Avrupa’nın En İyi İşverenleri™ 2022 Listesi’nde Türkiye Merkezli 8 Şirket Yer Aldı

Great Place to Work® Best Workplaces™ in Europe Listesi, 8 Eylül 2022’de İtalya-Venedik’te gerçekleştirilen ödül töreninde açıklandı. Kurum kültürleri ve başarılı çalışan deneyimi ile öne çıkan Türkiye merkezli 8 şirket, Avrupa’nın En İyi İşverenleri™ 2022 Listesi’nde yer aldı.

Great Place to Work® Türkiye tarafından gerçekleştirilen çalışan deneyimi anketi sonuçlarının uluslararası arenada görüldüğü Great Place to Work® Best Workplaces™ in Europe Listesi’nde Türkiye merkezli 8 şirket ve Türkiye’de faaliyet gösteren 7 çok uluslu şirket yer aldı. 8 Eylül 2022 akşamı İtalya’nın Venedik kentinde düzenlenen ödül töreninde açıklanan listede Altıneller, Assistt, BHM Otelcilik, Esbaş, Lansinoh, Latro Kimya, sahibinden.com ve Turkcell Global Bilgi Türkiye merkezli şirketler olarak yer alırken AbbVie, Chiesi, DHL Express, Hilti Europe, Hilton, Stryker ve Teleperformance da çok uluslu şirketler olarak yer aldılar.

Almanya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Kıbrıs, Lüksemburg, Norveç, Polonya, Portekiz, Türkiye ve Yunanistan’ı kapsayan Great Place to Work® Best Workplaces™ in Europe 2022 Listesi hazırlanırken 37 ülkede faaliyet gösteren 3 binden fazla şirketten 1 milyon 400 bin çalışanın geri bildirimleri analiz edildi.

Eyüp Toprak: “150 şirketin içerisinde Türkiye merkezli ve Türkiye’de faaliyet gösteren 15 şirket var”

Europe’s Best Workplaces™ 2022 Listesi’nin çalışanların hakkaniyet ve adalet algısı, çalışan aidiyeti hissi, yöneticiler ve çalışanlar arasındaki ilişki gibi konularda organizasyonların başarılarını yansıttığını belirten Great Place to Work® Türkiye Kurucu ve Genel Müdürü Eyüp Toprak, “Great Place to Work® Best Workplaces™ in Europe 2022 Listesi’nde bu yıl 150 organizasyon yer aldı. Bu şirketlerin, Trust Index™ çalışmasındaki For All™ işyeri deneyimi yaklaşımına göre yüzde 89’luk skorla, diğer ulusal şirketlere göre yüzde 10 daha yüksek skora sahip olduklarını gördük. Global ölçekte kıyaslama yapıldığındaysa bu fark yüzde 55’e ulaşıyor. Ayrıca listedeki organizasyon çalışanlarının yüzde 90’ı, işyerlerini aile ve dostlarına tavsiye ettiklerini söylüyorlar. Bugün açıklanan liste, Türkiye merkezli organizasyonların da, sağladıkları çalışan deneyimi sonuçlarına göre dünya çapındaki diğer organizasyonların arasında yer aldıklarını gösteriyor ki bundan mutluluk ve gurur duyuyoruz. Great Place to Work® Best Workplaces™ in Europe 2022 Listesi’nde yer alan çalışan odaklı yaklaşımları ile fark yaratan ve ilham veren tüm dünyadaki harika işyerlerinin sayısını artırma misyonuna ve daha iyi bir dünya hareketine katkı sağlayan tüm şirketleri kutluyorum. You are great!” dedi.

Great Place to Work® Sertifikasyon Programı ile Şirketler Kurum Kültürlerini Global Ölçekte En İyiler İle Kıyaslayabiliyor ve Tescilliyor.

Great Place to Work® Modeli, temelinde güven olan ve güçlü bir kurum kültüründe yer alması gereken 5 boyuta odaklanıyor. Bu odaklar kurumlardaki liderlerinin güvenilirliği, çalışanlara duydukları saygı ve uygulamalarındaki hakkaniyet; liderlerin bu yaklaşımlarının gurur ve takım ruhu boyutlarına olan etkisiyle birlikte ölçümleniyor. Sertifikasyon programının anket aşaması, organizasyonlara çalışan perspektifinden bakarak kurum kültürünün güçlü yönlerini ve gelişime açık fırsat alanlarını daha net bir şekilde gösteriyor. Trust Index™ Çalışan Deneyimi Anketi’ne organizasyon çalışanları tarafından verilen anonim cevaplar ile Great Place to Work® global standardını yakalayan şirketler, Great Place to Work® Harika İşyeri Sertifikası almaya hak kazanıyorlar. Anketlerde yüksek sonuçlara sahip organizasyonlar finansal performans, işe alımda yetenekler için çekim etkisi oluşturma ve çalışan aidiyeti konularında daha güçlü olmanın yanı sıra dünyanın en iyileriyle de kıyaslanıyorlar. Güçlü işveren markasına sahip Great Place to Work® Sertifikalı şirketler, yüzde 50 daha fazla yeni yetenek başvurusu alıyorlar.

İnsan Kaynakları Yönetiminde Dijitalleşme

“Aksiyon olmadan vizyon sadece bir hayal, vizyon olmadan aksiyon ise sadece bir aktivitedir. Vizyon ve aksiyon dünyayı birlikte değiştirebilir.”  Joel Barker

1990 yıllarında İKY birimleri, istihdam, iş gören seçimi, eğitim, performans yönetimi ve tazminat ile ilgili hedefleri gerçekleştirmek için kurumsal kaynak planlama (ERP) ya da web tabanlı sistemleri kullanmaya başlamıştır. 2000 yıllarında internet kullanımındaki artış sebebiyle kurumlar İKY fonksiyonundaki faaliyetlerini dijitalleştirmeye ve İKY uygulamalarının kapsamını genişletmeye başlamıştır.

Uluslararası danışmanlık firması PwC’nin 2018 yılında “Yapay Zekâ Öngörüleri” adlı raporunda Türkiye’de çalışan personellerin yapay zekâ ile çalışmaya istekli olduğu belirtilmiştir. Raporun sonucuna göre; çalışanların %78’i iş yüklerini dengelemeye yardımcı olacaksa bir yapay zekâ yöneticisiyle çalışmayı isterken, %65’ı yapay zekâ teknolojisi sayesinde sıkıcı ve rutin işlerden kurtulacaklarını, %64’ü yapay zekâ ile yeni iş fırsatlarına sahip olacaklarını ve %50’si de etkin ve verimli iş yönetimi için yapay zekayı kullanmaya istekli olduklarını ifade etmektedirler.

Günümüzde dijital dönüşümün İKY faaliyetlerini şekillendirmesi ve çalışanları yönetebilmek oldukça önem kazanmıştır. Kurumun insan kaynağı, rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için önemli ve eşsiz bir kaynaktır. Bu nedenle, dijitalleşmiş insan kaynakları da hedefe ulaşabilmek için ileriye atılmış önemli bir adım olmaktadır.

Bilgi toplumuna geçişle birlikte kurumlar da İK süreçlerinde değişiklikler yaşamıştır. Bu değişimler kapsamında kurumlar aşağıdaki uygulamalara yönelmiştir:

  • Aday havuzları çok daha geniş bir şekilde oluşturulmakta,
  • Faaliyetler kararlara katılımı destekleyecek şekilde tasarlanmakta,
  • Yaratıcılık ve yenilik becerilerini kullanabilecek, iş birliği ortamı oluşturabilecek ekipler kurulmakta,
  • Stres yönetimi, yetenek ve beceri geliştirme eğitimleri sağlanmakta,
  • İş gücünün kimlik kazanması, örgüte devamlılığının sağlanması konularında teşvik ve ödül sistemleri oluşturulmaktadır.

Dijitalleşme sayesinde küreselleşen örgütler rekabet avantajı da kazanabilmektedir. İş görenin evden çalışabilmesi veya farklı coğrafi bölgelerdeki personellerle etkileşim kurulabilmesi gibi konularda örgütlerin mesafeyle ilgili yaşayabilecekleri olumsuzluklar dijitalleşen İK faaliyetleri ile minimuma indirilebilmektedir.

Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT

Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi

İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu

Detaylı bilgiler için aşağıdaki eseri okuyabilirsiniz:

Mert, G. (2022). İnsan Kaynakları Yönetiminin Dijital Dönüşümü: İK 4.0, Ed. Ceyda Deneçli, Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları II, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.

Kanada’ya Yatırım Yapmak İçin 9 Neden

Kanada’ya Yatırım Yapmak İçin 9 Neden

Pandemi sonrası dünyanın birçok ülkesi ekonomik buhran sinyalleri vermeye başladı. Bölgesel savaşlar global krizi daha da körüklüyor. Uluslararası yatırımcılar güvenli limanlar arıyor. Peki nereye yatırım yapmalı?

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Kanada İş Konseyi Üyesi Avukat Abide Gülel küresel yatırım için Kanada’yı öneriyor. Dış Ticaret ve Enerji Hukuku Uzmanı Abide Gülel, Kanada’ya yatırım yapmanın avantajları hakkında şu bilgileri verdi:

GÜVENLİ TİCARET KORİDORU

Kanada, küresel ticaret için bir merkez olarak hizmet etmek için iyi bir konuma sahiptir. Hava taşımacılığı altyapısı dünyanın en iyisidir. Kıyı limanları ile Asya, Avrupa ve Güney Amerika’ya doğrudan deniz erişimi sağlar. Güvenli ticaret koridorları, sürekli tedarik zincirini ve ticari operasyonları kolaylaştırır.

1.5 MİLYAR TÜKETİCİYE ULAŞIN

Kanada, dünyanın en büyük 13. ekonomisine sahip. Kanada, yatırımcılara, yaklaşık 1,5 milyar tüketici ve 60 trilyon dolarlık Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) ile 49 ülkeye 14 ticaret anlaşması yoluyla tercihli pazar erişimi sağlıyor.

YETENEKLER ÜLKESİ

Kanada, 25-64 yaş arasındaki Kanadalıların yaklaşık yüzde 62’sinin yükseköğretim kurumlarından mezun olmasıyla dünyanın en eğitimli işgücüne sahiptir.

DAHA DÜŞÜK MALİYETLER

Kanada marjinal efektif vergi oranı (METR) şu anda yüzde13,8’de olup, bu G7’deki en düşük ve OECD ortalamasının altındadır.

DEVLET TEŞVİKLERİ

Kanada’da araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) yatırım yapan her büyüklükteki şirket, Kanada’nın en büyük Ar-Ge programı olan Bilimsel Araştırma ve Deneysel Geliştirme (SR&ED) vergi teşvik programından yararlanabilir.

POLİTİK İSTİKRAR

Kanada, siyasi istikrar açısından G7 ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor.

SAĞLAM BANKACILIK SİSTEMİ

Kanada, Kuzey Amerika’daki en güvenli altı bankaya sahiptir. Aynı altı banka, dünyanın en güvenli bankalarının Global İlk 50’sinde ilk 35 arasında yer almaktadır.

DÜŞÜK YOLSUZLUK

Kanada, 2021 Yolsuzluk Algılama Endeksi’nde G7’de 3. ve küresel olarak 13. sırada yer alıyor.

YAŞAM KALİTESİ

Kanada, çok iyi bir yaşam kalitesine sahiptir. Özgür bir ülkedir. Kanada, dünyanın en iyi 100 şehri arasında altı şehre sahiptir.

Kamu İhale Kurumu Görüşü: “Puan Karşılığı Yapılan Tıbbi Hizmet İhalelerinde” Ek Fiyat Farkı Hesaplanamaz

Bilindiği üzere Kamu ihalelerinde; özellikle son bir yıldır fiyat artışlarından kaynaklanan yüklenici firmaların maliyet artışlarını karşılamak amacıyla 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanuna eklenen geçici 5. Madde ve geçici 6. Madde ile bir kısım düzenlemeler yapıldı.

4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanuna eklenen gerek geçici 5. Madde gerekse geçici 6. maddenin uygulaması ile ilgili ortaya çıkan tereddütleri gidermek üzere Kamu İhale Kurumu yoğun bir mesai harcadı. Kamu ihale Kurumu tarafından söz konusu tereddütler ile ilgili uygulamayı yönlendirecek düzenleyici kurul kararları yayımlandı.

4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanuna eklenen gerek geçici 5. Madde gerekse geçici 6. Madde ile getirilen en önemli düzenlemeler ek fiyat farkı ve artırımlı fiyat farkı olmuştur. Geçici 5. Madde ile 2021 yılının ikinci altı aylık dönemindeki gerçekleşen hizmetler ve mal teslimlerine ek fiyat farkı verilmiştir. Geçici 6. Madde ile ise 2022 yılının ilk üç ayı için ek fiyat farkı ile 2022 ve 2023 yılı için ise artırımlı fiyat farkı verilmesi düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemelerden yararlanabilmek için yayımlanan esaslardaki belirlenen şartları taşımak ve geriye yönelik yapılacak hesaplamalar için 30 gün içerisinde başvuruda bulunmak gerekmekteydi.

Gerek ek fiyat farkı gerekse artırımlı fiyat farkının uygulanması ile ilgili olarak spesifik sağlık sektöründe yapılmakta olan; Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) puanı karşılığı yapılan tıbbi hizmet alımlarındaki uygulamalar bu ihalelerin kurgusundaki özel durumları nedeniyle oldukça karmaşıktır.

SUT puanı karşılığı yapılan tıbbı hizmet alımları niteliği itibarıyla fiyat farkı hesaplanan sözleşmeler haline gelmektedir. Bu ihaleler ihale ilan tarihi itibariyle; ihale edilen sağlık hizmetlerinin SUT’daki puanlarının toplamı şeklinde düzenlenmektedir. Bu ihalelerde fiyat farkı verilmemekte, fakat ihalesi yapılan sağlık hizmetlerinin SUT puanlarında bir artış veya azalış olması durumunda verilecek hizmet miktarı artmakta veya azalmaktadır. Dolayısıyla ihale edilen tıbbi hizmetlerin miktarını etkilemekte ve niteliği itibarıyla fiyat farkı düzenlemesi içermektedir.

Söz konusu ihalelerde ek fiyat farkının uygulanması ile ilgili olarak Kamu ihale Kurumu tarafından 24/08/2022 tarihli 2022/DK.D-308 nolu düzenleyici kurul kararı yayımlandı. Yayımlanan düzenleyici kurul kararının ikinci maddesi “Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan puan birimleri üzerinden ihale edilen hizmet alımlarından, ihale dokümanında SUT puanlarında değişiklik yapıldığında ödemelerin ihale tarihinde değil, ilgili (işin yapıldığı) ayda geçerli olan puanlar üzerinden gerçekleştirileceğinin belirtildiği işler için 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 5 inci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esaslar kapsamında ek fiyat farkı hesabı yapılıp yapılmayacağına ilişkindi”.

Kamu ihale kurulu söz konusu ihaleler ile ilgili olarak;

“4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, bu madde kapsamında ek fiyat farkı verilebilecek alım türleri ile ürün ve girdiler dâhil, ek fiyat farkı hesaplamalarına ilişkin esas ve usulleri tespite Cumhurbaşkanının yetkili olduğu hüküm altına alınmış ve bu yetkiye dayanılarak, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 5 inci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esaslar yürürlüğe konulmuştur. Bu Esaslara göre ek fiyat farkı hesabı yapılması da ancak ek fiyat farkı hesaplanacak alım türleri ve girdilerin Esaslarda belirtilerek, ek fiyat farkına ilişkin hesaplama yöntemi vb. gerekli düzenlemelerin yapılması halinde mümkündür.

Dolayısıyla, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 5 inci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esaslarda SUT’ta yer alan puan birimleri üzerinden ihale edilen hizmet alımlarından, ihale dokümanında SUT puanlarında değişiklik yapıldığında ödemelerin ihale tarihinde değil, ilgili (işin yapıldığı) ayda geçerli olan puanlar üzerinden gerçekleştirileceğinin belirtildiği işler için ek fiyat farkı hesabı yapılmasına ilişkin bir düzenlemeye ve formüle yer verilmeyerek söz konusu işlere ilişkin sözleşmeler kapsam dışında bırakıldığından, anılan sözleşmeler için ek fiyat farkı hesaplanmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.”

Şeklinde görüş yayınladı.

Bu görüş; 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 5 inci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esaslarda SUT’ta yer alan puan birimleri üzerinden ihale edilen hizmet alımlarından, ihale dokümanında SUT puanlarında değişiklik yapıldığında ödemelerin ihale tarihinde değil, ilgili (işin yapıldığı) ayda geçerli olan puanlar üzerinden gerçekleştirileceğinin belirtildiği işler ek fiyat farkı hesaplanmasının mümkün olmadığını söylemektedir.

Kamu İhale Kurulu tarafından hatalı bir değerlendirme sonucu yayımlanan söz konusu görüşün olası sonuçlarını şu şekilde değerlendirebiliriz.

  • 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 5 inci Maddesine göre ek fiyat farkları hesaplanmayacak varsa ödenenler idareler tarafından geri istenecektir.
  • 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 6 inci Maddesine göre ek fiyat farkları hesaplanmayacak varsa ödenenler idareler tarafından geri istenecektir.
  • 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 6 inci Maddesine göre artırımlı fiyat farkları hesaplanmayacak varsa ödenenler idareler tarafından geri istenecektir.

Kamu ihale kurulu tarafından yapılan değerlendirme; gerek 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 5’inci Maddesinin gerekse Geçici 6’ıncı Maddesinin ruhuna ve kanun koyucunun amacına aykırıdır. Bu düzenleyici kurul kararı sonucunun; zaten maliyetleri karşılamak ve yüklenicisi oldukları işleri tamamlamak açısından oldukça zor durumda olan, tıbbi hizmet firmalarını olumsuz etkileyeceği açıktır. Ayrıca bu karar sonucu firmalar ile idareler arasında yaşanacak uyuşmazlıklar ve hukuki sorunlarda sağlık sektöründe yeni iş yükleri oluşturacak mahiyettedir.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen 

İhracat Alım Talebi: Termal Tuğla

ALIM TALEBİ

Ürün Tanımı: Termal Tuğla. İhracata yöneliktir.

Miktar, ülke, liman ve ürün detaylarını öğrenmek için, tedarikçi üyeliği gerekmektedir. Tıklayınız.

Üyeliğinizin ardından, teklifinizi ticaret@satinalmadergisi.com a gönderebilirsiniz.

Son Teklif Toplama Tarihi: 23.09.2022

B2B MAĞAZA AÇILDI

Mağazada
– ürün
– hizmet
– 2. el makine teçhizat
– araç
– stok fazlası ürün
– hurda satışı yapabilirsiniz.

MAĞAZA İÇİN https://satinalmadergisi.com/magaza/  TIKLAYINIZ

E-MAĞAZADA SATIŞ YAPMAK İÇİN SATICI ÜYELİK TİPLERİNİ İNCELEYİNİZ.

Küresel Endişeler İnşaat Malzemeleri İhracatını Baskılıyor

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (Türkiye İMSAD) hazırladığı Dış Ticaret Endeksi’nin temmuz ayı sonuçlarını açıkladı. Bu dönemde küresel ölçekte resesyon endişeleri ile düşen emtia ve metal fiyatları, ihracat fiyatlarına yansımaya başladı. Temmuz ayında birim fiyatlar artarken ihracat miktarlarında düşüş yaşandı. İnşaat malzemeleri sanayinde 2,48 milyar dolarla değer olarak bu yılın en düşük ikinci aylık ihracatı gerçekleşti. Türkiye’nin sanayi ürünleri ihracatı da 13,63 milyar dolarla ocak ayı sonrası en düşük değere geriledi.

İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İMSAD tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Dış Ticaret Endeksi’ne göre temmuz ayında, inşaat malzemeleri sanayi ihracat performansı yavaşladı. Temmuz ayında çalışma gün sayısındaki düşüşle birlikte esas etki yavaşlayan pazarlardan kaynaklandı. Küresel ölçekte resesyon endişeleri ile gerileyen emtia ve metal fiyatları da temmuz ayı ihracatında etkisini hissettirmeye başladı.

2022 yılı temmuz ayında 2,48 milyar dolarla değer olarak bu yılın en düşük ikinci aylık ihracatı gerçekleşti. Buna rağmen ihracat miktar olarak geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 6,7 yükseldi. 2022 yılı temmuz ayında inşaat malzemeleri ihracatı miktar olarak geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 10,3 azalarak 4,53 milyon ton oldu.

İnşaat malzemeleri sanayi ortalama yıllık ihracat birim fiyatı temmuz ayında geçen yıla göre yüzde 19,6 artarak 0,55 dolar/kg seviyesine çıktı. 2021 yılı temmuz ayında ortalama ihracat fiyatları 0,46 dolar/kg olmuştu.

Bu ayki ihracat performansına bağlı olarak inşaat malzemeleri yıllık (son 12 aylık) ihracatı temmuz ayında 34,64 milyar dolara ulaştı. Yıllık ihracat miktar olarak 63 milyon tona inerken ihracat birim fiyatı yıllık ortalama 0,55 dolar/kg oldu.

İnşaat malzemeleri ihracatı yılın ilk yarısını tarihin en yüksek yıllık ihracat seviyesinde tamamladı ancak yılın ikinci yarısında pazarlarda savaşın etkileri, yüksek küresel enflasyon ve resesyon endişelerinin baskısı hissediliyor. Pazarlardaki yavaşlamanın ihracat üzerindeki yavaşlatıcı etkisini önümüzdeki aylarda daha güçlü şekilde göstermesi bekleniyor.

Temmuzda İthalat Yine Yüksek

Dış Ticaret Endeksi’ne göre ithalat geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 26,8 artışla 800 milyon dolara ulaştı. 2022 yılı temmuz ayında inşaat malzemeleri ithalatı miktar olarak önceki aylara göre gerileyerek 275 bin 903 ton seviyesinde gerçekleşti. Ortalama ithalat birim fiyatı ise 2,90 dolar/kg oldu.

İhracatta Birim Fiyatlar Arttı, Miktar Düştü

2022 yılı temmuz ayında inşaat malzemeleri ihracat performansı alt sektörler itibarıyla geçen yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında farklı gelişmeler gösterdi. Sekiz alt ürün grubunda da değer olarak birim fiyatlardan kaynaklı artış kaydedildi. Miktar olarak ise düşüşler görüldü.

Sekiz alt ürün grubunun altısında ortalama ihracat birim fiyatları geçen yılın temmuz ayına göre yükseldi. Küresel emtia ve nihai ürün fiyatları gerileme eğiliminde olmasına rağmen geçen yıl yaz dönemi fiyatlarının üzerinde bulunuyor.

Temmuz ayında demir çelik ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22, mineral, taş ve toprak ürünlerin ise yüzde 23,3 arttı. Metal bazlı ürünlerin ortalama ihracat birim fiyatı yüzde 24,2 yükselirken, prefabrik ürünlerde yüzde 15,5, ağaç ve ahşap ürünlerinde yüzde 25,3 arttı.

Bu dönemde sekiz alt ürün grubunun beşinde ihracat miktar olarak geçen yılın üzerinde gerçekleşti. Üç alt sektörde ise düşüş yaşandı. Miktar olarak düşüşlerde geçen yılın yüksek artışlarının baz etkileri görülmeye başlandı.

Temmuz ayında miktar olarak ihracat artışları kimyasal bazlı ürünlerde yüzde 15,8, yalıtım malzemelerinde ise yüzde 12,9 oldu. Demir çelik ürünleri ihracatı miktar olarak yüzde 16,6, mineral, taş ve toprak ürünlerin ihracatı yüzde 10 ve metal bazlı ürünlerin ihracatı yüzde 11,6 azaldı.

Sekiz alt ürün grubunun tamamında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre değer olarak yükselirken farklı artışlar gerçekleşti. Artış oranı ağaç ve ahşap ürünlerinde yüzde 26,7, prefabrik yapılarda yüzde 18,9, mineral ürünlerde yüzde 10,4 olurken, demir çelik ürünlerinde yüzde 1,5 seviyesinde kaldı.

Türkiye’nin Sanayi İhracat Performansı Temmuz Ayında Yavaşladı

Temmuz ayında çalışma gün sayısının azalması ve pazarlardaki yavaşlama sanayi ihracatında da durağanlaşmaya yol açtı. Bu dönemde sanayi ürünleri ihracatı değer olarak 13,63 milyar dolara inerken, ocak ayı sonrası en düşük ihracat olarak kaydedildi.

Rusya-Ukrayna savaşının pazarlardaki etkileriyle birlikte ihracat miktar olarak da düştü. 2022 yılı temmuz ayında Türkiye toplam sanayi ürünleri ihracatı miktar olarak 8,26 milyon tona gerileyerek ocak ayı sonrası en düşük seviyesine geldi.

2022 yılı temmuz ayında ortalama ihracat birim fiyatları küresel fiyat düşüşlerine rağmen sınırlı ölçüde arttı. Sanayi malı ihracatında ortalama birim fiyatları 2021 yılı temmuz ayında 1,46 dolar/kg iken 2022 yılı temmuz ayında 1,65 dolar/kg’a çıktı.

Yüksek ihracat birim fiyatlarının ihracata katkısı sürerken, önümüzdeki aylarda bu etkinin azalması bekleniyor. Savaşın yukarı ittiği fiyatlar resesyon endişeleri ile temmuz ayından itibaren gerileme sinyalleri veriyor.

İnşaat malzemeleri sanayi dışındaki sanayilerin toplam ihracatı değer olarak 2022 yılı temmuz ayında önceki aya göre gerileyerek 11,15 milyar dolar oldu. İhracat miktar olarak da düştü.

İnşaat malzemeleri sanayi dışındaki sanayilerin ortalama ihracat birim fiyatı geçen yıl temmuz ayında 2,83 dolar/kg iken bu yıl 2,99 dolar/kg seviyesine çıktı.

Türkiye’nin sanayi mallarına yönelik ilave talebi yeni yılın ilk yarısında yüksek gerçekleşirken, hem Rusya-Ukrayna savaşının pazarlarda artan etkileri hem de resesyon endişeleri ile yılın ikinci yarısında sanayi ihracatındaki artışın yavaşlaması bekleniyor.

 

Ticaretle ilgili alım-satım ve danışmanlık taleplerinizi, https://satinalmadergisi.com/ticaritalep/ sayfasından iletebilirsiniz.

Sosyal Medya; Gelişmeleri Kaçırma Korkusu ve İş Yaşamı

İnsanlar, sosyal medyayı kullandıklarında günlük yaşamlarındaki gibi iletişim kurduklarını düşünür. Sosyal medya kullanıcıları, boş vakitlerini değerlendirdiklerini ve eğlenip dinlenip, iletişim kurduklarını düşünürken vakitlerinin çoğunu sosyal medyada harcamakta böylelikle sosyal medya kullanımı yeni bir yorgunluk kaynağı haline gelmektedir. Sosyal medyada harcanan zaman neticesinde sosyal medyanın kendisi bir meşguliyet haline gelmekte, sosyal medya kullanıcılarının tüm zamanlarını kaplar hale gelmektedir. Sosyal medyanın derinden etkilediği alanlardan biri iş hayatıdır demek yanlış bir önerme olmayacaktır. Bireylerin hayatlarının tüm alanlarını kaplamaya başlayan sosyal medya bağımlılıklar yaratarak iş yaşamının sorunlarına yenilerini eklemektedir.

Sosyal medyanın neden olduğu diğer bir sorun ise, “Gelişmeleri Kaçırma Korkusu” (Fear of Missing Out) (FOMO) olarak nitelendirilebilir. Kişi yeni olayları veya gelişmeleri kaçırmamak için sürekli olarak sosyal medya platformlarını veya mesajlarını kontrol etmektedir. Ona göre hayatın geçtiği yer sosyal medyadır ve bu bağlamda dürtüsel davranmakta, hayatı kaçırdığı endişesiyle işini sık sık bölmektedir. Dikkati dağınık, odaklanması zayıftır.  Öte yandan sosyal medyada yansıtılan hayatın güzel ve eğlenceli tarafları da kişiyi umutsuzluğa sürüklemekte, “herkes eğlenirken ben çalışıyorum” duygusu geliştirmesine neden olmaktadır.

“Gelişmeleri Kaçırma Korkusu (FOMO)”nun yakından ilişkili olduğu  “phubbing” kavramı bu sorunu katmerlendirmektedir. “Phubbing” olarak nitelendirilen kavram, İngilizce “phone” ve “snubbing” (görmezden gelme) kelimelerinin bir bileşiminden oluşmakta ve kişinin  telefonuna dalıp diğer insanları  ve işleri görmezden gelmesi olarak nitelendirilmektedir. Phubbing ve Gelişmeleri Kaçırma Korkusu (FOMO)  ile  sosyal medyanın bağımlılık üretici yapısı sayesinde  kişinin işini savsaklamasına kadar götüren bir etkisinin olduğu da ileri sürülmektedir. Örneğin Facebook kullanımına ilişkin yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda elde edilen bulgular, Facebook kullanımının bazı insanlarda yoksunluk belirtisi gösterecek kadar bağımlılık yapıcı bir etkisi olduğunu göstermektedir. Bu araştırmalarda elde edilen bulgulara göre Facebook bağımlılığı, kendini çekme ve olumsuz duygular yaşama, nüksetme, duygu durum değişiklikleri ile görevleri ve çevresiyle çatışma yaşama gibi davranışsal bağımlılık belirtileri ile uyumludur (Turel, 2015: 84).Kısacası sosyal medyanın yoğun bir biçimde kullanılmasının ve bağımlılık haline gelmesinin kişiler üzerinde tükenmişlik de dâhil olmak üzere çalışma yaşamına uzanan birçok olumsuz etkisinin bulunduğu, örneğin kişilerin işyerindeki verimliliğini ve iş güvencesini de olumsuz bir biçimde etkilediği de ileri sürülmektedir (Soror, Steelman ve Turel, 2022: 68).

Sosyal medya onca pırıltısına karşın vaad ettiği iletişim, etkileşim hızına rağmen uzun vadede bağımlılık yaratan yapısıyla kişilerin hayatını olumsuz yönde etkilemekte, bu durum iş hayatına da yansımaktadır. Kişiler “phubbing”e daldığı zaman dünyayı unutmakta, gelişmeleri kaçırmama korkusu onların hayatı kaçırmalarına neden olmakta, iş yaşamları yara almaktadır.

Dr. Esma Gültüvin GÜR OMAY

Kaynakça

Turel, O. (2015), “An Empirical Examination of the “Vicious Cycle” of Facebook Addiction”, Journal of Computer Information Systems, 55 (3), pp. 83-91

Soror, A., Steelman, Z. R. and Turel, O. (2022), “Exhaustion and dependency: A habituation–sensitization perspective on the duality of habit in social media use”, Information Technology & People, 35 (1), pp. 67-95.

İskele İnşaat Projeleri ve Teknik Satınalma

Türkiye 3 tarafı denizlerle çevrili ve jeopolitik anlamda kıyıları çok değerli olan bir ülkedir. Çağımızda deniz taşımacılığının önemi artış göstermektedir ve gelişen teknoloji ile birlikte dünya çapında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Dünya ticaretine hakim olan bölgelerdeki ülkeler kıyı liman yapılarına daha çok önem vermeye başlamıştır. Bir yarımada ülkesi olarak bu gelişmeler bizim de modern liman ve tersane tesislerine olan ihtiyacımızı arttırmıştır.

İskeleler;

İskeleler yapısal olarak kazıklar ve kazıkların üzerine oturtulan plaklardan oluşan kıyıya dik yanaşma yapılarıdır. Yanaşma yüzeylerinin şekillerine göre Şekil 1.1’ de gösterildiği gibi T tipi, L tipi ve Parmak tip şeklinde olabilirler. Söz konusu şekiller arasından hangisinin uygun bulunacağı seçilirken en önemli etken su derinliğidir.

İskele Projeleri Ön Hazırlık;

İskele yapımının belirli standart ve kuralları vardır. Bu kurallar Kıyı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte belirtilmiştir. Öncelikle iskeleyi yapacak firma tarafından vaziyet planı oluşturulur. Bu plana ek olarak iskelenin neden yapılacağı hakkında bir yazı sunulur. Bu plan ve yazılarla Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğüne ya da Valiliğe başvurulur.

Proje Detaylarının Belirlenmesi;

25 yıllık saha tecrübemize göre hem tasarım hem planlama anlamında söz konusu.

Proje detaylarının belirlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Bunların yanında coğrafik etkenler, sismik yükler tasarım aşamasında dikkate alınması şart olan parametreleri oluştururlar.

Proje Teknik Şartname Neden Önemlidir ?

Teknik Şartnamenin eksiksiz olarak hazırlanması projenin nihai başarısı için çok önemlidir. Tecrübeli Profesyonel Ekipler tarafından hazırlanmış Teknik Şartname projenin doğru bir biçimde tasarlanmasını, çalışmanın öngörülen takvim dâhilinde yapılmasını ve kaynakların israf edilmemesini sağlar.

Saha İncelemeleri;

Proje süresince firmanın bünyesindeki profesyonel proje ekibi tarafından maliyet, hesap işleri, mühendislik (Kıyı ve liman yapılarında denizden gelen dalga, rüzgâr, akıntı gibi yükleri kadar, deprem

Yükleri de etken rol oynamakta ve tasarım aşamasında bu durumlar göz ardı edilirse ciddi hasarlar oluşabilmektedir. ) tasarım, araştırma, geliştirme, satış ve üretim gibi alanlarda incelemeler yapılarak, raporlar hazırlanmalıdır.

Proje Kilometre Taşları;

Kilometre taşlarına ulaşılması ekip moral ve motivasyonu için önemli rol oynar, kilometre taşı aktivitelerinin süresi ‘’0’’ dır, kilometre taşını bir örnekle açıklayalım.

1986 Milano Uluslararası Maratonunu kazanan Japon atlet Yamada ya nasıl başardığı sorulduğunda ‘’ Yarış pistini ve yol kenarındaki binaları, ağaçları hayal ettiğini, birine ulaştığında diğerine ulaşması gerektiği konusunda kendini motive ettiğini ‘’ söylemiştir.

Proje Takvimi Neden Önemlidir ?

Kuruluşların yalnızca %35’i projeleri çoğunlukla veya zamanında tamamladığını göz önünde bulundurursak takvimin işi bilen profesyonel ekipler tarafından yapılmasının önemini anlamış olacağız öncelikle Programa uymanızı sağlar, Bütçenin altında kalmayı kolaylaştırır, Darboğazları belirleyebilir ve buna göre hazırlık yapabilirsiniz.

 

Örnek Bir Proje:  Mersin Anamur İskele İnşaatı;

 

Mersin Anamur İskelesi  2018 – 2020 tarihler arasında yapılmıştır.

İşin Adı                    : Mersin Anamur İskele İnşaatı.

İskele Eni                : 50 mt

İskele Boyu             : 350 mt

Kazık Çap                : 1200×18 mm

Kazık Sayısı             : 550 adet

Kazık Çakma Boyu : 36 mt

Beton Sınıfı             : C40

İskele Yapımı;

İskele deniz taşıtlarının sol tarafını ifade etmek için kullanılan bir terim olmakla beraber, kıyılardan denize doğru uzantı olarak kurulan ve gemilerin yanaşmasını sağlayan yapılardır. Kıyıya yanaşamayan gemiler bu sayede iskeleye yolcu, mal ve yük indirimi gerçekleştirebilir. Özellikle ağır yüklü eşyaların taşınması ve araçlara nakliyesi iskele sayesinde oldukça kolay olmaktadır.

Yüklenici Belirlerken Şunlara Dikkat Edin

İlkönce birden çok yükleniciden teklif alınız, Yüklenici firmanın yetki belgesi olup olmadığını araştırınız, Yüklenici firmanın refanslarını araştırınız, Firmanın finansman ve ekonomik durumunu araştırınız, Firmanın güvenilir olup olmadığını araştırınız

Neden Uzmanlık Gerekli?

25 yıllık saha tecrübemiz göstermektedir ki, İskele yapımı belirli standartlara bağlı olduğu için işin uzmanı firmalar tarafından yapılması gerekir. Bu şekilde yapımı daha kolay olmakta ve hem zaman hem maddi açıdan tasarruf sağlanmaktadır.

Kısaca özetleyecek olursak Profesyonel Geçmişi, Elemanları, Referansları ve Yeterli Finans Gücüne Sahip Yüklenicileri seçmekle firmanızı risk atmamış olacaksınız.

Mustafa ÖZTÜRK

Hafta ve Genel Tatil Günlerinde Çalışan Üst Düzey Yöneticiler, Tatil Ücretine Hak Kazanabilir mi ?

Uygulamada üst düzey yönetici konumunda olan kişiler görev ve sorumlulukları gereği çalışma gün ve saatlerini kendileri belirledikleri için günlük çalışma süresi üzerinde fazla çalışma yapsalar dahi fazla çalışma ücretine hak kazanamamaktadırlar. Bunun gerekçesi ise, kendilerine işverenlerce görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin ödeniyor olması, kendisine ve çalışma gün ve saatlerini kendilerinin belirliyor olmasıdır.

İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, çalışma gün ve saatlerini kendileri belirliyorsa fazla çalışma ücretine hak kazanamayacaklardır.

Ancak, işyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticilere işveren tarafından hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, üst düzey yönetici kendi inisiyatifi ile bu günlerde çalışma yapmışsa, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanabileceklerdir. Çünkü üst düzey yöneticilerin fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı kuralı hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarını kapsamamaktadır. Elbette ki üst düzey yöneticilerin hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştıklarını ispat etmeleri gerekir. Üst düzey yöneticilerin hafta ve genel tatillerde çalıştığının ispatı konusunda işyeri kayıtları ile özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren kamera kayıtları delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmaların bu tür delillerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları esas alınmaktadır.

Bununla birlikte, işyerinde kimlerin üst düzey yönetici sayılacağı ve bunun ispatı önem arz etmektedir. Konuyla ilgili yüksek mahkemenin içtihat kazanmış bir çok kararında, üst düzey yönetici olan kişilerin bu sıfata sahip olduğunun ispat yükümlülüğünün işverene ait olduğu belirtilmektedir.

Nitekim, Yargıtay bir kararında, “Somut uyuşmazlıkta, davacı tanıklarının, işyerinde davacının üzerinde çalışan yöneticilerin bulunduğunu beyan ettikleri görülmüş olup, davacının çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğine yönelik bir açıklama veya yazılı kayıt dosya içerisinde bulunmamaktadır. Davalı tarafından, davacının üst düzey yönetici konumunda olduğu ve mesai işleyişini kendisinin belirlediği savunulmasına karşın buna yönelik bir delil dosyaya sunulmamıştır” demek suretiyle işverence görevlendirilen kişinin üst düzey yönetici olup olmadığı ve bu kişinin mesai işleyişini kendisinin belirlediğinin ispat edilmesi gerektiğine hükmetmiştir[1].

Yargıtay’a göre, “İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşana çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.

Kabule göre de; işyerinde üst düzey yönetici konumunda çalışan işçinin, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin ödenmesi durumunda ayrıca fazla mesai ücretine hak kazanamayacağı kuralı hafta tatili ve genel tatil alacaklarını kapsamamaktadır. Bilirkişi raporunda davacının hafta tatili alacağının ispatlanamadığı gerekçesiyle hesaplanmaması ve mahkemece sonuç itibariyle hafta tatili alacağının reddine karar verilmesi yerindedir. Ancak ispatlanan ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır”[2].

Sonuç olarak, işyerinde üst düzey yönetici konumunda çalışan işçinin, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı kuralı hafta tatili ve genel tatil alacaklarını kapsamaz. Dolayısıyla, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışan üst düzey yöneticiler hafta ve genel tatil ücretine hak kazanır.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.01.06.2017 T., E.2017/4979, K.2017/9534 Legalbank.

[2] Y9HD.02.02.2021 T., E.2019/3227, K.2021/3106 Legalbank.

Promosyon Ürünleri E-Mağaza’da

Satınalma Dergisi E-Mağaza‘da promosyon ürünleri kategorisi açıldı. Kurumsal ihtiyaçlarınıza hızlı ve kolay bir şekilde karşılayabilirsiniz.

E-Mağazada ofislerinizi süsleyecek kristal isimlikler ve kristal küpler farklı model seçenekleri ile satışa sunuluyor. Şirketinizin özel etkinliklerinizde ödüllendirme ve tebrik amacıyla sunabileceğiniz kristal plaketlerimizi de inceleyebilirsiniz.

Ürün ve hizmetlerinizi e-mağazada satışa sunmak için bize SATICI OL formu üzerinden ulaşabilirsiniz.