Alım Talebi: Plastik Hammadde (chemax x-997)

Bir firmamız için, 250.000 kg  Plastik Hammadde (chemax x-997) alımı yapılacaktır. Detaylar için iletişime geçilmesi rica olunur.

Son Teklif Tarihi: 17.03.2023

Taleplerinizi talep havuzunda yayınlamak için tıklayınız.

Plastik Hammadde (chemax x-997) alımı için tekliflerinizi: ticaret@satinalmadergisi.com adresine gönderebilirsiniz.

İhracatımız Neden Düşme Eğilimindedir ?

İhracatı Destekleyen Unsurlar

Şüphesiz ki ihracatı destekleyen, ihracat rakamlarının yukarı çıkmasını sağlayan unsurların başlıcaları şunlardır;

  • Devlet destekleri, İhracatı teşvik kararları olmalı,
  • Ülkemiz ihracat mevzuatına ve uluslararası teamüllere hakim olmak,
  • Sabit olmayan dalgalı kur politikası olması, ihracatçının gerek pariteye, gerekse ani kur düşüşlerine mağlup olmaması
  • Üretimin katma değerli oluşu,
  • İhraç ürünlerinin hammaddesinin ithalata dayalı olmaması,
  • Uluslararası platformda rekabetçi olabilmek ve üretilen ihraç ürünlerinin hangi ülkelere satılacağının iyi bilinmesi,
  • Uluslararası pazarda rakiplerimizin gücünü ve kim olduklarını iyi bilmek,
  • Girmeye çalıştığımız pazarın tüm özelliklerini yakından bilmek,
  • Yeni pazarlar bulmak için global pazarda çeşitli fuarlara katılmak ve doğru pazarlama stratejileri planlamak,
  • Gerektiğinde pazarlama faaliyetlerimize destek olmak amacıyla distribütör firmalardan destek almak,
  • Yurt dışındaki alıcılarımızla iyi ilişkiler içinde olmak, ilişkilerimizin sürdürülebilir bir ticari ilişki olmasına dikkat etmeliyiz,
  • En önemlisi husus da biz ihracatçı olarak kendimizi ne kadar tanıyoruz? Uluslararası platformda neler yapıp, neler yapamayacağımızı iyi analiz ediyor olmamız gerekir

Her ne kadar ihracatı destekleyen hususları yukarıda sayıyor olsak da, ihracatın her aşamasında gerçekçi olmak, yol haritamızın belirlenmesi hususunda bize ışık tutacaktır.

İhracat Rakamlarımızı Düşüren Etkenler

Hazin bir tablo paylaşıyorum. Öyle bir tablo ki ihracatımızın önündeki üç takozdan bir tanesi.

İhracatın önündeki diğer takozlar nedir deseniz;

  • Döviz kurları,
  • Enflasyon,
  • Rekabet

Şimdi hazin tablomuza göz atalım;

İhracatçı için hazin tablo.

İhracatçı için bundan daha hazin bir tablo olabilir miydi? Ne demek istediğimi biraz daha açayım; Son 6 aydır döviz kurları baskılanmış, ihracatçı günden güne mum gibi eriyor, uluslararası platformda fiyat tutturmakta zorluk çekiyor.

Daha da Hazin Tablo

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Aralık 2022 itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 72,31, yurt içi üretici fiyatları yüzde 128,47 arttı.

Baz enflasyon esas alındığında ise;

Yıllık enflasyon, tüketici fiyatlarında yüzde 64,27, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 97,72 oldu.

Dış Ticaret ve İhracat Rakamları

T.C. Ticaret Bakanlığı’nin sitesinden aldığım bu tabloya bakalım;

İthalat ile ihracat arasındaki ithalat lehine fark: USD.109.507.905.547.-

Kaynak: https://iz.tuik.gov.tr/#/showcase/SC-2851FY777F34D2R/db-5jlb1c29xcw0899?filters=18792%3D2022&token=8d79727fff862a891ce574d27220bfebbf66fecd

Donuk Döviz Kurlarının İhracatımıza Olumsuz Etkisi

Döviz kurları yukarıdaki grafiklerde de anlatıldığı üzere donuk kalmıştır. USD TRL kurları aylardır C/18.00 – 18.80 civarında ve hareketsiz kalması ile birlikte ülkemizdeki gerçek enflasyon rakamlarının da etkisi ile ihracatçımızın maliyetlerin ciddi anlamda yukarı çekmiştir. Maliyetlerin yukarı çıkması ancak döviz kurlarının düşük kalması ile ihracatçımız;

  • global pazarda USD.10.- olan bir ürün için USD.13.- , USD.14.-

vermek zorunda kalmıştır.

Global piyasada kuruşların dahi önemli olduğu fiyatlandırmada sınıfta kalıyoruz. Fiyat tutturamıyoruz. Tutturamadığımız fiyatlar dolayısıyla hem Pazar payımızı kaybediyor, hem de ihracatımızda gereken performansı gösteremiyoruz.

Artan maliyetlerle birlikte, gerçekçi dalgalı kur politikasının olmaması, kurların aynı kalması ile biz ihracatımızda ayağımıza kurşun sıkıyoruz.

Döviz Kurlarını Durdurmak Adına

Döviz kurlarını durdurmak adına;

Döviz kurlarını durdurmak adına ne kaynaklar heba ediliyor… Ülkemizde yer yerinden oynasa, mali piyasalarda deprem de olsa, döviz kurları hiç tepki vermiyor.

Döviz kurlarının eli kolu bağlandı.

Çünkü dövizin elini, kolunu, başını, parmaklarını velhasıl hareket edecek nesi varsa sıkı sıkıya bağlanmış ve markaja alınmıştır.

Döviz kurlarının bu şekilde sıkı sıkıya bağlanmasının bir maliyeti, bir külfeti olacaktı elbet.

Bunlar;

  • Dövizi aynı fiyatta tutabilmek adına döviz kaynaklarımızın gereksiz yere kullanılıp sarf edilmesi,
  • İhracatımızın belirgin bir biçimde düşmesi. Bırakalım şu “rekor” hikayesini..
  • Döviz kurlarını tutarak ithalatçılara sabit kur garantisi verilerek, kur riskinin ortadan kaldırılarak ithalatçılara cesaret verildi,
  • Enflasyon artarken döviz kurlarının sabit kalması piyasanın dengesin bozdu. Piyasanın dengesinin bozulması farklı alanlarda kendini göstermeye başladı.
  • Enflasyon fiyat artışını, fiyat artışı da maliyetleri olumsuz etkiledi. Maliyetlerin artması ile ihracat nefes alamaz oldu. Bugün nefessiz kalan ihracat yarın komaya girer
  • Kurlar artmasın derken ülkemize döviz girişinin önüne engel koyduk.

Enflasyon etkilerinin önüne geçileceğine, döviz kurlarının serbest hareket etmesini engellemek orta ve uzun vadede ülkemize kaybettirecektir.  İhracatımızın neden düşme eğiliminde olduğunu bu şekilde anlatabilirim. Ne kadar gayret edersek edelim, ne kadar ihracat rekor kırdı desek de asıl rekoru ithalat kırıyor, ithalat ile ihracat arasındaki fark, ithalat lehine açılmaya devam ediyor.

Çünkü kur politikamız maalesef yanlış ve bu yanlışta ısrar etmekteyiz.

 

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC International Chamber of Commerce

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komisyon Başkanlığı Üyesi

TC Merkez Bankası, Suudi Arabistan ile 5 Milyar Dolarlık Mevduat Anlaşması Yaptı

Suudi Arabistan Turizm Bakanı ve Suudi Arabistan Kalkınma Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Al Khateeb ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu arasında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na 5 Milyar dolarlık mevduat yatırılması konusunda anlaşma imzalandı.

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz El-Suud ve Veliahtı Prens Muhammed bin Salman El-Suud’un kararıyla, Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki bağları güçlendirecek önemli bir karar alındı. Suudi Arabistan Turizm Bakanı ve Suudi Arabistan Kalkınma Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Al Khateeb ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu arasında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na 5 Milyar dolarlık mevduat yatırılması konusunda anlaşma imzalandı.

Suudi Arabistan Kalkınma Fonu aracılığıyla gerçekleşen bu mevduat anlaşması, yalnızca Suudi Arabistan Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti ve halkları arasındaki yakın iş birliği ve tarihi bağların kanıtı değil, aynı zamanda Suudi Arabistan Krallığı’nın Türkiye’nin güçlenme çabalarını destekleme taahhüdünün bir göstergesidir. Diğer deyişle bu anlaşma, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal büyümesini ve sürdürülebilir kalkınmasını destekleme anlamı taşımaktadır.

Bu mevduat sayesinde çeşitli sektörlerdeki ekonomik sorunların çözümüne katkı sunulması hedeflenmektedir. Suudi Arabistan Krallığı bu anlaşmayla Türk halkına verdiği güçlü desteği ve Türk ekonomisinin geleceğine duyduğu güveni ifade etmektedir.

Lojistik ve Tedarik Zinciri Operasyonları: İnsani Yardımlar Webinari Bugün 13:00’te…

Lojistik ve Tedarik Zinciri Operasyonları: İnsani Yardımlar webinarı,
6 Mart 2023 Pazartesi günü (bugün), 13:00 – 15:30 saatleri arasında İstanbul Ticaret Odası Youtube kanalı üzerinden https://www.youtube.com/watch?v=NIew5T-0gFg izleyebilirsiniz.

Moderatör: Prof. Dr. Murat ERDAL – İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Anabilim Dalı (merdal@istanbul.edu.tr)

Salih Sami Atılgan – İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi – Açılış Konuşması

Prof. Dr. Emrah Cengiz-İstanbul Üniversitesi Üretim Yönetimi ve Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı

Prof. Dr. Umut Omay- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi

Oruç Kaya – O2 Lojistik Danışmanlık

Gürkan KAVRAZLI – Göktürk Lojistik Depo ve Lojistik Müdürü

 

 

 

Sorumlu Yatırım Nedir ?

Sorumlu yatırım, finansal beklentilerin yanı sıra çevresel, sosyal ve yönetişim faktörlerinin bir bütün olarak değerlendirildiği bir yatırım yaklaşımıdır. Bu yatırım modelinde piyasanın uzun vadeli sağlığı ve istikrarının yatırımcıyla olan ilişkisi açıkça kabul edilmektedir. Sorumlu yatırımcılık, uzun vadeli sürdürülebilir ürün ve hizmet üretiminin istikrarlı, iyi işleyen ve iyi yönetilen sosyal, çevresel ve ekonomik sistemlere bağlı olduğunu kabul etmektedir. Bu yaklaşım, bir yatırımın finansal çıktılar kadar sosyal ve çevresel değer yaratmasını da talep eder ve bu bağlamda sosyal, çevresel ve ekonomik riskleri doğru şekilde fiyatlamayı öngörür. Sorumlu yatırım, geleneksel finansal analiz ve portföy oluşturma tekniklerini tamamlayan ve günümüzde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayan yatırım modelidir.

Yatırımlarını finansal getirilerin yanı sıra çevresel, sosyal ve iyi yönetişim (ESG) ilkeleriyle uyumlu bir şekilde planlayan yatırımcıların farklı hedefleri olabilmektedir. Bir kısım yatırımcılar sadece finansal kârlılığa odaklanmakta ve bu kârlılığı etkileyebilecek ESG konularını dikkate almaktadır. Bazıları ise finansal getirilerin yanı sıra gezegenimiz ve tüm insanlık için sosyal ve çevresel anlamda olumlu sonuçlar ve pozitif değerler üretmeyi esas almaktadır. Sorumlu yatırımcıların çevresel ölçekte dikkate aldığı temel konular arasında küresel ısınma ve iklim değişikliği, döngüsel ekonomi modeli, biyoçeşitlilik ve ormansızlaşma vs. sayılabilir. İnsan haklarına saygı, iş etiği, çeşitlilik ve kapsayıcılık, eşitlik vs sorumlu yatırımcıların dikkate aldığı sosyal faktörlerden bazılarıdır. Yönetişim alanında ise kurumsal yapı, vergi adaleti, siyasilerle sorumlu ilişkiler kurma, yönetici ücretleri, rüşvet ve yolsuzluk gibi konular değerlendirilmektedir.

Sorumlu Yatırım Türleri

Sorumlu yatırımlar, yatırım yapılan şirket veya sektör, öne çıkan ürün ve hizmet türü, yatırımın yapıldığı bölge, coğrafi ve kültürel dinamikler vb gibi faktörlere bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Bazı yatırımlarda sosyal konular ağırlık kazanabilirken bazılarında ise çevresel kaygı ön plandadır. Bu bağlamda sorumlu yatırım adı altında yapılabilecek yatırım türlerini şöyle özetleyebiliriz:

Etik Yatırım: Yatırımcılar tarafından etik dışı kabul edilen veya belirli uluslararası anlaşmalara, sözleşmelere ve gönüllü anlaşmalara aykırı faaliyetlerde bulunan şirketlerin yatırım portföyü dışında tutulması gerektiği ilkesine dayanır. Bu şirketler arasında alkol, tütün, pornografi, yasa dışı silahlar, nükleer enerji ticareti yapan; faaliyetlerinde insan haklarını ihlal eden veya insan haklarını gözetmeyen ülke veya şirketlerle iş yapan kurumlar sayılabilir.

Sosyal Sorumlu Yatırım: Yatırım yapılacak şirketleri değerlendirirken sosyal ve çevresel kriterleri dikkate alan yaklaşımları ifade eder. Sosyal kriterler, iş sağlığı ve güvenliği performansı, işe alım ve terfi uygulamalarında ayrımcılık, toplum refahı, iş uyuşmazlıkları vb gibi konuları kapsar. Çevresel kriterler, çevre yönetiminin kalitesi, sera gazı emisyonları, enerji ve kaynak verimliliği, hammadde tedariki, doğal kaynaklar, toprak ve ekosistemler üzerindeki etkiler, atık ve geri dönüşüm gibi alanları kapsar. Sosyal sorumluluk farkındalığı ve önceliği yüksek yatırımcılar, şirketlerden bu kriterlerin tamamının tüm süreçlerde standart hale getirilmesini talep eder.

Tematik Yatırım: Belirli bir yatırım teması altında sınıflandırılabilecek şirketlere yatırım yapma stratejisini ifade eder. Tema örnekleri arasında su dağıtımı, tarım, düşük karbonlu enerji, kirlilik kontrol teknolojileri, sağlık hizmetleri, iklim değişikliği, bilgi teknolojisi vs sayılabilir. Sektör yatırımlarına benzer olmasına rağmen, tematik fonlar çeşitli sektörleri kapsama ve bu sektörlerden tema ile ilgili şirketleri seçme eğilimindedir. Örneğin bir sağlık fonu, ilaç şirketlerine, hastane şirketlerine, sağlık sigortası şirketlerine, bakım evlerine, cerrahi ekipman üreticilerine ve bunlardan herhangi birini destekleyen yüksek teknoloji ve bilgi teknolojisi şirketlerine yatırım yapabilir.

Yeşil Yatırım: Yeşil yatırımda amaç “yeşil” olarak tanımlanabilecek fonlara, şirketlere, altyapı hizmetlerine ve projelere yatırım yapılmasıdır. Bu yatırımlar, düşük karbonlu elektrik üretimi ve araçları, akıllı şebekeler, enerji verimliliği, kirlilik kontrolü, geri dönüşüm, atık yönetimi ve enerji israfı, süreç yeniliği ve belirli çevresel sorunların çözümüne katkıda bulunan diğer teknolojiler ve süreçleri kapsayabilir.

Etki Yatırımı: Toplumda belirli etkiler oluşturmayı hedefleyen ve bu bağlamda açıkça tanımlanmış sosyal ve çevresel hedefleri odak noktasına alan yatırım yaklaşımıdır. İstihdam sağlamak, düşük karbonlu enerjiye erişimi teşvik etmek, uyuşturucu bağımlılığından kurtulan veya engelli kişileri istihdam eden işletmeleri desteklemek gibi etkiler bu yatırımlara yön vermektir. Yatırımın tanımlanmış etkisine ulaştığından emin olmak ve ilerlemesini ölçmek ve izlemek, yatırım önerisinin merkezinde yer almaktadır. Etki yatırımı, hayırseverlikle karıştırılmamalıdır; zira, bu yatırımın da temel amacı yine yatırımcının finansal hedeflerini karşılamaktır.

Dilek AŞAN

Verimli Fabrika

Bu yazımda bir fabrikanın verimli imalat yapabilmesi için yapması gerekenleri hiçbir yerden alıntı yapmadan, sadece kendi tecrübelerim, okumalarım, yaşadıklarım ve gördüklerime dayanarak yazmak istedim.

Verimlilik boşa kürek çekmemektir. Kazancı, karı, satışı, ihracatı, huzuru, güveni artırmaktır. Eldeki imkanlarla en yüksek üretim kapasitesine ulaşmaktır. Verimliliği sağlamak zorundayız çünkü hepimiz binbir emekle kurduğumuz ve bugünlere getirdiğimiz fabrikamızı geleceğe taşıma arzusundayız.

Verimliliğe Etki Eden Faktörler

Fabrika Yerleşim Planı ve Düzeni

Fabrika içindeki bölümlerin yerleşimi ve kullanışlılığı, temizlik ve düzeni,

Makine ve teçhizatların fabrika içindeki konumları,

Depo ve stokların düzeni,

Fiziki koşulların yeterliliği, imalat alanı, ısıtma, soğutma, havalandırma, ses, gürültü ve toz durumu,

İnsan Kaynağının Verimli Kullanılması

Ücret ve sosyal hakların iyileştirilmesi,

Fabrika kültürü oluşturulması,

Kalifiye elemanlarla çalışma arzusu,

Fabrikada tecrübeli mühendisler istihdam etme,

Organizasyon planı oluşturup ona göre gerekli ve vasıflı eleman alımı,

İş takibi ve ödüllendirme, moral ve motivasyon çalışmaları,

Doğru kişilerle ve uyumlu personelle üretim ekipleri ve takımları oluşturma,

Verimli çalışmayı takip eden bir personel görevlendirme,

Kendimiz İçin Çalışma

İş yoğunluğu içinde kendimize çalışmayı ihmal ediyoruz. Dağınıklıktan ve düzensizlikten kurtulamıyoruz. Yoğun iş temposu içinde haftada veya ayda bir en azından yarım gün kendimize ayırmalıyız. Böylece israfın ve düzensizliğin önüne geçerken olası arızaları da gidermiş veya geciktirmiş oluruz.

Kendimiz için çalışacağımız yarım günde neler yapabiliriz?

  1. Fabrika içi ve depo stok kontrolleri,
  2. Fabrika genel temizliği ve düzeni, (Etrafa yayılan fazla ve artan malzemeler yeniden istiflenir, elimizde nelerin olduğu görülür)
  3. Makinalarımızın tamir ve bakımları, (Her usta kendi kullandığı makinaya aylık bakımını yapar, tezgahını ve etrafını temizler ve düzene koyar)
  4. Boya, badana ve temizlik işleri, (Yemekhane, çay ocağı ve ortak kullanım alanlarının temizliği yapılır)
  5. Proje kısmının bilgisayar ve çizimlerini yeniden düzenlemesi,
  6. Muhasebenin evraklarının düzenlemesi ve bilgisayarda kontrolü, aylık raporların çıkarılması,
  7. Personel ve takım dolaplarının düzenlenmesi,
  8. İş güvenliği eğitimleri ve tatbikatların yapılması,
  9. Otoların temizlik ve evrak, malzeme kontrollerinin yapılması,
  10. Üst yönetim aylık genel toplantısı,
  11. Fabrika etrafının düzeni ve temizliği,

Mali Verimlilik

Proje ve imalat başlangıçlarını ve bitişlerini iyi planlama, plana göre iş akış şeması oluşturup zamanında alımları gerçekleştirme,

Maddi imkanları yerinde kullanma,

Peşin veya vadeli uygun fiyata alım yapma, faiz veya vade farkı yükü altına girmeme,

Gereksiz fazla mesailerin önüne geçme,

Geleceğe yönelik aylık, yıllık bilançolar hazırlama, hedefler belirleme,

Proje ve üretim maliyetlerini doğru tahmin etmek ve öngörmek,

Olası olumsuz durumlara karşı ihtiyat akçesi ayırma,

Sirkülasyonu yoğun olan malzemeleri stoklu çalışma,

Uygun alım fırsatlarını takip etme ve değerlendirme,

Zamanı Verimli Kullanma

İş giriş-çıkış saatlerini sıkı takip etme,

Gereksiz ve zamansız toplantıların önüne geçme, toplantıları verimli kılma,

Yolda geçen zamanları minimize etme,

Şirket araçlarının güzergahlarını ve sevkiyatları doğru planlama,

Mola, yemek ve dinlenme zamanlarını iyi ayarlama,

Proje Verimliliği

“Verimliliğin başlangıç yeri, anahtarı fabrikanın proje bölümüdür.   “

Proje çizimleri için uygun tasarım programlarını kullanma, programın tüm detaylarını ilgili personele öğretme,

Üretim sürecini kısaltacak, malzeme alımını azaltacak, verimliliği artıracak arge çalışmaları yapma,

Tecrübeli mühendislerin desteğini proje üzerinde yoğunlaştırma,

Tedarikçilerden teknik destek alma, teknik destek veren tedarikçilerle çalışma,

ERP gibi takip programlarını kullanma,

Düzgün bir arşiv odası oluşturma,

Satış Verimliliği

Çok yönlü kanallarla, nokta atışı ulaşacak şekilde müşteriyle temasa geçme,

(Ziyaretler, e-postalar, sosyal medya, internet, telefon, fuarlar, toplantılar, tanıtım broşürleri aktif olarak müşteriye ulaşmak için kullanılabilir.)

Satış ekibinin iyi motive edilmesi, koordinasyonu ve yönlendirilmesi

İmalatta Verimlilik

Teknolojik yeniliklere ve otomasyona önem verme,

Kullanılan her aletin ve makinenin tüm yönleriyle en doğru şekilde kullanımı için eğitim alınması,(Usta kullandığı aleti veya makineyi ne kadar iyi tanırsa o denli verimli kullanır)

Ustaya her proje ve üretim başlangıcında makinenin veya ürünün son halini kafasında canlandırmasını sağlama, bütünü gösterme,

Enerji Verimliliği

Fabrikanın su, elektrik, doğalgaz tüketimlerini tasarruflu kullanma,

Güneş enerjisi sistemlerinden faydalanma,

Yağmur suyunu depolayıp kullanma,

*****

Verimlilik konusunda en önemli öge hiç kuşkusuz vasıflı personel, özellikle de imalatta çalışan ustalarımızdır. Onların sayısı, niteliği, tecrübesi, bilgi ve becerisi verimliği artıran faktörlerden biridir. Bu yüzden onların eğitimine ve motivasyonuna özel önem vermeliyiz.

Son yıllarda okullarımızda sınıfta kalmanın olmaması, liseden her mezun olan gencin isterse üniversite eğitimine devam edebilme imkanlarının genişlemesi ve gençlerin iş tercihleri dolayısı ile maalesef yeterli sayıda usta yetişmemektedir. Bu konuda meslek liselerimizin ve çıraklık okullarımızın niteliklerinin artırılması ve desteklenmesi büyük önem arz etmektedir.

“Az zamanda çok ve büyük işler yaptık.” Mustafa Kemal ATATÜRK

 

CAVİT SOY

Alım Talebi: İş Makinesi (Manitou Telehandler)

Bir firmamız için, 1 adet, Manitou Telehandler marka iş makinesi alımı yapılacaktır. Detaylar için iletişime geçilmesi rica olunur.

Son Teklif Tarihi: 17.03.2023

Taleplerinizi talep havuzunda yayınlamak için tıklayınız.

Manitou Telehandler marka iş makinesi alımı için tekliflerinizi: ticaret@satinalmadergisi.com adresine gönderebilirsiniz.

Yaşanan Deprem Felaketi Nedeniyle Alınan Önlemler

Ülkemizde yaşanan deprem felaketi nedeniyle tüm milletimize geçmiş olsun! Pandemi döneminde olduğu gibi yaşanan deprem felaketinde de devletimizin aldığı OHAL kararı kapsamındaki önlemler ve müdahaleler ile milletimizin katkıları sayesinde ülkece yaralarımızı hızla sarmaya devam ediyoruz. Afet nedeniyle Devlet vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde ertelemeler yapmıştır. Her kurum kendi alanına ilişkin mevzuatın verdiği yetkiler ölçüsünde kolaylaştırıcı düzenlemeler yapmaktadır.

  • Afetten dolayı vergide mücbir sebep ilan edilmiştir. Mücbir sebep hali süresince,
  • Verilmesi gereken vergi beyannameleri ve bildirimlerinin verilme süreleri,
  • Bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri,
  • Deprem tarihinden önce tahakkuk etmiş, ödeme süresi mücbir sebep hali ilan edilen süreye rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi,
  • 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisinin ikinci taksit ödeme süresi,
  • Deprem tarihinden önce ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen ve vadesi mücbir sebep halinin başladığı tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi uzatılmıştır.
  • Teminat verme süresi uzatılmış ve yapılandırma Kanunlarından kaynaklanan mali yükümlülükler de ertelenmiştir.
  • Prefabrik yapı ile konteynerlerin, yıl sonuna kadar tesliminde (kurulum ve montaj işleri dahil) KDV oranı %1 olarak belirlenmiştir.
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler kapsamında ülke genelinde 31/7/2023 tarihine kadar yapacakları ödemelerde vergi borcu yoktur yazısı aranılması ertelenmiştir.
  • Gelir İdaresi Başkanlığı deprem bölgesine yönelik olarak yapılan ayni ve nakdi yardım ve bağışların vergi uygulamaları hakkında bir açıklama yapmıştır.
  • AHBAP gibi toplumsal güven kazanmış ve birleştiricilik vasfı olan çok önemli derneklere yapılan bağışlar vergi indirimi kapsamına maalesef girmemektedir.
  • Kızılay ve AFAD hariç diğerlerine yapılan yardımların tamamı değil %5’e tekabül eden kısmının indirimi söz konusudur.
  • Depremden etkilenme durumuna göre olağanüstü hâl ilan edilen bölgeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek il/ilçelerde bulunan işyerleri ve/veya deprem sebebiyle yıkık, acil yıkılacak, ağır veya orta hasarlı olduğunu belgeleyen işyerleri için uygunluk tespitinin tamamlanması beklenmeksizin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun ek 2’nci maddesi kapsamında işverenlerin başvurusu doğrultusunda kısa çalışma ödeneği verilecektir.
  • 16 Şubat tarihli Karar ile bölgede zarar gören illerde hayvan yetiştiricilerine ilave yem desteği ödenmesi karar verilmiştir.
  • Depremden etkilenen illerde 14/07/2007 tarihli ve 26582 sayılı Resmî Gazete ’de zorunlu trafik sigortası poliçelerinin zamanında yenilenmemesi sebebiyle yapılan ilave prim uygulamasının 01/03/2023 tarihine kadar kaldırılmasına karar verilmiştir.
  • Mücbir sebep hali süresince, verilmesi gereken vergi beyannameleri ve bildirimlerinin verilme süreleri ile bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri uzatılmıştır. Ayrıca mükellefler tarafından, mücbir sebep hali süresi içerisinde verilmesi gereken 2023 yılı 1’inci geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannameleri verilmeyecektir.
  • Olağanüstü Hal kapsamında yargı alanında bazı tedbirler alınmış ve süreler durmuştur. Bu Karar vergiye ilişkin ihtilaflar, dava ve süreler için de uygulanabilecektir.

Tekrar büyük geçmiş olsun Türkiye !

Şaban KÜÇÜK

Yeminli Mali Müşavir

Gıda Sektörü, Orta Doğu ve Körfez Ülkelerine 10 Milyar Dolar İhracat Hedefliyor

Türkiye’nin yıllık 25 milyar dolarlık gıda ihracatından yüzde 30’a yakın pay alan Orta Doğu ve Körfez ülkelerinin en büyük gıda fuarı Dubai Gulfood’da 20-24 Şubat 2023 tarihleri arasında Türk su ürünleri ve hayvansal mamulleri tanıtıldı. Türk gıda sektörü, 167 firma ile fuarın büyük katılımcılarından biri oldu.

Türkiye’nin 2022 yılı 254 milyar dolarlık ihracatının 34 milyar dolarlık kısmını Orta Doğu ve Körfez ülkelerine yaptığını açıklayan Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan şunları söyledi:

“Türkiye’nin yıllık 25 milyar dolar gıda ihracatı var. 2022 yılında Orta Doğu ve Körfez ülkelerine gıda ihracatımız yüzde 21 artarak 7 milyar dolara ulaştı ve ihracatımızdaki payı yüzde 28’e yükseldi. Bu bölgeye ihracatımız incelendiğinde; Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 13 artışla 3,5 milyar dolarla üçüncü sırada. Sektörümüz ise geçtiğimiz sene Orta Doğu ve Körfez ülkelerine yüzde 18 artışla 1,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.”

Son Yılların En Yoğun ve Verimli Fuarını Geçirdik

Dubai’nin dünyanın üçüncü büyük re-export merkezi olduğunu vurgulayan Kızıltan, “Tüm körfez ülkelerinin yanı sıra Hindistan, İran, Irak, Pakistan, Doğu-Kuzey Afrika ve Uzakdoğu ülkelerine açılan bir kapı ve yaklaşık 2 milyar nüfusa hitap eden bir pazar. BAE, gıda ihtiyacının yüzde 90’nını ithalat yoluyla karşılıyor ve ağırlıklı olarak Hindistan, Norveç, İran, Vietnam, Ekvador ve ülkemizden su ürünleri ithalatı gerçekleştiriyor. Birliğimiz Gulfood Dubai Fuarı’nda bu sene Türkiye Milli Katılım Organizasyonu kapsamında, son yılların en yoğun ve verimli fuarını geçirdi. Orta Doğu ve Körfez ülkelerine kısa vadede gıda ihracatımızı 10 milyar dolara çıkararak konumumuzu güçlendirmek istiyoruz.” dedi.

Türkiye’nin BAE’ye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatının Yüzde 40’ı Ege’den

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, “Türkiye 2022 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’ne yüzde 53 artışla 194 milyon dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamulleri ihraç etti. Birliğimiz bu ihracatın yüzde 50 artışla 81 milyon dolarlık kısmını gerçekleştirdi. Türkiye’nin BAE’ye ihracatının yüzde 60’ını 114 milyon dolarla yumurta ihracatı oluşturuyor. Dünyadaki en büyük et ve et ürünleri ithalatçısı olan Körfez Bölgesi’nde talebin büyük kısmı tavuk eti ve ürünlerine yönelik olduğunu baz alarak kanatlı ihracatımızı da iyi noktalara taşıyabiliriz.” diye konuştu.

Türk Su Ürünleri ve Hayvansal Mamullerine En Fazla Talep Vietnam, BAE, İran, Hindistan, Pakistan, Malezya’dan Geldi

2022 yılında kanatlı ihracatının yüzde 84, süt ürünleri ihracatının yüzde 16 arttığının altını çizen Girit, “Bu sene Türk gıda ihracatçılarımız 167 firma ile fuara yoğun katılım sağladı. Orta Doğu ve Körfez ülkelerine su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatımızı 2 milyar dolara çıkaracağımızı öngörüyoruz. Gulfood Fuarı’nda Türk su ürünleri ve hayvansal mamullerine en fazla talep Vietnam, BAE, İran, Hindistan, Pakistan, Malezya’dan geldi, başarılı bir fuarı geride bıraktık.” diyerek sözlerini tamamladı.

Gulfood Fuarı’nda Ege İhracatçı Birlikleri’ni temsilen Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Kalpaklıoğlu, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Osman İşlek yer aldı.

Aynı zamanda Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği standını Türkiye’nin Abu Dabi Büyükelçisi Tugay Tunçer, Türkiye Dubai Başkonsolosu Onur Şaylan ve Dubai Ticaret Ateşesi Ersoy Erbay’ın ziyaret etti.

KİK 2023/DK.D-48 Sayılı Kurul Kararı

4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 6 ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esaslara Dair Tereddütlerin Giderilmesi İçin Alınan 22/02/2023 Tarihli ve 2023/DK.D-48 Sayılı Kurul Kararı Yayımladı. Buna Göre;

4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 6 ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esasların Yürürlüğe Konulmasına dair 12/5/2022 tarihli ve 5546 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 13/5/2022 tarihli ve 31834 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 6 ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esasların (Esaslar) “Tereddütlerin giderilmesi” başlıklı 15 inci maddesinde “(1) Bu Esasların uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Kamu İhale Kurumu yetkili olup tereddüt duyulan hususlara ilişkin olarak idareler tarafından bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakanlık; il özel idareleri ve bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmeler tarafından İçişleri Bakanlığı; belediyeler ve bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmeler tarafından ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aracılığıyla, bakanlığın varsa konu hakkındaki görüşü ile birlikte Kuruma başvuruda bulunulması gerekmektedir. Yükleniciler tarafından tereddüt duyulan hususlara ilişkin başvurular ise öncelikle sözleşmenin tarafı olan idareye yapılır, idarece yapılan değerlendirme sonucunda gerekli görülmesi halinde, başvuru yukarıdaki usule göre Kuruma gönderilir.” hükmü yer almakta olup bu hükme istinaden Kurumumuza intikal eden uygulamadaki tereddütlere ilişkin 18/5/2022 tarihli ve 2022/DK.D-171 sayılı, 8/6/2022 tarihli ve 2022/DK.D-200 sayılı, 22/6/2022 tarihli ve 2022/DK.D-228 sayılı, 29/6/2022 tarihli ve 2022/DK.D-246 sayılı, 26/7/2022 tarihli ve 2022/DK.D-268 sayılı, 10/8/2022 tarihli ve 2022/DK.D-292 sayılı, 24/8/2022 tarihli ve 2022/DK.D-308 sayılı, 7/9/2022 tarihli ve 2022/DK.D-320 sayılı, 21/9/2022 tarihli ve 2022/DK.D-336 sayılı, 19/10/2022 tarihli ve 2022/DK.D-380 sayılı, 3/11/2022 tarihli ve 2022/DK.D-396 sayılı, 28/12/2022 tarihli ve 2022/DK.D-467 sayılı ile 18/1/2023 tarihli ve 2023/DK.D-27 sayılı Kamu İhale Kurulu kararları alınmıştır. Ancak bu süreçte Kuruma başvurular yapılmaya devam etmektedir.

Bu çerçevede, yapım işi sözleşmesinde 4735 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesine istinaden yüklenici tarafından yapılan sözleşmenin feshi ve tasfiyesi talebine ilişkin olarak hakedişlere giren ihzarat iş kalemlerinin tutarının, gerçekleşme oranının tespiti hesabına dâhil edilip edilmeyeceği hususuna ilişkin olarak:

Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 4 üncü maddesinde ihzarat; birim fiyat sözleşmeler ile karma sözleşmelerin birim fiyat teklif alınan iş kısımlarında, yapım işinin bünyesine girecek veya herhangi bir imalat için gerekli olacak malzemenin, idarenin onayı ile şantiyede ve/veya iş mahallinde stoklanması/depolanması işlemi olarak tarif edilmektedir.

Diğer taraftan, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Yapım İşlerinde Uygulanacak Fiyat Farkına İlişkin Esasların “İhzarat uygulaması” başlıklı 8 inci maddesinde “(1) Birim fiyat üzerinden sözleşmeye bağlanan işler ile karma sözleşmelerde sözleşmenin birim fiyatlı kısmına ait işlerde kullanılan malzemelere ihzarat bedeli ödenebilir. Ancak, ihzarat bedeli ödenecek malzemelerin listesinin ve fiyatlarının ihale dokümanında gösterilmesi zorunludur. Bu malzemeler, iş programında yer alan iş kalemleri için ve o işlere yetecek miktarda ihzar edilir. İş programında öngörülen miktardan fazla ihzar edilmiş malzemelerin fazla kısmına ihzarat bedeli ödenmez.

(2) Yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak ihzar edilen malzemeler için fiyat farkı hesabı yapılır.

(3) Birim fiyatlı işlerde iş programına uygun olarak ihzar edilen malzeme için ihzaratın yapıldığı ay, uygulama ayı kabul edilerek fiyat farkı hesaplanır.” hükmü,

Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “İş programı” başlıklı 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında “(2) İhzarat ödenmesi öngörülen işlerde, iş programları imalat ve ihzarat iş programı olarak düzenlenir. İhzarat, iş programlarına uygun yapılacaktır. Bu programlarda gösterilenden fazla yapılan ihzaratın bedeli hakedişe konulmaz ve iş programları onaylanmadan imalat ve ihzarat bedelleri ödenmez.” hükmü,

Anılan Şartnamenin “Geçici hakediş raporları” başlıklı 39 uncu maddesinin birinci fıkrasında “(1) Birim fiyat esasına göre yapılan işlerin bedellerinin ödenmesinde aşağıdaki esaslara uyulur:

  1. c) Yüklenicinin yaptığı işler ile ihzarattan doğan alacakları, metrajlara göre hesaplanarak sözleşme hükümleri uyarınca kesin ödeme niteliğinde olmamak ve kazanılmış hak sayılmamak üzere geçici hakediş raporları ile ödenir. Metrajlar, yeşil defter ve eklerinde gösterilir…

(4) Hakediş raporlarının düzenlenmesinde aşağıdaki esaslara göre işlem yapılır:

  1. c) İhzarat yapılmasının öngörüldüğü işlerde;

1) İhzarat miktarı yapı denetim görevlisi tarafından yüklenici veya vekili ile birlikte ölçülür ve bulunan miktarlar sözleşmedeki esaslara uygun olarak hakediş raporuna dahil edilir. İhzaratın hakediş raporlarına geçirilebilmesi için, bunların işin bünyesine girecek veya yardımcı olarak kullanılacak malzemeden olması ve fiyatlarının ihale dokümanında gösterilmiş bulunması gereklidir. Sözleşmelerinde aksine bir hüküm yoksa, işbaşına getirilmemiş ihzaratın bedeli ödenmez.

2) İhzaratın, iş programlarında, sözleşme ve eklerindeki esaslara göre belirtilecek miktarlardan fazla yapılması idarenin iznine bağlıdır.

3) Bedeli ödenmiş ihzarat malzemesi, ancak yetkili makamın onayı ile şantiyeden çıkarılabilir…” hükmü bulunmaktadır.

Anılan mevzuat hükümlerinden; ihzaratın, yapım işlerine dair birim fiyat sözleşmelerde, sözleşmesinde hüküm bulunması kaydıyla imalat iş kalemlerinde kullanılacak olan inşaat malzemelerinin yüklenici tarafından idarenin izni ile iş programına uygun olarak temin edilip işyerinde hazır edilmesi olduğu, yükleniciye yaptığı ihzarat için sözleşmesinde yer alan tutarların hakedişe bağlanıp ihzarat ödemesinin yapılabileceği, ihale dokümanında hüküm bulunması halinde ihzarata fiyat farkı da verilebileceği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede ihzarat; inşaat malzemelerinin temini, nakliyesi, işyerinde taşınıp istiflenmesi, işçilik ve makine ekipman kullanımı gibi unsurları içeren “imalat” sürecinin bir bileşenidir.

4735 sayılı Kanunun “Ek fiyat farkı veya sözleşmelerin feshi” başlıklı geçici 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında “1/1/2022 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihale edilen mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin Türk lirası üzerinden yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmelerden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla gerçekleşme oranı ilk sözleşme bedelinin yüzde 15’ine kadar olanlar (bu oran dâhil) yüklenicinin başvurusu üzerine feshedilip tasfiye edilir…” hükmüne, Esasların 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Başvuru üzerine idarece 30 gün içerisinde, sözleşmenin gerçekleşme oranının 15/4/2022 tarihi itibarıyla ilk sözleşme bedelinin yüzde 15’ini geçip geçmediği tespit edilir. Gerçekleşme oranının tespitinde bu tarihe kadar gerçekleştirilen imalatlara/işlere/teslimatlara ilişkin onaylanan hakedişlerin ilk sözleşme bedeline oranı dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, Esasların “Tereddütlerin giderilmesi” başlıklı 15 inci maddesine istinaden alınan 18/05/2022 tarihli ve 2022/DK.D-171 sayılı Kurul kararında “…1) Sözleşmenin feshedilip tasfiye edilmesinde, gerçekleşme oranının ilk sözleşme bedelinin yüzde 15’ini geçip geçmediğinin tespitinde hangi hakedişlerin dikkate alınacağı hususuna ilişkin olarak:

4735 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinde, sözleşmenin fesih ve tasfiyesinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih (15/4/2022) itibarıyla gerçekleşme oranı ilk sözleşme bedelinin yüzde 15’ine (bu oran dâhil) kadar olan sözleşmelerin yüklenicinin başvurusu üzerine feshedilip tasfiye edileceği, Esasların 13 üncü maddesinde ise gerçekleşme oranının tespitinde onaylanan hakedişlerin ilk sözleşme bedeline oranının dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu hükümler karşısında, Esaslar kapsamında sözleşmenin feshedilebilmesi için %15 oranının (bu oran dahil) tespitinde; 15/4/2022 tarihi itibarıyla onaylanmış olan hakedişlerin toplam tutarının (iş artışları dahil, fiyat farkları ve KDV hâriç, sözleşme fiyatları ile yapılan iş/teslimat tutarının) ilk sözleşme bedeline (iş artışları, fiyat farkları ve KDV hâriç) bölünmesi suretiyle bulunan oranın dikkate alınması gerektiği,” hususları yer almaktadır.

Anılan mevzuat hükümleri ve Kurul kararından, Esaslar kapsamında sözleşmenin feshedilebilmesi için tespit edilecek gerçekleşme oranının mali gerçekleşme esas alınarak belirleneceği anlaşılmaktadır.

Bu çerçevede, Esaslar kapsamında sözleşmenin feshedilip edilemeyeceğine ilişkin olarak gerçekleşme oranının tespitinde, 15/4/2022 tarihi itibarıyla onaylanmış hakediş raporuna dâhil edilmiş olan ihzaratın bedelinin (ihzarat için fiyat farkı ödenmiş ise fiyat farkı hariç ihzarat bedelinin) dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;  Gerçekleşme oranının tespitinde 15/4/2022 tarihi itibarıyla onaylanmış hakediş raporuna dâhil edilmiş olan ihzaratın bedelinin (ihzarat için fiyat farkı ödenmiş ise fiyat farkı hariç ihzarat bedelinin) dikkate alınması gerektiğine Oybirliği ile karar verilmiştir. .

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen