7552 Sayılı İklim Kanunu: Temel Düzenlemeler ve Uygulama Çerçevesi

7552 Sayılı İklim Kanunu Temel Düzenlemeler Ve Uygulama çerçevesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

7552 Sayılı İklim Kanunu: Temel Düzenlemeler ve Uygulama Çerçevesi

Gül SALDIRANER

7552 Sayılı İklim Kanunu Temel Düzenlemeler Ve Uygulama çerçevesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemArtan sıcaklıklar, uzun süreli kuraklıklar, ani ve şiddetli yağışlar, seller, orman yangınları ve deniz seviyesindeki yükselme gibi etkiler, dünya genelinde yaşamı ve ekonomileri doğrudan tehdit etmektedir. İklim değişikliği, yalnızca çevresel bir sorun olmanın ötesinde, küresel ölçekte sistemik bir risk ve çok boyutlu bir kriz olarak değerlendirilmektedir. Bilimsel veriler, iklim krizinin doğal ekosistemlerin yanı sıra insan sağlığı, gıda güvenliği ve ekonomik kalkınma üzerinde de derin etkiler yarattığını göstermektedir.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2025 Küresel Riskler Raporu’na göre, önümüzdeki iki yıl içinde dünyayı bekleyen en büyük riskler arasında aşırı hava olayları ikinci sırada yer almakta; on yıllık perspektifte ise aşırı hava olayları, biyolojik çeşitliliğin kaybı, ekosistem çöküşü ve doğal kaynak kıtlığı ilk sıralarda yer almaktadır. Bu tablo, iklim krizinin sadece kısa vadeli bir tehdit değil, aynı zamanda küresel istikrarı etkileyen uzun vadeli bir yapısal sorun olduğunu ortaya koymaktadır.

Türkiye, 2015 yılında kabul edilen Paris İklim Anlaşması’nı 2021 yılı Ekim ayında resmen onaylayarak, küresel iklim hedeflerine uyum sağlama taahhüdünü hukuken bağlayıcı hale getirmiştir. Bu doğrultuda, 2053 net sıfır emisyon hedefini benimsemiş ve yeşil kalkınma vizyonunu ilan etmiştir. Bu gelişmeler, Türkiye’nin ulusal mevzuatını güçlendirmeye ve iklim politikalarını bağlayıcı düzenlemeler yoluyla hukuki güvence altına almaya yönelik adımlarını hızlandırmıştır.

Paris Anlaşması çerçevesindeki taahhütlerin, birçok ülke tarafından ulusal mevzuatlarına entegre edilmeye başlandığı görülmektedir. Birçok ülke, sera gazı emisyonlarının azaltımı, emisyon ticaret sistemleri, sınırda karbon düzenlemeleri ve yeşil finansman gibi alanları kapsayan bağlayıcı iklim yasaları çıkarmaktadır. Avrupa Birliği’nin 2050 net sıfır hedefini Avrupa İklim Yasası ile yasal zorunluluk haline getirmesi bu sürecin en önemli örneklerinden biridir.

Bu küresel gelişmeler doğrultusunda, 9 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7552 sayılı İklim Kanunu ile  iklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin temel stratejiler ilk kez bütüncül bir yasal çerçeveye kavuşturulmuştur.

İklim Kanunu’nun Kapsamı ve Temel İlkeleri

Kapsam

İklim Kanunu, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum sürecini bütüncül bir çerçevede ele alan temel yasal düzenlemedir. Yasa; sera gazı emisyonlarının azaltımı, iklim değişikliğine uyum faaliyetleri, karbon fiyatlandırması ve karbon piyasalarının kurulması, emisyon izin süreçleri, finansman araçları, yeşil taksonomi, kurumsal yetkilendirme, denetim ve yaptırımlar gibi alanlarda düzenlemeler getirmektedir.

Sektör ayrımı gözetilmeksizin, sera gazı emisyonuna yol açan tüm faaliyetler bu Kanun kapsamına alınmaktadır.

Temel İlkeler

Kanun, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum çalışmalarında aşağıdaki temel ilkeleri esas alır.

  • Ülkenin ortak fakat farklılaştırılmış sorumlulukları ve göreceli kabiliyetleri dikkate alınır.
  • Eşitlik, iklim adaleti ve ihtiyatlılık ilkeleri gözetilir.
  • Katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik ve şeffaflık ilkeleri temel alınır.
  • Adil geçiş ve ilerleme yaklaşımları dikkate alınır.

Kamu ve özel sektör, belirlenen tedbirlere ve yükümlülüklere uymakla yükümlüdür. Ulusal Katkı Beyanı hazırlanırken kalkınma öncelikleri dikkate alınır.

İklim Kanunu’nun temel yapısı ve kapsamı aşağıda şematik olarak sunulmaktadır.

Iklim Kanunu Kapsam Görseli

İklim Kanunu’nun Temel Yapısı ve Düzenleme Alanları

7552 sayılı İklim Kanunu, sektör ayrımı yapmaksızın sera gazı emisyonuna yol açan tüm faaliyetlerin yasal çerçevede yönetimini hedeflemektedir. Üç ana kısımdan oluşan sistematiğiyle Kanun; iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum politikalarından karbon piyasasına, destek mekanizmalarından yaptırımlara kadar çok sayıda düzenlemeyi kapsamaktadır. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda hazırlanan Kanun; sera gazı emisyonlarının azaltılması, uyum faaliyetlerinin planlanması ve iklim finansmanı gibi alanlarda temel yasal çerçeveyi oluşturmaktadır.

Kanunun Düzenlediği Alanlar Nelerdir?

7552 sayılı İklim Kanunu kapsamında düzenlenen başlıca alanlar şunlardır:

  • Sera gazı emisyonlarının izlenmesi, raporlanması ve azaltılması,
  • İklim değişikliğine uyum önlemlerinin belirlenmesi ve uygulanması,
  • Ulusal Katkı Beyanı (NDC) hazırlanması ve güncellenmesi,
  • Kurumsal yapılanma: İklim Değişikliği Başkanlığı, Karbon Piyasası Kurulu ve ilgili kurulların görev ve yetkileri,
  • Emisyon izin süreçleri ve denetim yükümlülükleri,
  • Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve karbon piyasalarının kurulması,
  • Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) oluşturulması,
  • Türkiye Yeşil Taksonomisi ile yeşil finansman ve teşvik mekanizmalarının tanımlanması,
  • Karbon fiyatlandırması ve karbon kredilendirme sisteminin düzenlenmesi,
  • Döngüsel ekonomi ve sıfır atık uygulamalarının geliştirilmesi,
  • İklim finansmanı kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımına ilişkin esaslar,
  • Denetim, yaptırım ve idari para cezalarına ilişkin hükümler.

Kanunla Getirilen Temel Düzenlemeler Nelerdir?

  • Ulusal ve yerel düzeyde iklim strateji belgeleri hazırlanacaktır.
  • İşletmeler için sera gazı emisyon izni alma zorunluluğu getirilmiştir.
  • Emisyonların yıllık olarak izlenmesi, raporlanması ve doğrulanması yükümlülüğü getirilmiştir.
  • ETS kapsamında emisyon tahsisatlarının dağıtılması ve emisyon ticaretinin başlatılması düzenlenmiştir.
  • İthal edilen mallara karbon düzenlemesi yapılabilmesi için SKDM kurulabilmesi öngörülmektedir.
  • İklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin gelirlerin özel hesapta toplanması hüküm altına alınmıştır.
  • Enerji verimliliği, temiz teknoloji kullanımı ve kaynak verimliliği teşvik edilmektedir.

Kanun, uygulama esaslarının ikincil mevzuat kapsamında çıkarılacak yönetmeliklerle detaylandırılacağını düzenlemektedir.

Uygulama ve İzleme Yükümlülükleri

7552 sayılı İklim Kanunu kapsamında sera gazı emisyonlarının azaltılması ve uyum faaliyetlerinin yürütülmesi için işletmelere doğrudan yükümlülükler getirilmiştir. Kanun; uygulama, izleme ve raporlama süreçlerini düzenlemektedir.

  • Sera gazı emisyonuna yol açan işletmeler, belirlenen süre içinde sera gazı emisyon izni almakla yükümlüdür.
  • ETS kapsamındaki işletmelere yıllık emisyon tahsisatı yapılacaktır.
  • Enerji, su ve hammadde verimliliği sağlanması, yenilenebilir enerji kullanımı ve temiz teknoloji uygulamaları teşvik edilmektedir.
  • İşletmeler, sera gazı emisyonlarını yıllık olarak izlemek, raporlamak ve bağımsız doğrulamadan geçirmek zorundadır.
  • İzleme ve denetim süreçleri, İklim Değişikliği Başkanlığı ile ilgili yetkili kurumlar tarafından yürütülecektir

Cezai Yaptırımlar ve Denetim

  • Sera gazı emisyon izni almayan, raporlama yükümlülüğünü yerine getirmeyen veya yanlış bildirimde bulunan işletmelere idari para cezaları uygulanacaktır.
  • ETS kapsamındaki yükümlülüklere aykırı hareket eden işletmeler için:
    • Emisyon tahsisatı teslimi engellenebilir.
    • Faaliyet izinleri iptal edilebilir.
    • İdari para cezaları kademeli olarak artırılabilir.
  • Pilot uygulama süresince idari para cezaları %80 indirimli şekilde uygulanacaktır.
  • Denetim yetkisi İklim Değişikliği Başkanlığı’ndadır. İdari yaptırım kararları Başkanlık tarafından verilecektir.

Düzenleyici Kurumlar ve Kurumsal Yapılanma

Kanun ile merkezi ve yerel düzeyde düzenleyici ve denetleyici kurumların görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir.

1. İklim Değişikliği Başkanlığı

  • Kanunun uygulanmasından sorumlu ana kurumdur.
  • Emisyon izni, izleme, raporlama ve doğrulama süreçlerini yönetir.
  • Ulusal iklim stratejilerini koordine eder, ETS’nin kurulmasını sağlar.
  • Karbon piyasalarına ilişkin düzenlemeleri yapar.
  • Karbon fiyatlandırması ve veri yönetiminde yetkilidir.

2. Karbon Piyasası Kurulu

  • ETS piyasası ile ilgili temel politika ve kararları belirler.
  • Tahsisat planlarını onaylar, ücretsiz tahsisat oranlarını belirler.
  • Piyasa kuralları ve işleyişine ilişkin kararlar alır.

3. İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları

  • Valilikler bünyesinde kurulur.
  • İl düzeyinde uyum planlarının hazırlanması ve yürütülmesinden sorumludur.

4. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)

  • Yeşil finansman araçlarını düzenlemek ve denetlemekle yetkilidir.
  • Yeşil tahvil, yeşil sukuk gibi finansal ürünlerin kurallarını belirler.

5. Piyasa İşletmecisi (Borsa İstanbul veya yetkilendirilen kurum)

  • Karbon kredilerinin ve tahsisatların işlem göreceği piyasayı kurar ve işletir.
  • İşlem kayıt sistemini yönetir.

6. Merkezi Uzlaştırma Kuruluşu

  • ETS piyasasında teminat yönetimi ve nakit takas işlemlerini yürütür.

7. Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu

  • Başkanlık, veri yönetimini bu platform üzerinden yürütür.
  • Elde edilen veriler diğer kamu kurumlarıyla paylaşılır.

8. Yetki Devri

  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yetkilerini açık ve yazılı şekilde Başkanlığa devredebilir.

Sonuç

9 Temmuz 2025 tarihinde yürürlüğe giren 7552 sayılı İklim Kanunu, iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye’nin uzun vadeli iklim politikalarını ilk kez yasal güvence altına alan temel düzenleme olmuştur. Ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda hazırlanan bu Kanun, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum politikalarına ilişkin uzun vadeli ve bağlayıcı bir yasal çerçeve oluşturmaktadır.

Kanun kapsamında:

  • Sera gazı emisyon izni alma, izleme, raporlama ve doğrulama yükümlülükleri getirilmiştir.
  • Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulması ve işletilmesi hüküm altına alınmıştır.
  • Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) oluşturulmasına imkân tanınmıştır.
  • Türkiye Yeşil Taksonomisi ve yeşil finansman araçları tanımlanmıştır.
  • İklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik gelirlerin toplanacağı özel bütçeli bir kaynak oluşturulmuştur.
  • Kanun kapsamında belirlenen yükümlülüklere uyulmaması durumunda idari para cezaları ve diğer yaptırımlar uygulanacaktır.

7552 Sayılı İklim Kanunu Temel Düzenlemeler Ve Uygulama çerçevesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİklim Kanunu, sera gazı emisyonuna yol açan tüm faaliyetleri kapsamaktadır. Kanunun uygulama detayları ve sektör bazlı esasları çıkarılacak ikincil mevzuat ve yönetmeliklerle netleştirilecektir.

Gül SALDIRANER

Gül Hn Yazı Sonu Görseli

L’Oréal’in Dijital Atılımı: Yapay Zeka

L’oréal’in Dijital Atılımı Yapay Zeka Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

L’Oréal’in Dijital Atılımı: Yapay Zeka

Selin ERDAL

L’oréal’in Dijital Atılımı Yapay Zeka Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBir zamanlar güzellik denince akla ilk gelen şey makyaj çantamızdaki ürünlerdi. Şimdi ise algoritmalar, yapay zekâlar ve 3 boyutlu deneyimler bu dünyanın yeni aktörleri. Sadece ayna karşısında değil, veri tabanlarında ve bulut sistemlerinde de güzelliğin tanımı yeniden yazılıyor. Peki bu dönüşümün merkezinde kim var? L’Oréal. Moda ve teknoloji dünyasının devleriyle kurduğu stratejik iş birlikleri sayesinde güzelliği gelecekle buluşturan bu marka, şimdi de NVIDIA ile yepyeni bir dönemin kapısını aralıyor.

Güzellik endüstrisi, artık yalnızca estetik değil; teknolojiyle yeniden tanımlanan bir deneyim alanı. L’Oréal, bu dönüşümün merkezine yerleşmekte kararlı. 11 Haziran’da Paris’te gerçekleşen “New Frontiers of Beauty” etkinliğinde duyurulan NVIDIA iş birliği, markanın güzellik ile teknolojiyi stratejik bir noktada buluşturma vizyonunun son halkası.

L’Oréal, içerik üretim platformu CREAITECH’i NVIDIA’nın ileri seviye grafik ve yapay zeka teknolojileriyle buluşturdu. Bu sayede ürün görselleştirmeleri artık statik sunumların ötesine geçiyor; 3D formatta, dinamik, hedef kitleye göre özelleştirilebilen içeriklere dönüşüyor. Pazarlama ekipleri için bu, yalnızca daha etkileyici kampanyalar değil, aynı zamanda veriyle beslenen yaratıcı kararlar anlamına geliyor.

Kişiselleştirme Bir Vaatten Öteye Geçiyor: Noli

Güzellik sektöründe “tek beden herkese uymaz” dönemi kapanıyor. L’Oréal’ün çok markalı yeni dijital platformu Noli, adını “No One Like I” mottosundan alıyor ve bu iddiayı veriyle temellendiriyor. 1 milyonu aşkın cilt analizi ve ürün formülasyonunu baz alan sistem, kullanıcıya özgü ürün önerileri sunuyor. Lojistik altyapısı ise bu deneyimi doğrudan evlere taşıyor.

Sonuç: Kişisel bakımda standardın değil, bireyin merkezde olduğu bir model.

Teknolojinin Gücü Kadar Sorumluluğu da Önemli: AI Refinery

Sadece hızlı olmak yeterli değil; ölçeklenebilir ve etik çözümler üretmek asıl rekabet avantajını sağlıyor. L’Oréal, AI Refinery projesiyle bu dengeyi gözetiyor. Microsoft Azure, NVIDIA AI Enterprise ve Accenture ile ortak geliştirilen altyapı, yapay zekâyı hem verimli hem de sorumlu bir şekilde iş süreçlerine entegre ediyor. Bu, sadece operasyonel bir iyileştirme değil; markanın dijital etik vizyonunun da bir yansıması.

L’Oréal’in bu adımı, güzelliğin artık yalnızca duygusal bir deneyim değil, aynı zamanda dijital bir inovasyon alanı olduğunu gösteriyor. NVIDIA ile yapılan bu ortaklık, sektörün geleceğine dair güçlü bir mesaj veriyor: Yaratıcılık artık sadece insan elinden değil, yapay zekânın hesaplama gücünden de besleniyor.

L’oréal’in Dijital Atılımı Yapay Zeka Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBu yeni çağda, güzellik markaları yalnızca ürün değil; deneyim, veri ve teknoloji de sunmak zorunda. L’Oréal bu dönüşümde sadece uyum sağlayan değil, yön veren bir aktör olma yolunda ilerliyor.

Selin ERDAL

 

 

Kaynak:

L’Oréal. (2025, Haziran 11). L’Oréal and NVIDIA collaborate to supercharge beauty with next-generation AI. L’Oréal Press Release.

NVIDIA. (2025). NVIDIA AI Enterprise platform.

Ouispeak Fashion. (2025, Haziran 11). L’Oréal and NVIDIA partnership in AI-driven beauty.

Sağlık İşletmelerinde Stok Kontrol Yöntemlerinin Avantajları ve Zorlukları

Sağlık İşletmelerinde Stok Kontrol Yöntemlerinin Avantajları Ve Zorlukları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Sağlık İşletmelerinde Stok Kontrol Yöntemlerinin Avantajları ve Zorlukları

Sağlık İşletmelerinde Stok Kontrol Yöntemlerinin Avantajları Ve Zorlukları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSağlık kurumlarında stok kontrolü, hem hasta güvenliğini sağlamak hem de işletme verimliliğini artırmak açısından son derece önemli bir süreçtir. İyi bir stok yönetimi, sağlık kuruluşlarının doğru zamanda, doğru malzemeyi temin etmelerini sağlar, atıkları azaltır ve kaynakları daha verimli kullanmalarına yardımcı olur. Sağlık sektörü, özellikle tıbbi malzeme, ilaç ve ekipman tedarik zincirindeki karmaşıklık nedeniyle etkili stok kontrol yöntemlerine ihtiyaç duyar.

Sağlık kurumlarında en önemli stok kontrol yöntemleri:

  1. Just-in-Time (JIT) Stok Kontrolü

Just-in-Time (JIT) yöntemi, ürünlerin gerektiği anda ve gerektiği miktarda temin edilmesi esasına dayanır. Bu yöntem, fazla stok bulundurmanın önüne geçerek maliyetleri düşürür. Sağlık sektöründe, bu yöntem özellikle yüksek maliyetli ve sınırlı raf ömrüne sahip ilaçlar, kan ürünleri ve diğer medikal malzemelerde kullanılabilir.

Avantajlar:

Maliyet tasarrufu sağlar, çünkü gereksiz fazla stok tutulmaz. Depolama maliyetlerini düşürür ve alan tasarrufu sağlar. Taze ve geçerli ürünlerin kullanılmasını garanti eder, özellikle ilaç ve tıbbi malzemelerde son kullanma tarihlerine dikkat edilir.

Zorluklar:

Tedarik zincirinin kesilmesi riski vardır. Kriz anlarında ürün temini aksayabilir. Stokların zamanında ve doğru bir şekilde temin edilmesi için yüksek düzeyde bir planlama ve izleme gerektirir.

  1. Economic Order Quantity (EOQ) Yöntemi

Economic Order Quantity (EOQ), bir ürünü en düşük maliyetle sipariş etmenin miktarını belirleyen bir stok kontrol yöntemidir. Bu yöntem, sağlık kurumlarının, her ürün için en verimli sipariş miktarını hesaplamasına olanak tanır ve bu da hem depolama hem de sipariş maliyetlerini optimize eder.

Avantajlar:

Depolama maliyetlerini ve siparişleme maliyetlerini dengeler, gereksiz harcamaları önler. İhtiyaç duyulan ürünleri belirli bir miktarda ve düzenli olarak sipariş ederek fazla stok ve stok tükenmesi riski azaltılır.

Zorluklar:

Sağlık kurumlarındaki belirsiz talep (özellikle acil durumlar veya epidemik salgınlar gibi) nedeniyle bu yöntem bazen yeterli olmayabilir. Sabit sipariş miktarlarının belirlenmesi, bazı ürünlerde değişken talep durumlarına uyum sağlamakta zorlanabilir.

  1. ABC Analizi

ABC Analizi stokların değerine göre sınıflandırılması esasına dayanır. Bu yöntemde, ürünler üç grupta kategorize edilir:

A Grubu: Yüksek maliyetli ve düşük hacimli ürünler (örneğin, özel cerrahi malzemeler, pahalı ilaçlar).

B Grubu: Orta maliyetli ve orta hacimli ürünler.

C Grubu: Düşük maliyetli ve yüksek hacimli ürünler (örneğin, temel ilaçlar, sarf malzemeleri).

Avantajlar:

Kaynakların etkin dağılımı sağlanır. A grubu ürünler, daha fazla dikkat ve stok yönetimi gerektirir, bu sayede önemli malzemeler için stok hataları önlenir. Daha az önem taşıyan C grubu ürünler için basit stok yönetimi yöntemleri uygulanarak verimlilik artırılır.

Zorluklar:

Stok hareketinin dönemsel değişkenliği, bu analizin her zaman doğru sonuçlar vermesini zorlaştırabilir. Düşük talep gören ürünlerin de düzenli olarak izlenmesi gerektiği için ekstra izleme gereksinimi doğar.

  1. Kanban Sistemi

Kanban, stok seviyelerinin belirli bir limitin altına düştüğünde otomatik olarak sipariş verilen bir stok kontrol yöntemidir. Genellikle, sağlık kurumlarındaki sarf malzemeleri, ilaçlar ve cerrahi ekipmanlar için kullanılır. Kanban sistemi, her ürün için minimum ve maksimum seviyeler belirler ve stok seviyesi bu sınırlar arasında olduğunda, yeni sipariş verilir.

Avantajlar:

Otomatik sipariş verme sayesinde, stokların yönetilmesi daha kolay hale gelir. Çalışanların zamanını verimli kullanmasını sağlar, çünkü sürekli olarak stokları izlemelerine gerek kalmaz. Fazla stok bulundurmaktan kaçınılır, çünkü siparişler ihtiyaç duyulduğunda otomatik olarak yapılır.

Zorluklar:

Sağlık kurumlarında düşük talep veya dönemsel dalgalanmalar bu sistemin etkinliğini etkileyebilir. Sistemin teknolojik altyapı gereksinimleri ve personelin eğitim ihtiyacı olabilir.

  1. Vender Managed Inventory (VMI-Satıcı Tarafından Yönetilen Envanter)

Tedarikçilerin, sağlık kurumlarının stok seviyelerini izleyip otomatik olarak siparişleri yönetmesini sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntem, sağlık kurumlarının stokları sürekli olarak tedarikçi ile paylaştığı bir platformda izlemelerine ve tedarikçilerin, gerektiğinde stokları yeniden doldurmasına olanak tanır.

Avantajlar:

Tedarikçi ilişkileri güçlendirilir ve stoklar düzenli olarak tedarik edilir. Stok yönetimi yükü sağlık kurumlarının üzerinden alınır. Hızlı sipariş temini ve azalan stok seviyelerine hızlı tepki sağlanır

Zorluklar:

Tedarikçinin doğru ve hızlı bir şekilde stokları yönetebilmesi için güçlü bir iletişim ve izleme sistemi gereklidir. Bağımlılık oluşabilir; sağlık kurumu tedarikçiye fazla güvenerek kendi stok yönetimi süreçlerini ihmal edebilir.

  1. Periyodik Stok Takibi

Periyodik Stok Takibi;

Bu yöntem, belirli aralıklarla stokların sayımını yapmayı ve sonra bu sayımlara göre siparişleri düzenlemeyi içerir. Sağlık kuruluşları, her ay veya çeyrekte bir stok sayımı yaparak, stok seviyelerini belirler ve buna göre yeni siparişler verir.

Sürekli Stok Takibi:

Bu yöntem, her ürün için anlık olarak stok seviyelerinin takip edilmesini sağlar. Sağlık kurumları, ürünlerin her hareketini izler ve stok seviyesi belirli bir seviyeye düştüğünde otomatik olarak sipariş verir.

Avantajlar:

Periyodik stok takibi, sağlık kurumlarının planlama yapmasını sağlar ve öngörülebilirlik sunar. Sürekli stok takibi, kesintisiz tedavi süreçleri için kritik öneme sahip ürünlerin sürekli temin edilmesini sağlar.

Zorluklar:

Periyodik stok takibi, anlık değişiklikleri gözden kaçırabilir ve bazı ürünlerin yetersiz kalmasına neden olabilir. Sürekli stok takibi daha teknolojik altyapı gerektirir ve büyük veri sistemlerinin yönetilmesini zorlaştırabilir.

Sağlık İşletmelerinde Stok Kontrol Yöntemlerinin Avantajları Ve Zorlukları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak sağlık kurumlarında stok kontrolü, verimli bir sağlık hizmeti sunmak, hasta güvenliğini sağlamak ve işletme maliyetlerini optimize etmek için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, sağlık kuruluşlarının farklı stok kontrol yöntemlerini ihtiyaçlarına göre entegre etmeleri gereklidir. Just-in-Time, ABC Analizi, Kanban, Economic Order Quantity (EOQ) ve Vender Managed Inventory (VMI) gibi yöntemler, her biri farklı avantajlar sunarak, sağlık işletmelerinin stok yönetimini iyileştirmelerine yardımcı olabilir.

Kadir HANÇER

Ege İhracatçı Birlikleri 2025 Yılı Sürdürülebilirlik Raporu Açıklandı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber Ege İhracatçı Birlikleri 2025 Yılı Sürdürülebilirlik Raporu Açıklandı

Ege İhracatçı Birlikleri 2025 Yılı Sürdürülebilirlik Raporu Açıklandı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber Ege İhracatçı Birlikleri 2025 Yılı Sürdürülebilirlik Raporu AçıklandıDünya’nın en büyük sürdürülebilirlik inisiyatifi Global Compact’a 2019 yılında üye olan, 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan eden, son 5 yıldır tüm faaliyetlerinin eksenine sürdürülebilirliği oturtan Ege İhracatçı Birlikleri 2025 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

Basın toplantısında konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Bugün burada sadece bir rapor paylaşmıyoruz; geleceğe dair umutlarımızı, sorumluluklarımızı ve vizyonumuzu da paylaşıyoruz. Dünyamız artık bize açıkça gösteriyor: Sınırlı kaynaklarla sınırsız büyüme modeli mümkün değil. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kaynak tükenmesi gibi tehditler; iş yapış şekillerimizin köklü biçimde değişmesini zorunlu kılıyor. Ege İhracatçı Birlikleri olarak, çevresel, sosyal ve yönetişimsel sorumluluklarımızın bilinciyle hareket ediyoruz” diye konuştu.

Cinsiyet eşitliği, döngüsel ekonomi, etik ticaret ve iklim bilinci gibi temel alanlarda attıkları adımları “EİB Sürdürülebilirlik Raporu”yla şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaştıklarının altını çizen Eskinazi, sözlerini şöyle tamamladı: “İhracatçılarımıza atık su, enerji ve çevreyi kirletmeyecekleri, kirlettiklerinde ağaç dikerek bunu kompanse edecekleri bilinci yaymak istiyoruz. Sürdürülebilirlik ile ilgili atılan adımlar ihracatımıza ve geleceğimize ışık tutacak.”

Sürdürülebilirlik Çalışmaları Birlikte Hareketle Başarıya Ulaşır

Sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmaların münferit çabalarla başarıya ulaşamayacağına vurgu yapan Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Avrupa Birliği tarafından ilan edilen Yeşil Mutabakatın dünyada sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalara ivme kazandırdığını dile getirdi.

Türkiye’nin çevre, sosyal ve yönetişim başlıklarında sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı taahhüt ettiğini dillendiren Işık, “Ticaret Bakanlığı Responsible destek programıyla sürdürülebilirlik ile ilgili çabaları destekliyor. Paylaşımcı olmalıyız, toprağımızı korumalıyız. Yönetişimle aktif binlerce ihracatçı firmamıza yol gösterici olmak istiyoruz” dedi.

36 İlde Dondan Etkilenen Çiftçimiz Desteklenmeli

Türkiye’de Nisan ayında 36 ilde yaşanan don olayı sonrasında çok yıllık bitkilerde büyük zararlar oluştuğuna da değinen Işık, “Kuru meyve ve yaş meyvede ürünler çok etkilendi. Malatya’da kayısıda yüzde 95 kayıp var. Fındık ve üzümde önemli hasarlar var. Üzümde iki yıldır yüzde 40-50 ürün kayıpları yaşıyoruz. Çiftçilerimize pozitif destekler bekliyoruz. Devletimizin şefkat elini uzatması lazım. Çiftçimizin ayakta kalmasını sağlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin Sürdürülebilirlik Raporu’nun Türkiye’de TİM ve diğer ihracatçı birlikleri arasında bir ilk olduğunu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik Danışmanı Nilüfer Arıak, dünya genelinde büyüme öne çıkarıldığı için ciddi bir kaynak israfının ortaya çıktığını, sürdürülebilirlik konusunun göz ardı edildiğini vurguladı.

Dünya genelinde hava sıcaklıklarının 2025 yılı ocak ayı itibariyle 1,7 derece arttığının altını çizen Arıak, “40 canlı türü değişecek, don, kuraklık, hastalıklar, organik olmamanın problemleri. Değişim ve dönüşüme giremediğimiz zaman yok oluyoruz” dedi.

Sermayeye Erişimin Yolu Sürdürülebilirlik Raporlarından Geçiyor

Türkiye’nin büyümesinin dış kaynaklara bağlı olduğuna vurgu yapan Arıak sözlerini şöyle tamamladı: “Sermayemiz zayıf, uzun vadeli ve düşük maliyetli fonlara ulaşmamız gerekiyor. Zengin pazarlara ihracat yapacaksak sürdürülebilirlik etiketli ürünleri üretmeye ihtiyacımız var. Bunun yolu da sürdürülebilirlik raporlarımızın olmasından geçiyor. Firmalarımızın sürdürülebilirlik raporlarına odaklanmaları zorunluluk halini aldı.”

EİB’in 2024 Sürdürülebilirlik Karnesi

Eib Surdurulebilirlik RaporuEge İhracatçı Birlikleri’nin atık yönetimi konusunda, 2024 yılında tehlikesiz atık miktarında 2023 yılına kıyasla yüzde 5,8’lik düşüş yaşandı.

EİB’nin toplam atık miktarında ise yüzde 8,4 oranında bir azalma gerçekleşti.

ERP sisteminin kurulmasıyla işlemlerin dijital ortamda gerçekleştirilmesi, kağıt tüketiminde önemli bir tasarruf sağladı.

EİB’in araç yakıt tüketimlerinden oluşan emisyon miktarları karşılaştırıldığında, 2024 yılında 2023 yılına göre yüzde 3 oranında bir artış olduğu gözlemlendi.

2024 yılında elektrik tüketimine bağlı olarak oluşan karbon ayak izi değeri 2023 yılına göre yüzde 4’lük bir artış gösterdi. Söz konusu artışta, EİB’in gerçekleşen eğitim, seminer, çalıştay gibi etkinlikler etkili oldu.

EİB’de iş amaçlı seyahatleri göz önünde bulundurularak hesaplanan emisyon değerlerinde satın alınan uçak biletleri ve kiralanan araçlara ait veriler esas alındı. 2023 yılında bin 102 yurt içi uçuş, 697 yurtdışı uçuş yapılırken, 2024 yılında yurt içi uçuş 876’ya, yurt dışı uçuş ise 511’e geriledi.  Yurt içi ve yurt dışı uçuşlardan kaynaklanan toplam emisyon değerleri 2023 yılında 495,5 ton CO2-e, 2024 yılında ise 399,4 ton CO2-e düştü.

Emisyonlar Azaltılacak

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel etkileri en aza indirmeyi ve sürekli iyileştirmeyi hedeflemek için emisyonlarının azaltılması amacıyla, şirket araçlarının yenilenmesi durumunda düşük emisyon salınımına sahip modeller tercih edilecek.

Emisyonlarının azaltılması kapsamında, elektrik tüketiminin azaltılmasına yönelik uygulamalar geliştirilmesi planlanıyor. Mesai dışında gereksiz aydınlatmaların kapatılması, klima ve elektronik cihazların yenilenmesi enerji verimliliği yüksek modellerin tercih edilecek.

Emisyonlarının azaltılması amacıyla, yurt içi kısa mesafeli toplu seyahatlerde hava yolu yerine şirket araçlarının kullanımı teşvik edilecek, görevlendirilecek personel sayısı asgari seviyede tutulacak ve çevrimiçi katılım imkânı bulunan eğitim, seminer ve toplantılara uzaktan erişim sağlanmasına öncelik verilecek. Atık oluşumunun minimize edilmesi hedefi doğrultusunda, kâğıt tüketimini en aza indirmek amacıyla dijital uygulamalara ağırlık verilecek. Tek kullanımlık plastiklerin kullanımını azaltmaya yönelik düzenlemeler yayılacak ve arızalı elektronik cihazların tamir edilerek yeniden kullanılması sağlanacak.

EİB’den 2025 Yılı İçin Sürdürülebilirlik Taahhütleri:

  • Birliklerimiz genel kurullarında her yıl, dijital olarak alınan evrak sayısını bir önceki yıla göre %15 oranında artırarak, kağıt kullanımı ve teslimat süreçlerinden kaynaklanan karbon ayak izinin azaltılmasına katkı sağlanması.
  • EİB Yapay zeka modülünün chatbot ve sanal asistan kısmının 2025 yılında devreye alınması.
  • Birliğimiz etkinliklerinde kullanılan basılı materyallerin dijital ortama alınması.
  • Birliğimiz bünyesindeki sektör kurulu toplantısı karar tutanaklarının 2025 yılında, tüm yönetim kurulu toplantısı karar tutanaklarının ise önümüzdeki üç yıl içerisinde elektronik imzaya geçmesi
  • Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber Ege İhracatçı Birlikleri 2025 Yılı Sürdürülebilirlik Raporu Açıklandıİkiz dönüşüm kapsamında başvurulan uluslararası ve ulusal proje sayılarında %10 artışın sağlanması.
  • B2B Marketplace modeliyle, ihracatçılarımızı hedef ülke alıcıları ve hammadde tedarikçileriyle eib.liyiz, Aegean Zone gibi dijital platformlar üzerinden buluşturmayı, etkin ve sürdürülebilir bir ihracat ağı  kurulması.
  • EİB Cinsiyet Eşitliği Bildirgesi yayınlanması.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ VE YEŞİL SATINALMA MAKALELERİ

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİM TESTLERİ

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİKÇİ GELİŞTİRME PROGRAMI PROJE DANIŞMANLIĞI

DANIŞMANLIK ALANLARI:

  • Sürdürülebilir Tedarik / Kaynak Stratejisi
  • Tedarikçi ve Operasyonel Riskler
  • Sürdürülebilir Tedarikçi Kimliği
  • Tedarikçi ESG Programı
  • Mevzuata Uyum ve Emisyon Hesaplamaları
  • ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı
  • İhale Kriterleri ve Sözleşmelerin Revizyonu
  • Tedarikçi Geliştirme – Rehberlik Programı
  • Tedarikçiler için Eğitimler
  • Tedarikçi Portalı; Takip ve İzleme
  • Tedarikçi Performans Değerlendirme
  • Tedarikçi Etik Kodlar
  • Tedarikçi Davranış Kuralları
  • Tedarikçi Gelişimi ve Raporlama

Proje Danışmanlık Süresi: 1 Yıl

Proje Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL merdal@istanbul.edu.tr 

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Teknik Şartnamede Rekabete Aykırı Hususlar?

