Alım Talebi: Tek Kullanımlık Otel Malzemeleri

Alım Talebi Tek Kullanımlık Otel Malzemeleri

Bir firmamız için, tek kullanımlık otel malzemeleri alımı yapılacaktır. Teslim yeri İstanbul – Sultanbeyli olup, ödeme şekli nakittir.

Aşağıda belirtilen ürün gruplarından, ilk etapta her kalemden 500er adet/kutu/şişe olmak üzere alım yapılacaktır.

  • Terlik
  • Şampuan – Sabun – Duş Jeli
  • Kulak Çubuğu – Makyaj Temizleme Pamuğu
  • Diğer ürün grupları için firma ile görüşülecektir.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Tek Kullanımlık Otel Malzemeleri

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (350 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Mevzuata Aykırı Sözleşmeye Aykırılık Halleri ?

7 Gündem Satınalma Dergi Mevzuata Aykırı Sözleşmeye Aykırılık Halleri

7 Gündem Satınalma Dergi Mevzuata Aykırı Sözleşmeye Aykırılık Halleriİtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, Sözleşme Tasarısı’nın “Sözleşmeye aykırılık halleri, cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı maddesinde yer alan düzenlemelerin mevzuata aykırılık teşkil ettiği,

Sözleşme Tasarısı’nın “Sözleşmeye aykırılık halleri, cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı 16.1.2’nci maddesinin 2 sıra nolu özel aykırılık halinde sözleşmenin feshini gerektiren aykırılık sayısının 10 olarak belirlendiği, yüklenicinin işe süresinde başlamama durumunun sadece 1 defa tekerrür edebileceği, ayrıca söz konusu aykırılığın meydana gelmesi halinde idari para cezası da kesileceğinden, Sözleşme Tasarısı’nda yapılan bu düzenlemenin uygulanabilirliğinin mümkün olmadığı, iddialarına yer verilmiştir.

22.11.2023 tarihli ve 2023/UH.II-1455 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Yapılan incelemede, Yukarıda yer verilen Hizmet Alımlarına Ait Tip Sözleşme’nin 16’ncı maddesine ilişkin açıklamalar uyarınca; anılan maddenin 16.1.2 numaralı bendinde, cezaya konu olacak aykırılık hallerinin, bunlara ilişkin ceza oranlarının ve tekrarlanabilecek asgari ceza sayısının ilgili bentte bulunan tablo kapsamında somut fiillere yer ver verilerek idarece belirlenebileceği anlaşılmıştır. Başvuruya konu ihaleye ait Sözleşme Tasarısı’nın 16.1.2’nci maddesinde yer alan şikâyete konu 2 no’lu aykırılıkta, yüklenicinin işe süresinde başlamadığı takdirde sözleşme bedelinin %0,2 (bindeiki) oranında gecikme cezası uygulanacağı ve ilgili aykırılık için aynı satırda belirtilen aykırılık sayısı 10 olarak ifade edildiği görülmüştür. Yüklenicinin işe süresinde başlamaması fiilinin ancak sözleşme imzalandıktan sonra gerçekleştirilecek nitelikte bir fiil olduğu, yüklenicinin sözleşmenin imzalanması ile ihale konusu hizmetin sözleşme ve eklerine uygun şekilde yerine getirme yükümlülüğü altına girdiği, yüklenicinin işe süresinde başlamamasının bu aşamada tekerrür edebilecek nitelikte olmadığı, bu halin sözleşmenin feshi sonucunu doğuracak mahiyette olduğu, dolayısıyla söz konusu aykırılık halinin mahiyeti itibarıyla birden fazla kez gerçekleşemeyeceği yani bu ihlalin tekerrürünün mümkün olmadığı anlaşıldığından yapılan düzenlemenin bu haliyle Hizmet Alımlarına Ait Tip Sözleşme’nin 16’ncı maddesine aykırı olduğu ve başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

7 Gündem Satınalma Dergi Mevzuata Aykırı Sözleşmeye Aykırılık HalleriMehmet ATASEVER 

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

27. Tüketici Ödülleri Sahiplerini Arıyor

E Satınalma çözümleri Haber 27. Tüketici ödülleri Sahiplerini Arıyor

E Satınalma çözümleri Haber 27. Tüketici ödülleri Sahiplerini Arıyor27. Tüketici Ödülleri Sahiplerini Arıyor

T.C. Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından, tüketici bilincinin geliştirilmesi, tüketicilerin yasal haklarını kullanmaları konusunda özendirilmesi, tüketici talep ve tercihlerini dikkate alan firmaların teşvik edilmesi, tüketici hukuku veya tüketicinin korunması ile ilgili bilimsel çalışmaların özendirilmesi amaçlarıyla 2023 yılı faaliyetleri dikkate alınarak altı dalda Tüketici Ödülü verilecektir.

Ödül Kategorileri:

  • Bilinçli Tüketici Ödülü
  • Yazılı Basın Tüketici Ödülü
  • Radyo – Televizyon Programı Ödülü
  • Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma Ödülü
  • Bilimsel Çalışma Ödülü
  • Tüketici Özel Ödülü
Detaylı bilgi için: https://bit.ly/48hHytp
27. Tüketici ödülleri

Üretim Sektörü Değişen Dünyada Nasıl Başarılı Olabilir: 2030’u Şekillendiren 15 Trend

E Satınalma çözümleri Haber üretim Sektörü Değişen Dünyada Nasıl Başarılı Olabilir 2030'u şekillendiren 15 Trend

E Satınalma çözümleri Haber üretim Sektörü Değişen Dünyada Nasıl Başarılı Olabilir 2030'u şekillendiren 15 TrendDünya gelişmeye devam ederken, üretim de bir dönüm noktasında. Yalnızca pazar taleplerine yanıt verme günleri çoktan geride kaldı. Bugün, jeopolitik gerilimlerin ve artan müşteri taleplerinin süregelen etkileri, her yerde iş ekosistemleri üzerinde benzeri görülmemiş bir baskı oluşturuyor. Bu yüzden üreticiler, ürünlerin üretim ve kullanımlarını şekillendirmede liderliği ele almalı. Bununla birlikte, akıllı fabrikanın yükselişi, dijital üretim ve yeni üretim teknolojileri ile malzemelerinin ortaya çıkışı, üretim endüstrilerine günümüzün zorluklarını karşılarken operasyonlarını gözden geçirmeleri için çeşitli fırsatlar sunuyor. Dassault Systèmes kısa bir süre önce dünyanın 2030 stratejisini şekillendiren 15 endüstriyel trendi özetleyen bir manifesto yayınladı. Bu trendler arasında reaktif yaklaşımlardan proaktif yaklaşımlara geçiş, inovasyon ve sürdürülebilirliğin benimsenmesi, dijitalleşme ve yapay zekânın benimsenmesi, operasyonların kolaylaştırılması, yeni iş modellerinin benimsenmesi, verimli bir tedarik zinciri için işbirliği yapılması, adaptasyon yeteneğinin geliştirilmesi ve hızla değişen bir dünyada başarılı olunması yer alıyor.

Bu trendlerin temelinde, üreticilerin sadece hızla değişen dünyaya uyum sağlama değil, aynı zamanda önümüzdeki on yıl boyunca inovasyon ve büyümeyi teşvik etme ihtiyacı yatıyor. Döngüselliği bir gerçeklik haline getirmekten, ekosistem tabanlı iş modellerini benimsemeye kadar, üreticiler güncel ve rekabetçi kalmak için yenilikçi adımlar atmaya devam etmeli.

Hakan Kul 1
Hakan Kul, Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü

Manifestoda vurgulanan temel eğilimlerden biri de sürdürülebilir üretime geçiş. Tüketiciler hem çevre dostu hem de sosyal sorumluluk sahibi ürünler talep ediyor. Bu da üreticilerin, tasarımdan imhaya kadar bir ürünün tüm yaşam döngüsünü göz önünde bulundurarak üretime daha bütünsel bir yaklaşım getirmeleri gerektiği anlamına geliyor. Üreticiler döngüselliği benimseyerek yeniden kullanılmak, onarılmak ve geri dönüştürülmek üzere tasarlanmış ürünler yaratabiliyor. Böylece daha az atık üreterek çevre üzerindeki etkilerini en aza indirebiliyorlar.

Dijitalleşme, endüstrinin çehresini değiştirebilir. Sanal prototipleme ve simülasyondan yapay zekâ ve Nesnelerin İnternetine (IoT) kadar dijital teknolojiler, ürünlerin tasarım, üretim ve bakım yöntemlerini dönüştürüyor. Üreticiler bu teknolojileri benimseyerek operasyonlarını kolaylaştırabilir, maliyetleri azaltabilir ve ürün kalitesi ile güvenilirliğini artırabilir.

Ancak dijitalleşme, üreticilerin yeni iş modellerine uyum sağlamaya hazır olmaları gerektiği anlamına da geliyor. Örneğin ekosistem tabanlı modeller, üreticilerin daha entegre ve verimli bir tedarik zinciri oluşturmak için tedarikçiler, müşteriler ve diğer ortaklarla işbirliği yapmasını mecbur kılıyor. Bu durum ise işe yeni bir düşünce tarzı ile yaklaşmayı ve değişime hevesli olmayı gerektiriyor.

E Satınalma çözümleri Haber üretim Sektörü Değişen Dünyada Nasıl Başarılı Olabilir 2030'u şekillendiren 15 TrendÜretim sektörü, üreticilerin değişime öncülük etmesi, ürün yaratımını şekillendirmesi ve belirsizlikle başa çıkması gereken bir dönüm noktasında. İşletmeler çevik ve uyarlanabilir kalarak hızla değişen bir dünyada başarılı olabilir. Böylece, işletmeler faaliyetlerini geleceğe hazırlayabilir ve yeni bir inovasyon ile büyüme çağını başlatabilir.

Daha fazla bilgi için: https://www.3ds.com/manufacturing/trends

Zorunlu Arabuluculuk Kira Sorununu Çözer mi?

7 Gündem Satınalma Dergisi Zorunlu Arabuluculuk Kira Sorununu çözer Mi

7 Gündem Satınalma Dergisi Zorunlu Arabuluculuk Kira Sorununu çözer Mi1 Eylül 2023’ten itibaren kiracısına karşı dava açmak isteyen ev sahipleri ya da ev sahibine karşı dava açmayı düşünen kiracılar öncelikle arabulucuya başvurmak zorundalar.

Adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına yapılan başvuru sonrasında dosyaya atanan arabulucu, tarafları bir araya gelip anlaşmaya davet edecek.

Bu aşamada birkaç olasılık var:

Birincisi, tarafların biri ya da her ikisi toplantıya gelmezse bu durum arabulucu tarafından tutanağa geçirilir ve taraflar anlaşamadığı için artık anlaşma sağlanamayan bu hususlarda dava açılabilir.

İkinci ihtimal, her iki taraf da toplantıya gelir ancak bir tarafın ya da her iki tarafın olumsuz tutumu sebebiyle anlaşma sağlanamazsa bu durumda da anlaşma sağlanmadığı tutanağa yazılır ve artık bu hususlarda dava açılabilir.

Son ihtimal ise, Kanun çıkarılırken asıl amaçlanan sonuçtur. Taraflar görüşmeye gelir. İlk toplantıda ya da sonraki toplantılarda taraflar arasında bir anlaşma sağlanır ve artık anlaşma sağlanan bu hususlarda dava açılma imkânı ortadan kalkar.

1 Eylül’de başlayan zorunlu arabuluculuk düzenlemesinin kira davalarındaki yığılmaya ve kiracı-ev sahibi çatışmasına bir ilaç olup olmayacağı bugünlerde en çok merak edilen konulardan biri.

Bana göre arabuluculuk, dava yığılmasının belki küçük bir kısmını azaltabilir ama daha fazlasını beklemek hayal olur. Çünkü bu ekonomik gidişat düzeltilmedikçe, özellikle enflasyon düşmedikçe, emtia fiyatlarıyla birlikte kiralar da hızla yükselmeye devam edecek. Kanundaki kira artış sınırlaması sebebiyle de kiracılar, ev sahiplerinin yüksek kira talepleriyle karşılaşmaya devam edecekler.

Kira bedellerine ilişkin sınırlamalar bütün modern hukuk sistemlerinde var. Hatta Avrupa’da birçok ülkede bizdekinden daha ileri sınırlamalar da var. Ancak fiyat istikrarının sağlandığı, enflasyonun tek haneli rakamlarda seyrettiği ekonomilerde kira bedellerinin sınırlanması büyük bir problem yaratmaz.

7 Gündem Satınalma Dergisi Zorunlu Arabuluculuk Kira Sorununu çözer MiSonuç olarak, enflasyon kalıcı olarak düşmedikçe bu çatışma sürer. Tek başına hukukun, mahkemelerin bu problemi çözmesi mümkün değil. Arabuluculuk da belki ağrıyı bir miktar azaltmaya yardımcı olur ama hastalığı tedavi etmeyeceği kesin.

Prof. Dr. Umut YENİOCAK

Alım Talebi: Yemlik Mısır 🌽

Alım Talebi Yemlik Mısır

Bir firmamız için yemlik mısır alımı yapılacaktır. Cin mısır değil, yemlik mısır olacaktır. Yerli olması şartı vardır.

Özellikler:

  • İlk etapta 3.000 (üç bin) ton alım yapılacaktır.
  • Nem Oranı: %14 -15,5
  • Kırık Oranı: %3

İlgili olan üretici ya da satıcıların, detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Yemlik Mısır

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (350 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

İşçinin İşyeri Kıyafetlerini Giymemesi Haklı Fesih Nedeni midir ?

7 Gündem Satınalma Dergisi İşçinin İşyeri Kıyafetlerini Giymemesi Haklı Fesih Nedeni Midir

7 Gündem Satınalma Dergisi İşçinin İşyeri Kıyafetlerini Giymemesi Haklı Fesih Nedeni MidirUygulamada işverenler yönetim hakkı kapsamında işyerinde düzeni sağlamak amacıyla -iş sağlığı ve güvenli kapsamında giyilmesi zorunlu olan kişisel koruyucu kıyafetlerin dışında- tek tip kıyafetlerin giyilmesini zorunlu tutmakta ve bu konuda ya kıyafet prosedürü yayınlamakta ya da işyeri iç yönetmeliklerine yahut disiplin yönetmeliklerine kılık kıyafet kurallarına dair hükümler yerleştirilebilmektedir. Bu uygulama genel olarak işyerinin prestiji ve düzeni ile işyerinin temsil ettiği markanın korunması adına yapılmaktadırlar.

İşçinin, işyerindeki disiplin kurallarına ve işverenin talimatlarına uyma borcu bulunmaktadır. İşveren, yönetim hakkına dayanarak iş görme ediminin, nerede, nasıl ve ne zaman yapılacağını düzenleme hakkına sahiptir. Bu kapsamda işçilerin işverence verilen görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesinin de belirli sonuçları olacaktır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendinde, işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunda işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hükme bağlanmıştır.

Yargıtay’ın konuyla ilgili kararına göre, “iş görme edimi, işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun ola­rak yerine getirilmelidir. Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardında sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama ey­lemi hatırlatmanın ardından da devamlılık arz etmelidir. İşyeri tutanakları ve taraf tanıklarının beyanları birlikte gözetildiğinde, işverence giyilmesi zorunlu tutulan işyeri kıyafetlerini giymeme konusunda davacının ısrar ettiği sabittir. İşveren açısından da bu durumun iş düzenini bozucu etkisi bulunduğu kuşkusuzdur. Davacının giymek zorunda olduğu işyeri kıyafetlerini hatırlatıldığı halde giymemekte ısrar ettiği, bir başka anlatımla davacının iş görme edimi işverenin verdiği talimatlara uygun olarak devamlılık arz edecek şekilde yerine getirmemekte ısrar ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda işveren tarafından yapılan feshin haklı olduğu kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekmektedir”[1].

Ancak hemen ifade etmemiz gerekirse, devamlılık gösteren görevi yapmama haklı neden kabul edilmeli, diğer taraftan devamlılık göstermeyen görevi yapmama eylemi, işyerinde olumsuzluklara yol açıyor ise, iş sözleşmesinin feshi geçerli neden sayılmalıdır. Nitekim Yargıtay, işçinin iş kıyafetini giymemesini ve bu konudaki hatırlatmalara rağmen giymemekte ısrar etmesini, görevini yerine getirmemek olarak değil, işyerinde olumsuzluklara yol açan davranış olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle işçinin işyeri uygulaması haline gelen kıyafeti giyme zorunluluğuna uymamasının, haklı fesih ağırlığında olmayacağını ancak kıdem tazminatı ödenerek işten çıkarılmasına imkan veren geçerli neden teşkil edeceğini hükme bağlamıştır[2].

Dolayısıyla burada işverence verilen işyeri kıyafetlerinin giyilmemesi eyleminin devamlılık arz edip etmediği önem taşımaktadır. Başka bir deyişle işverenin birden fazla yazılı uyarılara rağmen işçinin ısrarla verilen kıyafetleri giymemekte ısrar etmesi haklı fesih nedeni ağırlığında kabul edilmeli, devamlılık göstermeyen görevi yapmama, işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise, o zaman iş sözleşmesinin feshi geçerli neden sayılmalıdır.

Bu konuda işverenlerce işçinin kılık kıyafet kurallarına aykırı davranışları nedeniyle haklı fesih yapabilmeleri için öncelikle işçinin savunması alınmalı, gerekli görülmesi durumunda uyarı verilmeli ve uyarı verilen bu davranışının tekrar etmesi durumunda, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi düşünülmelidir. Aksi halde tek bir aykırı davranış üzerine iş sözleşmesinin feshedilmesi feshe yeterli ve geçerli bir sebep oluşturmayacaktır.

Ayrıca, sosyal bir ortam olan işyerlerindeki, iş sağlığı ve güvenliğinin zorunlu gerekleri dışında, işyerindeki kılık kıyafeti, çalışanların görünüş şekillerini, giyim kuşamlarını düzenleyici nitelikte kurallar koyma ve bu kuralları denetleme yetkisinin, işverenin “yönetim hakkı” kapsamında olduğu Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. Ancak; işverenin bu yetkisini kullanırken, çalışanların motivasyonunu, iş verimliliğini olumsuz etkilemeyecek şekilde samimi davranma ve çalışanların kişilik haklarına, dini ve vicdani kanaatlerine tecavüz etmeme ve keyfi davranış ve uygulamaları dayatmama yükümlülüğü altında olduğu unutulmamalıdır[3].

7 Gündem Satınalma Dergisi İşçinin İşyeri Kıyafetlerini Giymemesi Haklı Fesih Nedeni MidirSonuç olarak, işçinin iş görme edimini yerine getirmesi için iş güvenliği ve işyeri ku­ralları gereği verilen malzemeleri ısrarla hatırlatıldığı halde kullanmaması veya işyeri kıyafetlerini giymemesi de görevleri hatırlatıldığı halde ısrarla yapmama olarak değerlendirilmelidir. Bu gerekçe ile işveren İş Kanunu m.25/II-h bendi uyarınca haklı nedenle fesih yapabilir. Ancak, işçinin görevi yapmama ey­lemi hatırlatmanın ardından devamlılık arz etmelidir. Devamlılık gösteren görevi yapmama haklı neden kabul edilmeli, devamlılık göstermeyen görevi yapmama, işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise, iş sözleşmesinin feshi geçerli neden sayılmalıdır.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9.HD.19.06.2017 T., E.2017/5462, K.2017/10822 Legalbank.

[2] Y9.HD. E.2016/5475, K.2017/2968 Legalbank.

[3] Y7HD E. 2013/19270. K.2013/22249 Legalbank

 

“Doğru Lojistik Kontratlar Tedarik Zincirinde Riski Azaltıyor”

E Satınalma çözümleri Haber “doğru Lojistik Kontratlar Tedarik Zincirinde Riski Azaltıyor”

E Satınalma çözümleri Haber “doğru Lojistik Kontratlar Tedarik Zincirinde Riski Azaltıyor”Navlun fiyatlarındaki dalgalanma, ihracatçı ve ithalatçı firmaların lojistik kontrat yenileme süreçlerini de etkilemeye başladı. Boltas İcra Kuru Üyesi ve Satış & Pazarlama Direktörü Müge Karahan, doğru koşullarda oluşturulan kontratların, ihracatçı ve ithalatçı firmalar için tedarik zincirinde riski en aza indirdiğine dikkati çekti.

Küresel ekonomideki dalgalanmalar ve enerji maliyetlerindeki artış, navlun fiyatlarına da yansıyor. Bu durum, ihracatçı ve ithalatçı firmaların yaptığı lojistik kontratların akıbetini de yakından ilgilendiriyor. Firmaların, özellikle kontratları yenileme dönemlerinde birçok hususa dikkat etmesi gerekiyor.

Boltas İcra Kuru Üyesi ve Satış & Pazarlama Direktörü Müge Karahan, firmaların lojistik partnerlerini belirlerken hizmet kalitesi, müşteri odaklı çözümler, gerçek zamanlı izleme, akıllı depolama, sınırda karbon düzenlemesi ve çevre hassasiyeti gibi pek çok hususu göz önünde bulundurmaları gerektiğine dikkati çekti.

Doğru kontratların ihracatçı ve ithalatçı firmalar için lojistikte riski en aza indirdiğini belirten Karahan, aksi durumun tedarik zincirinde açığa sebep olabileceğini dile getirdi. Karahan, şunları kaydetti:

MugekarahanGlobal anlamda hâkim olan belirsizlik iklimi, piyasada ciddi bir öngörü sorunu da yaşatıyor. Bu durum kontratların daha dikkatli şekilde değerlendirilip şekillendirilmesini gerektiriyor. Fiyatı düşük olduğu için cazip görünen anlaşmalar, değişen koşullar sebebiyle taahhütlerin yerine getirilememesiyle sonuçlanabiliyor. Lojistik kontratlarında düşük fiyatlamalar yapılabilir ancak gelecekteki kur değişimlerini de göz önünde bulundurarak riskleri değerlendirmek önemlidir. Bu, spotta kalmayı planlayan ihracatçılar için de geçerlidir çünkü rüzgâr, beklentinin aksine de yön değiştirebilir.” 

Otomasyon ve Veri Analitiği, Lojistiğin Çehresini Değiştirdi

Otomasyon ve veri analitiği gibi inovasyonların lojistiğin çehresini değiştirdiğine dikkati çeken Karahan, “Taşıma rotalarını iyi analiz etmek zaman ve maliyetten tasarruf anlamına geliyor. Kriz yönetimi deneyimi de yine lojistik firma tercihlerinde önemli bir kriter. Lojistik firmaları, mevzuat değişikliklerini takip etme yeteneğine sahip olmalı, sigortalamalar konusunda müşterinin menfaatlerini de gözetmeli.” diye konuştu. 

Karahan, kontratlarını yenileyecek firmaların, lojistik partner seçiminde maliyetler kadar vaatleri yerine getirebilme kapasitelerini de sorgulanması gerektiğini vurgulayarak, uyarılarını şöyle sıraladı:

Bu yalnızca ekipman kapasitesi anlamında değil, şirketin sektörel birikim ve tecrübesiyle de ilgili. Lojistik partnerlerin geçmiş performanslarına dikkat edilmeli. Planlama yaparken lojistik tarafının çözüm odaklı olması, alternatif planlar sunabilme kabiliyeti göz önünde tutulmalı. Günümüz şartlarında uzun vadeli planlama yapmak zor olsa da her koşula karşın A, B ve C planları olan lojistik firmaları bir adım öne çıkıyor.

Piyasanın Dengesi Dövizin Yolculuğu – Bölüm 2

7 Gündem Satınalma Dergisi Piyasanın Dengesi Dövizin Yolculuğu Bölüm 2

Kaplumbağa GörselDövizin Yolculuğu

Döviz ile kaplumbağanın ne ilgisi var diye merak etmişsinizdir değil mi ?

Son günlerde dövizin artış hızı adeta kaplumbağanın seyahate çıktığı yürüyüş hızına benziyor. Aheste, aheste…

Hatta kaplumbağa dövizin artış hızını geçer…

Döviz Grafik

Usdtry Grafiği

Yukarıdaki döviz grafiğine bir göz atalım. Yaklaşık 2-3 haftadır döviz iki tık yukarı, iki tık aşağı hareket ediyor. Anlayacağınız yerinde sayıyor. İki kuruş yukarı tırmansa, ertesi gün iki kuruş tekrar aşağı iniyor. Elbette ki piyasanın dinamikleri doğrultusunda hareket etmiyor. Adeta dövizi gözleyen, kollayan bir nöbetçi var da elinde bir sopa, döviz başını kaldırdığında, kafasına sopayla vurup tekrar aşağı salınmasına sebep oluyorlar gibi.

Sanki Döviz Bolluğu Var Gibi

Dövizi yerinde sabit tutmakla neyi sağlıklı bir şekilde yapmış oluyoruz acaba? Olsa olsa ithalatçılara sabit kur garantisi vererek kuru yerinde tutuyor ve ithalatçılara avantaj sağlayarak ithalatçıları kur riskinden kurtarmış olunur. İthalat demek döviz çıkışı demektir.

Ya ihracatçılar ?

İşte olan ihracatçılara oluyor. İhracatçı ülkemizdeki yüksek enflasyon ortamında üretimini yaparak yurt dışına döviz bazında satmaya çalışıyor. Ama nafile. Teknoloji ve otomotiv ihracatını bir tarafa bırakırsak, enflasyonun çok çok altında kalmış kur artışı ile ihracatçı yurt dışına ürün satmakta zorlanıyor. Bırakın ürün satmayı, mevcut kontratını dahi iptal etme yoluna gidiyor.

İhracatçımız, döviz yükselse kur farkından kâr edecek, ancak döviz yükselmeyince maliyetine dahi satış yapsa yine de işletme giderleri kapsamında zarar etmektedir. İhracat olmayınca ülkemizin ihtiyacı olan dövizlerin de gelmeyeceğini ve dövize ihtiyacımızın devam edeceği kesindir.

Dövizin yerinde saydırılması / tutulması sanki ülkemizde çok döviz var da, bu yüzden dövizin fiyatı günlerdir yerinde saydırılıyor.

Kurlara Müdahale Edilmiyor

Bu arada;

Otoriteler kurlara müdahale edilmediğini söylüyorlar…

İnanan inansın. Ben inanmıyorum. Kurlarla oynandığını ve istenilen yerde tutulduğunu ben grafiklerden görüyorum.

Yıllık Enflasyonun Yarısı Kadar Dahi Kurlar Artış Göstermiyor

Şimdi size “enflasyon” diyeceğim ama siz de hangi enflasyon diye soracaksınız. Ne TÜİK, ne ENAG, ne de İSO…

Hangisine baksanız benim enflasyon rakamlarım doğru der. Ortada dezenformasyon olduğu kesin ama nedense otoriteler bu dezenformasyon karşısında sadece seyirci.

Zeytinyağı GörselBen çarşı – Pazar enflasyonuna, alış veriş sırasında cebimden çıkan paraya bakarım. TUİK enflasyonu yıllıklandırılmış olarak % 61.98 çıkarttığında, geçen sene litresini 100 Liraya aldığım zeytinyağını, bu sene neden 350 Liraya alıyorum ?

Tüfe Kasım

Kaynak: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Tuketici-Fiyat-Endeksi-Kasim-2023-49661#:~:text=%C4%B0%C5%9Flenmemi%C5%9F%20g%C4%B1da%20%C3%BCr%C3%BCnleri%2C%20enerji%2C%20alkoll%C3%BC,%57%2C56%20olarak%20ger%C3%A7ekle%C5%9Fti.

Döviz ve Enflasyon

Enflasyon göklere çıkmışken dövizin kaplumbağa hızıyla artış göstermesi veya yerinde durmasından dolayı geniş resimden bakıldığında hep kaybedeceğiz

7 Gündem Satınalma Dergisi Piyasanın Dengesi Dövizin Yolculuğu Bölüm 2Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Operasyonel Mükemmelliğe Ulaşmanın Yolu: Süreç Analizi ve İyileştirme

Operasyonel Mükemmellik Süreç Analizi Ve Iyileştirme

Son yıllarda organizasyonların çalışma şeklini değiştiren yeniliklerin sürekli olarak ortaya çıktığı görülmektedir. İşletmelerin yenilik yapma ihtiyacı ile bunu yapmak için kullandığı araçlar arasındaki boşluk işletmeleri bir sorunla karşı karşıya bırakmaktadır:

  • Yarının en iyi uygulamalarına ulaşabilmek için bugünün uygulamalarının ötesine nasıl geçilebilir?
  • Sürekli değişen bir dünyaya uyum sağlamak amacıyla organizasyonel süreçlerin geliştirilmesi için neler yapılıyor? Örneğin, bilgi teknolojisindeki devam eden dramatik gelişmelerin sağladığı yeni organizasyonel olanaklar nasıl anlaşılabilir?

Bu ve benzeri sorunlarda daha hızlı ilerleme sağlamak amacıyla süreçleri anlamak için daha sistematik bir temel geliştirmek gerekmektedir. Başarılı uygulamaların doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için mevcut organizasyonel uygulamalar doğru bir şekilde temsil edilebilmelidir. Süreç yönetimi uygulamaları bu ve benzeri soruların cevaplanmasında bir araç seti görevi görmektedir.

İşletmelerin operasyonel mükemmelliğe ulaşmalarının bir yolu, mevcut süreçlerini sürekli olarak analiz etmeleri, iyileştirmeleri ve gerekiyorsa ilgili süreçleri radikal bir şekilde yeniden yapılandırma yoluna gitmelerinden geçmektedir.

Bir süreci tanımlamanın veya mevcut bir süreci güncellemenin ilk adımı, ilgili sürecin mevcut durumuna ve sürecin nasıl olduğuna ilişkin ortak bir anlayış geliştirmekten geçmektedir. Bu ortak anlayış süreç analizi yoluyla kazanılmaktadır.

Süreçler, analizin amaçları ile doğru orantılı olarak farklı ayrıntı seviyelerinde tanımlanabilmektedir. Kuruluşun stratejik hedeflerini ve birincil süreçlerini ortaya koyan yüksek seviyeli süreçler, operasyonel adımların ortaya konması amacıyla daha alt seviyede süreçlere ayrıştırılabilmektedir. (Şekil 1).

Değer Zincirinin Hiyerarşik Bir Ayrışması
Şekil 1 – Değer Zincirinin Hiyerarşik Bir Ayrışması

Süreç analizinde kullanılabilecek temel bir çerçeve Amerikan Verimlilik ve Kalite Merkezi’nin (APQC), 1990’lı yılların başında geliştirmeye başladığı “Süreç Sınıflandırma Çerçevesi” (PCF) dir. PCF, süreç yönetimi çalışmaları açısından önemli bir gelişmedir. APQC’nin  Süreç Sınıflandırma Çerçevesi, kuruluşların performanslarını tarafsız olarak izlemelerine ve herhangi bir sektörden kuruluşla dahili ve harici olarak karşılaştırmalarına olanak tanıyan bir iş süreçleri sınıflandırmasıdır. Bu sınıflandırmaya göre işletme süreçleri 13 ana kategoriye ayrılmış durumdadır. Sonrasında bu kategoriler süreç grupları, süreçler, faaliyetler ve görevler şeklinde 5 farklı seviyeye ayrılmaktadır.

örnek Pcf Süreç Seviyeleri
Şekil 2 – Örnek Süreç Üzerinde PCF’nin Yapısı Not: Her bir seviyenin yanında o seviyeye ilişkin bir süreç örneği (kodu ile) belirtilmiştir.

Şekil 2’de sunulan örnek süreç hiyerarşisi üç ana kümeye ayrılmıştır. Her bir kümedeki problemler ve analiz teknikleri belirli seviyelerle ilişkilendirebilmektedir. Süreç hiyerarşisinin üst kısmı genellikle mimari problemlerle ve departmanlar veya işlevsel birimler arasındaki koordinasyon problemleriyle ilişkilendirilir. Bu seviyede, girdi ve çıktıların uyumlaştırılmasına odaklanılmakta ve Süreç A’nın “müşterisine”, yani Süreç B’ye hangi süreçleri sunması gerektiğini belirlemek için çalışmalar yapılmaktadır. Orta ölçekli sorunlar genellikle tek bir departman veya en çok birkaç departman içinde yönetilen süreçlerde ortaya çıkmaktadır. Orta seviyede yer alan kümedeki sorunların çözümü için genellikle süreçlerin basitleştirilmesi veya işlem akışlarının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Değer katmayan süreçlerin kaldırılması ve bazı faaliyetlerin otomatikleştirilmesi gerekmektedir. En alt kümede yer alan düşük seviyeli problemler genellikle bireysel icracıları veya yazılım sistemlerini içerir. Bu grupta yer alan görevler ayrıntılı bir görev analizi gerektirirler. Bazı durumlarda, icracılar veya sistemler tarafından kullanılan iş kurallarının belirtilmesi ve gözden geçirilmesi gerekir. Bu bölümde genellikle eğitim programları ve iş tanımlarının geliştirilmesi işleri yürütülür.

Yeniden tasarlanacak veya iyileştirilecek süreçlerin belirlenmesi ve önceliklendirilmesi, süreç çalışmalarının temel konularından biridir. İşletme yöneticileri bu tür kararları vermekte zorlanmaktadır. Bunun sebebi büyük oranda yöneticilerin iş operasyonlarını süreçler açısından düşünmemeleridir. Bu konuda iki ana yaklaşım bulunmaktadır. “Kapsamlı” yaklaşım olarak adlandırılan birinci yaklaşıma göre, bir organizasyon içindeki tüm süreçler titizlikle belirlenmeye ve daha sonra yeniden tasarım aciliyetine göre önceliklendirilmeye çalışılmaktadır. “Yüksek etkili” olarak adlandırılan ikinci yaklaşımda ise, minimum zaman ve çaba kullanılarak, yalnızca en önemli süreçler veya iş vizyonu ve süreç hedefleriyle en çok çatışan süreçler seçilerek önceliklendirilmektedir.

İşletmenin süreç yönetimi alanındaki olgunluğuna göre operasyonlarının başarısı hakkında yorum yapabiliriz. Süreçlerin olgunluğunun ölçülmesi ve işletmenin süreç yönetimi alanındaki geçmişinin değerlendirilmesi operasyonel mükemmelliğe ulaşmada bir başka adımdır. Önümüzdeki günlerde dergimizde bu alanda daha fazla içerik bulacaksınız.

Saygı ve sevgilerimle,

Dr. Adil ÜNAL
aunal@istanbul.edu.tr

Bu makale Dr. Adil ÜNAL’ın Tedarik Zinciri Süreç Kategorilerinin Belirlenmesi ve Kategorilerin Performans Üzerindeki Etkisi başlıklı doktora tezi çalışmasından faydalanarak hazırlanmıştır.