Bir Yılda Elli Girişimciye Destek

Türkiye’de girişimcilik ekosistemindeki şirketlerin büyümesi ve İngiltere pazarına açılabilmesi için İstanbul Teknokent Entertech’in İstanbul Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle yürüttüğü ICUBE Uluslararası Hızlandırma Programı sadece bir yılda 50 girişimciye destek verdi. İstanbul Teknokent Genel Müdürü Yasin Erol, “Girişimcileri yatırımcılarla bir araya getiren ICUBE Programında amacımız daha çok girişimciye ulaşmak” dedi.

 

SON yıllarda girişimcilik ekosistemi Türkiye’de hızlı bir büyüme yakaladı. Bu büyümede şirketlerin yurtdışı pazarlara açılması ve destek almasını sağlayan programların katkısı da büyük. Bu programların başında da Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle İstanbul Teknokent’in yürütücülüğünde hayata geçirilen ICUBE Uluslararası Hızlandırma Programı bulunuyor.

 

YABANCI YATIRIMCILARLA  BULUŞTURULUYOR

 

İSTANBUL Teknokent Entertech’in İstanbul Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle yürütücülüğünü üstlendiği ICUBE Uluslararası Hızlandırma Programı, girişimcilerin globale açılmasına olanak sağlıyor. Bir yıl önce İstanbul Teknokent Entertech tarafından faaliyete geçirilen ICUBE programı bugüne kadar 50 girişimciye destek verirken, 20 şirketi de İngiltere pazarına taşımayı başardı. ICUBE programı ile bugüne kadar yaptıkları çalışmaları değerlendiren İstanbul Teknokent Entertech Genel Müdürü Yasin Erol, şöyle konuştu: “2018 yılı Ekim ayı içerisinde kurduğumuz ICUBE Programı İstanbul il sınırları içerisinde konumlanmış girişimlerin İngiltere pazarını çıkışını destekleyen ve aynı zamanda yurtdışı pazarlarda güçlenmesini sağlayan Uluslararası Hızlandırma Programı olarak hizmet veriyor. Uzman ekiplerimiz tarafından hazırlanan Uluslararası Hızlandırma Programı’na her dönem 25 uluslararasılaşma potansiyeline sahip şirket kabul ediliyor. Bu şirketlere finanstan hukuka, proje geliştirmeden dijital pazarlamaya kadar birçok alanda mentorluk veriliyor. 2020 yılı Mart ayı sonu itibari ile Programın ikinci dönemini tamamlayacağız. İkinci dönem ICUBE Uluslararası Hızlandırma Programı’nı başarı ile bitiren 10 mezun girişimciyi daha yabancı yatırımcılarla buluşması ve potansiyel müşterileri ile satış görüşmeleri yapmaları için İngiltere’ye götürüyoruz. Böylelikle girişimcilerimiz İngiltere pazarında ki yerli ve yabancı yatırımcılarla tanışma ve yatırım fırsatlarını yerinde inceleme fırsatına sahip oluyorlar. İngiltere’ye götürdüğümüz girişimcilerimizin masrafları da Entertech tarafından karşılanıyor.”

DÖRT ÖNEMLİ HEDEFİMİZ VAR

 

Türkiye’de girişimciliğin önemli bir noktaya geldiğini, bu ekosistem içerisindeki eksikleri tespit ederek şirketlerin büyümesi ve yatırım çekebilmeleri adına çalışmalar gerçekleştirdiklerini dile getiren Yasin Erol, şöyle konuştu: “ICUBE programından yararlanabilecek şirketlerin sahip olmasını beklediğimiz öncelikli kriterler var. Teknoparklarda bulunan teknolojik şirketlerin alt yapıları programa katılım için çok uygun. Ayrıca teknoloji tabanlı ürün geliştiren birçok KOBİ’de programımızdaki imkanlardan kolayca yararlanabiliyor.

Bizim burada 4 önemli hedefimiz var.

·       Teknoloji tabanlı firmaların ürünlerini, profesyonel eğitmenler ve mentorlarla geliştirmek.

·       Satış yapmakta olan firmaların mevcut kapasitelerini arttırmak ve ihtiyaç duyulan fon kaynaklarına erişimlerini sağlamak.

·       Uluslararası pazarlara erişim imkânı sağlayarak yurtdışındaki iş geliştirme ağlarına dahil etmek.

·       Ulusal ve uluslararası platformlarda yatırımcı ağları ile buluşturup potansiyel yatırımcılarla uygun iş birlikleri oluşturmalarını sağlamak.”

 

ICUBE ikinci dönem Demo Day etkinliğine yoğun ilgi

 

İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından 2018 yılı “Girişimcilik Mali Destek Programı kapsamında desteklenen, İstanbul Teknokent yürütücülüğünde hayata geçirilen Uluslararası Hızlandırma Programı projemiz önemli bir etkinliğe imza attı. Teknoloji, yenilik ve yaratıcılık odaklı girişimciliğin desteklenmesi amacıyla hayata geçirilen ICUBE Uluslararası Hızlandırma Programı’nın ikinci dönem girişimcileri, Demo Day İstanbul’da iş Ağı Oluşturma çerçevesi kapsamında, iş fikirleri ve projelerini yatırımcılara birebir tanıtma fırsatı da yakaladı. 18 Aralık tarihinde gerçekleştirilen etkinliğe yoğun bir katılım vardı. Etkinlik kapsamında girişimciler projelerini tanıtma fırsatı yakalarken, birçok girişimci adayı da yaşanan gelişmeleri yakından izleme fırsatı buldu. Etkinlikte konuşan İstanbul Teknokent Genel Müdürü Yasin Erol, “Türkiye’deki girişimciliğin yaygınlaştırılması ve doğru projelerin hayata geçirilerek fark yaratılması için ekibimizle çalışmalar sürdürüyoruz. Girişimcilere pusula olmaya çalışıyoruz. Birinci dönemde güzel dönüşler aldık. 10 girişimcimizi Londra’ya götürdük. Londra’da yatırımcılarla buluşan girişicimlerimizin projeleri çok ilgi çekti ve birçoğu yatırım alma noktasında sözleşme aşamasına geldiler. Biz yolda olmaya çalışıyoruz ve girişimcileri yolda tutmaya çalışıyoruz. Günümüz dünyasında uluslararası fikri olmayan bir girişimcinin ayakta kalma şansı maalesef yok” ifadelerini kullandı.

İhracatçıya Hususi Pasaport Hakkı 2 Yıldan 4 Yıla Çıkartıldı

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan kararla ihracat yapan iş insanlarına verilen hususi damgalı pasaport hakkı süresi 2 yıldan 4 yıla çıkartıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, “Türkiye’nin ekonomi ve ticaret diplomasisinin saha neferleri olan ihracatçılarımız, alınan bu kararla dünya ticaretinin yüzde 75’ini oluşturan ülkelerde daha hızlı erişebilme imkânı ve bu pazarlarda daha uzun süre iş yapma olanağı bulacak” dedi.

Resmi Gazete’nin bugün “Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlığıyla yayımlanan 30988 sayılı kararıyla, ihracatçılara verilen yeşil pasaport hakkı süresi 2 yıldan 4 yıla uzatıldı. Madde 12 olarak geçen kanun, “15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 14 üncü maddesinin (A) fıkrasının yedinci paragrafında yer alan “iki” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiştir” şeklinde açıklandı.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, “Küresel ticaretin yüzde 75’ine hakim olan ülkelere ihracatçımızın kolayca erişebilmesini sağlamak adına, yeşil pasaport süresi de 4 yıla uzatıldı. İhracatçılarımız artık bu pazarlarda daha uzun süre iş yapma imkanı bulacak” dedi.

Kısa bir süre önce, ihracatçılar için yeşil pasaport alma limitinin 1 milyon dolardan 500 bin dolara indirildiğini de hatırlatan İsmail Gülle, “Pasaportun süresinin de 4 yıla çıkarılması yönündeki talebimizi de kısa sürede sonuçlanmasını sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımız ve Hükümetimize, ve Gazi Meclisimize İhracat Ailemiz adına şükranlarımızı sunarız. Her zaman üzerinde durduğumuz gibi ihracatçılarımızın iş yaptıkları pazarlara hızlı ulaşması ve rahat hareket etmeleri, mobilite kazanmaları çok önemli. Vize işlemlerindeki zaman kaybı azalacak ve ihracatçının hızlı hareket etmesini sağlanacak. Kararın ihracat hacmimize olumlu etkileri olacaktır. Bu kararlarla, ihracatçımız 2020’ye büyük bir motivasyonla ve yeni rekorlara odaklanmış olarak girecek. İhracat Ailemize hayırlı olsun” diye konuştu.

25 Maddede 2019 Türkiye Vergi Gündemi

Ek vergiler, yeni düzenlemeler, konaklama vergisi, döviz alırken kambiyo vergisi, e-hacizlerin başlaması, iş değiştirenlere vergi dairesi tarafından gönderilen yazılar, kitlesel fonlama düzenlemesi, açık bankacılık, yurtdışından alınan ürünlere ek vergilerin getirilmesi, faturaların düzenlenmesinde değişiklikler derken 2019’un sonuna geldiğimiz şu günlerde Uzman Mali Müşavir Evren Özmen, Türkiye’nin 2019 vergi gündemini bir araya getirdi.

2019 yılı Türkiye’nin pek çok anlamda değişikliklere şahit olduğu bir yıl oldu. Vergi ve finansal düzenlemeler açısından da daha önce hayatımızda olmayan pek çok başlık gündeme geldi. Özmen Mali Müşavirlik Kurucu Ortağı Uzman Mali Müşavir Evren Özmen, 2019 yılında Türkiye’nin vergi gündeminde yaşanan ve hayatımıza giren tüm gelişmeleri 25 maddede özetledi.

İnternet üzerinden verdiğimiz reklamlar için ek vergi ödemeye başladık

2019 yılında Ocak ayı itibari ile yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı kararı ile Facebook, Google gibi İnternet ortamlarında verdiğimiz reklamlara yüzde 15 daha fazla vergi ödemeye başladık.

Ticari davalar için arabuluculuk zorunlu oldu

2019 yılı Ocak ayı başı itibari ile konusu para ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerinde, arabulucuya başvurmadan dava açılamaması ile ilgili uygulama yürürlüğe girdi. Kasım ayı sonu itibari ile Adalet Bakanı’nın açıklamasına göre arabulucuya başvuran tarafların yüzde 50’sinin ihtilaflı konuları mahkeme aşamasına gelmeden çözülmüş.

Plastik poşet beyannamesi verilmeye başlandı

Şubat Ayı itibari ile ilk defa ücretlendirmeye tabi olan plastik poşetlerin beyanları, e-Devlet Kapısı veya interaktif vergi dairesi üzerinden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili işlemlerin bulunduğu sayfadaki “Plastik Poşet Beyanı” bölümünden yapılmaya başlandı.

İhracat bedellerinin yurda getirilme zorunluluğu altı ay daha uzatıldı

1989 yılı ile 2008 yılı arasında uygulanan ihracat bedellerinin döviz alım belgesine bağlanma zorunluluğu 2018 yılında tekrar uygulanmaya başlandı. Mart ayında bu uygulama tekrar altı ay uzatıldı. Eylül ayında bir sefer daha uzatılan ihracat bedellerinin yurda getirilme zorunluluğu için son tarih, eğer uzatılmaz ise 2020 yılının Mart ayı.

Katma Değer Vergisi kanunundaki değişiklik ile artık geçmiş yıla ait faturaların da katma değer vergisi kullanılabilmesi mümkün oldu

Nisan ayında katma değer vergisi kanununda yapılan değişiklik ile yıl atlasa bile bir önceki seneye ait giderlerin katma değer vergisi tutarlarının indirim konusu yapılabilmesine imkan sağlandı. Eskiden Aralık ayı gider belgelerinde yer alan katma değer vergisi tutarı bir sonraki sene ocak ayında ödenecek vergiden düşülemiyordu.

Döviz Alırken vergi uygulaması yıllar sonra tekrar başladı

Mayıs ayından itibaren banka ve döviz satış bürolarından döviz alırken, binde bir BSMV ödemeye başladık. 2020 yılı başı itibari ile ise bu oran binde ikiye çıkacak.

Yurt dışından cep telefonu getirme hakkı, iki yılda birden, üç yılda bire çıkarıldı

Mayıs ayı itibari ile 22 Euro’yu aşmayan ürünlere tanınan vergi muafiyeti kaldırıldı. Fiyatı 5 euro olan bir ürünün son kullanıcıya maliyeti yaklaşık 9-10 euro oldu.

Yurt dışından cep telefonu getirme hakkı iki yılda birden, üç yılda bire çıkarıldı.

100.000 USD üzerinde döviz alımı işlemlerine bir gün valör getirildi

Mayıs ayından itibaren dövize spekülatif talep olmaması için 100.000 dolar üzeri döviz alım işlemleri için bir gün valör süresi getirildi. Ancak hala iki ayrı bankadan 99.000 USD alımı olur ise ne yapılacağı ile ilgili bir düzenleme bulunmuyor.

Cep telefonlarında ÖTV artışı oldu

Yine Mayıs ayı itibari ile cep telefonlarında yüzde 25 olan ÖTV bazı telefonlar için yüzde 40, bazıları için yüzde 50 oldu. Yeni model bazı telefonların fiyatı 12.000 liraları geçti.

Yapı kayıt belgesi tutarını ödeyemeyenlere son gün sürprizi geldi

Haziran ayı sonu, İmar barışı ödemelerinin tamamlanması gereken son tarih olarak belirlenmişken, 30 Haziran günü ödemenin son saatlerine doğru Cumhurbaşkanı kararı ile ödeme süresi belli şartlar dahilinde 31.12.2019 tarihine kadar uzatıldı.

Kamu alacaklarında gecikme faiz oranı arttı sonra tekrar düştü

Temmuz ayı itibari ile faizler artınca kamu alacaklarında aylık yüzde 2 olan gecikme zammı oranı, yüzde 2,5 olarak artırıldı sonra Ekim ayında faizler düşünce tekrar yüzde 2’ye düşürüldü.

Turizmcilere ilk düzenleme Temmuz’da geldi

15 Temmuz itibari ile Türkiye’nin turizm hedeflerine ulaşmasını teminen Türkiye Turizmi Geliştirme Ajansı kuruldu. Turizmcilerden belli oranlar itibari ile Turizm payı alınmasına bu şekilde başlanmış oldu.

Yurt dışı çıkış ve Telefon Kullanım İzin Harçları Arttı

Ağustos Ayı itibari ile 15 TL olan yurtdışı çıkış harcı 50 TL oldu ayrıca yolcu beraberinde getirilen telefon kullanım izin harcı ise 1500 TL ye yükseltildi. 2018 yılında 170 TL olan telefon kullanım izin harcı kademe kademe artırılarak Ağustos ayından itibaren 1500 TL oldu.

Vergi dairesinden yıl içinde iş değiştirenlere yazılar gelmeye başladı.

Temmuz -Ağustos aylarından başlayarak yıl içinde iş değiştirip ikinci işverenden aldıkları ücret belli bir tutarı geçen birçok kişiye vergi dairesinden yazılar gelmeye başladı.

Kendi Libor’umuz geldi. TLREF oluşturuldu

Ağustos ayı itibari ile kendi LIBOR’umuz TLREF oluşturuldu. Dünyada faiz oranını belirlemek için en yaygın olarak kullanılan oranlardan biri olan LIBOR’un, 2021 sonu itibarı ile tamamen kullanımdan kalkacak olması nedeniyle Uluslararası Standartlarla Uyumlu Türk Lirası Referans Faiz Oranımız TLREF Ağustos ayından itibaren hesaplanmaya başladı.

E-Hacizler başladı

Eylül ayı itibari ile Vergi ve SGK borcu olan yüz binlerce işletmeye itibaren elektronik haciz (e-haciz) yapıldı. Birçok kişinin hesabına bloke kondu. Ekim ve Kasım aylarında e-hacizler devam etti.

Bazı avukatlık hizmetlerinde katma değer vergisi indirimi yapıldı

Ekim Ayında bazı Avukatlık hizmetlerinde KDV yüzde 18’den yüzde 8’e düşürüldü. Aile ile mahkemeleri, tüketici mahkemeleri ve çocuk mahkemelerinin görev alanına giren davalar ve işler, vesayet davaları ve işleri; ile bu davalara bağlı kanun yolları; iş uyuşmazlıklarında dava şartı olarak arabuluculuk ile bunlara bağlı ilamlı icra takipleri kapsamında verilen avukatlık hizmetlerinde KDV yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi.

Paya dayalı kitle fonlaması tebliği yayımlandı.

Ekim ayı başında uzun süredir taslak halinde bekleyen ve ilgili sektörlerden görüş alınarak hazırlanan paya dayalı kitle fonlaması tebliği 3 Ekim 2019 tarihli resmi gazetede yayımlandı. Girişimcilerin bu sayede mali kaynaklara erişiminin kolaylaşacağı umuluyor.

Faturalar elektronik ortama taşınması ile ilgili kapsamlı tebliğ yayınlandı.

Ekim ayında şirketlerin e- dönüşümün süreci ile ilgili çok kapsamlı bir tebliğ yayımlandı. Tebliğde dikkat çeken hususların başında 5000 TL üzeri faturaların 2020 başından itibaren kağıt ortamında kesilememesi konusu vardı.

Yargı reformu birinci paketi ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nda önemli değişiklikler yapıldı

Ekim ayında Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ilk paketi Resmi Gazetede Yayımlandı. En önemli değişiklikler Soruşturma aşamasındaki tutukluluk sürelerine sınır getirilmesi, Seri muhakeme ve basit yargılama usulleri getirilerek Temyiz edilebilecek kararların kapsamı genişletildi.

Özel bankaların vergi ödemelerine aracılık etmesine yönelik protokoller iptal edildi

Kasım ayı itibari ile 2020 yılı başından sonra geçerli olmak üzere özel bankaların vergi ödemeleri ile ilgili olarak tahsilat ve aracılık yetkileri iptal edildi. 2020 başından itibaren vergi ödemeleri için sadece kamu bankaları yetkili olacak.

Türkiye ‘İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde 10 basamak yükseldi.

Ekim ayında Dünya Bankası tarafından her yıl açıklanan iş yapma kolaylığı endeksinde Türkiye 43’üncü sıradan 33’üncü sıraya yükseldi. Bu olumlu gelişmenin 2020 yılında ülkemize gelecek doğrudan sermaye yatırımı konusunda etkili olacağını düşünüyoruz. Listede 1’inci sırada Yeni Zelanda, 2’inci sırada ise Singapur bulunuyor.

Açık Bankacılık reformu yasalaştı

Kasım ayı içinde ilerleyen günlerde çok daha fazla konuşacağımız ödeme hizmetleri mevzuatında Açık Bankacılığa Yönelik önemli değişiklikler yapıldı. Bankalarda bulunan finansal verilerimizin belli sınırlar dahilinde izin verdiğimiz Fintech şirketleri ile paylaşılarak bankacılık hizmetlerinin müşteriye daha fazla fayda sağlayacak bir modele dönüşeceği günlerin uzakta olmadığını düşünüyoruz.

Yerli ve Milli Derecelendirme Kuruluşumuz oldu

Kasım ayı sonunda Türkiye Bankalar Birliği, JCR Avrasya’nın yüzde 85.05 hissesinin kurucu ortaklarından satın alarak JCR (Japan Credit Rating Agency) ile mevcut ortaklığın devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varıldı.

Vergi Kanunlarında önemli değişiklikler ve yeni vergi kalemleri geldi

Aralık ayı vergi gündemi açısından son derece yoğundu. Üç yeni vergimizin olmasının yanı sıra birçok mevcut vergi düzenlemesinde de değişikliğe gidildi. Aynı yıl içinde Turizmcilere ikinci kez ek bir maliyet, konaklama vergisi ile geldi. Dünyada da gündem olan Dijital vergiyi Fransa’dan sonra ancak onların 2,5 katı oranla kanunlaştırdık. Binek araçlarla ilgili gerek alımında gerek devamındaki süreçte vergisel avantajlar ile ilgili kısıtlamalara gidildi. Kanunlar ve kanun değişiklikleri 2020 yılı başında ve devamında kademe kademe yürürlüğe girecek.

Entegre Lojistik Destek Sistemleri

Entegre lojistik destek, bir sistemin programlanan yaşam döngüsü boyunca efektif  ve ekonomik desteğini sağlamak için gerekli tüm hususların bileşimidir. [1] Lojistik desteğin tüm unsurlarının zamanında ve uygun maliyetli bir şekilde planlanması, edinilmesi, test edilmesi ve sağlanması sürecidir. [2]

ELD kavramı özellikle ikinci dünya savaşı ensasında ortaya çıkmıştır. Performans hedeflerini yerine getirse de savaş alanında desteklenemediği için kullanılamayan sistemlerle karşılaşılmıştır. Yaşanan bu deneyimler, ELD kavramının gelişmesinde etkili olmuştur. ELD kavramının konsept olarak ortaya konulması ve geliştirilmesi 1960 ortalarına rastgelmektedir. 1965’den başlayarak savunma sanayii projelerinde sistemin performansı kadar desteklenebilirliğinin de önemi anlaşılmış ve ELD faaliyetleri yaygınlaştırılmıştır. [3]

Sistemlerin ömür devri maliyetinin dağılımlarına bakıldığında, yaklaşık %85’lik kısmının işletim ve destek faaliyetlerinin oluşturduğu ve buradaki maliyetlerin büyük bir kısmının desteklenebilirlik için gereken harcamaları içerdiği görülmektedir .

Dolayısı ile günümüzdeki savunma sanayii projelerinde, sistemlerin 30-40 yıl boyunca kullanımından doğacak olan maliyetlerin ELD faaliyetleri ile düşürülmesi hedeflenmektedir. [3]

ELD, desteklenebilirlik unsurlarının dikkate alınmasını sağlamak için tasarımı sırasında ekipmanın/sistemin desteklenebilirliğinin dikkate alınmasını sağlayan bir tekniktir. Ekipmanın desteklenebilirliği, tüm yaşam döngüsü aşamalarında sistem mühendisliği ve özel mühendislik çabası ile koordine edilmelidir. ELD unsurları şunları içerir: Bakım planlaması, tedarik desteği,  destek ve test ekipmanı / ekipman desteği,  insan gücü ve personel;  eğitim desteği, teknik veri, bilgisayar kaynakları desteği,  tesisler,  ambalaj, elleçleme, depolama, nakliye ve tasarım arayüzü. [4]

ELD genel olarak, daha uzun ömürlü ve daha az destek gerektiren sistemler oluşturmak, böylece maliyetleri azaltmak ve yatırım getirisini artırmak amacıyla lojistik destek ve sistem gereksinimlerinin tanımlanmasını ve geliştirilmesini planlar ve yönlendirir. Bu nedenle ELD, desteklenebilirliğin bu yönlerini sadece edinim sırasında değil, aynı zamanda sistemin çalışma ömrü boyunca da ele almaktadır. ELD’nin etkisi genellikle güvenilirlik, kullanılabilirlik, sürdürülebilirlik ve test edilebilirlik (RAMT) ve bazen sistem güvenliği  gibi metrikler cinsinden ölçülür. [5]

ELD, herhangi bir sorunu ortaya çıkmadan önlemeyi amaçlayan uzun vadeli bir süreçtir. Günümüzde birçok kuruluş, giderek daha da rekabetçi bir hale ortamda, riskli olan kısa vadeli hayatta kalma modunda faaliyet göstermektedir. Kuruluşunuzda ELD sürecinin uygulanması, uzun vadeli hayatta kalma ve sürekli başarıyı garanti eder. [6]

Kaynakça

1-https://pdfs.semanticscholar.org/c03c/9fa63d33885d4fff4aacc28c27f3a2d2d5bf.pdf

2-https://www.mitre.org/publications/systems-engineering-guide/acquisition-systems-engineering/integrated-logistics-support

3-https://www.ssb.gov.tr/Images/Uploads/MyContents/V_20170727170020178368.pdf

4-http://www.isqsystems.com/cap-ils.html

5-http://www.agilelogisticsolutions.com/Services/Integrated-Logistic-Support

6- http://www.fairwaypsd.com/view_blog.php?id=71

Türk Müteahhitleri 10 Yıldır Dünya 2.’si Hedef: Yurtdışında 100 bin Türk işgücü istihdamı

Türkiye, “Dünyanın En Büyük 250 Müteahhidi” listesinde dünya ikinciliğini korudu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın katılımıyla Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından düzenlenen törende listeye giren müteahhitlere başarı plaketleri verildi.

Yurtdışı ziyareti nedeniyle törene katılamayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gönderdiği tebrik mesajında, “Sizlerin çabaları sayesinde Türkiye, resmi misyonlarının yanı sıra dünyada sizlerin bitirdiği ve birer iftihar abidesi olarak yükselen projelerle de temsil edilmeye başladı. Biz de gerek ikili ziyaretler, gerekse uluslararası toplantılar vesileyle bir araya geldiğimiz devlet ve hükümet başkanlarına, sizlerin meselelerini anlatmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türk müteahhitlerinin bölgedeki her türlü gelişme ve belirsizliğe rağmen güçlerini halen koruyor olmalarının takdire şayan olduğunu belirtti. Libya’da yaklaşık 35 milyar dolarlık bir projenin tamamlanmış olduğunu hatırlatan Oktay, “Son aşamada 10 milyar dolarlık proje potansiyeline ulaşmış olmamız ‘Bizim oralarda ne işimiz var?’ diyenlere en güzel cevaptır. Suriye, Libya, Irak ve dünyanın farklı coğrafyalarındaysak yıkmaya değil yapmaya gidiyoruz” dedi.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türk müteahhitlerinin Orta Asya’nın steplerinden Sahra-Altı Afrika’nın çöllerine tam 126 farklı ülkede çalıştığını belirterek, “48 yıllık serüvende, 2019 yılı Kasım ayı sonu itibariyle, firmalarımızın yurtdışında üstlendiği yaklaşık 10 bin projenin toplam tutarı 394,8 milyar dolara ulaştı. Şu an itibariyle arkadaşlarımız 399 milyar doların yakalandığını söylüyorlar. Yılın bitmesine 6 gün var. 400 milyar dolar bu yıl yakalanacak” dedi.

Türk müteahhitlerin ilk yurtdışı pazarı olan Libya’daki iç karışıklığın, sektöre büyük zararlar verdiğini anlatan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, Türkiye ile Libya arasında başlatılmış olumlu diyalogdan memnuniyet duyduklarını vurguladı. Ayrıca Yenigün, “Mevzuat değişikliği ve maliyetleri düşürücü bazı tedbirlerin alınması ile yurtdışında 100 bin Türk işgücü istihdamını hedefliyoruz” diye konuştu.

Türkiye, “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde bu yıl da dünya ikincisi olmayı başardı. Türkiye, tüm dünyada referans olarak kabul edilen ENR Dergisi tarafından firmaların bir önceki yıl ülkeleri dışında gerçekleştirdikleri projelerden elde ettikleri ciro esas alınarak hazırlanan listede, 10 44 firmayla zirvede Çin’in ardındaki yerini korudu.

Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından, inşaat sektörünün uluslararası başarısını kutlamak üzere Ankara’da düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, büyükelçiler, bürokratlar ile sivil toplum ve özel sektör temsilcileri katıldı. Törende 53 Türk müteahhitlik firmasının listede yer aldığı son üç yılın ödülleri verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İkili ziyaretlerde sizi anlatmaya devam edeceğiz”

Yurtdışı ziyareti nedeniyle törene katılamayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sektörün bu onur gününde Türk müteahhitlere bir tebrik mesajı gönderdi.”Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde yer alan firmaları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide yaşanan dalgalanmalara ve ABD ile Çin arasında devam eden ticaret savaşlarına rağmen Türk müteahhitlerinin yakaladığı ivmeyi koruduğunu vurguladı. Listede 44 firma ile ikinci sırada yer alan Türkiye’nin gelecek dönemde bu yerini daha da pekiştireceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerin çabaları sayesinde Türkiye, resmi misyonlarının yanı sıra dünyada sizlerin bitirdiği ve birer iftihar abidesi olarak yükselen projelereler de temsil edilmeye başladı. Özellikle havalimanı, liman, yol, gayrimenkul yönetimi, kamu-özel ortaklığı gibi projelerde elde ettiğiniz başarıları takdirle takip ediyoruz. Devletimizin yurt dışındaki büyükelçilikleri, konsoloslukları, ticaret müşavirleri bu süreçte sizleri desteklemek, sizlere yardımcı olmak, sizlerin işlerini kolaylaştırmak üzere daima yanınızdadır. Biz de gerek ikili ziyaretler gerekse uluslararası toplantılar vesileyle bir araya geldiğimiz devlet ve hükümet başkanlarına, sizlerin meselelerini anlatmaya devam edeceğiz. Son 17 yıldır olduğu gibi gelecekte de, inşallah Türkiye’nin marka değerini yükselten siz kardeşlerime her türlü desteği vereceğiz” ifadelerini kullandı.

“Daha çok firmayı ilk sıralarda görmeyi temenni ediyorum”

Türkiye’nin inşaat sektöründeki küresel başarısında katkısı bulunan tüm müteahhitlere tek tek başarı plaketi veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay törende yaptığı konuşmasında, “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesine girmeyi başaran ve inşaat sektöründe devler liginde faaliyetlerini sürdüren müteahhitlerle bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. İnşaat sektörünün doğrudan ve dolaylı etkileriyle her dönemde ekonominin en önemli lokomotiflerinden biri olduğunu ifade eden Oktay, sektörün canlılığı ve ekonomiye yaptığı katkıyla, ülkelerin gelişmesine, büyümesine, refah artışına ve hayat kalitesinin yükselmesine aynı anda katkı sağladığını söyledi.

“Üstlendiğiniz projeleri dünyanın her yerinde en hızlı ve en kaliteli şekilde tamamlayarak bugün dünyada bir marka haline gelmiş durumdasınız” Sözleriyle firmalara seslenen Oktay, küresel yatırımlardaki daralmaya rağmen, inşaat sektörünün başarılarını sürdürerek kendilerini gururlandırmaya devam ettiğini bildirdi. Özellikle havalimanı, liman, yol, gayrimenkul yönetimi ve kamu-özel ortaklığı gibi alanlarda sahip oldukları prestij ile Türk müteahhitlerinin ülkenin gücüne güç kattığını anlatan Oktay, “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi listesine girmeyi başaran müteahhitlerimizin ödüllendirildiği bu organizasyonun son derece önemli olduğunu düşünüyor daha çok sayıda firmamızı ilk sıralarda görmeyi temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

“Libya’da 35 milyar dolarlık proje tamamladık”

İnşaat sektörünün küresel büyüklüğünün 2018 yılında 482 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Oktay, “Türk müteahhitlerinin bölgedeki her türlü gelişme ve belirsizliğe rağmen güçlerini halen koruyor olmaları takdire şayandır. Libya’da yaklaşık 35 milyar dolarlık bir projenin tamamlanmış olması ve son aşamada 10 milyar dolarlık proje potansiyeline ulaşmış olmamız ‘Bizim oralarda ne işimiz var?’ diyenlere en güzel cevaptır. Biz gittiğimiz yerlere imar ve inşa için gideriz. Yıkmaya, dökmeye gitmeyiz. Bugün de bölgedeysek, Suriye, Libya, Irak ve dünyanın farklı coğrafyalarındaysak yıkmaya değil yapmaya gidiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, müteahhitleri yurtdışında birbirlerini rakip olarak değil, güç birliği yaparak daha büyük neticeler elde edecekleri dayanışma ortağı olarak görmeye davet etti. Güçlerini birleştiren firmaların ticari ve teknik rekabette, diğer ülkelerdeki rakiplerinden bir adım öne çıkacaklarını belirten Oktay, “Bu konuda sektörün çok daha hassas, yapıcı ve vizyoner davranmasını bekliyoruz. İnşallah bu yılsonunda da müteahhitlerimiz hedeflerine ulaşacak, hem kendileri kazanacak, hem de ülkemize kazandırmaya devam edeceklerdir.” ifadesini kullandı.

Türk müteahhitleri, 400 milyar dolar barajına dayandı

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, konuşmasına Türk inşaat sektörünün, dünya müteahhitlik pazarına yön verdiğini, Orta Asya’nın steplerinden Sahra-Altı Afrika’nın çöllerine tam 126 farklı ülkede çalıştığını belirterek başladı. Türkiye’nin “dünyanın en büyük 10 ekonomisi” arasında yer almasını hedefleyen kapsamlı bir ekonomik program yürüttüklerini anlatan Pekcan, bu dönemin, ekonominin her alanında olduğu gibi inşaat sektörü açısından da büyük imkânlar barındırdığını söyledi. Sektörün özellikle yurtdışı projelerde daha ileri seviyelere ulaşması için gerekli düzenlemeleri hayata geçirmek konusunda kararlı olduklarını vurgulayan Pekcan, sektörün 48 yıllık yurtdışı serüveninde, 2019 yılı Kasım ayı sonu itibariyle üstlendiği yaklaşık 10 bin projenin toplam tutarı 394,8 milyar dolara ulaştığını, çok yakın bir zamanda 400 milyar dolar barajının aşılacağını kaydetti. Ülkemiz, ENR dergisinde firma sayısında göre yıllardır Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Gelirlere göre ise 7. ve 8. sıralarda kendine yer buluyor. Gelirlere göre kendimizi daha yukarılara çıkarabilmek için kurumsal gücümüzü arttırmalı, geleneksel pazarlar dışına çıkabilmeli ve finansman anlamında güçlenmeliyiz” dedi.

Türk müteahhitlerinin yurtdışında birbiri ile rekabeti bırakması konusunda çağrıda bulunan Ticaret Bakanı Pekcan, şunları söyledi: “Yurtdışında bir ihalede 3 Türk firma kalıyor. Bütün firmalarımız birbirinin fiyatını kırıyor. Önde olanın elini sıkın, bir başka ihalede de o sizin elinizi sıksın. Biz bakanlık olarak sizi destekliyoruz. Siz de birbirinizi destekleyin.”

”Libya ile diyaloğun olumlu yansımalarını bekliyoruz”

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, törendeki konuşmasında hedeflerinin, küresel inşaat pazarından alınan yüzde 4,6’lık payı, daha çok sayıda firma ile orta vadede yüzde 7’ler seviyesine çıkarmak olduğunu kaydetti. Türk müteahhitlerinin yıllık 30 milyar dolar seviyesinde proje üstlendiğini kaydeden Yenigün, “Bu rakam küresel olaylar, petrol fiyatlarındaki gerileme ve ana pazarlarımızdaki sorunların etkisiyle, son dönemde geriledi. Bu yıl, 20 milyar dolar seviyesini korumak için çaba harcadık. Ancak, özellikle Ortadoğu’da ülkemiz aleyhine oluşturulan algı neticesinde 3 milyar dolar kadar iş kaybına uğradığımızı söylemek yanlış olmayacak” ifadelerini kullandı.Sektörün yurtdışına açıldığı ilk pazar olan Libya’da 8 yıldır süren iç karışıklıklardan dolayı Türk firmalarının büyük zararlara uğradığını hatırlatan Yenigün, “Ülkemiz ile Libya arasında başlatılmış olumlu diyalogdan memnuniyet duymaktayız” sözleriyle siyasi ilişkilerdeki olumlu tablonun sektöre yansımalarını beklediklerini belirtti. Yenigün, Irak’ta da bir an önce istikrarın tesisi ile barış ekonomisi koşullarının devreye girmesini ve yeni projelerle ülkeye dönmeyi hedeflediklerini belirtti.

Hedef: Yurtdışında 100 bin Türk işgücü istihdamı

Sektörün pazar çeşitliliğini artırdığı gelişme yolundaki ülkelerde finansman ihtiyacının önemli bir konu olduğunu vurgulayan TMB Başkanı Mithat Yenigün, Eximbank’ın sermaye artırımı ve yeni enstrümanlarının kıymetli olmasına karşın yetersiz kaldığını anlattı. Yeni çözümler için Eximbank yetkilileri ile birlikte çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Yenigün, ayrıca “Yurtdışında bankalarımız tarafından verilen teminat mektupları ve kontr-garantilerin kabulünde sıkıntılar yaşıyoruz. Sorunun üst düzey ikili temaslarda gündeme alınmasında fayda görüyoruz” dedi.

Gençlerin istihdamı açısından yurtdışında üstlenecekleri projelerde daha çok Türk işçisi istihdam etmeye kararlı olduklarını vurgulayan Mithat Yenigün, şöyle devam etti: “İşçi-işveren uyuşmazlıklarının çözümü sürecinde firmalarımızın maruz kaldıkları haksızlıkları giderecek mevzuat değişikliği ve maliyetleri düşürücü bazı tedbirlerin alınması ile 100 bin Türk işgücü istihdamını hedefliyoruz. İnşaat ve yatırım faaliyetleri için de bir nevi Orta Vadeli Programa ihtiyaç duyuyoruz. Yatırım ve ödenek programı yapılarak öngörülebilirliğin sağlanması, projelerin önceliklendirilmesi, ödeneklerin netleştirilmesi ve belli bir tamamlanma yüzdesine sahip projelerin bitirilerek bir an önce ekonomiye kazandırılması gibi konuların Hükümet nezdinde değerlendirilmesi yerinde olur. Ülkemizde yapı müteahhitliğinin tanımının yapılarak herkesin müteahhit olamayacağı bir sisteme geçiş yönünde atılan adımların devamını bekliyoruz.”

Yeni Küresel Araştırma: 2030’da Müşteri Deneyimi Nasıl Olacak?

SAS, 2030’daki müşteri deneyimini konu alan araştırma sonuçlarını açıkladı. Araştırma bulgularına göre, 2030’da müşteri ile olan etkileşimlerin %67’si akıllı makinelerce sağlanacak.

Modern teknoloji, markalarla tüketicilerin bağlantı kurma şekillerini baştan aşağı değiştirdi. Yeni ürünler, hizmetler, tüketiciler ve rakipler geliyor ve gelişmeye devam ediyor. Tüketicilerin davranışları, beğendikleri ve beğenmedikleri değişmeye devam ediyor. 2030’da müşteri deneyimi nasıl olacak? Markalar geleceğin tüketici beklentilerini karşılamak için nasıl dönüşecekler? Bunlar, Futurum Research’ün hazırladığı ve analitik lideri SAS’ın sponsor olduğu “Deneyim 2030: Müşteri Deneyiminin Geleceği” adlı çalışmada ele alınan sorulardan sadece bazıları.

Araştırmaya göre, teknoloji yeniden tasarlanan müşteri deneyiminin ardındaki başlıca itici güç olacak ve markalar tüketicilerin hızına yetişmek ve gelişen tüketici teknolojilerine ayak uydurmak için müşteri ekosistemlerini yeniden kurgulamak zorunda.

Müşteri deneyiminin itici güçleri çeviklik ve otomasyon olacak

Çalışmada yer alan markalar, 2030 itibarıyla, müşteri etkileşimi otomasyonuna doğru yoğun bir yönelim olacağını öngörüyor. Araştırmaya göre, akıllı makineler insanların yerini alacak ve müşteri etkileşimlerinin, gerçek zamanlı etkileşim sırasında verilen kararlar ve pazarlama ve promosyon kampanyalarına ilişkin kararların kabaca üçte ikisinden sorumlu olacak.

Araştırma sonuçlarına göre, 2030’da markalarla dijital cihazlar (çevrim içi, mobil vb.) kullanan tüketiciler arasındaki müşteri etkileşimlerinin %67’si insanlar yerine akıllı makineler tarafından işlenecek ve etkileşim sırasında alınan kararların %69’u yine akıllı makineler tarafından tamamlanacak.

Futurum Research Baş Analisti ve Kurucu Ortağı Daniel Newman şunları söyledi: “Önümüzdeki on yıl içinde insanlarla makineler arasındaki ilişkide hızlı bir büyüme olacağı giderek daha da netlik kazanıyor. Şirketlerin, empati yüklü insansı deneyim sağlamakla tüketicilerin beklentisi olan anlık sonuçlar sunmak arasında hassas bir denge yakalaması gerekiyor. Veri, analitik, makine öğrenimi ve yapay zeka sayesinde makineler bu dengeyi müşterileri tatmin eden ve kuruluşa verimlilik katan daha insani yollarla sağlarken, teknoloji bir köprü işlevi görecek.”

Tüketiciler yeni teknolojileri benimsiyor

Çalışmaya göre, markaların %78’i bugün tüketicilerin mağazalarda teknolojiyle ilgilenirken rahat olmadığına inanıyor. Öte yandan, yine çalışmaya göre, tüketicilerin sadece %35’i bu rahatsızlığı dile getiriyor. Markalarla tüketicilerin inançları arasındaki bu uçurum, dikkatli olunmazsa markaların büyümeleri önünde sınırlayıcı bir faktör olabilir.

Aslına bakılacak olursa, anket sonuçlarına göre tüketiciler 2030 itibariyle yeni teknolojileri daha da çok benimsemeyi umuyorlar:

Markalar açısından, bu düzeyde tüketici kabulü -ve beklentisi- tüketici etkileşimini genişletmek için yeni fırsatlar sunuyor. Öte yandan, her iki tarafın artan beklentilerini karşılamak için markaların tüketici teknolojisi ile pazarlama teknolojisi arasındaki uçurumu kapatacak yeni kapasitelere ihtiyacı var.

SAS Orta Doğu, Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgelerinden Sorumlu Pazarlama Direktörü Nurcan Bıçakçı Arcan, konuyla ilgili olarak “Bir müşteriyi yolculuğu boyunca izlemek, müşterinin sonsuz yolculuk permütasyonları hakkında derinlemesine bir anlayışa sahip olmayı gerektiriyor. Müşteriler sayısız kanal ve temas noktasından geçerken hatırlanmak ve anlaşılmak istiyorlar. Markalar hızla harekete geçmek için işletim modellerini yeniden şekillendirmek zorunda. Kişiselleştirebilecekleri bir ölçekte bütüncül bir veri stratejisine, gerçek zamanlı süreç analitiği yeteneklerine ihtiyaçları var” dedi.

Yeni gelişen teknolojiler önümüzdeki on yılda marka başarısının temelini oluşturacak

Müşteri deneyiminin geleceği büyük oranda gelişen teknolojilerle şekillenecek. Araştırmada markalara, 2030’da yeni müşteri deneyimlerine öncülük etmek ve müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla bugün hangi “fütürist” teknolojilere yatırım yaptıkları soruldu.

Arcan şunları söyledi: “Yeni alıcı yeni gelişen teknolojilere yöneliyor ve pazarlama kuruluşlarının teknoloji ihtiyaçları üzerinde devasa bir baskı kuruyor.” CMO’lar için bu “hareketli hedef” problemi yaratıyor: Sürekli gelişen bir şeyde öncü olmak zor. Bu bir sorun, çünkü tüketiciler “sürekli açık” erişim, hizmet ve etkileşim istiyorlar.”

Çalışmaya göre, markaların %62’si müşteri etkileşim stratejilerini geliştirmek ve müşteri desteği sağlamak için ses tabanlı yapay zeka asistanlarına yatırım yapıyor. %58’lik bir diğer kesim, ses tabanlı yapay zeka asistanlarına pazarlama ve satış odaklı olarak yatırım yapıyor.

Artırılmış ve sanal gerçeklik (AR/VR) konusunda, markaların %54’ü tüketicilerin bir ürün veya hizmetin görünümü ya da kullanımını görselleştirmelerine yardımcı olmak için yatırım yapıyor. Markaların %53’ü ürün kullanımı ve kendi kendine yapım tekniklerini geliştirmek için AR/VR araçlarını takip ediyor.

Çalışmaya göre ayrıca, markaların %83’ü mağaza içi reklam, etkileşimli oyun ve kamusal etkinlikler için holografik teknolojiye yatırım yapıyor ya da yapmayı planlıyor.

Tüm bu yeni gelişen ve karmaşıklaşan müşteri etkileşimi teknolojileri, markaların veri yönetimi becerilerini, analitik optimizasyon süreçlerini ve otomatik karar alım kapasitelerini yeniden şekillendirmeleri gerektiği anlamına geliyor. Elle tutulur iş sonuçları elde etmek için markaların bu yeni teknolojileri kullanabilmesi şart. Bu yeni uygulamalar, yankıları gelecekte devam edecek olan çok-anlı pazarlama tekniklerini, anlama, işleme, analiz etme, tasarlama ve karar verme kapasitesine sahip olacak.

2030’un sadakat faktörleri

Bugün markaların %58’i müşteri sadakatini sağlayan en önemli faktörün yüksek kalite olduğunu söylüyor fakat pek çok tüketici en önemli faktör olarak düşük maliyetleri ve indirimleri gösteriyor. 2030 için ise tüketiciler, sadakati sağlayacak en önemli üç teknoloji unsurunun mobil uygulamalar, hızlı erişim ve akıllı ev sistemleri üzerinden sipariş verme yöntemleri olduğunu işaret ediyor.

Markalar, yapay zeka, makine öğrenimi ve tahmine dayalı analitiğin de büyük bir rol oynayacağını kabul ediyor, daha derin ve anlamlı müşteri ilişkileri kurmak ve sadakati artırmak için etkileşimlerin arkasındaki zekayı sağlamada ve etkileşimlerin sorunsuz gerçekleşmesinde teknoloji kullanımında 2030’u bir fırsat olarak görüyor.

Newman şu eklemeyi yaptı: “Sadakat oluşturmak, marka gelişiminin başlıca bileşenlerinden biri ve önümüzdeki 10 yıl içinde uzun süredir sadakat tekliflerinin merkezinde yer alan geleneksel fiyatlandırma, kalite ve hizmet matrisinde karmaşıklık göreceğiz. Gelecekte, şirketlerin teknolojiyi benimseme, pazara (ve tüketiciye) hız verme ve sosyal etki yaratma ve ölçme şekli sadakat üzerinde daha büyük bir rol oynayacaktır. Bu daha bugünden başladı ve 2030’da önemi katlanarak artmış olacak.”

Güvenin giderek artan önemi

Bugün belki de markaların önündeki en büyük zorluk, markalarla tüketiciler arasındaki güven uçurumunun üstesinden gelme becerisi. Tüketiciler, markaların kişisel verilerini nasıl işlediği konusunda temkinliler ve bunu değiştirme güçlerinin olmadığını hissediyorlar. Tüketicilerin sadece %54’ü markaların verilerini gizli tuttuğuna inanıyor. Hatta, tüketicilerin yüzde 73’ü kişisel veri kullanımının “kontrolden çıktığına” inanıyor. Markalar tüketicilerin güven duymakta zorlanarak verdikleri kullanıcı verilerinin zenginliği sayesinde sağlayabilecekleri müşteri deneyimini dengelemek için çalışırlarken bu konu önlerine bir engel olarak çıkıyor.

Öte yandan, araştırmaya göre markalar karşı karşıya oldukları risklerin farkındalar. Markaların yüzde 59’u, müşteri bilgilerini güvenceye almanın güçlü bir müşteri deneyimi için en önemli faktör olduğuna kesinlikle katılıyor. Peki, markalar hazır mı? Araştırmaya göre bazı problemler var zira %84’lük bir kesim gizliliğe ilişkin resmi mevzuatlardaki değişikliklerden ve kendilerinin bunlara uymaya hazır olup olmadıklarından kaygılanıyor.

Arcan: “Tüketiciler hayatlarını başkalarına açan teknolojiyi kullanmaya devam ederken işletmelerden iki şey bekliyorlar” dedi: “Beni bir birey olarak anlayın ve gizliliğimi koruyun”. Müşteri deneyimleri oluştururken dengeyi yakalama fırsatı da tam olarak burada yatıyor”.

Anket metodolojisi

Mayıs 2019’dan itibaren Futurum Research, üç düzine ülkede bir dizi tüketici, sanayi ve kamu sektöründen 4.000’den fazla katılımcı ile görüştü.

Egeli İhracatçılar 2020’den İhracat Rekorları Diledi

2019 yılını 214 ülkeye yaptığı 13,2 milyar dolar ihracatla geride bırakmaya hazırlanan Ege İhracatçı Birlikleri 2020 yılından yeni İhracat rekorları diledi.

Ege İhracatçı Birlikleri tarafından Kaya Termal Oteli’nde düzenlenen Yılbaşı Gala Yemeğine Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi evsahipliği yaparken, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları, Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri ve eşleri katıldı.

EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi 2019 yılını tüm zorluklara rağmen 2018 yılındaki ihracat seviyesinde geride bıraktıklarını ve 13,2 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

2019 yılı sonunda faizlerdeki düşüşle birlikte 2020 yılında iş dünyasının finansmana ulaşmasının bir nebze daha kolay olacağına inandığını söyleyen Eskinazi, “2020 yılında daha katma değerli ürün ihraç ederek 15 milyar dolar dövizi ülkemize kazandırmak için 8 bin Egeli ihracatçı 365 gün 24 saat çalışacağız. Türkiye’nin yüzde 5 büyüme rakamına ulaşabilmesi için tek çıkış yolu ihracatını arttırmak. 2020 yılından Türkiye’ye sağlık, mutluluk, bol ihracat ve huzur diliyoruz” dedi.

Ege İhracatçı Birlikleri Yılbaşı Yemeği’nde Ege Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Terci’nin doğum günü kutlanırken, konuklar Pop müziğin popüler ismi Ziynet Sali ve Ünal Şen Fasıl Grubu’nun şarkıları ile eğlendi.

 

Kuru Meyve İhracatçıları URGE Projesi ile Verimliliğe Odaklanacak

Kuru meyve ihracatçıları yalın üretim ile verimliliği arttıracak

Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirde verimli üretimi ve katma değerli ürün pazarlamasını hedefleyen Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, sektörün güçlü oyuncusu 18 firmayı URGE Projesi’nde buluşturdu.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde basın toplantısı düzenleyen, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, “Ticaret Bakanlığımızın desteklediği Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi (URGE) projemiz kapsamında, yaklaşık 8 ay sürecek olan, Yalın Üretim Teknikleri Danışmanlık Faaliyeti başlığı ile yaklaşık 600 bin lira bütçeli bir çalışmayı bugün itibari ile başlatıyoruz.” dedi.

URGE Projesi ile verimlilik artışı hedefleniyor

Bugüne kadar gerçekleştirilen URGE projelerinde daha çok yurt dışı pazarlamaya yönelik faaliyetlere odaklandıklarını anımsatan Celep, sözlerine şöyle devam etti: “İhracatı arttırmak yalnızca yeni pazar ve müşteri bulmakla sürdürülebilir kılınamıyor. Aynı zamanda müşteri memnuniyetini sağlamak ve karlılığın da artması gerekiyor. Bu URGE Projesi ile yalın üretim teknikleri ile daha az maliyetle, daha kaliteli üretim hedefliyoruz. Amacımız verimliliği arttırmak olacak.”

URGE Projesinin detayları hakkında bilgi veren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Celep, “URGE projemiz kapsamında, yaklaşık 8 ay sürecek olan, Yalın Üretim Teknikleri Danışmanlık Faaliyeti başlığı ile yaklaşık 600 bin lira bütçeli bir çalışmayı bugün itibari ile başlatıyoruz. Yalın uygulamalarda amacımız, şirketlere ‘balık vermenin ötesinde, balık avlamanın’ öğretilmesidir. Projeyle amacımız, fire, hata, müşteri iadesi gibi kaliteyle ilgili maliyet arttıran problemlerin azaltılması, ürün akış süresinin kısaltılması, çalışanların iş yapma şekillerinin bazı örnek uygulamalarla iyileştirilmesi ve verimin arttırılması, maliyetin düşmesi, çalışan motivasyonunun iyileştirilmesidir” diye konuştu.

İhracatta 2019 hedefi 1 milyar 450 milyon dolar

2019 yılı sonunda kuru meyve ihracatında 1 milyar 450 milyon doları aşmayı beklediklerini dile getiren Celep ihracat rakamlarında geldikleri noktayı şöyle özetledi; “”Çekirdeksiz kuru üzümde 100 bin 410 ton ürün satarken 210 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdık. Kuru kayısıda 47 bin 55 ton karşılığı 122 milyon dolarlık ihracat yaptık. Kuru incirde ise; 31 bin 270 ton incir ihraç ederken döviz karşılığı 118 milyon dolara ulaştı. 2019 yılı ilk 11 aylık döneminde, yüzde 3’lük bir artışla 1 milyar 296 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştık. Yıl sonunda ihracatımızın 1 milyar 450 milyon doları aşmasını ve geçen yıla göre yüzde 7 oranında artış kaydetmesini bekliyoruz.”

”2020 Online Ticaret Sektörü İçin Altın Yıl Olacak”

TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “2019’da e-ihracat cirolarında rekor artış yaşandı. Finansal teknolojiler sektöründeki son gelişmelerle beraber, 2020 online ticaret sektörü için altın yıl olacak” dedi.

Türkiye’de e-ticaret sektörünün 2019’da yüzde 30-35 arasında büyüdüğünü ifade eden TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, pazar büyüklüğünün 60 milyar TL’yi aştığını belirtti. Dünya genelinde e-ticaret satış hacminin önümüzdeki yıl 4 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğini dile getiren Çiğdemli şunları aktardı:

“Ticimax olarak 2019’u hedeflerimizin üzerinde bir büyümeyle kapatıyoruz. E-ticaret ve e-ihracat altyapısını sağladığımız firma sayısı 9 bini aştı, yüzde 100 büyüme rakamına henüz yıl bitmeden ulaştık. 2019’da Londra ofisimizi açtık, Avrupa pazarına açıldık. 2020’de yurtdışı operasyonlarımızı genişletmeye devam edeceğiz. 2019 yılında üçüncü Ar-Ge merkezimizi Dudullu OSB Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde açtık. 2020’de Ar-Ge personelimizi iki katına çıkaracağız. Bu yıl Ar-Ge merkezlerimizde özellikle satış sonrası depo ve lojistik sorunlarına yönelik yazılım çözümleri geliştirdik. İstihdamımız da yüzde 30 oranında arttı. E-ihracat altyapısını sağladığımız şirketlere baktığımızda, 2019’da e-ihracat cirolarında rekor artış yaşandı diyebiliriz. Şirketlerin e-ihracat ciroları yüzde 147 civarında artış gösterdi. 2019’da Ticimax Akademi çatısı altında 9027 kişiye e-ticaret eğitimi verdik. Ayrıca Anadolu’da 50’den fazla ilimizde, KOBİ’lere yönelik ücretsiz e-ticaret ve e-ihracat farkındalık konferansları düzenledik. 2020’de Ar-Ge yatırımlarımızı artıracağız ve eğitimlerimize hız kesmeden devam edeceğiz. 2020 büyüme hedefimizi de yüzde 100 olarak belirledik.”

FİNANSAL TEKNOLOJİLER SEKTÖRE İVME KAZANDIRIYOR

2020 yılının online ticaret sektörü için altın yıl olacağını da ifade eden TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, Türkiye’de ödeme hizmetleri için yeni bir dönem başladığını belirtti. 11. Kalkınma Planı çerçevesinde, ‘Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkındaki Kanun’un TBMM tarafından kabul edilmesinin, sektöre ivme kazandıracak bir gelişme olduğunu vurgulayan Çiğdemli, şunları aktardı:

“Bu yeni düzenlemeyle beraber, hem kurumlar hem de bireyler açısından ticareti daha da kolay hale getirecek, yeni nesil dijital ödeme çözümlerinin yolu açılmış oldu. Bir başka gelişme de Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından uygulamaya alınacağı duyurulan Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi. Finansal teknolojiler alanındaki bu canlanma ilk olarak e-ticaret sektörüne ivme kazandıracaktır.”

VERİ SORUMLULARI DİKKAT ETMELİ

2020’nin gündem konularından birinin de veri ihlallerine yönelik KVKK cezaları olacağını ifade eden Çiğdemli, “KVKK kapsamında veri sorumlusu şirket, kurum ve kişiler için ‘Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi’ VERBİS’e son kayıt tarihi 31 Aralık. Kişisel Verileri Koruma Kurumu’ndan (KVKK) yapılan son açıklamaya göre, veri işleyen şirketler veri ihlali yaşamaları durumunda bunu KVKK’ya ve verisi ihlal edilen kişilere bildirmek zorunda. Söz konusu KVKK kararına göre, veri sorumlusu tarafından ilgili kişilere (müşteriler, üyeler gibi) yapılacak olan ihlal bildiriminin açık ve sade bir dille yapılması, kişisel veri ihlalinin olası sonuçları ve alınan önlemler de belirtilmek zorunda. E-ticaret sitelerinin KVKK kapsamında gerekli adımları atması gerekiyor” dedi.

Online Market Alışveriş Tercihleri Açıklandı

Kullanıcıya zamandan kazandıran uçtan uca bir alışveriş deneyimi sunan #çoksüpermarket istegelsin, İstanbul’un 2019’daki alışveriş tercihlerini paylaştı. En çok alışveriş yapılan ilçeler Beşiktaş, Şişli, Sarıyer, Bakırköy, Kadıköy, Ümraniye, Maltepe ve Ataşehir olurken, en fazla para harcanan kategori sıralamasında temizlik malzemeleri birinci sırayı aldı. En fazla siparişi taze sebzeler alırken süt, kahve, maden suyu ve taze meyveler de en çok satın alınan gıdalar arasında yer buldu. istegelsin’de son ayların en çok satan kitabı Ahmet Ümit’in “Aşkımız Eski Bir Roman” adlı eseri oldu. Hafta içi alışverişleri hafta sonu siparişlerine önemli bir fark atarken; en yoğun trafik akşam saatlerinde yaşandı.

Zaman kaybını ortadan kaldırarak market alışverişi yapanların hayatını kolaylaştıran #çoksüpermarket istegelsin, İstanbul’daki kullanıcılarının 2019 yılındaki satın alma tercihlerini açıkladı. İstanbul’un Anadolu yakası sipariş sayısında Avrupa yakasını geçerken, en çok alışveriş yapan, en çok ürün satın alan ve en çok net ciro getiren ilçeler Beşiktaş, Şişli, Sarıyer, Bakırköy, Kadıköy, Ümraniye, Maltepe ve Ataşehir oldu. istegelsin satışlarının çoğunu atıştırmalık, içecek ve yemeklik kategorileri oluşturdu. Bu kategoriyi temizlik malzemeleri izledi.

İstanbul’da yıl boyunca en çok sipariş alan gıda ürünleri arasında taze sebzeler, süt, maden suyu, beş litrelik su ve taze meyve yer aldı.

Taze sebze en çok Beşiktaş’ta tüketiliyor

En çok satın alınan yiyeceklerde taze sebzeler zirveye yerleşirken, en çok taze sebze tüketen semt Beşiktaş oldu. Beşiktaş’ı, sırasıyla Kadıköy, Üsküdar ve Ataşehir takip etti. Taze sebzelerin ardından en çok satın alınanlar arasında yer bulan taze meyveleri en az tüketen ilçe olarak Üsküdar öne çıktı.

Süt, salatalık ve beş litrelik su en çok sipariş edilenlerden

Şişli, Sarıyer ve Beşiktaş’ta en çok satın alınan ürünlerde süt, salatalık ve beş litrelik su birinciliği göğüsledi. Bakırköylüler istegelsin’den en çok kahve sipariş etti. Kadıköy ve Ataşehir ilçeleri maden suyu tüketimiyle öne çıkarken Üsküdar’da en çok süt tercih edildi. Ümraniye en çok çikolata ve gofret siparişi veren ilçe oldu.

Kadıköy organik ve vegan ürün alışverişinde birinci

Günümüzün her geçen gün daha çok kişi tarafından benimsenen sağlıklı yaşam, vegan ve organik beslenme trendlerini alışverişe dönüştüren ilçelerde Kadıköy ilk sırayı aldı. Organik ürün siparişlerinde ise 8’li Organik Yumurta (53-62 gr) başı çekti. İnek sütünün alternatiflerinin rağbet gördüğü günümüzde en çok tercih edilen vegan ürün olarak 1 litrelik Soya Sütü ilk sırada yer buldu.

Şişli soslu seviyor

Ataşehir, Beşiktaş, Kadıköy Uzakdoğu mutfağı ürünleri kategorisinde öne çıkarken, hazır sos kategorisinde en fazla sipariş veren ilçe Şişli oldu.

Son ayların en çok çok satan kitabı Ahmet Ümit’ten

İstegelsin kullanıcılarının talep gösterdiği seçeneklerden bir diğeri de kitap/dergi kategorisi. Ahmet Ümit’in Aşkımız Eski Bir Roman adlı eseri son aylarda istegelsin’den en çok sipariş edilen kitap oldu.

Rekabetin yoğun olduğu evcil dostlara ilişkin ürünlerine gelince, istegelsin kullanıcılarının en çok satın aldığı seçenek olarak Petoncat Marsilya Sabunlu İnce Taneli Topaklaşan Kedi Kumu (10 L) öne çıktı.

Tüketici hafta içi daha çok alışveriş ediyor

istegelsin kullanıcıları hafta içi alışverişini hafta sonuna tercih ediyor. Siparişlerin 71%’i hafta içi, %29’u ise hafta sonu gerçekleşti. Sitede en yoğun trafik ise iş sonrası saatlerine tekabül eden akşamları yaşandı.

*Tüm istatistiksel veriler istegelsin satışları üzerinden hesaplanmıştır.