UGM, Paydaşları ve Kamuoyunu Bilgilendirmeye Yönelik Her Kapıyı Açar

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Ugm, Paydaşları Ve Kamuoyunu Bilgilendirmeye Yönelik Her Kapıyı Açar

UGM, Paydaşları ve Kamuoyunu Bilgilendirmeye Yönelik Her Kapıyı Açar

Remzi AKÇİNSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Ugm, Paydaşları Ve Kamuoyunu Bilgilendirmeye Yönelik Her Kapıyı Açar

UGM Yönetim Kurulu Başkanı

Bilgi güçtür. Her ne kadar cahiller cesaretli olsalar da bilgi sahibi olanlar olaya hakim olmanın avantajına sahiptirler. Ancak önemli olan gücün varlığı kadar nasıl ve ne amaçla kullanıldığı, bu bilgiden başkalarının yararlanmasına izin verilip verilmediğidir. Bu noktada iki zıt davranış kalıbı bulunur.

Birinci kategoride yer alan kişiler, bilgiyi başkalarıyla paylaşmaz, kendinde saklı tutar, bilgi sahibi olmanın verdiği gücü diğerlerinin kendilerine muhtaç olmasının devamını sağlamakta kullanır ve bu yöntemle statükosunu korur.

Remzi Akçi̇n Ugm Ykb
Remzi AKÇİN UGM Yönetim Kurulu Başkanı

İkinci kategoride yer alan kişiler ise tam tersine bilgiyi takım arkadaşları ve kamuoyuyla paylaşarak herkesin bu güçten yararlanmasını sağlar. Kendine güveni olanların sergilediği bu yöntem, tüm paydaşların bilgi sahibi ve konuya hakim olmasına sebep olduğu için, tüm ekibin başarılı olmasını sağlar. 5. yüzyılda yaşamış Hintli bir filozof ve şair Bhartṛhari’nin “Bilgi, paylaştıkça çoğalan bir hazinedir.” sözünü hayata geçiren kişilerdir bunlar.

Ticari sırları ayrı tutarak, aynı tavrın gerçek kişiler kadar tüzel kişiler için de geçerli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ünsped Gümrük Müşavirliği (UGM) olarak biz elimizdeki değerlerin, bilgi ve deneyimlerimizin kendimizin olduğu kadar toplumun da değeri olduğu bilincini hiç unutmadık. Şirket Politikası Kitabımızda da yer aldığı gibi, “kurumsal internet sitemizdeki bilgileri daima doğru ve güncel tutmayı, halkımızı şirketimiz hakkında doğru, güncel ve şeffaf bir şekilde bilgilendirmeyi” temel ilke edindik.

Sahip olduğumuz bilgi ve deneyimleri bir taraftan eğitimler vererek diğer taraftan basılı ve dijital eserlerle tüm vatandaşlarımızın kullanımına sunduk, sunuyoruz ve sunacağız.

Eğitime verdiğimiz değeri şu istatistik tek başına ortaya koymaktadır. 2013 yılında bu yana faaliyetini sürdüren Ünsped Gelişim Akademisi (UGA) koordinasyonunda 2023 yılında 275 eğitim programı düzenlenmiş, 2.891 saat eğitim verilmiş ve bu eğitimlere 22.371 kişi katılım sağlamıştır.

Eğitimin yanında gerek basılı gerek dijital gerekse süreli yayınlarla toplumun bilgiye erişmesine katkı sağlıyoruz. Bu kapsamda yatuklarımızı somut olarak başlıklar halinde kısaca sıralamak istiyorum:

BASILI YAYINLAR

Tüm Yönleriyle Gümrük İşlemleri

Mevzuattan kopmadan, mevzuatı derlemek yerine mevzuatta yer alan düzenlemenin nedenini sorgulayan, gümrük işlemlerinde yoğrulmuş olanların yanı sıra konuyla ilk defa tanışmış olanların da anlayacağı bir üslupla, tüm gümrük işlemlerinin ve uygulamalarının yer aldığı eserdir. Alanında en kapsamlı çalışma olan ve 904 sayfadan oluşan oldukça hacimli eserin ilk baskısı tükenmiştir. 2. baskısının güncelleme çalışmaları sürmektedir.

Soru Bankası

Gümrük müşavirliği, gümrük müşavir yardımcılığı ve Ticaret Bakanlığı görevde yükselme sınavlarına hazırlananlar ile gümrük ve dış ticaret alanında kendini geliştirmek isteyen herkes için kaynak niteliğinde ve çoktan seçmeli sınav sorularından oluşan eserdir.

Bir BİLGE Kişi

1990’ların sonlarında yürütülen “Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi”nin mimarlarının kaleme aldığı eser, proje kapsamında yaşananlara ve anılara ışık tutmaktadır. Ülkemizde dijitalleşme konusunda kamuda ilk sayılabilecek projenin hayata geçirilmesinde yaşananlar mercek altına alınmıştır.

Gümrük Mevzuatı

Gümrük mevzuatının tamamını almanın imkansızlığını bilerek, en çok başvurulan ve en az değişen mevzuatı bir kitap olarak basıldığı derleme eserdir. Her seferinde güncellenerek 3 baskı yapılmıştır. Meslek mensuplarının sürekli olarak kullandığı mevzuat içeriğine sahip olan kitabımız, yararlanıcıların sürekli olarak masalarını işgal eden eserdir.

Dijital Yayınlar

E-Gümrük Mevzuatı

Sürekli değişen ve karmaşıklaşan gümrük mevzuatına ayak uydurmanın getirdiği zorluklar, mevzuatın kategorize edilerek takip edilmesini zorunla hale getirmiştir. Eserle, bu ihtiyacın karşılanması amacıyla, gümrük mevzuatının kategorize edilmiş hali sunulmuştur.

Gümrük Mevzuatı

Kağıt ortamında basılmış olan Gümrük Mevzuatı kitabının elektronik ortamda web sitesinden ulaşılabilir halidir. Web sitesinde bulunan Gümrük Mevzuatı kitabı sürekli güncellenmektedir.

Web Sitesi Güncel Mevzuat

Gümrük işlemleri ilgili olan ve sık başvurulan tüm mevzuat gerek kurumsal web sayfamızda gerekse mobil uygulamalarımızda, konu başlıkları itibariyle elektronik ortamda yer almaktadır. Yine bu mevzuat sürekli olarak güncellenmektedir.

Sirkülerler

Doğası gereği gümrük mevzuatında çok sık değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişikliklerin bir kanaldan değil çok kanaldan yapılması nedeniyle hem takip edilmesi hem de yorumlanarak değişiklikten ne çıkarılması gerektiği, özel bir uğraş ve uzmanlık gerektirmektedir. UGM, yurt içi ve yurt dışı değişiklikleri takip eder, bunu yorumlar ve sirküler haline getirir. Bu sirkülerlerin bir kısmı aynı zamanda İngilizce olarak da hazırlanır. Bunlar mail yoluyla ilgilisine bildirilir ve aynı zamanda web sayfasına yüklenir. Herkes, mevzuat değişikliklerini web sayfamızdan https://ugm.com.tr/gumruk-sirkulerleri linkinden takip edebilir.

15 Ağustos tarihi itibariyle 2024 yılında yayınlanan sirküler sayısı 634’dür.

Süreli Yayınlar

Dijital Dergi

Ünsped Gümrük Müşavirliği kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla, üç ayda bir dijital ortamda UGM Gümrük Postası adıyla dergi yayınlamaktadır. Her sayıda günün koşullarına göre gündem belirlenmekte, bu içerikli makaleler ve bilgilendirmeler derginin içeriğini oluşturmaktadır. Konularında uzman kişilerin yazdığı makaleler, okuyucunun ufkunu açacak niteliktedir.

2021 yılı nisan ayında yayına başlayan, dolu dolu içeriğe sahip olan derginin en son 14 sayısı yayınlanmıştır.

Sektör Raporları

Bir sektörün ülke gündeminde sıklıkla yer aldığı zamanlarda, UGM olarak o sektöre özgü sektör raporu hazırlamaktadır. Sektör raporlarında, incelenen sektörler her yönüyle değerlendirilmektedir. Tekstil ve hazır giyim, otomotiv, enerji, demir-çelik sektörlerine ilişkin raporlar web sayfamızda almaktadır. Petro-kimya ve gıda sektörlerine ilişkin rapor çalışmaları devam etmektedir.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Ugm, Paydaşları Ve Kamuoyunu Bilgilendirmeye Yönelik Her Kapıyı AçarÜnsped Gümrük Müşavirliği, sürekli insana yatırım yapmanın ülkemize ve sektöre olan borcu olduğu bilinciyle hareket etmektedir. Yine UGM, bilginin paylaştıkça çoğalan bir hazine olduğu gerçeğinden hareketle, tüm paydaşların ve kamuoyunun bilgiye ulaşımı konusunda elinden geleni hakkıyla yerine getirmektedir. Bulunduğu sektör itibariyle sözün özü üç kelimeden ibarettir: “Ünsped size yeter.”

Remzi AKÇİN

UGM Yönetim Kurulu Başkanı

Tedarik Zinciri Yönetimi – Ağustos Gündemi

Tedarik Zinciri Gündemi

Prof. Dr. Murat ERDAL ile İş Stratejileri ve Analitik – 5:

Tedarik Zinciri Yönetimi – Ağustos Gündemi

SATINALMA DERGİSİ Ağustos 2024 Tedarik Zinciri Gündemi yine dopdolu.

Bu klasörde tedarik zinciri ile ilgili öne çıkan verileri toparlamaya gayret ettim.
Tedarik zinciri volatilite, emtia fiyatları, PMI verileri, denizyolu ve havayolu endekslerinin isabetli karar almayı destekleyeceğini düşünüyorum.

Tedarik zinciri dönüşümü ve performans (KPI’lar) değerleme konusunda yol almak isteyen ekiplerimiz için eğitim kataloğumuzun linkini http://satinalmadergisi.com/egitim.pdf paylaşıyorum.

Sağlık dolu güzel bir hafta dilerim.

Prof. Dr. Murat ERDAL

Klasörü indirmek için tıklayınız.

Tedarik Zinciri Yönetimi – Ağustos Gündemi

Tedarik Zinciri Gündemi

SUT Puan Değişikliği İhale İptal Nedeni Olur mu?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Sut Puan Değişikliği İhale İptal Nedeni Olur Mu

SUT Puan Değişikliği İhale İptal Nedeni Olur mu?

Mehmet ATASEVERSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Sut Puan Değişikliği İhale İptal Nedeni Olur Mu

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; İdarece ihalenin iptal gerekçesinde belirtilen ihale ilan süreci içerisinde SUT puan değişikliğinin meydana geldiği, ihalenin 1’inci kısmına ilişkin tekliflerin sınır değer altında kaldığı ve aşırı düşük teklif kapsamında değerlendirilmesinden ve SUT puan değişikliklerinden kaynaklı yaklaşık maliyetin güvenilirliğini yitirdiği şeklindeki gerekçenin Kanun’da belirtilen saydamlık, rekabet ve eşitlik ilkelerine aykırılık teşkil ettiği, diğer yandan Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan tasarruf tedbirleri genelgesi ile de çeliştiği, zira isteklilerin tekliflerinin aşırı düşük teklif sınır değerin altında olduğu, ayrıca ihalenin 2’nci kısmına sunulan tekliflerin yaklaşık maliyetin üzerinde olmasına karşın söz konusu kısma yönelik ihalenin iptal edilmediği dikkate alındığında iptal konusu edilen 1’inci kısma ait iptal gerekçesi olarak ileri sürülen hususların tasarruf tedbirlerine ilişkin genelge ile çelişki oluşturduğu, ayrıca iptal gerekçesinde yer verilen hususa yönelik zeyilname ile değişiklik yapılan İdari Şartname’nin 46.1’inci maddesi ile Sözleşme Tasarısı’nın 14.1’inci maddesinin uygulanması ile ihale sürecinin devam ettirilmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

24.07.2024 tarihli ve  2024/UH.II-934 Sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde, İptal gerekçeleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur…” hükmü,

Aynı Kanun’un “Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptali” başlıklı 39’uncu maddesinde “İhale komisyonu kararı üzerine idare, verilmiş olan bütün teklifleri reddederek ihaleyi iptal etmekte serbesttir. İhalenin iptal edilmesi halinde bu durum bütün isteklilere derhal bildirilir. İdare bütün tekliflerin reddedilmesi nedeniyle herhangi bir yükümlülük altına girmez. Ancak, idare isteklilerin talepte bulunması halinde, ihalenin iptal edilme gerekçelerini talep eden isteklilere bildirir.” hükmü, 17 Mayıs 2024 tarih ve 32549 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan tasarruf tedbirlerine ilişkin 2024/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde, “Kamu kaynaklarının maksadına uygun azami tasarruf prensiplerine riayet edilerek kullanılması her kamu kurum ve kuruluşu ile görevlisi için bir görev ve aynı zamanda bir mecburiyettir.

Bu anlayışla; kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ilişkin olarak aşağıdaki tedbirlerin alınması gerekli görülmüştür. Bu tedbirlerin uygulanması hassasiyetle takip edilecek, denetlenecek, raporlanacak ve aykırı hareket edenler hakkında gerekli yaptırımlar uygulanacaktır…

DİĞER HUSUSLAR

Bu Genelgenin uygulanması ile ilgili olarak tüm kamu kurum ve kuruluşları tarafından gereken tedbirler alınacak, her kademedeki yönetici tasarruf ilkelerinin uygulanmasından sorumlu olacaktır.

Bu Genelgede belirtilen hükümler hilafına ortaya çıkabilecek zorunlu ihtiyaçların karşılanabilmesi veya izin gerektiren durumlar için bakanlıklar, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlar ile diğer idareler bakımından Cumhurbaşkanlığından, il özel idareleri bakımından İçişleri Bakanlığından, belediyeler bakımından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından izin alınacaktır. Ancak kamu idareleri Cumhurbaşkanlığından izin talebinde bulunmadan önce Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığından görüş alacaktır. Bakanlıkların merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatlan, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşları bakımından istenecek izin talepleri münhasıran bakan veya Genelgenin uygulanmasından sorumlu bakan yardımcısı tarafından hassasiyetle değerlendirildikten sonra gönderilecektir. İl özel idareleri ve belediyeler bakımından izin ilgili bakan veya Genelgenin uygulanmasından sorumlu bakan yardımcısı tarafından verilecektir. Bu Genelgenin yayımlandığı tarih itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından sözleşmesi imzalanmamış tüm mal ve hizmet alımları ile yapım işleri ihaleleri gözden geçirilecek ve bu Genelge hükümlerine uygun olmayan ihaleler iptal edilecektir…” düzenlemelerine yer verilmiştir.

İdari Şartname’nin “İhale konusu işe/alıma ilişkin bilgiler” başlıklı 2’nci maddesinde “2.1. İhale konusu işin/alımın; a) Adı: 1. Basamak 2 Kısım Laboratuvar Hizmet Alımı b) Türü: Hizmet alımı c) İlgili Uygulama Yönetmeliği: Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ç) Yatırım proje no’su (yapım işlerinde): Bu madde boş bırakılmıştır. d) Kodu: e) Miktarı: 24 Aylık 2 Kısım Laboratuvar Hizmet Alımı Ayrıntılı bilgi idari şartnamenin ekinde yer almaktadır. f) İşin yapılacağı/malın teslim edileceği yer: …………. İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Merkez Laboratuvarı ve Entegre Sağlık Tesisleri” düzenlemesi,

“Kısmi teklif verilmesi” başlıklı 20’nci maddesinde “20.1. Bu ihalede kısmi teklif verilebilir.

20.2. Bu ihaledeki kısım sayısı 2 dir. İhale kısımlarına ilişkin koşullar altta düzenlenmiştir; İhale kısmi teklife açık olup, İstekliler ihalede yer alan kalemlerden herhangi birine/bir kaçına teklif verebileceği gibi, ihalenin tamamına da teklif verebileceklerdir.” düzenlemesi, “Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptal edilmesi” başlıklı 34’üncü maddesinde “34.1. İhale komisyonu kararı üzerine İdare, verilmiş olan bütün teklifleri reddederek ihaleyi iptal etmekte serbesttir. İdare bütün tekliflerin reddedilmesi nedeniyle herhangi bir yükümlülük altına girmez. 34.2. İhalenin iptal edilmesi halinde bu durum, bütün isteklilere gerekçesiyle birlikte derhal bildirilir.” düzenlemesi,

“Fiyat farkı” başlıklı 46’ncı maddesinde “46.1. İhale konusu iş için sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıdaki esaslara göre fiyat farkı hesaplanacaktır. 46.1.1. Tüm Kısımlar için: Fiyat farkı aşağıdaki formüle göre hesaplanır: F = An x B x [(Sn/So)-1] Formülde yer alan; F: Fiyat farkını (TL), B: 0,90 sabit katsayısını An: İlk geçici hakedişte (n=1) olmak üzere (n) inci hak edişte; birim fiyatlı işlerde uygulama ayında gerçekleşen iş kalemlerinin sözleşme fiyatlarıyla çarpılması sonucu bulunan tutarı (TL), götürü bedel işlerde ise uygulama ayında gerçekleşen ilerleme yüzdesiyle sözleşme bedelinin çarpılması sonucu bulunan tutarı (TL), So: Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan ve ihale tarihinin içinde bulunduğu ayda geçerli fiyatı, Sn: Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan ve sözleşmeye göre hizmetin gerçekleştirilmesi gereken ayda geçerli fiyatı, ifade eder.

Fiyat Farkı Açıklamaları

Teknik Şartnamede olan puanlar/testler isteklilerin kolay teklif oluşturması için tahmini olarak belirtilmiştir. İhalemiz birim fiyat teklif cetvelindeki toplam puanlar üzerinden ihale edilmekte olup ihalemize ait aylık hakkediş ödemeleri ve SUT puan hesaplamaları ihale tarihi itibariyle geçerli olan güncel SUT kodu ve SUT puanları baz alınarak ödeme yapılacaktır. İhale tarihi sonrasında oluşabilecek değişiklikler güncel mevzuatlar kapsamında ve sözleşmeye uygun bir şekilde fiyat farkı olarak yansıtılacaktır.” düzenlemesi yer almaktadır.

İdari Şartname’de iddia konusu edilen ihalenin 1’inci kısmına ait işin kapsamı aşağıda belirtilen şekilde düzenlenmiştir.

1.      KISIM (1.Kısım)
Sıra No Açıklama Birimi Miktarı
1 Biyokimya, Hormon, Hemogram, İdrar puan 135.000.000

İhaleye ait Teknik Şartname incelendiğinde;

İhalenin iddia konusu 1’inci kısmında yer alan biyokimya analizörü kapsamında “Biyokimya Analizörlerinde Çalışılacak Tahmini Test/Puan Parametrelerinin Listesi”nin yer aldığı, söz konusu listede 30 adet test adının, bu testlere ilişkin sut kodlarının, test sayısının, sut puanı ile birlikte toplam puanın belirtildiği,

Hormon analizörü kapsamında “Hormon analizörlerinde çalışılacak tahmini test/puan listesi”nin yer aldığı, söz konusu listede 16 adet test adının, bu testlere ilişkin sut kodlarının, test sayısının, sut puanı ile birlikte toplam puanın belirtildiği,

Hemogram cihazı kapsamında “Hemogram” listesinin yer aldığı, söz konusu listede 2 adet test adının, bu testlere ilişkin sut kodlarının, test sayısının, sut puanı ile birlikte toplam puanın belirtildiği,

Otomatik idrar analizörü kapsamında “İdrar analizörlerinde çalışılacak test listesi”nin yer aldığı, söz konusu listede 2 adet test adının, bu testlere ilişkin sut kodlarının, test sayısının, sut puanı ile birlikte toplam puanın belirtildiği görülmüştür.

13.06.2024 onay tarihli ihale komisyonu kararı incelendiğinde, 28.05.2024 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iddia konusu 1’inci kısmına 4 istekli tarafından teklif verildiği, 13.06.2024 onay tarihli ihale komisyonu kararı üzerine ihale yetkilisinin onayı ile ihalenin 1’inci kısmının iptal edildiği anlaşılmıştır.

13.06.2024 onay tarihli ihale komisyonu kararında “…İhalemizin 1. kısmında (Biyokimya, Hormon, Hemogram, İdrar) ihale ilan süreci içerisinde SUT puan değişikliği tebliği meydana geldiğinden, ihalemizin ilgili kısmına gelen tüm tekliflerin sınır değer altında kaldığı ve aşırı düşük teklif kapsamında değerlendirilmesinden dolayı ihale komisyonumuzca SUT puan değişikliklerinden kaynaklı yaklaşık maliyetin güvenilirliğini yitirdiğine, ihale süreci içerisinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesine uygun bir şekilde Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinin 1. Kısım (Biyokimya, Hormon, Hemogram, İdrar) teknik şartnamesinin yeniden gözden geçirilerek ihtiyacın sunumuna yönelik talep edilen demirbaş ve diğer malzemelerin asgari seviyede belirlenip güncel SUT puanlarına da uygun bir şekilde revize edilerek yeniden ihale edilmesi gerektiği konusunda ihale komisyon üyelerimiz tarafından görüş birliği sağlanmış ve ihalemizin 1. kısmının (Biyokimya, Hormon, Hemogram, İdrar) iptal edilmesine karar verilmiştir…” açıklamasına yer verilmek suretiyle ihale yetkilisinin onayı ile ihalenin iddia konusu 1’inci kısmı iptal edilmiştir.

Kurum tarafından 11.07.2024 tarihli ve 6135 sayılı yazı ile “…1) İdareniz tarafından ihalenin 1’inci kısmının iptal edildiği, söz konusu kısma ilişkin 13.06.2024 onay tarihli ihale komisyonu kararında belirtilen iptal gerekçelerine bakıldığında; ihale ilan süreci içerisinde SUT puan değişikliği tebliğinin meydana geldiği, 1’inci kısma ilişkin tekliflerin sınır değerin altında kaldığı ve aşırı düşük teklif kapsamında değerlendirilmesinden dolayı ihale komisyonunuzca SUT puan değişikliklerinden kaynaklı yaklaşık maliyetin güvenilirliğini yitirdiğinin ifade edildiği, ayrıca ihale süreci içerisinde Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan 2024/7 sayılı “Tasarruf Tedbirleri” konulu Genelgeye uygun bir şekilde ihalenin 1’inci kısmının Teknik Şartnamesi’nin yeniden gözden geçirilerek ihtiyacın sunumuna yönelik talep edilen demirbaş ve diğer malzemelerin asgari seviyede belirlenip güncel SUT puanlarına da uygun bir şekilde revize edilerek yeniden ihale edilmesi gerektiği şeklinde belirtildiği, bu çerçevede; idareniz tarafından iptal gerekçesi kapsamında belirtilen SUT puan değişikliğinin iddia konusu edilen 1’inci kısmın yaklaşık maliyetinin güvenilirliğini ortadan kaldıran hususlara yönelik ayrıntılı inceleme yapılıp/yapılmadığı, ayrıca idarenizce ihtiyaç duyulan güncel demirbaş ve diğer malzeme miktarına ilişkin hesaplama yapılıp/yapılmadığı, şayet yapılmış ise bu hususlara ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi, bununla birlikte SUT puan değişikliğinin ihalenin 1’inci kısmına ait Teknik Şartname’de yer alan testleri hangi yönleriyle etkilediğine ilişkin bilgi ve belgelerin de gönderilmesi…” ifadelerine yer verilerek ihalenin 1’inci kısmının iptal gerekçelerine ilişkin bilgi ve belge talebinde bulunulmuştur.

Söz konusu yazıya istinaden idare tarafından gönderilen 16.07.2024 tarihli ve 248696553 sayılı yazıda “…İhalemizin yaklaşık maliyet cetveli 21/03/2024 tarihinde oluşturulmuş olup İdaremizce yapılan yaklaşık maliyet araştırması üzerine 09/05/2024 tarihinde SUT puan değişikliği tebliğ edilmiştir. SUT puan değişikliği tebliğinden çok önce gerçekleştirilen yaklaşık maliyetimizin güvenilirliğini ve güncelliğini ortadan kaldırdığı hususlara yönelik İhale Komisyonumuzca ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır. Komisyonumuzca ihaleye çıkış tarihindeki SUT puanları ile ihale tarihinden önce güncellenen SUT puanları karşılaştırıldığında SUT puanlarında Teknik Şartnamemizdeki tüm testleri kapsayacak şekilde yaklaşık olarak %60’lık bir fark oluştuğu tespit edilmiştir. İhaleye çıkış tarihinde 1. kısımdaki Biyokimya, Hormon, Hemogram, İdrar kalemlerinin toplam puanı 126.420.360 puan iken SUT puanlarındaki güncelleme sonrasında 202.230.620 puan olarak değiştiği tespit edilmiş buna rağmen geçerli tüm tekliflerin (dört teklif fiyat) sınır değer altında kaldığı ve aşırı düşük teklif kapsamına girdiği görülmüştür. Bu durumun puan miktarlarının öngörülen ihale sözleşme süresinden çok önce bitmesine sebep olacağı, ilgili ihalenin planlandığı gibi 24 ayda değil de 16 ayda biteceği ve bu durumunda test, cihaz, amortisman vb. maliyet bileşenlerine doğrudan etki edeceği, cihaz amortisman ücretlerinin değişiklik göstereceği görülmüş olup yaklaşık maliyetin güvenilirliğini yitirdiğine, aşırı düşük teklif değerlendirmesinin sağlıklı bir şekilde yapılamayacağına, yeniden oluşturulacak yaklaşık maliyet araştırması ile şeffaf ve rekabetçi ortamda yeniden ihale edilmesi gerektiğine İhale Komisyonumuzca karar verilmiştir. Eski SUT puanları ve güncel SUT puanları karşılaştırma tablomuz tebligat ekinde tarafınıza sunulacaktır. Tebligatınızdaki diğer bir husus olan İdaremizin ihtiyaç duyduğu demirbaş ve diğer malzeme miktarlarına ilişkin hesaplama yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi/belge talebine cevaben; Teknik Şartnamemizde yüklenici firmadan talep edilen demirbaş malzeme, tetkik ve sarf malzeme vb. diğer malzemeler Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesinden önce belirlendiğinden İhale Komisyonumuzca iptal edilmesine karar verilen 1. kısım için demirbaş ve diğer malzemelerin hizmet sunumunda aksaklığa mahal vermeyecek oranda Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesine uygun hale getirebileceğine kanaat getirilmiştir. Teknik Şartnamemizdeki demirbaş ve diğer malzemeler teklif fiyata dahil olduğundan bunun teklif edilen birim fiyatı kamu yararı sağlayacak şekilde etkileyeceği öngörülmüştür.

Ancak İhale Komisyon Kararımızın 13/06/2024 tarihinde ihalemize katılan firmalara tebliğ edildiği, İdaremizce yasal itiraz sürelerinin beklendiği ve ihale komisyon kararımıza yapılan itiraz göz önünde bulundurulduğunda 1. kısım Teknik Şartnamesinde talep edilecek demirbaş ve diğer malzeme miktarları üzerinde çalışmalar henüz netleştirilememiş olup yeniden ihale edilmesi planlanan kısma ilişkin hazırlık süreci devam etmektedir…” şeklinde açıklamalara yer verildiği ve söz konusu yazı ekinde iddia konusu edilen 1’inci kısma ilişkin eski SUT ve güncel SUT karşılaştırma tablosunun gönderildiği anlaşılmaktadır.

4734 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesinde, ihale komisyonu kararı üzerine idare tarafından ihalenin iptali düzenlenmiştir. Bu çerçevede, idarelere ihalenin iptali konusunda takdir yetkisi tanındığı, ancak bu takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız bir yetki niteliği taşımadığı, bu yetkinin anılan Kanun’un 5’inci maddesinde sayma suretiyle belirtilen temel ilkeler ile kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun şekilde hareket edilerek kullanılması gerektiği anlaşılmaktadır.

Resmi Gazetede 17 Mayıs 2024 tarihinde yayımlanan 2024/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde yer verilen düzenlemelerden; Genelgenin yayımlandığı tarih itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından sözleşmesi imzalanmamış tüm mal ve hizmet alımları ile yapım işleri ihalelerinin gözden geçirileceği ve Genelge hükümlerine uygun olmayan ihalelerin iptal edileceği, Genelgenin uygulanması ile ilgili olarak tüm kamu kurum ve kuruluşları tarafından gereken tedbirlerin alınacağı, her kademedeki yöneticinin tasarruf ilkelerinin uygulanmasından sorumlu olacağı,  Genelge hükümlerinin bakanlıklarda bakan veya bu konuda görevlendirilen bakan yardımcısı, kurumlarda üst yöneticiler, il özel idarelerinde ve illerde valiler, belediyelerde ise belediye başkanları tarafından hassasiyetle izleneceği ve denetleneceği, aksine hareket edenler hakkında ilgili mevzuat hükümlerine göre işlem yapılacağı, bu yöneticilerin Genelgenin uygulanmasından öncelikle sorumlu olacağı anlaşılmaktadır.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre gerçekleştirilen ihalelerde, ihaleye konu edilen ihtiyacın uygunluğu, yerindeliği veya gerekliliği noktasında yetki ve sorumluluğun ihaleyi yapan idarelere ait olduğu açıktır.

Bu çerçevede, idarenin ihaleyi iptal gerekçelerine bakıldığında; ihalenin 1’inci kısmında ihale ilan süreci içerisinde SUT puan değişikliğinin meydana geldiği, anılan kısma ilişkin tekliflerin aşırı düşük teklif sınır değerin altında kaldığı ve aşırı düşük teklif kapsamında değerlendirilmesinden ve SUT puan değişikliklerinden kaynaklı yaklaşık maliyetin güvenilirliğini yitirdiği, ihale süreci içerisinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan tasarruf tedbirleri genelgesine uygun bir şekilde ihalenin 1’inci kısmına ait Teknik Şartname’nin yeniden gözden geçirilerek ihtiyacın sunumuna yönelik talep edilen demirbaş ve diğer malzemelerin asgari seviyede belirleneceği, güncel SUT puanlarına da uygun bir şekilde revize edilerek yeniden ihale edilmesi gerektiği konusunda ihale komisyonu üyeleri tarafından görüş birliğinin sağlandığı ve ihalenin 1’inci kısmının iptal edilmesine karar verildiği belirtilmiştir.

Öte yandan, idare tarafından gönderilen ihalenin iptal gerekçelerine ilişkin bilgi ve belgelerde ise; SUT puan değişikliği sonrasında Teknik Şartnamede yer alan tüm testleri kapsayacak şekilde yaklaşık olarak %60’lık bir fark oluştuğu, bu durumun puan miktarlarının öngörülen ihale sözleşme süresinden çok önce bitmesine sebep olacağı, ihalenin planlandığı gibi 24 ayda değil de 16 ayda biteceği ve bu durumunda test, cihaz, amortisman vb. maliyet bileşenlerine doğrudan etki edeceği, cihaz amortisman ücretlerinin değişiklik göstereceği, bu sebeple yaklaşık maliyetin güvenilirliğini yitirdiği, aşırı düşük teklif değerlendirmesinin sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı, yeniden oluşturulacak yaklaşık maliyet araştırması ile şeffaf ve rekabetçi ortamda yeniden ihale edilmesi gerektiği, ayrıca Teknik Şartname’de yüklenici firmadan talep edilen demirbaş, malzeme, tetkik ve sarf malzeme vb. diğer malzemelerin Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesinden önce belirlendiği ve iptal edilmesine karar verilen 1’inci kısma ait demirbaş ve diğer malzemelerin hizmet sunumunda aksaklığa mahal vermeyecek oranda Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesine uygun hale getirilebileceği, Teknik Şartname’de yer alan demirbaş ve diğer malzemelerin teklif fiyata dahil olduğu, bu hususun teklif edilen birim fiyatı kamu yararı sağlayacak şekilde etkileyeceği, Teknik Şartname’de talep edilecek demirbaş ve diğer malzeme miktarları üzerinde çalışmaların henüz netleştirilemediği ve yeniden ihale edilmesi planlanan kısma ilişkin hazırlık sürecinin devam ettiği şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Yukarıda aktarılan tespit ve değerlendirmeler neticesinde, ihaleye konu edilen ihtiyacın uygunluğu, yerindeliği veya gerekliliği noktasında yetki ve sorumluluğun ihaleyi yapan idarelerde olduğu, bu doğrultuda ihalelerin Genelge hükümlerine uygunluk yönünden değerlendirilerek ihalelere ilişkin işlem tesis etme yükümlülüğü ve sorumluluğu ilgili idarelere ait bulunmakla birlikte; ihale süreci içerisinde Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan tasarruf tedbirleri genelgesi çerçevesinde ihalenin 1’inci kısmına ait Teknik Şartname’nin yeniden gözden geçirilerek ihtiyacın sunumuna yönelik talep edilen demirbaş ve diğer malzemelerin asgari seviyede belirleneceğine yönelik iptal gerekçesine ilişkin olarak idareden ihtiyaç duyulan güncel demirbaş ve diğer malzeme miktarına ilişkin hesaplama yapılıp/yapılmadığı hususlarında bilgi talep edildiği, idare tarafından bu hususlara ilişkin olarak gönderilen cevabi yazıda demirbaş ve diğer malzemelerin hizmet sunumunda aksaklığa mahal vermeyecek oranda Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesine uygun hale getirileceği ifadesine yer verildiği, ancak bu hususlara yönelik demirbaş ve diğer malzemelerin miktarına ait somut bir belirleme yapılmadığı dikkate alındığında bahse konu iptal gerekçesinin tasarruf genelgesinde belirtilen açıklamalar yönünden yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Diğer yandan, ihale ilan süreci içerisinde SUT puan değişikliğinin meydana geldiği, anılan kısma ilişkin tekliflerin aşırı düşük teklif sınır değerin altında kaldığı ve aşırı düşük teklif kapsamında değerlendirilmesinden ve SUT puan değişikliklerinden kaynaklı yaklaşık maliyetin güvenilirliğini yitirdiği şeklindeki iptal gerekçesine ilişkin olarak ise; idare tarafından yaklaşık maliyetin kamu ihale mevzuatının yaklaşık maliyete yönelik hükümlerine uygun olarak tespit edildiği ve söz konusu yaklaşık maliyetin ihale tarihinde isteklilere açıklandığı, ayrıca aşırı düşük teklif sınır değerin de mevzuata uygun olarak belirlendiği, bununla birlikte iptal gerekçesinde yer verilen SUT puan değişikliği nedeniyle puan miktarlarının öngörülen ihale sözleşme süresi olan 24 ay değil de 16 ayda biteceği idarece belirtilmiş olsa da idare tarafından söz konusu işin öngörülen süreden önce bitmesi durumunda ihtiyaçların karşılanması amacıyla yeniden bir ihale gerçekleştirilmesinde bir engelin bulunmadığı dikkate alındığında bahse konu iptal gerekçelerinin de yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, idarenin ihalenin 1’inci kısmına yönelik iptal kararının iptal edilmesi ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Sut Puan Değişikliği İhale İptal Nedeni Olur MuMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

ŞOK Marketler 7. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi şok Marketler 7. Sürdürülebilirlik Raporu

ŞOK Marketler 7. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi şok Marketler 7. Sürdürülebilirlik RaporuŞOK Marketler, 7. Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı. Şirket; enerji verimliliği, gıda israfını önleme ve fırsat eşitliği alanlarındaki yenilikçi projeleriyle dikkat çekiyor. “ŞOK’ta Ben de Varım” projesiyle kadın istihdamına ve yerel üretime katkı sağlıyor.

Türkiye’nin 81 ilinde 10 bin 789 mağaza ve 47 bine yaklaşan çalışanıyla hizmet veren ŞOK Marketler, bağımsız güvence beyanı aldığı 7. Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuyla paylaşarak öncü sürdürülebilirlik uygulamalarını duyurdu.

Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını Yıldız Holding’in “İsrafsız Şirket” iş modeli çerçevesinde yürüten ŞOK Marketler’in sürdürülebilirlik raporunda, öncelikli konuları arasında yer alan enerji verimliliği ve atık yönetimi, gıda atığının ve israfının azaltılması, sürdürülebilir tarımın desteklenmesi, çalışanların yetkinlik gelişimi ve memnuniyeti, sorumlu tedarik zinciri, müşteri deneyimi ve memnuniyeti gibi alanlardaki iyi uygulamalarına yer verildi. ‘Bu Dünya Bizim’ anlayışıyla gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma hedefinin vurgulandığı raporda, şirketin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaları; ‘Doğanın Geleceği için Çalışmak’, ‘Paydaşlarla Güçlenmek’, ‘Amaç Odaklı Ürünler ve İş Modelleri ile Geleceğe İlham Vermek’ odakları altında toplanıyor.

Kadın İstihdamına ve Yerel Kalkınmaya Destek

Toplam çalışan sayısı ile Türkiye’de en fazla istihdam sağlayan ve 2023 yılında istihdam oranını en çok artıran şirketlerden olan ŞOK Marketler, yüzde 54 kadın çalışan oranıyla da sektöre öncülük ediyor. ŞOK Marketler, “ŞOK’ta Ben de Varım” projesiyle de kadınların ekonomiye katılımını destekliyor. Proje kapsamında deprem bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin farklı bölgelerinden çeşitli kadın kooperatiflerinin ürettiği el emeği ürünler, kâr amacı güdülmeden seçili ŞOK mağazalarında satışa sunuluyor. Proje ile kooperatiflerdeki kadın istihdamının artmasına ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesine katkı sağlanıyor. Ürünlerin kalite ve sürdürülebilirlik kriterlerine uygun olmasına önem verilirken, ürün seçiminde yerel ve coğrafi işaretli ürünler tercih edilerek yerel ekonomi de destekleniyor.

Sürdürülebilir Tarıma katkı 

ŞOK Marketler’in sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında öne çıkan projelerinden biri ‘Tarladan Sofraya Doğru Tarım Projesi’ oldu. 2020 yılından beri devam eden proje kapsamında sözleşmeli tarım faaliyetleri ile çiftçilere alım garantisi sunularak tarım üretimi teşvik ediliyor, tarım arazilerinin boş kalması engellenerek toprağın verimliliği korunuyor. Aynı zamanda ziraat mühendisleri aracılığıyla çiftçilere hastalıklarla mücadele, çevreyi koruma ve kontrollü ilaç kullanımı konularında bilgi sağlanarak sürdürülebilir tarıma katkıda bulunuluyor. Hasat sırasında ve sonrasında uygulanan yöntemlerle ürünlerin zarar görmeden ve en az israfla müşteriler ile buluşması sağlanarak da gıda israfı azaltılıyor. Bu kapsamda 2023 yılında 150 çiftçiye 40 saat eğitim verildi.

