Bitcoin, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde resmi para birimi oldu

Orta Afrika Cumhuriyeti hükümeti, Bitcoin'in ülkedeki para birimi ve döviz kuru zorluklarını çözmeye yardımcı olacağını umuyor.

Orta Afrika Cumhuriyeti (CAR), Kenya ve Nijerya gibi bölgesel kripto para birimi öncülerini geride bırakarak, kıtanın Bitcoin’i resmi olarak kabul eden ilk ülkesi oldu.

Orta Afrika Cumhuriyeti hükümeti, Bitcoin’in ülkedeki para birimi ve döviz kuru zorluklarını çözmeye yardımcı olacağını umuyor.

El Salvador, Bitcoin’i dünyada resmi olarak kullanan diğer tek ülkedir. 

CAR parlamentosu, para birimi ve döviz kuru zorluklarını çözme ihtiyacından kaynaklanan Bitcoin’in benimsenmesi lehine bir yasayı oybirliğiyle kabul etti.

BBC, CAR’ın başkenti Bangui’de ekonomist olan Yann Daworo’nun “İşadamları artık yurtdışında alışveriş yapmak için dolara veya başka bir para birimine dönüştürülmesi gereken CFA frangı bavullarıyla dolaşmak zorunda kalmayacaklar” dediğini aktardı.

Bir blockchain veri platformu olan Chainalysis’in yakın tarihli bir raporu, pandeminin zirvesinde – 2020’nin ortasından 2021’in ortasına kadar – Afrikalıların bir önceki yıla göre% 1200 artışla 105.6 milyar dolarlık ödeme aldığını tespit etti.

CAR, El Salvador’dan sonra Bitcoin’i yasal olarak kabul eden ikinci ülkedir.

CAR Başkanı Faustin-Archange Touadera’nın ofisi Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Bitcoin’in resmi bir para birimi olarak benimsenmesinin, Afrika ülkesi için yeni fırsatlar yaratmaya yönelik belirleyici bir adımı temsil ettiğini” söyledi.

IMF’nin kırılgan olarak tanımladığı bir güvenlik durumundan rahatsız olan CAR’ın en popüler kripto para birimini benimsemesi, muhtemelen uzun süredir devam eden mali zorlukların üstesinden gelmek için için farklı bir şey denemek istemenin bir sonucudur.

Baker Mckenzie, yasal uygulamaya göre, “Fransa tarafından desteklenen bölgesel bir para birimi” olan Orta Afrika, CFA frangı değişim birimini kullanan yaklaşık altı Orta Afrika ülkesi (Kamerun, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Gabon ve Ekvator Ginesi) arasında olduğunu belirtmektedir.

Bununla birlikte, Bitcoin’in CAR tarafından resmi olarak benimsenmesi, eleştirelere yol açtı, hatta bazıları Bitcoin’in ülkedeki Rus savaş ağalarının elinde çalıştığına işaret etti.

Economist İstihbarat Birimi, “CAR, topraklarının çoğunun çeşitli isyancı gruplar tarafından kontrol edildiği başarısız bir devlet olmaya devam ediyor, ancak hükümet Rus paralı askerlerinin desteğiyle başkent Bangui de dahil olmak üzere kilit şehirleri elinde tutacak” diyor.

Başka bir eleştirmen, “Bu işe yaramayacak, ama USD egemenliğinin öldüğünü göstererek oradaki Rus derebeylerini memnun ediyor. Bu yüzden başarısız olacak ve muhtemelen ülkenin mezarını daha derine kazmasına yardımcı olacak.” şeklinde konuşarak bu hamlenin başarısızlıkla sonuçlanacağını vurguladı.

 

 

İhale Konusu İşe Uyan Fakat Benzer İş Tanımına Uymayan İş Deneyim Belgesi?

İhale Konusu İşe Uyan Fakat Benzer İş Tanımına Uymayan İş Deneyim Belgesi?

Mehmet ATASEVER
Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen  

Anahtar Kelimeler; İş Deneyim Belgesi, Benzer İş, İhale Konusu İş, İhale Dokümanı, Teklif Değerlendirme

İtirazen Şikayet Konusu; İdarece hazırlanan İdari Şartnamede yer verilen benzer iş tanımının araç kiralaması işlerini kapsamadığı, ihale konusu işin genel anlamda araç kiralaması işi olduğu ve bu durumun ihaleye katılımı ve rekabeti engellediği için yapılan ilan düzenlemesinin mevzuata aykırı olduğu iddialarına yer verilmiştir.

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; 06.04.2022 tarihli ve 2022/UH.I-432 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Kamu İhale Kurulu tarafından ihale işlem dosyası üzerinden yapılan inceleme neticesinde;

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İhaleye katılımda yeterlik kuralları” başlıklı 10’uncu maddesinde “ İstekli tarafından kamu veya özel sektöre bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin olarak;

  1. d) Son beş yıl içinde kabul işlemleri tamamlanan mal ve hizmet alımlarına ilişkin deneyimi gösteren belgeler,” hükmü,

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde “Benzer iş: İhale konusu iş veya işin bölümleriyle nitelik ve büyüklük bakımından benzerlik gösteren, aynı veya benzer usullerle gerçekleştirilen, teçhizat, ekipman, mali güç ve uzmanlık ile personel ve organizasyon gerekleri bakımından benzer özellik taşıyan işleri” hükmü,

Anılan Yönetmelik’in “İş deneyimini gösteren belgeler” başlıklı 39’uncu maddesinde “(1)İş deneyimini gösteren belgelerin istenildiği ihalelerde; teknolojik ürün deneyim belgesinin ve yurt içinde veya yurt dışında kamu veya özel sektörde bedel içeren tek bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin olarak;

  1. İlk ilan veya davet tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde kabul işlemleri tamamlanan hizmet alımlarıyla ilgili iş deneyimini gösteren belgelerin,
  2. Devredilen işlerde devir öncesindeki veya sonrasındaki dönemde ilk sözleşme bedelinin en az % 80’inin gerçekleştirilmesi şartıyla, ilk ilan veya davet tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde kabul işlemleri tamamlanan hizmet işleriyle ilgili iş deneyimini gösteren belgelerin,
  3. Yapımla ilgili hizmet işleri dahil hizmet alımı ihalesiyle gerçekleştirilecek danışmanlık hizmetlerinde, Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin 38 inci maddesinde düzenlenen iş deneyimini gösteren belgelerin,

istenilmesi zorunludur.

(2) İlk ilan veya davet tarihi ile ihale veya son başvuru tarihi arasında kabul işlemleri tamamlanan hizmet işleri, ilgisine göre birinci fıkranın (a) veya (b) bendi kapsamında değerlendirilir…” hükmü bulunmaktadır.

İhale İlanı’nın “İhale konusu işe ilişkin bilgiler” başlıklı 2’nci maddesi “Esenyurt ilçesi sınırları dahilinde Atıkların Toplanması ve Nakli, Cadde, Sokak ve Pazar Yerlerinin El ve Makine İle Süpürülmesi, Yıkanması, Çöp Konteynerlerinin Yıkanması işi kapsamında 119 taşıt/araç sürücüsüz kiralama hizmet alımı (9 Ay)…” şeklinde,

Anılan İlan’ın 4.4’üncü maddesi “Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:

4.4.1.Kentsel temizlik işleri kapsamında evsel/katı atık toplama/taşıma/nakli/temizliği hizmet alımı işleri benzer iş olarak değerlendirilecektir.

(İstekli tarafından sunulan iş deneyim belgesinde evsel/kaba atık taşıma ve araç/taşıt çalıştırılması dışında olan ‘’personel, kıyafet, mal/malzeme v.b.’’ bulunması durumunda, bu iş kalemlerine ait tutarlar iş deneyim belgesinden çıkarılmak suretiyle, iş deneyim belgesi kalan tutar üzerinden değerlendirmeye alınacaktır).” şeklinde düzenlenmiştir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanun’un 10’uncu maddesinde istekliler tarafından kamu veya özel sektöre bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ihale dokümanında idare tarafından belirlenen ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin olarak iş deneyim belgelerinin sunulmasının zorunlu olduğu,

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nde yapılan benzer iş tanımı dikkate alındığında; ihale konusu iş veya işin bölümleriyle nitelik bakımından benzerlik göstermesi, aynı veya benzer usullerle gerçekleştirilmesi, teçhizat ve diğer ekipman ile mali güç ve uzmanlık ile personel ve organizasyon gerekleri itibariyle benzer nitelikte olan işlerden edinilen iş deneyim belgelerinin kabul edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.

İhalelerde istekliler tarafından sunulacak iş deneyim belgelerinin değerlendirilmesinde iki ölçüt bulunmaktadır. Bunlardan ilki, sunulan iş deneyim belgelerine konu işlerin ihale konusu iş veya benzer iş tanımına uygunluğu, ikincisi ise güncellenmiş iş deneyim belge tutarının teklif bedeline göre idarece istenilen tutarın sağlanması şeklindedir.

Benzer iş tanımı, idareler tarafından belirlenirken ihale konusu iş veya işin bölümleriyle nitelik bakımından benzerlik gösteren, aynı veya benzer usullerle gerçekleştirilen, teçhizat ve diğer ekipman ile mali güç ve uzmanlık ile personel ve organizasyon gerekleri itibariyle benzer nitelikte olan işlerden edinilen iş deneyim belgelerinin kabul edilmesi imkân verebilecek şekilde düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu belirlemeler neticesinde istekliler tarafından benzer iş tanımına uygun iş deneyim belgesi kullanılarak ihaleye teklif verilebileceği gibi ihale konusu işe uygun iş deneyim belgesi kullanılması benzer iş tanımından bağımsız olarak her durumda mümkün olmaktadır.

İdare tarafından gerçekleştirilecek ihale konusu işin ihaleyi yapan belediye başkanlığı tarafından yapılacak olan atıkların toplanması ve nakli, cadde, sokak ve pazar yerlerinin el ve makine ile süpürülmesi, yıkanması, çöp konteynerlerinin yıkanması işi için gerekli 119 adet sürücüsüz araç kiralama hizmet alımı olduğu görülmüş olup, ihale konusu işin asıl amacının araç kiralanması işi olduğu, benzer iş tanımının ise; kentsel temizlik işleri kapsamında yapılan evsel, katı atık toplama, taşıma, nakli ve temizliği hizmet alımı işleri olarak belirlendiği, bu nitelikteki iş deneyim belge tutarlarından ‘’personel, kıyafet, mal/malzeme v.b.’’ kısımlarının çıkartılmak suretiyle değerlendirileceği anlaşılmıştır.

Başvuru sahibi tarafından benzer iş tanımında araç kiralama işine yer verilmemesinin rekabet oluşmasını engellediği iddia edilmektedir.

Yukarıda aktarıldığı üzere istekliler tarafından ihale konusu iş veya benzer iş tanımına uygun iş deneyim belgeleri ile ihaleye katılabilecekleri, benzer iş tanımında araç kiralama işlerine yer verilmemiş olmasının idarenin ihtiyacı olan kent temizliği işinde kullanılmak üzere sürücüsüz araç kiralama işlerinden edinilen iş deneyim belgelerinin kullanılmasına engel teşkil etmeyeceği, araç kiralama işlerinin birbirinden farklılık arz edebileceği, binek araç vb.lerinin kiralanması işleri ile mevcut idare ihtiyacı olan kent temizliği işinde kullanılacak araçların kiralanması işlerinin uzmanlık ve organizasyon gerekliliklerinin aynı olmadığı, her türlü araç kiralama işlerinin benzer iş olarak belirlenmesi noktasında idarenin takdir yetkisi bulunduğu değerlendirilmiş olup başvuru sahibinin iddiası yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Mahalli idarelerin kent temizliği işleri 01.01.2018 sonrasında yapılamamakla birlikte bu tarih öncesinde ihale edilerek 31.03.2018 tarihine kadar tamamlanan işlerin bulunduğu hizmet alımlarında iş deneyim belgelerinin ilan tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde kabulü yapılan işlerden olması gerektiği dikkate alındığında bu işlerden edinilen iş deneyim belgelerinin kullanılmasının mümkün olduğu anlaşılmıştır.

Mehmet ATASEVER
Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen 

 

 

Çalışanların %59’u Geleneksel Çalışma Yöntemlerinin Değişeceğini Düşünüyor

Eleman.net, 22.400 kişinin katılımıyla tamamlanan “Dijitalleşme ve İş Hayatına Etkileri” başlıklı çalışmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Araştırmaya göre iş dünyası çalışanlarının büyük bölümü dijitalleşmenin iş hayatını kolaylaştırdığını düşünüyor. Çalışanlar, teknolojik dönüşümle birlikte gelecekte geleneksel işyeri kavramının ve çalışma yöntemlerinin ise kökten değişeceğini savunuyor.

Dijitalleşme hem iş hayatını hem de özel hayatı derinden etkilemeye ve dönüştürmeye devam ediyor. Çalışanların bu dönüşüme yaklaşımları ise iş dünyasının üzerinde en çok durduğu konular arasında yer alıyor. Firmaların aradığı elemanı, iş arayanların ise aradığı işi bulduğu Türkiye’nin istihdam kaynağı Eleman.net, “Dijitalleşme ve İş Hayatına Etkileri” başlıklı çalışmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Türkiye genelinden 22.400 kişinin katıldığı çalışma, iş dünyasının dijitalleşmenin getirdikleriyle ilgili görüşlerini yansıtıyor. Ankete katılanlar, dijitalleşmenin iş hayatını kolaylaştırdığını belirtirken, teknolojik dönüşümle birlikte gelecekte geleneksel işyeri kavramının ve çalışma yöntemlerinin kökten değişeceğini düşünüyor.

İş Hayatını Zorlaştırdığını Düşünenlerin Oranı %6

Çalışmaya katılanların;

  • %67’si dijitalleşmenin iş hayatını kolaylaştırdığını belirtirken,
  • %22’si teknolojik gelişmelerin iş hayatını dönüştürdüğünü,
  • %6’sı iş hayatını zorlaştırdığını,
  • %5’si ise herhangi bir etki yaratmadığını,

savunuyor.

Geleneksel Çalışma Yöntemlerinin Değişeceğini Düşünenlerin Oranı %59

‘Teknolojik dönüşümle birlikte gelecekte geleneksel işyeri kavramı ve çalışma yöntemlerinin kökten değişeceğini düşünüyor musunuz’ sorusuna, çalışmaya katılanların %59’luk bölümü evet değiştirecek şeklinde yanıt sundu. Katılımcıların %37’si kısmen değiştireceği, %4’ü ise değiştirmeyeceği yönünde görüş belirtti.

İnsan İş Gücünün Yerini Gelecekte Yapay Zekanın Alacağını Düşünenlerin Oranı %47

İş hayatını en fazla etkileyen dinamiklerin başında yapay zeka ve dijital teknolojiler geliyor. Bu dinamiklerle ilgili olarak katılımcılar, ‘yapay zekanın ve dijital teknolojilerin gelişmeye devam etmesiyle insan iş gücünün yerini gelecekte yapay zekanın alacağını düşünüyor musunuz’ sorusuna %47 ile evet alacak yanıtını verirken, %40’ı kısmen alacağını, %10’u ise kesinlikle almayacağını yanıtını sundu.

Ankete katılanların %45’i kadın, %55’i erkek

Eleman.net’in “Dijitalleşme ve İş Hayatına Etkileri” başlıklı çalışmasına Türkiye genelinden %45 kadın, %55 erkek oranıyla 22.400 kişi katıldı. Katılımcıların %46’sını lise mezunları, %18’i lisans, %18’i ön lisans, %16’sı ilköğretim ve %2’si yüksek lisans şeklinde sıralandı. Katılımcıların büyük bölümünün yaş grupları ise sırayla %26 ile 21-25 yaş grubu, %21 ile 26-30 yaş grubu, %14 ile 31-35 yaş grubu, %14 ile 36-40 yaş grubu ve %10 ile 41-45 yaş arasındaki bireylerden oluştu.

Neden Bir Çift El Kiraladığımda Aynı Zamanda Bir İnsan da Almış Oluyorum ?

Neden Bir Çift El Kiraladığımda Aynı Zamanda Bir İnsan Da Almış Oluyorum ?

Prof. Dr. Umut Omay

Henry Ford

Bu yazının başlığını oluşturan ifade Henry Ford’a atfedilen bir sözdür (1). Ford’un bu sözünden çıkarılacak sonuç, Ford’un yalnızca emek gücü ile ilgilendiği, emek gücünü bu gücün kaynağı olan insandan soyutlamayı tercih ettiğidir. Hemen şunu da belirtmek gerekir ki, bu düşünce 20. Yüzyılında başında genel olarak kabul gören bir bakış açısını yansıtmaktadır. Örneğin Yönetim Bilimleri açısından önemli bir isim olan Frederick Taylor da “Bilimsel Yönetimin İlkeleri” çerçevesinde o dönemin bakış açısının bir yansıması olarak insan unsurunu yalnızca “emek” olarak, diğer bir deyişle “iş gücü” olarak ele almıştır (2).

İktisat Biliminin de üretim sürecinde insana bakışının benzer olduğu söylenebilir. Örneğin, İktisat eğitimi sırasında üzerinde durulan ilk konular arasında yer alan “üretim faktörleri” ve bu faktörlerin gelirleri basitçe şu şekilde açıklanır: “Girişimci, doğal kaynaklar, sermaye ve emek olmak üzere dört üretim faktörü vardır ve bu üretim faktörlerinin üretim sürecinde yer almalarının karşılığı olan gelirleri sırasıyla kâr, rant, faiz ve ücrettir”. Dolayısıyla üretim faktörleri kendilerine özgü karşılığı almak üzere üretim sürecine katılan varlıklardan başka bir şey ifade etmemektedir. Bu bakış açısının ulaştığı bir sonuç ister istemez şu olmaktadır: “Üretim sürecine katılan insanın kendisi değil, o insanın emek gücüdür ve üretim sürecine katkısının karşılığı olarak ücret ödenmektedir”.

Ne var ki, emek ve insan arasındaki söz konusu soyutlamanın ne kadar doğru olduğu 1920’li yılların ortalarından itibaren tartışılmaya başlanmıştır. İnsanın üretim sürecinde üstlendiği rolün bir çift elden fazlasını ifade ettiğinin anlaşıldığı ilk araştırmalardan biri ünlü Hawthorne Deneyleridir. Hawthorne Deneylerindeki önemli özelliklerden biri araştırmanın ilk tasarlandığı dönemde hâkim olan “Bilimsel Yönetim İlkelerine” dayanan geleneksel bakış açısıyla oluşturulmasına rağmen ortaya çıkan ilk sonuçların ve bunların tuhaflığı(!) nedeniyle araştırmanın yeni bir ekip ve tasarım ile sürdürülmesidir. Öyle ki, ismi Hawthorne Deneyleri ile özdeşleşmiş olan Elton Mayo, aslında araştırmaya ekibiyle birlikte sonradan dâhil olan bir bilim insanıdır (3). Elton Mayo önderliğindeki yeni ekibin deneyler tamamlandığında ulaştığı sonuçların ana fikrinin şu olduğu söylenebilir: İnsanlar işlerini yaparken sosyal ve psikolojik unsurlardan fazlasıyla etkilenmektedir ve aslında verimliliği belirleyen de bu unsurlardır. Kısacası bu deneyler sonucunda “çalışanların hitap edilmesi gereken bir kalpleri olduğu” anlaşılmıştır (4).

İlerleyen süreçte yapılan çalışmalar ve tartışmalar ile birlikte emek gücünün ve bu gücün kaynağı olan insanın birbirlerinden soyutlanamayacağı sonucuna ulaşıldığı ve bu düşüncenin genel bir kabul haline geldiği söylenebilir. Bununla birlikte Ford’un el mecazı ile ifade ettiği algının tamamen ortadan kalmadığını, belli belirsiz bir biçimde arka planda etki etmeye devam etmekte olduğunu da belirtmek gerekir. Örneğin Hawthorne Deneylerinden yaklaşık 50 yıl sonra gündeme gelen İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışının ilk dönemlerinde insanın tıpkı bir malzeme, para ve teknoloji gibi bir “kaynak” olarak tanımlanıyor olduğuna yönelik ciddi eleştiriler getirildiği görülmektedir. Benzer biçimde, “kaynak” ifadesi ile de “üretim faktörü”ne gönderme yapıldığı ileri sürülmüştür. Bununla birlikte İnsan Kaynakları Yönetimi literatürünün olgunlaşması sürecinde İnsan Kaynakları Yönetimi alanının ilgi konusunun işe bağlılık ve motivasyon başta olmak üzere örgütsel davranış konularında yoğunlaştığı da ifade edilmektedir (5). Dolayısıyla İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışının kendi doğası ve dayandığı felsefe “el mecazı” ile özetlenebilecek bakış açısının ötesine geçilmesini, bu mecazın dayandığı bakış açısının bütünüyle terk edilmesini zorunlu kılmaktadır.

Ancak bunun ne kadar başarılabildiği de ayrı bir tartışma konusudur. Örneğin 2008 yılında yayınlanan “Managing Motivation: A Manager’s Guide to Diagnosing and Improving Motivation” (Motivasyonu Yönetmek: Motivasyonu Teşhis ve Geliştirmeye Yönelik Yönetici Rehberi) başlıklı bir kitapta motivasyon konusunda yapılacak çalışmalarda amaçlanan sonucun elde edilebilmesi için şirket yönetimlerinin çalışanlarıyla ilgili bakış açısının ne olması gerektiği konusunda şu tavsiyelerin verildiği görülmektedir (6):

  • İyi bir iş çıkarmak insanların temel bir ihtiyacıdır,
  • İnsanlar yaptıkları iş üzerinde kontrollerinin olmasını isterler,
  • İnsanlar, kontrol edemedikleri şeyler nedeniyle mesul tutulmak istemezler,
  • İnsanlar geribildirim ister ancak değerlendirilmek istemezler,
  • İnsanlar saygı duyulmak isterler,
  • İnsanlar zamanlarının boşa gitmesini istemezler.

Hawthorne Deneylerinden yaklaşık 80 yıl sonra yayınlanmış olan bu kitapta yer alan tavsiyeler, aslında şirket yönetimlerinin genel olarak çalışanlarıyla ilgili anlayışında nelerin eksik ya da hatalı olduğunu vurgulaması açısından önemlidir. Zira tavsiye vermenin bir işlevi de değiştirilmesi gerekeni göstermektir. Bu nedenle, yukarıda verilen tavsiyeyi tersten okumak mevcut durumun aslında ne olduğunu görmek açısından yararlı olabilir (7):

  • İnsanlar çalışma yaşamlarında iyi bir iş çıkardıklarını düşünmemektedirler,
  • İnsanlar yaptıkları işin üzerinde kontrol sahibi değildirler,
  • İnsanlar, kontrol edemedikleri şeyler nedeniyle mesul tutulmaktadırlar,
  • İnsanlar geribildirim almaksızın değerlendirilmektedirler,
  • İnsanlara saygı duyulmamaktadır,
  • İnsanların zamanı boşa gitmektedir.

Yukarıdaki örnekte de görülebileceği gibi İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışının ve uygulamalarının ortadan kaldırmayı ve çözüm getirmeyi hedeflediği sorunlar ve bu sorunlara yol açan bakış açısı, diğer bir ifade ile el mecazı ile özetlenebilecek anlayış, arka planda varlığını sürdürmektedir. Böyle bir ortamda tavsiyelere harfiyen uyulsa bile istenilen sonuçlara ulaşılamayacağı açıktır. Öz aynı kaldığı sürece yalnızca görüntüde yapılacak değişiklikler, sorunların üzerini makyajla kapatmaktan fazlasını sağlamayacaktır. Bu anlamda yöneticilere büyük bir iş düşmektedir. Arzulanan sonuçlara ulaşmanın yalnızca uygulamalara bağlı olduğu yanılgısına düşülmemeli, uygulamaların başarısının bunlara uygun bir bakış açısına ve zihinsel değişikliğe bağlı olduğu unutulmamalıdır.

Kaynaklar

(1) Budd, J. W. (2016), Çalışma Düşüncesi, Çev. F. Man, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, s. 216.

(2) Omay, U. (2017), Post Homo Servus, Beta Basım yayım, İstanbul, ss. 152-153.

(3) Donkin, R. (2010), The History of Work, Palgrave Macmillan, Hampshire, pp. 165-170.

(4) Omay, U. (2020), Çalışma Psikolojisi, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, s. 99.

(5) Armstrong, M. (2021), Armstrong’s Handbook of Strategic Human Resource Management, 7. B., Kogan Page, p. 7.

(6) Pritchard, R. D. and Ashwood, E. L. (2008), Managing Motivation: A Manager’s Guide to Diagnosing and Improving Motivation, Routledge, pp. 4-6’dan akt. Omay, Post Homo Servus, a.g.e., s. 151.

(7) Omay, a.g.e., ss. 151-152.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

Arçelik Open Innovation Day Online Etkinlik Daveti: 29 Nisan Cuma 2022

Türkiye’nin en büyük açık inovasyon platformlarından Arçelik Garage Innovation Hub’ın başarısını kutlamak üzere, açık inovasyonun ruhuna uygun olarak iş liderleri, girişimciler, start-uplar, geliştirici ve mühendislerden oluşan tüm paydaşların bir araya geleceği heyecan verici bir buluşmaya hazırlanılıyor.

Arçelik Strateji ve Dijitalleşmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Utku Barış Pazar’ın ev sahipliğinde düzenlenecek Open Innovation Day etkinlikte, Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu, tanınmış fütürist Mike Walsh’ın da aralarında olduğu, inovasyon ekosisteminden pek çok konuşmacı söz alacak. İlham verici iş liderlerini, en son teknoloji ve yeniliklerle ilgili ufuk açıcı tartışmaları dinlemek üzere 29 Nisan’da bu ücretsiz online etkinliğe sizler de katılabilirsiniz.

Tarih: 29 Nisan 2022, Cuma

Saat: 13.00 – 16.00

Katılım Linki: https://innovation.arcelik-onlineplatform.com/

Mobbinge Uğrayan İşçi, İş Sözleşmesinin Feshi ve İhbar Tazminatı

Lütfi İnciroğlu

Mobbinge Uğrayan İşçi, İş Sözleşmesini Haklı Nedenle Feshederse, İhbar Tazminatı Talep Edebilir Mi?

Uygulamada işyerinde mobbing, işveren veya işveren vekillerinin işçilere, işçilerin diğer işçilere veya işçilerin işverenlere karşı sistematik bir biçimde, psikolojik, duygusal ve sosyal saldırı gerçekleştirdikleri yaygın olarak bilinen bir gerçektir. Elbette ki her olay mobbing olarak nitelendirilemez. Bir olayın mobbing olarak nitelendirilebilmesi için süreklilik göstermesi ve belli aralıklarla sık sık tekrarlanması gerekir. Aksi halde, ara sıra münferit olarak meydana gelmiş birkaç haksız, kaba, nezaketsiz veya etik dışı davranış mobbing olarak nitelendirilemez. İşyerinde mobbing uygulaması genellikle, işveren veya işveren vekillerinin işçiyi işyerinden uzaklaştırmaya yönelik özel bir kast içeren davranışlar sergileyerek haksız eylemleriyle gerçekleşmektedir. İşçiler de çoğu zaman maruz kaldıkları bu tür davranışları ispat etmekte güçlük çekmektedirler.

Yargıtay’a göre, işyerinde mobbing, belirli kişi ya da kişilerin zarar verici söz, tutum ve davranışlarına maruz kalınmasıyla başlayan yıldırma, yıpratma, sindirme, bıktırma ve belli şekilde davranmaya mecbur bırakma sürecini içermektedir. Bu sürecin başından sonuna kadar hedef alınan kişi veya kişilere sistemli bir şekilde psikolojik, duygusal ve sosyal saldırı gerçekleştirilmektedir. Hedef alınan kişinin şeref, kişilik, karakter, inanç, değer, yetenek, tecrübe, düşünce, tercih, yaşam biçimi ve kültür gibi yönlerine topluca bir saldırı söz konusudur. Bu saldırı, dedikodu ve söylenti çıkarma, iftira atma, çalışanlar önünde küçük düşürme, hafife alma, karalama, kötüleme ve yok sayma gibi kişiyi zihinsel, ruhsal, fiziksel ve bedensel olarak etkileyebilecek eylemlerle yapılmaktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütüne göre mobbing, “bir veya bir grup işçiyi sabote etmek için yapılan, zalimce, kötü niyetli, intikamcı, aşağılayıcı ve eleştirici tavırlarla kendini gösteren davranış biçimi” şeklinde tanımlanmaktadır.

Mobbing; stres, tükenmişlik sendromu, işyeri kabalığı, iş tatminsizliği ya da doyumsuzluğu gibi olgulardan ayıran husus, belli kişinin belli bir amaca yönelik olarak hedef alınması, yapılan haksızlığın sürekli, sistematik ve sık oluşudur.

Süreklilik göstermeyen, belli aralıklarla sık sık tekrarlanmayan, ara sıra münferit olarak meydana gelmiş birkaç haksız, kaba, nezaketsiz veya etik dışı davranış mobbing olarak nitelendirilemez.

Mobbingin varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek yoktur. Kişilik haklarına yönelik bir haksızlığın varlığı yeterlidir. Ayrıca, mobbing gibi diğer dava türlerine göre ispatı nispeten daha zor olan bir konuda, kesin ve mutlak bir ispat şartı aranmamalıdır. İşçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguları ileri sürmesi yeterlidir. İşyerinde mobbingin varlığını gösteren olguların mahkemeye sunulması halinde, işyerinde mobbingin gerçekleşmediğini ispat külfetinin işverene düştüğü kabul edilmelidir.

Somut olayda, davacı işçi, 21.03.2007-22.08.2012 tarihleri arasında, en son, uzman (baş proje direktörü) unvanıyla çalışmış, iş sözleşmesi mobbing uygulandığı iddiasıyla işçi tarafından feshedilmiştir.

Davacı işçinin, işverenliğin 01.08.2011 olur tarihli yazısıyla, İstanbul ilinin turizm ve ekonomik açıdan önem arz etmesi, işverenin ekonomik gelişmeleri takip ve yatırım imkanlarını yakından izleme görevinin bulunması ve ajans faaliyetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi gerektiği hususları açıklanarak, Ankara ilinden İstanbul ilindeki irtibat ofisine, 01.09.2011 tarihinden itibaren görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen görevlendirmenin geçici yapıldığına ilişkin, görevlendirme yazısında herhangi bir ifade bulunmamaktadır. Fesih tarihine kadar çalışmanın, İstanbul ilinde devam ettiği de sabittir. Davacı, gerek yeni görev yerinde kendisine iş verilmemesi, gerekse de eşinin Ankara’da çalışması ve çocuğunun Ankara’da eğitim görmesi sebepleriyle aile birliğinin zedelendiğini ileri sürerek, görevlendirmenin kaldırılmasını talep etmiş ise de, işverenlik cevabında, davacının uzmanlığına ve çalışmalarına İstanbul işyerinde ihtiyaç duyulduğu gerekçesi belirtilerek, görevlendirmenin kaldırılması talebi reddedilmiştir.

Davacı işçinin nitelikli ve mesleğinde tecrübeli bir çalışan olduğu sabittir. Dosya kapsamındaki delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, işçi uzmanlığına ve İstanbul işyerinin önemine vurgu yapılarak, işçinin Ankara’dan İstanbul’a süresiz görevlendirildiği, ancak yeni görev yerinde, tecrübesine ve işyerindeki pozisyonuna uygun şekilde görev verilmeyerek pasifize edildiği, işyerinde işe yaramayan personel algısının oluşturulduğu ve bu suretle davacı işçiye, kendi isteğiyle işten ayrılmasını sağlamak amacıyla mobbing uygulanmış olduğu anlaşılmaktadır. Mobbinge maruz kalan davacı işçi, iş sözleşmesini feshetmiştir. Bu halde, işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı sabittir. İhbar tazminatı talebine gelince, her ne kadar fesih işçi tarafından yapılmış ise de, işverenin uyguladığı mobbing sonucu işçinin iradesinin feshe yönlendirildiği sabit olduğundan, ihbar tazminatına da hak kazanılmıştır. Mahkemenin, mobbing şartlarının oluşmadığına yönelik gerekçesi isabetsiz ise de, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması, sonuç itibariyle doğru görülmüştür”[1].

Sonuç olarak, işverenin mobbingi sonucu, işçinin iradesinin feshe yönlendirildiğine ve işçiyi işyerinden uzaklaştırmaya yönelik özel bir kast içerdiğine göre, işverenin bu haksız eylemi sonucunda ihbar tazminatından kurtulmuş olması kabul edilemez. Bu nedenle, mobbinge dayanan işçinin haklı feshinde işçinin ihbar tazminatı da talep etmesi mümkündür.

 

[1] Y22HD.31.05.2016 T., E.2015/11958, K.2016/15623;Ankara BAM 6.HD.08.09.2020 T., E.2018/3320, K.2020/1689 Legalbank.

 

Rusya, Polonya ve Bulgaristan’a Giden Gazı Keserek Enerjiyi Silah Haline Getirecek

Kaynaklar: Eurostat, ABD Enerji Enformasyon İdaresi, Avusturya İklim Koruma Bakanlığı Not: 2020 verileri İngiltere ve Bosna-Hersek için mevcut değildir, 2019 verileri bu ülkelerde gösterilmektedir. Norveç, 2020 yılında Rusya'dan 10 milyon metreküp gaz ithal etti, ancak net ihracatçı olarak Rus ithalatına bağımlı değil.

İşletme Yönetim Bulmacası No:10

ÖDÜLLÜ İŞ BULMACASI 10. Hafta

Yöneticiler için özel hazırlandı.
Güzel bir mola verin. Zihinsel bir tazeleme için bulmaca çözün.
İş hayatı odaklı bulmaca için zaman ayırın.

Haftanın bulmacasını çözmek için https://satinalmadergisi.com/bulmaca10/ 
TIKLAYIN.

İnteraktif şekilde web sitesi üzerinde veya kağıt çıktıda (PDF) çözebilirsiniz.

Her pazartesi bir bulmaca sizi bekliyor.
Kolaylıklar dileriz. Prof. Dr. Murat ERDAL

Geçmiş ve güncel tüm bulmacaları çözmek için;

https://satinalmadergisi.com/bulmacalar/
Ödül: 1 Kişiye Satınalma Dergisi Dijital Aboneliği.
Çözümünüzü dergi@satinalmadergisi.com a gönderin.

Business Crossword Puzzle No:10 by www.SatinalmaDergisi.com

10 Çalışana Yönelik Şirket Aboneliği ile Ekonomik Avantaj Elde Edin.

Kurumunuzun yetkinliklerini yükseltin.

Şirket olarak tüm dergi arşivine (113 sayı), araştırma raporlarına ve bir yıl boyunca 12 sayıya dijital erişim sağlayın. Dijital şirketi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

#business  #crossword #puzzle #manager #learning

Tedarik zinciri zorlukları sonunda Tesla’yı yakaladı

Tesla Model 3 otomobillerinin bir serisi Şangay Gigafactory'den çıkıyor.

Tesla’nın üç aylık otomobil üretimi, 2022’nin ilk çeyreğinde düştü – pandeminin başlangıcından bu yana ilk düşüş. Elektrikli otomobil üreticisi, çip sıkıntısına ve deniz limanlarındaki tarihi kilitlenmeye rağmen, pandeminin ilk iki yılında üretimini üç katına çıkarmayı başardı. Ancak tedarik zinciri zorlukları nihayet Tesla’nın hızlı üretim büyümesini yakaladı ve durdurdu.

Tesla, yavaş üretim büyümesi için Şangay kilitlenmelerini suçluyor

Tesla CFO’su Zach Kirkhorn, 20 Nisan’da yatırımcılarla yaptığı bir görüşmede, Tesla’nın ilk çeyrekteki üretim rakamlarını düşürmek için “Şangay fabrikamızdaki ve covid nedeniyle yakındaki tedarikçilerdeki kapanmalar da dahil olmak üzere çok sayıda tedarik kesintisini” suçladı. Çinli yetkililer, 28 Mart’ta covid salgınlarına yanıt olarak şehirde kısıtlayıcı karantina önlemleri uygulamaya başlamıştı.

Kirkhorn, “Şanghay’daki fabrikamızda yaklaşık bir aylık imalat hacmimizi kaybettik” dedi. “Üretim sınırlı seviyelerde devam ediyor ve mümkün olan en kısa sürede tam üretime geri dönmek için çalışıyoruz.” CEO Elon Musk, Tesla’nın otomobil üretiminin muhtemelen 2022’nin ikinci çeyreğinde sabit kalacağını, ancak yılın ikinci yarısında hızlı büyümeye geri döneceğini söyledi. Şirket, 2022’de 1,5 milyondan fazla araç üreteceğini tahmin ediyor.

Ancak bu, Şanghay’ın genişletilmiş karantinasından sorunsuz bir çıkış yapmasına ve Tesla’nın Austin ve Berlin’deki yeni fabrikalarının parçalara kesintisiz erişime sahip olmaya devam etmesine bağlı. Musk, “[Şangay kilitlenmesi] devam ederse, Çin’de tedarik edilen ve başka yerlerdeki üretimi etkileyecek bazı parçalar var” dedi. “Ancak tüm göstergeler GigaShanghai’ın üretime geri döndüğü ve tedarikçilerimizin de olduğu yönünde, bu yüzden bunun büyük bir sorun olacağını düşünmüyoruz.”

Tesla Model 3 otomobillerinin bir serisi Şangay Gigafactory’den çıkıyor.

Tesla’nın karı, tedarik zorluklarına rağmen rekor kırdı

Tesla’nın tedarik zinciri mücadelelerine rağmen, şirket% 19,2’lik bir faaliyet marjı ile 3,6 milyar dolarlık rekor bir faaliyet karı bildirdi. Kirkhorn, şirketin düşen araç üretimine rağmen kârını artırabildiğini, çünkü Tesla’nın ilk çeyrekte sattığı otomobillerin karmasının daha karlı olan Model Y’ye doğru evrildiğini söyledi.

Çeyrek dönemlere göre Tesla’nın Karlılığı

Tesla, elektrikli araç (EV) satışlarının patlamasından para kazanmayı başardı. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, küresel olarak, EV’ler için pazar payı 2020’de % 4,11’den 2021’de % 8,57’ye iki katından fazla arttı. Bu, Tesla’nın değerlemesini diğer otomobil üreticilerinden daha fazla, 1 trilyon dolara çıkarmaya yardımcı oldu.

 

Şanghay’ın kilitlenmesi Temmuz ayında ABD limanları için tekrar sorun yaratacak

Şanghay’daki Covid kilitlenmeleri, geçen yılki tıkanıklık ve gecikmelerden yavaş yavaş kurtulurken ABD limanlarında yeni bir kaos yaratma tehdidinde bulunuyor.

Şanghay Limanı’nda bir konteyner denizi birikmiş durumda.

ABD’li karayolu nakliye şirketi JB Hunt’ın baş ticari sorumlusu Shelley Simpson, 21 Nisan’daki yatırımaı toplantısında, tedarik zincirlerinin geçen yıldan bu yana nakliye gecikmeleri ve işgücü kıtlığı açısından “geçici bir rahatlama” yaşadığını söyledi.

Geçen yılki tedarik zinciri krizi, Çin’in Yantian ve Ningbo limanlarındaki covid ile ilgili kilitlenmeler ve Süveyş Kanalı’nı bloke eden sıkışmış bir gemi de dahil olmak üzere bir dizi küçük aksaklığın sonucuydu. Şanghay kilitlenmesi, ekonomik problemleri yılın ortasına kadar uzatarak genel toparlanmayı geri getirebilir.

Şanghay Limanı’nda boşta olan gemiler

Şangay, pandeminin başlangıcından bu yana en kötü covid salgınının pençesinde. Yetkililer, sakinlerin çoğunu evlerine hapseden şehir çapında bir karantina uygulayarak yanıt verdiler, ancak işçilerin limanda “kapalı döngü” balonu içinde uyumalarını zorunlu kılarak kesintileri sınırlamaya çalıştılar.

Buna rağmen, gemiler daha yavaş yükleniyor ve boşaltılıyor. Şanghay’dan sevk edilen malların hacmi, Şanghay’da kısmi kilitlenmelerin başlamasından önceki gün olan 12 Mart ile 16 Nisan arasında % 23 düştü.

JB Hunt, Şanghay’ın bugün yaşadığı gecikmelerin Temmuz ayına kadar ABD’nin Batı Kıyısı’na yayılmasını bekliyor. Simpson, “Yaz aylarına girerken bunun çok daha kötüye gideceğini tahmin ediyoruz, dedi.