Dijital İnsan Sermayesi: Veri, Beceri ve Dönüşümün Yeni Üçgeni

Dijital İnsan Sermayesi Veri, Beceri Ve Dönüşümün Yeni üçgeni Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Dijital İnsan Sermayesi: Veri, Beceri ve Dönüşümün Yeni Üçgeni

Olgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Eğitimci, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Dijital İnsan Sermayesi Veri, Beceri Ve Dönüşümün Yeni üçgeni Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemYıllardır yöneticiler olarak “insan sermayesi” kavramını hep konuşuruz. Çünkü şirketlerin en değerli varlığı, hiçbir bilançoda tam olarak görünmeyen, ancak her karara, her müşteriye, her fikre yansıyan o insandır. Fakat artık başka bir eşikteyiz. Dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon, veri analitiği ve bağlantılı çalışma modelleri, insan sermayesini yalnızca bir “kaynak” olmaktan çıkarıp yeniden tanımlıyor: Dijital İnsan Sermayesi.

Bu yeni kavram, insanın becerisini, veriye dayalı zekâyla, çeviklikle ve sürekli öğrenmeyle harmanlıyor. Deloitte’un 2024 Global Human Capital Trends raporuna göre, çalışanların %76’sı “önümüzdeki 5 yıl içinde işimin tanımı değişecek” diyor; ama yalnızca %43’ü şirketlerinin bu dönüşüme hazır olduğuna inanıyor. Yani dönüşüm kapımızda, ancak hazırlık eksik.

Gelin bu sefer, dijital insan sermayesini oluşturan bileşenleri, şirketlerin bu alanda karşılaştığı boşlukları ve geleceğin liderlerinin nasıl bir stratejik yaklaşım benimsemeleri gerektiğini tartışacağım. Çünkü dijital dönüşüm, yalnızca teknolojiyi değil, insanı da dönüştürmek zorunda. Dijital İnsan sermayesinin en temel bileşenlerini ise ben şu şekilde özümsüyorum:

Dijital çağda “bilmek” artık yeterli değil; veriyi okumak, yorumlamak ve eyleme dönüştürmek gerekiyor. 2025’e kadar dünya genelinde veri hacminin 180 zettabayta ulaşması bekleniyor. Ancak PwC’nin 2024 raporu, çalışanların yalnızca %23’ünün temel düzeyde veri okuryazarı olduğunu gösteriyor. Dijital insan sermayesi, bu farkı kapatabilen çalışanları yaratır. Çünkü analitik düşünme artık mühendislerin değil, her profesyonelin becerisi haline gelmek zorunda.

Bugün bir çalışanın edindiği beceriler, 3 yıl içinde demode hale gelebiliyor. Bu nedenle dijital insan sermayesi, “öğrenmeyi öğrenen” bireylerden oluşmak durumunda. IBM’in araştırmasına göre, dijital öğrenme programlarına aktif katılan çalışanların üretkenliği %15 artıyor. Kurum kültürü içinde bu öğrenme çevikliğini yaratmak, artık İK’nın değil, tüm liderlerin sorumluluğunda.

Uzaktan ve hibrit çalışma artık geçici bir pandemi çözümü değil; kalıcı bir kültür. Dijital insan sermayesi, bu ortamda etkin iletişim kurabilen, işbirliği araçlarını akıllıca kullanan, zamanı yönetebilen kişilerden oluşur. Microsoft’un 2024 Work Trend Index raporuna göre, toplantı yükünü %30 azaltan şirketlerde karar hızı %42 artıyor. Yani dijital çeviklik, sadece araçları değil, kültürü de sadeleştirmekten geçiyor. Ama ne yazık ki gelin görün ki, Türkiye’de son 1 yıldır tekrar ofislere tamamen dönülüyor. Hem de hiç ummayacağınız yazılım şirketleri dahi bunu yapıyor. Burada parantez açıp Türk patronlarına bir soru yöneltiyorum? Gerçekten çalışanlar elimin altında mı olsun? Onları kontrol edeyim mi? Verimli çalışma isteği mi? Yoksa çalışanlar hibrit sistemi kötüye mi kullanıyor? Gerçekten merak ediyorum. Özellikle genç ve yazılım şirketi sahibi patronlardan cevap bekliyorum. Kapatalım parantezi devam edelim.

Otomasyon rutin işleri devraldıkça, insana özgü değerler yeniden kıymetleniyor. Yaratıcılık, empati, etik ve sezgi… Bu beceriler, dijital çağın “yeni altınları.” Dijital insan sermayesi, teknolojiyi duygusal zekâyla birleştirebilen bireyleri yetiştirir. İşte tüm bunlar dijital insan sermayesinin ana bileşenleri.

Şirketler İçin Neden Kritik?

Dijital dönüşüm yatırımlarının başarısızlık oranı hâlâ yüksek. McKinsey verilerine göre, şirketlerin yalnızca %30’u dijital dönüşüm hedeflerine ulaşabiliyor. Bu verinin ben bu orandan da yüksek olduğunu düşünüyorum. Başarısızlıkların temelinde teknoloji değil, insan var: beceri eksiklikleri, direnç, kültürel kopukluklar. Bu noktada Dijital insan sermayesi, bu zincirin eksik halkasını tamamlıyor. Çünkü teknoloji ne kadar güçlü olursa olsun, onu kullanan insan vizyonu zayıfsa, sistemin değeri eksik kalıyor. Dünya genelinde genç profesyonellerin %65’i, iş seçiminde “teknolojiyle gelişme fırsatı sunan” şirketleri tercih ediyor. Yani yetenek savaşının kazananı, maaş veren değil, öğrenme ve gelişim sunan şirketler olacak. Amazon’un kendi çalışanlarına yılda 1 milyar dolarlık yeniden beceri kazandırma yatırımı yapması, bu stratejik farkındalığın göstergesi değil de nedir?

Mevcut Durum: Neler Yanlış Gidiyor?

2024’te LinkedIn’in “Future of Skills” raporu, iş gücündeki en büyük açığın dijital beceriler olduğunu belirtiyor. Çalışanların %60’ı, görevlerinin gelecekte dijital araçlarla yapılacağını biliyor ama sadece %30’u kendini hazır hissediyor. Bu durum, yalnızca bireysel değil, yapısal bir eksiklik olarak önümüzde duruyor. Diğer bir taraftan dijital dönüşümün önündeki en büyük engel, teknoloji değil, kültür. Geleneksel hiyerarşik yapı, yeniliği bastırıyor. İsviçre’de yapılan 2024 tarihli bir araştırma, “kültürel çeviklik” puanı yüksek şirketlerin dijital dönüşüm başarısının da daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Hâlâ birçok kurumda performans göstergeleri üretim miktarı ya da satış hacmine göre ölçülüyor. Oysa dijital insan sermayesi, öğrenme, adaptasyon ve yenilik üretme kapasitesiyle değerlendirilmelidir. Bunun için ise farklı bir İK bakış açısı gerekiyor. Bunların üzerine KOBİ’lerde dijital dönüşümün en büyük engelinin finansman değil, vizyon olduğunu belirtmem gerekiyor. Yönetim seviyesinde dijital strateji eksikliği, insan sermayesini güçlendirecek programların oluşmasını engelliyor.

Şirketler Dijital İnsan Sermayesini Nasıl Güçlendirebilir?

Her şirketin önce kendine sorması gerekiyor: Bizim dijital beceri envanterimiz nedir? Accenture’ın “Skill Mapping” modeline göre, beceri haritası çıkarılan kurumlarda dönüşüm başarı oranı %47 artıyor. Bu haritalama, sadece çalışan bazında değil; ekip, süreç ve teknoloji entegrasyonu düzeyinde yapılmalı. Artık “eğitim” bir etkinlik değil, bir süreç. Spotify, 2023’te tüm çalışanları için “Learn Anywhere” platformunu devreye aldı; mikro derslerden oluşan bu sistemde çalışanlar yılda ortalama 22 yeni beceri kazanıyor. Dijital insan sermayesi sadece İnsan Kaynakları’nın konusu değil. BT, strateji, pazarlama ve operasyon birimleriyle ortak bir vizyon gerektiriyor. Microsoft, 2024’te tüm birimlerini kapsayan “Tech + Talent Initiative” programını başlattı. Sonuç: iç mobilitede %35 artış, dijital beceri sertifikasyonlarında %50 yükselme. Çalışanları dijital beceri kazanımları üzerinden ödüllendiren kurumlar, öğrenme oranlarında 2,3 kat daha yüksek başarı elde ediyor (LinkedIn Workplace Learning Report 2024). Gördüğünüz gibi örnekleri çoğaltmak mümkün ama benim önemsediğim Türkiye’deki örnekleri çoğaltabilmek.

Teknoloji ve İnsan Etkileşimi: Otomasyon Karşısında Yeni Rol

Yapay zekâ, üretkenliği artırıyor ama karar alma, etik değerlendirme ve empati hâlâ insana ait alanlar. Gartner’ın 2024 öngörüsüne göre, 2027’ye kadar iş süreçlerinin %60’ında “insan + yapay zekâ” hibrit karar yapıları kullanılacak. İngiltere merkezli bir sağlık kuruluşu olan NHS, hasta triaj süreçlerinde yapay zekâ destekli sistem kullanıyor. Ancak nihai karar hâlâ insanda — çünkü güven duygusu, veriden değil, ilişkiden doğuyor. İşte dijital insan sermayesinin değeri burada yatıyor: teknoloji işin mekanik kısmını çözer, insan anlam katar. Artık yatırımcılar sadece bilanço değil, “insan sermayesi raporu” da istiyor. ERM’nin 2025 trend raporuna göre, dünya çapındaki büyük şirketlerin %78’i üst düzey yöneticilerin performans değerlendirmelerinde insan sermayesi göstergelerini kullanıyor. Dijital beceri gelişimi, çalışan bağlılığı, öğrenme çevikliği gibi göstergeler finansal KPI’larla birlikte raporlanıyor. Bu sadece sosyal bir sorumluluk değil, aynı zamanda rekabetçi bir zorunluluk. Çünkü yatırımcılar, “insan sermayesi güçlü olan şirketlerin uzun vadede daha sürdürülebilir” olduğunu görüyor. Gelelim tekrar Türkiye tarafına ve perspektifine:

Türkiye’de dijitalleşme hızlanıyor, ancak insan sermayesi entegrasyonu hâlâ sınırlı. TÜSİAD ve Türkiye İş Bankası’nın 2024 raporu, şirketlerin %64’ünün dijital dönüşüm yatırımı yaptığını, ama sadece %28’inin çalışan becerilerini bu yatırımla uyumlu hale getirdiğini gösteriyor. Kamu–özel işbirlikleri bu boşluğu kapatabilir. Üniversitelerle ortak “yeniden beceri kazandırma” programları, bölgesel dijital akademiler ve uzaktan eğitim teşvikleri, dijital insan sermayesinin güçlenmesini sağlar. Örneğin, Türkiye’de bazı büyük holdingler “dijital okuryazarlık sertifikası” programları başlattı ve katılımcıların %80’i bir yıl içinde dijital araç kullanımında belirgin ilerleme kaydetti.

Geleceğimiz Nasıl Olacak?

2023–2028 arasında çalışanların %44’ünün becerileri yapay zekâ tarafından dönüştürülecek.
Ama bu, “işlerin ortadan kalkacağı” değil, “işlerin yeniden tanımlanacağı” anlamına geliyor. Yeni rol modelleri ortaya çıkıyor:

  • Veri Etikası Uzmanları: Yapay zekânın kararlarını sorgulayan profesyoneller.
  • Öğrenme Mimarları: Kurum içinde sürekli öğrenme sistemlerini tasarlayan liderler.
  • Dijital İnsan Sermayesi Yöneticileri: Teknoloji yatırımlarını insan gelişimiyle entegre eden stratejik roller.

2030’a giderken başarı kriteri, “teknolojiye sahip olmak” değil, “insanı bu teknolojinin anlamlı kullanıcısı haline getirmek” olacak. Her şeyin kalbinde insan olacak. Dijital dönüşümün asıl başarısı, uygulanan yazılım sayısıyla değil; dönüşüme dâhil edilen insan sayısıyla ölçülür olacak. “Teknoloji, hız ve ölçek kazandırır; insan ise yön ve anlam verir.” bunu hiç unutmamız gerekiyor.

Liderlere düşen görev, makineleri eğitmek kadar insanları da yeniden tanımlamaktır. Çünkü dönüşüm bir sistem meselesi değil, bir bilinç meselesidir. Benim, “Bitersem Bitersin” kitabımda da söylediğim gibi: “Bir işletme, çalışanlarının gelişme hızından daha hızlı büyüyemez.” Bugünün dünyasında sürdürülebilir büyümenin yolu, dijital insan sermayesini güçlendirmekten geçiyor.
Makine öğrenebilir, ama insan hayal kurar. Ve geleceği inşa edenler, hâlâ hayal kurabilenlerdir. Şimdiden söyleyeyim.

Dijital İnsan Sermayesi Veri, Beceri Ve Dönüşümün Yeni üçgeni Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemOlgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Eğitimci, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Aşırı Düşük Açıklamalarının Uygun Olmaması?

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Aşırı Düşük Açıklamalarının Uygun Olmamasıi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Aşırı Düşük Açıklamalarının Uygun Olmaması?

Mehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Aşırı Düşük Açıklamalarının Uygun Olmamasıi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; İhale üzerinde bırakılan …………Tıbbi Malzeme Lojistik San.Tic. A.Ş.nin aşırı düşük teklif açıklamalarının uygun olmadığı, şöyle ki; üçüncü kişilerden alınan fiyat tekliflerinin Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79.2.2 ve devamı maddelerinde öngörülen şekil şartlarını taşımadığı, Ek-O.5, Ek-O.6 ve Ek-O.7 tutanaklarının mevzuata aykırı düzenlendiği, son veya bir önceki geçici vergi beyanname dönemine ait verilerin kullanılmadığı, teklif edilen birim fiyatların tutanaklarda tespit edilen maliyetlerin altında olduğu, gerekli meslek mensubu beyanı, kaşe ve onayların bulunmadığı, teklif edilen cihazların bazılarının piyasaya yeni girdiği, dolayısıyla açıklama kapsamında sunulan fatura örneklerinin geçerli olmadığı, noter/YMM/SMMM onaylı suretlerinin bulunmadığı, yabancı para birimi üzerinden alınan proforma faturaların Türk Lirasına çevrilmesine ilişkin açıklamanın yapılmadığı iddialarına yer verilmiştir.

08.10.2025  tarihli ve 2025/UH.I-2198 Sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Aşırı düşük teklifler” başlıklı 38’inci maddesinde “İhale komisyonu verilen teklifleri değerlendirdikten sonra, diğer tekliflere veya idarenin tespit ettiği yaklaşık maliyete göre teklif fiyatı aşırı düşük olanları tespit eder. Bu teklifleri reddetmeden önce, belirlediği süre içinde teklif sahiplerinden teklifte önemli olduğunu tespit ettiği bileşenler ile ilgili ayrıntıları yazılı olarak ister.

İhale komisyonu;

a) İmalat sürecinin, verilen hizmetin ve yapım yönteminin ekonomik olması,

b) Seçilen teknik çözümler ve teklif sahibinin mal ve hizmetlerin temini veya yapım

işinin yerine getirilmesinde kullanacağı avantajlı koşullar,

c) Teklif edilen mal, hizmet veya yapım işinin özgünlüğü,

gibi hususlarda yapılan yazılı açıklamaları dikkate alarak, aşırı düşük teklifleri

değerlendirir. Bu değerlendirme sonucunda, açıklamaları yeterli görülmeyen veya yazılı

açıklamada bulunmayan isteklilerin teklifleri reddedilir. …” hükmü yer almaktadır.

Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Hizmet alımı ihalelerinde sınır değer tespiti ve aşırı düşük tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 79’uncu maddesinde “… 79.2.2. İstekliler aşırı  düşük olarak tespit edilen tekliflerini aşağıdaki yöntemleri kullanarak açıklayabilirler.

79.2.2.1. Üçüncü Kişilerden Alınan Fiyat Teklifleri: Teklifi oluşturan maliyet bileşenlerine ilişkin üçüncü kişilerden fiyat teklifi alınması durumunda, öncelikli olarak fiyat teklifini veren kişiyle tam tasdik sözleşmesi yapan veya beyannamelerini imzalamaya yetkili olan meslek mensubu tarafından ilgisine göre teklife konu mal veya hizmet için maliyet tespit tutanağı veya satış tutarı tespit tutanağı düzenlenecektir. Tutanaklar fiyat teklifinin dayanağı olarak düzenlenecek olup, aşırı düşük teklif açıklaması kapsamında sunulacaktır.

Maliyet tespit tutanağı dayanak alınarak fiyat teklifi sunulabilmesi için, fiyat teklifinin mamul/mala ilişkin olması halinde mamul/malın birim fiyatının, tutanakta tespit edilen ağırlıklı ortalama birim maliyetin altında olmaması; fiyat teklifinin hizmete ilişkin olması halinde ise bu hizmetin birim fiyatının, tutanakta tespit edilen toplam birim maliyetin altında olmaması, fiyat teklifi üzerine meslek mensubu tarafından “Bu fiyat teklifindeki birim fiyatın, mükellefin yasal defter ve belgelerine göre tarafımca düzenlenerek onaylanan (…/…/…) tarih ve (…) sayılı maliyet tespit tutanağındaki ortalama/toplam birim maliyet tutarının altında olmadığını beyan ederim.” ibaresinin yazılarak imzalanması ve iletişim bilgileri de belirtilmek suretiyle kaşelenmesi/mühürlenmesi gerekmektedir.

Satış tutarı tespit tutanağı dayanak alınarak fiyat teklifi sunulabilmesi için teklif edilen  birim fiyatın, ilgili tutanakta tespit edilen ağırlıklı ortalama birim satış tutarının % 80’inin altında olmaması, fiyat teklifi üzerine meslek mensubu tarafından “Bu fiyat teklifindeki birim fiyatın, mükellefin yasal defter ve belgelerine göre tarafımca düzenlenerek onaylanan (…/…/…) tarih ve (…) sayılı satış tutarı tespit tutanağındaki ağırlıklı ortalama birim satış tutarının % 80’inin altında olmadığını beyan ederim.” ibaresinin yazılarak imzalanması ve iletişim bilgileri de belirtilmek suretiyle kaşelenmesi/mühürlenmesi gerekmektedir.

Üçüncü kişilerden alınan fiyat tekliflerinin teklife konu alanda faaliyet gösterenlerden alınması gerekmekte olup, bu belgelerin ihale tarihinden önce düzenlenmiş olması zorunlu değildir. Kaşeleme işlemi 8.4’üncü maddede belirtilen özel kaşe kullanılmak suretiyle yapılabileceği gibi, bu kaşe dışında meslek mensubuna ilişkin bilgileri içeren kaşe kullanılmak suretiyle de yapılabilir.

79.2.2.7. İsteklinin Kendi Ürettiği, Aldığı veya Sattığı Mallara İlişkin Fiyatlar: Teklifi oluşturan maliyet bileşenlerine ilişkin olarak isteklinin kendi ürettiği, aldığı veya sattığı mallara ait fiyatların kullanılması durumunda, istekliyle tam tasdik sözleşmesi yapan veya beyannamelerini imzalamaya yetkili olan meslek mensubu tarafından ilgisine göre aşırı düşük teklif açıklamasına konu mal için düzenlenen maliyet/satış tutarı tespit tutanağı ile açıklama yapılabilir.

Maliyetler dayanak alınarak yapılan açıklamanın geçerli olabilmesi için teklif edilen birim fiyatın, ilgili tutanakta tespit edilen ağırlıklı ortalama birim maliyetin altında olmaması ve isteklinin ilan/davet tarihinin içinde bulunduğu aydan önceki üç ay veya bundan önceki üç ay içinde ihale konusu işte kullanılmasını öngördüğü mal miktarının en az yarısı kadar alım yapmış olması gerekir.

Satışlar dayanak alınarak yapılan açıklamanın geçerli olabilmesi için teklif edilen birim fiyatın, ilgili tutanakta tespit edilen ağırlıklı ortalama birim satış tutarının %80’inin altında olmaması, malın ticaretinin isteklinin faaliyet alanında olması ve isteklinin ilan/davet tarihinin içinde bulunduğu aydan önceki üç ay veya bundan önceki üç ay içinde ihale konusu işte kullanılmasını öngördüğü mal miktarının en az 1/20’si kadar satış yapmış olması gerekir.

İsteklinin ilan/davet tarihinin içinde bulunduğu aydan önceki üç ay veya bundan önceki üç ay içinde 4734 sayılı Kanun kapsamındaki idarelere açıklama konusu mala ilişkin satış yapmış ve satılan malın idarece kabul edilmiş olması durumunda, maliyet/satış tutarı tespit tutanağı sunulmasına gerek bulunmayıp sadece söz konusu satışa ilişkin fatura örnekleri veya bu örneklerin noter, YMM, SMMM ya da vergi dairesince onaylı suretleri ile de belgelendirme yapılabilir.

Kaşeleme işlemi 8.4 üncü maddede belirtilen özel kaşe kullanılmak suretiyle yapılabileceği gibi, bu kaşe dışında meslek mensubuna ilişkin bilgileri içeren kaşe kullanılmak suretiyle de yapılabilir.

79.2.3. Meslek mensubu; üçüncü kişilerden alınan fiyat teklifi üzerindeki beyanın ve emsal bedel beyanı ile tutanaklardaki bilgilerin doğruluğundan sorumludur. Meslek mensubu ibaresinden Yeminli Mali Müşavirler veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler anlaşılır”

79.2.4. Tutanakların ilan/davet tarihinin içinde bulunduğu aydan önceki üç ay veya bundan önceki üç ay içindeki bilgiler esas alınarak düzenlenmesi zorunludur. Örneğin; ilan tarihi 10.03.2024 olan ve açık ihale usulü ile yapılan bir ihalede ilan tarihinin içinde bulunduğu aydan önceki üç ay olan “01.12.2023-29.02.2024” veya bundan önceki üç ay olan “01.09.2023-30.11.2023” aralığına ilişkin tutanaklar sunulur.

79.2.5. İşletme hesabına göre defter tutuluyor olması durumunda; yukarıda belirtilen tutanaklar, işletme hesabı defteri ve işletme hesap özeti kayıtlarına göre düzenlenir.

79.3. İdarelerin aşırı düşük teklif tespit ve değerlendirilmesine ilişkin aşağıdaki düzenlemeleri de dikkate almaları gerekmektedir.

79.3.1. Teklifi aşırı düşük olarak tespit edildikten sonra yukarıdaki yöntemlere göre usulüne uygun açıklama yapan isteklilerin teklifleri geçerli kabul edilir. Hayatın olağan akışına veya ticari gereklere aykırılık gibi nedenlerle teklifler reddedilemez.

79.3.2. 79.2.2 nci maddede yer alan yöntemlerden herhangi biri ile açıklama yapılmasının fiilen mümkün olmadığının anlaşıldığı durumlarda, istekli tarafından gerekçesi belirtilmek suretiyle, ilgili mevzuatına göre ihale tarihinden önceki son 12 ay içinde düzenlenen açıklamaya elverişli diğer bilgi ve belgeler kullanılarak da açıklama yapılabilir.

79.3.5. Personel çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet alımlarına ilişkin yapılan aşırı düşük teklif açıklamasında, sözleşme giderleri ve genel giderlerin % 4 oranında hesaplanması söz konusu olmayacak, ancak sözleşme ve genel giderler içerisinde yer alan açıklamanın yapıldığı tarihte geçerli olan oran ve tutarlar üzerinden hesaplanan ihale kararı damga vergisi ve sözleşme damga vergisi ile Kanunun 53 üncü maddesinin (j) bendinin 1 numaralı alt bendinde belirtilen tutarı aşan sözleşmelerde sözleşme bedelinin onbinde beşi oranındaki Kurum payı ilgili mevzuatına göre hesaplanmak suretiyle açıklama yapılacaktır. …” açıklaması yer almaktadır.

Aşırı düşük teklif açıklama talebi kapsamında istekli ………….. Tıbbi Mal. Loj. San. Ve Tic. A.Ş.ye gönderilen 18.08.2025 tarihli yazıda;

  • A) Cihaz Giderleri
  • B) Sözleşme Giderleri
  • C) Bakım Onarım Hizmet Giderleri
  • D) Sarf Malzeme Giderlerinin

önemli teklif bileşenleri olarak belirlendiği ve aşırı düşük teklif açıklamalarını sunmasının istenildiği, istekli …………. Tıbbi Mal. Loj. San. ve Tic. A.Ş.nin ise 22.08.2025 tarihli yazı ile aşırı düşük teklif açıklamalarını sunduğu görülmüştür. İhale üzerinde bırakılan …………… Tıbbi Mal. Loj. San. ve Tic. A.Ş. tarafından sunulan aşırı düşük teklif açıklamaları başvuru sahibinin iddiaları kapsamında incelendiğinde: İsteklinin aşırı düşük teklif açıklama üst yazısında “… söz konusu ihaleye ilişkin aşırı düşük teklif açıklamamız kapsamında cihaz maliyeti, KİT maliyeti ile karar ve sözleşme damga vergisi, KİK payı ve diğer giderlere ilişkin açıklamalarımız Kamu İhale Genel Tebliğinin 79’uncu maddesinde öngörülen şekilde ekli tabloda açıklanmış ve ilgili belgeler dilekçemiz ekinde sunulmuştur.” ifadelerine yer verilerek aşırı düşük teklif açıklamasına ilişkin belgelerinin idareye sunulduğu görülmüştür.

A) Cihaz Giderlerine ilişkin yapılan açıklamalar incelendiğinde; ………….cihazlarına ilişkin maliyetin açıklanmasında, satışlar dayanak alınarak yapılan açıklama yönteminin kullanıldığı, açıklama kapsamında Ek-O.7 Maliyet/Satış Tutarı Tespit Tutanağı sunulduğu, tutanağın teklif edilen cihazların ağırlıklı ortalama birim maliyetini kapsadığı, tutanağın ağırlıklı ortalama birim maliyetinin Türk Lirası üzerinden belirtildiği ve tutanağa esas fatura tutarları ile uyumlu olduğu, aşırı düşük teklif sahibi istekli ile meslek mensubu tarafından imzalanarak kaşelendiği, tutanağın standart forma uygun olduğu, meslek mensubunun faaliyet geçerlilik süresinin (29.08.2025) uygun olduğu, isteklinin o alanda faaliyet gösterdiği, ancak cihazlardan ………..Autonatic Analyzer için yapılan satışın ihale ilan (24.06.2025) tarihinin içinde bulunduğu aydan önceki üç ay veya bundan önceki üç ay içinde olmayan 30.06.2025 tarihinde olduğu görülmüştür.

DxI800 cihazının maliyetinin üçüncü kişilerden alınan fiyat teklifi ile açıklandığı, açıklama kapsamında bir adet fiyat teklifi (proforma) ile eki Ek-O.6 satış tutarı tespit tutanağının sunulduğu, fiyat teklifi içeriğinin teklif edilen 4 adet DxI800 cihazının satın alma maliyetini kapsadığı, fiyat teklifi ve tutanağın teklif veren firma ile meslek mensubu tarafından imzalanarak kaşelendiği, meslek mensubunun 20.06.2025 tarihinde alınan faaliyet belgesi geçerlilik süresinin (3 ay) uygun olduğu, teklif edilen birim fiyatın, fiyat teklifi ve eki tutanak para biriminin Türk Lirası olduğu, fiyat teklifi alınan firmanın o alanda faaliyet gösterdiği, tutanağın standart forma uygun olduğu, fiyat teklifi sunan firma yetkilisine ait  imza sirkülerinin sunulduğu, ancak, fiyat teklifinde Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79.2.2.1’inci maddesi gereği bulunması gereken ibarenin ve tutanağa ilişkin tarih sayı bilgisinin yer almadığı görülmüş olup, bu itibarla anılan isteklinin aşırı düşük teklif açıklamasının bu yönüyle uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

B) Sözleşme ve genel gider kalemlerine ilişkin yapılan açıklamalar incelendiğinde; istekli tarafından aşırı düşük teklif açıklaması kapsamında sunulan maliyet tablosunda “Sözleşme Giderleri” başlığı altında “Sözleşme ve KİK Masrafları” ibaresine yer verildiği ve bu bileşen için 1.875.789,16 TL tutarında bir bedelin beyan edildiği tespit edilmiştir. Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79.3.5’inci maddesinde yer alan “Personel çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet alımlarına ilişkin yapılan aşırı düşük teklif açıklamasında, sözleşme giderleri ve genel giderlerin % 4 oranında hesaplanması söz konusu olmayacak, ancak sözleşme ve genel giderler içerisinde yer alan açıklamanın yapıldığı tarihte geçerli olan oran ve tutarlar üzerinden hesaplanan ihale kararı damga vergisi ve sözleşme damga vergisi ile Kanunun 53 üncü maddesinin (j) bendinin 1 numaralı alt bendinde belirtilen tutarı aşan sözleşmelerde sözleşme bedelinin onbinde beşi oranındaki Kurum payı ilgili mevzuatına göre hesaplanmak suretiyle açıklama yapılacaktır.” Açıklamasında belirtildiği üzere personel çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet alımı ihalelerinde sözleşme giderleri ve genel giderlerin, isteklinin teklif fiyatının % 0,948’i oranında sözleşme damga vergisi, % 0,569’u oranında ihale karar pulu, % 0,05’i oranında KİK payından oluşması gerektiği anlaşılmıştır. Şikayete konu isteklinin, teklif bedelinin 110.004.317,96 TL olduğu, bu tutar üzerinden sözleşme damga vergisinin 1.042.840,93 TL, ihale karar damga vergisinin 625.924,57 TL ve KİK payının 55.002,16 TL olarak hesaplandığı, böylelikle toplam sözleşme ve genel giderler bedelinin 1.723.767,66 TL olduğu belirlenmiştir. İstekli tarafından beyan edilen 1.875.789,16 TL tutarındaki sözleşme ve genel gider bedelinin, hesaplanan tutarın (1.723.767,66 TL) üzerinde olduğu görülmüş olup, açıklamaların söz konusu gider kalemlerini karşıladığı ve bu yönüyle ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmediği görülmüştür.

C) Bakım Onarım Hizmet Giderlerine ilişkin yapılan açıklamalar incelendiğinde; aşırı düşük teklif tablosunda “Bakım Onarım Hizmet Giderleri” başlığı altında “yetkili teknik servis giderleri ve yedek parça bakım onarım giderleri” ibaresine yer verildiği, bu bileşen için 15.000.000,00 TL tutarında bir bedelin beyan edildiği, istekli tarafından bu önemli teklif bileşeni için; Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79.2.2’nci maddesinde belirtilen tevsik edici belgelerden herhangi birinin sunulmadığı, bu itibarla anılan isteklinin aşırı düşük teklif açıklamasının bu yönüyle uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

D) Sarf Malzeme Giderlerine ilişkin yapılan açıklamalar incelendiğinde; sarf malzemelerine ilişkin maliyetin, satışlar dayanak alınarak yapılan açıklama yönteminin kullanıldığı, açıklama kapsamında Ek-O.7 Maliyet/Satış Tutarı Tespit Tutanağı sunulduğu, tutanağın teklif edilen sarf malzemelerinin ağırlıklı ortalama birim maliyetini kapsadığı, tutanağın ağırlıklı ortalama birim maliyetinin Türk Lirası üzerinden belirtildiği ve tutanağa esas fatura tutarları ile uyumlu olduğu, aşırı düşük teklif sahibi istekli ile meslek mensubu tarafından imzalanarak kaşelendiği, tutanağın standart forma uygun olduğu, meslek mensubunun faaliyet geçerlilik süresinin (29.08.2025) uygun olduğu, isteklinin o alanda faaliyet gösterdiği, ancak sarf malzemelerinden fatura listesinde 112 – 234’üncü kalemler arasında yer alanlar için yapılan satışın ihale ilan (24.06.2025) tarihinin içinde bulunduğu aydan önceki üç ay veya bundan önceki üç ay içinde olmadığı görülmüş olup, bu itibarla anılan isteklinin aşırı düşük teklif açıklamasının bu yönüyle uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

Sonuç olarak, yukarıda mevzuata aykırılıkları belirtilen işlemlerin düzeltici işlemle giderilebilecek nitelikte işlemler olduğu tespit edildiğinden, ………. Tıbbi Mal. Loj. San. Ve Tic. A.Ş.nin teklifinin reddedilmesi ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Aşırı Düşük Açıklamalarının Uygun Olmamasıi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Satın Almada İnsan Olmanın Geleceği

Satın Almada İnsan Olmanın Geleceği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satın Almada İnsan Olmanın Geleceği

M.Efsun Yüksel Tunç
Eğitmen ve Yönetim Danışmanı
Yaşam ve Yönetici Koçu

Satın Almada İnsan Olmanın Geleceği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSon yıllarda satın alma dünyasında en çok konuşulan konuların başında teknoloji, veri ve dijital dönüşüm geliyor. Otomasyon süreçleri hızlanıyor, yapay zekâ sistemleri kararları destekliyor, algoritmalar riskleri tahmin ediyor. Ancak bütün bu dönüşümün ortasında sessiz fakat çok güçlü bir soru giderek daha fazla yankılanıyor: Teknoloji hızlanırken insan ne yapacak?

Yapay zekâ, robotik süreç otomasyonu (RPA) ve dijital tedarik sistemleri işin mekanik tarafını mükemmelleştirirken, insani tarafı daha da görünür hale getiriyor. Çünkü teknoloji kusursuzluğu hedefler, insan ise anlamı arar. Satın alma fonksiyonunun geleceği tam da bu dengeye bağlı: verimlilikle insanlık arasında köprü kurabilmek.

Deloitte’un 2024 Global Procurement Survey verilerine göre, lider satın alma ekiplerinin %68’i önümüzdeki beş yılda insan faktörünün “teknoloji kadar belirleyici” olacağını düşünüyor.
Yani artık mesele yalnızca yapay zekâyı sistemlere entegre etmek değil; insanı sürecin merkezinde yeniden tanımlamak.

Bu dönüşümün üç temel dayanağı var:

  • Amaç (Purpose): Satın alma artık sadece maliyet değil, kurumun etik pusulası.
  • Empati: Tedarikçileri yalnızca sözleşme değil, insan ilişkisiyle yönetmek.
  • Güven: Dijitalleşen süreçlerde bile samimiyetin değerini korumak.

İnsanı merkeze almak, süreçleri yavaşlatmak değil; anlamı geri kazandırmaktır.

Satın alma, görünürde bir veri disiplini gibi durur. Fakat perde arkasında daima insan hikâyeleri vardır. Bir kararın ardında sabah erken gelen teklif, gece yarısı kapanan müzakere, bir e-posta satırındaki ton farkı veya bir tedarikçiyle paylaşılan güven vardır. Harvard Business Review’un 2023 tarihli “Human Edge in Procurement” raporuna göre, “insani karar faktörleri” (empati, güven, niyet, açıklık) satın alma performansının %45’ini etkiliyor.
Bu bulgu, teknolojinin sağlayamadığı bir boyutu işaret ediyor: niyetin gücü. İnsan, yalnızca işlem yapmaz; bağ kurar, hisseder, önsezide bulunur. Yapay zekâ veriyi işler, insan ise anlamı fark eder.

Satın alma uzun yıllar boyunca “sert pazarlık” ile özdeşleştirildi. Oysa modern satın alma anlayışı, “kazan-kaybet” denkleminden çıkıp “kazan-kazan-korun” modeline geçti.
KPMG’nin 2024 “Human-Centric Procurement” raporu, yüksek empati düzeyine sahip liderlerin kriz dönemlerinde tedarikçi sürekliliğini %30 oranında daha iyi koruduğunu ortaya koyuyor. Empati, zayıflık değil; stratejik öngörüdür. Bir tedarikçinin finansal sıkışıklığını sezmek, kültürel farklılığı anlamak veya müzakere sırasında karşı tarafın niyetini doğru okumak — bunların hiçbiri algoritmalarla ölçülmez. İnsan olmanın farkı tam da burada başlar: duyabilmek.

Uzun yıllar boyunca satın alma performansı “fiyat, zaman, kalite” üçgeniyle ölçüldü. Şimdi bu üçgene dördüncü bir boyut eklendi: insanlık. Deloitte ve Oxford Üniversitesi’nin 2024 ortak araştırması “Future of Work in Procurement” bu dönüşümü açıkça tanımlıyor:

“Kurumsal verimlilik, insani sürdürülebilirlikle dengelenmedikçe kalıcı olamaz.” Bu nedenle, geleceğin satın alma profesyoneli yalnızca KPI’larla değil, etikle, duygusal dayanıklılıkla, güven puanlarıyla da değerlendirilecek. Yeni performans göstergeleri artık şöyle şekilleniyor:

  • Çalışan bağlılığı
  • Tedarikçi memnuniyeti
  • Kurumsal itibar endeksi
  • İlişki sürdürülebilirliği

Yani, insan performansı ölçülmez sanılıyordu; oysa bugün ölçülüyor ve en değerli veri haline geliyor.

Gartner’ın 2025 “Procurement 2030 Outlook” raporu, geleceğin satın alma fonksiyonlarını tanımlarken şu ifadeyi kullanıyor: “Teknolojiyi etkin kullanan ve insanı hatırlayan kurumlar rekabette kalıcı olacak.”

Yapay zekâ artık veri hazırlıyor, analiz ediyor, öneriler sunuyor. Fakat kararın nihai sorumluluğu hâlâ insanda. Çünkü teknoloji neyi yapacağımızı söyler, bununla birlikte neden yapacağımızı bilemez.
İnsan, işin vicdanıdır. İleri görüşlü kurumlar bugün “Human + Machine” modelini uyguluyor. Bu modelde:

  • YZ, tekrar eden işleri üstleniyor,
  • İnsanlar, yaratıcılık, ilişki ve sezgi gerektiren alanlarda odaklanıyor.

Bu denge, satın alma fonksiyonunu hem daha hızlı hem de daha insani hale getiriyor.

2030’a doğru ilerlerken satın alma profesyonelinin rolü sadece operasyonel karar verici değil, organizasyonel etki yaratıcısı haline geliyor. Yeni nesil satın alma liderleri şu dört özelliği temsil edecek:

  1. Etik yön bulucu: Kurumsal değerleri iş kararlarına yansıtan.
  2. Empatik iletişimci: İlişkileri rakamla değil, güvenle yöneten.
  3. Veriyle sezgiyi dengeleyen: Yalnızca ölçen değil, hisseden.
  4. Anlam arayıcı: Kurumun “neden”ini koruyan.

World Economic Forum’un 2025 “Future Skills Report”u, geleceğin en kritik becerileri arasında “self-awareness (öz farkındalık)” ve “empathy (empati)”yi ilk beş sırada sayıyor.
Bu da gösteriyor ki teknoloji büyüdükçe, insan olmanın değeri artıyor.

Satın alma dünyası değişiyor, süreçler dijitalleşiyor, kararlar hızlanıyor. Fakat en güçlü fark, yine insanda. İnsanın sezgisi, duygusu, vicdanı, adalet duygusu ve empatisi — bunlar hiçbir algoritmanın öğrenemediği değerler.

Geleceğin satın alma profesyoneli;

  • Teknolojiyi kullanırken duygusunu koruyan,
  • Karar verirken anlamı unutmayan,
  • Verimlilikle insanlık arasında denge kurabilen kişidir.

Yapay zekâ süreçleri yönetir, insan ise sürece ruh katar. Satın almada insan olmanın geleceği, işte bu ruhu koruyabilme cesaretinde yatıyor.

Satın Almada İnsan Olmanın Geleceği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemM. Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

@indusefsun

9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi “Etkileşim” Temasıyla 4-5 Kasım’da İstanbul’da Yapılacak

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi

Dokuzuncu Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi “Etkileşim” temasıyla 4-5 Kasım’da İstanbul’da Yapılacak

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber Türkiye Sermaye Piyasaları KongresiDokuzuncu Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, “Etkileşim” temasıyla, 4 -5 Kasım 2025 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek.  Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından aralıksız sürdürülen ve gelenekselleşen Kongre’de, 15 panel, 10 eğitim ve beş atölye çalışması olmak üzere toplam 30 oturumda; ekonomi, finans ve sermaye piyasalarının dinamikleri, fırsatları ve geleceği ele alınacak.

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından düzenlenen, iş dünyası, finans, sermaye piyasaları ve yatırımcıların en kapsamlı buluşma platformu haline gelen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin dokuzuncusu, 4-5 Kasım 2025 tarihlerinde Wyndham Grand İstanbul Levent Otel’de gerçekleştirilecek. Finans sektörünün en kapsayıcı meslek örgütü olan TSPB’nin bu yıl “Etkileşim” ana temasıyla düzenleyeceği Kongre’de ekonomi, finans ve sermaye piyasalarına ilişkin dünya ve Türkiye gündeminde önde gelen konular derinlemesine ele alınacak. İki gün sürecek Kongre boyunca, finansal ekosistemin tüm paydaşları; paneller, eğitimler ve atölye çalışmalarıyla sermaye piyasalarının geleceğini tartışmak üzere bir araya gelecek.

TSPB tarafından düzenlenen, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından desteklenen, Borsa İstanbul A.Ş, İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş. ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.’nin ana sponsor olduğu 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, hibrit bir şekilde gerçekleştirilecek ve dünyanın her yerindeki yatırımcılara da açık olacak.

Sermaye Piyasalarının Yarattığı Dinamikler, Fırsatlar ve Gelecek Konuşulacak

“Etkileşim” ana temasıyla düzenlenecek 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde; “Ekonomik Etkileşim”, “Teknolojik Etkileşim” ve “Yapısal Etkileşim” panel başlıklarıyla küresel arenada ve Türkiye gündemindeki konular, “dinamikler”, “fırsatlar” ve “gelecek” bakış açısıyla alanında uzman kişilerin katılımıyla ele alınacak.

Digital Darwinizm Yazarı Tom Goodwin Kongre’nin Ana Konuşmacısı Olacak

“Digital Darwinizm” kitabının yazarı Tom Goodwin, 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde ana konuşmacı olarak yer alacak. Goodwin “Finansal Hizmetlerin Geleceği” konulu konuşmasında; “Finans Sektöründe Teknoloji”, “Düzenleme”, “Tüketici Beklentileri ve Rekabet Paradigmasındaki Dönüşüm”, “API Temelli Düşünce”, “Blockchain” “Yeni Nesil Teknolojiler: AI ve Makine Öğrenmesi”, “Yapay Zekâ ile Karar Alma ve Otomasyon Süreçleri”, “Geleceğin İş Gücü ve Yapay Zekâ ile İş Birliği” gibi başlıklarda ufuk açıcı bir konuşma gerçekleştirecek.

Kongre’de 15 Panel, 10 Eğitim ve 5 Atölye Çalışması Gerçekleştirilecek

Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılda ”Karbon Nötr” olarak tasarlanan 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi kapsamında toplam 15 panel, 10 eğitim modülü ve 5 atölye çalışması düzenlenecek. Kongre’de ekonomi, finans ve sermaye piyasalarında yeni eğilimler, yeni ürünler, yeni teknolojiler, alternatif yatırım araçları ve alanları, dijital dönüşüm, yeşil finans ve toplumsal dönüşüm alanlarındaki yenilikleri ve gelişmeler ele alınarak, geleceğe dair önemli perspektifler sunacak.

Bu Yıl da Sosyal Sorumluluk Projesi Darüşşafakalı Öğrenciler İçin…

Eğitime büyük önem veren ve finansal okuryazarlık konusunda da ciddi eğitimler veren Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği kongre kapsamında, “Kongremize Sen De Katıl, Darüşşafakalı Öğrencilerin Nitelikli Eğitimine Destek Ol!” sosyal sorumluluk projesi ile eğitime destek oluyor. Kongre kapsamında bu yıl da 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresine kayıt yaptıran katılımcılar adına sosyal sorumluluk projesi sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından Darüşşafaka Cemiyetine bağış yapılacak. Bu sosyal sorumluluk projesi ile; Darüşşafaka Cemiyetinin 1863’ten bu yana sürdürdüğü “Eğitimde Fırsat Eşitliği” misyonuna destek olunacak; annesi ve/veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, başarılı öğrencilerin nitelikli eğitimine katkıda bulunulacak. Ayrıca kongre katılımcıları da isterlerse www.darussafaka.org sayfasındaki “Bağış Yap” sekmesinden kredi kartı veya banka kartıyla da online bağış yapabilecek.

Kongreye Kayıt ve Katılım Ücretsiz

Kongre kapsamında düzenlenecek paneller, eğitimler ve atölye çalışmaları kayıt yaptıran tüm katılımcılara açık olup, www.sermayepiyasalarikongresi.org.tr web sitesi üzerinden kayıtlar ücretsiz bir şekilde yapılabilecek. Ayrıca, Kongreye kayıt olan katılımcılar, hediye sponsorlarının katkılarıyla çeşitli hediyeler kazanacak.

Kongre Sponsorların Desteğiyle Gerçekleşecek

Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin ana sponsoru Borsa Grubu (Borsa İstanbul A.Ş., Takasbank A.Ş. ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.) oldu. Kongre’nin platin sponsorluğunu İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Midas Menkul Değerler A.Ş. ve Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Kongre’nin altın sponsoru QNB Invest ve gümüş sponsorları Aktif Yatırım Bankası A.Ş., Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve Türkiye Sigorta Birliği oldu. Kongre’nin yaka kartı ve ipi sponsorluğunu Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlenirken fiziki stant sponsorları arasında ATP Yazılım ve Teknoloji A.Ş., Deniz Portföy Yönetimi A.Ş. ile Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş. yer alıyor.

Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi

 


Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı Yazı Dizisi

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
VE YEŞİL SATINALMA SUNUMLARI VE DİĞER MAKALELER

Power Point Sunum Klasörünü indirebilirsiniz:

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu ve Türkiye Analizi



İŞ PROBLEMLERİNE ODAKLI EĞİTİMLER, ÖLÇÜLEBİLİR SONUÇLAR

Ecovadis Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Satın Alma Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri ve Yeşil Satınalma ISO 20400 Eğitimi için tıklayınız. 

 Şirket eğitimlerini standart kalıplarla değil, ihtiyaçlarınıza özel tasarlıyoruz.

Her program, işletmenizin gerçek problemlerine çözüm üretmek ve ölçülebilir sonuçlar yaratmak için hazırlanır.
Sizlerden gelen geri bildirimlerle eğitimlerimizi özgünleştiriyor, böylece her adımda somut değer katıyoruz.

Mottomuz: “Her eğitim, bir iş probleminin çözümü için tasarlanır.”

Güvenilir, verimli ve profesyonel eğitim hizmetleriyle yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim. Prof. Dr. Murat Erdal 

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri:
İçerikleri incelemek için tıklayınız.

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Standardı Eğitimi (2 gün)
☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi İlişkileri Eğitimi (2 gün)
☐ İdari İşler ve Tesis Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Filo Yönetimi Eğitimi: “Operasyon ve Planlama İlkeleri” (2 gün)
☐ Lojistik ve Depo Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Satış Mühendisleri için Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)

Dış Ticaret Eğitimi Dis Ticaret Lojistik Sozlesme Egitimi
Dış Ticarette Lojistik Operasyon ve Sözleşme Yönetimi Eğitimi için tıklayınız. 

-> EĞİTİM KATALOĞUNU İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi

Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi
Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi

OTEL ve RESORT LOJİSTİK DEPO YÖNETİMİ EĞİTİMİ

ORBİT Metodolojisi – Otel & Resort Bütünleşik İntralojistik Tasarımı

Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi
Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi

ORBİT Metodolojisi™, tek başına bir eğitim programı değil; otel ve resortlarda lojistik depo operasyonlarını stratejik olarak tüm bileşenleriyle ele alan, kurgulayan, yöneten ve sürekli iyileştiren entegre bir yönetim yaklaşımıdır.

Merkez depo–alt depo zincirini zaman, doğruluk ve görünürlük ekseninde senkronize eder; kategori, operasyon, altyapı, sevkiyat, KPI, risk, maliyet, insan kaynağı ve sürdürülebilirliği kurum çapında tek standarda bağlar.

Neden Orbit? Çünkü, “Yörünge ve senkron akış”

Otel & resort ölçeğinde merkez depo ile alt depoların senkron akış standardı.

Senkron: “Doğru ürün, doğru zaman, doğru yer”

“Merkez depo ve alt depoların senkron akışı.”

Hazırlayan: Prof. Dr. Murat ERDAL

Eğitimin Amacı:

Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi, konaklama sektöründe tedarik zinciri ve depo yönetiminde verimlilik, izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik düzeyini artırmayı amaçlar. Eğitim; kategori yönetiminden günlük depo akışına, altyapı ve sevkiyattan KPI, risk ve maliyet yönetimine, insan kaynağı ve sürdürülebilirliğe kadar tüm bileşenleri bütünleşik bir bakış açısıyla ele alır.

Katılımcılar; sezon etkilerini dikkate alan talep–stok planlaması yapmayı, operasyon süreçlerini standartlaştırmayı, performansı veriyle takip etmeyi, riskleri FMEA ile önceliklendirmeyi, bütçeyi ve maliyetleri optimize etmeyi, ekiplerini yetkinlik ve motivasyon odaklı yönetmeyi ve yeşil depo uygulamalarını hayata geçirmeyi öğrenir. Sonuçta depo yönetimi; fiziksel düzenin ötesinde, finansal, çevresel ve insani boyutlarıyla entegre bir yönetim disiplinidir.

  1. Kategori Yönetimi ve Mal Alımı Stratejileri
  2. Depo Operasyon Yönetimi
  3. Depo Altyapı ve Araç Yönetimi
  4. Merkez Depo ve Otel Arası Sevkiyat Yönetimi
  5. Depo Yönetimi ve Performans Göstergeleri (KPI Seti)
  6. Stratejik Depo Riskleri (Yapısal – Yönetimsel – Sistemsel)
  7. Operasyonel Depo Riskleri (Süreç – İnsan – Ekipman – Veri)
  8. Bütçe ve Maliyet Yönetimi
  9. Lojistik İnsan Kaynakları Yönetimi
  10. Sürdürülebilir Lojistik ve Yeşil Depolama

Eğitim Prof. Dr. Murat ERDAL tarafından geliştirilen ORBİT Metodolojisi çerçevesinde hazırlanmıştır.

Eğitim Teklifi Almak için egitim@satinalmadergisi.com 

EĞİTİM MODÜLLERİ

Modül 1 – Kategori Yönetimi ve Tedarik Stratejileri

Amaç

Bu modül, depo yönetiminin girdilerini belirleyen kategori yönetimi ve tedarik stratejilerini öğretir. Katılımcılar; ürün gruplarını stratejik önem ve talep değişkenliğine göre sınıflandırır, sezonsal dalgalanmalara uygun stok ve sipariş politikalarını oluşturur. Böylece depoya gelen akışın sıklığı, miktarı ve ambalaj biçimi bilinçli şekilde planlanır; depo iş yükü ve alan kullanımı optimize edilir.

Kritik Bileşenler

  1. Kategori tanımlama ve segmentasyon (gıda, içecek, kimyasal, tekstil, MRO vb.).
  2. ABC–XYZ analizi ile talep ve değer bazlı önceliklendirme.
  3. Sezon planlaması: yüksek dönem için min–max ve güvenlik stoku belirleme.
  4. Tedarikçi portföy yönetimi ve performans kriterleri (OTD, kalite, fiyat).
  5. MOQ, teslimat sıklığı ve sipariş konsolidasyonu kararları.
  6. Ambalaj standartları ve depo raf/slot uyumu (koli, varil, bidon vb.).
  7. Kalite ve kabul kriterleri (etiket, SKT, sıcaklık).
  8. Malzeme kodu ve barkod/RFID standardı (veri tutarlılığı).
  9. Satınalma–depo–finans–operasyon bilgi akışı.
  10. Kategori bazlı bütçe ve kapasite etkisi (alan, ekip, sevkiyat).

Modül 2 – Depo Operasyon Yönetimi

Amaç

Bu modül, mal kabulden sevkiyata kadar depo operasyonlarının standart, ölçülebilir ve güvenli biçimde yürütülmesini sağlar. Amaç; hız–doğruluk–güvenlik dengesini kurarak kayıp, israf ve gecikmeleri ortadan kaldırmak, izlenebilirliği artırmaktır.

Kritik Bileşenler

  1. Mal kabul ve üçlü kontrol: PO–irsaliye–kalite uyumu, dock disiplinleri.
  2. Etiketleme, adresleme ve slotting (ABC/XYZ’ye göre yerleşim).
  3. FIFO/FEFO uygulamaları ve SKT yönetimi.
  4. Toplama stratejileri: single, batch, wave, zone picking.
  5. Replenishment (tamamlama) ve Kanban min–max uyarıları.
  6. Sayım türleri: spot, döngüsel (cycle count), genel sayım.
  7. Soğuk zincir operasyonu: 0–4 °C / ≤ −18 °C, kapı açık kalma süresi.
  8. Ters akış: iade, boş kasa/palet, atık ve geri kazanım.
  9. İSG: forklift–yaya yolları, KKD, maksimum istif yükseklikleri.
  10. Operasyon raporu ve KPI’lar (Pick Accuracy, Dock-to-Stock, Fire %).

Modül 3 – Depo Altyapı ve Araç Yönetimi

Amaç

Depo alanının fiziksel tasarımı, ekipman parkı ve enerji sistemlerinin sürdürülebilir ve güvenli yönetimi öğretilir. Hedef; alan verimliliği, ergonomi ve enerji sürekliliği ile operasyonu destekleyen bir altyapı kurmaktır.

Kritik Bileşenler

  1. Depo planı: kabul–stok–dağıtım–atık akışına uygun yerleşim.
  2. Zemin, aydınlatma, havalandırma ve hijyen standartları (HACCP).
  3. Soğuk oda ve izolasyon; alarm ve jeneratör/UPS sürekliliği.
  4. Malzeme elleçleme ekipmanı: forklift, transpalet, istif arabası seçimi.
  5. Ekipman verimliliği KPI’sı (palet/saat/operatör).
  6. Önleyici bakım (PM) planları ve arıza/duruş takibi.
  7. Enerji yoğunluğu KPI’sı (kWh/m²; kWh/ton).
  8. Yangın, sel, deprem ve kimyasal riskleri için altyapı güvenliği.
  9. Atık ve geri dönüşüm alanları; çevresel uyum (ISO 14001).
  10. Yaşam döngüsü maliyeti (LCC) ve yatırım planlama.

Modül 4 – Merkez Depo ve Otel Arası Sevkiyat Yönetimi

Amaç

Merkez depo ile otel alt depoları arasındaki iç lojistik akış planlanır. Amaç; doğru zaman–doğru yer–doğru miktar prensibiyle zamanında teslim, ürün güvenliği ve maliyet etkinlik sağlamaktır.

Kritik Bileşenler

  1. İç lojistik ağının haritalanması (mutfak, bar, kat ofis, teknik, çamaşırhane).
  2. Talep–dağıtım planlaması ve sipariş kapanış saatleri (cut-off).
  3. Araç ve rota yönetimi; milk-run ve araç doluluk oranı.
  4. Soğuk zincirli taşıma: bölmeli araç, probe ve sıcaklık kayıtları.
  5. Sevkiyat belgeleri: sevk irsaliyesi, teslim formu, sıcaklık logu.
  6. Geri dönüş (reverse flow): boş kasa/palet, iade, atık toplama.
  7. Departmanlar arası iletişim (günlük 15 dk lojistik toplantısı).
  8. Order-to-delivery süresi ve on-time delivery KPI’ları.
  9. Taşıma maliyet analizi (TL/km, TL/palet) ve yakıt verimliliği.
  10. Acil durum planı: yedek araç/rota, kritik ürün sevkiyatı.

Modül 5 – Depo Yönetimi ve Performans Göstergeleri (KPI Seti)

Amaç

Depo faaliyetlerinin ölçülebilir hale getirilmesi için KPI sistematiği öğretilir. Veri temelli karar alma, raporlama ve görselleştirme kültürü yerleştirilir.

Kritik Bileşenler

  1. KPI kavramı; metrik–hedef farkı ve işletme etkisi.
  2. Operasyonel KPI’lar: Pick Accuracy, Dock-to-Stock, devir hızı.
  3. Kalite KPI’ları: uygunsuzluk, soğuk zincir uyumu.
  4. Finansal KPI’lar: stok değeri, fire oranı, taşıma maliyeti.
  5. İnsan KPI’ları: vardiya verimliliği, hata oranı.
  6. Ölçüm sıklıkları: günlük–haftalık–aylık; dashboard tasarımı.
  7. Veri kaynakları ve doğrulama (ERP/WMS, sensör/IoT, manuel formlar).
  8. KPI–bütçe ilişkisi ve sapma analizi.
  9. İç denetimle KPI doğrulama; sahtecilik risklerinin önlenmesi.
  10. Sürekli iyileştirme: KPI setinin yıllık gözden geçirilmesi.

Modül 6 – Stratejik Depo Riskleri (Yapısal – Yönetimsel – Sistemsel)

Amaç

Depo sistemini tehdit eden yapısal, yönetimsel ve sistemsel riskler tanımlanır ve önceliklendirilir. Amaç; kriz olmadan önce önleyici tedbir kültürünü yerleştirmektir.

Kritik Bileşenler

  1. Yapısal riskler: bina, drenaj, enerji, yangın ve afet senaryoları.
  2. Yönetimsel riskler: yetki, prosedür ve koordinasyon eksikleri.
  3. Sistemsel riskler: ERP/WMS arızası, veri kaybı ve bütünlük.
  4. Tedarikçi kaynaklı riskler ve alternatif planlama (B planı).
  5. Operasyon kırılma noktaları: FIFO/FEFO, raf düzeni, vardiya.
  6. Finansal risk: düşük devir, yüksek stok, nakit baskısı.
  7. İş sürekliliği planı: kritik ürün listesi ve geçici operasyon.
  8. FMEA metodolojisi ve RPN önceliklendirmesi.
  9. Denetim ve uyum takvimi; kanıt tabanlı kontrol listeleri.
  10. Kurum kültürü olarak risk bilinci ve tatbikat yönetimi.

Modül 7 – Operasyonel Depo Riskleri (Süreç – İnsan – Ekipman – Veri)

Amaç

Günlük operasyonlarda süreç, insan, ekipman ve veri kaynaklı riskler analiz edilir. Hedef; hatayı doğuran nedenleri erken görmek ve önleyici sistemler kurmaktır.

Kritik Bileşenler

  1. Süreç kaynaklı riskler: SOP ihlalleri, belgesiz hareket, sıralama hatası.
  2. İnsan kaynaklı riskler: eğitim eksikliği, yorgunluk, iletişim kopukluğu.
  3. Ekipman riskleri: forklift/transpalet arızaları, raf stabilitesi.
  4. Veri riskleri: barkod uyuşmazlığı, geç/yanlış kayıt, ghost entry.
  5. Vardiya ve zaman baskısı; pik saatlerde hata artışı.
  6. Soğuk zincir ihlalleri ve alarm yönetimi.
  7. Fire ve bozulma nedenleri; süreç–insan–sistem kök neden analizi.
  8. Near-miss (ramak kala) bildirim sistemi kurulumu.
  9. Görsel talimat ve tek sorumlu iletişim noktası.
  10. Operasyonel risk KPI’ları: LTIFR, near-miss sayısı, veri doğruluğu.

Modül 8 – Bütçe ve Maliyet Yönetimi

Amaç

Depo ve lojistik faaliyetlerinin finansal etkileri analiz edilir. Amaç; toplam depo maliyeti bileşenlerini görünür kılmak, bütçe–KPI entegrasyonuyla tasarruf ve verimlilik üretmektir.

Kritik Bileşenler

  1. Depo bütçesinin yapısı: sabit–değişken gider ayrımı.
  2. Doğrudan/dolaylı/gizli maliyetler; ABC (faaliyet bazlı maliyet).
  3. Stok–finans ilişkisi: devir hızı, fırsat maliyeti.
  4. Fire ve kayıp maliyetleri; neden–sonuç analizi.
  5. Taşıma maliyeti: TL/km, TL/palet, araç doluluk oranı.
  6. Enerji ve ekipman maliyeti; verimlilik KPI’ları.
  7. İşgücü verimliliği: TL/adam-saat, sipariş/kişi/saat.
  8. Bütçe takip ve sapma analizi (plan/gerçekleşen).
  9. Quick-win tasarruf projeleri (%5–10 hedef).
  10. KPI’ların maliyet etkisini hesaplama ve raporlama.

Modül 9 – Lojistik İnsan Kaynakları Yönetimi

Amaç

Lojistik ve depo ekibinin planlanması, eğitimi, performansı ve refahı bütüncül şekilde yönetilir. Amaç; sürdürülebilir, yetkin ve motive bir ekip oluşturmaktır.

Kritik Bileşenler

  1. Organizasyon şeması ve RACI: görev–sorumluluk netliği.
  2. İşgücü planı: sezonluk kadro ve vardiya optimizasyonu.
  3. Eğitim ve yetkinlik matrisi; hızlandırılmış oryantasyon.
  4. KPI bazlı performans sistemi ve prim/ödül mekanizması.
  5. Motivasyon: takdir kültürü, sosyal alanlar, adalet algısı.
  6. İSG ve ergonomi: davranış bazlı güvenlik (BBS).
  7. İletişim: vardiya brifingi, tek sorumlu iletişim noktası.
  8. Turnover yönetimi; mentorluk ve kurumsal hafıza.
  9. Etik ve uyum: çıkar çatışması, şeffaf raporlama.
  10. İK KPI’ları: turnover %, devamsızlık %, eğitim saati/kişi.

Modül 10 – Sürdürülebilir Lojistik ve Yeşil Depolama

Amaç

Depo ve lojistik süreçlerinin çevresel etkilerini azaltmak ve kaynak verimliliğini artırmak hedeflenir. Amaç; karbon ayak izini düşüren, atığı azaltan ve enerji verimliliği yüksek yeşil depo kültürünü yerleştirmektir.

Kritik Bileşenler

  1. Sürdürülebilir lojistik ilkeleri; Green Supply Chain yaklaşımı.
  2. ISO 14001, ISO 20400 uyumu ve kurum politikaları.
  3. Karbon ayak izi: Scope 1–2–3, ölçüm ve raporlama.
  4. Atık azaltma ve geri dönüşüm; returnable packaging.
  5. Enerji verimliliği: LED, sensör, inverter, ısı geri kazanımı.
  6. Su yönetimi: yağmur/gri su, temizlikte geri kazanım.
  7. Yeşil tedarikçi kriterleri ve sözleşme maddeleri.
  8. Taşıma optimizasyonu ve düşük emisyonlu araçlar.
  9. Sosyal–etik boyut: güvenli ve adil çalışma koşulları.
  10. Sürdürülebilirlik KPI’ları: karbon yoğunluğu, geri dönüşüm %, kWh/m².

Katılımcı Kazanımları

  1. Lojistik mimariyi ORBİT omurgasıyla kurar. Otel & resort intra lojistiğini haritalar.
  2. Kategori yönetimi ile stok planlamasını etkin yürütür.
  3. Operasyon akışını; mal kabul, stoklama ve sevkiyat operasyonlarını standartlaştırır.
  4. İç lojistik akışlarını optimize eder. Merkez depo–alt depo akışını yönetir.
  5. Altyapı ve ekipman verimliliğini artırır.
  6. KPI verileriyle performansı ölçer ve raporlar.
  7. Stratejik ve operasyonel riskleri yönetir .
  8. Depo maliyetlerini analiz eder ve tasarruf projelerini yürütür.
  9. Lojistik ekiplerini motive eder, eğitir ve adil şekilde değerlendirir.
  10. Sürdürülebilirliği operasyona entegre eder (karbon, enerji, su, atık).Sürdürülebilir lojistik ve yeşil depolama ilkelerini uygulamaya alır.

Ekipler depo yönetimini ORBİT Metodolojisi ile strateji + operasyon olarak entegre yürütür; senkron akış ve sürekli iyileştirmekültürünü kurum standardına dönüştürür.

Eğitim Teklifi Almak için egitim@satinalmadergisi.com 

PROF. DR. MURAT ERDAL HAKKINDA:

KİTAPLAR

  • Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi, (M. Erdal), 4. Baskı, Beta Yayıncılık, 2018.
  • Tedarik Zinciri Yönetimi Başarı Hikayeleri, Beta Yayıncılık, 2017.
  • Entegre Lojistik Yönetimi, (M.Erdal, Ö. Görçün, Ö.Görçün, M. Saygılı) Beta Basım Yayın, 3. Baskı, Eylül 2020.
  • Konteyner Deniz ve Liman İşletmeciliği (M. Erdal, Editör), BETA Basım Yayın, 2017.
  • Lojistik Merkez Yönetimi, M.Erdal, A. Ünal, UTİKAD Yayınları, 2014.
  • Depo Yönetimi, (M. Erdal, Ö. Görçün, M. Saygılı), UTİKAD Yayınları, 2010.
  • Uluslararası Demiryolu Eşya Taşımacılığı, (M. Erdal, A. Güvenler, K. Sandalcı), UTİKAD Yayını, 2009.
  • Teknoloji Yönetimi, (M. Erdal), 2. Baskı, Türkmen Yayınevi, 2008.
  • Lojistik Yönetimi (M. Erdal- M. Ç.) Genişletilmiş 3. Baskı, UTİKAD Yayınları, 2009.
  • Uluslararası Taşımacılık Yönetimi (M. Erdal- M. Ç.), 3. Baskı, UTİKAD Yayınları, 2009.
  • Lojistik İşletmelerinde Yönetim-Organizasyon ve Filo Yönetimi (M. Erdal, M. Saygılı), UTİKAD Yayınları , 2007.
  • Küresel Lojistik (M. Erdal, M.Saygılı), UTİKAD Yayınları, 2006.
  • Türkiye Lojistik Master Planı İçin Strateji Belgesi, (M.Erdal vd.), Türkiye İhracatçılar Meclisi Yayını, İstanbul, 2011.
  • TRAKYA BÖLGESİ LOJİSTİK MASTER PLANI (M.Erdal vd.), Trakya Kalkınma Ajansı, 2012.

Anahtar Sözcükler: Turizm, Otel, Konaklama Tesisleri, Lojistik, Depo, Stok, stok yönetimi, Eğitim, KPI, performans Göstergesi, WMS, raf sistemi, stok devir hızı, satın alma, tedarik, tedarik zinciri, metrik, misafir, depo riskleri, risk, back to back, talep, talep dalgalanması, ORBİT, Resort, sürdürülebilirlik, yeşil depolama, Orbit Metodolojisi, Sürdürülebilir lojistik

Türkiye Yapay Zeka Zirvesi’ne Rekor Katılım: “Zekanın Ötesi” Geleceğe Işık Tuttu

Satınalma Ve Tedarik Zinciri Yönetiminde Yapay Zeka Eği̇ti̇mi̇ Haber Trai Yapay Zeka Zirvesi

Türkiye Yapay Zeka Zirvesi’ne Rekor Katılım: “Zekanın Ötesi” Geleceğe Işık Tuttu

Satınalma Ve Tedarik Zinciri Yönetiminde Yapay Zeka Eği̇ti̇mi̇ Haber Trai Yapay Zeka ZirvesiTürkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI) bu yıl sekizinci kez düzenlediği Türkiye Yapay Zeka Zirvesi, ülkemizdeki yapay zeka ekosisteminin önde gelen isimlerini, yerli ve yabancı teknoloji şirketlerini, akademisyenleri ve girişimcileri bir araya getirdi. “Zekanın Ötesi” temasıyla gerçekleştirilen etkinlikte konuşmacılar, yapay zekanın iş dünyasını dönüştürme etkisini, somut kullanım örnekleri üzerinden Türkiye’nin bu alandaki gelişimini ele aldı. Farklı sektörlerden 340 kurum ve 1500’den fazla kişinin katıldığı etkinliğin ikinci günü yarın (24 Ekim) online olarak devam edecek.

Türkiye’de yapay zeka farkındalığını artırmak ve ekosistemini geliştirmek amacıyla kurulan Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) tarafından sekiz yıldır kesintisiz düzenlenen Türkiye Yapay Zeka Zirvesi, bu yıl “Zekanın Ötesi” temasıyla 23 Ekim’de Wyndham Grand Levent’te gerçekleştirildi. AWS, Digitopia, Etiya, Global Bilgi, HPE/NVIDIA, KKB/Kloudeks, Meta, Rafay/Exodus, SabancıDx/Bulutistan, SmartIQ, Yandex Türkiye gibi küresel ve yerli teknoloji şirketlerinin destekleriyle gerçekleşen Zirve, Türkiye’nin en kapsamlı yapay zeka etkinliği olarak öne çıktı. Bu yıl ilk kez Vizyon, Etki ve İnovasyon olmak üzere üç sahnede düzenlenen programda; Vizyon Sahnesi küresel trendler ve stratejik öngörülere, Etki Sahnesi farklı sektörlerdeki yapay zeka uygulamalarına, İnovasyon Sahnesi ise startup’lara, yeni nesil çözümlerin tanıtımlarına ve geleceğin teknolojilerine odaklandı. Katılımcılara ilham veren konuşmalar ve etkileşimli oturumlarla dolu zirve, Türkiye’nin yapay zeka vizyonuna yön verdi.

“Yapay zeka ne kadar zeki olursa olsun, onun aklını ve gücünü kullanabilmek lazım”

Trai Kurucusu Halil AksuTürkiye Yapay Zeka Zirvesi, TRAI Kurucusu Halil Aksu’nun “Zekanın Ötesi: Şimdi Harekete Geçme Zamanı” başlıklı konuşmasıyla başladı. Yapay zekanın artık daha da ötesini konuşma zamanının geldiğini belirten TRAI Kurucusu Halil Aksu sözlerine şöyle devam etti: “Yer gök yapay zeka. Trilyonlarca dolar bu teknolojiye yatırılmaktadır. Ama henüz şirketlere etkisi sınırlı. Çünkü yapay zeka ne kadar zeki olursa olsun, onun aklını ve gücünü kullanabilmek lazım, süreçlere, iş modellerine, müşteri deneyimine, operasyona yansıtabilmek lazım. Bugün, bu zirvede, slogan olarak “Zekanın Ötesi” dememizin sebebi budur. Türkiye’deki ve dünyadaki en iyi uygulamaları, yapay zekayı başarılı şekilde kullanan şirketleri ve liderleri sahnemizde ağırladık. Türkiye’de bugüne kadar yapılmış en kapsamlı yapay zeka araştırmasının sonuçlarını paylaştık. Daha yapılacak çok işimiz var.”

Yapay Zekanın Geleceği, Etkileri ve İnsanlık Boyutu Vizyon Sahnesinde Tartışıldı

Üç farklı sahneden oluşan etkinlikte, Vizyon Sahnesi, yapay zekanın geleceğine yön verecek küresel trendlerin ve stratejik perspektiflerin ele alındığı oturumlara ev sahipliği yaptı. Vizyon Sahnesi’nde; Peter Sondergaard yapay zekanın ölçeklenme sürecinde organizasyonların karşılaştığı zorlukları ve gerçek potansiyelini ortaya çıkaran unsurları değerlendirdi. Ardından Rafay CEO’su Haseeb Budhani, Türkiye’de yapay zeka ekosisteminin hızla gelişmesi için gerekli altyapı yatırımlarından inovasyona uzanan bir dönüşümün yol haritasını çizdi. HPE Türkiye Genel Müdürü Güngör Kaymak ise yapay zekada sürdürülebilirlik ve egemenlik yarışına odaklandı. Yandex Türkiye CEO’su Aleksander Popovskiy, yapay zekanın internet arama deneyimini nasıl dönüştürdüğünü aktardı.

Programın ikinci yarısında ise; sigorta sektörü, finansal güvenlik, üretken yapay zeka ve pazarlama alanlarında yapay zekanın iş dünyasına olan yansımaları, etik sınırları ve insanla etkileşimi derinlemesine ele alındı. Farklı sektörlerden uzmanlar, yapay zekanın gerçek hayattaki uygulamalarına dair örnekleri paylaştı.

Etki ve İnovasyon Sahnelerinde Yapay Zekanın Dönüştürücü Gücü Ele Alındı

Vizyon sahnesiyle paralel devam eden Etki ve İnovasyon Sahneleri de büyük ilgi gördü. Etki Sahnesinde, yapay zekanın farklı sektörlerde yarattığı dönüşüm üzerinde duruldu. Perakende sektöründe veri odaklı dijitalleşme süreçleri, otomotiv ve mobilite alanında yapay zeka destekli verimlilik uygulamaları ile sosyal inovasyon ve teknolojinin toplumsal faydaya etkileri tartışıldı. Enerji, finans, savunma ve veri yönetimi gibi alanlarda düzenlenen panellerde de yapay zekanın katma değer üretimindeki rolü ele alındı.

İnovasyon Sahnesi ise girişimcilik, sürdürülebilirlik ve üretken yapay zeka odağında dikkat çekici sunumlara sahne oldu. Avrupa’da yapay zeka yatırımlarının ölçeklenmesinde doğru zaman ve lokasyonun önemi ile yerel bulutun Türkiye’deki ekosistem ve girişimcilik üzerindeki etkileri değerlendirildi. Optimizasyon, insan–ajan iş birliği ve kurumsal dönüşüm konularında yapay zekanın iş dünyasındaki yansımaları, makine sağlığı, müşteri deneyimi ve siber güvenlik alanlarındaki yenilikleri üzerinde duruldu. İnovasyon Sahnesi programı, açık kaynak geniş dil modellerinde Türkiye’nin en kapsamlı hızlandırma programlarından biri olan BAŞLAT LLM Etki Programı Demo Day finaliyle son buldu. Finalde sahneye çıkan ve küresel pazarda rekabet gücü kazanmak isteyen Türkiye’de kurulmuş ilk üç ekibe toplam 50 bin dolar ödül dağıtıldı.

Zirve, Yeni İş Birliklerine Ve Stratejik Fırsatlara Kapı Araladı

Türkiye Yapay Zeka Zirvesi, tüm bunların yanı sıra yeni iş birlikleri, stratejik ortaklıklar ve yatırım fırsatlarının doğduğu bir platform oluşturdu. Kamu, özel sektör, akademi ve girişim dünyasından temsilciler, yapay zekanın sunduğu potansiyelleri değerlendirmek üzere bir araya geldi. Katılımcılar, sektörler arası sinerjiyi artıracak görüşmeler gerçekleştirirken, Türkiye’de yapay zeka ekosisteminin büyümesi için somut adımlar atılmasına zemin hazırlandı. Zirve, hem yerli hem uluslararası düzeyde iş birliklerinin gelişmesine katkı sağlayarak Türkiye’nin yapay zeka vizyonunu güçlendiren önemli bir buluşma noktası oldu.

Zirvenin İkinci Günü Online Olarak Devam Ediyor

Satınalma Ve Tedarik Zinciri Yönetiminde Yapay Zeka Eği̇ti̇mi̇ Haber Trai Yapay Zeka Zirvesi24 Ekim’de online olarak devam edecek etkinliğin ikinci gününde; sanat, savunma sanayi, eğitim gibi alanlarda yapay zekanın kullanımları tartışılacak; başta TRAI Akademi olmak üzere, pek çok teknoloji uzmanı yapay zeka eğitimi verecek.

Online zirve programına içeriği Program – Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi üzerinden ulaşılabilir.

 

  • – – – – – – – – — – – – — – – – — – – — – – — – – —
Satinalmada Yapay Zeka
Satınalma ve Tedarik Zinciri Uzmanları için Yapay Zeka Eğitimi

Eğitim içeriği için tıklayınız. 

Satınalma ve Tedarik Zinciri Uzmanları için YAPAY ZEKA UYGULAMALARI EĞİTİMİ

Anahtar Sözcükler: yapay zeka, büyük dil modeli, teknoloji, eğitim, teknoloji raporu, satın alma, tedarik zinciri

Nasıl Bir Satınalmacı İstiyorlar?

Nasıl Bir Satınalmacı İstiyorlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Nasıl Bir Satınalmacı İstiyorlar?

Cavit SOY

Nasıl Bir Satınalmacı İstiyorlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemAtalarımız “arayan bulur” demişler.
Bugünlerde elaman bulmak ta, iş aramak ta, iş bulmak da zor.
Firmalar genel veya kendi yaptıkları işe özel beceriler istiyorlar.
Ancak çok tuhaf şeyler isteyenler de olmuyor değil.
Amaç ortak paydada buluşmaksa gençler kendilerine bir şans verilmesini istiyor, işveren ise deneyim…
Tabii çalışma ortamı ve şartlar da önemli. Sonuçta balık sudan çıkınca, insan suyun içine girince yaşayamıyor.

Nasıl Bir Satınalmacı İstiyorlar?

Gençler! Sizler için satınalma iş ilanlarını inceledim ve firmaların genel olarak bizden istediği genel ve özel taleplerini yazdım.
Her firmanın kendi sattığı, ürettiği ürün, makine ve malzemelere, verdikleri hizmete,

büyüklüklerine, vizyon ve misyonlarına göre istekleri olduğunu gördüm.

Sizlerin de firmaların ortak taleplerine dikkat edip kendinizi eksik gördüğünüz konularda

yetiştirmenizi öneririm. Göreceğiniz gibi çok geniş bir yelpazede bilgi, beceri ve deneyim

istenmektedir. Hala Mübayaa Sorumlusu adıyla ilan verenler de karşımıza çıkabilmektedir.

Firmaların talepleri gözünüzü korkutmasın. Kimse anasının karnından satınalmacı olarak

doğmadı. Temel donanımları edindikten sonra gerisi sizin gayretinize kalmış.

“En az 3 teklif toplayarak sipariş öncesi gerekli onayların alınması ve bilahare sipariş

geçilmesi” cümlesinin klişe olduğunu satınalmanın bundan çok daha öte bir şey olduğunu

yaşayarak öğreneceksiniz.

Kendimden örnek verecek olursam; 45 yaşımdan sonra aktif sürücülüğü öğrendim. Daha

önce ehliyetim vardı ama kendi aracım olmadığı ve çalıştığım şirketlerse ihtiyaç olmadığı

için sürücülüğümü geliştirmemiştim.

Ama girdiğim yeni işte aktif sürücü olmak zorunlu olunca kendimi geliştirdim ve her türlü aracı

kullanabilecek yeterliliğe ve tecrübeye eriştim. Üstelik tüm belgeleri de edindim. Hatta daha

sonrasında ek görev olarak şirket otolarını takip ettim ve araçlar konusunda nerdeyse

uzmanlaştım.

 

Özetleyecek olursak;

Bütün firmaların iş ilanlarında ortak talepleri şunlardır:
* Aktif araç kullanabilen ve seyahat engeli bulunmayan (tercihen SRC ve psikoteknik

belgesi olan),

* İhtiyaçların güvenilir tedarikçilerden, en ekonomik şekilde, kaliteden ödün vermeden

temin edilmesi,

* Satın alınacak mal ve hizmetlerin mümkün olduğu ölçüde standart hale getirilmesine çalışmak,

* Deneyim (özellikle kendi sektörleri ile ilgili 2-10 yıl arası)
* Alınan tekliflerin fiyat karşılaştırma süreçlerini takip etmek,
* Araştırma becerisi güçlü, analitik düşünebilen ve kendini sürekli geliştirmeye açık,
* Çok iyi derecede İngilizce bilen,
* Fakültelerin ilgili birimlerinden mezun olmak,
* Dikkatli, titiz ve raporlama becerisine sahip,
* Ekip çalışmasına yatkın, güçlü iletişim becerilerine sahip, sonuç odaklı ve iş takibi konusunda

dikkatli,

* Erkek adaylar için askerlik hizmetini tamamlamış,
* ERP ve SAP MM/FI sistemlerini etkin kullanabilen,
* İleri seviyede MS OFFICE programlarını kullanabilen,
* İletişimi kuvvetli, planlama ve takip yeteneği gelişmiş,
* Hızlı ve sonuç odaklı çalışabilen,
* İkili ilişkileri iyi, araştırma yönü kuvvetli,
* Maliyet analizleri, piyasa araştırmaları ve uzun vadeli tedarikçi sözleşmeleri yönetiminde

tecrübeli olmak,

* Talepler doğrultusunda ihtiyaçların belirtilen kalite, fiyat ve miktarda siparişlerinin

oluşturulması ve siparişlerin takibinin yapılması,

* Taşeron hizmetleri hariç tüm hizmet satın almalarının yapılması,
* Tedarikçi değerlendirmelerinin yapılması ve ona göre puanlanması
* Üretici ve tedarikçiler ile güçlü iletişim ve müzakere yeteneğine sahip,
* Üretim, planlama ve kalite ekipleriyle koordineli çalışmak
* Ürün maliyetlerini hesaplamak ve bütçe takibini yapmak,
* Diksiyonu düzgün, pozitif, dikkatli ve düzenli çalışmayı benimsemiş,
* Fatura ve evrak kontrollerini gerçekleştirmek,
* Tedarikçi ziyaretleri düzenleyerek üretim kapasitesi ve kalite süreçlerini yerinde analiz etmek
* Şirketin genel hedefleri doğrultusunda tedarik zinciri süreçlerini planlamak, yürütmek ve

sürekli olarak geliştirmek,

* Şu bölgede ikamet etmek veya edebilecek olmak,
Bütün firmaların iş ilanlarında istedikleri değişik ve kendine has talepleri şunlardır:
* AS9100 kalite standardı ve savunma sanayiye özel denetim süreçlerine aşinalık,
* AS9100, ISO 9001, ISO 14001 gibi kalite yönetim sistemleri hakkında bilgi sahibi,
* Barkod uygulamasının istisnasız tüm malzemeleri için uygulanmasının sağlanması,
* Ek yabancı dil tercih sebebidir,
* Depo ve lojistik birimleriyle koordineli çalışarak mal kabul, depolama ve sevkiyat süreçlerini

takip etmek,

* Ticari şartlar, uluslararası ticaret türleri ve dış ticaret mevzuatı konularında bilgili,
* İthalat süreçlerine, gümrük, lojistik, serbest bölge ve gümrükleme mevzuatına hâkim,
* Numune onay sürecini takip etmek, gerekli revizeleri ilgili ekiplerle birlikte yürütmek,
* Seri üretim aşamasını planlamak ve üretimin zamanında, doğru kalitede tamamlanmasını

Sağlamak,

* Sorumluluğunda olan tedarikçilerle ilgili tüm ticari konuları yönetecek,
* Stratejik tedarikçi geliştirme süreçlerinde yer almış olmak,
* Teknolojiye hâkim, dijital araçları etkin kullanabilen,
* Teknik resim okuma ve malzeme bilgisi konusunda ileri düzey bilgi,
* Ürünlerin son kullanma tarihlerini ve stok devir hızını dikkate alarak stok yönetimini sağlamak
* Ürün ağaçlarından ilgili satın alma parçalarını çekmek, gerekli teknik ve ticari bilgileri derlemek,
* Haftalık ihale toplantılarına katılarak süreci takip etmek ve aksiyon almak,
* Fizibilite toplantılarında teknik ve maliyet değerlendirmelerine katkıda bulunmak,
* Moda trendlerini ve e-ticaret satış dinamiklerini takip ederek, uygun ve satışNasıl Bir Satınalmacı İstiyorlar Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem potansiyeli yüksek

ürünleri belirleyebilmek,

* Şantiye koşullarına uyum sağlayabilmek,

* Endirekt satın alma, hizmet tedariki süreçlerinde tecrübeli olmak

Cavit SOY

Tedarik Zinciri Planlama Eğitimi

Planlama Uzmanları Için Tedarik Zinciri Planlama Eğitimi
Tedarik Zinciri Planlama Eğitimi

Planlama Uzmanları ve Tedarik Zinciri Ekipleri için

TEDARİK ZİNCİRİ PLANLAMA EĞİTİMİ

Eğitimin Amacı:

Planlama Uzmanları Için Tedarik Zinciri Planlama Eğitimi
Tedarik Zinciri Planlama Eğitimi

Tedarik Zinciri Planlama Eğitimi, stratejiden sahaya, veriden karara uzanan bütünsel bir planlama kültürü kazandırmayı hedefler. Katılımcılar, satış, üretim, tedarik, finans ve lojistik fonksiyonlarının ayrı ayrı değil, eşzamanlı biçimde yönetilmesi gerektiğini öğrenir. Bu sayede kurum genelinde “tek plan – tek hedef” anlayışı gelişir ve planlama süreçleri, işletmenin genel stratejik hedefleriyle tam uyumlu hale gelir.

Eğitim, yalnızca teorik bilgi aktarımı değil; planlama uygulamaları, vaka analizleri ve performans göstergeleri (KPI) ile uygulamalı bir öğrenme sürecidir. Katılımcılar, planlama sistemlerinin nasıl çalıştığını, hangi veriye göre karar ürettiklerini ve bu kararların maliyet, kapasite ve hizmet seviyesi üzerindeki etkilerini bizzat deneyimler. Eğitim modülleri, veri temelli düşünme, sistem zekâsı ve karar refleksi kazandıracak şekilde tasarlanmıştır.

Sonuç olarak bu eğitim, tedarik zinciri profesyonellerinin planlama kararlarını “hissiyatla” değil, veriyle ve senkron akılla vermelerini sağlar. Kurumlar açısından ise bu program; operasyonel verimlilik, finansal kontrol ve stratejik çevikliğin birleştiği noktada dayanıklı, dijital ve sürdürülebilir bir planlama mimarisi kurmanın temelini oluşturur.

Eğitimin Süresi: 1-2 Gün
Eğitimin süresi, kurumun mevcut planlama olgunluğu, sektör yapısı, katılımcı sayısı ve profiline göre özelleştirilmektedir.

Hedef Kitle: Planlama uzmanları, tedarik zinciri yöneticileri, üretim ve lojistik ekipleri, planlama mühendisleri.

Eğitim teklifi almak için egitim@satinalmadergisi.com 

TEDARİK ZİNCİRİ PLANLAMA EĞİTİMİ

Eğitim İçeriği:

— EŞZAMANLI PLANLAMA ve DİJİTAL UYUM

Planlama bir süreç değil, canlı bir sistemdir. Amaç; satış, üretim, tedarik, finans ve lojistik fonksiyonlarının tek ve entegre bir planlama diliyle konuşmasını sağlamaktır. Bu modül, tüm eğitim programının temelini oluşturur.

– Eşzamanlı Planlama Nedir?

– Klasik vs Eşzamanlı Planlama Farkı

– Planlama Hiyerarşisi

– Senkronizasyonun Amacı

– Satış, Üretim, Finans ve Lojistik Eksenleri

– Satış Operasyon Planlama (S&OP -Sales and Operations Planning) Temelleri

– Dijital Teknolojilerin Rolü

– Gerçek Zamanlı Veri Yönetimi

– KPI Entegrasyonu

– Sürdürülebilir Eşzamanlı Planlama

— STRATEJİK PLANLAMA ve SATIŞ – OPERASYON PLANLAMA ( S & OP) ENTEGRASYONU

Stratejik planlama; kurumsal vizyonu, pazar hedeflerini ve kaynak kullanımını tek çerçevede buluşturur. Bu modül, işletme stratejilerinin tedarik zinciri planlamasıyla nasıl hizalanacağını öğretir.

– Stratejik Planlamanın Amacı

– Planlama Ufukları ve Hiyerarşi

– Vizyon, Misyon ve Stratejik Hedef Uyumlaması

– Satış Operasyon Planlama (S&OP) Süreci

– Finansal Planlama Entegrasyonu

– Senaryo Planlama ve Risk Yönetimi

– Kapasite – Talep Dengesi

– Kritik KPI’lar

– Sürdürülebilir Stratejik Planlama

– Stratejik Planlama Dashboard’ları

— TALEP PLANLAMASI ve SATIŞ – OPERASYON PLANLAMA UYGULAMALARI

Planlamanın başlangıç noktası olan talep tahminlemesidir (Demand Forecasting). Katılımcılar, tarihsel satış verileri, mevsimsellik, kampanyalar ve trend analizleri üzerinden talep öngörüsünün nasıl oluşturulduğunu öğrenir. “Tahmin etmek, geleceği bilmek değil; belirsizliği yönetebilmektir.”

– Talep Planlamasının Amacı ve Önemi

– Tahmin Türleri

– Tahmin Yöntemleri

– Veri Kaynakları

– Tahmin Hataları ve Ölçüm

– Tahminin S&OP Sürecine Entegrasyonu

– Talep Değişkenliği Yönetimi

– KPI İzleme

– Planlama Sistemlerinde Forecast Yönetimi

– Talep Planlamada İşbirliği Kültürü

— ANA ÜRETİM PLANI (MPS) ve MALZEME İHTİYAÇ PLANLAMASI (MRP)

Amaç, müşteri taleplerini karşılamak için doğru ürünü, doğru zamanda, doğru kaynaktan üretmektir. Bu modül, üretim planlamasının iki temel sütununu — MPS (Master Production Schedule) ve MRP (Material Requirements Planning) — bir bütün olarak ele alır.

“MRP, planlamacının değil, verinin ne düşündüğünü gösterir — iyi planlamacı, o düşünceyi okumasını bilir.”

– Ana Üretim Planı (MPS) Nedir?

– MPS’in Rolü

– Malzeme İhtiyaç Planlaması (MRP) Mantığı

– MRP’nin Girdileri

– MRP Parametreleri

– MRP Run & Exception Messages

– Planned Order → Production Order Dönüşümü

– MRP Hatalarının Yönetimi

– Kapasite Planlaması ile MRP Entegrasyonu

– MRP KPI’ları

— KAPASİTE ve OPERASYON PLANLAMA (PAC), İLERİ ÇİZELGELEME (APS)

Kapasite planlama, üretim hattının ve iş gücünün talep karşısında gerçekçi yüklenmesini sağlar. Operasyon planlama (PAC) ise bu planın atölyede hayata geçiş biçimidir.  “Kapasite planlama, kimin ne kadar çalışacağını değil, sistemin ne kadar nefes alabileceğini gösterir.”

– Kapasite Planlamanın Amacı

– Kapasite Planlama Türleri

– Darboğaz Analizi

– Yük Dengeleme

– PAC (Production Activity Control)

– İleri Planlama ve Çizelgeleme (APS)

– Planlama Araçları ve Uygulamaları

– Verimlilik KPI’ları

– Senaryo Planlama

– Kapasite Planlamada Dijitalleşme

— DAĞITIM ve LOJİSTİK PLANLAMA

Amaç; üretimden çıkan ürünün doğru zamanda, doğru lokasyona, minimum maliyetle ve maksimum hizmet seviyesiyle ulaşmasını sağlamaktır. Bu modül, tedarik zincirinin son halkasını oluşturan dağıtım, depo ve lojistik planlamasının entegre yönetimini ele alır. Lojistik planlama, ürünün hareketi kadar bilginin de akışını yönetmektir — zincirin son halkası aslında en görünür vitrindir.

– Dağıtım Planlamasının Rolü

– DRP (Distribution Requirements Planning) Mantığı

– Kanal Ağı Tasarımı ve Optimizasyonu

– Envanter Yerleşimi ve Depo Stratejisi

– Taşımacılık Planlaması

– Bilgi Sistemleri Entegrasyonu

– KPI ve Performans Yönetimi

– Maliyet Optimizasyonu

– Sürdürülebilir Lojistik

– Dijital İzlenebilirlik

— TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ OLGUNLUK DEĞERLENDİRMESİ ve ŞİRKETLER İÇİN YOL HARİTASININ HAZIRLANMASI
Supply Chain Maturity Assessment & RoadMap

Bu çalışma, eğitim programından bağımsız olarak danışmanlık temelli bir yapı içinde kurgulanmıştır. Amaç; kurumların tedarik zinciri yönetimi süreçlerini sistematik biçimde analiz ederek mevcut olgunluk düzeyini belirlemek ve gelişim alanlarını tanımlamaktır.

Değerlendirme, stratejik planlama, talep ve arz yönetimi, üretim–dağıtım koordinasyonu, teknoloji kullanımı ve organizasyonel yetkinlik boyutlarında yürütülür.

Sonuç olarak kurum, kendi süreç haritası üzerinden nerede durduğunu, hangi alanlarda ilerleme potansiyeli taşıdığınıve gelecekte hangi kapasiteye ulaşabileceğini net biçimde görür.

Bu analiz, eğitimde kazanılan bilgi ve farkındalığı ölçülebilir gelişim hedeflerine dönüştürür ve kurumlara uzun vadeli bir danışmanlık yol haritası sunar.

Kısacası bu hizmet, sadece bugünü değerlendirmek değil; yarının rekabet avantajını planlamak için tasarlanmıştır.

Eğitim teklifi almak için egitim@satinalmadergisi.com 

TEDARİK ZİNCİRİ PLANLAMA EĞİTİMİ

Anahtar Sözcükler:

Tedarik Zinciri, Planlama, Eğitim, Talep, Tahminleme, S&OP, MPS, MRP, DRP, APS, ERP, Üretim, Çizelgeleme, Kapasite, Envanter, Dağıtım, Lojistik, Depolama, Malzeme, Kaynak, Stok, Optimizasyon, Süreç, Performans, KPI, Analitik, Strateji, Uyum, Senkronizasyon, İşbirliği, Karar, Olgunluk, Risk, Sürdürülebilirlik, Dayanıklılık, talep Planlama, Ölçümleme, Planlayıcı, Tahmin Doğruluğu, Hizmet Seviyesi, Ürün Akışı, Tedarikçi, Üretkenlik, Akış, Entegrasyon, Değer Zinciri, ileri planlama, çizelgeleme, operasyon planlama, planlama mühendisi, planlama uzmanı, planlamacı, Supply Chain Maturity Assessment, Maturity Assessment, Olgunluk Değerlendirmesi

Turizm ve Otelcilikte Satın alma Operasyonları

Turizm Ve Otelcilikte Satınalma Operasyonları Mutfak Yönetimi Ve Gıda Tedarik Zinciri
Turizm Ve Otelcilikte Satınalma Operasyonları Mutfak Yönetimi Ve Gıda Tedarik Zinciri

Turizm ve Otelcilikte Satın alma Operasyonları:

Mutfak Yönetimi ve Gıda Tedarik Zinciri

Prof. Dr. Murat ERDAL

Turizm ve otelcilikte satınalma operasyonları oldukça geniş bir alan. Her kategori kendi içinde ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Bu yazımda konuyu gastronomi tarafıyla, yani mutfak yönetimi ve tedarik operasyonlarıyla sınırladım. Elbette bu alanın da ucu bucağı yok; derinleştikçe karşımıza yeni detaylar çıkıyor. O yüzden baştan söyleyeyim, yazının kapsamını dar tuttum.

Turizm Ve Otelcilikte Satınalma Operasyonları Mutfak Yönetimi Ve Gıda Tedarik Zinciri
Turizm Ve Otelcilikte Satınalma Operasyonları Mutfak Yönetimi Ve Gıda Tedarik Zinciri

Amacım, bu geniş dünyanın temel hatlarını çizmek ve özellikle tedarik zinciri ile satınalma süreçlerine genel bir çerçeve sunmak. Çünkü otel, restoran ve kafe işletmeciliğinde satınalma; sadece ürün temininden ibaret değil, aynı zamanda müşteri deneyimi, maliyet yönetimi ve marka konumlandırmasının da önemli bir parçası.

Şimdi gelin, otel ve restoran işletmeciliğinde satınalma faaliyetlerinin mutfakla, müşteriyle ve işletmeciyle nasıl iç içe geçtiğine yakından bakalım.

Otel, restoran ve kafe işletmecilik alanlarında satınalma operasyonları, mekanın (örneğin restoranın) müşteri zihnindeki yeri, algılanması, pazarın hangi bölümüne hitap ettiği, uzmanlık alanı/odağı (Osmanlı, Hint, Meksika mutfağı veya ev yemekleri gibi) kısaca “konumlandırılması” ile birlikte düşünülmelidir.

İstanbul Beyazıt’ta meydanda yer alan hızlı tüketim ürünleri satan bir iş yeri ile Boğaz’da ya da beş yıldızlı bir otelde yer alan özellikli bir işletmenin pazardaki yeri, ürün/hizmet yelpazesi, maliyet ve fiyatlandırma stratejileri son derece farklılık arz etmektedir. Buna uygun bir biçimde satınalma faaliyetleri de her zaman beklentilerle topyekun düşünülmek zorundadır. Bu beklentileri restoran işletmecisinin (işyeri sahibinin) beklentileri, müşteri beklentileri ve mutfak yani şef/aşçının beklentileri olmak üzere üç sınıfta ele alabiliriz.

İşletmecinin Beklentileri

İşletmecinin temel beklentisi, pazarda kalıcı bir yer edinmek ve beklentilerine uygun şekilde üretilen ürün ve hizmetler aracılığıyla sürdürülebilir kazanç sağlamaktır. Pazara sunulan ürünlerin fiyatlandırması, markanın konumlandırması, işletmenin coğrafi lokasyonu, müşteri trafiği, mutfak çeşitliliği ve personel yapısı bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

İş yerinin öz mal, kiralık ya da franchise sistemine bağlı bir modelde faaliyet göstermesi; sabit ve değişken maliyetlerin yapısını doğrudan etkiler. Bu durum, satınalma faaliyetlerinin hem stratejik hem de operasyonel önemini daha da artırmaktadır.

Müşteri Beklentileri

Müşteri yemek sektöründe birincil öneme sahiptir. Müşteri, yemek ve menülerin oluşmasında doğrudan rol oynamaktadır. Müşteri sahip olduğu bütçe ve zaman kısıtı ile uygun atmosfer, kaliteli hizmet ve sağlıklı ürünleri tercih etmektedir. Günün ilk saatlerinden başlayarak; kahvaltı aşamasından akşam yemeğine kadar geniş zaman aralığında, her bir öğün ve yemek arasından beklentiler farklılaşabilmektedir. Hizmet düzeyi ve içeriği değişebilmekle birlikte ortak beklenti ise daima aynıdır “sağlığa uygun ürünler”.

Farklı Yemek Kültürleri: Menü ve Ürün Grupları

Hedef kitleye, farklı kültür ve damak zevklerine (Türk, Alman, İngiliz, Rus, vd. turist gruplarının yoğunluğuna göre), gerçekleştirilecek etkinliğin içeriğine göre (kutlama, doğum günü, nişan, düğün gibi) veya mevsime göre yemekler ve menülerde değişikliklere gidilebilmektedir. Müşteri profili ve müşterinin bütçe kısıtına uygun yenilikler ve birtakım taktikler çerçevesinde sunulan ürün gruplarında çeşitlilik meydana getirilmektedir.

Mutfağın (Şefin/Aşçının) Beklentileri ve Talep Sahibi Olarak Rolü

Menüleri hazırlanmasında, yemeklerin üretiminde doğrudan söz sahibi yer kuşkusuz mutfaktır. Aşçı, yemeklerin kalitesinden (lezzetinden) sorumlu olduğu kadar kaynakların doğru kullanımından da sorumludur. Mutfakta her şeyin (tüketilmekte olan tüm malzeme ve ürünlerin) zamanında doğru tedarikçiden doğru maliyetlerle temin edilmesi gerekmektedir. Mutfakta israfa tolerans gösterilemez. Haftalık ve günlük yemek planları dahilinde tüm operasyonlar etraflıca analiz edilmeli tüketim hızına bağlı olarak önlemler alınmalıdır. Müşteri, dış talep sahibi iken aşçı iç talep sahibidir. Satınalma departmanı ile yoğun iletişim halinde olan mutfak talep edilen malzemelerin listelerin hazırlanmasından daha sonrasında ise kendisine teslim edilen ürünlerin siparişlerine uygunluğunu denetleyen ve aynı zamanda raporlayan bir birimdir.

Sürekli Tüketilen Malzemeler

Mutfak içerisinde sürekli tüketilen ürün grupları temel gıda maddeleridir. Bu ürünler; un, süt, yumurta, şeker, su, ekmek, yoğurt, beyaz ve kırmız et, bakliyat grubu vb. olarak sıralanmaktadır. Diğer taraftan mevsime uygun olarak talep edilen manav grubu taze sebze ve meyve ürünleri bulunmaktadır.

Bu noktada stok envanter yönetimi ve gıda tedarikçi ilişkileri kritik öneme sahiptir.

Satınalma Departmanın Rolü ve Tedarikçi İlişkileri

Satınalma departmanı, işletmeci, müşteri ve mutfağın taleplerini bir arada değerlendiren bir merkezdir. Temel öncelik sağlıklı malzeme ve ürünlerin doğru maliyetlerle doğru miktarlarda temin edilmesidir.

Gıda sektöründe tedarikçi araştırması, seçimi ve değerlendirme süreci son derece zorlu aşamaları içermektedir. Tedarikçinin profesyonellik seviyesi, tam zamanında ve doğru miktarda teslimatı son derece önemlidir.

Tedarikçi değerlendirmesinde ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi ve ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardının gerektirdiği altyapının sahipliği ve uygulamaları birincil ölçütler içerisinde yer almaktadır.
Ayrıca tedarik zincirinin sürdürülebilirliğinde, karbon ayak izi (Carbon Footprint), yerel üretici desteği ve gıda israfının (Food Waste) önlenmesi gibi çevresel göstergeler de değerlendirme ölçütleri arasına girmektedir.

Envanter Yönetimi, Alan Kullanımı ve Depoların Rolü

İşletmeler, sahip olunan alanın büyük bir bölümünü haklı gerekçelerle misafirlerine ayırmaktadır. Bu nedenle restoranlarda satın alınan malzeme ve ürünler için ayrılan bölgeler çoğunlukla kısıtlıdır. Gıda ürünlerine ayrılan mekan sınırlılığı hijyen, envanter yönetimi ve sayım problemlerini de gündeme getirebilmektedir. Mal kabul problemlerinde sipariş ve teslim alınan ürün kalite, miktar ve belge (fatura) uyumsuzlukları başı çekmektedir.  Diğer taraftan tedarikçilerden gelen ürün/malzeme giriş sıklığı, araç park yeri ve teslimat saatlerinin yönetilebilirliği konusunu gündeme taşımaktadır. İşletme yöneticileri ise her daim tüketim hızına uygun bir biçimde az miktarda sık teslimat gerçekleştirilmesini ve böylelikle ürün tazeliğini sağlanırken maliyetleri kontrol altında tutmak istemektedirler.

Gıda ürünleri özellikleri nedeniyle farklı koşullarda (-derecelerde oC) muhafaza edilmeleri gerekmektedir. Bakliyat, dondurulmuş ürünler, taze sebze ve meyve ile içecek grupları farklı depo saklama alanlarını zorunlu kılmaktadır. Aksi takdirde ürünler kısa sürede bozulabilmekte, besin değeri kaybolmakta, sağlık açısından risk büyümekte ve maliyetler artmaktadır.

Satınalmacı, Maliyet Kontrolörü ve Lojistik / Depo Personeli

Satınalmacı bu sektörde birden fazla iş yükünü yerine getirmektedir. Bu konumuyla “joker” rol üstlendiği söylenebilir. Zincir veya tek bir restoran olsun profesyonellik seviyesine bağlı olarak restoranlarda satınalmacılar maliyet kontrolörü, aynı zamanda lojistik elemanı veya depo personeli gibi çalışabilmektedir. Esnek çalışma saatleri, hafta sonu ve hafta içi geniş zaman aralıklarında çalışma, personel devir hızı, sınırlı iş deneyimi, kurumsallaşma seviyesindeki noksanlıklar bu sektörün gerçeğini de ne yazık ki gözler önüne serebilmektedir.

İletişim Uzmanlığı

Hizmet sektöründe satınalmacılar, çalıştığı kurumun ölçeği ve kurumsallık düzeyine bağlı olarak doğru iletişim becerileri ile başarıyı yakalayabilirler. Kullanılmakta olan yazılım, depoların büyüklükleri ve uygunlukları, tedarikçi profili ve talep sahibi mutfaklar yürütülen ilişkiler her zaman ve koşulda “iletişim konusunda uzmanlığı” gerektirmektedir. Sektör insana dayalıdır.

Satınalmacılar, farklı tedarikçi ve teslimat operatörleri, mutfak (şef/aşçı) ve işletme yöneticileri arasında arabulucu konumdadır.

Dolayısı ile yoğun bir çalışma temposu ve stresli bir atmosfer içerisinde zamana karşı bir mücadele verildiği bilinmelidir. Bu nedenle turizm ve otelcilikte satınalma, yalnızca tedarik süreci değil; insan, zaman ve kalite yönetiminin kesiştiği stratejik bir fonksiyondur.

Not: Bu makale ilk olarak 2013 yılında yayımlanan “Restoranlar için Satınalma” başlıklı yazının güncellenmiş ve genişletilmiş versiyonudur. Murat Erdal, Restoranlar için Satınalma”, Satınalma Dergisi, Yıl:1, Sayı:5, Nisan 2013, s:12-14.

Kapsamlı eğitim içeriğini aşağıda linkte bulabilirsiniz.

Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi

Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi
Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi

ORBİT Metodolojisi – Otel & Resort Bütünleşik İntralojistik Tasarımı

ORBİT Metodolojisi™, tek başına bir eğitim programı değil; otel ve resortlarda lojistik depo operasyonlarını stratejik olarak tüm bileşenleriyle ele alan, kurgulayan, yöneten ve sürekli iyileştiren entegre bir yönetim yaklaşımıdır.

Merkez depo–alt depo zincirini zaman, doğruluk ve görünürlük ekseninde senkronize eder; kategori, operasyon, altyapı, sevkiyat, KPI, risk, maliyet, insan kaynağı ve sürdürülebilirliği kurum çapında tek standarda bağlar.

Neden Orbit? Çünkü, “Yörünge ve senkron akış”

Otel & resort ölçeğinde merkez depo ile alt depoların senkron akış standardı.

Senkron: “Doğru ürün, doğru zaman, doğru yer”

“Merkez depo ve alt depoların senkron akışı.”

Kapsamlı eğitim içeriğini aşağıda linkte bulabilirsiniz.

Otel ve Resort Lojistik Depo Yönetimi Eğitimi

Hazırlayan: Prof. Dr. Murat ERDAL

Anahtar Sözcükler: Turizm, otel, restoran, kafe, mutfak, turist, yemek, gıda, tedarikçi, satın alma, tedarik, ISO 22000, Gıda Güvenliği, ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik, envanter, maliyet, depo, lojistik, tedarik zinciri, aşçı, şef, gastronomi, 

Hangi İşveren Davranışları Psikolojik Taciz Sayılır?

Hangi İşveren Davranışları Psikolojik Taciz Sayılır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Hangi İşveren Davranışları Psikolojik Taciz Sayılır?

Lütfi İNCİROĞLU 

Hangi İşveren Davranışları Psikolojik Taciz Sayılır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİş hukukunun en önemli amacı, işçile­rin yaşamlarını ve beden bütünlüklerini korumak olmuştur. Dünyada ilk iş yasaları, işçilerin iş sağlığını ve güvenliğini sağlamak amacıyla getirilmiş ve iş hukuku ilk önce işçilerin sağlığını ve beden bütünlüğünü koruma hukuku olarak gelişmiştir.

Çalışanların itibarını, onurunu zedelemeyi amaçlayan, sistematik, kasıtlı ve kişiyi işinden soğutmak, dışlamak, bıktırmak amacıyla yapılan eylemler olarak tanımlanan işyerinde psikolojik taciz (mobbing), mağdurlar üzerinde yıkıcı ruhsal ve fiziksel birçok etkiler doğurmakta, bu durum başta ailesi olmak üzere mağdurun yakın çevresine de sirayet etmektedir. Mobbing tek bir nedenle açıklanamayacak kadar karmaşık bir süreçtir ve çalışma hayatının en büyük sorunlarından biri olarak varlık göstermektedir[1].

Alman Çalışma Psikoloğu Heinz Leymann tarafından 1980 yıllarda ortaya atılan mobbing (psikolojik taciz); şiddet, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı verme gibi değişik anlamlar içerir. Psikolojik taciz, çalışma hayatında işyerlerinde işçi ile işveren arasında ya da işçilerin kendi aralarındaki psikolojik şiddeti ifade eden bir kavram olarak nitelendirilmektedir.

Psikolojik taciz, çalışanların itibarını ve onurunu zedelemekte, verimliliğini azaltmakta ve sağlığını kaybetmesine neden olarak çalışma hayatını olumsuz etkilemektedir. Bu yönüyle bakıldığında 4857 sayılı İş Kanunu’nda psikolojik taciz ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda ilk kez psikolojik taciz kavramına yer verilmiş (m.417/I), bilahare de 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda taciz kavramı, ” Psikolojik ve cinsel türleri de dahil olmak üzere bu Kanunda sayılan temellerden birisine dayanılarak, insan onurunun çiğnenmesi amacını taşıyan veya böyle bir sonucu doğuran yıldırıcı, onur kırıcı, aşağılayıcı veya utandırıcı her türlü davranış” olarak tanımlanmıştır (m.2/1-j,4/1-g). Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” başlıklı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile desteklenmiştir (R.G 06.3.2025/32833).

Psikolojik taciz özellikle işyerlerinde işçisini tazminatsız işten çıkarmayı planlayan bazı işverenlerce sıkça başvurulan bir yöntemdir. Örneğin işçiyi iş arkadaşları yanında küçük düşürücü sözlerle azarlamak, yalnızlaştırmak, dışlamak, diğer işçilere verilen haklarda eşit davranmamak, iş vermemek ya da aşırı iş vermek gibi söz, hal ve davranışlar işçiyi yıldırarak işten kendisinin ayrılması için uygulanan politikalardan bazılarıdır. Ancak psikolojik tacize uğrayan kişinin sistematik olarak bu duruma maruz kalması gerekir. Başka bir anlatımla işvereninden bir kez azar işiten kişiden ziyade, sürekli tekrarlanan hakaretler, sistematik bir biçimde devam eden baskılar, işçiyi görmezlikten gelme, onu yok sayma gibi davranışların sürekli işçi üzerinde yinelenmesi hali psikolojik tacizi oluşturur[2]

Sonuç olarak, işveren tarafından işçinin yüksek sesle azarlanması, sürekli eleştirilerek iş yaptırılması, işçinin aşırı yük altına sokulması, dışlanması, özel kutlama ve sosyal etkinliklere kasıtlı olarak davet edilmemesi, dış görünüş ve giyim tarzıyla alay edilmesi, küçümsenmesi ve hor görülmesi, hakkında asılsız söylentiler çıkarılması, yetenek veya uzmanlık alanına girmeyen işler verilmesi, hak ettiği yetkilerin verilmesinden kaçınılması, fikrine itibar edilmemesi, hoş olmayan imalarda bulunulması, anlamsız işler verilip sürekli yer değiştirilmesi, ağır işler verilmesi, onunla iletişimin kesilmesi, gibi davranışlar psikolojik taciz sayılır.[3]

Hangi İşveren Davranışları Psikolojik Taciz Sayılır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBelirtmek gerekirse, bu sayılan davranışların bir kısmı teker teker ele alındığında hukuka aykırı bir fiil oluşturmayabilir. Ancak mobbing anlık bir olay olmadığı, sistematik olarak sürekli tekrarlanan davranışlardan oluşan bir süreç olduğu düşünüldüğünde, bu davranışların sistematik bir biçimde tekrarlanması durumu hukuka aykırılık oluşturabilecektir[4].

Lütfi İNCİROĞLU 

[1] https://www.tihek.gov.tr/is-yerlerinde-psikolojik-tacizin-mobbing-onlenmesi-konulu-2025-3-sayili-cumhurbaskanligi-genelgesi-hakkinda-basin-aciklamasi:Erişim tarihi. 21/10/2025

[2] İNCİROĞLU, Lütfi, İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing) Konusunda İşverenlerin Sorumluluk ve Yükümlülükleri, Kamu-İş-(İş Hukuku ve İktisat Dergisi), Nisan 2013, C:13.

[3] YHGK, 25.9.2013, 9-1925/1407 Legalbank.

[4] SÜZEK, Sarper, İş Hukuku 14. Baskı, İstanbul 2019.