Kimya Sektörünün Beş Aylık İhracatı 12 Milyar Doları Aştı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı mayıs ayında geçen yıl aynı döneme göre yüzde 14 artışla 21,7 milyar dolar oldu. Mayıs ayında 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren kimya sektörü ise en çok ihracat yapan ikinci sektör oldu. Sektörün bu yıl ilk beş aylık ihracatı 12,3 milyar dolar oldu. Kimya sektörü mayıs ayında ülke ihracatından yüzde 11,3 pay aldı.

 

Kimya sektörünün Mayıs ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Sektörümüz mayıs ayında 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İlk beş aylık ihracatımız 12 milyar doları aştı. Son on iki aylık sektör ihracatımız yüzde 8,8 artışla 32 milyar dolara ulaştı. Enflasyon ve faiz baskısı ile küresel durgunluğun yaşandığı zor bir süreçten geçiyoruz. Almanya’nın resesyona girmesi ile birlikte AB ülkelerindeki ekonomik durgunluğun boyutunu görmüş olduk. Bu durgunluğun önümüzdeki dönemde yerini canlanmaya bırakmasını bekliyoruz. Nitekim yurt dışı pazarı hakkında öncü göstergelerden ihracat iklimi endeksi ve ülkemiz için öncü ekonomik göstergelerden imalat sanayi kapasite kullanım oranı ve imalat sanayi PMI rakamlarından da hafif de olsa yeniden canlanmanın başladığını görebiliyoruz. Mayıs ayında kapasite kullanım oranı hem sektörümüzde hem genel imalat sanayinde artış gösterdi.

Kimya sektörümüzün ortalama kapasite oranı Mayıs ayında yüzde 78’in üzerine çıkarak, 5 aylık dönemdeki en yüksek kapasite oranına ulaşırken aynı zamanda geçen yıl mayıs ayına göre de 0,13 puan artış gösterdi. Bunlar olumlu gelişmeler elbette ancak bir yandan finansmana ulaşımdaki sıkıntılar, enflasyon, kur ve faiz dengesi gibi çözülmesini beklediğimiz sorunlarımız var. İnşallah yeni dönemde uygulanacak yeni ekonomik politikalarla bu sorunların bertaraf edileceğine inanıyoruz. Kimya sektörü olarak daha güçlü bir büyüme ve ihracat için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Sorgulanabilir Belgelerin Yeterlilik Bilgiler Tablosunda Beyanı ?

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, İhale üzerinde bırakılan isteklinin kendi adına düzenlenmiş kayıt tescil belgesi sunmadığı iddialarına yer verilmiştir.

04.05.2023 tarihli ve 2023/UH.I-709 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Sağlık Bilgi Yönetim Sistemleri Hakkında Yönetmelik’in “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 4’üncü maddesinde “… i) KTS: Kayıt Tescil Sistemini, j) KTS Yetki Belgesi: SBYS hizmeti sağlayıcısının KTS’de kayıtlı olduğunu ve aktif listede yer aldığını doğrulayan belgeyi …” hükmü,

Anılan Yönetmelik’in “SBYS hizmeti alımı süreçleri” başlıklı 10’uncu maddesinde “…

(3) İdare, 4734 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında SBYS hizmeti sağlayıcısından KTS yetki belgesini ibraz etmesini ister. İdare; 4/3/2009 tarihli ve 27159 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin Ek-2’sinde yer alan Açık İhale Usulü ile İhale Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Tip İdari Şartnamenin 7.1 maddesinin (h) bendi uyarınca düzenlenecek idari şartnamenin 7.1 maddesinin (h) bendinde, KTS yetki belgesini ister. Birden fazla SBYS hizmeti alımlarında iş, meri mevzuat hükümleri kapsamında kısmi teklife açılabilir. SBYS hizmeti sağlayıcısı alt yüklenicilerle de teklif sunabilir ancak SBYS hizmeti sağlayıcısı olan alt yüklenicilerin her birinin KTS’de kayıtlı olması ve KTS yetki belgesi sunması zorunludur.

(4) SBYS hizmeti alımı süreçlerinde alımı yapılacak her SBYS için ayrı KTS yetki belgesi istenir. SBYS hizmeti alımı süreçlerinde alımı yapılacak olan SBYS’lerden herhangi birini alt yüklenicinin sağlayacak olması hâlinde, alt yüklenici tarafından temin edilecek olan SBYS için de KTS yetki belgesi istenir…” hükmü,

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Sınır değer ve aşırı düşük teklifler” başlıklı 59’uncu maddesinde

“(1) İhale komisyonu verilen teklifleri değerlendirdikten sonra Kurum tarafından belirlenen yönteme göre sınır değeri hesaplar.

(2) Aşırı düşük teklif tespit ve değerlendirme işlemlerine ilişkin olarak, ihale ilanı ve dokümanında belirtilmek kaydıyla üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralardaki koşullar çerçevesinde aşağıdaki seçeneklerden bir tanesi kullanılır.

  1. a) Sınır değerin altında olan teklifler ihale komisyonunca aşırı düşük teklif olarak tespit edilir ve bu teklif sahiplerinden Kurum tarafından belirlenen kriterlere göre teklifte önemli olduğu tespit edilen bileşenler ile ilgili ayrıntılar yazılı olarak istenir. İhale komisyonu;

1) Verilen hizmetin ekonomik olması,

2) Seçilen teknik çözümler ve teklif sahibinin işin yerine getirilmesinde kullanacağı avantajlı koşullar,

3) Teklif edilen hizmetin özgünlüğü, gibi hususlarda yapılan yazılı açıklamaları dikkate alarak aşırı düşük teklifleri değerlendirir. Bu değerlendirme sonucunda, açıklamaları yeterli görülmeyen veya yazılı açıklamada bulunmayan isteklilerin teklifleri reddedilir…” hükmü,

İdari Şartname’nin “İhaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri” başlıklı 7’nci maddesinde “İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için aşağıda sayılan belgeler ve yeterlik kriterleri ile fiyat dışı unsurlara ilişkin bilgileri e-teklifleri kapsamında beyan etmeleri gerekmektedir.

… 7.5.4. İsteklinin teklifi kapsamında sunması gerektiği bu şartnamenin 7 nci maddesi dışındaki maddeleri ile teknik şartnamede belirtilen aşağıdaki belgeler:

…..

Kayıt Tescil Belgesi Teknik Şartname 2.1 Maddesi: Teklif edilecek ürün Sağlık Bakanlığı “Kayıt Tescil Birimi” nde kayıtlı aktif Sağlık Bilgi Yönetim Sistemi üreticileri Aktif PACS listesinde yer almaktadır. Yükleniciler Kayıt Tescil Biriminden aldıkları belgeleri yeterlilik bilgi tablosunda sunacaktır.
Yetki Belgesi Teknik Şartname 2.14 Maddesi: Teklif verecek firmalar teklif ettikleri ürünleri için yetkili satıcı olduklarına dair üretici firmadan ya da üretici firmanın Türkiye temsilcisinden alacakları yetki belgelerini yeterlilik bilgi tablosunda sunacaktır.

 

…” düzenlemesi,

Teknik Şartname’de “1. PACS ve RIS Teleradyoloji Genel Şartları

KONU

Bu teknik şartname Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğüne Bağlı Sağlık Tesisleri için kurulacak olan Dijital Görüntü Arşivleme ve Haberleşme Sistemi (PACS) ve Ortak Radyoloji Bilgi Sistemi (RBS) içeren Teleradyoloji sistemi ile ilgili satın-alma şartlarını kapsar.

AMAÇ

Bu şartnamenin amacı Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Sağlık Tesislerinin Görüntü Arşivleme ve Haberleşme Sistemi (PACS) yazılımının kurulumunu, işletilmesi ve müdürlük içindeki Sağlık Tesislerinin birbiri ile Teleradyoloji yapmaları işini kapsayacaktır. Bu kapsamda müdürlüğe bağlı tüm kurumlar hastanın tüm çekimlerine tek bir seferde ulaşılabilecek böylece gereksiz çekimler önlenebilecektir. Alınacak PACS sistemi müdürlük genelince mevcutta çalışmakta olan HBYS yazılım sistemleri ile entegre olarak çalışacaktır. HBYS’ nin PACS ile entegrasyonu için yüklenici, HBYS üreticisi ile çalışacak olup, bu firmadan alınacak tüm hizmetler firma tarafından bu proje kapsamında HBYS firmasından temin edilecektir. Bu çalışmalar sırasında, HBYS1 yi temin eden firma ile yüklenicinin sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda Balıkesir İl Müdürlüğü belirleyici ve hakem role sahip olacaktır. Yüklenici aşağıda isimleri belirtilen sağlık tesisleri haricinde yeni açılan veya kurulması istenilen diğer sağlık tesislerine de sözleşme süresince ücretsiz kurulum yapacaktır.

  1. Genel İstek ve Özellikler

2.1 Teklif edilecek ürün Sağlık Bakanlığı “Kayıt Tescil Birimi”nde kayıtlı aktif Sağlık Bilgi Yönetim Sistemi üreticileri Aktif PACS listesinde yer almalıdır. Yükleniciler Kayıt Tescil Biriminden aldıkları belgeleri İhale dosyasında sunacaklardır.

2.14 Teklif verecek firmalar teklif ettikleri ürünleri için yetkili satıcı olduklarına dair üretici firmadan ya da üretici firmanın Türkiye temsilcisinden alacakları yetki belgelerini tekliflerine ekleyeceklerdir…” düzenlemesi yer almaktadır.

13.03.2023 onay tarihli ihale komisyonu kararı incelendiğinde ihalede teklif veren 3 isteklinin tamamının teklifinin geçerli olarak belirlendiği, ihalenin Furkan Avcı üzerinde bırakıldığı, başvuru sahibi istekli Simplex Bilgi Teknolojileri Anonim Şirketi’nin ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekli olarak belirlendiği anlaşılmıştır.

İhale üzerinde bırakılan isteklinin kendisi adına düzenlenen kayıt tescil belgesinin sunulmadığı/beyan edilmediği iddiasına ilişkin yapılan incelemede, söz konusu isteklinin yeterlik bilgileri tablosunun ilgili bölümüne aşağıda yer verilmektedir.

İdari Şartnamenin 7 nci maddesi dışındaki maddeleri ile teknik şartnamede belirtilen belgeler. İdari Şartname 7.5.4 Maddesi Kayıt Tescil Belgesi (Teknik Şartname 2.1 Maddesi: Teklif edilecek ürün Sağlık Bakanlığı “Kayıt Tescil Birimi” nde kayıtlı aktif Sağlık Bilgi Yönetim Sistemi üreticileri Aktif PACS listesinde yer almaktadır. Yükleniciler Kayıt Tescil Biriminden aldıkları belgeleri yeterlilik bilgi tablosunda sunacaktır.) Kayıt Tescil Belgesi, Sağlık Bakanlığı Kayıt Tescil Sisteminden alınmış Yetki belgemiz bulunaktadır. KTS_Yetki_Belgesi.pdf olarak sunulacaktır. İdari Şartnamenin 7 nci maddesi dışındaki maddeleri ile teknik şartnamede belirtilen belgeler.

 

Kayıt Tescil Belgesi’nin, “https://kts.saglik.gov.tr/YetkiBelgesiDogrula.aspx” internet adresi üzerinden doğrulama kodu girilerek sorgulanabilir nitelikte bir belge olduğu, idare tarafından söz konusu belgeye ait bilgilerin yeterlik bilgileri tablosunda beyan edileceğine yönelik düzenlemeye ihale dokümanında yer verdiği, ancak ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından sunulan yeterlik bilgileri tablosunda söz konusu belgeye ilişkin “Kayıt Tescil Belgesi, Sağlık Bakanlığı Kayıt Tescil Sisteminden alınmış Yetki belgemiz bulunmaktadır. KTS_Yetki_Belgesi.pdf olarak sunulacaktır.” şeklindeki ifadenin, ihale tarihi itibarıyla anılan belgenin sorgulanabilmesi için bir beyan niteliğinde olmadığı, netice itibarıyla anılan isteklinin söz konusu belgeye ilişkin beyanının bulunmadığı anlaşıldığından başvuru sahibinin bu yönüyle iddiasının yerinde olduğunu sonucuna varılmıştır.

Mehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E. Üyesi

Hava Kargo Talebindeki Düşüş Nisan Ayında Yavaşladı

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), Nisan 2023 küresel hava kargo piyasalarına ilişkin verileri yayınladı ve bir önceki yılın talep performansına göre daha yavaş olmakla birlikte düşüşün devam ettiğini gösterdi.

– Kargo ton-kilometre (CTKs) cinsinden ölçülen küresel talep, Nisan 2022’ye kıyasla %6,6 düşüş kaydetti (uluslararası operasyonlar için -%7,0). Yıllık bazda yaşanan bu düşüş, bir önceki aya göre  (-%7,6) iyileşmeye işaret ediyor.

– Kapasite (mevcut kargo ton-kilometre, ACTK olarak ölçülür) Nisan 2022’ye kıyasla %13,4 arttı. Nisan 2019’a dönemine kıyasla da %3,2 artarak son üç yılda ilk kez kapasite COVID öncesi seviyeleri aşmış oldu. Bu güçlü artış, yolcu sektöründeki talebin toparlanmaya başlamasıyla birlikte, temel olarak göbek kapasitesinin artışından kaynaklanıyor. Bu iyileşmeye rağmen yük taşıma kapasitesi %2,3 oranında azaldı. Preighter operasyonları 2,5 yıllık kesintisiz faaliyetlerin ardından Mart ayında sona erdi.

– Küresel kargo talebini etkileyen başlıca faktörler:

o Kargo talebinin öncü göstergesi olan Satın Alma Yöneticileri Endeksi’nin (PMI) küresel yeni ihracat siparişleri bileşeni Nisan ayında iyileşme kaydetti.  Çin’in PMI seviyesi kritik 50 sınırını aşarak dünyanın en büyük ihracat ekonomisinden mamul mallara olan talebin arttığına işaret etti.

o Küresel mal ticareti Mart ayında %0,2 oranında artarak Kasım 2022’den bu yana ilk kez yıllık bazda artış gösterdi.

o Tüketici ve üretici fiyatlarındaki artışlar ılımlı seyretti. Nisan ayı manşet Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ABD’de %5,0, Çin’de %0,3 ve Japonya’da %3,5 olarak kaydedildi. Avrupa daha yüksek (%8,1) olmakla birlikte, Ekim 2022’deki %11,5’lik zirvenin oldukça altında bir artış kaydetti.

IATA Genel Müdürü Willie Walsh, hava kargo sektörünün COVID-19 krizini atlatmasını sağlayan dayanıklılık, kriz sonrasında da kritik önem taşıdığını söyledi. Walsh sektör değerlendirmesinde şunları söyledi, “Hava kargo sektörü, yolcu talebindeki toparlanmanın beraberinde getirdiği göbek kapasitesindeki genişlemenin sonuçlarına göre kendini ayarlıyor. Preighter operasyonları Mart ayında durdu ve yük taşıma hizmetleri Nisan ayında %2,3 oranında azaltıldı. Talep ortamını okumak oldukça zor. Enflasyonun düşmesi kesinlikle olumlu bir gelişme. Ancak bunun talebi canlandırabilecek daha gevşek para politikalarına yol açma derecesi ve hızı belirsiz.”

Bölgesel Havayollarının Nisan Ayı Performansı

Asya-Pasifik havayollarının hava kargo hacimleri Nisan 2023’te, 2022’nin aynı ayına kıyasla %0,4 oranında azaldı. Bu, Mart ayına (-%6,8) kıyasla performansta önemli bir iyileşmeydi.  Bölgedeki mevcut kapasite, işin yolcu tarafından giderek daha fazla göbek kapasitesinin devreye girmesiyle Nisan 2022’ye kıyasla %41,2 oranında arttı.

Kuzey Amerikalı taşıyıcılar, Nisan 2023’te 2022’nin aynı ayına kıyasla kargo hacimlerinde %13,1’lik bir düşüşle tüm bölgeler arasında en zayıf performansı gösterdi. Bu, Mart ayına (-%10,2) kıyasla performansta düşüş kaydetti. Bölgedeki havayolları, iki ana ticaret hattındaki hacimlerdeki önemli düşüş nedeniyle Nisan ayında uluslararası talepte önemli bir azalma gördü: Kuzey Amerika-Avrupa (-%13,5) ve Kuzey Amerika-Asya (-%9,3). Kapasite Nisan 2022’ye kıyasla %1,5 azaldı.

Avrupalı taşıyıcılar Nisan 2023’te 2022’nin aynı ayına kıyasla kargo hacimlerinde %8,2’lik bir düşüş yaşadı. Bu, Mart ayına (-%7,4) kıyasla performansta hafif bir düşüş oldu. Bölgedeki havayolları, Kuzey Amerika-Avrupa (-%13,5) ticaret hattında ve Avrupa içinde (-%16,1) çift haneli daralmalar nedeniyle uluslararası talepte önemli bir düşüş gördü. Bu durum, bölgedeki genel düşüşü hafifletmeye yardımcı olan Avrupa-Asya hattındaki güçlü taleple (%3,4) kısmen dengelendi. Nisan 2023’te kapasite Nisan 2022’ye kıyasla %7,8 arttı.

Orta Doğulu taşıyıcılar Nisan 2023’te kargo hacimlerinde yıllık bazda %6,8’lik bir düşüş kaydetti. Bu, bir önceki aya (-%5,5) kıyasla performansta hafif bir düşüş oldu. Kapasite Nisan 2022’ye kıyasla %10,0 arttı.

Latin Amerikalı taşıyıcılar, Nisan 2023’te Nisan 2022’ye kıyasla kargo hacimlerinde %1,6’lık bir düşüş bildirdi. Bu, Mart ayına (-%4,4) kıyasla performansta bir iyileşmeydi. Nisan ayında kapasite, 2022 yılının aynı ayına kıyasla %8,1 arttı.

Nisan ayında tek olumlu performans gösteren Afrika havayolları, Nisan 2022’ye kıyasla talepte %0,9’luk bir artış kaydetti. Bu, bir önceki aya (-%4,3) kıyasla performansta bir iyileşmeydi. Özellikle, Afrika’dan Asya’ya ticaret rotası Nisan ayında kargo talebinde önemli bir artış yaşadı ve yıllık bazda %20,0 artış gösterdi. Kapasite Nisan 2022 seviyelerinin %5,3 üzerinde seyretti.

OSB’lerde Kira ve Arsalar El Yakıyor

Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) yüzde 100’e yakın artan kira ve arsa fiyatları yatırım yapmak isteyen sanayicinin önünü kesiyor. Artan maliyetler nedeniyle uygun şartlarda üretim yapamamaktan dert yanan sanayiciler, yeni üretim alanları istiyor.

Son yıllarda yaşanan enflasyonist ortam, devletin sağladığı teşvikler nedeniyle organize sanayi bölgelerine (OSB) olan ilginin artması kısıtlı olan sanayi bölgesi alanları nedeniyle kira ve arsa maliyetlerinde ciddi artışlar yaşandı. Bazı firmalar yeni yatırımları için uygun fabrika bulamazken bazı firmalar ise fiyat artışları nedeniyle yatırım kararlarını ötelemek durumunda kaldı. Son yıllarda yaşanan artışlar, firmaların Ar-Ge, yeni makine ve ürün gibi bazı yeni yatırım projelerini ertelemesine yol açtı. Sanayiciler çözümün yeni üretim alanları oluşturularak, KOBİ ölçeğindeki firmalara uygun şartlar altında tahsis edilmesi görüşünde.

Gayrimenkul Uzmanı Gülcan Altınay arzda yaşanan sıkıntının fiyatları yukarı çektiğini belirtti ve devam etti: “Son özellikle iki yıldır devletin sağladığı teşvikler sebebiyle organize Sanayi bölgelerinde ciddi talepler oluştu taleplerin oluşmasıyla arzda sıkıntı yaşanmaya başlandı dolayısıyla fiyatlarda otomatikman yukarı çıkmaya başladı şu an sanayicilerimiz yer bulamamaktan ve artan arsa fiyatlarından dolayı çok şikayetçi bir kısım sanayici arsa ve inşaat fiyatlarının artmasıyla kiralık fabrikaya yöneldi bu durumda yine talebin oluşmasıyla kiralık fabrikaların fiyatları da her geçen gün artıyor.” diye konuştu.

Yatırımcıların Yeni Gözdesi Sanayi Yapıları

Gayrimenkul Uzmanı, ULİKAD üyesi Gülcan Altınay ayrıca: “Kiraların yükselmesi ile yatırımcıların yeni gözdesi sanayi yapıları oldu arsa ve inşaat maliyetleri toplamı hesaplandığı zaman yüksek kira bedelleri nedeniyle kira amortisman süresi yatırımcının odak noktası haline geldi.” dedi.

Sanayiciler Devletten B Planı Bekliyor

Firmalar üretim yeri bulmakta zorlandığını söyleyen Altınay: “Çerkezköy Sanayi Bölgesi’nde fabrika kuracak firmalar yer tahsis etmekte zorluk yaşıyor çünkü seçenekler çok sınırlı sayıda. Sanayiciler devletten B planı bekliyor yeni sanayi alanlarının açılmasını bekliyorlar.” diye konuştu.

Yeni Fabrikalar Kurmak İmkânsız Hale Gelebilir

Fabrikalarda kira artışlarının yatırımları etkileyeceğine dikkat çeken Gülcan Altınay, “Fiyatlardaki balon artışların devam etmesi ile yeni fabrika kurmalarının imkânsız hale gelebileceğini söylüyorlar. Son dönemlerde Çerkezköy bölgesinde Sanayi arsası ve fabrika satış rakamları %100 artış gösterdi” diye konuştu.

Kontrol Odağı ve Başarı

İşleriniz hep ters mi gidiyor ? Başarısızlık yakanızı bir türlü bırakmıyor mu ? Başkaları işlerini tereyağından kıl çeker gibi hallederken hep sizin işlerinizde sorun mu çıkıyor ? Şans hep diğerlerinden yanaymış gibi mi görünüyor ? Ya da tam tersi bir biçimde o gün şanslı gününüzdeydiniz ve işleriniz yaver gitti.

Merak etmeyin, yalnız değilsiniz ! Birçok insan aynı düşüncelere sahip ve başlarına gelen iyi ya da kötü şeylerin yalnızca şans, kader ya da başka insanların iyi ya da kötü olmaları gibi kendi kontrolleri dışında olan unsurlardan kaynaklandığına inanıyorlar. Elbette şans, kader ve diğer insanların davranışları gibi kontrolümüz dışındaki unsurların yaşamımız üzerinde her zaman için çeşitli şekillerde etkisi vardır ancak başımıza gelen her şeyi bunlarla ilişkilendirmek de ne kadar doğrudur ?

Yukarıda yer verilen benzeri sorular aslında başarının ya da başarısızlığın nedenlerine ilişkin tutum ve algılarımızın bir sonucudur. Başarı ve başarısızlığın nedenlerini kendimizle ya da kontrolümüz dışındaki unsurlarla ilişkilendirmemiz de aslında çoğunlukla farkında olmadığımız eğilimlerimizin bir sonucudur ve bu eğilim “kontrol odağı” olarak isimlendirilmektedir. Değişimlerin hızlıca yaşandığı günümüz dünyasında başarılı olabilmek de hangi eğilimi öncelikli tuttuğumuzla yakından ilgilidir (1).

