Kamu İhalelerinde Ek Fiyat Farkı Geldi
Mehmet ATASEVER
KİK Eski Üyesi/Akademisyen
COVID-19 salgını, Ülkemizde ve dünyada hammadde temininde ve tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar ile girdi fiyatlarındaki beklenmeyen artışlar nedeniyle kamu ihalelerinde; özellikle son aylardaki fiyat artışlarından kaynaklanan, yüklenici firmaların maliyet artışlarını karşılayacak fiyat farkları ile ilgili düzenleme çalışmaları tamamlandı.
Kamu ihalelerinde verilecek fiyat farkları ile ilgili atılacak adımları iki bölümde değerlendirmek gerekiyor. Bunlardan birincisi geriye yönelik yani ihale ilanı yapılmış veya sözleşmeye bağlanmış ihalelere verilecek ek fiyat farkları, ikincisi ise ileriye yönelik yani yeni yapılacak ihalelere verilecek fiyat farklarıdır.
Geriye yönelik verilecek ek fiyat farkları ile ilgili olarak 7351 Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 22 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak Kamu İhalelerinde “Ek Fiyat Farkı” verilebilmesi ile ilgili düzenleme yapıldı.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na geçici madde eklenerek yapılan düzenleme kapsamında ek fiyat farkı verilebilecek alım türlerini, ürün ve girdileri, ek fiyat farkı verilmesi veya sözleşmenin devri için idareye başvuru süreleri dahil ek fiyat farkına ve sözleşmelerin devrine ilişkin esas ve usulleri 24.02.2022 tarihli 31760 sayılı Resmî Gazete yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre;
- Mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin sözleşmelerde, 01/07/2021 ile 31/12/2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen kısımlar için, ihale dokümanında fiyat farkı verilmesine ilişkin hüküm bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yüklenicinin başvurusu üzerine ek fiyat farkı verilmesi öngörülüyor. Ayrıca bu sözleşmelerin, yüklenicinin başvurusu ve idarenin onayı ile devredilebilme hakkı veriliyor.
- Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 1/12/2021 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan (söz konusu Kanunun 3’üncü maddesindeki istisnalar dâhil), 22/1/2022 tarihi itibarıyla devam eden ve Türk Lirası üzerinden imzalanan yapım işi sözleşmelerinde, 1/7/2021 tarihi ile 31/12/2021 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) iş programına göre gerçekleştirilemeyen iş miktarı için süre uzatımı verilmesi ve fiyat farkı hesabı bu Esaslara göre gerçekleştirilir.
- 4734 sayılı Kanun kapsamındaki idarelerin bu Kanundan istisna edilen (3 üncü maddesindeki istisnalar dâhil) mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin imzalanan ve 2’nci maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan sözleşmeleri için, bu Esasların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 120 gün içinde ilgili mevzuatında düzenleme yapılması kaydıyla, 1/7/2021 ile 31/12/2021 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) gerçekleştirilen kısımlar için ek fiyat farkı hesaplanabilir ve/veya bu sözleşmeler devredilebilir. Ek fiyat farkı, 5’inci, 6’nci ve 7’nci maddelerde belirtilen mal ve hizmet alımları ile yapım işleri sözleşmelerinde hesaplanabilir. Bu kapsamda hesaplanan ek fiyat farkı tutarı, bu Esaslara göre verilebilecek ek fiyat farkı tutarını aşamaz.
- Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğünün 4734 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile geçici 4’üncü maddesine göre idareler adına gerçekleştirdiği alımlarda ek fiyat farkı hesaplanmaz.
- 4734 sayılı Kanun kapsamı dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin 2’nci maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan sözleşmeler için, ilgili mevzuatında düzenleme yapılması kaydıyla, 1/7/2021 ile 31/12/2021 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) gerçekleştirilen kısımlar için ek fiyat farkı hesaplanabilir.
- Söz konusu değişiklerden yararlanabilmek için 30 gün içerisinde ilgili idareye yazılı başvuru yapılması gerekiyor.
Küresel Tedarik Zincirleri Ukrayna-Rusya Krizinden Nasıl Etkilenecek?
Tedarik zincirlerinde risk yönetiminin, korumacılığın ve yerele dönmenin ön plana çıktığı pandemi sürecinde tam da sorunlar nispeten azalmış derken dünya yeni bir problemle karşı karşıya. Ukrayna ve Rusya arasındaki krizin tedarik zincirlerini yeniden sıkıntılı bir döneme sokacağı, ülkemizin de bu süreçte en çok etkilenecek ekonomilerden biri olacağı aşikar görünüyor.
Rusya’nın iki ayrılıkçı Ukrayna eyaletine asker gönderme kararı ile son yılların en yüksek enflasyonunu yaşadığımız günlerde, küresel ekonomiye yönelik riskleri arttığını söyleyebiliriz. Avrupa’nın doğalgaz sağlayıcısı konumunda bulunan Rusya’nın bu hamlesi ile enerji maliyetlerinin de enflasyonu ve toplam tedarik zinciri maliyetlerini yükselteceği hepimizin malumu.
Putin’in ayrılıkçı bölgelere asker gönderme kararı ile ABD, İngiltere ve AB’den sırayla yaptırım açıklamaları gelmişti. Müzakere masasına oturmak için tarafların birbirlerinden beklentileri var ve bu doğrultuda hamlelerini yapacaklar. Satınalma ve tedarik zinciri yöneticileri olarak bizi ilgilendiren konu ise bu ülkelerle yaptığımız ticaretin nasıl etkileneceği. Rusya’nın ve Ukrayna’nın büyük ölçekte ihracatçı durumunda oldukları doğalgaz, buğday, alüminyum, bakır gibi emtiaların fiyatlarında artış bekleniyor. Rusya global alüminyum pazarında %6 ile büyük bir tedarikçi konumunda. Rusya bakır üretiminde de %3.5 ile büyük bir paya sahip. Kritik hammaddelerin fiyatlarını yükselişe geçebileceği ve Avrupa’daki üretimi zayıflatabileceği öngörülürken, Karadeniz limanlarından yapılan yüklemelerde navlun maliyetlerinin metrik ton başına 3-5 dolar arttığı belirtiliyor.
Otomobillerde araç egzoslarında kullanılan paladyumun en büyük üreticisi Rus MC Norilsk Nickel PJSC şirketi ve dünya geneli toplam üretimin % 25 ila % 30’unu oluşturmaktadır. Bu da savaş gibi olumsuz bir durumda otomotiv sektöründe bir dalga etkisi yaratabilir.
Rusya her ne kadar AB ülkelerine sağlanan doğalgazın kesintiye uğramayacağını açıklamış olsa da kısa ve uzun vadede değişikliklerin olması muhtemel görünüyor. Avrupa’nın enerji tarafında Rusya’ya bağımlılığını artıran ve 2011 yılında ilk kez dünyanın en uzun boru hattı olarak kullanıma açılan Nord Stream 1 ve yeni olan Nord Stream 2 boru hattı ise müzakere masasında iki tarafın da lehine kullanabileceği bir koz olarak değerlendirilebilir.
AB İstatistik dairesine göre birliğin 2021 yılının ilk 6 ayındaki toplam gaz tüketiminin %47’si Rusya’dan sağlanırken ikinci sırada ise %21 ile Norveç bulunmaktadır.
Bir diğer emtia olan buğday tarafında da Rusya ve Ukrayna dünya genelinde büyük ihracatçılar konumundalar. ABD Tarım Bakanlığı’nın verilerine göre, iki ülke birleşerek küresel buğday ihracatının %29’unu oluşturuyor.
Karadeniz, uluslararası tahıl sevkiyatları için önemli bir kanal görevi görmekte ve Ukrayna aynı zamanda arpa, mısır ve kolza tohumu ihracatçıları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Ülkemizde 2020 yılında yapılan toplam buğday ithalatının %64.6’sı Rusya’dan, %13.4’ü ise Ukrayna’dan gerçekleştirilmiştir.
Krizin Rusya-Ukrayna arasında olduğu düşünülebilir fakat kişisel kanaatim bu krizden en çok etkilenecek ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğidir. Hem ithalat tarafındaki bağımlılıklarımız hem de turizm gelirlerimizin büyük bir bölümünü oluşturun bu iki ülke ile olası bir anlaşmazlık sonucunda hem tedarik tarafında hem de turizm ticaret gelirleri tarafında büyük sorunlar yaşamamız muhtemel görünüyor.
Kaynaklar:
Wall Street Journal, 23 Şubat 2022, VOL. CCLXXIX NO. 43
E-Ticaretin Müşterisi 40 Milyonu Aştı
Türkiye’de, online alışveriş sitelerinin müşteri sayısı Şubat 2022 itibariyle 40 milyonu aşarken, kişi başına yıllık e-ticaret miktarı da 521 ABD Doları oldu.
