Tasarruf Tedbirleri Genelgesi Gerekçesiyle Şikâyet Başvurusu Olmayan İhalenin İptal Edilmesi?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tasarruf Tedbirleri Genelgesi Gerekçesiyle şikâyet Başvurusu Olmayan İhalenin İptal Edilmesi

Tasarruf Tedbirleri Genelgesi Gerekçesiyle Şikâyet Başvurusu Olmayan İhalenin İptal Edilmesi?

Mehmet ATASEVERSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tasarruf Tedbirleri Genelgesi Gerekçesiyle şikâyet Başvurusu Olmayan İhalenin İptal Edilmesi

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk. KİK E.  Üyesi

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; söz konusu ihalenin kendi üzerlerinde kaldığı ve idarenin sözleşmeye davet ettiği, sözleşme için gerekli olan tüm işlemlerin kendilerince yapıldığı, ancak 2024/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ve Kamu İhale Kurumunun 27.05.2024 tarihli ve 2024/DK.D-91 sayılı Kurul kararı gerekçe gösterilerek kendilerinin bekletildiği, sonrasında ise 05.06.2024 tarihinde bütün tekliflerin reddedilmesi sebebiyle ihalenin iptaline karar verildiğinin EKAP’tan kendilerine tebliğ edildiği, ihalenin iptali kararının mevzuata aykırı olduğu, ihale tarihi dikkate alındığında gerek Cumhurbaşkanlığı Genelgesi gerekse de Kamu İhale Kurulu kararının itirazen şikâyete konu olan ihaleye uygulanmasının idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesine aykırı nitelikte olduğu, idarenin sözleşme imzalama işlemlerini geciktirerek sözleşmenin imzalanmasına engel olduğu, bu durumun idareye güven ilkesine aykırılık teşkil ettiği, Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’ne göre ihale onayından sonra yeni bir karar ile ihalenin iptali yoluna gidilmesine hukuken olanak bulunmadığı, aksine idarece sözleşmenin imzalanmaması halinde isteklinin zarar ve ziyanlarının karşılanması için hak tanındığı, bu durumun ise idarenin sözleşmeye davetten sonra ihaleyi iptal yetkisinin olmadığını açık ve net olarak ortaya koyduğu, Genelgenin ve Kurul kararının amacı doğrultusunda henüz ihalesi gerçekleşmeyen işleri kapsayacak şekilde uygulanması gerekmekte iken, ihalesi yapılmış, ihale kararı onaylanmış ve sözleşmeye davet yazısı yazılmış ihalenin iptal edilmesinin mevzuata aykırı olduğu,

Anılan ihalenin konusu ve iş kalemleri itibarıyla gerek Cumhurbaşkanlığı Genelgesi gerekse de ilgili Kurul kararı kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı, ilgili ihalede kendileri tarafından verilen teklifin hiçbir kaleminde araç maliyetinin idareye yansıtılması yoluna gidilmediği, idarenin ihaleyi iptal etmesinin eşit davranma yükümlülüğüne aykırı nitelikte olduğu, sonuç olarak ihalenin iptali kararının iptal edilmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir

27.06.2024 tarihli ve  2024/UY.IV-804 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 54’üncü maddesinin birinci fıkrasında; “İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu Kanunda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabilirler” hükmü,

Aynı maddenin onbirinci fıkrasının (c) bendinde “Başvurunun süre, usul ve şekil kurallarına uygun olmaması, usulüne uygun olarak sözleşme imzalanmış olması veya şikâyete konu işlemlerde hukuka aykırılığın tespit edilememesi veya itirazen şikâyet başvurusuna konu hususun Kurumun görev alanında bulunmaması hallerinde başvurunun reddine karar verilir.” hükmü,

Anılan Kanun’un 56’ncı maddesinin birinci fıkrasında da; “İdareye şikayet başvurusunda bulunan veya idarece alınan kararı uygun bulmayan aday, istekli veya istekli olabilecekler tarafından 55 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen hallerde ve sürede, sözleşme imzalanmadan önce itirazen şikayet başvurusunda bulunulabilir. İhalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlardan, sadece şikayet ve itirazen şikayet üzerine alınanlar itirazen şikayete konu edilebilir ve bu kararlara karşı beş gün içinde doğrudan Kuruma başvuruda bulunulabilir…” hükmü yer almaktadır.

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in “Başvuru yolları” başlıklı 4’üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “İtirazen şikayet:

  1. a) Şikayet başvurusu üzerine idare tarafından alınan kararın uygun bulunmaması veya süresi içinde karar alınmaması halinde,
  2. b) Şikayet başvurusu üzerine idare tarafından şikayet dilekçesinin kayıtlara alındığı tarih veya sonrasında herhangi bir nedenle alınan ihalenin iptali kararına karşı,
  3. c) İtirazen şikayet üzerine Kurul tarafından başvurunun reddine veya düzeltici işlem belirlenmesine karar verildikten sonra idare tarafından verilen ihalenin iptali kararına karşı, Kuruma yapılan başvurudur.” hükmüne,

Anılan Yönetmelik’in “Ön inceleme konuları ve ön inceleme üzerine yapılacak işlemler” başlıklı 16’ncı maddesinde “(1) Başvurular öncelikle;

  1. Başvuru konusunun Kurumun görev alanında bulunup bulunmadığı, … yönlerinden sırasıyla incelenir.

(4) Yapılan ön inceleme sonucunda, bir aykırılığın tespit edilmesi halinde bu hususa ilişkin ön inceleme raporu düzenlenir.” hükmüne,

Aynı Yönetmelik’in “Ön inceleme konularına aykırılık üzerine alınacak kararlar” başlıklı 17’nci maddesinde ise “(1) 16’ncı maddenin birinci fıkrası bakımından bir aykırılığın tespiti üzerine Kurul tarafından başvurunun reddine karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir.

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Tebliğ’in “İtirazen şikayet başvurusu” başlıklı 8’inci maddesinde “(1) İdareye yapılan şikayet başvurusu üzerine idare tarafından alınan kararın uygun bulunmaması veya on günlük süre içerisinde idare tarafından bir karar alınmaması hallerinde veya şikayet ya da itirazen şikayet üzerine idare tarafından alınan ihalenin iptali kararlarına karşı doğrudan Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunulabilir.

(2) İhalenin iptali kararlarından sadece aşağıda belirtilenler itirazen şikayete konu edilebilir:

  1. a) Şikayet başvurusu üzerine idare tarafından şikayet dilekçesinin kayıtlara alındığı tarih veya sonrasında herhangi bir nedenle idare tarafından alınan iptal kararları.
  2. b) İtirazen şikayet üzerine Kurul tarafından başvurunun reddine veya düzeltici işlem belirlenmesine karar verildikten sonra idare tarafından alınan iptal kararları.

(3) Herhangi bir şikayet veya itirazen şikayet başvurusu olmaksızın idare tarafından alınan ihalenin iptali kararlarına karşı Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunulamayacağından, bu kararlar ancak idari yargı mercilerinde dava konusu edilebilir.” açıklaması yer almaktadır.

Öte yandan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Elektronik Kamu Alımları Platformu” başlıklı Ek-1’inci maddesinde “Bu Kanunun 13 üncü maddesi saklı kalmak üzere bu Kanunda veya diğer kanunlarla bu Kanundan istisna edilenler ile doğrudan teminle yapılanlar da dâhil olmak üzere, her türlü mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin alım, ihale ve sözleşme süreçlerine ilişkin olarak; yaklaşık maliyetin ve dokümanların hazırlanması, ilanların yayımlanması, tekliflerin veya yeterlik başvurularının sunulması ve değerlendirilmesi, ihalelerin sonuçlandırılması, sözleşmelerin imzalanması, sonuç bildirimi, hakedişlerin düzenlenmesi gibi her türlü işlem, onay, bildirim ve tebligatlar ile şikayet ve itirazen şikayet başvuruları kısmen veya tamamen Kurum tarafından kurulan ve işletilen Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) üzerinden gerçekleştirilebilir

Kurum, EKAP’ın kurulması ve işletilmesine, birinci fıkra kapsamında yapılacak işlemlere, alım, ihale ve sözleşme süreçlerinde elektronik araçların kullanımına ilişkin usul ve esaslar ile EKAP üzerinden yapılması zorunlu işlemleri belirlemeye yetkilidir…” hükmü yer almaktadır.

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 15.04.2023 tarihi itibariyle yürürlüğe giren “Başvuruların e-şikayet ve e-itirazen şikayet olarak yapılması zorunluluğu” başlıklı Ek-1’inci maddesinde “İhalelere yönelik şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularının, bu Yönetmeliğin elektronik ortamda yapılacak şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularına ilişkin hükümleri esas alınarak EKAP üzerinden e-imza kullanılarak yapılması zorunludur.” hükmüne,

Anılan Yönetmelik’in “Ek 1 inci maddenin uygulanmasına ilişkin geçiş hükmü” başlıklı Geçici 8’inci maddesinde “(1) E-şikayet ve e-itirazen şikayet başvurularına ilişkin gerekli teknik altyapının tamamlandığının tespitine yönelik Kurul tarafından alınan kararın Kurumun resmi internet sayfasında yayımlanmasından önce ilanı veya duyurusu yapılan ihaleler bakımından, Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (d) ve (e) bentleri gereğince pazarlık usulü ile gerçekleştirilen ihalelere yönelik başvurular ile avukat aracılığıyla yapılan başvuruların elden veya posta yoluyla yapılmasına devam edilir.

(2) 15/4/2023 tarihinden önce ilanı veya duyurusu yapılmış olan ihalelere yönelik başvurular; bu Yönetmeliğin, ilanın veya duyurunun yapıldığı tarihte yürürlükte olan hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmüne yer verilmiştir.

04.04.2024 tarihli ve 2024/DK.D-72 sayılı Kurul kararında ise “1) 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (d) ve (e) bentleri gereğince pazarlık usulü ile gerçekleştirilen ve ilan veya duyuru tarihi 15/4/2024 ve bu tarihten sonra olan ihalelere yönelik idarelere yapılacak şikâyet başvuruları ile Kamu İhale Kurumuna yapılacak itirazen şikâyet başvurularının Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden e-imza kullanılarak yapılmasının zorunlu hale getirilmesine,

2) 4734 sayılı Kanun kapsamında yapılan ve ilan veya duyuru tarihi 15/4/2024 ve bu tarihten sonra olan tüm ihalelere yönelik avukatlar aracılığıyla idarelere yapılacak şikâyet başvuruları ile Kamu İhale Kurumuna yapılacak itirazen şikâyet başvurularının Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden e-imza kullanılarak yapılmasının zorunlu hale getirilmesine,” karar verilmiştir.

Yapılan inceleme neticesinde, söz konusu ihalenin idare tarafından 05.06.2024 tarihinde iptal edildiği ve ihale iptal kararının 05.06.2024 tarihinde EKAP üzerinden isteklilere tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

EKAP üzerinden yapılacak e-şikayet ve e-itirazen şikâyet başvuru yönteminin 15.04.2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (d) ve (e) bentleri kapsamında gerçekleştirilen pazarlık usulü ihaleler ve avukatlar açısından da zorunlu hale getirildiği ve e-şikayet ve e-itirazen şikayet yöntemine ilişkin istisna olabilecek bir durumun kalmadığı anlaşılmıştır.

Bu çerçevede başvuruya konu ihalenin iptali kararına karşı yapılan itirazen şikâyet başvurusunun Kurumun görev alanında bulunup bulunmadığının anlaşılabilmesi amacıyla İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Tebliğin 8’inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ihalenin iptali kararı öncesinde idareye yapılmış herhangi bir şikâyet başvurusu olup olmadığı konusunda EKAP üzerinden sorgulama yapıldığı, sorgulama neticesinde ise ihalenin iptali işleminden önce İdareye herhangi bir şikâyet başvurusunda bulunulmadığı tespit edildiğinden ihalenin iptaline karşı yapılan bu başvurunun Kurumun görev alanında bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tasarruf Tedbirleri Genelgesi Gerekçesiyle şikâyet Başvurusu Olmayan İhalenin İptal EdilmesiMehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Suudi Müteahhitler Yol ve Geri Dönüşüm Projeleri İçin Türk Müteahhitlerle Buluştu

Satınalma Eğitimleri Haber Suudi Müteahhitler Yol Ve Geri Dönüşüm Projeleri İçin Türk Müteahhitlerle Buluştu

Satınalma Eğitimleri Haber Suudi Müteahhitler Yol Ve Geri Dönüşüm Projeleri İçin Türk Müteahhitlerle BuluştuTürk müteahhitlik firmaları, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) organizasyonunda Suudi müteahhitlik firmalarıyla bir araya geldi. Dünyanın en büyük inşaat pazarı olmaya hazırlanan Suudi Arabistan’da önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi planlanan projeler ve işbirliği fırsatları ‘Türkiye – Suudi Arabistan İnşaat Forumu’nda değerlendirildi. Forum sırasında ikili görüşmeler gerçekleştirildi. 

Dünyanın en büyük inşaat pazarı olmaya hazırlanan Suudi Arabistan’ın kamu ve özel sektör temsilcileri, yol, atık yönetimi ve geri dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi için Türk müteahhitler ile bir araya geldi. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) organizasyonunda İstanbul’da düzenlenen ‘Türkiye-Suudi Arabistan İnşaat Forumu’nda, yol ve geri dönüşüm projelerinde uzmanlaşan 35 Türk müteahhitlik firmasının temsilcileri, bu konularda işbirliği için gelen 23 Suudi firma temsilcileri ile ikili görüşmeler gerçekleştirdiler.

Her iki ülkenin kamu temsilcileri ve müteahhitlik firmaları yetkilerinin katılımıyla gerçekleştirilen forumun kapanış konuşmalarını Suudi Arabistan Belediye, Kırsal İşler ve Konut (MOMRAH) Bakanı Majed bin Abdullah Al-Hogail, Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren ve Suudi Müteahhitler İdaresi Başkanı Zakariya Al-Abdulqader gerçekleştirdi.

Yol ve Geri Dönüşüm İçin 60,5 Milyar Dolarlık Bütçe

Forum kapsamında Suudi yetkililer ülkede yapılması planlanan projeler hakkında bilgi verdiler. Verilen bilgilere göre; Suudi Arabistan’da Belediye, Kırsal İşler ve Konut Bakanlığı’nın yürüteceği yol, atık yönetimi ve geri dönüşüm projelerine de gelecek 5 yılda 60,5 milyar dolarlık bütçe ayırılması hedefleniyor. 2026 yılına kadar gerçekleştireceği inşaat projeleri için ise 281 milyar dolarlık bütçe ayıracak. Vizyon 2030 kapsamındaki Neom, Kral Salman Enerji Parkı, Qiddiya, Kızıl Deniz Global gibi mega projelere toplamda ise 1,2 trilyon dolarlık bütçe ayrılması planlanıyor.

Türk Müteahhitlere Vizyon 2030 Daveti

Forumun kapanışında konuşan Suudi Arabistan Belediye, Kırsal İşler ve Konut (MOMRAH) Bakanı Majed bin Abdullah Al-Hogail, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 projelerinden bahsederek, Türk firmalarını bu projelerde görmek istediklerini vurguladı. Gerçekleştirilen forumun iki ülke arasındaki süregelen ilişkileri daha da ileri taşıyacağına işaret eden Al-Hogail, karşılıklı gerçekleşen ziyaretlerin daha fazla somut işbirliğine dönüşeceğine inandığını söyledi.

Müteahhitlik İlişkileri Hızla Gelişiyor

Gerçekleştirilen forumun müteahhitler için mevcut işbirliğini ve iki ülke arasındaki işbirliğini  daha ileri taşımak adına büyük bir fırsat sunduğunu kaydeden Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu ise iki ülke arasındaki ticaretin bu yıl rekor seviyeye çıkmasının beklendiğini belirtti. Müteahhitlik hizmetleri alanındaki ilişkilerin de hızla geliştiğini aktaran Tuzcu, Türk müteahhitlik firmalarının Suudi Arabistan’ın mega altyapı ve üstyapı projelerinde aktif rol almaya hazır olduklarını vurguladı.

Türk Müteahhitlerin Altıncı Büyük Pazarı

Forum sırasında potansiyel ortaklık ve işbirliği fırsatlarını teşvik eden ikili toplantılarının başarıyla gerçekleştiğine dikkat çeken TMB Başkanı Erdal Eren, “Türk müteahhitler, yüksek kalite ve maliyet etkin çözümleri ile tanınmakta ve zorlu projeleri zamanında tamamlama yetenekleri ile öne çıkmaktadır. Bunun yanı sıra, EPC-F, Kamu-Özel Ortaklığı ve Yap-İşlet-Devret projeleri gibi çeşitli finansman modellerinde önemli deneyime sahiplerdir. Türk müteahhitler, inşaat projelerinin ötesine geçerek enerji, turizm, sağlık ve ulaştırma alanlarında önemli yatırımlar yapmaktadır. Müteahhitlerimiz bugüne kadar beş kıtada 136 ülkede toplam 12 bin projeyi, 509 milyar dolarlık bir hacimle üstlenmiştir. Özellikle, Suudi Arabistan, Türk müteahhitlik şirketlerinin toplamda 27,8 milyar dolar değerinde 402 proje üstlendiği altıncı en büyük pazar olarak öne çıkmaktadır. Firmalarımız Suudi Arabistan’da yol-köprü-tünel, demiryolu, havaalanı, liman, kentsel altyapı, boru hattı, konut, iş merkezi, sağlık ve turizm tesisleri, baraj, enerji ve petrokimya tesis projelerini başarıyla gerçekleştirmiştir. Müteahhitlerimizin Suudi Arabistan’daki gelecek projelerde aktif rol almayı heyecanla beklediklerini vurgulamak isterim” dedi.

49 potansiyel işbirliği görüşüldü

Satınalma Eğitimleri Haber Suudi Müteahhitler Yol Ve Geri Dönüşüm Projeleri İçin Türk Müteahhitlerle BuluştuSuudi Müteahhitler Otoritesi Başkanı Zakariya Al-Abdulqader de, “İki ülke arasında daha güçlü işbirliklerinin temelini attık. Bu forum, inşaat sektöründe, atık yönetimi ve geri dönüşümde ortaklık ve işbirliğinin önemini vurgulamıştır. Suudi Arabistan ve Türkiye arasındaki bilgi ve uzmanlık alışverişi, sadece mükemmelliğe olan ortak bağlılığımızın bir kanıtı olmakla kalmayıp, aynı zamanda altyapı geliştirme ve sürdürülebilir büyüme konusundaki ortak hedeflerimize ulaşma yolunda önemli bir adımdır. İkili görüşme oturumu sırasında yaklaşık 49 potansiyel işbirliğinin görüşüldüğü bilgisi verildi. Yakın gelecekte işbirliği çabalarımızın meyvelerini görmeyi dört gözle bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Henüz Demenin Sihri

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Henüz Demenin Sihri

Henüz Demenin Sihri

Prof. Dr. Umut OMAYSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Henüz Demenin Sihri

“Hedefe ulaşamadım” demek yerine “hedefe henüz ulaşamadım” demek aynı etkiye mi sahiptir?

Kuşkusuz iki cümlede de hedefe ulaşılamamış olduğu ifade ediliyor olsa da, ikinci cümlede “henüz” kelimesi sihirli bir dokunuş yaparak anlamı ve etkiyi önemli ölçüde değiştiriyor.

Henüz kelimesinin sihirli doğasına işaret eden Dr. Carol Dweck bu durumu “power of yet” (henüzün gücü) olarak nitelendiriyor. Henüz kelimesini kullanmak birçok açıdan yararlı olabilir. Örneğin bizi öğrenmeye teşvik edebilir, gelişmeyi sürdürmemizi sağlayabilir, etkileşimimizi güçlendirebilir ve zor insanlarla başa çıkma becerimizi artırabilir (1).

Bu yaklaşıma göre “bunu yapamıyorum” demek yerine “bunu henüz yapamıyorum” demenin kişi üzerinde olumlu ve yapıcı etkileri var.

İfadelerdeki ufak bir kelimenin anlam ve davranışlarda çok önemli değişikliklere neden olduğuna ilişkin uzunca bir süreden çeşitli çalışmalar yapılmakta. Bu çalışmalarda dikkat çeken noktalardan biri kelime kullanımlarının bireylerin zihniyetleri üzerinde etkili olabileceğine ilişkin. Örneğin, sınav sonucunun “başarısız” olarak ilan edilmesi yerine “henüz değil” olarak ilan edilmesinin, öğrencilerin motivasyonlarını artırdığı ileri sürülüyor. Bu durum öğrencinin sınav sonucunu “başarısız” olarak gördüğünde, kendini değersiz hissettiği, sınav sonucu “henüz değil” olarak ilan edildiğinde ise öğrencinin kendisini bir öğrenme süreci içerisinde gördüğü şeklinde açıklanıyor (2).

Dweck insanların zihinlerinin sabit ve geliştirilebilir olmak üzere iki farklı şekilde bulunduğunu ve başarılı olmanın geliştirilebilir zihin yapısına sahip olmaktan geçtiğini ileri sürüyor. Dweck’e göre “henüz” kelimesi geliştirilebilir zihin yapısıyla ilişkili (3).

Henüz kelimesi zihnin esnekleşmesi ve yeni durumlara uyum sağlaması sonucunu verdiğinden, hem yöneticiler hem de çalışanlar açısından iş hayatında da son derece etkili bir araç olarak kullanılabilir (4). Örneğin “henüz” kelimesini kullanma alışkanlığı olan bir yönetici, işe yeni başlamış bir çalışana “işi öğrenemedin” yerine “işi henüz öğrenemedim” şeklinde geri bildirim verdiğinde, o çalışanın motivasyonunu düşürmeden yapıcı bir eleştiri yapmış olur.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Henüz Demenin SihriKısaca belirtmek gerekirse, bir düşünceyi nasıl ifade ettiğimiz hem çevremiz hem de kendimiz için önemlidir. Henüz kelimesi burada incelikli bir biçimde olumsuz bir düşüncenin ya da ifadenin yıkıcı sonuçlar vermesini engelleyebilir. “Başaramadım” ya da “başaramadın” demek hiç kimseye bir şey kazandırmazken, “henüz başaramadım” ya da “henüz başaramadın” demek hem kendimize hem de çevremizdekilere çok şeyler kazandırabilir. Bu ufak örnek bile günlük yaşamımızda olduğu kadar iş hayatında da psikolojinin ne kadar önemli bir yeri olduğunu bize gösteriyor.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Guthridge, L. (2021), “How To Use The ‘Power Of Yet’ To Encourage Learning And Growth”, Çevrim içi: https://www.forbes.com/sites/forbescoachescouncil/2021/04/26/how-to-use-the-power-of-yet-to-encourage-learning-and-growth/, (23.07.2024).

(2) von Bergen, C. W. and Bressier, M. (2020), “Utilizing the Power of Yet”, Journal of Behavioral Studies in Business, 12, p. 4.

(3) Dweck, C. S. (2016), Mindset: The New Psychology of Success, Random House, New York.

(4) Townsend, S. (2023), The Solutionists: How businesses can fix the future, KoganPage, London, p. 87.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

İstanbul Üniversitesi ve ÜNSPED Gümrük Müşavirliği İş Birliği ile Online Uygulamalı Gümrük ve Dış Ticaret Uzmanlığı 9. Sertifika Programı Başlıyor

Istanbul üniversitesi 9. Program

İstanbul Üniversitesi ve ÜNSPED Gümrük Müşavirliği İş Birliği ile Online Uygulamalı Gümrük ve Dış Ticaret Uzmanlığı 9. Sertifika Programı Başlıyor

İş İmkanı sunan bu programı kaçırmayın. 9. Dönem Uygulamalı GÜMRÜK ve DIŞ TİCARET UZMANLIĞI.  Son Başvuru: 5 Eylül 2024
Ünsped Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş. – İstanbul Üniversitesi

Katılım şartları ve kayıt için : https://sem.istanbul.edu.tr

Program Yeri: Online eğitim (zoom) 60 saat
Tel: (0212) 440 17 36
Ders Programını Görmek için: https://sem.istanbul.edu.tr/tr/content/uygulamali-gumruk-ve-dis-ticaret-uzmanligi-sertifika-programi/ders-programi

Ünsped Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş.

İstanbul Üniversitesi

Istanbul üniversitesi 9. Program

#disticaret #egitim #uga #disticaret #egitim #uga #istanbuluniversitesi #uygulamalı #isimkani #gümrük #sertifika #mevzuat

#ogrenci #sertifikaprogrami #kariyer #akademi #unsped #ugm #ugmdekariyer #isfirsati

İşverence Herhangi Bir Suçtan Hakkında Soruşturma Başlatılan Kadın İşçi Evlilik Nedeniyle Fesih Yapabilir mi?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İşverence Herhangi Bir Suçtan Hakkında Soruşturma Başlatılan Kadın İşçi Evlilik Nedeniyle Fesih Yapabilir Mi

İşverence Herhangi Bir Suçtan Hakkında Soruşturma Başlatılan Kadın İşçi Evlilik Nedeniyle Fesih Yapabilir mi?

Lütfi İNCİROĞLUSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İşverence Herhangi Bir Suçtan Hakkında Soruşturma Başlatılan Kadın İşçi Evlilik Nedeniyle Fesih Yapabilir Mi

İş sözleşmesinin tarafları olan işçi ve işverenin her durumda dürüstlük kurallarına uygun hareket etmesi gerekir. Hukukumuzda “dürüstlük kuralı” “dürüst, namuslu bir insandan beklenen davranış biçimini ifade eder. Sözleşmenin tarafları elbette ki Kanundan ve sözleşmeden doğan haklarını serbestçe kullanma özgürlüğüne sahiptirler. Ancak, bir hakkın amacı dışında kötüye kullanılmaması gerekir. Bununla birlikte,  bir hakkın amacı dışında kötüye kullanılmış olup olmadığı her olayın kendi
koşulları içinde değerlendirilmelidir.

Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun dürüst davranma başlıklı 2 nci maddesine göre de, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz”. Örneğin kadın işçinin işveren açısından haklı fesih nedenlerinin oluşmasından sonra salt fesih prosedürünü etkisiz kılmak için hakkında bir soruşturma yürütülmekte iken evlenmesi ve bu durumu kendisinden kaynaklanan derhal fesih nedeni yapması hakkın açıkça kötüye kullanılması olarak kabul edilmektedir[1].

Yargıtay uygulamasına göre, “İşveren açısından haklı fesih nedenlerinin oluşmasından sonra salt fesih prosedürünü etkisiz kılmak için işçinin kendisinden kaynaklanan derhal fesih nedenlerine dayanması mümkün olmaz. Örneğin bu aşamada yaş hariç emeklilik kriterlerini haiz olduğu için veya yaşlılık aylığı alabilmek için işçinin iş sözleşmesini sona erdirmesinde hakkın kötüye kullanımından söz edilir. Zira işveren tarafından haklı feshi yönünden gerekli iç denetimi yapması, işçiden savunma alması veya varsa disiplin kurulu kararı oluşumu, feshe konu olayların feshe yetkili makama ulaşması aşamalarında işçinin fesih hakkını kullanması, kötü niyetli olarak değerlendirilebilecektir.

İşçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshine neden olabilecek emareler ortaya çıktıktan sonra işverence başlatılan fesih prosedürünü etkisiz kılmak veya boşa çıkarmak için işçinin öne geçen fesih hakkını kullanıp kullanamayacağı değerlendirilmelidir. İşçinin sözü edilen öne geçen (takaddüm eden) fesih hakkını kullanabilmesi için fesih nedeninin işverenden kaynaklanması gerekir. Örneğin işçinin ödenmeyen ücretleri sebebiyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II e maddesine göre derhal fesih hakkı her zaman mevcut olup, işveren haklı fesih nedenleri oluştuktan sonra ve henüz işveren feshi gerçekleşmediği bir aşamada işçinin öne geçen fesih hakkını kullanması mümkündür. Yine işçinin sigorta primlerinin hiç ya da gerçek ücretten yatırılmaması aynı Kanun’un 24/II f maddesine göre öne geçen haklı fesih nedeni olabilir.

Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin yaptığı usulsüzlüklerle ilgili soruşturma başlatıldığı, davacının bu yönde savunmasının alındığı, iç denetim raporu hazırlandığı, yapılan usulüz işlemlerin düzeltilmesi aşamasında davacı işçinin 12.04.2015 tarihinde evlenip noterden gönderdiği 24.04.2015 tarihli ihtarnameyle evlilik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmaktadır. Davacı kadın işçinin evlilik sebebiyle feshi kendisinden kaynaklanan bir fesih nedeni olup, işverenin başlattığı soruşturma sonrasında gerçekleştirileceği anlaşılan haklı feshin sonuçlarını ortadan kaldırmak maksadıyla yapıldığı ve hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.

Feshe konu olayda davacı işçinin davalı işyerinde işveren açısından haklı fesih sebebi oluşturduğuna kuşku duyulmayan bir çok usulsüz işleminin ortaya çıkmasından sonra devam eden soruşturma sürecinde evlendiği ve bu durumu fesih nedeni yaptığı anlaşılmakla davacı işçinin hakkın kötüye kullanımı mahiyetindeki öne geçen feshi hukuken korunamaz. Açıklanan nedenlerle davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir[2][1].

Sonuç olarak, işveren açısından haklı fesih nedenlerinin oluşmasından sonra salt fesih prosedürünü etkisiz kılmak için işçinin kendisinden kaynaklanan derhal fesih nedenlerine dayanması mümkün olmaz. Örneğin işçinin bu aşamada yaş hariç emeklilik kriterlerini haiz olduğu için veya yaşlılık aylığı alabilmek için ya da evlilik nedeniyle iş sözleşmesini sona erdirmesi hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, kadın işçi hakkında açılan bir soruşturmayı etkisiz kılmak ve boşa düşürmek amacıyla evliliğini gerekçe göstererek istifa edip kıdem tazminatı talebinde bulunması hakkın kötüye kullanılması anlamına gelir ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İşverence Herhangi Bir Suçtan Hakkında Soruşturma Başlatılan Kadın İşçi Evlilik Nedeniyle Fesih Yapabilir MiLütfi İNCİROĞLU

[1] İNCİROĞLU, Lütfi Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 5. Baskı, İstanbul 2023, s.260-261.

[2] Y9HD.17.02.2020 T., E.2017/14500, K.2020/2329 Legalbank.

 

Havayolu Taşımacılık Sektörü Büyüme Trendinde

Havayolu Taşımacılık Sektörü Büyüme Trendinde
Havayolu Taşımacılık Sektörü Büyüme Trendinde

Prof. Dr. Murat ERDAL ile Tedarik Zinciri Stratejileri ve Analitik – 2:

Havayolu Taşımacılık Sektörü Büyüme Trendinde.
IATA Havayolu Yolcu ve Kargo Taşımacılığı Verileri Yayınlandı.

Havayolu Taşımacılık Sektörü Büyüme Trendinde
Havayolu Taşımacılık Sektörü Büyüme Trendinde

Tedarik zinciri iş çevresindeki verileri kısa kısa sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.

Geçen hafta Dünya Ticaretini Konteyner Liman Hareketleri Üzerinden Değerlendirmek başlıklı yazımızla sektörel verileri incelemeye başlamıştık.

Bu hafta havayolu taşımacılığının son yayınlanan kargo ve yolcu verilerine kısaca bir bakalım.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği ( IATA – International Air Transport Association) kargo ve yolcu tarafında Mayıs 2024 istatistikleri yayınladı.

Kargo Taşımacılığı

Kargo taşımacılığında ilk göze çarpan veri elbette son bir yıl içerisinde artan talep oldu.

IATA Mayıs 2024 Kargo Taşımacılığı Pazar Analizi bültenine göre, son bir yıl temelinde % 14,7’lik (Kargo ton kilometre – CTK) bir artış söz konusudur (Tablo 1).

Tablo: 1 Uluslararası Havayolu Taşımacılığı – Kargo Verileri (Mayıs 2024)

Hava Kargo

Kaynak: IATA Air Cargo Market Analysis, May 2024

Bu artışta gelişen e-ticaret ve uluslararası deniz ticaretinde yaşanan problemler rol oynamaktadır. Artan navlunlar, deniz taşıma süreleri bir kısım yükü havayoluna çevirdiği söylenebilir. Uluslararası güzergahlarda iki dev ekonomik bölgenin Asya-Pasifik (% 18,1) ve Avrupa (% 17,5) büyümenin dikkat çekici olduğu söylenebilir.

Yolcu Taşımacılığı

Uluslararası yolcu taşımacılığına ilişkin veriler, kargo taşımacılığına benzer şekilde sektörün büyüme trendinde olduğunu gösteriyor. IATA Mayıs 2024 Yolcu Taşımacılığı Pazar Analizi bültenine göre, son bir yıllık döneme ilişkin büyüme % 10,7 (Revenue Passenger Kilometre – RPK) olarak gerçekleşti. Uluslararası yolcu trafiğinde artış % 14,6 seviyesine geldi. Asya-Pasifik % 27 Avrupa bölgesi % 11 lük büyüme gösterdi (Tablo 2).

Tablo: 2 Uluslararası Havayolu Taşımacılığı – Yolcu Verileri (Mayıs 2024)

Hava Yolcu

Kaynak: IATA Air Passenger Market Analysis, May 2024.

IATA web sitesinden ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Her hafta belirli bir sektörün öne çıkan verisini sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Görüşmek üzere,

Kaynaklar:

  • IATA Air Cargo Market Analysis, May 2024.
  • IATA Air Passenger Market Analysis, May 2024.

Tablolarda Yer Alan Kısaltmalar:

  • CTK’s – Cargo Tonne-Kilometers (CTKs)
  • ACTKs – Available Cargo Tonne-Kilometers (ACTKs)
  • (YoY) – Year-on-year
  • Revenue Passenger Kilometres (RPK) Ücretli Yolcu Kilometre
  • Passenger Load Factor (PLF) – Yolcu Doluluk Oranı
  • Available Seat-Kilometres (ASK)
  • Available Cargo Tonne-Kilometres (ACTK)
  • Available Tonne-Kilometres (ATK)
  • Revenue Passengers (PAX)
  • Revenue Passenger-Kilometres (RPK)
  • Passenger Load Factor (PLF)
  • Freight Tonnes (FRT)
  • Revenue Tonne-Kilometres (RTK)
  • Cargo Load Factor (CLF)
  • Weight Load Factor (WLF)
Satın Alma Eğitimi Tedarik Satın Alma Eğitimi Tedarik Zinciri
Eğitim teklifi almak için egitim@satinalmadergisi.com

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ MAKALELERİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

Irak Kalkınma Yolu ile Yıllık 5 Milyar Dolarlık Potansiyel

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Irak Kalkınma Yolu Ile Yıllık 5 Milyar Dolarlık Potansiyel

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Irak Kalkınma Yolu Ile Yıllık 5 Milyar Dolarlık PotansiyelTürkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) 2024 yılının ilk yarısına ilişkin İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayınladı. Irak’ı güneyden kuzeye geçecek 1200 kilometrelik demiryolu ile ona paralel otoyolunu içeren Kalkınma Yolu Projesi’nin en az 15 milyar ABD Doları tutarında olacağı tahmininin yer aldığı raporda, “Irak, yılda en az 5 milyar ABD Doları tutarında proje üstlenilebilecek bir pazar olarak öne çıkmaktadır.” denildi.

Öte yandan raporda, yılın ilk yarısında depremin de etkisiyle inşaat sektöründe yaşanan büyümenin yılın geri kalanında, özellikle Mayıs ayında açıklanan Kamuda Tasarruf ve Tedbir Paketi kapsamında kamu yatırımlarının durdurulmasıyla birlikte yavaşlayacağı tahmini de yer alırken, kamu projelerinde şartsız tasfiye hakkı getirilmesinin kamuya iş yapan müteahhitler için hayati önem taşıdığı vurgulandı.

Ekonominin genelinde 200’ün üzerinde alt sektöre yarattığı talep ve istihdam gücüyle lokomotif rolü üstlenen inşaat sektörünün önde gelen kuruluşlarını temsil eden Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun Temmuz 2024 sayısını yayımladı. “İyileşmeye Giden Engebeli Yol” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler değerlendirildi.

İnşaat sektörünün, deprem bölgesi dışındaki kamu yatırımlarının yavaşlayacağı sinyallerini 2023 yılı sonunda aldığına dikkat çekilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nda, sektörün yeni yıla da rotasını yurt dışına çevirerek başladığı hatırlatıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Nisan 2024 tarihinde Irak’a gerçekleştirmiş olduğu resmi ziyaret vesilesiyle Bağdat’ta Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Irak Ticaret Bakanı Atheer Daoud Al-Ghurairi’nin eş başkanlıklarında düzenlenen “Irak-Türkiye Yuvarlak Masa Toplantısı”nda iki ülke arasında Kalkınma Yolu Hakkında Mutabakat Zaptı imzalandığının ifade edildiği raporda, Irak’a müteahhitlik heyeti ziyareti düzenlenmesinin planlandığına yer verildi.

Proje 3-4 yıl içinde tamamlanabilir

Türk firmalar tarafından yakından takip edilen, Basra’daki Faw Limanı’ndan Türkiye sınırında yeni açılacak Ovaköy Sınır Kapısı’na kadar uzanacak 1200 kilometrelik demiryolu ile ona paralel otoyolunu içeren Kalkınma Yolu Projesi’nin en az 15 milyar ABD Doları tutarında olacağı tahmininin yer aldığı raporda, “Projenin Türk müteahhitlik firmalarının oluşturacağı konsorsiyumlar tarafından 3-4 yıl içerisinde tamamlanabileceği belirtilerek, fizibilite çalışmalarının Karayolları Genel Müdürlüğü ve Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü danışmanlığında Türk teknik müşavirlik firmaları tarafından yapılması önerilmiş, bilahare Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Irak’ı ziyaretleri sonucunda proje için Karayolları Genel Müdürlüğü ve Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda çalışmaya başlandığı belirtilmiştir. Kalkınma Yolu Projesi’ne ek olarak ülkede gerçekleştirilmesi planlanan 100’e yakın hastane, 3 binin üstünde okul ve yaklaşık 4 milyona yakın yeni konut projesi bulunduğu öğrenilmiştir. Irak, yılda en az 5 milyar ABD Doları tutarında proje üstlenilebilecek bir pazar olarak öne çıkmaktadır.” denildi.

Suudi Arabistan ile ilişkiler yoğunlaşıyor

İnşaat sektörü için öne çıkan pazar olan Suudi Arabistan ile yoğunlaşan ilişkilerin vurgulandığı raporda; ”3 Temmuz 2024 tarihinde İstanbul’da Türkiye Müteahhitler Birliği organizasyonunda Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, Suudi Arabistan Belediye, Kırsal İşler ve Konut (MOMRAH) Bakanı Majed bin Abdullah Al-Hogail ve Suudi Müteahhitler İdaresi (SCA) Başkanı Zakariya Al-Abdulqader’in katılımlarıyla “Türkiye-Suudi Arabistan İnşaat Forumu” gerçekleştirilmiştir. Suudi Arabistan’da “Vizyon 2030” programı kapsamında 1,2 trilyon ABD Doları tutarında alt ve üstyapı projesinin hayata geçirilmesinin hedeflendiği, NEOM projesi için 500 milyar ABD Doları, “Kral Salman Enerji Parkı” için 500 milyar ABD Doları, Expo için 8 milyar ABD Doları bütçe ayırıldığı ve ülkenin farklı şehirlerinde 20 havalimanı inşa edilmesinin planlandığı açıklanmıştır. Suudi Arabistan Belediye, Kırsal İşler ve Konut Bakanlığı’nın yürüteceği yol, atık yönetimi ve geri dönüşüm projelerine de gelecek 5 yılda 60,5 milyar ABD Doları tutarında bütçe ayırılmasının öngörüldüğü belirtilmektedir.” ifadelerine yer verilmiştir. Ayrıca Türk müteahhitlik firmaları ile Suudi kamu idareleri ve müteahhitlik firmalarını bir araya getirecek etkinliklere yıl içinde devam edilmesinin planlandığı da belirtilmiştir.

Özbekistan’a ziyaret gerçekleştirilecek

Özbekistan Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Sekretaryası Başkanı İzzat Tangriev başkanlığındaki Özbek heyetinin 23 Mayıs 2024 tarihinde TMB’yi ziyaretine değinilen raporda, TMB üyesi firma temsilcileri ile bir araya gelen Özbek heyeti üyeleri tarafından ülkede Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeli ile hayata geçirilecek eğitim, sağlık, ulaştırma ve kentsel altyapı projeleri ile ülkedeki iş ortamı hakkında bilgi verildiği ifade edilmiştir. Ayrıca, 2024 yılının ikinci yarısı içerisinde TMB organizasyonunda Özbekistan’a bir müteahhitlik heyeti ziyareti gerçekleştirilmesi planlandığı belirtilmiştir.

Şartsız tasfiye hakkı hayati önemde

Raporda, yılın ilk yarısında depremin de etkisiyle inşaat sektöründe yaşanan büyümenin yılın geri kalanında, özellikle Mayıs ayında açıklanan Kamuda Tasarruf ve Tedbir Paketi kapsamında kamu yatırımlarının durdurulmasıyla birlikte yavaşlayacağı tahmini de yer aldı. Kamuda Tasarruf ve Tedbir Paketi kapsamında ihalesi yapılmış veya yeni başlanmış projelerin ilerlemesinin çok yavaş olacağı vurgulanırken, şu ifadelere yer verildi: “Pakette ayrıca hakediş ödemeleri konusunda da bütçeden herhangi bir aktarım olmayacağının belirtilmesi, ilerleme oranı %75’in altında olan projelerin sürdürülmesini önemli ölçüde kısıtlayacağı ve bu projeleri devam ettirmek zorunda olan müteahhitlerin şantiyeleri açık tutmak için gerekli giderlerin yarattığı ağır yükün altında ezileceği endişesini doğurmuştur. Bu nedenle, Türkiye Müteahhitler Birliği öncülüğünde sektör temsilcileri tarafından kamu projelerinde şartsız tasfiye hakkı getirilmesinin kamuya iş yapan müteahhitler için taşıdığı hayati önem tekrar dile getirilmiştir.”

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 2024 yılının ilk yarısının değerlendirildiği raporda, inşaat sektörüne ilişkin özetle şu tespitlere de yer verildi:

İNŞAAT SEKTÖRÜ İLK ÇEYREKTE BÜYÜMEYE DEVAM ETTİ: İnşaat sektörü, deprem bölgesinin yeniden inşası, yerel seçimler öncesi artan faaliyetler ve kentsel dönüşümün etkisi ile birlikte 2024 yılının ilk çeyreğini %11,1’lik genel ekonominin de üzerinde bir büyüme rakamı ile tamamlamıştır. Böylelikle sektör, üst üste 6 çeyrektir yakaladığı ivmeyi artırarak 2017 yılı üçüncü çeyrekten sonraki en hızlı çeyrek dönemlik büyümesini gerçekleştirmiştir. Öte yandan gayrimenkul sektöründe büyüme %2,5 ile yavaş gerçekleşmiştir. 2024 yılı birinci çeyrek döneminde zincirlenmiş hacim endeksine göre gayrisafi sabit sermaye oluşumu içerisinde sektörel yatırımların payı %9,6’ya yükselmiştir. İnşaat sektörünün istihdamdaki payı ise %6,6 olarak gerçekleşmiştir.