Kontrol odağında “iç kontrol odaklılık” ve “dış kontrol odaklılık” olmak üzere iki farklı durum söz konusudur. Dış kontrol odaklı kişiler, her ne kadar sıklıkla karşılaştıkları durumları kendilerinin kontrol ettiklerini düşünseler de yeni durumlar söz konusu olduğunda karşılaştıkları olumlu ve olumsuz durumların nedenlerini genel olarak şans, kader ve diğer insanların davranışları gibi kendileri dışındaki unsurlarda arama eğilimdedirler. Dolayısıyla da çaba sarf etmeyi gereksiz görmektedirler. Çünkü ne olacaksa olacaktır. İç kontrol odaklı kişiler ise karşılaştıkları olumlu ve olumsuz durumların nedenlerini öncelikle kendilerinde aramaktadırlar. Bu açıdan iç kontrol odaklı kişilerin öz değerlendirme yapabilme becerilerinin yüksek olduğu söylenebilir. Bu özelliklerinin bir sonucu olarak iç kontrol odaklı kişilerin geleceklerinin kendi kontrollerine bağlı olduğuna inanmaları nedeniyle daha fazla çaba gösterdikleri ve bunun sonucunda da kariyerlerinde daha başarılı oldukları görülmektedir. Ayrıca yine iç kontrol odaklı kişilerin iş hayatında diğerlerine göre daha yüksek performans gösterdikleri, stresli durumlarla daha kolay başa çıkabildikleri, hedef odaklı hareket ettikleri, gerektiğinde kolaylıkla inisiyatif ve sorumluluk aldıkları ve nihayetinde liderlik için daha uygun oldukları da söylenebilir. Bu nedenle bir işletmenin başarısının diğer birçok unsurun yanı sıra çalışanlarının iç kontrol odaklı kişilerden oluşmasına bağlı olduğu da ileri sürülmektedir (2, 3, 4).

Kısaca belirtmek gerekirse dış kontrol odaklı kişilerdeki en önemli sorun çaba ile başarı arasındaki ilişkinin farkında olmamalarıdır. Başarının da başarısızlığın da şans, kader ve diğer insanların davranışları gibi kendi kontrolleri dışındaki unsurlar olduğuna dair taşıdıkları güçlü inanç ister istemez sorunun kaynağını kendilerinde aramalarını engellemektedir.

Elbette yaşamlarımız üzerinde kendi kontrolümüz dışındaki unsurların belirli bir etkisi bulunmaktadır. Ne var ki, karşılaştığımız bütün durumların nedenlerini kendimiz dışındaki unsurlarda aramayı alışkanlık haline getirdiğimizde, kendimizden kaynaklanan sorunları, diğer bir ifade ile düzeltmemiz gereken hatalarımızı göremez oluruz.

İç kontrol odaklı kişilerin daha başarılı olmalarının en önemli nedeni, sorunun kaynağını kendi kontrolleri dışındaki unsurlarda aramaya başlamadan önce öz değerlendirme yaparak güçlü oldukları yönleri fark edip bunları ön plana çıkartabilme ve ayrıca hatalı ve eksik yönlerinin farkına vararak hatalarını düzeltme ve eksiklerini giderme fırsatından yararlanabilmeleridir.

Ayrıca sağlıklı bir biçimde öz değerlendirme yapabildikleri için, sorunun gerçekten kendi kontrolleri dışındaki unsurlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığını ayırt edebilmeleri de söz konusudur. Böylelikle sorun, gerçekten kendi kontrolleri dışındaki unsurlardan kaynaklanıyorsa, bunlara yönelik stratejiler geliştirip doğru önlemleri de alabilmeleri mümkün olmaktadır. Dolayısıyla başarılı olmanın önemli bir ön koşulunun doğru bir biçimde öz değerleme yapabilme, başka bir ifade ile kendimizle açıkça ve objektif bir biçimde yüzleşebilme becerisini kazanmak olduğunu kabul etmek gerekir.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Mind Tools Content Team, “Locus of Control: Are You in Charge of Your Destiny?”, Çevrim içi: https://www.mindtools.com/am8v6ux/locus-of-control, 31.05.2023.

(2) McShane, S. L. and Von Glinow, M. A. (2019), Organizational Behavior, 4th Ed. McGraw-Hill Education, New York, p. 59.

(3) Lopez-Garrido, G. (2023), “Locus Of Control Theory In Psychology: Definition & Examples”, Çevrim içi: https://www.simplypsychology.org/locus-of-control.html, 31.05.2023.

(4) HRDQ Staff (2022), “How Your Internal Locus Of Control Can Impact Your Business”, Çevrim içi: https://hrdqstore.com/blogs/hrdq-blog/internal-locus-of-control#table-of-contents-10, 31.05.2023.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI – ONLINE BAŞVURU TARİHLERİ 5-16 HAZİRAN 2023

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
YÜKSEK LİSANS ONLINE BAŞVURU TARİHLERİ 5-16 HAZİRAN 2023
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BAŞVURU REHBERİ

https://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr/tr/_
YÜKSEK LİSANS YÜKSEK HEDEFLER

Toplam Ücret: 2 Dönem (Taksit) X 15.000 TL  =  30.000 TL
Program Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL – merdal@istanbul.edu.tr

Ekol360 Küresel E-Ticaret Trendlerine Işık Tutuyor

Ekol360, 2023 E-Ticaret Rehberi: Trendler, Zorluklar ve Fırsatlar başlıklı bir rapor hazırladı. E-ticarette küresel ölçekte 2022 yılında yaşanan gelişmeleri gözler önüne seren rapor, aynı zamanda 2023 yılı ve sektörün geleceğine dair önemli ipuçları veren bir rehber niteliğinde.

Ekol360 E-Ticaret Lideri Melike Özeker, 2022 yılı verileri doğrultusunda küresel e-ticaret trendlerinin derinlemesine incelendiği, 2023 yılına ışık tutan bir çalışma yaptıklarını belirterek, “Bu rapor, e-ticaretin bugünü ve yarınının bir fotoğrafını çizmeyi hedefleyip, stratejik bir ajanda ortaya koyuyor. Bu çalışmanın işletmelere e-ticaret yolculuğunda bir rehber olmasını istiyoruz.“ diye konuştu.

