Tayvan’a İhraç Edilen Kanserojen İçeren Yumurtalar İle İlgili: “İçimizde Çürük Yumurtalar Varsa Ayıklansın”

Türkiye’den Tayvan’a ihraç edilen yumurtalarda kanserojen nitrofuranslar isimli antibiyotiğe rastlanmasıyla ilgili konuşan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, “Yumurta ihracatı öncesinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çok ciddi kontroller yapılıyor. Bu antibiyotiğin satışı 20 yılı aşkın bir süredir yasak. Sektör olarak bu antibiyotiğin nereden bulunduğunun araştırılmasını talep ediyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı ve sektörümüzdeki teknik arkadaşlar konuyu araştırıyorlar. Konu anlaşılınca kamuoyuna tüm şeffaflığıyla açıklama yapacağız. İlk kez böyle bir durumla karşı karşıyayız. Konunun takipçisiyiz. Yanlış yapanların en ağır şekilde cezalandırılması taraftarıyız. İçimizde çürük yumurtalar varsa ayıklansın” dedi.

Türk yumurta sektörünün modern tesislerde üretim yaptığının altını çizen Girit sözlerini şöyle sürdürdü; “Dünya’nın en güçlü oyuncularından biriyiz, ihracatta dünyada ilk üç ülke arasındayız. Türk yumurta sektörü olarak, 2023 yılının ilk yarısında Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nin aralarında 51 ülkeye 195 milyon 350 bin dolarlık ihracat yaptık. Tayvan 2023 yılında ilk kez ihracat yaptığımız bir ülke. Tayvan’a ihraç edilen yumurtaların bir partisinde Türkiye’de 20 yıldır yasak olan nitrofuranslar antibiyotik grubuna rastlanmasının şaşkınlığını yaşıyoruz. Bu istisnai durumun Türkiye’nin yumurta ihracatındaki başarısını gölgelememesi gerektiğine inanıyoruz.”

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit

Türkiye, 2023 yılının ocak – haziran döneminde 41 ülkeye 195 milyon 350 bin dolarlık yumurta ihraç etti. Yumurta ihracatı 2022 yılının ilk yarısına göre yüzde 9 artış gösterirken en fazla ihracat yapılan ülke 48 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Irak, Türkiye’den 40 milyon dolarlık yumurta talep ederken, Katar 16,3 milyon dolarlık yumurta ithalatıyla üçüncü sırada yer aldı. Türk yumurta ihracatçıları, Rusya Federasyonu’na 12,8 milyon dolarlık ihracat yaparken, 2023 yılında ilk kez yumurta ihraç ettiğimiz Tayvan ise; 8,1 milyon dolarlık tutarla listeye beşinci sıradan giriş yaptı.

Satınalma Planlama Uzmanı Aranıyor

İlaç ve veterinerlik ürünleri sektöründe faaliyet gösteren bir holding bünyesinde çalışmak üzere, Satınalma Planlama Uzmanı aranmaktadır.

CV Gönderimi: dergi@satinalmadergisi.com

İnsan Kaynakları iş ilanlarınızı bizimle paylaşabilirsiniz. Ücretsiz yayınlanmaktadır.

İhalelerde Teklif Geçerlilik Süresinin Dolması ?

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, söz konusu ihalede ihale komisyonu kararının 30.12.2022 tarihinde alındığı ve taraflarına ilk sözleşme davetinin 26.04.2023 tarihinde gönderildiği, aradaki sürenin şifahen öğrendiklerine göre ÇED raporu alınamadığından kaynaklandığı, daha sonra kendileri tarafından yapılan şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusu üzerine alınan karar sonrası bu defa 25.05.2023 tarihli sözleşmeye davet yazısının taraflarına tebliğ edildiği ve sözleşme imzalama son gününün 05.06.2023 tarihi olduğu ancak bu sürenin tekliflerinin geçerli olduğu zaman dilimini kapsamadığı, 27.05.2023 tarihinde teklif geçerlilik sürelerinin dolduğu, 29.05.2023 tarihinde verdikleri dilekçelerinde de belirtilen Kurul kararları dikkate alındığında sözleşmeyi imzalamak için verilen 10 günlük yasal sürenin mutlaka sözleşmeyi imzalayacak isteklinin teklifinin geçerli olduğu dönem içerisinde olması gerektiği, idare tarafından önce kendilerine tekliflerinin geçerli olup olmadığının sorulması gerektiği, 27.05.2023 tarihinde teklif geçerlilik sürelerinin dolduğu dikkate alındığında sözleşmeyi imzalama zorunlulukları bulunmadığından geçici teminatlarının gelir kaydedilmesi ve haklarında yasaklama işleminin yapılmaması gerektiği iddiasına yer verilmiştir.

15.06.2023 tarihli ve 2023/UY.II-896 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Tekliflerin geçerlilik süresi” başlıklı 32’nci maddesinde “Tekliflerin geçerlilik süresi ihale dokümanında belirtilir. İdarece ihtiyaç duyulması halinde bu süre, teklif ve sözleşme koşulları değiştirilmemek ve isteklinin kabulü kaydıyla, en fazla  ihale dokümanında belirtilen teklif geçerlilik süresi kadar uzatılabilir.” hükmü,

Aynı Kanun’un “Kesinleşen ihale kararlarının bildirilmesi” başlıklı 41’inci maddesinde “İhale sonucu, ihale kararının ihale yetkilisi tarafından onaylandığı günü izleyen en geç üç gün içinde, ihale üzerinde bırakılan dâhil olmak üzere, ihaleye teklif veren bütün isteklilere bildirilir.

İhale sonucunun bildiriminde, tekliflerin değerlendirmeye alınmama veya uygun bulunmama gerekçelerine de yer verilir. İhale kararının ihale yetkilisi tarafından iptal edilmesi durumunda da isteklilere gerekçeleri belirtilmek suretiyle bildirim yapılır.

İhale sonucunun bütün isteklilere bildiriminden itibaren; 21 inci maddenin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihalelerde beş gün, diğer hallerde ise on gün geçmedikçe sözleşme imzalanamaz.” hükmü,

Anılan Kanun’un “Sözleşmeye davet” başlıklı 42’nci maddesinde “41 inci maddede belirtilen sürelerin bitimini, ön mali kontrol yapılması gereken hallerde ise bu kontrolün tamamlandığı tarihi izleyen günden itibaren üç gün içinde ihale üzerinde bırakılan istekliye, tebliğ tarihini izleyen on gün içinde kesin teminatı vermek suretiyle sözleşmeyi imzalaması hususu bildirilir…” hükmü ile “Sözleşme yapılmasında isteklinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 44’üncü maddesinde “İhale üzerinde kalan istekli 42 ve 43 üncü maddelere göre kesin teminatı vererek sözleşmeyi imzalamak zorundadır. Sözleşme imzalandıktan hemen sonra geçici teminat iade edilir.

Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilir. Bu durumda idare, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif fiyatının ihale yetkilisince uygun görülmesi kaydıyla, bu teklif sahibi istekli ile de Kanunda belirtilen esas ve usullere göre sözleşme imzalayabilir. Ancak ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekli ile sözleşme imzalanabilmesi için, 42 nci maddede belirtilen on günlük sürenin bitimini izleyen üç gün içinde ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekliye 42 nci maddede belirtilen şekilde tebligat yapılır.

Ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibinin de sözleşmeyi imzalamaması durumunda ise, bu teklif sahibinin de geçici teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir.” hükmü,

Anılan Kanun’un “Kesin teminat” başlıklı 43’üncü maddesinde “Taahhüdün sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak amacıyla, sözleşmenin yapılmasından önce ihale üzerinde kalan istekliden ihale bedeli üzerinden hesaplanmak suretiyle % 6 oranında kesin teminat alınır.” hükmü,

Anılan Kanun’un “İdareye şikâyet başvurusu” başlıklı 55’inci maddesinin son fıkrasında, “İdareye şikâyet başvurusunda bulunulması halinde, başvuru üzerine alınan kararın son bildirim tarihini, süresi içerisinde bir karar alınmaması halinde ise bu sürenin bitimini izleyen tarihten itibaren on gün geçmeden ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmadığı hususuna ilişkin sorgulama yapılmadan veya itirazen şikayet başvurusunda bulunulması halinde ise Kurum tarafından nihai karar verilmeden sözleşme imzalanamaz.” hükmü,

Aynı Kanun’un “İhalelere katılmaktan yasaklama” başlıklı 58’inci maddesinde “17 nci maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, üzerine ihale yapıldığı halde mücbir sebep halleri dışında usulüne göre sözleşme yapmayanlar hakkında ise altı aydan az olmamak üzere bir yıla kadar, 2 nci ve 3 üncü maddeler ile istisna edilenler dâhil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilir…” hükmü,

Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Tekliflerin geçerlilik süresi” başlıklı 55’inci maddesinde “(1) Tekliflerin geçerlilik süresi; tekliflerin tahmini değerlendirme süresi, şikayete ilişkin süreler, ihale kararının onaylanması ile sözleşme imzalanmasına kadar geçecek süre ve benzeri hususlar dikkate alınarak belirlenir ve bu süre ihale dokümanında belirtilir. (2) İdarece ihtiyaç duyulması halinde bu süre, teklif ve sözleşme koşulları değiştirilmemek ve isteklinin kabulü kaydıyla, en fazla ihale dokümanında belirtilen teklif geçerlilik süresi kadar uzatılabilir.” hükmü,

Aynı Yönetmelik’in “İhale üzerinde kalan isteklinin sözleşmeye davet edilmesi” başlıklı 68’inci maddesinde “(1) Kanunun 41 inci maddesinde belirtilen sürelerin bitimini, ön mali kontrol yapılması gereken hallerde ise bu kontrolün tamamlandığı tarihi izleyen günden itibaren üç gün içinde ihale üzerinde bırakılan istekliye, tebliğ tarihini izleyen on gün içinde kesin teminatı vermek suretiyle sözleşmeyi imzalaması hususu bildirilir. Yabancı istekliler için bu süreye oniki gün ilave edilir. (2) Sözleşmenin imzalanacağı tarihte, sözleşme imzalanmadan önce ihale sonuç bilgileri Kuruma gönderilmek suretiyle ihale üzerinde kalan isteklinin ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığının teyit edilmesi zorunludur. (3) Mücbir sebep halleri dışında, ihale üzerinde kalan istekli, yasal yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşme imzalamak zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde, ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilerek Kanunun 58 inci maddesi hükümleri uygulanır. Ancak Kanunun 10 uncu maddesi kapsamında taahhüt altına alınan durumu tevsik etmek üzere idareye sunulan bilgi ve/veya belgelerin taahhüt edilen duruma aykırı hususlar içermesi halinde, ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilmekle birlikte, hakkında Kanunun 58 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü,

Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Teklif geçerlilik süresinin dolmasından sonra sözleşme yapılması” başlıklı 16.7’nci maddesinde “Kesinleşen ihale kararı bildirildikten sonra şikâyet başvurusunda bulunulması veya dava açılması nedeniyle ihale sürecinin uzaması sonucunda; teklif geçerlilik süresinin ihale dokümanında öngörülen süre kadar uzatıldığı ve bu sürenin de dolduğu, buna rağmen sözleşmenin imzalanamadığı durumlarda; İhale Uygulama Yönetmeliklerinde yer alan sözleşmenin imzalanması ile ilgili hükümlere göre, ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi veya ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi ile kabul etmeleri şartıyla, sözleşme imzalanabilir. İdarece bu durumda ihale üzerinde kalan istekliye sözleşme imzalayıp imzalamayacağı hususu sorulmaksızın sadece teklif geçerlilik süresinin dolduğu gerekçe gösterilerek ihalenin iptal edilmemesi gerekmektedir. Ancak tekliflerin geçerlilik süresinin dolmuş olması nedeniyle ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi veya ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibinin sözleşmeyi imzalama zorunluluğu bulunmadığından, sözleşmeyi imzalamayan istekliler hakkında geçici teminatın irat kaydedilmesine ve yasaklamaya ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.” açıklaması,

İdari Şartname’nin “Tekliflerin geçerlilik süresi” başlıklı 24’üncü maddesinde “24.1. Tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 150 – YüzElli (rakam ve yazıyla) takvim günüdür. 24.2. İhtiyaç duyulması halinde, teklif geçerlilik süresinin en fazla yukarıda belirlenen süre kadar uzatılması istekliden talep edilebilir. İstekli, İdarenin bu talebini kabul veya reddedebilir. İdarenin teklif geçerlilik süresinin uzatılması talebini reddeden isteklinin geçici teminatı serbest bırakılır/iade edilir. 24.3. Teklifinin geçerlilik süresini uzatan istekli, teklif ve sözleşme koşullarını değiştirmeden, geçici teminatını kabul ettiği yeni teklif geçerlilik süresi ile geçici teminata ilişkin hükümlere uygun hale getirir. 24.4. Bu konudaki istek ve cevaplar yazılı olarak EKAP üzerinden yapılır.” düzenlemesi,

Aynı Şartname’nin “Sözleşmeye davet” başlıklı 39’uncu maddesinde “39.1. 4734 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirtilen sürenin bitimini, ön mali kontrol yapılması gereken hallerde ise bu kontrolün tamamlandığı tarihi izleyen günden itibaren üç gün içinde, ihale üzerinde bırakılan istekli sözleşmeye davet edilir. Bu davet yazısında, tebliğ tarihini izleyen on gün içinde yasal yükümlüklerini yerine getirmek suretiyle sözleşmeyi imzalaması hususu bildirilir. Yabancı istekliler için bu süreye oniki gün ilave edilecektir. 39.2. İsteklinin, bu davet yazısının bildirim tarihini izleyen on gün içinde yasal yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşmeyi imzalaması zorunludur.” düzenlemesi yer almaktadır.

Yapılan incelemede başvuruya konu ihalenin “Muğla İli, Milas İlçesi, İsmetpaşa Mahallesi 2. Etap 546 Adet Konut İnşaatı İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi” olduğu, 30.12.2022 tarihli ihale komisyonu kararı ile ihalenin başvuru sahibi İmaj Altyapı Üst Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. üzerinde bırakıldığı, söz konusu istekliye 26.04.2023 tarihinde EKAP üzerinden yapılan bildirim ile sözleşme yapmaya davet edildiği, başvuru sahibi tarafından 03.05.2023 tarihinde idare kayıtlarına alınan dilekçe ile “İdarenizin ihale tarihi ile sözleşmeye davet yazısı arasında geçen 4 aylık süreçte ülkemizde yaşanan deprem felaketine bağlı olarak gerek malzeme fiyatları ve teminleri, gerekse deprem bölgelerinde yapılan ihaleler nedeniyle işgücü temininde yaşanan imkânsızlıklar nedeniyle yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması ve yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması nedenleriyle Kamu İhale Kurumu’nca yayınlanan 127 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi duyurusu uyarınca; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki ihalelere ilişkin tedbirler başlıklı 1. maddesinin e bendinde yer alan “OHAL ilan edilen illerde ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanması amacıyla ülke genelinde yapılan ihalelerde de isteklilerin depremden kaynaklanan mücbir sebep haline bağlı olarak sözleşme imzalayamaması halinde yasaklama ve teminatın gelir kaydedilmesi yaptırımları uygulanmayacaktır.” ibaresi gereğince İdareniz’ den sözleşmeye davetin iptal edilerek geçici teminat mektubumuzun tarafımıza iadesini talep ederiz” yönünde şikâyet başvurusunda bulunulduğu, idarenin şikâyet başvurusunu reddi üzerine bu sefer 05.05.2023 tarihli dilekçe ile “…ülkemizde yaşanan deprem felaketinden ötürü yaşanan sıkıntılar ve firmamızın deprem bölgelerinde yüklenimi altında devam eden işlerinin de olduğu göz önünde bulundurularak söz konusu süre içerisinde sözleşme imzalama imkânımız olmadığından sözleşme imzalama on günümüz olan 08.05.2023 tarihine ilave olarak 10 gün süre verilmesi…” yönünde dilekçe verildiği, bunun üzerine idare tarafından 05.05.2023 ve 08.05.2023 tarihlerinde EKAP üzerinden tebliğ edilen yazılar ile sözleşme imzalama süresinin 12.05.2023 tarihine kadar ertelendiği, Başvuru sahibi tarafından sözleşmeyi imzalayamamalarının 127 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi üzerine Kamu İhale Kurumu tarafından 03.03.2023 tarihinde yapılan duyuru dikkate alınarak mücbir sebep kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönünde iddialarla Kuruma itirazen şikâyet başvurusunda bulunduğu ve 24.05.2023 tarihli ve 2023/UY.II-784 sayılı Kurul kararı ile “…başvuruya konu işin Muğla ili sınırları dahilinde yapılacağı ve 06.02.2023 tarihinde ülkemizde meydana gelen depremlerden etkilen iller arasında Muğla ilinin bulunmadığı, diğer yandan ihaleye konu işin OHAL ilan edilen illerde (depremlerden etkilen iller) ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanması amacıyla yapılan bir iş olmadığı, 28.12.2022 tarihinde yapılan “Muğla İli, Milas İlçesi, İsmetpaşa Mahallesi 2. Etap 546 Adet Konut İnşaatı İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi” olduğu, ayrıca başvuru sahibinin ihaleye katılımdaki ticari merkezinin Ankara ili sınırları içerisinde olduğu ve bu adresinde anılan depremlerden etkilen iller arasında bulunmadığı anlaşıldığından, başvuru sahibinin 127 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi üzerine Kamu İhale Kurumu tarafından 03.03.2023 tarihinde yayımlanan ve 6/2/2023 tarihinde ülkemizde meydana gelen depremler nedeniyle alınan tedbirler kapsamında başvuruya konu sözleşmeyi imzalamamasının mücbir sebep olarak değerlendirmesi gerektiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle itirazen şikâyet başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Bu süreçte başvuru sahibi tarafından 11.05.2023 tarihli dilekçesi ile “İdarenizce 28.12.2022 tarihinde 2022/1295234 Ekap numarasıyla ihalesi yapılmış olan Muğla İli, Milas İlçesi, İsmetpaşa Mahallesi 2 Etap 546 Adet Konut İnşaatı İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi işiyle ilgili 26.04.2022 tarihinde tarafımıza sözleşmeye davet yazısı gönderilmiş, bunun üzerine tarafımızdan Kamu İhale Kurumuna itirazen şikâyet yoluna gidilmiş, hem de sözleşme davet süresinin uzatılması talep edilmiştir. Sözleşme süresi 5 gün verilerek 12.05.2023 günü olarak revize edilmiştir.

Ancak tarafımızdan Kamu ihale Kurumuna yapılan itirazen şikâyet başvuru hakkında Kurumca henüz bir karar verilmemiştir. 4734 sayılı Kanunun 55/son fıkrasının; “İdareye şikâyet başvurusunda bulunulması halinde, başvuru üzerine alınan kararın son bildirim tarihini, süresi içerisinde bir karar alınmaması halinde ise bu sürenin bitimini izleyen tarihten itibaren on gün geçmeden ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmadığı hususuna ilişkin sorgulama yapılmadan veya itirazen şikâyet başvurusunda bulunulması halinde ise Kurum tarafından nihai karar verilmeden sözleşme imzalanamaz.” hükmü uyarınca, Kamu İhale Kurulunun nihai kararının beklenmesi, söz konusu işe ait sözleşme imzalama süresi 12.05.2023 günü dolduğundan dolayı Kamu İhale Kurulunun nihai kararı kesinleşinceye kadar sözleşmeye ilişkin tüm bilgi ve belgeler ekte sunulmuş olup gerekli işlemlerin nihai karardan sonra yapılması” ifadelerine yer verilerek dilekçe ekinde kesin teminat mektubu ve teyitleri, iflas ve konkordato ilan edilmediğine dair belge a,b bendi, SGK borcu yoktur yazısı, vergi borcu yoktur yazısı, ihale durum belgesi g bendi, adli sicil kayıtları, faaliyet belgesi, ticari sicil  gazetesi, imza sirküsü ve vekalet ve imza beyanı belgelerinin idareye verildiği görülmüştür.

Kurul tarafından alınan 24.05.2023 tarihli ve 2023/UY.II-784 sayılı karar üzerine ilgili idare tarafından söz konusu istekliye 25.05.2023 tarihinde EKAP üzerinden yapılan tebligat ile tebligatın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren en geç 10 gün içinde sözleşme imzalamaya davet edildiği, başvuru sahibi tarafından 29.05.2023 tarihinde idare kayıtlarına alınan dilekçe ile teklif geçerlilik sürelerinin dolduğu ve idareden böyle bir talep gelmediği, gelse bile söz konusu işe ait sözleşmeyi imzalamayacakları hususlarının bildirildiği, bunun üzerine idare tarafından 05.06.2023 tarihinde EKAP üzerinden yapılan tebligat ile “Milas İlçesi, İsmetpaşa Mahallesi 2 Etap 546 Adet Konut İnşaatı İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi ihalesinde 29/05/2023 tarihli yazınız ile teklifinizin geçerlik süresinin 27.05.2023 tarihinde dolduğunu, sözleşme imzalamak için verilen on günlük sürenin teklifinizin geçerli olduğu dönemi kapsamadığını, teklifinizin geçerliliğini de uzatmayacaklarını bildirmiş ve 25/05/2023 tarihli sözleşme davet tebliğ tarihinin izleyen güncen itibaren 10. gün olan 05/06/2023 tarihi itibariyle firmanız sözleşme imzalama yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, ihalede sunmuş olduğunuz geçici teminat mektubunun toplam tutarından teklif bedelinin % 3 üne karşılık gelen 17.940.000,00 TL nin irat kaydedilerek % 3 lük kısmın aşan tutarı olan 2.060.000,00 TL nin ise iade edileceği, firmanız ile ilgili olarak Kamu İhale Kanununun 58. maddesi uyarınca işlem tesis edileceği ve bu tebligatın tarafınıza ulaştığı tarihten itibaren 10 (On) gün içerisinde İdaremize şikâyet başvurusunda bulunulabileceği” hususu bildirilmiştir.

28.12.2022 tarihinde gerçekleştirilen söz konusu ihalede tekliflerin geçerlilik süresinin ihale tarihinden itibaren 150–Yüz Elli takvim günü olduğu ve bu sürenin 27.05.2023 tarihinde sona erdiği belirlenmiştir. Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri ve Tebliğ açıklamalarından, tekliflerin geçerlilik süresinin tekliflerin tahmini değerlendirme süresi, şikâyete ilişkin süreler, ihale kararının onaylanması ile “sözleşme imzalanmasına kadar geçecek süre” ve benzeri hususlar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği, Sözleşme imzalamaya davet edilmesi üzerine, ihale üzerinde bırakılan isteklinin mücbir sebep halleri dışında, yasal yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşme imzalamak zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde, ihale üzerinde bırakılan isteklinin geçici teminatının gelir kaydedilerek 4734 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinde yer alan yasaklılık hükümlerinin uygulanacağı; ancak ihtiyaç duyulması halinde ihale dokümanında belirtilen teklif geçerlilik süresinin teklif ve sözleşme koşulları değiştirilmemek ve isteklinin kabulü kaydıyla, en fazla  ihale dokümanında belirtilen teklif geçerlilik süresi kadar uzatılabileceği, isteklinin teklif geçerlilik süresinin uzatılması talebini kabul edebileceği gibi reddetme hakkının da bulunduğu, idarenin teklif geçerlilik süresinin uzatılması talebini reddeden isteklinin geçici teminatının iade edilmesi gerektiği,

Kesinleşen ihale kararı bildirildikten sonra şikâyet başvurusunda bulunulması veya dava açılması nedeniyle ihale sürecinin uzaması sonucunda; teklif geçerlilik süresinin ihale dokümanında öngörülen süre kadar uzatıldığı ve bu sürenin de dolduğu, buna rağmen sözleşmenin imzalanamadığı durumlarda; ihale uygulama yönetmeliklerinde yer alan sözleşmenin imzalanması ile ilgili hükümlere göre, ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi veya ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi ile kabul etmeleri şartıyla, sözleşme imzalanabileceği yönünde bir usul belirlenmiş olsa da sözleşme imzalanmasını zorunlu kılan bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yapılan incelemede ihale üzerinde bırakılan başvuru sahibinin idarenin 25.05.2023 tarihli sözleşmeye davet yazısı ile söz konusu yazının tebliğ tarihini izleyen günden itibaren en geç on gün içinde ilgili belgeleri getirmek suretiyle ihale konusu işe ilişkin sözleşmeyi imzalamaya davet edildiği görülmüştür.

İhale üzerinde bırakılan istekliye verilen 10 günlük sözleşmeyi imzalama süresi, kendisinden istenilen bilgi ve belgeleri temin için verilen yasal bir süre olup, ihale süreci, sözleşmenin imzalanması ile biten bir süreç olması nedeniyle de teklif geçerlik süresinin, sözleşmenin imzalanması gereken tarihe kadar geçerli olmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca idarece bu sürenin uzatılma imkânı varken başvuru sahibi istekliye teklifin geçerlik süresinin uzatılması hususunda herhangi bir bildirim yapılmadan sözleşmeye davet yazısı gönderilmiştir.

İdarece 25.05.2023 tarihinde başvuru sahibine tebliğ edilen sözleşmeye davet yazısı ile başvuru sahibine 10 günlük sözleşmeyi imzalama süresi verildiği göz önünde bulundurulduğunda sözleşmenin imzalanması gereken en son gün 05.06.2023 tarihidir. Ancak sözleşmenin imzalanması gereken en son tarih olan 05.06.2023 tarihi, teklif geçerlik süresi olan 27,05.2023 tarihinden sonraki bir tarihe denk düşmekte olup, bu haliyle de teklif geçerlik süresinin son gününün, başvuru sahibinin sözleşmenin imzalanması için gerekli olan 10 günlük süreyi kapsamadığı anlaşılmaktadır.

Bu çerçevede, sözleşme imzalanması için 4734 sayılı Kanun’un 42’inci maddesi uyarınca ihale üzerinde bırakılan istekliye 10 günlük süre verildiği ve ihale için belirlenen teklifin geçerlik süresinin sözleşme imzalanması için verilen 10 günlük sürenin bitim tarihi olan 05.06.2023 tarihinden önce (27.05.2023 tarihinde) sona erdiği, ihaleyi gerçekleştiren idare tarafından da anılan fiili durum kapsamında süre uzatım talebinde bulunması gerekirken böyle bir talepte bulunulmadığı göz önüne alındığında, teklif geçerlik süresi sona eren başvuru sahibinin de bu aşamada sözleşme imzalamaya zorlanamayacağı sonucuna varıldığından idarece başvuru sahibinin geçici teminatının gelir kaydedilmesi yönünde tesis edilen işlemlerin mevzuata aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

Mehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Sermaye Piyasalarında Yeni Dönem: İlk Küresel Sürdürülebilirlik Açıklama Standartları IFRS S1 ve IFRS S2 Yayımlandı

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), 26 Haziran 2023 tarihinde ilk iki küresel sürdürülebilirlik açıklama standartları olanSürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Gereklilikler (IFRS S1) ve İklimle Bağlantılı Açıklamalar (IFRS S2)Standartlarını yayımladı. Standartlar, şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili açıklamalarına olan güveni ve güvenilirliği artırarak bilinçli yatırım ve ekonomik kararları desteklemektedir. Standartlar yıllık raporlama dönemleri için geçerli olup, raporlardan beklenen ilk bilgilerden faydalanma tarihi 2025 yılından itibaren başlayacaktır.

  • IFRS S1, şirketlerin kısa, orta ve uzun vadede sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlara ilişkin bilgiler hakkında yatırımcılara açıklama yapılmasını sağlar. Bu açıklamalar şirketin gelecekteki görünümünü etkileyebilecek unsurların, şirketin nakit akışlarına, finansmana erişimine ve sermaye maliyetine etkilerini ifade eder.
  • IFRS S2 ise iklimle ilgili risk ve fırsatlar hakkındaki bilgilerin açıklanmasını gerektirir. Bunlar fiziksel risklerin yanında geçiş risklerini de içerir.

Standartların uyum açısından birlikte kullanılması zorunlu tutulsa da ilk yıl bazı gerekliliklerden muaf tutulmuş ve iklimle ilgili risk ve fırsatlar hakkında bilgilere sınırlama getirme seçeneği tanınmıştır. Standartların  uygulama zorunluluğu her ülkenin kendi düzenleme ve süreçlerine bağlı olacaktır.

Özetle, Yatırımcıların yatırım kararlarında sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili ihtiyaç duydukları güvenilir açıklamaları sağlamak üzere, UFRS S1 ve UFRS S2 standartları ile şirketlerin; bu konulardaki risk ve fırsatlarla ilgili genel stratejilerini, süreç ve performanslarını, yönetişim prosedürlerini açıklamalarını gerektirir.

Arka Plan

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB- International Sustainability Standards Board) Haziran 2023’de IFRS S1 ve IFRS S2 standartlarını yayımlamadan önce Mart 2022’de taslak standartları yayınlamıştır. Taslak IFRS S1 için, şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili risklerini ve fırsatlarını açıklamalarını ve tam bir set finansal açıklama sunmalarını önermiştir. Taslak IFRS S2 ise İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD- The Task Force on Climate-related Financial Disclosures ) tarafından yapılan önerileri entegre ederek ve Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu (SASB – Sustainability Accounting Standards Board) Standartlarından türetilen sektörel açıklama gereksinimlerini dikkate alarak İklimle ilgili açıklamalar standardını sunmuştur ve nihai duruma kadar geri bildirimleri sürekli değerlendirmiştir.

ISSB (Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu – International Sustainability Standards Board)

Yatırımcılar, yatırım kararlarında giderek daha fazla ESG kriterlerine önem vermektedirler ve şirketlerden sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlar konusunda güvenilir, tutarlı, kolay anlaşılır, yüksek kaliteli ve küresel olarak karşılaştırılabilir bilgi sağlamalarını beklemektedirler.  IFRS Vakfı, uzun yıllar işletme ve yatırımcıların bu talepleri doğrultusunda Kasım 2021 yılında ISSB’yi (Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu) kurduğunu duyurmuştur.

ISSB, yatırımcıların ve finansal piyasaların ihtiyaçlarına odaklanır. Hedefleri ise, küresel sürdürülebilirlik açıklamalarının temel standardını geliştirmek, yatırımcıların bilgi ihtiyaçlarını karşılamak, şirketlerin küresel sermaye piyasalarına kapsamlı sürdürülebilirlik bilgileri sunmasını sağlamak ve yargı alanına özgü/ geniş paydaş gruplarına yönelik açıklamalarla uyumlu olmayı kolaylaştırmaktır.

ISSB, IASB (Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu ) ile yakın işbirliği içinde çalışarak, IFRS Muhasebe Standartları ile IFRS Sürdürülebilirlik Açıklama Standartları arasında bağlantı ve uyumluluğu sağlar. Her iki kurul da bağımsızdır ve Standartları birbirini tamamlayarak yatırımcılara kapsamlı bilgi sağlar.

ISSB, piyasa tarafından yönlendirilen ve yatırımcı odaklı raporlama girişimlerinin çalışmalarına dayanmaktadır. Bu doğrultuda 01 Ağustos 2022 tarihinde, SASB (Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu)  ve IR (Entegre Raporlama) Çerçevelerini barındıran VRF Vakfı (Value Reporting Foundation) ile İklim Beyanları Standartları Kurulu  (CDSB- Climate Disclosure Standards Board)  IFRS Vakfı çatısı altında konsolide olmuştur.  IFRS Danışma Konseyi ile IRCC  (Integrated Reporting and Connectivity Council ), IASB ve ISSB’ye ilgili raporlama gerekliliklerinin nasıl entegre edilebileceği konusunda danışmanlık yapar ve aynı zamanda, IASB ve ISSB’nin, entegre raporlama çerçevesinden ilke ve kavramları projelerine nasıl uygulayacakları konusunda rehberlik yapar.

ISSB, SASB standartlarını sürdürülebilirlik açıklama standartlarının geliştirilmesinde temel girdi olarak kabul eder ve geliştirmeyi taahhüt etmekle birlikte işletme ile yatırımcıların kullanımını teşvik eder. Bu girişimler yanında  ISSB, GRI ve TFCD ile de yakın çalışır hatta yayımlanan açıklama standartlarının oluşturulmasında TCFD’nin tüm önerileri dikkate alınmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında Kurullar arasındaki etkileşim aşağıdaki gibi özetlenebilir.

ISSB 2024’ten İtibaren, TCFD’den Sorumlulukları Devralıyor

IFRS S1 ve IFRS S2’nin yayınlanmasının ardından, Finansal İstikrar Kurulu (FSB) IFRS Vakfı’na, iklimle ilgili açıklamalarının ilerlemesini izleme görevini TCFD’den ISSB’ye devredilmesini talep etti.

Finansal İstikrar Kurulu’nun (FSB) tavsiyesi üzerine 2017 yılından itibaren, IFRS S1 ve IFRS S2 standartlarının hazırlanmasında sürece eşlik edip önemli katkılar sağlayan ve tüm tavsiyeleri dikkate alınan TCFD bu sorumlulukları standartların uygulama tarihi itibariyle ISSB’ye devredecektir.

TCFD, 2015 yılında yatırımcıların ekonomik kararlar alırken iklimle ilgili risklerin değerlendirilmesi aşamasında ihtiyaç duyulan güven ortamını sağmak, tutarlı güvenilir standartlar geliştirilmesi amacıyla Finansal İstikrar Kurulu (FSB) tarafından kurulmuştur.

 

Gül SALDIRANER

EG Partner- SMMM, BD

www.eg-econsulting.com

REFERENCES

[1]  IFRS – 26 June 2023 ISSB issues inaugural global sustainability disclosure standards  https://www.ifrs.org/news-and-events/news/2023/06/issb-issues-ifrs-s1-ifrs-s2/  

[2]  IFRS – International Sustainability Standards Board https://www.ifrs.org/groups/international-sustainability-standards-board/

[3]  IFRS – IFRS S1 General Requirements for Disclosure of Sustainability-related Financial Information  https://www.ifrs.org/issued-standards/ifrs-sustainability-standards-navigator/ifrs-s1-general-requirements/

[4]  IFRS – IFRS S2 Climate-related Disclosures https://www.ifrs.org/issued-standards/ifrs-sustainability-standards-navigator/ifrs-s2-climate-related-disclosures/

[5]  IFRS – July 2023 IFRS Foundation welcomes culmination of TCFD work and transfer of TCFD monitoring responsibilities to ISSB from 2024 https://www.ifrs.org/news-and-events/news/2023/07/foundation-welcomes-tcfd-responsibilities-from-2024//?utm_medium=social&utm_source=linkedin&utm_campaign=s1_s2

Türkiye e-ticaret sektörü 800 milyar TL’ye ulaştı – 2022 Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu

iyzico, ETİD ve Dogma Alares tarafından hazırlanan Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu’na göre e-ticaret sektörünün büyüklüğü 2022 yılında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın yaklaşık yüzde 6’sına karşılık gelen 801 milyar TL’lik bir ekonomik büyüklüğe ulaştı. Ayrıca e-ticaret işlem sayıları 2020 yılındaki değerinin 2 kat üzerine çıkarak 4.8 milyar adede yükseldi. 

Rapora göre; ortalama sepet tutarlarında da 2020’den 2021’e 13 TL, 2021’den 2022’ye 79 TL’lik bir yükseliş görüldü. Raporda, ilerleyen dönemde kredi kartı, banka kartı ve kapıda nakit ödeme gibi geleneksel ödeme yöntemlerine ek olarak, ön ödemeli kartlar, A2A (hesaptan hesaba) ödemeler, dijital cüzdanlar, alışveriş kredileri, kripto paralar ile gerçekleştirilen ödemeler ve şimdi al sonra öde (BNPL) gibi alternatif ödeme yöntemlerinin de payının artması beklendiği kaydedildi. 

iyzico, Dogma Alares ve Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) iş birliğiyle hazırladığı ‘2022 Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Rapora göre Türkiye’deki e-ticaret hacmi ve işlem sayıları her yıl büyümeye devam ediyor. Halihazırda dünyadaki 18’inci büyük e-ticaret pazarına ev sahipliği yapan Türkiye, yerel ölçekte olduğu  kadar uluslararası arenada da etkileyici bir yükseliş trendi içerisinde bulunuyor.

Rapor,  pandemi döneminde artan e-ticaretteki büyüme ivmesininkısmen yavaşlatmış olsa da hem Türkiye’de, hem de  dünyada gücünü korumayı sürdürdüğünü ortaya koydu. Özellikle pandemi döneminin tüketicilerde alışveriş alışkanlıklarında kalıcı bir değişiklik yarattığını vurgulayan rapora göre; 2022 yılında dünya ölçeğinde 5.7 trilyon ABD doları değerinde pazar payı elde eden e-ticaret, 100.2 trilyon ABD doları değerindeki küresel gayri safi hasılanın yüzde 5,7’sini temsil etti. E-ticaretin global perakende satışlar içindeki payı ise  yüzde 22 oldu.

Rapora göre; Türkiye’de rakamlara bakıldığında; e-ticaret sektörünün büyüklüğü, 2022’de Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yaklaşık yüzde 6’sına karşılık gelen 801 milyar TL’lik ekonomik hacme ulaştı.,Son 5 yılın verilerine bakıldığında ise  e-ticaretin GSYİH’den aldığı pay düzenli bir artış göstererek yüzde 2,8’ e yükseldiği kaydedildi. Bu yükselişin yüzde 1,6’sı 2019 yılından bu yana pandemi etkisiyle kaydedilen büyümeye yönelik olarak kayıtlara geçti.

Türkiye’deki e-ticaret faaliyetlerinin, toplam perakendeden aldığı yüzde 16,5’lik pay ile piyasa dinamikleri açısından benzer ülkelere göre daha büyük bir ağırlığa sahip olsa da, raporda  sektörde önemli bir büyüme potansiyeli olduğu vurgulandı.

Raporda ortaya çıkan sonuçlara göre;

  • Türkiye’de e-ticarette ortalama sepet tutarlarında 2020’den 2021’e 13 TL, 2021’den 2022’ye 79 TL’lik bir yükseliş gözlendi. Aydan aya yıllık en büyük hacim artışı Temmuz ve Ağustos aylarında yüzde 200 seviyelerinde gerçekleşti.

En çok alışveriş Black Friday’de. Okula dönüş ile başlayan sonbahar dönemi ve Black Friday, Cyber Monday gibi özel kampanya dönemleri, alışverişlerin sonbahar ve yılbaşı arasındaki zaman diliminde en yüksek seviyesine ulaşmasını sağlıyor.  Günlük işlem sayılarının ortalamaya göre değeri açısından ilk sırada ortalamanın 1,3 katı işlemin gerçekleştiği ‘Okula Dönüş’ dönemi, hemen ardından ise ‘Black Friday haftası’ geliyor.

Rapor, e-ticaret platformlarını kullanan kullanıcı sayısının bir önceki yıla göre yüzde 2,2 arttığını gösteriyor. Ayrıca 2022 itibarıyla kadın ve erkek kullanıcıların oranı sırasıyla yüzde 58 ve yüzde 42 olarak kayıtlara geçerken, kadınların payının 2021’e göre yüzde 10 artış kaydettiği görüldü.

  • E-ticarette satış hacmi ve işlem sayısı bazında en yüksek Pazar payına sahip ürün kategorileri 2022 yılında sırasıyla moda ve aksesuar, elektronik ve teknoloji, kozmetik ve kişisel bakım, hizmet, turizm ve seyahat olarak gerçekleşti. Bu beş sektör, satış hacmi bakımından e-ticaret sektörün yüzde 63’ünü ve işlemlerin yüzde 66’sını oluşturdu. En dikkat çeken büyüme kozmetik ve kişisel bakım kategorisinde yaşandı. Küresel e-ticarette 2022 yılı yapılan işlemlerin üçte ikisi alternatif ödeme yöntemleri ile gerçekleşti. Türkiye’de ise geleneksel yöntemler küresel ortalamanın iki kat üzerinde tercih edildi. Kredi kartı en çok tercih edilen ödeme yöntemi olurken, banka kartı mikro işletmeler dışındaki tüm işletmelerde en çok tercih edilen ikinci ödeme yöntemi oldu.
  • Satıcıların en yoğun bulunduğu üç coğrafi bölge Marmara, İç Anadolu ve Ege olurken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde en çok satıcıyı barındıran illerin bölgesel hacimden en yüksek payı almadığı kaydedildi.
  • Ayrıca iyzico’nun e-ticaret müşterilerine ödeme güvenliği sunmak ve satış sonrası hizmetlere ulaşmalarında kolaylık sağlayan ürünü Korumalı Alışveriş ile tamamlanan işlemlerin payı  2021’de yüzde 1,5 iken 2022’de yüzde 1,7’ye yükseldi. Bugüne kadar 5 milyondan fazla tüketici tarafından kullanılan iyzico Korumalı Alışveriş, özellikle iyzico ile Öde ve havale/EFT yöntemleriyle yapılan alışverişlerde tercih ediliyor.

iyzico CEO’su Orkun Saitoğlu, Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu çıktılarına göre Türkiye’deki e-ticaret hacminin yukarı yönlü bir trend sergilemeye devam ettiğini belirtti. Saitoğlu, Pandeminin sona ermesiyle küresel ölçekte e-ticaret sektörünün büyümesinin yavaşladığını ancak dijitalleşmenin hızlanması ve tüketici deneyimlerinin kusursuzlaştırılmasının da etkisiyle internetten alışveriş tüketicilerde kalıcı bir davranış halini aldığının görüldüğünü belirtti. Türkiye’nin ve dünya ticaretinin önemli bir payını korumaya devam ettiğini de vurguladı. Saitoğlu; “Türkiye’deki e-ticaret sektörü 2020’den 2021’e gerçekleşen yüzde 69’luk artışı takiben 2021’den 2022’ye yüzde 110’luk bir artışla 801 milyar TL’lik satış hacmine ulaştı. İyzico’nun güvenli ödeme altyapısı sayesinde alışverişin etrafında demokratik bir ekosistem varlığı sağlarken, geliştirdiğimiz “iyzico Korumalı Alışveriş” çözümü ile güvenli ödeme altyapısını kullanıcılarla buluşturduğumuzu ve bu sayede bilinirliği az olan markalar için bir güven simgesi haline geldiğimizi söyleyebilirim. ‘iyzico ile Öde’ seçeneği ile kullanıcılarımıza hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde işlem sağlayabilme imkanı sunuyoruz.  Herhangi bir bankacılık hizmeti almayan milyonlarca kullanıcıya da online alışveriş imkanı sağlıyoruz. E-ticaret ve ödeme sistemleri alanındaki trendlerin de etkisiyle önümüzdeki yıllarda “iyzico ile Öde” ve diğer alternatif ödeme yöntemlerinin kredi ve banka kartı harcamalarından alacağı pay artacaktır” dedi.

Dogma Alares Kurucu Ortağı Erdal Güner ise şunları söyledi; “Dünya genelinde e-ticaret, perakende sektörüne getirdiği pratiklikle birlikte hizmet sektörü için de önemli bir alışveriş kanalı haline geldi. Türkiye, dinamik nüfusu ve dijital çözümlere yatkınlığı sayesinde e-ticaret hacimleri ve işlem sayılarının yıldan yıla sürekli artışına şahit oluyor. Coğrafi konumu itibarıyla küresel ticaret için bir köprü ve lojistik merkez konumunda bulunan Türkiye, e-ihracat teşvikleriyle sektördeki satıcıların ve pazaryerlerinin küresel boyutta rekabete dahil olabilmelerine imkan tanıyor. Yapay zeka, günümüz e-ticaret deneyimini iyileştirmek için etkin bir biçimde kullanılıyor. E-ticarette maliyet ve süre yönetimi daha da fazla önem arz ediyor. Yayınladığımız bu rapor, yerel ve küresel ölçekte istatistikler ve eğilimlerin ışığında, Türkiye’deki e-ticaret faaliyetinin bugünü ve yarınını anlamak adına önemli bir kaynak oluşturacak.”

Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Emre Ekmekçi de Türkiye’deki e-ticaret payının genel ihracat içindeki payının yüzde 1’den yüzde 4’lere çıkarılması gerektiğini söyledi. Ekmekçi; “Artık yabancı müşterilere nasıl ürün satabileceğimiz, pazar çeşitlendirmesi konuları sektörde en çok konuşmamız gereken konular olmalıdır” dedi. “E-ticarette faaliyet gösteren işletme sayısında pandemi döneminde 7 kat artışın yaşandığı belirtilirken, bu yıl itibarı ile e-ticarete giriş yapan KOBİ’lerde yavaşlama olduğuna dikkat çekildi. Sektöre dair açıklanan destek kararlarının yeni iş modellerinin önünü açmasını beklediklerini dile getiren Ekmekçi, sözlerine şöyle devam etti; “Aynı zamanda bu desteklerin aracı, toplayıcı, e-ihracatçı modellerini ortaya çıkaracağını öngörüyoruz. Bundan sonra bize düşen, destekleri doğru kullanıp ihracatı artırmak. Destekler kapsamında yararlanıcılar için pazara giriş rapor desteği, dijital pazaryeri tanıtım desteği, e-ihracat tanıtım desteği, sipariş karşılama hizmeti, depo kira desteği, yurt dışı pazaryeri entegrasyon desteği, çevrim içi mağaza ve hedef ülke e-ticaret paydaşlarından alınan hizmet desteği ile pazaryeri komisyon gideri desteği sektör açısından değerli.”

 

Dış Ticaret ve Lojistik: Tedarik Zinciri Gündem Klasörünü indirebilirsiniz.

Dış Ticaret ve Lojistik: Tedarik Zinciri Gündem Klasörünü indirebilirsiniz.

Değerli Yöneticiler,

Tedarik Zinciri Gündemi ile yeni bir sayfa açtık. Kısa zamanda 2.000’ün üzerinde sektör yöneticisine ulaştık.
Çalışmanın içeriğini sizlerden gelen öneriler doğrultusunda genişletiyoruz.
İlerleyen sayılarda, mesleğin gelişimine katkı sağlayacak özel çalışmalara da yer vereceğim.

Düzenli e-posta gönderim listesine katılım isteyen arkadaşlarımızın

editor@SatinalmaDergisi.com a kısa bir dönüş yapmaları yeterli. Ücretsiz gönderimdir.

İnsan Kaynakları biriminiz için eğitim kataloğumuzun linkini de paylaşıyorum.
https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Güzel bir hafta dilerim.

Prof. Dr. Murat ERDAL

TEDARİK ZİNCİRİ GÜNDEMİ: DIŞ TİCARET VE LOJİSTİK

İÇİNDEKİLER

•Dış Ticaret Verileri
•Sektör Bazlı İhracat Rakamları
•Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
•Küresel Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
•Avrupa Bölgesi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
•Küresel Enflasyon Rakamları
•Emtia Fiyatları Enerji, Tarım, Metal
•Konteyner Taşımacılığı: Hatlar ve Pazar Dağılımı
•Konteyner Pazar Hacmi ve Endeksler (Drewry – Baltık)
•Dünya Konteyner Limanları (İlk 20)
•Avrupa Konteyner Limanları (İlk 15)
•Havayolu Taşımacılığı Göstergeleri
•Havayolu Yolcu Taşımacılığı Göstergeleri
•Havayolu Kargo Taşımacılığı Göstergeleri
•Havayolu Uçak Hareketleri
•Lojistik Performans Göstergesi 2023 Yılı

 

tedarik zinciri gundemi
KLASÖRÜ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ EKİPLERİ İÇİN

Satın alma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi
Eğitim İçeriği için Eğitim Kataloğunu https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirebilirsiniz.
Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

 Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitimi
Eğitim taleplerinizi egitim@satinalmadergisi.com a iletebilirsiniz.

Şirketinize Özel Eğitim Programlarımızı (4-6 günlük) İncelemek için
https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

Tedarikçi Günü Nasıl Planlanır? Organizasyon ve Yürütme için Yol Haritası

Satınalma Yönetiminde Minimum Sipariş Miktarı Sorunu Nedir?                                       

E-Satınalma Yatırımları Satınalma Departmanlarını Güçlendirir

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Proje Esaslı Satınalma Yönetimi – I                                  

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Sözleşmeler: Kontrol Listesi-II                                          

Satınalma Check-Up ile Operasyonlarınızı Ölçümleyin                                                       

Yeşil Satın Alma ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?                                    

Tedarik Zinciri Yönlendiricileri ve Performans Ölçümleme                                                  

Tedarik Zinciri Kurmak İstiyoruz. Nereden Başlamalıyız ?                                                   

Güçlü Alıcılar Dönemindeyiz                                                                                                    

Tedarikçi Bilgi Formları Kurumsal Özgeçmiş mi ? Bumerang Etkisi                                  

Tedarikçi Araştırması ve Örgütsel Pazarlarda Yeni İstihbarat Kaynakları                          

Tedarikçi Müşteri Seçiyor, Alıcılar Ürün Bulamıyor                                                               

Tedarik Zincirinin Amacı Ne?              

Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi       

Ürün Hayat Eğrisi ve Tedarik Zinciri Operasyonları                                                              

Satınalmacı Olmak Ülkemizde Zordur                                                                                     

Yemek Sektöründe Restoran Zincirleri ve Satınalma Yönetimi                                           

Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Vaka Çalışması

Satınalma Nedir? İşin Başladığı Yer – Doğru Talep ve Satın alma Mesleğinin Doğruları 

Satın Alırken Kazanmanın Koşulları

Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi Geliştirme Eğitimi                               

Tedarik Zinciri Entegratörlüğü Nedir? 4. Parti Lojistik ve İlerisi                                          

KİTAP:
SATIN ALMA VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
Kitap temini için E- MAĞAZA yı ziyaret ediniz. 

PROF. DR. MURAT ERDAL

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

İşçinin Alacak Davasında, Yakın Akrabalarının Tanık Beyanlarına İtibar Edilebilir mi ?

Uygulamada işçilik alacakları ile ilgili görülen davalarda özellikle kayıt dışı çalışmaların ispatının yeterli yazılı delille ispatı mümkün olamadığından tanık gösterilmek suretiyle, sonuca gidilebilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir” (m.240). 6100 sayılı Kanunda gösterilen hükümler saklı kalmak üzere, tanıklık için çağrılan herkes gelmek zorundadır. Usulüne uygun olarak çağrıldığı hâlde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık zorla getirtilir, gelmemesinin sebep olduğu giderlere karşılık disiplin para cezasına hükmolunur. Zorla getirtilen tanık, evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse, aleyhine hükmedilen giderler ve disiplin para cezası kaldırılır (m.245).

Hâkim, tanığın tanıklığı esnasında yalan söylediği veya menfaat temin ederek tanıklık ettiği hakkında yeterli delil veya emare elde ederse bir tutanak düzenler ve bu tutanağı derhâl Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Hâkim, tanığın ve suçta ortakları varsa onların tutuklanmasına da karar verebilir ve kovuşturma yapılmak üzere Cumhuriyet başsavcılığına sevk eder (m.264).

İşçilik alacakları ile ilgili yargılama aşamasında işçinin kardeşi, babası ya da kuzeni gibi yakın akrabalarının tanık beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği önem taşımaktadır. Yargıtay kararlarından anlaşıldığına göre, işçinin kardeşinin beyanlarına itibar edilmemektedir. Bu tür durumlarda yakın akraba olarak kabul edilen işçinin kardeşinin, babasının veya kuzeninin aynı işyerinde çalışıp çalışmadığı ve olayla ilgili fiili görgüye sahip olup olmadığı sorgulanmaktadır. Şayet yakın akrabalar aynı işyerinde çalışmıyorsa ve fiili görgüye de sahip değilse, tanıklıklarına itibar edilmemektedir.

Konuyla ilgili Yargıtay’ın farklı tarihlerde verdiği karara göre, yakın akrabaların tanık beyanlarına ihtiyatla yaklaşılmakla birlikte, akraba olmalarının da yalnız başına tanık beyanlarının değerden düşürücü bir sebep sayılmayacağı kabul görmektedir. Nitekim bir kararda, “Davacının dinlettiği tanık Serdar davacı ile birlikte davalı işyerinde çalışmıştır. Davacının teyzesinin oğlu olması tek başına beyanına itibar edilmemesini gerektirmez. Davacı tanığı …’ ın beyanı ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek yapıldığı ispat edilen fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil alacakları bakımından taleplerin kabul yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır”[1].

Yargıtay’ın başka bir kararında da, “Öncelikle davacı tanıklarından birisinin davacının öz oğlu oluşu nedeni ile bu tanığın beyanına ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Diğer taraftan davacı tanıkları davacının 07:30’da işe başladığını söylerken bu bilgisinin görgüye mi yoksa duyuma mı dayalı olduğu, başka bir anlatımla bunu söyleyen davacı tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olabilmesi için kendilerinin de haftanın 7 günü 07:30 da işyerinde olmaları gerekmekte olduğuna göre kendilerinin de her gün 07:30’da işyerinde olup olmadıkları açıklattırılmamıştır. Keza davacının mesainin bitiş saati hakkında davacı tanıklarından biri saat 24:00 derken diğer tanık ise 01:00 -02:00 şeklinde beyanda bulunduğu halde bu beyanında duyuma değil görgüye dayalı olabilmesi için anılan tanıkların da haftanın 7 günü 24:00 -01:00 veya 02:00’ saatlerine kadar çalışıyor olmaları gerekmektedir. Aksi halde davacı tanıklarının beyanları görgüye dayalı değil duyuma dayalı, nakli beyan niteliğinde olacak olup hükme esas alınmaları da mümkün olmayacaktır.

Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle yapılması gereken, davacının oğlu dışındaki diğer tanığı …’u yeniden dinlemek, kendisinin ihtilaf konusu dönemde haftada kaç gün hangi saatler arasında çalıştığını belirleyip, tanığın işyerinde olmadığı saatler bakımından görgüye dayalı bilgisinin olmadığı gözetilerek fazla mesai alacak iddiasını yeniden değerlendirmektir”[2].

Yargıtay’a göre, “Davacı fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti talebinde bulunmuş, mahkemece davacı tanıklarının davalıya karşı davasının bulunduğu gerekçesiyle bu alacak kalemlerinin reddine karar verilmiştir. Davacı bahsi geçen ücret alacaklarının ispatı için aynı işyerinde beraber çalıştığı kardeşlerini tanık olarak dinletmiş, davalı ise tek bir tanık dinletmiştir. Davacının kardeşleri olan tanıklar davacı iddiası ile benzer mahiyette beyanda bulunmuşlar, davalı tanığı ise hem vardiyalı çalışmadan bahsetmiş, hem de uzun saatler süren çalışma olgusundan bahsetmiştir. Davacı tanıklarının davacının kardeşi olması tek başına beyanlarını hükme esas kabul etmemek için yeterli gerekçe olmadığı gibi davalı tanığının kendi içinde çelişkili beyanına itibarla adı geçen alacakların reddine karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş davacı tanık beyanlarını ve davacı iddiasını değerlendirerek sonuca gitmekten ibarettir”[3].

Sonuç olarak, Yargıtay’ın konuyla ilgili kararlarına göre, genel olarak kardeş gibi yakın akrabalığı bulunan kişilerin işyeri çalışanı olmaması ve fiili görgüye sahip olmamaları halinde, tanıklığına itibar edilmemektedir. Ancak işçinin yakın akrabalarının işyeri çalışanı olması ve fiili görgüye sahip olmaları halinde, tanıklığına ihtiyatla yaklaşılarak beyanları kabul edilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna göre de, ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Yakın akrabalık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılmaz[4].

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.17.06.2020 T., E.2016/17565, K.2020/5870 Legalbank.

[2] Y9HD.08.04.2021 T., E.2021/3708, K.2021/7774 Legalbank.

[3] Y9HD.12.04.2021 T., E.2021/3870, K.2021/7947 Legalbank.

[4] YHGK, 15.10.2014, E.2014/578, K.2014/766.Aynı yönde kararlar için bkz: YHGK, 13.04.2011, E. 2010/2-751, K.2011/96; YHGK, 12.09.2012, E.2012/2-387, K.2012/551.;SÜMER, Haluk Hadi, KAYIRGAN, Hasan, İşçilik Alacakları ve Hesaplamaları, 3. Baskı, Ankara 2022, s.282 vd.

YANMAR’ın İhracat Markası YTAgri, Türkiye’deki Tarım Ekipmanı Üreticilerine Uzak Doğu’nun Kapılarını Açıyor

Tarım makine ve ekipmanları alanında tüm dünyadaki çiftçileri Türkiye’de üretilen kaliteli ürünlerle buluşturmayı hedefleyen YTAgri, Türkiye’deki tarım ekipmanı üreticilerine tasarım, üretim ve markalaşma konularında destek sağlayarak ülke ihracatına önemli katkılarda bulunuyor.

100 yılı aşkın tecrübesi ile dünyanın önde gelen endüstriyel motor üreticilerinden Yanmar’ın Türkiye’de yer alan merkezi Yanmar Turkey tarafından kurulan YTAgri, Türkiye’deki tarım ekipmanı üreticilerine dünyanın kapılarını açıyor. Tarım makine ve ekipmanları alanında tüm dünyadaki çiftçileri Türkiye’de üretilen kaliteli ürünlerle buluşturma hedefiyle yola çıkan YTAgri, Yanmar’ın global iş ağının desteği ile tarım ekipmanlarını dünyanın birçok ülkesine ihraç etmeyi amaçlıyor.

YTAgri, tüm dünyadaki çiftçileri Türkiye’de üretilen kaliteli ekipmanlar ile buluşturuyor

Yanmar’ın global iş ağının desteği ile geniş ürün portföyünde kalite, sağlamlık ve fonksiyonelliği bir arada bulunduran, YANMAR’ın uluslararası ekipman markası YTAgri, Türki Cumhuriyetler, Doğu Avrupa, Afrika, Orta Doğu, Japonya ve Uzak Asya olmak üzere dünyanın birçok ülkesine Türk tarım ekipmanlarının ihracatını gerçekleştiriyor. YTAgri, Yanmar’ın tarım makineleri ve ekipmanları alanında yerelde ve ihracatta pazar payını büyütme hedefinde destekleyici bir rol oynuyor.

Yanmar, uluslararası toplumlara, çevreye, dünyaya katkıda bulunacak sürdürülebilir çözümler yaratıyor. Sürdürülebilirlik kavramını odağına alan Japon devi, tarım ekosistemini geliştirmek üzere yola çıktığı YTAgri ile Türkiye’deki kaliteli tarımsal ekipman üreticileriyle ortaklık kurarak dünya çapında ihracatı hedefliyor. Aynı zamanda Türkiye’deki tarım üreticilerine tasarım, üretim ve markalaşma konularında destek sağlıyor ve ihracat süreçlerinde yardımcı oluyor. Böylece, Türkiye’deki tarım üreticilerinin güçlenmesine destek olurken Türk tarım makine ve ekipman üreticilerinin global çapta büyümesine ve gelişmesine katkı sağlıyor.

Balkan Kanbir: “Japonya’nın Türkiye’den yapmış olduğu toplam tarım ekipmanı ithalatının neredeyse %60’ını YTAgri olarak üstleniyoruz.”

Yanmar Turkey Makine A.Ş. Tarım İş Kolu Müdürü Murat Balkan Kanbir, ” Türkiye- Japonya arasındaki güncel makine ticaret verilerini incelediğimizde; Japonya’nın Türkiye’den yaptığı tarım ekipmanı ithalatı %16 oranla 3. sırada yer almaktadır. Bu ithalatın neredeyse %60’ını YTAgri olarak biz üstleniyoruz.

Japon firmalarında, herhangi bir proje için her zaman firmaların temsilcileriyle ilgilenmeleri istenen belirlenmiş kişiler vardır. Bu kişilere, kelimenin tam anlamıyla ‘pencere insanı’ anlamına gelen “madoguchi” denir. Bugün geldiğimiz noktada hedeflerimizi başarıyla gerçekleştirmiş, yola emin adımlarla devam eden ve Türk tarım ekipmanı üreticilerinin “madoguchi”si yani Japonya’ya açılan “penceresi” olmuş durumdayız. Onların Japonya başta olmak üzere Uzak Doğu’ya ihracat yapmalarında “tek muhattap” olup, işlerini kolaylaştırıyoruz.

Son olarak Türkiye, 1700’den fazla kayıtlı tarım ekipmanı üreticisi ile Avrupa’daki en büyük tarım ekipmanı üreticisine sahip ülkelerden biri konumunda. Yanmar Turkey Makine A.Ş. olarak YTAgri markası ile ilk ihracatımızı gerçekleştirdiğimiz günden bugüne ülkemizin üreticilerini arkamıza alarak 10bin USD ile başlayan bu projemiz, şu anda 10M USD seviyelerine ulaşmış durumda. Büyümemiz, Türk tarımına katkı sağlayarak devam etmekte. Bebeğimiz olan YTAgri markası büyümeye devam ediyor ve biz geleceğe umutla bakıyoruz” dedi.

Tedarikçi, Tedarik Zinciri ve Tedarik Departmanının Performans Ölçümü

Tedarik zinciri yöneticileri olarak faaliyetlerimizin sonuçlarını olabildiğince nesnel bir şekilde yorumlayabilmek için anahtar performans gösterlerinden (KPI=key performance indicator) faydalanmaktayız. Performans gerçekleşme sonuçlarını öznel olarak yorumlayabilmek de mümkündür fakat sayısallaştırılmamış ve kurumsal veritabanlarında kayıtlı veriye dayanmayan bu sonuçlar işletmenin gerçek durumunu yansıtmada yetersiz kalabilmektedir.

Tedarik zinciri ile ilgili performans ölçümü söz konusu olduğunda sadece tedarikçiye odaklanan, firmanın finansal başarısına odaklanan veya sadece belirli fonksiyonlara odaklanan yaklaşımların olduğunu görmekteyiz.

Bu yazımızda performans ölçümünü 3 başlıkta ele alacağız. Her bir başlığın kendine özgü alt performans göstergeleri bulunmaktadır. Bu başlıkları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

1- Tedarikçilerin Performans Ölçümü: İşletmenin tedarikçilerinin performansını ölçtüğü alandır. Kalite, maliyet, teslimat, yenilikçilik, çevreye saygı, çözüm üretme yeteneği, organizasyonel uyum gibi alanlarda performans göstergelerine dayalı ölçüm yapılmaktadır.

İçeriğin devamını görüntülemek için Öğrenme Merkezi Üyeliği gereklidir. Üye iseniz lütfen giriş yapınız. Henüz üye değilseniz Dijital İşlem Merkezi üzerinden üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Satınalma Dergisi Eğitim Kataloğunu İndirmek için Tıklayınız.

 

  • – –  > Bu makale ilginizi çekebilir:  

Tedarikçi Günü Nasıl Planlanır? Organizasyon ve Yürütme için Yol Haritası 

Eğitim: TEDARİKÇİ PERFORMANS DEĞERLENDİRME ve TEDARİKÇİ İLİŞKİLERİ EĞİTİMİ
Teklif almak için: egitim@satinalmadergisi.com

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi
Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi içeriğini incelemek için: https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/

 

İhracatın Finansmanına Türk Eximbank’ın Katkısı SÖİK Taahhüt Kapama – Bölüm 7

Türk Eximbank Kaynaklı Krediler

Türk Eximbank Sevk Öncesi İhracat Kredileri – SÖİK

Bankalar Aracılığı İle Kullandırılan Krediler

Uygulama Esasları ve Kurallar

SÖİK Adına Konuştuklarımızın Özeti

Ülkemizin gerçek gururu Türk Eximbank’ın Türk menşeili malların yurt dışına ihracatı ile ilgili satış yapan ihracatçılara sunduğu çeşitli destekler ve uygun fiyatlı, uzun vadeli ihracat kredilerinden bahsettik.

Ülkemizdeki ihracatçıları destekleyen tek resmi finansman kuruluşu olan  Türk Eximbank’tır. Türk menşeili malların yurt dışına ihracatı karşılığında, kaynağı Türk Eximbank’a ait olmak üzere, bankalar aracılığı ile kullandırılan bir kredidir: SÖİK – Sevk Öncesi İhracat Kredisi. Bu krediyi kimlerin ve hangi koşullarda kullanabileceğinden bahsettik. İhracatçılar bu krediyi almak için çalıştıkları aracı bankalara müracaat edeceklerdir. Aracı bankalar ihracatçılarımızın kredi taleplerini Türk Eximbank’a iletecek olan aracı kurumlardır. Ancak kredinin kaynağı; Türk Eximbank’tır.

Geçtiğimiz 6 hafta boyunca Türk Eximbank kaynaklı kullandırılan SÖİK – Sevk Öncesi İhracat Kredilerinin kullanım esaslarına değindim. Tabii bilgimizin kaynağı Türk Eximbank olduğunu tekrar söylemekte yarar var.

Türk Eximbank Kaynaklı SÖİK İçin Söyleyeceklerimize Devam Ediyoruz

Kredinin geri ödemesi ve ihracat taahhüt hesaplarının kapatılması konularına değineceğim.

Kredi Kullanan İhracatçının Krediyi Geri Ödemesi

120 ve 180 gün vadeli kredilerde faiz/kar payı ve anapara tutarları tek seferde vade sonunda ödenecektir.

Diğer vade seçeneklerinde ise faiz/kar payı ve anapara ödemeleri kredi itfa tablosunda belirlenen tarihlerde gerçekleştirilecektir.

Aşağıda sayılı kredilerde tahakkuk edecek Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) tutarları da geri ödemeler sırasında tahsil edilir;

  • SÖİK KKTC TL, • SÖİK SB Döviz/SÖİK SB TL,
  • VRHİB olmaksızın döviz kazandırıcı hizmetlerin finansmanına yönelik kullandırılan krediler,
  • 2 yıldan uzun vadeli krediler. Aracı bankalar, kredi kullanıcısı firmadan tahsil edecekleri kredi tutarlarını, vadesinde Türk Eximbank’a geri öderler.

Döviz kredilerinde; aracı bankalar tarafından yapılan ödemenin vadesinde / valör tarihinde gerçekleşmemesi halinde Türk Eximbank’a ödenmeyen tutar için valör düzeltmesinin (back value) yapılması esastır.

Kredi, vadeden önce kısmen veya tamamen geri ödenebilir.

Kredinin erken geri ödenmesi halinde, ihracat/satış, döviz kazandırıcı hizmet taahhütlerinin kapatılmasında ilgili mevzuat ve işbu uygulama esaslarında belirtilen süreler esas alınır.

Kredinin erken geri ödenmesi durumunda, kredi faizinin/kar payının hesaplanmasında:

  • TL Krediler için; kredi talep formunda belirtilen vade için kullandırım tarihinde geçerli faiz oranı/kar payı,

SÖİK Döviz Kredisi Ve SÖİK Sb Döviz Kredisi İçin;

  • 120 gün ve 180 gün vadeli kredilerde kullandırım tarihindeki faiz oranı,
  • 180 günden daha uzun vadeli kredilerde ise erken ödemenin 1. dönem içerisinde yapılması halinde kullandırım tarihindeki faiz oranı,
  • Sonraki dönemlerde yapılması halinde ise ilgili dönem için belirlenen faiz oranı,

SÖİK  Katılım Döviz Kredisi İçin;

  • kullandırım tarihinde belirlenen kar payı dikkate alınır.

Geri Ödeme

Kredinin geri ödemesi, aracı banka tarafından TL kredilerde 1 (bir) iş günü önce, döviz kredilerinde 2 (iki) iş günü önce, en geç saat 14.00’e kadar  Türk Eximbank’a geri ödeme ihbarında bulunularak yapılır. Yasal olarak belirtilen yarım iş günlerinde (KKTC firmalarına kullandırılan kredilerde KKTC ve/veya Türkiye’de yasal olarak belirtilen yarım iş günlerinde) geri ödeme bildirimi yapılmaz.

Geri ödeme bildiriminin bu tarihlere rastlaması durumunda, bildirim formu muhatap şubeler tarafından kredi vadesinden TL kredilerde 2 (iki) iş günü önce, döviz kredilerinde 3 (üç) iş günü önce Türk Eximbank’a iletilir. Türk Eximbank, anapara taksiti, faiz/kar payı ve varsa ilgili vergi ve fonlardan oluşan toplam tutar ile valör tarihini aracı bankaya bildirir.

TL kredilerde; Aracı bankalar, Türk Eximbank tarafından hesaplanarak kendilerine bildirilen anapara, faiz/kar payı ve varsa diğer vergi ve masraflardan oluşan toplam tutarı Türk Eximbank’ın EFT sistemindeki 0016 no.lu TIC hesabına öder.

Döviz Kredilerinde; Aracı banka, Türk Eximbank tarafından hesaplanarak kendilerine bildirilen anapara ve faiz/kar payı ve varsa diğer vergi ve masraflardan oluşan toplam tutarı, kredi döviz cinsinden, valör tarihinde Türk Eximbank’ın muhabir bankası nezdindeki hesabına öder.

Firma krediyi aracı bankaya Döviz veya TL olarak geri ödeyebilir.

Kredinin, firma tarafından aracı bankaya TL olarak geri ödenmesi durumunda; ödenecek TL tutarın belirlenmesinde kullanılacak kur, işlem günü saat 11.00’de Türk Eximbank tarafından belirlenen ABD Doları, Euro, İngiliz Sterlini ve Japon Yeni satış kurlarıdır.

Ayrıca; aracı bankaların, bankacılık işlemleri ve/veya mevduat/katılım fonu kabul etme yetkilerinin kaldırılması, faaliyet izninin iptali, sınırlandırılması veya kaldırılması halinde (ilgili kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte) ve/veya Türk Eximbank’a olan taahhütlerini yerine getirmemesi halinde, söz konusu bankalar nezdinde kredi bakiyesi bulunan firmalar, kredilerini en geç vadelerinde tahakkuk edecek faizleri/kar payları ile birlikte, TL kredilerde Türk Eximbank’ın EFT sistemindeki TIC hesabına, döviz kredilerde ise Türk Eximbank tarafından belirlenecek muhabir hesaplara öderler.

İhracat, Hizmet ve Satış Taahhüdünün Kapatılması

İhracat taahhütleri aracı bankalar tarafından Türk Eximbank’ın belirlediği esaslar ve yöntemler çerçevesinde kapatılır.

a) Mal İhracatına İlişkin Kullandırılan Kredilerin İhracat Taahhüdünün Kapatılmasında Uygulanacak Esaslar;

Kredi taahhütleri, İhracat 2017/4 sayılı Tebliğ veya işbu mevzuatı mülga edecek sair mevzuat, TCMB genelgeleri ve talimatları ile işbu kredi uygulama esasları hükümleri çerçevesinde kapatılır ve kredi taahhüdüne saydırılan belgeler üzerine

İhracat gümrük beyannamesi elektronik ortamda tanzim edildiğinden dolayı GB’nin tarih / no / gümrük kapısı bilgilerini bildirmek gerekmektedir.

İhracat Taahhütleri Kapanmayan Krediler

İhracat taahhüdü kapanmayan kredilere  müeyyideler uygulanır. KKDF ve vergi istisnaları cezalı bir şekilde tahsil edilir ve vergi dairesine yatırılır. Ayrıca kapanmayan ihracat taahhütleri ile ilgili olarak Türk Eximbank’a da ödenecek cezalar söz konusu olacaktır. Her türlü belge ve bilgiyi talep ederek işlemleri denetlemekle yetkili olan Türk Eximbank bu denetimini aracı bankanın ilgili şubelerinde de yapabilir.

Aracı bankaların; bankacılık işlemleri yapma yetkilerinin kaldırılması halinde (ilgili Kararının Resmi Gazete’de yayınlandığı tarihte) ve/veya Türk Eximbank’a olan taahhütlerini yerine getirmedikleri takdirde, kullanılan bir krediye ait Türk Eximbank nezdindeki ihracat/satış taahhüdünün kapatılması için, ilgili taahhüt kapatma belgelerinin orijinal nüshaları ve birer fotokopileri, bilgilerini, ihracat taahhütlerinin yerine getirildiğinin tevsiki için en geç İhracat 2017/4 sayılı Tebliğde belirtilen süreyi takip eden 3 ay içerisinde ihracatçı firma tarafından Türk Eximbank’a bizzat gönderilir. Bu durumda taahhüt kapatma işlemleri bizzat Türk Eximbank tarafından sonuçlandırılır.

SÖİK SB Döviz / SÖİK SB TL Kapsamında Satış / Hizmet Taahhüdünün Kapatılmasında Uygulanacak Esaslar:

Serbest Bölgelerde mukim firmaların kullanacakları kredilere ait kredi anapara, faiz ve aracı banka komisyonu toplamı tutarında FOB satış taahhüdünün Türk Eximbank tarafından belirlenen süreler içinde fiilen gerçekleştirilmesi zorunlu olup;

  • Serbest Bölge’de üretilip, yabancı ülkeye üretici firmaca (imalatçı ihracatçı) satılan mallar kapsamında; eşyanın serbest bölgeden yurtdışına çıkışına ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onayı bulunan “Serbest Bölge İşlem Formu’nun (elektronik ortamda) (Çıkış) kullanıcı nüshası, alıcı adına düzenlenen fatura ve söz konusu yurtdışı sevkiyata ilişkin Gümrük Beyannamesi (Transit),
  • Serbest Bölge’de üretilip, yabancı ülkeye alım-satım yapan firmaca (serbest bölgede mukim aracı ihracatçı) satılan mallar kapsamında; eşyanın bölge içi satışına ilişkin Serbest Bölge Müdürlüğü onayı bulunan Serbest Bölge İşlem Formu’nun (Bölge içi satış) kullanıcı nüshası ile eki fatura (imalatçı faturası), eşyanın serbest bölgeden yurtdışına çıkışına ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onayı bulunan Serbest Bölge İşlem Formu’nun (Çıkış) kullanıcı nüshası, alıcı adına düzenlenen fatura ile söz konusu yurtdışı sevkiyata ilişkin Gümrük Beyannamesi (Transit),
  • Alım-satım yapan firmaca (serbest bölgede mukim aracı ihracatçı) Türkiye’den satın alınarak yabancı ülkeye satılan mallar kapsamında; eşyanın serbest bölgeye girişine ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onayı bulunan Serbest Bölge İşlem Formu’nun (Giriş) kullanıcı nüshası ile eki fatura, eşyanın serbest bölgeden yurtdışına çıkışına ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onayı bulunan Serbest Bölge İşlem Formu’nun (Çıkış) kullanıcı nüshası ile alıcı adına düzenlenen fatura, söz konusu yurtdışı sevkiyata ilişkin Gümrük Beyannamesi (Transit)
  • Serbest Bölge’den üçüncü ülkeye yapılan hizmet satışı kapsamında, serbest bölgelerden üçüncü ülkelere sunulan hizmete ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onaylı “Serbest Bölge İşlem Formu”nun (Çıkış) kullanıcı nüshası ve alıcı adına düzenlenen fatura

Ayrıca, Serbest Bölge rıhtımında doğrudan yurt dışına yapılacak sevkiyatlarda Gümrük Beyannamesi (Transit) aranmayacaktır.

Malın başka ülkeye sevkiyatı SBİF üzerine Serbest Bölge Gümrük Muhafaza Müdürlüğünün kaşesi ile son bulur. Fiili ihraç tarihi olarak; SBİF’nin 14. hanesindeki tarih esas alınır.

Bu tarih, kredi kullandırım tarihinden önceki ve Türk Eximbank tarafından belirlenen sürelerin bitiminden sonraki bir tarih olamaz.

Kredinin satış taahhüdü ile ilişkilendirilmiş ve kapanışı gerçekleşmiş SBİF’nin kullanıcı nüshası üzerine; kullandırılan döviz cinsi üzerinden, döviz kredilerinde kredinin anapara, faiz, masraf ve aracı banka komisyonu toplamı, TL kredilerde ise kredinin FOB satış taahhüt tutarı kadar şerh düşülür. TL kredilerde FOB satış taahhüt tutarı, kredi anapara tutarının kredi kullandırım tarihindeki TCMB döviz alış kuru üzerinden ABD Dolarına çevrilmesi suretiyle belirlenir.

Kredi talebi sırasında taahhüt edilenden/kullandırılandan farklı bir döviz cinsi üzerinden gerçekleştirilen satışların, taahhüt hesaplarıyla ilişkilendirilmesinde, SBİF’in düzenlendiği tarihteki T.C. Merkez Bankası çapraz kurları uygulanır.

Satış taahhüdü kapanmayan kredilere müeyyideler uygulanır. Her türlü belge ve bilgiyi talep ederek işlemleri denetlemekle yetkili olan Türk Eximbank bu denetimini ilgili şubelerde de yapabilir.

KAYNAK: https://www.eximbank.gov.tr/

SÖİK Adına Yazdıklarımız

Özet olarak SÖİK’i bu şekilde toparladık. Tüm bilgilerin Türk Eximbank sitesinde var olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum.

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

 

Kayıt Formu

Hoşgeldin Üyeliği (Ücretsiz)
Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.