Tasarım, Yazılım ve Mobil Uygulama Geliştirme Projelerinde Kolaylık ve Hız Dönemi Başladı
Buyer Network ve Satınalma Cep gibi platformların yanı sıra Satınalma Dergisi’ni de bünyesinde barındıran Tinova Bilişim Teknolojileri A.Ş., grup markaları dışına verdiği hizmetlerin çerçevesini genişletiyor. Bu kapsamda yazılım ve danışmanlık tarafında çalışmalarına hız veren şirket TSE tarafından verilen TS 13149 – Yazılım ve TS 13573 – Danışmanlık hizmetleri için hizmet yeterlilik belgelerini de yeniledi.
AR-GE çalışmalarını İstanbul Üniversitesi’nin Avcılar kampüsünde İstanbul Entertech Teknokent’te sürdüren Tinova, 2014 yılından günümüze satınalma ve tedarik zinciri yönetimi alanında mesleki yayınlar, web platformları, dijital ve mobil uygulamalar geliştiriyor.
Apple IOS ve Android işletim sistemli cihazlar için talepler doğrultusunda mobil uygulamalar geliştiren firma grafik tasarım, kurumsal kimlik ve video-animasyon alanlarında da uzmanlığını diğer firmaların hizmetine sunuyor. Aynı zamanda pazara sunduğu mobil uygulama paketleri ile firmaların ve kişilerin erişilebilir fiyatlara hızlı bir şekilde hizmet almalarını sağlıyor.
Tinova, markaların ve işletmelerin yazılım geliştirme, uygulama geliştirme ve grafik tasarım konularında karşılaştığı zorlukları tatmin edici ve anlamlı web ve mobil çözümler ile çözmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.
Tüm projeleriniz için info@tinova.com.tr adresi üzerinden hızlı bir şekilde teklif alabilir, www.tinova.com.tr adresinden örnek projeleri inceleyebilirsiniz.
İSO Türkiye PMI İmalat Sanayi Raporu (Ekim 2019)
PMI Ekim’de 49,0 olarak gerçekleşti
İstanbul Sanayi Odası ve IHS Markit’ten elde edilen PMI® anket verileri, Eylül ayında artan yeni siparişlerin Ekim’de hız kesmesine bağlı olarak Türk imalat sektörünün Ekim’de hafif yavaşladığına işaret etti. İstihdamın üst üste ikinci ay artış göstermesi anketin olumlu gelişmelerinden biri olarak kayda geçti. Diğer taraftan, girdi maliyetleri enflasyonu görece düşük kaldı ve firmalar nihai ürün fiyatlarını yeniden azalttı.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), imalat sanayinin kaydettiği performansı sergilemek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesidir. Manşet gösterge; yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilmektedir. 50,0 değerinin üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde genel anlamda iyileşmeye işaret etmektedir.
Eylül ayında 50,0 olarak ölçülen PMI endeksi, Ekim’de 49,0 seviyesinde gerçekleşti ve Türk imalat sektöründe hafif bir ivme kaybına işaret etti.
Yeni siparişler Ekim ayında yavaşlama kaydederek Eylül’de gözlenen büyümeyi tersine çevirdi. Anket katılımcıları, hem iç piyasada hem de ihracat pazarlarında talep zayıflığı olduğunu belirtti. Firmalar, talep koşullarındaki zorluklara üretimi hafif azaltarak cevap verdi. Birikmiş işler gerilemeye devam etti ancak azalış son 20 ayın en düşük oranında gerçekleşti.
Ekim’deki bazı zayıflık belirtilerine rağmen firmalar istihdam düzeyini artırmaya devam etti. İstihdam üst üste ikinci ay büyüme kaydetti ve böylece çalışan sayılarında 2018 başlarından beri ilk kez arka arkaya artış gerçekleşti.
Türk lirasındaki zayıflık ve elektrik fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak girdi maliyetleri artmaya devam etti. Buna rağmen girdi fiyatları enflasyonu yılın son çeyreğinin başında görece düşük düzeyde kaldı.
Bu durum, firmalara, satışları teşvik etme çabalarının bir parçası olarak, üst üste ikinci ay nihai ürün fiyatlarını azaltma olanağı sağladı. Bununla birlikte, fiyatlardaki düşüş Eylül ayına kıyasla hız kesti ve oldukça ılımlı düzeyde kaydedildi.
Ekim ayında satın alma faaliyetlerinde hafif bir yavaşlama gözlenirken hem girdi hem de nihai ürün stoklarında azalma kaydedildi.
Yorum:
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Direktör Yardımcısı Andrew Harker, şunları söyledi:
“PMI verilerinde yakın zamanda görülen yükseliş eğilimi Ekim ayında duraklarken bu durum Türk imalat sektöründe zorlu piyasa koşullarının sürdüğüne işaret etti. Öte yandan, genel durum geçen yılın bu zamanlarından beri net bir şekilde iyileşme kaydetti ve firmaların istihdam artışını devam ettirecek düzeyde ekonomik görünüme güvendikleri gözlendi.”
İşveren Markanızı Güçlendirmek İçin Yatırım Yapıyor Musunuz?
Yetenekli çalışanların bulunması ve işletmede tutulmasının giderek zorlaştığı günümüzde, çalışanlar en iyi koşulları sunan işletmeleri tercih etmektedir. Bu nedenle işletmeler çalışanları cezbetmek, tercih edilir işveren olmak için çeşitli çalışmalar yapmaktadır. İşveren markası kavramının önemi de bu kapsamda karşımıza çıkmaktadır.
İşveren markası, çalışanlar ya da potansiyel adaylar için “çalışılabilecek en iyi yer” algısının oluşturulması, ya da “en beğenilen işletme olma” algısını oluşturacak çalışmaların bütünü olarak tanımlanabilir. Yapılan araştırmalar, etkili bir işveren markasının insanları bir işletmeyi seçmeye ve başkalarına tavsiye etmeye teşvik ettiğini ve mevcut çalışanların kalması için nedenleri olduğunu savunduklarını göstermektedir. Dolayısıyla işletmeler kendi marka bilinirliliği ve itibarını değerlendirmeli ve güçlü bir işveren markası oluşturmalıdır. Bunu yaparken, özellikle sosyal medyanın daha aktif kullanılması ve diğer kanallardan marka bilinirliliğinin arttırılması önemlidir.
Günümüzde işletmeler marka bilinirliliğini arttırmak, tercih edilir işveren olmak için gerekli yatırımı yapıyor mu? İşveren markasının çalışanları işletmeye çekmek için önemi yeterince anlaşılıyor mu? Bunu güçlendirmek için işletmeler hangi yöntemleri kullanıyorlar?
Yeni Nesil Tedarik Zinciri Yönetimi
Global piyasalarda teknolojinin hızına uyum sağlayan sektörlerin hızla ilerlemesine karşın, direnenlerin nasıl saf dışı kaldığına ,her gün bir yenisini görebilecek şekilde, şahit oluyoruz. Hal böyleyken tedarik zinciri yönetim süreçlerinde eski usullerle devam etmenin iş kalitemizi ve yeni nesil çalışan bağlılığını artıramayacağı aşikar.
Bu durumda bize düşen, çağı yakalayabilecek yeni nesil çalışanların bakış açısıyla tedarik zinciri süreçlerini birleştirmek.
Kısıtlı kaynaklarla, dar alanda fiyat & performans karşılaştırması yaptığımız tedarikçilerimize rekabetçi ortamlar oluşturarak performansı düşürmeden daha uygun fiyatlara ulaşabilmek adına, vizyoner çalışmalarda yer almak biz satınalma uzmanlarının görevi.
Bu görevi icra ederken işimizi kolaylaştıracak en büyük güç elbette dijital platformlar olacaktır. İnternetin dünyanın her yerine aynı anda ulaşabilme imkanıyla hem ortak alıcılar hem de ortak satıcılar birbirine kolaylıkla ulaşarak, tedarik zinciri süreçlerinin verimliliğinin artmasını sağlayacaktır.
Bir çok kere satın aldığınız ürünlerin rakipleriniz tarafından ne kadara satın alındığına dair aklınıza sorular gelmiştir. Peki rakibinizle birlikte talep birleştirerek o ürünü satın aldığınızda ne kadar maliyetiniz olacağını hiç düşündünüz mü?
Veya;
Bildiğiniz, standart olarak teklif aldığınız 3-5 tedarikçi dışında dünyanın herhangi bir yerinde lojistik dahil maliyetlerle aynı performanstaki aynı ürünü çok daha karla alabileceğinizi?
Çok da eski olamayan dönemlerde saatlerce sıra bekleyerek yaptığımız banka işlemlerini, ödemeleri hatırlayın. Şimdi nasıl da tek tıkla her işimizi oturduğumuz yerden çok daha güvenli bir şekilde hallediyoruz.
Bu gelişimi tedarik zinciri süreçlerimiz için de uygulamanın zamanı gelmedi mi? Daha neyi bekliyorsunuz?
Open Up Office, Buyer Network İşbirliği ile Her Geçen Gün Daha da Büyümekte…
Şirketler için sana ofis ve yasal adres hizmetlerini veren Open Up Office, Buyer Network ile kurumsal pazarda daha hızlı büyümeyi hedefliyor.
Sanal Ofis ve Hazır Ofis hizmetleri veren Open Up Office kurucusu Bahadır Kotan, büyük bir aile olduklarını belirterek iş birliğini şu şekilde değerlendirdi:
“Hazır Ofis, Sanal Ofis, Paylaşımlı Ofis (Ortak Çalışma alanı, coworking), sekreterlik ve ile birlikte Toplantı Odaları hizmetleri vermekteyiz. Şirket kuruluşlarınız için yasal adres hizmeti alabileceğiniz sektörün ilk şirketlerinden olan Open Up Office’in uygun ekonomik koşullarından binlerce kullanıcı yararlanmaktadır.
Open Up Office her geçen gün gelişen ve büyüyen iş ve ticaret platformu olan Buyer Network ile olan iş birlikteliğini kar topu etkisiyle devam ettirmekte. Buyer Network’e kattığımız değerin yanında, Buyer Network’ün bize açmış olduğu yeni pencereler ve ufuklarla alternatif dağıtım kanalı olarak satışlarımıza pozitif anlamda katkısı olmaya devam etmektedir.”
Buyer Network kurucu ortağı Prof. Dr. Murat ERDAL ise konuşmasında “Open Up Office sektöründe lider konumda. Bu iş birliğinin iki tarafa da yararlı olduğunu düşünüyoruz. Kurumsal pazarda ticaretin gelişmesine katkı sağlıyoruz. Her geçen gün partner sayımızı artırıyoruz. Her yıl katlanarak büyüyoruz.”
Satınalmada Teknoloji Trendleri
Satınalma ve tedarik birimleri diğer birimler gibi dijital dönüşümün karşı konulamaz çekiminin etkisine girmiş durumdalar. 2019 yılında PwC tarafından yapılan “Dijital Satınalma Anketi”nde bize bu gerçeği yansıtıyor. Ankete göre; büyüklüğü, faaliyet sektörü ve dijital olgunluk seviyesi ne olursa olsun süreçlerin dijitalleştirilmesi, organizasyonların sadeleştirilmesinden sonra, satınalma ve tedarik birimlerinin ikinci önceliği konumunda yer alıyor. Mannheim Universitesi tarafından tarafından yapılan 2019 CPO anket sonuçlarına göre, satınalma birim yöneticilerinin %83.9’u dijital dönüşümü satınalma performansının iyileştirilmesi için çok önemli görüyor. Ankete katılan yöneticilere göre, dijital dönüşüm ile süreçlerin otomasyonu, veri kalitesinin iyileştirilmesi, maliyet tasarruflarının sağlanması, uyumluluk hedeflerine ulaşılması, kontrolsüz harcamaların önüne geçilmesi, risklerin azaltılması ve tedarikçi inovasyonlarının arttırılması ana hedefler olarak karşımıza çıkıyor.
Bu hedeflere ulaşılabilmesi için satınalma ve tedarik birimlerinin kullandıkları dijital dönüşüm araçlarını ve uygulama şekillerini şu şekilde sıralayabiliriz :
- Yapay Zeka (Artificial Intelligence – AI) : Satınalma ve tedarik yönetiminde özellikle karar destek sistemi olarak karşımıza çıkıyor. Dijitalleşme ile kalitesi yani doğruluğu, güncelliği ve kapsamı artan verilerin analiz edilmesi ile geleceğe dönük tahminler ve strateji önerileri yapay zekanın en güçlü yanını oluşturuyor. Şirket içi verileri, buluttan aldığı veriler ile yorumlayan yapay zekalar satınalma ve tedarik yöneticilerine daha doğru bir yol haritası çıkarıyor. Yüksek teknoloji ve yazılım sektöründe en çok kullanılan yapay zeka uygulamaları; yeni dönem ERP ve/veya bağımsız yazılımlar ile kararlarımızı daha fazla yön verecek.
- Tahmine Dayalı Analitik (Predictive Analytics) : Mevcut verilerin analitiği ile geçmişte ve şu anda ne olduğunun güncel olarak bilinmesinin ötesinde, bir sonraki dönemde neler olacağının tahmin edilemesine yönelik olarak daha çok yazılım sektöründe kullanılan tahmine dayalı analitik, satınalma birimleri tarafından özellikle gelecek dönem fiyat tahminlerinin yapılmasında ve risk senaryolarının ortaya çıkartılmasında kullanılıyor.
- Normatif Analitik (Prescriptive Analytics) : Tahmine dayalı analitiğin bir sonraki adımı olarak görülen normatif analitik ile ne olacak sorusundan öteye geçerek; tahmin edilen durum gerçekleştiğinde hangi aksiyonların hayata geçmesi gerektiği belirlenmektedir. Karmaşık karar değişkenleri ve kısıtlamalar ile optimal çözümler üzerine odaklanan ve daha çok telekomünikasyon sektöründe kullanılan normatif analitik, satınalma birimleri tarafından risk tabanlı olarak gelecek dönem satınalma stratejilerinin ve aksiyon planlarının oluşturulmasında kullanılıyor.
- Makine Öğrenimi (Machine Learning) : Yapay zekanın, doğru veri kümelerinin kullanılması ile tahmine dayalı modellerin doğruluğunun arttırılmasında kullanılan bir biçimidir. Gözetimli, gözetimsiz, pekiştirmeli ve derin öğrenme olarak dört grupta toplanabilecek makine öğrenimi; doğru algoritmaların , doğru verilerin ve doğru modellerin kullanılması ile istenen başarıya ulaşır. Yinelemeli öğrenme mantığı ile hareket eden makine öğrenimi, satınalma birimleri tarafından daha doğru tedarikçi değerlendirmeleri, daha akıllı sözleşmelerin yapılması, müzakere gücünün arttırılması ve en iyi satınalma uygulamalarının diğer grup içi satınalma birimlerine aktarılması için kullanılıyor.
- Sohbet Robotu (Chatbot) : Karşı taraf ile eş zamanlı olarak interaktif iletişim sağlanarak rutin süreçlerin otomotik yürütülmesine dayanan bir yapay zeka biçimidir. Sohbet robotları günümüzde mesajlaşma veya telefon görüşmeleri şeklinde kullanılıyor. 2020 yılına kadar müşteri ilişkilerinin yaklaşık %85’i sağlayacak olan sohbet robotları, satınalma birimleri tarafından, tedarikçi toplantı programlarının yapılması, standart verilerin toplanması gibi rutin faaliyetlerde kullanıyor. Günümüzde tedarikçiler ile belli bir algoritma ile pazarlık yapan e-ihale çözümlerinin gelecekte tedarikçiler ile mesajlaşarak veya konuşarak pazarlık yapabileceği olmayacak bir şey değildir.
- Robotik Süreç Otomasyonu (Robotic Process Automation – RPA) : Yapay zeka, makine öğrenmesi, iş akışı otomasyonu ve ekran kazıma (screen scraping) yaklaşımları ile tekrarlanabilen ve kesinlik bekleyen manuel süreçlerin otomize hale getirilmesini amaçlamaktadır. İnsan müdahelesini ortadan kaldıramaya yönelik robotik süreç otomasyonu, satınalma birimleri tarafından gelen e-mailleri otomatik olarak talebe çevirerek sisteme girilmesi, sipariş işlemelerinin, fatura girişlerinin otomize edilmesi, e-maillerin daha doğru yazılması, toplantı programlarının işlemesi gibi rutin işlemlerin otomize edilmesinde kullanılıyor.
- Dijital İkiz (Digital Twin) : Akıllı sensörler ve/veya IoT ile fiziksel durumun sanal ortamda birebir oluşturulmasını ve izlenmesini sağlamaya yöneliktir. Geçmiş ve mevcut verilerin yanında gelecek verilerin de kullanıldığı dijital ikiz uygulamaları sağlık, yaşam bilimleri, havacılık, savunma, otomotiv, taşımacılık, üretim, enerji ve kamu hizmetlerinde daha fazla kullanılıyor. Risklerin öngörülebilirliğini de arttıran dijital ikiz, satınalma birimleri tarafından, tedarik risklerinin ölçümlenmesi, satınalma taleplerinin ve/veya siparişlerinin otomatikleştirilmesi, satınalmadan ödemeye (P2P) gibi çözümlerde kullanılıyor.
- Akıllı Sözleşmeler (Smart Contracts) : Bir sözleşmede belirtilen gereklilikleri programlayarak, hiçbir müdahaleye gerek kalmadan sözleşmelerin kendi kendine (otonom) gerçekleşmesini sağlamayı amaçlar. Programlanabilir protokoller olarak isimlendirebileceğimiz akıllı sözleşmeler, blok zinciri teknolojisinin gücüyle birlikte satınalma birimleri tarafından, tedarikçi ve/veya alım sözleşmelerinin daha doğru ve daha hızlı olması, sözleşme şartlarının otomatik olarak ilgili birimlere aktarılması ve otokontrol noktalarının tanımlanması, sözleşme cezalarının otomatik uygulanması, onay süreçlerin hızlandırılmasında kullanılıyor.
- Blok Zinciri (Blokchain) : Satınalma ve tedarik süreçlerinin her bir adımını dijitalleştiren ve bunları bir dijital blok olarak görüp, bu bloklardan oluşan zinciri şifrelenmiş algoritmalar ile birçok kişiyle dağıtık olarak paylaşarak çoklu otokontrol sağlayan sistemdir. Hız, güvenilirlik ve kolay izlenebilirlik avantajları ile ön plana çıkan blok zincirleri, yeni gelişen bir dijital dönüşüm aracı olarak, satınalma birimleri tarafından akıllı sözleşmelerin yapılması, gelişmiş satınalma sipariş yönetimi, tedarik zincirinin izlenebilirliği, gerçek zamanları anlaşmaların hayata geçirilmesi amaçlarıyla kullanılıyor.
- 3D Yazıcılar – Katmanlı Üretim (3D Printing – Additive Manufacturing) : Üç boyutlu (3D) yazıcılar ile malzemelerin üst üste eklenmesiyle katmanlar oluşturularak, kalıp kullanmadan karmaşık parçaların üretilmesini sağlayan bir teknolojidir. Geleneksel üretimde kullanılan kalıp ve makine maliyetleri ile tasarım aşamaları için harcanan giderler ortadan kaldırmayı amaçlayan teknoloji, satınalma birimleri tarafından tam da bu amaç doğrultusunda kullanılıyor. Meslektaşlarımızın, bu teknoloji ile prototip olarak üretilebilen parçaların, seri üretim şartlarındaki üretilebilirliğinin de gözden geçirmesi doğru olacaktır.
Yakın dönemdeki bu gelişmeler bize gösteriyor ki; geleceğin satınalma ve tedarik profesyonelleri, rekabetçiliklerini sürdürebilmek için dijital dönüşüm araçlarını çok daha iyi bilmek ve çok daha etkin kullanmak zorundalar. Bu araçları mümkün olduğu kadar süreçlerimizde kullanmaya başlamalı ve dijital dönüşüm stratejilerimizi belirleyerek yol haritamızı çıkartmalıyız. Ve hangi süreçlerinde hangi araçların kullandığımız tabanında oluşan, dijital dönüşüm performansınızı ölçümlemeyi de unutmayalım.
Tüm meslektaşlarımıza dijital dönüşüm yolculuğunda başarılar dileriz.