 

Uzun Vade Başarının Yeni Anahtarı: Yavaş Büyümeye Alışmak

Raporda, dünya genelinde 5,8 trilyon dolar gelir elde eden e-ticaretin, 2020’deki yüzde 26,7’lik büyüme rekorunun ardından 2021’de yüzde 16,8, küresel ekonomide yaşanan resesyon nedeniyle 2022’de ise yüzde 7,1’lik bir büyüme gerçekleştiğine dikkat çekilerek, sektörde yeni normalin yavaş ama istikrarlı büyüme olduğu belirtildi. Raporda, 2023 yılı için beklenen büyüme oranının yüzde 8,9 olduğu ifade edildi.

Dünya genelinde 2022 yılında 900 milyar dolar olan sınır aşırı e-ticaretin 2023’te 1,1 trilyona ulaşacağı tahminine yer verilen raporda, bu büyümenin ardında Amazon, Alibaba ve eBay gibi uluslararası pazar yerlerinin artan popülerliği ve lojistik ve ödeme sistemlerinde yaşanan gelişmeler olduğu gösterildi.

Büyümede Stratejik Yaklaşımlar

Raporda, E-Ticaret Büyümesine Stratejik Yaklaşımlar başlığı altında; ABD, Almanya ve Brezilya’nın e-ticarette önde gelen ülkeler haline gelmesinin çevrim içi varlıklarını artırmaya çalışan işletmeler için eşsiz fırsat ve zorluklar yarattığına işaret edildi. İşletmelerin Kuzey Amerika’ya genişleyerek, bölgedeki çevrim içi entegre ekosistemin sağladığı çok kanallı fırsatları değerlendirebileceği belirtildi. Ayrıca Brezilya ve Kanada ile sınır aşırı ticaret fırsatları sayesinde büyüme ve genişleme potansiyellerini artırabilecekleri belirtildi.  Almanya e-ticaret pazarının istikrarlı büyüme, bölgesel genişleme fırsatları ve olgun bir müşteri tabanı sunduğu, Avrupa e-ticaret pazarındaki büyük payı sayesinde bu ülkenin aynı zamanda çevrim içi faaliyetlerini genişletmek isteyen işletmeler için gelişmiş lojistik ve entegre altyapıya erişim sağladığı bilgisi de raporda paylaşıldı.

2023 Trendleri

Raporda, e- ticaret sektöründe 2023 yılında takip edilmesi gereken önemli trendler ise şu şekilde sıralandı: Çoklu kanal, sosyal ticaret, döngüsel ticaret, yeni nesil dijital tedarik zinciri uygulamaları.

Sosyal medya ve e-ticaretin birleşmesinin markalara yeni büyüme fırsatı yarattığına dikkat çekilen raporda, dünya genelinde sosyal medya platformlarından yapılan satışların 2022’de 992 milyar dolara ulaştığı bilgisine yer verilirken, ABD ve Çin pazarında yaşanan gelişmeler örnek gösterildi.  ABD’de 2022’de 45 milyar dolar olan sosyal ticaret perakende gelirlerinin 2025 yılında 80 milyar dolara ulaşacağı tahmini ile Çin’in çevrimiçi canlı yayın satış pazarının üç yıl içerisinde üç milyar dolardan 171 milyar dolara ulaştığı rapordaki çarpıcı veriler oldu.

Ekol Lojistik’ten elde ettiği deneyimi, perakende ve e-ticaret alanında yenilikçi ve dijital ürünler yaratmak için kullanan Ekol360 tarafından hazırlanan 2023 E-Ticaret Rehberi: Trendler, Zorluklar ve Fırsatlar raporunun tamamına ekol360.com üzerinden ulaşılabiliyor.

İşçinin Bilgisayarına Yerleştirilen Klavye Yakalayıcısı İle Takip Edilmesi Hukuka Uygun mudur ?

Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte iş uyuşmazlıklarında elektronik izleme konusu gündem oluşturmaya devam etmektedir. Genel olarak işçinin elektronik ortamda izlenmesi, e-mail adresleri, bilgisayarlar, kamera ve ses kayıtları ve araç takip sistemleri ile gerçekleştirilmektedir. Ancak amacı aşan elektronik izlemeler özel hayatın gizliliği ve temel hak ve özgürlüklerin ihlalini beraberinde getirmektedir. Özellikle kişilerin yapılacak elektronik izleme ile ilgili önceden bilgilendirilmemesi ve rızası dışında gizlice izlenmesi hukuksal alanda tartışma yaratmaktadır. Bu kapsamda son yıllarda işyerlerinde elektronik izleme faaliyetlerinin artması ile birlikte özel hayatın gizliliğine ve temel hak ve özgürlüklerin ihlalinin önlenmesine yönelik sınırların yasal düzenlemeler ile yeniden belirlenmesi yoluna gidilmiştir. Ayrıca işyerlerinde elektronik izleme ile ilgili çıkan uyuşmazlıklar yüksek mahkeme kararlarına da yoğun olarak yansımaya başlamıştır.

İşveren yönetim hakkına dayanarak, işçisine iş için verdiği kurumsal e-maili ve bilgisayarı elektronik ortamda izleyebilir. Ancak, bunun için işçinin bu izleme hakkında bilgilendirilmiş olması gerekir. İşçinin izlendiğine dair bilgilendirilmemiş olması veya gizlice izlenmesi, hukuka aykırılık oluşturur. İşveren her şeyden önce iş ilişkisi kapsamında işçinin kişiliğini korumak ve ona saygı göstermek ve bu konuyla ilgili işyerinde her türlü idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdür.

Yargıtay uygulamasına göre, “Somut uyuşmazlıkta davacının şirkete ait gizli bilgileri şirket dışına çıkardığını, bu hususun davacıya ait USB cihazının bulunması ile ortaya çıktığını savunmuş ise de, yargılama sırasında dinlenilen davacı ve davalı tanıkları davacının zaman zaman işini evden de yürütebildiğini ve bilgisayarının da diz üstü bilgisayar olduğunu ifade etmiştir. Davalı taraf, davacının işyeri dışına çıkarmaması gereken iş sırrı niteliğindeki bilgileri işyeri dışına çıkardığına dair somut bir delil sunmamıştır. Diğer taraftan, dosya kapsamına göre davacının çalışma süresi içinde kariyer sitelerine girdiği, sohbet sitelerinde zaman geçirdiği, bir başka arkadaşını işverenine bazı bilgileri vermemesi konusunda yönlendirdiği, şirketin araç vermemesi üzerine işvereni kötülediği, fuarlara katılmama konusunda çeşitli bahaneler ürettiği, iş sözleşmesinin başlangıcında kendisinde bulunması gereken vasıflar konusunda hatalı bilgi verdiği sabit ise de, davalı işverenin bu bilgileri işçinin bilgisayarına yerleştirdiği özel bir takip programı ile elde ettiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf, gerek haberleşme ve iletişiminin kayda alınması gerekse kaybolan USB’ye usulsüz olarak el konulduğu iddiası ile davalı işveren hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, devam eden hazırlık soruşturmasının numarasını bildirmiştir.

Davalı işveren ise işçinin bu izlemeden haberdar olduğu veya izlemenin yapılacağı konusunda bilgilendirilmediğine dair somut bir delil sunmamıştır. Şu halde davacı işçinin, bilgisayarında bulunan klavye yakalayıcısı adı verilen programdan haberinin olmadığı, işverence bu konuda bilgilendirilmediği, davacının rızası hilafına tüm kayıtların özel yahut işe ilişkin bilgi ayrımı olmadan işverence günlük olarak elde edildiğinin anlaşılması karşısında, elde edilen bu bilgilerin fesih sebebi olarak ileri sürülemeyeceği değerlendirilmelidir. İşverenin yönetim hakkının bir sonucu olarak işçiyi elektronik ortamda izlemesi ve takip etmesi her zaman mümkündür. Ancak bunun için işçinin bu izleme hakkında bilgilendirilmiş olması şarttır. İşçinin izlendiğine dair bilgilendirilmemesi veya gizlice izlenmesi, bu izleme neticesinde elde edilen veriler, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edildiğini açıkça ortaya koysa dahi, hukuka aykırı olarak kabul edilmelidir.

Hal böyle iken, somut olayda işverence gizlice izleme neticesinde elde edilen bilgilerin haklı fesih sebebi olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir. Mahkemece feshin haklı bir sebebe dayanmadığı ve davacının ihbar tazminatına hak kazandığı sonucuna varılması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir”[1].

Sonuç olarak, işverenin yönetim hakkının bir sonucu olarak işçiyi elektronik ortamda izlemesi ve takip etmesi her zaman mümkündür. Ancak bunun için işçinin bu izleme hakkında bilgilendirilmiş olması şarttır. İşçinin izlendiğine dair bilgilendirilmemesi veya gizlice izlenmesi, bu izleme neticesinde elde edilen veriler, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edildiğini açıkça ortaya koymuş olsa dahi, hukuka aykırı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, Yargıtay uygulamasına göre, işverence gizlice izleme neticesinde elde edilen bilgilerin haklı fesih sebebi olarak ileri sürülmesinin de mümkün olmadığı kabul edilmektedir.

Lütfi İNCİROĞLU

 

[1] Y22HD.07.05.2019 T., E.2017/21857, K.2019/9884 Legalbank.

Akreditifin Korkulu Rüyası: Rezerv

Korkulu Rüya; Akreditifte Rezerv Nedir ?

Durup dururken akreditife taraf olan bir bankanın rezerv yaratması olası mıdır? Elbette olası değildir. Akreditife taraf olan ihracatçı hatalı evrak tanzim ederse bankalar da hatalı evraktan dolayı rezerv koyar.  Akreditifte rezerv için pek de iç açıcı cümleler kullanmasam da, rezerv; ihracatçının hatasından dolayı oluşan bir olgudur.

Size gerçek rezervin ne olduğunu anlatayım. Sonrasında rezervin çeşitlerine geçeyim;

Özetle rezerv;

Akreditif koşullarına uymayan farklı bir evrağın bankaya ibraz edilmesi rezerv olarak kabul edilir.

Daha kısa anlatımla;

Rezerv: farklılıktır, risktir, İhracatçı için gerçek sıkıntıdır, İhracatçının bileğinin büküldüğünün resmidir. İhracatçının korkulu rüyasıdır. İthalatçının elini güçlendirir.

Bir akreditif evrağının, akreditifte talep edilen koşullara aykırılık teşkil eder bir şekilde düzenlenmesi halinde, bu uyumsuzluk, farklığın adı rezervdir. Rezerv oluştuğunda, rezervi bulan / tespit eden banka, evrağı ibraz eden tarafa hatalı / rezervli evrağın düzeltilip ibraz süresi içinde kalması kaydı ile tekrar düzeltilmiş evrağın bankaya ibrazına olanak tanımaktadır. Kendisine düzeltilmesi için iade edilen rezervli evrağı düzelten ihracatçı rezerv yemekten kurtulur. Evraklarda oluşan rezervlerin bazıları düzeltilebilen hatalardan oluşabildiği gibi, bazıları da düzeltilemeyen hatalardan oluşur.

Düzeltilemeyen Rezervler

  • Deniz konşimentosunun tarihi,
  • Evrak ibraz süresinin geçmesi,
  • Malların geç yüklenmesi,
  • Sigorta poliçesinin tanzim tarihi
  • Art niyet bulunan rezervler

Düzeltilebilen rezervlerin ortadan kaldırılması kolaydır, asıl düzeltilemeyen ve temelinde “zaman” olan rezervler ihracatçı için sıkıntı yaratır.

Örnek;

  • Geç yüklemeye konu olan deniz konşimentosunun tarihinin düzeltilememesi
  • Akreditif açılış tarihinden önceki bir tarihte tanzim edilmiş vesaik

Diyeceğim odur ki;

Sunulan evrağa banka rezerv koymuyor, akreditif koşullarına uygun olmayan hatalı evrağı ihracatçı bankaya ibraz etmekte ve ihracatçının gözünden kaçan hatalı evraktan dolayı rezervi ihracatçı kendi eliyle yaratmaktadır.

Hiç bu soruyu sordunuz mu ?

Bankalar, ihracatçısına ve müşterine güç verir, ihracatçı bankasına güvenmesini bilmeli, bankanın gücünü yanında hissedip, bilgi ve tecrübelerinden ihracatçılar yararlanmasını bilmelidir. Küresel piyasada, ihracatçılara en yakın olan birkaç kuruluştan bir tanesi bankalar olup, akreditif evraklarında hatanın var olmasını tespit etmesini ihracatçı bardağın dolu tarafına bakar şekilde değerlendirmeli. Bankalar ihracatçıya evraklarında rezerv var dediklerinde, ihracatçının bu rezervi düzeltme şansı vardır. Ya bu rezervi, ihracatçının bankası ile birlikte,  ithalatçının bankası da gözden kaçırır, ithalatçının kendisi bizzat akreditif evrağında rezerv bulursa ne olacak ?

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Yapay Zeka “ChatGPT” ile Pazarlık Stratejisi Belirleme ve Tedarikçi Görüşmelerine Hazırlanma – 1

Bu yazımda OpenAI şirketi tarafından geliştirilen ChatGPT (chat.openai.com) isimli yapay zekadan, tedarikçi pazarlık görüşmelerimizde nasıl faydalanabileceğimizi aktaracağım. Öncesinde yapay zekanın tarihçesine ve gelişimine kısaca bakalım. 

Yapay zekâ; “Akıllı muhakeme sistemlerinin tasarımı ve inşası ile ilgili teorileri, algoritmaları ve metodolojileri araştıran ve geliştiren bir bilgisayar bilimi dalıdır”. Kavramın kullanımı ilk kez 1956’da Hannover, Dartmouth College, New Hampshire’da yapılan bir konferansa atfedilmektedir. (Makine zekâsı ve benzeri diğer tanımlamalar daha da geriye gitmektedir). John McCarthy tarafından organize edilen ve küçük bir grup matematikçiyi ve araştırmacıyı bir araya getiren konferans, makine zekâsının insan zekâsını taklit edebilme olasılığı teması ile düzenlenmiştir. Genişletilmiş bir beyin fırtınası oturumu olan etkinlik, öğrenmenin ve yaratıcılığın her yönünün tam olarak matematiksel olarak modellenebileceği ve dolayısıyla makineler tarafından kopyalanabileceği varsayımına dayanıyordu. 

Aşağıdaki altı alan yapay zeka disiplininin ana odağı olmuştur ve bu alandaki çalışmalar devam etmektedir: 

– Vision (Bilgisayarla Görme ve Görüntü İşleme) 

– Robotik 

– Doğal Dil İşleme (Bu yazımızda ele aldığımız ChatGPT bunun en gelişmiş örneğidir.) 

– Makine Öğrenimi 

– Otomatik Planlama Sistemleri ve Otomatik Programlama 

– Kural Tabanlı Uzman Sistemler 

Yapay zeka tedarik zincirinin hemen her aşamasında kullanılabilir. Örneğin, tedarikçideki kalite problemleri, politik istikrarsızlık, grev, olumsuz hava olayları, tedarikçinin iflası vb. durumlar, toplanan verileri işleyen bir yapay zekâ ile önceden tespit edilebilir, gelecek senaryoları çalıştırılabilir. Benzer şekilde işletmeler tedarik zincirindeki aşağı yönlü belirsizlikleri de bertaraf edebilir. Burada yapay zekâ, şirketlerin talep planlamalarını optimize etmelerini, daha doğru tahmin etmelerini ve stoklarını daha iyi kontrol etmelerini sağlayabilmektedir. Sonuç olarak işletme, dinamik iş koşullarının iniş ve çıkışlarını öngörebilecek ve üstesinden gelebilecek daha çevik tedarik zincirlerine sahip olmaktadır. 

Tedarikçi görüşmeleri veya müzakerelere hazırlık yapmak isteyen satın alma yöneticileri de yapay zekadan faydalanabilir. ChatGPT, en gelişmiş yapay zeka modeli olarak kabul edilmektedir. ChatGPT, bazı cümleler veya bir istem verildiğinde herhangi bir konuda tutarlı ve çeşitli metinler oluşturabilen derin bir sinir ağıdır. 

ChatGPT’ye doğru soruları sorduğunuzda pazarlık stratejilerinizi ve farklı senaryolarda neler yapabileceğinizi hızlı bir şekilde planlayabilirsiniz. Yapay zekaya yönelttiğiniz sorgulara ya da bilgi istemlerine “prompt” adı veriliyor. Ben yazı içerisinde prompt yerine soru kelimesini kullanacağım. Yazımızın bu bölümünde 5 soru sorarak pazarlık hazırlığımızı gerçekleştireceğiz. 

ChatGPT ile Pazarlık Stratejisi Belirlemede İlk Adım: 

Mevcut Durumu Ortaya Koymak 

ChatGPT’ten destek alabilmek için öncelikle mevcut durumumuzu ona anlatmamız gerekiyor. Sohbetin başında, pazarlık durumunuzu açıklayın, bu görüşmedeki ilgi alanlarınız, hedefleriniz, pazarlık yaptığınız şirket, bu şirketin ilgi alanları, hedefleri ve sizin başarmak istediğiniz durum hakkında bilgi vermelisiniz. Örneğin aşağıdaki gibi bir metin ile başlayabilirsiniz. Bu metni göndermeden önce son satıra SORU 1’i ekleyiniz. 

Yukarıda yapay zekaya genel hatları ile pazarlık öncesi durum hakkında bilgi verdik. Bu metnin hemen altına aşağıdaki soruyu yazarak gönder tuşuna basabilirsiniz. 

Satınalma Dergisi'ne Ücretsiz Üye Olarak bu içeriğin devamına erişebilirsiniz. Üye iseniz lütfen giriş yapınız.
Hesap Oluştur

 

 

 

 

Kayıt Formu

Hoşgeldin Üyeliği (Ücretsiz)
Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.