Yeterlik Bilgileri Tablosunda İstenen Bilgilerin Beyan Edilmesi?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda İstenen Bilgilerin Beyan Edilmesi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda İstenen Bilgilerin Beyan EdilmesiYeterlik Bilgileri Tablosunda İstenen Bilgilerin Beyan Edilmesi?

Mehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk. KİK E.  Üyesi

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; İhale üzerinde bırakılan istekli tarafından yeterlik bilgileri tablosunda teklif etmiş olduğu cihazların yaş bilgilerine ilişkin İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde beyan edilmesi gerektiği belirtilen bilgilerin eksik beyan edildiği iddialarına yer verilmiştir.

27.06.2024 tarihli ve  2024/UH.II-814 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 59/A maddesinde “(1) (Değişik fıkra: 13/09/2019-30887 R.G./3. md.) İhaleler, e-teklif alınmak suretiyle bu maddeye uygun olarak yapılabilir.

(5) e-teklifler EKAP üzerinden, yalnızca teklif mektubu ve ekleri doldurularak hazırlanır ve e-imza ile imzalanarak ihale tarih ve saatine kadar gönderilir. Ortak girişimlerde e-teklifin ortakların tamamı tarafından e-imza ile imzalanması zorunludur. Kısmi teklife açık ihalelerde teklif mektubu eklerinin her bir kısım için ortak girişimlerin katıldığı ihalelerde ise yeterlik bilgileri tablosunun her bir ortak tarafından ayrı ayrı doldurulması gerekmektedir.

(9) İhale dokümanında belirtilen geçici teminat mektubu, katılım belgeleri ve yeterlik kriterleri ile fiyat dışı unsurlara ilişkin değerlendirme, istekliler tarafından beyan edilen bilgi ve belgelerden; EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanarak temin veya teyit edilebilenler için sorgulama sonucunda elde edilen bilgiler; belirtilen yöntemle temin veya teyit edilemeyenler için ise yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilen bilgiler esas alınarak yapılır. Bu değerlendirme sonucunda ihalede öngörülen şartları sağlamadığı anlaşılan teklifler değerlendirme dışı bırakılır.

…” hükmü yer almaktadır

İdari Şartname’nin 2’nci maddesinde “2.1. İhale konusu işin/alımın;

  1. a) Adı: MÜDÜRLÜĞÜMÜZE BAĞLI HALK SAĞLIĞI LABORATUVARININ İHTİYACI OLAN 24 AY SÜRELİ SONUÇ KARŞILIĞI LABORATUVAR (HEMOGLOBİN VARYANT ANALİZİ TESTİ) HİZMET ALIMI İHALESİ
  2. b) Türü: Hizmet alımı
  3. c) İlgili Uygulama Yönetmeliği: Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ç) Yatırım proje no’su (yapım işlerinde): Bu madde boş bırakılmıştır.
  4. d) Kodu:
  5. e) Miktarı: Hemoglobin varyant analizi (HPLCG) 10.977.978,96 PUAN Ayrıntılı bilgi idari şartnamenin ekinde yer almaktadır.
  6. f) İşin yapılacağı/malın teslim edileceği yer: Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Laboratuvarı” düzenlemesi yer almaktadır.

Anılan Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde “7.5.4. İsteklinin teklifi kapsamında sunması gerektiği bu şartnamenin 7 nci maddesi dışındaki maddeleri ile teknik şartnamede belirtilen aşağıdaki belgeler:

Belge Adı Açıklama
cihaz yaşı Cihazın seri numarası, üts kodu v.b. Yaş tespiti için gerekli ayırt edici bilgilere yer verilecektir. (Teklif edilecek cihazlar, sözleşme sonuna kadar Onbeş (15) yaşını geçmemiş olacaktır.)
UBB/ÜTS Ürün (Barkod) Numarası Teklif edilen ürünlere ait UBB/ÜTS numaraları beyan edilecektir.

 

düzenlemesi yer almaktadır.

Aktarılan düzenlemeler çerçevesinde, isteklilerin teklif etmiş oldukları cihazların sözleşme sonuna kadar on beş (15) yaşını geçmemiş olmaları gerektiği ve cihazların yaşlarının ne olduğunun teklif değerlendirmesi sürecinde anlaşılabilmesi için teklif edilen cihazlara ilişkin seri numarası, üts kodu v.b. ayırt edici bilgilerin yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesinin bir yeterlik kriteri olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.

İhale üzerinde bırakılan istekli ……. Kimya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından yeterlik bilgileri tablosunda aktarılan yeterlik kriterine ilişkin olarak yeterlik bilgileri tablosunun ilgili satırında “cihaz yaşı, TARİH: 16.04.2024 SAYIN İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCILIKLARI YENİŞEHİR/DİYARBAKIR YAŞ TAAHHÜTNAMESİ Başkanlığınızca 2024/269242 kayıt no ile yapılacak olan MÜDÜRLÜĞÜMÜZE BAĞLI HALK SAĞLIĞI LABORATUVARININ İHTİYACI OLAN 24 AY SÜRELİ SONUÇ KARŞILIĞI LABORATUVAR (HEMOGLOBİN VARYANT ANALİZİ TESTİ) HİZMET ALIMI İHALESİ firmamız uhdesinde kaldığı takdirde hastaneniz laboratuvarına TOSOH&BIOSCIENCE marka 2 adet G11 model HPLC cihazı kuracağımızı, cihazlarımızın sıfır olduğunu sözleşme süresi sonunda da cihazlarımızın yaşının 15 yılı geçmeyeceğini, halen üretilmekte olduklarını ve cihazlarımızın yaş belgelerini muayene komisyonunuza teslim edeceğimizi kabul ve taahhüt ederiz.” beyanlarına yer verildiği tespit edilmiştir.

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 59/A maddesine çerçevesinde e-teklif alınmak suretiyle yapılan ihalelerde isteklilerin yeterlik bilgileri tablolarında istenen yeterlik kriterlerine ilişkin bilgi girişlerini yapmaları, beyan edilen bu bilgilerden EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanarak temin veya teyit edilebilenlerin bu yöntemle teyit edilmesi, anılan yöntemle teyit edilemeyenlerin ise isteklilerin beyanları çerçevesinde değerlendirilmesi ve eğer beyanlar ihalede istenen yeterlik kriterlerini sağlıyor ise bunların teyidi için gerekli belgelerin, belgelerin sunuluş şekline uygun olarak sunulmasının istenmesi ve sunulan belgeler üzerinden bir inceleme yapılarak değerlendirme sürecinin tamamlanması gerekmektedir.

İhale üzerinde bırakılan istekli …………. Kimya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından yeterlik bilgileri tablosunda İdari Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde belirtilen cihazların yaşına ilişkin yeterlik kriterinin sağlandığına yönelik beyanı incelendiğinde ise sadece teklif edilen cihazların yaşına ilişkin taahhüt içeren genel ifadelere yer verildiği, anılan Şartname maddesinde teklif edilen cihazlara ilişkin seri numarası, üts kodu v.b. ayırt edici bilgilerin yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gerektiğinin belirtildiği ancak istekli tarafından marka model ile sayısını belirttiği teklif etmiş olduğu cihazların yaşlarına ilişkin İdari Şartname’de istenilen ayırt edici bilgilerden hiçbirisine yer verilmediği anlaşılmıştır. Dolayısıyla, yeterlik bilgileri tablosundaki aktarılan bilgilerin eksik olması durumunda bu eksikliğin cihazların yaşlarını gösteren belgelerin fiziki ortamda istenmek suretiyle giderilerek yeterlik kriterine ilişkin değerlendirme yapılması imkanı bulunmadığından, iddianın yerinde olduğu soncuna varılmıştır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda İstenen Bilgilerin Beyan EdilmesiMehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Alım Talebi: Sıvı Silikon

Alım Talebi Sıvı Silikon

Bir firmamız için, alçı, reçine ve çimento dökümünde kullanılmaya uygun, 500 gr. lık, 1 kiloluk ve 4 kiloluk paketlerde / kutularda ve farklı renklerde olmak üzere toplamda 500 kiloluk alım yapılacaktır. Teslim yeri İzmir – Menemen olup, ödeme şekli peşindir (nakit).

İlgili olan üretici ya da satıcıların, renkler ve diğer teknik detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Sıvı Silikon

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Yetenek Yanılgısı

Satınalma Dergisi Yetenek Yanılgısı

Yetenek YanılgısıSatınalma Dergisi Yetenek Yanılgısı

Prof. Dr. Umut OMAY
İstanbul Üniversitesi

Günlük dilde birbirleriyle karıştırılan ve bu nedenle birbirlerinin yerine kullanılan birçok kavram var. Daha önce “iş ve meslek karmaşası” başlıklı yazımda bu duruma ilişkin bir örnek vermiş ve çoğunlukla birbirlerinin yerine kullanılsalar da iş ile meslek kavramlarının birbirlerinden farklı olduğuna değinmiştim (1).

Yetenek ve beceri kavramları da benzer biçimde birbirlerinin yerine kullanılan ve kafa karışıklığına neden olan kavramlar arasında sayılabilir.

Mozart’a atfedilen bir hikâyeye göre bir öğrencisi kendisine senfoni bestelemeyi öğretmesini ister. Mozart da daha basit yapılı eserlerle başlamayı önerir. Bunun üzerine öğrenci “Ama siz daha 8 yaşında senfoni besteliyordunuz” diye itiraz ettiğinde Mozart çok kısa bir yanıt verir: “Ama kimseden bana öğretmesini istemedim!”.

Bu hikâyenin yetenek ile becerinin ayrımına ilişkin çarpıcı bir örnek olduğunu düşünüyorum.

Bu yönüyle yeteneğin doğuştan gelen, becerinin ise sonradan öğrenilen ya da edinilen özelliklerle ilişkili olduğu söylenebilir. Buna ilişkin bir başka yorum ise yeteneğin potansiyeli, bunun ne kadarının kapasiteye dönüştüğünün ise beceriyi gösterdiği şeklinde yapılabilir (2). Dolayısıyla yetenekli olmak ile becerikli olmak aslında farklı şeyleri ifade etmiyor.

Peki, acaba iş hayatında hangisini ön plana almak gerekir? Yetenek mi yoksa beceri mi?

Bu sorunun yanıtını vermek kolay değil. Özellikle “yetenek savaşlarının” ve “yetenek yönetiminin” gündemde olduğu bir dönemde bu soruyu doğru anlamak ve yanıtlamak oldukça önemli bir hale geliyor.

Ne var ki, yetenek yönetimi konusunda yazılanların önemli bir kısmının “yetenek nedir?” sorusunu sormadığı görülüyor. Odak noktası çoğunlukla yetenek yerine yetenek yönetiminin kendisinde. Bu durumda da yetenek yönetimi “… bir işletmenin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli beceri ve yatkınlığa sahip çalışanları çekmek, geliştirmek, elde tutmak ve kullanmak…” olarak tarif ediliyor (3).

Burada bir karmaşa olduğu çok açık. Zaten bazı yazarlar da bu duruma değinerek, yetenek yönetimi literatüründeki yetenek kavramının muğlaklığına ve içinin tamam doldurulamadığına işaret ediyorlar (4).

Konuyla ilgili literatür incelendiğinde yetenek yönetimi açısından yetenek olarak ifade edilen özelliğin aslında günlük dildekinden farklı bir anlam kazandığı ve ilgili örgütün ihtiyaçları çerçevesinde şekillendiği görülüyor (4). Bu nedenle yetenek, tıpkı vasıf gibi (5), piyasa ve işveren tarafından belirlenen bir özellik taşıyor. Bunun sonucunda da, iş hayatında artık belirli becerilere sahip çalışanlar ve çalışan adayları yetenekli olarak kabul ediliyor.

Satınalma Dergisi Yetenek YanılgısıDolayısıyla yetenek yönetimi denildiğinde aslında potansiyelin değil, kapasitenin ön planda tutulduğunu bilmek önemli. Diğer bir ifade ile piyasada aranan bir yetenek denildiğinde, aslında piyasada yetenek olarak tarif edilen ve aranılan şeyin doğuştan gelen değil, sonradan kazanılan özellikler olduğunu anlamamız gerekiyor. Önemli olan, potansiyelimizi sonuna kadar zorlayarak kapasiteye dönüştürebilmek, kısacası, yeteneğimizi görünür kılarak ispatlayabilmek. Evet, Mozart doğuştan yetenekli bir dehaydı. Ama unutulmaması gereken nokta, bu üstün yeteneğini, 8 yaşında senfoni besteleyerek görünür hale getirip ispatlamış olmasıdır.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Omay, U. (2022), “İş ve Meslek Karmaşası”, Çevrim içi: https://satinalmadergisi.com/is-ve-meslek-karmasasi/, (01.06.2022).

(2) Omay, U. (2022), Çalışma Psikolojisi, İ.Ü. Auzef Yayınları, s. 148.

(3) Gurchiek, K. (2006), “Talent management: a key component of HR”, Çevrim içi: https://www.shrm.org/topics-tools/news/talent-management-key-component-hr, (17.07.2024).

(4) Gallardo-Gallardo, E., Dries, N. & González-Cruz, T. F. (2013). What is the meaning of “talent” in the world of work? Human Resource Management Review, 23, pp. 290–300.

(5) Omay, U. (2022), “Vasıf Yanılgısı”, Çevrim içi: https://satinalmadergisi.com/vasif-yanilgisi/, (05.05.2022).

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Sürdürülebilirlik Test 2

Surdurulebilirlik Okulu Test2

YEŞİL SATINALMA ve SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

EĞİTİM YAZI DİZİSİ

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Sürdürülebilirlik Sınav Soruları – 2

Hazırlayan: Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi ABD Başkanı

Şirket Sürdürülebilirlik Komite Üyelerinizle paylaşınız.
Kamu Gözetim Kurumu (KGK) Sürdürülebilirlik Denetçiliği Sınavına hazırlananlar için faydalı olması dileğiyle.

Okuyucularımız için her hafta kişisel ve mesleki gelişimi destekleyici materyaller hazırlıyoruz. Geçen hafta Sürdürülebilirlik Eğitimi – Sürdürülebilirlik Sınav Soruları (Test-1) bir hayli ilgi gördü. Bu testi henüz çözmemiş yöneticilerimiz için aşağıda linkini paylaşıyorum.

Sürdürülebilirlik eğitimi konusunda teklif almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a iletiniz.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMİ 

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Test 1

TEST – 2 için kahvenizi alın.

Tam erişim için profesyonel üyelik gereklidir. Üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz. Üye iseniz giriş yapınız.
Hesap Oluştur


ÖĞRENME MERKEZİ TEST ARŞİVİ

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMİ 

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Test 1

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Test 2 

MÜZAKERE EĞİTİMİ  

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – I 

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – II

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – III

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test IV

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – V 

SATINALMA EĞİTİMİ

Satınalma Eğitimi Test – 1

Satınalma Eğitimi Test – 2

Satınalma Eğitimi Test – 3

Başarılar dilerim.

EĞİTİM KOORDİNATÖRÜ
Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi
egitim@satinalmadergisi.com 

Schneider Electric 2024 Sürdürülebilirlik Etki Ödülleri Başvuruları Başladı

Satınalma Eğitimi Schneider Electric 2024 Sürdürülebilirlik Etki ödülleri Başvuruları Başladıt

Satınalma Eğitimi Schneider Electric 2024 Sürdürülebilirlik Etki ödülleri Başvuruları BaşladıtSchneider Electric, Türkiye’deki iş ortakları, müşteri ve tedarikçilerini 2024 Sürdürülebilirlik Etki Ödülleri’ne başvurmaya davet ediyor. Programa, tüm dünyadan başvuru yapılıyor.
Başvuru süreci önceki yıllara göre daha basit hale getirilirken, adayların strateji geliştirme, dijitalleşme ve karbonsuzlaştırma yoluyla nasıl sonuç elde ettikleri değerlendirilecek.
15 Ekim 2024 tarihine kadar başvurulabilen Schneider Electric 2024 Sürdürülebilirlik Etki Ödülleri’ni kazananlar ülke, bölge ve küresel düzeyde belirlenecek ve sonuçlar 2025 yılının başında açıklanacak.

2023 yılında gerçekleşen programda, MEA (Orta Doğu ve Afrika) Bölgesi’ndeki 6 finalistin üçü Türkiye’den olmuştu

Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümünde lider Schneider Electric, Sürdürülebilirlik Etki Ödülleri’nin üçüncüsü için başvuruların açıldığını duyurdu. 2022’de başlatılan ödüller, Schneider Electric iş ortakları, müşteri ve tedarikçilerinin daha sürdürülebilir ve elektrikli bir dünya yaratmadaki katkılarını onurlandırıyor. Başvuruların 15 Ekim 2024 tarihine kadar yapılabileceği Schneider Electric Sürdürülebilirlik Etki Ödülleri’ni ülke, bölge ve küresel düzeyde kazananlar 2025 yılının başında açıklanacak.

Başvuru ve seçim kriterleri, Schneider’in sürdürülebilirliğe yönelik entegre yaklaşımını yansıtıyor. Ödül programının odak noktası, elektriklendirme, azaltma ve ikame etme çabalarıyla karbonsuzlaştırma olurken, aynı zamanda strateji geliştirme, dijitalleştirme ve karbonsuzlaştırma eylemleriyle Elektrik 4.0 geleceği yaratmaya yönelik girişimlere de daha geniş bir açıdan bakılıyor. Ödül program ayrıca, enerji verimliliğinin artırılması, dijital araç ve teknolojilerin uygulanması ve etki ve yeniliğin diğer örneklerini içeriyor. Kazananlar, dünya çapında tanınarak yeni iş fırsatlarından da faydalanıyor.

Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya Bölge Başkanı İsmail Yamangil, “İnovasyon ve bağlılık bir araya geldiğinde, anlamlı değişiklikler yapabileceğimize ve kalıcı bir etki yaratabileceğimize inanıyoruz. Bu ödül programı ile, daha sürdürülebilir, elektrikli ve dijital bir dünya için hedeflerini eyleme dönüştürmek için çaba gösterenleri onurlandırmak istiyoruz.” dedi.

2023 yılında MEA (Orta Doğu ve Afrika) Bölgesi’ndeki 6 finalistin 3’ünün Türkiye’den olduğunu belirten Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya Bölge Başkanı İsmail Yamangil, “Bu başarı, Türkiye’deki iş ortaklarımız, tedarikçilerimiz ve müşterilerimizin sürdürülebilirlik konusundaki başarılarını ve bu alandaki liderliklerini gösteriyor. Bu nedenle, Türkiye’deki tüm paydaşlarımızı bu yıl üçüncüsünü gerçekleştireceğimiz Schneider Electric 2024 Sürdürülebilirlik Etki Ödülleri’ne katılmaya davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.

2023 küresel ödülünü kazanan Henkel’in Küresel Kilit Müşteri Yöneticisi Pia Oelze ise, “Bu ödül, kişisel başarıyı, Henkel ve Schneider Electric arasında çözüm odaklı sürdürülebilirlik programlarını keşfetmek için olağanüstü ekip çalışmasını ve daha iyi bir yarın yaratmak için kaydettiğimiz toplu ilerlemeyi temsil ediyor” dedi.

Nasıl Başvurulur?

Başvurular Schneider Electric web sitesi üzerinden kabul edilmeye başlanırken, son başvuru tarihi ise 15 Ekim 2024 olarak belirlendi  (Linkten başvurabilirsiniz). Tüm adaylar ve başvurular ülke ödülleri için kısa listeye alınacak, ardından ülke kazananları bölgesel finallere girecek ve son olarak küresel ödül için değerlendirilecek. Küresel ödülleri kazananlar 2025’in başlarında açıklanacak.

Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen ödül programı 60 ülkeden 400’ün üzerinde başvuru alırken, 12 şirket küresel Sürdürülebilirlik Etki Ödülleri için seçildi ve kazananlar 3 Nisan 2024’te Paris’teki Schneider Electric İnovasyon Zirvesi’nde açıklandı.

2024 Sürdürülebilirlik Etki Ödülleri, Schneider’in geniş iş ortağı ekosistemini daha sürdürülebilir bir gelecek sunmak için güçlendirmeyi amaçlayan Sürdürülebilirlik için Ortaklık girişimini hızla büyütüyor. Bu girişimin son kilometre taşı ise dünya çapındaki şirketlerin karbonsuzlaştırma yolculuklarını hızlandırmaları için ücretsiz bir eğitim kaynağı olan Schneider Electric Sürdürülebilirlik Okulu‘nun lansmanı oldu.

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri Sektöründen Yılın İlk Yarısında 3,8 Milyar Dolarlık İhracat

Satınalma Eğitimi Mobilya, Kâğıt Ve Orman ürünleri Sektöründen Yılın İlk Yarısında 3,8 Milyar Dolarlık İhracat

Satınalma Eğitimi Mobilya, Kâğıt Ve Orman ürünleri Sektöründen Yılın İlk Yarısında 3,8 Milyar Dolarlık İhracatTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2024 Haziran ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Geçtiğimiz ay 737 milyon dolar ihracat yapan mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörü, haziran ayında, 9 günlük bayram tatilinin etkisi ile 545 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Sektör 2024 yılının ilk altı ayında 3,8 milyar dolarlık ihracata ulaşırken, ihracat payının en çok arttığı ülke yüzde 25,64 ile Amerika Birleşik Devletleri, ihracatın en çok yapıldığı ülke ise 526 milyon dolar ile Irak oldu.

Türkiye’nin 2024 yılı ilk 6 ayına dair ihracat verileri Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından paylaşıldı. Yılın ilk 6 ayında Türkiye’nin ihracatı 125 milyar 446 milyon 326 bin dolar olarak kayıtlara geçti. 2023 yılı haziran ayında 664 milyon dolar olan mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektörü ihracatı, bu yılın aynı ayında 545 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Sektör yılın ilk altı ayında 3,8 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken en çok ihracat yapılan ülkeler arasında ise ilk sırayı 526 milyon dolar ile Irak aldı. İkinci sırada 200 milyon dolar ile Birleşik Krallık, üçüncü sırada ise 182 milyon dolarlık ihracat ile Amerika Birleşik Devletleri yer buldu. Listenin devamında Almanya, İran, Fas, Libya, Fransa ve Romanya gibi ülkeler bulunurken, ihracat payının en çok arttığı ülke ise yüzde 25,64 ile Amerika Birleşik Devletleri oldu.

Resmi Tatiller Aksamaya Neden Oluyor

Dünya ticaretinde son yıllarda yaşanan durgunluk ve krizlere rağmen mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörü hedefleri doğrultusunda yüksek enerjiyle çalışmaya devam ediyor. Sektörün haziran ayı ihracatına dair değerlendirmede bulunan İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, “Tüm sektör temsilcilerimizle birlikte, önümüze koyduğumuz 8 milyar dolarlık hedef doğrultusunda yoğun ve yüksek enerjiyle çalışmaya devam ediyoruz. Daha önceleri de söylediğimiz gibi resmi tatillerde ister istemez ihracatta düşüş görüyoruz. Haziran ayında 9 günlük bayram tatilinin olması da ihracatımızı ister istemez etkiledi. Son aylarda yükselen bir istikrarımız mevcut ve yılın ikinci yarısında uzun süreli resmi tatiller bulunmuyor. Bu nedenle yakaladığımız ivmeyi sürdürerek hedefimize başarıyla ulaşmayı ümit ediyoruz. Şartların zorlu olduğunun farkındayız ancak mesela, hedef pazarlarımızdan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Pazar payımızı her geçen gün artırıyoruz. İhracatçılarımızın ve üreticilerimizin her biri kıymetli çalışmalar gerçekleştiriyor. Hep birlikte yerli üretimi dünyaya yaymak için gayret gösteriyoruz. İnanıyoruz ki, hem bu yıl hem de gelecek yıllar için hedeflerimize bu inançla ulaşacağız” dedi.

Yıllık İzinde İken Hastalık Raporu Alan İşçi; İzinle Çakışan Raporlu Gün Sayısı Kadar İznini Uzatabilir mi?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yıllık İzinde İken Hastalık Raporu Alan İşçi; İzinle çakışan Raporlu Gün Sayısı Kadar İznini Uzatabilir Mi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yıllık İzinde İken Hastalık Raporu Alan İşçi; İzinle çakışan Raporlu Gün Sayısı Kadar İznini Uzatabilir MiYıllık İzinde İken Hastalık Raporu Alan İşçi; İzinle Çakışan Raporlu Gün Sayısı Kadar İznini Uzatabilir mi?

Lütfi İNCİROĞLU

Yıllık izin Anayasal temeli olan işçinin ücretli din­lenme hakkıdır. Bu haktan vazgeçilemez. Paraya dönüşmez. Her yıl Kanunda yazılı süreler kadar işçinin dinlendirilmesi gerekir. Başka bir deyişle, işverence, işçinin yıllık ücretli izninin yılı içerisinde kul­landırması esastır. Örneğin 1 Ocak 2023 tarihinde işe başlayan işçi, 1 Ocak 2024 tarihinde yıllık ücretli izne hak kazanır. Bu durumda işveren işçinin hak kazandığı yıllık ücretli iznini 2024 yılı sonuna kadar kullandırmakla yükümlüdür.

4857 sayılı İş Kanununa göre, yıllık ücretli izinlerin bir bölümünün on günden az kullandırılamayacağı yönündeki düzenleme yıllık izin kullanma süresinin asgari sınırını belirlemiştir (İşK m.56/3). En az yıllık izin kullanma süresinin on gün olması yasal çalışma koşulları arasındadır. Kural olarak on günden kısa süreli izinler, yıllık izin yerine “işverence verilen diğer izinler” olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, yılda işçiye on günden az izin süresi tanınması haklı fesih nedeni sayılır. Ancak Yargıtay’ın son yıllarda verdiği kararlarında, on günden kısa süreli yıllık izin talebinin işçiden gelmesi ha­linde, bu izinlerin yıllık izinden düşülmesini kabul etmektedir[1].

4857 sayılı Kanun m.53’e göre de “İşyerinde işe başladığı günden iti­baren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir”. 4857 sayılı Kanun’un 56/5 maddesine göre; ”yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan Ulusal Bayram, Hafta tatili ve Genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz”. Ayrıca, işveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez (m.56/4)”. İşveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde İş Kanunu’nun 17 nci maddede belirtilen bildirim süresiyle, 27 nci madde gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri yıllık ücretli izin sü­releri ile iç içe giremez (m.59/2).

Yıllık izin kullanırken işçinin hastalık raporu alması ha­linde; bu durumu işverene bildirmeli, raporla çakışan yıllık ücretli izin gün sayısı ile rapor süresi yıllık izin süresi içinde kalmışsa; rapordan sonraki kalan izin gün sayısı kadar kullanılmayan yıllık izin işverence işçiye verilmelidir. Veya işçi; yıllık izin içinde kalan rapor süresinden sonra daha kullanılacak yıllık izin günü kalmışsa o günleri de kullanıp işbaşı yapar, daha sonra sadece raporlu günlerle çakışan gün sayısı kadar işverenden yıllık ücretli izin talep edebilir.

Yıllık izinde iken hastalık raporu alan işçi; yıllık ücretli izinle çakışan raporlu gün sayısı kadar yıllık ücretli iznini uzatamaz. Çünkü, işyerinde işin yürütümü; izin süresine göre planlanmış olacağından, işyerinde aksaklıklar meydana gelebilir. Şayet; rapor süresi yıllık izin süresini aşacak şekilde de­vam ediyorsa; doğal olarak bu durum işverene bildirilir, rapor süresi biti­minde işbaşı yapılır, bu durumda da rapor süresi ile çakışan yıllık izin günleri daha sonra işverenden talep edilerek, kullanılmayan süre kadar yıllık izin kul­lanılır.

Diğer taraftan, hastalık sebebiyle uzun süre rapor kullanmak zo­runda kalan işçinin yıllık izin hakkı konusunda da; Uğranılan kaza veya hastalık sebebiyle işçinin uzun süre işe gidememesi halinde, o tarihteki hizmet süresine göre hesaplanacak bildi­rim süresine altı hafta daha eklenir ve eğer raporlu olunan süre bu şekilde hesaplanacak süreden daha fazla ise, fazla olan kısım yıllık ücretli iznin he­saplanmasında değerlendirmeye alınmaz.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yıllık İzinde İken Hastalık Raporu Alan İşçi; İzinle çakışan Raporlu Gün Sayısı Kadar İznini Uzatabilir MiSonuç olarak, Yıllık izinde iken hastalık raporu alan işçi; yıllık ücretli izinle çakışan raporlu gün sayısı kadar yıllık ücretli iznini uzatamaz. Çünkü, işyerinde işin yürütümü; izin süresine göre planlanmış olacağından, işyerinde aksaklıklar meydana gelebilir. Şayet; rapor süresi yıllık izin süresini aşacak şekilde de­vam ediyorsa; doğal olarak bu durum işverene bildirilir, rapor süresi biti­minde işbaşı yapılır, bu durumda da rapor süresi ile çakışan yıllık izin günleri daha sonra işverenden talep edilerek, kullanılmayan süre kadar yıllık izin kul­lanılır.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] ÇİL, Şahin, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, 1348.

Yaş Meyve Sebze ve Meyve Sebze Mamulleri İhracatı 6 Ayda 3 Milyar Doları Aştı

Satınalma Eğitimi Yaş Meyve Sebze Ve Meyve Sebze Mamulleri İhracatı 6 Ayda 3 Milyar Doları Aştı

Satınalma Eğitimi Yaş Meyve Sebze Ve Meyve Sebze Mamulleri İhracatı 6 Ayda 3 Milyar Doları AştıYaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörleri 2024 yılının ilk yarısında ihracatını yüzde 9’luk artışla Türkiye’ye 3 milyar 8 milyon dolar döviz kazandırdı. 2024 yılı için 6 milyar dolar ihracat hedefi olan iki sektör, 2024 yılının ilk yarısında hedefin yüzde 51’ini gerçekleştirdi. Yaş meyve sebze ihracatı yüzde 1’lik artışla 1 milyar 718 milyon dolar olurken, meyve sebze mamulleri ihracatı yüzde 20’lik yükselişle 1 milyar 42 milyon dolardan 1 milyar 290 milyon dolara ilerledi.

Türkiye’de 60 milyon ton taze meyve sebze üretildiği bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, 60 milyon ton üretimin katma değere dönüşmesi, üreticinin emeklerinin karşılığını alması için ihracatın üreticinin sigortası konumunda olduğunu, Türk lezzetlerini dünyanın dört bir tarafına ihraç ederek hem ülkeye döviz kazandırdıklarını hem de üreticilerinin emeklerinin karşılığını aldığını dile getirdi.

TURQUALITY, UR-GE ve Fuarlarla İhracat Hedefine Koşuyoruz

“Kiraz, ayva, incir, kayısı üretiminde dünya birincisiyiz” diyen Uçak, “Vişne, salatalık, kavun ve karpuz üretiminde 2.sırada, Elma, biber, mandalina ve domates üretiminde 3.sırada bulunuyoruz. Meyve sebze üretiminde ilk 5’te olduğumuz toplam 15 ürün bulunuyor. Meyve sebze mamullerinde turşu ihracatında dünya lideriyiz. Meyve suları, kurutulmuş ve dondurulmuş meyve sebze üretim ve ihracatında dünyanın en modern tesislerine sahibiz. Sürdürdüğümüz Turkish Fresh and Processed Fruits and Vegetables Cluster URGE Projesiyle 41 firmamızın kümelenerek ihracatımızı artırmasını hedefliyoruz. Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 6 gıda birliği ABD pazarına yönelik sürdürdüğümüz Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi sayesinde ABD’de taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatında önemli başarılar elde ettik. Uzakdoğu ülkelerine ihracatımızı artırmak için 2024 yılında 4 fuara katılım sağlamış olacağız. İhracat rakamları bu çabalarımızın karşılığını aldığımızı, meyvelerini topladığımızı ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.  

Tazede Domates, Mamulde Elma Suyu İhracat Lideri

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin 2024 yılının ilk yarısında ihracatının yüzde 4’lük artışla 595 milyon dolardan 618 milyon dolara çıktığını vurgulayan Başkan Uçak şöyle devam etti; “Türkiye geneli taze meyve sebze ihracatında domates 256 milyon dolarlık ihracatla zirvede yer alırken, mandalina 170 milyon dolarla ikinci, kiraz 143,5 milyon dolarla en çok ihraç edilen üçüncü ürün oldu. Meyve sebze mamulleri ihracatında elma suyu 131 milyon dolarlık performansla birinci olurken, domates salçası 106 milyon dolar, biber turşusu 88 milyon dolar döviz kazandırdı.”

Yaş Meyve Sebzede Rusya, Meyve Sebze Mamullerinde ABD En Çok İhracat Yapılan Ülkeler Oldu

Taze meyve sebze ihracatında Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke 436,5 milyon dolarla Rusya Federasyonu olurken, meyve sebze mamulleri ihracatında en çok ihracat yapılan ülkeler listesinin bir numarasında 209 milyon dolarlık tutarla Amerika Birleşik Devletleri yer aldı. Taze meyve sebze ihracatında Irak’a ihracat yüzde 200’lük artışla 50 milyon dolarlak 200 milyon dolara çıkarken, üçüncü ülke 174 milyon dolarlık ihracatla Almanya oldu. Almanya, meyve sebze mamulleri ihracatında ise; 176 milyon dolarlık Türk lezzeti talebiyle adını ikinci sıraya yazdırdı. Meyve sebze ihracatında üçüncü büyük pazarımız 89 milyon dolarlık ihracatla İngiltere oldu.

Çin GenAI Kullanımında Dünya Lideri Olurken ABD ise Olgunluk ve Tam Olarak Uygulamada Lider Konumda

Satınalma Eğitimi çin Genai Kullanımında Dünya Lideri Olurken Abd Ise Olgunluk Ve Tam Olarak Uygulamada Lider Konumda

Satınalma Eğitimi çin Genai Kullanımında Dünya Lideri Olurken Abd Ise Olgunluk Ve Tam Olarak Uygulamada Lider KonumdaLiderler anlayış eksikliğini, iş stratejisini, veri yeterliliğini ve mevzuata uygunluğu endişe kaynağı olarak belirtiyor. Veri gizliliği, güvenliği ve yönetişimi başlıca zorluklar olarak öne çıkıyor. Üretken yapay zeka (GenAI) artık hayatımızın bir parçası ve yerini her geçen gün daha da sağlamlaştırıyor. Dünyanın dört bir yanındaki kuruluşlar bu teknolojiyi heyecanla kullanıyor ve yatırım yapıyor. Peki GenAI kullanımında hangi bölgeler ve ülkeler başı çekiyor? SAS’ın Coleman Parkes Research Ltd. ile yaptırdığı yeni küresel araştırmaya göre Çin bu konuda lider konumda. Çin’deki iş dünyası karar vericileri, kuruluşlarının %83’ünün bu teknolojiyi kullandığını bildiriyor. Bu oran Birleşik Krallık (%70), Amerika Birleşik Devletleri (%65) ve Avustralya’dan (%63) daha fazla. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kuruluşlar, Çin’deki %19 ve Birleşik Krallık’taki %11’lik oranlara kıyasla olgunluk ve GenAI teknolojilerini tam olarak uygulama açısından %24 ile önde yer alıyor.

Peki bunlar yapay zeka ve GenAI’ın küresel ekonomik etkisi açısından ne anlama geliyor? McKinsey, 2023 raporunda GenAI’ın çeşitli kullanım durumlarında yıllık 2,6 trilyon ila 4,4 trilyon dolara eşdeğer bir katkı sağlayabileceğini tahmin ediyor. Bu, Birleşik Krallık’ın 2021’deki GSYİH’sinin tamamıyla karşılaştırılabilecek bir rakam. Söz konusu etki, yapay zekanın genel etkisini %15 ila %40 oranında artıracak.

İşin ekonomik sonuçlarını göz önünde bulunduran SAS ve Coleman Parkes, önemli küresel pazarlarda 1.600 karar vericiyi hedefledi. Katılımcılar bankacılık, sigorta, kamu sektörü, yaşam bilimleri, sağlık hizmetleri, telekomünikasyon, üretim, perakende, enerji ve kamu hizmetleri ve profesyonel hizmetler gibi çeşitli sektörlerde çalışıyordu. Ankete katılan en küçük kuruluşlar 500-999 kişilik işgücüne sahipken, en büyükleri 10 binden fazla çalışana sahipti. Coleman Parkes Genel Müdürü Stephen Saw, “Çin GenAI benimseme oranlarında lider olsa da bu daha yüksek benimseme, mutlak etkili uygulama veya daha iyi getiri anlamına gelmiyor” dedi. “ABD, Çin’deki %19’luk orana kıyasla GenAI’ı tam olarak uygulayan kurum oranında %24 ile yarışta öne geçiyor.”

Küresel Bölgeler GenAI ile İlerliyor

Ankette, farklı bölgelerin GenAI’ı anlamlı şekillerde ancak farklı oranlarda benimsemeye başladığını gösteren sonuçlar öne çıkıyor.

SAS CTO’su Bryan Harris, şunları söyledi: “Her yeni teknolojide, kuruluşların gerçek dünyadaki uygulamaların karmaşıklığını anlamak için bir keşif aşamasından geçmesi, illüzyonu gerçeklikten ayırması gerekir. Üretken yapay zeka ile bu noktaya ulaştık. Hype döngüsünden çıktığımız noktada, GenAI’dan tekrarlanabilir ve güvenilir iş sonuçları elde etmemiz ve bunları amaca yönelik olarak uygulamamız söz konusu.”

Bölgeler, üretken yapay zekayı kuruluşlarının süreçlerinde tam olarak kullanma ve uygulama konusunda ne durumda?

Kuzey Amerika, kuruluşların süreçlerinde üretken yapay zekayı tam olarak kullanma ve uygulama konusunda %20 ile en yüksek orana sahip bölge olarak karşımıza çıkıyor. Bunu %10 ile Asya-Pasifik (APAC) bölgesi takip ederken, Latin Amerika (LATAM) %8 ile üçüncü sırada yer alıyor. Kuzey Avrupa ise %7 oranında üretken yapay zekayı benimsemiş durumda ve bu oran Güney Batı ve Doğu Avrupa bölgeleri için de aynı oranda seyrediyor.

Hangi bölgeler GenAI kullanım politikalarını uygulamaya koydu?

Asya-Pasifik (APAC) bölgesi, %71 ile GenAI (üretken yapay zeka) kullanım politikalarını uygulamaya koymada en yüksek orana sahip. Bunu %63 ile Kuzey Amerika, %60 ile Güney Batı ve Doğu Avrupa, %58 ile Kuzey Avrupa ve %52 ile Latin Amerika (LATAM) takip ediyor. Önümüzdeki mali yılda GenAI’a yatırım yapmayı planlayanların ne ölçüde özel bir bütçesi var?

Önümüzdeki mali yılda GenAI’a yatırım yapmayı planlayanların özel bir bütçeye sahip olma oranlarına bakıldığında, Asya-Pasifik (APAC) bölgesi %94 ile en yüksek orana sahip. Bunu %91 ile Kuzey Avrupa ve Güney Batı ve Doğu Avrupa izliyor. Kuzey Amerika %89 ile dördüncü sırada yer alırken, Latin Amerika (LATAM) %84 ile beşinci sırada yer alıyor.

Not: Kuzey Amerika, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’yı; LATAM Brezilya ve Meksika’yı; Kuzey Avrupa Birleşik Krallık/İrlanda, İsveç, Norveç, Finlandiya ve Danimarka’yı; Güney Batı ve Doğu Avrupa Fransa, Almanya, İtalya, Benelüks, İspanya ve Polonya’yı; APAC ise Avustralya, Çin, Japonya ve Birleşik Arap Emirlikleri/Suudi Arabistan’ı kapsamaktadır.

Sektörler ve İşlevsel Bölümler GenAI’ı Değişen Oranlarda Benimsiyor 

Alchemy Crew CEO’su ve Girişim Ortağı Sabine VanderLinden, GenAI’a yatırım yapan sektörlerde büyük bir potansiyel öngörüyor. VanderLinden, “İş dünyasının geleceği üretken yapay zeka tarafından yeniden şekillendiriliyor. GenAI’ın iş süreçlerine entegrasyonu – pazarlamada dinamik profillemeden hassas hasar sigortasına kadar – verimlilik, kişiselleştirme ve stratejik öngörü için benzersiz fırsatlar sunuyor. Bu teknolojiyi benimsemek, son derece belirsiz ve öngörülemez bir rekabet piyasasında bir adım önde olmak için şart” diyor.

Veriler sektörel segmentlerine ayrıldığında, bankacılık ve sigortacılığın GenAI’ı çeşitli ölçütlerde günlük iş operasyonlarına dahil etme açısından diğer sektörlere liderlik ettiğini gösteriyor. Bu bulgulardan öne çıkanlar aşağıda yer alıyor:

Belirli sektörler GenAI’ı tam olarak uyarlama veya düzenli iş süreçlerine tam olarak uygulama açısından nasıl sıralanıyor?

GenAI’ı tam olarak uyarlama veya düzenli iş süreçlerine tam olarak uygulama açısından sektörler şöyle sıralanıyor: Bankacılık sektörü %17 ile en yüksek orana sahip bunu %15 ile telekomünikasyon sektörü takip ederken, sigorta, yaşam bilimleri ve profesyonel hizmetler sektörleri %11 perakende sektörü %10 kamu sektörü ve sağlık hizmetleri %9, üretim sektörü %7, enerji ve kamu hizmetleri sektörü %6 olarak sıralanıyor.

Hangi sektörler GenAI’ı günlük olarak bir dereceye kadar kullandıklarını belirtiyor?

GenAI’ı günlük olarak bir dereceye kadar kullandıklarını belirten sektörler arasında telekomünikasyon sektörü %29 ile en yüksek orana sahip. Bunu %27 ile perakende sektörü takip ederken, bankacılık ve profesyonel hizmetler sektörleri %23, sigorta sektörü %22, yaşam bilimleri %19, sağlık hizmetleri ve enerji ve kamu hizmetleri sektörleri ise %17, üretim sektörü %16, kamu sektörü %13 orana sahip olarak karşımıza çıkıyor.

Kurumların içinde hangi departmanlar GenAI kullanıyor veya kullanmayı planlıyor?

Kurumlar içinde GenAI kullanımı veya kullanım planları açısından en yüksek orana sahip departmanlar satış (%86) ve pazarlama (%85) departmanları. Bunu %81 ile BT (Bilgi Teknolojileri) departmanı takip ederken, finans ve üretim departmanları %75 oranında GenAI kullanıyor veya kullanmayı planlıyor.

Erken Benimseyenler GenAI’ı Kullanma ve Uygulama Konusunda Pek Çok Engelle Karşılaşıyor

Kurumların GenAI’ı rutin kullanıma sokarken karşılaştıkları zorluklar listesinde 1 numarada net bir GenAI stratejisinin olmaması yer alıyor.

Ankete katılan liderlerin yalnızca %9’u kurumlarının GenAI’ı benimseme sürecine son derece aşina olduklarını belirtiyor. Kuruluşları GenAI’ı tam olarak uygulamaya koymuş olan katılımcıların yalnızca %25’i kuruluşlarının GenAI’ı benimseme stratejisine son derece aşina olduklarını söylüyor. Teknoloji yatırım kararlarından sorumlu karar vericiler bile – benimseme eğrisinin ilerisinde olan kuruluşlar da dahil olmak üzere – yapay zekaya aşina değiller.

Genel olarak 10 üst düzey teknoloji karar vericisinden 9’u GenAI’ı ve iş süreçlerini etkileme potansiyelini tam olarak anlamadıklarını kabul ediyor. CIO’lar %45 ile kuruluşlarının yapay zekayı benimseme stratejisini anlayan yöneticiler arasında başı çekiyor. Ancak Teknoloji Liderlerinin (CTO) yalnızca %36’sı tam olarak bilgi sahibi olduklarını söylüyor.Ancak bu anlayış boşluğuna rağmen, çoğu kuruluş (%75) önümüzdeki mali yılda GenAI’a yatırım yapmak için bütçe ayırdığını söylüyor.

Kuruluşların karşılaştığı diğer zorluklar şunlar:

Veri

Kuruluşlar GenAI’ı benimsedikçe, büyük dil modellerini (LLM’ler) geliştirmek için yeterli veriye sahip olmadıklarını fark ediyorlar. Ayrıca, devreye alma sürecine girdiklerinde, yapay zekayı başarılı bir şekilde uygulamak için uygun araçlardan yoksun olduklarını da fark ediyorlar. Kurumların BT liderleri en çok veri gizliliği (%76) ve veri güvenliği (%75) konusunda endişe duyuyor.

Regülasyon

Kuruluşların yalnızca onda biri, gelecek yapay zeka düzenlemelerine uymaya tam olarak hazır olduklarını söylüyor. Tam olarak uygulamaya geçen kuruluşların üçte biri regülasyonlara uyabileceklerine inanıyor. Sadece %7’si GenAI yönetişimi konusunda yüksek düzeyde eğitim veriyor ve yalnızca %5’i LLM’lerdeki önyargı ve gizlilik risklerini ölçmek için güvenilir bir sisteme sahip.Engeller olsa da, teknolojiyi erken benimseyenlerin bazıları şimdiden anlamlı faydalar elde etti bile: %89’u çalışan deneyiminin ve memnuniyetinin arttığını, %82’si operasyonel maliyetlerden tasarruf ettiklerini ve %82’si müşteriyi elde tutma oranının arttığını belirtiyor.

Aşırı Sıcaklar 2030 Yılına Kadar Yıllık 4 Trilyon Dolardan Fazla Üretkenlik Kaybına Neden Olacak

Satınalma Eğitimi Aşırı Sıcaklar 2030 Yılına Kadar Yıllık 4 Trilyon Dolardan Fazla üretkenlik Kaybına Neden Olacak

Satınalma Eğitimi Aşırı Sıcaklar 2030 Yılına Kadar Yıllık 4 Trilyon Dolardan Fazla üretkenlik Kaybına Neden OlacakDünya çapında artan aşırı sıcaklar ve küresel ısınmanın etkilerinden koruyabilmek konusunda yapılması gerekenlere dikkat çekiliyor. Dünya ısındıkça, aşırı sıcağa karşı toplumsal ve ekonomik dayanıklılık oluşturmak için yenilikçi stratejilere ve yatırımlara ihtiyaç duyuluyor. İşverenlerin, çalışanlarını küresel ısınmanın etkilerinden korumak için kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar geliştirmesi gerekiyor. Aşırı ısınmanın her yıl dünyada 675 milyar saatlik iş kaybına neden olduğu hesaplanıyor; bu da küresel gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık yüzde 1,7’sine tekabül ediyor.

Dünyanın her yerinde kırılan sıcaklık rekorları konusuna dikkat çekerken, iş verenleri çalışma ortamlarına yönelik önlemler almaya çağırıyor. Aşırı sıcaklık depresyon gibi zihinsel sağlığı tehdit eden sağlık durumlarını tetikliyor, pek çok solunum ve kalp-damar hastalığını da şiddetlendiriyor.

Aşırı sıcaklığın çalışan sağlığı ve refahı üzerindeki etkilerinin yanı sıra hayati önem taşıyan tedarik zincirlerini kesintiye uğratıyor, iş verimliliğine zarar veriyor ve sayısız ekonomik etkiye neden oluyor. Bunun sonucunda her yıl 675 milyar saatlik iş kaybı olduğu hesaplanıyor; bu da küresel gayri safi yurt içi hasılasının kabaca yüzde 1,7’sine tekabül ediyor.

Aşırı Sıcaklar 2030 Yılına Kadar Yıllık 4 Trilyon Dolardan Fazla Üretkenlik Kaybına Neden Olacak

Pek çok farklı endüstrideki işletmeler aşırı sıcağın insan sağlığı üzerindeki etkilerini hissedecek. Isı dalgaları yorgunlukla ortaya çıkan zihinsel sağlık problemlerine, diyabetik komplikasyonlara ve hatta felçlere yol açabiliyor. İş yerindeki ısı stresi nedeniyle her yıl toplam çalışma saatlerinin yüzde 2’sinin kaybedilebileceği öngörülüyor. Aşırı sıcakların ise 2030 yılına kadar yıllık 4 trilyon dolardan fazla üretkenlik kaybına neden olacağı düşünülüyor.

Kısa Vadede Eğitim Ön Plana Çıkıyor

İşverenlerin çalışanlarını aşırı sıcak ve ısı stresinden korumak için kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapması gerekiyor. İşverenler, çalışanlara ısı stresinin ne olduğu, sağlıklarını ve güvenliklerini nasıl etkilediği ve sıcaklık seviyesinin ne zaman ve kimler için kritik olduğu konularında eğitim verebilir. Aşırı sıcak ortamlar çalışanlar için güvensiz hale geleceğinden işverenler, çalışma saatlerini buna göre düzenleyebilir. Dünya çapında pek çok tarım işçisinin gece çalışması buna örnek gösterilebilir. Bazı durumlarda daha kısa çalışma saatleri ve daha uzun dinlenme süreleri gibi esnek çalışma programlarına ihtiyaç duyulabilir. Pek çok hükümet politikası bu konuyla ilgili henüz gelişme aşamasında olsa da işverenler iç ve dış politikalar da dahil olmak üzere aşırı sıcaklara ilişkin işyeri güvenliği kurallarını da değerlendirebilir.

Orta Vadede Teknoloji Destekli Isı Stresi İzleme Sistemi Devreye Alınabilir

İşverenlerin orta vadede teknoloji destekli ısı stresi izleme sistemini devreye almaları da önerilen çözümler arasında. Hindistan’ın Bengaluru kentindeki Covid 19 salgını sırasında yapıldığı gibi, güneş enerjisi sistemlerinin kurulumunu yapanların, giyilebilir termometreler ve dronlar kullanarak sıcaklığı uzaktan izlemesiyle bu stratejilerin uygulanmaya başlandığını görüyoruz.

İş yerinin yenilenmesi de bir diğer seçenek. Geçmişte ihtiyaç duyulmayan, fakat sıcaklık artışıyla birlikte ihtiyaç haline gelen klima ya da gerekli olduğu her ortam için uyarlanabilir. İş sözleşmeleri ve müzakereler sırasında sıcaklık konusu da tartışılmalı. Sendikalar bu konuyu gündeme getiriyor ve işletmeleri harekete geçmeye davet ediyor. Yakın bir zamanda Yunanistan’daki bir sendika, ısıyla ilgili güvenlik koşullarını iyileştirme yöntemleri belirlenene kadar dört günlük bir grev yapacağını duyurdu.

Uzun Vadede Kamu Politikası Değişikliği Gerekiyor

Pek çok ülkede aşırı sıcakta çalışmaya ilişkin kurallar sınırlı olsa veya henüz hiç çalışma yapılmamış olsa da işgücünün giderek bu sorunla rutin olarak yüzleşmek zorunda kalması nedeniyle sistemsel değişiklikler muhtemel. İşverenlerin de bu alandaki kamu politikası değişikliğini desteklemeleri ve bu konuda hazırlık yapmaları önem taşıyor. Uzun vadeli yatırım ihtiyaçları için kamu-özel sektör ortaklıklarının geliştirilmesinde ve uzun vadeli planlara entegre edilmesinde yarar var. Hem işverenler hem de çalışanlar için uzun vadeli faydalar arasında; ağaçlar, kapalı yürüyüş yolları gibi gölgeleme alt yapısının düzenlenmesi, kentsel havalandırma yollarının kullanılabilirliği ve ayrıca otomobillerden kaynaklanan sera gazı ile ısı emisyonlarındaki azalmalar yer alıyor.

İşverenin de Bir Parçası Olduğu Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Yaklaşımı Benimsenmeli

Aşırı sıcaklığın toplum sağlığı ve üretkenlik üzerinde büyük bir etkisi olduğu ve çalışma ortamlarının sıcaklık artışına karşı kontrolü daha kolay olsa bile, yoğun kentsel ortamlarda yaşayan ve çalışan kişiler ile güney yarımkürede orantısız risk altında olan kişiler arasında aşırı sıcaklığın riskleri eşit şekilde dağılmıyor. Ayrıca artan sıcaklıklar insanların performansını ve sağlığını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Çalışan verimliliğindeki azalma, daha düşük çalışan gelirleri, bireyler ve aileler üzerinde daha büyük mali baskılar gibi sonuçlara yol açabilir. Şehirlerde satış, gelir ve emlak vergisi gelirlerinde de kayıplar yaşanması muhtemel. Dünya ısındıkça, aşırı sıcaklıklarla baş edebilecek toplumsal ve ekonomik dayanıklılığı oluşturmak için kısa, orta ve uzun vadeli yenilikçi stratejilere ve yatırımlara ihtiyaç duyuluyor. Ancak işverenlerin bu değişimin önemli bir parçası olduğu bir kamu-özel ortaklığı yaklaşımını benimsersek bu konuda başarılı olunabilir.

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.