İş Dünyasında Yazışma İletişimi

Dijitalleşme ile birlikte mesafelerin kısalması dünyanın Marshall Mc Luhan’ın deyimiyle “küresel bir köye” dönüşmesi sonucu,  iletişimimiz daha önemli ve stratejik hale geldi. Dünyanın her yerine anlık mesaj, e-posta gönderebilme, sosyal medyada paylaşım yapma kolaylığı iletişimi hızlandırırken ona bağlı iş süreçlerini de hızlandırmış bir anlamda bağlamını değiştirmiştir. Örneğin; eskiden aylarca sonucu beklenen bir iş bağlantısı anında kurulabilmektedir. Bu durum iletişimi stratejikleştirmiş, iş dünyasında vazgeçilmez konuma getirmiştir.

Dijitalleşmeden önce iş dünyasında iletişim çoğunlukla yazışmalar üzerinden yürütülmekteydi.  Bu nedenle belli kurallar ve teknikler çerçevesinde değerlendirilmekteydi. Günümüzde iletişim şekillerinin çeşitlenmesiyle sanılanın aksine bu kurallar ve teknikler çok daha önemli hale geldi ve karmaşıklaştı. İş yaşamında bireyler birçok farklı seviyeden ve dijital kanaldan iletişim kurmak durumda kaldılar. Birçok kanaldan kurulan iletişim yazıya dökülüp netleşmediği takdirde oluşan karmaşa, iş dünyasında yaşanan iletişim sorunlarından yalnızca biridir.

Bu nedenle iş dünyasında yapılan iletişimin yazılı halde olması büyük önem taşıyan unsurlardandır. İletişimin yazıya dökülmemesi içinde büyük riskleri barındırmaktadır. Bunlar; geriye dönük işlerin takibinin yapılaması, anlaşmaların veya taahhütlerin unutulması, yeni iş arkadaşlarına doğru bilgi akışı bırakılmaması, doğru ve zamanında yazışma yapılmaması gibi riskler olabilir.  Diğer taraftan sözlü iletişiminde (toplantı gibi)  mutlaka yazıya dökülmesi gerekmektedir.

Günümüzde artan iletişim kanalları ve dijitalleşme iletişimi ön plana çıkartmış ve karmaşıklaştırmıştır. Birçok aktörün birçok kanaldan iletişim kurduğu iş dünyasında ise yazılı iletişim ve yazışma iletişimi doğru bilgi akışını sağlamak ve olası riskleri minimumda tutmak açısından gittikçe önem kazanmaktadır. Buna bağlı kurallar ve teknikler dijitalleşmenin getirdiği yeni kanallar çerçevesinde değerlendirilmeli ve uygun bağlama oturtulmalıdır.

Dr. Esma Gültüvin GÜR OMAY

Kaynakça:

Culkin J. M. (1967). A Schoolman’s Guide to Marshall McLuhan. The Saturday Review, 51-53, 70-72.

Lojistikte Dijital Dönüşüm Raporu yayınlandı.

Lojistikte Dijital Dönüşüm Raporu (60 sayfa) yayınlandı.
Satınalma Dergisi Temmuz 2022 Sayısı ile birlikte sunulmaktadır.

İçindekiler

• Küresel Taşıma ve Lojistik Pazar Verileri
• Denizyolu Konteyner ve Havayolu Kargo Hareketleri
• Lojistik Trendleri
• Tedarik Zinciri Entegrasyonu
• 4. Parti Lojistik (Tedarik Zinciri Entegratörlüğü)
• Seferi Programı (Sahadan Örnek)
• Türkiye Değerlendirmesi (Projeler ve Dersler)
• Soru – Cevap


•LOJİSTİKTE DİJİTAL DÖNÜŞÜM RAPORUNA
Satınalma Dergi aboneliği ile erişim sağlayabilirsiniz.
https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/

2022 Yayınları:

o Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri, 2. Baskı (Yayınlandı)
o Satınalma ve Tedarik Zinciri Gündemi (Yayınlandı)
o B2B Satış Yönetimi ( Kasım 2022’de)
o E-Ticaret Sektör Raporu (Yayınlandı)
o Denizyolu Konteyner Taşımacılığı Sektör Raporu (Yayınlandı)
o Havayolu Taşımacılığı Sektör Raporu (Yayınlandı)
o Demiryolu Taşımacılığı Sektör Raporu (Yayınlandı)
o Lojistik Olgunluk Ölçümlemesi (Yayınlandı)

o Lojistikte Dijital Dönüşüm (Yayınlandı)

İşsiz Kalma Korkusu İle İbranameyi İmzalayan İşçinin Beyanına İtibar Edilebilir Mi ?

Lütfi İNCİROĞLU

Ülkemizde işsizlik oranlarının çok yüksek olması uygulamada işçilerin, işsiz kalma kaygısı yaşamalarına neden olmaktadır. Bu nedenle iş sözleşmesinin kurulması aşamasında ya da devamında, işçiler önlerine konan her türlü sözleşme ve belgeyi imzalamak zorunda kalmaktadırlar. Bazen, işçilerin imzaladıkları bu sözleşmelerin içeriği genel olarak işçilerin aleyhine hükümler içermektedir. Elbette ki, taraflarca imzalanan sözleşmeler tarafların özgür iradesine dayanılmalı, aldatma, yanılma veya korkutma gibi çeşitli irade sakatlıklarına yol açacak yöntemlere başvurulmamalıdır. İşçi de iradesinin bu yollarla fesada uğratıldığını iddia ettiği zaman bunu somut delillerle -her ne kadar ispatı zor olsa da- ispatlamalıdır.

Sözleşmelerin anlaşılır bir dille ve yalın anlatımla hazırlanması ve okunabilecek yazı büyüklüğünde olması kadar, sözleşmeyi imzalayacak olan işçinin niteliği, eğitimi ve yaptığı işin özelliği de önem taşımaktadır.

Yargıtay’a göre, “davacının sürekli …. çalıştığını, derginin yayın haklarının 01.01.2010 tarihinde davalıya devredildiğini, ibranamenin de devir öncesi devreden işveren tarafından hiçbir bedel ödenmeden temin edildiğini, davacının işsiz kalma korkusu ile imzaladığını ifade etmişse de, davacı, eğitimi ve yaptığı işin niteliği gereği imzaladığı ibranamenin sonuçlarını bilebilecek durumdadır. Devir öncesi dönem artık tasfiye edilmiş durumda olduğundan, mahkemece sadece davalı nezdindeki çalışma dönemi için dava konusu alacaklar değerlendirilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir”[1].

Yargıtay’ın başka bir kararında da, “Davacının iş akdi davacı ve davalı işveren arasında düzenlenen ikale protokolü ile, davacı işçiye … TL. kıdem tazminatı ve … TL. ihbar tazminatının ödeneceği kararlaştırılarak sonlandırılmıştır. Davalı işyerinde, proje yönetmeni olarak çalışan ve mimar olan davacının atmış olduğu imzanın sonuçlarını bilebilecek yeterlilikte olduğu anlaşılmakta olup ikale sözleşmesinde ikale teklifinin çalışandan geldiğinin açıkça yazıldığı, davacının da bu metnin altını imzaladığı görülmektedir”[2].

Yargıtay’ın yukarıda belirtilen kararlarından anlaşılacağı üzere, yüksek mahkeme, sözleşmeye imza atan işçinin sözleşmenin sonuçlarını bilebilecek nitelikte ve yeterlilikte olması yeterli görmektedir. Bu kapsamda, işçinin işsiz kalma korkusunu ileri sürerek imza attığını beyan etmesine itibar edilemeyeceği, çünkü işçinin eğitimi ve yaptığı işin niteliği dikkate alındığında imzaladığı ibranamenin sonuçlarını bilebilecek durumda olduğu kabul görmektedir.

Sonuç olarak, ibranameyi imzalayan kişinin eğitim durumu ve yaptığı işin niteliği dikkate alındığında işsiz kalma korkusu ile ibranameyi imzaladığı yönündeki beyanına itibar edilemez. Çünkü işçi, eğitimi ve yaptığı işin niteliği gereği imzaladığı ibranamenin sonuçlarını bilebilecek durumdadır.

[1] Y22.HD.05.02.2015 T., E.2014/24994, K.2015/3286 Legalbank.

[2] Y22.HD.13.05.2019 T., E.2019/90, K.2019/10753 Legalbank.

Havalimanlarımız Pahalı Mı ?

HAVALİMANLARIMIZ PAHALI MI ?

Bu sorunsalın, oldukça anlaşılabilir ama bir türlü de anlayışla karşılanamayan bir izahı vardır bende. Her yaz gündeme gelen Muğla’nın Bodrum ilçesindeki lahmacun fiyatları ya da İzmir’in şirin ilçesi Çeşme’de içilen bir bardak çaya verilen paralar bile çok net açıklanabilir ama Havalimanlarındaki olay bambaşka bir şeydir hayatımızda.

Havalimanları Neden Pahalı ?

Eğer bu sorunu bugüne kadar hiç fark etmediyseniz yazının geri kalanını okumanıza da gerek yok. Çünkü ya hiç Tayyare[1] kullanarak bir yerlere gidememişsiniz ya da şu bir şeyler alırken fiyatını sormayanlardansınız.

Olayı anlamak için “Piyasa Ekonomisine Giriş” seviyesinde bir bilgi yeter de artar bile. Lakin anlayışla karşılamak için sabır taşı.

Bakın Burası Çok Önemli: Değeri değişen her malın fiyatı da değişir.

BİR TİCARİ MALIN DEĞERİ NASIL DEĞİŞİR ?

a) Talep edenler, arz edenlerden fazla olursa: Bir ürün ne kadar pahalı olursa olsun yine de az satıcının olduğu yerde hiçbir satıcı müşteri kapma derdine düşüp de fiyat düşürmez. Ör: 2021 yılında İstanbul Havalimanından 26,5 milyon uluslararası yolcu geçmiş. Dakikada 50 yolcu demek.

Ayrıca unutmayın size pahalı gelen şey başkalarına gelmiyor olabilir.

b) Fizyolojik Olarak Zorluklar varsa: Tüm canlılar ya suya ya yemeğe ya da hem yemeğe hem de suya ihtiyaç duyarlar. Uçuşunuzda saatler süren bir gecikmeniz varsa ve Havalimanı dışına da çıkamıyorsanız, sistemin aradığı müşteri durumuna düşmemeniz imkansızdır. “Ne pahasına olursa olsun almalıyım” diyen bir müşterisinizdir artık. İşte bu yüzden Havalimanlarında ölmeyecek kadar bir şeyler yemenin maliyeti şehir merkezinde tıka basa yemeninkinden her zaman fazla olur.

c) Alternatifsizlik: Havalimanları gibi yüksek güvenlikli yerlere satmak ya da tüketmek için dışarıdan istediğiniz gibi yiyecek-içecek sokamazsınız. (Bakınız: Sinema salonlarında satılan mısır patlağı ve dondurma fiyatları) O kadar üst aramasında illa bir neden bulup elinizden alınacağını bile bile yanınıza bir şey almazsınız ve Havaalanı içinde satılanlara mecbur kalırsınız.

d) İşletmelerin Yüksek Mağaza Kiraları ve Genel Giderleri: Havalimanlarında yiyecek-içecek satış alanları kısıtlıdır. Bu nedenle de m2 üzerinden kira ücretleri oldukça pahalıdır. Üstüne bir de çalışan personellerin birden fazla dil konuşabildiğini ve tamamen resmi olarak çalıştırılması gerektiğini de hesaba katarsak (Bu arkadaşlarımızın işverene maliyeti şehir içi dükkanlardakilere göre elbette daha fazla olacaktır) tüm giderlerin ürün fiyatlarına fazlasıyla yansıtılması sonucuna varırız.

e) Düşük Rekabet Ortamı: Havalimanlarındaki mağazalar şehir merkezindekilerin aksine kendi içlerinde bir rekabet halinde de değildirler. Planlı ve kontrollü bir seçilmişlik içinde tek hizmet sağlayıcı olmanın tadını çıkartırlar ve yaşadıkları yüksek maliyetleri fiyatlara çok rahat yansıtabilirler. Bu nedenle fiyatları aşağıya çekme zorunluluğu da hiç hissetmezler.

f) Kısıtlı Depolama ve Teşhir Alanları: Tüm bu saydıklarımıza bakarak 1 birime şehirde satılan su havalimanlarında nasıl olsa 5 birime bile satılıyor diye havalimanlarında kamyonlarca dolusu su getiremezsiniz. Yani havalimanı kapasitelerinin kısıtlı olmasından dolayı ürünlerin konulacağı her raf/dolap çok değerlidir. E bu durumda işletmeye maliyet olarak yansıdığına göre otomatikman fiyata da yansır.

g) Ulaştırma: Ürünü tüketmek kadar satmak içinde Havalimanlarına ulaştırmak büyük bir maliyettir. Şehir merkezinde bulunan işletmelere aynı kamyonla dağıta dağıta sevkiyat yaparsınız. Ama Havalimanlarında böyle bir alternatif yoktur. Yani sadece Havalimanındaki mağazaya ürünler ulaştırılır ve bunlar sadece kısıtlı saatlerde yapılırlar. Alın size bir maliyet daha. Otomatikman bu da ürün fiyatına yansıtılır.

