Çin’in Şanghay kentinde 05-10 Kasım 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan “Çin Uluslararası İthalat Fuarı 2024” Türkiye milli katılım organizasyonu bu sene 6. Kez Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) organizatörlüğünde gerçekleştirilecek.
Çin Uluslararası İthalat Fuarı 2024 (CIIE) Fuarı’nın Tanıtım Toplantısı Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ve Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Bu Girişimin Bir Parçası Olmaktan Gurur Duyuyoruz
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Çin Devlet Başkanı Xİ Jinping 2017 mayıs ayında gerçekleşen “Kuşak ve Yol Forumu”nda Çin’in dışa açılma politikalarının ve uluslararası iş birliği niyetinin bir parçası olarak, küresel ticareti teşvik etmek ve ithalatı artırmak amacıyla 2018 yılından itibaren bu fuarın düzenleneceği açıkladı. Düzenlendiği tarihten itibaren de Çin Devlet Başkanı Xİ Jinping’in de bizzat önem verdiği Çin’in en önemli prestij fuarı konumunda. CIIE Fuarının, dünyanın en önemli fuar organizasyonlarından biri olduğunun farkındayız ve bu girişimin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye, Çinliler ile Türkler arasında derin bir dostluk kurulmasını sağlayan ve iki taraf arasında hem ekonomik hem de ticari iş birliği kapsamında çok yüksek düzeyde potansiyele sahip “Kuşak ve Yol” inşasının ortaklaşa yapılması sürecine katılan dünyadaki ilk ülkelerden biridir.” dedi.
41,6 Milyar Dolarlık Ticaret Açığını Kapatmak İçin Tüm Gücümüzle Çalışıyoruz
Başkan Eskinazi, “Fuarda sergilenen tüm ürünlerin yüzde 100 ithal olması şartı bulunuyor, bu da onu dünyada benzersiz kılıyor. Fuara geniş bir ürün yelpazesi dahil ediliyor: tüketim malları, otomotiv, ekipman, medikal cihazlar ve sağlık ürünleri, tarım ürünleri, hizmet ticareti gibi. 2023 yılında Çin’e ihracatımız 3,3 milyar dolar iken Çin’den ithalatımız ise 44,9 milyar dolara ulaşarak yaklaşık 41,6 milyar dolarlık ticaret açığı oluştu. Bu açığı kapatmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın ülkemiz lehine bu açığı kapatmaya yardımcı olacağını umuyoruz. Çin’e ihracatımızı artırmak için, Çin pazarını daha iyi tanımamız ve stratejik olarak yaklaşmamız gerektiğinin farkındayız. Bu nedenle, EİB olarak 2019’dan beri bu pazarı anlamak ve ihracatçılarımıza anlatmak için mücadele veriyoruz.” diye konuştu.
Çin’in “416 Milyar Dolarlık” İthal Ettiği Ürünlerde Fiyat Avantajına Sahibiz
Jak Eskinazi, “Çin’e ihraç edilecek ürünlerle ilgili GTIP bazında çalışmalar yapılması, kamu ve özel sektör iş birliğinde katma değeri yüksek ürünlerin Çin’e ihracatına yönelik çalışmalar yapacak platformların oluşturulmasını önemsiyor, tanıtımlarımızı bu doğrultuda şekillendirmeye gayret ediyoruz. Pekin Büyükelçiliğimiz Ticaret Müşavirliğimizce yapılan bir çalışmaya göre, Çin’in 2023 yılında ithal ettiği ürünlerin altılı GTIP bazındaki birim fiyatı, ülkemizin genel ihraç birim fiyatları ile mukayese edildiğinde Çin’in toplam ithalatının % 27’sine tekabül eden 1.781 tarife satırından oluşan toplam “416 milyar dolarlık” bir pazarda ihraç ürünlerimizin Çin pazarında kayda değer fiyat avantajına sahip olduğu görülmektedir. Çin’de değişen, batı benzeri tüketici tercihlerinin farkındayız. Sağlıklı, kaliteli Türk ürünlerimizi gıdadan kozmetiğe, tekstilden mermere bu pazarda tanıtmak ve ihracatımızı artırmak için çalışmaya devam edeceğiz. Firmalarımızın değerli katılımları ile Türk ürünlerimizi Çinli dostlarımıza tanıtmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.” dedi.
Türk Firmalarının Çin Pazarını Deneyimlemesine ve İş Birliği İmkanlarını Yakalamasına Öncülük Etmekten Büyük Mutluluk Duyuyoruz
Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, “Çin Uluslararası İthalat Fuarı, dünyanın her yerindeki firmalara ürün ve hizmetlerini sergilemeleri için benzersiz bir imkân sağlıyor. Bu prestijli etkinliğe geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu sene de katılacak olmaktan dolayı büyük heyecan duyuyoruz ve getireceği fırsatları geçmiş yıllarda olduğu gibi bu sene de sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu fuara katılmak yalnızca ürünlerimizi tanıtmamıza değil, aynı zamanda Çin ile dostluk ve iş birliği bağlarımızı güçlendirmemize de olanak tanıyor. 2019 yılından beri fuarın Türkiye milli katılım organizasyonunu yürütmekteyiz. Çin’in en prestijli fuarı olan Çin Uluslararası İthalat Fuarının bir parçası olmaktan da son derece gurur duyuyoruz.” dedi.
Katılımcı Firmalarımızdan Verimli İş Birlikleri Yaptıkları Geri Dönüşlerini Aldık
Başkan Işık, “Çin pazarını çok önemsiyoruz ve bu pazarın önemini her fırsatta üyelerimize anlatmaya gayret ediyoruz. Bu fuar sayesinde firmalarımızın Çin pazarını deneyimlemesine ve iş birliği imkanlarını yakalamasına öncülük etmiş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Geçen sene bu fuara 336 m2’lik bir alanda toplam 15 firmamızın katılımıyla tecrübe ettik. 2020, 2021 ve 2022 yıllarında pandemi sebebi ile fiziki katılım sağlanamayan fuarın, pandemi sonrası büyük bir ziyaretçi akınına uğradığını gözlemledik. Geçmiş yıl katılımcı firmalarımızdan, fuar ziyaretçilerinin nitelik olarak değerlendirildiğinde büyük bir kısmının karar verici pozisyonlarda bulundukları, verimli iş birlikleri ile ayrıldıkları geri dönüşlerini aldık. Geçtiğimiz yıllarda EİB olarak üzerine basarak CIIE fuarı ile eş zamanlı birçok sektörel fuarın yapılmasının CIIE fuarına katılımı düşürdüğünü dile getirmiştik. Bu sene gördük ki geçtiğimiz yıllarda CIIE ile eş zamanlı düzenlenen fuarların tarihlerinde düzenlemeye gidilmiş. Bunun, bu sene fuara Türk firmalarımızca fuara olan katılımı artıracağını umuyoruz.” diye konuştu.
Türkiye Küresel Organik Trendine Başarıyla Karşılık Veriyor
Türkiye’nin zengin ve çeşitli tarımsal ürünleriyle her zaman küresel tarım pazarında önemli bir oyuncu olduğuna değinen Mehmet Ali Işık sözlerine şöyle devam etti: “Başta Ege Bölgesi olmak üzere ülkemizin verimli toprakları, dünyanın en kaliteli tarım ürünlerinin ana vatanı konumundadır. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Ege Bölgesi, özellikle çeşitli meyve, sebze ve kuruyemişlerin üretim ve ihracatında öne çıkıyor. Örneğin zeytinlerimiz, incirlerimiz, üzümlerimiz ve balığımızın sadece Türk mutfağının ayrılmaz bir parçası olmakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası pazarlarda da oldukça rağbet görüyor. Son yıllarda organik ürünlere yönelik küresel talep giderek artıyor ve Türkiye bu trende büyük bir heyecan ve özveriyle karşılık veriyor. Türkiye’de organik tarım, 2002 yılında 57.000 hektar olan üretim alanının bugün 500.000 hektarın üzerine çıkmasıyla önemli bir büyüme kaydetti.”
Çin’in Sağlıklı Gıda Ürünleri Talebini Organik Tarım ile Karşılamak İstiyoruz
Başkan Işık, “Bu dikkate değer artış, sürdürülebilir tarıma olan bağlılığımızın ve dünya çapında sağlık bilincine sahip tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğimizin altını çiziyor. Çin’in son yıllarda giderek artan sağlıklı ve kaliteli gıda ürünleri talebini, yüksek kaliteli organik tarım ürünlerimizle karşılamak istiyoruz. Geçen yıl fuarda Türk zeytinyağımızın, Türk kuru incirimizin, kuru üzümümüzün ve kuru kayısımızın, Türk şaraplarımızın gördüğü büyük ilgiden çok memnuniyet duyduk, bu yıl da ülkemiz ve bölgemiz ürünlerini Çinli dostlarımıza tattırmak ve sağlıklı kaliteli Türk ürünlerimizi tanıtmak için CIIE fuarında buluşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu sene yüksek bir katılımla Çin’e Türkiye çıkarması yapmak arzusundayız. Kasım ayında Şanghay’a tüm firmalarımızı bekliyoruz.” dedi.
Çin’den Ülkemize Büyük Bir İlgi Var, Sürekli Heyetler Geliyor
Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, “Dünya ticareti geçen sene 32 trilyon dolara ulaştı. Çin’in dünya ticaretindeki payı ise 5 trilyon dolar. Türkiye’nin bir yıllık ticaretini Çin neredeyse bir ayda gerçekleştiriyor. Çin’de 1,5 milyar kişi yaşıyor. 1,5 milyarlık nüfusun yüzde 30’u orta sınıf ve üstü gelir grubunu oluşturuyor. Bu rakamın yüzde 10’u yani 100 milyon kişi Avrupa standartlarında yaşıyor. 70-80 bin dolarlık kişi başına gelir söz konusu. Bu büyüklükteki pazara her şeyi satabiliriz. Çin Türk ihracatçılar için çok önemli bir fırsat. Son dönemde Çin’den ülkemize büyük bir ilgi var, sürekli heyetler geliyor. Bu ayın 25-26’sı tarihlerinde Çin Sincan Urumçi’de fuara katılacağız. Çin Uluslararası İthalat Fuarı 2024 (CIIE) Fuarı kendi internet sitesinde “Türk ihracatçıları bekliyoruz” diye paylaşım yaptı. Bu pozitif ortamı avantajlı olarak kullanmamız gerekiyor.” diye konuştu.







Özel markalı ürünler sektöründe dünyanın en büyük fuarı olan PLMA’s World of Private Label 2024 fuarı, Hollanda’nın Amsterdam şehrinde gerçekleştirildi. Türkiye milli katılım organizasyonu bu yıl 14’üncü defa İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından gerçekleştirilen fuara 148 Türk firması çıkarma yaptı. 
Geçtiğimiz hafta Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye’de E-Ticaretin Görünümü Raporu” sektöre ilişkin çarpıcı veriler ortaya koyuyor. Rapor verilerine göre e-ticaret hacminin Türkiye’de bir yılda yüzde 115 oranında artarak 1,85 trilyon Türk lirasına ulaştığını ifade eden TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucu CEO’su Cenk Çiğdemli, “Ticaret Bakanlığı’nın 2024 yılı öngörüsü ise e-ticaret hacminin 3,4 trilyon Türk lirasına yükselmesi” dedi.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) ve Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü iş birliğiyle, Ülker ana sponsorluğunda; Brisa, IC İçtaş İnşaat, PepsiCo, Sütaş, Toros Tarım, Wilo, Şekerbank ve TürkTraktör’ün destek sponsorluğunda gerçekleştirilen ‘Su Riskleri AR-GE Projesi’nin ikinci faz sonuçları açıklandı.
Akca Lojistik Genel Müdürü Enes Akça, 9 Haziran Lojistikçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de lojistik sektörünün güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekerek sektörün genel ekonomik büyümenin önünde gittiğini hatırlattı. Lojistik sektörünün yılı 40 milyar dolarlık ihracatla tamamladığını belirten Enes Akça, “Türkiye lojistik ve taşımacılık sektöründe 100 milyar dolar pazar büyüklüğü ile küresel lojistik ihracatından yüzde 2,5 payla dünyada 11. sırada yer alıyor. Döviz kazandırıcı hizmet getirisi en fazla olan sektörlerden birisi olan lojistik ve taşımacılık sektörü, toplam hizmet ihracatı içinde çok önemli bir paya sahip ve bu pay her geçen yıl artıyor. Sektörün güçlü potansiyeli mutlaka değerlendirilmeli.” dedi. Lojistik sektörünün, ülkemizin coğrafi avantajları iyi kullanılırsa özellikle uluslararası alanda en az turizm kadar yüksek döviz kaynağı üretebileceğine işaret eden Enes Akça, sektörün hem yurt dışı hem de yurt içindeki stratejik önemini vurguladı. Lojistiğin yurt içinde tasarruf, istihdam ve ekonomik değer anlamında pek çok sektöre önemli katkılar sunduğunu aktaran Akça, “Tüm mevsimsel ve coğrafi şartlarda, gece gündüz demeden ülkemizin her köşesine en iyi hizmeti ulaştırmak için gayret gösteren tüm sektör çalışanlarının Lojistikçiler Günü’nü kutluyor, tüm paydaşlarımızın ortak çabasıyla sektörümüzü daha da ileriye taşıyacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; Teknik Şartname’nin 3.4.4’üncü maddesinde; elektrik ve şebeke suyunun idare tarafından bedelsiz olarak yüklenicinin kullanımına sunulacağının belirtildiği, aynı Şartname’nin 4.5’inci maddesinde ise üçüncü şahıs personeline verilen yemeğin mutfak giderleri, elektrik, su, demirbaş malzeme kullanımı ve işçilik maliyeti karşılığı olarak sözleşme birim fiyatı üzerinden hesaplanacak olan % 15 oranındaki bedelin fatura edilerek yüklenicinin hakedişinden kesileceğinin düzenlendiği, söz konusu düzenlemelerin birbiriyle çeliştiği, ayrıca Şartname’nin 4.5’inci maddesinde yer alan düzenleme ile yükleniciye, ihalenin tarafı olmayan üçüncü kişilere hizmet verme zorunluluğunun getirildiği; kesinti oranının neye göre hesaplandığı, iş kapsamında yüklenici tarafından yaptırılacak olan sigortanın bahse konu kişileri kapsayıp kapsamadığı, olası bir gıda zehirlenmesi durumunda anılan kişilere karşı yüklenicinin sorumlu olup olmadığı hususlarının da belirsiz olduğu,
TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında yaptığı açıklamada, “Asıl hedefi düşük karbonlu üretim sağlamak olan sektörün, yeşil mutabakata uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği ve dijitalleşme konularında da titizlikle çalıştığını vurguladı.
Türk çimento sektörünün her zaman uluslararası standartlara uygun ve her daim denetlenebilir çimento üretimini birinci öncelik olarak gördüğünü vurgulayan Fatih Yücelik, Avrupa’nın lideri, Dünya’nın beşinci büyük üreticisi olan sektörün, aynı zamanda çimento ve klinker toplamında Dünyada ikinci büyük ihracatçı konumunda yer aldığını hatırlattı. 120 milyon tona eşdeğer çimento üretim kapasitesine sahip olan Türk çimento sektörü, Türkiye geneline yayılan 56 entegre ve 21 öğütme olmak üzere toplam 77 fabrikada üretim yapıyor.
TÜRKÇİMENTO Başkanı Fatih Yücelik,“AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın sektörümüze getireceği yükümlülükler de düşünüldüğünde, çimento üretiminde sağladığı ekonomik avantaj ve çevresel etkileri azaltması sayesinde, yeşil çimentoların önünün açılmasını ülkemiz açısından büyük bir avantaj olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönem sektörün dekarbonizasyon/düşük karbonlu üretim için belirtilen kazanımları sağlayabilmesi için sektörün alternatif hammadde ve alternatif yakıta erişimine yönelik düzenlemelerin zorunluluğu unutulmadan, kamu, akademi, sivil toplum örgütleri ve sektördeki bütün paydaşların iş birliği daha da önem kazanıyor” dedi.
“Çalışan Bağlılığı” (employee engagement) İnsan Kaynakları alanında uzunca bir süreden beri tartışılmaktadır. Kavram o kadar popülerleşmiştir ki, “employee engagement” kavramı için Google arama motoru 05 Haziran 2024 tarihi itibariyle yaklaşık 52.300.000 sonuca ulaştığını bildirmektedir. Alanın popüler ve güncel referans kitaplarından birinde de “çalışan bağlılığı” (employee engagement) için 13 sayfa ayrıldığı görülmektedir (1).
İşçi her hizmet yılına karşılık, hak kazandığı yıllık ücretli iznini, gelecek hizmet yılı içinde kullanır (İşK m. 54/4). İşveren veya işveren vekilleri, izin kuruluna, izin kurulunun bulunmadığı yerlerde bu işle görevlendirilen kişilere danışmak suretiyle işyerinde yürütülen işlerin nitelik ve özelliklerine göre, yıllık ücretli izinlerin her yılın belli bir döneminde veya dönemlerinde verileceğini tayin edebilir. Bunu işyerinde ilan eder (Yönetmelik m.5).
Haziran 2022’de yürürlüğe konan ve temmuz ayı itibarıyla sona ermesi beklenen %25 kira artışı sınırlamasının piyasaya olan etkilerini değerlendirdi. Buna göre, 2 yıllık dönemde Türkiye genelindeki kiralık evlerin değeri nominal olarak %265 arttı. Enflasyondan arındırıldığında ise kira değerleri %47 oranında yükseldi. Yapay zeka ile gayrimenkul değer hesabı yapan ve bu sayede kullanıcıların güvenle gayrimenkul satışı yapmalarına imkan sağlayan Endeksa Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı Görkem Öğüt, düzenlemenin kaldırılmasının sektörü pozitif yönde etkileyeceğini belirtiyor: “Sınırlamayla birlikte ev sahipleri ve kiracılar arasında yaşanan anlaşmazlıklar, piyasada kiralık konut stoğunu azaltan bir etki yarattı. Bu uygulamanın kalkmasıyla birlikte piyasa orta vadede arz talep yeniden dengesini bulacaktır.”