Global sosyal medya ajansı We Are Social’ın Hootsuite ile birlikte hazırladığı “Dijital Türkiye Şubat 2022” raporu yayınlandı.
Rapora göre, Türkiye’de internet kullanıcılarının yüzde 64’ü düzenli olarak sanal mağazalardan mal ya da hizmet satın alıyor.
İnternetten alışveriş yapanları sayısı son 1 yılda 3,6 milyon kişi artarak 40 milyon 840 bin kişiye ulaştı.
Geçen yılki raporda internetten alışveriş yapan Türklerin sayısı 37 milyon 240 bin olarak açıklanmıştı.
Türkiye, yüzde 64 olan internet kullanıcılarının online alışveriş yapma oranı açısından Avrupa’da lider, dünyada ise Tayland, Malezya, Güney Kore, Meksika ve Çin’in ardından altıncı sırada yer alıyor.
Online alışveriş yapan internet kullanıcıların oranı İngiltere’de yüzde 60, ABD’de ise yüzde 57.
KİŞİBAŞI E-TİCARET 521 DOLAR
Türkiye, söz konusu rapora göre e-ticaret ekosistemine katılma oranında Avrupa’da lider olsa da kişi başına yapılan online alışverişte hala çok gerilerde bulunuyor.
40 milyon 840 bin kişinin dijital mağazalardan satın aldığı mal ve hizmetlerin tutarı yıllık 21 milyar 260 milyon ABD Doları. Buna göre kişi başına düşen yıllık e-ticaret miktarı 521 ABD Doları.
E-Ticaret ekosistemine katılımda Avrupa’da lider olan Türkiye, sepet ortalamasında ise sonuncu durumda.
Kişi başına yıllık e-ticaretin dünya ortalaması bin 17 ABD Doları ile Türkiye’nin 2 katına yakın.
Bu rakam dünyada ilk 3 sırada yer alan ülkelerden Hong Kong’da 3 bin 183 ABD Doları, ABD’de 3 bin 105 ABD Doları, Güney Kore’de ise 2 bin 995 ABD Doları.
ELEKTRONİĞE 11,3 MİLYAR DOLAR
Avantajix kurucu ortağı Güçlü Kayral, Dijital Türkiye Şubat 2022 raporuna göre Türk tüketicilerin online alışverişte en fazla harcamayı 11 milyar 340 milyon ABD Doları ile elektroniğe yaptıklarını bildirdi.
Kayral’ın verdiği bilgilere göre, elektroniği, 5,27 milyar ABD Doları ile moda, 1,32 milyar ABD Doları ile mobilya, 1,11 milyar ABD Doları ile kişisel bakım ve kozmetik, 969,1 milyon ABD Doları ile oyuncak, hobi, 519,4 milyon ABD Doları ile fiziksel medya, 462,3 milyon ABD Doları ile yiyecek, 85,24 milyon ABD Doları ile de içecek sektörü takip etti.
Dijital Türkiye 2022 raporunda tatil, seyahat harcamalarının ayrı kategorilerde değerlendirildiğinin altını çizen Kayral, “Tatil seyahat için de 2021 yılında online pazarlarda 4,6 milyar ABD Doları harcama yapıldı” dedi.
İhracatta Garantisiz Alacakların Finansmanda Kullanılması – Bölüm III
GARANTİSİZ İHRACAT ALACAKLARI
Bir banka garantisinin olmaması ihracat alacaklarını garantisiz konumuna sokar. Garantili alacaklar olan; akreditif, kabul kredili banka avalli işlemler dışında kalan;
- Vesaik Mukabili İşlemler
- Mal Mukabili İşlemler / Açık hesap
- Kabul kredili müşteri kabullü işlemler
Genel anlamda garantisiz ihracat alacakları şeklinde ifade edilmektedir.
Garantisiz ihracat alacakları arasından en yürek sızlatan garantisiz alacaklar sınıfında yer alan Mal Mukabili İşlemler / Açık Hesap ihracat işlemleridir. Mal mukabili işlemlerde inisiyatif tamamen ithalatçının elindedir desem hiç de abartı olmaz. Açık hesap ihracat tıpkı mahalle bakalı gibi çalışır çoğu kez. İthalatçı malı alır ama karşılığında bir poliçe veya P/N vermez. “Yaz deftere kal bahara” misali
İthalatçımız USD.100.000.-‘lık mal almıştır mal mukabili olarak. Ama mal bedelinin ödenmesini muhtemelen tek seferde USD.100.000.- olarak yapmayacaktır. Bir kısmını deftere yazdırıp, bir kısmının ise ödemesini yapacaktır.
Şöyle ki;
USD.100.000.-‘lık mal bedelinin USD.75.000.-‘lık kısmını öder, USD.25.000.- lık kısmın parası ise bir sonraki alışveriş ile ödeyeyim diye ihracatçıya teklif yapmıştır. Daha da vahim sonuç; USD.100.000.- lık mal bedeline ait hiç ödeme yapmaması ve dükkanı kapatması.
Cevap hazır; “Olsa dükkan senin ama elimde yok ödeyemeyeceğim”
Böyle diyen ithalatçılar var mıdır? Ben çok tanık oldum. Böyleleri var. İşte garantisiz alacaklara güzel bir örnek.
Açık hesabın finansmanda kullanılması nasıl olur acaba? Aklı başında hiçbir finans kuruluşu açık ihracat hesabını fonlamaz. Firmanın farklı bir kredibilitesi yok ise açık hesabın finansmanda kullanılması zor.
Ancak Türk Eximbank yine burada can kurtaran rolünü üstlenir ve ihracat kredi sigortası yaparak bu ihracatçıyı finansman kapısını açabilir.
Türk Eximbank’ın asli faaliyetlerinden biri olan ülkemiz ihracatının desteklenmesi ve finansman sağlanması misyonunun yanında, ihracatçılarımızın garantisiz olarak yapmış oldukları satışlarla ilgili olarak İhracat Kredi Sigortası yapmak sureti ile ihracatçımızın alacağının adeta kaskosunu yapmaktadır. Türk Eximbank’ın ihracat kredi sigortası vasıtası ile ihracatçı hem garantisiz olarak mal satışı yapmakla birlikte daha uzun vadeli mal satmasının da önü açılmış oluyor. Ayrıca Türk Eximbank’ın yapmış olduğu ihracat kredi sigorta poliçesinin üzerine dain mürtehin şerhi koydurmak sureti ile poliçeyi Türk Eximbank’ın anlaşma yaptığı ticari bankalara teminat göstererek oradan kredi kullanma olanağını da elde edebilmektedir.
GARANTİSİZ İHRACAT VESAİKİNİN FİNANSMANI VE BANKALAR
Tahsil vesaikinin yurt dışına gönderilmesi konusunda ihracatçılar, ithalatçılarına tam olarak güven duymadıklarından kendi çalıştıkları bankaları devreye koyarlar. Bankalar hem ithalatçı, hem de ihracatçıya güven veren bir abide gibidir. Tahsil vesaiki ihracatçının bankasına teslim edilir ve tahsil süreci sonunda tahsil edilen ihracat bedeli ihracatçıya ödenir. Ancak tahsil süresi ülke ve ithalatçının koşularına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bu süre birkaç gün olabileceği gibi ay ile ifade edilebilecek uzun süreleri de kapsayabilir. İşte bu aşamada ihracatçı finansal ihtiyaçlarının karşılanması için vesaikin teslim edildiği kendi bankasına başvurarak kredi talebinde bulunabilir. Kredinin teminatında ise ihracatçının verebileceği tahsil vesaiki vardır. Bankalar tahsil vesaikini teminata alarak kredi verme yoluna gidebilirler. İhracat vesaikinin tahsile gönderilmesi ve tahsil edilmesi sürecinde bankaların bu süre içinde ihracatçıya avans kredi kullandırması için bankaların önemle üzerinde durdukları esaslar;
- Mal cinsi. Bozulabilir emtianın bankalar için uygun bir teminat olmadığını söylemek yerinde olur,
- Vesaikin gönderileceği ithalatçının bankasının bulunduğu ülke riski
- Vesaikin tahsil kabiliyeti. Daha önce aynı alıcıya gönderilen vesaikin akıbeti emsal teşkil eder
Belli başlı olanlarıdır.
Bankaların üzerinde durdukları koşullar bellidir. Ancak bu koşullara ilaveten bankalar CIF (Cost + Insurance + Freight) yüklemelerde ihracatçı tarafından düzenlenecek sigorta poliçesinin kendi adlarına ait olmasını isterler. Veya kendi adlarına cirolu olması ister ki poliçeden doğan hakların tamamen bankaya ait olmasını arzu etmektedirler.
Şöyle ki;
Yukarıdaki poliçenin bir ihracat işleminde kullanıldığını düşünün. İhracatçı The Rice Company firması navlun sigorta poliçesini kendi adına düzenletmiş. Poliçeden doğan tüm haklar The Rice Company’e aittir. Ancak bu navlun sigorta poliçesinin içinde bulunduğu vesaik bankadan kullanılacak ihracat avans kredisinin teminatında kullanılmak istenirse, bu durumda bankalar bu poliçenin;
- Kendi adlarına tanzimli veya
- Kendi lehine ciro edilmesini
talep edeceklerdir.
Navlun sigorta poliçeleri ciro edilebilir nitelikte olduğundan ihracatçı firma kendi adına tanzim ettirdiği navlun sigorta poliçesini, kredi kullanacağı kendi bankası lehine ciro edebilir. İhracatçı malını CIF (Cost + Insurance + Freight) olarak yüklediğinde elinde navlun sigorta poliçesi mevcut olmasına karşın, yüklemede teslim şekli olan FOB, CFR, EXW veya FAS olarak yapılırsa, sigorta yapma yükümlüğü ithalatçıya ait olacak. Bu durumda ihracatçının elinde navlun sigorta poliçesi olmayacak, söz konusu poliçe ithalatçıda olacaktır çünkü bu teslim şekillerine göre navlun sigortasını yapma yükümlülüğü ithalatçıya ait olacaktır. İthalatçı navlun sigortasını yaptırdığında, ihracatçının kendi bankasından kullanacağı kredinin teminatında kullanılması için elindeki navlun sigorta poliçesinden doğan hakları ihracatçıya veya ihracatçının bankasına vermeye istekli olacak mı? Elbette istekli olmayacak. Zaten vesaik mukabili işlemde asıl sorun ithalatçı ve ihracatçılar arasında bir güven sorunu yok muydu?
Bu durumda iş bankaların biraz daha fazla risk almasına kalacak. Zira FOB, CFR, EXW veya FAS olan yüklemelerde ithalatçı navlun sigortasını yapacağından dolayı bankaların navlun sigorta poliçelerinin kendilerine ibraz edilmesi veya kendi bankaları lehine tanzim / ciro edilmesi çok da anlamlı olmayacaktır. Bu durumda bankalar biraz daha fazla risk almak zorunda kalacaklar. Daha farklı ilave teminat alacaklar veya vesaik karşılığı daha fazla marj almak durumunda kalacaklardır. Vesaik tutarının % 80’nin ödemek yerine, marjı biraz daha geniş tutarak % 70’e veya % 60’a kadar indirebilir.
KREDİ TEMİNATINDA KULLANILAN FOB, CFR, FAS EXW TESLİM ŞEKLİNE GÖRE YÜKLENMİŞ İHRACATA AİT MALLARDA HASAR OLUŞURSA.
İşte tam da anlatmaya çalıştığım konu buydu. Bankalar bu konuda genel anlamda risk almaktadırlar. Riskin tüm yönleriyle farkında olan bankaların tavrı daha farklı, riskin farkında olmayan bilgi konusunda bir adım geride olan bankalar yok değil elbette, riskin farkında olmayan bankalar olaya daha basit bir gözle bakacaklardır muhtemelen. Çünkü muhtemel riskler konusunda neler bilmedikleri önemlidir.
Şu hususun altını çizmekte yarar var; kredi teminatında kullanılan vesaik mukabili işlemde teslim şekli FOB, FAS, EXW, CFR olması durumunda, vesaik ihracatçının kontrolünde, sigorta sorumluluğu, sigortadan doğan hakların menfaatdarı ise tamamen ithalatçıdır zira navlun sigortasını tanzim ettiren ithalatçı elbette ki sigortadan doğacak hakların kendisine ait olmasını isteyecektir. Tabir yerinde ise; davul ihracatçıda, tokmak ise ithalatçıdadır. İhraç mallarında taşına sırasında hasar oluşması durumunda ise navlun sigorta poliçesi menfaatdarı olan ithalatçı sigortadan hasar tazminatını alabilecektir ama hangi koşulda? Ama malların bedeli ödenmeden malları hasara uğrayan ise ihracatçı değil midir? Hasar tazminatının ihracatçıya ödenmesi gerekmiyor muydu?
İki bilinmeyenli denklem… Sigorta şirketleri hasar ödemesini sigorta poliçesinin menfaatdarı ithalatçıya öder mi sizce? Malı hasar gören ihracatçı, parayı talep edecek olan ithalatçı…
Terazinin ibresi yanlış tarafı gösteriyor bu bakış açısında.
REŞAT BAĞCIOĞLU
Ödüllü Haftalık İş Bulmacası 21-27 Şubat 2022
Business Puzzle Weekly
Güzel bir mola verin. Kısa zihinsel bir tazeleme için Bulmaca çözün.
İş hayatı ile ilgili hazırladığımız bulmaca için 5 dakika zaman ayırın.
Her pazartesi bir bulmaca sizi bekliyor. Kolaylıklar dileriz.
BAŞLAMAK İÇİN BULMACALAR SAYFASINI ZİYARET EDİN.
https://satinalmadergisi.com/bulmacalar/
Ödül: 1 Kişiye Dijital Dergi Aboneliği. Çözüm ve önerilerinizi dergi@SatinalmaDergisi.com adresine gönderiniz. Şanslı kişi siz olun. Resmi tıklayın ve yeni sayfada çözmeye başlayın. İnteraktiftir.
Bu bulmaca için çözüm gönderim süresi 1 haftadır.
Satınalma dergisi web sitesi üzerinde ya da kağıt çıktı (PDF) üzerinde dilediğiniz zaman çözebilirsiniz.
Sanayide Enerji Kullanımının Önemi
Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu
“Enerji, yaratıcılığın anahtarıdır. Enerji, hayatın anahtarıdır.” William Shatner
Sanayiden kaynaklı sorunların başında çevre kirliliği gelir ve bu çok önemlidir. Her sanayi üretiminde ortaya; katı, sıvı ve gaz halinde atıklar çıkar. Bu atıklar doğayı ve insan sağlığını tehdit edici boyutlardadır. Sanayi üretimi, tarımsal ve hammadde kaynakları üzerinde büyük baskılara neden olmaktadır. Ürünlerin dağıtımı nedeniyle ihtiyaç duyulan ulaşım ağ sistemleri, doğa üzerinde yeni tahribatlara yol açar. Sanayi faaliyetleri ile büyüyen şehirler; gecekondulaşma, alt yapı yetersizliği, işsizlik ve sosyal sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu teknolojilerin kullanılması ile sanayi nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözüme kavuşturulacağı görülmektedir.
- yüzyılda Sanayi Devrimiyle başlayan süreçte ülkelerin ekonomik, sosyal, siyasi alanlarda uğradıkları değişiklikler sanayileşme olarak tanımlanmaktadır. Sanayileşme, yatırım, istihdam, işsizlik, cari açık gibi küresel sorunlarla doğrudan ilgilidir.
Sanayileşme, ekonominin tarım ve hizmetler sektörlerinde de meydana gelebilir. Günümüz dünyasında, gelişmiş ekonomilerin, aynı zamanda sanayileşmiş ülkeler olmaları, ekonomik gelişme ile sanayileşme arasında çok yakın bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Bir ülke gelişmiş ise aynı zamanda da sanayileşmiş demektir. Bu nedenle hemen hemen bütün az gelişmiş ülkelerde sanayileşme, iktisadi veya ekonomik kalkınmanın temel yaklaşımı olarak benimsenmiştir. Bir ülkede sanayileşmeyle birlikte genellikle; sanayi ürünleri ihracatı, hammadde ithalatı ve dış ticaret hacmi artar. Tarımda çalışan nüfus oranı azalırken; sanayide çalışan nüfus oranı artarak, işsiz insan sayısı azalır. Ayrıca, kişi başına düşen milli gelir, şehirleşme oranı ve ortalama yaşam süresi artar. Sanayinin yüksek düzeye ulaşması için; düşük katma değerli ve emek-yoğun ürünler yerine, ileri teknolojili ve sermaye-yoğun ürünler üreterek, bu ürünlerin gelişmekte olan ülkelere ihraç edilmesi gerekmektedir. Sanayinin daha iyi düzeye gelebilmesi için; teknolojik bağımlılık düzeyi, minimum seviyede olmalıdır. Yüksek derecede ve süreklilik gösteren teknolojik bağımlılık, sanayileşme çabalarını engeller.
Dünya nüfusu, teknolojik gelişmeler ve daha çağdaş yaşama arzusu gün geçtikçe artmaktadır. Buna bağlı olarak, enerji kaynaklarına olan talep, her geçen gün artmaktadır. Yeni kaynaklar aranırken, enerji tüketiminde de tasarruf yolları aranmaktadır. Dünyada enerji tüketim oranları; petrol %33, kömür %30 ve doğal gaz %23; Türkiye’de enerji tüketim oranları ise doğal gaz %33, petrol %27, taşkömürü %15, linyit %14 ve hidrolik %4’tür. Kullanışlarına göre enerji; yenilenebilir ve yenilenemez enerji kaynakları olarak ikiye ayrılmaktadır. Yenilenemez enerji kaynakları; kömür, petrol, doğalgazdır. Yenilenebilir enerji kaynakları ise; hidrolik, güneş, biokütle, rüzgâr, jeotermal, dalga ve hidrojendir.
Geleneksel enerji kaynaklarının zaman içinde tükenecek olması ve aynı zamanda karbon salınımı nedeniyle atmosferi olumsuz etkilemesi, alternatif enerji üretimini zorunlu kılmıştır. Kömür, Asya ülkelerinde önemli bir enerji kaynağı olmayı sürdürmektedir. Elektrikli araçların bataryalarında beklenen iyileşme, taşıma sektöründe devrim yaratma gücüne sahiptir. Nükleer enerjinin geleceği konusunda ise endişe duyulmaktadır. 1923’te kurulan Dünya Enerji Konseyi, sürdürebilir enerjinin geleceği konusunda somut çalışmalar yürüten ve fikir liderliği yapan, küresel tek forumdur.
Enerji Sorunun Önemi
- Dünya’da, artan nüfus ve refah seviyesi, enerji tüketimini de aşırı biçimde arttırmıştır. Yoğun kullanım hem enerjinin sağlanması hem de üretimi sırasında oluşan kirlilik nedeniyle büyük sorunlara yol açmakta, en önemlisi küresel ısınma tehdidini tetiklemektedir.
- Gelişmekte olan ülkelerde büyük bir enerji açığı ve dışa bağımlılık bulunmaktadır.
- Enerji Sorunu, günümüzde sadece sürdürülebilir bir kalkınmanın gerekliliği için değil, aynı zamanda dünya barışı ve güvenliği için de son derece önemlidir.
Dünya Bankası 2019 Enerji İlerleme raporuna göre; dünyada hala yedi kişiden birinin elektriğe ulaşamadığı ve 3 milyar kişinin çevreyi kirleten (fosil yakıtlar) kullandığı belirtilmektedir. Teknolojideki gelişmeler; güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi gibi temiz ve yenilenebilir kaynaklardan daha ucuz ve kolay enerji üretilmesini sağlayarak, enerji problemine çözüm sunmaktadır. Yeni nesil pil sistemleri ve çok daha az enerji tüketen elektrikli cihazlar ise enerjinin daha verimli kullanılmasına yardımcı olmaktadır.
Şikâyet Süreci Tamamlanmadan, Süresinde Sözleşme İmzalamaya Yanaşmadığı Gerekçesiyle Başvuru Sahibi İsteklinin Geçici Teminatı Gelir Kaydedilir mi?
İtirazen Şikayet Konusu; Şikâyet süreci tamamlanmadan, süresinde sözleşme imzalamaya yanaşmadığı gerekçesiyle başvuru sahibi isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilmesinin ve yasaklama işleminin başlatılması doğru olurmu?
Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; 02.02.2022 tarihli ve 2022/UH.I-206 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;
Yapılan incelemede, şikayet ve itirazen şikayet başvurularının ihale sürecini durdurma ve sözleşmenin imzalanması sürecini erteleme etkisinin olduğu, başvurular sonucunda alınacak kararların sonucunun (başvuru red, şikayet red, düzeltici işlem belirlenmesi, iptal) bu durumu değiştirmeyeceği, idare tarafından Eren Grup Kur. Hiz. Tar. Ürn. San. ve Tic. A.Ş.nin sözleşme imzalamaya davet edildiği tarih olan 29.12.2021 tarihinde ihale sürecini durdurma ve sözleşmenin imzalanması sürecini erteleme etkisi olan bir şikâyet ve itirazen şikâyet başvuru sürecinin bulunmadığı, dolayısıyla anılan tarih itibarıyla idare tarafından ekonomik açıdan en avantajlı birinci teklif sahibi olarak belirlenen isteklinin sözleşmeye davet edilmesinde bir aykırılığın bulunmadığı, ancak söz konusu istekli tarafından sözleşme imzalama süresi içinde sözleşmeye davet yazısına yönelik olarak 05.01.2022, 08.01.2022 ve 10.01.2022 tarihli dilekçelerle şikâyet başvurusunda bulunulduğu, anılan istekli tarafından akabinde 14.01.2022 ve 17.01.2022 tarihli dilekçelerle itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu, dolayısıyla başvuru sahibi istekli tarafından;
10 günlük sözleşme imzalama süresi içinde şikayet sürecinin başlatılması nedeniyle sözleşmenin imzalanma sürecinin şikayet neticesine kadar erteleneceğinden idare tarafından şikayet süreci tamamlanmadan, süresinde sözleşme imzalamaya yanaşmadığı gerekçesiyle başvuru sahibi istekli hakkında anılan Kanun’un 44’üncü maddesi gereği geçici teminatının gelir kaydedilmesi ve ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif olan Ada Top. Yem. Gıd. Tem. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.yle sözleşme imzalanmasına yönelik işlemlerin mevzuata aykırı olduğu,
Öte yandan, başvuru sahibi istekliye 29.12.2021 tarihinde EKAP üzerinden gönderilen sözleşmeye davet yazısında 10 günlük süre içerisinde sözleşmeyi imzalaması hususunun bildirildiği, anılan istekli tarafından ilk şikâyet başvurusunun 05.01.2021 tarihinde yapıldığı, dolayısıyla söz konusu tarih itibarıyla sözleşme imzalama süresinin durduğu, bu durma tarihine kadar 10 günlük sözleşme imzalama süresinin 6 gününün geçtiği, bu itibarla işbu Kurul kararının taraflara (idare ve başvuru sahibi istekli) tebliğinden itibaren idare tarafından başvuru sahibi isteklinin kalan 4 günlük süre verilerek sözleşme imzalamaya davet edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mehmet ATASEVER
Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen
Boeing, 2 Milyar Dolarlık E-Ticaret Satışıyla Rekor Kırdı
- Boeing Satış Sonrası Hizmetler online satış portalı, müşteri işlemlerini yeni araçlarla kolaylaştırıyor.
- Rekor düzeyde online sipariş, COVID-19 sonrası toparlanmanın sürdüğünü gösteriyor.
Boeing, geçen yıl 2 milyar doların üzerinde online sipariş alarak e-ticarette yedek parça satış rekoru kırdı. Dijital araçlara yaptığı yatırımlarla güçlenen Boeing Distribution Inc. (eski adıyla Aviall), kendi e-ticaret sitesi üzerinden ticari ve kamu müşterilerine 70.000’e yakın yedek parça ürünü satarak salgın öncesi satış rakamlarının üstüne çıktı. Online satışların 1,5 milyar dolarını oluşturan ticari siparişler, havayolu sektöründeki süregelen toparlanmanın göstergesi oldu.
Boeing Satış Sonrası Hizmetler Başkan ve CEO’su Ted Colbert, “Piyasanın istikrarlı bir toparlanma sürecine girdiği bu dönemde, 2021 yılını 2 milyar dolarlık rekor satışla kapattık. E-ticaret kabiliyetlerimiz, sektörün toparlanması ve büyümesi için sunduğumuz dijital çözümlere örnek teşkil ediyor. Ürün ve hizmetlerimizle değer yaratmaya, bu dinamik ortamda faaliyet gösteren müşterilerimizle ortaklıklar geliştirmeye devam edeceğiz.” dedi.
Boeing Distribution Inc.’in online işlemlerde elde ettiği gelir, salgın öncesi döneme kıyasla yüzde 15 artarken, siparişler de yüzde 20 oranında artış gösterdi. Yenilenen ana sayfa, canlı sohbet özelliği ve online bilgi merkezi gibi müşteri deneyimini iyileştirmeye yönelik yeni araçların devreye sokulmasıyla satışlarda artış yaşandı.
500.000’den fazla ürünün satışa sunulduğu yenilenmiş yedek parça e-ticaret portalı, geçen yıl, 50 ülkeden 5 milyon ziyaretçi rakamına ulaştı.

Boeing Satış Sonrası Hizmetler Yedek Parça, Dağıtım Hizmetleri ve Tedarik Zinciri Başkan Yardımcısı William Ampofo, “Müşterilerimizin ihtiyaçlarını dikkate alarak yeni dijital araçlarla e-ticareti iyileştirmeye devam ediyoruz. Ayrıca, strateji, program ve ürün yelpazesi yönetimini tedarik zinciri ve müşteri desteği ile uyumlu hale getirerek müşterilerimiz için daha modern bir süreç yaratıyoruz. Dijital ve performans iyileştirmelerine odaklanmaya, müşterilerimizle ilişkilerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz.” dedi.