Havalimanlarından yüzbinlerce insan gelip geçmektedir. Ve yukarıdaki nedenlerin hep bir sarmal olarak birbirini kucaklaması (tam ifade bu olmayabilir) sonucunda müşterileri kucaklayan bir Havalimanı Ekonomisi oluşmaktadır.

Bu zorunlu olarak gelip geçen yolcuların sadece bir kısmının dahi burada satılan ürünleri satın almaları aslında sadece seyahat hizmeti için kurulan havalimanı ekonomisini canlı tutmaya yetmektedir.

“Bir ürün fiyatı, piyasada satılabildiği sürece düşmez”

Bundan dolayı havalimanlarında satılan ürünler hiçbir zaman ucuzlamayacaktır.

Zafer URFALIOĞLU

Kaynak:

https://www.sahindogan.com/havalimanlari-neden-pahalidir

https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/istanbul-havalimani-uluslararasi-yolcu-trafiginde-ikinci-siraya-yukseldi/2561733

[1] Tayyare (Uçak); hava akımının başta kanatlar olmak üzere kanat profilli parçaların alt ve üst yüzeyleri arasında basınç farkı oluşturması sayesinde havada tutunarak yükselebilen, ilerleyebilen motorlu bir hava taşıtıdır. Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/U%C3%A7ak

Gözü Yaşlı İhracatçı

İHRACATÇIMIZ AĞLIYOR

Evet ihracatçımız ağlıyor. İnanın abartmıyorum, bugünkü ihracatçılarımızın durumu böyledir. Bir istatistik tutmadım kimler ağlıyor, kimler gülüyor diye. Ancak şu anki piyasa koşullarında yüzü gülen, piyasa koşullarından son derece memnun olan bir ihracatçı yoktur kanaatindeyim.

Benden duymuş olmayın ama, hangi ihracatçı ile konuştuysam, danışmanlığını yapmakta olduğum dış ticaret firmaları, eğitimlerime katılan ihracatçı firmalarla bu ara sürpriz telefonlarla görüşmelerimiz oluyor. Bir tanesi bana farklı soru sorsa gam yemeyeceğim.

Sordukları soru şu;

Ben ihracatçı firmayım ve Türk Lirası kredi kullanamıyorum. Bankalar benden döviz varlıklarımın TRL.15.000.000.- karşılığını geçmemesini istiyorlar. Ben hem ithalat yapıyor yurt dışına döviz ödüyorum, hem de ihracat yapıyorum ve ülkeme döviz kazandırıyorum. Benim varlıklarımda döviz olmalı ki yurt dışına ödemelerimi aşırı dalgalı kurlardan nasibimi almadan ithalat bedelini gönderebileyim.

Aslında ihracatçıların derdi bir değil, birden fazla. Bir tanesi kurların volatil oluşu, diğeri ise Türk Lirası kredi kullanım koşullarının oldukça sıkıntılı bir hal almış olması.

İhracatçıları gözü yaşlı bırakan Türk Lirası kredi kullanımına ilişkin karar neymiş? İşte BDDK’nin 24 Haziran 2022 tarihinde almış olduğu kararın metni..

DÖVİZ PİYASASI İSTİKRARSIZ

Kesinlikle istikrarsız. İhracatçı hangi kuru esas alıp yurt dışına ihracat yapacak, ihracat bedeli yurt dışından tahsil edildiğinde hangi kurdan dövizini bozduracak? İhracatçı kurlar konusunda biraz dertli. Belirsizlik var. Dün yükselen döviz fiyatlarını paldır küldür aşağı indirmeleri ihracatçıyı korumaz, korusa korusa ithalatçıyı korur.

İthalatçının istediği düşük kur değil miydi? Buyurun düşük kur…

Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomi/ihracat-yuzde-15-ithalat-yuzde-44-artti-haberi-659665

 

İthalat uçuşa geçti, geriden gelen ihracat ise ithalatın nallarını saydı.

Başka ne olmasını beklerdiniz ki?

REŞAT BAĞCIOĞLU

 

Ticaretle ilgili alım-satım ve danışmanlık taleplerinizi https://satinalmadergisi.com/ticaritalep/ sayfasından iletebilirsiniz.

Satınalma Dergisi Temmuz 2022 Sayı:115

Değerli yöneticiler,

Kısa bir hatırlatma ile başlamak istiyorum. Covid yeni varyantları ile vakalar hızla artmaya devam ediyor. Maskeyi kullanmaktan asla vazgeçmeyin. Bir anda ikinci kez yakalandım. Sağlığınıza lütfen dikkat edin.

Ekonomi gündemi gayet hareketli. Odağımızda dış ticaret verileri var. Tüm dünyadan tedarik edilen her ürün ve hizmet bizim için incelenmeye değer. Ülke olarak hedefimiz, üreticilerimizin daha rekabetçi olması, ithal ürünlerin yerlileşmesi ve elbette ödenen toplam tutarın azalması.

Yılı yarıladığımız için oluşan dış ticaret trendi üzerine düşünmeye başlayabiliriz.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) dış ticaret verilerine göre:
“Mayıs ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %15,3, ithalat % 43,5 arttı. İhracat 2022 yılı Mayıs ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %15,3 artarak 18 milyar 984 milyon dolar, ithalat % 43,5 artarak 29 milyar 588 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-Mayıs döneminde ihracat % 20,4, ithalat % 40,8 arttı.

İhracat 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 20,4 artarak 102 milyar 469 milyon dolar, ithalat % 40,8 artarak 145 milyar 675 milyon dolar olarak gerçekleşti.”

İhracattaki artış fabrikalarımızın üretim gücü açısından yüzleri güldürmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı ve devam eden pandemide ihracat artışı büyük başarıdır. Gönlümüzden geçen, nitelikli işgücü ve hedef pazarlara yakınlıkla dünyanın lider üretim üslerinden bir tanesi olmaktır.

Diğer taraftan dış ticaret verileri, ithalattaki çarpıcı artışı net bir şekilde göstermektedir. Gerçekçi olmak mec- buriyetindeyiz. İthalatın 5 aylık dönemde 42,5 milyar dolar (% 40 civarı) fazla olması dikkat çekicidir. Yeni finansal düzenlemelerin etkisi ve kurlarda yükselme beklentisini önemli etkenler olarak değerlendirebiliriz. Faaliyet alanları uygun belirli endüstri kolları, yeni tedarik stratejisi ile stok artırma stratejisini de tercih etmiş olabilir. Diğer taraftan nihai tüketici tarafının da ithalat artışını tetiklediği gerçeğini göz ardı edemeyiz. İnsanlarda oluşan yaygın düşünce, “imkan varken alalım çünkü gelecek ay zamlanacaktır”.
Her ay kısa kısa dış ticaret verilerini incelemeye devam edeceğiz.

Lojistikte Dijital Dönüşüm Klasörü (60 sayfa)
Bu sayımızda ek olarak “Lojistikte Dijital Dönüşüm” klasörünü paylaşıyoruz. Tedarik zincirinin sinir sistemi olarak görülen uçtan uca teknoloji kullanımı ve dünya trendlerini inceledik. Umarım beğenirsiniz.

E-Mağaza Üzerinden Ticaret Fırsatı
Ürünlerinizi E-Mağazada https://satinalmadergisi.com/magaza/ satabilirsiniz. Kampanya düzenleyebilir kupon kodu yayınlayabilirsiniz. Ayrıca şirket ihtiyaçlarınız için teklif alınmasını isterseniz kapalı devre ticaret@SatinalmaDergisi.com üzerinden paylaşabilirsiniz.
Şirket dergi üyeliği ile yetkinliklerinizi yükseltin.

Şirket olarak tüm dergi arşivine (115 sayı), mesleki raporlarına ve bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Diji- tal dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Değerli yazıları ile katkı veren tüm yazarlarımıza teşekkür ederim. Önerilerinizi editor@satinalmadergisi.com a yazmaktan çekinmeyin.

Keyifli okumalar,
Prof. Dr. Murat Erdal
Editör

 

Ticaret ve Pazar Analizleri: Dünya Kurye, Ekspres ve Paket (CEP) Pazarı

Dünya Kurye, Ekspres ve Paket Pazarı
Ticaret ve Pazar Analizleri:1

Bu yazımızdan başlayarak ilgili pazarlardaki gelişmeleri tablolarla kısa kısa inceleyeceğim.

Tüm dünyada hızla büyüyen bir pazar:  Küresel kurye, ekspres ve paket (CEP) pazarı ile başlayalım. Tüm dünyada e-ticaretin katlanarak büyümesi, uçtan uca taşıma ve dağıtım sistemlerine gözlerin çevrilmesine neden oldu. Pandemi ile bir çok coğrafyada işlem adetleri ve gönderi sayıları hızla yükseldi. Deneyim kazanan tüketicilerin lojistik operasyon hızı ve hizmetlerinden beklentileri de yeni bir seviye kazandı.

Küresel kurye, ekspres ve paket pazarı 2021’de 394 Milyar ABD Doları değerine ulaştı. (https://www.researchandmarkets.com/reports/5547114/courier-express-and-parcel-cep-market-global)

Bu pazarın, 2020 – 2024 arasında parasal tutar olarak yaklaşık % 50 büyüyeceği varsayılıyor. Sektörün önde gelen oyuncuları Fedex, UPS ve DHL.

Gönderi sayısının katlanarak artması kuşkusuz sistem, araç ve altyapı yatırımlarını zorunlu hale getiriyor. Diğer taraftan yasa dışı ürün trafiği, terör vb. güvenlik konularını da gündeme taşıyor. Kamu kurumları operasyon denetimi konusunda çözümler geliştiriyor.
Risk analiz sistemleri güncelleniyor.

Dünya Kurye, Ekspres ve Paket Pazarı (2019 – 2024, Milyar Euro)
Kaynak:
CEP (Courier, Express and Parcel) Market. Statista

Pazar Gelişiminin Arkasındaki Faktörler:

–       E-ticaretin yaygınlaşması ve tüm dünyadan sipariş verebilme kolaylığı
–       Perakende sektörünün gelişimi
–       Artan tüketici talebi ve beklentiler
–       Esnek çalışma ve mobilite
–       Lojistik hizmet kalitesinin yükselmesi
–       Uçak başta olmak üzere araç kapasitelerinin büyümesi
–       Teknolojinin kolaylaştırıcı etkisi. Bilgilendirme ile operasyonel takip ve izleme konforu.

Operasyonun Olmazsa Olmazları:

Artan tüketici beklentileri ile yükselen gönderi sayıları kuşkusuz eş zamanlı takip ve izleme yatırımlarını gerekli kılıyor.

Operasyon verimlilikte karşılaşılan güçlükler;
–       Güçlü organizasyonel yapı ve sermaye
–       Küresel hubların oluşturulması
–       Akıllı dağıtım merkezleri ve depo yatırımları
–       Sürekli teknolojiye (donanım, yazılım, haberleşme) yatırım zorunluluğu
–       Yeni araç (filo) yatırımları ve yeni sektörel iş birlikleri arayışı
–       Gümrük ve denetim problemleri
–       Son kilometre lojistiğindeki sıkıntılar
–       Havayolu ve diğer taşıma türlerinin entegrasyon gerekliliği
–       Takip ve izleme sistemlerinin olgunlaştırılması
–       Maliyet ve fiyatlandırma yönetimi

Şirketlerin yüzde 83’ünde ara ücret artışı gündemde, sektörlere göre ortalama artış oranları neler?

Türkiye’nin merakla beklediği 2022 asgari ücret zammı belli oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücrete yüzde 30 oranında zam yapıldığını açıkladı. Asgari ücret zammı, 1 Temmuz 2022 Cuma günü itibarıyla yürürlüğe girdi.

Online istihdam platformu Kariyer.net’in açıklama öncesi yaptığı ve iş dünyasında ara dönem ek ücret artışı trendini ortaya koyan Ara Zam Araştırması da işverenler tarafında görüşlerin benzer olduğunu gösteriyor. Türkiye’de faaliyet gösteren 2231 global-yerel şirket yöneticisinin ara zam konusunda görüşlerini paylaştığı araştırmanın sonuçlarına göre, 2022 yılı için, yılbaşından bu yana bir kez ara zam yapmış veya yıl içinde ara zam yapmayı planlayan şirketlerin oranı yüzde 83 olurken, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 17’si ara zam yapmayı düşünmüyor. Araştırmaya en çok katılım gösteren 10 sektörde planlanan ara zam oranı ise çoğunlukla yüzde 20-29 arasında değişiyor.

Kariyer.net, Türkiye’deki global ve yerel şirket yöneticilerinin, çalışanlarının maaş beklentileri karşısındaki yönelimlerini incelemek, işverenlere piyasaya dair iç görü sağlamak ve ara zam trendlerini belirlemek için bir araştırma gerçekleştirdi. Haziran ayında 2231 şirket yöneticisinin katıldığı Ara Zam Araştırması’na en fazla katılım gösteren sektörler; Üretim, Otomotiv, Tekstil, Maden ve Metal Sanayi ve Teknoloji/İnternet sektörleri oldu. Araştırmanın sonuçlarına göre, şirketlerin yüzde 33’ü 2022 yılı ilk 5 ayında ara zam yaparken, geri kalan yüzde 50 bu yıl bitmeden ara zam yapmayı planlıyor. Araştırmaya en fazla katılım gösteren 10 sektör içinden, teknoloji/internet sektöründeki şirketlerin yüzde 41’i 2022 yılının ilk beş ayında ara zam yaptığını belirtti. Bu oran yılbaşından bu yana ek ücret artışı uygulayan sektörler arasında, teknoloji/internet sektörünü lider yaptı.

Şirketler yüzde 20-29 ara zam oranında karar kıldı

Ara Zam Araştırması’nın sonuçlarına göre, 2022 yılının ilk beş ayında ara zam yapmış olan yüzde 33’lük dilimde ortalama oran en çok yüzde 20-29 arasında değişiklik gösteriyor. Henüz ara zam yapmamış fakat yapmayı düşünen şirketlerin yüzde 45’i de yine en fazla oranla yüzde 20-29 seviyesinde ara zam planladığını belirtiyor. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 64’ü yıl boyunca toplamda bir kez ara zam yapmayı planlarken, yüzde 19’u iki ve üzeri ara zam yapmayı planladığını belirtiyor. Şirketler ara zam yaparken en çok enflasyon oranını neden olarak gösteriyor. Aynı sektörde bulunan rakip firmaların zam oranları da bir diğer önemli etken olarak öne çıkıyor.

Sektör özelinde bakıldığında ise tüm sektörlerde 2022 yılı içerisinde en çok yapılması planlanan ara zam oranı yüzde 20-29 seviyesinde gerçekleşirken, ikinci tercih olan ara zam oranı ise sektörden sektöre farklılık gösteriyor. Teknoloji/İnternet sektörünün yanı sıra Otomotiv sektöründe de en fazla düşünülen ikinci ara zam oranı yüzde 30-39 arası olurken, Üretim, Tekstil, Maden ve Metal sektöründe bu oranın yüzde 10-19 bandında planlanacağı belirtiliyor.

Araştırmayı Görüntülemek için Tıklayınız.

 

Ödüllü İş Bulmacası No:18 (4 Temmuz – 10 Temmuz 2022)

İŞ BULMACASI No:18 (Ödüllü)

Meydan okumayı sevenler için hazırlanmaktadır.

Güzel bir mola verin.
İş hayatının güncel terimlerini hatırlayın.
Zihinsel bir tazeleme için bulmaca çözün.

Haftanın bulmacasını çözmek için
https://satinalmadergisi.com/bulmaca18/

İnteraktif şekilde web sitesi üzerinde veya kağıt çıktıda (PDF) çözebilirsiniz.

Her pazartesi bir bulmaca sizi bekliyor.
Kolaylıklar dilerim. Prof. Dr. Murat ERDAL

Geçmiş ve güncel tüm bulmacaları çözmek için;

https://satinalmadergisi.com/bulmacalar/
Ödül: 1 Kişiye Satınalma Dergisi Dijital Aboneliği.
Çözümünüzü dergi@satinalmadergisi.com a gönderin.

Şirket Aboneliği ile Ekonomik Avantaj Elde Edin.

Mesleki yetkinliklerini yükseltin.

Şirket olarak tüm dergi arşivine (115 sayı), araştırma raporlarına ve bir yıl boyunca 12 sayıya dijital erişim sağlayın. Dijital şirketi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

#business  #crossword #puzzle #manager #learning

Anahtar Sözcükler: iş bulmacası, yöneticilik, dergi, ödül, iş, bulmaca, Business crossword puzzle, Business, B2B, işletme, yönetim, manager, management, tedarik zinciri yönetimi

Kalite ve Toplum Anlayışı

Herkesin, kendi alanında, kaliteyi arttıracak konularda, önemli ve örnek olması gerekir.

Çok önemsediğim konuların başında gelen bir ifade, hayatımda birçok projede ve işte görev aldım, her seferinde önemli ve örnek olmaya çalıştım.

Bu düşünce ile çevremdeki arkadaşlarımla da aynı şekilde kaliteyi arttıracak konuları birlikte değerlendirip önemli ve örnek olması konusunda birlikte yol aldık.

Geriye dönüp baktığımızda güzel eserler bıraktığımızı ve dostlar edinildiğini yaşayıp anlıyoruz.

Kalitenin insan hayatında çok önemli yeri bulunmakta, bunu zamanımızın her anında görebiliyor ve hissedebiliyoruz.

Çay içiyorsunuz, çayın rengi, sıcaklığı, tazeliği, bardağı, bardak altlığı çok önem arz eder.

Hatta içildiği ortam, yer ve içilirken yanınızda bulunan insanlar, içim öncesi ve sonrası duyulan keyif ve huzuru sağlar. Bunlar ise kalite şartlarıdır.

Çayın hazırlanması, demlenmesi, sunulması ve içilmesi gibi, bazan bir çay damlasında bile kaliteyi arıyoruz.

Geçen gün kalite birliğinin “Milli Ses Ver” projesi kapsamında, yönetim olarak yaptığımız seri ziyaretler sonucunda bir kafede dostlarla birlikte çay içerken, yönetim üyelerinden bir arkadaşımız çay tabağının ıslak olduğunu görmüş.

Çayı her yudumlayışında bardağın altından elbisesine çay damladığını fark etmiş.

Oysa o çaydan küçük bir keyif almayı istiyordu.

Ancak bardaktan gelen damlalar bütün keyfini kaçırmıştı.

Oysa o mutlu olmak istiyordu.

Küçücük bir şartın dikkate alınmaması, kalitesizlik onu mutsuz etmeye yetmişti.

Daha sonra kâğıt peçete ile tabağını kurulamış ve çayını keyif ile içebilmişti.

Bu basit örnek bile kalitenin yaşam tarzımıza nasıl etki ettiğini gösteriyordu.

Daha sonra birçok tanımı olan kaliteye arkadaşımız bir tanım daha ekleyerek “Kalite Mutluluktur” demiştir.

Anlaşılıyor ki, kaliteyi hayatımızın her aşamasında hissetmeli ve yaşamalıyız.

Belki farkındayız veya farkında değiliz, fakat hayatımız boyunca bulunduğumuz her yerde, yaşadığımız birçok olaylarda kalite yer almakta veya bulunmaktadır.

Biz ise bunun farkında olmuyoruz, farkında olmadığımız konularda memnuniyetimizi veya memnuniyetsizliğimizi davranışlarımız ile gösteriyor hatta hissettiriyor, yaşıyor, yaşatıyoruz.

Oysa kalite hep konuştuğumuz ve duyduğumuzda mutlu olduğumuz güvendiğimiz bir kavramdır.

İnsanlarımız beklentilerinin karşılanabileceği ve güven duyulabileceğini anlamaktadır.

Kalite kavramı, tecrübeler sonucu anlaşılmıştır ki, kullanıldığı veya geçtiği her yerde, şartların yerine getirildiği ve sağlandığı anlamına gelmektedir.

Böylede bilinmekte dolayısı ile kalite beklenilen isteklerin sonucudur.

Çünkü bu müşteri memnuniyetini sağlamakta ve göstermektedir.

Kalitenin ilk prensibi “Müşteri Odaklılık” olduğuna göre sistemin şartları kadar prensipleri de dikkate alınmalı.

Benim bir hayalim var oda kalitenin Milli Eğitimimizde anaokullarından itibaren dikkate alınarak ders olarak verilmesidir.

Bu hayalim için yaşıyor, çalışıyorum, inanıyorum ki en az yirmi veya otuz yıl sonra ülkem ve milletim daha ferah bir konuma gelecek kaliteyi yaşayacak ve yaşatacaktır.

Her insanımızı da bu hayali desteklemeye davet ediyorum.

Hep beraber Gazi Atatürk’ün çizdiği yolda ilerlemeyi, Yerli ve Milli olmayı, Markalaşmayı ve kendi Belgelendirme kuruluşlarımız tercih etmeyi, Milli Olmayı ve Milli Ses Vermeyi diliyorum.

Teşekkür ederim, sevgi ve saygılarımla.

Standart Marka Kalite Rehberlik ve Gözetim A. Ş.

Yönetim Kurulu Başkanı

Mehmet Uğur ÖZDENİZ

Referans:

Kal Bir Yönetim Çalıştayları