Tasarruf Sahipliği Oranı Üçüncü Çeyrekte Yüzde 20 Oldu

E Satınalma çözümleri Haber Tasarruf Sahipliği Oranı üçüncü çeyrekte Yüzde 20 Oldu

E Satınalma çözümleri Haber Tasarruf Sahipliği Oranı üçüncü çeyrekte Yüzde 20 OlduING Türkiye tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın 2023 yılı üçünçü çeyrek sonuçlarına göre, tasarruf sahipliği yüzde 20,5 düzeyinde gerçekleşti. Önceki çeyreğe göre düşüş gerçekleşse de bu oran araştırmanın yapılmaya başlandığı 2011 yılından bu yana tasarruf sahipliğinde görülen ikinci en yüksek tasarruf sahipliği oranı oldu. Tasarruf sahipleri içinde düzenli tasarruf yapanların oranı geçen çeyrekle benzer düzeyde yüzde 69 oranında gerçekleşti. Tasarrufu olanların tasarruf aracı tercihlerine bakıldığında ise  hisse senetlerindeki artış trendi dikkat çekti. Hisse senetlerinin tercih edilme oranı bu dönemde 3 puan artışla yüzde 12 oldu. Böylelikle hisse senetlerinin tercih edilme oranı 2023 yılının başından beri 7 puan arttı.

Ing LogoING Türkiye’nin, kentsel yerleşim bölgelerinde yaşayan yetişkin bireylerin tasarruf eğilimlerini izlemek amacıyla 2011 yılından bu yana IPSOS iş birliğiyle gerçekleştirdiği Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın (TTEA) 2023 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarına göre, tasarruf sahipliği yüzde 20,5 düzeyinde gerçekleşti. Önceki çeyreğe göre düşüş gerçekleşse de bu oran araştırmanın yapılmaya başlandığı 2011 yılından bu yana tasarruf sahipliğinde görülen ikinci en yüksek tasarruf sahipliği oranı oldu.  Hanede tasarruf sahipliğine bakıldığında ise, tasarruf yapan bireylerin yüzde 34’ünün hanesinde tasarruf yapan başka bir yetişkin daha bulunuyor.

Tasarruf sahipleri içinde düzenli tasarruf yapanların oranı yüzde 69 ile geçen çeyrekle benzer seviyede

Araştırmaya göre, tasarruf sahipleri içinde düzenli tasarruf yapanların oranı bu çeyrekte yüzde 69  ile geçen çeyrek ile benzer seviyede gerçekleşti. Tasarrufu olmayanlar için yakın gelecekte tasarruf yapmayı planlayanların oranı ise bu çeyrekte yüzde 38,5 oldu. Tasarrufu olanların tasarruf yapma gerekçeleri arasında “geleceğe yatırım” bir puan artışla yüzde 55 ile ilk sırada yer alırken, onu yüzde 19 oranı ile “çocuklarım için” gerekçesi takip etti.  “Beklenmedik durumlara karşı güvencede olma” gerekçesi ise yüzde 14 ile üçüncü sırada yer aldı.

Hisse senedi artış trendini sürdürüyor ve erkekler daha çok hisse senedini tercih ediyor

E Satınalma çözümleri Haber Tasarruf Sahipliği Oranı üçüncü çeyrekte Yüzde 20 OlduTasarrufu olanların tasarruf aracı tercihlerinde ise, üçüncü çeyrekte yastık altı altın ve nakit, bir önceki dönemle aynı kalarak yüzde 22 ile ilk sırada yer alırken,  onu yüzde 17 ile sistem için altın, ardından yüzde 12 ile döviz vadeli hesap takip etti. Hisse senetlerinin tercih edilme oranı önceki dönemdeki artış trendini sürdürerek bu dönemde 3 puan artış gösterdi ve yüzde 12 oldu. Böylelikle hisse senetlerinin tercih edilme oranı 2023 yılının başından beri 7 puan arttı. Erkekler hisse senedini kadınlara oranla daha çok tercih etti. Erkeklerin yüzde 15’i hisse senedini tercih ederken, kadınlarda bu oran yüzde 6 olarak gerçekleşti. Bireysel emeklilik fonlarının tercih edilme oranı yüzde 10, TL vadeli hesap oranı yüzde 8 olarak gerçekleşti. Kripto para fonlarının tercih edilme oranı ise 3 puan artışla yüzde 6 oldu. 

İnşaat 6 Aydır Pozitif Konumda Seyrediyor

E Satınalma çözümleri Haber İnşaat 6 Aydır Pozitif Konumda Seyrediyor

E Satınalma çözümleri Haber İnşaat 6 Aydır Pozitif Konumda SeyrediyorTürkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2023 Ekim Ayı Raporu’nu açıkladı. Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde kalmayı başarmıştır. Hem Beklenti hem de Güven endeksleri yukarı yönlü hareket etmesine rağmen Güven Endeksi tam eşik değerde iken, Beklenti Endeksi eşik değerin hemen altında kalmıştır. Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında ise Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıkmıştır.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Inşaat Görsel

Inşaat Görsel Iki

Hazır Beton Endeksi 2023 Ekim Ayı Raporu’na göre, Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde pozitif tarafta kalmayı başarmış görünmektedir. Önceki dönemlerle kıyaslandığında söz konusu 6 ay oldukça uzun bir süredir. Hem Beklenti hem de Güven endeksleri yukarı yönlü hareket etmesine rağmen Güven Endeksi tam eşik değerde, Beklenti Endeksi ise eşik değerin hemen altında kalmıştır. Özellikle Beklenti Endeksi’nin 4 aydır düşük seyretmesi Faaliyetteki hareketin devam etmesini zorlaştıracak bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıkmıştır.

Geride bıraktığımız ekim ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre yükselmiştir. En fazla yükseliş Güven, en az artış ise Faaliyet Endeksi’nde olmuştur.

Yavuz IşıkRaporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Faaliyet Endeksi mayıs ayından sonra geçen 6 aylık süre zarfında eşik değerin üstünde pozitif tarafta kalmayı başardığını ifade ederken, Endeks değerlerinin tamamında görülen artış sonrasında Hazır Beton Endeksi eşik değerin üstüne çıkmıştır.” dedi.

E Satınalma çözümleri Haber İnşaat 6 Aydır Pozitif Konumda SeyrediyorTürkiye ekonomisi ve inşaat sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Ocak ayında özellikle kamu bankaları tarafından verilmeye başlanan “İlk Evim” konut kredisi ve sonrasında şubat ayında BDDK’nın konut alımında azami kredi tutarı güncellemesi sonrasında konut kredileri hareketlenmiştir. Bununla birlikte ağustos ayından itibaren uygulamaya konulan ve talebi kısma amaçlı politikalar ile yükselen faiz son 3 aydır konut kredisine olan talebi aşağı çekmeye devam etmektedir. Nitekim açıklanan ekim ayı konut satış rakamlarında ipotekli satışların payı %5,9’a gerilemiştir. Son 10 aydaki ipotekli satışlardaki azalma, geçen yıla kıyasla %31 olmuştur. Hem ekim ayına hem de yılın on aylık bölümüne toplam olarak bakıldığında, ilk ve ikinci el konut satış rakamlarındaki performansın aşağı yönlü hareket ettiği görülecektir. ” dedi.

İhracatçının Sancısı – Muhabir Bankanın Bilerek Yaptığı Hata – Bölüm 10

7 Gündem Satınalma Dergisi İhracatçının Sancısı Muhabir Bankanın Bilerek Yaptığı Hata Bölüm 10

7 Gündem Satınalma Dergisi İhracatçının Sancısı Muhabir Bankanın Bilerek Yaptığı Hata Bölüm 10Muhabir Bankalar

Ülkemizde oluşan dış ticaret işleminde dış ticaret tacirleri kendi bankalarını kullanmak durumunda olmakla birlikte, yurt dışı tarafında da mutlaka bir bankanın varlığı ve desteği söz konusu olacaktır.

Yurt dışı bankaları tespit ederken;

  • Ülkemizdeki kendi bankamızın muhabirlik ilişkisi içerisinde olduğu ve kendi bankamızın tercihi doğrultusunda bir banka
  • Yurt dışındaki ithalatçı firmanın yönlendirmeleri ile kendi çalıştığı bir banka,
  • İhracatçının kendi ülkesindeki çalıştığı muhabir bankayı aracı kullanarak ithalatçının bankasının

kullanılması söz konusu olabilir.

Yukarıda saydığımız farklı kategoride kullanılan bankaların tamamı illa ki ihracatçının ülkemizde çalıştığı bankanın muhabir bankası olmayıp, sadece tek bir iş için kullanılan bankaların varlığı da söz konusu olur. Muhabir banka değil ancak hizmetinden yararlanılacak yurt dışındaki bir banka olarak düşünülmesi gerekir.

Yurt Dışındaki Bankalar Veya Muhabir Bankalar

Alınacak hizmetler dolayısıyla bir dış ticaret işleminde yurt dışındaki bankaların varlığı tartışılmazdır. Yurt dışındaki gerek muhabir banka konumundaki bankalar, gerekse ihracatçının tercihi doğrultusunda kullanılan bankalar, ihracatçının veya ithalatçının bankasına destek vermek ve bankacılık teamüllerine harfiyen uymak durumundadır.

Yurt dışı bankanın güvenilirliği hiçbir konuda tartışılmamalıdır. Güvenli, uluslararası kurallara harfiyen riayet eden bir banka olmalıdır.

Vesaik Mukabili İhracat İşleminde Muhabir Banka Hataları

Bir dış ticaret işleminde tarafların uymaları gereken kurallar Uluslar arası Ticaret Odaları (ICC – International Chamber of Commerce) tarafından ilgili broşürler yayımlanmak sureti ile belirlenmiştir.

Vesaik Mukabili işlemeler için URC 522 – Uniforms Rules for Collections / Tahsiller için Yeknesak Kaide ve Kurallar isimli bröşür günümüzde dış ticaretten yolu geçen tüm tarafların sorumlulukları ve uymaları gereken kuralları ortaya koymaktadır.

Şöyle bir olayı inceleyelim;

Vesaik mukabili bir ihracat işlemi ile ilgili olarak , ülkemizdeki ihracatçımız malların gönderimini sağladıktan sonra, ithalatçıya ödeme karşılığı tevdi edilmek üzere, ithalatçının bankasına gönderilmek üzere tam takım ihracat vesaikini ihracatçının bankasına sunarak işlemi başlatıyor. İhracatçının bankası kendisine sunulan vesaike dair URC 522 Sayılı Bröşür hükümleri gereği gereken incelemeyi yaptıktan sonra, ihracatçının talimat mektubunda belirtilen her hususa bağlı kalmak kaydı ile bir üst yazı ile (banka talimat mektubu)  ihracat evraklarını ithalatçının bankasına gönderir.

Vesaik mukabili işlemde İhracatçının bankasının talimatı net ve açık olmalı.

Şöyle ki;

Please deliver enclosed documents to the drawee against full payment of the invoice value at sight. In case of non-payment, do not deliver the documents. / Ekte sunulan evrakların fatura bedelinin tamamının ödenmesi karşılığında teslim ediniz. Ödeme yapılmaması halinde evrakları teslim etmeyiniz.”

İthalatçının bankasının URC 522 Sayılı Bröşür Madde 6 ‘a

(Madde 6 Görüldüğünde Ödeme / Kabul “ Belgelerin görüldüğünde ödeme yapılması öngörülüyorsa ibraz bankası ödeme için ibrazı gecikmeden yapmalıdır. Belgelerin ödenmesi için görüldüğünde ödeme dışında başka bir şart öngörülüyorsa, kabul şartında ibraz bankası kabul için ibrazı gecikmeden ödeme şartında da ilgili vade tarihinden geç olmamak üzere yapmalıdır.”) göre hareket etmesi gerekmektedir.

Muhabir Banka Yaptığı Hata ve Kural Tanımazlıkla Göz Çıkarmaktadır.

Muhabir Banka GörselAzımsanmayacak ölçüdeki yurt dışı muhabir bankaları URC 522 Sayılı Bröşür Madde 6’nın hükümlerini bilmelerine karşın, kendilerine gönderilen vesaiki ve beraberindeki deniz konşimentosunu ithalatçıya bedelsiz olarak teslim ettirip, ithalatçının deniz taşıma şirketinden ordinosunu alarak malların gümrükten çekilmesini müteakip malları kullandığı gerçeğine çok kere rastlanmıştır. Kısacası muhabir banka / ithalatçının bankası, kendi müşterisi  olan ithalatçısını kollamaktadır.

Muhabir bankanın af edilmez hatası…

Aradan makul bir süre geçtikten sonra fatura bedelinin gelmemesi üzerine, ihracatçının bankası vesaikin ödenme durumunu öğrenmek için akibet mesajı çektiğinde ise ithalatçının bankası muhabir banka bu akıbet mesajına yanıt vermemektedir.

Böyle bir durumda ihracatçı firma kendi çabaları ile ithalatçının ülkesindeki malların hala gümrüklerde bekleyip beklemediği konusundaki akıbetini kişisel olarak kendi ülkesindeki malları taşıyan nakliyeci firma aracılığı ile öğrenebilmektedir. İthalatçının ülkesindeki malların çekilmiş olması halinde, ihracatçının ülkesindeki nakliyeci firmanın vereceği bilgi şöyle olacaktır;

“Orijinal konşimento ibraz edilerek ordino verilmiş ve mallar ithal gümrüğünden ordino ibraz edilerek çekilmiştir.”

Bir ordinonun alınabilmesi için ithalatçının gümrükte bekleyen malların mülkiyetini temsil eden taşıma senedi olan deniz konşimentosunun bir tek orijinal nüshasını malları taşıyan deniz taşıma şirketine ibrazı ve gerekli ciroların yapılması karşılığında ordinoya sahip olabilmektedir. Ordino malların gümrükten çekilmesine yarayan yegane “release” belgesidir.

Deniz Taşıma OrdinoBu durumu tespit eden ihracatçı, edindiği bu bilgileri bir talimat mektubu ile kendi bankasına bildirip, ithalatçının bankasına tekrar akıbet mesajı çekilmesini, malların orijinal konşimento karşılığında ordino alınarak çekildiğini bahisle, konşimentonun ise ancak URC 522 Sayılı Bröşür Madde 6 uyarınca teslimi öngörüldüğünden yine aynı broşürün 26. / C.i Maddesi gereğince ödemenin gecikmeksizin gönderilmesi konusunda ültümatom gibi bir mesajın çekilmesini sağlar.

URC Madde 26 c. i. ÖDEME BİLDİRİMİ “Tahsil bankası tahsil edilen tutar veya tutarları varsa kesintilerin dökümünü vermek ve fonların kullanıma sunulma yöntemini belirtmek suretiyle tahsil talimatının alındığı bankaya ödeme bildirimini gecikmeksizin göndermelidir

Burada sormak istediğim husus şudur;

İthalatçının bankasının Uluslar arası Ticaret Odaları’nın URC 522 Sayılı Bröşür’in ilgili maddelerine aykırı hareket etmesinden dolayı ihracatçı firmaya dolaylı bir şekilde zarar vermiştir.

İhracatçı firma parasını zamanında tahsil edememekle birlikte;

  • likid olamamakta,
  • ödeme planlaması aksayabilmekte,
  • İşlerini azaltacak,
  • kredi kullanmışsa gereksiz yere bankasına faiz ödeme ve buna bağlı piyasada parasal taahhütlerini gecikmeli olarak yerine getirme riski ile karşı karşıya kalabilecek,
  • ihracatçı firmanın piyasada itibar kaybına da yol açabileceği bir gerçektir.

Kurallara uymadığı tespit edilen ithalatçının bankasının, ihracatçının tüm faiz giderleri ve ihracatçının bankasının gereksiz yere yaptığı yazışma, haberleşmeler için ihracatçı firmadan aldığı bankacılık hizmet masraf ve komisyonların ithalatçının bankasından talep edilmesi sizce uygun mudur ?

Ayrıca ihracatçının gereksiz yere ödemek zorunda olduğu faiz, bankacılık hizmet masraf ve komisyonların tazmini için ithalatçının bankasından talep edilmesi konusunda, ihracatçının haklarını tereddütsüz savunan bir banka sizce ülkemizde mevcut mudur?

Bankaların böyle bir hakkı var olmakla birlikte, müşterinin yurt dışındaki muhabir banka nezdinde yapılan hatalardan dolayı müşterisinin kaybolan haklarını savunan bankalara şapka çıkartmak gerekir.

Her Hatanın Bir Bedeli Var

7 Gündem Satınalma Dergisi İhracatçının Sancısı Muhabir Bankanın Bilerek Yaptığı Hata Bölüm 10Her hatanın bir bedeli vardır ve hata yapan bu bedeli ödemelidir. Hatayı muhabir bankanın yapmasına karşılık bedelini ülkemizdeki ihracatçı ödüyorsa bu durumda ihracatçı kendi bankasını sorgulasın. İhracatçının bankası da bu hataya seyirci kalıp hataya ortak olmuştur.

Bankaların olası hatalarının bedelini neden ihracatçı ödesin ?

 

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

TOKKDER: Operasyonel Araç Kiralama Sektörü Yılın İlk 9 Aylık Döneminde, 52,4 Milyar TL’lik Yatırımla, 51.600 Adet Aracı Filosuna Kattı !

E Satınalma çözümleri Haber Operasyonel Araç Kiralama Sektörü Yılın İlk Dokuz Aylık Döneminde 52 Milyar 400 Milyon Tl’lik Yatırım Yaparak 51 Bin 600 Adet Aracı Filosuna Kattı!

E Satınalma çözümleri Haber Operasyonel Araç Kiralama Sektörü Yılın İlk Dokuz Aylık Döneminde 52 Milyar 400 Milyon Tl’lik Yatırım Yaparak 51 Bin 600 Adet Aracı Filosuna Kattı!Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2023 yılının ilk dokuz aylık sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü yılın ilk dokuz ayında 52 milyar 400 milyon TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 51 bin 600 adet aracı filosuna kattı. Yılın üçüncü çeyreği sonu itibarıyla sektörün aktif büyüklüğü 136 milyar 650 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu dönemde, sektörün toplam araç sayısı 2022 yılı sonuna göre yüzde 2,8 artarak 252 bine ulaştı.

Hibrit ve Elektrikli Araçların Yükselişi Devam Ediyor

Rapora göre, Renault yüzde 17,5 pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası olmayı sürdürdü. Renault’yu yüzde 16,5’le Fiat, yüzde 10,8 ile Toyota, yüzde 10,7 ile Volkswagen ve yüzde 10,0’la Ford takip etti. Bu dönemde, sektörün araç parkının yüzde 47,8’i kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 28,6 ve üst-orta sınıf araçlar yüzde 12,2 pay aldı. 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araçların yüzde 2,9 olan payı ise 2023 yılının üçüncü çeyreği sonunda yüzde 7,0’ye yükseldi. Diğer yandan, sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payının artmaya devam etmesi de dikkat çekti. Buna göre, sektörün araç parkının yüzde 44,2’lik bölümünü dizel yakıtlı araçlar oluşturmayı sürdürürken, benzinli araçların payı yüzde 46,2’ye, hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9,4’e yükseldi.

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi

Sedan yine birinci sırada

TOKKDER raporunda yer alan bir başka veri ise, yılın ilk dokuz ayı sonunda operasyonel araç kiralama sektöründeki gövde tipine göre araç tercih sıralamasında sedan birinciliğinin devam etmesi oldu. Bu kapsamda, sedan gövde tipine sahip araçlar yüzde 54,3 ile birinci sırada, hatchback gövde tipine sahip araçlar ise yüzde 21,1 ile ikinci sırada yer aldı. SUV araçlar ise yüzde 15,9 ile üçüncü sırada yer aldı. Bu araçları yüzde 0,9 ile station wagon gövde tipine sahip araçlar takip etti. Sektörün toplam araç parkının yüzde 76,6’sını otomatik vitese sahip araçlar oluştururken, manuel vitesli araçların payı ise yüzde 23,4 olarak gerçekleşti.

2023’ün İlk 9 Ayında Ödenen Vergi Tutarı 28 Milyar 400 Milyon TL

Operasyonel kiralama sektörü, yılın ilk dokuz ayını kapsayan dönemde ekonomiye önemli oranda vergi girdisi sağlamaya da devam etti. Sektörün 2023’ün ilk dokuz ayında ödediği vergi tutarı toplamda 28 milyar 400 milyon TL’yi buldu.

“Gelecek nesillere yaşanır bir dünya bırakmak için doğayla uyum içinde yaşamayı benimsemek ve bunu bir amaç haline getirmek hepimiz için bir sorumluluk”

İnan Ekici 1 (1)Yılın ilk dokuz aylık dönemine ilişkin sektör sonuçlarını değerlendiren TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu verilerine göre operasyonel kiralama sektörünün filosundaki araç sayısı 2022 yılı sonuna göre yüzde 2,8’lik büyüme kaydederek 252 bine ulaştı. Yavaşlayan ekonomik aktivite, tedarik zincirinde yaşanan bozulma, küresel enflasyon baskısı, artan maliyetler ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılara rağmen bu büyümenin gerçekleşmesi olumlu bir gelişme ve verimlilik adına işletmelere sunduğu faydalardan ötürü operasyonel araç kiralamanın önümüzdeki dönemde daha fazla tercih unsuru olacağını işaret ediyor. Operasyonel araç kiralama sektörünün yılın son çeyreğinde de büyüyerek 2023 yılını 2022 yılına göre yaklaşık yüzde 5’lik büyüme ve 257 bin adetlik araç filosu büyüklüğü ile kapatacağını tahmin ediyorum. 2024 yılında ise sektörün gelişimini ekonomik aktivitenin seyri, finansmana erişim, maliyetler ve araç tedarikinde yaşanacak gelişmeler belirleyecek” şeklinde konuştu.

E Satınalma çözümleri Haber Operasyonel Araç Kiralama Sektörü Yılın İlk Dokuz Aylık Döneminde 52 Milyar 400 Milyon Tl’lik Yatırım Yaparak 51 Bin 600 Adet Aracı Filosuna Kattı!Küresel iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularına da değinen İnan Ekici “İklim değişikliği ile mücadele ve enerji tasarrufu politikaları ile paralel olarak araç kiralama sektörünün filosundaki çevre dostu araç sayısı günden güne artıyor, artmaya da devam edecek. TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu verilerine göre, operasyonel araç kiralama sektörünün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payı yüzde 9,4’e erişti. Avrupa’dakine benzer çevreci akımlar ülkemizde de oluşmaya başladı. Filolarda küresel akımlara paralel olarak çevre dostu araçlara artık çok daha fazla yer veriliyor. Kiralama yöntemi sayesinde her ölçekte işletme, elektrikli araçları, başlangıç maliyeti ve ikinci el fiyat belirsizlik riski olmaksızın, makul aylık kira ödemeleri ile edinme imkanına kavuşuyor. Tüm dünya ülkelerinin iklim değişikliği ve karbon salınımı ile mücadeleye kararlılıkla katılması, sürdürülebilirlik hedefleri açısından zorunluluk haline gelmiş durumda. Gelecek nesillere yaşanır bir dünya bırakmak için doğayla uyum içinde yaşamayı benimsemenin ve bunu bir amaç haline getirmenin hepimiz için bir sorumluluk olduğu görüşündeyim” dedi.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

Sürdürülebilir Eğitim

7 Gündem Satınalma Dergisi Sürdürülebilir Eğitim

7 Gündem Satınalma Dergisi Sürdürülebilir EğitimSürdürülebilir eğitim, öğrencilerin sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için gerekli bilgi, beceri, tutum ve değerleri geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlayan eğitim sistemidir. Çevresel, sosyal ve ekonomik konuları bütünleşik bir şekilde ele alan bütünsel bir eğitim yaklaşımıdır. Günümüzde tüm dünya, iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve sosyal eşitsizlik gibi birçok ciddi sorunla karşı karşıyadır. Bu zorluklar birbiriyle bağlantılıdır ve mücadele ve çözüm için tüm insanlığın ortak ve kapsamlı bir yanıt vermesi gerekmektedir. Sürdürülebilir eğitim, bu zorlukların üstesinden gelmemize ve herkes için daha sürdürülebilir bir gelecek yaratmamıza yardımcı olma konusunda son derece önemlidir.

Sürdürülebilir eğitimin neden olduğunu şöyle özetleyebiliriz:

  • Gezegenimizin ve toplumumuzun karşı karşıya olduğu karmaşık zorlukları daha iyi anlayabilmek
  • Bu zorlukların üstesinden gelmek için gerekli bilgi ve becerileri geliştirmek
  • Çevreye karşı sorumluluk ve yönetim duygusunu geliştirmek
  • Sosyal adaleti ve eşitliği teşvik etmek

Sürdürülebilir Eğitim Kapsamı

Sürdürülebilir eğitim çeşitli şekillerde uygulanabilir. Bu eğitim sisteminin öne çıkan özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Disiplinlerarası öğrenmeye odaklanmak
  • Deneyimsel öğrenmeye ve problem çözmeye vurgu yapmak
  • Sosyal adalet ve eşitlik taahhüdü
  • Gerçek dünya uygulamalarına konsantre olmak
  • Sürekli iyileştirmeye katkıda bulunma

Sürdürülebilir Eğitim Programlarına Örnekler

Sürdürülebilir eğitim programlarının dünya çapında çok sayıda başarılı örneği bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını şöyle listeleyebiliriz:

  • Orman Okulu: Orman Okulu, uygulamalı öğrenmeyi ve deneyimsel eğitimi vurgulayan bir açık hava eğitim türüdür. Orman Okulu programlarındaki öğrenciler doğayı ve çevreyi doğrudan deneyimleyerek öğrenirler.
  • Geçiş Kasabaları: Geçiş Kasabaları, daha dayanıklı ve sürdürülebilir olmak için çalışan toplulukların küresel bir hareketidir. Eğitim, Geçiş Kasabaları hareketinin önemli bir bileşenidir.
  • Yeşil Okullar: Yeşil Okullar, okulların çevresel etkilerini azaltmalarına ve daha sürdürülebilir hale gelmelerine yardımcı olan bir programdır. Program, okullara sürdürülebilir uygulamaları hayata geçirmeleri için kaynak ve destek sağlar.
  • Küresel Eğitim İzleme Raporu: Rapor, UNESCO tarafından sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik ilerlemelerin takip edildiği yıllık bir rapordur.

Sürdürülebilir Eğitimin Zorlukları

Sürdürülebilir eğitimin uygulanmasında birtakım zorluklar vardır. Her şeyden önce bu konuda ortak bir anlayış ve farkındalık eksikliğini söylemek mümkündür. Günümüzde birçok kişi sürdürülebilir eğitimin ne olduğunun veya neden önemli olduğunun farkında değildir. Bunun yanı sıra, sürdürülebilir eğitim genellikle öğretmen eğitimi, yeni öğretim materyalleri ve saha gezileri gibi ek kaynaklar da gerektirmektedir. Ayrıca, geleneksel eğitim sistemleri değişime karşı dirençli olabilmektedir. Okulları öğretme ve öğrenmeye yönelik yeni yaklaşımları benimsemeye ikna etme noktasında karar vericilerle sorunlar yaşanabilmektedir.

Belirtilen zorluklara ve fırsatlara ek olarak, sürdürülebilir eğitim hakkında düşünürken dikkate alınması gereken farklı noktalar da vardır. Öncelikle sürdürülebilir eğitimin öğrencilere sadece çevre konularını öğretmekten ibaret olmadığını belirtmekte fayda var. Aynı zamanda karmaşık sürdürülebilirlik zorluklarının üstesinden gelmek için ihtiyaç duydukları eleştirel düşünme becerilerini ve problem çözme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olunmalıdır. Sürdürülebilir eğitim aynı zamanda öğrencilere sosyal adalet ve eşitliğin önemini de öğretmektedir.

7 Gündem Satınalma Dergisi Sürdürülebilir EğitimSürdürülebilir eğitimi herkese uyan tek tip bir yaklaşım olarak değerlendirmek doğru olmayacaktır. Bir okulda veya toplulukta işe yarayan şey diğer sistem, kuruluş ya da platformlarda işe yaramayabilir. Sürdürülebilir eğitimin programlarını öğrencilerin ve toplumun özel ihtiyaçlarına göre uyarlanması gerekmektedir. Sürdürülebilir eğitim gerçekten uzun vadeli bir yatırımdır. Eğitim sistemlerini değiştirmek ve sürdürülebilir bir gelecek yaratacak donanıma sahip bir öğrenci nesli yetiştirmek zaman alacaktır. Ancak sürdürülebilir eğitime yapılan yatırımlar günün sonunda gezegenimiz ve yaşamımız açısından birçok fayda ile bize dönecektir.

Dilek AŞAN

Kaynaklar

Süresi Dolan Kira Sözleşmesi Belirsiz Süreli Sözleşmeye Dönüşür mü ?

Hukuk fakültesinden mezun olan öğrencinin belleğine kazınan bazı kurallar vardır. Bunlardan biri de belirli süreli kira sözleşmesinde süre dolmasına rağmen taraflar sözleşme ilişkisini fiilen sürdürürlerse, kira sözleşmesinin belirsiz süreli sözleşmeye dönüşeceği yönündeki kuraldır.

Gerçekten Türk Borçlar Kanunu’nda böyle bir kural var. TBK 327 şöyle der:

Açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer.

Taraflar, bu durumda, açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür.

Hatta sadece kira sözleşmelerinde değil, sürekli borç doğuran nitelikteki diğer sözleşme ilişkilerinde de aynı ilke, kural olarak geçerlidir.

Fakat TBK 327’deki bu kuralı tüm kira sözleşmelerinde uygulanabilecek nitelikte bir kural olarak öğrenmek yanıltıcıdır. Özellikle, en çok karşılaştığımız konut ve çatılı iş yeri kiralarında da acaba aynı kural geçerli mi sorusunu sormak gerekir. Bunu tespit etmek önemli çünkü sözleşmenin belirli ya da belirsiz süreli olması, sözleşmenin sona erme rejimini ve bazı sona erme hâllerinde dava açma süresinin hesabı gibi konuları doğrudan etkileyecektir.

Kiraya ilişkin genel hükümler arasında yer alan TBK 327’nin konut ve çatılı iş yeri kiraları bakımından da uygulanabilmesi için Kanun’un konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin özel hükümlerin yer aldığı bölümünde TBK 327’yi devre dışı bırakacak başka bir özel kuralın bulunmaması gerekir.

TBK 339 ve devamında yer alan konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin özel hükümlerin yer aldığı bölümü incelediğimizde, belirli süreli olarak kurulan bir konut veya çatılı iş yeri kirasında sözleşme süresi dolmasına rağmen sürdürülen kira sözleşmesinin akıbetinin ne olacağı hususunda TBK 347’nin ilk cümlesinde özel bir kurala yer verildiğini görüyoruz:

Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır.

Görüldüğü gibi, belirli süreli konut ya da çatılı iş yeri kirası süre sonunda kiracı tarafından sona erdirilmezse kanun gereği yine belirli bir süre (bir yıl) için uzamakta. İşte konut ve çatılı iş yerleri için getirilen bu özel kural, TBK 327’deki genel kuralı devre dışı bırakır.

Yargıtay’ın bu konuyla ilgili kararlarında yukarıdaki gibi bir açıklama genellikle yapılmamaktadır. Böyle olunca, kararlarda bu ilkenin benimsenip benimsenmediği ancak varılan sonuçla teyit edilebilmektedir.

Ancak az sayıda da olsa bazı kararlarında Yargıtay bu hususu açıkça vurgular. Örneğin;

“Taraflar arasında imzalanan 01.06.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 12. maddesinde; tarafların 6 ay evvelden yazılı haber vererek sözleşmeyi feshedebileceği şeklinde feshi ihbar süresi kararlaştırılmıştır. Davacı 12.06.2013 tarihinde dava açmış, sözleşmedeki feshi ihbar süresi uyarınca 6 ay öncesinden davalıya ihtar göndermiştir. Buna göre mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, konut ve çatılı işyerlerinde sözleşmenin uzaması halinde belirsiz süreli hale gelmeyeceği, sözleşmenin belirli süreli olduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 3. HD, 10.2017, 2914/13808

Prof. Dr. Umut YENİOCAK

Sürdürülebilirlik Standartları Sürdürülebilirliği Sabote Ediyor !

Ağustos 2023 tarihli ve Bill Baue tarafından hazırlanan e-kitap doğru bildiklerimi tekrar gözden geçirmeye zorladı: The Lost Decade: Sustainability Standards Sabotage Sustainability.  Yazarın en popüler sürdürülebilirlik standart raporlaması olan GRI (Global Reporting Initiative) kurucularından Allen White ile Kasım 2013 tarihinde yaptığı röportajda “on yıllık bir dönemin kaybedildiği, bir bu kadarını daha kaybetmeye dayanamayacağımız” vurgulanıyor. Uçurumdan yuvarlanmak üzere olan bir araçta olduğunuzu ve içerdekilerin durmak / yön değiştirmek yerine, yeni araçlara navigasyon – ABS sistemleri takılması konusunu tartıştığını düşünün!

Sabotaj iki ana şekilde gerçekleşiyor: Birincisi, küresel etkiler yerine şirket seviyesine “izole edilerek” ve ikincisi, gerçekten önemli olan eşik değerler yerine geçmişle ve daha dar içerikle kıyaslayarak…

GRI (Global Reporting Initiative), ISSB (International Sustainability Standard Board), ESRS (European Sustainability Reporting Standards), SASB (Sustainability Accounting Standards Board), IIRC (International Integrated Reporting Council) kurumları kronolojik sırada değerlendirilmiştir.

GRI 2002 – Özgün sürdürülebilirlik (authentic sustainability): 1997 senesinde GRI kurulduktan sonra sürdürülebilirlik bağlamı kavramını getiren G2 versiyonunu 2002 senesinde yayınlamıştır. Önemli bir gelişmedir, küresel etkiyi esas alan eşik değerlere vurgu yapılmıştır. Olumlu bir adımdır.

GRI 2006 – Bağlamsal Önem (context-based materiality): 4 ana prensiple (önemlilik, paydaş katılımı, sürdürülebilirlik, tümlük) kapsam belirleyen G3 versiyonu yayınlanmıştır. Önemlilik sosyal-çevre etkisinin finansal etkiyle kıyaslanarak belirlenmesi istenmektedir. Firmanın raporlamasını içten-dışa (firmanın paydaşlar ve yakın çevresine etkileri) ve dıştan-içe (küresel konuların firmaya etkileri) bağlamında yaparak bütüncül (holistic) bir yaklaşım göstermesi beklenmektedir.

GRI 2011 – Sabotaj başlıyor (sabotage): GRI, G3.1 adıyla “masum” bir güncelleme yapmıştır. Ana kavram aynı kalmış gibi görünse de Önem Matrisi grafiğindeki yatay eksen değiştirilmiştir. Yatay eksen “Ekonomik – Çevre – Sosyal Etkilerin Önemi” yerine “Şirket için önemi” olmuştur. Artık firmalar gezegene etkilerini değil, kendi etraflarını düşünmekle yetinebilecektir. Bu sonun başlangıcıdır. Sustainable Brands Aralık 2011’de bu gelişmenin sakıncalarını açıklayan bir makale yayınlamıştır. Dahası Ford şirketi 2004-2005 sürdürülebilirlik raporunda, yani henüz GRI güncellemesi yapılmadan, bu yaklaşımdan söz etmiştir!? Nasıl bunu önceden bilebilirler diyebilirsiniz. Sebebi belki de Ford’un GRI ana kurucularından biri olmasıdır!

GRI 2013 – Görmezden geliş: Sürdürülebilirlik Bağlamı uygulaması için kılavuzluk yapmayı red ettiği G4 versiyonu yayınlanmıştır. Kamusal geri bildirimlerdeki itirazlar bu versiyonu durduramamıştır. Sürdürülebilirlik raporlamasının esaslarını belirleyen kuruluş bu konuda kılavuzluk etmek istememiştir!

SASB 2013 – Standart, sürdürülebilirlik istemiyor: SASB gezegenin sınırları ve eşik değerlerin akademisyenlerin işi olduğuna, dahası kendi kontrolünde olmayan bu alanlarla ilgili firmaların sorumlu tutulamayacağına inanmıştır. Başka bir ifadeyle gezegenin kaynaklarını kullanan, kirleten firmalar verdikleri zararlardan sorumlu değillerdir! Kamusal geri bildirim itirazları bu yaklaşımı da durduramamıştır.

IIRC 2013 – Gezegenin sınırları mı ?  2010 senesinde kurulmuştur. Gezegenin kaynaklarını ve eşik değerleri başka bir açıdan ele almıştır. Sınırlı kaynakların insanlığın mal-hizmet ihtiyaçlarını karşılamak üzere “mutabık kalınabilecek” eşik değerini ve bu eşik içinde ilgili kaynakların nasıl paylaşılacağını tartışmaya açmıştır. Kapitalist bir yaklaşımdır, artık “sürdürülebilirlik bir metadır” ve elbette pazarlık edilebilir!

ESRS 2014 – 2022 – Avrupa standardı: Avrupa Birliği gezegenin sınırlarını “biyo-fizik gerçeklik” yerine, IIRC’ nin ekonomik yaklaşımından ayrılarak politik pazarlık konusu olarak ele almıştır. Finansal ve Çevre-Sosyal Önemlilik konularını Çifte Önem (Double Materiality) adıyla yeni bir kavram gibi öne çıkarmıştır ancak bu kavram zaten GRI G3 versiyonunda vardır.

GRI 2020 – Performansa gerek yok… Exposure Draft of the GRI Universal Standards yayınlanmıştır. Standartta, kaynakların iyiyle kötüyü ayırt etmek için kullanılabilecek paylaşımı, eşik değerleri, hedefleri veya kıyaslama noktaları yoktur. GRI hala uygulamada rehberlik etmemektedir. Özetle raporlamanın özünü öldürmüştür (GRI has eviscerated the heart of sustainability reporting).

IIRC 2020 – Gezegenin sınırlarına yaklaşırken… Consultation Draft of the International <IR> Framework yayınlanmıştır. Aslına bakılırsa gezegenin sınırlarına yaklaşmak bir tarafa dokuz sınırın dördü çoktan aşılmıştır! IIRC kaynak sıkıntısına dikkat çekerken firmaları gezegene etkileri konusunda harekete geçmeye zorlamamıştır.

ISSB 2021 – 2023 – Elinde barut izi var! S1-General Sustainability-related disclosure requirements ve S2-Climate-related disclosure requirements dokümanları yayınlandı. IIRC ve SASB birleşerek VRF (Value Reporting Foundation) oluşturmuş ve sonrasında COP26’da IFRS (International Financial Reporting Standards) tarafından desteklenmiştir. Bu dokümanlarda gezegenin sınırlarına dair eşik değerlere yer verilmemiş ve firmaların çevreye etkisi yerine çevrenin firmalara etkisine odaklanılmıştır. Gelinen noktada sürdürülebilirlik ISSB standartlarında aynı anda her yerde bulunan ve görünmez bir kavrama dönüşmüştür (Sustainability is simultaneously ubiquitous and invisible in the ISSB standards).

ESRS 2022-2023 – Umudumuz… Delagate Act yayınlanarak ESRS1 ve ESRS2 zorunlu tutulurken, 5 çevresel – 4 sosyal – 1 Yönetim standardı “gönüllüye” değiştirildi. Gezegenin sınırlarına ilişkin eşik değerlerin konu edildiği standartların tekrar zorunluya çevrilmesi gerekmektedir. Her şeye rağmen GRI standardın yanaşmadığı eşik değerleri benimseyen ESRS, gelecekte gezegene faydalı olabilecek standart olarak umut vericidir.

Sürdürülebilirliğe en çok zarar verenler arasında maalesef

sürdürülebilirlik standartlarını oluşturan kurumlar da vardır.

Utkan ULUÇAY

Kaynak: Bill Baue, The Lost Decade: Sustainability Standards Sabotage Sustainability, August 2023

Finansal Kurumlar Birliği Ekonomik Görünüm Endeksi, Ticaretin ve Yatırım Eğilimlerinin Nabzını Tutacak

Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman, Tasarruf Finansman ve Varlık Yönetim şirketlerini tek çatı altında temsil eden Finansal Kurumlar Birliği (FKB) ile İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirilen “Finansal Kurumlar Birliği Ekonomik Görünüm Endeksi”; Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik’in de katıldığı bir toplantı ile tanıtıldı.

Banka dışı finans sektörünün en güçlü temsilcisi konumundaki FKB’nin, İstanbul Üniversitesi Transfer Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin desteği ve akademisyenlerinin yoğun çalışması ile geliştirdiği ‘Finansal Kurumlar Birliği Ekonomik Görünüm Endeksi’nin lansmanı; 24 Kasım 2023 tarihinde, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Endekse ilişkin ilk sonuçların da açıklandığı toplantıya; Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik de katılarak, bir konuşma yaptı.

Bakan Yardımcısı Çelik konuşmasında şunları söyledi; “Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman, Varlık Yönetim ve Tasarruf Finansman sektörlerimizin çatı kuruluşu olan Finansal Kurumlar Birliği tarafından; ‘Merkezi Fatura Kaydı Sistemi’ ile ‘Finansal Kiralama Sözleşme Tescil Sistemi’nden elde edilen ve ‘Finansman Sektörü’ işlem hacmi bilgilerini de içeren yüksek sayıda veriyi ticari alanda öngörü ve yatırımlara ışık tutan anlamlı bir sonuca dönüştürecek ‘FKB Ekonomik Görünüm Endeksi’ne yönelik çalışmalar İstanbul Üniversitesi’ nin tecrübe ve bilgi birikimi ile şekillenmiş oldu. Bakanlık olarak; Finansal Kurumlar Birliği’nin kurulduğu günden bu yana gerek reel sektörün gerekse tüm paydaşların yararlanabileceği bir “FKB Endeksi” oluşturma hedefinin sonuca ulaşmasından mutluluk duyuyoruz. ‘Merkezi Fatura Kaydı’, ‘Finansal Kiralama Sözleşme Tescil’ sistemlerinden ve Finansman Sektörü işlem hacmi verilerinden hareketle yıllar itibariyle biriken anlamlı veriler ışığında, Finansal Kurumlar Birliği’nin geçtiğimiz yıl içerisinde İstanbul Üniversitesi ile birlikte attığı somut adımların sonuçlarını görmek güzel. Finansal Kurumlar Birliği tarafından geliştirilen ‘Merkezi Fatura Kaydı Sistemi’ ve ‘Finansal Kiralama Sözleşme Tescil Sistemi’nden alınacak anlık veriler temel teşkil etmek kaydıyla; Birlik üyesi şirketlerin beklenti anketlerinden de yararlanılarak İstanbul Üniversitesi’nin kıymetli akademisyenleri tarafından oluşturulan endeksin, Türkiye’de ticaretin nabzını ve yatırım eğilimini ölçümleyen öncü bir gösterge olacağına inanıyorum.”

Tanıtım toplantısının açılış konuşmalarında söz alan Finansal Kurumlar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emre Ballı ise; “‘Birlikten Kuvvet Doğar’ anlayışıyla bundan 10 yıl önce yola çıkan FKB olarak; temsil ettiğimiz sektörlerin taşıdığı yüksek potansiyeli ekonomik faydaya dönüştürmek için durmaksızın geleceğe yatırım yapıyoruz. Bugün de; Birliğimizin girişimi ile hayata geçen ve Türkiye ekonomisinin hem bugünü hem de geleceğine ışık tutacak önemli bir projemizi tanıtmanın gururunu yaşıyoruz. Geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesi ile yaptığımız iş birliği protokolü kapsamında çalışmalarına başladığımız FKB Ekonomik Görünüm Endeksi’ni, ülkemiz ekonomisine katkı sağlaması için tüm paydaşlarımızın kullanımına sunuyoruz.  Finansal Kiralama Sözleşme Tescil Sistemi, Merkezi Fatura Kaydı Sistemi ve Finansman Sektörü işlem hacmi verileri ile birlikte; FKB bünyesinde raporlama ve istatistik faaliyetlerinde kullanılan tüm verilerin analizi ve üyelerimizin beklenti anketleri baz alınarak oluşturulan FKB Ekonomik Görünüm Endeksi’nin, ticaret ve yatırım alanlarında öncü bir gösterge olarak değerli faydalar sağlayacağına inanıyoruz.”

Tanıtım toplantısında, Merkezi Kayıt Kuruluşu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ekrem Arıkan da bir konuşma yaparken; endeksin çalışma grubunda yer alan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, FKB Ekonomik Görünüm Endeksi’nin metodolojisi ve elde edilen ilk sonuçları hakkında bir sunum gerçekleştirdi.

Ekonominin üretim, satış ve tüketim kanallarında yer alan Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman sektörlerine ilişkin göstergelerden hareketle oluşturulan ve bu veriler ışığında piyasanın izlenmesini amaçlayan FKB Ekonomik Görünüm Endeksi; her ayın 3. haftasında yayımlanarak, kamuoyuna duyurulacak.

 

Gıda İhracatçıları Londra’da 100’e Yakın B2B Görüşme Gerçekleştirdi

7 milyar doları aşan ihracat rakamına ulaşan Egeli gıda ihracatçıları, “Gıda Sektörlerinde Sürdürülebilir İhracat UR-GE Projesi”yle gıda ihracatında sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırma çabasında.

Sürdürülebilirlikte öncü Ege İhracatçı Birlikleri, Ticaret Bakanlığı koordinasyonu ve desteğiyle İngiltere’nin başkenti Londra’da 6 – 9 Kasım 2023 tarihinde “Gıda Sektörlerinde Sürdürülebilir İhracat UR-GE Projesi” kapsamında gıda ürünleri sektörüne özel sektörel ticaret heyeti organizasyonu gerçekleştirdi.

Türkiye’nin üretim ihracatında dünyada lider olduğu kuru meyveden zeytin zeytinyağına meyve sebze mamullerinden baharatlara kadar pek çok ürün İngiltere pazarında tanıtıldı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “İngiltere dördüncü en büyük ihracat pazarımız. 2022 yılında Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatı 12 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde ise 9,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu ihracatın yüzde 89’u sanayi üzerine. Türkiye sanayi ürün gruplarında İngiltere’nin en önemli tedarikçileri arasında. Ticaret Bakanlığımızın desteklediği Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi Projesi (UR-GE) kapsamında gıda sektöründe faaliyet gösteren ihracatçılarımızı bir araya getirerek, uluslararası pazarlarda sürdürülebilirlik teması altında yeni regülasyonlar ve standartlara uyum sağlayabilmelerini, rekabet güçlerini artırmayı hedefliyoruz. AB ve Gümrük Birliğinden ayrılan İngiltere ile ülkemiz arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması (STA) kapsamında müzakereler devam ediyor. STA’nın güncellenmesi ve yeni alanlara açılması ile birlikte ihracatımızın daha da artacağını öngörüyoruz. Verimli bir sektörel ticaret heyetini geride bıraktık. Türkiye ile İngiltere arasındaki ticaret hacminin gelişmesini arzuluyoruz.” dedi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Türkiye’de tarım ürünleri organik ürün ihracatında lider konumdayız. Tarım ürünleri ihracatımızı son 1 yıllık dönemde yüzde 12 artırarak 7,3 milyar dolara taşıdık. 10 milyar dolar hedefimize ulaşmak ve gıda sistemimizin iyileştirilmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Gıda Sektörlerinde Sürdürülebilir İhracat UR-GE Projesi kapsamında gerçekleştirilen heyet ile 10 Türk firmamız üretim ve ihracatında lider olduğumuz kuru meyve, su ürünleri, zeytin, zeytinyağı, bitkisel yağ, odun dışı orman ürünleri, meyve sebze mamullerini gıda ithalatçısı İngiliz firmalara tanıttı.

Türk gıda ihracatçılarımız İngiltere’den 35 firma ile toplam 100’e yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. İngiltere ile ülkemiz arasındaki STA kapsamında müzakerelerin devam ettiğinden hareketle, Türkiye’den İngiltere’ye zeytinyağı ihracatında gümrük vergisinin sıfırlanmasının hemen hemen bütün ihtiyacını İspanya, İtalya gibi AB ülkelerinden karşılayan ve yıllık ortalama 70 bin ton zeytinyağı ithal eden İngiltere pazarında ülkemizin önemli bir pay edinmesi sağlanmış olacak. İkili temaslarda bu taleplerimizi dile getirdik. Bu temasların önümüzdeki süreçte ihracat rakamlarımıza olumlu yansımalarını göreceğiz. İngiltere’ye gıda ihracatımızı 2 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. İkili iş görüşmeleri yoluyla iki ülke arasındaki köprü olma vazifemizi en iyi şekilde ileriye götürmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

Teknik Şartnameye Uymayan Numuneler ?

Bu haftaki konumuza geçmeden önce,  tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar, üzerimizde emeği olan hocalarımıza şükranlarımı sunarım.

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, ..…………….. Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından 2023/560310 İKN’li “Orman Muhafaza Memurları İçin Çeşitli Tip Kıyafet Alımı” ihalesinin 06.07.2023 tarihinde yapıldığı, söz konusu ihalede isteklilerin tekliflerinin değerlendirildiği, yapılan numune değerlendirmesinden sonra 12.07.2023 tarihli kesinleşen ihale kararı ile ………………..’un ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak belirlendiği, anılan istekli tarafından idareye teslim edilen numunelerin Teknik Şartname’yi karşılamadığı, bu konuda idareye yapılan şikâyet başvurusunun idarece şekil yönünden reddedilmesi üzerine Kamu İhale Kurumuna yapılan itirazen şikâyet başvurusu üzerine Kurulun 28.07.2023 tarihli ve 2023/UM.II-1137 sayılı kararı ile idarece başvurularının esastan incelenmesi gerektiği yönünde karar alındığı, idarece bunun üzerine başvurularının esastan incelendiği, ancak hukuki dayanaktan yoksun gerekçeler ile yine başvurularının reddedildiği, idarece 14.09.2023 tarihli şikâyet başvurularına cevap yazısında “şikâyet dilekçesinde belirtilen gizli lastik eksikliği, orman muhafaza ve orman yazısı eksikliği, düğme eksikliği, cırt eksikliği, kuş gözü eksikliği, yazı puntosu farklılıkları gibi olası telafi edilmesi mümkün olan eksiklikler dikkate alınmış olup, ihale öncesi verilen bu karar ile ihalede rekabetin arttırılması ve kamu yararı amacıyla ihalenin daha uygun fiyata tamamlanmasının amaçlandığı” ifadelerine yer verilerek başvurularının reddedildiği, idarece aslında verilen cevap ile ……………….. tarafından teslim edilen numunelerin uygun olmadığının ikrar edildiği, bu eksikliklerin telafi edilebilir olarak görüldüğü ve bu gerekçe ile başvurularının hukuken izahı olmayan gerekçe ile reddedildiği, idarece aslında haklı oldukları ikrar edildikten sonra “telafi edilebilirlik” öngörüsü ile hukuka uygun olmayan bir karar alındığı, iddialarına yer verilmiştir.

18.10.2023 tarihli ve 2023/UM.II-1331 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Yapılan incelemede, Numune değerlendirmesine dayalı olarak alınan ihale kararlarına ilişkin itirazen şikâyet başvurularında Kurum tarafından; idarece, numune değerlendirmesi ile ilgili iş ve işlemlerin usulüne uygun biçimde yerine getirilip getirilmediği ve numune değerlendirme tutanağında yer verilen tespitlerle, alınan ihale kararı arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleme yapılmak suretiyle başvuru sonuçlandırılmaktadır. Zira numune değerlendirmesine ilişkin tutanak içeriğinin uygunluğuna ve dolayısıyla alınan ihale komisyonu kararı sonucunda alımı yapılacak ürünlerin istenen teknik kriterleri sağlayıp sağlamadığına ilişkin usulüne uygun olarak yapılmış numune değerlendirme işlemlerinde yetki ve sorumluluk, ihale işlemlerini yürütmekle görevli ihale komisyonuna aittir.

Ancak, idarece İdari Şartname’nin 7’nci maddesinde isteklilerin renk hariç Teknik Şartname’de istenen fiziki özelliklere uygun numune sunmaları hususu bir yeterlik kriteri olarak belirtilmiş olduğu, ayrıca idarenin cevap yazısında da ihale üzerinde bırakılan isteklinin sunduğu numunelerde bir takım eksikliklerin olduğu kabul edildiği halde, belirtilen eksikliklerin asli fiziki kriterler olduğu ve Teknik Şartname’de bu kriterlerin düzenlendiği görüldüğünden, ihale komisyonunca numunelerde kritik eksiklik olan hususların tespit edilmesine karşın anılan istekliye uygunluk belgesi düzenlenmesinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, ihalenin ikinci ve üçüncü kısmında ekonomik açıdan en avantajlı istekli olarak belirlenen ………………’un teklifinin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Mehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi