Instagram’ın Yokluğunda Google ve Youtube Reklamları Öne Çıktı

Dijital Pazarlama çözümleri Haber Instagram’ın Yokluğunda Google Ve Youtube Reklamları öne çıktı

Dijital Pazarlama çözümleri Haber Instagram’ın Yokluğunda Google Ve Youtube Reklamları öne çıktıPopüler sosyal medya platformu Instagram’a erişim kısıtlanınca sosyal medya kullanıcıları, dijital içerik üreticileri ve markalar da soluğu Google reklamlarında ve diğer sosyal medya platformlarında aldı. Sosyal medya kullanıcıları, instagram açıldı mı ve ne zaman açılacak diye merak etmeye devam ediyor.

Bu süreçte çok kanallı pazarlama stratejilerinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, tek bir mecraya ve kitleye odaklanmak yerine pazarlama stratejilerinde birçok dijital mecrayı dahil etmenin önemine değindi. Instagram’ın yokluğunda markaların daha çok Google reklamlarına ağırlık verdiğini ekleyen Kaplan, aynı zamanda X, Youtube ve Tiktok’un da kullanım oranlarının arttığını söyledi.

Dijital içerik üreticilerinin anbean paylaşımlar yaptığı, markaların ürün ve hizmetlerini çeşitli içeriklerle tanıttığı ve trendleri ve gelişmeleri takip eden kullanıcıların vazgeçilmezi olan Instagram, erişime kapandığında alternatif mecralar arayışına girildi.

“Instagram Kısıtlaması Çok Kanallı Pazarlamanın Gerekliliğini Gösterdi”

Instagram’ın kapanmasıyla reklam bütçelerinin yeniden şekillendiğini söyleyen Yasin Kaplan, “Bu süreçte, tek yönlü dijital pazarlama stratejilerinin markalara ne denli zarar verebileceğini gözlemledik. Markalar, yalnızca tek bir kanal veya yöntemle sınırlı kaldığında, platformda erişim sıkıntısı yaşandığında veya bir yavaşlama olduğunda hedef kitleyle etkili ve verimli bir iletişim kurmakta zorluk yaşayabiliyor. Burada markaların ve dijital içerik üreticilerinin B ve C planı olması gerektiğini söylüyorduk, bu süreçte de deneyimlemiş olduk. Aynı zamanda uzun vadeli stratejilerden olan arama motoru optimizasyonuna daha fazla önem verilmesi gerektiği ortaya çıktı” dedi.

Instagram’ın Türkiye’de aylık 51 milyon ziyaretçisi olduğunu ve dijital reklam pastasından aldığı payın yüzde 33 seviyelerinde olduğunu belirten Kaplan, “En çok reklam veren sektörler arasında e-ticaret, kişisel bakım ürünleri ve turizm öne çıkıyor. Özellikle yaz sezonu olduğu için turizm sektörünün bu durumdan daha çok etkilenir oldu. Erişimin kısıtlanmasıyla birlikte, özellikle X platformunda yoğun bir hareketlilik yaşandı. Birçok marka önceki stratejilerine devam ederken, bazıları sıfırdan içerik üreterek platforma katıldı. Bu dönemde, e-ticaret sektörünün dönüşü yüksek olan Google ve TikTok reklamlarına yönelmesi büyük önem taşıyor. Turizm sektöründe ise display ve video reklamcılık ön planda bulunuyor. Geçmiş yıllarda YouTube’un da belirli bir süre kapandığı ve reklam verenlerin farklı stratejiler izlediği hatırlanmalıdır. Bu tür durumlar zaman zaman yaşanabilir ve bu tür durumlara karşı hazırlıklı olunmalıdır. Dijital reklam stratejilerinde yaşanabilecek değişimlere hızlı bir şekilde adapte olabilmek, markaların rekabetçi kalmalarını ve hedef kitlelerine etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlayacaktır. Eğitimler ve sürekli trend takibi, bu süreçte markalara yardımcı olabilir ve dijital pazarlama stratejilerini optimize etmelerine olanak tanır” açıklamasında bulundu.

NETAŞ ve ZTE Ekibinden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a Ziyaret

Satınalma Eğitimleri Haber Netaş Ve Zte Ekibinden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a Ziyaret

Satınalma Eğitimleri Haber Netaş Ve Zte Ekibinden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a ZiyaretNetaş ve ZTE üst yönetimi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ziyaret etti. Netaş Yönetim Kurulu Başkanı ve ZTE Corporation Avrupa ve Amerika Bölge Başkanı Aiguang Peng ve Netaş CEO’su Sinan Dumlu’nun da katıldığı ziyarette ZTE ve Netaş’ın Türkiye’deki bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki yatırımları ve gelecek planları görüşüldü.

Netaş ve ZTE’nin üst yönetim heyeti, ZTE ve Netaş’ın Türkiye’deki bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki yatırımları ve geleceğe yönelik planlarını görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ziyaret etti. Ziyarete, Netaş Yönetim Kurulu Başkanı ve ZTE Corporation Avrupa ve Amerika Bölge Başkanı Aiguang Peng, Netaş CEO’su Sinan Dumlu, ZTE Türkiye Genel Müdürü Yong Jie ve Netaş Yönetim Kurulu Üyesi Mei Bowen katıldı. Görüşmede, Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojilerindeki durumu, gelişim potansiyeli ve bu alandaki yenilikçi projeler hakkında karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin teknoloji ve iletişim altyapısının güçlendirilmesi adına yapılan çalışmaları yakından takip ettiklerini belirterek, Netaş ve ZTE’nin bu alandaki katkılarından ötürü memnuniyetini dile getirdi. Yılmaz, Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde uluslararası iş birliklerinin önemine vurgu yaparak, bu tür ziyaretlerin ve görüşmelerin teknoloji sektörüne olumlu yansımaları olacağını ifade etti.

Netaş Yönetim Kurulu Başkanı ve ZTE Corporation Avrupa ve Amerika Bölge Başkanı Aiguang Peng, Türkiye’nin stratejik konumunun önemine dikkat çekerek yerli sunucu başta olmak üzere Türkiye’de 2021 yılında başlayan yerlileştirme yatırımlarından bahsetti. Bugüne kadar telekom operatörleri, kamu ve özel sektörde binlerce Netaş bulut sunucunun kullanılmaya başlandığını ifade eden Peng, Netaş’ın yakın zamanda yeni bir üretim bandını devreye alarak yerel sunucu üretim kapasitesini artırmayı planladığını ve bir Türk markası olan Netaş Bulut Sunucusu’nu küresel bir marka haline getirmeyi planladıklarını anlattı.

Satınalma Eğitimleri Haber Netaş Ve Zte Ekibinden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a ZiyaretNetaş CEO’su Sinan Dumlu ise Türkiye’nin dijitalleşme sürecine katkıda bulunmak amacıyla Netaş’ın ulusal ve uluslararası tecrübesini birleştirerek önemli projelere imza attıklarını söyledi. Dumlu, bu iş birliklerinin Türkiye’nin teknoloji alanındaki gücünü artıracağını ve global arenada daha güçlü bir konum elde etmesine yardımcı olacağını ifade etti.

Hisse Senetleri

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Hisse Senetleri

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Hisse SenetleriVefa TOROSLU (Serbest Muhasebeci Mali Müşavir)

Bağımsız Denetçi (vefa.toroslu@gmail.com)

  1. Giriş

Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3/1-ş maddesine göre sermaye piyasası araçları, menkul kıymetler ve türev araçlar ile yatırım sözleşmeleri de dâhil olmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu tarafından bu kapsamda olduğu belirlenen diğer sermaye piyasası araçlarını ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3/1-o maddesine göre menkul kıymetler; para, çek, poliçe ve bono hariç olmak üzere paylar, pay benzeri diğer kıymetler ile söz konusu paylara ilişkin depo sertifikalarını ifade etmektedir.

Sermaye piyasası araçları temelde sahipliğe ilişkin kağıtlar ve borçluluğa ilişkin kağıtlar olarak sınıflanabilir. Sahipliğe ilişkin kağıtlar, hisse senedi adıyla bir anonim şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket veya iktisadi devlet teşekkülleri gibi özel kanunla kurulmuş kuruluşlar tarafından çıkarılan ve belirli şirket sermayesine katılma payını temsil eden, yasal şekil ve şartlara uygun değerli kağıtlardır. Borçluluğa ilişkin kağıtlar ise, Hazine’nin yanı sıra yerel yönetimler ile iktisadi devlet teşekkülleri ve şirketlerin ihraç ettiği borçlanma senetleridir.

Literatürde “hisse senedi” veya “pay senedi” olarak bilinen menkul kıymetler 2012 yılında çıkartılan 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda “pay” olarak adlandırılmıştır. Pay, anonim şirket sermayesinin belirli sayıda eşit değerlere bölünmüş parçalarını temsil eden kıymetli evrak niteliğini taşıyan menkul değerlerdir.

  1. Hisse Senedinin Tanımı

Hisse senedi, anonim şirketler tarafından çıkarılan ve belirli or­taklık sermayesine katılma payını temsil eden yasal şekil şartlarına uygun ol­arak düzenlenmiş kıymetli evraktır. Hisse senetleri, sermayesi paylara bölünmüş ve karşılığında kıymetli evrak niteliğinde hisse senedi çıkarabilen anonim şirket veya sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin kanuni şekillere uygun olarak düzenledikleri belgeler olup, sermayesinin belirli bir oranını temsil eden sahiplerine o oran­da ortaklık hakkı sağlayan senetlerdir.

Bir başka açıdan hisse senetleri; hisse senedini satın alan ile hisse senedini ihraç eden kuruluş arasında ortaklık bağı oluşturan ve satın alana şirketin kârından pay alma, ihraç edene de şirketin tasfiyesi anına kadar fonları kullanma hakkı tanıyan bir finansal varlıktır. Hisse senetleri literatürde esham, aksiyon, pay senedi veya sadece hisse olarak ta isimlendirilmektedir.

Hisse senedi çıkarabilecek kuruluşlar dört tanedir. Bu kuruluşlar şunlardır: Anonim şirketler, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler, özel kanunlarla kurulmuş bulunan kuruluşlar ve Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı.

Hisse senetleri, geniş halk kitlelerinin küçük tasarruflarını büyük şirketlerin bünyesinde bir araya toplayarak hızlı kalkınma için gerekli sermaye birikiminin oluşmasına katkı sağlarlar. Hisse senetleri, üretim araçlarının, iktisadi işletmelerin mülkiyetinin geniş halk topluluklarına dağılmasını sağlar. Bu sayede ekonomik refah tabana yayılır ve daha adil bir gelir dağılımı oluşumuna katkı sağlanmış olur. Ayrıca hisse senetlerinin aracıyı ortadan kaldıran finansman aracı olma özelliği vardır. Yatırım ve işletme sermayesi olarak büyük miktarda fonlara ihtiyaç duyan şirketler, bu ihtiyaçlarını doğrudan hisse senetlerini ihraç ederek temin edebilirler.

  1. Hisse Senedinin Genel Özellikleri

Hisse senetlerinin çeşitli hukuki ve iktisadi özellikleri bulunmaktadır. Bu genel özellikler aşağıda belirtilmiştir.

  • Hisse senetleri toplumun iktisadi refahını geniş bir alana yayarak toplumda daha dengeli bir gelir dağılımı yaratılmasına katkı sağlar.
  • Halkın gerçekleştirdiği tasarruflara ek gelir sağlayarak, tasarruf sahibinin hem yatırımını hem de gelirinin enflasyona karşı korunmasına katkı sağlar.
  • Ekonomik kararlarda halkın söz sahibi olmasına olanak sağlayarak demokrasinin iktisadi boyutunu tamamlar.
  • Hisse senedine sahip olan kişiler her türlü ortaklık hakkından yararlanabilirler.
  • Hisse senetleri modern ticari hayatta nakit hareketlerinin gerçekleşmesine gerek kalmadan iktisadi değer ve hakların kolay bir şekilde el değiştirmesine ve transferine olanak sağlar.
  • Şirketlerin ihtiyaç duyduğu sermaye özkaynak olarak daha ucuza temin edilerek ekonomide sermaye akışına katkı sağlar.
  • Hisse senetleri şirketlerin kredi kurumlarını aradan çıkartarak daha düşük maliyetle doğrudan finansman sağlamasına imkân tanır.
  • Geniş halk kitlelerinin küçük tasarruflarını büyük şirketler için bir araya getirerek sermaye birikiminin oluşmasına katkı sağlar.
  1. Hisse Senedi Sahiplerinin Hakları

Hisse senetleri şirket sermayesinin belirli bir kısmını temsil eder ve sahibinin her türlü ortaklık haklarından yararlanmasına olanak sağlar. Hisse senetlerinin sahibine sağladığı haklar aşağıda belirtilmiştir.

4.1. Şirket Kârından Pay Alma Hakkı

Hisse senedi sahipleri şirketin yıllık net kârından pay alma hakkına sahiptir. Şirket genel kurulunda kâr dağıtım kararı alınması durumunda hisse senedi sahiplerine kâr payı (temettü) ödemesi yapılır. Şirket kârından pay alma hakkı, hisse senedi sahibinin en önemli mali haklarından biridir. Türk Ticaret Kanunu’na göre her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkına sahiptir (TTK, md. 507). Kâr payı, hisse senedi sahibinin, kazanılmış haklarından olmakla birlikte çeşitli durumlara sınırlandırılabilir. Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez (TTK, md. 523).

4.2. Şirket Yönetimine Katılma Hakkı

Hisse senedi sahipleri, şirket genel kuruluna katılarak yönetim kurulunu seçme ve bu kurula seçilme hakkına sahiptir. Şirket genel kurulu, şirketin ana organı olarak hemen her konuda söz sahibi olabilir. Ancak, yönetim hakkı çoğu kez genel kurulun adi çoğunluğu ile sağlandığından şirket sermayesinin %51’ini elinde bulunduranlar yönetimde belirleyici olmaktadırlar. Bununla birlikte, gerek ana sözleşmeye konulacak özel hükümlerle, gerekse bazı hallerde yasal müdahalelerle azınlık paylarının yönetime müdahale edebilmeleri sağlanabilmektedir (TTK, md. 411-412).

4.3. Oy Kullanma Hakkı

Oy kullanma hakkı hisse senedi sahiplerinin kazanılmış hakkı olup, her hisse senedi sahibinin en az bir oy hakkı bulunmaktadır. Pay sahibi sadece bir paya sahip olsa bile en az bir oy hakkına sahiptir. Ancak, birden fazla paya sahip olanlara tanınacak oy sayısı esas sözleşme ile sınırlandırılabilir (TTK, md. 434).

Oyda imtiyaz sağlanması suretiyle bir payın oy hakkı artırılabilir. Oyda imtiyaz, eşit itibari değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı vererek tanınabilir. Ancak bir paya en çok 15 oy hakkı tanınabilir. Bu sınırlama, kurumlaşmanın gerektirdiği veya haklı bir sebebin ispatlandığı durumlarda uygulanmaz. Bu iki halde, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin, kurumlaşma projesini veya haklı sebebi inceleyip, bunlara bağlı olarak, sınırlamadan istisna edilme kararını vermesi gerekir. Ancak, esas sözleşme değişikliği ile ibra ve sorumluluk davası açılmasına yönelik kararlarda oyda imtiyaz kullanılmaz (TTK, md. 479).

4.4. Yeni Pay Alma Hakkı (Rüçhan Hakkı)

Hisse senedi sahiplerinin şirketin bedelli sermaye artırımına öncelikli katılma hakkı bulunmaktadır. Buna göre rüçhan hakkı, her pay sahibinin sahip olduğu, şirketin yeni çıkardığı payları, mevcut paylarının sermayeye oranına göre alma hakkıdır (TTK, md. 461). Rüçhan hakkı kullanım süresi en az 15, en çok 60 gündür. Rüçhan hakkı kuponları, Borsa İstanbul Rüçhan Hakkı Kupon Pazarı’nda alınıp satılabilmektedir.

4.5. Tasfiye Bakiyesinden Pay Alma Hakkı

Hisse senedi sahipleri, şirketin tasfiye edilmesi durumunda, tasfiye sonucunda bir bakiye kalması halinde, söz konusu bakiyeye payları oranında iştirak etme hakkına sahiptirler. Şirketin sona ermesi hâlinde her pay sahibi, esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin, başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılır (TTK, md. 507). Tasfiye artığı olumsuz ise, ödenmeyen pay tutarı ile sınırlı olarak bir borç doğar. Şayet pay bedeli tamamen ödenmiş ise böyle bir borç söz konusu olmaz.

4.6. Şirketin Faaliyetleri Hakkında Bilgi Edinme Hakkı

Hisse senedi sahiplerinin şirketle ilgili bilgilere ulaşabilmesi esastır. Hisse senedi sahibinin bilgi alma hakkı, esas sözleşme veya şirket kararı ile engellenemez veya sınırlandırılamaz. Halka açık şirketler, şirketin durumuyla ilgili önem arz eden her türlü bilgiyi/haberi en hızlı şekilde kamuya açıklamakla yükümlüdür. Halka açık şirketler ayrıca bağımsız denetimden geçmiş finansal tablolarını da üçer aylık dönemler itibariyle kamuya açıklamak zorundadırlar.

  1. Hisse Senedinin Getirileri

Hisse senetleri sahipleri temel olarak kâr payı (temettü) geliri, sermaye kazancı geliri ve rüçhan hakkı geliri olmak üzere üç tür gelir elde ederler.

5.1. Kâr Payı (Temettü) Geliri

Kâr payı geliri, şirketlerin yılsonunda elde ettikleri kârın dağıtılmasından elde edilen gelirdir. Hisse senetleri borsada işlem gören şirketler kâr dağıtıp, dağıtmamak konusunda serbesttir. Hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerin kârını nakden veya kâr payının sermayeye ilavesi suretiyle hisse senedi ihraç ederek dağıtabilir. Hisse senetleri borsada işlem görmeyen halka açık şirketler ise dağıtılabilir kârın yarısından az olmamak üzere belirlenecek birinci temettüyü nakden dağıtmak zorundadır.

5.2. Sermaye Kazancı Geliri

Sermaye kazancı, zaman içinde hisse senedinin değerinde meydana gelen artıştan elde edilen gelirdir. Sermaye piyasalarının gelişmiş olduğu ülkelerde sermaye kazancı gelirleri kâr payı gelirleri ile dengeli bir gelişme göstermektedir. Buna karşılık, Türkiye gibi sermaye piyasalarının yeterince gelişmediği ülkelerde ise kâr payı gelirleri düşük seviyelerde kalmakta, hisse senedi yatırımlarında sermaye kazancı beklentisi ön planda olmaktadır.

5.3. Rüçhan Hakkı Geliri

Rüçhan hakkı, anonim şirketlerin bedelli sermaye artırımlarında mevcut ortakların öncelikle katılma hakkıdır. Sermaye artırımında mevcut ortaklar yeni sermayeden eldeki her bir hisseye karşılık artırılan oranda nominal bedelle veya nominal bedelin üzerinde belirlenmiş olan primli fiyattan yeni hisse senedi alma hakkına sahiptirler. Bazı hissedarların, sermaye artışına katılmayıp zarara uğramaları veya istemeyerek sermaye artışına katılma zorunda kalmalarına çözüm olarak, yeni pay alma kuponlarının hisse senedinden bağımsız olarak rüçhan hakkı kullanım süresinde satılabilmesinin önü açılmıştır. Ortaklar sermaye artırımına katılabilirler veya yeni pay alma kuponunu satabilirler. Bu kapsamda Borsa İstanbul’da “Rüçhan Hakkı Kupon Pazarı” bulunmaktadır. Rüçhan hakkı kupon pazarı, yeni pay alma hakkı kuponlarının hisse senedinden bağımsız olarak alınıp satılabildiği borsa pazarıdır. Bu pazarda hak sahibi olan yatırımcılar, bedelli sermaye artırımına öncelikli katılma haklarını satarlar. Rüçhan hakkını satın alan yatırımcı ya sermaye artırımına katılım tutarını yatırarak rüçhan hakkını kullanıp karşılığında pay alır ya da yeni pay alma hakkını tekrar satar.

  1. Hisse Senedinin Çeşitleri

6.1. Dolaşımları Açısından

Hisse senetleri devir işlemleri ve piyasada dolaşımları açısından “Nama Yazılı Hisse Senetleri” ve “Hamiline Yazılı Hisse Senetleri” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İşletme tarafından ihraç edilecek hisse senetlerinin nama mı hamiline mi yazılı olacağı ana sözleşmesinde belirtilmektedir. İhraç edilen hisse senetlerinin ne kadarının nama yazılı ne kadarının hamiline yazılı olacağı ve bunların hangi ortaklara tahsis edileceği ana sözleşmede belirtilmektedir.

6.1.1. Nama Yazılı Hisse Senetleri

Nama yazılı hisse senetleri, belirli bir kişi adına yazılı olan hisse senetleridir. Nama yazılı hisse senetlerinde, hisse senedi sahiplerinin isim bilgileri ve ikametgâh adresleri Ortaklar Pay Defterine kaydedilmektedir. Bu sayede ortakların belirlenmesi, takibi, kaydedilmesi veya hisse senedinin çalınması durumunda hak sahipliği ispat işlemleri kolayca yapılabilmektedir. Ancak, nama yazılı hisse senetlerinin halka açılmayı engelleme, gizliliği sağlayamama ve ortaklık hakkının devredilmesi gibi hususlarda bazı güçlükleri bulunmaktadır.

Nama yazılı hisse senetleri, Ortaklar Pay Defterine yazılı kişi namına düzenlenmekte olmasına rağmen, ciro veya devir yoluyla el değiştirebilmektedir. Ortaklar Pay Defterine yapılan kayıt işleminin de devirden sonra değiştirilerek hisse senedinin yeni ortak adına kaydedilmesi gerekmektedir.

6.1.2. Hamiline Yazılı Hisse Senetleri

Hamiline yazılı hisse senetleri, senedin sadece hamiline olduğu belirtilen hisse senetleridir. Hamiline yazılı hisse senetlerinde hisse senedi kimin elinde ise, senedin sahibi o kişi sayılmaktadır. Şirketlerin hamiline yazılı hisse senedi ihraç edebilmeleri için, hisse senedi bedelinin tamamen ödenmiş olması gerekmektedir. Hamiline yazılı hisse senetlerinde devir işlemi senedinin karşı tarafa teslim edilmesi ile gerçekleşmektedir. Hamiline yazılı hisse senetleri Ortaklar Pay Defterine kaydedilmemektedir.

6.2. Sahiplerine Sağladığı Çıkar Açısından

Sahiplerine sağladığı çıkar açısından hisse senetleri “Adi Hisse Senetleri” ve “İmtiyazlı Hisse Senetleri” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

6.2.1. Adi Hisse Senetleri

Adi hisse senetleri, sahibine özel bazı haklar ve üstünlükler tanıyan hisse senetleridir. Adi hisse senetleri, şirket ana sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa, sahiplerine eşit haklar sağlayan hisse senetleridir. Adi hisse senetleri, şirketin sahiplik belgesidir. Şirketin tüm finansal sorumlulukları bu hisse senedi üzerinde durmaktadır. Adi hisse senetlerinin en önemli özelliği, sahibi olan kişiye şirket yönetimine katılma hakkı vererek, oluşan kârdan ve tasfiyeden eşit pay alma hakkına sahip olmasıdır.

Hisse senetlerinin sahibine sağlayacağı gelirler tahvillerin aksine bir sınırlamaya tabi değildir. Şirket faaliyetlerini verimli bir şekilde sürdürerek kârlılığını artırdığı sürece hisse senedi sahiplerinin gelirleri de artmaktadır. Oysa, tahvil sahiplerinin gelirlerinin şirket faaliyetlerinin verimliliği ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Tahvil sahipleri, tahvilde belirtilen faiz oranı kadar gelir elde edebilirler.

6.2.2. İmtiyazlı Hisse Senetleri

İmtiyazlı hisse senetleri, sahibine kâr payı ve şirket varlıkları üzerinde bazı imtiyazlar sağlayan hisse senetleridir. İmtiyazlı hisse senetleri, hisse senedi sahibine kâra iştirak, tasfiye payına iştirak, rüçhan hakkı ve genel kurulda oy kullanma gibi konularda çeşitli ayrıcalıklar tanır. İmtiyazlı hisse senetlerinde yer alan haklar, kazanılmış hak sayılmamaktadır. Bu nedenle bazı şartlarda imtiyazların sınırlandırılması, niteliklerinin değiştirilmesi ve imtiyazların kaldırılması mümkün olmaktadır.

İmtiyazlı hisse senedi sahipleri, şirket varlıklarının likidite edilmesi veya geriye kalan değerlerin dağıtımında, adi hisse senedi sahiplerinden önce, tahvil sahiplerinden sonra, hak sahibi olurlar. Başka bir deyişle, şirkete sermaye sağlayan imtiyazlı hisse senetleri, uzun vadeli borçlar ile adi hisse senetleri arasında bir pozisyonda yer almaktadır.

İmtiyazlı hisse senetleri, sahibine sağladığı hakların niteliği bakımından aşağıda belirtildiği gibi sınıflandırılabilir.

a. Oy Hakkı Bakımından İmtiyazlı Hisse Senetleri: Sahiplerine şirketin yönetimi bakımından, genel kurul kararıyla diğer hissedarlardan daha fazla üstünlük sağlayan hisse senetleridir.

b. Tasfiye Bakımından İmtiyazlı Hisse Senetleri: Şirketin tasfiyesi halinde, gerçekleşen bakiye üzerinden pay alma hakkı konusunda adi hisse senedi sahiplerine kıyasla üstünlük sağlar.

c. Kâr Payı Dağıtımı Bakımından İmtiyazlı Hisse Senetleri: Kâr payı dağıtımında adi hisse senetlerinin sahip oldukları haklarının yanı sıra, özel menfaatlerde sağlamaktadır.

6.3. Sermayeyi Temsiliyeti Açısından

Sermayeyi temsil edip etmediklerine göre hisse senetleri, “Kurucu Hisse Senetleri” ve “İntifa Hisse Senetleri” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

6.3.1. Kurucu Hisse Senetleri

Kurucu hisse senetleri, kuruluş hizmetinin karşılığı olarak ana sözleşme hükümleri gereğince, şirket kârının bir kısmına iştirak hakkı temin etmek ve daima kurucuların adlarına yazılı bedelsiz hisse olarak ihraç edilen hisse senetleridir. Kurucu hisse senetleri, belli bir sermaye payını temsil etmediği gibi, şirket yönetimine katılma hakkı da vermemektedir. Kurucu hisse senetleri, emre ve hamiline yazılı olarak düzenlenebilir (TTK, md. 502).

6.3.2. İntifa Hisse Senetler

İntifa hisse senetleri, anonim şirketlerin kuruluşundan sonra şirketin genel kurulda alacağı kararlarla bazı kimselere, çeşitli hizmetleri ve alacakları karşılığı olarak şirketin kuruluşundan sonra verilen ve sermaye payını temsil etmeyen hisse senetleridir. Hisse senetlerinin bedeli ortağa geri ödenirse, intifa hisse senedi niteliği taşımaktadır.

Şirket genel kurulu, esas sözleşme uyarınca veya esas sözleşmeyi değiştirerek, bedeli kanuna uygun olarak yok edilen payların sahipleri, alacaklılar veya bunlara benzer bir sebeple şirketle ilgili olanlar lehine intifa senetleri çıkarılmasına karar verebilir. İntifa hisse senetleri emre ve hamiline yazılı olarak düzenlenebilir (TTK, md. 502).

İntifa hisse senetleri sahiplerine pay sahipliği hakları tanımaz. Ancak, bu kişilere, net kâra, tasfiye sonucunda kalan tutara katılma veya yeni çıkarılacak payları alma hakları tanınabilir (TTK, md. 502). Diğer bir deyişle intifa hisse senedi sahiplerinin şirket yönetimine katılma hakları yoktur.

Şirket kârından genel kanuni yedek akçe ile pay sahipleri için %5 kâr payı ayrıldıktan sonra kalan tutarın en çok %10’u intifa senetleri bağlamında kuruculara ödenir. Şirketin dağıtılabilir kârı mevcut ise şirket kârın dağıtılmamasını kararlaştırmış olsa bile kurucu intifa sahiplerine esas sözleşmede öngörülen kâr payları ödenir (TTK, md. 348).

6.4. Sermayenin Kaynağı Açısından

Sermaye artırımının iç kaynaklardan veya şirket dışı kaynaklardan yapılması açısından hisse senetleri “Bedelli Hisse Senetleri” ve “Bedelsiz Hisse Senetleri” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

6.4.1. Bedelli Hisse Senetleri

Bedelli hisse senetleri, belli bir bedel karşılığında sahip olunan, bedelin şirket tarafından tahsil edildiği, yeni taahhüt veya ödeme yoluyla çıkarılan hisse senetleridir. Şirket tarafından tahsil edilen bu bedel, şirketin varlıklarını ve özkaynaklarını arttırmaktadır. Bedelli hisse senetleri, ya kuruluş aşamasında ya da sermaye artırımlarında rüçhan hakkının kullanılmasıyla eski ortaklar tarafından veya halka arz yoluyla üçüncü kişiler tarafından satın alınabilmektedir. Bedelli hisse senetleri karşılığında şirket dışı kaynaklardan şirkete yeni fon girişi gerçekleşmiş olur.

6.4.2. Bedelsiz Hisse Senetleri

Bedelsiz hisse senetleri, yedek akçeler, dağıtılmamış kârlar, yeniden değerleme değer artış fonları, gayrimenkul satış kazançları veya iştiraklerdeki değer artışlarının sermayeye eklenmesi nedeniyle çıkartılarak mevcut hisse senedi sahiplerine hisseleri oranında verilen hisse senetleridir. Bedelsiz hisse senetleri için yeni bir ödeme yapılmasına veya yeni bir taahhütte bulunulmasına gerek yoktur. Aslında, burada mevcut payların değerleri yükseltilmekte ve gerçekte şirketin iç kaynaklardan bir ödeme yapılmaktadır. Bu durumda yeni hisse senetleri eskisinin uzantısı olduğundan, bedelsiz hisse senetlerini edinme hakkı eski ortaklara yani pay sahiplerine aittir.

6.5. Ödeme Şekli Açısından

Ödeme şekli açısından hisse senetleri “Nakit Karşılığı Hisse Senetleri” ve “Ayni Sermaye Karşılığı Hisse Senetleri” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

6.5.1. Nakit Karşılığı Hisse Senetleri

Nakit karşılığı hisse senetleri, şirketin kuruluş aşamasında veya daha sonra yapılan sermaye artırımlarında bedelleri nakit olarak ödenen hisse senetleridir. Sermaye Piyasası Kanunu’na göre hisse senetleri halka arz edilmiş ya da ortak sayısı sebebiyle arz edilmiş sayılan şirketlerde, sermaye artırımında veya kuruluş nedeniyle hisse senedi bedellerinin tam ve nakit olarak ödenmesi öngörülmüştür. Yani bu şirketlere, iştirak taahhüdünde bulunanlar veya hisse senedi satın alanların aynî sermaye koyma olasılığı bulunmamaktadır.

6.5.2. Ayni Sermaye Karşılığı Hisse Senetleri

Ayni sermaye karşılığı hisse senetleri, şirketin kuruluş aşamasında veya daha sonra yapılan sermaye artırımlarında bedelleri para dışında başka sermaye ile ödenen hisse senetleridir. Ayni sermaye karşılığı hisse senetlerinde sermaye bedeli, taşınır-taşınmaz mallar veya sınai ve fikri haklar ile ödenebilir.

6.6. Primli ve Primsiz Hisse Senetleri

Türk hukuk sisteminde nominal değeri bulunmayan hisse senedi ihraç edilmesi söz konusu değildir. Öte yandan, nominal (itibari) değerinden aşağı bir bedelle de hisse senedi ihraç edilememektedir. Üzerinde yazılı olan değer ile ihraç edilen hisse senetlerine primsiz hisse senedi denilmektedir. Nominal değerlerinden yüksek bir bedelle ihraç edilen hisse senetlerine ise primli hisse senedi denilmektedir. Primli hisse senedi ihracı için ya esas sözleşmede hüküm bulunmalı ya da genel kurul tarafından karar alınmalıdır. Kayıtlı sermaye sisteminde ise, esas sözleşme ile yetki verilmiş olmak üzere, yönetim kurulu kararı ile primli hisse ihraç edilebilir.

6.7. Oydan Yoksun Hisse Senetleri

şirketlerin esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla sermaye artırımı ile ihraç edebilecekleri oy hakkı hariç, sahibine kâr payından ve istediğinde tasfiye bakiyesinden imtiyazlı olarak yararlanma hakkını ve diğer ortaklık haklarını sağlayan hisse senetleridir. Oydan yoksun hisse senedi sahiplerinin oy hakkı olmaksızın genel kurula katılma ve bilgi alma hakları bulunmaktadır. İhraçcı şirket açısından alternatif kaynak yaratırken, şirketin ortaklık yapısı ve yönetim düzeni korunmaktadır. Yatırımcılara ise alternatif bir yatırım aracı sunulmaktadır.

Oydan yoksun hisse senedi sahipleri için, esas sözleşmede gösterilecek oranda kâr payında imtiyaz tanınması zorunludur ve imtiyazlı kâr payları nakden dağıtılır. Şirket, üst üste 3 yıl kâr dağıtamazsa veya mevzuat uyarınca izin verilmediği halde, herhangi bir nedenle bir yıl oydan yoksun hisse senedi imtiyazına ilişkin kâr dağıtımını yapmazsa, senet sahipleri, bu durumların kesinleştiği genel kurul toplantı tarihini izleyen yıl, esas sermayeye katılmaları ile orantılı olarak oy hakkını elde ederler ve buna bağlı olarak imtiyazlı bu paylar adi pay haline dönüşür. Ayrıca esas sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla, belirlenecek bir süre sonunda bu senetler adi hisse senedine dönüşebilir.

6.8. Katılma İntifa Senetleri

İntifa senetlerinden farklı olarak sadece nakit karşılığı çıkarılabilen katılma intifa senetleri, sahiplerine, ortaklık hakkına sahip olmaksızın kârdan pay alma, tasfiye bakiyesinden yararlanma, yeni pay alma ve belli bazı olanaklardan yararlanma hakkı veren sermaye piyasası aracıdır. Katılma intifa senedi, esas sözleşmede hüküm bulunmak koşulu ile genel kurul kararıyla ve süresiz olarak çıkarılabilir ve nama veya hamiline yazılı olarak düzenlenebilir. Katılma intifa senedi sahiplerinin ayrı genel kurullarını yapma hakları bulunmakta, ancak şirket yönetimine katılma, oy hakkı ve anapara ödemesine ilişkin vadeye sahip olma hakları bulunmamaktadır.

  1. Hisse Senedinde Fiyat Tanımlamaları

Hisse senetlerinin çeşitli fiyat tanımları bulunmaktadır. Bu tanımlar aşağıda belirtilmiştir.

7.1. Nominal (İtibari) Fiyat

Nominal (itibari) fiyat, hisse senedinin üzerinde yazılı olan fiyattır. İşletmenin toplam sermayesinin miktarını belirleyebilmek ve muhasebe kayıtlarını yapabilmek için kullanılır. Hisse senedinin nominal fiyatı en düşük 1 kuruş olabilir. Bu değer ancak 1 kuruş ve katları olarak yükseltilebilir (TTK, md. 476).

7.2. İhraç (Emisyon) Fiyatı

İhraç (emisyon) fiyatı, hisse senedinin şirket tarafından çıkarılışı sırasında satışa sunulan fiyatıdır. Türkiye’de genel olarak, şirketler çıkardıkları yeni hisseleri nominal fiyatla satmakla beraber, borsa değeri yüksek olan hisse senedini çıkaran şirket, nominal değerin üzerinde bir ihraç fiyatı da belirleyebilir. Özellikle yeni bir sermaye artırımında rüçhan hakkının kullanılmasından sonra arta kalan bölümün halka arz edilmesinde, ihraç fiyatı nominal fiyatın üzerinde belirlenmektedir.

7.3. Piyasa Fiyatı

Piyasa fiyatı, hisse senedinin piyasada alınıp satıldığı fiyattır. Bu fiyat, piyasadaki arz ve talep koşullarına göre oluşur. İşletmenin etkinliğinde herhangi bir değişme olmaksızın, piyasa koşullarındaki değişmelere bağlı olarak bir hisse senedinin piyasa fiyatında zaman içerisinde değişmeler olabilir. Piyasa fiyatı zaman zaman gerçek değerinin altında veya üstünde oluşabilir.

7.4. Borsa Fiyatı

Borsa fiyatı, borsada işlem gören hisse senetlerinin borsadaki arz ve talep koşullarına göre oluşan fiyatıdır. Borsanın işleyişine göre fiyatlar günlük olarak belirlenir. Borsa fiyatı, açılış, kapanış, en düşük, en yüksek, ortalama günlük fiyat gibi çeşitlere ayrılır.

  1. Hisse Senedinin Değer Tanımları

Hisse senetlerinin çeşitli değer tanımları bulunmaktadır. Bu tanımlar hisse senedinin verimliliğinin saptanmasında kullanılan ölçümlerde ve analizlerde kullanılır. Hisse senedinin değer tanımlar aşağıda belirtilmiştir.

8.1. Nominal Değer

Nominal değer, hisse senedinin üzerinde yazılı olan ve hisse senedinin temsil ettiği sermaye miktarını ifade eden değerdir. Nominal değer “İtibari Değer” olarak ta isimlendirilir. Nominal değer, şirketin toplam sermayesinin hisse sayısına bölünmesi suretiyle bulunur. Örneğin, 1.000.000.- TL sermayesi olan bir şirketin 100.000 adet hissesi varsa, her bir hissenin nominal değeri 10.- TL’dir.

8.2. Defter Değeri

Defter değeri, bir şirketin özsermaye toplamının, hisse senedi sayısına bölünmesi ile bulunan değeridir. İşletmenin özsermayesi ödenmiş sermayesinden yüksek ise, hisse senedinin defter değeri nominal değerinden yüksek olur.

8.3. İhraç Değeri

İhraç değeri, hisse senedinin halka arz edilmesi sürecinde kullanılan değerdir. Hisse senedi halka arz edildiğinde, hisse senedini satın almak isteyenler ihraç değerini ödeyerek hisse senedine sahip olurlar. İhraç değeri nominal değerin altında olamaz.

8.4. Tasfiye Değeri

Tasfiye değeri, şirketin tüm varlıklarının satılıp elde edilen tutardan şirketin tüm borçlarının ödemesinden sonra geriye kalan tutarın hisse adedine bölünmesi ile bulunan değerdir. Bir şirketin defter değeri ile tasfiye değeri nadiren birbirinin aynısı olur. Çünkü varlıkların satış bedelinin bilançoda gösterilen değerlerinden farklı olma ihtimali çok yüksektir. Tasfiye değeri hisse senetlerinin piyasa değerinin alt sınırıdır.

8.5. İşleyen Teşebbüs Değeri

İşleyen teşebbüs değeri, şirketin bir bütün olarak çalışır durumda devredilmesi halinde bulacağı değerdir. İşleyen teşebbüs değeri belirlenirken şirketin kazancı ile söz konusu kazanç için gerekli kazanç oranının dikkate alınması gerekir. İşleyen teşebbüs değeri hisse senetlerinin piyasa değerinin üst sınırıdır.

8.6. Net Aktif Değeri

Net aktif değeri, hisse senetlerinin bir faaliyet dönemi (genellikle bir yıl) sonunda düzenlenen bilançodaki net aktif tutarıdır.

8.7. Alternatif Gelir Değeri

Alternatif gelir değeri, ortaklar tarafından oluşturulan sermayenin şirket içinde şirket sermayesi şeklinde kullanılmayıp, başka bir yatırım alanında değerlendirilmesi halinde, hisse senetlerine yatırılan sermaye miktarı ile elde edilecek alternatif gelirden bir hisseye düşen gelir tutarıdır.

8.8. Gerçek Değer

Gerçek değer, hisse senedinin ait olduğu şirketin varlıkları, kârlılık durumu, dağıtılan kâr payları, sermaye yapısı gibi değişkenlerin belirlediği değerdir. Yatırımcıların, şirketin gelecekteki gelir yaratma potansiyelini ve kendilerinin bu hisse senedinden bekledikleri kazanç oranını göz önüne alarak, şirketin hisse senedine biçtikleri, mevcut koşullar altında söz konusu hisse senedi için normal buldukları değerdir.

  1. Hisse Senetlerine Ait Riskler

Hisseleri halka açık olan şirketlerin hisse senetlerinin satın alınması “hisse senedine yatırım” olarak nitelendirilmektedir. Hisse senedine yatırım yapılması, Borsa İstanbul’da işlem gören anonim şirketlere ortak olmayı ifade etmektedir. Hisse senedine yatırım yapılmasının çeşitli riskleri bulunmaktadır. Bu riskler aşağıda belirtilmiştir.

9.1. Piyasa Riski

Piyasa riski, hisse senedinin piyasa fiyatındaki hareketlerden dolayı hisse senedinin değerinin azalması ve buna bağlı olarak yatırımcının anaparadan kayıplar yaşaması riskidir. Bu riskin gerçekleşmesi durumunda yatırımcı hisse senedine yatırdığı anapara tutarını geri alamayabilir.

9.2. Karşı Taraf Riski

Karşı taraf riski, hisse senedi işlemlerinde karşı aracı kurumun takas yükümlülüğünü zamanında yerine getirmeme riskidir. Takasbank alıcıya karşı satıcı, satıcıya karşı alıcı konumunda davranmak suretiyle bu riski minimize etmektedir. Yatırımcı, satın almış olduğu hisse senetlerini ihraç etmiş olan anonim şirketin mali yapısının zayıflaması veya iflas etmesi sonucunda anaparasının tamamını veya bir kısmını kaybedebilir.

9.3. Likidite Riski

Likidite riski, yatırımcının ürünlerini ikincil piyasalarda nakde çevirememesine ilişkin risktir. Likidite riski, ikincil piyasalarda yeterli miktarda alıcı/satıcı bulunmaması, istenilen fiyatın oluşmaması durumunda oluşabilmektedir.

9.4. Ülke Riski

Ülke riski, yatırım yapılan ülkenin ekonomik, politik ve sosyal yapısının, ayrıca faiz ve kur politikalarının hisse senedinin fiyatında yaratacağı olumsuz etkilerdir. Yerel riskler olarak tanımlanan bu riskler, döviz kısıtlamaları, transfer riskleri, moratoryum, vergi değişiklikleri vb. olabilir. Bunun dışında, global ekonomik ve politik dengelerde oluşabilecek değişiklikler de hisse senedi fiyatlarında dalgalanmalara neden olabilir.

9.5. Operasyonel Risk

Operasyonel risk, şirketin başarısız veya yetersiz iç süreçleri, insanlar ve sistemler veya dış etkenlerden kaynaklanan doğrudan veya dolaylı kayıp riskini ifade etmektedir. Yatırım süreçleri iç kontrol ve risk yönetimi departmanları tarafından gözetlenmekte ve düzenleyici otoriteler tarafından denetlenmektedir.

  1. Hisse Senetlerinin Değerlemesi

Hisse senetlerinin değerlemesi gelecekte sağlanacak dönemsel nakit akışlarının belirli bir iskonto oranı ile iskonto edilmesi suretiyle gerçekleştirilmektedir. Ancak, hisse senetlerinden sağlanacak nakit akışlarının yani elde edilecek kâr paylarının ve hisse senedinin satışı halinde pazarda oluşacak fiyatın belirsiz olması nedeniyle hisse senetlerini değerlemesi zordur. Bununla birlikte bazı basitleştirici varsayımlar yardımıyla hisse senetlerinin değerlemesi yapılabilmektedir.

10.1. Adi Hisse Senetlerinin Değerlemesi

Adi hisse senetlerinin değerlemesi yapılırken, adi hisse senedinin elde tutulduğu dönem boyunca tahsil edilecek kâr payı gelirleri istenen kârlılık oranıyla indirgenmektedir. Adi hisse senelerinin fiyatlandırılmasında farklı değerleme modelleri bulunmaktadır.

10.1.1. Kâr Payı Modeli

Vefa Toroslu Hesaplama 4

10.1.2. Fiyat/Kazanç Oranı Yaklaşımı

Hisse senedi fiyatının Fiyat/Kazanç Oranı yaklaşımı ile belirlenmesinde, hisse başına net kâr ile hisse senedinin fiyatı arasında uygun bir katsayı bulunduğu varsayımı yapılmaktadır. Söz konusu katsayı, şirketin 1 TL’lik vergi sonrası net kârına karşılık, yatırımcının kaç TL ödeme yapmaya razı olacağını gösterir. Bu nedenle Fiyat/Kazanç Oranı şirketten olan beklentilerin bir göstergesidir. Büyüme potansiyeli yüksek olan başarılı şirketlerin Fiyat/Kazanç Oranı yüksek olmaktadır.

P0 = Hisse Başına Kâr x Ortalama Fiyat/Kazanç Oranı

Örnek: Bir şirketin geçmiş 6 yılına ilişkin ortalama hisse sendi fiyatları, hisse başına kârları ve Fiyat/Kazanç oranları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bu şirketin gelecek yılda hisse başına kârının 13 TL olacağı beklenmektedir. Buna göre, şirketin hisse senetlerinin değeri aşağıdaki gibi hesaplanır.

Vefa Toroslu Hesaplama 3

10.1.3. Piyasa Değeri/Defter Değeri Oranı Yaklaşımı

Bu yaklaşım, sermaye piyasası gelişmiş ülkelerde piyasada işlem görmeyen (alınıp-satılmayan) bir hisse senedinin olması gereken fiyatını tespit etmek için kullanılmaktadır. Aynı sektörde faaliyet gösteren, aynı risk grubu içinde bulunan hisse senetleri, borsada işlem gören bir hisse senedine ilişkin bir gözlem seti oluşturularak ortalama Piyasa Değeri/Defter Değeri (PD/DD) oranı hesaplanır. Bulunan Ortalama PD/DD Oranı fiyatı tespit edilecek olan hisse senedinin defter değeri ile çarpılır.

P0 = Hisse Senedinin Defter Değeri x Sektörün Ortalama PD/DD Oranı

Örnek: Bir şirketin defter değeri 63 TL’dir. Aynı sektörde faaliyet gösteren şirketlerin defter değerleri ile ortalama piyasa fiyatları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Buna göre, şirketin hisse senetlerinin değeri aşağıdaki gibi hesaplanır:

Vefa Toroslu Hesaplama Iki

10.2. İmtiyazlı Hisse Senetlerinin Değerlemesi

İmtiyazlı hisse senedinin değeri, bu hisse senedinden gelecekte beklenen nakit akışlarının bugünkü değeri hesaplanmak suretiyle bulunur. Buna göre yatırımcının imtiyazlı hisse senedine bugün ödemesi gereken tutar aşağıdaki formül ile hesaplanmaktadır.

Vefa Toroslu Hesaplama

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Hisse SenetleriVefa TOROSLU

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

Bağımsız Denetçi (vefa.toroslu@gmail.com)

Tarihi Hisse Senedi
Karasu Madenleri Osmanlı Anonim Şirketi’nin 14.01.1910 tarihli beheri 4,40 lira (100 frank) değerinde hamiline ait beş hisselik adi hisse senedi
Tarihi Hisse Senedi 2
Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi’nin 1938 tarihli 1.000 Lira nominal bedelli nama yazılı hisse senedi

Kaynakça:

Fatma Yörük EREN-Oğuzhan ÇARIKÇI, Hisse Senedi Fiyatı ve İşlem Hacmi, Eğitim Yayınevi, Konya, 2023

Gönül ALKAN, Finansal Piyasalar ve Kurumlar, Detay Yayıncılık, Ankara, 2015

Hisse Senedi Değerlemesi, https://acikders.ankara.edu.tr

HSBC Temel Bilgiler Dokümanı ve Ön Bilgilendirme Formu

Menkul Kıymetler ve Diğer Sermaye Piyasası Araçları, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB), İstanbul, 2011

Mete DOĞANAY-Ramazan AKTAŞ, Hisse Senedi Değerlemesi, http://www.dt-audit.com

Serpil CANBAŞ-Hatice DOĞUKANLI, Finansal Pazarlar, 4. Baskı, Karahan Kitabevi, Adana, 2007

Yerli Yatırımcıların Pay Senedi Varlıkları 3.7 Trilyon Liraya Ulaştı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Yerli Yatırımcıların Pay Senedi Varlıkları 3.7 Trilyon Liraya Ulaştı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Yerli Yatırımcıların Pay Senedi Varlıkları 3.7 Trilyon Liraya UlaştıTürkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından açıklanan 2024 Haziran ayı “Finansal Piyasa Özet Verileri”ne göre; bu yılın ilk yarısında yerli yatırımcıların pay senedi varlıkları, yüzde 42,3 oranında büyüyerek, 3 trilyon 699 milyar liraya, yabancı yatırımcıların pay senedi varlıkları ise yüzde 46 büyüyerek 2 trilyon 274 milyar liraya çıktı.

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB), 2024 yılı Haziran ayı “Finansal Piyasa Özet Verileri”ni açıkladı. TSPB’nin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) kaynaklarından derleyerek hazırladığı “Finansal Piyasa Özet Verileri”ne göre, 2023 yılı sonunda 2 trilyon 600 milyar lira olan yurtiçi yerleşiklerin (yerli yatırımcı) pay senedi varlıkları, bu yılın ilk yarısında yüzde 42,3 artarak Haziran 2024 itibarıyla 3 trilyon 699 milyar liraya çıktı. Yerli yatırımcıların pay senedi varlıklarındaki artış yıllık bazda ise yüzde 91,1 oranında gerçekleşti. TSPB verileri, pay senetlerinin sunduğu getiri ile gerek yıllık gerekse bu yılın ilk yarısında yerli yatırımcılara enflasyonun üzerinde bir getiri sunduğunu ortaya koydu. 2024 yılı Haziran sonu itibarıyla 3 trilyon 699 milyar lira olan yerli yatırımcıların pay senedi varlıklarının, 1 trilyon 762 milyar lirası kurumsal yatırımcılar ve tüzel kişilere, 1 trilyon 937 milyar lirası ise bireysel yatırımcılara ait.

Yerli Yatırımcıların Özel Sektör Eurobond Varlıkları Altı Ayda Yüzde 38 Büyüdü

TSPB tarafından açıklanan verilere göre, 2023 yılı sonunda 22 trilyon 608 milyar lira olan yerli yatırımcıların finansal varlıkları, altı ayda yüzde 15,4 oranında büyüyerek, bu yıl Haziran ayı sonu itibarıyla 26 trilyon 9 milyar liraya yükseldi. Yerli yatırımcıların finansal varlıkları 2023 Haziran-2024 Haziran dönemini kapsayan bir yılda ise yüzde 45,2 oranında arttı. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği “Finansal Piyasa Özet” verilerine göre, bu yılın ilk yarısında yerli yatırımcıların finansal varlıklarında en yüksek büyüme pay senedinin ardından özel eurobond varlıklarında yaşandı. Bu yılın ilk yarısında yerli yatırımcıların özel eurobond varlıkları yüzde 38,3 artarak 604.5 milyar liraya, kamu eurobond varlıkları ise yüzde 11,9 artarak 1 trilyon 645 milyar liraya çıktı. Yerli yatırımcıların TL mevduatları yıllık bazda yüzde 54, son altı ayda ise yüzde 15 oranında artarak 2024 Haziran ayı sonunda 9 trilyon 772 milyar liraya çıktı. Yerli yatırımcıların döviz mevduatları ise yıllık bazda yüzde 23,2, bu yılın ilk yarısında ise yüzde 3,4 oranında artarak Haziran ayı sonunda 5 trilyon 356 milyar lira oldu. TSPB verileri, yerli yatırımcıların pay senedi ve özel eurobond varlıklarının dışındaki varlıklarındaki artışın enflasyonun altında kaldığını ortaya koydu.

Yabancı Yatırımcıların Pay Senedi Varlıkları Altı Ayda Yüzde 46 Büyüdü

TSPB tarafından açıklanan 2024 yılı Haziran ayı “Finansal Piyasa Özet Verileri”ne göre, 2023 yılı sonunda 2 trilyon 574 milyar lira olan yurtdışı yerleşiklerin (yabancı yatırımcı) finansal varlıkları, bu yılın ilk yarısında yüzde 44,9 oranında artarak Haziran ayı sonu itibarıyla 3 trilyon 730 milyar liraya çıktı. Yabancı yatırımcıların finansal varlıkları 2023 Haziran-2024 Haziran dönemini kapsayan bir yılda ise yüzde 135,2 oranında arttı. TSPB verileri, bu yılın ilk yarısında yabancı yatırımcıların döviz tevdiat hesabı haricindeki tüm varlıklarındaki büyümenin enflasyonun üzerinde olduğunu ortaya koydu. Yabancı yatırımcıların TL mevduat varlıkları altı ayda yüzde 44,9 oranında artarak 419 milyar liraya, döviz tevdiat hesabı varlıkları ise aynı dönemde yüzde 3,8 artarak 649 milyar liraya çıktı. TSPB verileri, yabancı yatırımcıların son yıllarda gerileyen pay senedi varlıklarında geçen yıl gerçekleşen seçimlerin ardından hükümetin uyguladığı para politikalarının da etkisiyle yaşanan ivmenin bu yılın ilk yarısında da artarak devam ettiğini ortaya koydu.

TSPB Özet Verilere göre, 2023 yılı sonunda 1 trilyon 557 milyar lira olan yabancı yatırımcıların pay senedi varlıkları, altı ayda yüzde 46 artarak bu yıl Haziran ayı sonu itibarıyla 2 trilyon 274 milyar liraya yükseldi. Yabancı yatırımcıların pay senedi varlıklarındaki artış yıllık bazda ise yüzde 190,2 oranında gerçekleşti. Geçen yıl sonunda 77.5 milyar lira olan yabancı yatırımcıların devlet iç borçlanma senedi varlıkları, altı ayda yüzde 344,8 oranında artarak Haziran 2024 sonu itibarıyla yaklaşık 345 milyar liraya, özel sektör borçlanma aracı varlıkları ise aynı dönemde yüzde 688 oranında rekor artışla 13.3 milyar liraya çıktı.

2024 Yılının İlk Yarısında 22 Şirketin Halka Arzı Gerçekleşti 

Öte yandan TSPB tarafından yayımlanan “Türkiye Sermaye Piyasası Genel Görünümü” Temmuz 2024 Raporu, şirketlerin halka arza olan ilgisinin artarak sürdüğünü ortaya koydu. TSPB’nin Borsa İstanbul’dan derlediği verilere göre, 2021 yılında 52, 2022 yılında 40, 2023 yılında ise 54 şirketin halka arzı gerçekleşti. Verilere göre, bu yılın ilk altı ayında ise 22 şirketin halka arzı gerçekleşti. Söz konusu 22 şirket, halka arzlarla sermaye piyasalarından toplam 46.6 milyar lira kaynak sağladı. TSPB verileri, 2021 yılından bu yılın Haziran sonuna kadar olan 3.5 yıllık dönemde 168 şirketin, gerçekleştirdiği halka arzlarla sermaye piyasalarından toplamda 166.8 milyar TL’lik kaynak sağladığını ortaya koydu.

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Yerli Yatırımcıların Pay Senedi Varlıkları 3.7 Trilyon Liraya UlaştıAyrıntılı bilgi için:               

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin “Finansal Piyasa Özet” verilerine

https://tspb.org.tr/veriler/ Sermaye Piyasası Özet Verileri (2011-) / Türkiye Sermaye Piyasası Genel Görünümü Temmuz 2024 adresinden ulaşabilirsiniz.

Şişecam’ın 2023 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber şişecam’ın 2023 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber şişecam’ın 2023 Sürdürülebilirlik Raporu YayımlandıŞişecam, 2023 yılı sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. 2023 yılında Ar-Ge projeleri için yaklaşık 275 milyon TL harcayan Şişecam, bunun yüzde 63,5’ini sürdürülebilirlik projelerine ayırdı. Geçen yıl toplam 387 milyon TL çevre harcaması yapan Şişecam, birim üretim başına su tüketim miktarını 2020 yılına göre yüzde 25 azalttı, yenilenebilir enerji kurulu gücünü ise 10 MWp’ye çıkardı. 

Faaliyet gösterdiği alanlarda dünyanın en büyük üç oyuncusundan biri olma hedefiyle büyüyen Şişecam, geçtiğimiz yıl sürdürülebilirlik odağında yaptığı tüm çalışmaları, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nda paylaştı.

şi̇şecam Logo2030 CareforNext sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında gezegen ve tüm paydaşları için değer yaratma odaklı sürdürülebilir büyüme yolculuğuna devam eden ve hedeflerine yönelik somut adımlar atan Şişecam, ‘Gezegeni Koru’ ‘Toplumu Güçlendir’ ve ‘Yaşamı Dönüştür’ ekseninde hayata geçirdiği projelerle daha yaşanabilir bir dünyaya katkı sunmaya devam etti. Sürdürülebilirliği tüm operasyonlarının odağına koyan ve iş yapış modelinin temel taşlarından biri haline getiren Şişecam’ın rakamlarla 2023 yılı sürdürülebilirlik kazanımları şöyle gerçekleşti:

  • Şişecam 2023 yılında yürüttüğü Ar-Ge projeleri için yaptığı 275 milyon TL’lik harcamanın yüzde 63,5’ini sürdürülebilirlik projelerine ayırdı.
  • Sürdürülebilir ürünlerin ciro içindeki payı aynı dönemde yüzde 16,2 olarak gerçekleşti.
  • Yerel tedarikçiyi destekleme misyonu doğrultusunda Şişecam’ın toplam satın alma bütçesindeki yerel tedarik oranı yüzde 79,1yerel tedarik edilen hammadde oranı ise yüzde 86 oldu.
  • Şişecam’ın 2023 itibarıyla Türkiye ve İtalya’daki solar enerji yatırımları sonrası yenilenebilir enerji kurulu gücü, 10 MWp’ye ulaştı. Birim üretim başına su tüketim miktarı ise 2020 yılına göre yüzde 25 azalarak 3,5 m3 tona geriledi. 
  • Şişecam geçen yıl toplam 387 milyon TL çevre harcaması yaptı.

Sanal Gerçeklik Destekli İSG

Sürdürülebilirlik çalışmalarını teknolojiyle de destekleyen ve “önce insan” odağıyla çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğine bu alanda yatırım yapan Şişecam, Bursa, Eskişehir ve Mersin fabrikalarında, üretim hattında görev yapan çalışanların iş talimatlarını sahaya çıkmadan daha güvenli bir ortamda deneyimlemesine fırsat sunan Sanal Gerçeklik Projesi’ni uygulamaya aldı ve her fabrika için yerinde eğitimler düzenledi.

Düşük Karbonlu Yol Haritasını Çiziyor

Cam sektörü, enerji yoğun bir sektör. Temiz enerji kaynakları kullanılarak gerçekleştirilecek yeni üretim teknolojilerinin erişilebilirlik, uygulanabilirlik, maliyet gibi etkenler bağlamında bütüncül olarak değerlendirilmesi de bir zorunluluk.  Bu gerekliklerden hareketle, 2023 yılında öncelikli olarak cam üretimleri alanında başlatılan düşük karbonlu yol haritası çalışmalarına devam eden Şişecam, proje kapsamında; 2050 karbon nötr vizyonu ile uyumlu teknoloji alternatiflerini belirlemeyi ve bölgesel bazda önceliklendirmeyi hedefliyor.

Kadın çalışan oranı yüzde 25’e çıkacak

Daha eşitlikçi ve paylaşımcı bir dünya için toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen Şişecam’da kadın çalışan oranı 2023 yılında yüzde 23,6’ya ulaştı. Bugün, 5 bin 671 olan kadın çalışan sayısını artırmak için kapsayıcı tesisler kurmayı eşitlik politikasının bir parçası olarak ele alan Şişecam, CareforNext stratejisi kapsamında kadın çalışan oranını en az yüzde 25’e ulaştırmayı hedefliyor.

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber şişecam’ın 2023 Sürdürülebilirlik Raporu YayımlandıŞişecam 2023 Sürdürülebilirlik Raporu bağlantı linki: https://www.sisecam.com.tr/tr/surdurulebilirlik/raporlama/surdurulebilirlik-raporu

 

 

 

Yatay Eğitim Kataloğu

Şirketiniz ihtiyacı olan;
– Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi (2 gün) veya
– Yeşil Satınalma ve Kaynak Yönetimi Eğitimi (1 Gün) için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a talebinizi iletebilirsiniz.

Tedarik Zincirinde Makro Problemler

Tedarik Zincirinde Makro Problemler

Tedarik Zincirinde Makro ProblemlerTedarik Zincirinde makro problemler işletmenin faaliyet gösterdiği iş ekosistemi içerisinde yer alan ve çoğu zaman kendi süreçlerinin dışında gerçekleşen olaylar sebebiyle ortaya çıkan problemlerdir. Gerçekleştirdiğimiz sektörel araştırmada makro problemlerle ilgili katılımcılardan elde edilen aşağıdaki 7 başlıkta yoğunlaşmaktadır (Şekil 1)

Şekil 1. Tedarik Zincirinde Makro Problemler

Makro Problemler Adil ünal

İşletmenin imalatta kullandığı hammaddelerin sınırlı sayıda tedarikçi tarafından sunulması,  tedarikçilerin tekel seviyesinde olmaları, yeni tedarikçi bulmanın ve yaratmanın zorluğu, katılımcılar tarafından vurgulanmıştır. İlaç ve boya sektöründen katılımcıların vurguladığı gibi hammadde ve tedarikçi sınırlılıkları tedarik zincirine kuşkusuz özel yaklaşımların geliştirilmesini elzem kılmaktadır. Satınalma ve tedarikçi portföy analizi yaklaşımları ile alım grupları ve tedarikçiler tedarik riski ve finansal katkı boyutları ile iki farklı boyutta bir matris üzerinde değerlendirilmektedir. Böylelikle stratejik, rutin, kaldıraç etkisi yaratan ve darboğaz olan malzeme ve tedarikçi grupları ortaya konarak satınalma stratejileri geliştirilmektedir.

Gümrük mevzuat değişiklikleri ve geçiş sorunları ithalat ve ihracat süreçlerinin aksamalarına yol açan diğer problemli alandır. Gümrüklerde yaşanan kısıtlamalar ve ülkeler arası geçiş problemleri işletme süreç yöneticilerinin çoğu zaman çaresiz kalabildiği makro problemlerdendir. Bu problemler uluslararası anlaşmalar ve diplomasi yoluyla çözüme ulaştırılabilmektedir. Gümrük problemleri yaşanması muhtemel ülkelerin proaktif olarak ön görülmesi ile alternatif pazarlara yönelme gibi geçici çözümler geliştirilebilmektedir.

Tahminlerin ötesinde kur dalgalanmaları döviz ile alım yapan tüm işletmelerin karşılaşabileceği bir makro problemdir. Sözleşme fiyatlarının döviz üzerinden belirlenmesi durumunda olası bir kur dalgalanmasında işletme likiditesinin etkilenmemesi veya en az zararla etkilenmesi için stratejiler geliştirilebilmektedir. Hammadde alımında da benzer riskler söz konusudur. Fiyat hareketlerinin yarattığı olumsuzluklardan etkilenmemek için işlemler (hedging) gerçekleştirilebilmektedir.

Yoğun rekabet ortamı, tedarik zincirini aksatabilecek makro değişimler, doğa kaynaklı problemler ve yasal düzenlemeler katılımcılar tarafından vurgulanan diğer alanlardır.

Tedarik zincirlerinin makro problemlerden mümkün olduğunca az etkilenmesini sağlamak proaktif tedarik zinciri stratejileri ve senaryo planlamaları ile mümkün olmaktadır. Üretimin ve hammadde, hazır parça tedariğinin devamlılığını sağlamak amacıyla alternatif tedarik zincirlerinin devreye alınması gibi stratejiler mümkün olabilmektedir.

Tedarik zinciri süreçlerinin tümünün aynı anda veya kısmi olarak etkilendiği makro problemlere ilişkin süreç yapılanmaları geliştirilerek uygulanması önerilmektedir. İş sürekliliği yönetimi kavramının gelişimi ile birlikte işletmeler bu alanda adım atmaya başlamıştır. Bununla birlikte yasal mevzuatlara uyum (compliance) gibi konularda adımlar atılarak ülke risklerinin oluşması engellenebilmektedir.

Yoğun rekabet ortamı günümüz tedarik zincirlerinin bir başka problemidir. Martin Christopher’ın deyimi ile “Günümüzde şirketler değil, tedarik zincirleri rekabet etmektedir”. Bu açıdan değerlendirildiğinde işletmelerin içinde bulundukları ekosistemde tedarikçi ile işbirliklerini göz ardı ederek başarılı olması mümkün görünmemektedir. Bu sebeple doğru kurulan tedarikçi işbirlikleri yoğun rekabetten en az seviyede etkilenilmesini sağlayabilecektir.

 

 

 

Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’ün İlk 3 Ayında 22,3 Milyar TL’lik Yatırımla 18 Bin Aracı Filosuna Kattı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’ün İlk 3 Ayında 22,3 Milyar Tl’lik Yatırımla 18 Bin Aracı Filosuna Kattı

Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’ün İlk 3 Ayında 22,3 Milyar TL’lik Yatırımla 18 Bin Aracı Filosuna Kattı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’ün İlk 3 Ayında 22,3 Milyar Tl’lik Yatırımla 18 Bin Aracı Filosuna KattıTüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), 2024 yılının 1. Çeyreğine ilişkin sektör verilerini açıkladı. Bu kapsamda; operasyonel araç kiralama sektörü yılın ilk çeyreğinde 22,3 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 18 bin aracı filosuna kattı. Operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araç payının yüzde 7,2’ye, elektrikli ve hibrit araçların payının ise yüzde 9,4’e çıkması da raporda dikkat çeken diğer detaylar arasında yer aldı.

Sektörün özkaynaklarının 95 milyar TL’ye ulaştığını söyleyen TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Bu da sektörümüzün aktif toplamının neredeyse yarısı anlamına geliyor. Sektörümüz ihtiyaç duyduğu finansmanın yarısını özkaynakları ile karşılıyor. Sektörün takipteki alacaklar oranının (NPL Oranı) yüzde 1’in altında olması ise sağlıklı bir yapının göstergesi” dedi. Türkiye’de iş amaçlı olarak kullanılan 2 milyon 500 bin motorlu kara taşıtı olduğunu ifaden eden Kağan Yaşa, “Verimlilik, tasarruf ve risk yönetimi açısından sunduğu birçok avantaja rağmen, ülkemizde iş amaçlı kullanılan araçların ancak yüzde 10 kadarı operasyonel kiralama yöntemiyle finanse edilmiş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde ise şirket araçlarının finansmanında operasyonel kiralamanın payı son 7 yıl içinde yüzde 48’den yüzde 57’ye çıktı. Tüm bu verilere dayanarak ülkemiz operasyonel araç kiralama sektörünün önümüzdeki dönemde sağlam adımlarla ve sürdürülebilir şekilde büyüyeceğini söyleyebilirim” diye konuştu.

Tokkder LogoAraç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2024 yılı 1. çeyrek sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü 2024 yılının ilk 3 ayında 22,3 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 18 bin adet aracı filosuna kattı. Sektörün aktif büyüklüğü 194 milyar TL’ye ulaştı.

Hibrit ve Elektrikli Araçların Yükselişi Sürüyor

Rapora göre, Renault yüzde 17,8 pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası olmayı sürdürdü. Renault’yu yüzde 17,4’le Fiat, yüzde 10,8 ile Toyota, yüzde 10,2 ile Volkswagen ve yüzde 9,3’le Ford takip etti. Sektörün araç parkının yüzde 46,9’u kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 30 ve üst-orta sınıf araçlar yüzde 11,2 pay aldı. 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araçların yüzde 2,9 olan payı ise 7,2’ye yükseldi. Diğer yandan, sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payının artmaya devam etmesi de dikkat çekti. Buna göre, sektörün araç parkının yüzde 52,1’lik bölümünü benzinli araçlar oluştururken, dizel araçların payı yüzde 38,4’e geriledi. Hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9,4’e yükseldi.

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi

Sedan Yine Birinci Sırada

TOKKDER raporunda yer alan bir başka veri ise, operasyonel araç kiralama sektöründeki gövde tipine göre araç tercih sıralamasında sedan birinciliğinin devam etmesi oldu. Bu kapsamda, sedan gövde tipine sahip araçlar yüzde 50,5 ile birinci sırada, hatchback gövde tipine sahip araçlar ise yüzde 22 ile ikinci sırada yer aldı. SUV araçlar ise yüzde 17,6 ile üçüncü sırada yer aldı. Bu araçları yüzde 0,9 ile station wagon gövde tipine sahip araçlar takip etti. Sektörün toplam araç parkının yüzde 78,8’ini otomatik vitese sahip araçlar oluştururken, manuel vitesli araçların payı ise yüzde 21,2 olarak gerçekleşti.

Sektörün İlk Çeyrekte Ödediği Vergi Tutarı 12,1 Milyar TL

Operasyonel kiralama sektörü 2024 yılında da ekonomiye önemli oranda vergi girdisi sağlamaya devam etti. Sektörün yılın ilk çeyreğinde ödediği vergi tutarı toplamda 12,1 milyar TL’yi buldu. Sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Değişen tüketici tercih ve beklentilerine paralel olarak, sektörümüz günümüzde müşterilerinin mobilite ihtiyacını karşılamak adına A’dan Z’ye birçok hizmeti sunar hale geldi. Biz de bu bilinçle, Genel Kurul’umuzun aldığı kararla derneğimizin ismine ‘mobilite’yi ekledik. Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği mobilite alanındaki gelişmeleri yakından takip ederek, müşterilerine kaliteli, kapsamlı ve ihtiyaca özel en iyi hizmeti vermek için çaba sarf eden sektörümüzün sürdürülebilir gelişimine katkı sağlamaya devam edecek” dedi.

2,5 Milyon Araç İş Amaçlı Kullanılıyor

Operasyonel araç kiralama sektörünün 2024 yılı ilk çeyrek sonuçlarını da değerlendiren Kağan Yaşa, şöyle devam etti: “TOKKDER’in NielsenIQ iş birliği ile yürütmekte olduğu araştırmanın 2024 yılı ilk çeyrek sonuçlarını içeren TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu verilerine göre operasyonel kiralama sektörünün aktif büyüklüğü 194 milyar TL’ye, toplam araç sayısı ise 254 bine ulaştı. Banka dışı finansal kuruluşlarla kıyaslandığında, sektörümüzün aktif büyüklüğü oldukça önemli bir noktaya gelmiş durumda. Sektörümüzün özkaynakları ise 95 milyar TL’ye, sektörümüzün aktif toplamının neredeyse yarısına ulaştı. Sektörümüz ihtiyaç duyduğu finansmanın yarısını özkaynakları ile karşılıyor. Sektörümüzün takipteki alacaklar oranının (NPL Oranı) yüzde 1’in altında olması ise sağlıklı bir yapının göstergesi. Her ne kadar sektörümüzün araç parkı son 2 yıldır yüzde 3-4 seviyesinde büyüse de, gerçekte sektörümüz çok daha büyük bir büyüme potansiyeline sahip. 2022 yılı verilerine göre, Avrupa Birliği’nde 1.000 kişi başına düşen otomobil sayısı 560 iken, ülkemizde bu sayı ancak 167’ye ulaşmış durumda. Bunun yanı sıra, ülkemizde iş amaçlı olarak kullanılan 2 milyon 500 bin motorlu kara taşıtı olduğunu tahmin ediyorum. Verimlilik, tasarruf ve risk yönetimi açısından sunduğu birçok avantaja rağmen, ülkemizde iş amaçlı kullanılan araçların ancak yüzde 10 kadarı operasyonel kiralama yöntemiyle finanse edilmiş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde ise şirket araçlarının finansmanında operasyonel kiralamanın payı son 7 yıl içinde yüzde 48’den yüzde 57’ye çıktı. Tüm bu verilere dayanarak ülkemiz operasyonel araç kiralama sektörünün önümüzdeki dönemde sağlam adımlarla ve sürdürülebilir şekilde büyüyeceğini söyleyebilirim.”

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânları

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânları

Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânları

Cavit SOYSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânları

Satınalma mesleği ile ilgili çeşitli dernekler eliyle yapılan çok güzel, verimli, değerli ve faydalı çalışmaları, eğitim faaliyetlerini ilgiyle ve takdirle takip ediyorum.

Bu çalışmalar ve faaliyetler sayesinde son yıllarda satın alma mesleğine olan ilgi çoğaldı, mesleğin değeri arttı, dikkatler mesleğimiz üzerine odaklandı ve hak ettiği değeri ve saygıyı görmeye başladı.

Şirketlerin satınalma birimine olan bakış açıları değişti, mesleği icra edenlerin gelirlerinde ve itibarlarında iyileşmeler görüldü.

Mesleğin kuralları ve ilkeleri yeniden yazıldı. Etik kodları belirlendi ve mesleğin en tepesine oturtuldu. Stratejik satınalma, adil, sorumlu, hesap verebilir ve şeffaf satın alma kavramları ortaya atıldı.

Yapılan faaliyetler sonucunda meslektaşların bir araya gelip tanışmaları, kaynaşmaları ve fikir alışverişinde bulunmalarının önü açıldı.

Satınalma ve tedarik zinciri alanında faaliyet gösteren tüm derneklerimize yaptıkları çalışmalar nedeniyle teşekkürü bir borç bilirim. Onların sayesinde mesleğe bakış açımızda önemli değişiklikler oldu. Mesleğimizi daha profesyonel, daha bilgili ve daha kararlı bir şekilde icra etmeye başladık. Artık daha hızlı ve güçlü adımlar atıyoruz, ayaklarımızın üstünde daha sağlam duruyoruz. Yayınladıkları bildiriler, yayınlar, istatistikler ve endeksler sayesinde ülkemizde ve Dünya’daki gelişmeleri daha yakından takip ediyoruz. Kendi fikirlerimizi başkalarıyla paylaşma, yeni ve orijinal düşünceleri öğrenme ve uygulama fırsatı yakalıyoruz.

Derneklerimiz sayesinde tecrübeli ve değerli bilim adamlarıyla, akademisyenlerle, sanatçılarla, gazetecilerle, iş insanları ve mesleğimizin duayenleriyle tanışıp, sohbet edip, tecrübelerinden yararlanıyoruz. Bu bilgiler ışığında elde ettiğimiz kazanımları çalıştığımız şirketlerde uygulayarak daha başarılı ve verimli hale geliyoruz.

Kurulan sosyal platformlar ve gruplar sayesinde bilgi alışverişinde bulunarak ulaşamadığımız pazarlara ve tedarikçilere ulaşıyoruz. Tedarikçi ağımızı genişletiyor, daha önce diğer meslektaşlarımız tarafından güvenilirliği test edilen ve puan verilen güvenilir tedarikçilerle tanışıyoruz. Piyasada nerde, nasıl, kaça, hangi kalite ve markalarda satıldığını bilmediğimiz, daha önce hiç alım yapmadığımız ve hakkında hiç teknik bilgiye sahip olmadığımız ürün ve hizmetleri bile tedarik edebileceğimiz yerleri öğreniyoruz.

Öte yandan yeni iş fırsatları yakalıyor, kendimizi yalnız hissetmiyoruz. Bu sebeplerden dolayı üzerimizde emeği geçen herkese minnettarız.

Üstelik derneklerimiz bütün bu faaliyetleri ve yüzlerce kişilik dev organizasyonları kısıtlı bütçelerle, sponsor destekleriyle, gönüllülük esasına dayanan çalışanlarla gerçekleştiriyorlar. Toplanan aidatların çok sembolik kaldığı gün gibi ortada… Derneklerimizin bu faaliyetlerine he zamankinden daha heyecanla ve özveriyle devam edeceklerine olan inancımız tam ve onları yürekten destekliyoruz.

Ancak; tüm meslektaşlarımızın ve derneklerimizin bireysel veya derneksel faaliyetleri dışında bir takım konular var ki; bu konuları ancak devletimizin ve hükümetimizin imkânlarını ve desteğini yanımıza alarak halledilebiliriz. Bu konular; üniversitelerimizde satın alma bölümlerinin açılması ve bir meslek odası kurulması.

Bu noktada hepimizin ortak ve birlikte hareket etmesi şart. Yani dernekler üstü bir çaba gerekli. Gerek üniversitede bölüm açılması gerekse bir meslek odası kurulması konusunda tüm derneklerimizin çalışmalar yaptıklarını, gerekli yerlere müracaatta bulunduklarını, çalışmalarını bakanlıklara sunduklarını biliyorum. Tek ihtiyaç duydukları şey meslektaşlardan ve üyelerinden görecekleri destek ve çaba.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânlarıHerkese yürüdükleri bu yolda başarılar diliyorum.

Cavit SOY

Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a Dayandı

Müzakere Ve Pazarlık Eğitimleri Haber Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a Dayandı

Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a Dayandı

  • Müzakere Ve Pazarlık Eğitimleri Haber Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a DayandıTürkiye Rüzgar Enerjisi Birliği, rüzgar sektörünün 2024 yılının ilk yarısını nasıl geçirdiği ve bundan sonraki döneme dair öngörüleri paylaştığı basın sohbet toplantısını 18 Temmuz 2024 Perşembe günü Novotel İstanbul Bosphorus’ta gerçekleştirdi.
  • TÜREB Başkanı İbrahim Erden, TÜREB Genel Sekreteri İskender Kökey, Başkan Yardımcıları Ebru Arıcı, Ufuk Yaman, Ali Aydın ve Uğur Işık ile yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda Türkiye’de 2024’ün ilk 6 ayında 450 MW’lık yeni rüzgar kurulu gücünün şebekeye katıldığını belirten TÜREB Başkanı İbrahim Erden, bunun, 2023’ün toplamında gerçekleşen ve son 13 yılın en düşük kurulu güç ilavesi olarak kayıtlara geçen yaklaşık 400 MW’lık rüzgar kurulu gücünden de fazla olduğunu söyledi. Türkiye rüzgar kurulu gücünün an itibarıyla 12 bin 933 MW’a eriştiğini ifade eden Erden, 13 bin MW sınırına dayanan rüzgarda 2026 itibarıyla önemli bir sıçrama görülmeye başlanacağını vurguladı.
  • Türkiye rüzgar sektörünün, Eylül ayı sonunda Hamburg’da yapılacak WindEnergy Hamburg Fuarı’na yine kamu ve özel sektörden oluşan geniş bir heyetle katılım göstereceğini de dile getiren Erden, bu tür etkinliklerin, Türkiye’nin Avrupa rüzgar sektörünün ‘en güvenilir partneri olduğunu vurgulama’ yönündeki çalışmaları adına ciddi faydalar sağladığını belirtti.

18 Temmuz’da İstanbul Novotel Bosphorus’ta yapılan toplantıya basın mensuplarının yanı sıra TÜREB YK üyelerinin bir bölümü de katıldı. Öğleden sonra ‘Yatırımcı Toplantısı’ ile devam eden programın sabah yapılan basın toplantısında konuşan İbrahim Erden, halen yaşanan enerji dönüşümünde en büyük payın rüzgar ve güneşe ait olduğunu hatırlatarak ve 2024 sonuna kadar 1.000 MW’lık yeni kurulu gücün gerçekleşmesini beklediklerini söyleyerek şunları kaydetti: “Türkiye’de 2026, 2027, 2028’de gerçekten çok hızlı bir ivmelenme bekliyoruz. Halen depolama rüzgar projelerinde 19 bin MW tahsis edildi. Ayrıca lisanssız projelere hariç olmak üzere 15 bin MW’a yakın da takriben güneş kapasitesi tahsis edilmiş durumda. Rüzgar tarafındaki 19 bin MW’lık proje portföyünün önemli bir kısmı büyük yatırımcıların elinde ve projenin geliştirme süreçlerinin hızla takip edildiği ile ilgili bir izlenimimiz var. Yatırımcılarımız projeleri en hızlı şekilde inşaat aşamasına getirmeye çalışıyor.”

Proje Geliştirme ve İzin Süreçlerinde Hızlanma İhtiyacı

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, rüzgar enerjisi sektöründe tahsis edilen projelerin yatırıma dönmesinde ve proje geliştirme süreçlerinde yaşanan sorunları da toplantıda basın mensuplarıyla paylaştı. Hali hazırda geçen yıldan bu yıla aktarılan 3 bin MW seviyesinde kontratlanmış proje olduğuna işaret eden Erden, “3 bin MW’lık kontratlanmış proje havuzu var. Bu da önümüzdeki yıllarda geçmiş yıllara oranla büyük ve güçlü kurulumlar gelecek

anlamına geliyor. Bu önemli bir gösterge. Finansman sorunları ve tahsis edilen bu projelerin geliştirme süreçlerinde yaşanan önemli sorunlar var. 19 bin MW’lık uygun bulunan projenin yaklaşık 15 bin MW’lık kısmı ön lisans aldı. Yani top yatırımcının sahasında, projeyi alacak, proje geliştirme süreçlerini yürütecek. Bu süreçler Avrupa’da da yaşanıyor. Covid-19 sonrası dönemdeki zorluklar benzer şekilde şu anda da yaşanıyor” dedi.

Rüzgar Sektörü Süper İzin Sürecinden Umutlu

Enerji Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı ve yenilenebilir enerji proje süreçlerinde ciddi bir hızlanma sağlayacak ‘süper izin’ kanunu hakkında da değerlendirmelerde bulunan İbrahim Erden, son 3 yılda yapılan enerji yatırımlarının yüzde 75’ine yakınını sadece rüzgar ve güneşin oluşturduğunu anımsatarak ‘Dolayısıyla bu projelerin önünün açılmasını elzem buluyoruz. Çünkü baz yük yatırımı gelmediği zaman çok daha fazla rüzgar ve güneş yatırımı yapmak zorundasınız. Aynı zamanda şebeke yatırımlarının da yapılması gerekiyor. TEİAŞ’ın bu alanda özellikle 2035 sonrasına yönelik olmak üzere çok ciddi bir yatırım süreci için çalıştığını da biliyoruz. Şebeke tarafında sahada karşılaştıkları önemli bir sıkıntı müteahhitlik kısmı” dedi.

“Sektörün kapasitesi yılda 3 bin MW yeni kurulu güç”

Müzakere Ve Pazarlık Eğitimleri Haber Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a DayandıToplantıda deniz üstü rüzgar santralleri alanındaki çalışmalar ve depolama konusunda sektörle bağlantılı son gelişmeler hakkında da bilgiler veren İbrahim Erden, Türkiye rüzgar sektörünün yılda 3 bin MW’lık yeni kurulu güç gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğunu belirterek “Yeter ki biz bunu yapabilecek izin ve finans süreçlerini sağlayalım!” şeklinde konuştu.

Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş Şekli?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen Ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş şekli

Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş Şekli?

Mehmet ATASEVERSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen Ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş şekli

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk. KİK E.  Üyesi

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; kesinleşen ihale kararında tekliflerinin ekonomik açıdan en avantajlı teklife göre yüksek olması nedeniyle uygun görülmediğinin belirtildiği ancak gerekçeli kararda farklı bir değerlendirme dışı bırakma gerekçesi gösterildiği, ihalenin ………….  Catering Yemek Üretim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. üzerinde bırakıldığı, bahse konu ihalede ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibinin bulunmadığı, kendilerine 17.04.2024 tarihinde EKAP üzerinden gönderilen tebligatta istenilen belgelerin tamamının sorgulanabildiği, sorgulanamayan belgelerinin bulunmadığı, kesinleşen ihale kararının iptal edilerek tekliflerinin yeniden değerlendirmeye alınması gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

27.06.2024 tarihli ve  2024/UH.II-817 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 10.05.2024 tarihli ihale komisyonu kararında bahse konu ihaleye 32 isteklinin katıldığı, başvuru sahibi ………..   Group Kurumsal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin teklifinin, anılan istekliye EKAP üzerinden 10.05.2024 tarihinde gönderilen 1125 sayılı ve “Kesinleşen ihale kararı” konulu yazıda “Teklifiniz ekonomik açıdan en avantajlı teklife göre yüksek olması nedeniyle uygun görülmemiştir.” ifadesine yer verilerek değerlendirme dışı bırakılırken, kesinleşen ihale kararının ekinde yer alan ihale komisyonu kararında, idarenin 17.04.2024 tarihli ve “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazısına istinaden idare tarafından istenilen belgelerin İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesindeki belgelerin sunuluş şekline uygun olarak belgelerin asıllarının sunulmaması nedeniyle değerlendirme dışı bırakıldığı ve ihalenin …………   Catering Yemek Üretim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. üzerinde bırakıldığı, ekonomik açıdan ikinci teklif sahibinin belirlenmediği görülmektedir.

İdarece, başvuru sahibinin 17.05.2024 tarihli şikâyet başvurusuna verilen cevapta, İdari Şartname’nin “Tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 31’nci ve “İhalenin karara bağlanması” başlıklı 36’ncı maddeleri kapsamında sunulan tekliflerin değerlendirilerek, geçerli tekliflerden ekonomik açıdan en avantajlı birinci ve ikinci teklif olması öngörülen teklif sahiplerine EKAP üzerinden gönderilen tebligat ile ihalede tekliflerin değerlendirmesi süreci için beyan edilen bilgi ve belgeleri tevsik eden belgelerin ekleri ile birlikte, İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesine uygun olarak, 24.04.2024 tarihine kadar idareye sunulması gerektiğinin belirtildiği, tebligat oluşturulurken yeterlik bilgileri tablosunda belirtilen belgelerin otomatik olarak listelendiği ve isteklilerin yeterlik bilgileri tablosunda bulunan beyanlarına göre herhangi bir değerlendirme dışı bırakma işlemi yapılmadığı, sorgulaması kayıt kapsam yönünden yapılabilen işletme kayıt belgesine ait herhangi bir tarih görülemediği, sunulan yeterlik bilgileri tablosunda “Ekonomik ve Mali Yeterliğe İlişkin Bilgiler” kapsamında İdari Şartname’nin 7.4.2’nci ve 7.4.3’üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde bilanço veya eşdeğer belgelerin sunulacağının belirtildiği, yeterlik bilgileri tablosunun açıklamalar sütununda İdari Şartname’nin ilgili maddelerine atıfta bulunularak gerekli açıklamaların mevcut olduğu, İdari Şartname’de yer alan düzenlemeler çerçevesinde ekonomik açıdan en avantajlı birinci ve ikinci teklif olması öngörülen teklif sahiplerine EKAP üzerinden gönderilen tebligat ile ihalede tekliflerin değerlendirmesi süreci için beyan edilen bilgi ve belgeleri tevsik eden belgeleri ekleri ile birlikte İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesine uygun olarak sunulmasının istendiği ancak istekli olarak beyan edilen belgelerin mail yoluyla gönderildiği, bu nedenle sunulan belgelerin ve başvurunun uygun olmadığı gerekçesiyle tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığı, EKAP üzerinden yapılan “Kesinleşen İhale Kararının Bildirilmesi” tebligatında ise ikinci teklif olarak belirlenmediğinden diğer teklife göre yüksek bulunduğu ibaresinin sistemden eklendiği, ekinde gönderilen “Kesinleşen İhale Komisyon Kararı”nda detaylı şekilde açıklandığı, bütün bu nedenlerle kesinleşen ihale kararının iptal edilerek başvuru sahibinin teklifinin yeniden değerlendirmeye alınması talebinin uygun bulunmadığı ifade edilerek şikâyet başvurusunun reddedildiği anlaşılmıştır.

İdarenin, başvuru sahibi ………… Group Kurumsal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.ye gönderdiği 17.04.2024 tarihli ve “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazısında “……………….. DEVLET HASTANESİ İÇİN MALZEME DAHİL YEMEK PİŞİRME, DAĞITIM VE SONRAKİ HİZMETLER (24 aylık) işine ait ihalede tekliflerin değerlendirmesi sürecine geçilmiş olup, beyan ettiğiniz bilgi ve belgeleri tevsik eden ve EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanamayan aşağıdaki belgeleri ekleri ile birlikte, İdari Şartnamenin 7.9. maddesine uygun olarak, 24.04.2024 tarihine kadar İdaremize sunmanız gerekmektedir.

Sunulması Gereken Belgeler

  • Vekaletname Bilgileri
  • Ticaret Sicili Bilgileri
  • Sicil, İzin, Ruhsat ve Faaliyet Belgeleri
  • Geçici Teminat Mektubu /Kefalet Senedi
  • Nakit Teminatlar
  • EKAP’ta Kayıtlı Olan İş Deneyim Belgesi
  • EKAP’ta Kayıtlı Olmayan İş Deneyim Belgesi
  • İş Deneyim Belgesi Düzenlenemeyen Hallerde İş Deneyimini Gösteren Diğer Belgeler(varsa)
  • Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi
  • Ortaklık Tespit Belgesi
  • Ortaklık Tespit Belgesi
  • Bilanço Bilgileri (Yeterlik Değerlendirmesine Esas Alınması İstenen Yıllar)
  • İş Hacmi Bilgileri
  • Diğer Belge
  • Diğer Belgelere İlişkin Açıklamalar

24.04.2024 tarihi 16:30’a kadar …………. İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ DESTEK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI ………… adresine ulaştırılması” ifadelerine yer verildiği görülmektedir.

Başvuru sahibinin kesinleşen ihale kararında tekliflerinin ekonomik açıdan en avantajlı teklife göre yüksek olması nedeniyle uygun görülmediğinin belirtildiği ancak gerekçeli kararda Ayrıca, başvuru sahibi ………. Group Kurumsal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilen ortaklara, ortaklık oranlarına, yöneticilere ait bilgiler, işletme kayıt belgesine, elektronik geçici teminata, EKAP’a kayıtlı olan iş deneyim belgeleri ile bilanço ve gelir tablolarına ilişkin bilgi ve belgeler EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanarak temin veya teyit edilebilen bilgi ve belgeler olduğundan söz konusu bilgilere ilişkin belgelerin ayrıca idare tarafından fiziki ortamda “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazı ile istenmesine gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır. farklı bir değerlendirme dışı bırakma gerekçesi gösterildiği iddiasına yönelik olarak idare tarafından başvuru sahibinin şikâyet başvurusuna verilen cevapta EKAP üzerinden yapılan “Kesinleşen İhale Kararının Bildirilmesi” tebligatında ise ikinci teklif olarak belirlenmediğinden diğer teklife göre yüksek bulunduğu ibaresinin sistemden eklendiği, ekinde gönderilen “Kesinleşen İhale Komisyon Kararı”nda detaylı şekilde açıklandığı belirtilmiş olup anılan isteklinin teklifinin değerlendirme dışı bırakılma gerekçesinin kesinleşen ihale kararının ekinde yer alan ihale komisyonu kararındaki, idarenin 17.04.2024 tarihli ve “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazısına istinaden idare tarafından istenilen belgelerin İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesindeki belgelerin sunuluş şekline uygun olarak belgelerin asıllarının sunulmaması olduğu anlaşılmaktadır. Başvuru sahibinin iddiasının söz konusu kısmının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bununla birlikte, idare tarafından söz konusu bilgi ve belgelerin ayrıca bahse konu yazı ile istenilmesi ve anılan istekli tarafından söz konusu bilgi ve belgelerin fiziki olarak belgelerin sunuluş şekline uygun olarak sunulmaması halinde, bahse konu bilgi ve belgeler EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanarak temin veya teyit edilebildiğinden anılan isteklinin teklifinin, idare tarafından istenilen belgelerin İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesindeki belgelerin sunuluş şekline uygun olarak belgelerin asıllarının sunulmaması nedeniyle değerlendirme dışı bırakılması işleminin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Başvuru sahibi ……. Group Kurumsal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin yeterlik bilgileri tablosunda beyan ettiği tüm bilgiler, EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarının internet sitelerinden temin ve teyit edilebilen belgeler olduğundan tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılma gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, başvuru sahibinin teklifinin değerlendirmeye alınması gerektiğinden, söz konusu iddiasının bahse konu kısmının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen Ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş şekliMehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi