 Yılına Başlarken “yeşil Lojistik” üzerine Hatırlatmalar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemTürkiye’de yeşil lojistik uygulamaları için teşvik ve destekler bulunmaktadır. Çoğunlukla bu teşvikler, işletmeleri çevre dostu teknolojilere, enerji tasarrufuna ve karbon emisyonlarının yönlendirilmesine yöneliktir. Türkiye’de yeşil lojistik alanındaki teşvikler, çevre dostu projelere yatırım yapmayı planlayan işletmelere hem finansal destek hem de rekabet avantajı sunmaktadır. Bu Teşviklerden faydalanarak da sürdürülebilirlik hedeflerinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Burcu USLULAR

Kaynaklar;

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı – Proje Danışmanlığı

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı – Proje Danışmanlığı

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Proje Danışmanlığı Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Proje DanışmanlığıSürdürülebilir Tedarik Stratejisine Neden İhtiyaç Duyuyoruz?

Murat Erdal
Prof. Dr. Murat ERDAL

Şirketlerimize Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme danışmanlık hizmeti veriyoruz.

Sürdürülebilir tedarik bakış açısında satınalma operasyonu ürün ve hizmet alımının çok ötesine geçti. Tüm dünyada şirketler, iş ilişkilerini; çevre, sosyal ve yönetişim (ESG) perspektifi ile birlikte değerlendiriyor. Tedarikçi ESG programları işin hayati parçası haline geldi. Paydaş firmanın sürdürülebilirlik anlayış ve uygulamaları analiz ediliyor. Tedarikçinin içinde bulunduğu dünyaya, çevreye, topluma, çalışanlara, tüketiciye ve mevzuata saygısı etraflıca değerlendiriliyor. Dünyada şirketler sürdürülebilirlik kriterlerine uymayan firmalarla yan yana gelmek ve onlarla iş ilişkisinde bulunmak istemiyor.

Sürdürülebilir satınalma gereklilikleri için tedarikçi ekosisteminin riskleri analiz edilmelidir. Tedarikçilerden emisyon verisi alınamadığında, emisyon hesaplarında problemlere neden olmaktadır. Net sıfır emisyon hedefi için tedarikçileri teşvik edici aksiyonları (zaman zaman zorlayıcı tedbirler) almak, tedarik stratejisini yeni baştan dizayn etmek gerecektir. Bu bir zorunluluktur.

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı yeni dönemin anahtarı olarak değerlendirilmektedir.

Proje Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL egitim@satinalmadergisi.com 

ŞİRKETLERE GÜVENİLİR BİR YAPI HAZIRLIYORUZ

 

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı – Proje Danışmanlığı

Proje Adımları:

  • Sürdürülebilir Tedarik / Kaynak Stratejisi
  • Tedarikçi ve Operasyonel Riskler
  • Sürdürülebilir Tedarikçi Kimliği
  • Tedarikçi ESG Programı
  • Mevzuata Uyum ve Emisyon Hesaplamaları
  • ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı
  • İhale Kriterleri ve Sözleşmelerin Revizyonu
  • Tedarikçi Geliştirme – Rehberlik Programı
  • Tedarikçiler için Eğitimler
  • Tedarikçi Portalı; Takip ve İzleme
  • Tedarikçi Performans Değerlendirme
  • Tedarikçi Etik Kodlar
  • Tedarikçi Davranış Kuralları
  • Tedarikçi Gelişimi ve Raporlama

Proje Danışmanlık Süresi: 1 Yıl

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı

Lojistik Merkez Yönetimi – Lojistik Master Planlama Yol Haritası 

Lojistik Merkez Yönetimi Lojistik Master Planlama Yol Haritası 
Lojistik Merkez Yönetimi - Lojistik Master Planlama Yol Haritası 
LOJİSTİK MERKEZ YÖNETİMİ KİTABI – Lojistik Master Planlama Yol Haritası 
Kuruluş Metodolojisi ve Performans Göstergeleri
Dr. Adil ÜNAL  – Prof. Dr. Murat ERDAL
Lojistik master planlama ve lojistik merkez yönetimi konuları son dönemde sektörde sıklıkla tartışılan konuların başında gelmektedir. Özellikle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve EkonomiBakanlığı konuyla yakından ilgilenmektedir. Ülkemizde faaliyet gösteren tüm kalkınma ajansları bölgelerinin sanayi, tarım ve ticaret alanlarını geliştirmek amacıyla ulaştırma ve lojistik konusunda stratejik planlar yapmaktadır. Bu planların başında “Bölgesel Lojistik Master Planlama” çalışmaları gelmektedir. Bu çalışmaların devamı niteliğinde ise en önemli konu lojistik merkez yönetimi yapılanması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Lojistik Merkez Yönetimi Lojistik Master Planlama Yol Haritası 
Lojistik Merkez Yönetimi – Lojistik Master Planlama Yol Haritası
Lojistik sektörü ticareti kolaylaştırması ve dünya üzerindeki eşya hareketliliğini sağlaması sebebiyle ülkeekonomilerinin temel yapıtaşlarından birini oluşmaktadır. İyi yapılandırılmış taşımacılık ve lojistik hizmet ağlarınasahip ülkeler rekabet avantajını arttırmaktadır. Bu noktada taşımacılık ve lojistik hizmet faaliyetlerine ilişkinyapılacak entegre düzenlemeler ilk sırada değerlendirilmektedir.
Taşıma modları kullanımının daha dengeli hale getirilmesini sağlamak amacıyla birden fazla taşıma türünün birarada kullanımını sağlayan aktarma terminalleri ve tesisler kurulmaktadır. Modern anlamda bu tür tesisleri deiçerisinde barındıran lojistik merkezlerin hem ulaştırma ağlarının düzenlenmesi hem de etkin kullanılmasıaçısından büyük faydalar sağlamaktadır.
Taşımacılık ve lojistiğe ilişkin tüm temel ve destek faaliyetlerin bir arada sunulduğu aktif bir yönetimi olantesisler lojistik merkezler olarak değerlendirilmektedir. Şehir içerisine dağılmış lojistik odakların bir arayagetirilmesi ile azalan trafik sıkışıklığı sonucu şehirde yaşam kalitesinin arttırılması, hem de lojistiğe ilişkin tümfaaliyetlerin bir arada kümelenmesi ile işletmeler arası sinerji potansiyeli ortaya çıkarılmaktadır.
Kamu-özel sektör ortaklığı modelinin sıklıkla kullanıldığı lojistik merkez kuruluş projelerinde çeşitlipaydaşlar görev alabilmektedir. Lojistik hizmet alanlar, üretenler,kamu kuruluşları, üniversiteler ve araştırma kuruluşları, merkezin kurulduğu bölgede ikamet edenler ve sivil toplum kuruluşları bu paydaşlar arasında sayılabilmektedir.
Türkiye’de son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının projeleri ve bazı özel sektör yatırımları ilelojistik merkezler oluşturulmaya başlanmıştır. Ülkemiz sahip olduğu coğrafi avantajı doğru planlanan veyönetilen lojistik merkezler sayesinde arttırabilme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle çeşitli bölgelerde kurulmasıplanlanan lojistik merkezler ekonomik kalkınmaya katkı ve diğer faydaları açısından yüksek önemtaşımaktadır.
Çalışmada Arş. Gör. Adil ÜNAL’ın “Lojistik Merkez Yönetimi: İstanbul İli Potansiyel Lojistik Merkez AlanlarıÜzerine Bir Araşırma” başlıklı yüksek lisans tez çalışmasından yararlanılmıştır. Çalışmanın teorik bölümüne yerverilmiş, lojistik master planlama, lojistik merkez yapılanması ve işletilmesi (metodoloji) ve bu alanda kullanılan performans göstergeleri ile zenginleştirilmiştir.
Arş. Gör. Adil ÜNAL                                                          Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi                                                             İstanbul Üniversitesi
aunal@istanbul.edu.tr                                                           merdal@istanbul.edu.tr
www.adilunal.com.tr                                                             www.muraterdal.com
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ……………………………………………………………………………………………… vi
İÇİNDEKİLER………………………………………………………………………………… viii
TABLO LİSTESİ……………………………………………………………………………….. ix
ŞEKİL LİSTESİ…………………………………………………………………………………. x
KISALTMALAR……………………………………………………………………………… xiii
GİRİŞ…………………………………………………………………………………………………. 1
  1. LOJİSTİK MERKEZ KAVRAMI VE TEMEL ÖZELLİKLERİ………….. 2
  2. LOJİSTİK MERKEZ YÖNETİMİ…………………………………………………….. 43
  1. DÜNYADAN VE TÜRKİYE’DEN LOJİSTİK MERKEZ ÖRNEKLERİ 94
  1. LOJİSTİK MERKEZ        YAPILANMASI        ve        İŞLETİLMESİMETODOLOJİSİ                                            123
  2. LOJİSTİK MASTER     PLANLAMADA      KULLANILAN    BAŞLICA PERFORMANSGÖSTERGELERİ               147
    • Karayolu Ulaştırma Sistemine İlişkin Performans Göstergeleri………….. 147
    • Denizyolu Ulaştırma Sistemine İlişkin Performans Göstergeleri………… 151
    • Havayolu Ulaştırma Sistemine İlişkin Performans Göstergeleri…………. 156
    • Demiryolu Ulaştırma Sistemine İlişkin Performans Göstergeleri……….. 159
    • Kombine Ulaştırma Sistemine İlişkin Performans Göstergeleri………….. 162
    • Tehlikeli Madde Lojistik Operasyonlarına İlişkin Performans Göstergeleri
………………………………………………………………………………………………….. 165
SONUÇ VE ÖNERİLER………………………………………………………………… 181
KAYNAKÇA…………………………………………………………………………………. 183

Lojistik Merkez Yönetimi Lojistik Master Planlama Yol Haritası 
Lojistik Merkez Yönetimi – Lojistik Master Planlama Yol Haritası
LOJİSTİK MERKEZ YÖNETİMİ KİTABI – Lojistik Master Planlaması Yol Haritası
Kitap Temini: UTİKAD Derneği (www.utikad.org.tr )

İşveren Asgari Ücret Artış Oranının Altında Zam Yaparsa, İşçiye Fesih Hakkı Doğar mı?

İşveren Asgari ücret Artış Oranının Altında Zam Yaparsa, İşçiye Fesih Hakkı Doğar Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşveren Asgari Ücret Artış Oranının Altında Zam Yaparsa, İşçiye Fesih Hakkı Doğar mı?

Lütfi İNCİROĞLUİşveren Asgari ücret Artış Oranının Altında Zam Yaparsa, İşçiye Fesih Hakkı Doğar Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Son yıllarda asgari ücret artış oranlarının yüksek sevi­yede belirlenmesi ile birlikte mavi yakalı işçilerle beyaz yakalı işçiler arasın­daki ücret makasında ciddi anlamda daralma meydana gelmiştir. Bu durum işyerinde iş huzuru ve iş barışını olumsuz etkilemekte ve beyaz yakalı işçileri başka iş arayışına sevk etmektedir. İşverenlerin özellikle nitelikli beyaz ya­kalı işçileri elinde tutmak için belirleyeceği ücret artış oranı önem arz etmek­tedir. Ancak ülkemizde yaşanan ekonomik şartların zorluğu nedeniyle asgari ücret artış oranının yüksek seviyede belirlenmesi işverenlerin beyaz yakalı işçilerin ücretlerine yapılacak zam oranının belirlemesini de zorlaştırmakta­dır.

Mevzuatta ücretlerin hangi dönemlerde veya oranlarda artırılacağına ilişkin herhangi bir çerçeve belirlenmemiştir. Ücret uygulamaları konusundaki yasal düzenleme asgari ücretin altında ücretle işçi çalıştırılamayacağı ile sınırlıdır. Bunun ötesinde ücret uygulamalarına ilişkin esaslar, iş sözleşmelerinde belirlenebilmektedir. İş sözleşmesinde bağlayıcı bir hüküm bulunmaması halinde, uygulamaya ilişkin inisiyatif işverene aittir. İş sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmamasına karşın, ücret artışlarındaki anlaşmazlık nedeni ile işten ayrılan işçi istifa etmiş sayılacağından, herhangi bir tazminat hakkı doğmayacaktır[1]

Yargıtay’a göre de “Dosya kap­samından davalı işyerinde pazarlama elemanı olarak çalışan davacının imza­sını içeren istifa dilekçesinde kendi rızası ile şahsi gerekçelerle işten ayrıldı­ğını bildirdiği ancak davacı iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini ileri sürmüştür. Davacının kendi şahidi ise davacının verilen ücreti az buldu­ğundan isteği ile ayrıldığını beyan etmesi karşısında davacının istifa ederek işten ayrıldığı, aksine delil de bulunmadığından kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekir”[2].

İşçinin haklı nedenle fesih yapabilmesi için, iş sözleşmesinde “personelin ücretinde yapılacak artış oranı asgari ücret artış oranından az olamaz” şeklinde bir düzenleme bulunması gerekir. Aksi halde, işveren yönetim hakkına dayanarak ücret artış oranı belirleyebilir ve işçi bu nedenle iş sözleşmesini haklı nedenle feshedemez. Bununla birlikte, iş sözleşmesinde “personelin ücretinde yapılacak artış oranı asgari ücret artış oranından az olamaz” şeklinde bir düzenleme bulunmasına rağmen, işverence getirilen teklife olumsuz cevap veren işçinin iş sözleşmesi, doktrinde eleştirilen yüksek mahkeme kararına göre, geçerli nedenle (ihbar-kıdem tazminatı ödenerek) feshedilebilecektir[3].

İşveren Asgari ücret Artış Oranının Altında Zam Yaparsa, İşçiye Fesih Hakkı Doğar Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak, işçinin haklı nedenle fesih yapabilmesi için, iş sözleşme­sinde “personelin ücretinde yapılacak artış oranı asgari ücret artış oranından az olamaz” şeklinde bir düzenleme bulunması gerekir. Aksi halde, işveren yönetim hakkına dayanarak ücret artış oranı belirleyebilir ve işçi bu nedenle iş sözleşmesini haklı nedenle feshedemez. Bununla birlikte, iş sözleşmesinde “personelin ücretinde yapılacak artış oranı asgari ücret artış oranından az ola­maz” şeklinde bir düzenleme bulunmasına rağmen, işverence getirilen teklife olumsuz cevap veren işçinin iş sözleşmesi, doktrinde eleştirilen yüksek mah­keme kararına göre, geçerli nedenle (ihbar kıdem tazminatı ödenerek) feshe­dilebilecektir.

Lütfi İNCİROĞLU

 

[1] İNCİROĞLU, Lütfi, Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 5. Baskı, İstanbul 2023, s.251.

[2] Y9HD.2.10.2014 T., E.2013/16991, K.2014/26989 Legalbank.

[3] Y22HD.10.11.2016 T.,  E.2016/25207, K.2016/25342 Legalbank

First Law International (FLI) ve Ünsped Gümrük Müşavirliği’nden Önemli İşbirliği

Satın Alma Eğitimleri Haber First Law International (fli) Ve ünsped Gümrük Müşavirliği’nden önemli İşbirliği

First Law International (FLI) ve Ünsped Gümrük Müşavirliği’nden Önemli İşbirliği

Satın Alma Eğitimleri Haber First Law International (fli) Ve ünsped Gümrük Müşavirliği’nden önemli İşbirliğiUluslararası hukuki danışmanlık ağı First Law International (FLI) ile Türkiye’nin en önde gelen gümrük müşavirliği şirketlerinden Ünsped Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş (UGM), iş dünyasında önemli bir işbirliğine imza attı. Taraflar arasında 5 Kasım 2024 tarihinde imzalanan işbirliği protokolü, Türkiye’nin küresel ticaret ağındaki konumunu güçlendirmeyi ve iş dünyasına yönelik kapsamlı hukuki çözümler sunmayı hedefliyor.

Stratejik Ortaklık ile Küresel Çözümler

FLI,  dünya çapında 100’den fazla ülkede alanının en prestijli hukuk firmalarını bir araya getiren ve özellikle çok uluslu şirketlerin karşılaştıkları sorunlara çözümler sunan, dünyanın en büyük  hukuk danışmanlık ağları arasında yer alıyor.

Ünsped Gümrük Müşavirliği de, 43 yıllık tecrübesi, yaklaşık 2000 çalışanı, Türkiye sathındaki 61 ofisi, yerinde Ar-Ge Merkezi ve dijital uygulamalarıyla, ülkemizin en köklü ve yenilikçi gümrük müşavirliği firmalarından biri olarak gümrükleme hizmetleri, dış ticaret danışmanlığı ve lojistik çözümler sunuyor.

Yapılan bu işbirliği protokolü ile iki firma, özellikle tarife dışı engellerin, anti damping soruşturmalarının, yüksek vergi ve cezaların, yaptırımların, near shoring/friend shoring gibi yeni iş modellerinin daha yoğun biçimde etkilemeye başladığı dış ticaret alanında uluslararası düzeyde karşılaşılan hukuki sorunların çözümünde ve uluslar arası ticarette yeni iş modellerinin kurgulanmasında çok yönlü çözüm ve destekler sunmayı hedefliyor.

Slayt3

İşbirliğinin ana odak noktaları arasında şunlar yer alıyor:

  • Uluslararası Hukuk ve Gümrük Danışmanlığı: Uluslararası ticarette ortaya çıkan hukuki uyuşmazlıklara ve gümrük sorunlarına entegre çözümler geliştirmek.
  • Uyum ve Risk Yönetimi: Şirketlerin yerel ve uluslararası yasal düzenlemelere uyum sağlamalarını ve riski yönetimlerini kolaylaştırmak.
  • Küresel Ticaret Ağının Genişletilmesi: Türk şirketlerinin yurt dışında büyümesini desteklemek ve uluslararası şirketlerin Türkiye pazarına entegrasyonunu hızlandırmak.
  • Eğitim Faaliyetleri: Veri gizliliği, yeşil dönüşüm, sürdürülebilirlik ve rekabet regülasyonlarına uyum konusunda uluslararası düzenlemeleri temel alan webinar/seminer faaliyetlerinin düzenlenmesi.

First Law International CEO’su Orlando CASARES, bu işbirliğiyle Türkiye’nin dünya ticaretindeki stratejik önemine vurgu yaparak, “Ünsped ile yaptığımız bu ortaklık, küresel müvekkillerimize Türkiye’nin sunduğu büyük fırsatları daha etkin bir şekilde anlatmamızı sağlayacak,” dedi.

Ünsped Gümrük Müşavirliği UGM Genel Müdürü Rıza Mehmet KORKMAZ ise bu anlaşmanın; Türk dış ticaret erbabının uluslararası hukuki hizmetlere daha kolay erişimini sağlayacağını ve Türkiye’deki işletmelerin küresel pazarlardaki rekabet gücünü artıracağını belirtti.

İşbirliğinin İş Dünyasına Etkisi

Stratejik işbirliği, dış ticaret ve lojistik sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlere yeni iş fırsatları sunduğu gibi yerel ve uluslararası regülasyonların karmaşıklığıyla mücadele eden işletmelere de daha kapsamlı ve profesyonel destek sağlayabilecek.

Ortaklığın ilk aşamalarında iki firma da; eğitim seminerleri, konferanslar ve danışmanlık hizmetleriyle iş dünyasına kolay erişilebilir katkılar sunmayı hedefliyor.

Satın Alma Eğitimleri Haber First Law International (fli) Ve ünsped Gümrük Müşavirliği’nden önemli İşbirliğiTürkiye’nin uluslararası ticaretteki gücünü artırmayı amaçlayan bir adım olarak değerlendirilen, FLI ve Ünsped Gümrük Müşavirliği arasındaki bu işbirliği; iş dünyası ve ticaret profesyonelleri için yeni kapılar açacak ve Türkiye’nin küresel ticaret sahnesindeki konumunu güçlendirecek.

Endüstriyel Dönüşümün Yeni Rotası WIN EURASIA 2025’te Belirlenecek

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Endüstriyel Dönüşümün Yeni Rotası Win Eurasia 2025’te Belirlenecek

WIN EURASIA 28 – 31 Mayıs 2025 Tarihleri Arasında İFM’de Kapılarını Açacak

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Endüstriyel Dönüşümün Yeni Rotası Win Eurasia 2025’te BelirlenecekAvrasya Bölgesi’nin lider endüstri fuarı olarak 30 yıldır imalat sanayinin rotasını çizen WIN EURASIA Otomasyon ve Makine Teknolojileri Fuarı, 2025 yılında “Odağımız Otomasyon“ konseptiyle Türkiye’nin endüstriyel dönüşümüne liderlik ederek, sürdürülebilir çözümleri ve inovatif teknolojileriyle otomasyonun geleceğine ışık tutacak. Düzenlendiği her yıl imalat sanayi için milyonlarca dolarlık iş hacmi yaratan fuar, yepyeni içeriğiyle 2025’te küresel ölçekte endüstrilerde otomasyonel dönüşüm ve gelişimi oldukça geniş bir yelpazede ele alacak. Fuar, inovasyonu, teknolojiyi ve sürdürülebilirliği bir araya getirerek sektörlere ilham veren bir platform sunacak.

31. kez kapılarını açmaya hazırlanan WIN EURASIA-2025’te sektör oyuncuları için otomasyonun geleceğine yön veren teknolojilerin yanı sıra otomasyonu ve sürdürülebilirliği kuşatan cazibe merkezi olacak. 30 yıllık mirasını ileri taşıyarak yalnızca teknolojiyi değil, endüstrinin kültürel dönüşümünü de temel alan “Odağımız Otomasyon“ konseptiyle 2025’te imalat sanayisine yeni bir yaklaşım getirecek. Endüstriyel üretimin yeni nesil inovasyonla dönüşümüne projeksiyon tutarken, endüstrilerin yeni nesil enstrümanı olan makinelerin işleyişindeki yenilikleri de katılımcı ve ziyaretçilerle buluşturacak. Bu yaklaşımıyla otomasyonun 30 yıllık dönüşüm yolculuğunu daha da ileriye taşıyacak. 7 salonda toplam 65.000 m² alanda gerçekleşecek WIN EURASIA Otomasyon ve Makine Teknolojileri Fuarı’nda; Elektrik, Elektronik ve Enerji Otomasyonu, Endüstriyel ve Fabrika Otomasyonu Teknolojileri, Robotik Otomasyon ve Dijital Fabrika Teknolojileri, Kaynak ve Robotik Kaynak Teknolojileri, Makine Otomasyonu ve Teknolojileri sektörlerinde faaliyet gösteren yüzlerce firma en son ürünlerini sergileyecek. Fuar 28- 31 Mayıs 2025 tarihlerinde, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek.

Dünyanın Geleceği Otomasyonda

Açılışta konuşan MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, WIN EURASIA Fuarı’nın daha yüksek katma değere ulaşmak için marka yaratma çabalarında Türkiye’ye bir örnek oluşturduğuna dikkat çekti. Fuarın sadece Türkiye’de değil yakın coğrafyada ve uluslararası alanda da önemli olduğunu ve takip edildiğini ifade eden Adnan Dalgakıran, otomasyonun her zamankinden çok daha fazla önem kazandığını söyleyerek, “Dünya otomasyon ve ölçek ekonomisini çok ciddi şekilde kullanıyor. Bu da aslında WIN EURASIA fuarının önemini ortaya koyuyor” dedi.

21. Yüzyıl Organizasyon ve İş Birliği Yüzyılı

Sanayi toplumu olmanın özelliklerini doğru bir şekilde yerine getirebilmek için ölçek ekonomisinde üretimler yapılması gerektiğini vurgulayan Adnan Dalgakıran, “Ölçek ekonomisinde üretim yapmayı başaran ve dünyada bu konuda rekabetçi olan ülkelerle şirketlerimizi iş birliğine teşvik etmemiz gerekiyor” dedi. 21. yüzyılın organizasyon ve iş birliği yüzyılı olduğunu ifade eden Dalgakıran, “Bir şey yaptığınız için övünüyorsanız ve bunun yeterli olduğunu düşünüyorsanız çok yanlış bir yerde duruyorsunuz. Çünkü her kesin her şeyi yapabileceği bir dünyada yaşıyoruz. Önümüzdeki dönemde iş birlikleri gerçekleştiremeyen şirketlerde çok ciddi sıkıntılar yaşanacak. Geleneksel üretim anlayışları yani geleneksel ‘küçük olsun benim olsun’ anlayışının asla devam edemeyeceği bir dönemin içerisindeyiz. Bunu herkesin bilmesi lazım. Şirketlerimiz bugüne kadar sürdürdükleri alışkanlıkları bırakmak zorundalar. 21. yüzyılın bir organizasyon ve iş birliği yüzyılı olduğunu kavrayıp bunun gereklerini yerine getirerek, global şirket olmanın koşullarına kendilerini yönlendirmeliler. Artık küçük olmak yok olmak demektir. Bunun gereklerini hep beraber yerine getirmek durumundayız” diye konuştu.

Fuarlar Şehre ve Ülkeye Ekonomik Katkıda Bulunuyor

Etkinlikte konuşan Kuika & System Optima Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv ise; fuarların sektördeki insanları bir araya getirdiğini ve yeniliklerin paylaşıldığını belirtti. Herkesin birçok konuyu görmesine fırsat sunmasının yanı sıra şehre ve ülkeye ekonomik olarak büyük bir katkıda bulunduğunun altını çizen Süreyya Ciliv, “Fuarların Türkiye’de yapılması demek, daha çok vatandaşımızın fuarlara gitmesi demek. Bu yüzden WIN EURASIA Fuarı ekibini canı gönülden kutluyorum” dedi.

Endüstrilere Yeni Nesil İnovasyonun Penceresinden Işık Tutacak

Hannover Fairs Turkey Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın, relansmanda gerçekleştirdiği konuşmasında, WIN EURASIA’nın 30 yıllık mirasıyla 2025’te, inovasyonun penceresinden teknolojinin ve sürdürülebilirliğin geleceğine ışık tutacağını vurguladı. Belkıs Ertaşkın, şu ifadelerde bulundu:WIN EURASIA 2025, “Odağımız Otomasyon“ konseptiyle endüstrinin dönüşümünü de gözler önüne serecek. Dünyanın en önemli sanayi fuarı HANNOVER MESSE’nin bölgesel temsilcisi olan WIN EURASIA, endüstriyel ürünlerin yeniden yorumlanmasına olanak tanıyacak ve teknolojiye adaptasyonu odağına yerleştirecek. Katılımcı ve ziyaretçilerimize bu yıl yeni eklenen ürün gruplarımızla haberleşme, mobil iletişim ve bilgi teknolojileri, bina otomasyonu, e-mobilite, bulut bilişim, yapay zeka ve yapay genel zeka gibi son teknolojinin temsilcisi ürünlerle birlikte endüstriyi keşfetme fırsatı sunacağız. Fuarımız geleceği konuştuğumuz bir platform olarak tüm paydaşlara ve endüstrilere yeni ufuklar açacak.”

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Endüstriyel Dönüşümün Yeni Rotası Win Eurasia 2025’te BelirlenecekAçılış konuşmaları sonrasında düzenlenen “Otomasyonun Ölçeklenebilirliği: Bugünün Çözümleri Geleceğe Ne Kadar Hazır?” başlıklı panele Tezmaksan A.Ş. Grup CEO’su Hakan Aydoğdu, Hayat Kimya Global Teknoloji Direktörü N. Tanzer Zeytinoğlu, Ford Otosan Kalite Sistemleri ve Görüntü İşleme Sistemleri Ürün Sahibi Mustafa Karacan, Norm Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ceyhun Araz ve Beko Corporate İleri Robotik Sistemler Yöneticisi Raşit Yücel Gür konuşmacı olarak katıldı.