Türkiye’nin En Büyük Uluslararası Ticaret Fuarı Automechanika İstanbul 2023 Yeni Rekorlara İmza Attı

Otomotiv satış sonrası endüstrisini bir araya getiren tüm zamanların en büyük Automechanika Istanbul fuarı sona erdi. Messe Frankfurt Istanbul ve Hannover Fairs Turkey iş birliğiyle İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarda 41 ülkeden 1437 katılımcı firma ve 10 ülke pavilyonu yer alırken, fuarı tüm dünyadan toplam 58.024 sektör profesyoneli ziyaret etti. Ziyaretçi sayısı, geçtiğimiz yıl düzenlenen fuara göre yüzde 20 artış gösterdi.

Tüm dünyadan otomotiv endüstrisi profesyonellerini buluşturan fuarda; parçalar ve sistemler, arıza tespit ve onarım, aksesuar ve özelleştirme, elektronik ve bağlanılabilirlik, araç yıkama ve bakım merkezi, bayi ve atölye yönetimi, alternatif sürüş sistemleri & yakıtlar ve madeni yağ kategorilerinde binlerce ürün ve hizmet grupları sergilendi. Bu yıl 16. kez düzenlenen Automechanika Istanbul 2023, dört gün boyunca üreticiler ve satın almacılar arasında yeni iş birliklerine zemin hazırlayarak sektörün gelişimine katkı sağlarken, başta “Innovation 4 Mobility by BAKIRCI” özel bölümü ve “Automechanika Academy powered by Castrol” programı ile otomotiv sektöründe sürdürülebilirlik, cinsiyet eşitliği, geleceğin e-mobilite teknolojileri temalarına odaklandı.

Otomotiv Satış Sonrası Endüstrisi İçin Kıtaların Buluşma Noktası

Automechanika Istanbul, otomotiv sektörü için yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada önemli bir buluşma noktası olma niteliği taşıyor. 2001 yılından bugüne kadar yarattığı iş fırsatlarıyla Automechanika Istanbul, Türkiye’nin otomotiv sektörü ihracatında yıllık 30 milyar doların üzerine çıkmasında önemli bir rol üstleniyor. Geçtiğimiz yıl 28 farklı ülkeden 825 katılımcı firma ve 141 ülkeden toplam 48.354 sektör profesyonelini ağırlayarak önemli bir başarı elde eden fuar, bu yıl 17.987’si Türkiye dışından olmak üzere tüm dünyadan 58 binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Yüksek verimlilikle tamamlanan Automechanika Istanbul’da bu yıl Almanya, İspanya, Kore, Çekya, Çin, Tayvan, Tayland, Hong Kong, Pakistan ve Hindistan olmak üzere 10 farklı ülke pavilyonu yer aldı. Aynı zamanda Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından düzenlenen Satın Alma Heyeti Programı dahilinde Japonya, İngiltere, Mısır, Yunanistan gibi ülkelerden gelen nitelikli satın alma profesyonelleri de katılımcılarla ikili görüşmeler yapma imkanı buldu.

B2B Eşleştirme Özelliği ile Dijital Platforma Olan İlgi Büyük Artış Gösterdi

Fuardan önce katılımcılar ve ziyaretçilerin erişimine açılan Automechanika Istanbul dijital platformu da profesyoneller tarafından yoğun ilgi gördü. Fuardan alınacak verimi artırmak üzere geliştirilen özellikleriyle dijital platformu kullanan profesyonel sayısı, 2022 yılındaki fuara göre yüzde 62 artış gösterdi. Platformu kullanarak yapılan B2B görüşme sayısı 280’e ulaşırken, kullanıcıların platform üzerinde yaptığı etkileşim sayısı da 60 binin üzerine çıktı.

Automechanika Istanbul 2023’te Sürdürülebilirlik Ön Plandaydı

Tüm dünyada iklim ve tedarik zincirinde yaşanan sorunların Türkiye otomotiv sektöründeki olumlu etkilerinin her geçen yıl daha fazla etkisini göstermesiyle birlikte otomotiv endüstrisi de değişen tüketici tercihleri doğrultusunda sürdürülebilirlik odaklı çalışmalara ağırlık vermeye başladı. Automechanika Istanbul 2023’te de tedarik zinciri, istihdam ve üretim politikalarında sürdürülebilirliğe odaklanan markalar öne çıktı. “Automechanika Academy powered by Castrol” özel programında düzenlenen sunumlar ve söyleşilerle sürdürülebilir üretim politikaları, başarı hikayeleri ve Equality 4 Business” oturumu ile otomotiv sektöründe cinsiyet eşitliğine değinilirken, elektrikli araçların bakım ve onarımında en son teknolojiler ve ekipmanların 8 ayrı istasyonda uygulamalı olarak sergilendiği “Innovation 4 Mobility by BAKIRCI” özel alanı da tüm profesyonelleri otomotiv sektöründeki dönüşüme yakından tanık olmalarına imkan sağladı.

Uluslararası Kaporta Sektörü Sempozyumu IBIS Forum alanında da elektrikli araçların onarımı hakkında güncel bilgiler profesyonellere sunumlarla aktarılırken, Türkiye Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu’nun (TOBFED) katkılarıyla hazırlanan “Ustalar Yarışıyor” etkinlik programı da katılımcı ve ziyaretçilere keyifli anlar yaşattı.

Bir Sonraki Fuar 23-26 Mayıs 2024’te Gerçekleşecek

Toplam katılımcı sayısı, uluslararası katılımcı sayısı, toplam ziyaretçi sayısı ve toplam sergi alanı alt başlıklarında rekor kıran Türkiye’nin en büyük uluslararası ticaret fuarı Automechanika Istanbul, 23-26 Mayıs 2024 tarihleri arasında yine İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek.

Tedarik Zincirlerini Yeniden Tasarlamak

Tedarik Zincirleri Yeniden Tasarlanıyor…

World Economic Forum ve Kearney tarafından yapılan değerlendirmenin yorumlu özetidir. Benim ilavelerim italik dizilidir.

  1. Porter iş faaliyetlerini 6 başlıkta sınıflandırmıştır: İlk 3 başlık tedarik zinciridir (gelen lojistik, operasyon, giden lojistik), diğer 3 başlık talep zinciridir (pazarlama ve satış, hizmetler, destek faaliyetleri). Değer zinciri, bu ikisinin birlikte ele alındığı durumdur (Yusuf Kaya, Atilla Yıldıztekin, Dr.Hakan Çınar).

Yazıdaki kelimelerin analizi: Value Chain (145), resilience (56), disruption (46), Sustainability (34), customer (31), cost (30), shortage-scarcity-congestion (15+5+2), VUCA (5+4+7+0), supply chain (12), paradigm (10), availability (10), performance (7), redundancy (3).

2022 yılından itibaren küresel yüksek enflasyon, işçi-kaynak bulma sıkıntısı, lojistik darboğazlar, yüksek enerji fiyatları, jeopolitik gerginlikler (Rusya-Ukrayna, Tayvan-Çin, Güney -Kuzey Kore), küresel iklim krizi ve artan sürdürülebilirlik baskısı, değişen teknoloji (siber ataklar), salgın hastalıklar (kapanma hallerinde talep var ama üretim yok), nadir elementlerin kıtlığı, sektörler arası rekabet gibi nedenlerle tedarik zincirleri zorlanmaktadır. Dört yıldır üst üste aksamalar görülmekte ve 80 yıllık aradan sonra yeniden arzın (supply) kısıt olduğu bir paradigma değişimi yaşanmaktadır.

Deniz taşımacılığında katedilen mesafe yıllar sonra ilk defa azalmaya başlamıştır; küreselleşme eğilimin devam etmesine rağmen üretimin ana firmaya veya pazara yakın yerlere çekilmeye başladığının sinyali olarak değerlendirilmektedir.

Dayanıklılık (resilience) kavramı “düştükten sonra çabuk kalkmaya” odaklanmıştır. Aslında öngörülen risklerden kaçınma (mitigation) mantığı proaktif olurdu, mevcut haliyle reaktif davranıştır. Zorlaşan çalışma ortamına rağmen müşteriler yine de bulunurluk, hızlı teslim, uygun fiyat talep etmektedir. Bu şartlar altında şirketlerin / zincirlerin değişen şartlara yavaşça uyum göstermesi (evrim) yeterli olamamakta, zincirlerin tekrar kurgulanması gerekmektedir. Tedarik Zincirlerinde maliyet-optimizasyon-verim-yalın yerine yeni felsefeler, stratejiler, yaklaşımlar gündeme gelmektedir. Dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve performans karakteristikleri maliyetin peşinden ikincil amaç olamayacak kadar önem kazanmaktadır. Dönüşümle ilgili beş temel eğilime işaret edilmektedir:

Küresel yerine bağlantılı-çoklu yerel değer zincirleri: Pazar için, pazarın olduğu yerde üretim kavramıdır. ABD ve AB yasal düzenlemelerle kritik sektörlerin “geri dönüşünü” teşvik etmektedir. Pazara servis hızının iyileşmesi, kotadan kaçınılması, belirli hallerde işçilik maliyetinin azaltılması, navlun-gümrük maliyetlerinin düşürülmesi gibi avantajları vardır. Ancak ölçek ekonomisinden çıkış nedeniyle maliyet artışı, organizasyonun uyarlanması, kalite standardını koruma zorluğu, veri paylaşımında güçlük gibi sıkıntılar ortaya çıkabilecektir. Örnek: Schneider çift bölgeli tedarik planı.

Dijital projeler yerine dijitalleşme projesi: Ortak bir stratejiye ait olmadan münferit yapılan projeler zaman içinde uyumsuzluk yaratmakta ve beklenen etkiyi sağlayamamaktadır. Uçtan uca ve ihtiyaca veren bir dijitalleşme projesi önerilmektedir. Bu çerçevede otomasyon işçiliğin pahalı olduğu, çalışanların yaşlandığı veya müşterilerin kişiselleştirme beklentilerinin yükseldiği yerlerde (AB bölgesi gibi, End 4.0 gibi) iyi bir seçenektir. İş sürekliliği, görünürlük, veri paylaşımı ve nadir yeteneklerin küresel erişime açılabilmesi için dijital çözümler düşünülmelidir. En önemli riskler gereğinden fazla dijital yatırım (tutar veya içerik olarak) ve siber ataklardır. Örnek: Siemens tesisler arası stok görünürlüğü uygulaması.

Ölçek ekonomisi yerine kabiliyet ekonomisi: Küresel devasa zincirler yerine yerel küçük zincirlerin ağı formasyonuna geçildiğinde siparişler küçülecek, sık tekrarlı ve hızlı terminli olacaktır. Dolayısıyla tedarikçiler alıştıkları verime dayalı ölçek ekonomisi tasarruflarını kaybederek yeni bir rekabet avantajı bulmak zorunda kalacaklardır (yapay zekâ, ileri planlama araçları, 3D üretim, otomasyon, TOC tamamlama-DBR, Yalın SMED, TQM kalite, …). Yetenekli çalışanlar inovasyon (ürün ve süreç) kapasitesini artıracaktır, dijital çözümlerle üstün yetenekler zincirin farklı lokasyonlarında da kullanılabilecektir. Ancak kabiliyetli çalışanları bulmak, işe almak, işte tutundurmak eskisinden daha zordur. Değer Zinciri Liderlerinin beceri setinde ekoloji, makro ekonomi, jeopolitik, veri analizi, dijital yatkınlık olmalıdır. Ayrıca kısa vadeli bakış açısını bırakıp uzun vadeli düşünebilmelidirler.  Örnek: Ford Otosan beyaz yaka için akademi uygulaması.

Mevzuata uyum yerine inovatif sürdürülebilirlik: Küresel ısınma ve iklim krizi sürdürülebilirlik baskısını artırmaktadır. Mevzuatın ötesine geçebilen firmalar zincirdeki çevre-sosyal riskleri azaltabilecek, süreçlerinin izlenebilirliğini iyileştirebilecek (AB Yeşil Mutabakat ile zorunlu hale geldi), olumlu marka imajı sağlayabileceklerdir. Ancak sürdürülebilir olmak için tek firmanın gayreti yeterli değildir, zincirin uyumlu olması beklenmektedir (SCC-supply chain collaboration). Ayrıca sürdürülebilirlik maliyetinin ürüne yansıtılamadığı sektörlerde tedarikçiler doğal olarak isteksizdir (AB anket çalışmalarında tüketiciler sürdürülebilir ürüne daha fazla ödemeye razı olduklarını söyleseler de bu “fazlalık” markalarda kalıyor, tedarikçilere yansıtılmıyor). Dolayısıyla firmaların karşılığını alabilecekleri şekilde sürdürülebilir olması, iş stratejisine sürdürülebilirliği eklemesi ve maliyet odağından vazgeçmesi gerekmektedir (UN Global Compact imzacısı olan tedarikçiler bu konuda taahhüt veriyor, GRI raporlamasıyla da hesap veriyor). Örnek: Estanium Association tedarik zincirinde veri paylaşımı ve net-sıfır gündemi.

1-4 arasındakiler: taleple ilgili stratejilerdir. 5-8 arasındakiler: tedarikle ilgili stratejilerdir.

Üretici maliyeti yerine müşteri değeri: Arz kısıtlı dünyada “eski” maliyet-servis optimizasyonu yetersiz kalmaktadır. Pazarın değişkenliği maliyetlerin planlanmasını zorlaştırmaktadır. Müşteriler, tedarikçilerin yenilikçi-hızlı-gününde teslimli-sürdürülebilir olmasını istemektedir. Bu ortamda müşteri beklentilerini karşılayabilen tedarikçiler rekabet avantajı elde edecektir. Yeni paradigmada maliyet-karmaşıklık içinde performans göstermek gerekmektedir. Uzun vadeli stratejiler firmaların ömrünü belirleyecektir. Örnek: Arçelik modüler yapı taşları uygulaması.

Betti, F., & Hong, P.K. (2023). A Global Rewiring: Redefining Global Value Chains for the Future. World Economic Forum, Cenevre.

Kısıtlar Teorisinin

  • Üretim çözümü DBR için OTIF100
  • Perakende çözümü Replenishment için FILLRATE100 bakabilirsiniz,
    • simülatörle deneyebilirsiniz,
    • ücretsiz bir ay test edebilirsiniz.

 

Kazanmanın coşkusu kaybetme korkusunu aştığında dönüşüm başlayacaktır.

Utkan ULUÇAY

Satınalma Dergisi Haziran 2023, Yıl:11, Sayı:126

Değerli yöneticiler, 

Yoğun mayıs gündemi sonrası haziran nihayet geldi. Zihinler bir hayli meşguldü. 

Açıkçası gün günü kovaladı. Gündemi yakalayabilmek hepimizi biraz yordu. Öncelikle seçim sonuçları ülkemiz için hayırlı olsun. Yeni meclise ve yeni kabineye başarılar dilerim. 

Profesyonellerin ve ticaretin içerisinde olanların odaklandığı konu elbette ekonomi yönetimi idi. Ekonominin başına deneyimli ismin Sn. Mehmet Şimşek’in gelmesi önemliydi. Yeni dönemin ekonomiye istikrar ve dinamizm ülkemize refah getirmesini temenni ediyorum. 

İstanbul Ticaret Odası ev sahipliğinde gerçekleştirilen Sürdürülebilirlik ve Alman Tedarik Zinciri Yasası webinarinde yazarlarımızla bir araya geldik. Webinar kaydını Youtube üzerinden https://www.youtube.com/live/j_rRYl8Y6Bk?feature=share İTO kurumsal hesabından izleyebilirsiniz. 

Şirket eğitimleriniz için teklif alın. 

Firmalarımıza satınalma ve tedarik zincirinden müzakere ve pazarlık tekniklerine, analitik ve performans değerlendirmeden dış ticaret ve B2B satışa kadar tüm alanlarda eğitim hizmetleri sunuyoruz. 

Eğitim kataloğumuzu satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirerek inceleyebilirsiniz. Teklif almak için dergi@satinalmadergisi.com ile iletişime geçebilirsiniz. 

Yeni ürün ve stok fazlası ürünlerinize talibiz. Gelin B2B mağazamızdan birlikte satalım. 

Satış mağazamıza bekliyoruz. Kurumsal pazara (B2B) e-ticaret mağazamızla yeni bir satış kanalı oluşturun. E-Mağazamız https://satinalmadergisi.com/magaza/ adım adım büyüyor. Yazılım ürünlerinden danışmanlık ve belgelendirme hizmetlerine kadar farklı kategorilerde güçleniyoruz. 

Şirket e-Dergi aboneliği ile ekibinizin yetkinliklerini yükseltin 

Ekibinizin mesleki gelişimi için bir adım atın. Departmanlar olarak tüm dergi arşivine (126 sayı), mesleki raporlarına ve bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Dijital dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/urun-kategori/satinalma-dergisi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 

Haziran sayımız her zamanki gibi yine birbirinden değerli yazılarla dolu. 

Tüm yazar ailemize emekleri için teşekkür ediyorum. 

Keyifli okumalar dilerim. 

Prof. Dr. Murat Erdal
Editör 

editor@SatinalmaDergisi.com

Satınalma Dergisi Haziran 2023

 

 

 

Türkiye’nin Enerji Depolama Stratejileri Sektör Zirvesinde Ele Alındı

Enerji depolama sistemlerine dair dünyadaki en iyi uygulama örnekleri, en yeni iş modelleri ve önümüzdeki dönemde ülkemizde atılacak adımların ele alındığı ‘Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi’, 8 Haziran’da İstanbul’da düzenlendi. 

Huawei ve Partner EGS sponsorluğunda, Harvard Business Review Türkiye ve Enerjide Dijitalleşme Derneği’nin (EDİDER) stratejik iş ortaklığıyla düzenlenen ‘Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi’, 8 Haziran’da İstanbul Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleştirildi. Çevrimiçi olarak da takip edilebilen zirve, ‘Yerel ve Global Pazarlar, Gelişen Teknolojiler ve Yeni İş Modelleri Perspektifinde Enerji Depolamaya Bakış’ temasıyla düzenlendi.

Zirvenin açılış konuşmasını, gerçekleştiren Huawei Digital Power Avrupa Başkanı Chen Le şu ifadelere yer verdi; “Huawei Digital Power, sıfır karbon hedefiyle, akıllı bir dünya için, dijitalleşmeye öncülük etmektedir. Bu vizyon doğrultusunda hedefimiz, sürdürülebilir, daha yeşil ve daha iyi bir geleceğe doğru birlikte ilerlemektir. Huawei Digital Power iş grubunun Türkiye’de faaliyete geçtiği 2021 yılından bu yana, Türkiye’nin güneş enerjisi faaliyetlerine katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Bu vesileyle, Türkiye’deki müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın desteğine bir kez daha teşekkür etmek isterim. İşletmelere ve hanelere; güvenilir, emniyetli ve verimli enerji çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz. Verimli bir dijital güç ekosistemi oluşturmak için, iş ortaklarımız ve güneş enerjisi endüstrisi ile iş birliği içinde çalışmaya kararlıyız. Bu ekosistem; bireylerin, işletmelerin ve toplulukların, yenilenebilir enerjiyi benimsemelerine katkıda bulunacaktır. Gelecek nesiller için daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir dünyayı, birlikte inşa edebiliriz.”

Zirvenin devamında söz alan Partner EGS CEO’su Alper Terciyanlı ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün hem dağıtık depolama sistemlerinin enerji dönüşümünde üstleneceği rolü hem de yeni iş modellerinin geliştirilmesi ve uygulanması konusundaki düşüncelerimizi paylaşmak için bir aradayız. Yenilikçi iş modellerinin ortaya çıkışında ve gelişiminde regülasyonların önemli bir rol oynadığını hepimiz biliyoruz. Lisanssız üretim tesislerinin piyasaya hızlı ve doğru bir şekilde entegrasyonu, yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji depolama sistemlerinin organize elektrik piyasalarına katılımının piyasa ve elektrik fiyatları üzerindeki etkileri, enerji depolama sistemlerinin şebekeye bağlantısında karşılaştığımız teknik zorlukları ve belirsizlikleri aşmak için hangi adımların atılması gerektiği, dağıtık enerji kaynaklarının ve bu sistemlerin işletilmesinde kullanılacak teknolojilerin, 10 yıl sonra nasıl bir elektrik piyasası yaratacağı, enerji depolama sistemlerinin Türkiye’nin enerji geleceğini özelinde bir yol haritası oluşturacaktır.”

Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi’nde katılımcılara seslenen, Huawei Digital Power Türkiye Genel Müdürü Zhao Guanliang konuşmasında şunları söyledi; “Enerji endüstrisinin standartlarının oluşturulmasına katkı sağlamak ve endüstride dijital gücü inovasyonla geliştirmek için, yoğun bir şekilde çalışıyoruz. İş ortaklarımız ve paydaşlarımızla, sıfır karbon hedefine ulaşma yolunda gerçekleştirdiğimiz iş birliklerinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Çevreye karşı sorumluluğumuzun kesinlikle farkındayız. Üretim süreçlerimizde ve ürün yaşam döngülerimizde, olumsuz çevresel etkileri en aza indirgemek için çalışıyoruz. Enerji depolama sistemleri, temiz enerjiye geçişin endüstrideki kilit noktalarından biri olacaktır. Türkiye’de, temiz enerjinin gelişimi için önemli fırsatlar ve geniş bir iş potansiyeli söz konusu. Huawei’in güçlü kurumsal yapısı ve satış sonrası hizmetleri, yatırımcılarımıza enerji depolama alanındaki yatırımları için, ihtiyaç duydukları güvenceyi sağlamaya devam edecektir. Enerji depolama sistemlerinin sektörün ana yatırım kalemlerinden biri haline geleceğine inanıyoruz.”

Enerji depolama sistemlerine dair dünyadaki en iyi uygulama örnekleri, en yeni iş modelleri ve Türkiye’nin enerji sektöründe önümüzdeki dönemde atılacak adımların ele alındığı etkinlikte, sektörün öncü isimleri ve altı paydaş derneğin katkılarıyla, iki ayrı panel düzenlendi.

İlk panelde, ‘Enerji Depolama Sistemlerinin Bugünü ve Geleceği’ konusu ele alındı. Moderatörlüğünü EDİDER Başkanı Elif Düşmez Tek’in gerçekleştirdiği oturumda Renecore Energy CEO’su İbrahim Erden, Sanko Enerji CEO’su Hakan Yıldırım, Polat Energy CEO’su Arkın Akbay ve Borusan EnBW CEO’su Enis Amasyalı konuşmacı olarak yer aldılar.

Enerji depolama uygulama alanları, mevcut yasal düzenlemeler, dağıtık enerji depolamanın yaygınlaşması için yapılması gerekenler ve enerji depolama teknolojilerinin Türkiye’deki üretim potansiyeli, panelin öne çıkan konuları arasındaydı.

İkinci panelde, EDİDER (Enerjide Dijitalleşme Derneği), EDSİS (Enerji Depolama Sistemleri Derneği), ETD (Enerji Ticareti Derneği), EÜD (Enerji Üreticileri Derneği), GÜNDER (Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü) ve TÜREB (Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği) gibi güneş, rüzgar, elektrik üretimi ve ticareti, enerjide dijitalleşme ve depolama alanında görev alan altı derneğin yer alacağı Paydaş Dernekler Özel Oturumu’nda, ‘Temiz Enerjiye Geçişte Yeni İş Modelleri ve Enerji Depolamanın Rolü’ konuları ele alındı. Partner EGS CEO’su ve EDİDER Başkan Yardımcısı Alper Terciyanlı’nın moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, ETD Başkanı Murat Kirazlı, TÜREB Başkan Yardımcısı Erinç Kısa, EÜD Başkanı Cem Aşık, GÜNDER Başkanı Kutay Kaleli ve EDSİS Başkanı Kâmil Çağatay Bayındır konuşmacı olarak yer aldılar.

Enerji dönüşümünde önemli bir rol oynayacağı öngörülen dağıtık depolama sistemlerinin yaygınlaşması için gereken yeni iş modelleri, regülasyon boşlukları ve bariyerler, lisanssız üretim tesislerinin piyasaya entegrasyonu, organize elektrik piyasalarına katılımın piyasa üzerindeki etkileri ve enerji depolama sistemlerinin şebekeye bağlantısı, ikinci oturumda ele alınan konulardan bazılarıydı.

Hizmet İşi ile Mal Alımının Birlikte İhale Edilmesi ?

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle,  Teknik Şartname’nin “Hizmet Sunumu İçin Mutfak, Yemekhane ve Gıda Deposu Kurulacak Merkezler” başlıklı 13’üncü maddesinin 14, 15 ve 17’nci maddelerinden Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi için gerçekleştirilecek işin mal alımı kapsamında olduğunun anlaşıldığı, bu kısmın ayrılarak mal alımı şeklinde ihale edilmesinin daha doğru olacağı, mevcut düzenlemenin teklif verilmesine engel teşkil ettiği iddialarına yer verilmiştir.

04.05.2023 tarihli ve 2023/UH.II-722 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesinde “…Mal: Satın alınan her türlü ihtiyaç maddeleri ile taşınır ve taşınmaz mal ve hakları,

Hizmet: Bakım ve onarım, taşıma, haberleşme, sigorta, araştırma ve geliştirme, muhasebe, piyasa araştırması ve anket, danışmanlık, (…), tanıtım, basım ve yayım, temizlik, yemek hazırlama ve dağıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, koruma ve güvenlik, meslekî eğitim, fotoğraf, film, fikrî ve güzel sanat, bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler ile yazılım hizmetlerini, taşınır ve taşınmaz mal ve hakların kiralanmasını ve benzeri diğer hizmetleri, … İfade eder.” hükmü,

Anılan Kanun’un “Temel İlkeler” başlıklı 5’inci maddesinde “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. Aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri bir arada ihale edilemez…” hükmü,

Teknik Şartname’nin “İşin Konusu” başlıklı 3’üncü maddesinde “İşin konusu; Bartın Devlet Hastanesi ve ek binalarında, Amasra İlçe Entegre Hastanesi, Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi ve 2023 yılında taşınılması planlanan Bartın Devlet Hastanesi yeni hizmet binasında hizmet alan hasta ve refakatçilerle, sağlık tesislerinde çalışanlara, staj yapan öğrencilere ve idarenin yemek veya kahvaltı verilmesini uygun gördüğü kişilere, 7 (yedi) gün 24 (yirmi dört) saat esasına göre, yüklenici firma tarafından temin edilen malzeme, makine, cihaz, alet ve personelle yemek ve kahvaltıların hazırlanması, dağıtılması ve sonrası hizmetlerdir.” düzenlemesi,

Anılan Şartname’nin “Hizmet Sunumu İçin Mutfak, Yemekhane ve Gıda Deposu Kurulacak Merkezler” başlıklı 13’üncü maddesinde “(14) Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi için yemekler hastane mutfağında hastane kadrolu personeli (aşçısı) tarafından pişirilecek, servis, temizlik ve bulaşık yıkama işi yine hastane kadrolu personelleri (Ulus) tarafınca yapılacaktır.

(15) Günlük kaç öğün yemek ve gece kahvaltısı hazırlanacağı idare tarafından (Ulus İlçe Hastanesi) yükleniciye bildirilecek, yüklenici yemek için gerekli miktarda malzemeleri zamanında (malzemelerin özelliğine göre günlük, haftalık, aylık olarak) teslim etmekle yükümlüdür. Teslim edilen malzemeler günlük öğün üzerinden faturalandırılacaktır.

(17) Ulus Şehit Piyade Er Haşan Hüseyin Oğuz ilçe Entegre Hastanesi için teslim edilen malzemelerin hazırlanacak olan öğün için yeterli olup olmadığı, teslim edilen gıda maddelerinin 1.Kısım şartnamede yer alan nitelikleri sağlayıp sağlamadığı kontrol komisyonunca denetlenecektir. Kontrol komisyonu tarafından uygun olmayan gıda maddeleri kabul edilmeyecektir. Bu durumda yüklenici zamanında (yemek hazırlanacak zaman kadar) ihtiyaç duyulan gıda maddelerini teslim edemez ise o gün için ihtiyaç duyulan üç çeşit yemeği dışarıdan temin etmek zorundadır. Eğer yüklenici dışarıdan yemeği temin edemezse hastane idaresince belirlenecek yerden yemek hizmeti alınarak yükleniciden tahsil edilecektir. …” düzenlemesi yer almaktadır.

İhale dokümanı kapsamında verilen “Birim Fiyat Teklif Cetveli” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

A B
Sıra No  İş Kaleminin Adı ve Kısa Açıklaması Birimi Miktarı Teklif Edilen Birim Fiyat Tutarı  
1  Normal Kahvaltı öğün 338.571      
2  Diyet Kahvaltı öğün 110.121      
3  Normal Yemek öğün 1.071.486      
4 Diyet Yemek öğün 158.859      
5 Ara Öğün öğün 274.360      
6 R1-R2 öğün 52.953      
Toplam Tutar (K.D.V Hariç)  

4734 sayılı Kanun’un “Temel İlkeler” başlıklı 5’inci maddesinde yer alan hükümden, aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işlerinin bir arada ihale edilemeyeceği anlaşılmaktadır.

Teknik Şartname’nin yukarıda yer verilen düzenlemelerinden, ihale konusu işin Bartın Devlet Hastanesi ve ek binalarında, Amasra İlçe Entegre Hastanesi, Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi ve 2023 yılında taşınılması planlanan Bartın Devlet Hastanesi yeni hizmet binasında hizmet alanlara yüklenici firma tarafından temin edilen malzeme, makine, cihaz, alet ve personelle yemek ve kahvaltıların hazırlanması, dağıtılması ve sonrası hizmetlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

Başvuru sahibi tarafından iddiaya konu edilen Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi ile ilgili bölümün idarenin mutfağında gerçekleştirileceği, yemeklerin idarenin aşçısı tarafından pişirileceği, servis, temizlik ve bulaşık yıkama işinin yine hastane kadrolu personelleri tarafınca yapılacağı, günlük kaç öğün yemek ve gece kahvaltısı hazırlanacağının idare tarafından yükleniciye bildirileceği, yüklenicinin ise yemek için gerekli miktarda malzemeleri zamanında teslim etmekle yükümlü olduğu anlaşılmakta olup, bu çerçevede ihale konusu hizmetin anılan bölümünün yalnızca malzeme temininden ibaret olduğu görülmüştür.

Yapılan tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde; 4734 sayılı Kanun’un 5’inci maddesi uyarınca aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı bulunmadığı sürece mal, hizmet ve yapım işlerinin bir arada ihale edilemeyeceğinin anlaşıldığı, ihale konusu hizmetin ifa yerlerinden biri olan Ulus Şehit Piyade Er Hasan Hüseyin Oğuz İlçe Entegre Hastanesi ile ilgili bölümünde yüklenicinin yükümlülüğünün sadece yemeklerin hazırlanmasında kullanılacak malzemelerin temini olduğu ve söz konusu ihalenin diğer bölümlerinde gerçekleştirilecek olan malzemeli yemeğin pişirilmesi, taşınması, dağıtımı veya sonrası işler kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu durumun yemek üretimi alanında faaliyet göstermeyen ancak malzeme teminini gerçekleştirebilecek yeterliliğe sahip olanların ihaleye katılımına da engel oluşturabileceği, diğer yandan olası aşırı düşük teklif sorgulaması durumunda öğün üzerinden teklif verilen iddiaya konu ihalede açıklama istenilecek teklif bileşenlerinin belirlenmesinin de sorun teşkil edebileceği ve bu şartlar altında sorgulamanın sağlıklı olarak gerçekleştirilemeyeceği, netice itibariyle tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, bahse konu işlerin bir arada ihale edilmeye imkân verecek nitelikte kabul edilebilir doğal bağlantısı bulunmadığı ve anılan işin hizmet alımı kapsamında ihale edilmesinin mevzuata uygun olmadığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Sonuç olarak, yukarıda mevzuata aykırılığı belirlenen ihale işlemlerinin düzeltici işlemle giderilemeyecek nitelikte işlemler olduğu tespit edildiğinden, ihalenin iptali gerekmektedir.

Mehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması Kitabının 5. Baskısı Çıktı

20. Yıla özel olarak güncellenen Sorulu-Cevaplı İş Hukuku Uygulaması Kitabımızın 5. Baskısı çıktı.

Küresel ekonominin hüküm sürdüğü dünyamızda yaşanan ekonomik krizler ve salgın hastalıklar (sars, mers, ebola ve koronavirüs gibi) ve ülkemizde meydana gelen yüzyılın depremi nedeniyle istihdamda ciddi daralmalar meydana gelmiş ve ortaya çıkan işsizlik sorunu sosyal yapıyı olumsuz yönde etkilemiştir. Dünyada yaşanan krizlerin iş piyasalarına olumsuz etkisi ile iş ilişkileri de olumsuz etkilenmekte ve işçinin korunması yanında, işletmelerin de korunmasına gereksinim duyulmaktadır. Bu gelişmeler ışığında yeni çalışma tür ve biçimlerine duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır.

Uluslararası piyasalara ayak uydurmak, işletmeleri ayakta tutmak ve istihdamı korumak amacıyla klasik çalışma yöntemlerinden uzaklaşılarak daha esnek çalışma tür ve biçimlerinin benimsenmesi yoluna gidilmektedir. Nitekim asıl işveren-alt işveren ilişkisinin yaygınlık kazanması, mesleki anlamda geçici iş ilişkisi ve özel istihdam büroları, uzaktan çalışma, kısa çalışma, kadın çalışanların doğuma bağlı haklarının iyileştirilmesi ile yarım çalışma ve kısmi süreli çalışma hakkı, gece çalışma süresi ile denkleştirme süresinin bazı sektörler lehine uzatılması, telafi çalışma süresinin uzatılması gibi düzenlemeler istihdamın korunmasının yanında işletmelerin de korunmasını amaçlayan yasal düzenlemelerdir.

Çalışma hayatının dinamik bir yapıya sahip olması nedeniyle, değişime uyum sağlamak ve güncel mevzuatı takip etmek bir gerekliliktir. Biz de kitabımızın 5 inci baskısını 20 nci yıla özel olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nda yapılan değişiklikler, güncel Yargıtay kararları ve öğretide geliştirilen görüşleri de dikkate alarak güncelledik. İş hukuku uygulamacılarına ışık tutması amacıyla iş mevzuatı alanında hemen her konuya cevap verebilecek pratik ve güncel bir kitabı sizlere takdim etmekten mutluluk duyuyoruz.

Mayıs/2023/ANKARA

Lütfi İNCİROĞLU

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

E. Çalışma Genel Müdür Yardımcısı

Dikim Atölyesi Aranmaktadır

Giyim sektöründe faaliyet gösteren bir firmamızın fabrikası için, dikim hizmeti verecek dikim atölyesi aranmaktadır. Aşağıda belirtilen bilgilerle, ticaret@satinalmadergisi.comadresinden iletişime geçmeniz rica olunur.

İlgilenenlerin, aşağıdaki bilgileri bildirmesi gerekmektedir:

  • Çalışan sayısı ve lokasyon – adres bilgisi
  • Makine sayısı ve bilgisi
  • Günlük / Aylık adet üretim sayısı (kapasite)

Firma Araştırma, Endüstriyel Ürün Alım-Satım Hizmetleri:

ticaret@satinalmadergisi.com adresinden iletişime geçebilirsiniz.

İş Yaşamındaki Filler ve Pireler

İş Yaşamındaki Filler ve Pireler

İşletmecilik alanında hızlıca değişimlerin yaşandığı 1980’li yıllardan ve kendi deneyimlerinden etkilenen Charles Handy tarafından filler ve pireler metaforu aracılığıyla ileri sürülen ilgi çekici bir düşünceye göre iş yaşamında üretimden hizmetlere doğru yaşanan geçişle birlikte üretim yapan büyük firmaları simgeleyen fillerin yerini hizmet sektöründe hızlıca hareket eden ve sayıları da aynı şekilde hızlıca artan pireler almaya başlamıştır.

Handy yazmış olduğu “The Elephant and the Flea” (Filler ve Pireler) başlıklı kitapta, karısının da telkiniyle büyük kurumsal firmalarda çalışmaktan vazgeçerek yazarlık ve danışmanlık gibi alanları içeren geniş bir portföy çerçevesinde serbest çalışmaya başlamasını, diğer bir ifade ile kendi hikayesini örnek göstererek, bağımsız çalışmanın ve kendi işini kurmanın önemini ve avantajlarını vurgulamaktadır (1, 2). Handy’nin yaklaşımına göre dev firmaların devri sona ermekte ve girişimcilik yeni döneme damgasını vurmaktadır. Çünkü filler de artık pirelerden destek almakta ve aldıkları bu destekle varlıklarını sürdürüp büyümektedirler. Zira büyük kurumsal firmalar sahip oldukları bürokratik yapı nedeniyle hantallaşmış olduklarından, yeni fikir üretebilme ve değişen koşullara hızlı tepki verebilme niteliklerine sahip pirelere muhtaçlardır ve bu süreçlerin kontrolü pirelere geçmiş bulunmaktadır. Bu yönleriyle pireler, yeni dönemin temel itici gücü haline gelmektedir (1, 3).

Kuşkusuz Handy tarafından ileri sürülen bu görüşler ve öngörüler bugünün iş dünyası ile uyumlu görülebilir. Ne var ki, bu görüşlerin çeşitli açılardan da eleştirilmesi mümkündür. Üstelik filler ve pireler yaklaşımının çelişkili bir doğası da bulunmaktadır.

Filler ve pireler yaklaşımında dikkat çeken önemli bir nokta her ne kadar pireler övülüp yüceltiliyor olsalar da pirelerin varlıklarını sürdürebilmek için fillere muhtaç oldukları gerçeğidir. Gerçekten de Handy’nin yaklaşımında filler pirelere muhtaçmış gibi gösteriliyor olsa da fillerin olmadığı bir dünyada pirelerin ne yapacağı da bir soru işareti haline gelmektedir. Dolayısıyla filler ile pireler arasında aslında karşılıklı faydanın sağlandığı bir ilişki söz konusudur. Örneğin, Handy’nin kendisi de aslında fillere danışmanlık yapan bir piredir. Dolayısıyla fillerin döneminin sona ermekte olduğuna ilişkin iddialara temkinli yaklaşmak ve bu iddiaları fillerin tamamen ortadan kalktığı ya da kalkacağı şeklinde yorumlamamak gerekir.

Nüfus üzerine çalışmaları bulunan Kuczynski’nin de nüfus artışına ilişkin tespitlerinde filler ve pirelerden yararlanmış olması oldukça dikkat çekicidir ve verdiği örnek Handy’nin filler ve pireler yaklaşımının gözden kaçan bir noktasının anlaşılması açısından da oldukça önemlidir.

Kuczynski bir çalışmasında genç yaşta evlenmenin ve buna bağlı olarak nüfus artış hızının önemini vurgulamak amacıyla düşünsel bir deney çerçevesinde fil ve pire nüfusunu incelemekte ve başlangıçta her iki grubunda 1.000 üyesinin olduğu varsayımdan hareketle her kuşakta nüfus artışının 2 ve 0,5 olması, diğer bir ifade ile her bir kuşakta nüfusun ikiye katlanması ya da yarı yarıya azalması durumunda ne olacağını şu şekilde yorumlamaktadır: Fillerin nüfusu iki katına çıktığında pirelerin nüfusu astronomik bir sayıya ulaşırken, fillerin sayısı yarıya indiğinde pirelerin nesli çoktan tükenmiş olacaktır. Kuşkusuz buradaki ayırıcı temel nokta her iki türün yaşam süreleri de dahil olmak üzere birçok açıdan birbirilerinden tamamen farklı olmasından kaynaklanmaktadır (4).

Aynı durumun Handy’nin pireleri için de geçerli olduğunu kabul etmek gerekir. Doğaları gereği Handy’nin pirelerinin sayısı fillere göre daha hızlı artacağından, bu yeni pireler iş yapmak için ihtiyaç duyacakları filleri nereden bulacaklardır ? Bu soru isteyen herkesin iş yaşamında bir pire olamayacağını, olsa bile istediği başarıya ulaşamayacağını bize göstermektedir.

Diğer yandan Handy, filleri eski dönemin üretim sektörünün, pireleri de yeni dönemin hizmet sektörünün baş oyuncuları olarak ele alıyor olsa da fillerin artık yalnızca üretim sektörüyle sınırlı olmadığını, hizmet sektöründe de fillerin bulunduğunu ve pireler kadar olmasa da sayılarının her geçen gün arttığını da belirtmek gerekir. Dolayısıyla ekonomide hizmet sektörünün artık belirgin bir ağırlığı bulunsa da sonuçta hizmet sektöründe faaliyetler yalnızca pireler tarafından gerçekleştirilmemektedir ve pireler hizmet sektöründe de yine belirgin ölçüde filler için iş yapmaktadırlar.

Handy’nin filler ve pireler yaklaşımına getirilebilecek diğer bir eleştiri ise, kendi hikayesini biraz fazla genelleştirmesidir. Kuşkusuz sahip olduğu niteliklerinin ve kariyer sürecinin yanı sıra pireler için yeterince iş yapma alanın ve fırsatının bulunduğu bir dönem olan 1980’li yıllarda pire olarak kendisini konumlandırmış olması da Handy’nin işletmeciliğin önemli düşünürleri arasında sayılma gibi başarılı ve ayrıcalıklı bir konuma ulaşmasına yardımcı olmuştur (2). Oysa bugünün değişen şartlarının Handy’nin tabiriyle pire olmak için çabalayan herkese aynı fırsatları sunup sunmayacağı tam bir soru işaretidir.

Kısaca belirtmek gerekirse, Handy’nin filler ve pireler yaklaşımının, işletmecilik alanındaki diğer birçok popüler yaklaşım gibi, ilk bakışta heyecan uyandırdığı, ancak üzerinde biraz düşünüldüğünde bazı açılardan eleştirilmesinin ya da farklı bir bakış açısıyla ele alınmasının gerekli olduğu bir dizi görüşü içerdiği söylenebilir. Kuşkusuz böylesi görüşler işletmecilik literatürüne yeni bir soluk ve zenginlik getirmektedir. Ancak bunları zamanın modasına uygun genel geçer reçeteler olarak kabul etmenin de çeşitli yönlerden sakıncalarının bulunduğunun farkında olmak da önemlidir.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Handy, C. (2002), The Elephant and the Flea: Looking Backwards to the Future, Arrow Books.

(2) Doyle, J. F. (2002), “Review of ‘The Elephant and the Flea: Reflections of a Reluctant Capitalist,’ by Charles Handy, Harvard Business School Press, 2001”, Ubiquity, April.

(3) Mayer, C. (2012), “The Elephant and the Flea”, Çevrim içi: https://www.businessinsider.com/the-elephant-and-the-flea-2012-9, (08.06.2023).

(4) Blacker, C. P. (1937), “Future Trends in Population”, The Eugenics Review, 29 (3), p. 223.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

İş İlanı: Helen Doron Florya Learning Center İçin İngilizce Öğretmenleri Aranıyor

Helen Doron Florya Learning Center İçin İngilizce Öğretmenleri Aranıyor

35 yılı aşkın deneyimle, Dünya’da 40 ülkede faaliyet gösteren Helen Doron markasının bir parçası olmaya hazır mısınız ?

3 aylık bebeklerden, 19 yaşa kadar İngilizce öğretiminde fark yaratanlardan olmak ister misiniz ?

Yeni açılacak olan Helen Doron Florya Learning Center’da birlikte çalışacağımız İngilizce Öğretmenleri ile tanışmak için sabırsızlanıyoruz.

Helen Doron küresel eğitim ağında yer almayı isteyen ve aşağıdaki özelliklere sahip tüm adayların başvurularını bekliyoruz.

  • Üniversitelerin İngilizce öğretmenliği ve ilgili bölümlerinden mezun
  • Akıcı olarak İngilizce konuşabilen,
  • Pedagojik formasyona sahip,
  • Stajını tamamlamış,
  • Çocukları çok seven, bebeklerle de iletişim kurabilen,
  • Veli ve öğrenci iletişimini yönetebilecek,
  • Takım çalışmasına yatkın ve ekip başarısını önemseyen,
  • Temel düzeyde MS Office ve gerekli eğitim yazılımlarını kullanabilen,
  • Tercihen sigara kullanmayan,
  • Esnek çalışma saatlerine uyum sağlayabilen.

İletişim:   iletisim@helendoron.com

Telefon:  0 (212) 706 67 66

 

 

Alım Talebi: Pancar Şekeri

Bir firmamız için; şeker pancarından üretilmiş, şeker alımı yapılacaktır.

  • Avrupa menşeili,
  • Aylık 12.500 ton
  • Hedef fiyat Mersin CIF 450 $
  • Pancar şekeri gerekli ( Brezilya vs. değil )

İlgililerin, aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK ( 250 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.