Giriş
Serbest Bölgeler; ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla kanunla kurulan yerlerdir. Serbest Bölgeler Kanunu ve Gümrük Kanunu’na göre serbest bölgeler; Türkiye Gümrük Bölgesi’nin parçası olmakla beraber, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen yerledir.
Yazımızın konusu; Türkiye Gümrük Bölgesinde serbest dolaşımda iken serbest bölgeye ihraç edilen ve herhangi bir değişikliğe uğramadan gümrük statü belgesi ile tekrar ülkemize ithal edilen eşyalarla ilgili gümrük vergilerinden muafiyet işlemlerinde yaşanılan sorunu açıklamak üzerinedir.
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün Serbest Bölgelerden Yapılan İthalat İşlemlerine İlişkin Görüşleri
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 22.02.2022 tarihli 71981043 sayılı konuyla ilgili yazısında; serbest bölgelerden serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile Türkiye’ye ithal edilecek eşya için AT uluslararası anlaşma kodunun kullanılmaması gerektiği, Menşe Kontrol Tablosu’nda AT Uluslararası Anlaşma Kodu için belirlenen çıkış ülkeleri arasında, Türkiye ve Serbest Bölge bulunmadığı, AT uluslararası anlaşma kodunun dayanağının 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı olduğu, bu kodun kullanılması için eşyasının çıkış ülkesinin AB ülkelerinden biri olması gerektiği belirtilmiştir.
Yine; İthalat işlemlerinde gümrük vergi oranlarının yer aldığı İthalat Rejim Kararı’nda Türkiye veya Serbest Bölge adına bir vergi sütunu bulunmadığı ve serbest bölgelerden ülkemize yapılan ithalatta serbest bölgelerin ‘‘diğer ülkeler’’ sütununda değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Dolayısıyla serbest bölgelerden ülkemize yapılan ithalat işlemlerinde diğer ülkeler sütunundaki oranlar üzerinden gümrük vergisi uygulanması gerektiği ifade edilmiştir.
Serbest Bölgelerden yapılan ithalat işlemlerinde AT muafiyet kodunun kullanılmamasının istisnası ise yine Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 06.06.2022 tarihli 74594350 sayılı yazısında belirtilmiştir. Şöyle ki; serbest bölgelerde üretilen eşyanın ithalinde, girdiler üzerinden vergilendirmenin talep edilmesi halinde, diğer bir deyişle nihai ürünün elde edilmesinde hammadde olarak kullanılan ürünlerin AB ülkelerinden A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde Türkiye Gümrük Bölgesi’ne gelmiş olması ve nihai ürün üzerinden vergilendirme yapılırken yükümlü tarafından gümrük Yönetmeliği 431. Maddesi uyarınca Gümrük Kanunu 161. Maddesine göre vergilendirilmesinin talep edilmesi durumunda serbest bölgelerden yapılan ithalatta AT muafiyet kodunun kullanılabileceği belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere Türkiye Gümrük Bölgesinde yer alan serbest bölgelerden, ülkemize yapılan ithalatlarda gümrük işlemleri yapılırken AT Uluslararası anlaşma kodunun kullanılmaması gerektiği, İthalat rejim kararında serbest bölgeler için ayrı bir ülke sütunu bulunmadığından diğer ülkeler sütununda yer alan vergi oranları üzerinden işlemlerin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Genel Müdürlüğü’nün bu şekilde değerlendirme yapmasının dayanağı ise yukarıdaki paragrafta yer alan hem Serbest Bölgeler Kanunu hem de Gümrük Kanunu’nda serbest bölgelerin; ithalat vergileri ve ticaret politikası önlemlerinin uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olarak kabul edilmesidir.
Serbest Dolaşımda İken Serbest Bölgeye İhraç Edilen ve Tekrar İthal Edilmek İstenilen Eşya
Türkiye gümrük Bölgesi’nde serbest dolaşımda iken serbest bölgeye ihraç edilen ürün için gümrük statü belgesi düzenlenir. Öncelikle gümrük statüsü; eşyanın serbest dolaşıma girmiş olup olmadığı yönünden durumunu ifade eder. Eşyanın serbest dolaşım statüsünü kazanabilmesi için 3 şartın tamamının yerine getirilmesi gerekir. Bunlar ise; ticaret politikası önlemlerinin uygulanması, eşyanın ithali için öngörülen diğer işlemlerin tamamlanması ve ödenmesi gereken vergilerin tahsilidir.
Görüldüğü üzere; eşyanın serbest dolaşım statüsü kazanabilmesinin şartlarından biri de ithal eşyasının gümrük vergilerinin ödenmesidir. Bu şartları yerine getirilen eşyalar ise serbest dolaşımda bulunan eşya olarak adlandırılır. Türkiye Gümrük Bölgesi’nin başka bir yerinden ihracat beyannamesi kapsamında, serbest bölgelere gönderilen eşyanın serbest dolaşımda bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla bölgeye giriş aşamasında gümrük statü belgesi düzenlenir.
Türkiye Gümrük Bölgesi’nde serbest dolaşımda bulunan eşya, ihracat beyannamesi ile gümrük statü belgesi eşliğinde serbest bölgeye gönderilip, herhangi bir değişikliğe uğramaksızın, serbest bölgeye ihraç edildiği hali ile ithal edildiğinde gümrük işlemlerinde uygulamada ‘‘AT’’ muafiyet kodu girilerek A.TR kısmına ise ‘‘V’’ yazıp A.TR kısmına ise ‘‘TC Menşeili’’ yazılarak vergi muafiyetinin sağlanmaktadır.
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün ise yukarıda belirtilen yazılarında Türkiye Gümrük Bölgesi’nde serbest dolaşımdayken serbest bölgeye ihraç edilen ve tekrar ülkemize ithal edilmek istenilen eşya ile ilgili olarak ‘‘ Serbest Dolaşımda İken Serbest Bölgeye İhraç Edilen ve Tekrar İthal Edilmek İstenilen Eşya’’ açıklaması ile ‘‘SBSDE’’ kısaltmalı muafiyet kodunun oluşturulduğu, ve bu şekilde yapılan ithalat işlemlerinde 4010 rejim koduyla beyan yapılarak, gümrük statü belgesinin de sisteme eklenmesi suretiyle vergi muafiyetinin sağlandığı ve işlemlerin belirtilen şekilde tekemmül ettirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün bahse konu yazılarında belirtildiği üzere işlem yapıldığında gümrük vergisinden muafiyet sağlanarak işlem yapılabilmekte iken ithale konu eşya üzerinde ilave gümrük vergisi söz konusu ise bu muafiyet ilave gümrük vergisini kapsamamaktadır. Bilindiği üzere; Gümrük Kanunu’nun 3.maddesine göre gümrük vergileri deyimi, ilgili mevzuat uyarınca ithalat vergilerinin tümünü, ithalat vergileri ise; eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri ifade eder.
Yine İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin 3351 sayılı Kararda İlave Gümrük Vergisi; A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde ithal edilen AB ve Türk menşeili olmayan eşyadan alınacağı ve ilave gümrük vergisi hakkında, gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Sonuç;
Türkiye Gümrük Bölgesinde serbest dolaşımda iken serbest bölgeye ihraç edilen ve tekrar ülkemize ithal edilmek istenilen eşya ile ilgili olarak yapılan SBSDE kod ile gümrük vergisine muafiyet uygulamasının ilave gümrük vergisini de kapsayacak şekilde genişletilmesinin mükerrer vergi uygulamasının önüne geçilmesi adına uygun ver yerinde olacaktır. Konu ile ilgili uygulamada yeknesaklığın sağlanması, yanlış muafiyet kodu ile işlem yapılmaması ve mükerrer vergi ödenmesinin önüne geçilmesi adına SBSDE kodunun kapsamının genişletilmesi gerekmektedir.
İlker ÇOLAKVERMİŞ
Kaynakça;
Serbest Bölgeler Kanunu
Gümrük Kanunu
Gümrük Yönetmeliği
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 22.02.2022 tarihli 71981043 sayılı Yazısı
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 06.06.2022 tarihli 74594350 sayılı Yazısı







Negawatt kavramı literatürde enerji verimliliği uygulamaları sayesinde tasarruf edilen elektrik gücünün watt cinsinden birimi olarak kullanılmaktadır. Tahmin edildiği üzere bir güç birimi olan “megawatt”tan türetilen bir ifadedir. Kavramın kökeni ise 1989’da yazılan bir makaleye uzanmaktadır. Rocy Mountain Enstitüsü’nde çalışan fizikçi ve çevre bilimleri uzmanı Amory Lovins, 1989’da ABD’deki Colorado Kamu Hizmetleri Komisyonu raporunda “megawatt” yerine “negawatt” şeklinde bir yazım hatasını fark etmiştir. Bunu düzeltmek yerine konuyu daha popüler hale getirmek ve kamuoyunda farkındalığı artırmak amacıyla teknik bir birim olarak kullanmayı tercih etmiştir. Lovins, enerji verimliliği önlemleri ve aksiyonları sayesinde tassaruf edilerek kullanımı engellenen enerji miktarının ölçütü olarak negawatt kavramını önermiştir.
“Baş Aktörler”
Hayal gücü her meslekte gereklidir ama fabrika çalışanlarında daha çok ihtiyaç vardır bence.
Mesela testereci, kesimci, bükümcü, kaynakçı, plazması, boyacı, tornacı, frezeci hepimiz bir ekibiz biz. Hepimiz bir araya gelmeden makine üretilemez, tek tek yol alamasak ta, bir araya geldiğimizde neler yapabildiğimize fabrika sahipleri şahittir. Makinelerimizi kullanan Dünya ülkeleri şahittir.
Gözlem yeteneğini geliştirmek yani mesleği ile ilgili her şeyi incelemek, okumak, takip etmek, kendinden daha tecrübeli kişilerle çalışmak, onları iyi takip etmek, işin inceliklerini araştırmak ve öğrenmek.
Yuvam Dünya Derneği Türkiye
Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, araştırma kapsamında şu yorumlarda bulundu:
KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise araştırmaya dair
Yuvam Dünya Derneği Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz ise 
Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; Erzincan İl Özel İdaresi Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 12.12.2022 tarihinde pazarlık usulü ile gerçekleştirilen “Erzincan Milli Eğitim Müdürlüğüne Bağlı Okul Binalarında Bulunan Asansörlerin Bakım ve Onarım Hizmet Alımı İşi” ihalesine ilişkin olarak Ümit Aykan’ın 22.12.2022 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 02.01.2023 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 12.01.2023 tarih ve 73090 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 12.01.2023 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.


İş hayatında sıklıkla kullanılan tehlike ve risk kavramları, genellikle birbirlerinin yerini alabildikleri cümleler içinde kullanılmaktadır. Tehlike ve risk kavramları birbirlerinden farklı anlamlar ifade ettiği için birbirlerinin erine kullanımı yanlıştır. Bu kavramların doğru kullanımını sağlayabilmek için öncelikle anlamlarını inceleyelim.
Sanırım birçokları “eleştirinin olmadığı bir dünya ne kadar güzel olurdu” diye düşünüyordur. Bu düşüncelerinin nedeni kuşkusuz eleştirilerin çoğunlukla yalnızca eleştirmiş olmak ve kusur bulmak için yapılıyor olmasıdır. Bu yönüyle eleştirinin genellikle yıkıcı ve zarar verici bir eylem olarak algılandığı söylenebilir.
Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili 7438 sayılı Kanunun 3 Mart 2023 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte, bu Kanun kapsamında emekliliğe hak kazananların önemli bir kısmının aynı işyerinde çalışmaya devam ettikleri bilinmektedir. Zira mevcut ekonomik şartlar bunu zorunlu kılmaktadır. EYT kapsamında emekli olduktan sonra aynı işyerinde yeni bir iş sözleşmesi ile çalışmaya devam eden işçiler ile sözleşmenin tarafı olan işveren sözleşme özgürlüğü kapsamında yeni şartlar ile anlaşma yapması her zaman mümkün olabilecektir. Bu anlamda emeklilik öncesi ödenen ücret ve sair hakların işçi açısından kazanışmış hak olarak değerlendirilmesi söz konusu olmayacaktır. Nitekim işçi, kendi özgür iradesi ile emeklilik dilekçesi vererek iş sözleşmesini tek taraflı sona erdirmiş ve dolayısıyla işverenle iş ilişkisi sona ermiş olacağından işçinin geriye dönük hak iddia etmesi de söz konusu olmayacaktır. Bu anlamda emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışmaya devam eden işçinin elbette ki kıdemi de sıfırlanmış olacaktır.