İŞÇİLİK MALİYETİ VE KALİFİYE ELEMAN SORUNU: Sektörün yılın ilk yarısında karşılaştığı en önemli zorluklardan biri, yükselen inşaat maliyetleri içinde en hızlı artışın yaşandığı işçilik maliyetleri ve buna paralel yaşanan kalifiye eleman sıkıntısı olmuştur. İç piyasadaki mavi yaka eleman sorununu yurt dışından eleman getirerek çözmeye çalışan sektör, özellikle deprem bölgesinde olağanüstü artış yaşayan işçilik ücretleri ile başa çıkmaya çalışmaktadır.

SIKI PARA POLİTİKASI NEDENİYLE KONUT SATIŞI DURAĞAN KALACAK: İlk el konut satış sayısı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,8 azalarak 25 bin 425 olurken, toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %32,1 olarak gerçekleşmiştir. İlk el konut satışları Ocak-Haziran döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,3 artışla 173 bin 324 olmuştur. İkinci el konut satışları Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,7 azalarak 53 bin 888 olurken, toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %67,9 olarak gerçekleşmiştir. İkinci el konut satışları Ocak-Haziran döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,8 azalarak 317 bin 750 olmuştur. Sıkı para politikaları nedeniyle yılın üçüncü çeyreğinde yeni konut satışlarının durağan kalacağı öngörülmektedir.

YABANCILARA KONUT SATIŞI DÜŞÜŞE DEVAM ETTİ: Yabancılara yapılan konut satışlarındaki düşüş devam etmiş, Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %45,1 azalarak bin 440 olmuştur. Haziran ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,8 olurken, Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %45,7 azalarak 10 bin 461 olarak gerçekleşmiştir. Yabancılara en fazla konut satışı yapılan iller sırasıyla 593 ile Antalya, 478 ile İstanbul ve 116 ile Mersin olurken, ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 332 ile Rusya Federasyonu, 156 ile İran ve 102 ile Ukrayna vatandaşlarına yapılmıştır.

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Irak Kalkınma Yolu Ile Yıllık 5 Milyar Dolarlık PotansiyelPROJE BEDELİNDE GABON LİDER: Ocak-Haziran 2024 dönemi itibarıyla Türk inşaat sektörü tarafından yurt dışında 7,6 milyar ABD Doları tutarında 82 proje üstlenilmiştir. Böylece sektörün 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 137 ülkede üstlenilen 12.207 projeyle toplam 511 milyar ABD Doları olmuştur. 2024 yılının ilk yarısında yurt dışında en çok iş üstlenilmiş ülke 1,2 milyar ABD Doları ile Gabon olurken, 1 milyar ABD Doları ile Polonya ikinci, 975 milyon ABD Doları ile de Kazakistan üçüncü sırada yer almıştır.

Alım Talebi: Kaplı Cıvata (M12x15 8.8)

Alım Talebi Kaplı Cıvata (m12x15 8.8)

Bir firmamız için, aşağıdaki görseldeki gibi 500 adet M12x15 8.8 Kaplı Cıvata alımı yapılacaktır. Teslim yeri Sakarya Erenler olup ödeme şekli 30 gün vadelidir.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, diğer teknik detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Kaplı Cıvata (m12x15 8.8)

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Tekstilde Döngüsel Ekonomi Aksiyon Önerileri

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tekstilde Döngüsel Ekonomi Aksiyon önerileri

Tekstilde Döngüsel Ekonomi Aksiyon ÖnerileriSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tekstilde Döngüsel Ekonomi Aksiyon önerileri

Utkan ULUÇAY

PACE (Platform for Accelerating the Circular Economy) ve Accenture tarafından hazırlanan 2021 tarihli raporu özetlemeye gayret edeceğim. Rapor; amaçlar, bu amaçların etkileri, uygulamada karşılaşılabilecek sıkıntılar ve döngüsel ekonomiye geçişi kolaylaştıracak 10 öneriden oluşmaktadır.

Amaç1: Tekstil hammaddelerinin emniyeti çevreye, çalışanlara ve tüketicilere zarar vermemesi anlamına gelir. Geri dönüşümlü ifadesi hammaddenin üretiminde sıfır malzemeye ek olarak dönüşümlü malzeme kullanıldığını; yenilenebilir ifadesi doğal hammaddelerin sürdürülebilir yöntemlerle üretildiğini anlatır.

Amaç2: Hem üretimi, hem de tüketimi ifade eder. İhtiyaç fazlası üretilmemesi, fazla olanlarının çöpe/yakılmaya gönderilmemesi ve satılanların mümkün mertebe uzun süreyle kullanılmasını içerir.

Amaç3: Kullanılan ürünlerin çöpe atılması veya yakılması yerine geri dönüşüme yönlendirilmesidir. Bunun sağlanabilmesi için ürünlerin geri dönüştürülebilir şekilde tasarlanması, ömrünün sonunda toplanmasına, geri dönüşüm sürecine girerken sınıflanmasına, uygun şekilde dönüştürülmesine ve tekrar kullanılmasına ihtiyaç vardır.

Tekstilde Döngüsel Ekonomi Görsel

ÖNERİ1: Dayanıklı ve geri dönüştürülebilir tasarımları teşvik edin, destekleyin. Kamu, akademi ve sanayi birlikte çalışarak “yapılabilir” tasarım standardı oluşturabilir. Kamu alımlarında döngüsellik – tamir edilebilirlik gibi kriterler zorunlu tutulabilir. Medyanın desteğiyle kamu yararına izleme parametreleri paylaşılabilir.

ÖNERİ2: Toprak kullanımını dikkate alarak doğal elyafları “sürdürülebilir” şekilde üretin. Kamu, akademi ve çiftçiler birlikte çalışarak en iyi pratikleri paylaşabilir, mevcut uygulamaları iyileştirebilir ve tüketici farkındalığını artırabilirler. Medya desteği yararlı olacaktır.

ÖNERİ3: Tüketicileri, ürünleri daha uzun süre kullanarak daha az satın almaları için teşvik edin. Tüketici davranışının incelenmesi, takibi, yönlendirilmesi gerekir. Finans olanakları bu öneriyle uyumlu olmalıdır. Farkındalık için medya desteği sağlanabilir.

ÖNERİ4: Çevresel – Finansal – Sosyal fayda içeren iş modelleri için rehberlik edin, destekleyin. Kamu, akademi ve sanayi birlikte çalışarak izleme parametrelerini belirleyebilir, rol model olabilir, iyi uygulamaları paylaşabilir, finansal kolaylık sağlayabilir.

ÖNERİ5: Döngüsel işlemlerde çevre ve sosyal faydayı gözetin. Kamu düzenlemesi kapsayıcılık ve kırılgan konuların korunmasını sağlayabilir. Kamu – sanayi iş birliği gerekir.

ÖNERİ6: Tekstilde atık toplama, sınıflama ve işleme süreçlerini stratejik olarak planlayın. Kamu, akademi ve sanayi iş birliği önemlidir. Küresel örneklerden yerele uygun uyarlama yapılabilir. Farkındalık ve finansal olanaklar medyayla yaygınlaştırılabilir.

ÖNERİ7: Tekstilde atık sınıflamada etkinlik ve kaliteyi yükseltin.  Kamu, akademi ve sanayi birlikte teknoloji geliştirebilir, pilot uygulamalar desteklenebilir.

ÖNERİ8: Dönüşümlü elyafların fiyat-kalite rekabet gücünü yükseltin. Kamu, akademi ve sanayi birlikte çalışarak uygun standartları oluşturabilir, uygulayabilir. Markalar geri dönüşüm hedefleri taahhüt edebilir.

ÖNERİ9: Tekstilde döngüsel ekonomiye geçerken insana yaraşır işi ihmal etmeyin. Kamunun yasal düzenlemesi gereklidir. Kamu, sanayi ve özellikle marka-tedarikçi denetime dayalı iş birliği önemlidir.

ÖNERİ10: Tekstilde döngüsel ekonominin sosyo-ekonomik etkilerini araştırın. Kamu, akademi ve sanayi iş birliğiyle izlenecek parametreler, aksiyonlar ve politikalar belirlenebilir.

Dolayısıyla bu dönüşüm kendiliğinden gerçekleşmeyecektir. Kamu adına devlet düzenlemeleri yapılırken, akademik araştırmaların devlet politikaları ve küresel ihtiyaçlara uygunluğu önem kazanacaktır. Sanayide sadece kazanç yerine sosyal – çevresel faydayı içeren üçlü muhasebe yaklaşımı öne çıkmalıdır. Finansal kurumların sağlayacağı olanakların bu politika ve uygulamalara paralel olması gerekecektir. Bireysel olarak farkındalığımız artması işleyişi anlamlı hale getirecektir.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tekstilde Döngüsel Ekonomi Aksiyon önerileriUtkan ULUÇAY

Kaynak: PACE (Platform for Accelerating the Circular Economy) (2021). Circular Economy Action Agenda TEXTILES in partnership with Accenture, www.pacecircular.org

 

Yeni Rapor: Yenilenebilir Enerji Enflasyona Çözüm Olabilir

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Yeni Rapor Yenilenebilir Enerji Enflasyona çözüm Olabilir

Yeni Rapor: Yenilenebilir Enerji Enflasyona Çözüm Olabilir

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Yeni Rapor Yenilenebilir Enerji Enflasyona çözüm OlabilirSürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve APLUS Enerji ortaklığında yayımlanan Elektrik Fiyat Hareketleri ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Piyasaya Etkisi-II başlıklı rapor, yenilenebilir enerji kurulu gücündeki artışın elektrik faturalarını düşürerek tüketici enflasyonunu iyileştireceğini ortaya koyuyor.

Rapora göre, halihazırda lisansı olan güneş ve rüzgar enerjisi projeleri hayata geçseydi (45GW), enflasyon 13,8 puan, ithal yakıta harcanan bütçe ise 3,6 milyar dolar az olacaktı.

2022 yılının son altı ayını ve 2023 yılının tamamını kapsayan çalışma, Türkiye’de yenilenebilir enerji santrallerinin ve bu santrallere verilen teşviklerin piyasaya etkilerini değerlendiriyor. YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması) santrallerinin dönem içerisinde yaşanan elektrik üretim maliyet artışlarına etkisini de ölçen çalışma, bugüne kıyasla daha çok rüzgâr ve güneş kurulu gücünün olacağı bir durumda elektrik üretim maliyetinin ne yönde değişeceğini analiz ediyor.

Çalışmaya göre, halihazırda ihalesi yapılmış, lisansı olan yenilenebilir enerji kurulu gücü devreye alınmış olsaydı (45 GW) pandemi sonrası kendini hissettirmeye başlayan küresel enerji krizi döneminde Türkiye’de elektrik üretim maliyetleri daha düşük olabilirdi. Yenilenebilir enerji üretiminin artırılması, enflasyonu düşürmenin yanında, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını ve böylelikle ithalat faturasını azaltabilir, karbon salımı azaltımında da katkı sağlayabilir.

Aralık 2023’te 23,5 GW olan güneş ve rüzgâr kurulu gücü 45 GW olsaydı:

  • Aralık 2023 itibarıyla yüzde 64,8 olarak gerçekleşen yıllık TÜFE enflasyonunun yüzde 51 olacağı ortaya koyuldu.
  • 2022 yılının son altı ayı için ülkenin ithal yakıt faturasının 5,3 milyar USD, 2023 yılının tamamında ise 3,6 milyar USD miktarında düşeceği hesaplandı.
  • Elektriğin serbest piyasadaki fiyatı artan YEKDEM maliyetlerine rağmen 2022 yılı son altı ayı için gerçekleşen değerlere kıyasla yüzde 22,9, 2023 yılının tamamı için ise yüzde 11,3 daha düşük olacağı sonucuna varıldı.
  • Özellikle karbon yoğun kaynakların ikame edilmesi yoluyla 2022 yılının son altı ayında 13,1 milyon ton CO2 eşdeğeri, 2023 yılının tamamında ise 28,9 milyon ton CO2 eşdeğeri karbon azaltımı yapılacağı görüdü.

Rapora göre, yenilenebilir enerji üretiminin artırılması üretim maliyetlerinin ve enflasyonun düşürülmesi, enerjide ithalat bağımlılığının azaltılması, arz güvenliğinin sağlanması ve karbon emisyonlarının düşürülmesi gibi pek çok konuda olumlu katkı sunuyor.

Bengisu Özenç, Türkiye’de en son devreye giren elektrik zammına dikkat çekerek çıktıları değerlendirdi: “Türkiye’de son dönemde enflasyonda yaşanan sınırlı düşüşün devam etmesi beklenirken, elektrik üretim faaliyetlerindeki artış nedeniyle 1 Temmuz’da yürürlüğe giren yüzde 38’lik elektrik zammı bu düşüşün hızı konusunda soru işaretlerine neden oldu. Mesken tarifesindeki bu değişikliğin temmuz ayı enflasyonuna etkisinin 0,53 puan, 2024 yıl sonu enflasyonuna etkisinin ise 0,67 puan olacağı hesaplanıyor. Yayımladığımız yeni çalışmamız ise enflasyonun düşüş eğilimine girdiği bu dönemde, sisteme daha yüksek yenilenebilir enerji entegrasyonuyla bu düşüşün hızlandırılabileceğini gösteriyor. Fosil yakıt gibi, çevresel maliyetlerinin yanında, enerji üretim maliyetlerini de artırma potansiyeli taşıyan kaynaklar yerine yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi, Türkiye ekonomisinin temel problemleri olan cari açık ve enflasyonu iyileştirecek, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefini de destekleyecektir.”

Gökşin Bavbek ise şu değerlendirmede bulundu: “Yerli ve temiz kaynaklardan elektrik üretiminin artırılması; Türkiye’nin iklim hedeflerine erişmesi, enerjide ithalat bağımlılığını azaltması ve olası arz krizlerine karşı direncini artırmasında en temel rolü oynayacaktır. 2022 yılında hazırladığımız çalışmanın devamı olan bu raporda söz konusu etkiler sayısal olarak ifade edilmekte ve doğrulanmaktadır. Geçtiğimiz beş yıl içerisinde yaşanan gelişmeler küresel enerji piyasalarının ne kadar kırılgan ve beklenmedik krizlere açık olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Rapordan çıkarılan sonuçlar önümüzdeki yıllarda enerji piyasasında gerçekleşmesi olası küresel arz krizlerinden kaçınmak için yenilenebilir enerji kaynaklarının ne kadar önemli olacağını ortaya koymaktadır. Arz güvenliği sorunları aşılmış, son kullanıcılara düşük maliyetli elektrik sağlayan ve karbonsuzlaşmış bir enerji sistemine geçiş için maliyet açısından da en uygun kaynaklar haline gelmiş olan rüzgar ve güneş yatırımlarını hızlandıracak uygulamaların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir.”

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain

 

1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün– Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

 

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Haber Yeni Rapor Yenilenebilir Enerji Enflasyona çözüm OlabilirEğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.