Şahsiyet ile eş anlamlı olan kişilik, insanın en baskın niteliklerini tanımlamak için de kullanılır. Bireyin manevi özelliklerine ve değer yargılarına kişilik denir. Kişilik Kuramları, yapısal kişilik kuramı, üstünlük kuramı, psikososyal kuramı olmak üzere 3 şekilde incelenir.
Psikososyal Kuram içerisinde bulunan Benmerkezci ön yargı, insanın çevre faktörlerinden etkilenen ve ruhsal açıdan çeşitli evrelere ayrılan yaşamını ifade eden kuramdır. Erik Erikson tarafından geliştirilmiştir. Bu kuram, Freud’un psikoanalitik kuramına bir eleştiri niteliği taşır. Çünkü Freud’a göre kişilik, 0-5 yaş arasında oluşur ve bir daha değiştirilemez. Bilinçdışı ve rüyalar ise kişiliği değil bilinci etkiler. Erik Erikson’a göre ise toplumsal ilişkiler ve kişinin sosyal statüsü de kişiliğin temel yapı taşları arasında yer alır.
Örneğin, otuz yaşından sonra zengin olan birinin yeni imkanlara sahip olmasıyla birlikte kişiliğinde birçok değişme saptanır. Terfi alan, işten çıkartılan ya da eşinden boşanan birinde de değişimler gözlemlenebilir. Bu kurama göre kişilik statik bir yapıda değildir ve kişinin yaşamı boyunca çeşitli etkilere maruz kalarak, iyi ya da kötü yönde sürekli değişir.
Erikson, her dönemin sonunda bireyin yaşadığı çatışmadan ya da krizden güçlenerek çıkmasını ve bu değerlerin bir kuşaktan diğerine süreklilik göstermesini hem bireyin hem de toplumun iyiliği açısından önemli görmektedir. Her dönemin başarı ağırlıklı olarak sonlanmasıyla ego güçlenmektedir. Evrelerin her birinde ortaya çıkan ego güçlülüğü sırasıyla, umut, irade, amaç, yeterlik, sadakat, sevgi, bakım ve akıl olarak belirtilmiştir.
Benmerkezci ön yargı insanların hayatlarındaki olaylarda kendi bakış açılarına çok fazla güvenmelerine neden olan bir ön yargıdır. İnsanların kendilerinin diğer insanların bakış açısından farklı bir bakış açıları olduğuna ve diğer insanları hafife almalarına hatta dikkate almamalarına neden olur. Bunun sebebi ise; ilkel beyin benmerkezcidir, kişinin kendi çıkarlarına hitap eden her şeye daha isteklidir. Yani beyni uyaracak olan düşünce kişiyle alakalı olmalıdır.
‘‘Makam, mevki, rütbe, unvan; bunların hepsi cekettir. Ceketi asar bir yere gideriz. Arkamızda sadece insanlığımız kalır ve öldüğümüzde sadece çıplaklığımızı götürebiliriz bu dünyadan’’ diyor Doğan Cüceloğlu.
İknada insanların kişisel çıkarlarına ne kadar çok hitap ederseniz ve bunu onlara gösterirseniz onları o kadar kolay ikna edebilirisiniz. Örneğin ‘dünya düzdür’ deseniz karşı tarafın bundan bir çıkarı varsa bu söylediğinize inanmayı seçer.
İknada insanların çıkarlarına ne kadar çok gözetirseniz karşı tarafın ben merkezci önyargılarından o kadar faydalanırsınız. İnsanları mantıkla ikna etmek zordur, ancak menfaatlerine hitap ederseniz ikna etmek çok daha kolaydır. İnsanları Ben Merkezci Önyargılarından yararlanmak için; övgü, iltifat ve takdir etmek çok önemlidir.
İknada günümüzde “faydanın iknası” denilen bir kavram vardır. Kavramın en önemli konusu “fark oluştur” ve “farkını öne çıkart.” Çünkü; algılanan şey gerçektir. İkna mesajlarında durum böyle işler. İknada karşı taraf kendine ait bir şey bulamazsa onunla ilgilenmez. İknada dikkat etmemiz gereken fikir, ürün veya hizmetin alıcıya nasıl bir fayda sağlayacağını ne kazanacaklarını vurgulamaya önem göstermelisiniz.
İknada karşı tarafa bir ürün, hizmet ya da fikir sunulduğunda, kişi kendisine ‘‘bana ne faydası var?’’ sorusunu sorar. Bu sebepten dolayı verilen ikna mesajının tamamı sizinle değil karşı tarafla ilgili olmalıdır. Burada “ben” değil, “siz” üslubunu kullanmak da çok önemlidir.
İknacı karşı tarafı dinlerken fikirlerine saygı duyup bildiği bir konu dahi olsa Ben Merkezci Önyargılarından dolayı bazen bilmiyormuş ilk defa karşı taraftan dinliyormuş gibi davranılabilir.
HİÇ
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:
-“Kimsin?”
-“Hiç” demiş Hoca, “Hiç Kimseyim.”
Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce, sormuş Hoca:
-“Sen kimsin?”
-“Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara.
-“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.
-“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam…
-“Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca.
-“Vezir” demiş adam.
-“Daha daha sonra ne olacaksın?”
-“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
-“Peki ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp
-“Hiiiç.” Demiş
“Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Hoca, ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım.
İknada Ben Merkezci Önyargı çok önemli bir konu olduğu için özellikle ikna etmek isteğiniz kişi ya da kişilerin Egolarına çok dikkat edin. Ben Merkezci Önyargılardan yaralanmak için mümkün olan her yerde ve her zaman insanların seçimlerini onaylayın. “İyi bir seçim yaptınız” ve “Sizin gibi algıları yüksek insanlar” gibi ifadeler kulağa kolay, gurur verici ve hoş gelir.
İknacı
Mustafa AVCI
Kaynaklar:
Gelişim Psikolojisi – Pegem Akademi Yayınları (2015) / Psikodinamik Kuram ve Ego Savunma Mekanizmaları
How Psychology Works: Applied Psychology; Yayıncı: DK; ISBN 9780241317693








İşçi, iş görme edimini yerine getirirken özenli davranmak, işini özenle yapmak zorundadır. Özen borcu, işçinin asli edim yükümü olan işin görülmesi sırasında gereken tüm dikkati göstermesi, mesleki bilgisini, fikri ve bedeni yeteneklerini gerektiği şekilde kullanmasını ifade eder. Hemen ifade etmeliyiz ki, bu anlamda özen borcunun dürüstlük kuralı ile dorudan ilgisi bulunmaktadır. Çünkü işçi, dürüstlük kuralları çerçevesinde işini özenle yapması gerekir




Türkiye’nin doğal taş ihracatında lider konumda ihracatının yüzde 80’inini işlenmiş ürün olarak ihraç eden Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle bu sene “Taşa Sanat Kat” temasıyla 4’üncüsünü düzenlediği AMORF Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması’nda başvurular 9 Ekim’de sonra eriyor.

Hiç abartmadan konuşacak olursam, emekli mali açıdan tam bir çıkmazda. Yıllardır sistemli bir şekilde azalan tekavüt (emekli) maaşları bugün için en düşük aylık alan kişiler arasında yer almaya başladıklarından, emekli denince akla acınacak halde olan düşük gelirli, alım gücü taban yapmış, Pazar alışverişlerinde pazar yerinde bırakın alışveriş yapmayı, sadece ürün fiyatlarına bakıp, bir aşağı, bir yukarı volta atan ancak ihtiyaçlarını alamayan kişiler olarak akıllara yer etmiş durumdadır.
Yaşlanma, çalışma hayatından ayrılmaya yol açan, daha sonrasında bireyin sürekli gelir kaybına uğramasına neden olan ve bireyi ekonomik olarak sarsan bir sosyal risktir. Yaşlanma riski, sosyal sigorta sistemlerinin bulunduğu toplumlarda sigortalı açısından yaşamsal bir tehlike oluşturmamaktadır. Çünkü sosyal sigorta sistemi sigortalıya kaybettiği emek gelirinin yerine koyabileceği bir sosyal gelir bağlamaktadır. Diğer bir ifade ile yaşlılık riskiyle karşılaşan sigortalı ödediği primlerin karşılığı olarak gelirinin devamlılığını sağlayacak ve geçimini güvence altına alacak sürekli bir sosyal gelir olan yaşlılık (emekli) aylığına hak kazanmaktadır. Yaşlılık aylığına hak kazanamadığı bazı durumlarda ise kendisine toptan ödeme yapılmaktadır.
Emekliler çalışma hayatı boyunca ödediği emekli primlerinin karşılığını emekli olduktan sonra ödediği prim oranı dahilinde emekli aylığı almaktadır. Devlet bütçesinden bir para ödenmemektedir.


En önemli ihtiyacımız olan beslenme, günümüz otelciliğinde ve de hayatta mutfağımızı en önemli unsuru yapmıştır. Düzenli bir mutfak, beslenmeye verilen öneminin ve misafir memnuniyetinin göstergesi, iyi beslenme ortamının temel şartıdır. Yiyecek maddelerin saklandığı, hazırlandığı, pişirildiği, mutfak araç ve gereçlerinin bulundurulduğu, kullanılmış araç ve malzemenin temizlendiği ve çeşitli çoğu zaman, mutfak, otelin gerçekten kalbidir.
HİT Global’in Kurucusu İbrahim Çevikoğlu, ihracatçıların son dönemde en çok rağbet gösterdiği alan olan ihracatta yeni nesil müşteri bulma yöntemlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin 2022 yılında 254 milyar dolara ulaşan ihracat hacminin, Türkiye’nin gerçek ihracat potansiyelinin çok altında bir rakam olduğunu dile getiren İbrahim Çevikoğlu, Türkiye’nin bu zamana kadar geldiği noktada, fuardan müşteri bulmak, ticaret müşavirliklerinden liste almak, yerel bağlantılarla iş yapmak gibi yöntemler kullandığını ancak bu yöntemlerin rekabetçiliğini kaybettiği için yetersiz kaldığını söyleyerek, şirketlerin ihracat rakamlarını artırmak için kullanabileceği yeni nesil yöntemleri şu şekilde sıraladı: