Yeşil ve yaşanabilir bir dünya için sürdürülebilirliğin en önemli ayaklarından birinin organik üretim ve ihracatını artırmak olduğuna inanan Türk organik sektörü, dünya organik sektörünün en büyük buluşması BioFach Organik Ürünler Fuarı’nda, Türk organik gıdalarını dünyanın beğenisine sundu.
Yıllık 1,6 milyon ton organik gıda üretimimiz olduğunu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, dünya genelinde 121 milyar Avro’luk bir hacme ulaşan organik sektöründen yüzde 1 pay almayı hedeflediklerini, Bu yıl 14-17 Şubat 2023 tarihleri arasında Almanya’nın Nürnberg şehrinde düzenlenen BioFach Fuarı’na bu amaçla çeyrek asırdır Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Türkiye Marka standında Dünyaca Ünlü Türk Şef İbrahim Önen’in, Türk organik ürünleriyle; organik severlere geleneksel Türk mutfağıyla Batı mutfağının harmanlandığı birbirinden lezzetli yemekler hazırlayıp ziyaretçilerin hem gözüne hem de midesine hitap ettiğini vurgulayan Eskinazi, “Avrupalılara bir lezzet şöleni yaşattık. Milli katılım organizasyonumuzla 16, bireysel 26 olmak üzere toplam 42 Türk firmamız BioFach Fuarı’na katıldı. Türk firmaları yoğun olarak; kuru meyve, tahıl ve bakliyat, dondurulmuş gıda, fındık, meyve suyu ürünlerini sergiledi. Fuar, 95 ülkeden 2 bin 765 firma ve 135 ülkeden 36 bin ziyaretçiyi buluşturdu.”
Avrupa Birliği’nin en çok ithalat yaptığı 3 ülke arasına girmeyi hedefliyoruz
Türkiye’de 49 bin çiftçinin 352 bin hektar alanda, 267 tür ve 1,6 milyon ton organik ürün ürettiği bilgisini paylaşan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Türkiye’de organik üretime ayrılan alanlar yüzde 1,7 ile dünya ortalamasının üzerinde. Organik üretici sayısında AB’de 3., dünyada 12. Sıradayız. Ege Bölgesi organik üretim ve ihracatında lider konumda. Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’i Ege Bölgesi’nden gerçekleştiriliyor. Yıllık 3 milyon tona yakın organik ürün ithal eden Avrupa Birliği’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 7. Sıradayız, hedefimiz bu listede ilk üçe girmek” diyerek sözlerini noktaladı.
Işık: “AB Yeşil Mutabakatına 35 yıl önce uyum sağladık”
Avrupa Birliği’nin 2019 yılında dünyanın gündemine getirdiği, Avrupa Yeşil Mutabakatı’yla; iklim krizine karşı daha yeşil ve yaşanabilir bir dünyanın temellerini attığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Türk organik sektörünün Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine uyum sağlamış bir sektör olduğuna dikkati çekti.
Organik sektörü olarak 1 milyar dolar ihracat hedefliyoruz
“Türkiye’nin de yaklaşık 35 yıllık organik sektöründe bir deneyimi var” tespitinde bulunan Başkan Işık, “Bu tecrübelerimizle diğer sektörlerimizin iklim kriziyle mücadelesine örnek olmalıyız ve 2050 yılına kadar Türkiye’nin karbon nötr hedeflerine ulaşmak için BioFach Fuarı ve benzer organizasyonlarda güçlü bir şekilde yerimizi almamız gerekiyor. En büyük ihraç pazarımız AB’nde konumumuzu korumak, sürdürülebilir ve çevreci üretim yapabilmek, küresel iklim krizine dur diyebilmek için insancıl bir ekosistemi tüm sektörlerimizde kurmak ve hayata geçirmek zorundayız. Ege İhracatçı Birlikleri olarak sürdürülebilirlik ile ilgili adımlarımızı atmak, stratejik planımızın öncelikli maddeleri arasında. Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, pandemi sonrasında Almanya ve Avrupa Birliği organik üretimi yüzde 30 artırma kararı aldığını net bir şekilde dünya kamuoyuna iletti. Bizim de önceliğimiz topraklarımızı koruyarak, sağlıklı gıda üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak olacak. Organik üretimi artırmak için topraklarımızı korumamız şart. UR-GE ve ARGE projelerimizle bu başlığa odaklanacağız. Üniversiteler, Enstitüler, üreticiler bu konuda paydaşlarımız olacak. Günümüzde 500 milyon dolar seviyesinde olan organik ürün ihracatımızı bu sayede 1 milyar dolara çıkaracağımıza inanıyoruz” şeklinde konuştu.
BioFach Fuarı’nda 100’den fazla etkinlik yapıldı
BioFach Fuarı’nda organik ürünler konusunda uzmanlar eşliğinde 100 kadar workshoplar, sempozyum ve müzakereler yapılırken, BioFach’ın patronluğunu yapan IFOAM (International Federation of Agricultural Movements) tarafından sürdürülen “BioFach Congress” Programına yoğun bir katılım gerçekleştirildi. Fuar pandemi sonrası 2 yıllık aranın ardından kendi tarihi olan Şubat ayında düzenlendi. Pandemi sonrasındaki ilk fuar, ziyaretçi ve katılımcı sayısı olarak pandemi öncesi dönem rakamlarının gerisinde kalsa da, katılımcılar pandemi sonrası normalleşme süreci içerisinde değerlendirildiğinde katılımcı ve ziyaretçi sayılarından oldukça memnun kaldıkları bir fuar olarak değerlendirdiler. Özellikle ziyaretçi profili Türk firmalarını mutlu etti.
BioFach Fuarı’nı ziyaret eden Nürnberg Başkonsolosluğu Konsolos Vekili Ünal Atçalıoğlu ve Münih Ticaret Ataşesi Ali Bayraktar Türk firmalarının standlarını ziyaret ederek, Türk firmalarına Avrupa ve organik pazarıyla ilgili deneyimlerini aktardılar.
BioFach Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonuyla; Arnada Gıda Tic San. A.Ş., Biyo-Sam Organik Tarım Nakliye Gıda İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Deniz Foods Dış Ticaret ve Gıda San. Ltd. Şti., Ertürk Üzüm ve Tarım Ürünleri A.Ş., Göknur Gıda Maddeleri Enerji İmalat İth. İhr. Tic. ve San. A.Ş., Işık Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., Kırlıoğlu Tarımsal Ürünler Gıda İnş. San. Tic. A.Ş., Mapeks Gıda ve Sanayi Mamulleri İhr. ve Tic. A.Ş., Nimeks Organik Tarım Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti., Osman Akça Tarım Ürünleri İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş., Özgür Tarım Ürünleri San ve Tic A.Ş., Pagmat Pamuk Tekstil Gıda San. ve Tic. A.Ş., Saneks Kuru İncir İşl ve Tic A.Ş., Seyrani Agro Gıda San. Dış. Tic. Ltd. Şti, Tunay Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., ve Yavuz İncir Gıda Tarım Ticaret Limited Şirketi firmaları katıldı.









Yargıtay’a göre, “İş hukukunun en tartışmalı alanlarından biri çalışma koşullarının tespiti ile bu koşulların uygulanması, değişiklik yapılması, en nihayet işçinin kabulüne bağlı olmayan değişiklik ile işverenin yönetim hakkı arasındaki ince çizginin ortaya konulmasıdır.
Hiç istemesek de dünyanın neresinde olursa olsun deprem gibi bir felaketin götürdükleri, verdiği yıkıcı zararlar ekonomilere ciddi zararlar verir. Depremin var olduğu ülkedeki ekonomiye verdiği zararla birlikte morallerin bozulması sözle anlatılacak gibi değiller.



Türkiye otomotiv sanayiine yön veren 13 büyük üyesiyle sektörün çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 2023 yılının Ocak ayına ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı. Ocak ayında toplam üretim bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24 artarak 111 bin 837 adet, otomobil üretimi ise yüzde 48’lik artış göstererek 70 bin 723 adet olarak gerçekleşti. Traktör üretimiyle birlikte de toplam üretim 116 bin 730 adede ulaştı.












Kararlı durum ekonomisi, temel finansal parametrelerde büyük ölçüde istikrarın sağlandığı ve ekonomik dalgalanmaların çok düşük olduğu ekonomi modelidir. Kavram itibariyle genellikle ulusal ekonomiler için kullanılsa da bu yaklaşım yerel, bölgesel veya küresel ekonomiye de uygulanabilir. Ekonomiler belirli bir büyüme veya küçülme döneminden sonra durağan hale geçebilir. Ekonomik sürdürülebilirlik için bu durağan ekonominin parametreleri temel ekolojik sınırları aşmamalıdır.
Hemen cevaplayalım EVET. İthalatı sırasında ödenen gümrük vergilerini eşyanın mahrecine iadesi durumunda geri alabiliriz. Ayrıca bazı durumlarda da ödenen gümrük vergileri yine geri alınabilir. Bunların neler olduğu Gümrük Kanunu 211-212-213-214. maddelerinde açıklanmıştır;
Avrupa Birliği (AB) tarafından Türkiye’ye yönelik olarak verilen mali yardımlara ilişkin Türkiye ile AB arasında IPA çerçeve anlaşması imzalanarak 6647 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunmuş ve 22.06.2015 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Çerçeve Anlaşması’nın genel kuralı, AB veya AB ile Türkiye’nin ortak katkısı ile finanse edilen sözleşmelerin uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek gümrük vergisi ve eş etkiye sahip vergiler ile mali yardımların istisna kapsamına alınmasıdır. Yazımızın konusu IPA çerçeve anlaşması kapsamında gerçekleşen ithalat işlemlerinde gümrük vergilerinin muafiyeti üzerindir.
Dijital taşımacılık platformu Diginak, “Sıfırdan Başlayalım Projesi” ile depremden etkilenen lojistik sektörü profesyonellerinin yaralarını sarmayı hedefliyor. Şimdi dayanışma zamanı mottosuyla hayata geçirilen proje sayesinde; depremden dolayı işsiz kalan lojistik sektörü çalışanlarının hayatlarını iademe etmeleri için yeni iş kurmasına imkan tanınacak.
Türkiye’yi yasa boğan deprem sonrasında depremzedeler için herkes dört koldan seferberliği sürdüğünü belirten Diginak CEO’su Oğuzhan Karaca, “Hayatta kalmayı başaran ancak evlerinden ve işlerinden olan depremzedelerin en kısa sürede normal yaşamlarına dönebilmeleri için destek olmalıyız. Yardımlar dışında iş dünyası olarak üzerimize bir görev daha düşüyor; sürdürülebilir politikalar ve projeler geliştirmek!” dedi.
Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 07.09.2022 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Müdürlüğümüze Bağlı İlçe Sağlık Tesisleri İçin Malzeme Dahil Yemek Hazırlama, Pişirme, Dağıtım ve Sonrası” ihalesine ilişkin olarak Öz Aras Kurumsal İth. İhr. Ltd. Şti. – Özçelik Sosyal Hizmetler Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. – Self Servis Kurumsal Hizmetler Ltd. Şti. İş Ortaklığı’nın 26.12.2022 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 13.01.2023 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 09.01.2023 tarih ve 72307 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 09.01.2023 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.
Uzun vadeli çözümlerin önemine dikkat çeken İKMD, hazırladıkları 20 maddelik bildirgeyle, normal yaşama dönüş için şimdiden planlamaların başlatılmasını ve gerekli düzenlemelerin vakit kaybetmeden yapılmasını öneriyor. Tüm afet durumları için işverenin ve çalışanların haklarını belirleyen maddelerin çalışanların sözleşmelerine tanımlanması gerektiğinin altının çizildiği bildirge, depremzedelerin yeniden iş hayatına uyum sağlamalarına yardımcı olmak, işverenlerin ve kamu kurumlarının bu zorlu süreçte depremzedelere destek olmalarını teşvik etmek adına iş dünyasına yönelik bir yol haritası sunuyor.
İnsan Kaynakları Meslek Derneği Kurucu Başkanı, MAN Türkiye A.Ş. İnsan Kaynakları Direktörü Mustafa İskifoğlu, hazırladıkları bildirgeye ilişkin yaptığı açıklamada, “Dünya çapında ülkeler, felaketlerden ders aldıkça, afet yönetimi uygulamalarını yenilediler. Bir sonraki afetin ne olacağını ve ne zaman geleceğini bilmiyoruz, ancak hayatta kalmak ve etkisini en aza indirmek için harekete geçebiliriz. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem, sadece maddi kayıplara neden olmakla kalmamış, aynı zamanda yüzbinlerce insanın hayatını etkilemiştir. İnsan Kaynakları Meslek Derneği olarak depremzedelerin hayatlarını yeniden kurabilmeleri için işe ve normal hayata geri dönmelerine yardımcı olmak, bizim öncelikli hedefimizdir. Bu süreci hızlandırmak ve desteklemek adına İKMD Yönetim Kurulu, İcra Kurulu ve İKMD üyesi İnsan Kaynakları profesyonelleri ile 20 maddelik yol haritasını içeren bir bildirge hazırladık” dedi.
İnsan Kaynakları Meslek Derneği İcra Kurulu Üyesi, Stratejik Yönetim Danışmanı Canan Duman her şirketin tüm çalışanlar tarafından açıkça bilinen acil eylem, tahliye planlarına sahip olması ve bunları uygulaması gerektiğini hatırlatarak, “Depremler evde veya işte büyük hasara neden olabileceğinden, kimsenin zarar görmemesi için önceden planlama yapmak panik ve kaostan kaçınmaya yardımcı olur. Hazırlık anahtardır. Ne yazık ki, birçok işletme bu tür bir doğal afete hazırlıklı değil ve çalışanlarını risk altında bırakıyor. Oysa işyerlerini hazırlamak, evimizi hazırlamak kadar önemlidir. Şimdiden planlama yapmak, çalışanların güvenliğini artırabilir ve olaydan sonra iş sistemlerinin çalışır durumda kalmasına yardımcı olabilir. Depreme hazırlanmanın zamanı gelecek hafta veya gelecek ay değil, ‘hemen’dir” şeklinde konuştu. İşletmelerin afet fonu oluşturmasına da vurgu yapan Duman; “Şirketler, pandemide de deneyim ettiği gibi faaliyetlerini aksatacak bir vaka ya da afet gerçekleşmeden önce gelir elde edememe durumuna karşılık olarak bir kenara bir afet fonu ayırmalıdır” dedi.