Borca Batık Şirketler İçin Özel Uygulama 2024’e Kadar 1 Yıl Daha Uzatıldı !

Teknik iflas şirketlerin çekindiği konulardan bir tanesidir. Gerçek iflas kadar olmasa da firmaların borca batarak faaliyetlerini yürütmeleri sürdürülebilir olmadığı için alınacak önlemler TTK’nın 376’ncı maddesinde ve bu konuda çıkarılan Tebliğde ele alınmıştır. Özellikle 2018 tarihinde yaşanan ve etkileri hala süren döviz türbülansı ve yüksek enflasyonist dönemlerde bu Tebliğ uygulaması çok daha önemli hale gelmiştir.

2018 tarihli Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğe iş dünyasından gelen talep, yorum ve önerilerle, 26 Aralık 2020 tarihinde Resmî Gazete ‘de yeni bir Tebliğ yayımlanmıştı.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

İşveren, İşçiye İş İçin Verdiği Telefondaki Mesajları Denetleyebilir mi ?

Anayasamıza göre, “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz (m.20/1). Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir (m.20/3)”. Anayasamızın 22 nci maddesine göre de, “Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır”.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

2023’te Küresel İflaslar Yüzde 19 Artacak

Allianz Trade’in Küresel İflaslar Raporu’na göre, küresel çapta ticari iflaslarda 2022’de yüzde 10, 2023’te ise yüzde 19 artış bekleniyor.

Ticari alacak sigortasında dünya lideri Allianz Trade’in son yayınladığı Küresel İflaslar Raporu’na göre enerji krizi, enflasyona odaklı faiz politikası ve müdahale edilemeyen resesyon iflas dalgasını tetikleyecek. İki yıllık düşüşün ardından, küresel çapta ticari iflaslarda 2022’de yüzde 10, 2023’te ise yüzde 19 oranında geniş tabanlı bir artış bekleniyor.

Raporda enerji krizinin, Avrupa firmaları için hükümetlerin ancak kısmen dengeleyebileceği büyük bir kârlılık şoku anlamına geldiği belirtilirken; firmaların, enerji fiyatlarındaki artışın dörtte birini müşterilerine yansıtabilse bile, güçlerinin ancak yüzde 50’nin altındaki bir fiyat yükselişini yönetmeye yeteceği öngörülüyor. Enerji yoğun sektörlerin endişe verici risklere maruz kalabileceği belirtilen raporda, politika desteğinin önemine ve enerjide bir tavan fiyat belirlemenin gerekliliğine dikkat çekiliyor.

Karlılığa en büyük darbenin enerjiden geleceği ifade edilirken, elektrik kesintisi senaryosu durumunda Birleşik Krallık’ta 42.000, Fransa’da 18.700 ve Almanya’da 28.400 şirketin batma riskiyle karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor.

Rapora göre Allianz Trade’in analiz ettiği ülkelerin yarısı, 2022 yılının ilk yarısında ticari iflaslarda çift haneli artışlar kaydetti. Bu artışın üçte ikisi İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, Belçika ve İsviçre’deki KOBİ’lerden kaynaklanırken; ABD, Çin, Almanya, İtalya ve Brezilya uzun süredir devam eden düşük iflas seviyelerini koruyor. Avrupa’da sektörlerin yüzde 60’ında iflasların yeniden boy gösterdiği belirtilen raporda gıda, konaklama, imalat ve B2C hizmetleri sektörlerinde şimdiden pandemi öncesi iflas seviyelerine dönüldüğü ifade ediliyor. Ticari iflaslarda en çok artış kaydeden sektörler ise ulaşım, inşaat, B2C hizmetleri ve imalat olarak öne çıkıyor.

2023 yılında iflasların Fransa’da yıllık yüzde 29 artışla 53 bin, Birleşik Krallık’ta yüzde 10 artışla 27 bin, Almanya’da yüzde 17 artışla 17 bin, İtalya’da ise yüzde 36 artışla 10 bin 900 vakayı aşması öngörülüyor. Önümüzdeki yıl Çin’de düşük büyümeyle birlikte parasal ve mali gevşemenin sınırlı etkisi nedeniyle iflasların yüzde 15 artması beklenirken; ABD’de parasal ve finansal koşulların sıkılaşmasının bir sonucu olarak yüzde 38’lik bir artış tahmin ediliyor. Rapora göre bu da yılda 20 binden fazla iflas vakasına dönüş anlamına geliyor.

Geçici Desteklerin Kademeli Çekilmesi, Gelişmekte Olan Ülkeleri Zorlayacak

Gelişmekte olan ekonomiler için iflaslarda yeniden artışın çoktan başladığı söylenen raporda, Covid-19 ile ilgili geçici destek önlemlerinin kademeli şekilde sona ermesine bağlı olarak yukarı yönlü eğilimin beklendiği ifade ediliyor. Rapora göre Orta ve Doğu Avrupa’daki yükseliş eğilimi, ağustos itibarıyla iflaslarda yüzde 69 artış gösteren Türkiye’yle birlikte Bulgaristan, Romanya ve Baltık bölgesindeki artışlardan kaynaklanıyor.

Normalleşme belirtilerine rağmen, çoğu ülkede iflas seviyelerinin hâlâ pandemi öncesi seviyelerin altında seyrettiği söylenen raporda; yıl başından bu yana dört ülkeden birinin 2019 yılının aynı dönemine göre, aynı oranda veya üzerinde iflas seviyelerine ulaştığı belirtiliyor.

Bununla birlikte rapora göre Türkiye, Polonya, Çekya, Romanya ve Bulgaristan’da 2019 seviyelerinin üzerinde iflas yaşanırken, iflaslarda Orta ve Doğu Avrupa, Afrika ve Orta Doğu’da 2023’te rekor seviyelere ulaşılması bekleniyor.

Alım Talebi: Etiket Basımı – Aplikatör Makinesi

Alım Talebi: Etiket Basımı – Aplikatör Makinesi

Bir firmamız için en az bir adet (uygun olması halinde daha fazla) etiket basımı – aplikatör makinesi alımı yapılacaktır.

Son Teklif Tarihi: 30.11.2022

Taleplerinizi talep havuzunda yayınlamak için tıklayınız.

Etiket Basımı – Aplikatör Makinesi için tekliflerinizi: ticaret@satinalmadergisi.com adresine gönderebilirsiniz.

İhracat Vesaikinin Tek Bir Kurye İle Yurt Dışına Gönderilmesinin Sakıncaları

İhracat Vesaiki Neden Önemlidir ?

Bir dış ticaret işleminde ihracatçının hazırladığı ihracat vesaiki arasında, ihraç edilen malların tapusu, mülkiyetini temsil eden son derece önemli bir belge vardır ki o da Bill of Lading – deniz konşimentosudur. Deniz konşimentosunun orijinali malın mülkiyetini gösterir ve malların teslimi veya mülkiyet hakkının kanıtı niteliğindedir.

İhracat Vesaiki Kapsamında Neler Vardır ?

Bir dış ticaret işleminde ithalatçı ile ihracatçı arasında yapılan alım satım sözleşmesinde konu edilen ihracat evrakları alıcı ve satıcı tarafından belirlenir. Bu vesaik (evraklar), ithalatçının, kendi ülkesindeki gümrüğünde malların fiili ithal sırasında gümrüklerin istediği her türlü belge ile farklı otoritelerin talep ettiği belgeler yer almaktadır.

Malların deniz yolu ile gönderildiği varsayımı ile bu belgeler genel anlamda;

  • Tam takım deniz konşimentosu (Original)
  • Ticari fatura
  • Vadeli satışlarda Poliçe (Bill of Exchange – Draft)
  • Çeki listesi / paketleme listesi
  • Menşei sertifikası (certificate origin)
  • Bitki sağlık sertifikası (Phytosanitary certificate)
  • CIF ve CIP yüklemelerde sigorta poliçesi
  • Ağırlık sertifikası – Weight Certificate (SGS Raporu)
  • Kalite sertifikası (SGS Raporu)
  • Analiz Sertifikası (SGS Raporu)
  • İlaçlama sertifikası (Fumigation certificate)
  • GMO Certificate – Genetically Modified Organism
  • Konsolosluk Tasdikli fatura
  • ATR – 1 Belgesi (Movement certificate)
  • Atom Sertifikası (Radioactivity Certificate)
  • Veteriner Sertifikası
  • Helal Certificate

Mal cinsine ve ülkesine göre değişkenlik gösteren evraklar genel anlamda yukarıda sayılan gibidir.

Tek Bir Kurye İle Yurt Dışına Gönderilen Vesaikin Getirdiği Sakıncalar

İhracat vesaiki arasında öylesine değerli evraklar vardır ki yeniden tanzimi mümkün olmayan belgelerdir ki ilk sırada Bill Of Lading – Deniz Konşimentosunu saymam mümkündür.

Düşünün, tek bir kurye ile gönderdiğimiz 3 orijinal, 3 kopya tam takım deniz konşimentosu postada kaybolursa ne olacak ?

 

Hele hele yurt dışına gönderdiğimiz kuryeyi kaybolma riskine karşı sigorta da ettirmemişsek bu durumda kurye şirketi kaybolan kurye için; kendilerine ödenen kurye ücretinin 5 katını size ödeyip bu işin içinden sıyrılabiliyor.

Şöyle ki; yurt dışına gönderdiğiniz kurye için kurye şirketine USD.40.- ödediğinizi düşünelim. Kuryenin kaybolması halinde size yapılacak ödeme USD.40.- x 5 = USD.200.- . Sadece USD.200.- ödenmesi karşılığında kurye şirketi kendisini ibra edebiliyor.

Peki ihracatçı kaybolan kuryede bulunan deniz konşimentosunun yenisini, eski konşimentonun kaybolduğunu bahisle, deniz nakliyat şirketinden tekrar alabiliyor mu?

Elbette alamayacaktır…

O halde biz ne yapmalıyız?

İhracat vesaikini iki kurye olarak yurt dışına gönderelim.

Nedenini son paragrafımda anlatıyorum.

Kendisine İbraz Edilen Vesaiki Bankalar Ne Şekilde Yurt Dışına Göndermelidir ?

Kendisine ibraz edilen vesaiki titizlikle inceleyen bankalar iki set halinde birer gün arayla farklı kurye şirketleri kullanmak suretiyle yurt dışındaki ithalatçının bankasına

Yukarıda örneği bulunan bir römiz / talimat mektubu maalesef doğru bir şekilde gönderilmemiştir. Vesaik tek kurye halinde gönderilmiştir. Vesaikin postada kaybolması halinde ithalatçı ne yapacaktır sizce?  Kesinlikle bir operasyonel hata olduğu açıktır. Bankaların bu şekilde göndermeleri halinde, kendilerine ibraz edilen ihracat vesaikini iki kurye halinde, her kuryede birer orijinal evrak olacak şekilde, sadece bir orijinal evrak varsa, ilk kuryede şu şekilde gönderilmesinde yarar vardır.

Vesaikin en doğru gönderme şekli

Documents 1st mail 2nd mail
Ocean Bill of Lading 2 originals 2 copies 1 original + 1 copy
Invoice 2 originals 1 original
Insurance certificate 1 original 1 copy
Certificate of origin 1 original 1 copy
Packing list 1 original
Weight certificate 1 original
Phyt certificate 1 original 1 copy
Quality certificate 1×2 originals 1×2 copy

 

Kendilerine ibraz edilen vesaikin bankalarca iki kurye halinde, yukarıdaki gönderi formatına uygun olarak gönderilmesi ve ayrıca vesaikin değeri kadar sigorta yaptırılmasında sayısız yarar vardır.

İhracat Vesaikinin Postada Kaybolması Halinde Bankaların Sorumluluğu Nedir ?

Ne olmasını beklerdiniz ?

Bankalar kendilerine ibraz edilen vesaiki gerekli olan operasyonel kurallar çerçevesinde yurt dışına gönderdikleri taktirde görevlerini ifa etmiş sayılırlar. Bundan sonrası ise tamamen kuryeyi bankadan alıp, ithalatçının bankasına taşıma görevini üstlenen kurye kargo şirketine aittir. Vesaikin postada kaybolması halinde bankalar hiçbir sorumluluk üstlenmezler. Kısacası vesaikin jandarmalığını bankalar yapmamaktadırlar.

Operasyon kurallarının tam işletilmiş olması halinde bankalar zaten hiçbir sorumluluk üstlenmezler, ancak vesaikin gönderilmesinde bankaların bariz hataları mevcut ise, bu durumda bankalarım sorumlu olacağı ortadadır. Ancak her banka vesaiki yurt dışına gönderirken, ihracatçı amir müşterisinden;

“Vesaikin postada kaybolmasından bankamız hiçbir şekilde sorumlu değildir” şeklinde bir ibranameyi müşterilerinden almıştır. İhracatçı firma şöyle veya böyle bankaların talep etmiş oldukları bu ibranameyi bankalarına vermiş olduklarından bankalar hiçbir sorumluluk üstlenmezler.

Vesaikin yurt dışına kargo ile gönderilmesi sırasında risklerin var olabileceği olasılığını her zaman göz önünde bulunduran bankalar müşterilerine bilgi vermek kaydı ile, gönderdikleri vesaik kuryesine bir değer biçmeleri ve sigortalı bir şekilde gönderilmesinde yarar vardır. Sigortalı gönderi, biraz masraflı olsa da başımıza gelebilecek riskleri elemine etmemiz açısından son derece yerinde bir davranıştır.

Reşat BAĞCIOĞLU

Ticaretle ilgili alım-satım ve danışmanlık taleplerinizi, https://satinalmadergisi.com/ticaritalep/ sayfasından iletebilirsiniz.

Hariçte İşleme ve Standart Değişim Sistemi

Hariçte İşleme

Hariçte işleme rejimi; serbest dolaşımda bulunan eşyanın yurtdışında işleme faaliyetlerine tabi tutulmak üzere Türkiye Gümrük Bölgesi’nden geçici olarak ihracı ve bu faaliyetler sonucunda elde edilen ürünlerin tam veya kısmi muafiyet suretiyle yeniden serbest dolaşıma girişine ilişkin hükümlerin uygulandığı rejimdir.

Konuyu bir örnekle bir açıklayacak olursak; yurtdışından temin edilen bir makinenin herhangi bir nedenle bozulması, çalışmaması gibi nedenler ile eşyanın tamiratının yapılmak üzere yurtdışına gönderilmesi gerektiğinde eşya hariçte işleme rejimine tabi tutulur.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Alım Talebi: Deri Aksesuar Üreticisi Aranıyor

Alım Talebi: Deri Aksesuar Üreticisi Aranıyor

El yapımı Deri Cüzdan, Bayan Çanta, Laptop çantası ve diğer aksesuarlar için üretici firma aranmaktadır.

Son Teklif Toplama Tarihi: 18 Kasım 2022

Taleplerinizi talep havuzunda yayınlamak için tıklayınız.

Talep Sahibi Bilgileri: Bilgiler sadece Satıcı Üyeliği ile görüntülenebilir. Üye iseniz lütfen giriş yapınız.

🔒

Bu içeriği görmeniz için üye girişi yapmalısınız.
Henüz üye değilseniz
Üyelik Seçenekleri için: TIKLAYINIZ.
Hesap Oluştur

Değişme, Geliş

Gelişim, canlılar ve canlılardan oluşan yapılar için büyüme veya belirli bir konuda ilerleme sağlamak için gerçekleştirilmiş/yaşanmış değişimlerin bir sonucudur.

Değişim ise, birim zaman içinde gerçekleşmiş ruhsal, kimyasal ya da fiziksel değişikliklerdir.

Hımm, evet!

Yani, tabi de?

Neyse; biz şimdi aradaki farka biraz daha yakından bakalım. O zaman daha iyi anlaşılacaktır: Değişiyor olmak yerine Gelişiyor olmanın önemi.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Teknoloji kullanımından neden zevk alıyoruz?

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Akıllı cihazlar, beyni istediğimiz zaman ödüllendiriyor”

Dijital bağımlılığın aslında teknolojinin problemli kullanımı olduğunu söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beklenmeyen ödüllerin beyni en çok uyardığını, yeni teknolojiler ve dijital medyanın insan beyninin bu özelliğini çok yoğun şekilde kullandığını söyledi. “Akıllı telefonu açıyorsun ve istediğin her an her yerde beynine ödül veriyorsun” diyen Tarhan, “Bunların hepsi davranışsal bağımlılıktır. Beynin ödül ve ceza sistemi bozuluyor yani beyin ödüle doymuyor” dedi. 

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, teknolojik bağımlılık, nedenleri ve baş etme yöntemlerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Dijital bağımlılığın aslında teknolojinin problemli kullanımı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yeni dijital teknolojilerin problemli kullanımı bir müddet devam ettiği zaman daha sonra dijital bağımlılığa dönüşüyor. Fakat bağımlılığa dönüşmeden önce uzun yıllar problemli, sorunlu ve hatalı kullanım yani kötüye kullanım var. Bunun arkasından bağımlılık şekline dönüşüyor” dedi.

Beklenmeyen ödüller beyni en çok uyarıyor

Teknolojiyi aşırı yanlış ve bilinçsiz kullanmanın nedenlerine değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Genellikle gençler için bu çok çekici bir şey. Kolay ulaşılabilir ve elverişli bir kullanıma sahip. Özellikle insan ilişkilerine çok hız kazandırıyor. Kişi kendi güvenli ortamında ama çok güvensiz bir şekilde her şeye girebiliyor. Bu teknolojiler merak ve hayret duygusuna hitap ediyor. İnsandaki merak ve hayret duygusu da ödül ve ceza sistemi ile ilgili. İnsanın beyninde ödül uyandıran şey, beklenen ödüller değil, beklenmeyen ödüller. Beklenmeyen ödüller beyni en çok uyarıyor. Beklenen ödüller beklenmeyenler kadar haz vermez. Madde ve davranışsal bağımlılıklarda da benzer durum vardır. Merak ve hayret duygusu beynin ödül merkezini harekete geçirir. Mesela film izlerken de olur. Bir saat boyunca katili bulmaya çalışırsın bakmışsın 1-2 saat geçmiş. Tıpkı bunun gibi… Beynin haz ve ödül alanı müthiş bir şekilde coşuyor.” dedi.

Bağımlılık, ödül yetmezliği sendromu olarak adlandırılıyor

Yeni teknolojiler ve dijital medyanın insan beyninin bu özelliğini çok yoğun şekilde kullandığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Daha önceleri haftada bir kez sinemaya gidersek bir veya iki defa yaşanabilecek şimdi bu durum her gün hatta her an oluyor.  Akıllı telefonu açıyorsun ve istediğin her an her yerde beynine ödül veriyorsun. Bunların hepsi davranışsal bağımlılıktır. Beynin ödül ve ceza sistemi bozuluyor. Bağımlılıklara genel olarak artık ödül yetmezliği sendromu deniyor yani beyin ödüle doymuyor. Böyle durumlarda kokain de aynı şeyi yapıyor, bilgisayar oyunları da aynı şeyi yapıyor, filmler de aynı etkiyi yapıyor.” diye konuştu.

Bağımlılıkta teknoloji kişiyi kullanıyor

Bireyin teknolojiyi yönetmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Teknoloji kişiyi yönetirse kişinin hayatı mahvoluyor. Zaman yönetimi diye bir şey kalmıyor kişide ama kişi teknolojiyi yönetirse ona hâkim oluyor.  Burada önemli soru şu: Teknoloji mi bizi kullanacak, yoksa biz mi teknolojiyi kullanacağız? Şu anda kötüye kullanım ve bağımlılık olan kişilerde teknoloji bu insanları kullanıyor yani teknoloji özne, bağımlı olan insanlar nesne. O yüzden biz öznesi olmaya çalışacağız. Yönetilen değil, yöneten olacağız.” dedi.

Akıllı telefona en bağımlı ülkeyiz

Teknoloji kullanımı konusunda dünya çapında araştırmalar da yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu araştırmalarda Türkiye’nin teknoloji kullanımında ilk sıralarda yer aldığını söyledi. Global bir şirket tarafından aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30 ülkede 53 binden kişinin katıldığı bir mobil kullanıcı araştırması yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu araştırmada akıllı telefona en bağımlı ülke Türkiye çıkıyor. Avrupa’da ortalama günde 48 kez defa akıllı telefona bakılırken Türkiye’de ise ortalama 78 kez akıllı telefona bakılıyor. Yani yüzde 80 daha fazla. Gece yatarken telefona bakma oranı Avrupa’da yüzde 40 iken Türkiye’de bu oran yüzde 85.” dedi.

Madde bağımlılığıyla pek çok yönden benzerlikleri var

Teknoloji bağımlılığının madde bağımlılığına pek çok yönüyle benzerlik taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Madde bağımlılığında geçen kriterlerin hepsi burada geçerli. Madde bağımlılığında ne vardır? Kişinin internete uzak kaldığı zaman yoksunluk hissetmesi ve krize girecek kadar yoksunluk belirtileri göstermesi vardır. Kimi zaman kişilerde internete bağlı olamamanın ortaya çıkardığı stres ve kaygı oluyor. Kişi sinirleniyor demek ki burada bağımlılık başlamıştır. Bir de planlanandan daha uzun süre kullanım varsa bu da bir bağımlılık kriteridir. Örneğin 15 dakika bakacağını düşünüyorsun bir bakmışsın çok uzun bir zaman geçmiş. Bu durum günlük yaşam aktiviteni bozarsa, gündelik yapılacak işlerini aksatırsa, erteleme ve ötelemeye doğru giderse bağımlılık sınırları içerisine giriyor. Bir de tolerans geliştirme oluyor. Diyelim ihtiyacın 3 saat ama gittikçe bunu 4-5-6 şeklinde uzatıyorsun yani gittikçe dozu artıyor. Tehlikeli ve zararlı kullanım var. Okulunu aksatıyor. Literatürde modem bağlantısını kestiği için ebeveynini şikâyet eden kişiler var. 27 saat bilgisayar karşısında olduğu için kalp krizi geçirip ölen gençler var o derece, bunlar tehlikeli ve zararlı kullanımlar. Bütün bunlar var ise bağımlılık başlamış demektir.” uyarısında bulundu.

Teknoloji ödül ya da tehdit gibi kullanılmamalı

Dijital bağımlılığın tedavisinde kişiye psikoterapi tarzında bilinçli kullanmayı öğrettiklerini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Danışanlarımıza bir davranış çizelgesi tutuyoruz.  Özellikle ergenlikte bir saat kullanıyor, verilen kurallara uyuyor ve bir artı alıyor. Belli bir sayıya ulaşınca taburcu oluyor.  Bunu öğrendiği zaman ve evde de anne ve baba da bunu uygularsa çocuk düzeliyor.” dedi. Teknoloji kullanımının küçük yaşlardan itibaren kontrollü bir şekilde sınırlama yapılarak olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Teknoloji kullanımı özellikle 0-3 yaş arasında kesinlikle tavsiye edilmiyor. Yemek yedirirken ya da ödül gibi kullandırmayı asla önermiyoruz. Tehdit unsuru olarak kullanma, tutturduğu zaman verme gibi hatalı davranışları yanlıştır.”  dedi.

Çocuklar mutlaka konuşularak ikna edilmeli

Belli bir yaşın üzerinde olan çocukların kullanımında da mutlaka çocukla konuşulmasını tavsiye eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocukla önce konuşmak gerekir. ‘Bu konuda bağırıp çağırma küsme gibi eylemleri yapmayacaksın. Bunları yapmazsan seninle bunu ne zaman ve nasıl kullanacağın hakkında konuşuruz’ diyeceksiniz. Anne ve baba böyle konuştuğunda çocuk, ‘Annem babam bana değer veriyor.  Beni anlamaya çalışıyor’ diyecek ve o an o tepkisini göstermeyecek. Tabii burada kararlı, tutarlı ve net durmak gerekiyor. Bu bağımlılığın olduğu çocuklarda en çok gevşek disiplin var. Anne ve babalar, bir gün evet diyor, bir gün hayır diyor. Anne evet diyor, baba hayır diyor yani ortak bir dil oluşturulmuyor. Kuralsız ve tutarsız bir ortam oluşuyor. Çocuğun evde anne ve babasının liderliğini kabul etmesi gerekiyor. Burada çocuğu ezmeden yapılacak liderlik önemlidir.” dedi.

Yaşa göre teknoloji kullanımı ne kadar olmalı?

Çocukların yaşlarına göre teknoloji kullanımlarının sınırlandırılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, burada çocuğa aynı zamanda planlamayı öğretmenin de gerektiğini söyledi. Tarhan, “Teknoloji kullanımının 15 yaşına kadar günde 2 saati geçmemesini tavsiye ediyoruz. Özellikle 6 yaşına kadar anne ve baba olmadan en fazla yarım saat verilmeli. Bu süre tatil döneminde arttırılabilir.  6-12 yaş arasında ise günde 1 saati geçmemelidir.” dedi.

Bu çocuklar mutsuz ve yalnız hissediyorlar

Teknolojik cihazları çok fazla kullanan çocukların mutlu olmadığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Evde sevimli ve sıcak bir ortam yok. Konuşacak kimse olmadığından kendilerini yalnız hissediyorlar. Yalnız hissedince buna yöneliyorlar. Eğer yalnız hissetmeseler yani arkadaşları, sosyalleşecekleri ortam olsa veya aile ile birlikte ortak zaman geçirme olsa çocuk buna takılıp kalmayacak. Bağımlılıkta bağlanma sorunu oluyor. Bağımlılık bir bağlanma hastalığıdır. Çocuk ailede bağlanacak bir güvenli ortam olmayınca bilgisayara ya da maddeye bağlanıyor. Bağlanma ihtiyacı insanın beyinsel ve nörolojik bir ihtiyaç. Bu nedenle burada çocuklarda iletişimde problem odaklı ilgi değil, pozitif ilgi çok önemli.” dedi.

Kişi beynini kullanmayı öğrenmeli

Bireyin bağımlılıklarıyla mücadelede “dur, düşün ve eyleme geç” ilkesini kullanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Beynin ön bölgesi ‘Dur, düşün ve sonra yap’ der. Beyne o eğitim verilmeli. İnsanın beynini kullanmasını öğrenmesi önemlidir. Kişi kendi kendini kontrol etmeyi başarabilir ancak kişi bunu başaramıyorsa o zaman bir uzman yardımı alınmalıdır. Çocuklara bilinçli kullanımı öğretmek, dijital okuryazarlık öğretilmeli. Çocuk anne ve babasını model olarak alır. Anne ve baba ne yapmışsa çocuk çoğu zaman onları taklit ediyor.” dedi.

Turizm Ve Gastronomi Üzerine: Aşçılar Nereye Koşuyor ?

‘’Hayat Koşusu’’

İnsanın geninde var koşmak. Bebeklikten başlar bir an önce yürümek için zorlarız bedenimizi, yürümeye başlar sonrasında koşmak için zorlarız. Bu koşu sonrasında hayatımızın bir parçası olmuştur. Bedensel güç artık hayat koşusuna dönüşmüştür. Kariyer, başarı, hedefler, liderlik vb. geçirdiğimiz evrelere baktığımız zaman da bunu en iyi şekilde görürüz, nereden nereye geldiğimizi, nerede olduğumuzu. Hayat felsefemizde başarı var ise bu koşu kaçınılmazdır.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.