şok Marketler Ceo’su Uğur DemirelŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel, sürdürülebilir başarıyı finansal performansın yanı sıra çevresel, sosyal ve yönetişim odaklı performansla birlikte tanımladıklarını belirterek şunları söyledi: “Her adımımızı geleceği düşünerek atıyoruz. İsrafsız şirket iş modelimize sıkı sıkıya bağlı kalarak tüm mağaza ve depolarımızda enerji verimliliğini artırmak ve çevresel etkilerimizi minimize etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Müşterilerimize en kaliteli ve güvenilir ürünleri en uygun fiyatlarla sunarken, dijital dönüşüm yatırımlarımızla verimliliğimizi artırıyoruz. Sürdürülebilirlik, iş modelimizin kalbinde yer alıyor ve geleceğe daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için kararlılıkla çalışıyoruz. Türkiye ekonomisine uzun vadeli değer katmak ve her anlamda sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmak için azimle çalışmaya devam edeceğiz.”

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi şok Marketler 7. Sürdürülebilirlik RaporuŞOK Marketler 2023 Yılı Sürdürülebilirlik Raporu’nu detaylı incelemek için tıklayın.

Gıda Tedarik Zinciri İçinde Gıda Güvenliğinin Önemi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Gıda Tedarik Zinciri İçinde Gıda Güvenliğinin önemi

Gıda Tedarik Zinciri İçinde Gıda Güvenliğinin Önemi

Prof. Dr. Serap İNCAZSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Gıda Tedarik Zinciri İçinde Gıda Güvenliğinin önemi

Doğada tüm canlıların yaşamını sürdürmesi için beslenmeye, beslenme içinde gıdaya ihtiyaçları vardır. Beslenmenin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi içinde gıda güvenliğinin sağlanmasının sağlık üzerinde etkisi olduğu kadar sosyal, toplumsal ve ekonomik etkileri de mevcuttur. Gıda güvenliği kavramı 9. Kalkınma planında tüketime sunulan gıdalarda fiziksel, kimyasal, biyolojik ve her türlü tehlikeli ajanların bertaraf edilmesi için alınan tedbirler bütünü olarak ifade edilmektedir. Gıda güvenliği daha geniş anlamda tanımlanacak olursa; insan gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılan her türlü hammadde, yarı mamul ve mamul maddelerin çiftlikte yetiştirilmesi, üretimi, bakımı, hasadı ve depolanması da dahil olmak üzere işleme, paketleme, taşıma, hazırlık, dağıtım ve satış aşamalarını kapsayan tedarik zinciri sürecinde insan sağlığına zararlı olabileceklerden korunması için tasarlanan işlemler ve uygulamalardan oluşan bir eylemler bütünü olarak ifade edilmektedir.

Gıda güvenliğinin sağlanması ve gıda kalitesinin korunması amacıyla, hammaddenin elde edilmesinden ve ürünün son tüketiciye ulaştırılmasına kadar geçen süreçte, paydaşlar ürünle ilgili bilgiye sahip olmaları önemli bir durumdur. Gıda güvenliği konusunda izlenebilirlik sağlanırsa kalite korunur, verimlilik artar. Etkin stok yönetimi, üretim ve lojistik planlamalarıyla zamandan kazanılır, işletme performansı yükselir.

Gıda güvenliğinin sağlanmasına yönelik teknolojiler sayesinde, depolama ve lojistik sürecinde gıda ürünlerinin gerçek zamanlı durumunun izlenmesi; ortam koşullarının analizi, sıcaklık ihlali ve rota sapması gibi risklerin zamanında tespit edilebilmesine olanak verildiğinden gıda güvenliği sağlanıp, gıda kalitesi korunmuş olur.

Gıda ürünleri taşımacılığında kalitenin sağlanması, israfın ve bozulmanın önlenmesi için tek kriter gıdanın taşınma biçimi ve sıcaklığı değildir. Gıda taşımacılığı firmaları, gıda israfını azaltmak ve gıda kalitesini iyileştirmek amacıyla ek olarak uygulamada başka yatırımlar da yapmaktadırlar. Dolayısıyla, gıda taşımacılığı yapan firmalar açısından başarı faktörleri gıda taşımacılığı firmaları açısından önemli bir etkiye sahiptir.

Gıda güvenliğini sağlamada uygulamalar iki ayrı temelde değerlendirilebilir.

1- Ön gereksinim uygulamaları: Gıda üreten / satış ve tüketim gerçekleştiren tüm noktalarının uygulaması gereken temel başlangıç uygulamalarıdır.

2- Üretime ait işlem kontrolleri: Her ürün grubu ve işlem şekli için kuruluşun yapısına bağlı olarak değişen ve risk analizi ile belirlenen kontrollerdir.

Gıda tedarik zincirlerinde; tarladan son tüketiciye olan süreçte ortam parametrelerinin gıda güvenliği dolayısıyla hem insan sağlığı açısından yarattığı risk, hemde ekonomik kayıplar açısından gıdaların kısa raf ömrü ve değişken kalite kriterleri değerlendirildiğinde etkin bir gıda tedarik zinciri yönetimi sağlanması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Gıda tedarik zinciri; kaliteli ve güvenli hammaddenin tedariği ile başlayan, gıdanın geçirdiği işlemler, ara ve bitmiş ürün lojistiği ile tüketiciye ulaşmasına kadar geçen süreçte tüm faaliyete ilişkin verileri kapsayan bir bütündür. Gıda tedarik zinciri yönetiminde, gıda güvenliği ve kalitesini korunması için, zincir boyunca ürün ve bilgi akışının sorunsuz bir şekilde sürdürülebilirliğinin sağlanmasında amacıyla iş süreçlerinin koordinasyonu da önem kazanmaktadır.   Etkin bir gıda tedarik zinciri sağlanmasının gerekliliği doğrultusunda; gıda bilgi teknolojilerinin tüm düzeyde uygulanabilir olması gıda tedarik zincirini şeffaflaştırarak izlenebilirliğe olanak verecek, gıda güvenliği sağlama ve gıda kalitesini korumada destek olabilecektir.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Gıda Tedarik Zinciri İçinde Gıda Güvenliğinin önemiGıda kaybı ve israfının, işin ekonomik tarafı yanında, ulusal ve küresel ölçekte atık yönetim sistemleri üzerine de ciddi yük getirdiği, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve kirlilikle yakından ilişkili olduğu ve en önemlisi de gıda güvenliğini tehdit ettiği bilinen ve yadsınamaz bir gerçektir.

Prof. Dr. Serap İNCAZ

 

Kaynakça:

DPT (2006).  9. Kalkınma Planı (2007- 2013). Gıda Güvenliği, Bitki ve Hayvan Sağlığı Özel İhtisas Komisyonu, Ankara.

Keleş, B. ve Ova, G. (2020). Gıda Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilgi Teknolojileri Kullanımı. Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 17(1), 137-143.

Şen, A., (2008). Tedarik Zinciri Yönetiminde Soğuk Lojistik Uygulamalarının Etkinliğinin Arttırılmasına Yönelik Bir Çalışma, T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Toplam Kalite Yönetimi Anabilim Dalı Toplam Kalite Yönetimi Programı Yüksek Lisans Tezi

https://www.kirikkaletso.org.tr/ktso/dosyalar/Lojistik%20Sekt%C3%B6r%C3%BCnde%20G%C4%B1da%20Kayb%C4%B1n%C4%B1Azaltmaya%20Y%C3%B6nelik%20Rehber%20Dok%C3%BCman-G%C3%B6r%C3%BC%C5%9F%20Talebi.pdf

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1537638

https://www.tarimorman.gov.tr/ABDGM/Belgeler/Uluslararas%C4%B1%20Kurulu%C5%9Flar/G%C4%B1dan%C4%B1%20Koru%20Lojistik%20K%C4%B1lavuzu.pdf

https://www.bodto.org.tr/images/other/gida_guvenligi.pdf

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1189196

https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=gida-perakendeciligi-lojistik.pdf

Küresel Isınmayı Yapay Zekâ İle Önleyebiliriz

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Haber Küresel Isınmayı Yapay Zekâ İle önleyebiliriz

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Haber Küresel Isınmayı Yapay Zekâ İle önleyebilirizBirçok alanda kullanılmaya başlanan yapay zekâ özellikle iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi çevre konularında da kritik önem taşıyor. Yerli teknoloji şirketi Cerebrum Tech kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Dr. R. Erdem Erkul, yapay zekânın çevresel teknolojilere önemli katkılar sunabileceğini, karbon ayak izinin düşürülmesine olanak sağlayabileceğini söylüyor.

Dünya bir dönüm noktasında. Araştırmalara göre Sanayi Devrimi’nden bu yana insan faaliyetleri atmosferdeki karbondioksit (CO2) konsantrasyonunu %33’ten fazla artırdı. Çeşitli çalışmalar yeryüzünün iklim değişikliğinden dolayı 2050’li yıllarda yüksek risk altında olacağını ortaya koyuyor.

Sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmezsek iklim değişikliği yüzünden hem gezegenimizi hem de gıda üretimi, insan sağlığı ve ekonomiye kadar toplumsal hayatın her yönünü etkileyebilecek facialarla karşı karşıya kalabiliriz.

Küresel ısınma nedeniyle dünyanın dört bir yanında yaygın olarak kuraklık, sel ve aşırı sıcaklık gibi olumsuz koşullar yaşanacak. Hatta bu etkileri şimdiden hissetmeye başladık. Ülkemizde sıcaklıklar mevsim normallerinin çok üzerinde seyrediyor. Gün geçtikçe şiddetlenen sıcaklıklar sebebiyle her gün pek çok orman yangını meydana gelmekte. Başta büyük kentler olmak üzere birçok yerde su sıkıntısı riski giderek artıyor. Buna rağmen önümüzdeki sekiz yılda dünya geneli emisyonların %10’un üzerinde artacağı öngörülüyor.

Sorunun temelinde ise kentleşme yatıyor. Bugün dünya nüfusunun %55’i kentlerde yaşıyor ve bu oranın 2050’ye kadar %68’e çıkması bekleniyor. Şehirler, enerji tüketimi ve sera gazı emisyonlarının büyük bir kısmından sorumlu. Amerika’da ortaya çıkan karbon emisyonlarının %39’u konut ve ticari binalardan, %33’ü ise ulaşım sektöründen kaynaklanıyor. Yani genel olarak, şehirlerdeki karbon emisyonlarının yaklaşık %70’i modern insan tarafından yapılan kentsel altyapılardan doğuyor.

Bu noktada küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltabilmek için akıllı şehir stratejileri ve bu stratejilerin merkezinde yer alan yapay zekâ giderek önem kazanıyor. Birçok alanda kullanılmaya başlanan yapay zekâ özellikle iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi çevresel konularda da kritik önem taşıyor. Uzmanlar, yapay zekanın, yeşil enerji ve karbon ayak izinin azaltılması başta olmak üzere çevreyle ilgili sorunların çözümünde fayda sağlayabileceğini ifade ediyor.

Yapay zekâ, enerji emisyonlarındaki azalmaları ve CO2 giderimlerini tespit ederek, daha yeşil bir çevrenin oluşturulmasına yardımcı oluyor, hava koşullarını tahmin ederek çevreyi ve kaynakları korumaya yönelik çabaları hızlandırıyor.

Akıllı şehirleşme süreçleri konusunda sektörün öncü teknoloji üreticilerinden olan yerli teknoloji şirketi Cerebrum Tech kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Dr. R. Erdem Erkul, yapay zekânın çevresel teknolojilere önemli katkılar sunabileceğini, karbon ayak izinin düşürülmesine olanak sağlayabileceğini söylüyor. Yapay zekanın iklim senaryoları ve modelleme çalışmalarına dâhil edilmesiyle iklim modellerinin gerçeğe çok daha yakın olabileceğini söyleyen Erkul, “Türkiye yapay zekâyı etkin bir şekilde kullanarak toplam karbon salımını önemli miktarda azaltabilir” diyor.

Erkul, bu teknolojinin çevreye sağlayabileceği faydaları şöyle anlatıyor: “Örneğin, orman yangınları ve denizlerimizde meydana gelen değişiklikleri saniyeler içerisinde tespit edebilecek yapay zekâ ile zenginleştirilmiş teknoloji ürünleri tasarlıyoruz. Akıllı trafik ve park yönetim sistemleriyle trafik yoğunluğunu yüzde 30 seviyelerinde azaltabiliyor, yakıt harcamalarında yüzde 25’in üzerinde verim elde ediyoruz. Yapay zekaya dayalı veri analizi ve karar destek sistemleri sayesinde veriye dayalı tahminlerde bulunarak ivedi önlemler almayı sağlayabiliyoruz.”

Yapay zekânın küresel ısınmayla mücadelede fark yaratacağı alanlardan bazıları şunlar:

Enerji üretimi ve şebekeleri

Yapay zekâ sayesinde veri kümelerini bir araya getirip yeni bulguları gün yüzüne çıkarabiliyor, daha doğru tahminler elde edebiliyoruz. Örneğin hava durumu tahminleriyle gerçek enerji talebi verilerini bir araya getirerek şebekelerde yenilenebilir enerjiyi daha verimli kullanabiliyor ya da enerji depolama alanında optimizasyonlar yapabiliyoruz.

Yenilenebilir enerji uzun zamandan beri iklim krizine karşı en etkili çözümlerden biri. Bu sistemler optimize edilerek çok daha verimli çalışabilir. Yapay zekâ algoritmaları sayesinde hava durumunu tahmin ederek üretimde verimliliği artırabilirler.

Yapay zekanın kuantum seviyesindeki olayları inceleme ve tahmin yeteneği, füzyon enerjisi dahil olmak üzere, daha düşük karbon ayak izi olan alternatif enerji sistemleri geliştirmemizi hızlandıracak. Dolayısıyla nükleer atığı ve radyoaktif kirliliği olmayan yeni nükleer enerji yöntemleri yaygınlaşmaya başlayacak. Bunu yapanlar içerisinde özellikle yapay zekâya dayalı teknolojileri kullananlar önde olacak.

Ulaşım

Sürekli büyüyen ulaşım sistemlerinin etkin şekilde yönetilmesi için özellikle yapay zekânın entegre edildiği, yapay zekâ destekli/temelli birçok yenilikçi teknoloji kullanılıyor. Yapay zekâ destekli akıllı şehir ve trafik uygulamalarında, rota belirlemede, trafiği, şeritleri kontrol etmede yapay zekâyı kullanarak direkt karbon salımları azaltılıyor. Bu yolla trafik yoğunluğu ve yakıt tüketiminde ciddi azalmalar sağlanıyor.

MIT, Stanford Üniversitesi ve Google’ın ortaklaşa geliştirdiği yapay zekâ destekli yeni bir akıllı şehir sistemi, akıllı trafik ışıkları, dinamik hız sistemi, araç-altyapı iletişimi ve önleyici bakım çalışmalarıyla trafik kazalarını %90 oranında azaltırken trafik sıkışıklığında %60, ortalama seyahat sürelerinde %40, karbon emisyonlarında ise %30 azalma sağladı. Sistem sayesinde acil durum müdahale süreleri de %50 iyileşti.

Çözümün önemli parçalarından biri de yapay zekâ temelli otonom araçlar. Uzmanlar otonom sürüş teknolojisinin insanlı sürüşe oranla yakıt tüketimini %15 civarında azaltabileceğini ifade ediyor. Otonom sürüş yakıt verimliliği sağlamakla birlikte hava kirliliğini de azaltarak küresel ısınma ile mücadelede önemli bir katkı sağlayabilir.

Yapay zekâ göklerde de yanımızda. Kuyruk izi, havacılık sektörünün küresel ısınmadaki etkisinin %35’inden sorumlu. Google’ın çalışması, uydu görüntüleri, hava durumu ve uçuş güzergahı bilgisi gibi yüksek hacimli verilerin bir araya getirilip yapay zekâ kullanılmasıyla pilotların kuyruk izinde %54 azalma sağlayacağını gösterdi.

Üretim

Yapay zekâ, tesislerin enerji taleplerini tahmin etme konusunda son derece etkili. Büyük veri setleri üzerinde analiz yaparak, tesislerin belirli saatlerde ne kadar enerjiye ihtiyaç duyacağını öngören yapay zekâ bu sayede enerji israfı minimum seviyeye indiriyor. Yapay zekâ ayrıca üretim tesislerinde atık oluşumunun azaltılmasına yardımcı oluyor.

Tarım

Uydu görüntüleriyle entegre yapay zekâ, arazi kullanımı, bitki örtüsü, orman örtüsünde gerçekleşen değişiklikleri algılayabiliyor; mahsul hastalıklarının ve sorunlarının erken tespitini mümkün kılıyor. Yapay zekâ uygulamaları, arz ve talebe dayalı olarak tarımsal girdilerin ve geri dönüşlerin düzenlenmesine yardımcı oluyor ve bu da iklim aşırılıklarına karşı çiftçileri daha dayanıklı hale getiriyor. Çiftçiler, su kullanımını ve pestisit kullanımını en aza indirirken mahsul verimlerini optimize etmek için verilerin ve yapay zekânın yardımına başvurabilir.

Orman yangınları ve doğal afetler

Dünyada 2021’de 9 milyon ve 2022’de 6 milyon hektar alanın yok oldu. Bu kaybın büyük bir kısmının orman yangınlarından kaynaklanıyor. Uzmanlar iklim değişikliği nedeniyle orman yangınları döneminin %20 oranında uzadığını belirtiyor. Bu, ya orman yangınlarının daha uzun bir döneme yayıldığı ya da orman yangını döneminde daha ciddi risklerle karşılaşılan günlerin sayısının arttığı anlamına geliyor. Yapay zekâ algoritmaları sıcaklık değerlerini eş zamanlı izleyerek çıkabilecek bir yangını çok önceden tahmin edebilir. Ayrıca uydudan toplayabileceği veriler sayesinde doğal afetleri öngörebilir. Yani yaşayabileceğimiz birçok felaketin önlenmesinde oldukça önemli bir role sahip.

Atık yönetimi

Çevreyi tehdit eden sorunlardan biri de atıklar. Atıkların sınıflandırılması ve geri dönüşümünde yapay zekâdan faydalanılarak performansın artırılması mümkün. Atıkların ayrıştırılarak gruplandırılmasında görsel algılama sisteminin kullanılmasıyla, geçmişe dayalı verilerle geleceğe yönelik kararlar alınabilir, atığın minimize edilmesi ve içindeki elementlerin geri kazanımını kolaylaştırılabilir.

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Haber Küresel Isınmayı Yapay Zekâ İle önleyebilirizEndüstriyel atıklar da çok ciddi bir tehdit. Örneğin, atmosferdeki metan emisyonu, küresel ısınmanın yüzde 25’lik bir kısmından sorumlu tutuluyor. Doğal kaynaklar ve insan faaliyetleri ile atmosfere yayılan metan gazı özellikle enerji sektöründe meydana gelen sızıntılarla ilişkilendiriliyor ve bu sızıntılar “süper salıcılar” olarak adlandırılan büyük metan kaçakları nedeniyle dikkat çekiyor. Yapay zekanın metan gazı sızıntılarının belirlenmesinde daha geniş çapta kullanılması sayesinde, dünyanın her yerindeki metan emisyonları daha hızlı ve etkin bir şekilde tespit edilebilecek.

Banka Dışı Finans Sektörünün İşlem Hacmi Yüzde 77 Oranında Arttı

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Haber Banka Dışı Finans Sektörünün İşlem Hacmi Yüzde 77 Oranında Arttı

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Haber Banka Dışı Finans Sektörünün İşlem Hacmi Yüzde 77 Oranında ArttıFinansal Kurumlar Birliği (FKB) Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman, Varlık Yönetim ve Tasarruf Finansman Şirketleri’nin 2024 yılı ikinci çeyreği itibarıyla 6 aylık konsolide verilerini açıkladı.

FKB’nin temsil ettiği beş sektörün 2024 yılı 6 aylık konsolide verilerine göre;

  • İşlem hacmi 830,5 milyar TL,
  • Aktif toplamı 786,7 milyar TL,
  • Özkaynak büyüklüğü 147 milyar TL,
  • Müşteri sayısı ise 6,2 milyon olarak gerçekleşti.

Finansal Kurumlar Birliği’nin temsil ettiği sektörlere yönelik değerlendirmelerde bulunan Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Ali Emre Ballı; “Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman, Varlık Yönetim ve Tasarruf Finansman şirketlerimiz, yılın ilk 6 ayında yakaladıkları büyüme oranlarıyla Türkiye ekonomisine katkı sunmaya devam etti. Bundan 11 yıl önce yola çıkan Birliğimiz; finansal sistemin sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi için, bünyemizde yer alan 5 sektördeki, 124 şirket ve 13 bin 634 çalışan ile finansmana erişimi kolaylaştırmak için kamu otoritesinden sektörümüzün önünü açacak bir kısım yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini bekliyoruz. Bu doğrultuda resmi mercilerden aldığımız güç ile sektörümüzün finans ekosistemi içindeki payının gelişmiş ekonomilerdeki seviyelere çıkarılması, önümüzdeki süreçte en büyük hedefimiz olacaktır” diye konuştu.

İlk 6 aylık verilerde özkaynaklardaki artışlar öne çıkıyor…

Ali Emre Ballı, FKB’nin temsil ettiği sektörlerin 2024 yılının ilk altı aylık finansal performanslarına ilişkin şu bilgileri paylaştı; “Öncelikle 2024 yılının 6 aylık verileri ışığında, FKB bünyesindeki sektörlerin mali verilerinde ilk üç ayda olduğu gibi artışlar görüldüğüne dikkat çekmek isterim. Bankacılık dışı finans sektörü şirketlerinin, geçen yılın aynı dönemine göre; işlem hacminin yüzde 77, aktif büyüklüğünün yüzde 54,6, özkaynaklarının ise yüzde 92,2 büyüdüğünü görmekteyiz. Özellikle Tasarruf Finansman sektörümüz Haziran 2024 tarihi ile geçen yılın aynı dönemi kıyaslandığında özkaynaklarında, işlem hacminde ve aktif büyüklüğünde kayda değer artışlar yaşadı. Sektörün özkaynakları yüzde 354,5 yükseliş ile 17,4 milyar TL’ye, işlem hacmi yüzde 301,1 büyüme ile 111,9 milyar TL’ye, aktif büyüklüğü ise yüzde 207,7 artış ile 47,9 milyar TL’ye yükseldi. Faktoring sektörümüzün de özkaynaklarındaki yüzde 99,6’lık artış göze çarptı. Sektörün özkaynakları bu yükselişle Haziran 2024’te 45,5 milyar TL’ye ulaştı. İşlem hacmi ise yine aynı dönem kıyaslandığında yüzde 64,2’lik artışla, 522 milyar TL’yi buldu. Finansman sektörümüz de; geçen yılın aynı dönemine göre işlem hacminde yüzde 69,9’luk artış kaydetti. Sektör bu yükselişle işlem hacmini, 122,5 milyar TL’ye çıkardı. Sektörün alacakları yüzde 75,9 oranında artarak 138 milyar TL’ ye ulaştı. Finansman sektörünün aktif büyüklüğü ise yüzde 67,8 yükselerek, 164 milyar TL’yi aştı. Finansal Kiralama sektörümüz de yine diğer sektörlerimiz gibi özkaynaklarındaki artış ile dikkat çekti. Sektörün özkaynakları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 73,3 oranında artarak yaklaşık 51 milyar TL oldu. Diğer yandan; Varlık Yönetim şirketlerimizin aktif büyüklüğü yüzde 114,6 yükseliş ile 24 milyar TL’yi aştı. Sektörün özkaynakları ise yüzde 76,9 artarak, 11,4 milyar TL olarak kaydedildi.”

SGK’ya Bildirilen Çıkış Kodu, Feshin Hangi Nedenle Yapıldığının İspatı İçin Yeterli midir?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Sgk’ya Bildirilen çıkış Kodu, Feshin Hangi Nedenle Yapıldığının İspatı İçin Yeterli Midir

SGK’ya Bildirilen Çıkış Kodu, Feshin Hangi Nedenle Yapıldığının İspatı İçin Yeterli midir?

Lütfi İNCİROĞLUSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Sgk’ya Bildirilen çıkış Kodu, Feshin Hangi Nedenle Yapıldığının İspatı İçin Yeterli Midir

Fesih, iş sözleşmesini derhal ya da belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, karşı tarafa yöneltilmesi gerekli tek yanlı irade açıklamasıdır. Fesih hakkı sözleşmenin her iki tarafına da tanınmıştır ve diğer tarafın kabulüne gerek olmayan bir irade beyanıdır. Fesih beyanı karşı tarafa ulaştığı anda hüküm ve sonuçlarını doğurur[1]. Fesih, diğer tarafın kabulüne gerek olmayan bir irade beyanı olduğuna göre, iş sözleşmesinin fesih nedeninin belirlenmesinde fesih iradesine bakılır.

İşverence iş sözleşmesinin feshinde, işten ayrılma bildirgelerinde işten ayrılma gerekçesini gösteren çıkış kodu ile bildirim yapılmaktadır. Esasında işçinin işten çıkışının çıkış koduyla bildirilmesinin fesih nedeninin belirlenmesi açısından çok bir önemi yoktur. Çünkü iş sözleşmesinin fesih nedeninin belirlenmesinde fesih iradesine bakılması gerekir. Yargıtay’ın aşağıda sunulan kararlarında da görüleceği üzere Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilen işten ayrılma bildirgelerindeki “işten ayrılma gerekçesini gösteren kod numaralarının” uygulamada her zaman gerçek fesih sebebini göstermediği ve sadece bu belgeye dayalı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesinin isabetsiz olacağı belirtilmektedir.

Nitekim, işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen çıkış kodu aslında feshin kim tarafından ve hangi nedenle yapıldığını belirten bir uygulamadır. Çıkış kodları hem işveren hem de işçi için önemli sonuçları olan bir işlemdir. İşçinin kıdeme bağlı hakları, fesih sonrası takip edeceği yol ve işsizlik ödeneği alıp alamayacağı gibi hususlar doğrudan çıkış koduyla il­gilidir. Gerçekten, işveren tarafından haklı fesih nedeni olmaksızın fesih yo­luna gidildiği iddiası aynı yöndeki çıkış kodu ile desteklendiğinde işçi açısın­dan ispata yeterli görülebilir.

Yargıtay’a göre, “Dosyada davacının 29.07.2012-13.08.2012 tarihleri arasında izin kullanmak istediğine dair imzalı talep dilekçesi ve 14-15 ve 16 Ağustos 2012 tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak devamsızlık yaptığına dair dört işçi tarafından imzalanmış olan devamsızlık tutanakları bulunmaktadır. Davacının çıkışı 17.08.2012 tarihinde “03-istifa” kodu ile Kuruma bildirilmiştir. Tutanak mümzileri tanık olarak dinlenmişler ve davacının izin dönüşü işe gelmediğini beyan ederek tutanak içeriklerini doğrulamışlardır. Davacı tanıklarının fesih konusundaki beyanları çelişkili olup, biri davacının işveren tarafından hakarete uğradığı için diğeri ise çalışma saatleri çok uzun olduğu için işten ayrıldığını beyan etmiştir. Dava dilekçesinde iş sözleşmesinin işverence feshedildiği belirtilmiş olup, mahkemece fesih gerekçesinin değiştirilmesi ve iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabulü isabetli olmamıştır. 4857 sayılı Kanun’un 25/2. bendi gereğince yapılan haklı fesihte yazılı fesih bildiriminde bulunulmasına ve işçinin savunmasının alınmasına da gerek yoktur. Davacı tarafça devamsızlıktan önce başka bir sebeple iş sözleşmesinin işverence feshedildiği iddia ve ispat edilmediğine göre; davacının iş sözleşmesinin 14-15 ve 16 Ağustos 2012 tarihlerindeki devamsızlığı sebebi ile haklı olarak feshedildiğinin kabulü dosya içeriğine ve delillere daha uygun düşecektir. Çıkışının istifa koduyla bildirilmesinin de bir önemi yoktur. Belirtilen sebeplerle, davacının kıdem tazminatı talebinin de reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”[2]

Yargıtay’ın başka bir kararında ise, “Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen işten ayrılma bildirgelerindeki “işten ayrılma gerekçesini gösteren kod numaralarının” uygulamada her zaman gerçek fesih sebebini göstermediğini ve sadece bu belgeye dayalı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesinin isabetsiz olacağını” ifade etmiştir[3]

Ancak Yargıtay, “Davacı, iş akdinin işverence haksız feshedil­diğini ileri sürmüş, Mahkemece işçinin kıdemi ve Sosyal Güvenlik Kurumu kaydındaki fesih kodu 4 (işverenin haklı sebep bildirmeden belirsiz süreli iş akdini feshi) nedenleriyle kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne karar ve­rilmiştir. Ancak davacının feshi gören tanığı … ile davalı tanıklarının davacı­nın işten kendisinin çıktığını beyan ettikleri, tanıkların işveren feshi iddiasını teyit etmedikleri anlaşılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu kaydındaki fesih kodu tek başına bağlayıcı olmadığı gibi tanık beyanları karşısında işçinin 3 yılı aşkın kıdemine değer vermeye de olanak bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davasını işveren feshine dayandıran işçinin iş akdini kendisinin feshettiği anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine kabulünün hatalı bulmuştur”[4].

Yargıtay verdiği bu kararda, davacı tanığının işçinin kendisinin ayrıl­dığı yönündeki beyanı karşısında salt çıkış kodunun belirleyici olmadığını kabul etmiştir. Dolaysıyla, işveren tarafından SGK’ya bildirilen çıkış kodu, feshin kim tarafından ve hangi nedenle yapıldığının ispatı için yalnız başına yeterli değildir, yan delillerle desteklenmesi gerekir.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Sgk’ya Bildirilen çıkış Kodu, Feshin Hangi Nedenle Yapıldığının İspatı İçin Yeterli MidirSonuç olarak, fesih, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İş sözleşmesinin fesih nedeninin belirlenmesinde fesih iradesine bakılması gerekir. Bu konuda işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen çıkış kodu her zaman belirleyici olamaz. Çünkü, Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen işten ayrılma bildirgelerindeki “işten ayrılma gerekçesini gösteren kod numaraları” uygulamada her zaman gerçek fesih sebebini göstermeyebilir. Dolaysıyla, işveren tarafından SGK’ya bildirilen çıkış kodu, feshin kim tarafından ve hangi nedenle yapıldığının ispatı için yalnız başına yeterli değildir. Mutlaka bu durumun yan delillerle desteklenmesi gerekir.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, s.531.

[2] Yarg.22.HD.10.5.2016 T., E.2016/11228, K.2016/14121 Legalbank.

[3] Yarg.22.HD.25.9.2014 T., E.2014/19756, K.2014/25663 Legalbank.

[4] Y9.HD.22.10.2020 T., E.2017/17019, K.2020/13063;ÇİL, Şahin, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, s.868.

Almanya ve Fransa Yolculuğu: Türk Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri Sektörü

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Almanya Ve Fransa Yolculuğu Türk Mobilya, Kağıt Ve Orman ürünleri Sektörü

FachPack ve All4Pack Fuarlarında Türkiye Rüzgârı Esecek

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Almanya Ve Fransa Yolculuğu Türk Mobilya, Kağıt Ve Orman ürünleri SektörüBünyesindeki sektörlerin hâkim olduğu ihracat pazarlarını genişletmeye ve mevcut ihracat rakamlarını artırmaya yönelik çalışmalarını sürdüren İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, Almanya/ Nürnberg’de düzenlenecek FachPack ile Fransa/ Paris’te gerçekleşecek All4Pack fuarlarında yerini alacak. Ticaret Bakanlığı’nın desteği ile düzenlenen fuarlarda mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörünün yenilikçi ve özgün yapısı ile kalitesini dünya vitrinine çıkaracak.

Mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörünün dünya ticaretinde daha çok söz sahibi olması için çalışmalarını hızlandıran İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, Almanya ve Fransa’da düzenlenecek fuarlarda yerini almaya hazırlanıyor.  Bu kapsamda 24-26 Eylül 2024 tarihleri arasında Avrupa’nın önde gelen ambalaj ticaret fuarlarından biri olarak her yıl Almanya’nın Nürnberg şehrinde düzenlenen FachPack ile 4-7 Kasım 2024 tarihleri arasında ambalaj, proses, baskı ve lojistik sektörlerini Fransa’nın Paris şehrinde bir araya getirecek All4Pack’e milli katılım gerçekleştirecek. Ticaret Bakanlığı ve İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği koordinasyonunda gerçekleşecek organizasyonla, her iki fuarda da geçtiğimiz yıl 2,77 milyar dolar ihracat gerçekleştiren kağıt ve karton ürünleri sektörünün yenilikçi ve özgün yapısı da ortaya konacak. Yaklaşan fuarlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Alican Duran, “Dünya fuarlarında yer almayı, en yeni teknoloji ve trendleri yerinde görmek ve deneyimlemek açısından bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca sektör temsilcilerimizle birlikte bu fırsatları olabildiğince verimli değerlendirerek, üretim gücümüzü dünyaya gösterip mevcut pazarlarımızda payımızı artırmak istiyoruz” dedi.

 İhracat Rakamlarını Artırma Hedefi

Ticaret Bakanlığı’nın belirlediği ihracat stratejileri odağında çalışmalarını yürüten İstanbul Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, uluslararası fuarlara milli katılım gerçekleştirerek mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörünün kalitede ulaştığı son noktaya projeksiyon tutacak. Söz konusu fuarlar aracılığıyla yakalanan istikrarlı ihracat rakamlarının daha da yukarıya çekilmesi amaçlanıyor. Bu doğrultuda fuarlara gösterilecek yoğun katılımla Türkiye’nin iki ülke pazarından da aldığı payın artırılması planlanıyor. 24-26 Eylül 2024 tarihleri arasında Almanya-Nürnberg’te gerçekleşecek olan ve ambalaj endüstrisinin geniş yelpazede ürün ve hizmetlerini sergilemesine olanak tanıyan, sektör profesyonellerini bir araya getirerek önemli bir ticaret hacmi oluşturan FachPack Fuarı’nda Türkiye milli katılım organizasyonu çerçevesinde 573 m2 alanda 24 firması ile yer alacak. 4-7 Kasım 2024 tarihleri arasında ambalaj ve lojistik sektöründeki yenilikleri, trendleri ve teknolojik gelişmeleri sergilemek için önemli bir platform sunan All4Pack Fuarı’nda ise Türkiye’yi, 944 m2 alanda 39 firma ile temsil edecek.

Kâğıt ve Karton Ürünleri Sektöründen İhracat Hamlesi

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Almanya Ve Fransa Yolculuğu Türk Mobilya, Kağıt Ve Orman ürünleri SektörüFuarların sektörün ihracat rakamlarının daha da yukarılara taşınması açısından bir çekiç güç oluşturduğuna değinen Duran, “Kâğıt ve karton ürünleri sektörümüz geçtiğimiz yılı 2,77 milyar dolarlık bir ihracat ile kapattı. Bu yılın ilk 7 ayında ise 1,67 milyar doları aşan ihracatımız bulunuyor. Şu an geçen yıla oranla ihracatımızı yüzde 2,98 artırmış görünüyoruz Hedefimiz yıl sonuna kadar bu ivmeyi sürdürerek ülkemiz ekonomisine hatırı sayılır bir katkı sunmak Bunun için yılın kalan döneminde gerçekleşecek fuarlara yoğun katılımlar göstererek yenilikçi ürün ve çözümlerimizi sergileyip ihracat rakamlarımızı artıracak hamleler gerçekleştirmek istiyoruz” dedi.

Doğuş Otomotiv Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartı Uyumlu İlk Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Doğuş Otomotiv Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartı Uyumlu İlk Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Doğuş Otomotiv Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartı Uyumlu İlk Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı15 yıldır aralıksız sürdürülebilirlik raporu yayınlayan Doğuş Otomotiv, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nda pek çok ilke imza attı. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standardı da dahil olmak üzere uluslararası pek çok sürdürülebilirlik standardını baz alarak kapsamlı bir performans açıklayan şirket, raporun temasını da “Sürdürülebilir Bir Geleceği Birlikte Şekillendirmek” olarak belirledi.  

Sürdürülebilirlik yönetimine geçiş yaptığı günden bugüne, sadece kendi sektöründe değil, tüm sektörlerde örnek bir yönetim modeliyle kurumsal stratejinin sürdürülebilirlik stratejisine nasıl entegre edilebileceğini de gösteren Doğuş Otomotiv, raporda geçen yıla oranla karbon ayak izinde yüzde 6,94, lojistik operasyonlar kaynaklı emisyonlarda yüzde 12,5, elektrik tüketimi kaynaklı emisyonlarda ise yüzde 28,5 azalma sağladığını açıkladı.

Enerji Verimliliği ve Emisyon Azaltımı

Dekarbonizasyon stratejisini de ilk kez açıklayan Doğuş Otomotiv, güneş enerjisi santrali yatırımıyla elektrik tüketiminden kaynaklanan emisyonlarını baz yıla göre yüzde 28,5 düşürdü ve elektrik ihtiyacının yüzde 67’sini yenilenebilir kaynaklardan karşıladı. Yenilenebilir enerji üretimini ise 4.191,9 MW’a çıkardı.

Kadın İstihdamında Artış ve Eğitim Yatırımları

Kadın çalışan oranını yüzde 34,65’e, kadın yönetici oranını ise yüzde 33,57’ye yükselten Doğuş Otomotiv, çalışan önerilerini hayata geçirerek 104 Milyon TL tasarruf sağladı. Çalışan başına eğitim saatini 40,09’a çıkaran şirket, toplam gönüllülük saatini 1.255’e ulaştırdı. Eğitim harcamaları çalışan başına 9.903 TL’ye yükselirken, Yeşil CapEx yatırımları 87.812.504 TL, altyapı ve diğer yatırım harcamaları ise 200 Milyon TL’ye ulaştı.

Dijital Dönüşüm ve Enerji Verimliliği

2023 yılında tamamlanan 100 dijital proje ile dijitalleşme yolunda önemli adımlar atan Doğuş Otomotiv, bayi ağının yüzde 19,51’inin yenilenebilir enerjiye geçiş yapmasını sağladı. Enerji verimliliği oranını yüzde 38,86’dan yüzde 68,70’e çıkararak bu alanda da büyük bir ilerleme kaydetti.

Doğuş Otomotiv Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartı Uyumlu İlk Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Doğuş Otomotiv Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartı Uyumlu İlk Sürdürülebilirlik Raporunu YayınladıRaporu aşağıdaki linktenindirebilirsiniz: https://www.dogusotomotiv.com.tr/newdogusotomotiv_files/2024814165018850_Dogus-Otomotiv_ESR_2023-TR.pdf

 

Yatay Eğitim Kataloğu

Şirketiniz ihtiyacı olan;
– Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi (2 gün) veya
– Yeşil Satınalma ve Kaynak Yönetimi Eğitimi (1 Gün) için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a talebinizi iletebilirsiniz.