Çikolata Kıtlığı Geliyor, Kakao Üreti̇mi̇ Yüzde 40 Düştü, Kakao Fi̇yatları Uçuşa Geçti̇ !

Satınalma Eğitimi çikolata Kıtlığı Geliyor, Kakao üreti̇mi̇ Yüzde 40 Düştü, Kakao Fi̇yatları Uçuşa Geçti̇
Dünya çapında çikolata üreticilerinin gözü kakao tarlalarına çevrilmiş durumda. Batı Afrika’da etkili olan virüs salgını ağaçları öldürdü. Gübre yetersizliği de eklenince üretim yüzde 35-40 düştü. Kakao fiyatları şimdiden yüzde 140 artmış durumda. Patiswiss Yönetim Kurulu Başkanı Elif Aslı Yıldız, “Tüketim azalmazsa çikolata bulunamaz hale gelebilir. Fiyatlar kısa süre içerisinde artacak” dedi.
Satınalma Eğitimi çikolata Kıtlığı Geliyor, Kakao üreti̇mi̇ Yüzde 40 Düştü, Kakao Fi̇yatları Uçuşa Geçti̇Çikolata pek çok kişi için mutluluk kaynağı olarak görülüyor. Ancak bu tatlı atıştırmalık, şu sıralar üreticisine mutluluk getirmiyor. Dünya çapında kakao fiyatları bir süredir kesintisiz olarak artıyor. Uzmanlar fiyat artışlarına gerekçe olarak, üst üste dördüncü sezonda da süren üretimdeki düşüşe işaret ediyor. Kakao fiyatlarındaki artışın, çikolata severlerin cebini vurabileceği belirtiliyor.
Kakao kıtlığının sebebi ise üretimin neredeyse tamamının yapıldığı Batı Afrika bölgesinde yayılan bir hastalık. Tedavisi bulunmayan virüs kaynaklı hastalıktan kurtulmanın tek yolu, ağaçları kesip yerlerine yenisini dikmek. Salgın bu sezon, önceki yıllardan daha kötü seyrederken, yeni ağaçlarsa henüz en verimli yaşlarında değil. Hava koşulları da yardımcı olmuyor. Kuru ve sıcak hava taşıyan El Nino fenomeni, en büyük kakao üreticileri Fildişi Sahilleri ve Gana’da verimliliği önemli ölçüde düşürüyor.
Çi̇kolata Fi̇yatları Kısa Sürede Artacak !
Çikolata krizi ile ilgili açıklama yapan Elif Aslı Yıldız, şunları söyledi; “Bu konuda çok fazla bilgi kirliliği var. Kakao ağaçlarını etkileyen virüsle ilgili net bir bilgi yok. El Nino derken iklim krizi derken, Ukrayna savaşından dolayı gübrenin yetersiz kalmasının da etkisiyle limanlara yüzde 30-35 daha az kakao ulaşmış durumda. Biz yüzde 3-5 bir etkilenme bekliyorduk yüzde 35-40 bir azalış beklemediğimiz bir azalış oldu. Maalesef bu durum kakao fiyatlarına bir yılda tonunda 2 bin pound’dan 4 bin 800 pound’a çıkmasına neden oldu. Maalesef bu yüzde 140’lık artış fiyatlara çok kısa sürede yansıyacak. Fiyatlara yansıtmamak için elimizden geleni yapıyoruz ancak TL’deki değer kaybından bağımsız bir durumla karşı karşıyayız. Tüketimin de dünyada yüzde 10 azalması gerekiyor. Yoksa önümüzdeki dönemde çikolataya ulaşmak zorlaşacak. Çikolata alırken mutlaka etiketlere bakılmalı. Güvendiğiniz markaları tercih edin, çünkü bazı üreticiler kakao yerine başka reçetelere yönlenebilir.”
Kakao Fabri̇kaları Üreti̇mi̇ Durdurdu
Fildişi Sahilleri ve Gana’daki büyük kakao fabrikaları, tohum maliyetlerini karşılayamadığı için üretimi kısma veya durdurma kararı aldı. Dünyadaki kakao üretiminin yüzde 60’ını karşılayan iki ülkeden gelen haberlerin ardından, tüm dünyada çikolata fiyatlarını keskin bir şekilde artırması bekleniyor. Son üç yılda iklim koşulları nedeniyle kakao hasadının azalması çikolata üreticilerini zaten fiyat artışına itmişti. Üretim kesintisinin 4. yıla uzamasıyla birlikte durumun daha da kötüleşeceği tahmin ediliyor.

29. Marble İzmir için Geri Sayım Başladı

Satınalma Eğitimi 29. Marble İzmir Için Geri Sayım Başladı

Bu yıl 29.’su düzenlenecek Marble İzmir – Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 17 – 20 Nisan 2024 tarihleri arasında sektörü fuarizmir’de bir araya getirecek. Türk doğal taşının dünyaya açılan kapısı olan Marble İzmir’de, hollerin ve dış alanın tamamı katılımcılara tahsis edilirken hem yurt içi hem de yurt dışından sektörün yoğun talebi nedeniyle fuarda tüm tahsisler tamamlandı ve boş yer kalmadı.  150 bin metrekareyi aşan açık ve kapalı alanda binin üzerinde katılımcının yer alacağı Marble İzmir, dört gün boyunca Türkiye ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri ağırlayacak.

Satınalma Eğitimi 29. Marble İzmir Için Geri Sayım Başladıİzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen doğal taş sektörünün en büyük küresel buluşması Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, sağladığı ticaret hacmiyle bu yıl da sektöre umut olmaya devam edecek. Fuarda, tüm doğal taş firmaları fuarizmir’in kapalı hollerinde yer alırken C holünün büyük bir kısmı ile D holünün tamamı makine ve teknoloji firmalarına tahsis edildi. Blok mermer alanı da geçtiğimiz yıl olduğu gibi renk renk, çeşit çeşit yüzlerce blok doğal taşın sergileme alanı olacak.

Yalnızca Doğal Taş ve Doğal Taş Ürünleri ile Makineler ve Teknolojileri Sergilenecek

Bu yıl Marble İzmir’de; sektör temsilcilerinden gelen talepler üzerine alınan karar doğrultusunda, yalnızca doğal taş ve doğal taş ürünleri ile makine ve teknolojileri sergilenecek.

1998 yılından bu yana Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) üyesi olan Marble İzmir, Türk doğal taşının dünyaya açılarak pazar payını arttırması ve yeni pazarlara ulaşılması açısından büyük önem taşıyor. Marble İzmir’in ilk yılında Türkiye’nin doğal taş ihracatı 77 milyon dolarken yıllar içinde fuarın da katkısı ile ihracat 2 milyar dolar seviyelerine geldi. Sektör fuarı, fuar da sektörü büyüttü ve Marble İzmir, yıllar içinde doğal taş ihracatının can damarı haline geldi. Türkiye’nin doğal taş sektöründe dünya rezervlerinin üçte birine sahip olma avantajı yanında, renk ve desen zenginliğine de sahip olmasının da etkisiyle son 10 yılda, doğal taş ihracatı, Türkiye ekonomisine yaklaşık 20 milyar dolarlık katkı sağladı. Bu yılın ilk iki ayında Türkiye doğal taş ihracatı, geçen yıla oranla yüzde 5 yükselişle 274 milyon dolar oldu. Fuarın bu yıl da geçmiş yıllardan daha büyük bir ticaret hacmi yaratması ve doğal taş sektörüne ihracatta yeni hedeflere ulaşması için katkı sağlamaya devam etmesi bekleniyor. Fuara olan ilgi ve talep, doğal taş sektörünün uluslararası platformlarda daha da güçlenmesini sağlarken Türkiye’nin bu alanda liderliğini de pekiştiriyor.

100 Bine Yakın Ziyaretçiyi Ağırlaması Bekleniyor

İlk yılında Kültürpark’ta 47 yerli katılımcısıyla başlayan ve 4 bin 719 kişiyi ağırlayan Marble İzmir Fuarı, geçtiğimiz yıl 167’si ülke dışından olmak üzere 1015 katılımcıya ulaşırken 148 ülkeden 9 bin 56’sı yabancı olmak üzere toplam 79 bin 153 ziyaretçiyi ağırlamıştı. Fuarın bu yıl Türkiye ve dünyanın dört bir yanından 100 bine yakın ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor.

Alım Heyetleri ile Ticaret Hacmi Artacak

Marble İzmir için ABD, Orta Doğu ile Asya ve Avrupa bölgelerindeki ticari ataşeliklerle işbirlikleri yapılırken fuara dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçi bekleniyor. Ticaret Bakanlığı’nın ihracata yönelik destekleriyle Ege Maden İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği ile ortak yürütülen üç farklı alım heyeti programı düzenlenecek. Bu programlar kapsamında hedef ülke olarak belirlenen Birleşik Krallık, Güney Kore, Fransa, İtalya, Bahreyn, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Umman, Katar, Kuveyt ve Azerbaycan’dan yüzlerce yabancı müşteri ağırlanacak. Fuar süresince düzenlenecek B2B görüşme programlarıyla katılımcı firmaların müşterilerle hızlı ve etkili biçimde görüşmesi sağlanacak. Web sayfası üzerinden Avustralya’dan İtalya’ya, ABD’den Çin’e kadar dünyanın her kıtasındaki toplam 59 ülkeden yabancı ziyaretçi başvuru kaydı alındı.

Marble İzmir’de; doğal taş ve ürünleri ile madencilik sarf malzemeleri, fabrika ve atölye sarf malzemeleri, madencilik makineleri, iş makineleri ve ağır ekipmanlar, fabrika ve atölye makineleri, çevre koruma, geri dönüşüm ve kazanım sistemleri, sektörel kuruluşlar, bilgi işlem ve yazılım firmaları, nakliye ve lojistik hizmetler, finansman ve kredilendirme hizmetleri, kamu ve resmi kurumlar, dernek, birlik ve STK’lar, medya kurum ve kuruluşları katılımcı olarak yer alacak. Fuarın ziyaretçi profilini ise tüm dünyadan doğal taş işleme makine ve teknolojileri bayi ve toptancıları, doğal taş uygulamacıları, inşaat ve taahhüt şirketleri, proje yönetim ve danışmalık şirketleri, yapı denetim şirketleri, mimarlık ofisleri, yapı marketler, yapı malzemeleri toptancıları, perakendeci ve dağıtıcıları, inşaat makineleri bayi ve toptancıları, madencilik ve doğal taş şirketleri oluşturuyor.

“Değişik” Tasarımlar Marble İzmir’le Hayat Buluyor

Fuar kapsamında doğal taş tasarım yarışması da düzenleniyor. Marble İzmir, bu yıl 6.’sı düzenlenen Uluslararası Değişik Doğal Taş Tasarım Yarışması’yla da genç tasarımcıları sektörün yenilikçi firmalarıyla bir araya getiriyor. Doğal taş ihracatının, tasarım ve mimariyle desteklenerek katma değeri yüksek ürünlerle yapılmasıyla artması, Türk doğal taşının pazarda yenilikçi yüzünün ortaya konulmasının amaçlandığı yarışmada hayata geçirilecek özgün tasarımlar, Marble İzmir’de ziyaretçilerle buluşacak. Yarışmaya, bu yıl, 20 ülkeden genç tasarımcı adayları doğal taş kullanarak oluşturdukları toplam bin 265 projeyle katıldı. Tasarımcıların, jüri değerlendirmesi sonucu finale kalan 34 projesi, sektörün yenilikçi firmaları tarafından hayata geçirilecek ve ödül kazananlar 29. Marble İzmir Fuarı’nda belli olacak.

İzmir’de Marble Bereketi Yaşanacak

Marble İzmir; sektöre ve yan sektörlerine, ihracata, istihdama katkı sağlamasının yanı sıra önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da turizmden konaklamaya, ulaşımdan yiyecek içecek sektörüne kadar birçok alanda kent ve ülke ekonomisine de pozitif etki sağlayacak. Fuar nedeniyle kente gelecek yerli, yabancı katılımcı ve ziyaretçiler, İzmir’de Marble bereketini hissettirecek.

Marble Mobil Uygulaması Bilgilendirip Kolaylık Sağlıyor

Geçtiğimiz yıl hazırlanan Marble İzmir mobil uygulaması bu yıl da bilgilendirici bir rehber olma özelliğini sürdürecek. Uygulama, dünyanın her yerinden Marble İzmir’i duyan, gelmek isteyen, alım yapmak, ürünlerden haberdar olmak isteyen herkesi bilgilendirecek. Telefon ve akıllı cihazlarda kullanılabilen uygulama aracılığıyla Marble İzmir’e ve firmalara dair tüm bilgilere ulaşılabilecek. Hem Apple Store hem de Google Play’den cep telefonu ve tabletlere indirilebilen, Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanan uygulama, katılımcı ve ziyaretçilere kolaylık sağlayacak.

Karbon Ayak İzini Azaltmamanın İhracata Yıllık Etkisi 3.3 Milyar Euro

Satınalma Eğitimi Karbon Ayak İzini Azaltmamanın İhracata Yıllık Etkisi 3.3 Milyar Euro

Avrupa Birliği’nin iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla getirdiği ‘Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’ (SKDM), 2026’da tamamen hayata geçirilecek. Hazırlık ve geçiş sürecini kapsayan son 2 yılda emisyon ticaret sistemini kurması gereken Türkiye, sisteme entegre olamazsa ihracatta önemli sıkıntılar yaşayacak.

Satınalma Eğitimi Karbon Ayak İzini Azaltmamanın İhracata Yıllık Etkisi 3.3 Milyar EuroTürkiye’nin ilk sürdürülebilirlik yönetim şirketi Altensis’in Yönetici Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, “ Karbon maliyetlerinin 2022 yılı düzeyinde kalması durumunda SKDM’nin Türkiye’nin AB-27’ye ihracatına olası etkisi, yıllık yaklaşık 3.3 Milyar Euro. Çimentodan tarıma kadar pek çok sektörü bir dizi önlem bekliyor” dedi.

Avrupa Birliği’nin (AB) iklim değişikliğiyle mücadele çabasını küresel düzeyde artırmak amacıyla karbon emisyonlarını azaltmak için getirdiği ‘Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’ (SKDM), 2026 yılında tamamen hayata geçirilecek. Bu mekanizma ile AB içinde uygulanan Emisyon Ticaret Sistemi’ne eşdeğer bir karbon fiyatlandırmasının SKDM kapsamına giren ürünlerin ithalatı aşamasında da uygulanması, Türkiye’yi ihracatta önemli bir eşiği geçmeye hazırlıyor.

Emisyon Ticaret Sistemi Kurulup Uyum Sağlanmalı 

Yeşil binalar ve sürdürülebilirlik alanında danışmanlık veren Altensis’in Yönetici Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, ülkemizin 2023 yılında başlayan hazırlık ve geçiş sürecini tamamlaması için sadece 2 yıl kaldığını, bu sürede emisyon ticaret sistemi kurması ve uyum sağlaması gerektiğini hatırlattı.

Türkiye’nin SKDM sürecini sorunsuz atlatmak için herhangi bir mali yükümlülüğün söz konusu olmadığı bu dönemde gerekli olan önlemleri almasının elzem olduğuna dikkat çeken Ilıcalı, “Yapılan araştırmalar, karbon maliyetlerinin 2022 yılı düzeyinde kalması durumunda SKDM’nin Türkiye’nin AB-27’ye ihracatına olası etkisinin, yıllık yaklaşık 3.3 milyar euro olarak hesaplandığını gösteriyor. Bu durum, özellikle çimento, elektrik, diğer mineral ürünleri, tarım ve demir-çelik sektörlerinde ihracat gelirinde düşüş yaşanabileceğini bize gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

Enerji Yoğun Sektörler, Nelerle Karşılaşacak?

Ilıcalı, bu düzenlemenin başta demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre ve elektrik olmak üzere karbon kaçağı riskinin en yüksek olduğu, enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren sektörlerdeki işletmeleri etkileyeceğini kaydetti. SKDM’nin AB’ye ihracat yapan ülkelerin ürünlerinin pazardaki rekabetçiliğini etkileyebilecek maliyet artışları yaşayacağını ifade eden Ilıcalı, “İhracatçılar, AB’nin karbon düzenlemesine uyum sağlamak için karbon yoğun üretim süreçlerini iyileştirmek, karbon emisyonlarını azaltma yatırımları yapmak veya SKDM kapsamında vergi ödemek gibi ek maliyetlerle karşılaşabilirler” dedi.

Şirketler için İlk Kritik Adım, Karbon Ayak İzini Ölçmek 

Enerji yoğun sektörlerdeki şirketlerin karbon ayak izlerini ölçmeye başlamasının çok önemli bir adım olacağını vurgulayan Ilıcalı, bunun için piyasada farklı kapsam ve ölçeklere göre hizmet veren birçok yazılım çözümü bulunduğunu belirtti. Ilıcalı, atılması gereken diğer adımları şöyle aktardı: “İkinci adımda şirketler, ölçüm sonuçlarını analiz ettikten sonra üretim süreçlerini daha verimli hale getirmeli ve yenilenebilir enerji kaynakları ile daha az karbon emisyonu üreten teknolojilere yatırım yaparak karbon ayak izlerini azaltmalı. Tedarik zincirindeki karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik stratejilerin geliştirilebilmesi için tedarikçi ve son kullanıcı tarafında da gerekli takip mekanizmasının kurularak bilgi akışının sağlanması önceliklendirilmeli.”

Hükümet Teşvikleri ve Uluslararası İş Birlikleri, Süreci Desteklemeli 

Türkiye’nin bu süreci sorunsuz atlatması için kamu düzeyinde atılması gereken adımlara da değinen Ilıcalı, yeşil teknolojilere geçiş ve karbon salımını azaltma çabalarının hükümet tarafından verilecek mali teşvikler ve desteklerle özendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bunun özellikle yüksek başlangıç maliyetleri nedeniyle yeşil dönüşüme geçişte tereddüt eden şirketler için önemli bir motivasyon kaynağı olabileceğine işaret eden Ilıcalı, Türkiye’nin kendi karbon vergilendirme ve ticaret sistemlerini geliştirmesinin de SKDM’ye uyum sürecini kolaylaştırarak uluslararası normlara uyumu teşvik edebileceğini kaydetti.

Türkiye’nin SKDM gibi küresel çapta önemli düzenlemelere uyum sağlama konusunda diğer ülkelerle ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapmasının gerekli olduğunu belirten Ilıcalı, şöyle devam etti: “Bu tür işbirlikleri, en iyi uygulamaların paylaşılması ve teknik destek alınması açısından değerli olabilir. Bununla birlikte düşük karbonlu teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması kadar; şirketlerin ve tüketicilerin karbon düzenlemesi konusunda bilgilendirilmesi de oldukça önemli. Bu konudaki farkındalıklarının artırılması gerekiyor. Bu sayede, sürdürülebilir tüketim ve üretim pratikleri konusunda daha bilinçli kararlar alınabilir.”

Sürdürülebilir Kalkınmaya Giden Yolda Önemli Bir Eşikteyiz

Türkiye’nin SKDM gibi önemli çevresel düzenlemelere uyum sağlarken aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma yolunda önemli adımlar atmış olacağını kaydeden Ilıcalı, “Bu süreçte, çevresel sürdürülebilirliği ekonomik büyüme ile entegre etmenin ülkemizin uzun vadeli refahı için hayati öneme sahip olduğunu düşünüyorum. AB ile ticarette önemli bir yere sahip olan Türkiye’nin, SKDM gibi düzenlemelere proaktif bir yaklaşım sergileyerek, hem ekonomik çıkarlarını koruması hem de sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması önem arz ediyor. Bu sürecin, Türk sanayisinin dönüşümünü hızlandırması ve uluslararası ticarette rekabetçiliğini korumasına yardımcı olacağına inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.

TÜİK 2023 Yılı İşgücü İstatistikleri Açıklandı: İstihdamda Zirve Hizmet Sektörünün

Satınalma Eğitimi Tüi̇k 2023 Yılı İşgücü İstatistikleri Açıklandı İstihdamda Zirve Hizmet Sektörünün

TÜİK tarafından 2023 yılına ait İşgücü İstatistikleri açıklandı. İşsiz sayısı bir önceki yıla göre 318 bin kişi azalarak 3 milyon 264 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,0 puan azalarak yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleşti. İstihdam, bir önceki yıla göre 880 bin kişi artarak 31 milyon 632 bin kişi oldu. En çok istihdam artışı ise hizmet sektöründe görüldü. Eleman.net CEO’su Levent Dicle, geçen yıl yaşanan deprem felaketinden dolayı bölgedeki tarım ve sanayi istihdamının düştüğüne dikkat çekti ve deprem sonrasındaki yeniden inşa sürecinin de inşaat sektöründe istihdamı artırdığına vurgu yaptı.

Satınalma Eğitimi Tüi̇k 2023 Yılı İşgücü İstatistikleri Açıklandı İstihdamda Zirve Hizmet SektörününTürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Türkiye İşgücü İstatistikleri 2023 yılı verilerini açıklandı. Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre, 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre 318 bin kişi azalarak 3 milyon 264 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,0 puan azalarak yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7 iken kadınlarda ise yüzde 12,6 olarak görüldü.

İstihdam 880 Bin Kişi Arttı

TÜİK verilerine göre istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre 880 bin kişi artarak 31 milyon 632 bin kişi oldu. İstihdam oranı ise 0,8 puan artarak yüzde 48,3 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,7 iken kadınlarda yüzde 31,3 olarak gerçekleşti.

Yeniden İnşa Süreci inşaat Sektöründe İstihdamı Artırdı

Türkiye’nin mavi yaka ve ara kademede lider istihdam platformu Eleman.net CEO’su Levent Dicle, ‘’2023 işgücü verilerinde ana belirleyici geçen yıl yaşadığımız büyük deprem felaketi olmuştur. Özellikle bölgedeki sanayi ve tarım sektörünün istihdamında düşüş yaşandı. Deprem sonrasında başlayan yeniden inşa süreci ise inşaat sektöründeki istihdamı artırdı. Ayrıca yaşanan iç göçle birlikte, daha önce tarım ve sanayide istihdam edilen çalışanlar hizmet sektörüne yöneldi. Hizmet sektöründeki istihdam artışını buna bağlayabiliriz. Geçirdiğimiz zor yıla rağmen işsizliğin tek haneli rakamlarda dolaşması gelecek açısından umut verici.”

Tarım ve Sanayide İstihdam Azaldı

2023 yılında istihdam edilenlerin yüzde 14,8’i tarım, yüzde 21,2’si sanayi, yüzde 6,3’ü inşaat, yüzde 57,6’sı ise hizmet sektöründe yer aldı. Böylece 4 milyon 695 bin kişi tarım sektöründe, 6 milyon 711 bin kişi sanayi sektöründe, 1 milyon 997 bin kişi inşaat sektöründe, 18 milyon 230 bin kişi hizmet sektöründe istihdam edildi. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 1,1, inşaat sektörünün payı 0,3 puan artarken, tarım sektörünün payı 1,0, sanayi sektörünün payı 0,5 puan azaldı. Bu oranlar neticesinde istihdam edilenlerin sayısı tarım sektöründe 171 bin kişi azalırken, sanayi sektöründe 48 bin, inşaat sektöründe 151 bin, hizmet sektöründe 852 bin kişi arttı.

En Çok Güvenlik Görevlisi İstihdam Ediliyor

Türkiye’nin mavi yaka ve ara kademede lider istihdam platformu Eleman.net’in 2023 yılı verilerine göre ise en çok güvenlik görevlisi, temizlik görevlisi, üretim elemanı, çağrı merkezi elemanı, satış danışmanı, üretim elemanı, muhasebeci, depo elemanı, şoför ve kasiyer mesleklerinde istihdam yaratıldı.

En Yüksek İstihdam Oranı Trakya’da Görüldü

TÜİK verilerine göre en yüksek istihdam oranı yüzde 54,5 ile Trakya Bölgesi’nde (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise yüzde 37,5 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt şehirlerini kapsayan bölgede oldu.

İşgücüne Katılma Oranı Yüzde 0,2 Arttı

TÜİK İşgücü İstatistikleri’ne göre işgücü, 2023 yılında bir önceki yıla göre 562 bin kişi artarak 34 milyon 896 bin kişi oldu. İşgücüne katılma oranı ise 0,2 puan artarak yüzde 53,3 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,2, kadınlarda ise yüzde 35,8 oldu.

En yüksek işgücüne katılma oranı yüzde 59,0 ile Trakya Bölgesi’nde gerçekleşti. En düşük işgücüne katılma oranı ise yüzde 42,3 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt şehirlerini kapsan bölgede oldu.

Genç Nüfusta İşsizlik Oranı Azaldı

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı 2023 yılında bir önceki yıla göre 2,0 puan azalarak yüzde 17,4 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı, erkeklerde yüzde 14,3, kadınlarda ise yüzde 23,2 olarak gerçekleşti.

Geniş Tanımlı İşsiz Oranı Yüzde 22,8 Oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılında bir önceki yıla göre 1,5 puan artarak yüzde 22,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,4 iken, işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak gerçekleşti.

En Yüksek İşsizlik Oranı Doğu’da Gerçekleşti

En yüksek işsizlik oranı yüksek yüzde 17,2 ile Van, Muş, Bitlis, Hakkari şehirlerinin kapsadığı bölgede gerçekleşti. İşsizlik oranının en düşük olduğu bölge ise yüzde 4,9 ile Kastamonu, Çankırı ve Sinop oldu.

Nereden Nereye Geldik – Bölüm 2

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Bölüm 2

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Bölüm 2Dün Gelirimiz Neydi

Geçmiş zamanlarda kazandığımız paranın bir bereketi ve hayrı olurdu. Çalıştığımız bankadan aldığımız maaş dışında yılda bir defa da olsa bankanın elde ettiği kâr üzerinden çalışanlarına temettü dağıtırdı. Temettü almak ve temettüyü beklemek ayrı bir heyecan yaratırdı bizlerde. Çalışma arkadaşlarımızın alacağı temettü kıdem, bürüt maaş miktarı ve bankaya sağladığı performans üzerinden belirlenirdi. Abartmadan söylemek gerekirse aldığımız temettü ile pek çok arkadaşımız ya bir gayrimenkul yatırımı yapabiliyor veya orta halli bir otomobil alabiliyordu.

Çalışanların gerçek anlamda enflasyona karşı reel bir getirisi vardı, kazancının bereketi ve alım gücü vardı.

Pek Çok Devlet Okulunda Eğitim Kalitesi Tartışılmayacak Kadar Yüksek Kalitede ve Nitelikteydi

Klasik Araç GörselDevlet okulları ile özel okulların kalitesi adeta yarışır düzeyde idi. Temel düzeyde devlet okullarındaki oldukça donanımlı, liyakatlı, mesleğinde parmakla gösterilen başarılı öğretmenlerin yetiştirdiği öğrencilerin pek çoğu farklı okul ve üniversitelere girebiliyordu. Öğrencinin eğitim ve öğretim hayatında yükselmesine basamak teşkil eden bilgiler öğretiliyordu. Öğrencinin temel eğitiminin oldukça önemli olduğu dün ve bugün, öğrencinin iş hayatına atıldığında okuduğu okul ve aldığı eğitimin kalitesi son derece önemli bir referans olacaktır.

İş dünyasının okular ve eğitim kalitesi konusunda dikkate değer araştırmaları olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.

Kazancımızdan Tasarruf Edebiliyorduk

Geçmiş zamanda çalışma hayatımızda bırakın aylık gelirimizin harcamalarımıza yetmemesini, aldığımız aylık normal yaşamımızı idame ettirmemize ve aynı zamanda tasarruf etmemize de olanak sağlıyordu.

“Ak akçe kara gün içindir” misali çalışma hayatımda yapmış olduğum tasarruflar normal yaşam standardımı sıkıntıya sokmamıştır.

Özetlemek gerekirse kazancımız sayesinde kimselere muhtaç olmuyorduk. Gelirimizi aşan bir gayrimenkul satın alınacağında ise rahatlıkla borçlanabiliyorduk ve gelirimizle, makul seviyedeki taksitlerimizi ödeyebiliyorduk.

Tasarruf Yapmaya Değer Enflasyonun Üzerinde Pozitif Faiz Vardı

Aynen öyle idi. Piyasada enflasyonun bir tık üzerinde faiz oranları vardı. Para kazanan bordrolu çalışanlar aynı zamanda tasarruf yaptıklarında, ilave bir faiz kazançları olabiliyordu. Tasarrufun temelinde pozitif bir faizin var olması ve tasarruf sahibinin birikimlerini mevcut enflasyona karşı koruyabilmek esası söz konusu idi.

Negatif faiz uygulamasının tasarrufları törpüleyeceğini, tasarruf yapan kişilerin negatif faiz elde etmeleri sonucunda fiili olarak zarar edebileceklerinden, tasarruf sahipleri tasarruf etme yerine, erteledikleri ihtiyaçlarını veya enflasyondan daha hızlı fiyat artışı sağlayan ürünlere eğilim gösterdiklerinden harcamayı teşvik etmektedirler.

Dünyada Negatif Faiz Uygulaması Hemen Hemen Sonlandırılmış Durumdadır.

Negatif Faiz, Harcamaları Teşvik Ediyor.

Kaynak: https://sigortagundem.com/dunyada-negatif-faiz-donemi-sonlandi/

ABD’de Enflasyon Yıllık 3.4, Piyasa Faizi İse % 5.25 – 5.50 Arası

Dolar Görsel IkiABD enflasyonu 2023’ün son ayında beklentiden hızlı arttı ve FED’in yakında faiz indirimlerine başlayacağı yönündeki piyasa beklentilerini sekteye uğrattı. ABD TÜFE Aralık ayında yıllık yüzde 3,4 artış kaydederek son üç ayın en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Aylık TÜFE de yüzde 0,3 ile yüzde 0,2’lik beklentinin üzerinde gerçekleşti.

Japonya, Negatif Faizleri Sonlandırarak 17 Yıl Sonra İlk Kez Faiz Artırdı

Banka, kısa vadeli faiz oranlarını yüzde eksi 0,1’den yüzde 0 ila yüzde 0,1 aralığına yükseltti. Böylece, BoJ, 17 yıl sonra yaptığı ilk faiz artırımıyla, dünyanın önde gelen merkez bankaları arasında negatif faiz politikasını terk eden son banka oldu.

Kaynak: https://www.bloomberght.com/abd-de-aralik-enflasyonu-aciklandi-2345478

Pozitif faiz kişileri tasarrufa, negatif faiz ise harcamaya yöneltir. Dünümüze geri dönecek olursak, çalışma hayatım içinde pozitif faizlerin tasarruf yapmaya olumlu etkisini fazlasıyla gördüm.

Laf nereden nereye geldi değil mi ? Dünü anlatırken bugünkü piyasanın faiz koşullarını anlatıyorum. Önce dünü anlatıp sonrasında bugüne değineceğiz elbette. Dünden haberimiz olmadan, dünkü koşulların ne olduğunu bilmeden bugünkü koşulları anlatmak biraz abartı gibi gelebilir. Faiz demişken yine aklıma geldi kim derdi ki bankalar arası piyasada gecelik faiz oranlarının % 3.000 hatta sadece tek gece de olsa % 10.000 olduğunu. Faizlerin hangi yıl bu şekilde tepe yaptığını hatırlayacak mısınız bakayım ??

Hep Dünde mi Kalaydık ?

Elbette dünde kalmak isteyen geride kalır, gelişen teknoloji ve olanaklardan yararlanamazdı.

Düne dair anlatacaklarım elbette bunlarla sınırlı değil. Emekli, asgari ücretliden tutun da evimizin sadık köpeği Bobby’nin karnı maalesef aç. Köpeğimiz Bobby’nin karnının neden aç olduğunu haftaya kaleme alacağım makalemde söylerim. Bobby’nin karnının tam doymamasında mahalle kasabımızın da payı var elbet.

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Bölüm 2Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Ramazan Döneminde Gıda Lojistiği Ön Plana Çıkıyor

Satınalma Eğitimi Ramazan Döneminde Gıda Lojistiği ön Plana çıkıyor

Ramazan dolayısıyla lojistik alanında hareketlilik yaşandığını ifade eden Akca Lojistik Genel Müdürü Enes Akça, “Özellikle soğuk zincir ile taşınması gereken gıdalar tarafında titiz çalışmak çok önemli. Gıda ve tarım ürünlerinin soğuk zincirle taşınması, sürecin doğru yönetilmesi açısından kritik rol oynuyor. Soğuk zincirle yönetilen bir gıda ürününde zincirin kırıldığı durumlarda gıda ürünün formu bozulur ve tamamen kullanılamaz hale gelir. Bu, ülke ekonomisi adına da büyük bir israf anlamına geliyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2023 yılı israf raporuna göre, gıda israfının yüzde 61’ini evsel atıklar, yüzde 26’sını hizmet sektörü yüzde 13’ünü ise perakende sektörü oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Satınalma Eğitimi Ramazan Döneminde Gıda Lojistiği ön Plana çıkıyorAkça,Ramazan ayında belirgin bir şekilde artan gıda taşımacılığında israfın önlenmesine yönelik çalışmalara dikkat çekti.

2023 yılı israf raporuna göre, dünyada her yıl 931 milyon ton, Türkiye’de ise her yıl 18,1 milyon ton gıda israf edildiğinin altını çizen Akça, ” Ramazan ayı dolayısıyla gıda sektöründe perakende ve ev dışı tüketime hizmet veren müşterilerimizin işlerindeki hareketlilik, lojistik tarafında sektörümüze de yansıyor. Bizim tarafta bu dönemde belirgin bir artış olduğunu söylemek mümkün. Gıda üreticileri, üretim sürecini bitirdikten sonra son kullanıcıya ulaşana kadar ürünlerini bize emanet ediyorlar. Bizim görevimiz, ürünlerin zamanında, taze ve formu bozulmadan son tüketicinin kullanımına sunulmasını sağlamak. Bizler gıdanın tüketiciye ulaşana kadar doğru şartlarda ve gerekli standartlarda muhafazasını sağlıyoruz.  Gıda ve tarım ürünlerinin soğuk zincirle taşınması, bu sürecin doğru yönetilmesi çok önemli” dedi.

Lojistik süreçlerin titizlikle yönetilmesinin önemini vurgulayan Akça, “Gıda lojistiğinde kaybın önüne geçebilmeniz için öncelikle soğuk zincirin kırılmamasına ve kontaminasyon (bulaşı) riskinin önlenmesine dikkat etmeniz gerekiyor. Bu süreçlerin doğru yönetilmemesi durumunda gıda ve tarım ürünlerinin depolanması ve taşınması sırasında ciddi kayıplarla karşılaşılabilirsiniz. Bu durum, ülke ekonomisi adına da büyük bir israf anlamına geliyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın 2023 yılı israf raporuna göre, gıda israfının yüzde 61’ini evsel atıklar, yüzde 26’sını hizmet sektörü yüzde 13’ünü ise perakende sektörü oluşturuyor. ” şeklinde konuştu.

Lojistik Teknolojik Altyapısıyla Güven Sağlamalı

Lojistik’in depolama tarafında özel oluşturulan iklimlendirilmiş bölgelerde gıda ve gıdayla ilişkili ürünleri depolanmasının önemini belirten Akça, “Gıda lojistiğinde olmazsa olmaz olan izlenilebilirliği teknolojik altyapının önemine vurgu yaptı. Gıda ürünlerinin taşınması sırasında uygun sıcaklık koşullarının korunması, depolama ve nakliye aşamalarında izlenebilirlik sisteminin etkin bir şekilde kullanılması gibi unsurlar, ürün kayıplarını minimize etmek ve gıda güvenliğini sağlamak adına vazgeçilmezdir. Lojistik süreci son derece iyi yöneterek hem müşterilerimizin hem de ülke ekonomimizin kayıplarını önlemek gerekmekte.” açıklamasını yaptı.

Avrasya’nın En Büyük Fuarı IBAKTECH 14. Kez Kapılarını Açıyor

Satınalma Eğitimi Avrasya'nın En Büyük Fuarı Ibaktech 14. Kez Kapılarını Açıyor

Alanında dünyanın ikinci, Avrasya’nın en büyüğü unvanına sahip uluslararası IBAKTECH Fuarı, 24-27 Nisan tarihleri arasında unlu mamül endüstrisi, çikolata- dondurma- tatlı üreticileri ve HORECA sektörü profesyonellerini 14. kez bir araya getirecek. Önceki yıllarda Avrupa, Afrika ve Orta Doğu bölgelerinden gelen 80 binden fazla profesyonel ziyaretçiyi ağırlayan IBAKTECH, katılımcılarına yeni pazarlara ulaşma fırsatları sunarken, sektör profesyonellerinin yatırım kararlarında önemli bir rol oynamaya devam edecek. Türkiye’nin önde gelen kuruluşları tarafından da desteklenen fuarda; 4 milyar dolar ticaret hacmi gerçekleşmesi hedefleniyor…

Satınalma Eğitimi Avrasya'nın En Büyük Fuarı Ibaktech 14. Kez Kapılarını AçıyorMesse Stuttgart Ares Fuarcılık tarafından düzenlenecek olan fuar; 6 salonda, 30 bin m2’lik alanda organize edilecek. Ticaret Bakanlığı, KOSGEB, GIDABİL, EKMADER ve Türkiye Fırıncılar Federasyonu gibi kuruluşların desteğiyle düzenlenecek olan IBAKTECH, Türkiye, İtalya, Fransa, Almanya, Slovenya, Çin, İran ve Suriye gibi ülkelerden 300’ün üzerinde katılımcıya ve 500’ün üzerinde markaya ev sahipliği yapacak. Bu sayede ziyaretçiler farklı ülkelerden gelen sektör profesyonelleri ile iletişim kurarak iş birlikleri ve ticari ilişkiler geliştirebilecekler.

Fuar; ekmek – pasta makinaları, hamur makinaları, ekmek – pasta katkı maddeleri, çikolata ve üretim teknolojileri, dondurma ve üretim teknolojileri, ambalaj makinaları, dekor malzemeleri, fırın – pastane ekipmanları, pişiriciler, gıda ve içecek, gıda & içecek makine ve ekipmanları, konveyör sistemleri ve ekipmanları, makine ekipmanları otel, cafe – bar mutfak ekipmanları, soğutma grupları, dondurulmuş ürünler, mobilya dekorasyon, dernek, sektörel yayınlar gibi tüm sektörleri tek çatı altında bir araya getirerek, dünya gıda ve teknolojileri ticaretine yön verecek.

Uluslararası İş Bağlantılarınn Buluşma Noktası Olacak

Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Genel Müdürü Ufuk Altıntop, IBAKTECH fuarının sektördeki önemine değinerek; “IBAKTECH fuarı, ekmek, pasta, çikolata, şekerleme ve dondurma sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların bir araya geldiği ve son teknolojileri bir arada görebileceği önemli bir platform. Geçtiğimiz yıllarda, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Bölgeleri başta olmak üzere 115 ülkeden 80 binin üzerinde profesyonel ziyaretçiyi ağırlayan IBAKTECH, hem katılımcılarına yeni pazarlara ulaşmaları için fırsatlar sunmuş hem de uluslararası bir ticari platform olarak sektör profesyonellerinin yatırım kararlarındaki önemini bir kez daha ortaya koymuştu. Bu başarısıyla alanında dünyanın ikinci büyük fuarı olma konumunu koruyor. Katılımcılar ve ziyaretçiler, bu fuar sayesinde sektördeki gelişmeleri takip ederek, potansiyel yeni iş ortakları ile bağlantı kuracak ve uluslararası pazarlara açılma fırsatı yakalayabilecek ” ifadelerini kullandı.

Türk Mobilya Sektörü 18 Firma ile Guangzhou Çin Uluslararası Mobilya Fuarı’na Damga Vurgu

Satınalma Eğitimi Türk Mobilya Sektörü 18 Firma Ile Guangzhou çin Uluslararası Mobilya Fuarı'na Damga Vurgu

Dünya Mobilya Pazarından Aldığı Payı Artıran ve 2024’e Güçlü Bir Giriş Yaparak Başarılı İhracat Rakamları Elde Eden Türk Mobilya Firmaları Bu Yıl 53’üncü Kez Düzenlenen Guangzhou Mobilya Fuarı’na Çıkarma Yaptı. Türk Mobilya Sektörü Olarak Çin Pazarını Oldukça Önemsediklerini Belirten İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, Milli Katılım Organizasyonu Çerçevesinde Bu Yıl Fuarda 18 Firma ile Boy Gösterdiklerini Söyledi.

Satınalma Eğitimi Türk Mobilya Sektörü 18 Firma Ile Guangzhou çin Uluslararası Mobilya Fuarı'na Damga VurguTürk mobilya üreticileri dünyanın farklı yerlerinden mobilya üreticileri, ihracatçıları ve satın alma profesyonellerini bir araya getiren dünyanın en büyük ve en geniş organizasyonu olan Guangzhou Çin Uluslararası Mobilya Fuarı’na katıldı. İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği Milli Katılım organizasyonuyla fuarda 18 firma ürünlerini sergileme fırsatı buldu. İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, “Mobilya sektörümüz 2024’e güçlü bir giriş yaptı ve geçtiğimiz yıl yakaladığımız istikrar sürüyor. Elbette bu istikrarı sürdürmek için de uluslararası organizasyonlar önem taşıyor. Bu yılla birlikte Çin Uluslararası Mobilya Fuarı’na 14. kez Milli Katılım organizasyonu düzenlemiş olduk ve fuar bizim için oldukça verimli geçti. Fuarda gerçekleştirilen iş görüşmelerinin ihracat rakamlarımıza olumlu yansımalarını bir an önce görmeyi ümit ediyoruz” dedi. Fuarda Türkiye standını T.C. Guangzhou Başkonsolosu Kaan Başkurt, T.C. Guangzhou Ticaret Ataşeleri Dilan Can ve Şerife Yıldırım Demirel Birlik ziyaret ederek milli katılım firmalarına sertifikalarını takdim etti.

Uluslararası Satın Alma Uzmanlarından Yoğun İlgi

Fuarda dünyanın farklı farklı ülkelerinden mobilya üreticileri klasik ve modern ev mobilyası, ofis, mutfak, bahçe mobilyaları, mobilya üretimi için gerekli ham maddeler, mobilya aksesuarları ve ev tekstili gibi ürünlerin yanı sıra üst düzey mobilyalar, süit mobilyalar ve tüm evi kişiselleştirme gibi çeşitli temalar altında en iyi ürünlerini sergiledi. Uluslararası satın alma uzmanlarının yoğun katılım gösterdiği fuarda Türk üreticiler yeni iş birliği anlaşmaları için birçok görüşme gerçekleştirdi. Özkan, “CIFF önemli bir fuar ve bu yıl 53. kez düzenlendi. Biz de 18 firmamızla 1530 metrekarelik alanda ziyaretçilerimizi ağırladık. Çin dünyanın en büyük mobilya ihracatçısı konumunda, bu nedenle biz de mobilya sektörünün en büyük pazarına mobilya ihracatı yapmak için adımlar atmak ve burada da var olduğumuzu göstermek için geniş bir katılım gerçekleştirdik. Üretim hacmimiz her geçen gün artıyor ve var olduğumuz pazarlarda yerimizi sağlamlaştırıyoruz. İlerleyen yıllarda Çin pazarından da önemli bir pay alacağımızı düşünüyoruz” dedi.

Dijital Ölçeklenmenin Yolu Yapay Zeka Altyapısından Geçiyor

Satınalma Eğitimi Dijital ölçeklenmenin Yolu Yapay Zeka Altyapısından Geçiyor

Dijital ve yapay zekâ dönüşümünü, 5 ana stratejik önceliğinden biri olarak gören Sabancı Topluluğu, bu alanda düzenlenen uluslararası organizasyonlarda da Türk iş dünyasını temsil etmeyi sürdürüyor. Dünyanın önde gelen yayın gruplarından The Economist tarafından İngiltere’nin başkenti Londra’da “Yapay Zekâyı Kuşanmak: Korkudan Servete” temasıyla düzenlenen Yıllık İş Dünyası İnovasyon Zirvesi’ne katılan Sabancı Holding Dijital Grup Başkanı Max Speur, “Verinin Öncüleri: İşten Sağlanan Veriyi Yapay Zekâ için Kullanmak” panelinde konuştu. Veri kalitesi ve erişebilirliği hakkında değerlendirmelerde bulunan Max Speur, yapay zekâ modellerini çalıştırmak için gerekli altyapıların önemine dikkat çekti.

Satınalma Eğitimi Dijital ölçeklenmenin Yolu Yapay Zeka Altyapısından GeçiyorBugünün dünyasında verinin artık yeni ham madde olduğunu ifade eden Max Speur, “Fakat dijital dönüşümün doğru şekilde uygulanabilmesi için verinin kalitesi kadar ortam değişkenleri de çok önemli. Kamuoyunda sıklıkla kullanılan bir ifade var: ‘Veri artık yeni petrol.’ Bu ifade, verinin değerini anlatmak için doğru olabilir. Ama tek başına yeterli değil. Çünkü petrolle arabayı çalıştırabilirsiniz ama o arabanın istediğiniz yere gidebilmesi için doğru lojistik, işletme ve teslimat altyapısına ihtiyacınız var” ifadelerini kullandı.

