İş Sağlığı ve Güvenliğinin Yeni Bir Gündem Maddesi Olarak Karoshi

Prof. Dr. Umut Omay
Prof. Dr. Umut Omay
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesidir. İnsan Kaynakları Yönetimi, Çalışma Psikolojisi, Çalışma Sosyolojisi, Sosyal Politika ve Endüstri İlişkileri alanları başta olmak üzere lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde dersler vermekte ve aynı alanlarda ulusal ve uluslararası olarak yayınlanmış çok sayıda çalışması bulunmaktadır.
spot_imgspot_img

Prof. Dr. Umut Omay

“Makbul İşkolik – Kötü İşkolik” başlıklı önceki yazımın devamı niteliğindeki bu yazıda, ilk kez Japonya’da tespit edilen ve diğer ülkelere yayılmaya başlaması nedeniyle ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) tarafından İş Sağlığı ve Güvenliği açısından gündeme alınan “Çok Çalışmaktan Ölme” (Karoshi) sorunundan bahsetmek istiyorum.

Karoshi sorunu ilk kez Japonya’da kavramlaştırılıp ele alınmasına rağmen kavramın ilk kez ne zaman ve kim ya da kimler tarafından kullanıldığı konusunda literatürde bir karmaşa bulunmaktadır. Örneğin bazı yazarlar kavramın ilk kez 1970’lerin sonlarında “sosyo-medikal” bir sorun olarak gündeme geldiğini (1), bazıları kavramın ilk kez 1982 yılında Hosokawa, Tajiri ve Uehata tarafından kullanıldığını (2), bazı yazarlar ise kavramın ilk kez Uehata tarafından 1990’ların başında türetildiğini ileri sürmektedir (3).

İlk kavramlaştırmalara göre Karoshi, psikolojik olarak anlamsız iş süreçlerinin ve / veya aşırı iş yükünün çalışanın hem iş ve özel yaşam dengesinde bozulmalara hem de aşırı yorgunluğa yol açması sonucunda çalışanda önceden var olan hipertansiyon, kalp rahatsızlığı ve damar sertliği gibi sorunların ölümcül hale gelmesini ifade etmektedir. Kavramın sonraki dönemlerde felç geçirmek gibi “sürekli iş görmezlik” halini ve diyabet gibi rahatsızlıkları da içerecek şekilde genişletildiği görülmektedir (4, 5, 6).

Bu konuda genel olarak uzunca bir süre kabul edilen görüş, Japon kültürünün ve dolayısıyla da Japon çalışma kültürünün sorunun ortaya çıkmasında oldukça önemli bir etkisi olduğu yönündedir. Bu kültüre göre çalışmak, özellikle de sıkı çalışmak, kendi içinde bir amaç taşımaktadır ve akıllı çalışmak yerine sıkı çalışmak daha önemlidir. Ayrıca Japon çalışanları kurum odaklıdır ve işyerinde geçirilen süre hem işyerine sadakatin hem de terfi etmenin ölçütü olarak nitelendirilmektedir. Bunun sonucunda da işverenler istediği için değil, çalışanlar kendi istedikleri için fazla çalışmaktadır. Kısacası Karoshi ilk dönemlerde gerçekten çok ve üretken çalışmaktan değil, hem çeşitli nedenlerle işyerinde gerekmedik ölçüde vakit geçirmekten hem de çeşitli nedenlerle yeterince dinlenememekten kaynaklanan bir sorun olarak ele alınmıştır (7, 8, 9).

Gerçekten de Karoshi konusunda yapılan ilk dönem araştırmaları kendilerini kurumun savaşçısı olarak gören ve yalnızca çalışmak için yaşayan 40’lı yaşlarındaki üst düzey beyaz yakalı çalışanların işkolik olmaları nedeniyle bu sorundan daha fazla etkilendiklerini göstermektedir (10). Böylelikle ilk dönem bakış açısına göre Karoshi, üst düzey yöneticilerin çeşitli nedenlerle “kötü işkolik” olmalarının bir sonucu olarak görülmüştür.

Ne var ki araştırmalar arttıkça bu bakış açısı zamanla değişmeye başlamıştır. Sonraki dönemlerde yapılan çalışmalar sonucunda Karoshi sorununun çalışanların tercihi dışında da aşırı derece fazla ve yoğun çalışmalarından kaynaklanabileceği, kurbanların her yaş grubundan ve düzeyden olabileceği anlaşılmıştır. Örneğin 2013 yılında yayınlanan bir ILO raporuna göre atıştırmalık üreten bir firmanın haftada 110 saat çalışan 34 yaşındaki bir çalışanı ve ayda 5 kere tuttuğu 34 saatlik nöbetler nedeniyle 22 yaşındaki bir hemşire kalp krizi sonucunda; yılda 3.000 saatten fazla çalışan ve ölümünden önceki son 15 günde de izin kullanmadan çalışmış olan 37 yaşındaki bir otobüs şoförü ile bir basım firmasında gece mesaileri de dâhil olmak üzere yılda 4.320 saat çalışan 58 yaşındaki bir çalışan geçirdikleri felç nedeniyle ölmüştür (11).

Uzunca bir süre Japonya’ya özgü ve Japonya ile sınırlı görülen Karoshi sorununun önce Güney Kore, Çin ve Tayvan’a yayıldığı, sonrasında “küresel bir sorun” olarak ele alınmaya başlandığı da görülmektedir. Örneğin WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ve ILO tarafından yürütülen ortak bir araştırma, 2016 yılında dünyada 488 milyon çalışanın dikkat çekici ölçüde fazla çalıştığını göstermektedir. Araştırma sonucuna göre, 2016 yılında 745.000 çalışanın felç ve kalp rahatsızlıkları bağlı nedenlerle öldüğü tespit edilmiştir. Bu araştırmayla birlikte hem WHO hem de ILO haftada 55 saatten fazla çalışmanın felç ve kalp rahatsızlıkları nedeniyle ölüm riskini arttırdığını onaylamış olmaktadır. Böylelikle Karoshi sorunu ILO’nun bakış açısına göre küresel ölçekli bir İş Sağlığı ve Güvenliği sorunu olarak ele alınmaya başlanmıştır. Üstelik iş ve özel yaşam dengesinin önemli ölçüde bozulmasına neden olan ve genel olarak güvencesizlik ile özdeşleştirilen yeni çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte bu sorunun daha da yaygınlaşmasından ve şiddetlenmesinden endişe edilmektedir (12, 13, 14).

Karoshi ile ilgili çalışmalar artarak ve kapsamı genişleyerek devam etmektedir. Örneğin Karoshi için yapılan araştırmalarda zaman, birey, toplumun homojenliği, kültür, örgüt, coğrafya, genetik faktörlerin ve hatta zirai iklim gibi unsurların da dikkat alınması gerektiği ileri sürülmektedir (15). Bu ilgi Karoshi sorununun hem karmaşık doğasından hem de bu sorunun artık küresel bir sorun olarak kabul edilmeye başlanmasından kaynaklanmaktadır.

Özellikle iş ve özel yaşam dengesinin bozulmasına yol açan yeni çalışma biçimlerinin yaygınlaşması çalışma sürelerinin dengesizleşmesine ve çalışanların yeterince dinlenme fırsatı bulmamasına neden olmaktadır. Bu durumda sürekli fazla çalışmanın yapılmasının gerektiği işler ve işyerleri açısından Karoshi potansiyel bir risk unsuru olarak nitelendirilebilir. ILO’nun da Karoshi sorununa İş Sağlığı ve Güvenliği açısından yaklaşmaya başlaması ile birlikte, iş sürelerinin düzenlenmesi ve çalışanlara yeterince dinlenme süresinin tanınması işyerleri ve iş ilişkileri açısından özellikle dikkat edilmesi gereken bir nokta haline gelmektedir.

Kaynakça

(1) Iwasaki, K., Takahashi, M. and Nakata, A. (2006), “Health Problems due to Long Working Hours in Japan: Working Hours, Workers’ Compensation (Karoshi), and Preventive Measures”, Industrial Health, 44, p. 537.

(2) Kanai, A. (2009), ““Karoshi (Work to Death)” in Japan”, Journal of Business Ethics, 84, p. 209.

(3) Evans, T. M. (1997), A Dictionary of Japanese Loanwords, Greenwood Publishing Group, Westport, p. 79.

(4) Herbig, P. A. and Palumbo, F.A. (1994), “Karoshi: Salaryman Sudden Death Syndrome”, Journal of Managerial Psycholohy, 9 (7), p. 11.

(5) Iwasaki et al., a.g.e.

(6) Bannai, A., Yoshioka, E., Saijo, Y., Sasaki, S., Kishi, R., & Tamakoshi, A. (2016). The Risk of Developing Diabetes in Association With Long Working Hours Differs by Shift Work Schedules. Journal of Epidemiology, 26 (9), 481–487.

(7) “Karoshi: Death from Overwork”, Çevrim içi: https://www.iloencyclopaedia.org/part-i-47946/mental-health/mood-and-affect/item/270-karoshi-death-from-overwork, Erişim tarihi: 17.06.2022.

(8) Herbig and Palumbo, a.g.e., p. 14.

(9) Searight, H. R. (2019), Health and Behavior: A Multidisciplinary Perspective, Rowman & Littlefield, Lanham, p. 173.

(10) Herbig and Palumbo, a.g.e.

(11) ILO (2013), “Case Study: Karoshi: Death from Overwork”, Çevrim içi: https://www.ilo.org/safework/info/publications/WCMS_211571/lang–en/index.htm, Erişim tarihi: 17.06.2022.

(12) Tsusumi, A. (2022), “Preveting Overwork Related Disorders (“Karoshi”)”, Safety and Health at Work, 13, Supp., pp. S11-S12.

(13) Hunt, E. (2021), “Japan’s karoshi culture was a warning. We didn’t listen”, Çevrim içi: https://www.wired.co.uk/article/karoshi-japan-overwork-culture, Erişim tarihi: 17.06.2022.

(14) Omay U. (2020), “Covıd-19 Salgını Sonrası Çalışma Hayatı: Güncel Sorunlar, Öngörüler ve Öneriler”, D. Demirbaş, V. Bozkurt ve S. Yorğun (Ed.),Covid-19 Pandemisinin Ekonomik, Toplumsal ve Siyasal Etkileri, İstanbul Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, ss. 153-170.

(15) Timming, A. R. (2020), “Why competitive productivity sometimes goes too far: a multilevel evolutionary model of “karoshi””, CCSM, 28(1).

 

Prof. Dr. Umut Omay
Prof. Dr. Umut Omay
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesidir. İnsan Kaynakları Yönetimi, Çalışma Psikolojisi, Çalışma Sosyolojisi, Sosyal Politika ve Endüstri İlişkileri alanları başta olmak üzere lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde dersler vermekte ve aynı alanlarda ulusal ve uluslararası olarak yayınlanmış çok sayıda çalışması bulunmaktadır.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı