Ürün Tanımı: 30 ml. Gaga Sprey Şişe. Sert Plastik. Kozmetik ürünlerini muhafaza etmeye uygun.
Adet: 100 Adet
Teklifleriniz için: ticaret@satinalmadergisi.com
Son Teklif Toplama Tarihi: 10.09.2022

Ürün Tanımı: 30 ml. Gaga Sprey Şişe. Sert Plastik. Kozmetik ürünlerini muhafaza etmeye uygun.
Adet: 100 Adet
Teklifleriniz için: ticaret@satinalmadergisi.com
Son Teklif Toplama Tarihi: 10.09.2022

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, Adı geçen istekliye ait yeterlik bilgileri tablosunun “Teklif Vermeye Yetkili Olunduğuna İlişkin Bilgiler” bölümündeki “İmza Sirküleri” ve “Vekâletname Bilgileri” sütunlarına ilişkin bilgi girişi yapılmadığı, anılan bölümünün “Ticaret Sicili Bilgileri” sütunundaki “Ortaklara Ait Bilgiler” satırına tüzel kişiliğin ortakları, ortaklık oranlarına ilişkin bilgi girişi yapılmadığı, anılan bölümün “Yöneticilere Ait Bilgiler” satırına tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlilerine ilişkin bilgi girişi yapılmadığı, ayrıca son durumu gösterir ticaret sicili gazetelerine, diğer belgelere ve ortaklık pay defterine ilişkin olarak da herhangi bir bilgi girişi yapılmadığı,
Yeterlik bilgileri tablosunun “Teklif Vermeye Yetkili Olunduğuna İlişkin Bilgiler” bölümündeki “Ticaret Sicili Bilgileri” sütunundaki “Yöneticilere Ait Bilgiler” satırlarında beyan edilen tüzel kişiliğin yönetimindeki görevli kişileri ile aynı tabloda beyan edilen tüzel kişiliğe ait imza sirkülerinden şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılan kişilerin birbiriyle uyuşmadığı, “Ortaklara Ait Bilgiler” satırındaki tüzel kişiliğin ortakları, ortaklık oranları ile “Yöneticilere Ait Bilgiler” satırlarındaki tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlilerine ilişkin bilgilerin beyan edilen ticaret sicili gazetelerinde, diğer belgelerde ve pay defterinde yer almadığı ya da beyan edilen bilgilerle tevsik edici belgelerden elde edilen bilgilerin birbirleriyle uyuşmadığı,
Yeterlik bilgileri tablosunun ilgili satırlarında beyan edilen imza sirküleri, vekaletname, vekilin imza beyannamesi, pay defteri ve ticaret siciline ilişkin diğer belgeler ile söz konusu belgeleri tevsik amacıyla idareye sunulan belgelerin birbiri ile uyumlu olmadığı, ilgili belgelerin idareye belgelerin sunuluş şekline ilişkin hükümlere aykırı şekilde fotokopi vb. olarak sunulduğu, iddialarına yer verilmiştir.
03.08.2022 tarihli ve 2022/UH.II-923 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;
Başvuru sahibinin iddialarına ilişkin olarak:
isteklilerin anonim şirket olması durumunda da ortaklar ve ortaklık oranlarının kaydı kapsamında, beyan edilen kişilere ilişkin pay defteri ile dayanağı yönetim kurulu karar defterinin ilgili kısımlarının taranarak EKAP’a kayıt edilmesi gerektiği,
yeterlik bilgileri tablosunda ortaklar ve ortaklık oranları ile temsile yetkili kişilerin ve varsa vekile ilişkin bilgilerin beyan edilmesinin yeterli olduğu, herhangi bir ticaret sicil gazetesinin beyan edilmesine gerek olmadığı belirtilmiştir.
Ayrıca tek ortaklı anonim şirketlerin ortaklar ve ortaklık oranlarının kaydı kapsamında beyan edilen kişilere ilişkin pay defteri ile dayanağı yönetim kurulu karar defterinin ilgili kısımlarının kayıt edilmesinin zorunlu olmadığı ifade edilmiştir.
Yapılan incelemede ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından beyan edilen bilgiler ile sistem kayıtlı olan bilgiler ve sunulan belgelerin uyumlu ve güncel olduğu, son olarak e-tekliflerin yetkili kişilerce imzalandığı, vekaletname kullanılmadığı ve şirketin ilgili alanda faaliyet gösterdiği görüldüğünden söz konusu iddiaların yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mehmet ATASEVER
Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen
Girdilerini dolarla temin eden ihracatını Euro ile gerçekleştiren ihracatçı sektörler, son dönemde Euro/Dolar paritesinde Euro aleyhine seyir nedeniyle sıkıntılı günlerden geçiyor.
2021 yılı temmuz ayında 1,18 seviyesinde olan euro/dolar paritesi, son günlerde 0,99 seviyelerinde bir seyir izliyor.
Türkiye’ye son 1 yıllık dönemde 21,5 milyar dolar döviz kazandıran Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü pamuk başta olmak üzere tüm girdilerini dolarla temin ederken, ihracatının yüzde 70’den fazlasını gerçekleştirdiği Avrupa’ya Euro bazında ihracat gerçekleştiriyor.
Balık yemi başta olmak üzere tüm girdileri dolarla olan, en büyük ihraç pazarı Avrupa ülkeleri olan su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü de Euro/dolar paritesindeki değişimden olumsuz etkilenen bir diğer ihracat sektör konumunda.
2022 yılında finansmana erişimde sorun yaşadıklarını dile getiren Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, finansmana erişim zorluğu varken, girdilerinin dolar, ihraç gelirlerinin euro olması nedeniyle sektörün gelir kaybı yaşadığını dile getirdi.
Küresel ekonomilerde resesyon beklentisi nedeniyle ihraç fiyatları üzerinde de baskı oluştuğuna işaret eden Sertbaş, “Resesyon beklentisi, finansmana erişimde zorluklar, doların değerlenmesi sektördeki olumlu havanın, olumsuz bir ortama dönüşmesine yol açtı. 2022 yılının ikinci yarısında ihracattaki artışımız durabilir, hatta pariteden kaynaklı bir miktar düşüş görebiliriz. EHKİB olarak ihracatımız Temmuz ayında euro bazında yüzde 3 artışla 118 milyon eurodan, 122 milyon euroya çıkarken, dolar bazında yüzde 11’lik düşüşle 140 milyon dolardan, 125 milyon dolara geriledi. Benzer tabloyu önümüzdeki aylarda da yaşayabiliriz” şeklinde konuştu.
Uzakdoğu’dan Türkiye’ye yöneliş bekliyorlar
Avrupa’nın Uzakdoğu’dan dolarla ithalat yaptığı bilgisini paylaşan Sertbaş, paritedeki değişim sonrasında Avrupalı ithalatçıların Uzakdoğu yerine Türkiye’yi tercih etmelerini beklediklerini, parite kaybını bu şekilde telafi etmeyi umduklarını sözlerine ekledi.
Euro/dolar paritesinde 0,99 seviyesine kadar inilmiş olması ve 0,95’in görülebileceği değerlendirmeleri Türk su ürünleri sektöründe de endişeli bir bekleyişe yol açıyor.
Türk su ürünleri sektörünün 2022 yılının ocak-temmuz döneminde ihracatının euro bazında yüzde 33,5 artmasına karşın, dolar bazında yüzde 20 seviyesinde kaldığını aktaran Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, en büyük girdileri yem hammaddeleri başta olmak üzere pek çok girdilerinin dolara endeksli olduğunu, mevcut durumun sektörün rekabet gücünü olumsuz etkilediğini vurguladı.
Su ürünleri yetiştiriciliğinde toplam giderin yüzde 65’inin yem harcamaları olduğunun altını çizen Girit, “Yetiştiricilikte kullanılan yemin en önemli hammaddesi balık unu ve yağı. Türkiye’de elde edilen balık unu ve yağı, yem ihtiyacını karşılamaya yetmediği için bu ürünlerde ithalat zorunluluğu bulunuyor. Bu da dolarla temin ediliyor. 2021 yılında yaklaşık 202,6 bin ton balık unu ve 91,5 bin ton balık yağı ithal ettik. İhracatımızın ilk 10 ülkesinin 7 tanesi Avrupa ülkeleri. Girdilerimizin dolarla, gelirlerimizin euro ile olması sektörün karından zarar etmesine yol açtı. İhracatçı sektörler olarak finansmana erişimde büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Reeskont kredilerinin bir an önce açılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
İş hayatını etkileyen çeşitli süreçler içinde dijitalleşme kuşkusuz büyük bir yer tutmaktadır. Dijitalleşmenin getirdiği yeni iletişim ortamları hayatımızı derinden etkilerken, yeni kavramlar ve yeni süreçlerle kişileri tanıştırmaktadır. Bunlardan biri de yeni medyadır. Yeni medya gelişen dijital teknolojiler sayesinde oluşturulan web siteleri, sosyal medya ağları ve aplikasyonlar gibi yeni uygulamaları içeren eşzamansız, etkileşimli, dijital, sınırsız etkileşimi sağlayan yeni mecralardır. Bu mecralarda oluşan çoklu ortam (multimedya) bütün mecraları bir araya toplama özelliğine sahiptir. Yeni medya kullanıcıları içerik üretimi, zaman sınırsızlığı ve mekânsal bağımsızlık açısından geleneksel medya kullanıcılarından ayrılırken, geleneksel medya kullanıcılarına göre daha fazla yeni medyaya bağımlı hale gelmişlerdir. Çünkü yeni medya zaman ve mekândan bağımsız olarak kullanıcıya özgürlük ve içerik üretimiyle de interaktiflik vadetmektedir. Tüm bu inovatif özellikleri bünyesinde barındıran yeni medya uygulamaları dijital bağımlılıkları da ortaya çıkartmıştır.
Sosyal medya bağımlığı da bunların en önemlilerinden biridir. Yeni medyanın zamansızlık, mekân bağımsızlık, interaktiflik gibi özellikleri kullanıcıları kendisine çekmekte ve bunun sonucunda bağımlılık geliştirmelerine neden olmaktadır. Sosyal medya kullanımının yoğun bir biçimde enformasyon bombardımanına neden olması ve bu durumun bireylerin stres düzeyini arttırıp hem fiziksel yorgunluğa hem de duygusal tükenmeye neden olduğu gözlenmektedir. Buna bağlı olarak da Sosyal Medya Tükenmişliği kavramı gündeme gelmiştir.
Sosyal medyanın yoğun bir biçimde kullanılmasının uyku kalitesinin bozulması, öznel mutluluğun azalmasına neden olduğu ileri sürülmekte ve yine sosyal medya kullanımının kaygı ve depresyon ile ilişkilendirildiği görülmektedir.
Sosyal medya tükenmişliğinin kişiler üzerinde aşırı yüklenmeye neden olduğu ileri sürülmektedir. Örneğin fiziksel yorgunluk, can sıkıntısı, tükenmişlik, kayıtsızlık ve düşük ilgi, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, karar almakta ve sorunlarla başa çıkmakta zorlanma gibi sonuçlara neden olduğu belirtilmektedir. Bunun dışında erteleme sorunlarına, odaklanma eksikliğine ve geçici hafıza kaybına da neden olabileceğine dair görüşler de bulunmaktadır (Zhang vd., 2021: 2).
Sosyal Medya Tükenmişliği, duygusal tükenmenin temel unsurları arasında sayılmaktadır. “Duygusal tükenme”, bireyin zaman ve güç gibi kaynaklarını sosyal medya için harcamasına neden olmaktadır. Tüm bu süreçlerde kişinin diğer sosyal medya kullanıcılarının paylaşımlarından olumsuz yönde etkilenmesinin büyük bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla, sosyal medya bir sosyal karşılaştırma aracı haline gelmektedir. Ayrıca gerek sosyal medya kullanımının gerekse de sosyal karşılaştırmanın doğrudan doğruya çalışma yaşamındaki tükenmişlikle de ilişkisi olduğuna yönelik araştırmalar da mevcuttur (Han vd., 2020).
Sosyal medyanın bir diğer etkisi, kullanıcılardaki kıskançlığı, hasedi ve kaygıyı besleyebilme ve insanları psikolojik anlamda yıpratma gücü ile kendisini göstermektedir (Liu ve Ma, 2020). Bu anlamda sosyal medya kullanıcılarının başarılı ve mutlu yaşamları olduğu yönünde paylaşım yapma eğilimlerinin bulunduğu görülmektedir (Omay ve Gür Omay, 2022: 14). Bu durum Stanford Üniversitesi öğrencileri arasında kullanılan “ördek sendromu” (Duck Syndrome) ya da “çirkin ördek yavrusu sendromu” (The Ugly Duckling Syndrome) deyimleri (Stanford University, 2008: 14) olarak kavramlaştırılmıştır.
Stanford Ördek Sendromuna göre sosyal medyada gördüğümüz eğlenceli ve pırıltılı paylaşımlar bir ördeğin suda yüzüşü gibi zahmetsiz ve tasasız bir hayatı resmetmektedir. Suyun altında ördeğin yüzmek için harcadığı çaba görülmemektedir. Sosyal medya yansıttığı dünyada gerçekleri değil, yanılsamaları göstermektedir sadece. Ne var ki bu yanılsamalar sosyal medya kullanıcılarını olumsuz etkilemekte bir yandan sosyal medya bağımlığı geliştirirken, diğer yandan da sosyal medya tükenmişliğine neden olmaktadır. Sosyal medya tükenmişliği çalışma hayatına da yansıyarak, duygusal tükenme, fiziksel yorgunluk, can sıkıntısı, tükenmişlik, kayıtsızlık ve düşük ilgi, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, karar almakta ve sorunlarla başa çıkmakta zorlanma gibi yarattığı sorunları iş yaşamına da taşımaktadır.
Dr. Esma Gültüvin GÜR OMAY
Kaynakça:
Han, R., Xu, J., Ge, Y. and Qin, Y. (2020), “The Impact of Social Media Use on Job Burnout: The Role of Social Comparison”, Frontiers in Public Health, 8.
Liu, C. and Ma, J. (2020), “Social media addiction and burnout: The mediating roles of envy and social media use anxiety”, Current Psychology, 39, pp. 1883-1891.
Omay, U. ve Gür Omay, E. G. (2022), Tükenmişlik ve Sosyal Medya Bağımlılığı, İş, Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 24(1), 5-19.
Stanford University (2008), “Student Mental Health and Well-Being”, Task Force Report, Çevrim içi: https://stacks.stanford.edu/file/druid:pb321zj7538/report.pdf, Erişim tarihi: 19.07.2022.
Zhang, S., Shen, Y., Xin, T., Sun, H., Wang, Y., Zhang, X. and Ren, S. (2021), “The development and validation of a social media fatigue scale: From a cognitive-behavioral-emotional perspective”, PLOS ONE, 16(1), pp. 1-16.
İzmir İş Günleri
İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında, 8. İzmir İş Günleri 1 – 2 Eylül tarihlerinde çevrimiçi olarak farklı ülkelerden konuşmacıların katılımı ile gerçekleştirilecek. T.C. Ticaret Bakanlığı himayesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen İzmir İş Günleri’nde, İzmir Enternasyonal Fuarı ile eş zamanlı olarak düzenlenen “Terra Madre Anadolu İzmir 2022”ye paralel olarak “Tarım Ticareti: Dayanıklı Küresel Gıda Tedarik Zincirleri Kurulması” konusu masaya yatırılacak. Delegasyonlar arasında ve bakanlar düzeyindeki iş görüşmeleriyle birçok ticari anlaşmaya imza atılan, Türkiye için uluslararası ticaret platformu niteliğinde olan organizasyonla yeni iş birlikleri, yeni girişimler ve ülkeler arası ticari faaliyetlerin güçlendirilmesi hedefleniyor. Tarımda dönüşüm, yeşil ve sürdürülebilir tarım, değişen dünyada tarım ve gıdanın geleceği, sürdürülebilir ekseninde tarım ve gıda ticareti ile ürünlerin ihracatı, denizden tarım ticareti lojistiğinde güncel trendler gibi önemli konularla ilgili küresel ve yerel eğilimler hakkında fikir alışverişi yapılacak İzmir İş Günleri’nin çok sayıda ülkeden takip edilmesi bekleniyor.
91. İEF Dolu Dolu Programla Ziyaretçilerini Ağırlayacak
Cumhuriyet’in miras değerlerinden biri olan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), 2-11 Eylül tarihleri arasında 91’inci kez kapılarını açarken dünyanın en büyük gastronomi fuarı Terra Madre’ye de ev sahipliği yapacak. “Terra Madre Anadolu İzmir2022”, Anadolu topraklarının bereketini dünya ile buluşturacak.
Türkiye’nin en köklü ve en kapsamlı fuarı olan, İzmir’in ticari ve kültürel hafızasını içinde barındıran İzmir Enternasyonal Fuarı, geçmişten bugüne Kültürpark’ta dünyayı bir araya getirmeye devam ediyor. 91. İzmir Enternasyonal Fuarı, bu yıl, dünyanın en büyük gıda hareketi Slow Food (Yavaş Gıda) önderliğinde gerçekleşen “Terra Madre” gastronomi fuarına da ev sahipliği yapacak. Fuarlara; League of Legends 10. Yıl Festivali ve İzmir İş Günleri’nin de dâhil edilmesiyle birlikte İzmir hareketli günler geçirecek. Dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçileri ağırlayacak fuarlar boyunca, onlarca konser, tiyatro, yarışma, sportif faaliyetler gibi birbirinden renkli etkinlikler gerçekleşirken kent ekonomisine de büyük katkı sağlanacak.
Oyun Yarışmaları ve Girişimcilik Etkinlikleri Fuar’da
İzmir Enternasyonal Fuarı, oyun sektöründe yer almak isteyen genç girişimcilerin başarılı oyun start-upları kurmalarını sağlayan ve onları profesyonelleştirerek dünyaya açılmalarına öncülük etmeyi amaçlayan Next Game Startup Girişimcilik Yarışması’na da ev sahipliği yapacak. Yarışmada finale kalan 10 takım, sunumlarını yaparak dereceye girmek için mücadele edecek. Next Game Startup Yarışması ve Oyun Girişimciliği seminerleri ile oyun ve girişimcilik alanında sektörün önde gelenleri bir araya gelecek. Yarışmanın 11 Eylül 2022’de gerçekleşecek finali ile ilk üçe girenler ödül kazanacak. Ayrıca, genç girişimciler için fon bulucu girişimcilik etkinliği gerçekleştirilirken katılımcılar mentorlar ile bir araya gelerek projelerini geliştirme ve tanıtma şansı bulacak. Bu etkinliklerle eş zamanlı olarak ödüllü Intel&Vatan Bilgisayar Game Jam ve konsol turnuvaları ile çeşitli etkinlikler de düzenlenecek.
91. İEF’de sponsorlar Folkart ve Migros
91. kez yapılacak İzmir Enternasyonal Fuarı; İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenecek. 2 – 11 Eylül 2022 tarihleri arasında yapılacak Fuar’ın Ana Sponsoru Folkart, Etkinlik Sponsoru ise Migros oldu. Kafa Radyo ise medya sponsoru olarak yer aldı. Fuarın giriş ücretleri; tam 8 TL, öğrenci 3,50 TL olarak belirlendi. Kültürpark’ın tüm kapılarından giriş-çıkış yapılabilecek ve Fuar etkinlikleri 16.00 – 23.00 saatleri arasında düzenlenecek. ief.izfas.com.tr adresinden Mogambo Geceleri, Acık Hava Tiyatrosu etkinlikleri ve LOL TBF Türkiye Büyük Finali 2022 için alınan giriş biletleri üzerindeki QR kodu Fuar giriş kapılarında göstererek ücretsiz giriş yapılabilecek.
Ürün/hizmet talebinizin detaylarını https://satinalmadergisi.com/teklif-topla/ formuna girdiğinizde tedarikçi araştırmasını ücretsiz sağlıyoruz.
SADECE 1 DAKİKA. FORMU DOLDURUN. ARAŞTIRMAYA BAŞLAYALIM.
Sektör deneyiminin ve ekosistemin gücünü kullanın.
Yöneticiler için profesyonel hizmetler sağlıyoruz:

Dünya Çelik Birliği’ne (worldsteel) rapor veren 64 ülke için dünya ham çelik üretimi, Temmuz 2021’e göre %6,5 düşüşle Temmuz 2022’de 149,3 milyon ton (Mt) oldu.

Bölgelere Göre Ham Çelik Üretimi
| Tablo 1. Bölgelere Göre Ham Çelik Üretimi (Milyon Ton – Mt) | ||||
| Temmuz 2022 (Mt) | % Fark Temmuz 22/21 | Ocak-Temmuz 2022 (Mt) |
% Fark Ocak-Temmuz 22/21 | |
| Afrika | 1.2 | -5.4 | 8.4 | -8.6 |
| Asya ve Okyanusya | 110.1 | -5.2 | 812.6 | -4.8 |
| Avrupa Birliği (27) | 11.7 | -6.7 | 86.0 | -5.6 |
| Diğer Avrp. Ülk. | 3.5 | -16.5 | 27.5 | -6.7 |
| Orta Doğu | 3.2 | 24.2 | 25.3 | 4.4 |
| Kuzey Amerika | 9.6 | -5.4 | 66.4 | -3.2 |
| Rusya&Diğer CIS Ülkeleri + Ukrayna | 6.4 | -29.1 | 50.5 | -18.8 |
| Güney Amerika | 3.6 | -7.8 | 25.5 | -3.4 |
| Toplam 64 Ülke | 149.3 | -6.5 | 1,102.3 | -5.4 |
Bu tabloya dahil edilen 64 ülke, 2021 yılında toplam dünya ham çelik üretiminin yaklaşık %98’ini oluşturdu. Tablonun kapsadığı bölgeler ve ülkeler:
En Çok Çelik Üreten 10 Ülke
| Table 2. En Çok Çelik Üreten 10 Ülke (Milyon Ton – Mt) | |||||
| Temmuz 2022 (Mt) | % Fark Temmuz 22/21 | Ocak-Temmuz 2022 (Mt) |
% Fark Ocak-Temmuz 22/21 | ||
| Çin | 81.4 | -6.4 | 609.3 | -6.4 | |
| Hindistan | 10.1 | 3.2 | 73.3 | 8.0 | |
| Japonya | 7.3 | -8.5 | 53.3 | -4.9 | |
| A.B.D | 7.0 | -6.4 | 48.0 | -3.0 | |
| Rusya | 5.5 tahmini | -13.2 | 41.4 | -7.0 | |
| Güney Kore | 6.1 | -0.6 | 39.9 | -3.4 | |
| Almanya | 3.0 | -2.0 | 22.5 | -5.1 | |
| Türkiye | 2.7 | -20.7 | 21.6 | -6.9 | |
| Brezilya | 2.8 | -8.7 | 20.3 | -3.5 | |
| İran | 2.0 | 34.1 | 17.4 | 3.7 | |
İlk 10 üretici ülkenin sıralaması, 2021 yıldan bugüne yapılan toplamlara dayanmaktadır.
Uygulamada, işçilerin ücretlerinin eksik ya da geç ödendiği bu gerekçe ile ücreti ödenmeyen işçilerin de ücret alacağı konusunda takibe geçmeleri ya da ücretleri ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınmaları, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilmektedir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçilerin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunduğu gibi bu süre zarfında devamsızlık yaptıkları görülmektedir.
4857 sayılı İş Kanununun 34 üncü maddesine göre, “Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz”.
Yargıtay’a göre, “İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir (Yargıtay 9.HD. 18.1.2010 gün, 2008/14546 E, 2010/193 K.).
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır (Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün 2007/22062 E, 2008/16398 K.).
Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesinde, davacının 12.10.2010-27.03.2013 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde çalıştığı, 27.03.2013 tarihli ihtarnamede fazla mesai ücretleri ile 2013 yılı Şubat ve Mart ayına ait ücretlerin ödenmesinin talep edildiği ve bu nedenle davacının iş görme borcunu yerine getirmekten kaçındığı, ancak davalı şirket tarafından söz konusu alacaklar inkâr edilerek davacının iş akdine son verildiği iddia edilmiştir. Davalı ise, davacının 12.10.2010-30.03.2013 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığını, 28.03.2013 tarihinden itibaren işe gelmemesi üzerine iş akdinin 4857 sayılı yasanın 25/II-g maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Dosya içeriğine göre davacı vekili tarafından keşide edilen 27.03.2013 tarihli ihtarnamede, uzun süredir maaşların düzensiz ödendiği, 2013 yılı Ocak ayına ait maaşın 05.03.2013 tarihinde ödendiği, Şubat ve Mart ayına ait ücretlerin ise henüz ödenmediği, maaş hesaplarında fazla mesai ücretlerinin hesaba katılmadığı ve ödenmediği, davacının ücretlerinin ve fazla mesai alacaklarının tamamı ödeninceye kadar iş görme borcunu yerine getirmeyeceğinin davalı şirkete bildirildiği, işverence keşide edilen 02.04.2013 tarihli ihtarnamede ise, davacının alacak taleplerinin yerinde olmadığı ve davacının 28.03.2013, 29.03.2013 ve 30.03.2013 tarihlerinde mazeretsiz işe gelmediği belirtilerek iş akdinin devamsızlık nedeniyle feshedildiğinin davacıya bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinde, “…belirlenen ücret takip eden ayın 5. gününde ödenir.” hükmü bulunmaktadır. Banka kayıtlarına göre ise, davacının 2013/Ocak ayı maaşının 05.03.2013 tarihinde, Şubat ayı maaşının da 29.03.2013 tarihinde ödendiği sabittir. O halde, Şubat ayı ücretinin taraflar arasındaki sözleşme gereği 05.03.2013 tarihinde ödenmesi gerekirken 29.03.2013 tarihinde ödendiği dikkate alındığında davacının 28.03.2013 ve 29.03.2013 tarihlerindeki devamsızlıklarının haklı nedene dayandığı kabul edilmelidir. Kaldı ki, davacının iş görme edimini yerine getirmekten kaçınmasına dayanak gösterdiği diğer bir husus olan fazla mesai ücretlerinin ödenmediği de yargılama sırasında tespit edilmiştir.
Davacı işçinin 27.03.2013 tarihli ihtarnamesinde, ücretlerinin ve fazla mesai alacaklarının tamamı ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmeyeceğini davalı şirkete bildirdiği ve bu konuda haklı olduğu, iş akdini feshettiğine dair bir beyanda bulunmadığı, aksine iş akdini davalının feshettiği ve feshin haklı nedene dayandığının kanıtlanmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece kıdem tazminatına hükmedilmesi yerinde ise de, davacının ihbar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”[1].
Sonuç olarak, 4857 sayılı İş Kanunu’nda işçi ücretinin yirmi gün içinde mücbir nedenler dışında ödenmemesi halinde, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiştir. Dolayısıyla işçinin bu gerekçe ile yaptığı devamsızlıklar haklı nedene dayanır. İşveren bu gerekçe ile devamsızlık yapan işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdiremez. Ancak, ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödeme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir.
Lütfi İNCİROĞLU
[1] Y9HD.22.11.2018 T., E.2015/23985, K.2018/21201 Legalbank.
Sigorta sektörünün en önemli oyuncularından Aksigorta, sektörün gelişimini desteklemek ve daha ileriye taşımak amacıyla geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği ‘Bambaşka Sigortacılık Akademisi’ eğitim projesinin ikinci döneminde de yoğun ilgiyle karşılaştı. Yalnızca Aksigortalı acenteleri değil, sektörün tüm paydaşlarını ve üniversite öğrencilerini de kapsayan eğitim projesine şu ana kadar 1852 kişi katıldı.
23 Ağustos, 2022 – Türkiye’deki sigorta sektörünün oyun kurucularından Aksigorta, geçtiğimiz yıl başlattığı ve sektörün gelişimine katma değer sunan ‘Bambaşka Sigortacılık Akademisi’nin ikincisini mayıs ayında yeniden başlattı. Bilgi Üniversitesi iş birliği ile tüm sektör paydaşlarının geleceğine ve gelişimine katkı sunmayı amaçlayan Aksigorta, eğitim projesinin ikinci döneminde de yoğun ilgiyle karşılaştı. Yalnızca Aksigortalı acenteleri değil, sektörün tüm paydaşlarını ve üniversite öğrencilerini de kapsayan eğitim projesinde şu ana kadar 10 eğitim gerçekleştirildi ve eğitimlere 1852 kişi katıldı.
Sorumluluk Bilinciyle Sektör Gelişimine Destek
Sigorta sektörünün gelişimini sorumluluk bilinciyle desteklediklerini ifade eden Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Tolga Tezbaşaran, şöyle konuştu: “Aksigorta olarak, Türkiye’deki sigorta sektörünün önde gelen oyuncularından birisiyiz. Sigorta sektörünün gelişimi konusunda biz ve bizim gibi sektör yapıtaşlarının sorumluluğu bir hayli fazla. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz her yeni hizmet ve uygulamada değerli acentelerimize eğitim desteğinde bulunduk. Bambaşka Sigortacılık Akademisi ile bu eğitimleri genişleterek, tüm sektör paydaşlarının faydalanacağı kapsamlı bir eğitim programını hayata geçirdik. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi projenin ikinci döneminde de gösterilen bu yoğun ilgi bizleri oldukça mutlu etti. Acentelerin özellikle bilgi birikiminin güncel değişime adaptasyon gücünün artırılması için büyük bir çaba sarf ediyoruz. Bunu 60 yılı aşkın süredir var olan köklü bir şirket olarak, ticari herhangi bir kaygı gütmeden sorumluluk olarak addediyoruz’’ dedi.
Tüm Sektöre Ücretsiz Eğitim Fırsatı
‘Bambaşka Sigortacılık Akademisi’, 6 aylık bir eğitim takvimi içeriyor. Sağlık sigortaları, yangın, nakliyat, alacak ve siber gibi pek çok ürünün yanı sıra risk mühendisliği, vergi hukuku, dijital pazarlama, yeni dünyada satış teknikleri ve uzaktan satışta müşteri ilişkileri gibi oldukça geniş bir perspektifte eğitim programı sunan ‘Bambaşka Sigortacılık Akademisi’ alanında uzman akademisyenler tarafından katılımcılara ücretsiz eğitim fırsatı sunuyor. Katılımcılara gerçekleşen eğitim sonrası sertifika da verilecek.
www.aksigorta.com.tr/bambaska-sigortacilik-akademisi web sitesi üzerinden Bambaşka Sigortacılık Akademisi programının detayları incelenip eğitimlere kayıt olunabilir.
TCMB VE FAİZ
TCMB PPK toplanıp önümüzdeki 30 gün için faiz kararını açıklayacak idi. Her zaman olduğu gibi piyasalar heyecansız. Çünkü 7 ay boyunca piyasalarda kıyamet de kopsa TCMB PPK’nun verdiği faiz kararı hep aynı oluyordu.
18 Ağustos 2022 Saat: 14:00


Bu sefer alınan kararda tam anlamıyla ters köşeye şut çekildi. Alınan bu faiz kararının ekonomik ve iktisadi açıklaması ve haklı gerekçeleri var mıydı ? Yoktu. TCMB PPK üyeleri piyasanın hangi dinamiklerini esas aldı da faizi 100 baz puan düşürdü?
YAPILAN İŞİN ÜLKEMİZE NE FAYDASI OLDU ?
Görünüşte politika faizi % 14 iken 18 Ağustos 2022 tarihinde yapılan toplantıda alınan karar sonrasında 100 baz puan düşürüldü ki ülkemiz ekonomik verilerine bir faydası olmalıydı.
Fayda sağladı mı?

Görüldüğü üzere fayda sağlamayıp, bilakis sakin giden döviz kurları aniden zıpladı.

Ağustos 2022 ayının başından beri adeta frene basıp, USD TRL C/17.93 seviyelerinde gezinip duran USD TCMB’nin politika faizini düşürmesi ile yukarıdaki grafikte görüldüğü üzere USD TRL C/18.15’e kadar tırmandı.
Ya ülkemizin CDS Pirimi ne oldu ?

650 puan seviyelerine kadar düşmüş olan CDS Primi, faiz kararından sonra aniden 733 puana çıkıverdi.

ENFLASYON MU DÜŞTÜ?
Ne gezer?

Neredeyse yaz bitmek üzere gerek süpermarketlerde, gerekse semt pazaryerlerindeki fiyatlara bakamaz oldum.
Tasarruf sahipleri hem enflasyondan kaybı, hem de negatif faiz elde ederek elindeki ana parayı maalesef ki eritmektedir. Şu an TRL tasarruf yapan gerçek anlamda kayıptadır.
POLİTİKA FAİZİ DÜŞÜRÜLDÜ AMA YA PİYASA FAİZİ NE OLACAK
Politika faizi 13 oldu ancak piyasa faizi dolu dizgin gidiyor. Tüketici, konut ve ticari kredilere uygulanan faiz oranlarının adeta freni boşalmıştır. Rampadan aşağı hızla gidiyor.

İlla ki bir yerde piyasa engeli ile karşı karşıya gelecek. Bankalar faiz dengesizliği dolayısıyla bankacılık camiasında görülmemiş kârlar ediyorlar. Kim nerede tökezleyecek acaba?
DÜNYA ÜLKELERİNİN MERKEZ BANKALARI FAİZLERİ KOŞULLARA GÖRE DEĞERLENDİRİYOR
Dünya ülkelerinin merkez bankalarının büyük çoğunluğu faizlerini arttırma yoluna gitmişlerdir. Çünkü piyasa koşulları böyle
Faizler koşullara göre değerlendirilmeli ve piyasa ile bilek güreşi yapılmamalı. Sadece TCMB’nin politika faizi % 13, ancak piyasadaki diğer tüm faizler sürekli yukarı yönlü hareket ettiler.
Öyle anlaşılıyor ki ülkemizde yedi aydır piyasa koşulları hiç değişmeden hep aynı kalmış.
Sizce de öyle mi?
Reşat BAĞCIOĞLU
Ticaretle ilgili alım-satım ve danışmanlık taleplerinizi, https://satinalmadergisi.com/ticaritalep/ sayfasından iletebilirsiniz.