Sürdürülebilir Havaalanları

Sürdürülebilir Havaalanları
Oğuzhan ÖZYİĞİT

Birleşmiş Milletler’in öncülüğünde, 90’ların ilk çeyreğinde başlayan küresel iklim değişikliği ile mücadele etme girişimleri, taraf ülkelerin rekabetçi pozisyonlarını kaybetmek istememeleri ve dönüşüm için gereken yüksek mali girdi gibi sebeplerle istenen sonuçlara ulaşamamıştır. Küresel ısınmanın artmaya devam etmesinin muhtemel sonuçlarının beklenenden daha şiddetli olacağına dair endişeler 2018 senesinde Hükûmetler Arası İklim Değişikliği Panelinde bir rapor haline getirilmiş, 2019 senesinde ise AB ülkeleri, Avrupa kıtasını karbon emisyonlarından arındırmak için “Yeşil Mutabakat” adını verdikleri sözleşmeyi imzalayarak, küresel iklim değişiklikleri ile mücadelede en önemli adımlardan birisini atmıştır. Sıfır karbon emisyonu amacı tüm sektörleri kökten değiştirecek dönüşümler gerektirirken, tüm karbon salınımlarının % 2’sinden tek başına sorumlu olan havacılık sektörüne, karbon emisyonu salınımındaki bu büyük payından dolayı daha fazla yük düşmektedir.  Havacılık sektörünün doğaya salınımından sorumlu olduğu karbon emisyonlarında, uçakların yansıra havaalanlarının da büyük sorumluluğu bulunmaktadır. Yeni havaalanlarının bu sorumluluğu göz önünde bulundurularak inşa edilmesinin yanında, mevcut havaalanlarının da ekolojik modernizasyona tabi tutulması iklim değişikliği ile mücadelede ayrıca önem arz etmektedir.

Yenilenebilir kaynaklara, bina yapım ve kullanım sürecinde başvurmak, sürdürülebilir havaalanlarının oluşturulmasında kilit başarı faktörlerinden birisidir. Doğal kaynakların verimli kullanılması ve bina inşası sürecinde kullanılan malzemeler karbon emisyonlarının azaltılmasında rol oynamaktadır. Enerjiden tasarruf sağlamak için enerji kullanım haritalarının oluşturulması bununla birlikte enerjinin elde edildiği kaynağın yenilenebilir kaynaklar olması ayrıca karbon salınımının azaltılmasında önemli bir etkiye sahip olacaktır. Helsinki Havaalanında rüzgar tribünlerinin kullanılmaya başlanması ile birlikte karbon emisyonları 10.000 ton azalmış, 1. terminalinde eski tip aydınlatmaların yenileri ile değiştirilmesi sonucunda enerji tüketimi % 80 oranında düşmüştür. İndira Gandhi Havaalanında ise 4 kafeterya dönüştürülebilir malzemelerden inşa edilmiş, Zurih havaalanında, ısıtma sistemlerinde yeraltı kaynaklarını kullanmasının yanı sıra buz çözme süreçlerinden elde edilen suları arıtıp, yağmur sularını tuvaletlerde kullanarak 2020 senesinde bir önceki yıla göre % 40 daha az temiz su tüketimine ulaşmıştır. İçlerinde İstanbul havaalanında bulunduğu birçok havaalanı ise LEED sertifikasını alarak yeşil binalar yaratma yolunda doğaya karşı yükümlülüklerini yerine getirmeye devam etmektedir.

Lokasyon açısından incelendiğinde ise havaalanları çevreyle bütünleşmiş bir yapıda olmalıdır. Havaalanlarının kuruluş yerleri seçilirken daha sonra ihtiyaç duyacakları genişlemeler dikkate alınarak stratejik planlar ve analizler doğrultusunda karar verilmelidir. Eurocontrol’ün 2013 tarihli büyüme için engeller raporunda belirtildiği üzere Avrupa’da bulunan havaalanlarının % 70’i bu çevresel kısıtlamalardan etkilenmekte ve gereken büyümeyi sağlayamamaktadır. Rekabet ve karlılık amacıyla çevresel endişeleri göz ardı eden ve her şeye rağmen büyüme amacı güden havaalanları ayrıca sürdürülebilirliği olumsuz yönde etkileyecektir. Lokasyonun sürdürülebilirlik üzerine etkilerinin incelenmesi üzerine İtalya Atmosfer Kirliliği Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülen bir çalışmada ayrıca deniz kıyısında havanın daha hızlı hareket etmesi sebebiyle, denize kıyısı olan havaalanlarında havanın, denize kıyısı olmayan hava alanlarına göre 2 kat daha temiz olduğu belirlenmiş, İran’da yapılan farklı bir araştırma ise rüzgarlı bölgelere kurulan havaalanlarının daha temiz bir havaya sahip olduğunu göstermiştir.

Havaalanlarında sürdürülebilirliğin sağlanması için diğer bir önemli faktör ise tehlikeli maddelerden, lavabo atıklarına birçok farklı sınıftan oluşan atıkların yönetilmesidir. Sektör verileri Atlanta havaalanında 82.2, Beijing havaalanında 76.2, Heathrow havaalanında 78.4 ton günlük atık üretimi gerçekleştiğini göstermektedir. Üretilen bu atıkların üretilmemesi için gerekli önlemlerin alınması, üretilen atıkların ise doğru sınıflandırılması, geri dönüştürülebilecek olanların dönüşüm sürecine dahil edilmesi havaalanlarının sürdürülebilir politikalarında diğer önemli alt başlıklardır. Cenevre Havalimanında geri dönüşüm oranı %50 seviyesini aşmış, İstanbul Havaalanında toplanan atıkların geri dönüştürülmesinin yanında farklı bir şekilde değerlendirilerek sanat eserleri oluşturulmuş, Hong Kong havaalanında ise atıkların toplandığı sahalardan yayılan metan gazının %95’inin doğaya salınımı engellemiş, elde edilen gazların ve %80inden enerji elde edilmiştir.

Geride bıraktığımız son otuz sene içerisinde küresel iklim değişikliği ile mücadelede, farklı sektörlerden birçok kuruluş önemli adımlar atarak, bu iyileşme sürecine katkıda bulunmuştur ve bulunmaya da devam edecektir. Sürdürülebilir havaalanları bu iyileşme sürecinde üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeye özen göstermiş ve birçoğu başarı hikayelerine dönüşerek doğaya verdiğimiz tahribatın onarılmasında ileride sesini daha fazla duyacağımız farklı başarı hikayeleri ile karşımıza çıkacağını şimdiden göstermiştir.

 

Rusya Hammadde Tedariğini Kesti, Yeni Bir Çip Krizi Kapıda

Rusya ve Ukrayna savaşı sonrası BİT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) pazarındaki dengeler de değişti.

Merkezi ABD’de bulunan pazar araştırmaları şirketi International Data Corporation’ın (IDC) raporuna göre; BİT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) pazarında büyük bir daralma bekleniyor. Özellikle çip ve pillerde kullanılan hammadde tedariğini Rusya’dan sağlayan pek çok firma telefon, dizüstü bilgisayar ve otomobil gibi sektörlerde üretimi sınırlandırmak zorunda kalacak. 

Rusya-Ukrayna savaşı küresel jeopolitik manzarayı çarpıcı biçimde değiştirdi. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler ve şirketler savaşın etkilerine yönelik mücadele ediyor. de ekonomik yaptırımların Rusya üzerindeki yayılma etkilerinden etkileniyor. IDC, yaptırımların, emtia kıtlığının, petrol ve doğalgazın yanı sıra diğer temel mallar için daha yüksek fiyatların enflasyonist baskıları daha da artıracağını ve bölgesel tüketici elektroniği, yarı iletken üretimi ve dağıtım endüstrilerini destekleyen BİT tedarik zincirlerine zarar vereceğini öngörüyor.

Hammadde maliyetlerini artıracak

Rusya’nın yaptırımları ile birlikte BİT satıcıları için tedarik zinciri kesintileri etkisini hissettirmeye başladı bile. Rusya’dan Asya/Pasifik’e büyük oranlarda neon ve C4F6 gibi endüstriyel gazlar ve çiplerden cep telefonlarına ve pillere kadar BİT ürünlerinde kullanılan bakır, paladyum, nikel, titanyum, tungsten ve vanadyum gibi metal ihracatı bulunuyor. Çoğu satıcı bu hammaddelerin büyük stoklarına sahip olsa da, hammadde maliyetleri artacak gibi görünüyor. Ukrayna ve Rusya’nın yarı iletken emtia üretimine yönelik arzı özellikle Asya/Pasifik için kritik öneme sahip, çünkü BİT endüstrisi pandemi ve çip kıtlığı ile mücadele ediyor ve uzun bir Rusya-Ukrayna savaşı ile bunun daha da zorlaşması söz konusu. Bundan dolayı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar ve otomobiller gibi alt sektörlere tedariklerin ertelenmesinin de muhtemel olduğu belirtiliyor.

Harcama planları yeniden değerlendiriliyor

Gelişen jeopolitik durumun önümüzdeki aylarda ve yıllarda küresel BİT talebini etkileyecek. 60’tan fazla teknolojiyi içeren yeni global IDC CIO araştırmasına göre; ankete katılanların % 57’si teknoloji harcama planlarını yeniden değerlendirdiklerini söylüyor, yüzde 10 ise belirsiz jeopolitik ortamın ardından 2022 için BİT yatırım planlarında güçlü ayarlamalar yapılacağını belirtiyor.

Dünya pazarının yüzde 1,1’ini oluşturuyor

Ukrayna ve Rusya BİT pazarları kısa vadede savaştan en çok etkilenecek ülkeler olsa da yeni yaptırımların mevcut durumu değiştirebileceğini veya daha da kötüleştirebileceği belirtiliyor. 2021’de Ukrayna ve Rusya’daki toplam BİT harcamaları sırasıyla 4,9 milyar dolar ve 51,6 milyar dolardı. Ukrayna önceki yıla göre % 21,2 ve Rusya için % 13,6 şeklinde çift haneli büyüdü. İki ülkedeki toplam harcamalar ise Avrupa pazarının % 5,5’i ve dünya çapındaki toplam BİT harcamalarının % 1’ini oluşturdu. Çatışma, Ukrayna’daki iş operasyonlarını durdurdu, fabrikalar kapatıldı ve bir nüfus göçü devam ediyor.

Şirketler eylem planlarını oluşturmalı 

Rusya ve Ukrayna savaşı sonrasında işlerin durması nedeniyle teknoloji talebinde büyük bir daralmanın beklendiğini belirten IDC Türkiye Ülke Direktörü Nevin Çizmecioğulları, “IDC olarak Rusya ve Ukrayna savaşından sadece bir hafta önce, 370 Asya/Pasifik kuruluşu ile BİT harcamaları hakkında bir araştırma gerçekleştirmiştik. Ankete katılanların % 56’sı 2022 yılının beklentiler dahilinde hatta beklenenin üstünde büyüme kaydedeceğini öngörüyordu. % 49’u ise 2022’deki BİT harcamalarının 2021’den daha fazla olacağına inanıyordu. Bu görüşler son haftalarda hiç şüphesiz karamsar bir hale döndü. Savaşın akışkan doğası göz önüne alındığında IDC olarak şirketlerin tedarik zinciri kesintileri, çip kıtlığı, artan enflasyon ve siber güvenlik tehditleri gibi BİT’den kaynaklanan potansiyel aksaklıkları öngörmelerini ve bunlara tepki vermelerini sağlayacak eylem planları oluşturmalarını öneriyoruz” dedi.

Satınalma Dergisi Nisan 2022, Yıl:10 Sayı:112

Kıymetli yöneticiler, 

Nisan 2022 sayımızla karşınızdayız. Her ay bir birinden değerli konuları akademisyenler ve sektör yöneticilerimizle ele almaya devam ediyoruz. 

Bu sayımızda olabildiğince pratik iş yaşamı odaklı ve dış ticaret çevresine katkı sağlayan makalelere yer verdik. Tüm yazarlarımıza teşekkür ederim. 

Geçen sayımızda dünyada başlayan yeni dönemin artık eskisi gibi olamayacağını dile getirmiş, şirketlerde risk yönetimi ve ticari istihbarat (competitive intelligence) birimlerine olan ihtiyaca vurgu yapmıştık. 

Bugün yaşanmakta olan ekonomik savaşı hiç kimse, hiçbir uzman bu denli açık ve net öngörmemişti. Batı bloku ve Rusya’nın Ukrayna müdahalesi yeni bir iklim ortaya çıkardı. Ekonomik hava hortum şeklinde ilerliyor. Göz gözü görmüyor. “Sen bunu yaparsan ben de bunu yaparım” anlayışı ile başlayan süreçte artık karşılıklı hamlelerin hız kesmeyeceği belli oldu. 

Yakın veya orta vadede Ukrayna ve Rusya arasında bir mutabakata varılsa bile işlerin siyaset ve daha büyük zeminde dünya ticaretinde eski seyrine dönmeyeceği kesin gibi. Yurt içi ekonominin değişen dünya ekonomi dinamiklerinden sert etkilenmesi kaçınılmaz. Enflasyon – döviz kur dengelerinde ekonomi yönetimi ile sıkıntı çekerken bir de böylesine makro bir etkinin gündeme girmesi şirketlerimizi fazlasıyla düşündürmeye başladı. 

