LG, Yapay Zeka ve Derin Teknoloji Girişimlerine Yatırımını Genişletiyor

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Lg, Yapay Zeka Ve Derin Teknoloji Girişimlerine Yatırımını Genişletiyor
Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Lg, Yapay Zeka Ve Derin Teknoloji Girişimlerine Yatırımını GenişletiyorSBVA’nın Yapay Zeka Fonu’na Katılan LG, Açık İnovasyon Faaliyetleri Yoluyla Geleceğin İşletmelerini Geliştirme Çabalarına Devam Ediyor

 

LG Electronics (LG), yapay zeka (AI) ve derin teknoloji konusunda uzmanlaşmış startuplara önemli yatırımlar yapıyor. LG, SBVA tarafından yeni kurulan 130 milyon ABD Doları tutarındaki “Alfa İstihbarat Fonu (AIF)”na kilit sınırlı ortak olarak 10 milyon ABD Doları taahhüt etti.

SBVA, yapay zeka, derin teknoloji ve robot biliminde yüksek büyüme potansiyeline sahip girişimleri seçerek AIF için bir portföy oluşturacak. Firma, bu girişimlerin büyümesini ve anlamlı başarılarını desteklemek için küresel ağlarından ve kaynaklarından yararlanmayı hedefliyor.

SBVA, 20 yılı aşkın süredir küresel girişimlere yatırım yapıyor, BİT teknolojisindeki uzmanlığını geliştiriyor ve uluslararası ağını güçlendiriyor. LG, SBVA fonuna katılarak hızla değişen yenilikçi teknoloji trendleri hakkında bilgi paylaşımında bulunmayı ve bu küresel pazar değişikliklerini yönetim stratejilerine yansıtmayı planlıyor.

Bu yatırım sayesinde LG, yenilikçi girişimlerle iş birliğini genişletmeyi ve gelecekteki teknolojileri güvence altına alma çabalarını sürdürmeyi ve sonuçta niteliksel büyüme sağlamayı hedefliyor. Şirket, önde gelen küresel şirketler ve startup’larla ağını güçlendirmeyi, stratejik yatırımlar için ek fırsatlar keşfetmeyi ve gelecekteki işletmeler için teknolojik yetenekleri güvence altına almayı planlıyor.

LG, platform tabanlı hizmet işletmeleri, B2B işletmeleri ve diğer yeni girişimler de dahil olmak üzere temel büyüme motorları için yenilikçi teknolojileri güvence altına alarak bir “Akıllı Yaşam Çözümleri” şirketine dönüşümünü hızlandırmayı amaçlıyor. Şirket, gelecekteki temel teknolojileri güvence altına alma ve iş alanlarını evin ötesinde iş alanlarına, mobiliteye ve daha fazlasına genişletme çabalarını sürdürmeyi planlıyor.

LG, Temmuz ayında merkezi Enschede, Hollanda’da bulunan akıllı ev platformu şirketi Athom’un yüzde 80 hissesini satın almış ve geri kalan yüzde 20’yi önümüzdeki üç yıl içinde satın almak için bir sözleşme imzalamıştı. Mart ayında ise, Bear Robotics’ten hisse satın almak için yeni bir hisse satın alma anlaşması aracılığıyla, merkezi Redwood City, Silikon Vadisi, ABD’de bulunan yapay zeka tabanlı otonom hizmet robotu girişimi Bear Robotics’e 60 milyon ABD doları yatırım yaptı.

Ayrıca LG, şirketin Silikon Vadisi merkezli inovasyon merkezi LG NOVA aracılığıyla, yenilikçi fikirlere sahip start-up’ları keşfetmek, beslemek ve ticarileşmelerini desteklemek için 2021’den bu yana yıllık yarışmalar düzenleyerek yeni iş fırsatları arıyor. LG NOVA özellikle dijital sağlık, temiz teknoloji ve yapay zeka gibi geleceğin yenilikçi sektörleri için sürdürülebilir büyüme ve yetiştirme sistemleri oluşturmaya odaklanıyor.

LG’nin Başkan Yardımcısı ve Açık İnovasyon Projesi Lideri Eugene Yoo “AIF’ye katılarak, aktif açık inovasyon faaliyetleri aracılığıyla yapay zeka yeteneklerini güvence altına almayı ve yapay zeka değer zinciri içindeki konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz. Gelecekteki iş fırsatlarını keşfetmek için yetenekli girişimleri keşfetmeyi ve onlarla işbirliği yapmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.

SBVA CEO’su JP Lee ise; “Farklılaşan teknik uzmanlığımız, küresel ağımız ve yatırım deneyimimizden yararlanarak teknolojik inovasyonu hızlandıran yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Startup’lar ve büyük yatırımcılarla ortak girişimler kurulmasını destekleyerek ve işbirlikçi iş projelerini teşvik ederek bu şirketlerin büyüme potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı planlıyoruz” dedi.

SoftBank Grubu bünyesinde SoftBank Ventures Asia adıyla kurulan SBVA, geçtiğimiz yıl küresel yatırım şirketi Mistletoe’nun başkanı Taizo Son liderliğindeki yatırım şirketi The Edgeof tarafından satın alınarak bağımsız hale geldi. SBVA, yaklaşık 2 milyar AUM tutarındaki varlıkları yönetmektedir ve San Francisco, İsrail, Singapur ve Seul’de ofisleri bulunmaktadır. 100’ün üzerinde şirkete yatırım yapıyor. SBVA, AIF’nin büyüklüğünü artırmak amacıyla yıl içinde ikinci bir kapanış yapmayı planlıyor.

Tüpraş Tüm Rafinerilerinde Randevu Sistemi ve Temassız Satış Uygulamasını Devreye Aldı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Tüpraş Tüm Rafinerilerinde Randevu Sistemi Ve Temassız Satış Uygulamasını Devreye Aldı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Tüpraş Tüm Rafinerilerinde Randevu Sistemi Ve Temassız Satış Uygulamasını Devreye AldıDijital ve sürdürülebilir rafinaj faaliyetleri kapsamında müşterilerle temas ettiği tüm süreçlerinde uçtan uca dijital bir müşteri deneyimi tasarlayan Tüpraş, Kara Dolum Dijital Müşteri Deneyimi Projesi’ni başarıyla tamamladı. Türkiye’de sektöründe bir ilk olan projeyle;  müşterilerin sipariş açma aşamasından başlayarak tanker sürücülerinin sahadaki dolumu tamamlamasına kadar olan tüm süreç insan etkileşimi olmadan, plaka tanıma sistemleri ve dijital kiosklar aracılığıyla gerçekleştiriliyor.