Son yıllarda iş dünyasının yapay zekâ odağında büyük bir dönüşümden geçtiğini ifade eden Max Speur, “Bu dönüşüm sağladığı büyük teknolojik ilerlemenin yanında, kaynak kullanımı konusunda da ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Bugün bu alanda yapılan çalışmaları şu soru eşliğinde gerçekleştirmek zorundayız: ‘Yapay zekâ modellerini doğru ve etkin şekilde çalıştırabilmek için gerekli altyapıya ve yetkinliklere sahip miyiz?’ Yapay zekâ çok ciddi bir işletim gücü, depolama kabiliyeti ve enerji gerektiriyor. Fakat bulut teknolojileri ve veri merkezlerini de bünyesinde barındıran altyapı hizmetleri, orta vadede ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Dolayısıyla yapay zekâ odaklı dijital dönüşüm için bu kaynakları sağlayabilecek altyapı yatırımlarının büyük önemli bulunuyor” şeklinde konuştu.

Küresel Ölçekte 38 GW’li̇k İlave Bi̇r Kapasi̇teye İhti̇yaç Var

Yapılan bilimsel araştırmalara göre, yapay zekâ modellerinin getirdiği ilave yükleri çalıştırabilmek için, yakın gelecekte 38 GW’lik ilave bir kapasiteye ihtiyaç duyulacağını ifade eden Max Speur şunları kaydetti: “Ancak ne veri merkezi endüstrisi ne de kurumsal şirketler tarafında, bu yönde büyük yatırımlar görmüyoruz. Sabancı olarak, bizim bu alana odaklanmamızın ana nedenlerinden biri de bu. Burada ikili bir hedef setinden bahsedebiliriz. Birinci olarak, burada bir ölçeklenme fırsatı görüyoruz. Ve bu yatırımların, Sabancı’nın dijitale bakış açısını, gelecek teknolojilerin geliştiricisi olma vizyonunu çok iyi yansıttığını düşünüyoruz. Diğer yandan da, bulut teknolojilerinin, ölçeklenebilir dijital teknoloji platformların ve yeşil hiper ölçekli veri merkezlerinin, dünyadaki yeşil dönüşümün de ana motoru olacağına inanıyoruz. Bu dönüşüm, Sabancı olarak bizim Topluluk Vaadimizin de tam merkezinde yer alıyor. Diğer yandan, dijitali gerçek anlamda bir iş kültürü haline getirmenin, dijital işletmeler oluşturmanın ve siloları kalıcı şekilde ortadan kaldırmanın yolu da bu yatırımlardan geçiyor.”

Türkiye, Almanya ve Benelüks ile Ti̇caret Rekoru Kırdı, Loji̇sti̇k Talebi̇ Arttı !

Satınalma Eğitimi Türkiye, Almanya Ve Benelüks Ile Ti̇caret Rekoru Kırdı, Loji̇sti̇k Talebi̇ Arttı

Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında entegre lojistik hizmetler sunan Capella Logistics, Almanya ve Benelüks ülkelerine yönelik taşımalarını geçen yıl yüzde 20 artırdı. Almanya ve Benelüks hatlarında da uzmanlaşan şirketin CEO’su Aytaç Aykanat, “Kaliteli hizmet Avrupa’da fark yaratıyor. Almanya ve Benelüks hatlarında gelen taleplere esnek, hızlı ve maliyet etkin çözümler geliştiriyoruz.” dedi.

Satınalma Eğitimi Türkiye, Almanya Ve Benelüks Ile Ti̇caret Rekoru Kırdı, Loji̇sti̇k Talebi̇ ArttıTÜİK verilerine göre geçen yıl Türkiye’nin Almanya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg ile ticaret hacmi 71 milyar doları aşarak rekor kırdı. Artan ticaret hacmi, ithalat-ihracat taşımalarına da yansıdı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği verilerine göre geçen yıl Türkiye ile bu ülkeler arasında kara yolu araçlarıyla gerçekleştirilen ithalat-ihracat taşımaları 348 bin 113’e ulaştı. Bu taşımaların yüzde 85,3’ü ise Türkiye plakalı araçlarla yapıldı.

Uluslararası entegre lojistik şirketi Capella Logistics de bu taşımalardan aldığı payı daha da artırmak için bu yıl Almanya ve Benelüks hatlarındaki hizmetlerine ağırlık vermeye başladı. Almanya ve Benelüks hatlarını güçlendiren şirketin CEO’su Aytaç Aykanat, bu ülkelerde güçlü acente bağlantıları olduğunu söyledi. Bulgaristan’daki iştiraklerinin, Almanya ve Benelüks taşımalarını hızlandırdığını anlatan Aykanat, “Türkiye ile Almanya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasındaki taşımalarımızı geçen yıl yüzde 20 artırdık. Bu yılki hedefimiz ise yüzde 30 artış.” dedi.

“Yatırımlarımızı artırdık, kaliteli hizmet anlayışımızla hızımızı katladık”

Aykanat, Almanya ve Benelüks ülkelerindeki güçlerini kaliteli hizmet anlayışlarıyla pekiştirdiklerini söyledi. Hemen her sektörden yüke uygun araçları ile kapıdan kapıya teslimat yapabildiklerine dikkati çeken Aykanat, “Kaliteli hizmet Avrupa’da fark yaratıyor. Almanya ve Benelüks hatlarında gelen komple ve parsiyel taşımacılık taleplerine hasarsız, hızlı ve maliyet etkin çözümler geliştiriyoruz. Bu ülkeler ile Türkiye arasında karşılıklı, haftalık düzenli seferlerimizde teslimat sürelerini kısalttık.” diye konuştu.

“Acil yükleri minivan ve ekspres tır seferlerimizle taşıyoruz”

Türkiye ve Avrupa ülkelerinde gümrüklü-gümrüksüz depolama ve katma değerli hizmetleriyle de öne çıktıklarının altını çizen Aykanat, Hollanda ve Belçika’ya ulaşmak için genellikle demir yolu çıkışlı intermodal hatlarını kullandıklarını belirtti. Aykanat, Almanya ve Benelüks taşımalarında aciliyeti olan yükleri ise minivan araçlarıyla 36-72 saatte ya da ekspres tır seferleriyle teslim ettiklerini de sözlerine ekledi.