En İyi Müdür Oskarı

Prof. Dr. Umut Omay
Prof. Dr. Umut Omay
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesidir. İnsan Kaynakları Yönetimi, Çalışma Psikolojisi, Çalışma Sosyolojisi, Sosyal Politika ve Endüstri İlişkileri alanları başta olmak üzere lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde dersler vermekte ve aynı alanlarda ulusal ve uluslararası olarak yayınlanmış çok sayıda çalışması bulunmaktadır.
spot_imgspot_img

Günlük yaşamımızda hepimizin üstlenmiş olduğu çeşitli roller bulunmaktadır. Kişilerin günlük yaşamında üstlenmiş oldukları bu roller anne, baba, çalışan, işveren, eş, arkadaş gibi toplum tarafından tanımlanmış kategorilerden oluşmaktadır. Söz konusu kategorilerin her biri yine içeriği toplum tarafından belirlenmiş bir dizi görev, sorumluluk, hak, beklenti, davranış ve normla ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla toplum rolün ne olduğu kadar o rolün tam olarak yerine getirilmesine ilişkin kuralları da belirlemiş olmaktadır (1).

William Shakespeare’e göre hayat bir sahnedir. Dolayısıyla toplumsal ilişkilerde herkesin üstlenmiş oldukları roller çerçevesinde birer aktör olduğu söylenebilir (2).

Toplumsal yaşamda her bir rolün karakteristik davranış kalıpları çerçevesinde beklentiler tarafından şekillendiği ileri sürülmektedir. Bunun sonucunda her bir rol için beklentiler tarafından oluşturulan birer özgün senaryo ortaya çıkmakta ve söz konusu rolü üstlenmiş olan aktörün bu senaryoya uygun hareket etmesi gerekmektedir (3). Örneğin bir babanın, annenin ya da arkadaşın sergilemesi gereken belirli davranış kalıpları bulunmaktadır. Birey kendisi için tanımlanmış bu davranış kalıplarına uygun olarak davranmadığı takdirde “ne biçim baba”, “ne biçim anne”, “ne biçim arkadaş” gibi eleştirilere ve bazı durumlarda çeşitli yaptırımlara maruz kalmaktadır.

İş yaşamında da her seviyedeki aktör için tanımlanmış çeşitli ve birbirlerinden farklı roller bulunmaktadır. Bu nedenle Shakespeare’in tanımına uygun olarak iş yaşamının ve işyerlerinin de “sahne” olarak nitelendirilmesi mümkündür.

Bu sahnede ise irili ufaklı birçok rol çok sayıda aktör tarafından sergilenmektedir. Bu roller toplumsal beklentiler kadar çeşitli kurallar çerçevesinde de belirlenmektedir. Örneğin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. Maddesi işverenlere yönelik olup “Eşit davranma ilkesi” başlığını taşımaktadır ve bu maddede yer alan bir hükümde işverenin “esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem [yapamayacağı]” belirtilmektedir (4). Bu nedenle işverenler açısından üstlenmiş oldukları rolün içeriğinde çalışanlarına eşit davranma yükümlülüğünün de bulunduğunu ve rollerini bu yükümlülük çerçevesinde sergilemeleri gerektiği söylenebilir.

Dolayısıyla iş yaşamındaki rollere ilişkin senaryolar yalnızca yazılı olmayan kural ve beklentilerle değil, aynı zamanda yazılı kural ve beklentilerde de oluşturulmuş bulunmaktadır. Önemli olan ister işveren ister yönetici ve ister işgören olsun, iş yaşamında belirli bir rolü üstlenmiş her bireyin yazılı ve yazılı olmayan kurallara uymasının ve bu kurallar çerçevesinde hareket etmesinin bir gereklilik ve hatta bazı durumlarda zorunluluk olduğudur.

Yine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesine göre “İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili” adı verilmektedir ve aynı maddeye göre “işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır” ne var ki “İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan [kaldırmamaktadır]” (5).

Yukarıdaki örnekte de görülebileceği gibi Yöneticilik de içeriği çok çeşitli biçimlerde doldurulmuş rollerle yakından ilişkilidir ve belki de en kapsamlı rol içeriğinin yöneticiler için belirlenmiş olduğu söylenebilir. Gerçekten de yönetici rolünü üstlenmiş bir kişinin rolünün içeriği alt kademedekiler açısından “işveren”, işveren açısından da “işçi” olarak tanımlanması ile oluşmaktadır. Böyle bir durumda yöneticilerin yalnızca toplumsal beklentiler çerçevesinde değil, yasalar çerçevesinde de belirlenmiş ve içeriği doldurulmuş rolleri oynamaları beklenmektedir. Bu nedenle iyi bir yönetici olma hedefinin bu rolün içeriğinin yazılı ve yazılı olmayan bütün kural ve beklentiler açısından tam olarak bilmesi ve bu içeriğe uygun olarak hareket edilmesi, kısacası bu rol için belirlenmiş senaryoya uygun davranılması ile gerçekleştirilebileceği söylenebilir.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Barnett, R. C. (2014), “Role theory”, Encyclopedia of Quality of Life and Well-Being Research, Ed. A. C. Michalos, Springer Science + Business Media, Dordrecht, p. 5591.

(2) Dandaneau, S. P. (2007), “role-taking”, The Blackwell Encyclopedia of Sociology, Ed. G. Ritzer, Blackwell Publishing, Malden, p. 3956.

(3) Hindin, M. J. (2007), “role theory”, The Blackwell Encyclopedia of Sociology, Ed. G. Ritzer, Blackwell Publishing, Malden, p. 3959.

(4) 4857 Sayılı İş Kanunu, Madde 5.

(5) 4857 Sayılı İş Kanunu, Madde 2.

Prof. Dr. Umut Omay
Prof. Dr. Umut Omay
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesidir. İnsan Kaynakları Yönetimi, Çalışma Psikolojisi, Çalışma Sosyolojisi, Sosyal Politika ve Endüstri İlişkileri alanları başta olmak üzere lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde dersler vermekte ve aynı alanlarda ulusal ve uluslararası olarak yayınlanmış çok sayıda çalışması bulunmaktadır.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı