Organik Gıda Sektörü ABD Pazarında İhracatını Artırarak Hedeflerine Ulaşıyor

Satınalma Eğitimi Organik Gıda Sektörü Abd Pazarında İhracatını Artırarak Hedeflerine Ulaşıyor

Türkiye’nin ABD’ye Gıda İhracatı Son 5 Yılda İki Kat Arttı

Dünya’nın gıda ambarı Anadolu topraklarında ve denizlerinde yetişen lezzetleri dünyanın dört bir tarafına ihraç eden, Türkiye’nin gıda ihracatının lideri Egeli gıda ihracatçıları, 2024 yılının ilk çeyreğinde üçüncü büyük fuar organizasyonunu Amerika Birleşik Devletleri’nde Kaliforniya-Anaheim’da gerçekleştirdi.

Satınalma Eğitimi Organik Gıda Sektörü Abd Pazarında İhracatını Artırarak Hedeflerine UlaşıyorTürkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Türkiye’nin gıda ve organik ürün ihracatında lider ihracatçı birliği olan Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği Natural Products Expo West Fuarı’na Türk gıda ihracatçıları 8 firmayla katıldı. ABD’ye ihracatta son 5 yılda yaptığı atakla ihracatını 1 milyar dolardan 2 milyar dolara çıkaran Türk gıda ihracatçıları, 5 milyar dolar hedefine ulaşmak için büyük bir adım attı.

Sağlıklı ve Organik Ürünlerimizi Tanıttık

Natural Products Expo West Fuarı’nda sağlıklı, doğal ve organik ürünlerin vitrine çıktığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Türk firmaları açısından çok verimli bir fuar gerçekleştiğini, fuardan ticari bağlantılar kurarak son derece memnun ayrıldıklarını, seneye daha büyük stantlarda katılmayı planladıklarını dile getirdi.

Ege İhracatçı Birlikleri olarak önümüzdeki yıl için daha büyük bir alanda milli katılım gerçekleştirilmesi için fuar idaresi ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Işık, “Expo West, küresel sağlık ve sağlıklı yaşam trendlerinin merkez üssü olma rolünü vurguladı. Ege İhracatçı Birlikleri olarak tarım ürünleri ihracatımızı 7,3 milyar dolardan 10 milyar dolara taşımayı hedefliyoruz. ABD yıllık 230 milyar dolarlık gıda ürünleri ithalatıyla Türk gıda ihracatçılarının en büyük hedef pazarı konumunda. Natural Products Expo West Fuarı’na bu yıl ikinci kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu üstlendik. ABD’nin en büyük gıda fuarı olan New York Fancy Food Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu yaklaşık 25 yıldır başarıyla gerçekleştiriyoruz. ABD pazarında Türk gıda ürünlerinin bilinirliğini artırmak için Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projemizi 5 yıldır başarılı bir şekilde sürdürüyoruz. Bu organizasyonlarımıza ekleyeceğimiz yeni halkalarla ABD pazarına orta vadede Türkiye’den 5 milyar dolarlık gıda ürünleri ihracatı hedefliyoruz, bu hedefimize de emin adımlarla ilerliyoruz” şeklinde konuştu.

TURQUALITY ve UR-GE Projelerimizle Gücümüze Güç Katıyoruz

Türkiye’nin dünyanın gıda ambarı söyleminin altının dolu bir söylem olduğuna vurgu yapan Başkan Işık sözlerini şöyle sürdürdü; “Kuru meyveler, zeytin, zeytinyağı su ürünleri, meyve sebze mamulleri, baharatlar, bitkisel yağlar, hububat, bakliyat, un, unlu mamuller, taze meyve sebze, hayvansal mamuller başta olmak üzere pek çok gıda ürününde dünyanın en büyük tedarikçileri arasındayız. Organik sektöründe 1 milyar dolarlık ihracat potansiyeline ulaştık. Organik sektöründe de 2 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Bu amaçla her sektörümüz güçlü olduğu pazarlarda tanıtım yapmak üzere Ticaret Bakanlığımızın ihracatçılarımıza kümelenerek pazarlama yapmaları için verdiği destekler çerçevesinde TURQUALITY Projeleri ve UR-GE Projelerini devreye alıyor. Fuarlar, Sektörel Ticaret Heyetleri, Alım Heyetleri düzenliyoruz. 2024 yılında ABD Fancy Food Fuarı yanında, Çin İthalat Fuarı’na katılacağız. Milli Katılım Organizasyonu yaptığımız fuar sayısı 5’e tamamlanacak.”

14-16 Mart 2024 tarihlerinde Kaliforniya-Anaheim Convention Center’da düzenlenen Natural Products Expo West Fuarı’na yaklaşık 50 bin m2 alanda, toplam 3.300 firma katılırken, 65 bin’den fazla sektör profesyonelini Anaheim Kongre Merkezi’ne çekti.

Dünya çapında 3.300’den fazla katılımcı firma, Ambalajlı Tüketici Ürünleri (CPG), doğal gıdalar ve yaşam tarzı ürünleri dahil olmak üzere organik ve bilinçli ürünlerini sergiledi. Etkinlikte sürdürülebilirlik, kadın sağlığı, sağlıklı yaşlanma ve yenileyici ürünler ele alındı. Canlı ticaret fuarı alanı, kalabalık topluluk oturumlarına ve yalnızca ayakta durulabilen açılış konuşmalarına ev sahipliği yaptı.

Dünya Çapında Lider ve Girişimciler İzmir’de Bir Araya Geliyor

Satınalma Eğitimi Dünya çapında Li̇der Ve Gi̇ri̇şi̇mci̇ler İzmi̇r’de Bi̇r Araya Geli̇yor

Yaratıcı Liderlik Zirvesi ve Creative Young Entrepreneur (CYE TÜRKİYE) Programı, girişimcilik dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirerek, yaratıcı potansiyelleri ortaya çıkarmayı hedefliyor. JCI Türkiye ve JCI İzmir organizasyonuyla “Push The Limits” mottosuyla gerçekleştirilecek olan zirve, 26-28 Nisan tarihleri arasında Palm Wings Ephesus Resort& Hotel’ de gerçekleşecek. Etkinlik, dünya çapında tanınmış girişimcileri ve yatırımcıları bir araya getirerek, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunacak. Ayrıca yarışmanın finalisti Avrupa’ da da yarışma fırsatı bulurken, galip gelme durumunda dünya genelinde Türkiye’yi temsil edecek.

Satınalma Eğitimi Dünya çapında Li̇der Ve Gi̇ri̇şi̇mci̇ler İzmi̇r’de Bi̇r Araya Geli̇yorZirve, yaratıcı liderlik kavramını sınırları zorlayarak ve içsel potansiyeli keşfederek ele alacak. Katılımcılar, ilham verici konuşmalar, paneller, eğitimler ve söyleşilerle liderlik becerilerini geliştirme fırsatı bulacaklar.
Yaratılılığın Gücüyle Yolculuk Hi̇kayeleri̇
Zirvenin ilk gününden itibaren iş bağlantılarıyla başlarken, açılış konuşmaları ve yaratıcılık üzerine yapılan konuşmalarla devam edecek. Uluslararası konuşmacı yazar Jay Johnson, yaratıcı zihinleri yönlendirmeye odaklanacak konuşmalar başlığı altında bilgilendirmelerde bulunacak. Gen Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ve Yemek Sepeti Kurucusu Nevzat Aydın, TikTak Kurucusu Ersan Öztürk, SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, ARYA Kadın Yatırım Platformu Kurucu Ortağı Münteha Adalı eşliğinde yaratıcı liderlik ve kadınların sınırları zorlayan dönüşümü üzerine söyleşilerle devam edecek programda, Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ve Seri Girişimci ve fütürist Alphan Manas, küresel şirketlerin yaratıcı liderlik perspektifini de katılımcılarla paylaşacak.
Nöron Eğitim Merkezi Kurucusu ve eğitmen Mustafa Bayındır ve Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Erdem Erem de geleceğin dünyasında yaratıcı girişimciliği ele alacak. CYE TÜRKİYE yarışması ve jüri değerlendirmesinin ardından gala ile devam edecek program, Psikolog Ferhat Aydın’ın konuşmacılığında sıra dışı kariyer ve kariyer oluşturma üzerine yapılan bir konuşma ile son bulacak.
Zirve, yaratıcı liderlik üzerine gerçekleştirilen panellerin yanı sıra sosyal ve eğlenceli etkinliklere de ev sahipliği yapacak. Sihirbaz Ahmet Küçükdoğan, sınırları zorlayan bir sihirbazlık gösterisi ile izleyicilere büyülü anlar yaşatacak. Sahne, DJ performansı ile katılımcılara keyifli dakikalar yaşatacak.
Katılımcılar, dünyaca ünlü konuşmacılar ile networking yapma şansı yakalayıp yaratıcılıklarını geliştirme fırsatı bulurken, son gün ise Efes Antik Kent Gezisi ile başlayacak ve katılımcılar tarihin izinde yaratıcı liderlikle buluşacak.
Genç girişimci liderlere motivasyon sağlamayı amaçlayarak, girişimcilik alanında destek sunuyor. Program, uluslararası bir platformda genç girişimcileri tanıtmak ve desteklemek amacıyla organize ediliyor. Başvuruları 1 Mart 2024 tarihinde başlayan yarışmanın finali,27 Nisan’da gerçekleşecek. Genç Türk girişimcilerini global arenaya taşımayı hedefliyor ve başarıya ulaşan girişimlerin “unicorn” bir başarıya dönüşmesini amaçlıyor. Program, girişimcilere eğitimler, yatırımcı ve danışman ağına erişim, ulusal hızlandırıcı programlarına kabul fırsatı gibi birçok avantaj sunuyor. Bu bağlamda girişim sunumları yapılacak ve finale kalan dört yarışmacı; zirveye katılanlar ve yatırımcılar önünde rekabet ederek önemli bir deneyim yaşayacaklar.Jürinin değerlendirme yapacağı kriterler arasında;işin pazara olacak etkisi, iş fikrindeki yaratıcılık, ⁠işin yurtdışında büyüme potansiyeli ve sunumun etkileyiciliği yer alıyor. Bu haliyle yarışma, sadece finalistlerin değil, aynı zamanda izleyenlerin de ilham alacağı bir tecrübeye dönüşecek.

En Büyük İhraç Pazarı Çin’de Düzenlenen Xiamen Fuarı’na 87 Türk Firması Katıldı

Satınalma Eğitimi En Büyük İhraç Pazarı çin’de Düzenlenen Xiamen Fuarı’na 87 Türk Firması Katıldı

Türk Doğal Taş İhracatçıları, Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda 87 Firmayla Yer Alarak Uluslararası Katılımda Dünya Lideri Konumundaydı

Dünya doğal taş sektörünün en büyük buluşma noktası Çin’in Xiamen şehrinde düzenlenen 24. Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı 16-19 Mart 2024 tarihlerinde gerçekleştirildi.

Satınalma Eğitimi En Büyük İhraç Pazarı çin’de Düzenlenen Xiamen Fuarı’na 87 Türk Firması Katıldı120’den fazla ülkeden ve bölgeden yabancı alıcılar iş bağlantıları kurmak için Xiamen’e akın etti.

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu yaptığı Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda Türkiye, 87 firmayla yer alarak uluslararası katılımda dünya lideri konumundaydı.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Bu sene en büyük ihraç pazarımız Çin’de düzenlenen Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na 87 firmayla başarılı bir katılım gerçekleştirdik. Türkiye her Xiamen Fuarında olduğu gibi bu sene de 87 firma ile en yüksek katılımcı sayısına sahipti. İtalya, Brezilya, Mısır, Portekiz, İran, Pakistan, Yunanistan, Hindistan, Vietnam gibi dünya çapından 2 binden fazla katılımcı fuarda bir aradaydı. Fuar 4 günlük etkinlik süresince 151 bin 845 ziyaretçi çekti. Ege Maden İhracatçıları Birliğimizin Avrupa Birliği Projesinin dijital çıktısı olan VR Gözlüklü İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Simülasyonunun tanıtımı da Çince olarak gerçekleştirildi.” dedi.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Altınpınar, “Fuarda Hindistan, Rusya, Avustralya, Güney Kore, Tayland, ABD, Malezya, Türkiye, Vietnam, Çin ve yurtdışı ülkelerden alıcılar, tasarımcılar, dernek delegasyonları ve tüketiciler tarafından da büyük ilgi vardı. 2022 yılında Çin’e doğal taş ihracatında 419 milyon dolar, 2023 yılında Çin’e 432 milyon dolara ulaştık. Türk doğal taş sektörü olarak uzun vadede Çin’e 1 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyoruz. Bu hedefe Xiamen Fuarı ile bir adım daha yaklaştık.” diye konuştu.

Doğal taş sektöründe dünyanın en büyük buluşma noktası olan Xiamen Fuarı’nda Türkiye Pavyonunun açılışını Türkiye’nin Pekin Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa, Guanco Başkonsolosu Kaan Başkurt, Guanco Ticaret Ateşesi Şerife Yıldırım Demirel ve Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Altınpınar gerçekleştirdi.

Çin’in Xiamen şehrinde 16-19 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenen 24. Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda Ege Maden İhracatçıları Birliği Milli Katılım Organizasyonuyla 56 firma yer alırken, bireysel katılan Türk firması sayısı 31 oldu.

Türkiye’nin doğal taş ihracatı 2024 yılının ocak-şubat döneminde yüzde 2’lik artışla 269 milyon dolardan 274 milyon dolara ulaştı. Amerika Birleşik Devletleri 64 milyon dolarlık tutarla doğal taş ihracatında tekrar zirveye çıkarken, Çin Halk Cumhuriyeti’ne olan doğal taş ihracatı yüzde 5’lik artışla 51,5 milyon dolara çıktı. Türkiye’nin doğal taş ihracatında üçüncü Pazar ise; 19,5 milyon dolarlık ihracatla Suudi Arabistan oldu. Bu ülkeleri 17,5 milyar dolarlık ihracatla Irak, 14,6 milyon dolarla Fransa, 11,5 milyon dolarla İsrail, 10,5 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri, 10 milyon dolarla Avustralya, 9 milyon dolarla Hindistan ve 6 milyon dolarla Almanya takip etti. Türkiye’nin doğal taş ihracat ettiği ülke sayısı 144 oldu.

En Büyük İhraç Pazarı çin’de Düzenlenen Xiamen Fuarı’na 87 Türk Firması Katıldı

Ev ve Mutfak Eşyaları Sektörü ABD Pazarında Büyümeyi Hedefliyor !

Satınalma Eğitimi Ev Ve Mutfak Eşyaları Sektörü Abd Pazarında Büyümeyi̇ Hedefli̇yor !

Ev gereçleri, mutfak gereçleri ve pişirme ekipmanları konularında sektörün önemli fuarlarından biri olan ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Şikago şehrinde düzenlenen The Inspired Home Show 2024 fuarının Türkiye milli katılım organizasyonu, bu yıl 18’inci defa İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği ortaklığında gerçekleştirildi. 37 Türk firmasının katıldığı fuarda plastik, döküm, teflon, paslanmaz çelik, melamin, metal ve camdan mamul mutfak, banyo ve ev eşyaları tanıtıldı.

Satınalma Eğitimi Ev Ve Mutfak Eşyaları Sektörü Abd Pazarında Büyümeyi̇ Hedefli̇yor !Bu yıl 17-19 Mart 2024 tarihleri arasında ABD’de gerçekleştirilen The Inspired Home Show 2024 fuarına, Türkiye’den İKMİB ve İDDMİB ortaklığında 18’inci defa düzenlenen milli katılım organizasyonu ile 26, bireysel olarak 11 olmak üzere toplamda 37 firma katıldı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden yaklaşık 1.600 firmanın katılım sağladığı fuar, yaklaşık 30 bin kişi tarafından ziyaret edildi.

Fuar süresince Türk firmaları tarafından plastik, döküm, teflon, paslanmaz çelik, melamin, metal ve camdan mamul mutfak, banyo ve ev eşyaları alıcıların beğenisine sunuldu. Fuara katılan İKMİB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Küçük, T.C. Şikago Başkonsolosu Engin Türesin ve T.C. Şikago Ticaret Ataşesi Dr. Ahmet Samet Tekoğlu ile birlikte katılımcı firmaları ziyaret ederek başarı dileklerini iletti.

Adil Pelister: “ABD pazarında Türk ev ve mutfak eşyaları sektörümüzün büyümesini hedefliyoruz”

Türk ev ve mutfak eşyaları sektörünün ABD pazarında güçlü bir oyuncu haline gelmesi için fuarların büyük önem arz ettiğine dikkat çeken İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “İKMİB ve İDDMİB ortaklığında bu yıl 18’inci defa milli katılım organizasyonunu düzenlediğimiz, ev ve mutfak eşyaları sektöründe ABD’nin en önemli fuarları arasında olan The Inspired Home Show (IHS) 2024 fuarına 37 firmamız ile katılım sağladık. Sektörün ABD’ye ihracatı 2023 yılında 223,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2022 yılına göre yüzde 13,36’lık bir gerileme söz konusu. ABD’ye yapılan plastikten mamul sofra, mutfak ve ev eşyaları ihracatı 2023 yılında 26,9 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 2024 yılı iki aylık dönemde ise yüzde 13,38 artışla 5,8 milyon dolar oldu. Ev ve mutfak eşyaları sektörünün dış ticaret rakamlarına baktığımızda, 2022 yılında dünyada 212,5 milyar dolar tutarında ithalat yapılırken ABD’nin 59,1 milyar dolar tutarında ithalat gerçekleştirerek dünya ithalatından aldığı yüzde 27,8’lik pay ile ilgili sektörde dünyanın en fazla ithalat gerçekleştiren ülkesi olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bizim için büyük bir potansiyel sunan ABD pazarında Türk ev ve mutfak eşyaları sektörümüzün büyümesini hedefliyoruz. Türk firmalarımızın geniş ürün yelpazesiyle Amerikan pazarında yer edinmeleri için fuar katılımları önemli. Firmalarımız bu tarz fuarlara katılarak ürünlerini sergileme, yeni iş bağlantıları kurma ve sektördeki güncel gelişmeleri yakından takip etme fırsatı buluyor. Bizler de bu yönde faaliyetlerimizi artırarak ihracatçı firmalarımızı desteklemeye devam edeceğiz. İhracatçılarımızın İKMİB sosyal medya hesaplarından yapacağımız faaliyetlerin duyurularını takip ederek, faaliyetlerimize katılmalarını öneriyoruz” dedi.

Çelik Sektörü Rekabeti Geri İstiyor !

Satınalma Eğitimi çelik Sektörü Rekabeti Geri İstiyor !

Türkiye, Üretimini, İhracatını ve Yabancı Sermaye Yatırımlarını Artırırsa, Enflasyonu Kontrol Altına Alır

Türkiye’ye 2021 yılında 22 milyar 246 milyon dolar döviz kazandıran Çelik sektörü, enerji, hammadde ve işçilik maliyetlerindeki artış, kotalar, korumacı önlemler ve döviz kurlarının enflasyon oranında artmaması nedeniyle ihracatta 2022 yılında 21 milyar 62 milyon dolara, 2023 yılında 14 milyar 877 bin dolara geriledi.

Satınalma Eğitimi çelik Sektörü Rekabeti Geri İstiyor !Türk çelik sektörünün başta yüksek enerji, işçilik ve diğer girdilerin etkisiyle, üretim maliyetlerindeki artış nedeniyle rekabetçiliğini kaybettiğini dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan Türk çelik sektörünün üretimde 2022 yılı başındaki kapasite kullanımına, ihracatta 2021 yılındaki gücüne kavuşması için rekabetçiliklerini önleyen etkenlerin ortadan kaldırılmasını istedi.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nce düzenlenen, “Ekonomik Değerlendirme Toplantısı”nda konuşan Ertan, “Çelik sektörümüz 2023 yılında ihracatta 7 milyar dolarlık kayıp yaşadı. Bu kaybın altında yatan etkenlerin başında Yüksek üretim maliyetleri ve kurun baskılanarak enflasyon oranında artmaması gelmektedir. Rakiplerimiz Avrupa Birliği ülkelerinde çelik sektörüne enerji girdileri yapılan önemli ölçüdeki sübvansiyonlar yine enerji maliyetlerimizin Uzak Doğu’ya göre bulunduğu yüksek seviyeler ve diğer girdilerin maliyetlerinde yaşanan artışlar, sektörümüzün fiyat rekabetinde geride kalmasına neden oluyor. Hükümetten isteğimiz rekabetçiliğimizi geri kazanacağımız ortamın sağlanmasıdır” diye konuştu.

AB’ne İhracattaki Pazar Payımız Yüzde 45’ten 33’e Düştü

Sektörün ihracat performansı hakkında bilgi veren Başkan Ertan sözlerini şöyle sürdürdü; “Sektör olarak Avrupa Birliği’ne olan ihracatımızın Pazar payı yüzde 45’ler seviyesindeyken, yüzde 33’lere düştü. Bunun sonucu olarak bugün 60 milyon ton olan sıvı çelik üretim kapasitemizin kullanım oranı yüzde 78-80 bandından yüzde 53-55’lere geriledi. Üretimin ve ihracatın sağlıklı yürütülmesi için faiz/kur/enflasyon dengesinin iyi kurulması, kurların baskılanma yerine reel enflasyon oranında artması gerekmektedir. Kıt olan dövizimize rağmen enflasyonu ithalatla terbiye etmek yerine üretimi teşvik etmek ve ihracatı rekabetçi üretimle arttırmayı hedeflemek daha önemlidir. Her ne kadar demir, çelik ve demirdışı metaller sektörü ülke ihracatının lokomotif sektörlerinden olsa da uzun bir zamandan sonra ülkemiz demir çelik konusunda net ithalatçı konumuna düşmüştür. Bu durum da rekabetçiliğimizi olumsuz etkileyen bir diğer unsur olarak öne çıkmaktadır.”

EDDMİB 2023 Yılında Türkiye’den Pozitif Ayrıştı

Kalkınmanın ve cari açığı azaltmanın öncelikli koşullarından birisinin ihracat olduğunun altını çizen Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak sektörümüzün Ege Bölgesini temsil ediyoruz. 1997 yılında kurulan Birliğimiz, 2018 yılından itibaren Bölgemiz İhracatçı Birlikleri arasında en fazla ihracat gerçekleştiren birlik unvanını elinde bulundurmaktadır. Birliğimiz aracılığıyla 2022 yılında 2 milyar 564 milyon dolar, 2023 yılında ise 2 milyar 515 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek Türkiye genelinden bir nebze pozitif ayrıştık. Bu pozitif ayrışmada üyemiz firmalarının daha katma değerli ürünler üretmesi etkili oldu” şeklinde konuştu.

Yatırım Yapabileceğimiz İklim Oluşmalı

Çelik sektörünün yüzde 70 oranında ithal hammadde girdisi ile üretim yaptığına vurgu yapan EDDMİB Başkanı Ertan şöyle konuştu; Demir-çelik ve demirdışı metaller sektöründe süreklilik arz eden döviz ihtiyacımız bulunuyor. Bunun yanında, sektörümüzün geleceği açısından katma değerli ürün yatırımlarına yönelebileceğimiz bir ortamın oluşması ve özellikle sektörümüzü yakından ilgilendiren Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması uyum çalışmalarının sağlıklı ilerleyebilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarına daha çok yönelmemiz, finansman kaynaklarına kolay erişim ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi sübvanse edilerek desteklenmesi sektörümüzün önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir.”

Geleceğe yönelik hedef ve stratejilerini oluşturulabilmeleri için Çelik sektörünün özelinde ortaya çıkan gelişmelere ek olarak Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin savaşları, küresel yüksek enflasyon ve durgunluk, yüksek faiz oranları, küresel çapta demir çelik talebinin düşmesi, inşaat sektörünün yavaşlaması ve korumacı önlemler gibi küresel ve bölgesel olarak yaşanan diğer gelişmelerin de dikkatle analiz edilmesinin elzem olduğunu dillendiren Başkan Ertan, 2024 yılında çelik, demir ve demirdışı metaller sektörlerinin ilk çeyrekteki ihracat performansının 1 Ocak – 24 Mart 2024 tarihleri arasında 6 milyar 308 milyon dolar olduğunu, 2023 yılının aynı dönemine göre yatay bir seyir izlediğini sözlerine ekledi.

Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlük yaptığı, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği, “Ekonomik Değerlendirme Toplantısı”nda; Devlet Eski Bakanı Prof. Dr. Işın Çelebi, Ekonomist Ali Ağaoğlu ve Finans Danışmanı Nilüfer Arıak, Türk ve dünya ekonomisindeki güncel gelişmelerle ilgili görüşlerini, EDDMİB üyeleriyle paylaştılar.

Çelebi: “Döviz Kuru İhracat Artışı Arasında Bağ Yok Tespitine Katılmıyorum”

“İhracatın ana belirleyicisi yurt dışı talep olup kurun önemli bir etkisi yoktur” tespitine katılmadığını dile getiren Devlet Eski Bakanı Prof. Dr. Işın Çelebi, “Döviz kurunu baskılayarak enflasyonu düşürürüm mantığı var. “Kurun ihracatı artırması gibi bir rolü yoktur, ihracatı yurt dışındaki ithalatçı ülkelerin talepleri belirler diye bir görüş ortaya koydu.” Bu beni son derece rahatsız etti. Bu dedikleri doğruysa Çin, Almanya, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerin ihracatla ilerlememiş olması gerekiyor. Bu ülkeler dünya ticaretinden daha fazla pay almak için uğraşırken bizim böyle bir derdimiz yok nasıl olsa emek yoğun ihracat yaparız olduğu kadar ama daha fazla ihracat yapmamıza gerek yok düşüncesi. Bir ülkenin ihracatını, uluslararası alanda rekabet düzeyini, gerçekleştirildiği üretkenliğini ve verimliliğini artırmadığı sürece sanayileşmesi ve gelişmesi mümkün değildir. Biz bu mantıkla 300 gündür enflasyonla mücadele ediyoruz geldiğimiz nokta ortada. 2023 yılı sonu enflasyon yüzde 64,7 Demek ki biz enflasyonla mücadelede yeterince başarılı olamıyoruz” şeklinde konuştu.

Enflasyonun Düşmesi için 5 Yıllık Süreçte 100 Milyar Dolar Yabancı Yatırım Gerekiyor

Çelebi, enflasyonu düşürmek için yapılması gerekenleri şöyle özetledi; “Döviz kurunu sabit tutalım enflasyonu düşürelim deniyor, böyle giderse Aralık ayında bunun gerçekleşmeyeceğini göreceğiz. Türkiye ihracatının ithalatı karşılama oranını yüzde 90’a yaklaşırsa, dünya ticaretinden aldığı payı yüzde 1’den 2’ye çıkarırsa, 5 yıl üst üste 20 milyar doların üzerinde yabancı sermaye çekerse o zaman enflasyonu düşürebilir. 2004 yılından itibaren Türkiye’ye 5 yılda 100 milyar dolar yabancı sermaye yatırımı oldu o zaman enflasyonu yüzde 5’e düşürdük. Benzer bir 5 yıl geçirmemiz gerekiyor.”

Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatılmasının yanlış bir karar olduğuna temas eden Çelebi, “Yanlış modelle yanlış kurgulama yapıldı. Devlet Planlama Teşkilatı maalesef kapatıldı, ülkemiz için uzun vadeli makro planlamaları yapan o kurum kapatılınca bugün Merkez Bankası’na iş düştü, kendilerini planlama teşkilatın yerine koymaya çalışıyorlar ama planları 90 günün üzerine çıkamıyor. Demir-çelik sektörüne Avrupa Birliği 20 milyar dolar teşvik ayırdı ama Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teşvik Dairesi’nin ortaya koyduğu 5 kriterle bir firma bile yatırıma başlamış değil. Bankalar kredi musluklarını kıstılar, bu yapıda Türkiye’nin büyümesi nasıl oluyor. Yüzde 4,5 büyüdü. Tarımda küçülme var, gıda fiyatları artıyor, insanlar sabah 04.00’te et kuyruklarına giriyor” dedi.

Türkiye’nin 2024 yılı sonu için ortaya koyduğu yüzde 36 enflasyon hedefiyle ilgili de görüşlerini paylaşan Çelebi, “2024 yılının ilk iki ayındaki enflasyon yüzde 11’i geçti. Biz Mayıs ayından sonra sıkılaştırılmış para politikasını uygulayacağız. Bir taraftan enflasyonu düşüreceğiz derken, diğer bir tarafta da dar gelirli vatandaşları iyice bunaltmayalım, bunu dengeli bir şekilde gerçekleştirmek lazım” diye sözlerine son verdi.

Arıak: “TCMB Döviz Kurunu Seçim Öncesinde 32-33 TL’de Tutmak için Faiz Artırdı”

İktisatçı Nilüfer Arıak, TCMB’nın politika faizini 500 baz puan artırmasının altında yatan nedenin TCMB’nın rezervlerinin alarm vermesi olduğunu, seçim öncesinde döviz kurunu 32-33 TL’lerde tutabilmek için böyle bir adım atıldığını dile getirdi.

Türkiye’nin döviz rezervlerini Çin, Japonya, Almanya, Güney Kore, Hollanda gibi ihracat gelirleriyle karşılayamadığının altını çizen Arıak, “Biz borçlanarak rezervlerimizi artırıyoruz. Eksi rezerve girmiştik. Vatandaş altın ve dolara koştuğu için bu eğilim devam edecek. Vatandaşın talebi döviz kurunu 40 TL’lere çıkaracak. Cari açıktaki düşüşün nedenlerinden biri altın ithalatına getirilen kısıtlama. Bu kısıtlama cari açığı 7 milyar dolar azalttı. Ham maddede ithalat yaparak üretimimizi yapıyoruz. Bir de doğal gaz ve petrol fiyatlarındaki düşüş oldu. Petrol ve doğal gazdaki düşüş cari açığı 20 milyar dolar indirdi. Cari açığı düşüren önemli faktörler bunlardı ama değişken faktörler bunlar. Cari açık dengesi değişecek. İthalat ihracatı karşıma oranı gelecek yıl için yüzde 75 gibi bir öngörü var. Güney Kore’nin başarısının kökeni yüksek teknolojili ürün ihracatı. Onlarda yüksek teknoji ihracatı yüzde 49,8 iken, Turkiye’nin yüzde 2,5-3 aralığında seyrediyor” diye konuştu.

Yeşil Dönüşüm için AB’den 11,5 Milyar AVRO Tahsis Edildi

 “İşletmelerimiz makro iktisattan koparak başının çaresine bakacak” tespitinde bulunan Arıak şöyle devam etti: “Bu belirsizlikler bilinmeyenler içerisinde mümkün olduğunca Verimlilik artışı ve maliyet düşürmeyle rekabet gücünü artırmak hedefiniz olmalı. Demir-çelik gibi gibi, çimento, gübre, kimya, tarım gibi sektörlerimizde başka sorunlar var. AB’nin ayırdığı kaynaklardan bahsedildi. Çin’i en çok karbon salan ülke gibi görüyoruz, ama orada olağan üstü ve hızlı tedbirler alınıyor. Kömüre dayalı üretimden vazgeçiyorlar, elektrikli ve biyoenerjiye dayalı üretim modellerine geçiyorlar. Hedefleri 2040 ve 2053’te çelik endüstrisinde 0 karbon ve bunun için gerekli yatırımları yapıyorlar. Son derece planlı bir ekonomi. Bizim ihracatçılarımız gündemi bırakıp kendini AB’de üretim yapan bir firma gibi adledip bunun içerisinde görmesi lazım. Şu anda Türkiye’ye gelen bütün fonlar bu konuda. Bu olumlu. Türkiye’ye 11,5 milyar Avru bu dönüşüm için geliyor. Çelik çok öncelikli hedef olarak konuldu. Bu kaynak size verilecek. Bankalar eliyle dağıtılacak. Her firmanın bu kaynağa alması lazım eğer üretime devam edecekse.”

Ali Ağaoğlu; “Ekonominin en temel problemi güven”

Ekonominin en temel probleminin güven olduğunun altını çizen Ekonomist Ali Ağaoğlu, “Her şeyin başı güven. Güvenden de biz yanlış anlıyoruz. Ortak değerlerle ilgili problemimiz var en büyük ekonomik problem verilerimizin ekonominin namusu kalmadı. Gerçek enflasyonu bilmiyoruz, işsizliği bilmiyoruz” dedi.

Ekonomide başarılı olmak için kapsayıcı bir model geliştirmemiz gerektiğine vurgu yapan Ağaoğlu, “Güney Kore dünyanın en kapsayıcı ülkelerinden biri. Kapsayıcı ülke olmadığımız sürece işimiz zor. Güney Kore’de 2002’de üniversiteden mezun olabilmenin ilk koşulu İngilizce bilmekti. 2020’de ise üniversiteye girmek için ilk koşul İngilizceyi bilmek olarak değişti. 10 yıllık planda 3 sektör belirliyorlar, 3 sektör için destek vermeye başlamadan önce bu sektöre insan kaynağı yetiştiriyorlar. Böyle radikal bir değişim yapmadığımız sürece kuru çok tartışırız. Türkiye’nin 100 dolar ihracat yapabilmesi için 72 dolar ithalat etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nce düzenlenen, “Ekonomik Değerlendirme Toplantısı”na; Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk Eximbank Geçmiş Dönem Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Ege Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürü M. Enver Kök, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği üyesi ihracatçılar katıldı.

Bordrosunu Ön Koşulsuz İmzalayan İşçi, Fazla Çalışma Ücreti İddiasında Bulunabilir mi ?

7 Gündem Satınalma Dergisi Bordrosunu ön Koşulsuz İmzalayan İşçi, Fazla çalışma ücreti İddiasında Bulunabilir Mi

7 Gündem Satınalma Dergisi Bordrosunu ön Koşulsuz İmzalayan İşçi, Fazla çalışma ücreti İddiasında Bulunabilir MiFazla çalışma, 4857 sayılı İş Kanunu’na ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan “Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetme­liği” hükümlerine göre, haftalık kırk beş saati aşan çalışmalardır (İşK m.41/1; Yönetmelik m.3). Normal çalışma ile fazla çalışma süresinin toplamı günde yasal çalışma süresi olan azami 11 saat (ara dinlenmeleri hariç) sınırını aşamaz.

Fazla çalışma sürelerinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamaz. Bu süre sınırı, işyerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkindir (İşK m.41/8; Yönetmelik m.5). Ayrıca, fazla çalışma sürelerinin hesabında yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılır. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret de normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir (İşK m.41/2; Yönetmelik m.4).

Fazla çalışma ihtiyacı olan işverence bu onay iş sözleşmesinin yapıl­ması esnasında ya da bu ihtiyaç ortaya çıktığında alınır ve işçi özlük dosya­sında saklanır. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapmak istemeyen işçi verdiği onayı otuz gün önceden işverene yazılı olarak bildirimde bulun­mak kaydıyla geri alabilir (İşK m.41/7; Yönetmelik m.9/2).

Ayrıca işveren, fazla çalışma yaptırdığı işçilerin bu çalışma saatlerini gösteren bir belge düzenlemek, imzalı bir suretini işçinin özlük dosyasında saklamak zorundadır. İşçilerin işlemiş olan fazla çalışma ücretleri normal ça­lışmalarına ait ücretlerle birlikte ödenir. Bir başka deyişle, ücreti ödeme gü­nünden itibaren “yirmi gün içinde” zorlayıcı bir neden dışında ödenmemesi, nasıl ki işçiye iş görme edimini yerine getirmekten kaçınma hakkı veriyorsa ve gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz uy­gulanıyorsa, fazla çalışma ücreti de ödeme gününde ödenmezse aynı sonuç­ları doğuracaktır (İşK m.34; Yönetmelik m. 10).

Peki, işçi tarafından ücret bordrosunun ön koşulsuz imzalanmış olması durumunda, işçi sonradan fazla çalışma ücreti iddiasında bulunabilir mi?

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, ücret bordrolarının ön koşul konulmaksızın imzalanması konusunda bu güne kadar bir takım ilkeler geliş­tirmiş bulunmaktadır: Bu ilkelere göre, bordrolarda fazla çalışma sütunu bu­lunduğu halde bu sütunun boş bırakılması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı değildir. Böyle bir bordronun ön koşulsuz imzalanması da bu haktan vazgeçilmesi anlamında yorumlanamaz.

İşçi tarafından imzalanan belge ayrı bir sütun bulunmasına rağmen hiç­bir işçiye fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirilmemiş ise, bu taktirde bordroyu imzalayan işçilerin ayrıca ön koşul ileri sürmeleri gerekmez.

Yargıtay’a göre, “Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil ni­teliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanma­dıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çı­kışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık be­yanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalı­dır”[1].

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalış­manın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla ça­lışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödeme­lerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması ge­rektiği sonucunu doğurmaktadır[2]..

Yargıtay başka bir kararında ise, “İlke olarak bordrolarda tahakkuk var ise ve imzalı ise daha fazla mesai yapıldığı belgeyle kanıtlanmadığı sürece fazla mesai ve tatil ücret alacaklarının reddi isabetlidir. Ancak dairemizin yerleşik uygulaması gereği ücretin bir kısmının bordroda fazla mesai alacağı olarak gösterilmesi (bordro hilesi) bordroda görünen miktarların maktu olması veya ücret miktarının ihtilaflı olması halinde, işçinin tanık beyanlarıyla ispat ettiği fazla mesai ve hafta tatili çalışmaları karşılığı ücret alacağının hesaplanarak hüküm altına alınmasıdır. Bu durumda bordro hilesi bulunmadığı takdirde ödenen miktarların dışlanması değil mahsubu yoluna gidilmelidir “ şeklinde hüküm kurmuştur [3].

7 Gündem Satınalma Dergisi Bordrosunu ön Koşulsuz İmzalayan İşçi, Fazla çalışma ücreti İddiasında Bulunabilir MiSonuç olarak, bordrolarda fazla çalışma sütunu bu­lunduğu halde bu sütunun boş bırakılması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı değildir. Böyle bir bordronun ön koşulsuz imzalanması da bu haktan vazgeçilmesi anlamına gelmez. İlke olarak bordrolarda tahakkuk var ve imzalı ise daha fazla mesai yapıldığı belgeyle kanıtlanmadığı sürece fazla mesai ve tatil ücret alacaklarının reddi gerekir.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.10.11.2020 T., E.2016/31670, K.2020/15577 Legalbank

[2] Y9HD.8.5.2017 T., E.2017/4779, K.2017/8122 Legalbank.

[3] Y9HD.5.07.2018 T., E.2015/21075, K.2018/14840 Legalbank.

Sıcak Suya 12 Ay Kolay Eri̇şi̇mi̇n Tasarruflu Yolu: Güneş Kolektörü

Satınalma Eğitimi Sıcak Suya 12 Ay Kolay Eri̇şi̇mi̇n Tasarruflu Yolu Güneş Kolektörü

Teknolojik gelişmelere paralel olarak gelişen güneş kolektörlerinin, evlerden tarlalara kadar farklı alanlarda kullanımında artış söz konusu. Sıcak suya kolay, çevreci ve pratik ulaşım imkânı sunan kolektörler, depo ve montaj şaseleriyle çatılardaki görüntü kirliliğinin de önüne geçiyor. Bu sistemlerin 12 ay kadar hijyenik sıcak su ihtiyacını karşılıyor, güneş kolektörlerinin yılda ortalama yüzde 20-50 arasında enerji tasarrufu sağlıyor.

Satınalma Eğitimi Sıcak Suya 12 Ay Kolay Eri̇şi̇mi̇n Tasarruflu Yolu Güneş KolektörüTürkiye, güneş enerjisi potansiyeli açısından oldukça zengin bir ülke. Günlük ortalama 7.5 saat güneşlenme süresine sahip olan ülkemizin, yılda ortalama 2640 saat güneş ışığı alıyor ve yaklaşık 380 milyar kilowatt/saat güneş enerjisi potansiyeli olduğu tahmin ediliyor. Uzmanlara bu rakamların, Türkiye’nin toplam enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’unu karşılayabilecek düzeyde olduğunu belirtiyor. Son yıllarda dünyadaki en uygun enerji kaynaklarından biri olduğunu ispat edilen güneş enerjisi, hepimizin evlerde kullanabileceği basit yapılar haline dönüşmeye başladı. Teknolojik gelişmelere paralel olarak gelişen güneş kolektörlerinin, evlerden tarlalara kadar farklı alanlarda kullanımında da artış söz konusu.

Güneş Enerjisiyle Kesintisiz Sıcak Su İmkanı 

Birçok ülkeden daha fazla güneş enerjisinden enerji üretme potansiyeli olan Türkiye’nin bulunduğu konum itibarıyla oldukça avantajlı olduğu, başta Akdeniz ve Ege olmak üzere yıl boyu güneş alan sahil şeridine sahip bölgelerde, sıcak su temin ederken ciddi oranda enerji tasarrufunun sağlandığı güneş enerjili su ısıtma sistemlerinin tüketicilerin ilk tercihi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışan iklimlendirme ürün ve çözümleri ile Türkiye’nin enerji dönüşümünün ve yüksek verimliliğe sahip güneş kolektörü paket sistemleri ile hem sürdürülebilirliğe hem de tüketicilerin tasarruf etmelerine katkı sağlıyor.

Güneş kolektörleri hakkındaki bilgiler ise şöyle: Güneş enerjisi depo ve montaj şaseleri ile konforlu sıcak suya kolay ve pratik bir şekilde ulaşılabilirken, çatılardaki görüntü kirliliği de son buluyor. Kolay kurulumu ve kullanımı yanı sıra; farklı iklim koşullarına karşı dayanıklı olan güneş kolektörü paket sistemleri, bulunduğu bölgeye göre 12 aya kadar güneş enerjisi kullanarak hijyenik sıcak su sağlıyor. Ayrıca, Güneş kolektörünün özel iç yüzeye sahip depoları, zararlı bakteri oluşumunun da önüne geçmekte.

 Yüzde 50’ye Varan Tasarruf Sağlıyor

Hijyenik su sağlamanın yanı sıra güneş kolektörleri dayanıklılık ve kalitesiyle öne çıkarken kurulumu da kolay.  Çatı veya bahçe gibi açık alanlara yerleştirilerek mekânların sıcak su ihtiyacını karşılayan güneş kolektörleri, elektrik veya doğal gaz gibi geleneksel enerji kaynaklarına olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Yapılan araştırmaların, güneş kolektörlerinin yılda ortalama yüzde 20-50 arasında enerji tasarrufu sağlıyor, Ancak kullanılan cihazın özelliklerine, kurulum ve bakımına, kullanıldığı yere ve iklim koşullarına bağlı olarak bu oranlar değişebiliyor. Ticari binalarda kullanılan daha büyük güneş kolektörleri ise daha yüksek enerji tasarrufu sağlayabiliyor. güneş kolektörleri ayrıca, depoda bekleyen suyun zararlı olabilecek etkinlerinin önüne geçen, paslanmayan özel yapısı ile hijyenik/sağlıklı kullanım suyu sağlıyor.

Cosmoprof Worldwide Bologna 2024 Fuarına 78 Türk Fi̇rması Katıldı

Satınalma Eğitimi Cosmoprof Worldwide Bologna 2024 Fuarına 78 Türk Fi̇rması Katıldı

Dünyanın En Büyük Kozmetik Fuarı Olan Cosmoprof Worldwide Bologna Fuarı 21-23 Mart 2024 Tarihleri Arasında İtalya’da Gerçekleştirildi. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Tarafından Bu Yıl 15’incisi Gerçekleştirilen Milli Katılım Organizasyonu Kapsamında 21, Toplamda 78 Türk Firması Yeni Ürünlerini Tanıtmak ve Yeni İş Bağlantıları Yapmak Üzere Fuarda Yerini Aldı.

Satınalma Eğitimi Cosmoprof Worldwide Bologna 2024 Fuarına 78 Türk Fi̇rması KatıldıHer yıl İtalya’nın Bologna şehrinde düzenlenen ve bu yıl 21-23 Mart 2024 tarihleri arasında 55’incisi gerçekleştirilen Uluslararası Kozmetik ve Kişisel Bakım Fuarı Cosmoprof Worldwide Bologna, 153 farklı ülkeden 3 binin üzerinde katılımcı firma ve 253 binden fazla ziyaretçisi ile dünyanın en büyük kozmetik fuarı olma özelliği taşıyor. Güzellik endüstrinin önde gelen fuarında sektörün en yeni trendleri görücüye çıkıyor.

İKMİB milli katılım organizasyonu ile bu yıl 21 firma ve bireysel olarak 57 firma olmak üzere toplam 78 Türk firmasının katılım sağladığı fuarda; kozmetik, cilt bakım ürünleri, parfüm, temizlik ürünleri gibi ürünler sergilendi. Türk markaları sektörün yeni trendlerini dünyaya tanıtma fırsatı buldu. Fuara katılan İKMİB Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Adıyaman ve T.C. Milano Ticaret Ataşesi Ozan Murat Ergan firmaları ziyaret ederek başarı dileklerini iletti.

Adil Pelister: “Türkiye’nin uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun ihracatı 2023 yılında yüzde 15 büyüdü”

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister,

“Türk kozmetik sektörü, son yıllarda hızla büyüyen ve uluslararası alanda tanınan bir sektör haline geldi. Türkiye’nin uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun ihracatı 2023 yılında önemli bir artış gösterdi ve yüzde 15 büyüdü. Alt sektör sıralamasında dördüncü sırada yer alan sektör, geçen yıl 1,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu yıl ise sektör ihracatı Ocak-Şubat döneminde yine yüzde 15’i geçen bir artış oranıyla 306,4 milyon dolara ulaştı. Sektörün performansı hem küresel hem de ülkemiz açısından her yıl artış gösteren, büyüyen bir tarafta. Türkiye, kozmetik ürünlerinin üretiminde ve pazarlamasında önemli bir oyuncu konumunda yer alıyor. Biz de İKMİB olarak sektörümüzü milli katılım fuarları, ticaret heyetleri, eğitim ve seminerler gibi çeşitli faaliyetlerimizle desteklemeye devam ediyoruz. Dünyanın en önemli fuarlarına katılarak Türk kozmetik sektörümüzü dünyaya tanıtıyoruz. Her yıl katıldığımız İtalya’da düzenlenen Cosmoprof Worldwide fuarı da sektörümüz açısından çok önemli bir fuar. Büyüyen ve gelişen Türk kozmetik sektörümüz için verimli bir fuar olmasını ve katılımcı firmalarımızın yeni iş bağlantıları ile ihracatlarını arttırmalarını temenni ederim” dedi.

Çikolata Kıtlığı Geliyor, Kakao Üreti̇mi̇ Yüzde 40 Düştü, Kakao Fi̇yatları Uçuşa Geçti̇ !

Satınalma Eğitimi çikolata Kıtlığı Geliyor, Kakao üreti̇mi̇ Yüzde 40 Düştü, Kakao Fi̇yatları Uçuşa Geçti̇
Dünya çapında çikolata üreticilerinin gözü kakao tarlalarına çevrilmiş durumda. Batı Afrika’da etkili olan virüs salgını ağaçları öldürdü. Gübre yetersizliği de eklenince üretim yüzde 35-40 düştü. Kakao fiyatları şimdiden yüzde 140 artmış durumda. Patiswiss Yönetim Kurulu Başkanı Elif Aslı Yıldız, “Tüketim azalmazsa çikolata bulunamaz hale gelebilir. Fiyatlar kısa süre içerisinde artacak” dedi.
Satınalma Eğitimi çikolata Kıtlığı Geliyor, Kakao üreti̇mi̇ Yüzde 40 Düştü, Kakao Fi̇yatları Uçuşa Geçti̇Çikolata pek çok kişi için mutluluk kaynağı olarak görülüyor. Ancak bu tatlı atıştırmalık, şu sıralar üreticisine mutluluk getirmiyor. Dünya çapında kakao fiyatları bir süredir kesintisiz olarak artıyor. Uzmanlar fiyat artışlarına gerekçe olarak, üst üste dördüncü sezonda da süren üretimdeki düşüşe işaret ediyor. Kakao fiyatlarındaki artışın, çikolata severlerin cebini vurabileceği belirtiliyor.
Kakao kıtlığının sebebi ise üretimin neredeyse tamamının yapıldığı Batı Afrika bölgesinde yayılan bir hastalık. Tedavisi bulunmayan virüs kaynaklı hastalıktan kurtulmanın tek yolu, ağaçları kesip yerlerine yenisini dikmek. Salgın bu sezon, önceki yıllardan daha kötü seyrederken, yeni ağaçlarsa henüz en verimli yaşlarında değil. Hava koşulları da yardımcı olmuyor. Kuru ve sıcak hava taşıyan El Nino fenomeni, en büyük kakao üreticileri Fildişi Sahilleri ve Gana’da verimliliği önemli ölçüde düşürüyor.
Çi̇kolata Fi̇yatları Kısa Sürede Artacak !
Çikolata krizi ile ilgili açıklama yapan Elif Aslı Yıldız, şunları söyledi; “Bu konuda çok fazla bilgi kirliliği var. Kakao ağaçlarını etkileyen virüsle ilgili net bir bilgi yok. El Nino derken iklim krizi derken, Ukrayna savaşından dolayı gübrenin yetersiz kalmasının da etkisiyle limanlara yüzde 30-35 daha az kakao ulaşmış durumda. Biz yüzde 3-5 bir etkilenme bekliyorduk yüzde 35-40 bir azalış beklemediğimiz bir azalış oldu. Maalesef bu durum kakao fiyatlarına bir yılda tonunda 2 bin pound’dan 4 bin 800 pound’a çıkmasına neden oldu. Maalesef bu yüzde 140’lık artış fiyatlara çok kısa sürede yansıyacak. Fiyatlara yansıtmamak için elimizden geleni yapıyoruz ancak TL’deki değer kaybından bağımsız bir durumla karşı karşıyayız. Tüketimin de dünyada yüzde 10 azalması gerekiyor. Yoksa önümüzdeki dönemde çikolataya ulaşmak zorlaşacak. Çikolata alırken mutlaka etiketlere bakılmalı. Güvendiğiniz markaları tercih edin, çünkü bazı üreticiler kakao yerine başka reçetelere yönlenebilir.”
Kakao Fabri̇kaları Üreti̇mi̇ Durdurdu
Fildişi Sahilleri ve Gana’daki büyük kakao fabrikaları, tohum maliyetlerini karşılayamadığı için üretimi kısma veya durdurma kararı aldı. Dünyadaki kakao üretiminin yüzde 60’ını karşılayan iki ülkeden gelen haberlerin ardından, tüm dünyada çikolata fiyatlarını keskin bir şekilde artırması bekleniyor. Son üç yılda iklim koşulları nedeniyle kakao hasadının azalması çikolata üreticilerini zaten fiyat artışına itmişti. Üretim kesintisinin 4. yıla uzamasıyla birlikte durumun daha da kötüleşeceği tahmin ediliyor.

29. Marble İzmir için Geri Sayım Başladı

Satınalma Eğitimi 29. Marble İzmir Için Geri Sayım Başladı

Bu yıl 29.’su düzenlenecek Marble İzmir – Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 17 – 20 Nisan 2024 tarihleri arasında sektörü fuarizmir’de bir araya getirecek. Türk doğal taşının dünyaya açılan kapısı olan Marble İzmir’de, hollerin ve dış alanın tamamı katılımcılara tahsis edilirken hem yurt içi hem de yurt dışından sektörün yoğun talebi nedeniyle fuarda tüm tahsisler tamamlandı ve boş yer kalmadı.  150 bin metrekareyi aşan açık ve kapalı alanda binin üzerinde katılımcının yer alacağı Marble İzmir, dört gün boyunca Türkiye ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri ağırlayacak.

Satınalma Eğitimi 29. Marble İzmir Için Geri Sayım Başladıİzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen doğal taş sektörünün en büyük küresel buluşması Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, sağladığı ticaret hacmiyle bu yıl da sektöre umut olmaya devam edecek. Fuarda, tüm doğal taş firmaları fuarizmir’in kapalı hollerinde yer alırken C holünün büyük bir kısmı ile D holünün tamamı makine ve teknoloji firmalarına tahsis edildi. Blok mermer alanı da geçtiğimiz yıl olduğu gibi renk renk, çeşit çeşit yüzlerce blok doğal taşın sergileme alanı olacak.

Yalnızca Doğal Taş ve Doğal Taş Ürünleri ile Makineler ve Teknolojileri Sergilenecek

Bu yıl Marble İzmir’de; sektör temsilcilerinden gelen talepler üzerine alınan karar doğrultusunda, yalnızca doğal taş ve doğal taş ürünleri ile makine ve teknolojileri sergilenecek.

1998 yılından bu yana Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) üyesi olan Marble İzmir, Türk doğal taşının dünyaya açılarak pazar payını arttırması ve yeni pazarlara ulaşılması açısından büyük önem taşıyor. Marble İzmir’in ilk yılında Türkiye’nin doğal taş ihracatı 77 milyon dolarken yıllar içinde fuarın da katkısı ile ihracat 2 milyar dolar seviyelerine geldi. Sektör fuarı, fuar da sektörü büyüttü ve Marble İzmir, yıllar içinde doğal taş ihracatının can damarı haline geldi. Türkiye’nin doğal taş sektöründe dünya rezervlerinin üçte birine sahip olma avantajı yanında, renk ve desen zenginliğine de sahip olmasının da etkisiyle son 10 yılda, doğal taş ihracatı, Türkiye ekonomisine yaklaşık 20 milyar dolarlık katkı sağladı. Bu yılın ilk iki ayında Türkiye doğal taş ihracatı, geçen yıla oranla yüzde 5 yükselişle 274 milyon dolar oldu. Fuarın bu yıl da geçmiş yıllardan daha büyük bir ticaret hacmi yaratması ve doğal taş sektörüne ihracatta yeni hedeflere ulaşması için katkı sağlamaya devam etmesi bekleniyor. Fuara olan ilgi ve talep, doğal taş sektörünün uluslararası platformlarda daha da güçlenmesini sağlarken Türkiye’nin bu alanda liderliğini de pekiştiriyor.

100 Bine Yakın Ziyaretçiyi Ağırlaması Bekleniyor

İlk yılında Kültürpark’ta 47 yerli katılımcısıyla başlayan ve 4 bin 719 kişiyi ağırlayan Marble İzmir Fuarı, geçtiğimiz yıl 167’si ülke dışından olmak üzere 1015 katılımcıya ulaşırken 148 ülkeden 9 bin 56’sı yabancı olmak üzere toplam 79 bin 153 ziyaretçiyi ağırlamıştı. Fuarın bu yıl Türkiye ve dünyanın dört bir yanından 100 bine yakın ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor.

Alım Heyetleri ile Ticaret Hacmi Artacak

Marble İzmir için ABD, Orta Doğu ile Asya ve Avrupa bölgelerindeki ticari ataşeliklerle işbirlikleri yapılırken fuara dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçi bekleniyor. Ticaret Bakanlığı’nın ihracata yönelik destekleriyle Ege Maden İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği ile ortak yürütülen üç farklı alım heyeti programı düzenlenecek. Bu programlar kapsamında hedef ülke olarak belirlenen Birleşik Krallık, Güney Kore, Fransa, İtalya, Bahreyn, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Umman, Katar, Kuveyt ve Azerbaycan’dan yüzlerce yabancı müşteri ağırlanacak. Fuar süresince düzenlenecek B2B görüşme programlarıyla katılımcı firmaların müşterilerle hızlı ve etkili biçimde görüşmesi sağlanacak. Web sayfası üzerinden Avustralya’dan İtalya’ya, ABD’den Çin’e kadar dünyanın her kıtasındaki toplam 59 ülkeden yabancı ziyaretçi başvuru kaydı alındı.

Marble İzmir’de; doğal taş ve ürünleri ile madencilik sarf malzemeleri, fabrika ve atölye sarf malzemeleri, madencilik makineleri, iş makineleri ve ağır ekipmanlar, fabrika ve atölye makineleri, çevre koruma, geri dönüşüm ve kazanım sistemleri, sektörel kuruluşlar, bilgi işlem ve yazılım firmaları, nakliye ve lojistik hizmetler, finansman ve kredilendirme hizmetleri, kamu ve resmi kurumlar, dernek, birlik ve STK’lar, medya kurum ve kuruluşları katılımcı olarak yer alacak. Fuarın ziyaretçi profilini ise tüm dünyadan doğal taş işleme makine ve teknolojileri bayi ve toptancıları, doğal taş uygulamacıları, inşaat ve taahhüt şirketleri, proje yönetim ve danışmalık şirketleri, yapı denetim şirketleri, mimarlık ofisleri, yapı marketler, yapı malzemeleri toptancıları, perakendeci ve dağıtıcıları, inşaat makineleri bayi ve toptancıları, madencilik ve doğal taş şirketleri oluşturuyor.

“Değişik” Tasarımlar Marble İzmir’le Hayat Buluyor

Fuar kapsamında doğal taş tasarım yarışması da düzenleniyor. Marble İzmir, bu yıl 6.’sı düzenlenen Uluslararası Değişik Doğal Taş Tasarım Yarışması’yla da genç tasarımcıları sektörün yenilikçi firmalarıyla bir araya getiriyor. Doğal taş ihracatının, tasarım ve mimariyle desteklenerek katma değeri yüksek ürünlerle yapılmasıyla artması, Türk doğal taşının pazarda yenilikçi yüzünün ortaya konulmasının amaçlandığı yarışmada hayata geçirilecek özgün tasarımlar, Marble İzmir’de ziyaretçilerle buluşacak. Yarışmaya, bu yıl, 20 ülkeden genç tasarımcı adayları doğal taş kullanarak oluşturdukları toplam bin 265 projeyle katıldı. Tasarımcıların, jüri değerlendirmesi sonucu finale kalan 34 projesi, sektörün yenilikçi firmaları tarafından hayata geçirilecek ve ödül kazananlar 29. Marble İzmir Fuarı’nda belli olacak.

İzmir’de Marble Bereketi Yaşanacak

Marble İzmir; sektöre ve yan sektörlerine, ihracata, istihdama katkı sağlamasının yanı sıra önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da turizmden konaklamaya, ulaşımdan yiyecek içecek sektörüne kadar birçok alanda kent ve ülke ekonomisine de pozitif etki sağlayacak. Fuar nedeniyle kente gelecek yerli, yabancı katılımcı ve ziyaretçiler, İzmir’de Marble bereketini hissettirecek.

Marble Mobil Uygulaması Bilgilendirip Kolaylık Sağlıyor

Geçtiğimiz yıl hazırlanan Marble İzmir mobil uygulaması bu yıl da bilgilendirici bir rehber olma özelliğini sürdürecek. Uygulama, dünyanın her yerinden Marble İzmir’i duyan, gelmek isteyen, alım yapmak, ürünlerden haberdar olmak isteyen herkesi bilgilendirecek. Telefon ve akıllı cihazlarda kullanılabilen uygulama aracılığıyla Marble İzmir’e ve firmalara dair tüm bilgilere ulaşılabilecek. Hem Apple Store hem de Google Play’den cep telefonu ve tabletlere indirilebilen, Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanan uygulama, katılımcı ve ziyaretçilere kolaylık sağlayacak.