Yapısal reformların inşası ve ayakları yere basan, ekonomik tedbirleri alma kararlılığı sergilemedikçe, ne yazık ki dalgalanmaların şiddeti de artıyor. Girişimciler dünyada yaşanmakta olan yeni dönemi algılamaya çalışmakta güçlük çekiyor. İç siyaset ise tamamen seçime kilitlenmiş durumda. 

Sektörlerimizin ayakta kalabilmesi ve dünya ile rekabet edebilir halde güçlenmesi için topyekun mücadeleye ihtiyaçları var. Hemen her alanda azami dikkatle hareket etmek mecburiyetindeyiz. İş stratejileri, müşteri ve tedarikçi (kaynak) analizi ile rekabet istihbaratı üzerine ayrı bir pencere açmak durumundayız. Zamanı ve parayı en iyi şekilde yönetilme adına elimizden gelen gayreti sergilemeliyiz. En ufak bir hatayı, yanlış hamleyi ve israfı hoş görecek bir dönemde değiliz. 

Kurumunuzun yetkinliklerini yükseltin 

Şirket olarak tüm dergi arşivine (112 sayı), mesleki raporlarına ve bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Dijital dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (E-Kitap) 

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (147 sayfa) başlıklı eserimizi https://buyernetwork.net/muzakere linkinden indirebilirsiniz. 

Dergi ve ticaret iş birliği ile ilgili önerilerinizi editor@satinalmadergisi.com a yazmaktan çekinmeyin. Keyifli okumalar, 

Prof. Dr. Murat Erdal
Editör
www.muraterdal.com

Satınalma Dergisi Nisan 2022 Sayısı

İstifa Eden İşçi ve İş Sözleşmesinin Feshi

Lütfi İNCİROĞLU

Neden Belirtmeksizin İstifa Eden İşçi, Ne Kadar Süre Sonra Feshin Haklı Nedene Dayandığını İleri Sürebilir?

Uygulamada iş ilişkisinin sona erdirilmesinde işçinin iş sözleşmesini fesih şekli iş uyuşmazlıklarında önemli yer teşkil etmektedir. İşçinin istifa dilekçesinde herhangi bir neden belirtmemesi veya uzun yıllar sonra haklı nedenler ileri sürerek tazminat talebinde bulunması uyuşmazlığın esasını oluşturmaktadır.

Nitekim Yargıtay’a göre, “Dosya içinde bulunan istifa dilekçesinde belirli bir nedene dayanılmamış olup davacı işçi makul süre içinde açmış olduğu bu davada ödenmeyen işçilik alacakları sebebiyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshini ileri sürmüştür. Dairemiz uygulamasına göre makul süre içinde iş sözleşmesinin haklı nedenle feshettiğini ileri sürülmesi mümkün olup, yapılan yargılama ile fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının hesap edilmiş olmakla davacının iş sözleşmesinin 4857 Sayılı İş Kanun’un 24/2-e maddesine göre haklı nedenle feshettiği kabul edilmeli ve kıdem tazminatının kabulüne dair hüküm kurulmalıdır[1].

Yargıtay uygulamasında belirtildiği üzere, işçinin makul süre içinde iş sözleşmesinin haklı nedenle feshettiğini ileri sürülmesi mümkün olacaktır. İşçinin iş sözleşmesini sona erdirmesinden uzunca bir süre sonra dava açarak ödenmeyen işçilik alacaklarını ileri sürerek iş sözleşmesinin feshini haklı feshe tahvil edilmesini talep etmesi mümkün görülmemektedir.

Yargıtay’ın başka bir kararına göre, “sebep belirtilmeden istifaya dair dilekçenin içeriğinin sonradan açılan dava ile doldurulabileceği ve haklı fesih ileri sürebileceği mümkün olabilir. Ancak, iş sözleşmesinin feshinden 3 yıldan fazla süre sonra açılan davada istifa dilekçesinin haklı feshe tahvili için gerekli olan makul süre geçmiştir. Fesih ile ilgili olarak davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgileri bulunmayıp davacının iş sözleşmesinin haklı olarak feshettiğine dair herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Davalı tanıkları ise davacının işyerini istifa etmek suretiyle terk ettiğini açıklamışlardır. Davacının istifa dilekçesine uzun süre sonra açtığı bu dava ile haklılık kazandırma çabası içine girdiği anlaşılmakla iş sözleşmesini istifaen sona erdiği kabul edilmeli ve kıdem tazminatı talebinin reddine dair hüküm kurulmalıdır[2].

O halde işçi, iş sözleşmesini neden belirtmeksizin sona erdirdikten ne kadar süre sonra, feshin haklı nedene dayandığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunabilecektir ? 6098 sayılı Türk Borçları Kanunu’nun 39 uncu maddesi, “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır” hükmüne amirdir. Yargıtay verdiği bir kararında bu hükümden yola çıkarak, “makul sürenin bir yıl olarak belirlenmesini kararlaştırmıştır. İşçinin istifa tarihinden itibaren yaklaşık iki yıl sonra açılan davada , irade fesadının ileri sürülmesi için aranan makul sürenin geçtiğini kabul etmiştir”[3].

Sonuç olarak, işçinin neden belirtmeksizin istifa etmesine rağmen ödenmeyen bir hakkının varlığı halinde, haklı fesih nedenini daha sonra açıklayabilir ve haklı fesih nedenini kanıtlaması halinde kıdem tazminatına hak kazanır. Ancak işçinin makul süre içerisinde bu hakkını talep etmesi gerekir. Nitekim Yargıtay, “istifanın üzerinden üç yıl geçtikten sonra haklı fesih gerekçeleri açıklanarak istifanın haklı feshe tahvilinin mümkün olmadığını, makul sürenin, TBK m.39 uyarınca, bir yıl olarak belirlenmesi gerektiğini kararlaştırmıştır”.

[1] Y9HD.20.10.2020 T., E.2016/28110, K.2020/12659 Legalbank.

[2] Y9HD.06.10.2020 T., E.2017/16715, K.2020/10763 Legalbank.

[3] Y9HD.30.09.2020 T., E.2016/26654, K.2020/9984 Legalbank.

 

İşletme Yönetim Bulmacası No:8

ÖDÜLLÜ İŞ BULMACASI 8. Hafta

Yöneticiler için özel hazırlandı.
Güzel bir mola verin. Zihinsel bir tazeleme için bulmaca çözün.
İş hayatı odaklı bulmaca için zaman ayırın.

Haftanın bulmacasını çözmek için
https://satinalmadergisi.com/bulmaca8/  TIKLAYIN.

İnteraktif şekilde web sitesi üzerinde veya kağıt çıktıda (PDF) çözebilirsiniz.

Her pazartesi bir bulmaca sizi bekliyor.
Kolaylıklar dileriz. Prof. Dr. Murat ERDAL

Geçmiş ve güncel tüm bulmacaları çözmek için;

https://satinalmadergisi.com/bulmacalar/
Ödül: 1 Kişiye Satınalma Dergisi Dijital Aboneliği.
Çözümünüzü dergi@satinalmadergisi.com a gönderin.

Business Crossword Puzzle No:8 by www.SatinalmaDergisi.com

10 Çalışana Yönelik Şirket Aboneliği ile Ekonomik Avantaj Elde Edin.

Kurumunuzun yetkinliklerini yükseltin.

Şirket olarak tüm dergi arşivine (112 sayı), araştırma raporlarına ve bir yıl boyunca 12 sayıya dijital erişim sağlayın. Dijital şirketi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

#business  #crossword #puzzle #manager #learning

Forwarderler Pandemide “Cankurtaran” Oldu

Lojistik sektöründe 20 yılı aşkın süredir çözümler sunan ATF Forwarding’in Genel Müdürü Haldun Kavrar, forwarder şirketlerin pandemi döneminde ihracatçı ve ithalatçılar için bir nevi “cankurtaran” olduğunu söyledi.

Zorlu başlayan ancak başarıyla tamamlanan 2021 yılını geride bırakan ATF Forwarding, bu başarısını 2022’de de artırarak sürdürmeye kararlı. Geçtiğimiz yıl insan kaynağına ciddi yatırım yapan şirket, yıllık satış hacmini de iki katına çıkardı. Şirketin Genel Müdürü Haldun Kavrar, 2021 yılında en zor durumlarda bile nitelikli insan kaynağı ve güçlü iş ortakları sayesinde farklı çözümler üretebilmeyi başardıklarına dikkat çekti.

Dünyada lojistik sektörünün köklü bir değişim içerisinde olduğuna değinen Kavrar, özellikle deniz yolundaki yüksek navlun fiyatlarının oyunun kurallarını değiştirdiğini dile getirdi.

Kavrar, pandemi devam ederken tüm dünyayı etkisine alan konteyner krizi ile Avrupa’ya kara yolu üzerinden yapılan taşımalarda sınır kapısı yoğunluklarının, lojistik sektörünün rutin operasyonlarını olumsuz etkilediğini belirtti.

Şirket olarak zorlu süreçlere karşın her gün yeni ve farklı çözümler ürettiklerini vurgulayan Kavrar, “Bu sayede kriz anlarında bile en uygun çözümü bulabildik. Forwarder şirketler doğru yönlendirmeler ile ithalat ve ihracat yapan şirketlere ciddi faydalar sağladı. Kimi müşterimizi hedefe farklı taşıma modu ile taşıdık kimi müşterimize alternatif pazarlar önerdik. Şirketler de forwarderler ile çalışmanın faydasını gördü.” diye konuştu.

Forwarderlar Uluslararası Ticaret İçin Adeta Finansman Sağlayıcı Oldu

Yükselen navlunlar nedeniyle, forwarder firmaların finansal güçlerinin de uluslararası ticaretin devamlılığı için büyük önem kazandığını vurgulayan Kavrar, “Forwarder firmalar armatöre ya da taşımayı gerçekleştiren tedarikçisine 20 günde ödeme yaparken, tahsilatını 90 günlük vadede alabiliyor. Bir bakıma ticaret devam etsin diye özellikle ihracatçıya sıfır faizli lojistik finansman sağlanıyor diyebiliriz.” bilgilerini paylaştı.

Deniz Yolunda Büyüme Sürdü, Portföye Yeni Sektörler Eklendi

Deniz yolu ile ihracat ve ithalat taşımalarında tüm olumsuzluklara karşın güçlü bir ivme yakaladıklarını söyleyen Kavrar, “Pandemi nedeniyle deniz yolu taşımalarında sıkışan ihracat ve ithalat firmaları çözüm için bizim gibi güçlü forwarderları tercih edince, hizmet verdiğimiz sektörlere yenilerini de eklemiş olduk. Örneğin, işlenmiş gıda ve yer döşeme ürünlerinde ciddi pazar kazanımları elde ettik.” değerlendirmesinde bulundu.

JAS Forwarding Worldwide’nin Türkiye’deki yetkili acentesi olduklarını belirten Kavrar, IATA belgelerinin gücüyle hava yolu taşımalarında profesyonel çözümler üretebildiklerini de sözlerine ekledi.

Vesaik Mukabili İşlemdeki (Cad) Riskler

VESAİK MUKABİLİ İŞLEM (CASH AGAINST DOCUMENTS) NEDİR?

Alıcı ve satıcının yaptıkları anlaşma çerçevesinde, ihracatçının sözleşme konusu mallarını ithalatçının ülkesine göndermesi, akabinde malların gümrükten çekilmesine yarayan konşimento, fatura, poliçe gibi vesaikin ihracatçının bankası aracılığı ile tahsil edilmek üzere ithalatçının bankasına gönderilmesi, ithalatçının bankası tarafından ithalat bedelinin tahsil edilmesinden sonra vesaikin ithalatçıya teslim edilmesi, tahsil edilen bedelin ise bankacılık kuralları çerçevesinde ihracatçının bankasına transfer edilmesi ve bedelin ihracatçının ülkesindeki yerel mevzuat çerçevesinde ihracatçıya ödenmesine vesaik mukabili işlem (CAD – Cash Against Documents) denir.

Uluslararası ticarette vesaik mukabili işlemde alıcı ve satıcı arasında iyi niyetle davranmaları ve malların hazırlanması konusunda yeterli özeni göstermeleri esastır. Güven her ne kadar esas olsa da bu güvenin alıcı ve satıcı arasında tam anlamıyla söz konusu olmayıp, güvenin bankalara karşı vazgeçilmez bir unsur olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

VESAİK MUKABİLİ İŞLEMDE ULUSLARARASI TEAMÜLLER

Uluslararası ticaretteki ödeme şekillerinden bir tanesi olan vesaik mukabili  (CAD – Cash Against Documents) işlemler gerek ithalat, gerekse ihracat bacağında ithalatçı ve ihracatçı taraflara bir takım sorumluluklar getirmiştir. Uluslararası ticaretin vesaik mukabili ödeme şekline göre yapılan alım ve satımların kuralları;

International Chamber and Commerce’nin Uniform Rules for Collection

Brochure no: 522

kitapçığında belirlenmiş olup, bir kanun olmasa da tarafların uymaları gereken yeknesak kaide ve kuralları ortaya koymuştur.

Gerek ithalatçı, gerekse ihracatçı URC 522 Sayılı Broşür’deki kurallara tamamen uyum sağladığında zaten sorundan bahsetmek de söz konusu olmayacaktır. Vesaik mukabilinde asıl sorun tarafların iyi niyetten yoksun olarak davranış sergilemeleri halinde vesaik mukabili ödeme şekli kırılganlık göstermeye oldukça yatkındır. Uluslararası kurallar hem alıcı hem de satıcı için aynı mesafededir. Her iki tarafı korumaktadır. Ancak her ödeme şeklinde olduğu gibi vesaik mukabili ödeme şeklinde de gerek ithalatçı, gerekse ihracatçı bir açık kapı yaratarak kuralları kendi lehine çevirmeye çalışabilir.

VESAİK MUKABİLİ ÖDEMENİN KURALLARI İHRACATÇIYI NE KADAR KORUYOR?

CAD – Cash Against Documents – Vesaik Mukabili ödeme şeklinin özelliklerine ihracatçının penceresinden baktığımızda;

  • İthalatçı ödeme yapmadan malları gümrükten alamayacağını,
  • Vadeli bir poliçeyi kabul etmeden malları çekemeyeceğini,
  • Vadeli bir poliçeye ithalatçının bankasından aval (garanti) verdirmesi halinde, poliçeyi iskonto ettireceğini
  • Ödeme veya poliçe kabulüne değin mallar üzerindeki sahipliliğini sürdürür.
  • İhracatçı dilerse farklı bir ithalatçıya malı satma opsiyonunu elinde bulunduracağını,
  • Vesaikin tüm yönetimi, yönlendirmesi ve tek patronun ihracatçının kendisi olduğunu
  • Bu yöntemin yalın ve ucuz olduğunu,
  • Gerekirse vesaiki bankasına teminata vererek finansman sağlama olanağına sahip olduğunu bilir.

İhracatçının elinde böylesine koruyucu opsiyonu varsa, URC 522 Sayılı Broşür muhtemelen ihracatçıyı koruyor diyebilir miyiz? Elbette diyemeyiz. İhracatçının böylesine hakları varken, ithalatçının alım satım sözleşme hükümlerine uymaması ve vesaikin bankadan alınmaması, dolayısıyla malların gümrükten çekilmemesi durumunda ihracatçı için sorun başlamış demektir. Malların gümrükte beklemesi olası ardiye ve demuraj masraflarını da beraberinde getireceği gibi, bozulabilen malların ihracında malların uzun süre gümrüklerde bekletilmesi  ihracatçı için bir dezavantaj olarak görülmektedir.

Ancak ithalatçı veya ihracatçının iyi niyetten yoksun olması halinde URC 522 Sayılı kuralların satır aralarından tilkilik yapması sürpriz olmaz. Uluslararası arenada böylesine tilkilerin varlığı maalesef vardır. Bu tilkiler bazen çok büyüktür, büyük kurnazlık peşindedir, bazen de yavrudur ama hayatı boyunca adına yakışır kurnazlıkları stratejik bir şekilde uygulayacaktır.

VESAİK MUKABİLİ İŞLEMDEKİ RİSKLER

TAHSİL VESAİKİNİN İTHALATÇI İÇİN DEZAVANTAJLARI 

  • İthalatçı mal bedelini ödemeden veya poliçeyi kabul etmeden malları göremez (Tahsil vesaikinin yapısından kaynaklanan bu duruma ters bir uygulama kimi ülkelerde görülebilmektedir.)
  • Poliçenin kabul edilmesi söz konusu olduğunda yasal bir yükümlülük altına giren alıcı ticari saygınlığını ortaya koymakta, bir anlamda ipotek altına almaktadır.
  • İhracatçının saygınlığı, iyi niyeti ve malları siparişe uygun olarak hazırlayıp hazırlamadığı konusunda tam anlamıyla emin olamaz. Bu riski azaltmanın en iyi yolu gözetim raporu istemektir.

TAHSİL VESAİKİNİN İHRACATÇI RİSKLERİ 

  • İTHALATÇI TARAFINDAN MALLARIN KABUL EDİLMEMESİ :

Uygulamada en çok görülen risk, malların ithalatçı tarafından kabul edilmemesidir. Bunun nedeni o malın piyasa fiyatının saptanan fiyatın altına düşmesi olabilir. Satıcının sözleşme koşullarını yerine getirmedeki önemsiz ve amaçlı olmayan bir yanlışını öne süren alıcı malları reddederek yeni ve kendi lehine olan düşük fiyattan yararlanma yoluna gidebilir. Böyle bir tutum karşısında ihracatçı hayli güç bir durumda kalabilmektedir. Malları yabancı bir ülkede beklemekte ve büyük bir olasılıkla da depolama giderleri artmaktadır. Yeni bir alıcı bulunsa bile mallar daha düşük bir fiyattan satılabilmektedir. Bu tür bir olanağın bulunmaması durumunda malların ithal ülkesinden getirilmesi gerekmektedir.

  • POLİÇENİN VADESİNDE ÖDENMEMESİ

İhracatçıların karşılaşabileceği diğer bir risk de ithalatçının kabul etmiş olduğu poliçeyi vadesi geldiğinde ödememesidir. İhracatçı, görüldüğünde ödemeli bir poliçe karşılığında satış yapmaya göre çok daha dezavantajlı bir durumdadır. Çünkü ithalatçı poliçeyi kabul etmekle belgeleri almaya hak kazanmıştır. Bunun sonucu olarak da malları çekecektir. Bir başka ifadeyle ihracatçı mallarını kaybetmiş de olabilecektir. Görüldüğünde ödemeli bir poliçenin bedelini ödemeyen ithalatçıya belgeler verilmeyecek, malları çekemeyecek, ihracatçı da mallar üzerindeki sahipliğini koruyor olacaktır.

  • KAMBİYO KISITLAMASI

İhracatçı için risklerden bir diğeridir. İthalatçı iyi niyetli olduğu halde, ülkesinin döviz tahsisi uygulaması ihracatçının parasını almasını geciktirebilir, hatta tümüyle engelleyebilir. Bu bağlamda, daha genel bir anlatımla ülke riski ihracatçı için düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken önemli bir konudur.

  • ALICININ MALİ GÜÇLÜK İÇİNDE OLMASI

Alıcının mali güçlüklerle karşı karşıya kalmış olması durumu da satıcıyı güç durumda bırakacaktır. Çünkü alıcı belgeleri almak için gerekli tutarı ödemeyecektir.

  • ALICININ BASİRETLİ TACIR GİBİ DAVRANMAMASI

Satıcı bilmeden ticari ahlaktan yoksun bir alıcı ile bağlantıya girmiş olabilir. Bu kişi geçerli hiçbir neden bulunmaması durumunda malları almama tehdidinde bulunarak satıcıyı malını düşük fiyattan satmaya zorlayabilir. Satıcı istemeden böyle bir durumu kabullenmek zorunda kalabilir.

Vesaik mukabili işlem, en azından peşin ödeme ve mal mukabilinden daha iyidir. İhracatçının riski var olsa da, kontrol tam  olmasa da kendisindedir.

REŞAT BAĞCIOĞLU

Ticaretle ilgili alım-satım ve danışmanlık taleplerinizi https://satinalmadergisi.com/ticaritalep/ sayfasından iletebilirsiniz.

Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi

Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi Satın Alma Eğitimi
Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi

Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi

Prof. Dr. Murat Erdal merdal@istanbul.edu.tr
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı

Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi Satın Alma Eğitimi
Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi

Her geçen gün, dünyada yaşanmakta olan problemlere bir yenisinin eklendiğini ve işlerin giderek zorlaştığını “Tedarik Zincirinin Amacı Ne?” başlıklı yazımda vurgulamıştım. Pandemi sıkıntıları ve yeni normal çalışma koşulları ile geçen zaman içerisinde gündeme Rusya-Ukrayna savaşı eklendi. Karşılıklı yaptırımlar ve yeni ekonomik kararların rotasında tedarik zinciri sorunlarının büyüdüğünü gözlemlemekteyiz. Bu yazımda genel hatları ile küresel tedarik zinciri atmosferini değerlendireceğim.

Tam erişim için profesyonel üyelik gereklidir. Üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz. Üye iseniz giriş yapınız.
Hesap Oluştur

Gelecek yazımdan başlayarak tedarik zinciri ekosisteminde yer alan pek çok konuyu etraflıca değerlendirmeye devam edeceğim.

Daha fazla okuma için;  

Tedarik Zincirinin Amacı Ne? 

Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitim Programlarını İncelemek ve Eğitim Kataloğumuzu İndirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edininiz.

Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitim Teklifleri Hazırlama Eğitim Programları
Eğitim Programlarını İncelemek ve Eğitim Kataloğumuzu İndirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edininiz.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ EKİPLERİ İÇİN

Satın alma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi
Eğitim İçeriği için Eğitim Kataloğunu https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirebilirsiniz.
Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

 Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitimi
Eğitim taleplerinizi egitim@satinalmadergisi.com a iletebilirsiniz.

Şirketinize Özel Eğitim Programlarımızı (4-6 günlük) İncelemek için
https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ


Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

KİTAP:
SATIN ALMA VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
Kitap temini için E- MAĞAZA yı ziyaret ediniz. 

PROF. DR. MURAT ERDAL

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.