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Teknik şartnamede Rekabete Aykırı Hususlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Teknik Şartnamede Rekabete Aykırı Hususlar?

Mehmet ATASEVER

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Teknik şartnamede Rekabete Aykırı Hususlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Teknik Şartname’nin 4’üncü maddesindeki 48 adet yayılmış, boyanmış lam hazırlama sayısı şartını sadece “………………” firması tarafından satışı yapılan sistem tarafından karşılanabildiği, teklif edecekleri …… marka LTS-3000B tam otomatik sıvı bazlı sitoloji cihazlarının saatte 24 adet lamın santrifüjleme işlemini, yaymasını ve boyamasını hazırlayabilme kapasitesine sahip olduğu, 2 adet cihaz ile aranan şartı sağlayabilecekleri  iddialarına yer verilmiştir.

Güncel Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

 

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur…” hükmü, “Şartnameler” başlıklı 12’nci maddesinde “…İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin teknik kriterlerine ihale dokümanının bir parçası olan teknik şartnamelerde yer verilir. Belirlenecek teknik kriterler, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olacak, rekabeti engelleyici hususlar içermeyecek ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlayacaktır. Teknik şartnamelerde, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamelerde teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilmeyecektir. Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir.” hükmü,

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Teknik Şartname” başlıklı 16’nci maddesinde “(1) İşin teknik ayrıntılarını ve şartlarını gösteren bir teknik şartname hazırlanarak ihale dokümanına dahil edilir. Teknik şartnamelerde belirlenecek teknik kriterlerin, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olması, rekabeti engelleyici hususlar içermemesi ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlaması zorunludur. Bu şartnamelerde yerli isteklilerin katılımını engelleyici düzenlemelere yer verilemez. (2) Teknik şartnamede, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamede teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilemez. Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir. (3) Teknik şartnamenin idare tarafından hazırlanması esastır. Ancak, işin özelliğinin gerektirdiği hallerde ihale yetkilisi tarafından onaylanması kaydıyla teknik şartname, Kanun hükümlerine uygun olarak danışmanlık hizmet sunucularına hazırlattırılabilir. (4) İhale konusu işte kullanılacak malzeme, araç, teçhizat, makine ve ekipmanın teknik özellikleri, öncelikle yerli malının da kullanılmasını sağlayacak şekilde belirlenir. Bunlara ilişkin kullanım kılavuzlarına yönelik teknik şartnamede düzenleme yapılabilir.” hükmü,

Teknik Şartname’nin “C. Genel İstek ve Özellikler” başlığı altında yer alan 6’ncı maddesinde “4. Cihazlara aynı anda en az 20 Lam yüklenebilmelidir. 20 lam yüklenebilen cihazdan en az 1 adet kurulmalıdır, ihtiyaç duymaları halinde firmadan ikinci cihaz kurma talebinde bulunabilirler. Firma bunu karşılamakla yükümlü olacaktır. Sistemler saatte 48 adet yayılmış ve boyanmış lam hazırlayabilme kapasitesine sahip olmalıdır. Teklif edilecek cihaz aynı anda yayma boyama yapmıyorsa, yüklenici firma sisteme ek bir boyama cihazı ve sistemle aynı marka boyayı temin edecektir. Nihai karar, en az bir tıbbi patoloji uzmanının da hazır bulunacağı demo sonrası verilmelidir.

  1. Cihaz yabancı menşeili ise uluslararası kalite standartlarından FDA onayına sahip olmalıdır.

  1. Sistem materyal içinde mevcut mukus, kan ve debris gibi maddeleri ayrıştırmak ve suboptimal veya yetersiz materyal gibi tekrar gerektiren durumları minimize edebildiği yurtdışında yapılmış ve bilimsel olarak değerli yayınlarda en az 2 çalışmayla belgelenmelidir.
  2. Sistem ile hazırlanan yaymalardan, gerekli görüldüğünde histokimyasal boyama yöntemlerin yanı sıra in-situ hibridizasyon, İFA ve Nükleik asit Amplifikasyon yöntemleri (HPV, C.trachomatis, N.gonorrhoeae vb.) içinde uygun olmalı ve bu sistemle hazırlanan materyaller ile en az 5 bilimsel olarak kabul gören yurtdışında yapılmış yayınlarla beyan edilmelidir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Başvuruya konu ihalenin …….. Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından açık ihale usulüyle ve birim fiyat teklif alınmak suretiyle 26.05.2025 tarihinde gerçekleştirilen “Otomatik Sıvı Bazlı Jinekolojik ve Non-Jinekolojik Sitoloji Preperat Hazırlama Sistemi Cihazı Laboratuvar Hizmet Alımı (Puan Karşılığı 24 Aylık)” ihalesi olduğu, söz konusu ihalede 4 adet doküman indirildiği, ihaleye 1 istekli tarafından teklif verildiği, inceleme tarihi itibarıyla ihale komisyonu kararı alınmadığı,

Başvuru sahibinin iddiasının Teknik Şartname’nin 4, 16, 30 ve 31’inci maddelerinin rekabeti engellediği ve yine 4’üncü maddenin sadece belli markayı işaret ettiği bu açıdan Kamu ihale Kanunu’nun 12’nci maddesine aykırılık teşkil ettiği yönünde olduğu,

İdare tarafından 08.05.2025 tarihinde EKAP üzerinden gönderilen şikayete cevap yazısında Teknik Şartname’nin 4’üncü maddesinde belirtilen saatlik kapasitenin (48 lam) düşürülmesinin laboratuvarın iş yükünü ve sonuçların zamanında çıkmasını etkileyeceğinin, Şartname’nin 16’ncı maddesinde istenilen FDA onayının ürünlerin güvenliği ve hasta sonucunun doğru, güvenli ve zamanında raporlanmasına destek sağlayacağının, Şartname’nin 30’uncu ve 31’inci maddelerinde istenilen belgelerin sitolojik tanıda kullanılan sıvı bazlı sitoloji hazırlama sistemlerinin, doğrudan tanı doğruluğunu etkileyen cihazlar olması nedeniyle güvenli ve doğru raporlama için önem arz ettiğinin ifade edildiği anlaşılmıştır.

13.05.2025 tarihli zeyilname ile başvuruya konu edilmeyen Teknik Şartname’nin 28’inci maddesinde değişiklik yapıldığı, ayrıca 32 maddeden oluşan Teknik Şartname’nin 31 madde olarak güncellenmesi sonucunda, başvuruya konu olan 30 ve 31’inci maddelerin içeriklerinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın madde numaralarının sırasıyla 29 ve 30 olarak değiştirildiği tespit edilmiştir. Bu açıdan inceleme tespit ve hukuki değerlendirme açısından başvuru sahibinin iddialarının Teknik Şartname’nin 4’üncü, 16’ncı, 29’uncu ve 30’uncu maddelerine yönelik olduğu değerlendirilmiştir.

Başvuru sahibi isteklinin ihale dokümanı düzenlemelerine ilişkin iddiasının (a) kısmına yönelik yapılan incelemede; akademik kuruluştan 26.05.2025 tarihinde “… Yukarıda belirtilen Teknik Şartname maddelerinin, 4734 sayılı Kanun’un “Şartnameler” başlıklı 12’nci maddesinde yer alan “…” hükmüne uygunluğun sağlanması bakımından;

Teknik Şartname’nin 4’üncü maddesindeki 48 adet yayılmış, boyanmış lam hazırlama sayısı şartının sadece “………….” firması tarafından satışı yapılan sistemi işaret edip etmediği, ayrıca 48 adet yayılmış boyanmış lam hazırlama sayısına birden fazla cihaz ile ulaşılmasının laboratuvarın iş yükünü ve sonuçların zamanında çıkmasını etkileyip etkilemeyeceği, etkileyecek ise söz konusu etkinin laboratuvarın verimliliği ve fonksiyonelliğine etki edip etmeyeceği…” hususlarına yönelik teknik görüş talep edilmiş olup,

Akademik kuruluş tarafından Kuruma gönderilen 12.06.2025 tarihli cevabi yazıda

“…

– Teknik şartnamenin 4’üncü maddesindeki 48 adet yayılmış, boyanmış lam hazırlama sayısı şartı sadece “…………..” firması tarafından satışı yapılan sistemi işaret etmektedir.

– 48 adet yayılmış, boyanmış lam hazırlama sayısına birden fazla cihaz ile ulaşılmasının laboratuvar iş yükünü ve sonuçların zamanında çıkmasını etkileyip etkilemeyeceği, etkileyecek ise söz konusu etkinin laboratuvarın verimliliği ve fonksiyonelliğine etki edip etmeyeceği hususuna ilişkin olarak: Her iki cihazın (BD tarafından satışa sunulan cihaz ile ……… LTS-3000B) lam hazırlama öncesi ön hazırlık, insan gücü kullanımı, çalışma prensipleri ve süreleri farklılık göstermektedir. Demonstrasyon sırasında yukarıda bahsi geçen konular, sorumlu teknisyen(ler) ve sorumlu uzman patolog(lar) tarafından değerlendirilmelidir. Bunun için şartnameye “Demonstrasyon için jinekolojik ve non-jinekolojik spesmenlerden en az 48’er örnek (en az 48 jinekolojik ve en az 48 nonjinekolojik örnek) çalışılmalıdır” böylece lam hazırlama sayısına birden fazla cihaz ile ulaşılmasının laboratuvar iş yükünü ve sonuçların zamanında çıkmasını etkileyip etkilemeyeceği, etkileyecek ise söz konusu etkinin laboratuvarın verimliliği ve fonksiyonelliğine etki edip etmeyeceği hususu sorumlu teknisyen(ler) ve sorumlu uzman patolog(lar) tarafından değerlendirilecektir” maddesi eklenmelidir…” değerlendirmelerine yer verildiği tespit edilmiştir.

Akademik kuruluşun 12.06.2025 tarihli yazısı içeriğinde özetle, Teknik Şartname’nin 4’üncü maddesindeki düzenlemenin tek marka/model cihazı işaret ettiği ifade edilmiştir. Ayrıca, inceleme tarihi itibariyle ihale komisyonu kararı alınmamış olup EKAP üzerinden gerçekleştirilen incelemede ihaleye teklif veren tek isteklinin teklifi kapsamında “……………” firması tarafından satışı yapılan sistemi sunduğu görülmüştür. Yukarıda yapılan inceleme ve tespitler ışığında iddia konusu Teknik Şartname maddesinde tek marka/modele işaret edecek belirlemeler yapıldığı değerlendirilmiş olup bu hususun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 12’nci maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Teknik şartnamede Rekabete Aykırı Hususlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Kültürel Zekâ ile Satın Alma

Kültürel Zekâ Ile Satın Alma Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Kültürel Zekâ ile Satın Alma

M. Efsun YÜKSEL TUNÇ

Kültürel Zekâ Ile Satın Alma Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemGloballeşen dünya, satın alma profesyonellerinin haritasını büyüttü. Artık sadece yerel tedarikçilerle değil, farklı ülkelerden, farklı kültürlerden firmalarla masaya oturuyoruz. Ancak bu yeni düzlem, sadece döviz kurlarıyla değil; kültürel kodlarla da şekilleniyor. Peki biz bu kodları ne kadar biliyoruz?

Japon bir tedarikçiye karşı Brezilyalı biriyle aynı tonda mı pazarlık yapıyoruz? Ya da Alman bir firmaya “esnek davranın” dediğimizde nasıl bir izlenim bırakıyoruz? İşte bu noktada devreye kültürel zekâ (cultural intelligence) giriyor.

Kültürel zekâ, farklı kültürlerden gelen insanlarla etkili iletişim ve iş birliği kurma becerisidir. Yalnızca dili anlamak değil; değerleri, alışkanlıkları, iletişim stillerini ve iş yapma biçimlerini sezmek ve uyumlanmaktır. Satın alma profesyonelleri için bu yetkinlik, yalnızca “anlamayı” değil; “anlatabilmeyi” de içerir.

Eğitimler verirken de çok aldığım bir sorudur: Fiyat pazarlığında kültürün rolü neden önemlidir? Pazarlık; rakamlardan çok ilişki, güven ve beklenti yönetimidir. Ve tüm bunlar kültürden kültüre değişiklik gösterir. Bazı kültürlerde pazarlık doğaldır, beklenir. Bazılarında ise fazla pazarlık, ilişkiye zarar verir. Kimi ülkelerde hızlı karar beklenirken, kimilerinde aylar süren değerlendirme süreçleri olağandır. Eğer bu farkları bilmeden aynı taktikle ilerlersek, süreci değil sadece fiyatı yönetmiş oluruz. Oysa başarılı satın alma, kültürü okuma ve stratejiyi o dile çevirebilme becerisidir.

Genellemeler üzerinden giderek ülkelere şöyle bir bakalım ve ülkelere göre pazarlık yaklaşımlarını ele alalım.  Bu bizim için satın almacının kültür haritasının temelini oluşturacaktır.

  • Almanya: Doğruluk ve Süreç Odaklılık

Alman tedarikçiler süreçlerin netliğine ve teknik detaylara önem verir. Aşırı pazarlık yapmak, kaliteye duyulan güveni sarsabilir.

İpucu: Tüm teknik verilerle gelin, hazırlıklı olun. Söz uçar, belge kalır. Sürprizler hoş karşılanmaz.

  • Japonya: Saygı, Hiyerarşi ve Uzun Süreli İlişki

Japon iş kültüründe hızlı kararlar beklemek karşı tarafı rahatsız edebilir. İlişki önce gelir, fiyat sonra konuşulur.

İpucu: Sabırlı olun. Küçük jestler büyük anlam taşır. İlişki kurduğunuz kişi değil, arkasındaki ekip önemlidir.

  • ABD: Sonuç Odaklı ve Hızlı Pazarlık

Amerikalı firmalar netlik ve hız ister. “Win-win” yaklaşımına çok uygundurlar. Zaman, para kadar değerlidir.

İpucu: Ne istediğinizi bilin, doğrudan olun. Değer önerinizi açıkça ifade edin.

  • Brezilya: Sosyal Bağ ve Esneklik

Kişisel ilişki kurmadan iş yapılamaz. Pazarlık, biraz sohbet, biraz güven ve biraz esneklikle ilerler.

İpucu: Resmi değil, sıcak olun. Toplantıya 5 dakika gecikseniz bile, iyi bir espriyle telafi edebilirsiniz.

  • Çin: Güç Dengesi ve Yüz Kazanmak

Çinli tedarikçiler, pazarlıkta “yüz kaybetmeme” kavramına büyük önem verir. Açık eleştiri ya da acele kararlar güveni sarsabilir.

İpucu: Doğrudan pazarlık yerine öneriler sunun. Esneklik isteyin ama baskı yapmayın.

Ülke listesini uzatabiliriz tabi ki, bununla birlikte kültürel zekâyı geliştirmek için 5 stratejiyi de paylaşmak isterim.

  • Kültürel Araştırma Yapmadan Masaya Oturmayın

Gideceğiniz ülke hakkında yalnızca ekonomik değil, sosyal, tarihi ve kültürel bilgiler toplayın.

  • Yerel Rehberlik ve Tercümanları Stratejik Kaynak Olarak Görün

Sadece çeviri değil, kültürel ipuçlarıyla da rehberlik edebilirler.

  • Gözlem Yapın, Yargılamayın

Farklılıkları hemen değerlendirmeyin. Önce anlayın. Sessizlik, bazı kültürlerde nezaket; bazılarında karar isteğidir.

  • Kişiselleştirilmiş Yaklaşım Geliştirin

Aynı firmanın farklı ülkelerdeki ofisleri bile farklı davranabilir. Her ilişki özgündür.

  • Empatiyi Stratejiyle Birleştirin

Sadece anlamaya çalışmayın, bu anlayışı stratejiye dönüştürün. “Bu pazarlık stilinde nasıl daha etkili olurum?” sorusu sizi farklılaştırır.

Kültürel zekâ, satın alma profesyonellerinin görünmeyen rekabet avantajıdır. Çünkü fiyat, herkesin konuştuğu şeydir. Bununla birlikte doğru tonda, doğru dille ve doğru anda konuşmak; işte asıl farkı o yaratır. Hep aklımızda olsun: Kültürü anlamak, sadece iş yapmak değil; ilişki inşa etmektir. Kurduğunuz bu ilişkiler, kriz anlarında size zaman, güven ve avantaj olarak geri döner.

Kültürel Zekâ Ile Satın Alma Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemM. Efsun YÜKSEL TUNÇ

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

Instagram @indusefsun

4857 Sayılı İş Kanunu’nda İşçilerin Sağlık ve Güvenliğini Korumayı Amaçlayan 5 Temel Düzenleme?

4857 Sayılı İş Kanunu’nda İşçilerin Sağlık Ve Güvenliğini Korumayı Amaçlayan 5 Temel Düzenleme Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

4857 Sayılı İş Kanunu’nda İşçilerin Sağlık ve Güvenliğini Korumayı Amaçlayan 5 Temel Düzenleme?

Lütfi İNCİROĞLU

4857 Sayılı İş Kanunu’nda İşçilerin Sağlık Ve Güvenliğini Korumayı Amaçlayan 5 Temel Düzenleme Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİş hukuku alanında dünyada yapılan ilk düzenleme, 1802 yılında İngiltere’de dokuma sanayiinde çalışan çocuk işçilerin iş süreleri ve çalışma şartları bakımından korunmasını öngören ve günlük çalışma sürelerini 12 saat ile sınırlandıran Kanun, olarak kabul edilmektedir. Görüleceği üzere, çalışma hayatında yapılan ilk yasal düzenleme ücretlerin iyileştirilmesi ile ilgili değil, çalışma sürelerinin sınırlandırılması ile ilgilidir.

Çünkü insanın yaratılışından kaynaklanan bir çalışma kapasitesi vardır. İnsanın belirli bir sürenin üzerinde çalıştırılması dikkatinin dağılmasına ve dolayısıyla iş kazasına maruz kalmasına sebep olabileceği gibi yaptığı işin verimliliğini ve kalitesini de düşürecektir. Bu nedenle, iş gece ve gündüz iş sürelerinin sınırlandırılması iş-yaşam dengesinin kurulması bakımından büyük önem arz etmektedir.

Türkiye’de işçi ve işveren ilişkilerinin düzenleyen temel Kanun 4857 sayılı İş Kanunu’dur. Bu Kanunda işçilerin sağlık ve güvenliğinin korunmasını amaçlayan beş temel düzenleme bulunmaktadır. Kanun koyucu bu temel düzenlemeleri yapmakla işçilerin ruh ve beden sağlığını korumayı, sosyal, kültürel ve toplumsal birliktelik açısından yaşanması muhtemel olumsuz sonuçları ortadan kaldırmayı amaçlamıştır.

Bu kapsamda, 4857 sayılı İş Kanunu’nda işçilerin sağlık ve güvenliğini korumayı amaçlayan 5 temel düzenleme bulunmaktadır.

  1. İş sürelerinin sınırlandırılması: 4857 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde günlük çalışma süresi fazla çalışmalar dahil 11 saat ile sınırlandırılmıştır. Buna göre, “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi; günde en çok yedi buçuk, haftada en çok otuz yedi buçuk saattir. Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz”.
  2. Gece çalışma süresinin sınırlandırılması: Çalışma hayatında “gece” en geç saat 20.00’de başlayarak en erken saat 06.00’ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemdir. şçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez. Ancak, turizm, özel güvenlik, sağlık hizmeti ve 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu uyarınca petrol araştırma, arama ve sondaj faaliyetleri kapsamında yürütülen işlerde işçinin yazılı onayının alınması şartıyla yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilir (m.69).
  3. Yıllık ücretli izinlerin kullandırılması: Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez. Bu iznin işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur. Ancak, bu izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere bölümler hâlinde kullanılabilir. İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez (m.56).
  4. Hafta tatilinin kullandırılması: İşyerlerinde, işçilere tatil gününden önce İş Kanunu’nun 63 üncü maddesinde belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. (Ek cümleler:10/7/2025-7553/9 md.) Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından turizm işletmesi belgesi verilen konaklama tesislerinde çalışan işçilerin bu fıkra kapsamında hak kazandığı hafta tatili, işçinin yazılı talebi veya onayı ile hak kazandığı günü takip eden dört gün içinde kullandırılabilir. Bu halde işçinin hak kazandığı hafta tatilinde yaptığı çalışmaların günlük normal çalışma süresi kadarlık kısmı fazla çalışmanın hesabında dikkate alınmaz. İşçi verdiği onayı otuz gün önceden işverene yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydıyla geri alabilir (m.46).
  5. Fazla çalışma süresinin sınırlandırılması: Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir. Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.

Sonuç olarak, işçilerin dinlenme hakkı Anayasa ile güvence altına alınmıştır (m.50). 4857 sayılı İş Kanunu’nda da işçilerin ruh ve beden bütünlüğünü korumayı amaçlayan 5 temel düzenleme bulunmaktadır.

  1. Günlük iş süresi (fazla çalışma dahil) onbir saati aşamaz (m.63).

2. İşçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez. (m.69).

3. Yıllık izinlerin bir bölümü on günden az olmamak üzere blok halinde kullandırılır (m.56).

4. İşçiler yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az 24 saat dinlendirilmelidir (m.46)

5. Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz (m.41).

4857 Sayılı İş Kanunu’nda İşçilerin Sağlık Ve Güvenliğini Korumayı Amaçlayan 5 Temel Düzenleme Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemYukarıda sayılan beş kanun maddesi, işçileri yorgunluk ve onun beraberinde getireceği dikkatsizlik sonucu uğrayabilecekleri iş kazalarından korumak, onların toplumsal yaşamda var olmalarını sağlamak, işyerinde etkin ve verimli bir çalışma yapabilmesini temin etmek amacıyla düzenlenmiş hükümlerdir. İşverenlerin yukarıda sayılan hükümlere aykırı hareket etmeleri nedeniyle işçilerin iş kazası ve meslek hastalığına maruz kalmaları halinde, asli kusurlu sayılabilecekleri ve bunun hukuki ve cezai sonuçları ile bağlı kalacakları unutulmamalıdır.

Lütfi İNCİROĞLU

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar – Bölüm 10

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar Bölüm 10 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar – Bölüm 10

Reşat BAĞCIOĞLU

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar Bölüm 10 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemYurt dışına yapacağımız ihracat işlemlerinde, ihracatçı firma olarak azami titiz ve hassas olunması gereklidir. Global piyasalarda her türlü mala ve tedarikçiye kolaylıkla ulaşılabildiği günümüz dijital çağında, mal satmak istediğimiz ithalatçılara karşı son derece şeffaf, iyi niyetli olmak, ticari işlemlerimizin sürekliliği açısından son derece önemlidir.

Bir defa mal satıp, “vur kaç taktiği” ile anlık menfaatler peşinde koşan ihracatçı tacirlerimizin çok uzun ömürlü kuruluşlar olamayacakları ve ilerleyen süreçte sadece tabela şirketi olmaktan öteye gidemeyecektir. Tabela şirketi derken her bir iki yılda bir şirketi kapatıp, yeni bir şirket kurarak mazisini temiz tutmaya çalışan firmaların varlığı maalesef çoktur.

Basiretli Tacir

 

Tabela Firmalarının Asıl Niyeti Çakallıktır

çakal GörselSıklıkla bir firma açıp, bir süre çalıştıktan sonra farklı bir şirket kurarak eski şirketini kapatan firmaların asıl niyetinin basiretli tacir gibi ticaret yapmaktan öte, tek kelime ile çakallık yapmak, anlık vurgun yapma, bir defa mal satıp, ikinci defa bırakın mal satmayı, iletişimi dahi kesen firmaların asıl niyetleri nedir sizce?

Mal ihracatı yapıp, ülkemize döviz kazandırmak düşüncesinin olmadığı gayet açık. İhracat adı altında kendisine yurt dışından kurban aramaktır.

Dış Ticaretteki Riskler

Ödeme şekli ne olursa olsun mala ilişkin riskleri en aza indirmek, hatta riskten arındırmak olmazsa olmaz bir koşuldur. İhraç mallarında risk varsa, muhtemelen ödemede de risk oluşacaktır.

Dış ticaretteki risklerden bahsederken konu uzadıkça uzar. Hele hele konuyu Reşat Bağcıoğlu dile getiriyorsa, bu konu hiç bitmez.

Bir Risk, Bir Vaka

Mala ilişkin risklere yaşanmış bir örnek; sadece olayın kahramanları yazımızdan çıkartılmıştır.

Mal cinsi bakliyat.

Bakliyat Görselİhracatçı ve ithalatçı karşılıklı birbirlerine güven duymaktadırlar. İthalatçının açmış olduğu akreditifle ihracatçı mallarını yükleyecek ve gerekli evraklarını bankasına ibraz ederek mal bedelini alacaktır. Yurt dışındaki ithalatçının emri ile bankası tarafından ülkemizdeki ihracatçının bankasına akreditif açılır, akreditifin şeklen koşullarına uygun bir şekilde ihracatçı firma ihraç konusu mallarını konteynerlere yüklemiş, gümrüklemesini yaptırdıktan sonra ihraç limanındaki gemiye malını yükleyip deniz konşimentosunu alır. Faturasını tanzim eder… Tanzim edilen fatura ve akreditif koşullarında talep edilen diğer evraklarda mala ait detayları yazarken akreditifteki mal tanımını aynen yazar, tam takım evrakları bankasına verir, evrakların incelenmesin müteakip mal bedeli banka tarafından ihracatçıya ödenir.

İhracatçının bankası kendilerine ibraz edilen tam takım akreditif vesaikini ithalatçının bankasına gönderir. İlerleyen zaman içinde ithalatçının bankası akreditif vesaikini postadan alır, uluslararası yeknesak kaide ve kurallar gereği ithalatçının bankası da gerekli incelemeyi yapar. Evraklarda sorun olmadığı üzerine vesaiki ithalatçıya teslim eder.

İthalatçı aldığı vesaikle gümrükten malları çeker, deposuna getirir, konteynerleri açar ve mallarını kontrol eder. Malları kontrol ederken ithalatçı bazı çuvalların içinde bakliyat yerine çakıl taşı olduğunu görür.

Evet yanlış okumadınız; çakıl taşı…

Bu demektir ki ihracatçı firma bakliyat gönderirken bakliyat yerine çuvalların bazılarına çakıl taşı koymuş ve ithalatçıya göndermiş.

çakallık

çakallık 2İşte burada hiçbir SGS kontrolü yapılmamış, karşılıklı güven ön plana çıkmıştır. İthalatçı ve ihracatçı birbirlerine güvenecekler ama bu güven tedbiri elden bırakacak düzeyde aşırı uçta olmamalıdır.

Sonuç Ne Oldu Peki?

Gerçek yaşanmış bu olayda mala ilişkin riskin bertaraf edilmesinde ithalatçı firma, uğradığı zararları tazmin etmek amacıyla ülkemizdeki ihracatçı firmadan hiçbir tazminat alamamıştır.

İhracatçının savunması da şu şekildedir;

“Ben malımı kontrat şartlarına uygun bir şekilde bakliyat yükledim. Benim yüklediğim malları muhtemelen geminin kaptanı çakıl taşı torbaları ile denizde seyir halindeyken değiştirmiştir”

Kaptan Görselİhraç malları güvenli bir ödeme şekli olan akreditif tahtında yüklenmiştir. Ancak akreditif kurallarını düzenleyen ICC – International Chamber and Commerce akreditiflere ilişkin yeknesak kaide ve kuralları belirleyen UCP 600 – Uniform Custons and Practice for Documantary Credits 2007 Revision’nın 5. Maddesi şöyle der:

                 Mallar, Hizmetler veya Yapılan İşler Karşısında Belgeler

Bankalar belgelerin ilişkili olabileceği malları, hizmetleri veya yapılan işleri değil, belgeleri göz önünde bulundurarak (belgeler üzerinden) işlem yaparlar.”

İlgili maddenin açıklaması gayet nettir; bankalar mallara ait bir sorumluluk üstlenmezler, mallar bekçiliği veya jandarmalığını yapmazlar, mala ilişkin belgeleri esas alırlar, belgeler akreditif koşullarına uygunsa bankalar işlem yaparlar, varsa ödemeyi gerçekleştirirler.

İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar Bölüm 10 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi 

 

Gaziantep Halı ve Mobilya Fuarı, Sektörün Devlerini Ağırlamaya Hazırlanıyor

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Gaziantep Halı Ve Mobilya Fuarı, Sektörün Devlerini Ağırlamaya Hazırlanıyor

Gaziantep Halı ve Mobilya Fuarı, Sektörün Devlerini Ağırlamaya Hazırlanıyor

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Gaziantep Halı Ve Mobilya Fuarı, Sektörün Devlerini Ağırlamaya HazırlanıyorHalı ve mobilya sektörünün kalbi, 23-26 Eylül 2025 tarihlerinde Gaziantep’te atacak! Gaziantep Halı ve Mobilya Fuarı, kapılarını açarak yerli ve yabancı sektör profesyonellerini “Üretimin Merkezi”nde buluşturacak.

Gaziantep, halı ve mobilya sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri olmaya hazırlanıyor. 23-26 Eylül 2025 tarihleri arasında düzenlenecek fuar, sektör profesyonellerini Ortadoğu Fuar Merkezi’nde (OFM) bir araya getirecek.

Tüyap Fuarcılık Grubu tarafından, Gaziantep Ticaret Odası iş birliğiyle organize edilen fuar; Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği (GAHİB), Gaziantep Halıcılar ve Dokumacılar Odası ve Gaziantep İhracatçı Mobilyacılar Derneği (GİMOB)’nin destekleriyle hayata geçiriliyor. Sektörün tüm paydaşlarını tek çatı altında toplayacak bu büyük buluşma, bölgenin üretim gücünü ve ihracat potansiyelini gözler önüne serecek.

“Halı Üretiminin Merkezi” Gaziantep’te Yeni İş Fırsatları

Gaziantep Halı ve Mobilya Fuarı, halı ve mobilya sektöründeki son trendleri, yenilikçi tasarımları ve en kaliteli ürünleri sergilemenin yanı sıra, katılımcı ve ziyaretçilere yeni iş bağlantıları kurma ve sektörel gelişmeleri yakından takip etme imkânı sunacak. Fuar; makine halısından kilimlere, el halılarından mobilyaya, paspaslardan mobilya aksesuarlarına kadar geniş bir ürün yelpazesini kapsayacak.

Mobilya Sektörünün Yükselen Gücü

Türkiye, mobilya sektöründe sahip olduğu güçlü iş gücü ve geniş tedarikçi ağı ile küresel pazarda adından söz ettiriyor. Bu başarıyı daha da ileriye taşımayı hedefleyen Gaziantep Halı ve Mobilya Fuarı’nda modern, modüler, lüks, ofis ve bahçe mobilyalarından aydınlatma ürünlerine kadar sektörün tüm yenilikçi ürünleri sergilenecek. Mobilya sektörü profesyonelleri için eşsiz bir buluşma noktası olan fuar, sektörün gelişen yüzünü ve en yeni trendleri yakından keşfetmek isteyen ziyaretçilere benzersiz fırsatlar sunacak.

Kimler Gaziantep Halı Fuarı’nda Olmalı?

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Gaziantep Halı Ve Mobilya Fuarı, Sektörün Devlerini Ağırlamaya HazırlanıyorFuar, halı ve mobilya toptancıları, perakendecileri, üreticileri ve satın alma yetkilileri başta olmak üzere tüm Türkiye’den profesyonelleri hedefliyor. Ayrıca Orta Doğu/MENA bölgesi, Orta Amerika, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya gibi önemli coğrafyalardan sektör profesyonellerinin de katılımı bekleniyor. Gaziantep Halı ve Mobilya Fuarı, sektörde yeni iş bağlantıları kurmak, en son trendleri keşfetmek ve “Üretimin Merkezi”nde yer almak isteyen işletmeler için kaçırılmaması gereken bir fırsat yaratıyor.


MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ MAKALELERİ
“Taktikler bazen pazarlık sürecinin başı, bazen ortası bazen de sonunda etkilidir.”

PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

“If you are not at the table, you are on the menu”.

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

MÜZAKERE & PAZARLIK EĞİTİM TESTLERİ

Satınalma Dergisi Temmuz 2025, Sayı:151

Kapak Temmuz 2025

Değerli yöneticiler,

Bu sayımızda 2025 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’na özel bir yer ayırdık.

Bunun nedeni ülkeler açısından 102 gösterge ile bütüncül bir değerlendirme sunması. Bir anlamda check-up niteliğinde olması.

Benzer şekilde şirketlerimizin hazırladıkları sürdürülebilirlik raporlarını incelediğimizde, firma faaliyetleri ile Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasındaki bağların etraflıca ele alındığını görmekteyiz. Kamu ve özel sektör kuruluşları olarak Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nun dayandığı 17 başlık ve tüm göstergeler üzerine ayrı ayrı düşünmeliyiz.

2025 Yılı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Endeksi’nde Türkiye 167 Ülke İçerisinde 73. Sırada…

SDG Transformation Center liderliğinde bağımsız uzmanlar tarafından hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, tüm BM Üye Devletlerini 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndaki performanslarına göre değerlendiren SDG Endeksi ve gösterge tablolarını içermektedir.

Raporun şirketlerimizin sürdürülebilirlik anlayış ve uygulamalarının gelişimi açısından ışık tutacağını düşünüyorum. Şirket sürdürülebilirlik seviyesinin anlaşılması ve sürdürülebilirlik olgunluğu açısından eksikliklerin rahatlıkla görülebileceği bir çalışma.

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Programları

Şirketlerimize sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve yeşil satınalma eğitim programlarımızla destek oluyoruz. Stratejik satınalma ve kategori yönetimi, sürdürülebilir tedarikçi yönetimi ve performans değerlendirme (KPI’lar), harcama analitiği, sözleşme yönetimi ve sektörel kontrat incelemeleri alanlarında eğitim hizmetleri sunuyoruz. Fabrikanızda, yerinizde bire bir (1-1) yönetici ve grup eğitimleri gerçekleştiriyoruz.

Dijital Üyelik ile tüm ekibinizi geliştirebilirsiniz.

Firma olarak dergi arşivine (151 sayı), e-kitap, sektör raporları ve gelecek bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Dijital dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Katkı veren tüm yazarlarımıza teşekkür ederim.

Keyifli okumalar,

Prof. Dr. Murat ERDAL
editor@satinalmadergisi.com

Satınalma Dergisi Temmuz 2025 Sayısı
Satınalma Dergisi Temmuz 2025 Sayısı

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
VE YEŞİL SATINALMA MAKALELERİ

Türkiye 167 Ülke İçerisinde 73. Sırada

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Ve Yeşil Satın Alma Eğitimi Sürdürülebilirlik

ŞİRKET EĞİTİMLERİ
-> Şirket Eğitimleriniz için Doğru Teklif Alın -> egitim@satinalmadergisi.com
-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz -> https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

FABRİKANIZDA BİRE BİR (1-1) YÖNETİCİ ve GRUP EĞİTİMLERİ

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz.
Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim. Prof. Dr. Murat Erdal

☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri ve Yeşil Satın alma ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİM TESTLERİ