Tersine Lojistiğin Sürdürülebilirliği

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tersine Lojistiğin Sürdürülebilirliği

Tersine Lojistiğin Sürdürülebilirliği

Emine KORKMAZ – İhracat-İthalat MüdürüSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tersine Lojistiğin Sürdürülebilirliği

Modern iş dünyasında tersine lojistik uygulamaları son yıllarda artış gösterirken, bu uygulamanın yaygınlığı ve etkinliği sektöre ve bölgeye göre farklılık göstermektedir. Tersine lojistiği ele almadan önce, kısaca lojistik kavramının doğuşuna değinmek isterim.

Lojistik, ilk olarak 20. yüzyıl başlarında askeri ihtiyaçlardan doğan bir terim olarak ortaya çıkmış; ordunun malzemesinin tedarik edilmesi ve taşınması gibi faaliyetleri kapsarken, modern anlamda II. Dünya Savaşı’ndan sonra daha anlamlı hale gelmiş ve önemi artmıştır.

Lojistik türlerinden biri olan tersine lojistik (reverse logistics) kavramı, ilk olarak 1981 yılında James R. Stock ve Douglas M. Lambert tarafından tanımlanmıştır. Bu kavram, tüketiciden üreticiye doğru gerçekleştirilen faaliyetleri kapsar. Bu süreçler, ürünlerin tüketiciye ulaşmasından sonra geri dönüşümü, yeniden kullanımı, kusurlu ürünlerin iadesi ve imhasını içerir. Tersine lojistik, doğal kaynakların korunması, enerjinin daha az tüketilmesi, atık miktarının azaltılması ve ekonomik anlamda fayda sağlanması açısından büyük önem taşır.

James R. Stock’un 2001 yılında yaptığı tanıma göre, tersine lojistik şu alanları içerir:

  • Ürün dönüşleri (product returns)
  • Kaynak azaltımı (source reduction)
  • Geri dönüşüm (recycling)
  • Materyal ikamesi (material substitution)
  • Materyallerin yeniden kullanımı (reuse)
  • Atıkların yok edilmesi (waste disposal)
  • Yakılması (refurbishing)
  • Tamir ve yeniden üretim (remanufacturing)

Tersine lojistiğin öneminden bahsetmişken, biraz daha detaylandırmak isterim:

  • Ürünlerin geri dönüşüm ve yeniden kullanım süreçleri, ürünlerin yaşam döngüsünü uzatır ve kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar. Aynı zamanda, bu kaynakların tükenme hızını yavaşlatır.
  • Ürünlerin geri dönüşümü ve yeniden kullanımı, üretim maliyetlerini azaltır. Ayrıca, atık bertarafı için gereken maliyetleri de düşürebilir.
  • İade süreçlerinin etkili yönetilmesi, müşteri memnuniyetini artırır. Müşteriler, kolay ve sorunsuz iade işlemlerine olumlu şekilde dönüş sağlarlar.
  • Çevre dostu uygulamalar, şirketlerin çevreye duyarlı olduklarını ve sosyal sorumluluklarını yerine getirdiklerini gösterir, bu da marka imajını güçlendirir.

Tersine lojistik alanında sürdürülebilirliği destekleyen çeşitli projeler ve programlarla faaliyet gösteren birkaç markadan da örnek vermek gerekirse:

  • Adidas: 2015 yılında Parley for the Oceans ile bir ortaklık başlattı. İki kuruluş, geri dönüştürülmüş plastikten yapılmış ürünler üretmek için iş birliği yaptı. Okyanuslardan toplanan plastik atıklardan yapılan malzemelerle ürünler üreterek deniz kirliliğine karşı mücadelede ve geri dönüşümde önemli bir adım atmıştır.
  • Eileen Fisher: Renew Programı aracılığıyla müşterilerinden kullanılmış ürünleri geri getirmelerini, yeniden satışı ve geri dönüşümü için teslim etmelerini teşvik etmektedir. Bu program sayesinde, ürünlerin ikinci bir hayat kazanmasını sağlar.

Tersine lojistik uygulamaları, yeni teknolojilere ve yenilikçi çözümlere yatırım yapma olanakları sunar. Bu süreçlerde kullanılan teknolojiler, diğer lojistik süreçlerinde de verimliliği artırabilir. Tekstil sektöründe çalışan biri olarak, bu uygulamaların sektörümüz için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tersine Lojistiğin SürdürülebilirliğiTersine lojistiğin, hem çevresel sürdürülebilirliği hem de ekonomik verimliliği artırmak açısından büyük önem taşıdığının farkındalığını sağlamak istedim. Umuyorum, farkındalıklarımız sayesinde gezegenimizi aydınlık bir geleceğe taşıyabileceğiz.

Emine KORKMAZ

İhracat-İthalat Müdürü

Ege İhracatçı Birliklerinden Temmuz Ayında 1 Milyar 541 Milyon Dolarlık İhracat

E Satınalma Yazılımı Haber Ege İhracatçı Birliklerinden Temmuz Ayında 1 Milyar 541 Milyon Dolarlık İhracat

Ege İhracatçı Birliklerinden Temmuz Ayında 1 Milyar 541 Milyon Dolarlık İhracat

E Satınalma Yazılımı Haber Ege İhracatçı Birliklerinden Temmuz Ayında 1 Milyar 541 Milyon Dolarlık İhracatEge İhracatçı Birlikleri (EİB) temmuz ayında yüzde 6’lık artışla 1 milyar 541 milyon 896 bin dolarlık ihracata imza attı. EİB’nin 2023 yılı temmuz ayı ihracatı 1 milyar 458 milyon 915 bin dolar olmuştu.

Temmuz ayında Türkiye’nin ihracatı ise; yüzde 13,8’lik artışla 19,8 milyar dolardan 22,5 milyar dolara yükseldi.

EİB’nin ihracatı 2024 yılı ocak-temmuz döneminde yüzde 1’lik azalışla 10 milyar 554 milyon dolar olurken, son 1 yıllık ihracatı 18 milyar 150 milyon dolar olarak kayıt altına alındı.

Ege İhracatçı Birlikleri’nde sanayi sektörleri yüzde 6’lık artışla 825,8 milyon dolarlık bir ihracat rakamına ulaşırken, tarım ürünleri ihracatı yüzde 4’lük artışla 584 milyon dolardan 605 milyon dolara ilerledi. 2024 yılının ihracat artış rekortmeni olan madencilik sektörü temmuz ayında da ihracatta yüzde 19’luk gelişim gösterdi ve 111 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

EİB’de 10 ihracatçı birliği ihracatını artırdı

Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 12 ihracatçı birliğinin 10 tanesi ihracatını artırmayı başarırken, 2 ihracatçı birliği 2023 yılı temmuz ayı performansının gerisinde kaldı.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği 190 milyon 447 bin dolarlık ihracat seviyesiyle EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında liderliğini korurken, 2023 yılı temmuz ayına göre ihracatta yüzde 1’lik artış gösterdi.

Hazırgiyim İkinciliğe Yükseldi

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, temmuz ayında ihracatını yüzde 21’lik artışla 116,5 milyon dolardan 140,6 milyon dolara çıkardı ve uzun zaman sonra EİB bünyesinde en çok ihracat yapan ikinci birlik konumuna yükseldi.

Su ürünleri ihracatında Türkiye lideri olan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği temmuz ayında ihracatını yüzde 2’lik ilerlemeyle 129 milyon dolara taşıdı ve zirvenin üçüncü basamağında yerini aldı.

Ege Maden İhracatçıları Birliği yüzde 19’luk artış hızı yakalarken temmuz ayında ihracatını 93 milyon dolardan 111 milyon dolara taşıdı.

Ege Bölgesi’nin lezzetlerini dünyanın dört bir tarafına taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri olarak ulaştıran Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, temmuz ayında 107 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı ve EİB çatısı altında 100 milyon dolar barajını geçen beş ihracatçı birliğinden biri oldu.

Türkiye’deki tüm tütün ve tütün mamulleri ihracatçılarını çatısı altında buluşturan Ege Tütün İhracatçıları Birliği temmuz ayında ihracatını yüzde 6 geliştirdi ve 90,4 milyon dolar ihracatı hanesine yazdırdı.

Temmuz ayında ihracatını yüzde 6 artıran Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 82 milyon 150 bin dolarlık ihracat başarısı gösterdi.

Temmuz ayında, Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde en başarılı olan ihracatçı birliklerinden birisi de Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği oldu. EMKOÜİB ihracatta yüzde 18’lik sıçramayla 65 milyon dolardan 76,8 milyon dolara yükseldi.

Kuru meyve ihracatında Türkiye’nin ihracatının yüzde 60’ını tek başına gerçekleştiren ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, temmuz ayında ihracatını yüzde 3 geliştirdi ve 65 milyon dolara çıkardı.

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği temmuz ayını 53 milyon dolarlık ihracat rakamıyla geride bırakırken, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği hanesine 32,2 milyon dolarlık ihracat yazdırdı.

Emek yoğun sektörler arasında yer alan ve 2024 yılının ilk yarısında ihracatta yüzde 16’lık gerileme yaşayan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği temmuz ayında ihracatta yüzde 9’luk gelişim göstererek 17,2 milyon dolar ihracat seviyesine ulaştı.

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde ihracatçı birliği olmayan sektörler arasında kimya sektörü 164,5 milyon dolarlık ihracata imza atarken, otomotiv endüstrisi 83,3 milyon dolar, elektrik-elektronik sektörü 60 milyon dolar, iklimlendirme sektörü 56 milyon dolar, makine sektörü 42 milyon dolar döviz getirisi sağladı.

Ege Bölgesi’nin İhracatı 2 Milyar 554 Milyon Dolar 

Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre temmuz ayında Ege Bölgesi 2 milyar 554 milyon dolarlık ihracata imza attı. Ege Bölgesi 2023 yılı temmuz ayında 2 milyar 329 milyon dolar olan ihracatını yüzde 5 artırmayı başardı.

İzmir, 1 milyar 402 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi ihracatının yüzde 55’ini tek başına gerçekleştirirken, İzmir’deki iki serbest bölge İzmir’in temmuz ayı ihracatına 266 milyon dolar katkı sağladı. Ege Bölgesi’nde ikinci sırada 428,6 milyon dolarlık ihracatla Manisa yer aldı.

Denizli, 352 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırırken, Muğla 91 milyon dolarlık, Balıkesir 81 milyon dolarlık ihracat performansı gösterdi.

Temmuz ayını Aydın 72,3 milyon dolarlık ihracatla geride bırakırken, Kütahya 38 milyon dolar dövizi hanesine yazdırdı. Afyonkarahisar’ın ihracatı 28,5 milyon dolar olurken, Uşak 26,3 milyon dolarlık ihracatla temmuz ayını geride bıraktı.

Eskinazi: “Temmuz ayındaki grafiğin sürdürülebilir olması önemli”

Temmuz ayında Türkiye genelinde ve Ege İhracatçı Birlikleri bazında ihracat rakamlarının umut verici olduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, temmuz ayındaki yukarı yönlü ihracat rakamlarının sürdürülebilir olmasının önemli olduğunu, bunun için döviz kurlarının enflasyon rakamlarına yakın bir seyir izlemesi gerektiğini belirtti.

Ege İhracatçı Birlikleri’nin son 1 yıllık ihracatının halen yüzde 1 seviyesinde geride olduğuna dikkati çeken Eskinazi, “TİM Başkanımız Mustafa Gültepe’nin de ifade ettiği gibi Türkiye’de üretim maliyetleri Asya’daki rakiplerimizden yüzde 40-50 daha yüksek. Avrupa’daki bazı ülkelerden yüzde 15-20 yukarıda kalıyoruz. Emek yoğun sektörlerimiz başta olmak üzere pekçok sektörümüz fiyat tutturamıyor. Rekabetçiliğimiz sürekli geriliyor. Toplumda istihdamı, refahı ve sosyal barışı koruyabilmemiz için ihracat hedeflerimizi tutturmamız gerekiyor. Bunun içinde ihracatçıya nefes aldıracak adımların atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Almanya, ABD ve İngiltere İlk Üç Ülke

Ege İhracatçı Birlikleri’nin temmuz ayında ihracat yaptığı ülkeler irdelendiğinde Almanya 154,5 milyon dolarlık ihracatla zirvedeki yerini korudu. EİB’den Almanya’ya yapılan ihracat temmuz ayında yüzde 4 artış gösterdi.

E Satınalma Yazılımı Haber Ege İhracatçı Birliklerinden Temmuz Ayında 1 Milyar 541 Milyon Dolarlık İhracatZirvenin ikinci sırasında yer alan Amerika Birleşik Devletleri’ne EİB’nin ihracatı yüzde 28,5’luk artışla 110 milyon dolardan 141,4 milyon dolara çıktı. EİB’li ihracatçılar İngiltere’ye ihracatlarını yüzde 19,4’lük artışla 75 milyon dolardan 90 milyon dolara taşıdılar. Bu artışla İngiltere, İtalya ve İspanya’yı geride bırakarak üçüncü sıraya yükseldi.

Samsung Electronics 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Samsung Electronics 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Samsung Electronics 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Samsung Electronics 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu YayınladıSamsung Electronics, Samsung’un çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) stratejilerinin yanında, sürdürülebilirlik alanında kaydettiği önemli ilerlemeleri içeren Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Şirketin öncelik değerlendirme sonuçlarını da içeren raporda, Cihaz Deneyimi (DX) biriminin yenilenebilir enerji dönüşümünde kaydettiği aşamalarla ulaştığı %93,4’lük yenilenebilir enerji oranının yanı sıra kadın istihdam oranını artırma yönündeki taahhütleri ve engelli bireylere yönelik istihdam çalışmaları dikkat çekiyor. 

Samsung Electronics, kurumsal faaliyetlerinin dış çevre üzerindeki etkilerini ve şirketi etkileyen dışsal faktörleri göz önünde bulunduran sürdürülebilir yönetim odaklı öncelik değerlendirme sonuçlarını yayınladığı raporlarla açıklamaya devam ediyor. Samsung’un bu yıl haziran ayı sonunda açıkladığı 2024 yılı Sürdürülebilirlik Raporunun özeti aşağıdaki gibi:

[Çevre]

İklim Değişikliği ve Enerji │ Kaynak Döngüselliği ve Atıklar │ Su

Samsung, 2022 yılının eylül ayında 2050 yılına kadar net sıfır Kapsam 1,2 emisyona ulaşma, döngüsel ekonomiye katkıda bulunan kaynak döngüselliğini en üst düzeye çıkarma ve teknolojik yenilik yoluyla çevresel zorlukların üstesinden gelme hedeflerini içeren Yeni Çevre Stratejisini açıklamıştı.

Samsung’un Cihaz Deneyimi (DX) Birimi 2030 yılına kadar net sıfır Kapsam 1,2 emisyona ulaşmayı hedefliyor. DX birimi 2023 sonu itibariyle %93,4 yenilenebilir enerji dönüşümüne ulaşırken, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Güney Kore, Çin, Brezilya, Hindistan ve Vietnam’daki büyük ölçekli küresel üretim tesislerinde uygulanan %100 yenilenebilir enerji kullanımının açıklanan bu orana katkı sunduğu belirtiliyor.

Samsung’un oluşturduğu Kaynak Döngüselliği Yol Haritası doğrultusunda, geçtiğimiz yıl satın alınan plastik parçaların %25’ine geri dönüştürülmüş reçine entegre edildi. Ayrıca DX Birimi de elektronik atık (e-atık) geri kazanım ve geri dönüşüm programlarının kapsamını 2023 sonu itibariyle 70’ten fazla ülkeyi içerecek şekilde genişletti.

Samsung’un Cihaz Çözümleri (DS) Birimi, 2050 yılına kadar Kapsam 1,2 emisyonlarda net sıfıra ulaşılması hedefiyle, 2023 yılında yeni proses gazı arıtma tesislerini (rejeneratif katalitik sistemler, RCS) kurarak, sıvı doğal gaz (LNG) atık ısı geri kazanım sistemlerinin kullanımını artırdı. Çeşitli azaltım faaliyetlerinin bir sonucu olarak, DS Biriminin Kapsam 1,2 emisyonları ise 2023 yılında 2022 yılına kıyasla %11,6 oranında azaltıldı. Ayrıca DS Birimi, Kore’de 60 megavatlık bir güneş enerjisi santralinden yenilenebilir enerji tedarik edilmesi için enerji satın alma anlaşmaları (PPA) imzalayarak yenilenebilir enerji kullanımını da yaygınlaştırdı.

Su yönetim sistemlerinin üstün başarısını kanıtlayan Samsung, Kore’deki Giheung, Hwaseong ve Pyeongtaek tesisleri ile Çin’deki Xi’an tesisi için Alliance for Water Stewardship’ten (AWS) en yüksek seviye olan Platin sertifikasını aldı. Ayrıca Samsung, atık üretimini azaltmaya devam ederken; Güney Kore Çevre Bakanlığı’ndan aldığı kaynak döngüselliği sertifikalarının sayısını da artırarak Mart 2024 itibariyle dokuz yeni kategoride daha sertifika almaya hak kazandı.

[Sosyal ve Yönetişim]

Çalışanlar │ Tedarik Zinciri │ Bilgi Güvenliği ve Koruma │ Ürün Kalitesi ve Güvenliği │ İş Davranışları

Samsung, bir yandan yöneticileri ve çalışanları için güçlü bir kurum kültürü oluşturmaya çalışırken diğer yandan insan haklarını korumaya ve çalışma ortamlarını iyileştirmeye devam ediyor. Samsung’un Küresel İnsan Hakları İlkeleri uyarınca, alınan şikayetlerin adil ve tutarlı bir şekilde ele alınmasını sağlamak için Nisan 2024’te Küresel Şikayet Çözüm Politikası yürürlüğe girdi. Çalışan kadın oranını artırmayı hedefleyen Samsung, 2030 yılına kadar kadın yönetici sayısını 2022 yılına kıyasla iki katından fazla artırmayı planlıyor.

Engelli çalışanlara yönelik desteğini sürdüren Samsung, 2023 yılında gelişimsel engelleri olan bireyler için sürdürülebilir işler yaratmak amacıyla “Stellar Forest” adında bir yan kuruluş standart işyeri açtı. Samsung çalışanlarına unlu mamuller tedarik eden bir üretim tesisi olarak kurulan Stellar Forest, engellilere yönelik daha fazla istihdam olanağı yaratmak amacıyla farklı sektörlerde de faaliyet göstermeyi planlıyor.

Samsung, tedarik zinciri yönetiminin kapsamını kademeli olarak ikinci kademe ve imalatçı olmayan tedarikçilerini de içerecek şekilde genişletiyor. 2023 yılında ikinci kademe tedarikçilerini belirlemek amacıyla üçüncü taraf denetimlerini de başlatan Samsung; halihazırda uyguladığı Tedarikçi Davranış Kurallarının kapsamını üretim tedarikçilerinden Samsung’a ürün ve hizmet sağlayan tüm tedarikçilerini içine alacak şekilde genişletti.

Samsung ayrıca, güvenlik platformu Samsung Knox’un sağladığı koruma kapsamını akıllı telefonların yanı sıra akıllı TV ve akıllı ev aletlerini de kapsayacak şekilde artırdı. Galaxy mobil cihazlarının düzenli güvenlik güncellemelerini yapan Samsung, güvenlik güncellemeleri için destek süresini Ocak 2024’ten itibaren yedi yıla kadar uzattı.

Samsung, kurumsal çatısı altında kişisel bilgilerin korunmasına, ürün kalitesine, müşteri güvenliğine, uyumluluğa ve etik yönetime de öncelik veriyor.

Samsung, Sürdürülebilirlik web sitesi aracılığıyla ilgili bilgileri şeffaf ve verimli bir şekilde kamuoyuna duyuruyor. Ayrıca şirket, forumlar, anketler ve yerinde ziyaretler aracılığıyla paydaşlarıyla aktif bir iletişim kuruyor.

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Samsung Electronics 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu YayınladıFinansal olmayan bilgi açıklamalarının ve diğer global trendlerin yaygınlaşmasıyla birlikte Samsung, bu yılki raporunda stratejilerini, uygulama faaliyetlerini ve başlıca sürdürülebilir yönetim konularının mevcut durumunu aslına sadık bir şekilde ortaya koyuyor.

Samsung Electronics 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nun tamamı buradan indirilebilir.

 

Yatay Eğitim Kataloğu

Şirketiniz ihtiyacı olan;
– Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi (2 gün) veya
– Yeşil Satınalma ve Kaynak Yönetimi Eğitimi (1 Gün) için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a talebinizi iletebilirsiniz.

Artan Sıcaklıklar Bozulabilir Ürün Taşımacılığını Zorunlu Hale Getiriyor

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Artan Sıcaklıklar Bozulabilir ürün Taşımacılığını Zorunlu Hale Getiriyor

Artan Sıcaklıklar Bozulabilir Ürün Taşımacılığını Zorunlu Hale Getiriyor

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Artan Sıcaklıklar Bozulabilir ürün Taşımacılığını Zorunlu Hale Getiriyorİklim değişikliği ve artan sıcaklıklar, global lojistik ve tedarik zinciri sektörlerinde önemli değişiklikler yaratıyor. Özellikle bozulabilir ürünlerin taşınması bu değişikliklerden en çok etkilenen alanların başında geliyor. Sıcaklıkların yükselmesiyle birlikte taze gıda, ilaç ve diğer bozulabilir ürünlerin güvenli bir şekilde tüketiciye ulaştırılmasının önemini ifade eden Globelink Ünimar İcra Kurulu Başkanı Fatih Baş, konuyla ilgili görüşlerini aktardı.

İklim değişikliği ve buna bağlı olarak artan sıcaklıklar, dünya genelindeki birçok sektörü etkiliyor. Ancak özellikle bozulabilir ürün taşımacılığı, bu değişikliklerden en çok etkilenen alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Gıda ürünleri, ilaçlar, bitkiler ve diğer hassas ürünler belirli sıcaklık aralıklarında muhafaza edilmezlerse hızla bozulabiliyor. Bu da lojistik sektörünü, sıcaklık kontrolü konusunda daha dikkatli ve yenilikçi çözümler geliştirmeye yöneltiyor.

Denizyolu ve havayolu taşımacılığı başta olmak üzere entegre lojistik hizmetleri sunan ve hassas ürünlerin lojistiği için bozulabilir ürün taşımacılığı hizmetlerini sürdürdüklerini ifade eden Fatih Baş, “Soğuk zincir, bozulabilir ürünlerin lojistiğinde oldukça kritik bir öneme sahip. Hassas ürünlerin tazeliğini koruyarak varış noktasına ulaşmasını sağlamak ancak bu yöntemle mümkün olabiliyor. Sıcaklık kontrolü sağlanamadığında ürünlerin bozulma riski artıyor ve bu durum hem ekonomik kayıplara hem de tüketici sağlığını tehdit eden sorunlara yol açabiliyor.’’

Sürdürülebilirlik ve Çevre Faktörü Ön Plana Çıkıyor

Bozulabilir ürün taşımacılığının çevreye olan etkilerine dikkat çeken Fatih Baş, şunları söyledi: “Soğuk zincir ve bozulabilir ürün taşımacılığı bizlerin de önem verdiği konuların başında geliyor. Lojistiğin en ciddi ve hassas operasyonlarından biri olan bozulabilir kargo alanında, koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışımızla hizmet veriyoruz. Bu operasyonlara dedike uzman personelimizle 7/24 hizmet sunarak, bozulabilir kargo ürünlerinin gerekli ısı aralık zincirini koruyarak teslim alınmasından yüklenmesine, depolanmasından istenilen her varış limanına gönderilmesine ve varış noktasındaki teslimatına kadar gerekli tüm süreçleri titizlikle gerçekleştiriyoruz. Bu şekilde, müşterilerimizin ürünlerini güvenle ve tazelikle ulaştırmalarını sağlıyoruz. Ayrıca, dünya genelinde bozulabilir ürün taşımacılığının üst sınırlarını belirlemek ve tedarik zinciri çözümlerini geliştirmek amacıyla kurulan Perishable Logistics Network’ün (PLN) kurucu üyeleri arasında yer alıyoruz.

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Artan Sıcaklıklar Bozulabilir ürün Taşımacılığını Zorunlu Hale GetiriyorÖte yandan, bozulabilir ürün taşımacılığında sürdürülebilirlik ve çevre faktörü de ön plana çıkıyor. Enerji verimli soğutma sistemleri ve alternatif enerji kaynaklarının kullanımı çevresel sürdürülebilirliği desteklemek için kritik adımlar arasında yer alıyor.’’

İş Gücü Piyasası: Teknik Personel Maaşları Yükselişte; Memur Maaşını Solladı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber İş Gücü Piyasası Teknik Personel Maaşları Yükselişte; Memur Maaşını Solladı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber İş Gücü Piyasası Teknik Personel Maaşları Yükselişte; Memur Maaşını SolladıTeknik personel maaşları gökyüzüne fırlarken, temizlik personeli bulma sorunları her geçen gün derinleşiyor. Haziran ayında İŞKUR aracılığıyla işe yerleştirilen 109 bin kişinin çoğunluğu erkek ve kadın iş gücüne katkıda bulunurken, imalat sanayindeki dev iş açığı dikkat çekiyor. Ancak, temizlik sektöründe maaşlar asgari ücretin üzerinde kalsa da, çalışan bulma sıkıntısı hala çözülmüş değil. İşletmelere Tesis Yönetim Hizmeti veren Allservice’in Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akyüz, “Maaşların düşüklüğü nedeniyle temizlik personeli bulmakta zorlanıyoruz, ancak teknik personellerde maaşlar 65 bin TL’ye kadar çıkıyor” dedi.

Türkiye’nin iş gücü piyasası, maaşlar ve iş gücü taleplerindeki büyük değişimlerle sarsılıyor. Son dönemde teknik personel maaşları adeta patlama yaparken, temizlik personeli bulma sıkıntısı çığırından çıkmış durumda. İŞKUR verilerine göre, haziran ayında 109 bin kişi iş gücüne katılırken, en yüksek iş açığı imalat sanayinde yaşandı. Ancak, temizlik sektörü eleman bulmakta yaşadığı zorluklar nedeniyle sıkıntı içinde; öte yandan, teknik personel maaşları kamu sektöründeki memur maaşlarını geçerek dikkat çekti. İşletmelerin maaş politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiği bu ortamda, iş gücü piyasasında yaşanan bu dikkat çekici dengesizlikler ekonomik geleceği de şekillendiriyor.

Temizlik Personeli Bulmak Zorlaştı

Ebru Akyüzİşletmelere Tesis Yönetim Hizmetleri veren  Allservice’in Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akyüz, teknik eleman maaşlarının memur maaşlarıyla yarıştığını söyledi. En büyük istihdam açığının temizlik personeli olduğuna dikkat çeken Ebru Akyüz, bunun sebeplerini ise şu şekilde açıklıyor;  “Türkiye genelinde temizlik personeli pozisyonlarına olan ilgi azalırken, şirketler maaş politikalarını gözden geçiriyor. Son dönemde Türkiye’de temizlik personeli pozisyonlarına olan talebin azalması, sektördeki eleman açığını derinleştiriyor. Tesis yönetim hizmetleri şirketleri, asgari ücretin üzerinde maaş teklifleriyle dikkat çekse de, ekonomik koşullar ve alternatif iş olanakları, temizlik personeli bulma ve elde tutma konusunda zorluklar yaşanmasına neden oluyor. Şirketlerin çoğu, temizlik personeli için net 22 bin TL ile 27 bin TL arasında değişen maaşlar öneriyor. Ancak, bu maaşlar, ülke genelindeki asgari ücretin biraz üzerinde olduğu için, işe olan ilgiyi artırmakta yeterli olmuyor. Ekonomik belirsizlikler ve yüksek enflasyon da çalışanların maaş beklentilerini etkileyerek, temizlik personeli açığının artmasına katkı sağlıyor.”

Teknik Personel Maaşları 65 Bin TL’ye Çıktı

Teknik personellerde ise durum farklı, tesisatçı, elektrik teknisyeni, mekanikçi gibi alanlarda teknik personellerin maaşları memur maaşlarını geçmiş durumda. Sektörde teknik personel maaşlarının 55 bin liradan başladığını söyleyen Allservice Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akyüz, “Teknik personel için önerilen maaşlar net 55 bin TL ile 65 bin TL arasında değişirken, bu rakamlar kamu sektöründe çalışan birçok memurun maaşlarını geçmiş durumda. Burada maaşların yüksekliği bu pozisyonlara olan ilgiyi artırıyor. Ancak yine de sektörün bu alanda eleman bulmakta zorlandığını söylemek yanlış olmaz” dedi.

Maaş Politikaları Gözden Geçirilmeli

Tesis yönetim hizmetleri şirketleri, eleman açığını azaltmak için çeşitli çözüm önerileri üzerinde çalıştığını söyleyen Ebru Akyüz, “Bunlar arasında maaş politikalarının gözden geçirilmesi, ekonomik desteklerin sağlanması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi yer alıyor. Özellikle maaşların asgari ücretin üzerine çıkarılması, şirketlerin bu pozisyonları daha cazip hale getirmesine yardımcı olabilir. Günlük yevmiye işlerinin, temizlik personeli pozisyonlarına göre daha yüksek gelir sağladığı belirtiliyor. Bu durum, temizlik personeli için rekabetçi maaş tekliflerinin önemini vurguluyor. Şirketler, alternatif iş olanaklarını değerlendirerek maaş ve yan haklar konusunda yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeye çalışıyor.

Turizm ve Gastronomi Üzerine: Mutfaklarda Değişim

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Turizm Ve Gastronomi üzerine Mutfaklarda Değişim

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Turizm Ve Gastronomi üzerine Mutfaklarda DeğişimAli Rıza DÖLKELEŞ (Mutfak Yöneticisi – Food Editor)

Limak Cyprus Deluxe Hotel (www.chefard.com)

Turizm ve Gastronomi Üzerine: Mutfaklarda Değişim

Stil ve Karizma

Son yıllarda gelişen ve renklenen otel konseptleri ile birlikte, otel yapılarında olduğu gibi bu şekillenme mutfaklarımıza da yansımıştır. Bu yansımalar büfelerde, mutfak donanımların da, gözle görülür şekilde radikal bir biçimde yerini almıştır. Bu değişime ayak uyduran biz şefler de başta kıyafetlerimizde olmak ile beraber vizyon ve misyonda aynı değişimi göstermiştir. Eski yıllardaki mutfak üniformalarına ve şef yapılarına baktığımız da kıyafetler renklendi, önlüklerde logolar yazılar tam anlamı ile moda furyası. Bunun ile beraber şeflerimizde kendilerine özgü saçı, sakalı ile bir sitil yapmakta, benim diyen mankenlere taş çıkaracak şekilde yapmış olduğu yenilikçi fusion, moleküler, minimaliz sunumları ile mutfağına duruşu ile tarzı ve tavrı ile ayak uyduruyor. Tapuları kırıyor. Her yerde olduğu gibi başarıyı, yeniliği her yönü ile gerek görsel, gerek tatsal olarak yansıtmak göstermek gerekir.

Otel Personeli

Otel içerisindeki hizmeti veren her bir birey bu bilinç ile yaptığı işe baktığında misafir memnuniyeti kaçınılmaz olacaktır. Otelin mimarisi ne kadar güzel olur ise olsun, buna gelen misafir tatilinin ilk iki günü dikkat eder, istediğiniz kadar tesisi altın ile kaplayın misafirin ilgisi iki günü geçmez, oda temizliği standart olarak temizlenir.

Siz gelen misafirinizi yemeğiniz ile servisiniz ile bunun yanı sıra güler yüz ile sunmadığınız da bu misafiri mutlu edemezsiniz ve bir daha bu misafir bu tesisi tercih etmeyecek hatta reklamasyon yapacaktır. Otellerimizde açılan özel temalı restoranlarda bunun bir göstergesidir. Daha düne kadar her şey dâhil konsepti içerisinde bir tek ana restorandan hizmet verir iken şuan gelinen nokta da ise yedi, sekiz hatta on dört adet özel restoranları olan tesislerimiz mevcut.

Burada ki ana tema misafiri mutlu etmek farklı mutfaklar ile tanıştırmak. Tatili süresince farklı duygular farklı lezzetler sunmak orijinalini bozmadan. Bunun doğrultusunda bu misafiri tekrar aynı tesise çekmek hatta yanında arkadaşları ile birlikte getirmek.

Bu zor mu hayır değil. Bunu yapan başaran çok tesis var. Hatta tesise gelemeden aşçının yani,  Şefin devam edip etmediğini sorarak tatiline yön veren misafirler çok fazla.

Bunun doğruluğunu çözen tesislerin başarıları aşikârdır. Bu tesislerin personel politikası, doluluk oranları, fiyat olarak satış politikaları verdikleri hizmet gibi yapmış oldukları işletmecilikte kaliteyi yakalamışlar ve üzerine koymaktadırlar. Bütün Turizmcilere Kaliteden kopmamak ve iyi bir sezon geçirmeleri dileğim ile kolay gelsin.

Sevdiğim Sözler

Unutmayın öldüğünüz zaman, yapılacak işler listeniz hala dolu olacaktır…

 Unutmayın ki öldüğünüz zaman hala listenizde tamamlanmamış işler olacak ve bu işler sizin yerinize başka birileri yapacaktır…

O halde artık, yaşamınızın değerli anlarını sonradan pişman olacağınız biçimde harcamayın.

‘’Okumak için vakit ayırdığınızdan dolayı, teşekkür ederim.

Damak Tadınızdan ‘’ Bir Tutam Lezzet ‘’ eksik olmasın

Unutmayalım. Güzel lezzetler, Nazik Dokunuşlarla Başlar…’’

Sevgi ve saygılarım ile kalın.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Turizm Ve Gastronomi üzerine Mutfaklarda DeğişimAli Rıza DÖLKELEŞ

Mutfak Yöneticisi – Food Editor

Limak Cyprus Deluxe Hotel

www.chefard.com

 

Alüminyum Palet mi Ahşap Palet mi?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Alüminyum Palet Mi Ahşap Palet Mi

Alüminyum Palet mi Ahşap Palet mi?

Cavit SOYSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Alüminyum Palet Mi Ahşap Palet Mi

“Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur”

Hayaller tesadüfleri, Tesadüfler fırsatları, Fırsatlar hayalleri gerçekleştirir. Hayallerin olmadığı bir zihin yapısı hayal edebilir misiniz? İnsanoğluna verilmiş en büyük donanımın hayal gücü olduğunu düşünüyorum, Kalıplaşmış bir söz vardır “Her şey hayalle başlar”

Albert Einstein’ın dediği gibi “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Bilgi sınırlıdır. Hayal gücü dünyayı kuşatır. Zekânın gerçek işareti bilgi değil, hayal gücüdür.” İlk insandan bugüne her yenilik, her icat bir hayalin veya farkındalığı olan birinin tesadüfü fark etmesiyle bulunmuştur. Tekerleğin icadı, elektriğin icadı, telefonun icadı gibi birçok örnek verilebilir.

Hayal gücü yalnız olmayan bir şeyi keşfetmek için değil aynı zamanda var olan Bir şeyi geliştirmek içinde en büyük güçtür. İcatlar bulunduktan sonra her geçen gün geliştirilerek günümüze kadar gelmiştir, 1752 senesinde Benjamin Franklin yapmış olduğu deney sonucunda keşfedilmiş elektrik ile günümüzde kullanılan elektrik arasındaki fark veya 1876’da Alexander Graham Bell tarafından icat edilen telefon ile günümüzde kullanılan telefon arasında fark sürekli düşünen ve geliştiren zihinlerin eseridir. İnsanlık tarihi varlığını hayalleri olan insanlara borçludur, Her yenilik bir hayal ürünüdür.

Peki, yeniliklerin önündeki en büyük engel nedir? Yeniliklerin önündeki en büyük engel tabii ki önyargılardır. Yine Albert Einstein’ın dediği gibi

“Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur”

Buluşların ve yeniliklerin başarısı mucitlerinin başarısı olduğu kadar inanan, anlayan, mukayese ve kabul eden kurum ve kişilerinden de başarısıdır. Hayatımızın her evresinde heves kaçıran önyargılı insanlarla karşılaşırız, Kimi zaman bu kişi ebeveyn, kimi zaman eşimiz, kimi zaman amirlerimiz, kimi zaman ise en samimi arkadaşımız olabilir. Önyargılı insanlar yeniliklerin önündeki en büyük barikatlardır, Önyargıları yıkın, hayallerinize odaklanın, vazgeçmeyin ve en önemlisi sizi keşfedecek kitleye sesinizi duyurun.

Şimdi size başımdan geçen ve hâlâ devam eden yenilikçi bir girişimimden bahsetmek istiyorum. Yaklaşık 20 yıllık endüstri geçmişimin olmasının vermiş olduğu tecrübe ile farkındalığın etkisi aynı zamanda sürekli düşünen ve yeniliğe açık bir yapım olmasından dolayı, Endüstride kullanılan gereçlerin eksiklerini analiz etmeye, geliştirmeye veya ihtiyaçlara cevap verecek yeni ürünler tasarlamaya çalışıyorum.

Bulunduğum şehir endüstrinin kalbi niteliğinde sayılan birçok büyük kuruluş ve organize sanayi bölgelerinin bulunduğu bir sanayi şehri, Yaklaşık 1 yıl önce bir durum dikkatimi çekti. Dikkatimi çeken şey ahşap palet dağlarıydı, Dağları diyorum çünkü gerçekten her yerde dağ gibi çürümeyi bekleyen ahşap palet yığınları görmeye başladım, Odaklanınca bu ahşap palet dağlarını her yerde gözüme batmaya başladı. Bu benim için artık bir çözülmesi gereken sorun olmaya başladı. Kendime bununla ilgili sorular yöneltmeye başladım.

Soru: Neden ahşap palet kullanımı bu kadar yaygın?

Cevap: Kolay ulaşılabilen ve ekonomik bir ürün olması.

Peki, bu fayda bu sorunu kabul etmek için yeterli mi? Absürt bir örnek vermek gerekirse, ilk yapılan tekerlek taştan yapılmıştı ve taşta kolay ulaşılabilen ve ekonomik bir üründü ama kullanışlı değildi, geliştirildi ve şimdiki formuna ulaştı hatta daha da geliştirilecek.

Sorun hâlâ aynı sıcaklığında zihnimde duruyor. Çünkü ahşap paletlerin avantajından çok dezavantajları var,

Gelin birkaç dezavantajını sıralayalım.

1) Ahşap paletler tek kaynağı ağaçlardır,1 ahşap palet yaklaşık 45,234 dm3 keresteden meydana geliyor ve bir çam ağacından ortalama 1,2717 metreküp kereste çıkıyor, Yani bir çam ağacından yaklaşık 28 ahşap palet üretilmekte, bunu doğaya verilen ciddi bir zarar olarak değerlendiriyorum. Çünkü günün sonunda ağaç paletlerin tek kaynağı ağaçlar ve ahşap paletler sonsuz bir geri dönüşüm içinde olamazlar.

2) Ahşap paletlerin açık alanlarda stoklanması hava koşullarından dolayı pek mümkün değil, Ahşap paletler için ekstra depolama alanları inşa ediliyor, Bu da tesis kurulum maliyetlerini yükseltirken aynı zamanda üretim alanlarının kaybına sebep oluyor.

3) Ahşap paletler kırılgan yapıda olmalarından dolayı iş kazalarına ve ürünlerin zarar görmesine sebep olmaktadır.

4) Ahşap paletler yanıcı bir yapıda olmalarından dolayı depolarda ekstradan risk oluşturmaktadır.

5) Ahşap paletler talaş çıkararak raf aralarında ve ürün üzerinde istenmeyen talaş ve kıymıkların varlığına yol açmaktadır.

6) Kontaminasyona bulaşmış ahşap paletler yıkanamaz ve temizlenemezler bu sebepten bertaraf edilmeleri gerekmektedir.

Eminim en az 3 dezavantajda siz bulursunuz.

Ahşap Ve Aliminyum Paket

Durum böyleyken daha avantajlı bir materyalden palet yapmak gerekmez mi?

Plastik olarak yapılmış paletler hâlihazırda yaygın olarak kullanılıyor fakat plastik paletlerinde yanıcı ve kırılgan bir yapısı var ve tamiri mümkün değil. Ben bir metal imalatçısı olarak neden metalden yapılmasın diye düşündüm, Daha önce metalden

yapılmış paletler görmüştüm fakat onlarda günü kurtarmak amaçlı yapılmış piyasada bulunan standart profillerden üretilmiş paletlerdi, Bu metal paletler ahşap paletlerden çok daha ağır ve maliyetli paletler olduğu için tercih piyasada rağbet görmemişlerdi.

Bu palet işi üzerinde ciddi çalışmalar yaparak alüminyum malzemeden farklı tasarımlar ve özel profil kesitleri geliştirerek ahşap paletlerden daha hafif, daha dirençli ve sonsuz geri dönüşüm döngüsüne uygun paletler üretmeyi başardım.

Biraz da Alüminyum Paleti inceleyelim. Avantaj ve dezavantajlarıyla.

Alüminyum diğer metallerden daha hafif, esnek ve işlenmesi kolay olduğu için endüstride birçok alanda kullanılmaktadır, Bu özeliklere sahip bir materyalden neden palet yapılmasın ki. Bu materyalin tek dezavantajı ahşaptan daha maliyetli olması ama döngüde kısa süre içinde kendini amorti edecek olması bu dezavantajı oltadan kaldırıyor.

1 alüminyum palet 6 ahşap palet maliyetinde ama geri dönüşümde 1 alüminyum palet hurdası 2 ahşap palet satın almakta, Bu maliyet hesabını herkes yapabilir. Günün sonunda 1 alüminyum palet kullanımı 4 ahşap palet maliyetine denk gelmektedir. Kullanım ömrü olarak 1 alüminyum palet yaklaşık 60 yüklemede geri dönüşüme giderken, Ahşap paletler ortalama 5 kullanımda geri dönüşüme gidiyor.

Ahşap Ve Aliminyum Palet Iki

Alüminyum paletin avantajlarına bakalım.

1) Her türlü hava koşullarına uygundur, Sıcak fırın önü, soğuk hava deposu, Islak alan vb.

2) Kontaminasyona uğramış palet buhar veya tazyikli su ile yıkanabilir, Bakteri üretmez, Dezenfekte edilebilir.

3) Hafif dara ağırlığı ile araçlılarda ekstra yük yükleme olanağı sunar.

4) Yangın riski yoktur, kıvılcım çıkartmaz.

5) %100 geri dönüşümlüdür.

6) Kırılgan bir yapıda olmadığı için iş kazalarına yol açmaz ve ürünlere zarar vermez.

Alüminyum paletler hangi sektörler için uygun?

1) İlaç sektörü; Hijyenin ön planda tutulduğu ilaç üretiminde, pürüzsüz ve gözeneksiz yapısı itibarı ile Alüminyum paletler ilaç sektörünün beklentilerini tam anlamıyla karşılamaktadır.

2) Otomotiv sektörü; Ağır ve sıcak işlerin yoğun olduğu, Üretim hatları arasında ürün trafiğinin paletlerle sağlandığı otomotiv sektöründe hafif ve güçlü yapısı ile üretime destek olurken aynı zamanda teker donanımı, kafesli palet gibi ilaveler yapılarak üretim hatları arasında verimliliği artırır. Depolamada sıfır kontaminasyon ve güvenli istif imkânı ile istenilen düzene yardımcı olur.

3) Tekstil sektörü; Üretim hatları arasında tekerlekli ve kafes donanımlı arabalı paletler ile üretimi destekler aynı zamanda Ağır kumaş toplarının depolarda istiflenmesi için ruloların kaymasını engelleyecek donanım ilave edilerek kumaşlar yıllarca güvenli bir şekilde muhafaza edilebilir, Bakteri, böcek ve koku üretmediği için tekstil sektöründe beklentileri karşılar.

4) Soğuk hava depoları; Alüminyumun sıcak ve soğuk geçişlerine olan direnci, koku üretmemesi, yıkanabilir olması ve güçlü yapısı nedeni ile soğuk hava depolarında beklentileri tam anlamı ile karşılar.

5) Palet kiralama ve tedarik zincirleri; Büyük palet stokları ile çalışan palet kiralama firmaları sürekli sirkülasyon halindeki ahşap paletleri uzun süre kullanamazlar, Ahşap paletler birkaç kullanımda kırılırlar bu durum hem taşıdıkları ürünlere zarar verir hem de sürekli yeni palet ihtiyacına yol açar. Uzun amortisman ömrüne sahip ve kare kod ile markalanmış alüminyum paletler, palet kiralama firmaları ve müşterilerinin beklentilerini kârlılıkla karşılar.

Durum böyle iken alüminyum paletler neden kullanılmasın?

İşte tamda bu noktada önyargılardan kurtulmak ve kalıplaşmış alışkanlıkları bir kenara bırakmak gerekiyor.

Önyargılarınızı yıkmaya hazır mısınız? Sizlerde bu yeniliğe bir destek vererek çevreye ve endüstriye katkıda bulunabilirsiniz.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Alüminyum Palet Mi Ahşap Palet MiYukarıdaki fikirlerin sahibi Şener KILIÇ Beye düşüncelerinden ve katkılarından dolayı teşekkür ederim.

Oldum olası işini severek yapan, düşünen, geliştiren, fikir ortaya koyup üretime dönüştüren insanlara hayran kalmışımdır.

Ahşap Ve Aliminyum Palet üç

Cavit SOY

Tedarik Zincirinde Siber Güvenlik İhlalleri

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Tedarik Zincirinde Siber Güvenlik İhlalleri

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Tedarik Zincirinde Siber Güvenlik İhlalleriGünümüzün dijital ortamında işletmeler, günlük operasyonları için üçüncü taraf yazılımlara büyük ölçüde güveniyor. Bu güven, giderek daha yaygın ve karmaşık hale gelen yazılım tedarik zinciri saldırılarında ise artışa yol açıyor. Verizon’un son Veri İhlali Araştırmaları Raporu’na (DBIR) göre, tedarik zincirindeki siber saldırılar %68 oranında arttı. Ayrıca, 2023’teki tüm ihlallerin yaklaşık %15’i üçüncü tarafları etkiledi. Bu da 2022’de bildirilen %9 rakamına kıyasla önemli bir artış olarak değerlendiriliyor. WatchGuard® Technologies’in Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, siber güvenlik ihlallerini azaltmak için 3 ipucu paylaşıyor. 

Günlük operasyonları için üçüncü taraf yazılımlara büyük ölçüde güvenen işletmeler giderek daha yaygın ve karmaşık hale gelen yazılım tedarik zinciri saldırıları ile karşı karşıya kalıyor. Verizon’un son Veri İhlali Araştırmaları Raporu’na (DBIR) göre %68 oranında artan güvenlik ihlalleri, yetkisiz erişim elde etmek ve sistemleri tehlikeye atmak için harici araçlardaki veya hizmetlerdeki güvenlik açıklarını kullanan siber saldırıların sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Buna ek olarak, 2023’teki tüm ihlallerin yaklaşık %15’i üçüncü tarafları etkilediği biliniyor, bu rakam 2022’de bildirilen %9’luk rakama kıyasla önemli bir artış anlamına geliyor. Harici hizmet sağlayıcıları işe alındığında, belirli hizmetler ve kullanıcılar şirket dışında yönetildiğinden kuruluşun bir parçası olmayan kişilerin sistemlerine erişim kazanması riski doğuyor.

Bu durum tedarik zincirinin bir parçasını oluşturan cihazlardaki ihlalleri ve potansiyel tehditleri tespit etme görevini zorlaştırıp, bu kanal üzerinden siber saldırı olasılığını artırıyor. Şirketlerin bir risk değerlendirmesi yaparak hem mevcut tehditleri hem de tüm cihazlarındaki potansiyel riskleri ve güvenlik açıklarını proaktif olarak belirlemesi gerektiğini belirten WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, siber güvenlik ihlallerini azaltmak için 3 ipucunu paylaşıyor.

1. Yama yönetimi edinin. Bir risk değerlendirmesi, cihazlarınızdaki ve sunucularınızdaki zayıflıkları belirleyebilir. Yama Yönetimi çözümleri ile şirketler, uç nokta siber güvenliğini tehlikeye atabilecek güvenlik açıklarını azaltmak için tüm yama kullanım ömrünü planlayabilir, uygulayabilir ve yönetebilir.

2. Sıfır güven yaklaşımını uygulayın veya benimseyin. Üçüncü tarafların bir şirketin sistemlerine girmesine izin vermenin risklerinden biri, hassas bilgilere kimin eriştiği üzerindeki kontrolü kaybetme olasılığıdır. Sıfır güven teknolojilerinin uygulanması, yalnızca yetkili ve güvenilir kullanıcıların ister dahili ister harici olsun, sisteme erişebilmesini sağlayarak varsayılan olarak reddetme yaklaşımını teşvik eder.

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Tedarik Zincirinde Siber Güvenlik İhlalleri3. Bütünleşik bir siber güvenlik platformu kurun. Üçüncü tarafların olası güvenlik açıklarına maruz kalma olasılığı göz önüne alındığında, bir güvenlik kontrolünün başarısız olması durumunda her açıdan koruma sağlamak için katmanlı güvenlik uygulamak en iyisidir. Entegre bir siber güvenlik platformu benimseyerek, işletmeler iş modellerinin tüm yönlerinde ağları, cihazları, kullanıcıları ve verileri her türlü tehdide karşı koruyan bir siber güvenlik sistemi oluşturabilir.

Sürdürülebilir Bir BT Stratejisi İçin Beş Temel Adım

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Sürdürülebilir Bir Bt Stratejisi İçin Beş Temel Adım

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Sürdürülebilir Bir Bt Stratejisi İçin Beş Temel AdımDell Technologies Türkiye ve  ECIS Ülke Müdürü Işıl Hasdemir, teknolojinin ve sürdürülebilir BT stratejilerinin önemine dikkat çekti. Hasdemir’e göre doğayı gözeten şirket ve liderlerin önceliklendirmesi gereken 5 temel adım bulunuyor.

2024 yılının başlarından itibaren küresel manzara tıpkı madalyonun iki yüzü gibi: daha temiz, geleceğe daha yeşil bir gezegen bırakma zorluğu ve bunun ortak geleceğimiz için temsil ettiği bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Konunun uzmanlarına göre teknoloji, bu dönüşümsel fırsatın kilidini açabilecek anahtar olsa da maksimum sürdürülebilirlik faydalarını elde etmek için ondan nasıl yararlanılacağını anlamak kritik önem taşıyor.

Dell Technologies Türkiye ve ECIS Ülke Müdürü Işıl Hasdemir,  “Bu hassas dengeyi sağlamak, sürdürülebilir BT çözümlerine dayanan ve en iyi uygulamaları hayata geçiren bütüncül bir yaklaşım gerektiriyor. Aslında yatırım, kullanım, verimlilik veya bunların tamamına ilişkin birçok sorunun cevabı sürdürülebilir BT’de bulunabiliyor” diyor.

Sürdülebilir bir BT stratejisi için izlenmesi gereken 5 temel temel adım olduğunu söyleyen Hasdemir, söz konusu adımları şöyle açıklıyor:

1. Altyapının optimize ve modernize edilmesi 

Aktif olarak kullanılmayan veya az kullanılan sunucular gibi verimsiz BT varlıkları, veri merkezlerinde en çok enerji israfı nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor. İlk adım olarak, BT ortamınızın kapsamlı bir denetimini yaparak en çok güç tüketen ve verimsiz ekipmanları belirleyin. Bu ekipmanları değiştirmek ve modern, daha enerji verimli çözümler uygulamak verimliliği artırabilir, ısıtma ve soğutma sistemlerini optimize edebilir ve alan gereksinimlerini azaltabilir.

Veri merkezini optimize etmenin bir diğer yolu da mevcut altyapınızdan daha fazla verim almak. Özellikle kapasite kullanımı, güç ve ısı yönetimi; yüksek performanslı donanım, etkili cihaz güç yönetimi ve akıllı veri merkezi güç yönetimi yoluyla sıklıkla iyileştirilebilecek alanlar olarak öne çıkıyor.

Veri merkezi enerji verimliliğini optimize etmek, dikkatli bir planlamanın yanı sıra gelişmiş güç, ısı ve soğutmayı da dikkate alan diğer bileşenlerin daha bilinçli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını gerektirir. Örneğin portföyümüzde, müşterilerimizin veri merkezlerindeki enerji israfını azaltmak için teknolojimizi sürekli olarak daha verimli ve daha az enerji tüketir hâle getirmeye çalışıyoruz.

Otomasyon teknolojileri ve telemetri verileri de güç yönetiminde insan müdahalesi ihtiyacını ortadan kaldırarak süreci basitleştirdikleri için kritik öneme sahip. Bu teknolojilerin uygulanması, yoğun olmayan zamanlarda güç tüketimini azaltmaya ve enerji performans sorunlarını daha hızlı tespit etmeye yardımcı olabilir. Yapay zekâ, yazılım tabanlı uygulamalar ve eko modları gibi diğer yeni teknolojiler de müşteri ve altyapı ürünlerinin ısı ve güç ihtiyaçlarının yönetimini destekleyebilir. Eski sistemlerin güvenli ve sorumlu bir şekilde geri dönüştürülmesini sağlamak için bunları ne zaman kullanım dışına çıkarmanız gerektiğini bilmek bu analizin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.

2. Daha azla daha fazlasını yapın

Donanım konsolidasyonu, karbon emisyonlarını ve veri merkezlerinin kapladıkları fiziksel alanı azaltmanın en iyi yollarından biri. Günümüzde kuruluşlarda üstel veri büyümesi, depolama ortamları için maliyetleri ve karmaşıklığı artırıyor. Veri merkezleri ve uzak tesisler; artan işletme maliyetleri, depolama yönetimi ve veri koruma sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. Kritik öneme sahip verileri merkezî mimariler altında konsolide ederek işletmeler, enerji tüketimini ve bilgi işlem yoğunluğunu azaltırken, toplam sahip olma maliyetini (TCO) düşürebilir ve çevreyi destekleyebilir.

3. Çevre dostu kaynakları benimseyin 

BT endüstrisi, lityum veya kobalt gibi yüksek enerji ve su tüketimi ile çevresel zararlara yol açan mineraller de dâhil olmak üzere sınırlı ham maddelere önemli ölçüde bağımlı. Bu ham maddelere alternatifler giderek daha fazla talep görüyor çünkü hâlihazırda kullanımda olan malzemelerden yararlanmak, ilave doğal kaynakları tüketmemek ve üretimlerinde ve ürün yaşam döngüsü boyunca daha az sera gazı salınımı yapmak anlamına geliyor. Örneğin, yeni piyasaya sürülen Latitude AI bilgisayarımızın pillerinde, elektrikli araç bataryalarından elde edilen yüzde 50 geri dönüştürülmüş kobalt kullanılıyor.

Yeni ve daha çevre dostu malzemeler için inovasyon yapmak, daha sürdürülebilir BT’yi teşvik etmeye yardımcı olacaktır. En hızlı uygulanabilecek girişimlerden biri de BT tasarım sürecinin, ürünlerin ve malzemelerin mümkün olduğunca uzun süre dolaşımda kalmasını sağlayan kapalı döngü modelinde işlemesidir.

4. Geri dönüşüm ve yeniden kullanım

Birleşmiş Milletler’e göre, dünya genelinde 57,4 milyon ton elektronik atık üretiliyor. Geri dönüşüm oranları ise hâlâ düşük seviyelerde. Örneğin, e-atık geri dönüşümünde dünya lideri olan AB’de bile e-atıkların sadece yüzde 35’inin düzgün bir şekilde toplandığı ve geri dönüştürüldüğü bildiriliyor. Tüketicilere ve ticari müşterilere sunulan onarım, geri kazanım ve yeniden kullanım hizmetlerini artırarak, artık işe yaramayan teknolojiyi daha fazla geri kazanmayı ve ürünlerin ve malzemelerin mümkün olduğunca uzun süre kullanımda kalmasını sağlamayı hedefliyoruz.

Sürdürülebilir alternatifler her üretim hattında bulunmayabilir, bu nedenle geri dönüşüm ve yeniden kullanımın tutarlı bir şekilde gerçekleştirilmesi de kritik öneme sahip. Geri dönüştürülmüş plastik ve okyanus atığı plastikler ambalajlarda ve ürünlerde kullanılabilir. Değerli metaller ve mineraller içeren atık elektronik eşyalar da önemli ham madde kaynaklarıdır.

Daha basit bir ürün tasarımı yaklaşımı; daha az ham madde kullanımını, yeniden kullanım ve geri dönüşüm için bileşenlerin ve malzemelerin daha kolay çıkarılmasını ve kullanım dışına alınan BT ekipmanlarının geri kazanımını otomatikleştiren hizmet olarak sunulan (aaS) iş modellerinin gelişmesini sağlar.

5. BT’nin ömrünü uzatın

Onarılabilir ve sürdürülebilir tasarımlar geliştirdikçe cihazların kullanım ömrü de uzuyor. Ancak kullanıcılar, daha güçlü bir model daha düşük bir maliyetle veya daha yüksek performansla sunulduğunda elektronik cihazlarını kolayca değiştirme eğiliminde. Kısaca belirtmek gerekirse, bir cihazın kullanım süresi ne kadar uzun olursa çevre için o kadar iyidir. Her cihazın en uzun süre kullanılmasını sağlamak için üreticilerin, donanımın gelecekteki gereksinimlere göre yükseltilebilir olmasını ve yazılım ve güvenlik güncellemelerinin mevcut hizmet sözleşmesinin dışında da sunulmasını sağlamaları gerekir.

Ekipmanları onarmak kullanım ömrünü uzatır ve neredeyse her zaman yeni cihazlar satın almaktan daha sürdürülebilirdir. Bunun başarılı olabilmesi için bileşenlerin kolayca değiştirilebilmesi, kullanım kılavuzlarının kolay bulunup anlaşılabilir olması ve yedek parçaların ve garantilerin kolayca erişilebilir olması önemlidir. Cihazları onararak kullanım ömürlerini uzatmak ve bu süreçte malzemeleri yeniden kullanmak, döngüsel ekonominin kritik unsurlarından olup onarımın, BT endüstrisi için uyarlanabilir bir çözüm olarak önem kazandığını görüyoruz.

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber Sürdürülebilir Bir Bt Stratejisi İçin Beş Temel AdımÖzetle teknoloji, bizi sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaştırma potansiyeline sahip ve sürdürülebilir bir BT stratejisinin beş temel ayağını benimseyen kuruluşlar, verimlilik ve çevresel faydalar elde etme konusunda lider konuma gelebilirler.

 

 

Yatay Eğitim Kataloğu

Şirketiniz ihtiyacı olan;
– Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi (2 gün) veya
– Yeşil Satınalma ve Kaynak Yönetimi Eğitimi (1 Gün) için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a talebinizi iletebilirsiniz.