Türkiye’nin lider enerji şirketi Tüpraş, dijitalleşme ve müşteri deneyiminde öncü projelerle sektöründe fark yaratmaya devam ediyor. Kara Dolum Dijital Müşteri Deneyimi Projesi kapsamında Randevu Sistemi, Temassız Satış ve Sürücü Portalı olmak üzere üç başlık altında gerçekleştirilen çalışmaları, Haziran 2024 itibariyle tüm rafinerilerinde ve ürün gruplarında tamamlayan Tüpraş, dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir projeyi daha başarıyla hayata geçirdi.

Kara Dolum Temassız Satış Projesi, Randevu Sistemi, Müşteri Portalı ve Sürücü Portalı Mobil Uygulaması, kara tankerlerinin dolum alanına girişini düzenleyerek insan temasını azaltıyor. İşlemlerin sürücüler tarafından dijital kiosklar üzerinden gerçekleştirilmesiyle, beklemeleri de ortadan kaldırıyor. Randevu sistemi sayesinde saatler öncesinden rafineriye gelip beklemeye gerek kalmadığı için sürücülerin zamanını verimli kullanması sağlanıyor.

“Tüm ürün gruplarında dijital, güvenli, verimli ve sürdürülebilir müşteri uygulamalarını hayata geçiriyoruz”

“Enerjimiz Geleceğe” mottosuyla Türkiye’nin lider sanayi şirketi unvanını geleceğe taşımak için çalıştıklarını aktaran Tüpraş Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Atilla Ulusu, “Stratejik Dönüşüm Planımız ve 2050 Karbon Nötr hedefimiz çerçevesinde temiz enerji dönüşümü için çalışmalarımıza devam ederken, odak iş alanlarımızdan ‘Sürdürülebilir Rafinaj’ı da son teknolojiler ve dijitalleşme uygulamalarıyla daha verimli hale getirmeyi hedefliyoruz. Müşteri odaklı uygulamalarımız çerçevesinde, tüm ürün gruplarımızda ve rafinerilerimizde Randevu Sistemi uygulaması ve Temassız Satış çalışmalarını başarıyla tamamladık. Böylece müşteri ve sürücülerin dolum süreçlerini yüzde 100 dijitalleştirerek, rafinerilerin dolum otomasyon sistemlerini tamamen yeniledik ve mevcut operasyonlarımıza entegrasyonunu sağladık. Bu sayede dolum süreçleri daha güvenli, sürdürülebilir ve entegre bir yapıya kavuştu. Artık İzmit, İzmir, Batman ve Kırıkkale rafinerilerimizde, müşterilerin sipariş açma aşamasından başlayarak tanker sürücülerinin sahadaki dolumun tamamlanmasına kadar olan tüm süreç, insan etkileşimi olmadan, portal uygulamaları, plaka tanıma sistemleri ve dijital kiosklar aracılığıyla gerçekleştiriliyor” dedi.

Tüpraş’ın bu sayede operasyonel verimliliği artırarak müşteri memnuniyetini de yükselttiğini ifade eden Ulusu “Tüm ürün gruplarında dijital, güvenli, verimli ve sürdürülebilir müşteri uygulamalarını hayata geçiriyoruz. Müşteri odaklı dijitalleşme projelerimizde ‘Randevu sistemi uygulaması’ Tüpraş’ın ürün teslimatlarında, rafineri sahalarındaki yoğunluğu azaltıyor ve süreçlerimizi daha etkin ve verimli hale getiriyor.” dedi.

“Rafinaj sektöründe bir ilk olma niteliği taşıyan Kara Dolum Temassız Satış Projesi önümüzdeki dönem vagon, boru hattı ve deniz dolum süreçlerine entegre edilecek”

Tüpraş’ın uçtan uca dijital müşteri deneyimi adımlarının süreceğini de şu sözlerle ifade etti:  “Tüpraş Kara Dolum Dijital Müşteri Deneyimi Projesi ile tüm rafinerilerimizde standart bir satış-dolum yönetim sistemi oluşturarak 7/24 sürdürülebilir ve entegre bir altyapı sağladık. Kara Dolum Dijital Müşteri Deneyimi Projesi ile elde ettiğimiz başarı, gelecekte daha da ileriye gitmek için bizi motive ediyor. Rafinaj sektöründe bir ilk olma niteliği taşıyan Kara Dolum Temassız Satış Projesi’nin önümüzdeki dönem vagon, boru hattı ve deniz dolum süreçlerine entegre edilerek yaygınlaştırılması da planlanıyor.”

Temmuz Ayında Türkiye’ye 1 Milyar 180 Milyon Dolar Değerinde Uluslararası Doğrudan Yatırım Geldi

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Temmuz Ayında Türkiye’ye 1 Milyar 180 Milyon Dolar Değerinde Uluslararası Doğrudan Yatırım Geldi

Temmuz Ayında Türkiye’ye 1 Milyar 180 Milyon Dolar Değerinde Uluslararası Doğrudan Yatırım Geldi

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Temmuz Ayında Türkiye’ye 1 Milyar 180 Milyon Dolar Değerinde Uluslararası Doğrudan Yatırım GeldiUluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ödemeler Dengesi İstatistiklerinin açıklanmasının ardından Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bültenini yayımladı.

Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 12 Eylül 2024’te paylaştığı Ödemeler Dengesi İstatistiklerinden derleyerek hazırladığı “Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bültenine” göre, 2024 yılının Temmuz ayında, Türkiye’ye 1 milyar 180 milyon dolarlık Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişi gerçekleşti.

12 Eylül 2024’te paylaşılan güncel resmi verilere göre, 2024 yılının Temmuz ayında, Türkiye’ye, 1 milyar 180 milyon dolar değerinde UDY girişi gerçekleşti.

Güncel bu istatistikle beraber, yılın ilk yedi ayında Türkiye’ye gelen toplam UDY miktarı, 5 milyar 897 milyon dolar olarak kaydedildi. Yılın ilk yedi ayında gerçekleşen 5 milyar 897 milyon dolarlık UDY ile bir önceki yılın aynı dönemindeki 5 milyar 873 milyon dolarlık seviyeye çok yakın bir performans sergilendi.

Yased Logo (2)Temmuz ayında gerçekleşen toplam UDY girişi 1 milyar 180 milyon dolar olarak hesaplanırken bu yatırımların 587 milyon doları yatırım sermayesi şeklindeydi. Temmuz ayındaki toplam UDY’nin 306 milyon doları borçlanma araçları, 289 milyon doları yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı yoluyla kaydedildi. Aynı ay içerisinde yatırım tasfiyelerinin 2 milyon dolar değerinde aşağı yöndeki etkisiyle, Temmuz ayındaki toplam UDY girişi 1 milyar 180 milyon dolar oldu.

En fazla yatırım kimyasal ürünlerin ve elektronik ürünlerin imalatında gerçekleşti

Temmuz 2024’te, toplam yatırım sermayesi girişleri 587 milyon dolar olurken 168 milyon dolarlık yatırım girişi ile “kimyasalların, kimyasal ürünlerin ve temel eczacılık ürünleri ile malzemelerinin imalatı’’ yüzde 29’lük bir pay aldı. Kimyasallar geçmiş kümülatif performansının üzerinde bir performans sergilerken en fazla yatırımın gerçekleştiği diğer sektör yüzde 20’lik pay ile bilgisayarların, elektrik-elektronik ve optik ürünlerin imalatı, yüzde 14’lük pay ile toptan ve perakende ticaret ve yüzde 12’lik pay ile inşaat oldu.

Temmuz ayında en fazla uluslararası yatırım Almanya, Hollanda ve ABD’den geldi

2002-2023 dönemi toplamında yüzde 59’luk pay sahibi olan Avrupa Birliği (AB-27) ülkeleri, 2024’ün yedinci ayında yüzde 70’lik bir pay aldı. Aynı ay içerisinde Amerika kıtası ülkeleri yüzde 12’lik paylarıyla Türkiye’ye en çok yatırım yapan ikinci bölge oldu.

Temmuz 2024’te ülkeler özelinde, Almanya yüzde 39 ile en büyük paya sahip olurken, onu yüzde 24 ile Hollanda, yüzde 12 ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD), yüzde 5 ile İsviçre ve yüzde 4 ile Birleşik Krallık (BK) takip etti.

Yılın ilk yedi ayının toplamı değerlendirildiğinde ise Türkiye’ye en çok yatırım yapan üç ülke; yüzde 20’lik payı ile Hollanda, yüzde 15’lik payı ile Almanya ve yüzde 13’lük payı ile ABD olarak sıralandı.

ERP Sistemi Nasıl Satın Alınır? 5 Adımda İdeal Çözümü Bulma Yolu

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Erp Sistemi Nasıl Satın Alınır 5 Adımda İdeal çözümü Bulma Yolu

ERP Sistemi Nasıl Satın Alınır? 5 Adımda İdeal Çözümü Bulma Yolu
Olgar AtasevenSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Erp Sistemi Nasıl Satın Alınır 5 Adımda İdeal çözümü Bulma Yolu

Birçok şirket, iş süreçlerini optimize etmek ve verimliliği artırmak amacıyla yeni bir ERP (Enterprise Resource Planning / Kurumsal Kaynak Planlama) sistemi arayışına girer. Ancak, “en iyi ERP” çözümü tek tip değildir ve doğru seçimi yapmak karmaşık bir süreç olabilir. Bu yazı ile özellikle IT ve dijitalleşme süreçlerine yeni adım atmış ya da uzmanlık alanı olmayan satınalma uzmanlarına bir kısa yol haritası vermeyi ve ERP sistemini seçme sürecinde başarılı olmanızı sağlayacak beş kritik adımı detaylandırıyorum.

Adım 1: Kapsamlı İhtiyaç Analizi Yapın

ERP sistemleri, iş süreçlerinizi ve operasyonel verimliliğinizi iyileştirmek için geniş bir fonksiyon yelpazesine sahiptir. İlk adım olarak, işinizin bir ERP sisteminden neler beklediğini net bir şekilde tanımlamanız gerekiyor. Finansal işlemler, sipariş yönetimi, CRM, İK, üretim, lojistik ve muhasebe işlevleri gibi çeşitli alanlarda ne tür iyileştirmeler hedefliyorsunuz?

Bu aşamada, tüm departmanlar ve ekip üyeleri ile iş birliği yaparak gereksinimlerinizi ayrıntılı bir şekilde listeleyin. İş akışlarınızı ve mevcut süreçlerinizi inceleyin; veri akışlarını ve finans, muhasebe başta olmak üzere bütün politikalarınızı gözden geçirin. Kapsamlı bir analiz, sizin ve ekibinizin ERP sisteminin potansiyel işlevlerini anlamanıza ve bu sistemin organizasyonel ihtiyaçlarınıza nasıl hizmet edeceğini görmenize yardımcı olacaktır. Bu adım, ERP sistemi seçim sürecinin temel taşıdır ve doğru paydaşları dahil etmenin önemini vurgulamam gerekir. Bu adımda ne kadar detaylı olursanız, ERP sisteminiz uygulandıktan sonra beklentilerinizi o kadar iyi karşılayacaktır.

Adım 2: İş Gereksinimlerinizi Detaylandırın

İhtiyaç analizinizi tamamladıktan sonra, tüm verileri bir iş gereksinimleri belgesinde toparlama zamanı geldi. Bu belge, önceki adımda belirlenen işlevsel ve işlevsel olmayan öğeleri içermelidir. Ayrıca, potansiyel satıcıların müşteri memnuniyetlerini, pazar paylarını, teknolojik altyapılarını, servis hızlarını, implementasyon metodlarını, ekosistemlerini de incelemelisiniz. ERP sistemlerinin özellikleri kadar, satıcıların ve eko sistemlerinin güvenilirliği ve sağladıkları hizmetlerin kalitesi de seçim sürecinde kritik rol oynar.

Bu belgenizi anahtar paydaşlarla gözden geçirip her bir öğeyi önem derecesine göre sıralayın ve önceliklendirin. Bu değerlendirme, benzer özelliklere sahip ERP paketlerini karşılaştırırken size yardımcı olacak ve hangisinin belirli bir işlevde daha üstün performans gösterdiğini belirlemenize olanak tanıyacaktır. Bunu ortak paylaşımlı bir doküman ile herkes ile birlikte takip edebilirsiniz.

Adım 3: Potansiyel Satıcıları Sınırlandırın

Artık klasik anlamda bir satın alma sürecine geçebiliriz. İçsel gereksinimlerinizi netleştirdikten sonra, uygun satıcılar listesini oluşturma aşamasına geçmelisiniz. Bu aşama, potansiyel satıcılarla detaylı görüşmeler ve bilgi alışverişi gerektirir. ERP hedeflerinize ve olmazsa olmazlarınıza bağlı kalarak, bazı satıcıları elemeniz gerekebilir. Bu sürecin sonunda, en uygun iki veya üç satıcıya odaklanmak hedeflenmelidir. Daha fazla ERP ile görüşmek şirketi ve sizi yoracağı gibi, size hizmet verenler için de ciddi bir zaman kaybı oluşturur. Bu sebeple önerimiz bu süreci açık ve şeffaf bir şekilde takip etmeniz ve takip edilmesini sağlamanızdır. Diğer taraftan burada satıcılarında niteliklerini doğru bir şekilde, yani elmalar ve elmalar olacak şekilde ayrımak önemlidir. Bu ayrımı yapamamak da ciddi bir vakit kaybına sebep olur.

Genel olarak size, bir bilgi olması için pazar araştırması yaparken karşılaşabileceğiniz bazı ERP sistemlerinin markalarını vereyim ama ismini yazamadıklarım lütfen alınmasın. Yazının altına yorumlar kısmına kendi isimlerini yazabilirler. İşte pazar araştırması yaparken karşılaşabileceğiniz ERP sistemleri arasında şunlar bulunabilir:

SAP: Dünya çapında en bilinen ERP sistemlerinden biridir. Türkiye’de de geniş bir kullanıcı kitlesine sahiptir ve çeşitli sektörlerde kullanılmaktadır.

Oracle: Oracle’ın ERP çözümleri, özellikle Oracle NetSuite, Oracle Fusion ve Oracle JD Edwards, Türkiye’deki büyük işletmeler arasında popülerdir.

Microsoft Dynamics: Microsoft’un Dynamics 365, Dynamics AX, Dynamics GP ve Dynamics NAV ürünleri, Türkiye’de birçok farklı sektör tarafından kullanılmaktadır.

Workcube: Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik kapsamlı ve entegre ERP çözümleri sunan bir diğer önemli %100 web tabanlı ERP sistemidir.

Canias: Canias ERP, endüstriyel süreçler için tasarlanmış, modüler yapısı sayesinde her sektöre uyarlanabilen Türkiye merkezli bir ERP yazılımıdır. Hem yerel kurulum hem de bulut tabanlı seçenekler sunarak işletmelerin tüm operasyonlarını tek bir platform üzerinden yönetmelerine olanak tanır.

Logo: Türkiye’nin en bilinen yerli ERP markalarından biridir. Logo’nun çeşitli ERP çözümleri, küçük ve orta ölçekli işletmelerden büyük ölçekli şirketlere kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır.

Mikro: Mikro ERP sistemleri, Türkiye’deki birçok KOBİ tarafından tercih edilmektedir ve çeşitli iş alanlarına yönelik çözümler sunar.

Bu sistemlerin her biri sektöre özel çözümler sunarak farklı ihtiyaçları karşılayabilir, bu yüzden kapsamlı bir değerlendirme yapmanız gerektiğini bir kez daha hatırlatayım.

Adım 4: Ürün Demosu ile Derinlemesine İnceleme (Workshop)

Seçiminizi daralttıktan sonra, seçilen satıcılarla ürün demosu gerçekleştirmeniz gerekecek. Genellikle 2-3 saat süren bu gösterimler ya da diğer adı ile Workshop, sistemin iş süreçlerinizi nasıl iyileştirebileceğini anlamanıza yardımcı olur. Demo öncesinde, satıcılar genellikle sizinle iş birliği yaparak yüksek öncelikli işlevlerin neler olduğunu belirler. Burada değerlendirme için çağırdığınız şirketlere aynı senaryoyu vermeniz çok önemlidir. Tabi, bu senaryo ihtiyaçlarınızı tanımlarken yeni ihtiyaçlarınıza odaklanılmalıdır.

Workshop sırasında, yazılımın organizasyonel ihtiyaçlarınızı ne kadar iyi karşıladığını değerlendirin. Kullanıcı deneyimi, yazılımın sunduğu çözümler ve işlevsellik konusundaki eksiklikler hakkında ekibinizle görüş alışverişi yapın. Çoğu zaman, ilk demo sonrası kalan soruları netleştirmek için ikinci bir demo talep etmek faydalı olabilir. Ayrıca, referansları kontrol ederek satıcının müşteri memnuniyetini ve sağladığı hizmetlerin kalitesini değerlendirin. Hatta en son karar vereceğiniz markanın mevcutta bir müşterisine gidip inceleyin ve orada sistemi canlı görün.

Adım 5: Nihai Kararı Verin ve Anlaşmayı Tamamlayın

Son adımda, tüm araştırmalarınızı ve değerlendirmelerinizi göz önünde bulundurarak nihai kararınızı verin. Kararınızı daha netleştirmek için, ekip üyeleriyle bir puanlama tablosu oluşturabilirsiniz. Bu tablonun her satır öğesine puan vererek sonuçları özetleyin ve en uygun satıcıyı belirleyin. İşte böylece şirket içinde ERP süreciniz başlamış olsun. Ama tekrar vurgulayayım: satınalma departmanı için süreç biterken, aslında şirket için her şey yeni başlamış oluyor. Anlayacağınız lisansı almak bunları uygulayacak iş ortakları ile anlaşmak minimumda 7-8 ay sürecek bir süreci başlatıyor.

ERP sistemi seçim süreci, titiz bir araştırma ve detaylı bir inceleme gerektirir. Son seçim, sürecin en hızlı aşaması olabilir, ancak en sorunsuz uygulamayı sağlamak için tamamen adanmış bir kaynağa sahip olmak kritik öneme sahiptir. Bu beş adım, başarılı bir ERP seçiminin temelini atar; ancak, süreç boyunca rehberlik alarak organizasyonunuzun en iyi çözümü bulmasını sağlamak için profesyonel destek almak da önemlidir. Sorularınız varsa veya süreç hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, lütfen iletişime geçmekten çekinmeyin.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Erp Sistemi Nasıl Satın Alınır 5 Adımda İdeal çözümü Bulma YoluOlgar Ataseven

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

İnşaat Sektöründe İvme Azalsa Bile Büyüme Devam Ediyor !

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi İnşaat Sektöründe İvme Azalsa Bile Büyüme Devam Ediyor1

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi İnşaat Sektöründe İvme Azalsa Bile Büyüme Devam Ediyor1TÜİK’in açıkladığı 2024 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, “Deprem bölgesinin yeniden imarı çalışmaları ile sektörümüz Türkiye ekonomisinin üstünde büyüme performansı göstermeye devam etmektedir. İlk çeyrekte deprem bölgesindeki çalışmaların da etkisiyle %11,1 oranında büyüyen inşaat sektörü, yılın ikinci çeyreğinde %6,5’e gerilemiş olmakla birlikte, yine önemli bir performans göstermiştir” dedi.

İnşaat sektörünün çatı kuruluşu olan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2024 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarını yazılı bir açıklama ile değerlendirdi:

“Ekonomide dengelenmeyi sağlamak adına uygulanan iç talebi sınırlamaya yönelik ekonomi politikalarının etkisiyle Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 büyümüştür. Ülkemizde istihdama en büyük katkıyı veren ve 200’ün üzerinde alt sektöre talep yaratarak ekonomide lokomotif görevi üstlenen inşaat sektörü de aynı dönemde yüzde 6,5 oranda büyümüştür. Deprem bölgesinin yeniden imarı çalışmaları ile sektörümüz Türkiye ekonomisinin üstünde büyüme performansı göstermeye devam etmektedir. İlk çeyrekte deprem bölgesindeki çalışmaların da etkisiyle %11,1 oranında büyüyen inşaat sektörü, yılın ikinci çeyreğinde %6,5’e gerilemiş olmakla birlikte, yine önemli bir performans göstermiştir. Sektörümüzün büyüme ivmesinde yaşanan düşüş önceki dönemlerin baz etkisi ve Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin olası etkileri nedeniyle beklenmekteydi. Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi ve ekonomide dengelenmenin sağlanmasına yönelik ekonomi politikalarının etkisiyle gelecek dönemlerde de sektörümüzde büyüme hızının düşmesi beklenmektedir. Bu nedenle sektörümüzde durdurulan veya yavaşlatılan kamu projelerinde firmalara tasfiye hakkı verilmesi, bu daralmaya dayanamayan firmaların hayatta kalmaları için gereklidir.”

İşçinin İşverenin Malına Vermiş Olduğu Zararı Ödemiş Olması İşverenin Fesih Hakkını Ortadan Kaldırır mı?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İşçinin İşverenin Malına Vermiş Olduğu Zararı ödemiş Olması İşverenin Fesih Hakkını Ortadan Kaldırır Mı

İşçinin İşverenin Malına Vermiş Olduğu Za­rarı Ödemiş Olması İşverenin Fesih Hakkını Ortadan Kaldırır mı?

Lütfi İNCİROĞLUSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İşçinin İşverenin Malına Vermiş Olduğu Zararı ödemiş Olması İşverenin Fesih Hakkını Ortadan Kaldırır Mı

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda işçinin, yüklendiği işi özenle yerine getirmesi öngörülmüştür (m. 396/I). Özen borcu, işçinin temel edim yükümü olan işin tam olarak ifasını sağlayan her türlü dikkat ve itinayı göstermesi, yapılan işin gerektirdiği nitelik ve yetenekleri gerektiği şekilde kullanmasıdır.

İşçinin özen borcu, başka bir anlatımla işçinin asli edim yükümü olan işin görülmesi sırasında gereken tüm dikkati göstermesi, mesleki bilgisini, fikri ve bedeni yeteneklerini gerektiği şekilde kullanmasını ifade eder. Bu anlamda değerlendirildiğinde, özen borcunun dürüstlük kuralı ile dorudan ilgisi bulun­maktadır. Çünkü işçi, dürüstlük kuralları çerçevesinde işini özenle yapmak zorundadır[1]..

Özen borcuna aykırılık halinde uygulanacak yaptırım, 4857 sayılı İş Kanunu m.25/II- (ı)’da düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesi­satı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyeme­yecek derecede hasara ve kayba uğratması” halinde, iş sözleşmesi haklı ne­denle derhal feshedilebilecektir.

Yargıtay uygulamasına göre ise bu gibi durumlarda, “İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır (Yargıtay 9.HD. 281.2010 gün, 2008/14825 E, 2010/1448 K.).

Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynak­lanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren veya trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşme­leri haklı nedenle sona erdirilebilir. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir (Yargıtay 9.HD. 26.1.2010 gün, 2009/25906 E, 2010/1326 K).

Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı do­ğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması fesih hakkını ortadan kaldırmaz.

4857 sayılı İş Kanununun 26 ncı maddesi yönünden bir yıllık hak dü­şürücü süre, zarara neden olan olayın oluşumu tarihinden itibaren başlar. An­cak altı iş günlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından, bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanıl­ması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslan­ması zorunluluğu vardır.

Somut uyuşmazlıkta, iş sözleşmesi, davalı tarafça, davacı işçinin işini özensiz yapması ve bunun sonucunda şirketi para ve ticari itibar kaybına uğ­ratması gerekçesiyle, feshedilmiştir.

Mahkemece, feshe dayanak gösterilen sebeplere yönelik olarak davalı işyerinde yapılan iş konusunda uzman bir mühendis eşliğinde, davalı işye­rinde keşif yapılmak suretiyle, söz konusu zarar ve kusurla ilgili rapor alına­rak ve yukarıda belirtilen ilkeler göz önünde tutularak feshin haklı olup ol­madığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile so­nuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”[2].

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İşçinin İşverenin Malına Vermiş Olduğu Zararı ödemiş Olması İşverenin Fesih Hakkını Ortadan Kaldırır MıSonuç olarak, işçi dürüstlük kuralları çerçevesinde işini özenle yapmak zorundadır. Özen borcuna aykırılık halinde uygulanacak yaptırım ise, 4857 sayılı İş Kanunu m.25/II- (ı)’da düzenlenmiştir. İşçinin işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesi­satı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyeme­yecek derecede hasara ve kayba uğratması zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması da fesih hakkını ortadan kaldırmaz.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] ÇELİK/Nuri, CANİKLİOĞLU/Nurşen, CANBOLAT/Talat, İş Hu­kuku Dersleri, Yenilenmiş 33.Baskı, İstanbul 2020, s.266

[2] Y9HD. 06.11.2017 T., E.2017/6818, K.2017/17408 Legalbank.

Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos Ayı Değerlendirmesi

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Finansal Kurumlar Birliği Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos Ayı Değerlendirmesi

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Finansal Kurumlar Birliği Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos Ayı DeğerlendirmesiFinansal Kurumlar Birliği’nin (FKB) İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Ağustos ayı bülteni yayımlandı. FKB-EGE, Temmuz ayında bir önceki aya göre 0,86 puan artarak 99,32 değerini gördü. Endeks kapsamında gerçekleştirilen ankete göre Ağustos ayı enflasyon beklentisi ise yüzde 2,94’e geriledi.

Bünyesindeki bankacılık dışı finans sektörü oyuncularıyla Türkiye ekonomisini büyütmek için faaliyet gösteren Finansal Kurumlar Birliği (FKB); Ekonomik Görünüm Endeksi’nin (FKB-EGE) Ağustos ayı bültenini yayımladı. Çatısı altındaki 5 sektörde, 124 şirketle finansmana erişimi kolaylaştırmak için 11 yıldır önemli bir misyon yüklenen FKB’nin, İstanbul Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirdiği, Ağustos endeksi ve anket verilerinde, sıkılaştırma politikalarının etkilerinin kendini göstermeye devam ettiği gözlendi. FKB Ekonomik Görünüm Beklenti Anketi verilerine göre; enflasyon beklentisi, bir önceki aya göre düşüş trendini Ağustos ayında da sürdürerek yüzde 2,94 olarak gerçekleşti. Temmuz ayı için yüzde 2,96 olan ay sonu enflasyon beklentisine göre yaşanan azalış, ekonomiye ilişkin olumlu sinyaller olarak da değerlendirildi.

FKB-EGE’nin değişimine bakıldığında ise; Haziran ayında 0,46 puan azalarak 98,46 değerine gerileyen endeksin Temmuz ayında 0,86 puan artarak 99,32’ye yükseldiği görüldü. Endeksin alt bileşenlerinden Faktoring Sektörü Endeksi Temmuz 2024’te 0,87 puan artarak 100,08 değerine, Finansal Kiralama Sektörü Endeksi 1,4 puan artarak 101,75 değerine ve Finansman Sektörü Endeksi de 0,33 puan artarak 96,14 değerine yükseldi.

FKB Ekonomik Görünüm Anketi Ağustos sonuçlarına göre, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi 2024 yıl sonu için yüzde 3,44 ve 2025 yıl sonu için yüzde 3,63 oldu. Aynı yıllar için OVP’nin sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 4,5 ile IMF’nin sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,2 olan öngörüleriyle karşılaştırıldığında, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi, OVP öngörülerinin altında ve IMF‘nin öngörülerinin üzerinde oldu.

Araştırma ekibinden İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, FKB Ekonomik Görünüm Endeksi’nde görülen artışla birlikte enflasyon beklentisinde düşüşün gözlenmesinin ekonomide atılan istikrarlı adımların bir sonucu olarak ortaya çıktığını belirtti. Faktoring ve finansal kiralama sektörlerindeki endeks sonuçlarında 100’ün üzerinde dengenin korunmuş olması, finansman sektöründe ise artış trendinin devam etmesinin sektörler açısından umut verici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şeker, sektörün genel gidişat beklentisine yönelik kötümser beklentilerin azalış eğilimine devam etmesinin bu durumu desteklediğini kaydetti.

FKB-EGE Ağustos ayı bültenine aşağıdaki linkten veya ekten ulaşabilirsiniz.

https://www.fkb.org.tr/Sites/1/upload/files/FKB_Ag%CC%86ustos_Bu%CC%88lteni-3905.pdf

Tetra Pak, 25. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı: Değer Zinciri Genelinde Sera Gazı Emisyonları Yüzde 20 Azaltıldı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Tetra Pak, 25 Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı Değer Zinciri Genelinde Sera Gazı Emisyonları Yüzde 20 Azaltıldı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Tetra Pak, 25 Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı Değer Zinciri Genelinde Sera Gazı Emisyonları Yüzde 20 Azaltıldıİnsanı ve gezegeni korumaya yönelik bir yaklaşımla gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirmeyi taahhüt eden Tetra Pak, 25. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Gıda sistemleri, döngüsellik, iklim, doğa ve sosyal sürdürülebilirlik olmak üzere beş alana odaklanan rapora göre Tetra Pak, 2019’dan bu yana değer zinciri sera gazı emisyonlarını yüzde 20 ve kendi operasyonları genelinde sera gazı emisyonlarını yüzde 47 azalttı.

Tetra Pak’ın sürdürülebilirlik gündemi doğrultusunda kaydettiği ilerlemeyi yansıtan 25. Sürdürülebilirlik Raporu’nda dikkat çekici veriler yer alıyor. Rapor, şirketin geçtiğimiz yıl elde ettiği başarılarının yanı sıra gıdayı, insanları ve gezegeni korumaya yönelik devam eden girişimlerini de vurguluyor.

Rapor, 2019’dan bu yana değer zinciri sera gazı emisyonlarında yüzde 20’lik ve şirketin kendi operasyonları genelinde sera gazı emisyonlarında yüzde 47’lik bir azalma olduğunu gösteriyor. Rapor, ayrıca Tetra Pak’ın tedarikçiler, müşteriler ve diğer paydaşlarla birlikte çalışarak 2050 yılına kadar değer zinciri genelinde net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşma yönündeki uzun vadeli hedeflerini destekliyor.

“Dünyada gıda sistemlerini dönüştürmek için üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız”

Tetra Pak Başkanı ve CEO’su Adolfo Orive, 25. Sürdürülebilirlik Raporu’nun yayınlanmasına ilişkin şu yorumu yaptı: “Gıda endüstrisi genelinde iş birliği, artan nüfusu sürdürülebilir bir şekilde beslemek için her zamankinden daha önemli. Küresel varlığımız ve uçtan uca çözümlerimiz, bize her gün çiftçiler ve gıda üreticilerinden tedarikçilere, karar vericilere ve tüketicilere kadar değer zincirindeki tüm paydaşlarla iş birliği yapma fırsatları sunuyor. Bu rolün getirdiği sorumluluğun farkındayız. Dünyada gıda sistemlerini dönüştürmek, daha güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir olmasını sağlamak için üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız.”

Geri Dönüşüm Programlarına 40 Milyon Euroluk Yatırım

Rapora göre bir diğer önemli dönüm noktası da karbon ayak izini üçte bir oranında (yüzde 33) azaltan ve Tetra Pak’ı dünyanın en sürdürülebilir gıda ambalajını geliştirmeye bir adım daha yaklaştıran, kağıt bazlı bariyer içeren ve yüzde 90 yenilenebilir içeriğe sahip aseptik bir içecek kartonunun piyasaya sürülmesi oldu. 2023 yılında ambalaj araştırma ve geliştirme için 100 milyon euro yatırım yapılırken, 2022’de 106 adet olan sertifikalı yenilenmiş ekipman teslimatı, 2023’te 133 adede yükseldi. Bunun yanı sıra yüzde 7’lik artışla 1,3 milyon ton karton ambalaj toplandı ve geri dönüşüme gönderildi. Ayrıca geri dönüşüm için gönderilen poliAl hacminde yüzde 14’lük artış oldu.

25. Sürdürülebilirlik Raporu, ayrıca Tetra Pak’ın üretim süreçlerinde yaptığı iyileştirmelerin sonuçlarını da ortaya koydu. Rapor kapsamında toplam 10,4 milyar bitki bazlı paket ve 12,6 milyar bitki bazlı kapak satışının gerçekleştirildiği açıklanırken, üretim operasyonlarındaki solvent emisyonlarında yüzde 28,9 azalma kaydedildi.

Türkiye Faaliyetlerine Yer Verildi

Raporda Tetra Pak’ın Türkiye operasyonlarıyla ilgili de bazı bilgiler yer alıyor. Üretim sürecindeki atıkları katma değerli ürünlere dönüştürmek için gıda kaybını ve israfını azaltmaya yardımcı gıda işleme teknolojileri geliştiren Tetra Pak, 2030’a kadar uygulama işleme hatlarında ürün kaybında yüzde 50 azalma sağlamayı hedefliyor. Bu amaç doğrultusunda Tetra Pak, 2023 yılında yerinde yemek hizmeti veren tüm tesislerinde gıda atıklarını azaltma çalışmalarına devam etti. Örneğin İzmir fabrikası, gıda atıklarının yüzde 40’ından fazlasını hayvan barınaklarına bağışladı, geri kalan atıklar ise enerji geri kazanımı için kullanıldı.

Tetra Pak’ın raporun tamamında odaklandığı gıda sistemleri, döngüsellik, iklim, doğa ve sosyal sürdürülebilirlik alanlarının her biri, ambalajlama, işleme ve hizmet işletmeleri genelinde sürdürülebilirliğin de önemli bir parçası olduğu 2030 Stratejisi tarafından destekleniyor. Bu alanlardaki ilgili amaç ve hedefler düzenli olarak izleniyor, yönetiliyor ve raporlanıyor.

Tedarik Zinciri Gündemi Eylül Klasörü Yayında. İndirebilirsiniz.

Tedarik Zinciri Gündemi Eylul

Prof. Dr. Murat ERDAL ile Tedarik Zinciri Stratejileri ve Analitik – 8

Tedarik Zinciri Gündemi Eylül Klasörü Yayında.

Değerli Yöneticiler,

Tedarik Zinciri Gündemi güncellendi ve kapsamı da bir o kadar genişletildi. Tedarik Zinciri Gündemi Eylul

Bu aydan başlayarak gündem klasörümüz içerisinde tematik konuları bulacaksınız.
Şirketlerimize değer katabilecek konulara birlikte odaklanalım.
Önerilerinizi, sahanın gündemini/problemlerini benimle paylaşabilirsiniz.

Tedarik zinciri dönüşümü ve performans (KPI’lar) değerleme konusunda yol almak isteyen ekiplerimiz için eğitim kataloğumuzun linkini http://satinalmadergisi.com/egitim.pdfpaylaşıyorum.

Aylık düzenli e-posta klasör gönderim listesine katılım isteyen arkadaşlarımızın
egitim@SatinalmaDergisi.com a kısa bir dönüş yapmaları yeterli. Ücretsiz gönderimdir 🙂

Saygılarımla,

Imza Murat Erdal

 

 

KLASÖRÜ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ. 

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ EKİPLERİ İÇİN

Satın alma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi
Eğitim İçeriği için Eğitim Kataloğunu https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirebilirsiniz.
Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

 Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitimi
Eğitim taleplerinizi egitim@satinalmadergisi.com a iletebilirsiniz.

Şirketinize Özel Eğitim Programlarımızı (4-6 günlük) İncelemek için
https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

Tedarikçi Günü Nasıl Planlanır? Organizasyon ve Yürütme için Yol Haritası

Satınalma Yönetiminde Minimum Sipariş Miktarı Sorunu Nedir?                                       

E-Satınalma Yatırımları Satınalma Departmanlarını Güçlendirir

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Proje Esaslı Satınalma Yönetimi – I                                  

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Sözleşmeler: Kontrol Listesi-II                                          

Satınalma Check-Up ile Operasyonlarınızı Ölçümleyin                                                       

Yeşil Satın Alma ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?                                    

Tedarik Zinciri Yönlendiricileri ve Performans Ölçümleme                                                  

Tedarik Zinciri Kurmak İstiyoruz. Nereden Başlamalıyız ?                                                   

Güçlü Alıcılar Dönemindeyiz                                                                                                    

Tedarikçi Bilgi Formları Kurumsal Özgeçmiş mi ? Bumerang Etkisi                                  

Tedarikçi Araştırması ve Örgütsel Pazarlarda Yeni İstihbarat Kaynakları                          

Tedarikçi Müşteri Seçiyor, Alıcılar Ürün Bulamıyor                                                               

Tedarik Zincirinin Amacı Ne?              

Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi       

Ürün Hayat Eğrisi ve Tedarik Zinciri Operasyonları                                                              

Satınalmacı Olmak Ülkemizde Zordur                                                                                     

Yemek Sektöründe Restoran Zincirleri ve Satınalma Yönetimi                                           

Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Vaka Çalışması

Satınalma Nedir? İşin Başladığı Yer – Doğru Talep ve Satın alma Mesleğinin Doğruları 

Satın Alırken Kazanmanın Koşulları

Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi Geliştirme Eğitimi                               

Tedarik Zinciri Entegratörlüğü Nedir? 4. Parti Lojistik ve İlerisi                                          

KİTAP:
SATIN ALMA VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
Kitap temini için E- MAĞAZA yı ziyaret ediniz. 

PROF. DR. MURAT ERDAL

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı

Türkiye, Küresel Tedarik Zinciri Finansmanından Daha Çok Pay Almalı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Türkiye, Küresel Tedarik Zinciri Finansmanından Daha çok Pay Almalı

Küresel Tedarik Zinciri Finansmanı Hacmi 2,3 Trilyon Dolar Oldu

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Türkiye, Küresel Tedarik Zinciri Finansmanından Daha çok Pay AlmalıBCR 2024 Dünya Tedarik Zinciri Finansmanı Raporu, küresel tedarik zinciri finansmanı pazarının 2023 yılında %7 oranında büyüdüğünü ortaya koyuyor. Küresel pazarın toplam hacmi 2 trilyon 347 milyar dolara ulaştı. Octet Türkiye CEO’su Derya Ekemen Fidan, dünya genelinde tedarikçi finansmanı alanındaki gelişmeleri inceleyen ve sektördeki son trendleri ortaya koyan BCR’ın yayımladığı Dünya Tedarik Zinciri Finansmanı Raporu 2024 (BCR Publishing World Supply Chain Finance Report 2024)’ü değerlendirdi. Ekemen Fidan, “Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik, tedarik zincirlerini daha dayanıklı hale getirmenin anahtarı. Türkiye’nin bu alanlardaki gelişmelere hızla uyum sağlaması hem yerel hem de küresel pazarda rekabet gücünü artıracaktır.” ifadelerini kullandı.

BCR 2024 Dünya Tedarik Zinciri Finansmanı Raporu’na göre, küresel tedarik zinciri finansmanı pazarının toplam hacmi 2023 yılında 2 trilyon 347 milyar dolara ulaşarak %7 büyüdü ancak bir önceki yıla göre büyümenin yavaşladığı görülüyor. Rapor, yüksek enflasyon ve faiz oranlarının tedarikçi finansmanı üzerindeki baskısına geniş yer veriyor. Octet Türkiye CEO’su Derya Ekemen Fidan, bu durumun Türkiye’deki şirketler için de geçerli olduğunu ve Türkiye’de yerleşik finansal kurumlar ile alıcıların bu zorlukların üstesinden gelmesi için tedarikçi finansmanını daha fazla kullanması gerektiğini belirtti. Ekemen Fidan, “Artan sermaye maliyetleri ve krediye erişimdeki zorluklar hem alıcılar hem satıcılar ama özellikle KOBİ segmentinde yer alan firmalar için büyük bir engel teşkil ediyor. Bu bağlamda, tedarikçi finansmanı programlarının önemi daha da artıyor.” dedi.

“Finansal Kuruluşlar Daha Cesur Adımlar Atmalı” 

Ekemen Fidan ayrıca, “Türkiye’deki finansal kuruluşlar, bu zorlu ekonomik ortamda daha cesur adımlar atmalı. Finansal kuruluşların aylık bazda büyüme oranlarına getirilen sınırlandırmalara, yüksek enflasyon ve faiz oranlarına rağmen, doğru stratejilerle tedarikçi finansmanı alanında güçlü bir büyüme sağlanabilir. Biz Octet Türkiye olarak hem tedarikçileri hem alıcıları hem de finansal kuruluşları tek platformda bir araya getirerek tedarikçi finansmanına erişimi ister tekil ister çoğul finansal kuruluşlara erişmek için kolaylaştırmaya, şeffaf, etkin ve verimli bir yönetim ortamı sunmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

“Geleceğin Ekonomisi, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik Temelleri Üzerine İnşa Edilecek”

Raporda, dijitalleşme ve ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) kriterlerinin tedarikçi finansmanı üzerindeki etkileri de ayrıntılı olarak ele alınıyor. Dijitalleşme, tedarik zincirlerini daha verimli ve şeffaf hale getirirken, ESG kriterleri ise sürdürülebilirlik adına önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Konuyla ilgili Derya Ekemen Fidan, “Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik, tedarik zincirlerini daha dayanıklı hale getirmenin anahtarı. Türkiye’nin bu alanlardaki gelişmelere hızla uyum sağlaması hem yerel hem de küresel pazarda rekabet gücünü artıracaktır.” ifadelerini kullandı.

Octet Turkiye Ceo Su Derya Ekemen FidanEkemen Fidan, sözlerine şöyle devam etti: “Geleceğin ekonomisi, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik temelleri üzerine inşa edilecek. Dijitalleşme, tedarikçi finansmanı alanında önemli bir dönüm noktası oldu. Dijital platformlar, blockchain teknolojisi ve yapay zekâ gibi yenilikler, tedarikçi finansmanı süreçlerini daha verimli, şeffaf ve güvenilir hale getiriyor. Dijitalleşme, aynı zamanda küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) bu tür finansman araçlarına erişimini kolaylaştırarak, küresel tedarik zincirlerinin daha sürdürülebilir ve esnek olmasını sağlıyor. Türk şirketleri, bu trendlere uyum sağlayarak sadece yerel pazarda değil, küresel arenada da liderlik rolü üstlenebilir. Biz de Octet Türkiye olarak, bu dönüşümde müşterilerimize rehberlik etmeye devam edeceğiz.”

‘’Türk Şirketler Hızlı Büyüyen Tedarikçi Finansmanı Çözümlerinden Daha Fazla Yararlanmalı’’

“Dünya Tedarikçi Finansmanı 2024” Raporu’nda özellikle Afrika’da tedarikçi finansmanı pazarının %29 oranında büyüdüğü vurgulanırken, Asya ve Avrupa’da sırasıyla %17 ve %8’lik büyümeler kaydedildi. Amerika kıtasında ise %3’lük bir büyüme söz konusu. Tüm bu büyüme oranları esas olarak ticaretin dijitalleşmesi, küresel tedarik zincirlerinin karmaşıklığının artması ve şirketlerin tedarik zinciri risklerini azaltma arzusundan kaynaklanıyor. Afrika’nın bu hızlı büyümesi bölgedeki ekonomik gelişmeler ve yerel şirketlerin küresel piyasalara entegrasyonu ile ilişkilendirilebilir. Asya’da özellikle Çin, Hindistan gibi ülkelerde büyüyen üretim kapasitesi ve artan uluslararası ticaret hacmi Asya’daki büyümeye katkıda bulunuyor. Avrupa ve Amerika kıtalarında ise büyüme daha ılımlı olmasına rağmen, bu bölgeler hala önemli pazarlar olarak öne çıkıyor.

Derya Ekemen Fidan, “Bu rapor, dünya genelindeki tedarikçi finansmanı piyasalarının mevcut durumunu ve gelecekteki potansiyelini anlamak için önemli bir rehber niteliğinde. Asya pazarındaki %17’lik büyüme ile Çin’in bu alandaki dinamik yapısı ve Hindistan’ın gelecekteki ekonomik büyümesinde tedarikçi finansmanının rolü vurgulanıyor. Avrupa’da ise ESG ve dijitalleşme trendlerinin tedarikçi finansmanının gelecekteki yönünü belirleyeceği öngörülüyor. Afrika kıtasında ise %29’luk büyüme oranıyla tedarikçi finansmanının hızla gelişen bir alan olduğu dikkat çekiyor.”  dedi.

‘’Türk Şirketlerinin Küresel Tedarikçi Finansmanından Daha Fazla Pay Alması Şirketlerin Nakit Akışlarını Yönetmelerine Katkı Sağlayacak’’

Afrika’nın tedarikçi finansmanı pazarında sergilediği bu ivme, Türk şirketleri için büyük fırsatlar sunuyor. Özellikle Afrika’nın yüksek büyüme potansiyeli, Türk firmalarının kıtada daha güçlü bir varlık göstermesi için stratejik iş birliklerini artırması ve tedarikçi finansmanındaki büyüme dinamiklerinden yararlanması gerektiğini ortaya koyuyor. Ekemen Fidan bu konuda, “Türk şirketlerinin Afrika, Asya ve Avrupa’daki ticaretlerinin finansmanı için tedarikçi finansmanından daha fazla yararlanmaları küresel tedarikçi finansmanından daha fazla pay almaları şirketlerin nakit akışlarını yönetmelerine katkı sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Türkiye, Küresel Tedarik Zinciri Finansmanından Daha çok Pay AlmalıAynı zamanda Ekemen Fidan tedarikçi finansmanının geleceği ile ilgili görüşlerini de paylaştı: “Küresel tedarikçi finansmanında dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve yenilikçi teknolojiler ön plana çıkmaya devam edecektir. Dijital platformlar, blockchain teknolojisi ve yapay zekâ, tedarikçi finansmanı süreçlerini daha şeffaf, hızlı ve güvenilir hale getirecektir. Aynı zamanda, ESG kriterlerine dayalı sürdürülebilir finansman modelleri geliştirilecek ve bu modeller hem dünya genelinde hem de Türkiye’de daha fazla benimsenmeye başlayacaktır. Ekosistemler kendi içlerindeki ticaretin döngüsünü kendi oluşturdukları kaynaklarla finanse edebilir hale bile gelebilecek.” açıklamalarında bulundu.